Peşindeki Mafya Babanla Ortak Olur [JJK]

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 4 фев 2025

Комментарии • 47

  • @cynosurecatty
    @cynosurecatty  Месяц назад +49

    hepimize güzellikleri getir 2025 ❤
    1-)
    Gerinerek uyandığımda huzursuzca sağa sola döndüm. Yataktan çıkasım gelmiyordu. Zaten boş bir gün olacaktı dersim yoktu, yapacak bir şeyim de. Babamın işleriyle ilgilenmek istemiyordum, belki sadece arkadaşlarımla buluşabilirdim, bunun için de erken kalkmaya gerek yoktu.
    Aradan birkaç saat daha geçtiğinde yeniden araladım gözlerimi. Bu sefer kesinlikle daha mutlu hissediyordum.
    Telefonu elime alıp biraz oyalanmak istedim. Açar açmaz ekrana düşen mesajla göz devirmeden edememiştim.
    'Günaydın prenses.'
    'Henüz uyanmadın değil mi?"
    'Öğlen olmak üzere.'
    Görüldü atıp telefonu kapattım ve yataktan çıktım. Keyfim kaçmıştı. Peşimde bir adam vardı, kim olduğunu bilmiyordum, ne istediğini bilmiyordum, hiçbir şey bilmiyordum. Sadece, peşimdeydi. Her istediğinde bana ulaşıyormuş gibi rahattı. Resmen adamın elinin altındaydım. Birkaç ay olmuştu yabancı numaradan mesajlar gelmeye başlayalı.
    Aldığım duştan sonra uzun saçlarımı kurutmak için ayna karşısına geçtim. Kuruduktan sonra düzleştirirken bir yandan da Mia'yı aramıştım. Yakın arkadaşımdı.
    "Aşkım, nasılsın?"
    "İyidir bebek, sen?"
    "Ben de iyiyim. Hazırlanıyorum."
    "Nereye?"
    "Kahve içmeye gidiyoruz." Kıkırtısını duyunca ben de güldüm.
    "Peki benim neden bundan haberim yok?"
    "Oldu işte."
    "Ama bugün olmaz ki."
    "Ne demek olmaz Mia?"
    "Luke yanımda. Beraber geçirecektik bugünü." Düzleştiriciyi bırakırken yeni planlar düşünüyordum ama yapacak bir şey yoktu. Luke Mia'nın sevgilisiydi, başka şehirde okuduğu için çok görüşemiyorlardı.
    "Bekle aklıma bir fikir geldi." Heyecanla telefona yaklaştım.
    "Nedir?"
    "Buluşalım, sen, ben, luke ve arkadaşı." Yine mi aynı konuydu?
    "Mia, sevgili istemiyorum. Ayrıca ben-"
    "Kızım hemen reddetme, istemiyorsan sevgili olmazsın. Çocuk seni bir kere görmüş kaç seferdir bizi darlıyor. Bak ben sordum araştırdım hem, iyi çocuk. Ayrıca çok yakışıklı." Sessiz kaldığımda düşünüyordum.
    "Yn, hala hayır mı?"
    "Sıkılırsam kalkarım."
    "İşte bu!" Karşılıklı el çakışma sesi gelince kafamı iki yana salladım.
    "Kaçta geleyim?"
    "Sen gelme."
    "Ne?"
    "Jeremy seni alacak." Demek adı buydu. Ama herkesin iyiliği için kendim gitmem daha doğru olurdu.
    "Mia, evin durumunu bilmiyormuş gibi konuşma."
    "Biliyorum kızım, yine de gelecek işte." Elimle alnıma vurdum. Babam sorun çıkartacaktı.
    "Ah unutmadan, Luke az önce senin numaranı attı. Bundan sonrası ikiniz arasında."
    "Hayırdır Mia? Sen neden bu kadar ilgilisin?"
    "İddiaya girdik." Luke bağırdığında boğuşma sesleri geldi. Gülüp makyaja başladım. Hafif bir şeyler iş görürdü.
    "Yn, yok öyle bir şey."
    "Var!"
    "Luke, Mia neye bastı?"
    "Senin Jeremy ile buluşmana. Ben kabul edeceğini düşünmüyordum." Tekrar boğuşma ve küfür sesleri geldi. Onlar eğlenceliydi.
    "Hey! Bırakın kavga etmeyi. Buluşmayı seçiyorum. Sadece Mia haklı çıksın diye." Birkaç saniyelik sessizlikten sonra Mia konuştu.
    "Kızmadın mı?"
    "Hayır."
    "Seni seviyorum Yn. Hayvan! Luke!"
    "Kapatıyorum o zaman."
    "Kapat." Luke konuşup yüzüme kapattığında Mia'nın tarafında olduğum için mutluydum.
    Üzerime kısa bir şort etek ve düz siyah tişört giymiştim. Beyaz sporlarla kombinimi tamamlayıp parfüm sıktım. Çantamı aldıktan sonra odadan çıktım. Amacım evden sessizce uzaklaşmaktı ama olmadı.
    Çalışanlar tarafından zorla alt kata indirilmiştim. Babamın tepesinde dikilmiş ona bakıyordum.
    "Kızım, daha kaç kere söylemem gerekiyor? Eğitime ihtiyacın var." Bahsettiği savunma eğitimiydi, eminim hoca bile getirtmişti. İnatla kafamı salladım.
    "Ben senin gibi pis işlerle uğraşmayacağım için buna gerek yok. Gerçekten yok baba."
    "Sen, bir yere mi gidiyorsun?"
    "Evet, arkadaşımla buluşacağım." Sıkıntıyla çenesini sıvazladı.
    "Evde kal. Gerçekten güvende olmanın tek yolu bu."
    "Yok artık baba. Kim bana bir şey yapmaya cesaret edebilir?"
    "Edemezler zaten. Ama olur da ya ederlerse?"
    "O zaman onları doğduğuna pişman edersin."
    "Yine de kendini korusan fena olmaz."
    "Ben kendimi korurum ayrıca, nereden çıktı ders? Hiç gerek yok." Elimle hayava sıkı yumruklar atıp kendimi kanıtlamaya çalıştım.
    "Yn, son kez uyarıyorum. Bence evde kal."
    "Çıkıyorum baba, görüşürüz." Yüzüme attığı sert bakışları önemsemeden evden ayrıldım. En azından işlerin başına geçmemle ilgili bir şey dememişti. Babam mafyaydı. Resmen mafya. Ama kötü biri olduğunu sanmıyordum. Yeri gelince polisle bile iş birliği yapardı.
    Tek çocuğu ben olduğum için işleri benim üzerimden devam ettirmek istiyordu.

    • @cynosurecatty
      @cynosurecatty  Месяц назад +39

      2-) Tek çocuğu ben olduğum için işleri benim üzerimden devam ettirmek istiyordu. Ben de kendi mesleğimi yapmak istiyordum. Mimar olacaktım. Kendi arabamla otoparktan çıkarken camdan beni izlediğini biliyordum. Evden biraz uzaklaştım ve kamera radarından çıktım. Gelen aramayı cevapladığımda istemsizce oturuşum da dikleşmişti.
      "Yn, Jeremy ben."
      "Ah, selam. Nasılsın?"
      "Gayet iyiyim, sen?"
      "Ben de öyle."
      "Konum atabilir misin acaba? Yola çıktım ben." Göremese de kafamı sallayıp hemen konumu gönderdim.
      "Parkta mısın?"
      "Evet, biraz hava almak istemiştim."
      "Anladım. Geliyorum hemen."
      "Acele etme lütfen. Dikkatli gel."
      "Merak etme hem dikkatli hem hızlı olacağım." Vedalaşma faslından sonra telefon kapandı. Arabadan inip kitledikten sonra anahtarı çantama attım. Ah hadi ama, yanlış çantayı almıştım, içinde yapıştırıcı ve maket bıçağı vardı. Proje ödevine değil, randevuya gidiyorsun kızım.
      Hızlı bir şekilde önümde duran spor arabanın üstü açıktı. Göz göze geldiğimizde gülümseyip arabadan indi.
      "Yn."
      "Jeremy?"
      "Ta kendisi." El sıkıştıktan sonra kibarca ön kapıyı açıp binmemi bekledi. Gerçekten hızlı gelmişti. Yol boyu sohbet ettik. Tamam kafa dengiydi ama enerjilerimizin uyduğunu sanmıyordum. Pahalı bir mekana giriş yaptığımızda manzaralı masaya doğru ilerledi. Onu takip ederken sonradan aklına gelmişim gibi elini belime attığında kaşlarım çatıldı. Temas sevmezdim. Masaya yerleştiğimizde karşılıklı olarak oturuyorduk.
      "Yn. Çok güzelsin." Evet, genelde böyle derlerdi. Sen de herkes gibi misin Jer?
      "Teşekkür ederim." Gülümsedi. Ama bir sorun vardı. Mia neredeydi? "Mia nerede?" Kafasını kaldırıp şaşırmış gibi baktı.
      "Mia mı? Neden burada olsun ki?" Dudaklarım aralandığında hain bir oyunun içine düştüğümü anladım. Baş başa bir date olacaktı. Çaktırmadan konuyu dağıttım.
      Jeremy menüyü incelerken ben de mekana bakıyordum. Arkadaki masada gördüğüm tanıdık yüzle resmen oturduğum yerde çivilendim. İfadesiz yüzü beni izlerken benim ilk tepkim göz devirmek olmuştu.
      Jeon Jungkook. Peşimdeki adam. Hakkında hiçbir şey bilmiyorum demiştim, adı dışında.
      Önüme döndüğümde açıkçası gerilmiştim. Çünkü yanımda güvendiğim veya tanıdığım biri yoktu.
      Garsonu çağırdıktan sonra sipariş veren Jeremy benim için de bir şeyler istemişti. Masa dolmaya başlarken özel bir şişe ve bardaklar da yerini aldı.
      "Umarım beğenirsin." Anın tadını çıkarmak için gülümseyip çatala uzandım. Tabağımda kırmızı et vardı. Nefret ederdim.
      "Dene lütfen." İlk buluşmadan yemek seçmek ayıp olurdu. Mecbur bir lokma ağzıma aldım. Arka masadaki adamın bakışlarını üzerimde hissediyordum, kafamı kaldırınca göz göze geldik. Manyak herif ne istiyordu bilmiyorum ama tedirgin olmuştum.
      Yemeği yarım bıraktığımda neyse ki daha fazlası için zorlamamıştı.
      "Şimdi ne yapalım?" Eve gitmek istiyordum. Yine de günü mahvetmeyecektim.
      "Bilmem, sen karar ver."
      "Aslında iyi bir mekan biliyorum."
      "Benim alkolle çok aram yok."
      "Demek o yüzden şarap bile içmedin." Gülümsedim. "Yine de gidelim, sana alkolsüz kokteyl hazırlamak isterim." Kararsız kalsam da ısrar edince yol çıktık. Garip bir his vardı içimde, adını koyamıyordum. Hava hafiften kararmaya başlamıştı ve şehirden uzaklaşmıştık.
      "Bu, mekan nerede acaba?"
      "Çok az kaldı." Kafamı salladığımda tedirgince yolu izlemeye başladım. Mia'yı aramıştım ama cevap vermiyordu, mesajlarım bile ulaşmıyordu. Bacağımda hissettiğim elle irkilirken Jeremy izin bile almadan bacağımı okşamaya başladı. Yoldaki gözleri arada beni bulunca yüzümdeki ifadeyi görmüş olmalı ki geri adım attı.
      "Pardon, ben birden."
      "Hoşlanmam temastan çok."
      "Kusura bakma benim hatam. İzin almam gerekirdi." Kafamı salladım ve sessizliğe büründük.
      Kısa süre sonra ıssız bir sokakta durduğumuzda gerçekten korkuyordum.
      "Geldik." İndiğimizde hızlıca vale gelip arabayı aldı ve açılan kapıdan içeri girdik. Burası çok büyüktü, ayrıca kalabalık ve gürültülü. Dışarısı gibi değildi. İçim biraz olsun rahatlarken önümdeki yabancıyı takip etmeye başladım.
      Bar kısmına geçtik ve baristanın yanına girdik. İnsanlar Jeremy geçerken yol veriyor ve saygıyla selamlıyordu. Sanırım haklıydı.
      "Ne seversin?"
      "Tatlı ve ferah bir şey olabilir." Kafasını sallayıp dikkatle malzemeleri çıkarttı. Çok geçmeden hazırladığı karışıma olan bakışları beni güldürmüştü.
      "Bu o kadar güzel olmuş olmalı ki... Hemen dener misin lütfen?" Heyecanına ortak olup bir yudum aldım. Sonra devamı geldi çünkü gerçekten güzeldi. Kendine de bir kadeh aldığında bar tezgahına yaslanmış, dans eden insanları izliyorduk. Yani ben insanları izlerken o beni izliyordu.
      "Çok güzelsin." Yavaşça ona döndüm. Gülümsediğimde bakışları dudaklarıma kaydı. "Büyü gibi."
      "Teşekkür ederim." Söylediklerini zar zor seçiyordum. Oysa müzik o kadar gürültülü değildi. Dengem sarsıldığında yaslandığım tezgaha tutundum.
      "Yn?"
      "İ-iyiyim." Değildim. Başım dönmeye başlamıştı. Birden bire ne olmuştu? Bakışlarım etrafı taradı, tanıdık bir yüz hatta belki de onu aradım. Uzun zamandır baktığım her yerdeydi, yine öyle olmasını umdum. Ve öyleydi. Sert ifadesine ek bu sefer kaşları da çatıktı.
      Jeremy koluma girdiğinde ne olduğunu anlamadan kendimi ona bıraktım ve gülmeye başladım.
      "Yn iyi değilsin gel. Duyuyor musun beni?"
      "Duyuyorum." Arka tarafa doğru ilerlerken sessizce mırıldanıyordum. Bilincim gelip gidiyordu ve uyku beni ele geçirmek için savaşıyordu.
      "Ne vardı?"
      "Anlamadım."
      "İçeceğimde, ne vardı?"

    • @cynosurecatty
      @cynosurecatty  Месяц назад +43

      3-) ''İçeceğimde, ne vardı?"
      "Sadece biraz rahatlatıcı. Kötü mü oldu?" Bedenimi kolları arasına aldı ve sarıldı. Düşmemek için ona tutundum.
      "Jeremy." Endişeli sesime güldüğünü duydum.
      "Korkuyorsun değil mi? O yüzden titriyorsun ama farkında bile değilsin. Yazık oldu, seni kandırmak için o kadar uğraşmadım bile." Neler dönüyordu?
      "Sen... Bana..." Cümlenin devamı gelmedi ve sırtım yumuşak bir yerle buluştu. Yatak olmalıydı.
      "Ben sana, ne?" Güldü ve yatağın kenarına oturdu. Dişlerimi sıktım, vücudumda gücüm bile yoktu.
      "Kimsin sen?"
      "Ne önemi var ki?" Bana döndü, bakışları değişmişti ve yüzünde birçok duygu vardı. "Ama biliyor musun, sana dokunmayı bile istemiyorum. O kadar mide bulandırıcısın." Kaşlarım çatılırken kafasını sallayıp devam etti. "Babanın yaptıkları... İnan yaşamayı bile hak etmiyor, yine de daha çok acı çekmesi için biricik kızını elinden alacağım." Nerden geldiğini bilmediğim bıçakla üzerime eğildi. "Var mı son bir isteğin güzel kız?" O kadar şaşkındım ki tek yaptığım yüzüne bakmak oldu. Bana bir şey yapamazdı, değil mi?
      Birden kapı açıldı ve saniyeler içinde üzerimdeki bedeni geriye savruldu. Jungkook, bana bir bakış attıktan sonra yerdeki adama yaklaştı.
      "Sen kimsin lan?"
      "Ecelin."
      "Benim kim olduğumu biliyor musun?"
      "Orospu çocuğunun tekisin." Jeremy, ya da gerçek adı her neyse, sinirle yerden kalkmaya çalıştı ama Jungkook tekme attığında bu girişimi başarısız oldu.
      "Kızdan ne istedin lan?"
      "Biraz eğlenecektim, sonra midem kaldırmadı, onun gözleri de babasınınki gibi." Jungkook tekrar tekme attı ve belindeki silahı çıkardı. Onu ilk defa bu kadar inceliyordum. Gördüğüm en etkileyici erkek olabilirdi. "Ona dokunursan, ölürsün." Susturucu taktığı silahı beklemeden yerdeki adamın kafasına sıktı ve bana döndü.
      "İyi misin?"
      "B-ben..." Başım dönüyordu. Yanıma geldiğinde koluma girip yataktan çıkmama yardım etti.
      "Kimse sana yabancılardan bir şey almaman gerektiğini söylemedi mi?"
      "Sen de yabancısın."
      "Ben sana bir şey içirmedim Yn."
      "Ya içirirsen?"
      "Kafan güzelleşmiş, gel." Odanın çıkışına yürüdük. Anlamıyordum, nasıl güzelleşmişti?
      "Yani, kafam normalde çirkin miydi de şimdi güzelleşti?" Tuvalete geldiğimizde ondan ayrı durmak istesem de beni bırakmadı. Kabinlerden birine girdiğimizde korkmam gerekiyordu ama tüm hücrelerim uyuşmuş gibiydi.
      "Kus."
      "Ne?"
      "Kus ki ilacı dışarı atabilesin."
      "Tamam. Çık."
      "Çıkmıyorum." Kendi bilirdi, omuz silkip yavaşça yere çöktüm. Bunun için sonradan utanırdım. Birkaç saniye bekledikten sonra kafamı kaldırıp kedi gibi baktım sert yüzüne.
      "Nasıl kusucam?" O da yanıma çöktüğünde birden parmaklarını ağzıma soktu ve boğazıma kadar götürdü. Öğürürken içimdekileri daha fazla tutamadım ve klozete kusmaya başladım. Mide öz suyuma kadar kustuktan sonra bir süre bekledim. Aldığı peçeteyle ağzımı silip kalkmama yardım etti.
      Yüzümü yıkarken yine beni izliyordu. Aynadan bakışlarımız kesişti.
      "Neden bana yardım ediyorsun?"
      "Canım istiyor."
      "Kimsin ki sen?"
      "Jeon Jungkook."
      "Onu biliyorum, zaten sadece onu biliyorum."
      "Yeterli."
      "Soğuk nevale." Musluğu kapatıp peçete aldım ve yüzümü kuruladım.
      "Daha iyi misin?" Kafamı salladığımda bir şeyler beynime hücum etti ve olduğum yerde kaldım.
      "Beni öldürecekti! Ölecektim! Ah inanamıyorum. Telefonum nerde?" Ceplerime bakarken kolundaki çantamı uzattı. Uzanacağım sırada tekrar kendine çekmişti.
      "Versene!"
      "Hayır."
      "Babamı aramam lazım."
      "Ne diyeceksin? Baba seni dinlemedim ve başıma işler geldi, mi?" Haklıydı. Ama şuan mantıklı düşünemiyordum. Derin bir nefes aldım. Hem bunları nereden biliyordu?
      "Beni eve götür o zaman." Dudaklarını birbirine bastırıp kendi kendine söylendi. "Hayır vazgeçtim. Tanımıyorum seni de." Çantamı elinden alıp tuvaletten çıktım ve koşarak bar çıkışına yöneldim. Bir sorun vardı, nasıl gideceğimi bilmiyordum. Evden uzaktaydım ve yabancı bir yerdeydim. Hava kararmıştı. Etrafta güvenlik ve valelerden başka kimse yoktu. Yardım mı isteyecektim? Kim olduğunu henüz bilmediğim bir adam kim olduğunu henüz bilmediğim bir diğer adamı vurdu ve ölen adam sizin patronunuz olduğunu söyledi. Rica etsem yardımcı olabilir misiniz? Kafayı yememe ramak kalırken telefonumu çıkardım ama gördüğüm tablo çok daha sinirimi bozmuştu. Şarjım bitmişti.
      Biraz daha burada dikilirsem dikkat çekeceğimi bildiğim için zorla içeri girdim. Aradığım kişiyi bulmam uzun sürmedi, köşedeki locaya geçmiş elindeki telefonu sallarken içkisini yudumluyordu. Alkol ve sigara kokusunu alırken başım yine dönmeye başladı. Küfür edip yanına gittim. Bakışları hala bende değildi.
      "Telefonunla kısa bir konuşma yapabilir miyim?"
      "Hayır."
      "Çok kısa, şarjım bitmiş. Hemen babamı arayıp vereceğim."
      "Yabancıların telefonunu istememelisin."
      "Jungkook." Bakışları sonunda bana döndü ve gördüğü şeyle kaşları çatıldı. Birden dengem sarsılmış yer ayağımın altından kaymıştı. Son anda belimden tutup yanına oturttu.

    • @cynosurecatty
      @cynosurecatty  Месяц назад +37

      4-) (son)
      Son anda belimden tutup yanına oturttu.
      "İyi misin?"
      "Sürekli şunu sorup durma."
      "Ne halin varsa gör baş belası."
      "Şimdi baş belası mı oldum? Niye beni takip ettin o kadar?"
      "Canım istedi ettim."
      "Hep canının isteklerine göre mi hareket edersin sen?"
      "Evet." Tekrar başım döndüğünda kafamı arkadaki duvara yasladım. Gözlerimi kapatsam da bakışlarını hissediyordum. "Kalkıyoruz." Ona baktığımda kalkmış ceketini giyiyordu.
      "Görüşürüz."
      "Sen de benimle geliyorsun."
      "Hayır."
      "Evet Yn." Bir şey demeden öylece yüzüne bakmaya devam ettim. Bana doğru eğildiğinde istemsizce gerilmiştim. "Eğer kalkmazsan kucağıma almak zorunda kalıcam." Şaşkınca birkaç saniye daha baktım, kolları bedenime uzandığında onu beklemeden kendim kalkmıştım.
      "E peki öldürdüğün adam ne olacak?"
      "Birileri onu fark edene kadar orda kalacak. Üzüldün mü?"
      "Hayır." Yürümeye başladığında koluna girdim, güvenmiyordum ama çıkış biletimdi. Ayrıca hala başım dönüyordu, bu ne lanet bir şeydi?
      Sorunsuzca mekandan ayrılıp sokağa çıktık. Arabasına bindiğimizde gerginliğim arttı. Ama artık yola çıkmıştık.
      "Anlaşalım, benden korkma. Seni babana götürücem."
      "Nasıl güvenebilirim?"
      "Bir şey yapacak olsam yapardım, kaçıracak olsam başında kusmanı beklemezdim, bayıltırdım."
      "Ya tüm bunlar da planın içinde olduğundan beni ikna etmeye çalışıyorsan?" İnanamaz gibi bir bakış attı.
      "Ne istiyorsan onu düşün." Haklı olduğunu biliyordum, tek çözemediğim kendi isteğiyle mi burdaydı yoksa babam mı onu göndermişti? Gözlerimi daha fazla açık tutamadım, bu kadar yorulmuşken savaş vermek anlamsız olurdu.
      Kafamı geriye yaslayıp ne kadar derin olduğunu bilmediğim bir uykuya daldım.
      Gözlerimi araladığımda gördüğüm şey şaşırmama neden olmuştu. Kendi yatağımdaydım. En son ne olmuştu? Yaşananlar bu sefer tüm netliğiyle doldurdu hafızamı. O kadar hareketli bir gündü ki yetişemiyordum. Telefonumu yanımda bulduğumda açmaya çalıştım ama hala şarjı yoktu.
      Yataktan çıkıp şarja taktıktan sonra banyoya gidip rutin işlerimi halettim. Tüm gece uyumuş olduğuma inanamıyordum. Odamın yanında misafir odası vardı ve genelde boş olurdu ama şimdi kapısı aralıktı. Merakla içeri girdiğimde onu görmeyi beklemiyordum. Jungkook koltukta uzanmış uyuyordu. Burada ne işi vardı? Sessiz olmaya çalışarak yanına gittim.
      Üzerinde düz siyah tişört ve eşofmanla sportif duruyordu. Bir kolu ensesinin altındaydı, onu incelemeyi bırakıp aynı sessizlikle bileğine dokundum. Amacım uyanması için dürtmekti. Birden kolumdan yakalayıp altına çektiğinde neye uğradığımı şaşırdım. Uykulu gözleri şaşkın gözlerimle kesişti ve kaşları havalandı.
      "Yn?" Benimkinin hemen dibinde olan yüzünü inceledim bir süre. Çok yakışıklıydı.
      "Jungkook."
      "Ne işin var senin burada?"
      "Aynı soruyu benim sormam gerekmez mi, burası benim evim. Ayrıca dün gece ne oldu, beni eve sen mi getirdin?"
      "Evet."
      "Neye evet?" Ellerimi göğsüne koyup ittirdiğimde kıpırdamadı bile, ayrıca nasıl bu kadar sert bir vücudu olabilirdi? İnsan değil miydi bu adam? "Kalksana."
      "Neden yapayım? Bana ikinci defa kendi ayaklarınla gelmişken." Kaşlarım çatıldı.
      "İlki zorunluluktu, şimdiki de öyle bir şey. Yani kim olduğunu merak ettim o yüzden geldim. Her neyse, kalk üzerimden."
      "Eve giren herkesi merak mı ediyorsun sen?"
      "Eve giren çok kişi olmuyor, hele bu odada kalan kimse olmuyor. Bekle, babam. Hii, Jungkook kalk." Gülmeye başladığında gerçekten kalkmıştı. "Seni çıkartalım evden, babam görmesin." Eğlenen yüzü hemen dibimdeyken araya mesafe koyup kapıya gittim ama dışarıdan gelen babamın sesiyle kaskatı kesilmiştim. Şimdi sıçmıştım. Jungkook gece beni bırakınca buurada kalmış olmalıydı ama babama yakalandığında ölecekti. Onu korumamın doğruluğu tartışılır olsa da odada onu saklamak için bir yer aramaya başladım. Sonuçta hayatımı kurtarmıştı.
      "Sakın sesini çıkarma." Diye fısıldadığımda kafasını iki yana sallayıp önüme geçti ve kapıyı açtı. Babamla karşı karşıya kalınca babamın bakışları direkt bana döndü. Sırada ne vardı? Önce hangimizi öldürecekti?
      "Tanıştınız mı?" Beklediğim tepki bu olmadığı için şaşkınca baktım babama.
      "Ne?"
      "Tanışmadınız mı? Gel kızım." Beni kolunun altına, Jungkook'u da karşısına aldı. "Jungkook bu kızım, kızım bu da yeni ortağımız Jungkook. Bundan sonra bizimle, hatta seninle." Her kelimede biraz daha şaşırırken karşımdaki adam gayet rahat duruyordu. Tabii ya, şimdi her şey yerine oturmuştu. Tek bir sorun vardı Mia. Beni sırtımdan mı bıçaklamıştı yoksa o da mı bilmiyordu? Telefon açılır açılmaz onu arayacaktım.
      "Baba, neden seninle dedin?"
      "Koruman olacak. Ben sana artık yetemiyorum." Jungkook gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı ve benim kaşlarım daha çok havalandı.
      "Böyle bir şeye ihtiyacım yok ki."
      "Nasıl yok Yn? Daha dün ne oldu?" Biliyor muydu. Çekinerek sordum.
      "Ne oldu baba?"
      "Telefonunun şarjı bittiği için dışarıda kaldın ya, seni çok merak ettim güzel kızım. Jungkook olmasa sen gelene kadar tüm şehri ayağa kaldırırdım." Ağzım açık kaldığında olayların ne şekilde örtüldüğünü anladım. Babamın telefonu çalmaya başladığında beni bırakıp telefona baktı.
      "Gençler bu önemli. Siz tanışın, Yn evi gezdirebilirsin." Babamın arkasından bakakaldığımda gülme sesiyle arkamı döndüm. Ne ara bu kadar yakınıma girdiğini bilmiyordum. Resmen peşimdeki adam babamla ortak olmuştu, ve beni koruyacaktı. Erkeksi sesiyle fısıldadı.
      "Bu arada fırsatım olmadı, günaydın prenses." Adi herif.
      bitmistir

    • @cynosurecatty
      @cynosurecatty  Месяц назад +11

      100 l!ke olsun part 2yi salarım 🥰 (bence o daha güzel)

    • @Alminawest
      @Alminawest Месяц назад +2

      Beni de kustursana askim

  • @lun.m0_0n
    @lun.m0_0n Месяц назад +8

    Aklımdaki tek şey mia..

  • @Jkhayatımm
    @Jkhayatımm 3 дня назад +2

    100 like olmuuuş

    • @cynosurecatty
      @cynosurecatty  3 дня назад +1

      @@Jkhayatımm içime sinmedi bastan yazmam gerekti o yüzden gecikti azicikk

    • @Jkhayatımm
      @Jkhayatımm 2 дня назад +1

      @cynosurecatty yeni bölüm?🤧

    • @cynosurecatty
      @cynosurecatty  2 дня назад

      @@Jkhayatımm az kaldi (insallh)

  • @G1905-GS
    @G1905-GS День назад +2

    Devamı gelicekmiiiii???? Lütfen gelsinn

    • @cynosurecatty
      @cynosurecatty  День назад +1

      @@G1905-GS gelicek

    • @G1905-GS
      @G1905-GS День назад +2

      @cynosurecatty tamammm☆☆☆

  • @Alminawest
    @Alminawest Месяц назад +1

    Aşık oldum valla

  • @semanurkalnc775
    @semanurkalnc775 Месяц назад +1

    Lütfen devamı olsunnnnnn bak ben çok istiyorum güzel yazan bir insandan bunu istemek hakkım pleaseee

    • @cynosurecatty
      @cynosurecatty  Месяц назад +1

      @@semanurkalnc775 devamını yazıyorum, 100 begeni gelince paylasıcam 😽

    • @Alminawest
      @Alminawest Месяц назад

      @@cynosurecatty sadece 64 e cikarabildkm

    • @cynosurecatty
      @cynosurecatty  Месяц назад +1

      @@Alminawest hajshsajja cıkar yaa, yani öyle umuyorum

    • @Alminawest
      @Alminawest 29 дней назад

      @@cynosurecatty inşallah

  • @JUNGKOOK_479
    @JUNGKOOK_479 Месяц назад +1

    harikaydı 💜

  • @Kim.Sui.95.12
    @Kim.Sui.95.12 Месяц назад +1

    Mükkk hemen okuyommm❤❤

  • @durterfoy
    @durterfoy Месяц назад +1

    Yetistimm ve hosgeldin⭐🤍

  • @Alminawest
    @Alminawest Месяц назад +2

    Oha kapağa bak azdım

    • @cynosurecatty
      @cynosurecatty  Месяц назад +1

      yuh bi de okudum de tam olsun terbiyesiz

    • @Alminawest
      @Alminawest Месяц назад

      @cynosurecatty okudum valla

  • @Coolnight-h9s
    @Coolnight-h9s Месяц назад +1

    Ellerine sağlık ♥️♥️♥️♥️ yeni bolum gelirmi

  • @Melomm3267
    @Melomm3267 Месяц назад +3

    Vampirle ev arkadaşı olmak devamı ne zaman gelceeekkkkk

  • @Bisan-bts
    @Bisan-bts 18 дней назад

    Çok güzel olmuş yeni bülüm ne zaman gelir 💜

  • @jalamm-d5o
    @jalamm-d5o 21 день назад

    pt 2 lutfeeeennnn

  • @Kim.Sui.95.12
    @Kim.Sui.95.12 Месяц назад +1

    İlkkkk❤❤🎉

  • @Alminawest
    @Alminawest Месяц назад +1

    Aktiflik gözlerimi yaşartıyor geri mi dönüyorsun yoksaa

  • @Alminawest
    @Alminawest 21 день назад

    Bizim bir hikaye vardı sınır dolunca gelecekti nerde o😊

  • @Melomm3267
    @Melomm3267 Месяц назад +1

    Geldimmmmmmm