Видео

Gececi olmaya geldim gene

Jinle hikaye gelsin😊

📌 Yalnızca kurgudan ibarettir. “Eski Sadist Mafya Sevgilin Barışmak İster” ⭐️ Jeon Jungkook 28 - Kang Eun 19 ⭐️ Jungkook, karanlık geceye karşı odasında yalnızca düşünceleriyle savaşarak oturuyordu. Her şeyin ne kadar yanlış gittiğini hissediyordu. Kendisini güçlü, karizmatik ve korkulan bir adam olarak tanıyan herkesin aksine, şimdi sadece kaybettiği birini geri kazanmanın derdindeydi. Kang Eun. O, Jungkook’un tüm dünyasını oluştururken, bir hata yüzünden her şey sona ermişti. Ve bu hata, Jungkook’un onu kaybetmesine neden olan tek şeydi: Kıskanmak. O kadar derin bir sevgiyle bağlıydı ki Eun’a, başkalarının ona yaklaşması, bir tek an olsun ondan uzak olması, Jungkook’un her yönünü acımasızca etkiliyordu. Ve en büyük korkusu, Eun’un bir gün ondan bıkıp, onu terk etmesiydi. Ve bu, tam da gerçekleşmişti. Eun, bir zamanlar kendisine tüm kalbini açmışken, Jungkook’un kıskanma hastalığı yüzünden terk etmişti. Her şeyin mükemmel olduğu zamanlarda bile, Jungkook’un içindeki karanlık, onu acımasız bir sadiste dönüştürmüştü. Fakat Eun gittiğinde, Jungkook anladı ki, ne kadar acımasız olsa da, Eun’u kaybetmek her şeyden daha büyük bir acıydı. Artık her şeyini, geçmişin tüm karanlığını geride bırakıp sadece Eun’u geri kazanmak istiyordu. Birkaç hafta boyunca, Eun’dan gelen hiç bir haberi duymazken, Jungkook bir çaresizlik içindeydi. Nihayet bir sabah, tüm cesaretini toplayarak ona bir mesaj yazdı: "𝗘𝘂𝗻, 𝘀𝗲𝗻𝗶 𝗯𝗶𝗿 𝗸𝗲𝘇 𝗱𝗮𝗵𝗮 𝗴𝗼̈𝗿𝗺𝗲𝗸 𝗶𝘀𝘁𝗶𝘆𝗼𝗿𝘂𝗺. 𝗕𝘂𝗻𝘂 𝗵𝗮𝗸 𝗲𝘁𝘁𝗶𝗴̆𝗶𝗺𝗶 𝗯𝗶𝗹𝗶𝘆𝗼𝗿𝘂𝗺 𝗮𝗺𝗮 𝘀𝗮𝗱𝗲𝗰𝗲 𝗯𝗶𝗿 𝘀̧𝗮𝗻𝘀 𝗱𝗮𝗵𝗮 𝘃𝗲𝗿. 𝗦𝗮𝗱𝗲𝗰𝗲 𝗯𝗶𝗿 𝗱𝗮𝗸𝗶𝗸𝗮... 𝗹𝘂̈𝘁𝗳𝗲𝗻." Ve bekledi. Saatler geçtikçe her geçen dakika, kalbinde bir çığlık daha yükseliyordu. Ama sonunda, Eun’un cevabı geldi: “𝗚𝗼̈𝗿𝘂̈𝘀̧𝗲𝗯𝗶𝗹𝗶𝗿𝗶𝘇.” Jungkook, telefonunu sıkıca kavrayarak bir iç çekti. Bu şansı bir daha kaybetmemeliydi. Onu kaybettiği gibi kaybolmamalıydı. Eun, Jungkook’tan gelen mesajı okuduğunda, içinde karmaşık bir duygu fırtınası kopmuştu. Onu sevmişti, hâlâ seviyordu. Ama Jungkook’un kıskanması, zamanla bir tutku halini almış ve ilişkiyi boğmuştu. O korkular, o şüpheler… Bir noktada her şey dayanılmaz olmuştu. Ama yine de bir şeyler vardı; bir umut, bir sevda… Ve Jungkook’u görmek, her zaman hissettiği o güveni yeniden bulmak istiyordu. Ama bu kolay olmayacaktı. Gözlerinde hala o eski kırıklıkla, Jungkook’un kapısının önünde durduğunda kalbi hızla çarpmaya başladı. Birkaç kez derin bir nefes aldı ve kapıyı açtı. Jungkook, karşısında dimdik duruyordu. Gözlerindeki karanlık ve pişmanlık, her şeyin bittiğini düşünmesini engelliyordu. “Eun,” dedi Jungkook, sesi yumuşak ama kırık bir tonda. “Beni affetmeni istiyorum. Her şey senin için nasıl olduyorsa, ben de seni kaybetmemek için her şeyi… ama bunu sana hissettirmek istemedim.” Eun, derin bir nefes alarak ona baktı. İçinde kararsızlık vardı ama aynı zamanda bir çekim, bir sevda… “Jungkook, seni seviyorum, ama bu seni kontrol etmen, beni kontrol etmen… Sadist kişiliğin… Bu beni boğdu. Ne zaman sana güvenmeye çalışsam, kaybolup gitmiştim. Benimle birlikte olmak, sana ait olmak istemiştim ama bu şekilde…” Cümlesi havada asılı kaldı, gözleri yaşlarla doldu. Jungkook, adeta bir yük altında kalmış gibiydi. “Eun, sana zarar verdiğimi biliyorum. Her şeyin üzerinde seninle olmanın değeri vardı ama ben hep korktum. Seni kaybetmekten korktum, başkalarına seni bırakmaktan… Ve bu korku, bana kendimi kaybettirdi. Sana bunu hissettirmemi istemezdim.” O an, Jungkook’un gözlerinde karanlık bir pişmanlık vardı. Kendisini kaybetmişti, ama Eun’a olan sevgisi hala onunlaydı. Eun, gözlerini kapatıp birkaç saniye sessiz kaldı. İçinde her şey karışıktı. Jungkook'un gözlerinde suçluluk ve sevgi vardı ama bu sevgiyi gösterebilmesi için gerçekten değişip değişmeyeceğini kestiremiyordu. Ona yeniden güvenmek istiyordu ama kalbi hala korkularla doluydu. "Seninle olmak istiyorum, ama senin güvenebilmemi sağlayacak bir değişim görmeliyim. Kıskançlık, şüpheler... Bunlar bizim birlikte olabilmemiz için engel. Eğer değişebileceğine inanıyorsam, o zaman sana şans verebilirim." Jungkook, Eun’un ellerine yavaşça dokundu. Ellerinin sıcaklığı, her şeyin ötesinde bir şeyler ifade ediyordu. “Bunu sana kanıtlayacağım. Sana güvenebilmen için her şeyi yapacağım. Çünkü seni kaybetmekten, seni bir daha görememekten korkuyorum. Bu korkuyu içimde taşıyamam.” Eun, bir süre Jungkook’un gözlerine bakarak derin bir nefes aldı. Gözlerinde bir karar vardı; belki de ikinci bir şans, yeni bir başlangıç demekti. Ama bu kez, her şey farklı olmalıydı. “Bir şans daha vereceğim sana, Jungkook. Ama güvenmeye başlamam, sana olan sevgimi yeniden inşa etmem için zaman gerekiyor. Kıskanmak, kontrol etmek… Bunlar seni değil, seni sevmemi engelleyen şeyler.” Jungkook, Eun’a daha da yaklaştı, ellerini daha sıkı sararak onu kucakladı. “Buna söz veriyorum, Eun. Birlikte daha güçlü olacağız. Bu kez sana her şeyimi, kalbimi, güvenimi vereceğim. Ve seninle olmak, seni kaybetme korkusu olmadan yaşamak istiyorum.” Eun, başını Jungkook’un omzuna yasladı, kalbinin hızla çarptığını hissederek. "Sana inanmak istiyorum, Jungkook. Ama bunun, hem senin hem de benim için çok zor olacağını biliyorum." Jungkook başını eğip, yavaşça Eun’un saçlarını okşadı. “Bu yolu birlikte geçeceğiz, Eun, ve sana her zaman güvenip sana güven duyacağım.” Bir an sessiz kaldılar. Zaman, ikisinin de kalplerine adım adım dokunarak ilerledi. Birbirlerinin kollarında, yeniden başlamaya karar verdiler. Bu kez, her şeyin farklı olması gerektiğini biliyorlardı. Ama bir şans daha vermek, onlara yeni bir yol açacaktı. Eun, gözlerini kaldırıp Jungkook’a baktı. “Birlikte başarabilir miyiz, Jungkook?” Jungkook, başını sallayarak, dudaklarında kırık ama derin bir gülümseme oluşturdu. “Evet, çünkü seni kaybetmek istemiyorum. Bu kez yapacağız, söz.” Ve o an, aralarındaki eski acıların, şüphelerin ve korkuların ötesinde, sadece sevdanın sesi duyuldu, kalp atışları yankılandı… -SON-

İlk 🎉

Harika🔥

Kapak fotolarını nerden alıyorsun bebeğim?

Aktifliyine hayranım mükemmel yazarsın hep böyle kal bebeğim❤😘

Çok tatlış olmuş minnoşum benim 💞 👑

Aaa ❤️ 💍 💗 💞

Çok güzel yazıyorsun ve aktifsin gerçekten mükemmel ötesi ❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤

İlkim yine peşini bırakmayacağım Mzmznmn

📌 Yalnızca kurgudan ibarettir. “Senden Yaşça Büyük Olan Mafya Seni Kaçırır” ⭐️ Jeon Jungkook 38 - Kang Eun 18 ⭐️ Bir gece, sokakların sessizliği Jungkook’un kalbindeki gürültüyü bastıramıyordu. O an, Eun’u kaçırırken, yaptığı şeyin ne kadar tehlikeli olduğunu fark etmedi bile. O sadece bir anlığına, Eun’un gözlerinde kaybolma arzusuyla her şeyi geride bırakmayı istiyordu. Eun, ne olduğunu anlamadan, nerede olduğunu anlayabilmek adına karanlık odada bir ışık aradı. Karşısında karanlık bir yüz buldu. Gözleri korkuyla açılmıştı, fakat Jungkook’un bakışları bir o kadar derindi. “Sana çok aşığım,” diye fısıldadı. “Tanrı üzerine and içerim sensiz bir hiçim. Bana bir şans ver.” Eun, şaşkınlık içinde onun gözlerine bakıyordu. “Bu... bu ne demek? Neden beni kaçırdın?” Jungkook ellerini Eun’un ellerine yerleştirerek, onun bu soğuk, mesafeli tavrını kırmayı istiyordu. "Çünkü seni her şeyden fazla seviyorum, Eun. Bunu bilmeni istiyorum. Senin için her şeyi yapabilirim. Sadece bana güvenmeni istiyorum. Ben, seni her şeyim gibi seviyorum. Hangi yaş farkı, hangi zaman beni durdurabilir ki?” Eun, kalbinde beliren o ince titremeyi hissetti. Jungkook’un sözleri, sevdanın derinliklerinden yükselen bir tür şehvet gibiydi, ancak buna karşı koyamıyordu. Bir hafta boyunca her geçen gün Jungkook’un sadakatine şahit oldu, karanlık geçmişine rağmen, bu adamın içindeki o büyük aşkı gördü. Bir sabah, Eun odasında tek başına otururken Jungkook kapıyı çaldı ve yavaşça içeri girdi. “Sana her gün bunu anlatacağım,” dedi, sesi kararlı fakat derin bir çaresizlikle doluydu. “Sana her gün seni sevdiğimi söyleyeceğim. Hiçbir şey, seni sevme arzumdan daha güçlü olamaz. Birlikte geçireceğimiz zamanla, aramızdaki her engeli aşacağız. Yaş farkı… bunlar sadece sayılar, Eun. Benim için sen her şeysin.” Eun, o an ne yapacağını bilemedi. Bir yanda kalbi hızla atıyor, diğer yanda Jungkook’un ona olan saplantılı aşkına karşı bir korku hissediyordu. Ama her geçen gün, Jungkook’un o derin sevgisini içtenlikle hissetmeye başlamıştı. Jungkook’un ona olan bakışlarında, geçmişinin karanlık izlerini ve geleceğe dair umutlarını bir arada görüyordu. “Bana bir şans ver,” dedi Jungkook bir kez daha, “Bir tek şans, Eun. Sadece bir tek.” Ve Eun, en sonunda nehir gibi akan bu duygulara teslim oldu. "Tamam," dedi yavaşça. "Ama unutma, her aşkı taşımak kolay değildir." Jungkook, gözlerinde ışıltıyla, “Seninle her şeyin üstesinden gelebilirim,” diye cevap verdi. “Beni sevmeni sağlayacağım. Söz veriyorum.” Zaman geçtikçe, Jungkook ve Eun arasındaki ilişki daha da derinleşiyordu. Jungkook’un ona olan sevgisi, her geçen gün daha çok belirginleşiyor, Eun ise ona her geçen an daha fazla güveniyordu. Ama yine de Eun’un içinde, bu ilişkiye dair bir şüphe vardı. Yaş farkı, geçmişi, geleceği... Bunlar, bazen Eun’un kafasında bir soru işareti olarak kalıyordu. Ama Jungkook’un sabrı, onu kendisine daha da yakınlaştırıyordu. Bir akşam, Jungkook, Eun’a yavaşça yaklaşarak, “Eun,” dedi, “Birlikte yürüdüğümüz bu yol, seni hiç yalnız bırakmadım. Ama ben sana her şeyimi verdim. Bu duygularımı sana adadım. Sana her şeyi anlatmak istiyorum.” Eun, dikkatle ona bakarak, “Neden her şeyi anlatmak istiyorsun?” diye sordu. Jungkook, derin bir nefes alarak, “Çünkü seni her şeyim gibi seviyorum. Bu dünyada sensiz ne yapardım bilmiyorum. Her an, her saniye seni düşünüyorum. Ama bunu sana daha önce söylemedim. Çünkü seni korkutmak istemedim,” dedi. Eun, Jungkook’un gözlerindeki samimiyeti fark etti. Onun her kelimesinde bir sevda vardı. Ve o sevda, Eun’un kalbinde yavaşça kök salıyordu. “Beni korkutmuyorsun,” dedi Eun, sesinde bir güven vardı. “Ama... ama bazen... bazen seni anlamakta zorlanıyorum. Bütün bu sevgiyi nasıl taşıyabilirim, bilmiyorum. Seninle geçirdiğimiz zamanlar, çok güzeldi ama...” Jungkook, onu derin bir şekilde dinledi, sonra yavaşça yanına oturdu ve “Sana her zaman ne hissettiğimi söyledim,” dedi, “Ama şu an, bana bir şans veriyorsun. Ve ben de sana şunu söylemek istiyorum: Birlikte her şeyi aşacağız. Zamanla her şeyin daha güzel olacağını göreceksin. Seni asla bırakmayacağım, Eun.” Eun, Jungkook’un sözlerine, derin bir iç çekişle karşılık verdi. İçindeki belirsizlik, yavaşça kayboluyordu. “Seninle olmak, seni sevmek... her geçen gün daha da hissettiriliyor. Ama yine de bazen kalbimde bir korku var. Yaş farkı, farklılıklar… bunlar hala beni düşünmeye itiyor.” Jungkook, Eun’un elini nazikçe tutarak, “Beni anlamaya başlıyorsun, değil mi?” dedi. “Yaş farkı, bu tür şeyler önemli değil. Sadece şu an, burada, birlikte olmamız önemli. İkimiz de, birbirimizi seviyoruz. Bu aşk her şeyden güçlü.” Eun, onun gözlerine bakarak, “Evet,” dedi. “Evet, seni seviyorum. Ama bu sevdanın ne kadar güçlü olduğunu, seninle her an geçirdiğimde daha çok fark ediyorum.” Jungkook, derin bir nefes alarak, “O zaman, birlikte bir ömür boyu olalım Eun.” dedi. “Birlikte her anı, her saniyeyi paylaşalım. Bu sevdayı, bu güveni seninle inşa edelim.” Eun, Jungkook’un sözlerinin sıcaklığında kayboldu. O an, her şey netleşmişti. İçindeki korkular ve şüpheler, Jungkook’un ona sunduğu sevgiyle yok olmuştu. Sadece ona bakmak, onun yanında olmak, bu dünyadaki her şeyden değerliydi. Jungkook, Eun’un yanına daha da yaklaşıp ona doğru eğildi ve “Benimle yaşlanır mısın?” diye sordu, sesi titrek ama derin bir güvenle doluydu. Eun, gözlerinde sevdanın izleriyle, “Evet.” dedi. “Benimle de her anı seninle paylaş. Seninle olmak, her geçen gün daha anlamlı. Evet, yaşlanırım.” Jungkook, bu sözleri duyduğunda içindeki tüm karanlıklar aydınlandı. “O zaman, birlikte her şeyi paylaşacağız,” dedi, sesi hafif titreyerek ama bir o kadar da kararlı. Eun, başını yavaşça ondan yana çevirerek, “Bunu birlikte yapalım,” dedi. “Seninle, her şey mümkün.” Ve o an, Jungkook ve Eun birbirlerinin gözlerine bakarak, birbirlerine olan sevgilerini bir kez daha yenilediler. Bütün o korkular, şüpheler ve karanlıklar bir anda kayboldu. İkisi de, birbirlerine duydukları güven ve sevgiyle, geçmişin yüklerinden arınmış bir şekilde, geleceğe doğru birlikte adım attılar. ^^ Günler geçtikçe, aralarındaki bağ daha da güçlendi. Her sabah uyandıklarında, birbirlerinin gözlerinde daha fazla sevgi ve huzur buluyorlardı. Yaş farkı, geçmişin zorlukları, her şey bir kenara bırakıldı. Birbirlerine duydukları sevgi, her şeyin önündeydi. Ve bir gün, Eun, Jungkook’a bakarak, “Beni her zaman böyle sev, Jungkook. Her zaman...” dedi. Jungkook, onu kollarına alıp, yavaşça yanıtladı: “Sonsuza kadar, hayatta olduğum her an seni seveceğim.” O an, ikisi de, birbirlerinin kollarında buldukları o derin huzuru hissederek, gözlerinde yalnızca sevda ve güvenin ışığını gördüler. Birlikte her şeyi aşacaklardı. Ve bu aşk, her geçen gün daha da büyüyerek, hayatlarının en güzel parçası olacaktı. -SON-

Genel olarak güzeldi ama bana şey biraz garip geldi. Seni sevıyorum dedikten sonra seninle ilişki yaşayamam evlisin demek yerine nasıl yani gibi konuşsa benim açımdan daha iyi olurdu. Hani sanki evli olmasa hemen ilişki yaşayacak gibi olmuş biraz. Ben diğer videonda da fiktimi belirtmiştim de eğer rahatsız olduysan yazmaya bilirim bebeğim. Ben sadece fintimi belirtiyorum.

Çok güzel eun doğru olanı yaptı temiz bir sayfa açmak için boşanması şarttı yine çok güzel olmuş tebrikler 👏❤❤❤❤❤❤❤❤❤

Hikayelerin günün yorgunluğunu üstümden alıyor harika yazıyorsun bu kadar aktif olman beni çok mutlu etti ❤😊

Çok güzel❤

Kurgularda zorla evlenen kadınların"hayatında başka biri var değil mi?"diye ağladığı kadın buymuş(!)😢

Vayy şimdi okuyorummm

Lutfen jinle bir boıum

Nasıl bu kadar harika yazabiliyorsunuz hanımefendi

Jinle bir bolum

❤muq

Şıp duye damladim hemeenn

Ilk gelmenin verdiği gurur

📌 Yalnızca kurgudan ibarettir. “Evli Olan Mafya Sana Aşkını İtiraf Eder” ⭐️ Jeon Jungkook 29 - Kang Eun 18 ⭐️ Jeon Jungkook, 29 yaşında, mafya dünyasının en güçlü isimlerinden biriydi. Herkes ona saygı duyuyor, ama kimse gerçekte kim olduğunu, kalbinin derinliklerinde neler taşıdığını bilmiyordu. İki yıl önce, babasının zoruyla evlendiği kadınla aralarında duygusal bir bağ yoktu. O evlilik sadece bir zorunluluktu, bir anlaşma. Ama aşk, Jungkook’un hayatından çok uzakta bir kavramdı. Ta ki o gün, Eun’u gördüğü ana kadar. Eun, 18 yaşında, dünyadan habersiz ama içindeki saf iyilikle parlayan bir kızdı. Hayatı henüz çok taze, çok öğrenilecek şeyle doluydu. Bir gün, Jungkook’un karanlık dünyasından uzak bir kafede tesadüfen karşılaştılar. Jungkook, o an Eun’un bakışlarında bir şeyler buldu. Gözlerindeki masumiyet, içindeki boşluğu uyandırmıştı. O an, Jungkook’un kalbi ilk kez gerçekten çarpmıştı. O an, her şey durdu ve sadece Eun vardı. Eun’un gülüşü, tavırları, duruşu... her şey Jungkook’un dünyasında bir fırtına gibi esmişti. Ama Jungkook, bu hissi itmeye çalıştı. Kendisini karanlık bir dünyada yaşıyor ve ona dokunmak, ona yakın olmak, onu sevmenin mümkün olmadığını düşünüyordu. Ancak her geçen gün, Eun’un yüzü zihninde kaybolmuyor, kalbinde yankı yapıyordu. Bir gün daha, Jungkook yine Eun’u karşısında buldu. Bu sefer tesadüf değildi. Onu görmek, konuşmak, hissettiklerini dile getirmek istiyordu. Yavaşça yanına yaklaştı. "Eun," dedi, sesi titrek ama kararlıydı. "Beni hatırlıyor musun?" Eun başını kaldırdı ve şaşkın bir şekilde ona baktı. "Evet, seni hatırlıyorum. Ama sen... neden buraya geldin?" Jungkook, gözlerini ona odakladı. "Çünkü seni seviyorum," dedi, kalbinin hızla attığını hissederek. "Ve bu duyguyu bastıramıyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum, ama seni seviyorum." Eun, şok olmuş bir şekilde adımlarını geri attı. Gözleri büyüdü. "Ama sen... evlisin," dedi, sesi bir parça titrek ama kararlı. "Başka bir kadına aitken... seninle bir ilişki yaşayamam, bu doğru değil. Bunu yapamam." Jungkook, bu cümleyi duyduğunda bir an için tüm dünyası durdu. İçindeki çelişkiler ve acı, yüzüne yansıdı. "Evet, evliyim. Ama o evlilik bana ait değil. O sadece bir zorunluluk. Gerçekten sevmediğim, kalbimde yer bulmayan bir evlilik. O kadına karşı hiçbir şey hissetmiyorum, sadece bir yükümlülük var. Ama seni seviyorum, Eun. Ve seni kaybetmek, bana her şeyden daha acı veriyor." Eun, derin bir iç çekti. Gözlerini kaçırarak, düşüncelere daldı. O da Jungkook’u seviyordu, ama onun başka birine ait olması, içindeki tüm duyguları sorgulamaya itiyordu. "Bunu bilmiyorum," dedi, ellerini sallayarak. "Seni seviyorum evet. Ama seninle bir ilişki yaşamak, seni başka bir kadına ihanet etmek demek olur. Bunu yapamam. Eğer birlikte olacaksak, önce boşanmalısın. O kadınla hiçbir bağın kalmalı. Benim için bu tek doğru yol." Jungkook, derin bir nefes aldı ve gözlerinde bir umudu görmek mümkün oluyordu. "Sana her şeyimi veririm, Eun. Ama seninle olmak için her şeyi göze alırım. Boşanmak... bunu seninle olabilmek için yapacağım." Eun’un gözleri dolmuştu. İçindeki duygular öylesine güçlüydü ki, kalbi sanki her an atmayı bırakacak gibiydi. Ama yine de, kalbinin sesini dinledi ve Jungkook’a dönerek, "Eğer seninle olmak istiyorsan, önce o evliliği bitirmelisin. Aksi takdirde seni sevmenin bir anlamı yok. Benim için doğru olan bu." dedi, kararlılıkla. Jungkook, başını hafifçe eğdi ve Eun’a yaklaştı. "Söz veriyorum. Bu evliliği bitireceğim. Seninle olmak için her şeyi yapacağım. Çünkü seni kaybetmek, yaşadığım bu karanlık dünyada ne kadar zor olduğunu anlayacak kadar yeterli." Eun, gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı. "O zaman, bir şans verelim. Ama seninle olabilmek için, önce her şeyin temiz olması gerekiyor." Jungkook, gülümseyerek ona bakarken, içinde güçlü bir umut ışığı belirdi. "Bunu yapacağım, Eun. Bunu senin için yapacağım." - Zaman geçtikçe, Jungkook evliliğini sonlandırmaya karar verdi. Ailesine, etrafındaki insanlara karşı cesaretini topladı. Herkesin gözünde bir mafya lideri, karanlık bir adam olabilirdi ama Eun için, içindeki insanı ortaya çıkarmak zorundaydı. Eun’un sevgisi, ona hayatının anlamını, kalbinin derinliklerine nasıl ulaşılacağını gösterdi. Ve bir gün, o evlilik son buldu. Jungkook ve Eun, birbirlerine duydukları sevgiyle her engeli aşabileceklerini biliyorlardı. Aralarındaki bağ, her şeyden daha güçlüydü. Ve aşk, sonunda onlar için yasaklı yol olmaktan çıktı; sadece doğru olan bir yol haline geldi. -SON-

Gerçekten aşk ansızın gelir ama senin kalbin onun için atar onun kalbi başkasına...

Neden biz Armylerin hayal gücü bu kadar geniş😂belkide kendimizi böyle mutlu ede biliyoruz çünkü anca hayalerde mutlu oluryoruz malesef🥲😮‍💨

idol aşkı gibi şeyler atarmısın "Suga"ylada olur ama istersen başqa uyelerlede ata bilirsin senin sevkine burakıyorum ama lütfen idol aşkı olsun böyle icinde kıskanclık olan büyük aşk tek bölümlük olmasın ama. Sanırım çok seş isdedim ama lütfen yap nolur🥺🩷

Çok güzel bayıldım❤😍

Jin bir istek ola biımir

Bi köşeye geçip ağlicam müsaadenizle

Jungkookun idol oldigu bir hikaye yapar misin müsait olunca😭😭😭

İstek alıyor musunn❤. Buarada çok iyi yazmışsın ✨️

Jin hikaye gelsin lutfen

Peki şarkının adı ney

Güzel olmuş

Müq>❤

Merhaba güzelim bende yeniyim seni yeni tanıyorum.Hikayelerin çok güzel.Ellerine sağlıkk❤

Geldimm,bende şimdi yeni kurgu attım🫶🏻

Çok güzel olmuş bayıldım tebrikler ❤❤❤❤❤❤❤❤🌹🌷🌹🌷😊😊😊

Videodaki resim bana şabanı hatırlattı 😂sahte kabadayı filminde her kes onun sigarasını yakmak için uzattığı çakmak falan aynı 😂😂 hikaye mükemmel ❤

Muqq olmuş ❤🎉

Hepsi mi güzel olur yaa😍😍❤️

📌 Yalnızca kurgudan ibarettir. “Mafya Liderinin Karanlık dünyasındaki Işığı” ⭐️ Min Yoongi 27 - Kang Eun 22 ⭐️ Min Yoongi, bir mafya lideri olarak korku salıyordu. Herkes onu "Suga" olarak tanıyordu, ve adı, şehri ve o karanlık dünyayı korkuyla sarhoş etmişti. Geceyi ve gölgeleri kendi yarattığı krallığında yaşar, kimseyi yakına almazdı. İşlerini elinde tutuyor, duygularını gizli tutuyordu. Ama bir gün, Eun’un o masum bakışları, onu tamamen farklı bir dünyaya sürükledi. Yoongi, ilk kez onu gördüğünde, her şeyin değişeceğini anlamıştı. Eun, sakinliği ve içindeki saflığı ile karşısına çıkmıştı. O an, Yoongi'nin kalbinde bir şeyler kırılmaya başlamıştı. Bu kadın, onun karanlık dünyasına asla ait olamayacak kadar parlak ve saf bir ışık gibi parlıyordu. Ama Yoongi, kendisini ona layık görmüyordu. Bir akşam Yoongi, karlı bir gecede işlerini bitirip küçük dairesine geri dönerken, telefonunu cebinden çıkarıp bir mesaj gördü: "Beni görmek ister misin? Sadece seninle biraz zaman geçirmek istiyorum…" Eun’un mesajı, Yoongi’nin kalbini hızla çarptırmıştı. O an, karanlık ve zorlu dünyasının tüm yüklerini bir kenara bırakıp, sadece Eun’u görmek istiyordu. Onun yanında olmak, her şeyin ötesindeydi. Eun’un yaşadığı küçük apartmana adım attığında, tüm dünya sessizleşmiş gibiydi. İçeri girdiğinde, Eun, pencerenin kenarına oturmuş, dışarıdaki kar manzarasına dalmıştı. Yoongi'nin adımlarını duyduğunda, başını çevirip hafifçe gülümsedi. "Sana çok ihtiyacım vardı." dedi Eun, sesinde duygularının derin izleri vardı. "Bunu sana her zaman söyleyemiyorum ama seninle olmak bana huzur veriyor." Yoongi, bir adım daha attı ve Eun’un yanına geldi. Ellerini Eun’un omzuna koydu, gözlerinin içine bakarak, "Benim için de öyle," dedi, sesindeki incelik, bir kalbin derinliklerinden gelen bir duyguyu yansıtıyordu. "Ama seni koruyamıyorum, Eun. Bu dünyada seninle olmam çok tehlikeli." Eun, Yoongi'nin korkularını hissedebiliyordu. Onun karanlık hayatı, hiçbiri için basit değildi. Ama Eun, Yoongi’ye sadece sevgiyle bakıyordu. "Benim için önemli olan, seninle her anı paylaşmak, Yoongi," dedi. "Senin karanlık dünyanda olmak, seni sevmenin hiçbir engel teşkil etmediğini biliyorum. Bu hayatta en çok seni seviyorum ve her şeyden önce, senin yanında olmak istiyorum." Yoongi, Eun'un sözcüklerine inanamadı. Onun aşkı, ona bir umut gibi geliyordu. Her zaman tek başına yaşayan, duygularını gizleyen bir adamın, birinin içindeki saf sevgiyi kabul etmesi, Yoongi'yi derinden etkiledi. "Eun…" dedi, sesi neredeyse bir fısıldama gibi, "Sonsuza kadar seni seviyorum, seni asla bırakmam." Eun, hafifçe gülümsedi ve Yoongi’nin ellerini aldı. "Beni bırakma, Yoongi. Ben hep yanında olacağım," dedi, kalbinin derinliklerinden gelen bir güvenle. "Her şeyin zor olduğu zamanlarda bile, seni hep seviyorum. Seninle olmak… benim için her şey demek." Yoongi, Eun’un gözlerinde bir ömür boyu yaşayacak kadar büyük bir sevgi gördü. O an, her şeyin ötesinde sadece Eun’un varlığı ve ona olan sevgisi kaldı. O karanlık dünyada, bu aşk her şeyin önündeydi. Bir gece, Yoongi'nin karanlık geçmişi, bir tehdit olarak Eun'u buldu. Bir rakip çeteden bir adam, Eun’u kaçırmıştı. Yoongi, karanlık dünyasının tüm öfkesini ve gücünü harekete geçirerek onu kurtarmaya yemin etti. Ama Eun, her şeyin bittiğini düşündü. Onu kaybetme korkusu, her geçen saniyede biraz daha büyüyordu. Bir gece, Yoongi’nin düşmanlarının kapısını çaldığı an, Eun, bir an önce Yoongi'yi görmek için sabırsızlanıyordu. Ve sonunda, Yoongi, karanlık gecede, Eun’u güvenli bir şekilde bulduğunda, onun gözlerinde korku ve aynı zamanda umut vardı. "Sana söz verdim, seni asla bırakmayacağım," dedi Yoongi, Eun’u kollarına sıkıca alırken. "Bunu anlamalısın… Benim için her şey seninle." Eun, gözlerindeki yaşları silerek, Yoongi’nin kalbinde ona duyduğu sevgiyi bir kez daha hissetti. "Bunu çok iyi biliyorum, Yoongi. Seninle her şey mümkün. Beraber olduğumuz her an, seninle her şeyin daha güzel olduğu bir dünyada, her şeyin üstesinden gelebiliriz." Yoongi, Eun’a doğru eğildi, dudakları hafifçe onunkilerle buluştu. O öpücük, bütün duvarları yıkıyor, karanlık dünyayı aydınlatıyordu. "Beni korkutma," dedi Yoongi, öpücüğü bitirerek. "Bana her şeyini vermelisin Eun. Ve ben de sana her şeyimi vereceğim, sonsuza kadar." Eun, gözlerinden bir damla yaş süzüldü ama bu kez o yaşlar hüzün değil, sevgi doluydu. "Beraber yaşlanmak istiyorum, Yoongi. Seninle her şeyimi paylaşmak… Seninle olmak." Yoongi, o an kalbinde sadece Eun’a ait bir dünya inşa etti. Karanlık ne olursa olsun, onunla her şey daha aydınlıktı. Onun için Eun, sadece bir kadın değil, hayatıydı. Eun, Yoongi’nin içindeki en saf sevgiye sahipti ve o sevgi, her şeyin önündeydi. Yoongi’nin karanlık dünyasında, Eun’un saf ışığı her şeyin üzerine düşüyordu. Ve sonsuza kadar, bir mafya lideri ve ona en derin sevgiyi sunan kadının hikayesi böylece şekillendi. Aşkları, her zorluğu aşacak kadar güçlüydü, çünkü birlikte her şey mümkündü. -SON-

801 ABONE YAPTIM SENİİİİİ💝💝💝💖💖💖💕💕💕💕💗💗💗💗💗

Lütfen sugayla ilgili güzel hikaye yazarmısın🥺

Çok hoş🍷🍒

Vay güzel bir hikaye olmuş adeta derinden hissettim yeni abone oldum ❤❤❤❤❤

Baya aktifsiniz hanımefendii

İlkim woo