𐙚 𝑌𝑎𝑙𝑛ı𝑧𝑐𝑎 𝑘𝑢𝑟𝑔𝑢𝑑𝑎𝑛 𝑖𝑏𝑎𝑟𝑒𝑡𝑡𝑖𝑟. “𝗦𝗲𝗻𝗱𝗲𝗻 𝗬𝗮𝘀̧𝗰̧𝗮 𝗕𝘂̈𝘆𝘂̈𝗸 𝗢𝗹𝗮𝗻 𝗠𝗮𝗳𝘆𝗮 𝗦𝗲𝗻𝗶 𝗞𝗮𝗰̧ı𝗿ı𝗿” ✩ 𝘑𝘦𝘰𝘯 𝘑𝘶𝘯𝘨𝘬𝘰𝘰𝘬 𝟥𝟪 ⋆ 𝘒𝘢𝘯𝘨 𝘌𝘶𝘯 𝟣𝟪 ✩ Bir gece, sokakların sessizliği Jungkook’un kalbindeki gürültüyü bastıramıyordu. O an, Eun’u kaçırırken, yaptığı şeyin ne kadar tehlikeli olduğunu fark etmedi bile. O sadece bir anlığına, Eun’un gözlerinde kaybolma arzusuyla her şeyi geride bırakmayı istiyordu. Eun, ne olduğunu anlamadan, nerede olduğunu anlayabilmek adına karanlık odada bir ışık aradı. Karşısında karanlık bir yüz buldu. Gözleri korkuyla açılmıştı, fakat Jungkook’un bakışları bir o kadar derindi. “Sana çok aşığım,” diye fısıldadı. “Tanrı üzerine and içerim sensiz bir hiçim. Bana bir şans ver.” Eun, şaşkınlık içinde onun gözlerine bakıyordu. “Bu... bu ne demek? Neden beni kaçırdın?” Jungkook ellerini Eun’un ellerine yerleştirerek, onun bu soğuk, mesafeli tavrını kırmayı istiyordu. "Çünkü seni her şeyden fazla seviyorum, Eun. Bunu bilmeni istiyorum. Senin için her şeyi yapabilirim. Sadece bana güvenmeni istiyorum. Ben, seni her şeyim gibi seviyorum. Hangi yaş farkı, hangi zaman beni durdurabilir ki?” Eun, kalbinde beliren o ince titremeyi hissetti. Jungkook’un sözleri, sevdanın derinliklerinden yükselen bir tür şehvet gibiydi, ancak buna karşı koyamıyordu. Bir hafta boyunca her geçen gün Jungkook’un sadakatine şahit oldu, karanlık geçmişine rağmen, bu adamın içindeki o büyük aşkı gördü. Bir sabah, Eun odasında tek başına otururken Jungkook kapıyı çaldı ve yavaşça içeri girdi. “Sana her gün bunu anlatacağım,” dedi, sesi kararlı fakat derin bir çaresizlikle doluydu. “Sana her gün seni sevdiğimi söyleyeceğim. Hiçbir şey, seni sevme arzumdan daha güçlü olamaz. Birlikte geçireceğimiz zamanla, aramızdaki her engeli aşacağız. Yaş farkı… bunlar sadece sayılar, Eun. Benim için sen her şeysin.” Eun, o an ne yapacağını bilemedi. Bir yanda kalbi hızla atıyor, diğer yanda Jungkook’un ona olan saplantılı aşkına karşı bir korku hissediyordu. Ama her geçen gün, Jungkook’un o derin sevgisini içtenlikle hissetmeye başlamıştı. Jungkook’un ona olan bakışlarında, geçmişinin karanlık izlerini ve geleceğe dair umutlarını bir arada görüyordu. “Bana bir şans ver,” dedi Jungkook bir kez daha, “Bir tek şans, Eun. Sadece bir tek.” Ve Eun, en sonunda nehir gibi akan bu duygulara teslim oldu. "Tamam," dedi yavaşça. "Ama unutma, her aşkı taşımak kolay değildir." Jungkook, gözlerinde ışıltıyla, “Seninle her şeyin üstesinden gelebilirim,” diye cevap verdi. “Beni sevmeni sağlayacağım. Söz veriyorum.” Zaman geçtikçe, Jungkook ve Eun arasındaki ilişki daha da derinleşiyordu. Jungkook’un ona olan sevgisi, her geçen gün daha çok belirginleşiyor, Eun ise ona her geçen an daha fazla güveniyordu. Ama yine de Eun’un içinde, bu ilişkiye dair bir şüphe vardı. Yaş farkı, geçmişi, geleceği... Bunlar, bazen Eun’un kafasında bir soru işareti olarak kalıyordu. Ama Jungkook’un sabrı, onu kendisine daha da yakınlaştırıyordu. Bir akşam, Jungkook, Eun’a yavaşça yaklaşarak, “Eun,” dedi, “Birlikte yürüdüğümüz bu yol, seni hiç yalnız bırakmadım. Ama ben sana her şeyimi verdim. Bu duygularımı sana adadım. Sana her şeyi anlatmak istiyorum.” Eun, dikkatle ona bakarak, “Neden her şeyi anlatmak istiyorsun?” diye sordu. Jungkook, derin bir nefes alarak, “Çünkü seni her şeyim gibi seviyorum. Bu dünyada sensiz ne yapardım bilmiyorum. Her an, her saniye seni düşünüyorum. Ama bunu sana daha önce söylemedim. Çünkü seni korkutmak istemedim,” dedi. Eun, Jungkook’un gözlerindeki samimiyeti fark etti. Onun her kelimesinde bir sevda vardı. Ve o sevda, Eun’un kalbinde yavaşça kök salıyordu. “Beni korkutmuyorsun,” dedi Eun, sesinde bir güven vardı. “Ama... ama bazen... bazen seni anlamakta zorlanıyorum. Bütün bu sevgiyi nasıl taşıyabilirim, bilmiyorum. Seninle geçirdiğimiz zamanlar, çok güzeldi ama...” Jungkook, onu derin bir şekilde dinledi, sonra yavaşça yanına oturdu ve “Sana her zaman ne hissettiğimi söyledim,” dedi, “Ama şu an, bana bir şans veriyorsun. Ve ben de sana şunu söylemek istiyorum: Birlikte her şeyi aşacağız. Zamanla her şeyin daha güzel olacağını göreceksin. Seni asla bırakmayacağım, Eun.” Eun, Jungkook’un sözlerine, derin bir iç çekişle karşılık verdi. İçindeki belirsizlik, yavaşça kayboluyordu. “Seninle olmak, seni sevmek... her geçen gün daha da hissettiriliyor. Ama yine de bazen kalbimde bir korku var. Yaş farkı, farklılıklar… bunlar hala beni düşünmeye itiyor.” Jungkook, Eun’un elini nazikçe tutarak, “Beni anlamaya başlıyorsun, değil mi?” dedi. “Yaş farkı, bu tür şeyler önemli değil. Sadece şu an, burada, birlikte olmamız önemli. İkimiz de, birbirimizi seviyoruz. Bu aşk her şeyden güçlü.” Eun, onun gözlerine bakarak, “Evet,” dedi. “Evet, seni seviyorum. Ama bu sevdanın ne kadar güçlü olduğunu, seninle her an geçirdiğimde daha çok fark ediyorum.” Jungkook, derin bir nefes alarak, “O zaman, birlikte bir ömür boyu olalım Eun.” dedi. “Birlikte her anı, her saniyeyi paylaşalım. Bu sevdayı, bu güveni seninle inşa edelim.” Eun, Jungkook’un sözlerinin sıcaklığında kayboldu. O an, her şey netleşmişti. İçindeki korkular ve şüpheler, Jungkook’un ona sunduğu sevgiyle yok olmuştu. Sadece ona bakmak, onun yanında olmak, bu dünyadaki her şeyden değerliydi. Jungkook, Eun’un yanına daha da yaklaşıp ona doğru eğildi ve “Benimle yaşlanır mısın?” diye sordu, sesi titrek ama derin bir güvenle doluydu. Eun, gözlerinde sevdanın izleriyle, “Evet.” dedi. “Benimle de her anı seninle paylaş. Seninle olmak, her geçen gün daha anlamlı. Evet, yaşlanırım.” Jungkook, bu sözleri duyduğunda içindeki tüm karanlıklar aydınlandı. “O zaman, birlikte her şeyi paylaşacağız,” dedi, sesi hafif titreyerek ama bir o kadar da kararlı. Eun, başını yavaşça ondan yana çevirerek, “Bunu birlikte yapalım,” dedi. “Seninle, her şey mümkün.” Ve o an, Jungkook ve Eun birbirlerinin gözlerine bakarak, birbirlerine olan sevgilerini bir kez daha yenilediler. Bütün o korkular, şüpheler ve karanlıklar bir anda kayboldu. İkisi de, birbirlerine duydukları güven ve sevgiyle, geçmişin yüklerinden arınmış bir şekilde, geleceğe doğru birlikte adım attılar. ^^ Günler geçtikçe, aralarındaki bağ daha da güçlendi. Her sabah uyandıklarında, birbirlerinin gözlerinde daha fazla sevgi ve huzur buluyorlardı. Yaş farkı, geçmişin zorlukları, her şey bir kenara bırakıldı. Birbirlerine duydukları sevgi, her şeyin önündeydi. Ve bir gün, Eun, Jungkook’a bakarak, “Beni her zaman böyle sev, Jungkook. Her zaman...” dedi. Jungkook, onu kollarına alıp, yavaşça yanıtladı: “Sonsuza kadar, hayatta olduğum her an seni seveceğim.” O an, ikisi de, birbirlerinin kollarında buldukları o derin huzuru hissederek, gözlerinde yalnızca sevda ve güvenin ışığını gördüler. Birlikte her şeyi aşacaklardı. Ve bu aşk, her geçen gün daha da büyüyerek, hayatlarının en güzel parçası olacaktı. ༯ 𝓢𝓞𝓝 ༯
Çokk güzell yazmışsın ama yaş farkı çok fazla, aralarında bi 16 yas farkı olsa çok iyi olurdu. Bide kız çok kuçuk 22 yaşında olsa daha iyi olur onun dısında soyliyecek bisey yok çok iyi yazıyorsun bayada aktifsin böyle devam ett😻
@Aglatan_armi Öncelikle teşekkürler, yaş farkının çok olmasının nedeni başlıkta yazdığı gibi “Senden ‘Yaşça’ Büyük” olması zaten konunun amacı buydu, 16 yaş farkı olsa demişsiniz zaten 38-18 olduğunda aralarında 20 yaş farkı oluyor. 16-20, 4 fark hiç bir şeyi değiştirmez. Kızında küçük olması derken, kız reşit artık yetişkin sayılıyor.
Amaç zaten yaş farkının çok olması. Jungkook 28 Eun 20 yaşında olsa 8 yaş, yaş farkı olarak sayılmazdı. Çok sıradan bir durum çünkü. Oneshotun da amacı yaşının çok olmasıydı.
𐙚 𝑌𝑎𝑙𝑛ı𝑧𝑐𝑎 𝑘𝑢𝑟𝑔𝑢𝑑𝑎𝑛 𝑖𝑏𝑎𝑟𝑒𝑡𝑡𝑖𝑟.
“𝗦𝗲𝗻𝗱𝗲𝗻 𝗬𝗮𝘀̧𝗰̧𝗮 𝗕𝘂̈𝘆𝘂̈𝗸 𝗢𝗹𝗮𝗻 𝗠𝗮𝗳𝘆𝗮 𝗦𝗲𝗻𝗶 𝗞𝗮𝗰̧ı𝗿ı𝗿”
✩ 𝘑𝘦𝘰𝘯 𝘑𝘶𝘯𝘨𝘬𝘰𝘰𝘬 𝟥𝟪 ⋆ 𝘒𝘢𝘯𝘨 𝘌𝘶𝘯 𝟣𝟪 ✩
Bir gece, sokakların sessizliği Jungkook’un kalbindeki gürültüyü bastıramıyordu. O an, Eun’u kaçırırken, yaptığı şeyin ne kadar tehlikeli olduğunu fark etmedi bile. O sadece bir anlığına, Eun’un gözlerinde kaybolma arzusuyla her şeyi geride bırakmayı istiyordu.
Eun, ne olduğunu anlamadan, nerede olduğunu anlayabilmek adına karanlık odada bir ışık aradı. Karşısında karanlık bir yüz buldu. Gözleri korkuyla açılmıştı, fakat Jungkook’un bakışları bir o kadar derindi. “Sana çok aşığım,” diye fısıldadı. “Tanrı üzerine and içerim sensiz bir hiçim. Bana bir şans ver.”
Eun, şaşkınlık içinde onun gözlerine bakıyordu. “Bu... bu ne demek? Neden beni kaçırdın?”
Jungkook ellerini Eun’un ellerine yerleştirerek, onun bu soğuk, mesafeli tavrını kırmayı istiyordu. "Çünkü seni her şeyden fazla seviyorum, Eun. Bunu bilmeni istiyorum. Senin için her şeyi yapabilirim. Sadece bana güvenmeni istiyorum. Ben, seni her şeyim gibi seviyorum. Hangi yaş farkı, hangi zaman beni durdurabilir ki?”
Eun, kalbinde beliren o ince titremeyi hissetti. Jungkook’un sözleri, sevdanın derinliklerinden yükselen bir tür şehvet gibiydi, ancak buna karşı koyamıyordu. Bir hafta boyunca her geçen gün Jungkook’un sadakatine şahit oldu, karanlık geçmişine rağmen, bu adamın içindeki o büyük aşkı gördü.
Bir sabah, Eun odasında tek başına otururken Jungkook kapıyı çaldı ve yavaşça içeri girdi. “Sana her gün bunu anlatacağım,” dedi, sesi kararlı fakat derin bir çaresizlikle doluydu. “Sana her gün seni sevdiğimi söyleyeceğim. Hiçbir şey, seni sevme arzumdan daha güçlü olamaz. Birlikte geçireceğimiz zamanla, aramızdaki her engeli aşacağız. Yaş farkı… bunlar sadece sayılar, Eun. Benim için sen her şeysin.”
Eun, o an ne yapacağını bilemedi. Bir yanda kalbi hızla atıyor, diğer yanda Jungkook’un ona olan saplantılı aşkına karşı bir korku hissediyordu. Ama her geçen gün, Jungkook’un o derin sevgisini içtenlikle hissetmeye başlamıştı. Jungkook’un ona olan bakışlarında, geçmişinin karanlık izlerini ve geleceğe dair umutlarını bir arada görüyordu.
“Bana bir şans ver,” dedi Jungkook bir kez daha, “Bir tek şans, Eun. Sadece bir tek.”
Ve Eun, en sonunda nehir gibi akan bu duygulara teslim oldu. "Tamam," dedi yavaşça. "Ama unutma, her aşkı taşımak kolay değildir."
Jungkook, gözlerinde ışıltıyla, “Seninle her şeyin üstesinden gelebilirim,” diye cevap verdi. “Beni sevmeni sağlayacağım. Söz veriyorum.”
Zaman geçtikçe, Jungkook ve Eun arasındaki ilişki daha da derinleşiyordu. Jungkook’un ona olan sevgisi, her geçen gün daha çok belirginleşiyor, Eun ise ona her geçen an daha fazla güveniyordu. Ama yine de Eun’un içinde, bu ilişkiye dair bir şüphe vardı. Yaş farkı, geçmişi, geleceği... Bunlar, bazen Eun’un kafasında bir soru işareti olarak kalıyordu. Ama Jungkook’un sabrı, onu kendisine daha da yakınlaştırıyordu.
Bir akşam, Jungkook, Eun’a yavaşça yaklaşarak, “Eun,” dedi, “Birlikte yürüdüğümüz bu yol, seni hiç yalnız bırakmadım. Ama ben sana her şeyimi verdim. Bu duygularımı sana adadım. Sana her şeyi anlatmak istiyorum.”
Eun, dikkatle ona bakarak, “Neden her şeyi anlatmak istiyorsun?” diye sordu.
Jungkook, derin bir nefes alarak, “Çünkü seni her şeyim gibi seviyorum. Bu dünyada sensiz ne yapardım bilmiyorum. Her an, her saniye seni düşünüyorum. Ama bunu sana daha önce söylemedim. Çünkü seni korkutmak istemedim,” dedi.
Eun, Jungkook’un gözlerindeki samimiyeti fark etti. Onun her kelimesinde bir sevda vardı. Ve o sevda, Eun’un kalbinde yavaşça kök salıyordu.
“Beni korkutmuyorsun,” dedi Eun, sesinde bir güven vardı. “Ama... ama bazen... bazen seni anlamakta zorlanıyorum. Bütün bu sevgiyi nasıl taşıyabilirim, bilmiyorum. Seninle geçirdiğimiz zamanlar, çok güzeldi ama...”
Jungkook, onu derin bir şekilde dinledi, sonra yavaşça yanına oturdu ve “Sana her zaman ne hissettiğimi söyledim,” dedi, “Ama şu an, bana bir şans veriyorsun. Ve ben de sana şunu söylemek istiyorum: Birlikte her şeyi aşacağız. Zamanla her şeyin daha güzel olacağını göreceksin. Seni asla bırakmayacağım, Eun.”
Eun, Jungkook’un sözlerine, derin bir iç çekişle karşılık verdi. İçindeki belirsizlik, yavaşça kayboluyordu. “Seninle olmak, seni sevmek... her geçen gün daha da hissettiriliyor. Ama yine de bazen kalbimde bir korku var. Yaş farkı, farklılıklar… bunlar hala beni düşünmeye itiyor.”
Jungkook, Eun’un elini nazikçe tutarak, “Beni anlamaya başlıyorsun, değil mi?” dedi.
“Yaş farkı, bu tür şeyler önemli değil. Sadece şu an, burada, birlikte olmamız önemli. İkimiz de, birbirimizi seviyoruz. Bu aşk her şeyden güçlü.”
Eun, onun gözlerine bakarak, “Evet,” dedi. “Evet, seni seviyorum. Ama bu sevdanın ne kadar güçlü olduğunu, seninle her an geçirdiğimde daha çok fark ediyorum.”
Jungkook, derin bir nefes alarak, “O zaman, birlikte bir ömür boyu olalım Eun.” dedi. “Birlikte her anı, her saniyeyi paylaşalım. Bu sevdayı, bu güveni seninle inşa edelim.”
Eun, Jungkook’un sözlerinin sıcaklığında kayboldu. O an, her şey netleşmişti. İçindeki korkular ve şüpheler, Jungkook’un ona sunduğu sevgiyle yok olmuştu. Sadece ona bakmak, onun yanında olmak, bu dünyadaki her şeyden değerliydi.
Jungkook, Eun’un yanına daha da yaklaşıp ona doğru eğildi ve “Benimle yaşlanır mısın?” diye sordu, sesi titrek ama derin bir güvenle doluydu.
Eun, gözlerinde sevdanın izleriyle, “Evet.” dedi. “Benimle de her anı seninle paylaş. Seninle olmak, her geçen gün daha anlamlı. Evet, yaşlanırım.”
Jungkook, bu sözleri duyduğunda içindeki tüm karanlıklar aydınlandı. “O zaman, birlikte her şeyi paylaşacağız,” dedi, sesi hafif titreyerek ama bir o kadar da kararlı.
Eun, başını yavaşça ondan yana çevirerek, “Bunu birlikte yapalım,” dedi. “Seninle, her şey mümkün.”
Ve o an, Jungkook ve Eun birbirlerinin gözlerine bakarak, birbirlerine olan sevgilerini bir kez daha yenilediler. Bütün o korkular, şüpheler ve karanlıklar bir anda kayboldu. İkisi de, birbirlerine duydukları güven ve sevgiyle, geçmişin yüklerinden arınmış bir şekilde, geleceğe doğru birlikte adım attılar.
^^
Günler geçtikçe, aralarındaki bağ daha da güçlendi. Her sabah uyandıklarında, birbirlerinin gözlerinde daha fazla sevgi ve huzur buluyorlardı. Yaş farkı, geçmişin zorlukları, her şey bir kenara bırakıldı. Birbirlerine duydukları sevgi, her şeyin önündeydi.
Ve bir gün, Eun, Jungkook’a bakarak, “Beni her zaman böyle sev, Jungkook. Her zaman...” dedi.
Jungkook, onu kollarına alıp, yavaşça yanıtladı: “Sonsuza kadar, hayatta olduğum her an seni seveceğim.”
O an, ikisi de, birbirlerinin kollarında buldukları o derin huzuru hissederek, gözlerinde yalnızca sevda ve güvenin ışığını gördüler. Birlikte her şeyi aşacaklardı. Ve bu aşk, her geçen gün daha da büyüyerek, hayatlarının en güzel parçası olacaktı.
༯ 𝓢𝓞𝓝 ༯
Çokk güzell yazmışsın ama yaş farkı çok fazla, aralarında bi 16 yas farkı olsa çok iyi olurdu. Bide kız çok kuçuk 22 yaşında olsa daha iyi olur onun dısında soyliyecek bisey yok çok iyi yazıyorsun bayada aktifsin böyle devam ett😻
@Aglatan_armi Öncelikle teşekkürler, yaş farkının çok olmasının nedeni başlıkta yazdığı gibi “Senden ‘Yaşça’ Büyük” olması zaten konunun amacı buydu, 16 yaş farkı olsa demişsiniz zaten 38-18 olduğunda aralarında 20 yaş farkı oluyor. 16-20, 4 fark hiç bir şeyi değiştirmez. Kızında küçük olması derken, kız reşit artık yetişkin sayılıyor.
@rroutee hayır kız reşit ama hani 22 23 falan olsa iyi olur dedim. Yinede kurusa bakma cok guzel yazmışsın.
@Aglatan_armi Ne kusuru, açıklamamı yaptım sadece tekrardan teşekkür ederim💕
İlkim yine peşini bırakmayacağım Mzmznmn
@@Zoe-writer 🩷🎉
Yaş farkı cok fazla arada 20 yaş var en azından Jkni 28 yapardın ve ya Eun'nu 20 yapa bilirdin
Amaç zaten yaş farkının çok olması. Jungkook 28 Eun 20 yaşında olsa 8 yaş, yaş farkı olarak sayılmazdı. Çok sıradan bir durum çünkü. Oneshotun da amacı yaşının çok olmasıydı.
Çok güzel yazıyorsun ve aktifsin gerçekten mükemmel ötesi ❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
@@SevgiKöse-u1y Çok teşekkür ederim🩷
Çox gözel ❤
Aaa ❤️ 💍 💗 💞
Aktifliyine hayranım mükemmel yazarsın hep böyle kal bebeğim❤😘
@@Suga_yn77 Çok teşekkür ederim🩷
Çok tatlış olmuş minnoşum benim 💞 👑
@@Rose-123su 🩷🩷🩷
Kapak fotolarını nerden alıyorsun bebeğim?
@@Suga_yn77 Pinterestten alıyorum🩷
@rroutee tşk😘