Kim Seungmin İle Hâyal Et /Plus Eight/ (1/?)

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 6 ноя 2024

Комментарии • 31

  • @Hiun-pov
    @Hiun-pov  5 месяцев назад +24

    *Acemi Yazar Hiun*
    *Bölüm:1(Kalbi Kırıklar ve Yaralılar)*
    *Uyarı!!! Lütfen tüm videoyu izleyiniz!!*
    _Ana karakterler_
    _•|Yi Harin|•_--------------_•|Kim Seungmin|•_
    _Öncelikle bu hikayenin benim için çok ama çok önemli olduğunu belirtmek istiyorum. Çünkü bu hikayenin bir kısmını rüyada gördüm. Hikayemizin isimli YN'si "Yi Harin" ve Seungmin beni ifade ediyor. Benim içide yaşadığım duyguların abartılı hallerini. Her karakterlerin ayrı bir hikayesi var. Ve bazıları beni ifade ediyor. Bu da bu hikayeyi benim için önemli yapıyor. Şuan okuyacağınız hikaye kaybolmuş bir grup gencin birbirini bulma hikayesidir. Bu bir birleşme hikayesi Plus Eight_
    Seungmin'den
    Avuçlarımda ki bir avuç toprağı sıkmakla yetiniyordum. Çünkü ona söyleyecek hiçbir şeyim yoktu. Onun için tek yapacağım şey toprağını gözümden düşen yaşlara ıslatmaktı.
    "Benim küçük meleğim, abisinin bir tanesi. Neden bıraktın beni? Seungi sensiz ne yapacağımı bilemiyorum. Sen beni o lanet gecede bıraktığından beli herşey boka sardı."
    "Annemin durumu kötüleşti. İlaçlar etki etmiyor, etki etse de o izin vermiyor. Zaten ilaçlara param da yetmiyor. Beş kuruş paramda yok ve yine kimse beni işe almıyor. En kötüsü ne biliyor musun? Yalnızlık, kimsem yok"
    "O yedi dağ gibi adamlara ne mi oldu? O günden sonra hiç konuşmadım. Çünkü senin ölümünde o lanet sevgilinin suçu var. Minho'nun. Eğer o sana konsere gelmen için ısrar etmeseydi şuan bu kara toprakta yatıyor olmayacaktın."
    ...
    Gözlerim artık dayanamadı. Bu kadar yük sırtlanmak benim gibi biri için çok ağırdı. Sürekli bu yükü kaldırmaktan bıkmış usanmıştım. Bende insandım bu yük bana ağır geliyordu altına birinin girmesi lazımdı. Bana birinin yardımı lazımdı.
    Gözlerimi sildim. Ağlayamam, ağlarsam annemin moreli düşer. Bundan sonra onu ziyarete gideceğim. Beni böyle görmemeli, üzülür.
    Toprağı düzeltim, biraz su döktükten sonra yanımda getirdiğim kardeleni toprağın üstüne bıraktıktım.
    Kardeleni çok severdi Seungi. En sevdiği çiçekti çünkü. Kokusu ve bembeyaz rengi bana onu hatırlatıyordu.
    Buruk bir gülümseme bıraktım kara toprağa. Üstümü düzeltip konuşmaya başladım "Ö-özür dilerim minik kardelenim. Seni koruyamadım, abini afet olur mu?"
    Gözlerim yine yaşarmaya başlamıştı. Koskoca bir yıl geçmişti ama acısı hâlâ aynıydı. Durmadan kanıyor bir türlü kabuk bağlamıyordu.
    Mezarın üstünde yazan 'Kim Seungi' yazısına bakarken ayak sesleri duydum. Arkamı döndüğümde karşımda elinde kardelen buketi olan Minho'yu gördüm. Yüzü asıktı bana bakımıyordu.
    Yanına gidip bağırmaya başladım "SENİN BURDA NE İŞİN VAR!? SANA BİR DAHA BURAYA GELEMESİN DEMEDİM Mİ!"
    "Seungmin... benimde hakım. Onu bir kez olsun ziyaret etmek istiyorum."
    Gözleri bana bakarken pişman ve hüzünlü duruyordu.
    Onun hakkı yoktu, onun yüzünden öldü onun benim kardelenimi ziyaret etmeye hakkı yok "Senin hiç bir şeye hakkın yok Minho! Senin yüzünden oldu. Senin yüzünden onu kendi ellerimle kara toprağa verdim. Şimdi bana onu ziyaret etmek istediğini söyleyemesin."
    "Bir kez olsun görmek istiyorum sadece bir kez. Bana bunu çok görme, ne olur. Sana beni affet demiyorum. Zaten ben kendimi affetmemişken senden bekliyemem."
    "Minho git arkana bakmadan yürü ve git!"
    "Her gün rüyamda onu görüyorum. Her gece aynı rüyayla uyanıyorum, o lanet gececede tırın çarpmasını hatırlıyorum. Keşke o gece ben ölseydim. Ne olur bir kere görmeme izin ver."
    "SANA GİT DEDİM! GİT VE BİR DAHA BURAYA GELME! DUYDUN MU!?"dedim ve hızlıca mezarlıktan çıktım.
    Hem yürüyor hem de ağlıyordum. Parka gelince bankalardan birinin üstüne oturdum.
    Elime cebime götürdüm ve ilaç almak için paramın yetip yetmeyeceğine baktım.
    İki üç kurştan başka bir şey çıkmadı. Elimi diğer cebime götürdüm. İlaç reçetesini çıkarıp gereken ilaçlara baktım.
    Cebimden çıkan para ilaçların yarısının çeyreğine bile yetmiyordu. Gözlerindeki yaşlar çoğalmaya başladı. Etrfa bakınmaya başladım.
    Önümden bir baba ve oğulu geçti. Birbirine sıkı sıkı sarılıyorlardı. O an kalbim acıdı, kıskandım. Tanımadığım o çocuğu kıskandım, hemde deli gibi. O çocuğun yerinde olmadığım için, ya da sarılacak kimsem olmadığı için kıskandım.
    Masmavi gökyüzüne baktım. Güneşli güzel bir gündü. Okulun açılmasına da son bir hafta kalmıştı. Elimin tersiyle gözlerimi sildim. Artık ağlayamazdım. Annemi ziyarete gitmem gerekiyordu çünkü.
    Param yoktu bu yüzden de yürüyecektim. Zaten hastanede uzak değildi. Hızlıca yürümeye başladım...
    *6 gün sonra*
    Harin'den
    Yanağımadaki sıcaklıkla gözlerimi açtım. Minik Yul'um bana bakıp gülümsüyordu"Harin nona babam uyanmanı söyledi. Seninle önemli bir şey konuşacakmış."
    "Tamam gelirim. Dayıma üstümü değiştirip geleceğimi söyle olur mu?"
    Kafasını hızlıca salladı. Saçlarını karıştırıp "Afferim benim canım kuzenime."dedim ve yanağından kocaman öptüm.
    Üstümü değiştirip aşağı indim. Dayım beni masada bekliyordu. Bana bakıp kocaman gülümsedi "Dayısının gülü günaydın."
    "Sanada dayıcım. Yul bana bir şey söyleyeceğini söyledi. Neymiş o şey?"
    "Ben bir kaç aylığına iş gezisine çıkacağım. Biliyorum hayır demesin ama çok çalıştığın için sorayım dedim. Yul'a ben gelene kadar bakar mısın?"
    "Tabii ki de. Hem o iş bende sen merak etme. Ben minik prensimle tüm gün oyanarım."
    "Bide sorun çıkarmanı istemiyorum."
    "Aaa aşk olsun dayı. Ben ne zaman sorun çıkarmışım?"
    "Geçen bir kızı öldüresiye dövdüğünü hatırlatırım Harin. İşin içine girmesem okuldan atılacaktın."
    "Ne yapayım? O da anksiyetemle dalga geçti ve onun yüzünden krize girdim. Hem iyi yapmışım,oh canıma değsin!"
    "Yi Harin! Ben sana böyle mi öğrettim? Biraz daha ileri gitme yoksa sınıfını değiştirmek bile seni kurtaramaz."
    "Üfff tamam be! Ha sınıf demişken yeni şubem hangisi?"
    "D olmuş. Dün mesaj geldi."
    "İyi tamam."
    .
    .
    .
    Kahvaltı yaptıktan sonra dayım işine gitti. Onunla sıkı sıkı vedalaştım. Çünkü işten sonra direk havalimanına gidecekti.
    Elime telefonumu alıp Mono'ma mesaj attım:
    *_Harin (siz)_*
    • Askom bugün buluşuyoruz değil mi?
    _Görüldü_
    *_Mono'şum_*
    • Tabii ki de! Maskeli avına devam!
    *_Harin (siz)_*
    • Offf Mono ne zaman şu maskeli denen gitaristin peşini bırakacaksın?
    *_Mono'şum_*
    • Hiç bir zaman Harin. Hem işin ucunda para var. Eğer yüzünü ifşalarsam 50000 won alıcam. Ben bu fırsatı kaçırmam!
    *_Harin (siz)_*
    • Sahi kim verdi sana bu parayı?
    *_Mono'şum_*
    • Bizim okuldan Chan. Sosyal medya hesapımdan insanları ifşaladığımı duyunca bana yazdı ve işi yaparsam para vereceğini söyledi.
    *_Harin (siz)_*
    • Bizim sınıftaki Bang Chan mı?
    *_Mono'şum_*
    • Evt o
    *_Harin (siz)_*
    • Tmm ben yarım saate evden çıkarım byee 🤍💕💗
    *_Mono'şum_*
    • Byeee askommm geç gelme 🤍💕💗💜💜
    Telefonu yana atıp hazırlanmaya başladım. Yul'u Maria ablaya bırakacaktım. Evi bize yakındı ve Yul onun oğluyla iyi anlaşıyordu.
    Üstümü değiştirip Yul'u Maria ablaya bıraktım ve Mono'yla buluşacağımız yere doğru yürümeye başladım...

    • @Hiun-pov
      @Hiun-pov  5 месяцев назад +17

      Harin'den
      Mono'yla buluşacağımız yere vardığım zaman gözüm onu aradı. Bide bana geç kalma diyordu. Kesin yine süsleniyordur süslü.
      Yakındaki banklardan birine oturup onu beklemeye başladım. Fazla zaman geçmeden arkamda iki elin gözümü kapattığını gördüm.
      Gülüp ellerini gözünden çektim "Mono! Çocuk değilim ben!*
      "Biliyorum Harin'im."dedi ve güldü.
      Koluma girip beni kaldırdıktan sonra "Hadi Hari'şim daha maskeli avına çıkacaz. Birazdan yandaki parkta olur."dedi.
      -"Of Mono of! Bi bitmedi şu maskeli avı! Anla atık olmuyor ifşalayamıyorsun. Rahat bırak çocuğu belki bir derdi var da yüzünü gizliyor değil mi?"
      "Bana oflayacağına azıcık yardım etsen Harin? Anlamıyorsun işin içinde para var ve az değil. Hem benim adım ifşacı Mono, anamı getir onuda ifşalarım."
      Koluma girip beni sürüklemeye başladı. Bu durumdan ne kadar bıkmış olsamda arkadaşım diye Mono'ya bir şey demiyordum.
      Parka gelince kalabalığın içinden en öne geçtik ve maskeli denen gitaristi beklemeye başladık.
      Uzun süren bekleyişin ardından sırtında gitar olan bir çocuk sokağın ortasına geçip eşyalarını hazırladıktan sonra konuşmaya başladı "Öncelikle sizi beklediğim için özür dilerim. Bir yere uğramam lazımdı. İstek şarkı alıyorum istediğiniz varsa alabilirim."
      Kalabalığın içinden biri bağırmaya başladı "Justin Bieber Ghost!"
      "Tamam bir kaç dakika verir misin? Akoru ayarlamam gerekiyor."
      Hepimiz beklemeye başladık. Başta bana egolu gelsede biraz daha tanıdıkça samimi olduğunu anladım. Akorları yaptıktan sonra söylemeye başladı.Bu ana kadar onun sadece bir gitarist olduğunu sanıyordum:
      Youngblood her zaman yarının olduğunu düşünüyor
      _Youngblood thinks there's always tomorrow_
      İçimin boş olduğu gecelerde dokunuşunu özlüyorum
      _I miss your touch on nights when I'm hollow_
      Takip edemediğim bir köprüyü geçtiğini biliyorum
      _I know you crossed a bridge that I can't follow_
      Geride bıraktığın aşk, sahip olduğum tek şey olduğundan
      _Since the love that you left is all that I get_
      bilmeni isterim
      _I want you to know_
      Eğer sana yakın olamazsam
      _That if I can't be close to you_
      Senin hayaletinle yetineceğim
      _I'll settle for the ghost of you_
      Seni hayattan daha çok özlüyorum (hayattan daha fazla)
      _I miss you more than life (more than life)_
      Ve eğer yanımda olamazsan
      _And if you can't be next to me_
      Hafızan coşku dolu
      _Your memory is ecstasy_
      seni hayattan daha çok özledim
      _I miss you more than life_
      seni hayattan daha çok özledim
      _I miss you more than life_
      .
      .
      .
      Şarkı bitince gözleri dolmuştu sahi ya neden dolmuştu gözleri? Birden zabıta ekiplerinin sirenleri yükselmeye başladı.
      Hızlıca eşyalarını toplayıp ordan uzaklaştı bende Mono'nun çekişitirmesiyele onun peşinden gitmeye başladım.
      O koşuyor bizde peşinden koşuyorduk bizim peşimizden de zabıta ekipleri koşuyordu.
      Sokak ikiye ayrılınca Mono bana dönüp "Harin sen sağa git ben sola gideceğim. Eğer bulursan beni ara."
      Dediği gibi yapıp sağa koşmaya başladım. Zabıta ekipleri arkamdan koşmaya devam ediyordu. Bende Mono'ya saydırıyordum.
      Tam çıkmaza girdim derken biri beni kendine çekti. Bu maskeliden başkası değildi ama bir farkla şuan maskesi yoktu.
      Derin derin nefes alıp gözlerime bakıyordu aynı şekilde bende. Aklımda tek bir düşünce vardı o da beni neden kurtardığı...
      Seungmin'den
      Beni zabıtadan başka birileri takip ediyordu. Mono denilen o paralı ispiyoncu ve arkadaşı.
      Benim için sorun olabileceğinden kızı saklandığım yere çektim. O bana şaşkınca bakarken yüzümde maskemin olmadığını fark ettim.
      O suratımı incelerken hemen yüzümü kazağımla kapatıp yüzümü gizlmeye çalıştım. Bu oldukça zordu. Çünkü zaten dibimdeydi.
      Biraz daha yaklaşsa burnuma kadar girecekti. Biz o dar alanda sıkış sıkış polisleri atlatmayı beklerken bir görevli konuşmaya başladı"Nereye kayboldu bu çocuk? "
      "Bilmem."
      "Yürü arka sokağa!"
      Onlar hızlıca uzaklaşınca hemen o daracık duvarın arasından çıktım. Kız soluklandıktan sonra "Anasını nasıl duvar bu! Havasızlıktan ölecektim az daha."
      Tepkisiz bir şekilde konuşmaya başladım "Beni o paralı ispiyoncuyla niye takip ediyorsunuz? Cevap bekliyorum."
      Biraz bekledikten sonra tekrar sordum. Ama bu sefer biraz daha yüksek sesle "BENİ NİYE TAKİP EDİYORSUNUZ?"
      Korktuğu için bir adım geri çekildi. Yüzüne sert başkalarımı atınca konuşmaya başladı "Arkadaşım Mono eğer seni ifşalarsa büyük miktarda para alacakmış. Beni de kendiyle sürükledi."
      "Parayı veren kim?"
      "İsmini hatırlamıyorum ama soy ismi Ban-"
      "Siz beni yanlız deli edeceksiniz! Bang Chan'a ve o Mono'ya söyle Plus Eight'e tekrar katılmıyacağım! Kendilerine başka vokalist bulsunlar!"
      "Dediklerinden bir şey anlamıyorum."
      "Anlayacağını sanmamıştım zaten. Kendi işimi kendim görürüm."dedim ve elime telefonumu alıp Chan'ın numarasını tuşladım.
      Hemen açtı "Kararın değişmiş bakıyorum."
      "Benim kararımın değiştiği falan yok Chan. Sana benim peşime taktığın şu paralı ispiyoncuyu başımdan def etmen için aradım. Yetmedi mi hayatımı boka çevirdiğiniz, hımm?"
      "Seungmin gerçekten bir vokaliste ihtiyacımız var. Seçmeleri kazanıp yarışmaya katılmamız lazım. Hem seninde paraya ihtiyacın var. 8 milyon won az para değil."
      "Sence ben parayı düşünüyor muyum?"
      "Sadece bir kere konuşmama izin ver. Bugün buluşalım. Eğer reddedersen ya da istemezsen seni zorlamıyacağım. Bugün ***** kafeye gel. Sadece yarım saat. Sonra çek git."
      "Gelicem ama fikrimin değişeceğini sanmıyorum. Saat 4'de orda ol."dedim ve telefonu kapatıp derin bir nefes verdim.
      Karşımdaki bedene dönüp "Burda olanları ve benim yüzümü unut. Kimseye de söyleme.
      Tam gidecekken beni durdurdu "Plus Eight ne ve niye bu kadar çok üzgünsün? Biri kalbini kırmış gibi, sanki değerli bir şeyini kaybetmişsin."
      Gözlerim şaşkınlıktan kocman oldu. Yüzüme bakıp cevap bekleyince kendime gelip konuşmaya başladım "Seni alâkadar etmez. Bazı şeyleri üsteleme, iyiliğin için."
      "Hiç olamasa ismini söyle bari."
      "Bir daha karşılaşacağımızı sanmıyorum."dedim ve o ara sokaktan çıktım.
      Saat ikiye geliyordu. Annemi ziyarette gitmem lazımdı. Hemen hastenenin yolunu tuttum...
      .
      .
      .
      Hastene odasının kapısını çekinerek çaldıktan sonra girdim. Annem yatağında oturmuş her zaman ki gibi televizyondan dizisini izliyordu.
      Ben gelince kafasını bana çevirdi "Seungmin sen misin?"
      "Anne benim. Şey eğer müsaitsen yanına gelebilir miyim?"
      Televizyonu kapatıp eliyle yanını işaret etti "Gel otur."
      Yanına geçip oturdum. Bana kocaman gülümseyip"Biliyor musun, bugün çok güzel bir şey oldu."dedi.
      Buruk bir şekilde gülümseyip"Ne oldu? Merak ettim."
      "Doktor tedavinin iyi gittiğini söyledi."
      Her şeyi bildiğim için yalancı bir tepkiyle "Sevindim umarım çabuk iyileşirsin."dedim.
      Çünkü doktorun annemi tedaviyi etkilemesin diye söylediği yalanı biliyordum. Annem mahçup bir şey gülümseyip "Seungmin senden çok özür dilerim. Benim yüzümden gençliğini yaşayamadın. Keşke sana destek olabilseydim."dedi.
      Kalbim bu konuda çok kırık olduğu için yutkunmakla yetindim. Yalnızlık, en çokta bu yanlızlık canımı acıtıyordu.
      Gözlerimdeki o hüznü görmemesi için başımı aşağı eydim. Elini yüzüme götürüp şevkatli bir şekilde okşamaya başladı "Seungmin kalbinin buruk olduğunu biliyorum ama biraz daha böyle idare et olur mu? Benim bu konuda yapacak bir şeyim yok elimden bir şey gelmiyor."
      "Tamam, sorun değil hem kalbim buruk değil yanımda annem var."dedim yalan söylediğimi bile bile.
      Onu üzmemem lazım _"ona daha fazla zarar veremem"_
      Derin bir nefes aldıktan sonra "Suhyok'tan hab-"
      "O adamın adını ağzına alma. Ne olduysa onun yüzünden oldu. Senin bu hâlde olmanın tek nedeni o adam anne."
      "O senin baban benim de eşim."
      "O senin iki yıldır eşin değil anne. Unutun mu? O bizi terk etti. Bana lütfen onu unutamadım deme."diye haykırdım acı bir şekilde.
      Gözlerini kaçırdı. Düşüncelerle daldıktan sonra ağlamaya başladı "Hâlâ seviyorum ne yapayım?"
      "Anne... yalan söylüyorsun değil mi?! Yalan söylüyorum de bana!"
      "Keşke yalan söylüyor olsam Seungmin."
      "Sen şimdi bana seni bu hâle sokan adama hâlâ aşık olduğunu mu söylüyorsun!?"
      Bağırmaya başladı "EVET SÖYLÜYORUM! ÇÜNKÜ ONU HÂLÂ DELİLER GİBİ SEVİYORUM!"
      Kendimi tutamadım ve bağırmaya başladım"BUNU KENDİNE YAPAMASIN! TEDAVİN O BOTAN İT YÜZÜNDEN GİTMİYOR! DOKTOR SANA YALAN SÖYLÜYOR TEDAVİNİN İYİ GİTTİĞİ FALAN YOK! HERŞEY DAHA DA BOKA SARDI."
      Donup kalmıştı. Gözleri dolmuşken eliyle bana kapıyı işaret etti "Ç-çık dışarı Seungmin! Gözüm seni görmesin!"
      Sinirden büyüyen gözlerim daha da çok büyümüştü. Kapıyı çarpıp dışarı çıktım. Etraftaki doktor ve hemşireler bana bakıyordu.
      Daha fazla dayanamayıp yere çöktüm ve ağlamaya başladım. Ben bunu hak etmiyordum. Bu çok ağır kaldırmakta zorlanıyorum. Kaldırmak istemiyorum artık yoruldum. Altında eziliyorum.
      İçimden kendi kendime haykırmaya başladım;
      _"LÜTFEN BİRİ BANA BU YÜKÜ KALDIRABİLMEM İÇİN YARDIM ETSİN!_...

    • @Hiun-pov
      @Hiun-pov  5 месяцев назад +19

      Harin'den
      Boş boş sokakta yürüyordum yürürkende maskeli denen çocuğa söyleniyordum "Şaka gibi ya! Adını sordum adam gibi cevap vermiyor! Neymiş beni alâkadar etmezmiş götüm!"
      Ardından söylenmeye devam ettim "Beni alâkadar etmemiş olsaydı olayın içinde olamazdım akıllım!"
      Uzaktaki bedenin üstüme koşmasıyla gözümü oraya diktim. Mono son sürat bana doğru koşuyordu. Biraz daha soluklandıktan sonra konuşmaya başladı "Harin kızım neredesin sen? Belki 200 kere aradım."
      "Abartma 10 kere falan aradın. Hem sinirim bozuk dokanma bana."
      "Ne oldu buldun mu yoksa!"
      "Buldum bulmasına da Bang Chan denen çocuğun haberi varmış. Ha bide bana 'o paralı ispiyoncuya söyle peşimi bıraksın' dedi."
      "Madem kim olduğunu biliyor niye ispiyonlatıyor ki!?"
      "Plus Eight mi ne öyle birşey dedi. Vokalist fln diyorlardı."
      "Plus Eight mi!? Sekizli olan mı!?"
      "Ne ki o?"
      "Kızım senin haberin yok! Sen gelmeden önce yani iki sene önce okulun bir rock grubu vardı, 'Plus Eight'. Grup okulda ve civarda çok popülerdi tabii üyeleride, ah özellikle Changbin, neyse bunlar gizemli bir şekilde dağıldı. Hâlâ bizim okuldalar ama aktif değiller. Hatta Chan'la Changbin haricinde diğerleri birbiriyle görüşmüyor."
      "Peki grubun vokalisti kim di?"
      "Kim Seungmin bide main vokli vardı Yang Jeongin."
      "İki vokalistli bir grup mu?"
      "Evet mükemmel ötesiydi."
      "Bana biraz anlatır mısın?"
      "Tabii geç otur anlatayım."
      ...
      Seungmin'den
      İlk defa bu kadar sesli ağladığımı hissetmiştim. İnsanlar bana garipseyen gözlerle baksalarda hiç birinin umurunda değildim, emindim.
      Göz ucuyla bakıp yandaki iki üç kişiye sorup gidiyorlardı.
      Yine aynı duyguyu hissettim, yalnızlık.
      .
      .
      .
      Uzun süre çöktüğüm yerde ağlamaya devam ettim. Taki biri omuzuma dokunup beni dürtene kadar "S-Seungmin iyi misin?"
      Gereksiz ismimi zikretmesiyle kafamı kaldırıp bana seslenen kişiye baktım. Oydu, Plus Eight'in diğer bir üyesi, Jisung.
      Benimle aynı yere çöküp kocaman sarıldı. Hiç bir şey demedim çünkü buna gerçekten çok ihtiyacım vardı. Ne kadar ona ve diğerine kızgın dargın olsamda bu sarılış iyi gelmişti.
      Beni kendinden ayırıp yürümeye başladı. Bende arkasından gittim.
      Hastanenin kafeteryasına oturup bir birimize bakıştık. Onunla konuşmak istemiyordum. Kalbim ona kırıktı ama bir yandan da konuşmak istiyordum. Çünkü gerçekten çok yalnızdım. İki üç kelime de olsa biriyle konuşmak bana iyi gelecekti.
      Ben konuşmadan o konuşmaya başladı "Uzun zaman oldu."dedi ve durdu. Sonra konuşmaya devam etti "Minkyung teyze hâlâ hasta mı?"
      "Niye soruyorsun ki? Ne önemi var senin için?"
      "Hastanede görünce onun için gelmişsindir diye sordum."dedi ve gözlerini kaçırdı.
      "Senin ne işin var burda?"
      Yine gözlerini kaçırdı. Kollarındaki uzun kollu gömlekten tutup kolunu saklamaya çalıştı.
      Gözümü oraya dikince kolunu masanın altına sakladı. Sonra devam etti "İlaçlar işte. Annem ağrı kesici yazdırmak için gönderdi. Sen?"
      "Annemi ziyarette geldim."dedim ve masanın üstündeki çantamı alıp ayağa kalktım.
      Tam gidecekken durdurdu "Nereye gidiyorsun? Konuşuyorduk."
      "Bir yere gitmem lazım."
      "Chan hyung'un davetine mi gideceksin? Bende oraya gidiyorum beraber gidelim."
      "Evet ama sağol tek giderim. Kardeşimin kısmen 'katiliyle' bu kadar zaman geçirdiğim yet erde artar bile. Seungi'nin kemikleri sızlamasın."dedim ve hızlıca oradan uzaklaştım...
      Seungmin'den
      İlk gelen otobüse binip ilk bulduğum boş yere oturdum. Otobüsün ilk durağı olduğu için henüz kimse binmemişti bu yüzden de şanslıydım.
      Otobüs yavaş yavaş dolmaya başladı. Tahmin ettiğim üzere Jisung'ta bu otobüse binmişti. Geçerken bir adama çarpınca adamın elindeki telefon yere düştü.
      Jisung fark eder etmez hemen özür diledi "Çok özür dilerim bayım kusura bakmayın."
      Adam yan bir şekilde sırıtıktan sonra gözlerini Jisung'a dikti "Tısh...siz Z kuşağı ne kadar kendinizi bilmezsiniz! Bide utanmadan özür diliyor! O KAÇ PARA HABERİN VAR MI!"
      Jisung onun bağırmasıyla ilkilmiş ve korkmuştu. Adam yüzüne bağırmaya devam etti "TABİİ NERDEN BİLESİN, SENİN GİBİ BİR VAROŞ NERDEN BİLSİN!?"
      Jisung iyice titremeye başlamıştı. Bu sıradan bir titreme değildi, hem titriyor hem de terliyordu.
      Ne kadar onunla küs olsamda insanlığımı yapmak için hızlıca yerimden kalkıp yanlarına gittim.
      Yerdeki telefonu alıp adamın yüzüne fırlattım ve konuşmaya başladım "Bayım, bana zenginlik içinde bir varoş gösterdiniz için teşekkür ederim. Lütfen 'kıymetli' ve bir o kadar da pahalı eşyalarınıza sahip çıkın. Bide acilen şu orta yaş sendromundan çıkın."dedim ve titreyen Jisung'un elinden tutup sonraki durakta indim.
      Durağın bakına onu oturtup çantamadaki suyu ona verdim. Titreye tireye suyu açtı ve zorlukla içti. Ardından derin derin nefes almaya başladı.
      Endişelendiğim için konuşmaya başladım "Jisung az önce ne oldu?"
      "A-anksiyete kr-krizim tutu."
      "Anksiyeten mi var!?"
      Sadece kafasını sallamakla yetindi sonra devam etti "Yaklaşık olarak bir yıldır tedavi görüyorum. Eğer doktor yardımı almasıydım kendime zarar vermeye devam edecektim."dedi ve sakladığı kolunu açık gösterdi.
      Karşımaktan yara olmuştu. O zaman anladım ki kırılan ve parçalanan tek kişi olmadığımı...
      Yazar'dan
      Son iki kişinin içeri girmesiyle bir zamanlar herkesin ağzını açarak izlediği Plus Eight tamamlanmıştı.
      Seungmin diğerlerini beklemediği için biraz şaşırsada Jisung'u da çağırdığına göre herkesi çağırdığını tahmin etmek zor değildi.
      Gözlerini köşede oturan gence dikti. Gözleri ona nefret ve sinirle bakıyordu.
      İçinden çekip gitmek geçsede artık çok geçti. Sonuçta Chan'a söz vermişti ve tutması lazımdı. Çünkü o ne yalancıydı ne de güvensiz. Sözünü her zaman tutardı. Şimdide tutacaktı. Her zaman yaptığı gibi.
      Ağır adımlarla başta duran boş sandalye oturdu. Yanına da Jisung geçip oturdu.
      Herkes sesiz ve şaşkındı. Çünkü Plus Eight tekrar buluşmuştu. 8 genç sonunda geçmişi unutup bir araya gelmişti.
      İçlerinden bazıları kırılmış, bazıları ağır yaralıydı.
      O yağmurlu gecenin kazığının bir ucu Seungmin'e diğeri Minho'ya saplanmıştı.
      İkisinin kalbini ve ruhunu emip geri çekilmişti. O yara durmadan kanıyor, gittikleri yeri kan bulayıp etrafı kan kırmızısından görülmeyecek hâle sokuyorlardı.
      Şimdi o kan kırmızısı yavaşça soluk pembeye çalıyordu. Yavaştan rengini kaybediyordu. Birinin gözleri pişmanlık birinin ise nefret ve kinle bakıyordu.
      Sahi ya pişmanlıkla bakan gözler eskisi gibi neşe saçacak mıydı? Ya da kinle bakan iki çift sönük elmas eskisi gibi parıl parıl parlarmıydı?
      Neşe saçıp parlarlardı ama bir şey eksikti. Parlak altın sarısı bir güneş. Bu güneş kimdi? Seungi mi? Saçma sanmam.
      Seungi değilse kimdi? İkisini ve diğerlerini birleştirecek olan parlak altın sarısı güneş kimdi?...
      _Devam edecek_
      Sınır
      300 izlenme
      30 like
      10 abone
      _/Şimdiden söyleyeyim 42 gibi bir şey olacak. Yani birazcık uzun. Öneri ve saygı çerçevesinde eşleştiri alıyorum. Okuduğunuz için teşekkür_/

    • @Seungminwqy
      @Seungminwqy 5 месяцев назад +2

      @@Hiun-povYENI BOLUM BE ZAMAN YAZARIMMM

    • @Hiun-pov
      @Hiun-pov  5 месяцев назад

      @@Seungminwqy sınır dolduğunda bacım

    • @Seungminwqy
      @Seungminwqy 5 месяцев назад

      @@Hiun-pov Ay pardon gormemisim bacimsu

  • @Rosetta_Catw143
    @Rosetta_Catw143 4 месяца назад

    Mukk

  • @Rosetta_Catw143
    @Rosetta_Catw143 4 месяца назад

    Ağağağağ sonundaa

  • @Stay_Army9915
    @Stay_Army9915 5 месяцев назад +2

    İlk

  • @Seungminwqy
    @Seungminwqy 5 месяцев назад

    AGLIYORUMMM SUANNNNN SONUNDA BEKLEDIGIM DIZ GELDII DAHA OKUMADIM SIMDI BASLICAM EMINIMKI COKKK GUZEL OLUCAK

  • @serifeozdemir6724
    @serifeozdemir6724 5 месяцев назад

    ohaaaa aaaaa sok geciriyom agagagagag

  • @GALATA_SARAYIMM1905
    @GALATA_SARAYIMM1905 5 месяцев назад +1

    ALLAHIM SANA ŞÜKÜRLER OLSUN
    Ha bu arada mükemmel olmuş aşk her zamanki Bayıldım ❤💖🎀♥️⭐☄💋🌸

  • @serifeozdemir6724
    @serifeozdemir6724 5 месяцев назад

    yeni bolumun hemen gelmesi gerekn konular var(!)

  • @Stay_Army9915
    @Stay_Army9915 5 месяцев назад +1

    Mükemmel olmuş ❤

  • @husnamemmedzade5017
    @husnamemmedzade5017 2 месяца назад +1

    Hiun meraba nasılsın? Ben iyi deyilim. Derdimi bolusecek birim yok su anda, sana anlatsam olurmu?

    • @ayseyse
      @ayseyse 2 месяца назад +2

      İstersen bana anlatabilirsin

    • @husnamemmedzade5017
      @husnamemmedzade5017 2 месяца назад +1

      @@ayseyse dinlermisin beni gercekten?

    • @ayseyse
      @ayseyse 2 месяца назад +2

      @@husnamemmedzade5017 evet ama bugün pek müsait değilim yarın olur🤍

    • @husnamemmedzade5017
      @husnamemmedzade5017 2 месяца назад +1

      @@ayseyse tamam bunu demen bile beni mutlu etti💖

  • @SevdaMehdizad
    @SevdaMehdizad 5 месяцев назад

    Cok iyi olmusss❤❤❤

  • @beyzaece1132
    @beyzaece1132 5 месяцев назад +1

    çoook güzel olmuş eline emeğine sağlık ama ben şeyi anlamadım bunlar kaç yaşında?

    • @Hiun-pov
      @Hiun-pov  5 месяцев назад +1

      17 dir lise son ve sene başı

    • @beyzaece1132
      @beyzaece1132 5 месяцев назад +1

      @@Hiun-pov tamammm teşekkür ederim

  • @Seungminwqy
    @Seungminwqy 5 месяцев назад

    YENI BOLUM NE ZAMAN ACEMI YAZARIM BENIMMM

  • @MinsungbestdirSeungminbenimdir
    @MinsungbestdirSeungminbenimdir 5 месяцев назад

    Öhm öhm başlıyorum. Hayatımda okuduğum en iyi hikayeydi şimdiden kadar 1.favorim
    Senin bu hikayenin vardı seungminle kocanın aldattığını düşünürsün 2.adını bilmiyorum wattpad a idi. Amma bu tek kelimeyle mükemmel olmuşşşş favorim 1 ci bu okurken stres, korku, eğlence hepsi bi arada yaşandı 3ü bir arada nescafe hepsi bir arada bacımsu hikayeleri. Senin hikayelerin ve sen hayatıma ışık gibi geldiniz 3 kere @ntihara kalkışmışdım amma bu hikayeler sayesinde iyiyim)(şübheli)sana çok teşekkür ederim hiunnieeeee hikaye Harika olmuş devam et umarım istediğin meslek ola bilirsin yazar olursan ilk kitabını Ben alıcam🫶Bütün dileklerin kabul olsun inşALLAH
    ~Luna-shii

    • @Hiun-pov
      @Hiun-pov  5 месяцев назад +1

      Bilmiyordum ve bu hikâyeyi sürekli Seungmin'i rüyamda gördüğüm ve onun gibi bir şeyle sınandığım için yazmıştım.Şimdi böyle bir şey duyunca gözlerim kocaman oldu. Uzun zamandır kanalımdasın, fark ediyorum. Böyle bir şey olduğunu bilmiyordum. Lütfen bir daha böyle bir şey deneme.

    • @MinsungbestdirSeungminbenimdir
      @MinsungbestdirSeungminbenimdir 5 месяцев назад +1

      @@Hiun-pov tişikkürlerrr düşüncelrin için🫶