Otuz iki dil bildiği için Babil Dünya Ödülü’nü alan Belçika’nın Gent Üniversitesi Doğu Dilleri ve Kültürleri Merkezi Başkanı Dr. Johann Van De Walle, günümüzde Türkçeye neden ilgi duyduğunu şöyle anlatıyor: “Türkçe, çok kısa bir zamanda öğrenilebilir. Satrançta kurallar mantıklı, basit ve az sayıdadır. Yedi yaşında bir çocuk bile satranç oynamasını öğrenebilir. Bu kolaylığa karşın, satranç oynayan kişi yaşamı boyunca sıkılmaz. Oyun imkânları sınırsızdır. Aynı durumun Türkçe dil bilgisi sisteminde bulunması, çok büyülü bir özelliktir. Türkçe dil bilgisi, hemen hemen matematik kadar düzenli ve istisnasız karaktere sahip bir dil.”dir.
Türk Araştırmaları Ensitüsü Başkanı Prof. Dr. David CUTHELL ise Türkçe hakkında şunları söylüyor: "Birçok yabancı dil bilirim. Bu diller arasında Türkçe öyle farklı bir dildir ki, yüz yüksek matematik profesörü bir araya gelerek Türkçeyi yaratmışlar sanki.. Bir kökten bir düzüne sözcük üretiliyor. Ses uyumuna göre anlam değişiyor. Türkçe öyle bir dildir ki, başlı başına bir duygu, düşünce, mantık ve felsefe dilidir Johan Vandewalle “...Anadili Türkçe olan bir kişinin kısa cümlelerle düşündüğü, konuşma anında ise bu kısa cümleleri çeşitli yollarla birbirine bağlayarak karmaşık yapılar kurduğu görüşündeyim. Bu “cümle bağlama eğilimi” bazı konuşurlarda zayıf, bazılarında ise adeta bir hastalık derecesinde güçlü olabilir. Bu son durumda ortaya çıkan dilsel yapılar, insan zihninin üstün olanaklarını en güzel şekilde yansıtıyor. Farklı dil gruplarına ait birçok dili incelediğim halde şimdiye kadar hiçbir dilde beni Türkçedeki karmaşık cümle yapıları kadar büyüleyen bir yapıya rastlamadığımı söyleyebilirim. Biraz duygusal olmama izin verirseniz, bazen kendime “Keşke Chomsky de gençliğinde Türkçe öğrenmiş olsaydı... “ diyorum. Eminim o zaman çağdaş dilbilim İngilizce’ye göre değil, Türkçe’ye göre şekillenmiş olurdu...” *. (Max Müller,): Türkçenin bir dilbilgisi kitabını okumak, bu dili öğrenmek niyetinde olmayanlar için bile gerçek bir zevktir. Türlü dilbilgisel biçimlerin belirtilmesindeki ustalık, ad ve eylem çekimi sistemindeki düzenlilik ve bütün dil yapısındaki saydamlık ve kolayca anlaşılabilme yeteneği, insan zekâsının dil aracıyla beliren üstün gücünü kavrayabilenlerde hayranlık uyandırır... Araç olarak, Türk dilindeki duygu ve düşüncenin en ince ayrımlarını belirtebilme, ses ve biçim öğelerini baştan sona dek düzenli ve uygulu bir sisteme göre birbiriyle bağdaştırıp dizileme gücü, insan zekâsının dille gerçekleşen bir başarısı olarak belirir. Birçok dillerde bu gibi olaylar gözden perdelenmiştir; onlar çözülmez kayalar gibi karşımızda durur ve ancak dilcinin mikroskopuyla dil yapısındaki organik öğeler ortaya çıkarılır. Türk dilinde ise, her şey saydamdır, apaçıktır. Dilin iç ve dış yapısı, billur bir arı kovanı yapısını seyrediyormuşuz gibi ortadadır. Ünlü bir doğu bilgini bu dil hakkındaki hayranlığını şöyle belirtmiştir: Türk dili, seçkin, bir bilginler kurulunun uzun bir çalışma ve oylaşmasıyla yapılmış sayılacak düzgünlüktedir Türk dilinin çekim biçimindeki hiç bozulmayan düzgünlük ve düzen, yapısından gelen kavrama kolaylığı, dilde yaratılan bu olağanüstü anlatım gücünü anlayabilenleri heyecana sürükler. Türkçedeki en ustalıklı yapı, eylem (fiil) yapısıdır. Hiçbir dilin anlatamadığı ya da ancak birçok sözcükle anlatmaya çalıştığı anlam inceliklerini, Türk dili tek bir sözcükle anlatabilir.” *Fransız Türkolog Jean Deny,:”Türk dili, seçkin bir bilginler kurulunun danışma ve tartışmaları sonucunda oluştuğu kanısını uyandırıyor.Türkçe eylem(fiil)lerde kendine özgü öyle bir özellik vardır ki, bunun bir benzerine Arian dillerinin hiçbirinde rastlanmaz. Bu özellik, yapım ekleriyle yeni sözcük oluşturma gücüdür”.”. Jean Deny *Moliere: “Türkçe; az söz ile çok anlam ifade eden, hayran olunacak mükemmel bir yapıya sahip dil.”dir. *Herbert W. Duda:“Bütün düşünce ve hisleri en mükemmel bir şekilde ifade eden Türkçe, o kadar zengin bir kelime hazinesine sahiptir ki, herkes bu dile hayranlıkla bakmakta ve onu en mükemmel bir bilim dili olarak kabul etmektedir.’”. *Herbert Jansky:“Türk dili, vokabuler, fonetik, imla, sentaks ve kelime hazinesi itibarıyla son derece zengin ve kolay anlaşılan, kolay öğrenilebilen bir bilim dili.”dir. *Paul Roux:“Türkçe, akıl ve düşünce dolu matematiksel bir dil.”dir.
chat gpt'nin cevapları; David Cuthell, Türk dilleri ve kültürü konusunda uzman bir dilbilimciydi. Türk dilleri üzerine yaptığı araştırmalar ve yazıları ile tanınmıştır. Türkçe hakkında da çeşitli görüşleri vardır. Örneğin, Türkçenin dilbilimsel yapısı ve cümle yapısı hakkında yaptığı incelemeler sonucunda, Türkçenin düşünme ve ifade etme açısından mantıklı bir dil olduğunu söylemiştir. Ayrıca, Türkçenin kendine özgü ses yapısı ve gramer yapısı ile diğer dillere kıyasla farklı ve zengin bir dil olduğunu da vurgulamıştır. - Max Muller, 19. yüzyılın ünlü dilbilimcilerinden biridir ve Türk diliyle de ilgilenmiştir. Muller'e göre Türk dili, "düşüncelerin en açık ve en mantıklı ifadesi için mükemmel bir araçtır." Ona göre, Türkçe "zihnin ürünleriyle en uygun şekilde bağlantı kurabilen dillerden biridir." - Johan Vandewalle, Türkçe hakkında çalışmalar yapmış olan bir dilbilimci ve Türkologdur. Türk dilinin özellikle de Türkiye Türkçesinin gramer yapısı, dilin tarihi gelişimi ve farklı lehçeleri hakkında çalışmaları bulunmaktadır. Kendisi, Türkçenin dünya dilleri arasında en mantıklı dillerden biri olduğunu ve gramer yapısının oldukça tutarlı olduğunu ifade etmiştir. - Paul Roux, Türkçe'nin "mantıklı, düzenli, tutarlı ve neredeyse matematiksel bir dil" olduğunu söylemiştir. Ayrıca, Türkçe'nin geniş bir isim tamlaması sistemi, düzenli bir fiil çekimi sistemi ve az sayıda dilbilgisi kuralı olduğunu da belirtmiştir. - Jean Deny, Türk dilleri ve dilbilgisi üzerine çalışmalarıyla tanınan bir dilbilimciydi. Türkçe hakkında birçok eser vermiştir. Dilbilimsel açıdan Türkçe'nin düzenli ve tutarlı bir dil olduğunu belirtmiştir. Ayrıca Türkçe'nin eklemeli bir dil olduğunu ve kelime türetme yeteneğinin yüksek olduğunu vurgulamıştır. - Herbert Jansky, Türkçe'nin yapısal özellikleri hakkında çeşitli çalışmalar yapan bir dilbilimciydi. Türkçe'nin mantıksal yapısını vurgulayarak, özellikle isimlerin çekimlenmesi ve fiil çatısı konularında ayrıntılı çalışmalar yaptı. Ayrıca Türkçe'nin yapısının kolay öğrenilebilir olmasını da önemli bir özellik olarak değerlendirdi.
Ev aldım ve evi aldım arasındaki fark şudur. "Ev aldım" cümlesindeki "ev" herhangi bir ev fakat "evi aldım" cümlesindeki "ev" bilinen bir ev. Türkçede de the var.
Türkçede öznede herhangi bir anlamı içermeyen bir sözcük yoksa, ozaman belirli öznedir. bir adam geldi = a man came adam geldi = the man came. - nesnede ise belirtili nesne alırsa the var demektir. herhangi bir ismin hal ekini alırsa da the var demektir. o zaman the olmadığını anlatmak için herhangi bir anlamı veren sözcük eklenir. sandalyeye otur = sit on the chair. bir sandalyeye otur= sit on a chair.
Bu arada yanlış anlaşılmayı önlemek için bunu açıklıyorum ki evet, Türkçe’de 100.000 aktif kelime varken Ingilizce’de 1.000.000 aktif kelime olabilir fakat bu Türkçe’nin “kıt” bir dil olduğu sonucunu göstermez. Bilakis buradaki 900.000 kelimenin çoğunu biz aslında bir kısmını kelimelere getirdiğimiz eklerle bir kısmını aynı kelimeye birkaç anlam vererek (eş seslilik) bir kısmını da sözlü olarak söylemesek de anlam olarak ifade ediyoruz zaten. (Mesela “the” gibi) Yani aradaki 900.000 kelimenin çoğunu aslında biz de kullanıyoruz fakat her bir duruma farklı bir kelime üretmek yerine çeşitli pratik yöntemlerle çözmüşüz.
İste asıl ve en büyük sorunumuz "İngilizce cümle kurmaya yada ingilizce duyduğumuz cümleyi çevirmeye çalışırken birebir TÜRKÇE karşılık aramak, düşünmek " Teşekkürler Taner Hocam,iyi ki sizinle karşılaştım ve her daim iyi ki siz ❤ 1 milyon olsun benim olsun 🤲
Herseyi geçtim ingilizcede var kelimesi yok. Yok zaten yok. I have ya da there is gibi uzun cümleler kurarsın. 1 milyona yakın kelime var. Var ve yok yok. Çıldırıciiiim.
Macarcada var var. van diyorlar. mesela; Szakálla van. okunuşu ise Sakallı van Türkçesi; Sakalı var szakállam van. = Sakallım van = Sakalım var. Szakállad van. = Sakallıd van = Sakalın var.
Niyetini sorguluyorum artık. Türk'çe gibi bir dile bunca iftira. Bu iş art niyet. Dünyanın en mükemmel dilini çevirmek sözüm ona evirmek yo bu iş hiçte görüldüğü gibi değil. Halkımız sana karşı uyanık olmalı
Türkçede öznede herhangi bir anlamı içermeyen bir sözcük yoksa, ozaman belirli öznedir. bir adam geldi = a man came adam geldi = the man came. - nesnede ise belirtili nesne alırsa the var demektir. herhangi bir ismin hal ekini alırsa da the var demektir. o zaman the olmadığını anlatmak için herhangi bir anlamı veren sözcük eklenir. sandalyeye otur = sit on the chair. bir sandalyeye otur= sit on a chair.
evet Türkçe ile ilgili dilbilimcilerin görüşlerini şu başlıktan izle. ve sabit yorumda fazlasını oku. The Science of Language, Prof. Dr. Johan Vandewalle knows 50 languages
chat gpt'nin cevapları; David Cuthell, Türk dilleri ve kültürü konusunda uzman bir dilbilimciydi. Türk dilleri üzerine yaptığı araştırmalar ve yazıları ile tanınmıştır. Türkçe hakkında da çeşitli görüşleri vardır. Örneğin, Türkçenin dilbilimsel yapısı ve cümle yapısı hakkında yaptığı incelemeler sonucunda, Türkçenin düşünme ve ifade etme açısından mantıklı bir dil olduğunu söylemiştir. Ayrıca, Türkçenin kendine özgü ses yapısı ve gramer yapısı ile diğer dillere kıyasla farklı ve zengin bir dil olduğunu da vurgulamıştır. - Max Muller, 19. yüzyılın ünlü dilbilimcilerinden biridir ve Türk diliyle de ilgilenmiştir. Muller'e göre Türk dili, "düşüncelerin en açık ve en mantıklı ifadesi için mükemmel bir araçtır." Ona göre, Türkçe "zihnin ürünleriyle en uygun şekilde bağlantı kurabilen dillerden biridir." - Johan Vandewalle, Türkçe hakkında çalışmalar yapmış olan bir dilbilimci ve Türkologdur. Türk dilinin özellikle de Türkiye Türkçesinin gramer yapısı, dilin tarihi gelişimi ve farklı lehçeleri hakkında çalışmaları bulunmaktadır. Kendisi, Türkçenin dünya dilleri arasında en mantıklı dillerden biri olduğunu ve gramer yapısının oldukça tutarlı olduğunu ifade etmiştir. - Paul Roux, Türkçe'nin "mantıklı, düzenli, tutarlı ve neredeyse matematiksel bir dil" olduğunu söylemiştir. Ayrıca, Türkçe'nin geniş bir isim tamlaması sistemi, düzenli bir fiil çekimi sistemi ve az sayıda dilbilgisi kuralı olduğunu da belirtmiştir. - Jean Deny, Türk dilleri ve dilbilgisi üzerine çalışmalarıyla tanınan bir dilbilimciydi. Türkçe hakkında birçok eser vermiştir. Dilbilimsel açıdan Türkçe'nin düzenli ve tutarlı bir dil olduğunu belirtmiştir. Ayrıca Türkçe'nin eklemeli bir dil olduğunu ve kelime türetme yeteneğinin yüksek olduğunu vurgulamıştır. - Herbert Jansky, Türkçe'nin yapısal özellikleri hakkında çeşitli çalışmalar yapan bir dilbilimciydi. Türkçe'nin mantıksal yapısını vurgulayarak, özellikle isimlerin çekimlenmesi ve fiil çatısı konularında ayrıntılı çalışmalar yaptı. Ayrıca Türkçe'nin yapısının kolay öğrenilebilir olmasını da önemli bir özellik olarak değerlendirdi.
Alman şarkıyatçısı Gerhard Doerfer farsçada Türkçe unsurları araştırdığı 4 ciltlik kitabında, yalnız elif harfinde 267 unsura madde başı olarak yer vermiştir. Bu uzun listeyi burada vermek gereksizdir. Çok yaygın bazılarına bilmek yeter: Açar (anahtar), adaş, araba, ortak, armağan, iz, izci, üzüm, azık, ağız, akça, altun, emzik, incik, ancak, angut, ana, av, odun, oduncu, orta, orman, uğur, ok, ölçek, ayak, ayakçı, ı… İsveçli dilbilimci Lars Johanson’a göre orta farsça zamanından beri, farsça tedricen Türkçeyle birleşme yönünde hareket etmektedir. Alman doğubilimci Doerfer’e göre ise, farsça çoktandır Türk dili tipine meyletmektedir ve hatta bazı durumlarda farsça Hint- Avrupa dili görünüşünü kaybetmektedir. Bir gerçek daha: Türkçe büyük dünya dillerinden en çok farsçaya kelime vermiştir! İşte Tahran Allame Tabatabai Üniversitesinden Mehdi Rızai’nin makalesi: “Fars dilinin çeşitli kaynaklarında (farklı alanlarda hazırlanan sözlükler, edebî ve tarihî metinler vb.) o kadar Türkçe materyal var ki türkçenin söz varlığını kapsamlı bir biçimde tespit etmek için Türkçenin tarihî metinlerinin yanı sıra farsçanın da tarihî metinlerini dikkatle taramak faydalı olacaktır.” ayrıca ortalama bir farsça el sözlüğünde elif ve b harflerinde yer alan ve Türkçe olduğu belirtilen kelimeler: Açar, açmaz, ak, aka (ağa), aksungur, alaçık, amaç, otak, ata, atabek, oturak, ocak, ahte (hadım), ördek, ordu, ormak (keten kumaş), ulak (eşek, yük eşeği), ayak, iz, il, ilat, ilçi, bacı, batlak, barut, basma, basmacı, basmai, başlık (külah), başlık (başkan, serdar), baş, baykuş, boşkab (tabak), beş, boğaça, boncuk, boran, bibi, bayrak, bey, bek, bektaş, bezek, bayat, büyük…
Elements de la langue turque) eserinde müellifi rahip (Viguier) diyor ki: - Türk dilini tedkik ederken konuşma lehçesinin muntazam ve fevkalâde mükemmel sıra tertibi, kulağa hafifçe akseden muhteşem ve ölçülü sesleri, ahenk kanunu ve nihayet uzun ve kısa seslerin bir nevi musikiyi andıran tath teselsülü karşısında hayran kalmamak kâhil değildir: insan bu dilin bir ilim hey'eti tarafından bilhassa tedvin edilmiş mantıki esaslardan doğmuş olduğum hükmedecek hâle gelmektedir.
Türkçede öznede herhangi bir anlamı içermeyen bir sözcük yoksa, ozaman belirli öznedir. bir adam geldi = a man came adam geldi = the man came. - nesnede ise belirtili nesne alırsa the var demektir. herhangi bir ismin hal ekini alırsa da the var demektir. o zaman the olmadığını anlatmak için herhangi bir anlamı veren sözcük eklenir. sandalyeye otur = sit on the chair. bir sandalyeye otur= sit on a chair.
@@kardiyak17 belli sandalye ise "sandalyeye otur" veya otur şu sandalyeye "de denebilir" herhangi bir sandalye ise; git bir sandalyeye otur "da denebilir"
Türkçede öznede herhangi bir anlamı içermeyen bir sözcük yoksa, ozaman belirli öznedir. bir adam geldi = a man came adam geldi = the man came. - nesnede ise belirtili nesne alırsa the var demektir. herhangi bir ismin hal ekini alırsa da the var demektir. o zaman the olmadığını anlatmak için herhangi bir anlamı veren sözcük eklenir. sandalyeye otur = sit on the chair. bir sandalyeye otur= sit on a chair.
Türkçesi yok değil. Fakat günümüzde kullanılmıyor. Türkçesi "şol" Örnek: Şol Seni seven kişi, verir yoluna başı. İki cihan güneşi, Sensin ya Rasulallah
Türk Araştırmaları Ensitüsü Başkanı Prof. Dr. David CUTHELL ise Türkçe hakkında şunları söylüyor: "Birçok yabancı dil bilirim. Bu diller arasında Türkçe öyle farklı bir dildir ki, yüz yüksek matematik profesörü bir araya gelerek Türkçeyi yaratmışlar sanki.. Bir kökten bir düzüne sözcük üretiliyor. Ses uyumuna göre anlam değişiyor. Türkçe öyle bir dildir ki, başlı başına bir duygu, düşünce, mantık ve felsefe dilidir Johan Vandewalle “...Anadili Türkçe olan bir kişinin kısa cümlelerle düşündüğü, konuşma anında ise bu kısa cümleleri çeşitli yollarla birbirine bağlayarak karmaşık yapılar kurduğu görüşündeyim. Bu “cümle bağlama eğilimi” bazı konuşurlarda zayıf, bazılarında ise adeta bir hastalık derecesinde güçlü olabilir. Bu son durumda ortaya çıkan dilsel yapılar, insan zihninin üstün olanaklarını en güzel şekilde yansıtıyor. Farklı dil gruplarına ait birçok dili incelediğim halde şimdiye kadar hiçbir dilde beni Türkçedeki karmaşık cümle yapıları kadar büyüleyen bir yapıya rastlamadığımı söyleyebilirim. Biraz duygusal olmama izin verirseniz, bazen kendime “Keşke Chomsky de gençliğinde Türkçe öğrenmiş olsaydı... “ diyorum. Eminim o zaman çağdaş dilbilim İngilizce’ye göre değil, Türkçe’ye göre şekillenmiş olurdu...” *. (Max Müller,): Türkçenin bir dilbilgisi kitabını okumak, bu dili öğrenmek niyetinde olmayanlar için bile gerçek bir zevktir. Türlü dilbilgisel biçimlerin belirtilmesindeki ustalık, ad ve eylem çekimi sistemindeki düzenlilik ve bütün dil yapısındaki saydamlık ve kolayca anlaşılabilme yeteneği, insan zekâsının dil aracıyla beliren üstün gücünü kavrayabilenlerde hayranlık uyandırır... Araç olarak, Türk dilindeki duygu ve düşüncenin en ince ayrımlarını belirtebilme, ses ve biçim öğelerini baştan sona dek düzenli ve uygulu bir sisteme göre birbiriyle bağdaştırıp dizileme gücü, insan zekâsının dille gerçekleşen bir başarısı olarak belirir. Birçok dillerde bu gibi olaylar gözden perdelenmiştir; onlar çözülmez kayalar gibi karşımızda durur ve ancak dilcinin mikroskopuyla dil yapısındaki organik öğeler ortaya çıkarılır. Türk dilinde ise, her şey saydamdır, apaçıktır. Dilin iç ve dış yapısı, billur bir arı kovanı yapısını seyrediyormuşuz gibi ortadadır. Ünlü bir doğu bilgini bu dil hakkındaki hayranlığını şöyle belirtmiştir: Türk dili, seçkin, bir bilginler kurulunun uzun bir çalışma ve oylaşmasıyla yapılmış sayılacak düzgünlüktedir Türk dilinin çekim biçimindeki hiç bozulmayan düzgünlük ve düzen, yapısından gelen kavrama kolaylığı, dilde yaratılan bu olağanüstü anlatım gücünü anlayabilenleri heyecana sürükler. Türkçedeki en ustalıklı yapı, eylem (fiil) yapısıdır. Hiçbir dilin anlatamadığı ya da ancak birçok sözcükle anlatmaya çalıştığı anlam inceliklerini, Türk dili tek bir sözcükle anlatabilir.” *Fransız Türkolog Jean Deny,:”Türk dili, seçkin bir bilginler kurulunun danışma ve tartışmaları sonucunda oluştuğu kanısını uyandırıyor.Türkçe eylem(fiil)lerde kendine özgü öyle bir özellik vardır ki, bunun bir benzerine Arian dillerinin hiçbirinde rastlanmaz. Bu özellik, yapım ekleriyle yeni sözcük oluşturma gücüdür”.”. Jean Deny *Moliere: “Türkçe; az söz ile çok anlam ifade eden, hayran olunacak mükemmel bir yapıya sahip dil.”dir. *Herbert W. Duda:“Bütün düşünce ve hisleri en mükemmel bir şekilde ifade eden Türkçe, o kadar zengin bir kelime hazinesine sahiptir ki, herkes bu dile hayranlıkla bakmakta ve onu en mükemmel bir bilim dili olarak kabul etmektedir.’”. *Herbert Jansky:“Türk dili, vokabuler, fonetik, imla, sentaks ve kelime hazinesi itibarıyla son derece zengin ve kolay anlaşılan, kolay öğrenilebilen bir bilim dili.”dir. *Paul Roux:“Türkçe, akıl ve düşünce dolu matematiksel bir dil.”dir.
Bizde de olmadığı için anlamak zor oluyor. Tek bildiğim dil Türkçe ve dil öğrenirken Türkçeyi referans alıyorum, ister istemez. Beynim otomatik yapıyor. Taner hocayı ara sıra takip ederim, söylediği şeyler kafamda bazı şeylerin oturmasını sağlıyor. Olaylara tek taraflı bakmayın bence, benim gibi insanlar çok. Sizin dil öğrenme beceriniz daha yüksek olabilir. Ama ben zor öğreniyorum ve hoca basitleştiriyor
Olmaması daha güzel zaten, biz bazı şeyleri duygulara, vurgulara katıyoruz. Adam kapıda bekliyor derken zaten, "Adam", "Kadın", "Çocuk" derken zaten belirtmiş oluyoruz. Belirli bir kişiden bahsetmiş oluyoruz. The gereksiz bir tanım. Bizim dilimiz daha güzel
Uzun yıllar yabancı diller çalışan biri olarak söylüyorum ki eğer bir dile çok kafa yorarsan yavaş yavaş öğreniyorsun. Ara verdiğin anda gidiyor. Çok çalışmak gerek. Başka yolu yok. Devam ettikçe taşlar ağır ağır oturur. Çorap söküğü gibi gelmez. Emin olun. Öyle basit değil. Emek olmadan yemek olmuyor.
Taner Bey, İngilizce videolar,haberler ya da podcastler dinlerken konuya göre en az %90 anlıyorum ama film izlerken anlamak baya zor oluyor. Bu konu hakkında da bir video yapar mısınız? Benim araştırmalarıma göre ana dili İngilizce olan insanları bile filmleri anlarken zorlanıyor. Tespit edebildiğim sebepler şunlar: 1-Özellikle son dönemde filmlerde ortam sesleri çok baskın; mikrofonlar daha mobil net olmayan mırıldamalara izin verecek şekilde tasarlanmış. Eski filmleri anlamanın daha kolay olmasının sebebi, mikrofonların tepeden sarkıtılması ve oyuncuların oraya göre daha net konuşması. 2- İngilizce vurgu zamanlı bir dil olduğundan,özellikle filmlerde oyuncular vurgusuz heceleri normal bir konuşmaya göre daha fazla yutup, oyunculuklarını sergilemeye çalışıyorlar. 3- İngilizcenin fonetik yapısının ve telaffuz kurallarının, kelimeleri birbirine bağlama noktasında kişisel inisiyatife çok açık olması. Örneğin, telaffuzu zor denilen bir Fransızca'da bile bir kelimenin öteki kelimeye nasıl bağlanacağı liaison denilen kurala bağlanmıştır. Türkçede zaten heceler bazı ekler dışında yazıldığı gibi telaffuz edildiğinden, bu tarz bir problem ortaya çıkmaz. Burada bizim dizi filmlerin aslında sesleri kabak gibi net vererek ,doğal olmayan bir ses kalitesi kullandığını da söylemek lazım. Christopher Nolan'In filmleri diyalogların duyulması konusunda yabancıların arasında da problemli olarak görülüyor. Tabii yönetmen daha doğal bir atmosfer oluşturmak için diyalogların kabak gibi duyulmasını istemiyor olabilir. İngilizce dublajlı filmleri anlamının kolay olmasının sebebi de zaten seslerin stüdyoda kaydedilmesi.
Türkçede öznede herhangi bir anlamı içermeyen bir sözcük yoksa, ozaman belirli öznedir. bir adam geldi = a man came adam geldi = the man came. - nesnede ise belirtili nesne alırsa the var demektir. herhangi bir ismin hal ekini alırsa da the var demektir. o zaman the olmadığını anlatmak için herhangi bir anlamı veren sözcük eklenir. sandalyeye otur = sit on the chair. bir sandalyeye otur= sit on a chair.
Bu eğitimi her defasında almaya çalışıp her defasında çıkan ekstra bir şeyden dolayı bir sonraki kur alacağım demek zorunda kalıyorum. Tükürem böyle maaşa be😒
O hasta-y-dı.. he was ill O hasta-dı-r.. he is ill Türkçe yüklemde her iki cümlede de "dı" sesi var. Birinde neden "was" diğerinde neden "is" kullanmam gerektiğini çözemiyorum. Biri was ise diğeri neden is yada tam tersi? Açıklayabilirmisiniz rica etsem... Teşekkürler
o hasta = he is ill. o hasta idi = o hastaydı = he was ill. o hastadır = i guess he is ill. idi geçmiş zaman eki. ek şeklinde eklenince i harfi y e dönüşüyor. ydi oluyor. dır eki ise dı dan farklı. dır eki tanım yaparken kullanılır. ayrıca tahmin anlamında kullanılır. kalem hangi kutudadır? = acording to your guess, in which box is the pen? sarı kutudadır. = i guess it is in the yellow box.
Hocam iyide ben neden dünyaya benzemeye çalışayım? Dünya bana benzesin. Adam kapıda 2 kelime. Amerikalı 6 kelime kullanıyorsa bunun için ilkel olduğundan ifadeleri gelişmediğinden çok kelime harcıyordur. Aynı şeyi ben 2 kelime ile açıklıyorsam bu benim dili tasarruflu kullandığım ve gereksiz kullanmadığım anlamına gelir. Bu da Türkçenin zenginliği marjinalliğidir asla "Eksikliği değildir" ingilizce öğrenecem diye anadilimin yapısını neden başka dillere uyarlamaya çalışayım? Herkes sunflower derken moonflower diyorum , size göre bu "Terslik" bana göre benzersiz olma durumu. Türkçemize haksızlık etmeyin lütfen. Bende the yok adamlarda da herşeyi bağlayabilen Ğ yok. Kim daha zengin ?
sen ben herkes zaten türkçeyi böyle konuşuyor hiçkimse kalkıpta "malum adam malum kapıdadır" demiyor zihinde vermek istenilen bu olsa dahi ağızdan çıkan farklı dersinki işte "adam kapıda" bu ağızdan çıkan haliyle konuştuğumuz için ve okullarda bize zihnimizdeki orjinal olanı ifade etmeyi öğretmediği için daha doğrusu öğretemediği için ingilizce konuşmakta zorluk çekiyoruz
Türkçede öznede herhangi bir anlamı içermeyen bir sözcük yoksa, ozaman belirli öznedir. bir adam geldi = a man came adam geldi = the man came. - nesnede ise belirtili nesne alırsa the var demektir. herhangi bir ismin hal ekini alırsa da the var demektir. o zaman the olmadığını anlatmak için herhangi bir anlamı veren sözcük eklenir. sandalyeye otur = sit on the chair. bir sandalyeye otur= sit on a chair.
-im, yım, dır, sın gibi ekler. Ben oğluma öğretirken bunları eşittir işareti gibi düşün demiştim. Özne bir şeye eşitse eşittir işareti yetine kullan demiştim. Ben uzunum, sen güzelsin, o polistir gibi cümlelerde o = polis şeklinde aklında tutmayı başarmıştı.
şu edite altyazı yapan super zeka bunu televizyondan izledi mi yok telefondan dikey izledi mi yok almış elinde iphone 5s i yan çevirmiş gözü de herkesin kör herkes 5s izlemiş gibi güzelim videoyu s2k sıvamış
@@tanercagli jfjd😂 hocam size temel 3 şey soylucem editleriniz kusursuz mantıkla oturacak 1) izleyici gözünü yormama odağı iyi yansıtma odak fikirsel birşeyse izleyiciyi auroya çekmek böylece zihinden zihine temas kurulur göz yorulmaz beyin aktif dinler örnek barış özcan 2)Ara sıra sıradan tekdüze giden konuşmaların etkisini artirmak için ara sıra görüntüde anlık zoom yapılıp ardina normale dönülür örnek koray birandin teknik anlattığı içerikleri görüntü birden yaklaşır uzaklaşır 3)hangi platformlardan izleniyor türkiyede youtube 2022 verileri yüzde 20 tv den izlendiği telefon bilgisayar tablet vs burada da yazı eklenecekse referans monitörü olarak telefonu yatayda dikeyde ve büyük ekran tvde nasıl göründüğünü test etmek. ama unutulmamasi gereken temel prensip izleyiciye fikir sunuluyorsa kayıt kamerasından auroya odakli video çekme barış özcan örneği size tam uyuyor çünkü sizde inanilmaz zihinleri açan iş ve fayda sağlıyorsunuz ayni zamanda bir video kütüphanesi bırakıyorsunuz saygılarımızla... iyiki yapay zeka tercüman uygulaması ile yola çıkarken bu kimsenin çözemediği sorunu o çıkış yolunda bulup bize sundunuz...
Başka dilleri bilenler bunu gayet iyi bilirler; sizin de sonuç olarak soru şeklinde bıraktığınız gibi bir açıklaması yok, nedeni de yok; bir şekilde ilgili dilde vurgulama, belirtme benzeri işlevleri elbette var. Yani ilgili dili bilenler bu takı ya da ek türü kelimeleri nerede nasıl ve niçin kullanacaklarını hesaplamazlar, planlamazlar, düşünmezler; gerektiği yerlerde o kelime kendisini otomatik olarak kullandırır zaten. Başka bir dili sonradan öğrenmemiş biri olarak yazıyorum, zamanla alışır insan dilin detaylarına (özellikle konuştukça, konuşanların olduğu ortamlarda bulundukça)
Türkçede öznede herhangi bir anlamı içermeyen bir sözcük yoksa, ozaman belirli öznedir. bir adam geldi = a man came adam geldi = the man came. - nesnede ise belirtili nesne alırsa the var demektir. herhangi bir ismin hal ekini alırsa da the var demektir. o zaman the olmadığını anlatmak için herhangi bir anlamı veren sözcük eklenir. sandalyeye otur = sit on the chair. bir sandalyeye otur= sit on a chair.
belkide 2 bin yıllık hatalı bir dili deşifre ettiniz.Bizi bu yeni dünyadan geri bıraktıran en büyük nedenlerden birini keşfettiğiniz için size üstün hizmet madalyası ve bu sorununda giderilmesi için geniş kapsamlı bir yetki verilmesi gerekir.Bizler mutlaka türkçe dilindende kurtulmalıyız.Dünyada böylesi kısaltma amaçlı yorumlu bir dil yok.İlk insan işaret dili gibi bir dil ile gelişen dünyada bize yer bulamayız
İlk okul 4. Sınıfta ingilizce dersine başlayan ilk nesil'in içindeyim. Çocuk halimle yüksek heves ve motivasyonla ilk dersimi hatırlıyorum.. ve gramerler içinde boğulduğumda hayal kırıklığı ile öğrenemeyeceğime %100 ikna olarak, sınav korkularıyla geçen bir okul dönemi bisizm nesil
Keşke Türkçe bilseydin be, Taner Bey! Senin article dediğin görevli ifadelerin fazlası var Türkçede. Gel bana ulaş, ben sana anlatayım. Sen de bu kadar takipçine anlat. Sen kazan bu işten ama BU MİLLETE DOĞRUYU GÖSTERELİM.
@@Jarvaz sorunuz teknik olarak hatalı. Türkçe ifadeyi Türkçe anlatmamı isterken neyi kastettiğinizi anlamadıysam ya da anlatamadıysanız tabii başka. Türk dilinin ekleşme dizisinin karşıtlık düzenini biliyorsanız ne demek istediğimi anlayacaksınız.
@@feşTR-81 Büyük ihtimalle demek istediğimi anlamadınız. Demek istediğim şey şu: "Adam kapıda. " cümlesinde verilmek istenen mesajı bana tekrar verin. Fakat şuna dikkat edin: mademki bu cümlenin vermek istediği anlamı çeşitli ifadelerle verebiliyorum, o hâlde bu cümlenin vermek istediği mesajı bu ifadelerle birlikte verin.
Yapmayın be kardeşim. Instagramdan sizin gibi insanlardan ötürü bezdik. Burayı da sarmayın. gidin egonuzu başka yerde tatmin edin. Burası sizin kum torbanız değil. Salın bizi Allah aşkına.
Otuz iki dil bildiği için Babil Dünya Ödülü’nü alan Belçika’nın Gent Üniversitesi Doğu Dilleri ve Kültürleri Merkezi Başkanı Dr. Johann Van De Walle, günümüzde Türkçeye neden ilgi duyduğunu şöyle anlatıyor: “Türkçe, çok kısa bir zamanda öğrenilebilir. Satrançta kurallar mantıklı, basit ve az sayıdadır. Yedi yaşında bir çocuk bile satranç oynamasını öğrenebilir. Bu kolaylığa karşın, satranç oynayan kişi yaşamı boyunca sıkılmaz. Oyun imkânları sınırsızdır. Aynı durumun Türkçe dil bilgisi sisteminde bulunması, çok büyülü bir özelliktir. Türkçe dil bilgisi, hemen hemen matematik kadar düzenli ve istisnasız karaktere sahip bir dil.”dir.
Türk Araştırmaları Ensitüsü Başkanı Prof. Dr. David CUTHELL ise Türkçe hakkında şunları söylüyor:
"Birçok yabancı dil bilirim. Bu diller arasında Türkçe öyle farklı bir dildir ki, yüz yüksek matematik profesörü bir araya gelerek Türkçeyi yaratmışlar sanki.. Bir kökten bir düzüne sözcük üretiliyor. Ses uyumuna göre anlam değişiyor. Türkçe öyle bir dildir ki, başlı başına bir duygu, düşünce, mantık ve felsefe dilidir
Johan Vandewalle
“...Anadili Türkçe olan bir kişinin kısa cümlelerle düşündüğü, konuşma anında ise bu kısa cümleleri
çeşitli yollarla birbirine bağlayarak karmaşık yapılar kurduğu görüşündeyim. Bu “cümle bağlama eğilimi”
bazı konuşurlarda zayıf, bazılarında ise adeta bir hastalık derecesinde güçlü olabilir. Bu son durumda
ortaya çıkan dilsel yapılar, insan zihninin üstün olanaklarını en güzel şekilde yansıtıyor. Farklı dil
gruplarına ait birçok dili incelediğim halde şimdiye kadar hiçbir dilde beni Türkçedeki karmaşık cümle
yapıları kadar büyüleyen bir yapıya rastlamadığımı söyleyebilirim. Biraz duygusal olmama izin verirseniz,
bazen kendime “Keşke Chomsky de gençliğinde Türkçe öğrenmiş olsaydı... “ diyorum. Eminim o zaman
çağdaş dilbilim İngilizce’ye göre değil, Türkçe’ye göre şekillenmiş olurdu...”
*. (Max Müller,): Türkçenin bir dilbilgisi kitabını okumak, bu dili öğrenmek niyetinde olmayanlar için bile
gerçek bir zevktir. Türlü dilbilgisel biçimlerin belirtilmesindeki ustalık, ad ve eylem çekimi sistemindeki
düzenlilik ve bütün dil yapısındaki saydamlık ve kolayca anlaşılabilme yeteneği, insan zekâsının dil
aracıyla beliren üstün gücünü kavrayabilenlerde hayranlık uyandırır... Araç olarak, Türk dilindeki duygu
ve düşüncenin en ince ayrımlarını belirtebilme, ses ve biçim öğelerini baştan sona dek düzenli ve uygulu
bir sisteme göre birbiriyle bağdaştırıp dizileme gücü, insan zekâsının dille gerçekleşen bir başarısı olarak
belirir. Birçok dillerde bu gibi olaylar gözden perdelenmiştir; onlar çözülmez kayalar gibi karşımızda durur
ve ancak dilcinin mikroskopuyla dil yapısındaki organik öğeler ortaya çıkarılır. Türk dilinde ise, her şey
saydamdır, apaçıktır. Dilin iç ve dış yapısı, billur bir arı kovanı yapısını seyrediyormuşuz gibi ortadadır.
Ünlü bir doğu bilgini bu dil hakkındaki hayranlığını şöyle belirtmiştir: Türk dili, seçkin, bir bilginler
kurulunun uzun bir çalışma ve oylaşmasıyla yapılmış sayılacak düzgünlüktedir
Türk dilinin çekim biçimindeki hiç bozulmayan düzgünlük ve düzen, yapısından gelen kavrama kolaylığı,
dilde yaratılan bu olağanüstü anlatım gücünü anlayabilenleri heyecana sürükler. Türkçedeki en ustalıklı
yapı, eylem (fiil) yapısıdır. Hiçbir dilin anlatamadığı ya da ancak birçok sözcükle anlatmaya çalıştığı
anlam inceliklerini, Türk dili tek bir sözcükle anlatabilir.”
*Fransız Türkolog Jean Deny,:”Türk dili, seçkin bir bilginler kurulunun danışma ve tartışmaları
sonucunda oluştuğu kanısını uyandırıyor.Türkçe eylem(fiil)lerde kendine özgü öyle bir özellik vardır ki,
bunun bir benzerine Arian dillerinin hiçbirinde rastlanmaz. Bu özellik, yapım ekleriyle yeni sözcük
oluşturma gücüdür”.”. Jean Deny
*Moliere: “Türkçe; az söz ile çok anlam ifade eden, hayran olunacak mükemmel bir yapıya sahip dil.”dir.
*Herbert W. Duda:“Bütün düşünce ve hisleri en mükemmel bir şekilde ifade eden Türkçe, o kadar zengin
bir kelime hazinesine sahiptir ki, herkes bu dile hayranlıkla bakmakta ve onu en mükemmel bir bilim dili
olarak kabul etmektedir.’”.
*Herbert Jansky:“Türk dili, vokabuler, fonetik, imla, sentaks ve kelime hazinesi itibarıyla son derece
zengin ve kolay anlaşılan, kolay öğrenilebilen bir bilim dili.”dir.
*Paul Roux:“Türkçe, akıl ve düşünce dolu matematiksel bir dil.”dir.
Harika bilgiler vermişsiniz güzel turkcemizin üstün bir dil yapısına sahip olduğunu belirterek
chat gpt'nin cevapları;
David Cuthell, Türk dilleri ve kültürü konusunda uzman bir dilbilimciydi. Türk dilleri üzerine yaptığı araştırmalar ve yazıları ile tanınmıştır. Türkçe hakkında da çeşitli görüşleri vardır.
Örneğin, Türkçenin dilbilimsel yapısı ve cümle yapısı hakkında yaptığı incelemeler sonucunda, Türkçenin düşünme ve ifade etme açısından mantıklı bir dil olduğunu söylemiştir. Ayrıca, Türkçenin kendine özgü ses yapısı ve gramer yapısı ile diğer dillere kıyasla farklı ve zengin bir dil olduğunu da vurgulamıştır.
-
Max Muller, 19. yüzyılın ünlü dilbilimcilerinden biridir ve Türk diliyle de ilgilenmiştir. Muller'e göre Türk dili, "düşüncelerin en açık ve en mantıklı ifadesi için mükemmel bir araçtır." Ona göre, Türkçe "zihnin ürünleriyle en uygun şekilde bağlantı kurabilen dillerden biridir."
-
Johan Vandewalle, Türkçe hakkında çalışmalar yapmış olan bir dilbilimci ve Türkologdur. Türk dilinin özellikle de Türkiye Türkçesinin gramer yapısı, dilin tarihi gelişimi ve farklı lehçeleri hakkında çalışmaları bulunmaktadır. Kendisi, Türkçenin dünya dilleri arasında en mantıklı dillerden biri olduğunu ve gramer yapısının oldukça tutarlı olduğunu ifade etmiştir.
-
Paul Roux, Türkçe'nin "mantıklı, düzenli, tutarlı ve neredeyse matematiksel bir dil" olduğunu söylemiştir. Ayrıca, Türkçe'nin geniş bir isim tamlaması sistemi, düzenli bir fiil çekimi sistemi ve az sayıda dilbilgisi kuralı olduğunu da belirtmiştir.
-
Jean Deny, Türk dilleri ve dilbilgisi üzerine çalışmalarıyla tanınan bir dilbilimciydi. Türkçe hakkında birçok eser vermiştir. Dilbilimsel açıdan Türkçe'nin düzenli ve tutarlı bir dil olduğunu belirtmiştir. Ayrıca Türkçe'nin eklemeli bir dil olduğunu ve kelime türetme yeteneğinin yüksek olduğunu vurgulamıştır.
-
Herbert Jansky, Türkçe'nin yapısal özellikleri hakkında çeşitli çalışmalar yapan bir dilbilimciydi. Türkçe'nin mantıksal yapısını vurgulayarak, özellikle isimlerin çekimlenmesi ve fiil çatısı konularında ayrıntılı çalışmalar yaptı. Ayrıca Türkçe'nin yapısının kolay öğrenilebilir olmasını da önemli bir özellik olarak değerlendirdi.
Ev aldım ve evi aldım arasındaki fark şudur. "Ev aldım" cümlesindeki "ev" herhangi bir ev fakat "evi aldım" cümlesindeki "ev" bilinen bir ev. Türkçede de the var.
Türkçede öznede herhangi bir anlamı içermeyen bir sözcük yoksa, ozaman belirli öznedir.
bir adam geldi = a man came
adam geldi = the man came.
-
nesnede ise belirtili nesne alırsa the var demektir. herhangi bir ismin hal ekini alırsa da the var demektir. o zaman the olmadığını anlatmak için herhangi bir anlamı veren sözcük eklenir.
sandalyeye otur = sit on the chair.
bir sandalyeye otur= sit on a chair.
Bu arada yanlış anlaşılmayı önlemek için bunu açıklıyorum ki evet, Türkçe’de 100.000 aktif kelime varken Ingilizce’de 1.000.000 aktif kelime olabilir fakat bu Türkçe’nin “kıt” bir dil olduğu sonucunu göstermez. Bilakis buradaki 900.000 kelimenin çoğunu biz aslında bir kısmını kelimelere getirdiğimiz eklerle bir kısmını aynı kelimeye birkaç anlam vererek (eş seslilik) bir kısmını da sözlü olarak söylemesek de anlam olarak ifade ediyoruz zaten. (Mesela “the” gibi) Yani aradaki 900.000 kelimenin çoğunu aslında biz de kullanıyoruz fakat her bir duruma farklı bir kelime üretmek yerine çeşitli pratik yöntemlerle çözmüşüz.
Size ne kadar teşekkur etsem az. Dil öğrenme, türkçemiz konusunda aydınlanma yaşattınız. Öğretmenlerimiz de izliyorlardır umarım.
İste asıl ve en büyük sorunumuz "İngilizce cümle kurmaya yada ingilizce duyduğumuz cümleyi çevirmeye çalışırken birebir TÜRKÇE karşılık aramak, düşünmek "
Teşekkürler Taner Hocam,iyi ki sizinle karşılaştım ve her daim iyi ki siz ❤
1 milyon olsun benim olsun 🤲
Herseyi geçtim ingilizcede var kelimesi yok. Yok zaten yok. I have ya da there is gibi uzun cümleler kurarsın. 1 milyona yakın kelime var. Var ve yok yok. Çıldırıciiiim.
Macarcada var var.
van diyorlar.
mesela;
Szakálla van. okunuşu ise Sakallı van Türkçesi; Sakalı var
szakállam van. = Sakallım van = Sakalım var.
Szakállad van. = Sakallıd van = Sakalın var.
Niyetini sorguluyorum artık. Türk'çe gibi bir dile bunca iftira. Bu iş art niyet. Dünyanın en mükemmel dilini çevirmek sözüm ona evirmek yo bu iş hiçte görüldüğü gibi değil. Halkımız sana karşı uyanık olmalı
Türkçede öznede herhangi bir anlamı içermeyen bir sözcük yoksa, ozaman belirli öznedir.
bir adam geldi = a man came
adam geldi = the man came.
-
nesnede ise belirtili nesne alırsa the var demektir. herhangi bir ismin hal ekini alırsa da the var demektir. o zaman the olmadığını anlatmak için herhangi bir anlamı veren sözcük eklenir.
sandalyeye otur = sit on the chair.
bir sandalyeye otur= sit on a chair.
evet Türkçe ile ilgili dilbilimcilerin görüşlerini şu başlıktan izle. ve sabit yorumda fazlasını oku.
The Science of Language, Prof. Dr. Johan Vandewalle knows 50 languages
chat gpt'nin cevapları;
David Cuthell, Türk dilleri ve kültürü konusunda uzman bir dilbilimciydi. Türk dilleri üzerine yaptığı araştırmalar ve yazıları ile tanınmıştır. Türkçe hakkında da çeşitli görüşleri vardır.
Örneğin, Türkçenin dilbilimsel yapısı ve cümle yapısı hakkında yaptığı incelemeler sonucunda, Türkçenin düşünme ve ifade etme açısından mantıklı bir dil olduğunu söylemiştir. Ayrıca, Türkçenin kendine özgü ses yapısı ve gramer yapısı ile diğer dillere kıyasla farklı ve zengin bir dil olduğunu da vurgulamıştır.
-
Max Muller, 19. yüzyılın ünlü dilbilimcilerinden biridir ve Türk diliyle de ilgilenmiştir. Muller'e göre Türk dili, "düşüncelerin en açık ve en mantıklı ifadesi için mükemmel bir araçtır." Ona göre, Türkçe "zihnin ürünleriyle en uygun şekilde bağlantı kurabilen dillerden biridir."
-
Johan Vandewalle, Türkçe hakkında çalışmalar yapmış olan bir dilbilimci ve Türkologdur. Türk dilinin özellikle de Türkiye Türkçesinin gramer yapısı, dilin tarihi gelişimi ve farklı lehçeleri hakkında çalışmaları bulunmaktadır. Kendisi, Türkçenin dünya dilleri arasında en mantıklı dillerden biri olduğunu ve gramer yapısının oldukça tutarlı olduğunu ifade etmiştir.
-
Paul Roux, Türkçe'nin "mantıklı, düzenli, tutarlı ve neredeyse matematiksel bir dil" olduğunu söylemiştir. Ayrıca, Türkçe'nin geniş bir isim tamlaması sistemi, düzenli bir fiil çekimi sistemi ve az sayıda dilbilgisi kuralı olduğunu da belirtmiştir.
-
Jean Deny, Türk dilleri ve dilbilgisi üzerine çalışmalarıyla tanınan bir dilbilimciydi. Türkçe hakkında birçok eser vermiştir. Dilbilimsel açıdan Türkçe'nin düzenli ve tutarlı bir dil olduğunu belirtmiştir. Ayrıca Türkçe'nin eklemeli bir dil olduğunu ve kelime türetme yeteneğinin yüksek olduğunu vurgulamıştır.
-
Herbert Jansky, Türkçe'nin yapısal özellikleri hakkında çeşitli çalışmalar yapan bir dilbilimciydi. Türkçe'nin mantıksal yapısını vurgulayarak, özellikle isimlerin çekimlenmesi ve fiil çatısı konularında ayrıntılı çalışmalar yaptı. Ayrıca Türkçe'nin yapısının kolay öğrenilebilir olmasını da önemli bir özellik olarak değerlendirdi.
Alman şarkıyatçısı Gerhard Doerfer farsçada Türkçe unsurları araştırdığı 4 ciltlik kitabında, yalnız elif harfinde 267 unsura madde başı olarak yer vermiştir. Bu uzun listeyi burada vermek gereksizdir. Çok yaygın bazılarına bilmek yeter: Açar (anahtar), adaş, araba, ortak, armağan, iz, izci, üzüm, azık, ağız, akça, altun, emzik, incik, ancak, angut, ana, av, odun, oduncu, orta, orman, uğur, ok, ölçek, ayak, ayakçı, ı…
İsveçli dilbilimci Lars Johanson’a göre orta farsça zamanından beri, farsça tedricen Türkçeyle birleşme yönünde hareket etmektedir. Alman doğubilimci Doerfer’e göre ise, farsça çoktandır Türk dili tipine meyletmektedir ve hatta bazı durumlarda farsça Hint- Avrupa dili görünüşünü kaybetmektedir.
Bir gerçek daha: Türkçe büyük dünya dillerinden en çok farsçaya kelime vermiştir! İşte Tahran Allame Tabatabai Üniversitesinden Mehdi Rızai’nin makalesi: “Fars dilinin çeşitli kaynaklarında (farklı alanlarda hazırlanan sözlükler, edebî ve tarihî metinler vb.) o kadar Türkçe materyal var ki türkçenin söz varlığını kapsamlı bir biçimde tespit etmek için Türkçenin tarihî metinlerinin yanı sıra farsçanın da tarihî metinlerini dikkatle taramak faydalı olacaktır.”
ayrıca
ortalama bir farsça el sözlüğünde elif ve b harflerinde yer alan ve Türkçe olduğu belirtilen kelimeler:
Açar, açmaz, ak, aka (ağa), aksungur, alaçık, amaç, otak, ata, atabek, oturak, ocak, ahte (hadım), ördek, ordu, ormak (keten kumaş), ulak (eşek, yük eşeği), ayak, iz, il, ilat, ilçi, bacı, batlak, barut, basma, basmacı, basmai, başlık (külah), başlık (başkan, serdar), baş, baykuş, boşkab (tabak), beş, boğaça, boncuk, boran, bibi, bayrak, bey, bek, bektaş, bezek, bayat, büyük…
Elements de la langue turque) eserinde müellifi rahip (Viguier) diyor ki:
- Türk dilini tedkik ederken konuşma lehçesinin
muntazam ve fevkalâde mükemmel sıra tertibi, kulağa
hafifçe akseden muhteşem ve ölçülü sesleri, ahenk kanunu ve nihayet uzun ve kısa seslerin bir nevi musikiyi andıran tath teselsülü karşısında hayran kalmamak kâhil değildir: insan bu dilin bir ilim hey'eti tarafından bilhassa tedvin edilmiş mantıki esaslardan doğmuş olduğum hükmedecek hâle gelmektedir.
10 bin olmus ❤ insallah 1 milyon da olur .. ne olur hocam beni unutmayın...
Şimdiye kadar sorguladığımız ve kimsenin oturup böyle anlatmadığı için yıllarca soru işareti olmuş konulardan biri “The”
Teşekkürler hocam 👏🏻✨
Türkçede öznede herhangi bir anlamı içermeyen bir sözcük yoksa, ozaman belirli öznedir.
bir adam geldi = a man came
adam geldi = the man came.
-
nesnede ise belirtili nesne alırsa the var demektir. herhangi bir ismin hal ekini alırsa da the var demektir. o zaman the olmadığını anlatmak için herhangi bir anlamı veren sözcük eklenir.
sandalyeye otur = sit on the chair.
bir sandalyeye otur= sit on a chair.
@@PimsleurTurkishLessons işte günlük kullanımda birden fazla sandalyeye oturulamayacağı için oradaki bir i atıyoruz. Harika açıklamışsınız.
@@kardiyak17 belli sandalye ise
"sandalyeye otur"
veya
otur şu sandalyeye "de denebilir"
herhangi bir sandalye ise;
git bir sandalyeye otur "da denebilir"
Yabancı dilin tıbbını anlatıyor taner hoca❤
Türkçede öznede herhangi bir anlamı içermeyen bir sözcük yoksa, ozaman belirli öznedir.
bir adam geldi = a man came
adam geldi = the man came.
-
nesnede ise belirtili nesne alırsa the var demektir. herhangi bir ismin hal ekini alırsa da the var demektir. o zaman the olmadığını anlatmak için herhangi bir anlamı veren sözcük eklenir.
sandalyeye otur = sit on the chair.
bir sandalyeye otur= sit on a chair.
Türkçesi yok değil. Fakat günümüzde kullanılmıyor. Türkçesi "şol" Örnek: Şol Seni seven kişi, verir yoluna başı. İki cihan güneşi, Sensin ya Rasulallah
Büyük saçmalık yorumunuz adamların article olayı iki ayrı dil grubunu kıyaslamak neyin kafası acaba
Türk Araştırmaları Ensitüsü Başkanı Prof. Dr. David CUTHELL ise Türkçe hakkında şunları söylüyor:
"Birçok yabancı dil bilirim. Bu diller arasında Türkçe öyle farklı bir dildir ki, yüz yüksek matematik profesörü bir araya gelerek Türkçeyi yaratmışlar sanki.. Bir kökten bir düzüne sözcük üretiliyor. Ses uyumuna göre anlam değişiyor. Türkçe öyle bir dildir ki, başlı başına bir duygu, düşünce, mantık ve felsefe dilidir
Johan Vandewalle
“...Anadili Türkçe olan bir kişinin kısa cümlelerle düşündüğü, konuşma anında ise bu kısa cümleleri
çeşitli yollarla birbirine bağlayarak karmaşık yapılar kurduğu görüşündeyim. Bu “cümle bağlama eğilimi”
bazı konuşurlarda zayıf, bazılarında ise adeta bir hastalık derecesinde güçlü olabilir. Bu son durumda
ortaya çıkan dilsel yapılar, insan zihninin üstün olanaklarını en güzel şekilde yansıtıyor. Farklı dil
gruplarına ait birçok dili incelediğim halde şimdiye kadar hiçbir dilde beni Türkçedeki karmaşık cümle
yapıları kadar büyüleyen bir yapıya rastlamadığımı söyleyebilirim. Biraz duygusal olmama izin verirseniz,
bazen kendime “Keşke Chomsky de gençliğinde Türkçe öğrenmiş olsaydı... “ diyorum. Eminim o zaman
çağdaş dilbilim İngilizce’ye göre değil, Türkçe’ye göre şekillenmiş olurdu...”
*. (Max Müller,): Türkçenin bir dilbilgisi kitabını okumak, bu dili öğrenmek niyetinde olmayanlar için bile
gerçek bir zevktir. Türlü dilbilgisel biçimlerin belirtilmesindeki ustalık, ad ve eylem çekimi sistemindeki
düzenlilik ve bütün dil yapısındaki saydamlık ve kolayca anlaşılabilme yeteneği, insan zekâsının dil
aracıyla beliren üstün gücünü kavrayabilenlerde hayranlık uyandırır... Araç olarak, Türk dilindeki duygu
ve düşüncenin en ince ayrımlarını belirtebilme, ses ve biçim öğelerini baştan sona dek düzenli ve uygulu
bir sisteme göre birbiriyle bağdaştırıp dizileme gücü, insan zekâsının dille gerçekleşen bir başarısı olarak
belirir. Birçok dillerde bu gibi olaylar gözden perdelenmiştir; onlar çözülmez kayalar gibi karşımızda durur
ve ancak dilcinin mikroskopuyla dil yapısındaki organik öğeler ortaya çıkarılır. Türk dilinde ise, her şey
saydamdır, apaçıktır. Dilin iç ve dış yapısı, billur bir arı kovanı yapısını seyrediyormuşuz gibi ortadadır.
Ünlü bir doğu bilgini bu dil hakkındaki hayranlığını şöyle belirtmiştir: Türk dili, seçkin, bir bilginler
kurulunun uzun bir çalışma ve oylaşmasıyla yapılmış sayılacak düzgünlüktedir
Türk dilinin çekim biçimindeki hiç bozulmayan düzgünlük ve düzen, yapısından gelen kavrama kolaylığı,
dilde yaratılan bu olağanüstü anlatım gücünü anlayabilenleri heyecana sürükler. Türkçedeki en ustalıklı
yapı, eylem (fiil) yapısıdır. Hiçbir dilin anlatamadığı ya da ancak birçok sözcükle anlatmaya çalıştığı
anlam inceliklerini, Türk dili tek bir sözcükle anlatabilir.”
*Fransız Türkolog Jean Deny,:”Türk dili, seçkin bir bilginler kurulunun danışma ve tartışmaları
sonucunda oluştuğu kanısını uyandırıyor.Türkçe eylem(fiil)lerde kendine özgü öyle bir özellik vardır ki,
bunun bir benzerine Arian dillerinin hiçbirinde rastlanmaz. Bu özellik, yapım ekleriyle yeni sözcük
oluşturma gücüdür”.”. Jean Deny
*Moliere: “Türkçe; az söz ile çok anlam ifade eden, hayran olunacak mükemmel bir yapıya sahip dil.”dir.
*Herbert W. Duda:“Bütün düşünce ve hisleri en mükemmel bir şekilde ifade eden Türkçe, o kadar zengin
bir kelime hazinesine sahiptir ki, herkes bu dile hayranlıkla bakmakta ve onu en mükemmel bir bilim dili
olarak kabul etmektedir.’”.
*Herbert Jansky:“Türk dili, vokabuler, fonetik, imla, sentaks ve kelime hazinesi itibarıyla son derece
zengin ve kolay anlaşılan, kolay öğrenilebilen bir bilim dili.”dir.
*Paul Roux:“Türkçe, akıl ve düşünce dolu matematiksel bir dil.”dir.
Bizde de olmadığı için anlamak zor oluyor. Tek bildiğim dil Türkçe ve dil öğrenirken Türkçeyi referans alıyorum, ister istemez. Beynim otomatik yapıyor. Taner hocayı ara sıra takip ederim, söylediği şeyler kafamda bazı şeylerin oturmasını sağlıyor. Olaylara tek taraflı bakmayın bence, benim gibi insanlar çok. Sizin dil öğrenme beceriniz daha yüksek olabilir. Ama ben zor öğreniyorum ve hoca basitleştiriyor
Olmaması daha güzel zaten, biz bazı şeyleri duygulara, vurgulara katıyoruz. Adam kapıda bekliyor derken zaten, "Adam", "Kadın", "Çocuk" derken zaten belirtmiş oluyoruz. Belirli bir kişiden bahsetmiş oluyoruz. The gereksiz bir tanım. Bizim dilimiz daha güzel
Uzun yıllar yabancı diller çalışan biri olarak söylüyorum ki eğer bir dile çok kafa yorarsan yavaş yavaş öğreniyorsun. Ara verdiğin anda gidiyor. Çok çalışmak gerek. Başka yolu yok. Devam ettikçe taşlar ağır ağır oturur. Çorap söküğü gibi gelmez. Emin olun. Öyle basit değil. Emek olmadan yemek olmuyor.
Taner Bey, İngilizce videolar,haberler ya da podcastler dinlerken konuya göre en az %90 anlıyorum ama film izlerken anlamak baya zor oluyor. Bu konu hakkında da bir video yapar mısınız?
Benim araştırmalarıma göre ana dili İngilizce olan insanları bile filmleri anlarken zorlanıyor. Tespit edebildiğim sebepler şunlar:
1-Özellikle son dönemde filmlerde ortam sesleri çok baskın; mikrofonlar daha mobil net olmayan mırıldamalara izin verecek şekilde tasarlanmış. Eski filmleri anlamanın daha kolay olmasının sebebi, mikrofonların tepeden sarkıtılması ve oyuncuların oraya göre daha net konuşması.
2- İngilizce vurgu zamanlı bir dil olduğundan,özellikle filmlerde oyuncular vurgusuz heceleri normal bir konuşmaya göre daha fazla yutup, oyunculuklarını sergilemeye çalışıyorlar.
3- İngilizcenin fonetik yapısının ve telaffuz kurallarının, kelimeleri birbirine bağlama noktasında kişisel inisiyatife çok açık olması. Örneğin, telaffuzu zor denilen bir Fransızca'da bile bir kelimenin öteki kelimeye nasıl bağlanacağı liaison denilen kurala bağlanmıştır. Türkçede zaten heceler bazı ekler dışında yazıldığı gibi telaffuz edildiğinden, bu tarz bir problem ortaya çıkmaz.
Burada bizim dizi filmlerin aslında sesleri kabak gibi net vererek ,doğal olmayan bir ses kalitesi kullandığını da söylemek lazım. Christopher Nolan'In filmleri diyalogların duyulması konusunda yabancıların arasında da problemli olarak görülüyor. Tabii yönetmen daha doğal bir atmosfer oluşturmak için diyalogların kabak gibi duyulmasını istemiyor olabilir. İngilizce dublajlı filmleri anlamının kolay olmasının sebebi de zaten seslerin stüdyoda kaydedilmesi.
Adam kapı da değil, adam kapıda 😉😉
İngilizceyi öğrenmek için tek umudum sizsiniz hocam
Türkçede öznede herhangi bir anlamı içermeyen bir sözcük yoksa, ozaman belirli öznedir.
bir adam geldi = a man came
adam geldi = the man came.
-
nesnede ise belirtili nesne alırsa the var demektir. herhangi bir ismin hal ekini alırsa da the var demektir. o zaman the olmadığını anlatmak için herhangi bir anlamı veren sözcük eklenir.
sandalyeye otur = sit on the chair.
bir sandalyeye otur= sit on a chair.
Sardım bu adamaa yeni video neden yok
Gerçekten böyle .. bela oldu resmen sıkıldık artık aptal kurslardan ,artık cozmeliyiz bu işi..
bak bu videonuzu beğendim işte
Çok doğru söylüyorsunuz
Bu eğitimi her defasında almaya çalışıp her defasında çıkan ekstra bir şeyden dolayı bir sonraki kur alacağım demek zorunda kalıyorum. Tükürem böyle maaşa be😒
25 senedir Amerika’dayim hala yüzde yüz The nerelerde kullanılır bilmiyorum.Hatta Amerika’lilardanda bilmeyen ve hatali kullanan bircok insan var.
O hasta-y-dı.. he was ill
O hasta-dı-r.. he is ill
Türkçe yüklemde her iki cümlede de "dı" sesi var. Birinde neden "was" diğerinde neden "is" kullanmam gerektiğini çözemiyorum. Biri was ise diğeri neden is yada tam tersi? Açıklayabilirmisiniz rica etsem...
Teşekkürler
o hasta = he is ill.
o hasta idi = o hastaydı = he was ill.
o hastadır = i guess he is ill.
idi geçmiş zaman eki. ek şeklinde eklenince i harfi y e dönüşüyor. ydi oluyor.
dır eki ise dı dan farklı. dır eki tanım yaparken kullanılır. ayrıca tahmin anlamında kullanılır.
kalem hangi kutudadır? = acording to your guess, in which box is the pen?
sarı kutudadır. = i guess it is in the yellow box.
Hocam iyide ben neden dünyaya benzemeye çalışayım?
Dünya bana benzesin. Adam kapıda 2 kelime. Amerikalı 6 kelime kullanıyorsa bunun için ilkel olduğundan ifadeleri gelişmediğinden çok kelime harcıyordur. Aynı şeyi ben 2 kelime ile açıklıyorsam bu benim dili tasarruflu kullandığım ve gereksiz kullanmadığım anlamına gelir. Bu da Türkçenin zenginliği marjinalliğidir asla "Eksikliği değildir" ingilizce öğrenecem diye anadilimin yapısını neden başka dillere uyarlamaya çalışayım? Herkes sunflower derken moonflower diyorum , size göre bu "Terslik" bana göre benzersiz olma durumu.
Türkçemize haksızlık etmeyin lütfen. Bende the yok adamlarda da herşeyi bağlayabilen Ğ yok. Kim daha zengin ?
sen ben herkes zaten türkçeyi böyle konuşuyor hiçkimse kalkıpta "malum adam malum kapıdadır" demiyor zihinde vermek istenilen bu olsa dahi ağızdan çıkan farklı dersinki işte "adam kapıda" bu ağızdan çıkan haliyle konuştuğumuz için ve okullarda bize zihnimizdeki orjinal olanı ifade etmeyi öğretmediği için daha doğrusu öğretemediği için ingilizce konuşmakta zorluk çekiyoruz
Türkçede öznede herhangi bir anlamı içermeyen bir sözcük yoksa, ozaman belirli öznedir.
bir adam geldi = a man came
adam geldi = the man came.
-
nesnede ise belirtili nesne alırsa the var demektir. herhangi bir ismin hal ekini alırsa da the var demektir. o zaman the olmadığını anlatmak için herhangi bir anlamı veren sözcük eklenir.
sandalyeye otur = sit on the chair.
bir sandalyeye otur= sit on a chair.
The konusunu anladığım tek öğretmen..❤
applauds! 👏👏
Hocam mezunlar sınıfı ücreti çok pahalı biraz indirim yapın lütfen
Yani bu kapıdan herkes giremez diyor taner hoca😎
@@canaldeyoutube6388 ben iki senedir giriyorum zaten boş yapma
Hocam”am, is, are” ın kelime olarak anlamı ne? Bunların anlamı hakkında bir video çekermişsiniz lütfen 🙏
i AM student. (öğrenci-YİM)
you ARE handsome. (yakışıklı-SIN) gibi düşünebilirsin
-im, yım, dır, sın gibi ekler. Ben oğluma öğretirken bunları eşittir işareti gibi düşün demiştim. Özne bir şeye eşitse eşittir işareti yetine kullan demiştim. Ben uzunum, sen güzelsin, o polistir gibi cümlelerde o = polis şeklinde aklında tutmayı başarmıştı.
@@mertarikmusic ben kelime anlamını sormuştum
@@mehmetmehmet6407 be olmak anlamına geliyorsa peki. (To be )’nin anlamı ne? O da mı olmak :)
@@mehmetmehmet6407 drink ne demek? To drink me demek? I drink; ben içmek) ise to drink; içmek ise Neden ikisi aynı anlamda
şu edite altyazı yapan super zeka
bunu televizyondan izledi mi yok
telefondan dikey izledi mi yok
almış elinde iphone 5s i yan çevirmiş gözü de herkesin kör herkes 5s izlemiş gibi
güzelim videoyu s2k sıvamış
Valla bir program var kendim yaptım o programla olmamış mı? 😅 öğretin de rezil olmayayım bir dahakine 😅
@@tanercagli jfjd😂
hocam size temel 3 şey soylucem editleriniz kusursuz mantıkla oturacak
1) izleyici gözünü yormama odağı iyi yansıtma odak fikirsel birşeyse izleyiciyi auroya çekmek böylece zihinden zihine temas kurulur göz yorulmaz beyin aktif dinler örnek barış özcan
2)Ara sıra sıradan tekdüze giden konuşmaların etkisini artirmak için ara sıra görüntüde anlık zoom yapılıp ardina normale dönülür örnek koray birandin teknik anlattığı içerikleri görüntü birden yaklaşır uzaklaşır
3)hangi platformlardan izleniyor
türkiyede youtube 2022 verileri yüzde 20 tv den izlendiği telefon bilgisayar tablet vs burada da yazı eklenecekse referans monitörü olarak telefonu yatayda dikeyde ve büyük ekran tvde nasıl göründüğünü test etmek.
ama unutulmamasi gereken temel prensip izleyiciye fikir sunuluyorsa kayıt kamerasından auroya odakli video çekme barış özcan örneği size tam uyuyor çünkü sizde inanilmaz zihinleri açan iş ve fayda sağlıyorsunuz ayni zamanda bir video kütüphanesi bırakıyorsunuz
saygılarımızla... iyiki yapay zeka tercüman uygulaması ile yola çıkarken bu kimsenin çözemediği sorunu o çıkış yolunda bulup bize sundunuz...
❤🇹🇷❤️
Başka dilleri bilenler bunu gayet iyi bilirler; sizin de sonuç olarak soru şeklinde bıraktığınız gibi bir açıklaması yok, nedeni de yok; bir şekilde ilgili dilde vurgulama, belirtme benzeri işlevleri elbette var. Yani ilgili dili bilenler bu takı ya da ek türü kelimeleri nerede nasıl ve niçin kullanacaklarını hesaplamazlar, planlamazlar, düşünmezler; gerektiği yerlerde o kelime kendisini otomatik olarak kullandırır zaten. Başka bir dili sonradan öğrenmemiş biri olarak yazıyorum, zamanla alışır insan dilin detaylarına (özellikle konuştukça, konuşanların olduğu ortamlarda bulundukça)
😮😮
Bizdeki yükleme hâli (isim+ -i), İngilizcedeki the'nın karşılığıdır.
karşılık demeyelim, göstergelerinden sadece biridir, diyelim.
Eğitimine katılırsanız hocamızın tam olarak neyi nasıl vurguladığını anlayabilirsiniz “The” burada ben anlatıp büyüsünü bozmak istemem.😊
Türkçede öznede herhangi bir anlamı içermeyen bir sözcük yoksa, ozaman belirli öznedir.
bir adam geldi = a man came
adam geldi = the man came.
-
nesnede ise belirtili nesne alırsa the var demektir. herhangi bir ismin hal ekini alırsa da the var demektir. o zaman the olmadığını anlatmak için herhangi bir anlamı veren sözcük eklenir.
sandalyeye otur = sit on the chair.
bir sandalyeye otur= sit on a chair.
Kufurbaz
Yabancı dil doktorudur kendisi anlatın hocam the nerede😊
belkide 2 bin yıllık hatalı bir dili deşifre ettiniz.Bizi bu yeni dünyadan geri bıraktıran en büyük nedenlerden birini keşfettiğiniz için size üstün hizmet madalyası ve bu sorununda giderilmesi için geniş kapsamlı bir yetki verilmesi gerekir.Bizler mutlaka türkçe dilindende kurtulmalıyız.Dünyada böylesi kısaltma amaçlı yorumlu bir dil yok.İlk insan işaret dili gibi bir dil ile gelişen dünyada bize yer bulamayız
Türkçenin neyi hatalı asıl sorun ingilizce de bence.
İlk okul 4. Sınıfta ingilizce dersine başlayan ilk nesil'in içindeyim. Çocuk halimle yüksek heves ve motivasyonla ilk dersimi hatırlıyorum.. ve gramerler içinde boğulduğumda hayal kırıklığı ile öğrenemeyeceğime %100 ikna olarak, sınav korkularıyla geçen bir okul dönemi bisizm nesil
Keşke Türkçe bilseydin be, Taner Bey! Senin article dediğin görevli ifadelerin fazlası var Türkçede. Gel bana ulaş, ben sana anlatayım. Sen de bu kadar takipçine anlat. Sen kazan bu işten ama BU MİLLETE DOĞRUYU GÖSTERELİM.
"Adam kapıda"yı anlatacağımız ifadelerle örneklendirir misiniz
@@Jarvaz sorunuz teknik olarak hatalı. Türkçe ifadeyi Türkçe anlatmamı isterken neyi kastettiğinizi anlamadıysam ya da anlatamadıysanız tabii başka. Türk dilinin ekleşme dizisinin karşıtlık düzenini biliyorsanız ne demek istediğimi anlayacaksınız.
@@feşTR-81 Büyük ihtimalle demek istediğimi anlamadınız. Demek istediğim şey şu: "Adam kapıda. " cümlesinde verilmek istenen mesajı bana tekrar verin. Fakat şuna dikkat edin: mademki bu cümlenin vermek istediği anlamı çeşitli ifadelerle verebiliyorum, o hâlde bu cümlenin vermek istediği mesajı bu ifadelerle birlikte verin.
Yapmayın be kardeşim. Instagramdan sizin gibi insanlardan ötürü bezdik. Burayı da sarmayın. gidin egonuzu başka yerde tatmin edin. Burası sizin kum torbanız değil. Salın bizi Allah aşkına.
O/bir/beklediğiniz /yabancı bir/ blabla adam an itibariyle kapıda. 🤓
🙋🏻♂️
İngilizceyi taner hocadan öğrenmek ayrıcalığı keşke banim olsa 🙏
Ben Taner hocamın öğrencisiydim. Ondan öğrenmek bir ayrıcalık. Öğrenmemek diye bir şey yok. Tabi sizde gerçekten isterseniz , gayret ederseniz.