"Bedel" Bugün bulunduğum bu odada 29. günümdü. Dile kolay olan yirmi dokuz günü güneş görmeden temiz havaya hasret geçirmiştim. Tüm herşey,gerçek sanılan yanlış anlamalar,yalanlar nedeniyle buradaydım. Oğlum;çok özledim. Kokusunu minik ellerini...Bir yaşına yeni basmış oğlum. Jungkook; napıyorsun,kim bilir nerelerde arıyorsun beni. Belki,biliyorsun ama çaresizlik kuyusundan çıkamıyorsun. Gelip almak varken karını,sen sadece ellerin bağlı çırpınıyorsun. İlk günlerde gözümün önüne gelen tutsak bir kadın hayatı iken,bende eksik olan dış dünyaydı. Kapı çalmıştı. Kim alı konulduğu yerde el üstünde tutulurdu. Bu benim için garip olan durumlardan biriydi " Gel " Kapı aralığından gölgesi girdi önce. Gölgesinden bile korkardım ilk günlerde... " Yemek yememişsin?!" "Canım istemiyor Taehyung" Elindeki tepsi ile birlikte yatağın diğer ucuna oturdu. Sessiz odayı çatalın makarnayı öldürdüğü sesler dolduruyordu. Çatala sıkışan bir kaç makarnayı yüzüme bakmadan ağzıma götürdü. Hep yaptığı gibi bakışları yaptığından dolayı mahcup ve pişman biri gibi yerlerdeydi... "Yolun uzun. Güç toplaman gerek." "Ben ailemi özledim" "Bende..." Bilerek dile getirdigim aile konusunun onun için hassas durum olduğunun bilincindeydim. Suçlu bakışları hâlâ elinde tuttuğu tepsideydi. "Özür dilerim Alice" "Niçin? Hangisi için?" Yerinden kalktı ve kapıya ilerdi. "Hazırlan. Akşama yola çıkacağız" Birşey demeden kafamı salladım. Muhtemelen yine yer değiştirecekti. Hep yaptığı gibi... ..... "Anne çocuğa bak!" "Çocuk aç Jungkook. Ben artık nasıl susturacağımı bilmiyorum" "Doktora mı götürsek" "Annesini sorarlarsa ne diyeceksin" "Umurumda değil anne. Sen giyindir ben arabayı hazırlıyorum hemen" Karısının bedeninden bile zayıf düşmüştü Jungkook'un bedeni. Kabus gibi geçiyordu her gün her gece...Karısının nerde olduğunu bilipte almaya gidememek koyuyordu müthiş şekilde. .... Akşam olmuştu ve Taehyung un dediği gibi hazırlanarak bekliyordum. Tahmin ediyorum bu sefer uzun olacak yolculuk... "Nereye gidiyoruz?" Ses yoktu "Taehyung!" Çok fazla derin düşünceler içindeydi. Ya bir sorun var yada... "Çok istediğin yere" "Anlamıyorum Taehyung" "Alice!" "Evet..." "Üzgünüm...Sen iyi birisin. Böyle bir bedeli senin ödemeye hakkın yok." İçimi kaplayan bu huzursuzluk git gide artıyordu. Arabanın altına baktım. Küçükken yaptığım gibi...Lastiğin güçlü darbeleri altında ölen canlılara baktım. Her saniye ne çok canlı ölüyordu öyle. Ya çiçekler... Ya ben... "Biraz duralım. Midem bulandı" Arabayı kenara çekmesi ile kapıyı hızla açarak dışarı atıldım. Orman yolunda elimin değdiği ilk ağacın dibine eğildim. Kendimi zorlasam bile rahatlayamıyordum. "Su iç biraz" Elinden şişeyi aldım "Ellerin çok soğuk" dedim suyu almadan önce "Hava biraz serin. Hadi arabaya binelim artık" Tekrar arabaya bindiğimiz an telefonu çalmıştı. Önce karşı tarafın konuşmasını beklemişti sanırım. Cevapladığı saniyede birşey konuşmamıştı "Az kaldı" Diyerek telefonu kapattı. Daha fazla dayanamıyordum "Bir sorun var dimi. Seni hiç böyle görmedim" "Herşey yolunda" "Jungkook'un suçu yok biliyorsun değil mi!" "Karımın da suçu yoktu" "Bilmiyordu. Haberi yoktu. Tuzak kurmuşlar size. Aranızı bozmak istemişler. Herşeyden haberim var Taehyung, Jungkook anlattı." "Emin misin?!" "Evet. O arabada bende olabilirdim. Karınla birlikte bende ölmüş olabilirdim. Sırf karını hastaneye yetiştireyim derken oldu herşey" Hararetli konuşmalar yerini sessiz ve sakinliğe bırakmıştı. Jungkook'un suçu değil di. Tuzak kurulmuştu onlara. Üç ay önce Taehyung un karısı doğum yapmak üzereydi. Taehyung işinden dolayı yetişemediği için yakın arkadaşı olan Jungkook u aramıştı ve karısını hastaneye götürmesini rica etmişti. Dediği üzere karısını hastaneye yetiştirmişti. Arabasını durdurduğu hastane önünde sedye getireyim derken arabaya yerleştirilmiş olan bomba patlamıştı. O gece bende onlarla birlikte gelmek istemiştim ama Jungkook red etmişti. Bizim çocuğumuzda hastaydı çünkü. "Araştırdım Alice. Bizim yaptığımız bombalardan o" "Efendim!" "Yok birşey,in!" Arabayı durdurarak yanıma geldi. "Gözlerini bağlamalıyım" Yine sessiz bir yolculuktu. Uyku fena bastırmaya başlamıştı. Saat geç olmuştu sanırım. Bir ay boyunca alıştığım uyku saati aynıydı. Araba su gibi akıp gidiyordu yollarda. Çok fazla geçmeden tekrar durdu araba ama hiç ses çıkmadı. Ne kapı sesi nede insan sesi... "Taehyung!" "Hm.." "Geldik mi?" "Mağlesef" Arabadan inip benim de kapımı açtı. Elimden tutarak inmemi sağladı ve bırakmadan yavaş adımlar ile ilerledi "Ellerin hala soğuk" "Ölüler sıcak olmaz" "Bugün gerçekten tuhafsın" Durduk. Bir araba sesi daha duyulmuştu. Daha sonra yükses ses ile kapısı kapanmıştı.. "Alice" Bu ses. Jungkook! Bulmuştu beni sonunda...İçi içime sığmayan bir sevinç kaplamıştı kalbimi. Mutluluk ile dolmuştu her bir hücrem. O kadar hasret kalmışım ki sesine... "Hadi git..." Şimdi de soğuk sesiyle donmuştu kalbim. İnsan nasıl olur da tek bir cümle ile kalbi ısınırken,duyduğu başka bir cümle ile de bir anda buz kesebilir di... "Teşekkür ederim Taehyung" Jungkook sesine daha çok yakınlaştığımı hissediyordum. Gözümdeki ni çekip attım. Arabanın ışığı görmemi engellese de bana uzanan ellerini görmek mümkündü... "Kurtuldun Alice" Sesini duyduğum an daha çok sevinmiştim. Sevinçten ağlıyordum. Ne zordu onsuz. Saniyeler zehir gibi tüm hücreme işliyordu. "TAEHYUNG! TAEHYUNG HAYIR" Jungkook un bağırmasına arkamı dönmüştüm. "AAALİCE" Elim kalbime gitmişti. Hissettiğim acı bir aydır çektiğim acıya benzemiyordu. Sanki biri kalbime hançeri tekrar tekrar saplıyordu. Kanlar parmaklarım arasından firar ederken Jungkook dizleri üzerine düştü... "Alice bırakma kendini. Hastaneye gideceğiz hemen." Jungkook birşeyler diyordu ama sanki kulağım sağır olmuştu. Ama gördüğüm; yerden başını hala kaldırmayan Taehyungda idi... "Sıcak ölülerde vardır Taehyung" "Ölüler sadece soğuktur Alice" SON
Bu ne kadar güzel bir müzik seçimi Yalnızca müziği dinlemek yetiyor kalp acıtmaya Kurgudan bahsetmeye kalkışsam günlerim yetmez anlatmaya Ellerine emeğine sağlık ❤️
"Bedel"
Bugün bulunduğum bu odada 29. günümdü. Dile kolay olan yirmi dokuz günü güneş görmeden temiz havaya hasret geçirmiştim. Tüm herşey,gerçek sanılan yanlış anlamalar,yalanlar nedeniyle buradaydım. Oğlum;çok özledim. Kokusunu minik ellerini...Bir yaşına yeni basmış oğlum. Jungkook; napıyorsun,kim bilir nerelerde arıyorsun beni. Belki,biliyorsun ama çaresizlik kuyusundan çıkamıyorsun. Gelip almak varken karını,sen sadece ellerin bağlı çırpınıyorsun.
İlk günlerde gözümün önüne gelen tutsak bir kadın hayatı iken,bende eksik olan dış dünyaydı.
Kapı çalmıştı. Kim alı konulduğu yerde el üstünde tutulurdu. Bu benim için garip olan durumlardan biriydi
" Gel "
Kapı aralığından gölgesi girdi önce. Gölgesinden bile korkardım ilk günlerde...
" Yemek yememişsin?!"
"Canım istemiyor Taehyung"
Elindeki tepsi ile birlikte yatağın diğer ucuna oturdu. Sessiz odayı çatalın makarnayı öldürdüğü sesler dolduruyordu. Çatala sıkışan bir kaç makarnayı yüzüme bakmadan ağzıma götürdü.
Hep yaptığı gibi bakışları yaptığından dolayı mahcup ve pişman biri gibi yerlerdeydi...
"Yolun uzun. Güç toplaman gerek."
"Ben ailemi özledim"
"Bende..."
Bilerek dile getirdigim aile konusunun onun için hassas durum olduğunun bilincindeydim. Suçlu bakışları hâlâ elinde tuttuğu tepsideydi.
"Özür dilerim Alice"
"Niçin? Hangisi için?"
Yerinden kalktı ve kapıya ilerdi.
"Hazırlan. Akşama yola çıkacağız"
Birşey demeden kafamı salladım. Muhtemelen yine yer değiştirecekti. Hep yaptığı gibi...
.....
"Anne çocuğa bak!"
"Çocuk aç Jungkook. Ben artık nasıl susturacağımı bilmiyorum"
"Doktora mı götürsek"
"Annesini sorarlarsa ne diyeceksin"
"Umurumda değil anne. Sen giyindir ben arabayı hazırlıyorum hemen"
Karısının bedeninden bile zayıf düşmüştü Jungkook'un bedeni. Kabus gibi geçiyordu her gün her gece...Karısının nerde olduğunu bilipte almaya gidememek koyuyordu müthiş şekilde.
....
Akşam olmuştu ve Taehyung un dediği gibi hazırlanarak bekliyordum. Tahmin ediyorum bu sefer uzun olacak yolculuk...
"Nereye gidiyoruz?"
Ses yoktu
"Taehyung!"
Çok fazla derin düşünceler içindeydi. Ya bir sorun var yada...
"Çok istediğin yere"
"Anlamıyorum Taehyung"
"Alice!"
"Evet..."
"Üzgünüm...Sen iyi birisin. Böyle bir bedeli senin ödemeye hakkın yok."
İçimi kaplayan bu huzursuzluk git gide artıyordu. Arabanın altına baktım. Küçükken yaptığım gibi...Lastiğin güçlü darbeleri altında ölen canlılara baktım. Her saniye ne çok canlı ölüyordu öyle. Ya çiçekler...
Ya ben...
"Biraz duralım. Midem bulandı"
Arabayı kenara çekmesi ile kapıyı hızla açarak dışarı atıldım. Orman yolunda elimin değdiği ilk ağacın dibine eğildim. Kendimi zorlasam bile rahatlayamıyordum.
"Su iç biraz"
Elinden şişeyi aldım
"Ellerin çok soğuk" dedim suyu almadan önce
"Hava biraz serin. Hadi arabaya binelim artık"
Tekrar arabaya bindiğimiz an telefonu çalmıştı. Önce karşı tarafın konuşmasını beklemişti sanırım. Cevapladığı saniyede birşey konuşmamıştı
"Az kaldı"
Diyerek telefonu kapattı. Daha fazla dayanamıyordum
"Bir sorun var dimi. Seni hiç böyle görmedim"
"Herşey yolunda"
"Jungkook'un suçu yok biliyorsun değil mi!"
"Karımın da suçu yoktu"
"Bilmiyordu. Haberi yoktu. Tuzak kurmuşlar size. Aranızı bozmak istemişler. Herşeyden haberim var Taehyung, Jungkook anlattı."
"Emin misin?!"
"Evet. O arabada bende olabilirdim. Karınla birlikte bende ölmüş olabilirdim. Sırf karını hastaneye yetiştireyim derken oldu herşey"
Hararetli konuşmalar yerini sessiz ve sakinliğe bırakmıştı. Jungkook'un suçu değil di. Tuzak kurulmuştu onlara.
Üç ay önce Taehyung un karısı doğum yapmak üzereydi. Taehyung işinden dolayı yetişemediği için yakın arkadaşı olan Jungkook u aramıştı ve karısını hastaneye götürmesini rica etmişti. Dediği üzere karısını hastaneye yetiştirmişti. Arabasını durdurduğu hastane önünde sedye getireyim derken arabaya yerleştirilmiş olan bomba patlamıştı.
O gece bende onlarla birlikte gelmek istemiştim ama Jungkook red etmişti. Bizim çocuğumuzda hastaydı çünkü.
"Araştırdım Alice. Bizim yaptığımız bombalardan o"
"Efendim!"
"Yok birşey,in!"
Arabayı durdurarak yanıma geldi.
"Gözlerini bağlamalıyım"
Yine sessiz bir yolculuktu. Uyku fena bastırmaya başlamıştı. Saat geç olmuştu sanırım. Bir ay boyunca alıştığım uyku saati aynıydı. Araba su gibi akıp gidiyordu yollarda. Çok fazla geçmeden tekrar durdu araba ama hiç ses çıkmadı. Ne kapı sesi nede insan sesi...
"Taehyung!"
"Hm.."
"Geldik mi?"
"Mağlesef"
Arabadan inip benim de kapımı açtı. Elimden tutarak inmemi sağladı ve bırakmadan yavaş adımlar ile ilerledi
"Ellerin hala soğuk"
"Ölüler sıcak olmaz"
"Bugün gerçekten tuhafsın"
Durduk. Bir araba sesi daha duyulmuştu. Daha sonra yükses ses ile kapısı kapanmıştı..
"Alice"
Bu ses. Jungkook! Bulmuştu beni sonunda...İçi içime sığmayan bir sevinç kaplamıştı kalbimi. Mutluluk ile dolmuştu her bir hücrem. O kadar hasret kalmışım ki sesine...
"Hadi git..."
Şimdi de soğuk sesiyle donmuştu kalbim. İnsan nasıl olur da tek bir cümle ile kalbi ısınırken,duyduğu başka bir cümle ile de bir anda buz kesebilir di...
"Teşekkür ederim Taehyung"
Jungkook sesine daha çok yakınlaştığımı hissediyordum. Gözümdeki ni çekip attım. Arabanın ışığı görmemi engellese de bana uzanan ellerini görmek mümkündü...
"Kurtuldun Alice"
Sesini duyduğum an daha çok sevinmiştim. Sevinçten ağlıyordum. Ne zordu onsuz. Saniyeler zehir gibi tüm hücreme işliyordu.
"TAEHYUNG! TAEHYUNG HAYIR"
Jungkook un bağırmasına arkamı dönmüştüm.
"AAALİCE"
Elim kalbime gitmişti. Hissettiğim acı bir aydır çektiğim acıya benzemiyordu. Sanki biri kalbime hançeri tekrar tekrar saplıyordu. Kanlar parmaklarım arasından firar ederken Jungkook dizleri üzerine düştü...
"Alice bırakma kendini. Hastaneye gideceğiz hemen."
Jungkook birşeyler diyordu ama sanki kulağım sağır olmuştu. Ama gördüğüm; yerden başını hala kaldırmayan Taehyungda idi...
"Sıcak ölülerde vardır Taehyung"
"Ölüler sadece soğuktur Alice"
SON
Daha fazlasını hakediyorsun
Kesinlikle daha fazlasını hakediyorsun
Yavaş yavaş işte
Haksızlık bu bırakacak sandım Alice in suçu yoktu kimsenin suçu yoktu 🥺
Gerçekten de kimsenin suçu yoktu...
Gerçekten de kimsenin suçu yoktu...
Bu ne kadar güzel bir müzik seçimi
Yalnızca müziği dinlemek yetiyor kalp acıtmaya
Kurgudan bahsetmeye kalkışsam günlerim yetmez anlatmaya
Ellerine emeğine sağlık ❤️
O kadar içime sinen bir kurgu olmadı ama teşekkür ederim🌻
Alice ‘in hiç bir suçu yoku,taehyung sadece bencillik yaptı ne alice’i ne junkook’u ne de alice’in çocuğunu düşündü…
Üzgünüm😔
Kaybetti o da sevdiğini kaybetti 🥀🥀
Yapma böyle😢
@@deadbutterfly2608 çok ama çok yorgunum gerçekten
@@armyhiranur8369 tahmin edebiliyorum bitanem
Çok güzel bitti Mükemmel❤
Teşekkür ederim🌌
Geç geldim ya bu aralar pek iyi değilim
Olsun hoş geldin🌻
Geldim🤍