![Mana Min](/img/default-banner.jpg)
- Видео 37
- Просмотров 36 155
Mana Min
Добавлен 13 сен 2020
Hayallerinizi özgür bırakın🌌
Jeon Jungkook ile hayal et - Sen ve Ben | TB. (açıklamada)
- @deadbutterfly2608
- Jeon Jungkook
- Kim Namjoon
- Enisa
- "Sen ve Ben"
Hikâye
"Ne düşündün merak ettim"
"Hı!"
"Umarım yararlı olan şey geçiyordur aklından"
Kapalı gözlerinden sağ gözünü kısık şekilde açarak yanındaki adama bir saniye baktıktan sonra omuz silkip tekrar kapattı. Düşünceler bir bir ard ardına dizilirken aralarından eliyle seçmiş gibi beyne hücum ediyordu. Bazen düşünceler bile karma karışık olabiliyordu. Hangisini düşüneceğini şaşırıyordu genç adam. Hepsi birden aklına geliyor ama bazı düşünce gün yüzüne çıkıyor, genç adamı tatlı huzursuzluğun içine bırakıveriyordu.
"Jungkook!"
"Jungkook!.."
Omzuna dokunan eller sayesinde düşler âleminden çıkmış. Onu o dünyadan çıkaran kişiyede bi...
- Jeon Jungkook
- Kim Namjoon
- Enisa
- "Sen ve Ben"
Hikâye
"Ne düşündün merak ettim"
"Hı!"
"Umarım yararlı olan şey geçiyordur aklından"
Kapalı gözlerinden sağ gözünü kısık şekilde açarak yanındaki adama bir saniye baktıktan sonra omuz silkip tekrar kapattı. Düşünceler bir bir ard ardına dizilirken aralarından eliyle seçmiş gibi beyne hücum ediyordu. Bazen düşünceler bile karma karışık olabiliyordu. Hangisini düşüneceğini şaşırıyordu genç adam. Hepsi birden aklına geliyor ama bazı düşünce gün yüzüne çıkıyor, genç adamı tatlı huzursuzluğun içine bırakıveriyordu.
"Jungkook!"
"Jungkook!.."
Omzuna dokunan eller sayesinde düşler âleminden çıkmış. Onu o dünyadan çıkaran kişiyede bi...
Просмотров: 486
Видео
Kim Taehyung ile hayal et - "Aşk Şarabı" 1. Bölüm
Просмотров 244Год назад
birazdan sabitte #bts #kimtaehyung #kimseokjin #hayalet #btsilehayalet #vkimtaehyung
Safderun - Jeon Jungkook ile hayal et | TB
Просмотров 3922 года назад
✒- @deadbutterfly2608 ✒- "Safderun" ✒- Jeon Jungkook ile hayal et ✒- Tek bölümlük #bts #anasayfa #jeonjungkookbts #jkilehayalet #btsilehayalet #keşfet
Deney: Death of the butterfly - Jeon Jungkook ile hayal et | TB
Просмотров 4592 года назад
Birazdan yorumlarda arkadaşlar... #bts #anasayfa #jeonjungkookbts #jkilehayalet #btsilehayalet #keşfet
Hesapsız aşk - Park Jimin ile hayal et | Tek bölüm
Просмотров 4722 года назад
"Hesapsız aşk" - Bu o adam mı?!... - Evet... Dedi güzel kız gülümseme ile...Gizli gizli sevdiği adamın askerden dönüşünün sevincini yaşıyordu... Ailesi ile evinin bahçesinde kutlama yapıp eğlenirken,uzaktan izliyordu sadece...Her gülüşünü,her mimiklerini hayranlıkla izliyordu... - Hadi git... Kolundan tutup ittiren arkadaşına: - Olmaz...Şeyy...biliyorsun... - Bu sefer utanma bari güzelim...o ka...
Bedel - Jeon Jungkook ile hayal et | Tek bölüm
Просмотров 4932 года назад
birazdan yorumlarda arkadaşlar - @deadbutterfly2608 - Jeon Jungkook ile hayal et - "Bedel" - Tek bölümlük #jeonjungkookbts #jkilehayalet #anasayfa #bts #btsilehayalet #keşfet #hayalet
Düşler - Jeon Jungkook ile hayal et |TB_açıklamada
Просмотров 5452 года назад
Çok kısa oldu arkadaşlar «Düşler» Sallanan sandalyenin bir öne bir arkaya doğru sallanması Rozalia'yı sanki başka bir evrene doğru sürüklüyordu. Hayatının başka sürdüğü o evrende sıkışıp kalmak,sonsuza dek mutlu olmak istiyordu. O evren ki o'nu "o"nun yanında daha gerçek kılıyordu. Tüm ruhunu sevdiğinin yanında hissetmek,tüm benliği ile onunla kalmak istiyordu. Ama istemek yetmezdi. İsteğini ha...
Hedef:Mavi elmas - Jeon Jungkook ile hayal et | Tek bölümlük
Просмотров 2,2 тыс.2 года назад
✒- @deadbutterfly2608 ✒- Jeon Jungkook ile hayal et ✒"Hedef:Mavi elmas" ✒- Tek bölümlük #btsilehayalet #hayalet #anasayfa #bts #keşfet #jkilehayalet #jeonjungkookbts #jungkookilehayalet
Acının rengi - Jeon Jungkook ile hayal et | 2/2
Просмотров 2,1 тыс.2 года назад
yorumlarda arkadaşlar - @deadbutterfly2608 - "Acının rengi" - Jeon Jungkoom ile hayal et - 2-bölüm #btsilehayalet #bts #hayalet #anasayfa #keşfet #kimnamjoon #jkilehayalet #jeonjungkookbts
Gecenin suçu - Min Yoongi ile hayal et | TB_açıklamada
Просмотров 9142 года назад
ŞARKI eşliğinde okuyunuz! ✒-@deadbutterfly2608 ✒- Min Yoongi ie hayal et ✒- Tek bölümlük Gecenin suçu Sabaha karşı dört buçuk genç adam sokaktaki yerini almak üzere adımlarını hızlandırırken genç kız ağzındaki portakallı lollipop'u bitirmiş cebindeki yedi tane portakallı lollipop dan yenisini açmıştı... Bankta iyice sırtını yaslayıp ellerini ceplerini sokup denizi izlemeye devam etmişti...Kendi...
Geceden Sabaha - Kim Taehyung ile hayal et | TB [ istek #yalnız]
Просмотров 1,1 тыс.2 года назад
✒-@deadbutterfly2608 ✒-"Geceden sabaha" ✒- Kim Taehyung ile hayal et ✒- Tek bölümlük #btsilehayalet #bts #hayalet #anasayfa #keşfet #kimtaehyung #vkim #vkimtaehyung #taehyungilehayalet
Belâlı misafirim - Min Yoongi ile hayal et | Tek bölüm
Просмотров 1,4 тыс.2 года назад
✒-@deadbutterfly2608 ✒- "Belâlı misafirim" ✒- Min Yoongi ile hayal et ✒- Tek bölümlük hikâyelerim özgün içeriklerdir,lütfen kopyalamayınız! #btsilehayalet #bts #hayalet #yoongibts #yoongi #sugailehayalet #jiminilehayalet #jungkookilehayalet #taehyungilehayalet #anasayfa #keşfet
SUÇ - Kim Taehyung ile hayal et | Tek bölüm
Просмотров 8472 года назад
✒-@deadbutterfly2608 ✒-"SUÇ" ✒- Kim Taehyung ile hayal et ✒- Tek bölümlük #btsilehayalet #bts #hayalet #anasayfa #keşfet #kimtaehyung #vkim #vkimtaehyung #taehyungilehayalet #taehyungilehayalet #taehyung
Hedef:Mavi elmas - J.J.K | TB_çok yakında
Просмотров 3482 года назад
Hedef:Mavi elmas - J.J.K | TB_çok yakında
Juste une danse - Kim Taehyung ile hayal et | Tek bölüm
Просмотров 1,7 тыс.2 года назад
Juste une danse - Kim Taehyung ile hayal et | Tek bölüm
Kış baharı [istek] - Park Jimin ile hayal et | Tek bölüm
Просмотров 1,1 тыс.2 года назад
Kış baharı [istek] - Park Jimin ile hayal et | Tek bölüm
Save me, kill me Doktor! - Jeon Jungkook ile hayal et | 4/4
Просмотров 8292 года назад
Save me, kill me Doktor! - Jeon Jungkook ile hayal et | 4/4
Save me, kill me Doktor! - Jeon Jungkook ile hayal et | 3/4
Просмотров 1,1 тыс.2 года назад
Save me, kill me Doktor! - Jeon Jungkook ile hayal et | 3/4
Save me,kill me Doktor! - Jeon Jungkook ile hayal et | 2/?
Просмотров 9162 года назад
Save me,kill me Doktor! - Jeon Jungkook ile hayal et | 2/?
"İnan-ma" - Min Yoongi ile hayal et | Tek bölüm
Просмотров 2,1 тыс.2 года назад
"İnan-ma" - Min Yoongi ile hayal et | Tek bölüm
Hırsız-Jeon Jungkook ile hayal et | Özel bölüm
Просмотров 6822 года назад
Hırsız-Jeon Jungkook ile hayal et | Özel bölüm
Aşk çıkmazı - Kim Taehyung ile hayal et | 4. bölüm Final
Просмотров 5292 года назад
Aşk çıkmazı - Kim Taehyung ile hayal et | 4. bölüm Final
Save me,kill me Doktor! - Jeon Jungkook ile hayal et | 1/?
Просмотров 1,6 тыс.2 года назад
Save me,kill me Doktor! - Jeon Jungkook ile hayal et | 1/?
Aşk çıkmazı - Kim Taehyung ile hayal et | 3. bölüm
Просмотров 5782 года назад
Aşk çıkmazı - Kim Taehyung ile hayal et | 3. bölüm
Aşk çıkmazı - Kim Taehyung ile hayal et | 2.bölüm
Просмотров 4912 года назад
Aşk çıkmazı - Kim Taehyung ile hayal et | 2.bölüm
Aşk çıkmazı - Kim Taehyung ile hayal et | 1.bölüm
Просмотров 8632 года назад
Aşk çıkmazı - Kim Taehyung ile hayal et | 1.bölüm
Kaza ve Kader- Jeon Jungkook ile hayal et | Tek bölüm
Просмотров 6942 года назад
Kaza ve Kader- Jeon Jungkook ile hayal et | Tek bölüm
Bir Kelebeğin Bin Yıllık Omru-Min Yoongi ile hayal et | Tek bölüm
Просмотров 8222 года назад
Bir Kelebeğin Bin Yıllık Omru-Min Yoongi ile hayal et | Tek bölüm
Çoooookkkkk güzellll olmuşşşşşş hayatımda okuduğum en güzel yoongi ile hayal et videosuyduuuuu emeğine sağlıkkkkkk 💕💕💕💕💕
çok teşekkür ederim 🙂
Ehe on ay sonra ama acaba limanım olur musun hikayesini nereden bulacağım
Onu kaldırdım. Daha doğrusu Sena' nin kanalında yayınlananmıştı o hikâyem. Burada paylaşmadım
Aşk prizmasıda yokmuş bende namjoon'u görünce olur sandıydım
"Aşk şarabı" sevdiğin türden o zaman. Aşk üçgeni...
@@deadbutterfly2608 bakarım muhakkak♥️
Çok tatlı🥺🥺
Teşekkür ederim🌹
Çok naif ve zarif bir hikayeydi ablam kalemine emeğine sağlık favori kurgum oldu🌸🏵💕🎀💜
Teşekkür ederim bitanem😇🌹
Teşekkür ederim bitanem😇🌹
Woww boylesine naif ve sade bir kurgu anca sende okunabilir mana abla cok guzeldi Kurgularının anlaşılır olması okadar guzelki mest oluyorum her okuduğumda 😊😊
Çok saol bitanem. Beğenmen benide mutlu eder)
@@deadbutterfly2608 sen yazarsinda begenilmezmi ablamm
@@jklovies Teşekkür ederim)
Duygudan duyguya geçtim çok güzel olmuş ne güzel sevmek bu saf sevmek
Sevdiysen ne mutlu bana tatlım🌹
@@deadbutterfly2608 sevdim tabi
@@yalnz740jin Güzel
Bu ne güzel sürpriz
Arada lâzım böyle;)
Müzik ile okuyunuz! Devamı.... "Enisa, günah benden gitti" "Sara, bak rezil edeceksin ikimizi de" Namjoon yanlarından şarkı söyleyerek geçip gitmekte olan iki kıza uzunca baktı. Bu öylesine derin bakış on saniye sürmeden Jungkook'un elindeki küçük not defterini aniden çekip aldı ve eski kirlenmiş sayfaları çevirmeye başladı. Anlamsız şekilde bakmaktaydı Jungkook. Sonunda küçük not defterde aradığını bulmuş açarak içindeki resmi önce Jungkook'a göstermiş sonra o kızlardan birine çevirmişti. Küçük not defter tekrar çekip alındı başka bir elden. Bir deftere birde o kıza baktı yerinden fırlamış şekilde. İşaret parmağı ile hızlıca önce defterdeki resmi sonra kızı işaret etmişti heyecanla. "Hadi git. Bu o..." - dedi Namjoon, "Aman Tanrım, ne diyorum ben" - diye de ekledi. Kararsız şekilde dururken kızlar git gide uzaklaşmaktaydı. Kafasından türlü türlü konuşma geçiyordu. Hangisini söylese deli olduğunu düşüneceğinden emindi sanki. Kaldırımı neşeleri ile doldurarak giden iki beden bir noktaya çevrilmeden bir karar vermesi gerekiyordu. "Git Jungkook!" "Tanrım mantıklı bir kafa bahşet bize" Evet! O nokta bile kaybolmuştu. Sinirle yanındaki banka tekme atarak evinin yolunu tuttu. Günler artık eskisi gibi hızlı geçmiyordu. Umudu vardı. Ama yine de içinde bir sürü sorular dolaşıyordu. O gün Namjoon'un da telaşlı heyecanı aklına geliyor gülümsemeden edemiyordu. "Sanırım...Yanlış hatırlamıyorsam kızın ismi Enisa'dı. Evet,evet. İyi hatırlıyorum." Enisa! Enisa!.. diye tekrarladı iç sesi. Hoş bir ismi olduğunu fark etti. Dille söylenmesi daha da yumuşak olurdu belki. Odasına göz gezdirdi. Eski odasına kıyasla daha ferah ve iç açıcıydı. Duvarın tamamını kaplayan ahşap gardırop, gene ahşap yatak ve üzerleri dağınık kıyafetler. Tıpkı düşünceleri gibiydi. Birini toplasa diğerini dağıtan gene kendisi oluyordu. Acaba gözleri ne renki? Gamzesi varmıydı? Olmasada olur du aslında. Dişleri fil dışı kadar beyaz mıydı, minik bir burna mı sahipti? Ki o da güzel olmasa da olurdu. Sonuçta rüyalarımı esir alan o kızdı. Teni nasıldı, dokununca soğuk bedenimi ısıtır mıydı? İnce beli... *** Bir hafta geçmişti. Durumlar pek içler açısı değildi. Jungkook kendini tamamen koyvermiş,hayattan kopmuş gibiydi. Tıraşsız yüzü ve solgun gözleriyle birlikte biraz kirlenmiş üstü tam bir serseri edası yaratmıştı üzerinde. Kahverengi kazağını nerdeyse dört gündür çıkarmamıştı. On katlı binanın altına çökmüş hayata isyanı tekrar başlamıştı. Göreni dilenci zannetiren oturuşu yanından geçenlerin merhametine yol açmıştı. Bir kaç demir bozukluk atan bile olmuştu. Yerden kalkmayan bakışları sayesinde het türlü, her türlü marka ayakkabıları, her türden çakma ayakkabıları görmüştü. Kimisi ayağını yere sertçe basa basa yürür,kimi kendinden emin yürüyüşle bir metre adım ata ata yürür, kimisi ise kendisi gibi bir ölü edasıyla düşüne düşüne dakkada bir adım atarak yürürdü. Gene bir iki çift ayaklar geçmekteydi yanından. Spor beyaz bir ayakkabı giyen ve dört parmak aşağıda biten eteğinden dışarı atılan süt beyazı daha yeni ağada yapılmış bacaklar genç adamın yanına gelince durmuştu. Çantasını açtığını anladığı hışırtılı sesler çıkmıştı. Sonra kağıt sesi. "Aptallar" diye geçirdi içinden. Kız eline aldığı kağıt parçasını genç adamın önüne bırakmak için hafifçe eğildi. Ellerine ilişen gözleriyle sonunda kızın yüzüne bakmayı akıl edebilmişti. Kız bıraktığı küçük bir para ile çantasını kapatıp yoluna devam etmeye başladı. Bu sırada hâlâ kızın sesinin etkisindeydi.. "Merhaba.." deyişi ve sıcak gülümseyişi. Derhâl kendisini toparladı ve arkasından koştu. Koşarak yetişti ve sağ kolundan tutarak durmasını ve kendisine bakmasını sağladı. Onu buna iten o kız ile müthiş tanışma isteği değil de...Aslında o da vardı, ama ondan önce gururu vardı. Elinde buruşmuş parayı kıza uzattı. Genç kız şaşkın gözlerle adama bakarken tereddütle parayı aldı. Jungkook cebinden minimini defteri aldı, "Dilenci değilim" Yazıyı okudu genç kız. İlk defa o an mahcup olduğunu hissetti. O kadar ki bu yüzüne de vuruyordu. Kaşları yukarı kalktı, mimikleri değişti, utanmış, mahcup olmuş yüz ifadesi ile "Çok özür dilerim, ben sandım ki.." demeye başladı. Ve, Jungkook'un elindeki defteri nazikçe aldı ve yazmaya başladı; "Özür dilerim bayım." - yazısına "Sorun değil" - diyerek cevap vermiş, defteri oracıkta kapatmıştı. "Naptım ben? Beklediğim, istediğim o an değil miydi. Bir kere olsun karşı karşıya gelmek. Ama kızı mahcup duruma düşürdüm. Ne kadar feci. Ne kadar akılsızca davranış. Bir daha ne zaman göreceğim kızı belli değil. Kaç kere daha sersem gibi dolaşacağım..." *** Devamı diğer yorumda..
Devamı... "Naptım ben? Beklediğim, istediğim o an değil miydi. Bir kere olsun karşı karşıya gelmek. Ama kızı mahcup duruma düşürdüm. Ne kadar feci. Ne kadar akılsızca davranış. Bir daha ne zaman göreceğim kızı belli değil. Kaç kere daha sersem gibi dolaşacağım..." *** "Ne bu hal Jungkook?" "Abi!..." O an sevinçle boynuna sarıldı kardeşinin. Abi dediğine, sesini duyulduğuna göre ihtiyacı vardı kendisine. "Sesini özledim be kardeşim" "Sorun ne anlat hadi." Bir bir hiçbir sahneyi atlamadan özenle anlatmaya koyuldu. Namjoon arada bir gülmemek için dudaklarını bir birine bastırıyor, bazı yerlerde ise gerçekten üzüldüğünü hissetmişti. Gülünecek bir şeyin olmadığını düşünerek abisinin omzuna vurarak tepki gösteriyordu Jungkook. "Hım, anladım. Ve bir sürprizim var sana" "Sürprizin vaktimi Joon" "Söylediğim zaman hoşuna gidecek ama" Namjoon bir tepki göstermesini bekledi ama kardeşinin aklı onda değildi. Cevap vermesini beklemeden söze girdi; "Kızın numarasını buldum" "Nasıl buldun? Nerden buldun?" "Dur daha, sadece numaramı! Nerede çalıştığı, nerede okuduğu, nerelerde dolaştığı, neleri sevdiği..." *** Her zamankinden şık ve aynı zamanda sade spor giyimi ile beklemeye koyuldu. Sağını solunu önünü dolduran siyah arabalar, içinden çıkan siyah giyinimli göbekli adamlar...yanlarında ise serçe parmağı kadar bir karış elbisesi ile kollarına girmiş kadınlar. Hemen arkalarında siyah gözlüklü adamlar dev binaya giriş yapmaktaydılar. "Saat 19:00 civarı işten çıkıyor" Saate baktı bir on dakika kadar kalmıştı çıkmasına. "Kız bizim şirkete işe alınmış. Daha iki gün önce. Bizim bu sekreter Chan yokmu. O söyledi." Siyahların içinden kırmızı kırmızı giyinmiş, kendisini hemen belli etmişti. Parıldayan gözleri ve gülümsemese bile gülümser gibi bakan gözleri etkisi altında bırakmıştı. "Birde, kız konservatuvar okuyormuş. Keman çalarmış" "Bu kadar bilgi nerden çıktı" "Nerden çıksa beğenirsin. Kızın arkadaşı vardı ya yanında. İsmini unuttum şimdi.." "Sara sanırım" "Herneyse, işte o Chan'in kız arkadaşı çıktı. Zaten ona iş teklifi edende bu Chan imiş" Yol kenarından yürümeye başladı. Arabalar hızla yanından geçerken kirmizi elbisesi rüzgârla şişiyor Enisa'nın bacaklarını ortaya seriyordu. Her geçen arabada aynı şeyi tekrarlar eli ile elbisesinin alt kısmını tutardı. Bir caddeye saptı. Bu onun için sanki son şanstı. Önündeki binayı da geçmeden hemen o binanın arka tarafından dolaştı. Oldukça hızlı davranmalıydı. Karşısında ki kız normal kızlar gibi cici cici adımlar atmadan koca koca adımlar atarak yuruyordu, tıpkı taşıdı yüreği gibi. Etrafını dolaşarak kızın geldiği yönden önünden çıkmayı düşündü ama planladığı gibi olmamıştı. Şimdi ikisi de kafa kafaya darbe yemiş yerlerde yatıyorlardı. Jungkook'un ağır bedeninin çarpmasının etkisiyle alnını tutmuş betona yapışmıştı Enisa. Jungkook hemen kendini toparladı kıza elini uzattı. Kızın kalkması ile iki elini birleştirerek eğilip kalkıyordu. Kız toparlanarak genç adamın omuzlarından hafifçe parmak uçlarıyla tutarak durdurdu. O anda ikisi göz göze gelebilmiş. O an tanımıştı genç adamı. Önceki gördüğünden pek bakımlı görünüyordu. Temiz üstü, az önceki olay sebebiyle önüne dağılmış saçları hiçte itici gelmemişti. Aksine yakıştığını düşünmüştü. "Ow, sizi tanıdım!" Dedi kız ve; "Ah,affedersiniz" diyerek; Durdu ve telefonunu çıkardı. Ve şunları yazdı: "Sizi tanıdım sanırım bayım. Siz o günkü adamsınız değil mi" Yazıyı Jungkook' a okuttu. Kafasıyla onayladı ve telefonu eline aldı "Bi yeriniz acımadı umarım." Okur okumaz iki eliyle "Hayır hayır" diyerek atıldı... Biraz durmuştu ikiside ve tekrar telefonu eline aldı Jungkook. "Bence tekrar karşılaşmamız bir nedeni olmalı" - diyerek altınada numarasını yazmıştı. "Istemiyorum abi." "Ne dedin, ne dedin?" "Istemiyorum işte. Böyle olmayacak. Nerden buldun derse sapık gibi araştırdım mı diyeceğim. Göreceksin. Ben değil o beni arayacak." Zafer şimdi onun elindeymiş gibi sırıtarak yürüyüp gitti yanından. Teşekkür ederim, Tanrım. Teşekkür ederim gerçeği olmayan hayalin peşinde hasta gibi dolanmama izin vermediğin için. Olumsuz hiçbirşey yoktu bakışında. Hemen şuan aramasa bile en geç yarına kalmadan arayacaktır. Dayanamaz merak edecektir. "Hahahaaa,noldu oğlum. Lan iki gün geçti. Hani gece merak edecek arayacaktı?" "Sataşma abi ya" Öz güveni taa yerlerde, öz saygısı sahra çölüne doğru yolculuğa çıkmıştı. Beklerken yaptığına bin pişman olmuş neden kızın kendi numarasını istemediği için kendi kendine büyük öfkeye kalkıyordu. Biraz şirin davranarak abisine yanaştığında ise "Yalvar!" "Vermem" "Hayır" cevabı alır vazgeçerdi. Yağmurun şiddetle yağdığı gece Jungkook odasında yatakta tavana bakmaktaydı. Düşünceler saman yığını gibi olmuş toparlanamaz durumdayken bunu bozan bildirim sesiyle ayaklandı hemen. "Selâm" Telefonu kenara bırakıp üzerine düzeltmeye saçlarını toparlamaya başladı "Selâm?" "Üç gün önce telefon numaranızı vermiştiniz hatırlarsanız. İsmim Enisa! Aslında o gün size ulaşmayı istemiştim ama bir türlü fırsat olmadı." Genç kız o an durmuştu. O kadar açıklamaya gerek varmıydı. Hele aslında o karşılaştıkları gün konuşmak,tanışmak istemesini belli etmesi gerekeli miydi. İşte,başlamamış bir ilişkinin ilk pişmanlığı burada başladı. Kızın aklına kazınmış o ilk mahcubiyeti, adamın ona derince bakışı. Sanmıştı ki daha önce kimse ona böyle bakmamıştı. İkinci bir karşılaşmada ise onu bambaşka bir sürprizle karşı karşıya geldi. Bi biçare olarak düşündüğü kişinin karşısına hiç olmadığı kadar iyi giyinimli ve beyefendi olarak çıkması şaşkınlığa uğratmıştı. Bu durum bir sözün daha altının çizilmesine sebebiyet sunmuştu. İnsan, cahil bir insana göre dış görünüşü kadar dı. Ne kadar iyi giyinirse mertebesi,saygısı o kadar yükselirdi. İnsan giyimi kadar gördüğü saygıyı,çıplakken göremiyordu. İlk gün Jungkook Enisa üzerinde bir etki yaratmasına rağmen o an o adamı merak etmemişti. Ancak ikinci karşılaşmada artık dış görünüş değişmiş, genç kız üzerinde de merak uyandırmıştı. "Hatırladım sizi. Jungkook bende. Nasılsınız?" "Iyim teşekkür ederim. Siz nasılsınız?" "Iyim sağolun. O gün için tekrar özür dilerim. Dikkatli olmam gerekliydi." "Ah,lütfen. Sorun değil. Asıl ben özür dilemem gerekli o günkü patavatsızlığım için. Aslında dilenci gibi görünmüyordunuz. Sadece önünüzdeki bozuklukları görünce bende sandım ki..." "Unuttum bile." Bir kaç dakika geçtikten sonra tekrar Jungkook yazmıştı; "Nerde çalışıyosunuz?" Uzun süre devam eden sohbetten her iki tarafta keyif alıyorlardı. Bu konuşma sadece o gece değil başka günlerde alıp başını gitmişti. Bir birini daha iyi tanımış daha yakın olmuşlardı. Hatta buluşma günü ayarlayıp ikisi de o günü iple çekiyordu. İkisi üzerinde bu güzel heyecan, hoş bir panik olmuş buluşma günü de gelmişti. Jungkook uzun uzun bakıp aklına kazımak istiyordu yüzündeki her bir noktayı. Küçük not defter her zamanki görevini yerine getirerek dolup taşmıştı. Enisa: "Bu engeliniz doğuştan mı? Yoksa sonradan mı oldu" Zor bir soruyla karşı karşıya gelmişti Jungkook. Kandırdım seni,sadece seni değil aslında herkezi. Seni,kendimi ve diğer sevdiklerimi herkezi kandırıyorum. Aslında duyma engeli değilim. Bir güzelde konuşuyorum. Ağzım susmaz. Demek ister vazgeçiyordu. Böyle olmamanın nedeni bu insanlardır. Yabancısı olduğum halde çıkamadığım ve yaşamaya devam ettiğim hayatımdır. Bu insanlardan kaçarak onları duymamayı, onlarla konuşmamayı istedim, demek isteyerek tekrar vazgeçiyordu. Sadece; "Sonradan" Diyerek kısa bir cevapla kapatmayı düşünmüştü Genç kız meraklı düşüncelerle tekrar sordu: "Ne oldu ki?" "Kapatsak mı bu konuyu Enisa" Jungkook sustukça içine kapandıkça merakı artıyordu genç kızın. Daha fazla üstlenmeden kapatmıştı. Gün geçtikçe daha da yakınlaşmışlar dı. Jungkook artık saklamak istemiyordu. Aşkını haykırmak ne cevap alacağı hakkında en ufak fikri olmamasına rağmen içinde tutmak istemiyordu. Her iki günden gezmeye çıkmaların nefes kadar dibinde olmasına rağmen tatlı ince dudağın tadına bakamamanın. İnce bele dokumanamanın acısını yaşamaktansa söyleyip kurtulmayı yeğliyor du. "Bugün durgunsunuz sanki." "Size söylemek istediğim şeyler var Enisa. Ama önce size sormak istediğim şey var. Benimle takılmaktan yâni benimle vakit geçirmekten memnun musunuz?" " Jungkook. İstemediğin kişilerle yakınlık kurmaktan kaçındığımı anlamış olmanız lazım." "Evet,evet. Farkındayım. Sadece emin olmak istedim" "Devam edin!" "Size artık sen diyebilirmiyim?!" "Nasıl istersen. Ben bile bazen ağzımdan kaçırıyorum. Kusuruma bakmayın." Devamı diğer yorumda
Devamı.. "Nasıl istersen. Ben bile bazen ağzımdan kaçırıyorum. Kusuruma bakmayın." "Enisa,senden bana gelen bir kusur olamaz...Demek istediğim şeye cevap vermek zorundada değilsin. Sadece sana karşı açık olmak istiyorum. Seni ilk gördüğüm an işte bu dedim. Ne kadardır aradığın, düşlerinden çıkmayan kadın o dedim. Kulağa delice gelebilir ama sen benim düşlerimdeki o kadınsın. Hatta öyle sadece karakterin değil. Sen sen olarak. Tıpatıp yüzün,gülüşün herşeyin aynı Enisa. Herşeyin o...İstersen red et. Ama umuyorum ki bunu yapmayacaksın. Son günlerdeki yakınlığımızım farkına varabilecek ve istersen kendini benden koruyabilecek,uzak tutabilecek kadar zeki olduğunu görüyorum. İstemesen ilk mesajı bile atmazdın. Daha fazla uzatıp ta canını sıkmaktan kaçınarak şunu söylemek ve konuyu kapatmak istiyorum. Sevmek,düş kurup bağlanmak fena şey değil. Sende istediğin zaman bu konuyu açıp benimle konuşa bilirsin. " Genç kız elinde minimini defter ile iki dakika önce yanından ayrılan adamın arkasından bakakalmıştı. Tek tek özenle okudu. Her yazılan kelimede o duyguyu hissederek okumaya gayret gösteriyordu. Sonlarına gele sağ göz pınarında hafifçe sıcaklık olmuş akmayı bekleyen sıvı kendini belli ederek yanağından kayıvermişti. Silmeye gerek duymayan göz yaşları bir birini kovalıyordu. Yanağında hissettiği sıcaklık içine işliyor ve sanki sıtma geçirmesine neden oluyordu. Eve döner dönmez odaya kapattı kendisini. Merak eden ev halkına "Yorgunum" veya "Kimseyi istemiyorum" gibi kısa veraplar ile kapıdan geri çeviriyordu. Günlerce bu böyle devam etmişti. Yüreğine söz geçiremez gidip konuşmak istiyordu. Lâkin kendinde o cesareti bulamıyordu. Birlikte dolaştıkları yerlerden tekrar geçerek o anı gözünde canlandırıyordu. Mümkün olduğunca nefsine hakim olmaya çalışıyordu ama pek mümkün olduğu sayılmazdı. Bitkin düşen bacakları isteği dışında onu evine getirmişti. Kapı kolunu tutup açacağı sırada yerde yatan nota ilişti gözü; "Çok bekletme Enisa. Anılarla yaşamak sana göre değil!" Eve koşar adım girdi ve notu tekrar... tekrar...tekrar okudu. Son çareyi bu ızdıraba son vermekle buldu. Eline aldığı telefona aklından değil kalbinden geçenleri yazmaya koyuldu. "Nerdeysen konum atar mısın!" Jungkook alelacele abisini evden nerdeyse kovmuş heryeri derli toplu hale getirmişti. Evin perdelerini kapatmış masayı her türlü yiyecek içecekler ve mumlarla doldurmuştu. Abisinin ardından hafif aralıklı kalan kapı iki kere hafifçe tıklanmıştı. Gri bir yaz elbisesi giyen kız kapıdan görünmüştü. Jungkook beyefendilik ile elini uzatıp onu kanepeye oturttu. İkiside sükunet içindeydi. Birinden biri konuyu açmakta cesaret edemiyordu. Enisa sıkıldığını belli etmese de göğsünün süratle inip kalkması bunu gösteriyordu. Ara sıra parmaklarıyla oynar "Jungkook, buraya gelmemin sebebi..." diye başlar sonu gelemezdi. Sonunda "Jungkook....lavabo nerede?" diyerek sordu ve Jungkook'un göstermesi ile lavaboya gitti. Enisa'nın gitmesiyle ısrarla çalan telefonu yanıtlamak zorunda kalmıştı; "Efendim Joon!" "Noldu geldimi kız?" "Sende amma meraklı çıktın. Kapatmam lâzım Enisa gelir şimdi" "Dur lan kapatma. Ne yaptı birşey dedimi bari" "Hayır Joon. Daha heyecanını atamadı" "Bak sen,heyecanlı he. Kız sana baya yanık oğlum. Yoksa ne bu ayağına gelmeler. Heyecanlar..." "Joon, kapatıyorum" Dedi,ve konuşmaya son verdi karşısındaki kırgın ve şaşkın gözlere bakarak. "Enisa!" "Sesin güzelmiş Jungkook" Şaşkın gözler yerini kırgınlığa bırakınca Jungkook hemen yanına yaklaştı. Yaklaşmasıyla geri çekilmişti Enisa. "Sen benimle dalgamı geçiyordun. Saf bu nasıl kandırırsam inanır. Üzülür zavallı diye mi düşündün Jungkook" Git gide sesi yükselmeye başlamıştı "Hayır Enisa, aklından geçenlerin hiçbiri doğru değil" Şaşkınlığı geçmiyordu. Onu nasıl böyle kandırdığına inanamıyordu. Hemde böyle acizce. "Sadece bana güven Enisa, anla beni. Anlamaya çalışmadıkça söyleyeceklerimin bi önemi kalmaz. Söz ver bana." "Anlat" Dedi,sadece. Uzunca cümleler kurup tartışmaya girmek istemiyordu. Söz veremedi ama genç adam tarafından kandırılmayada hazırdı. Belki de razıydı... Kızın yanına yaklaştı yanaklarından tuttu ve her iki gözüne birer buse kondurdu. "Ama bana öyle bakarsan öldürürsün beni küçük hanım" Jungkook'u kendinden ayırdı ve ikili koltuğun kenarına oturdu. Jungkook yanı başına oturdu. Üzgün yüzü, suçlu bakışı altında bi müddet kıza baktı. Enisa şimdi fark ediyordu ki evi gayet güzel,hoş ve düzenliydi. Modern şekilde döşenmişti her yanı. Şehre tepeden bakan bir manzaraya sahipti. Genç adama bakmaktan dikkatini etrafa veremediğini idrak etmişti. Aklını bunlardan kurtarıp "Anlatacak mısın?!" dedi,yumuşak aynı zamanda sert bir ses tonuyla. "Nereden...hangi cümleler ile anlatacağımı bilemiyorum Enisa" diye söze başladı ve devam etti; "Fare kapanına takılmış gibiydim. Zor durumdaydım. Kendime bunu yapamazdım. Bu hayat beni aşmıştı Enisa...O yüksek binalar,kafaları hep yüksekte aşağıya bakmayan insanlar....Ne onlar,ne de o hayat bana aitti. Bana bahşedilen tüm servetleri red ettim. Ancak beni red ettiler. Onların baskısı ' Artık bu hayattan çıkamazsın' gibi sadece lafta tehditleri bıktırdı. Bir sene önce de kaza geçirdim. O an aklım müthiş bir fikirle doldu... " "Müthiş fikre bak sen" - diye alay eder gibi söze atıldı Enisa "Enisa,bunu yapmak zorundaydım. Sahte bir mutlulukla gezinemezdim. Amcam hayatını kaybettiğinden bu yana abimin yanında olmaya çalıştım ama elimden bu kadarı geliyordu sadece. Yapmacık bir tavırla onun omzuna el koyamazdım." Jungkook aniden lafını kesti. Yanı başında oturan kıza baktı ve "Vay be.." diye ses çıktı içinden biryerden. "Anlayacağını sanmıştım" diyerek te eklemişti. Enisa odaklandığı tek noktaya bakmadan başını yan çevirmişti. Sanki karşısında ki adamın tüm söylediklerini itiraz ediyor gibiydi. Ama birden sessizliği bozdu. "Keşke bende senin gibi olabilsem. Kör...Sağır...Dilsiz. Belki daha çok kendime odaklana bilirdim" Jungkook gözüne ışıltı gelmiş ve yüzündeki üzüntü uçup gitmiş gibi Enisa'nın önüne diz çökmüştü. Ellerini elleri altına almış gözlerinin kendisine bakmasını istemişti. Ama hala yana bakmakta devam ediyordu. "Seviyorsun Enisa. Biliyorum...Hissediyorum. Niyetim asla seni kandırmak değildi. Bana bak...lütfen gözlerime bak" Elinin heryerine öpücükler bırakmaya başladı. "Lütfen Enisa. Yalvarırım...Yanımda olduğunu hissedeyim. Buna izin ver. Hemmm...." Biraz duraksadıktan sonra anlamsız bir sırıtma oldu yüzünde; "Hem,nereye kadar saklayabilirdim ki. Sana seni sevdiğimi söyleyemeden...Sana evlenme teklifi edemeden (Enisa aniden kafasını Jungkook'a çevirir) Geceleri kulağına fısıldayamadan...Kızlarımı azarlayamadan...He! Enisa!.. Bu Ciddi yüz ifadenin arkasında ki gülümsemeyi görüyorum. Hadi inat etme. Sadece sen ve ben olalım... " Enisa tatlı bakışı ve teslim olmasının verdiği az bir tereddütün etkisi altında yine de gülümseyerek baktı; "Seni seviyorum!" SON
Devamı.. "Nasıl istersen. Ben bile bazen ağzımdan kaçırıyorum. Kusuruma bakmayın." "Enisa,senden bana gelen bir kusur olamaz...Demek istediğim şeye cevap vermek zorundada değilsin. Sadece sana karşı açık olmak istiyorum. Seni ilk gördüğüm an işte bu dedim. Ne kadardır aradığın, düşlerinden çıkmayan kadın o dedim. Kulağa delice gelebilir ama sen benim düşlerimdeki o kadınsın. Hatta öyle sadece karakterin değil. Sen sen olarak. Tıpatıp yüzün,gülüşün herşeyin aynı Enisa. Herşeyin o...İstersen red et. Ama umuyorum ki bunu yapmayacaksın. Son günlerdeki yakınlığımızım farkına varabilecek ve istersen kendini benden koruyabilecek,uzak tutabilecek kadar zeki olduğunu görüyorum. İstemesen ilk mesajı bile atmazdın. Daha fazla uzatıp ta canını sıkmaktan kaçınarak şunu söylemek ve konuyu kapatmak istiyorum. Sevmek,düş kurup bağlanmak fena şey değil. Sende istediğin zaman bu konuyu açıp benimle konuşa bilirsin. " Genç kız elinde minimini defter ile iki dakika önce yanından ayrılan adamın arkasından bakakalmıştı. Tek tek özenle okudu. Her yazılan kelimede o duyguyu hissederek okumaya gayret gösteriyordu. Sonlarına gele sağ göz pınarında hafifçe sıcaklık olmuş akmayı bekleyen sıvı kendini belli ederek yanağından kayıvermişti. Silmeye gerek duymayan göz yaşları bir birini kovalıyordu. Yanağında hissettiği sıcaklık içine işliyor ve sanki sıtma geçirmesine neden oluyordu. Eve döner dönmez odaya kapattı kendisini. Merak eden ev halkına "Yorgunum" veya "Kimseyi istemiyorum" gibi kısa veraplar ile kapıdan geri çeviriyordu. Günlerce bu böyle devam etmişti. Yüreğine söz geçiremez gidip konuşmak istiyordu. Lâkin kendinde o cesareti bulamıyordu. Birlikte dolaştıkları yerlerden tekrar geçerek o anı gözünde canlandırıyordu. Mümkün olduğunca nefsine hakim olmaya çalışıyordu ama pek mümkün olduğu sayılmazdı. Bitkin düşen bacakları isteği dışında onu evine getirmişti. Kapı kolunu tutup açacağı sırada yerde yatan nota ilişti gözü; "Çok bekletme Enisa. Anılarla yaşamak sana göre değil!" Eve koşar adım girdi ve notu tekrar... tekrar...tekrar okudu. Son çareyi bu ızdıraba son vermekle buldu. Eline aldığı telefona aklından değil kalbinden geçenleri yazmaya koyuldu. "Nerdeysen konum atar mısın!" Jungkook alelacele abisini evden nerdeyse kovmuş heryeri derli toplu hale getirmişti. Evin perdelerini kapatmış masayı her türlü yiyecek içecekler ve mumlarla doldurmuştu. Abisinin ardından hafif aralıklı kalan kapı iki kere hafifçe tıklanmıştı. Gri bir yaz elbisesi giyen kız kapıdan görünmüştü. Jungkook beyefendilik ile elini uzatıp onu kanepeye oturttu. İkiside sükunet içindeydi. Birinden biri konuyu açmakta cesaret edemiyordu. Enisa sıkıldığını belli etmese de göğsünün süratle inip kalkması bunu gösteriyordu. Ara sıra parmaklarıyla oynar "Jungkook, buraya gelmemin sebebi..." diye başlar sonu gelemezdi. Sonunda "Jungkook....lavabo nerede?" diyerek sordu ve Jungkook'un göstermesi ile lavaboya gitti. Enisa'nın gitmesiyle ısrarla çalan telefonu yanıtlamak zorunda kalmıştı; "Efendim Joon!" "Noldu geldimi kız?" "Sende amma meraklı çıktın. Kapatmam lâzım Enisa gelir şimdi" "Dur lan kapatma. Ne yaptı birşey dedimi bari" "Hayır Joon. Daha heyecanını atamadı" "Bak sen,heyecanlı he. Kız sana baya yanık oğlum. Yoksa ne bu ayağına gelmeler. Heyecanlar..." "Joon, kapatıyorum" Dedi,ve konuşmaya son verdi karşısındaki kırgın ve şaşkın gözlere bakarak. "Enisa!" "Sesin güzelmiş Jungkook" Şaşkın gözler yerini kırgınlığa bırakınca Jungkook hemen yanına yaklaştı. Yaklaşmasıyla geri çekilmişti Enisa. "Sen benimle dalgamı geçiyordun. Saf bu nasıl kandırırsam inanır. Üzülür zavallı diye mi düşündün Jungkook" Git gide sesi yükselmeye başlamıştı "Hayır Enisa, aklından geçenlerin hiçbiri doğru değil" Şaşkınlığı geçmiyordu. Onu nasıl böyle kandırdığına inanamıyordu. Hemde böyle acizce. "Sadece bana güven Enisa, anla beni. Anlamaya çalışmadıkça söyleyeceklerimin bi önemi kalmaz. Söz ver bana." "Anlat" Dedi,sadece. Uzunca cümleler kurup tartışmaya girmek istemiyordu. Söz veremedi ama genç adam tarafından kandırılmayada hazırdı. Belki de razıydı... Kızın yanına yaklaştı yanaklarından tuttu ve her iki gözüne birer buse kondurdu. "Ama bana öyle bakarsan öldürürsün beni küçük hanım" Jungkook'u kendinden ayırdı ve ikili koltuğun kenarına oturdu. Jungkook yanı başına oturdu. Üzgün yüzü, suçlu bakışı altında bi müddet kıza baktı. Enisa şimdi fark ediyordu ki evi gayet güzel,hoş ve düzenliydi. Modern şekilde döşenmişti her yanı. Şehre tepeden bakan bir manzaraya sahipti. Genç adama bakmaktan dikkatini etrafa veremediğini idrak etmişti. Aklını bunlardan kurtarıp "Anlatacak mısın?!" dedi,yumuşak aynı zamanda sert bir ses tonuyla. "Nereden...hangi cümleler ile anlatacağımı bilemiyorum Enisa" diye söze başladı ve devam etti; "Fare kapanına takılmış gibiydim. Zor durumdaydım. Kendime bunu yapamazdım. Bu hayat beni aşmıştı Enisa...O yüksek binalar,kafaları hep yüksekte aşağıya bakmayan insanlar....Ne onlar,ne de o hayat bana aitti. Bana bahşedilen tüm servetleri red ettim. Ancak beni red ettiler. Onların baskısı ' Artık bu hayattan çıkamazsın' gibi sadece lafta tehditleri bıktırdı. Bir sene önce de kaza geçirdim. O an aklım müthiş bir fikirle doldu... " "Müthiş fikre bak sen" - diye alay eder gibi söze atıldı Enisa "Enisa,bunu yapmak zorundaydım. Sahte bir mutlulukla gezinemezdim. Amcam hayatını kaybettiğinden bu yana abimin yanında olmaya çalıştım ama elimden bu kadarı geliyordu sadece. Yapmacık bir tavırla onun omzuna el koyamazdım." Jungkook aniden lafını kesti. Yanı başında oturan kıza baktı ve "Vay be.." diye ses çıktı içinden biryerden. "Anlayacağını sanmıştım" diyerek te eklemişti. Enisa odaklandığı tek noktaya bakmadan başını yan çevirmişti. Sanki karşısında ki adamın tüm söylediklerini itiraz ediyor gibiydi. Ama birden sessizliği bozdu. "Keşke bende senin gibi olabilsem. Kör...Sağır...Dilsiz. Belki daha çok kendime odaklana bilirdim" Jungkook gözüne ışıltı gelmiş ve yüzündeki üzüntü uçup gitmiş gibi Enisa'nın önüne diz çökmüştü. Ellerini elleri altına almış gözlerinin kendisine bakmasını istemişti. Ama hala yana bakmakta devam ediyordu. "Seviyorsun Enisa. Biliyorum...Hissediyorum. Niyetim asla seni kandırmak değildi. Bana bak...lütfen gözlerime bak" Elinin heryerine öpücükler bırakmaya başladı. "Lütfen Enisa. Yalvarırım...Yanımda olduğunu hissedeyim. Buna izin ver. Hemmm...." Biraz duraksadıktan sonra anlamsız bir sırıtma oldu yüzünde; "Hem,nereye kadar saklayabilirdim ki. Sana seni sevdiğimi söyleyemeden...Sana evlenme teklifi edemeden (Enisa aniden kafasını Jungkook'a çevirir) Geceleri kulağına fısıldayamadan...Kızlarımı azarlayamadan...He! Enisa!.. Bu Ciddi yüz ifadenin arkasında ki gülümsemeyi görüyorum. Hadi inat etme. Sadece sen ve ben olalım... " Enisa tatlı bakışı ve teslim olmasının verdiği az bir tereddütün etkisi altında yine de gülümseyerek baktı; "Seni seviyorum!" SON
İyi oldun mu bunlari yazarken biz burda ağlıyoruz 😢😢😢
Bu harika olmuş ablam kalemine sağlık bir an önce 2.bölüm gelsin muhteşemdi💝💕💜🎀🍁
O kadar iyi değil di ama yine de teşekkür ederim canım)
@@deadbutterfly2608 bence çok güzeldi ablam haksızlık etme kendine
@@Alice_Elif sen sevdiysen iyidir🎀 Ee nasılsın bakalım?
@@deadbutterfly2608 iyiyim ablam sınavlarım başlıyo işte napayım sen nasılsın peki ablam🍁💕☄
Herzamanki gibi şaheserdi diger bolumleri bekliyorum vennesa ve taehyung arasindaki iliskiyi merak ediyorum 😅😅
Valla bende merak ediyorum) Teşekkür ederim🌻
Çok güzel olmuş ablam Sonunu merakla bekliyorum güzel olucak eminim:)
Teşekkür ederimm bitanem🌻
@@deadbutterfly2608 rica ederim🌼
Ben bunu neden geç gördüm
Olsun canım🌹
Tae naptin oglum sen ! Neyse bakalim hikaye nereye gidecek bekliyorum 🌼
Ah o Tae napmadi ki
Bi kere jin var tabiki muhteşemdir
Teşekkür ederim🌻
- "Aşk Şarabı" - @Mana Min - Kim Taehyung - Kim Seokjin - Vanessa 1. Bölüm Mevsim,çiçeklerin tüm rengini sunan, ağaçlar kendi mahremiyetini koruyarak göğe kadar uzanmış, hayvanlarin ise doya doya otladığı yaz mevsimi. Bazen bunaltıcı sıcağı olmasına rağmen, akşama kalmaz serin havası ile içimizdeki sıcağa serinlik veren mevsim... Güzel kadın elini alnına götürerek güneşten korudu yüzünü. Önce çiftliğine göz gezdirdi. Teker teker koyunlarını sayarken ilerde bir koyunun doğurmak üzere olduğunu gördü. Güneşten kısılmış gözleri tamamen açılırken son hız bembeyaz koyunun yanına koştu... Zavallı koyun çoktan doğurmak üzereydi... Kanlar içinde annesinin karnından çıkan kuzu güzel kadının donmuş kalbini eritmeye yetmişti. Nerdeyse her gün aynı geçen günlerin ardında yağmurlu gün gelmişti. Tepelerin üzerine yapılmış sayılı evler vardı. Lâkin güzel kadın uzak komşularını tanımazdı bile. Kimse bir birini tanımaz etmezdi... İki üç kilometre uzakta olan terk edilmiş kulübe hep dikkatini çekmişti. Çiseleyen yağmur damlaları yanaklarından yavaşça akarak toprakla buluşamadan yok oluyorlardı. Biraz yürüdükten sonra adımlarını durdurdu. Önce uzaktan baktı... Elleri cebinde belli belirsiz, hatta anlamsız düşüncelere dalmıştı. Niye geldi? Niçin burası? Neresi burası? Anlamsız sorular sardı beynini. Geldiği günden beri kimsenin uğramadığı eski püskü bir kulübe. Ağaçtan yapılmıştı. Çürümüştü kulübe. Ağır adımlarla kapıya yönelirken bir yandan etrafına bakındı... Kimse yoktu... İnsana dair tek bir şey bile yoktu... Paslanmış kapının sesine kuşlar her bir yana uçuşmaya başladı. Kargalar da ürkütücü sesini eksik etmiyordu. Kapıyı açar açmaz yoğun koku esir aldı burnunu. Hızla elini yüzüne götürerek ağzını ve burnunu kapattı. Fayda etmiyordu. Bu kokuyu engellemeye yetmiyordu elleri. Kulübenin içini gezmeye engel oluyordu koku. İçine korku düşmüştü... "Kimse yokmu?" Diye bağırdı etrafta. Emindi... Kimse yoktu... Olmamıştı da! Tekrar girmeye karar verdi. Kararlıydı. Meraklı olması hep başını derde sokmasına neden olsa bile geri çekilmezdi güzel kadın. İki eli ile kapattı burnunu. Girişte onu karşılayan fareler dört bir yana kaçışıyorlar dı. Sağ tarafta tek kişilik yatak dağınık şekilde duruyordu,tam kenarında yine eski şifonyer. Sol tarafta ise yemek masası. Üzerinde küflenmiş ekmek ile tek bir bardak. Tekrar sağ tarafında yatağın yanında duran küçük eskimiş dolaba yöneldi. Meraktı işte... Bir kere bu duyguya yenik düştün mü, belasız çıkılmaz dı. Erkek kıyafetleri olan dolabın kapısını hızla kapattı. Doğru dürüst bakamamıştı bile... "Biri mi var orada?" - diye bağırdı Bağırması na kendisi bile ürkmüştü. Bu koku zaten yaşatmazken, sahipsiz bu ayak sesleri iyice ürkmesine neden olmuştu. Ayak uçlarında kapıya doğru adımladı. Sessizce kapıyı açmaya çalışırken kulübenin arka tarafından ayak sesleri duyuldu... Durdu... Nefesini bile tuttu kadın... Adım sesleri gittikçe yaklaştı.. Kapı kolundan ellerini çekti ve arkasına saklandı kadın. Adım seslerinin sahibi nihayet kapıya geldi. Kapı kolunu indirdi... Sımsıkı kapatmıştı gözlerini güzel kadın... Kapının açılması ile telefonun çalması bir olmuştu. Kendi telefonunun olmamasına şükürler ederek minnettarlığını sunuyordu sessizce Tanrıya. Sesin sahibi kulübeden biraz uzaklaşırken fırsattan istifade hızla koşuyordu. Kulübeden uzaklaşırken duyduğu isim belki omru boyunca unutmayacağı isim olarak kalacaktı. Min Jung! *** Olaydan sonra iki gün geçmişti. İki gün kafasını kurcalayıp durmuştu bu. Ama gitmemişti. Nedenini bilmiyordu ama gitmiyordu. Yada zamanını sadece düşünerek geçirdiği için eyleme geçmesi zaman almıştı. Hafızasına kazınan iki olay olmuştu orada. Biri kulübeye uğrayan kişinin ağzından duyduğu isim. Bir diğeri ise elindeki dövmesi... Bir süre bu düşüncelerden uzak durma adına kendisini dışarıya,yemyeşil tepelik'e attı. Etrafı hayvanlardan doluydu. Sıcak çayını da eline almış uzunca baktı hayvanlara. Geldiği günden bu yana sahiplendiği sayılı koyunları, kuzuları, tavukları ve en yakın arkadaşı olan köpeği vardı onun yanında. "Zora düşürmek hep hoşuna gitmiştir. Ama bu sefer baya zorluydu" Histerik gülüş attı güzel kadın. Bu sesi de, sesin sahibini de unutmamıştı. "Ah bay Kim! Sizi böylesine zorluğa soktuğum için affedin" Dedi, güzel kadın alay edercesine. Ve genç adam kadının yanına yaklaşırken: "Şaka değil bayan Kim" "Yorgunsundur. Gel içeri geçelim..." Dedi, hazırlıksız yakalandığı bu kadere karşı koyamıyordu. Aylardır ne zaman geleceğini düşünüyordu ama bir yanı da gelmemesini istiyordu. Birlikte eve giren ikili koltuğa geçtiler. Saniyeler bir birini kovalarken ikisi de suskundu. Önceliği genç adama bırakmakta kararlıydı. Susacaktı... Dinleyecek ti... İkna olurmuydu, bilinmez ama deneyecek ti. Geçirdiği günler boyunca aldığı karar buydu. " Daha sakinsin" -dedi,bay Kim "Değmeyeceğini anladım" -dedi,güzel kadın ve devam etti,"Niye geldiğini söyleyecek misin artık?" "Dönmeni istiyorum" Acıyarak bakan gözleri ile burnun güldü. "Ciddi misin?!" "Sence nasıl görünüyorum?!" "Aptal gibi" Bu sefer dönmek istemedi güzel kadın. Dönüp te tekrar aynı şeyleri yaşamayı. O kişinin yüzünü dâhi görmeyi istemiyordu. Nasıl yapacağı hakında bir fikri yoktu ama ne yapıp edip geri döndürmeliydi. Verdiği kesin kararı ise asla bir daha dönmeyeceği. Eski bir şarabı getirip Bay Kim'e ikram etti. Aklında ki fikir sarhoş edip şoförü ile geri dönmesini sağlamaktı. Birinci bardak doldu... "Zevkine hep güvenmişimdir" "Bunu duymak güzel Bay Kim" Bay Kim şarabı yudumlarken gözlerini güzel kadından çekemiyordu. Kaldığı göz hapsinde sıkışan güzel kadında karşılık verdi. Baktı uzunca. İkinci bardak doldu... Yeni fark ediyordu. Kadın eskisi gibi bakmıyordu ona. Bakışında bir şeyler eksikti. Belki aşk belki sevgi belki de nefret... Kalmasını istediği nefret duygusu bile uzaktı genç kadında. Yüreğinde hiç bir duygu taşımıyordu âdeta. Gözleri bu adama bunu anlatıyordu. Şarap tadı damak zevkine oldukça iyi gelmiş gibi bacak bacak üstüne atarak yavaşça yudumlamaya devam etti. Şarabın verdiği hafif sarhoşluk etkisi ile göz bebekleri oynamaya başladı. Mantığını kaybeden beyin artık kalbe yenik düşmüş, tüm yetkiyi ona bırakmıştı. Duyguları coşan adam kırılgan bakışlarını çekti kadından. Bakmıyordu artık... Bakamıyordu... Yaptığı hata aklında dolaşıyordu. Suçluluk. Vicdan azabı çekiyordu. "Vanessa!" Fısıltı ile çıkan ismine karşın adama çevirdi bakışlarını "Sence ben aptal mıyım?" Bay Kim bunları söylerken arkasına yaslanmış gözlerini de kapatmıştı. "Yeter artık Bay Kim! Lütfen git" Duyduklarından hiçte memnun değildi genç adam. Kafasını iki yana salladı. "Tick olmaz Bayan .... " "Sakın!" Diyerek durdurdu karşısında yarı baygın şekilde yatan adamı. İşaret parmağını tehdit edercesine salladı ve devam etti "Sakın o iğrenç ağzına alma bir daha ismimi. Ben o soyadı da seni de o gün sildim. Şimdi ne hakla geliyorsun, hangi akılla seni affedeceğimi düşünürsün" Aniden beliren öfke ve sinir, karşısındaki adamı memnun etmiş gibi dudağını yan kıvırmıştı; "Bu hallerini özlemişim" Kesik kesik ve sessizce çıktı sesi. Sonrasında alkolun kollarına bırakmıştı adam kendisini. "Her şeyini özlemişim..." . . . "George! GEORGE!.." "Bayan Vanessa!.." Arabadan koşarak gelen şoför ellerini önde birleştirerek alacağı emiri bekledi "Götür onu buradan" "Efendim, bay Kim dediler ki..." "Umurumda değil George. Eğer birazcık olsun değerim varsa sende alıp götürürsün onu" Başına geleceklerin ne kadar farkında olsa bile bu kadına karşı koyamayacağını biliyordu. Yarının ona ne getireceğini bildiği halde tamam dedi ve patronunu koluna alıp arabaya doğru götürdü.. Kapı önünde duran Vanessa baygın yatan adama baktı. "Teşekkür ederim George!" O sırada ayakları sürüne sürüne giden adamın elleri, soğuk kadının ellerini tutmuştu. Üç bedende durdu orada. Üçünün de gözü birleşen ellerdeydi; "Dönmen lâzım. Vanessa!.." Boşta kalan eliyle Bay Kim'in elini çekti "Gidin artık George." *** "Seni kullanmanın vakti geldi sanırım..." Diyerek,Vanessa uzunca süredir kullanmadığı arabasına baktı. Her yeri tozla kaplanmış arabayı önce bir güzel temizledi. Temizlik işi biten arabaya önce eşyalarını koydu. Şoför koltuğuna geçti ve derin nefes vererek arabayı çalıştırdı. Daha doğrusu çalıştırmaya çalışmıştı. Bir türlü çalışmadı araba... "Merhaba!" Yüzünü görmesine engel olan güneşten sadece uzun boyunu görebiliyordu. Karşıda duran adam garaj içine girdi. Artık daha net görebiliyordu. Beyaz teni,esmer saçı, tıraşlı yüzü, gülümserken oluşan gamzesi ve efendi gibi olan giyim tarzı ile genç kadını etkilemiş görünüyordu... "Buyrun!" Bir cebinden elini çıkardı ve kadına uzattı... "Merhaba,ben Kim Seokjin!" "Vanessa!" Demişti sadece genç kadın. Gözlerini bir saniye bile kadından cekmeyen adam söze devam etti: "Ben sizden yardım isteyecektim ama sanırım sizin yardıma ihtiyacınız var" Devam edecek...
Güzel bir sürpriz
Öyle oldu)
Hikayeden bile önce gelmek
💞💞💞💞💞😇
İilkk
Gerçekten çok güzel yazmışsın ellerine sağlık Gece gece ağlattın beni😭😭😭
Cok guzel olmus ellerine saglik buarada istek aliyormusun
Teşekkür ederim) Alıyorum
@@deadbutterfly2608 ya mafya kız olsa erkek polis olsa veya baska bi meslek sana kalmis ama mafya kiz olsun güclü bir karakter ve bir seri olursa harikaaaaaa olurrrr Ya tae ile yada jk
Çok iyi ya mükemmel olmuşşş Bu tür kurguları Çok seviyorum
İğrenç insanlar ve onların yaptığı iğrenç şeyleri neden hep masumlar çekıyor gerçekten.. hikaye çok güzeldi eline sağlık ablam
Dünya derler🌌