Devamı Yazar'dan... Emily durgun durgun aynaya baktı. Karşısında gördüğü kendisi değil di. Sara onu olmadığı bir kişiliğin içine sokmuştu âdeta. Güzeldi. Fazlasıyla da yakışmıştı. Lâkin gerçek Emily değildi. Bu da Emily'i rahatsız ediyordu. Makyaj masasının önüne bıraktığı gözlüğü eline alacağı vakit Sara bir hışımla çekip aldı - Napıyorsun Sara. Çocuk olma - Bak,bak. Diyene bak! Hadi gidiyoruz artık. Gözlük te yok Sara önden çıkarken Emily Sara'nın masaya bıraktığı gözlüğü alıp hemen çantasına sıkıştırmış dı. .... - Biraz duralım mı Sara?! - Nasıl?! - Ben çok heyecanlıyım. Hatta ben hiç gitmeyeyim. Hasta oldu dersin - Of Emily hadi ama. Adam beni tanımıyor ki gidipte ne diyeceğim - Ama ben... Kolundan tutup zorla evin içine sokulan Emily, salonda ki kalabalığı görünce daha çok çekingen davranıyordu. Hem üzerindeki sahte kişilik hem de sevdiği adamın onu bu halle görecek olması gergin kılıyordu onu. - Küçük, senmisin?! Utancından yere eğdi başını... - Hey, sen utandın mı! Sara'nın kolundan dürtmesiyle başını kaldırdı. Ama yine de yüzüne bakamıyordu. Baktığı yönden kendilerine gülümseyerek yaklaşan beden gelir gelmez Jin ile selamlaştı. - Kardeşim! Özledim oğlum Dedi Jin kolunu arkadaşının omzuna atarak. - Tanıştırayım. Bu Emily. Hani sana bahsettiğim küçük yaramaz Dişlerini gösterip tebessüm etmişti genç adam. Bu duydukları genç kızı daha çok heyecana sokuyordu. Daha çok, bu ortamda kurtulma isteğini uyandırıyordu. Jin devam etti... - Bu da- - Ben Sara. Emily'nin kuzeni... - Ah Sara, memnun oldum. Çok güzelsiniz... - Teşekkür ederim - Buda kardeşim Jimin. Öz değil ama keşke öz kardeş olsaydık Jimin elini önce genç kıza uzattı. Titreyen elleri sıcak avuç içleriyle buluşmuş bedenine sakınlık gelmişti. - Memnun oldum Emily... - Bende Ve Sara'ya dönerek: - Oturalım mı biryerde? - Olur. Görüşürüz beyler... - Eğlencenize bakın... Dakikalar inatla zor geçiyordu sanki. Sanki yemin etmiş gibiydi vakit geçmemek için. Ağaçtan düşen yaprak daha hızlıydı sanki saniyeden. Derken geçen bir saat sonra ortama romantik müzik katılmıştı. Tüm erkekler kızların önünde eğilmiş,prens ve prenses edasında dansa çıkmışlardı. Parmaklarıyla oynayan Emily karşılarında duran iri bedeni fark edememişti bile. Emindi çünkü bu dansın hep hayalinde kalacağına. - Bayanlar... Gözleri açılabildiĝi kadar açılmıştı iki kızında... Karşılarında duran Jin, sol elini arkasına götürüp sag elini onlara doğru uzatmıştı. Ve, genç kızın umutla beklediği o anda sonunda geliyodu... - Benimle dans edermisiniz bayan Sara? - Ne?! Onay almak ister gibi genç kıza baktı. Kafasını salladı genç kız zorla gülümseyerek - Olmaz,ben dans edemiyorum - Öğretirim... - Hadi Sara Dedi güçlükle. Sorun yok der gibi gözünü açıp kapadı. Yıllardır aşık olduğu adam ile kuzenini izlemekteydi genç kız kafasına diktiği bardak bardak içkiyle. Acı tat boğazını yaksada durmadı. Emily içmeye doyamadı dans eden ikiliyse bakışmaya... Çantasını da eline alarak dışarı attı bedenini. Az ilerde ağaca bağlı olan salıncağa oturdu. Topuklusunun biri bir yanda, diğeri ise başka bir yanda devrilip yatıyordu. - Salak Emily! SEN KİMSİN HE?! APTALIN TEKİ,DAHA BÜYÜYEMEMİŞ OLAN SALAK EMİLY. SENİ GÖRMÜYOR BİLE. BÜYÜDÜĞÜNÜ ANLAMADI BİLE. GÖZÜ HEP SANA KÖR. SANA SAĞIR OLAN ADAMA MI AŞIK OLDUN! İçindekileri haykıran genç kız en son elinde tuttuğu gözlüğünü de fırlatıp atmıştı - Ucube gibi göstermekten başka bi işe yaramıyorsun Sarhoşluk etkisi yavaş yavaş kendisini göstermeye başlıyordu. Gözleri ara sıra kapanıyor,salıncaktan düşer gibi oluyordu ama kendine gelmek için iki yanağına da küçük tokat atarak yine ayılıyor du. Bu şekilde dakikalar geçmişti. Dans eden ikili dansın yerini derin sohbete bırakmıştı. Etkilemişti anlaşılan Sara Jin'i. Ki zaten etkilenmemekte elde olmayan bir duygu göstergesiydi. Gerçekten asil bir güzelliğe,cazibeye sahip olan bir kızdı... Kafasını salıncağın kalın ipine yasladı ve yavaş şekilde sallanmaya başladı Sallandı... Yavaş ve sakın şekilde sallanmaya devam etti... Salladı... İzledi... Salıncağın ipini bıraktı gözlüğü almak için genç adam. Uyuklayan kıza yaklaşıp gözlüğü taktı. - Böyle güzel - Hm! - Emily! Hadi evine gidelim... - Sen kimsin? Dedi,gözlerini daha açamıyordu bile - Herkez dağılmaya başladı. Hadi seni de evine kadar eşlik edeyim - İstemiorum. Sen git tamamm Yarım yamalak çıkan kelimeleri anlamakta zorluk çekiyordu genç adam - Tamam, bari yerde oturalım. Miden bulanır Yerdeki çimenlere uzanmıştı ikili. Gökyüzünün elle dokunulur yakınlıkta ama bir o kadar da uzakta olması ikisinin de şuan ki durumları ile aynıydı. Yakın,ama uzak... Jimin: - İlk miydi? - Ne? - İlk defa içiyorsun değil mi! - Belki - İlke göre çabuk sarhoş oldun - Onun sarhoşluğu olduğunu kim söyledi... Bakışlarını gökyüzünden çevirip bir birlerine döndüler. Jimin için için yanıp tutuşarak baksa da genç kız gözlerini çabuk kurtarmıştı genç adamın göz hapsinden - Fena tutulmuşsun. Yakıyor olmalı içini - Kalbim mideme düşmüş gibi. Dokunuyorum. Hissetmiyorum. Jimin bedeninin yarısını kaldırdı ve Emily'e doğru döndü. Sol elini tam kabinin üzerine bıraktı genç kızın - Sahiden de yok. Doktora mı gitsek Genç kız aniden ağlamaya başlamıştı. Anî duygu değişimine karşı şaşırmamıştı aslında. - Şşıt, sakinleş. Herşey iyi olacak. Sen çok güzelsin. Hadi! Hadi kafanı kaldır! Çenesinden tutarak başını kaldırdı Gözlerine baktı genç kızın Genç adamın kalbi ilk defa böylesine heyecanla atıyordu. Belki ilk kez bir kız onu böylesine etki altında bırakıyordu. Gözleri ışıl ışıl parlarken ay ışığı ile genç kızın,genç adam gözlerinden yanağına kadar süzülen inciyi kalbinin derinlerine saklamış, o an yemin etmişti inci tanelerini saklayacağına - Ben sadece uyube biriyim - Tahmin edemeyeceğin kadar özelsin - Değilim. Olgunlaşmamış yaramaz kız gibiyim - Bu yüzden özelsin Dedi,genç adam sakin ses tonuyla. - Beni tanımıyorsun! - Tan- - Ne yapıyorsunuz gençler? Jin'in sesine döndü ikisi de. Yanlış anlaşılmaya müsait olan ortam da Jin ve Sara Emily'nin umrunda bile değil di. Sanki sesini duymamış gibi başka yöne bakıyordu. Sara kuzeninin bu halini fark etmişti - Emily,ben eve dönüyorum. Sende benimle gelsene... - Jimin ile konuşuyorduk. Sen git,ben sonra uğrarım Soğuk ses tonu gelecek olan tripli günlerin habercisiydi Sara için. Üzgün olsa bile yalnız kalmasının iyi olacağını düşünmüştü. .... - Biraz gezelim - İy- - İyim,kafam yerinde. Belki tanışmak için iyi bir fırsattır - Tamam... Saat dilimi 00:00'ı gösterdiği an Jimin Emily'i eğlence mekanına getirmişti. Mekânın içinde çalan yüksek ses şarkı moralini düzeltmekte biraz da olsa yardımcı oluyordu. Beyin hücrelerine hücum eden yüksek ses düşünmesine de engel oluyordu Jimin kalabalığın içinde elinden tuttu Emily'nin. Oturmak için masaya ilerlediler ama Emily durdurmuştu. Sorar gözlerle baktı genç adam. Emily hala durmaktaydı... Geri adım atarak kalabalığın içine çekti tekrardan. Şarkı sakince oturmasına engel oluyordu. Canı dans etmek istiyordu. Sabaha kadar dans etmek. Çünkü bunu yaparsa gözünün önünde sürekli canlanan sahneden biraz uzaklaşacak dı. Buna inandı... Genç adam seri hareketle bir elini kızın beline götürüp kendine çekti. Eli hâlâ belindeyken diğer eliyle de ensesinden tutarak iyice çekti kendisine. Kızın başını göğsüne yasladı. Diğer eli ise durmadan belini okşamaktaydı. - Bu benim ilk dansım Dedi,genç kız - Biliyorum - Senin? - Son... Genç kız da sarıldı Sardı... Sardılar... SON
Devamı
Yazar'dan...
Emily durgun durgun aynaya baktı. Karşısında gördüğü kendisi değil di. Sara onu olmadığı bir kişiliğin içine sokmuştu âdeta. Güzeldi. Fazlasıyla da yakışmıştı. Lâkin gerçek Emily değildi.
Bu da Emily'i rahatsız ediyordu.
Makyaj masasının önüne bıraktığı gözlüğü eline alacağı vakit Sara bir hışımla çekip aldı
- Napıyorsun Sara. Çocuk olma
- Bak,bak. Diyene bak! Hadi gidiyoruz artık. Gözlük te yok
Sara önden çıkarken Emily Sara'nın masaya bıraktığı gözlüğü alıp hemen çantasına sıkıştırmış dı.
....
- Biraz duralım mı Sara?!
- Nasıl?!
- Ben çok heyecanlıyım. Hatta ben hiç gitmeyeyim. Hasta oldu dersin
- Of Emily hadi ama. Adam beni tanımıyor ki gidipte ne diyeceğim
- Ama ben...
Kolundan tutup zorla evin içine sokulan Emily, salonda ki kalabalığı görünce daha çok çekingen davranıyordu. Hem üzerindeki sahte kişilik hem de sevdiği adamın onu bu halle görecek olması gergin kılıyordu onu.
- Küçük, senmisin?!
Utancından yere eğdi başını...
- Hey, sen utandın mı!
Sara'nın kolundan dürtmesiyle başını kaldırdı.
Ama yine de yüzüne bakamıyordu. Baktığı yönden kendilerine gülümseyerek yaklaşan beden gelir gelmez Jin ile selamlaştı.
- Kardeşim! Özledim oğlum
Dedi Jin kolunu arkadaşının omzuna atarak.
- Tanıştırayım. Bu Emily. Hani sana bahsettiğim küçük yaramaz
Dişlerini gösterip tebessüm etmişti genç adam. Bu duydukları genç kızı daha çok heyecana sokuyordu. Daha çok, bu ortamda kurtulma isteğini uyandırıyordu.
Jin devam etti...
- Bu da-
- Ben Sara. Emily'nin kuzeni...
- Ah Sara, memnun oldum. Çok güzelsiniz...
- Teşekkür ederim
- Buda kardeşim Jimin. Öz değil ama keşke öz kardeş olsaydık
Jimin elini önce genç kıza uzattı.
Titreyen elleri sıcak avuç içleriyle buluşmuş bedenine sakınlık gelmişti.
- Memnun oldum Emily...
- Bende
Ve Sara'ya dönerek:
- Oturalım mı biryerde?
- Olur. Görüşürüz beyler...
- Eğlencenize bakın...
Dakikalar inatla zor geçiyordu sanki.
Sanki yemin etmiş gibiydi vakit geçmemek için. Ağaçtan düşen yaprak daha hızlıydı sanki saniyeden. Derken geçen bir saat sonra ortama romantik müzik katılmıştı. Tüm erkekler kızların önünde eğilmiş,prens ve prenses edasında dansa çıkmışlardı.
Parmaklarıyla oynayan Emily karşılarında duran iri bedeni fark edememişti bile. Emindi çünkü bu dansın hep hayalinde kalacağına.
- Bayanlar...
Gözleri açılabildiĝi kadar açılmıştı iki kızında...
Karşılarında duran Jin, sol elini arkasına götürüp sag elini onlara doğru uzatmıştı. Ve, genç kızın umutla beklediği o anda sonunda geliyodu...
- Benimle dans edermisiniz bayan Sara?
- Ne?!
Onay almak ister gibi genç kıza baktı.
Kafasını salladı genç kız zorla gülümseyerek
- Olmaz,ben dans edemiyorum
- Öğretirim...
- Hadi Sara
Dedi güçlükle. Sorun yok der gibi gözünü açıp kapadı.
Yıllardır aşık olduğu adam ile kuzenini izlemekteydi genç kız kafasına diktiği bardak bardak içkiyle. Acı tat boğazını yaksada durmadı. Emily içmeye doyamadı dans eden ikiliyse bakışmaya...
Çantasını da eline alarak dışarı attı bedenini. Az ilerde ağaca bağlı olan salıncağa oturdu. Topuklusunun biri bir yanda, diğeri ise başka bir yanda devrilip yatıyordu.
- Salak Emily! SEN KİMSİN HE?! APTALIN TEKİ,DAHA BÜYÜYEMEMİŞ OLAN SALAK EMİLY. SENİ GÖRMÜYOR BİLE. BÜYÜDÜĞÜNÜ ANLAMADI BİLE. GÖZÜ HEP SANA KÖR. SANA SAĞIR OLAN ADAMA MI AŞIK OLDUN!
İçindekileri haykıran genç kız en son elinde tuttuğu gözlüğünü de fırlatıp atmıştı
- Ucube gibi göstermekten başka bi işe yaramıyorsun
Sarhoşluk etkisi yavaş yavaş kendisini göstermeye başlıyordu. Gözleri ara sıra kapanıyor,salıncaktan düşer gibi oluyordu ama kendine gelmek için iki yanağına da küçük tokat atarak yine ayılıyor du. Bu şekilde dakikalar geçmişti.
Dans eden ikili dansın yerini derin sohbete bırakmıştı. Etkilemişti anlaşılan Sara Jin'i. Ki zaten etkilenmemekte elde olmayan bir duygu göstergesiydi. Gerçekten asil bir güzelliğe,cazibeye sahip olan bir kızdı...
Kafasını salıncağın kalın ipine yasladı ve yavaş şekilde sallanmaya başladı
Sallandı...
Yavaş ve sakın şekilde sallanmaya devam etti...
Salladı...
İzledi...
Salıncağın ipini bıraktı gözlüğü almak için genç adam. Uyuklayan kıza yaklaşıp gözlüğü taktı.
- Böyle güzel
- Hm!
- Emily! Hadi evine gidelim...
- Sen kimsin?
Dedi,gözlerini daha açamıyordu bile
- Herkez dağılmaya başladı. Hadi seni de evine kadar eşlik edeyim
- İstemiorum. Sen git tamamm
Yarım yamalak çıkan kelimeleri anlamakta zorluk çekiyordu genç adam
- Tamam, bari yerde oturalım. Miden bulanır
Yerdeki çimenlere uzanmıştı ikili. Gökyüzünün elle dokunulur yakınlıkta ama bir o kadar da uzakta olması ikisinin de şuan ki durumları ile aynıydı.
Yakın,ama uzak...
Jimin:
- İlk miydi?
- Ne?
- İlk defa içiyorsun değil mi!
- Belki
- İlke göre çabuk sarhoş oldun
- Onun sarhoşluğu olduğunu kim söyledi...
Bakışlarını gökyüzünden çevirip bir birlerine döndüler. Jimin için için yanıp tutuşarak baksa da genç kız gözlerini çabuk kurtarmıştı genç adamın göz hapsinden
- Fena tutulmuşsun. Yakıyor olmalı içini
- Kalbim mideme düşmüş gibi. Dokunuyorum. Hissetmiyorum.
Jimin bedeninin yarısını kaldırdı ve Emily'e doğru döndü. Sol elini tam kabinin üzerine bıraktı genç kızın
- Sahiden de yok. Doktora mı gitsek
Genç kız aniden ağlamaya başlamıştı. Anî duygu değişimine karşı şaşırmamıştı aslında.
- Şşıt, sakinleş. Herşey iyi olacak. Sen çok güzelsin. Hadi! Hadi kafanı kaldır!
Çenesinden tutarak başını kaldırdı
Gözlerine baktı genç kızın
Genç adamın kalbi ilk defa böylesine heyecanla atıyordu. Belki ilk kez bir kız onu böylesine etki altında bırakıyordu.
Gözleri ışıl ışıl parlarken ay ışığı ile genç kızın,genç adam gözlerinden yanağına kadar süzülen inciyi kalbinin derinlerine saklamış, o an yemin etmişti inci tanelerini saklayacağına
- Ben sadece uyube biriyim
- Tahmin edemeyeceğin kadar özelsin
- Değilim. Olgunlaşmamış yaramaz kız gibiyim
- Bu yüzden özelsin
Dedi,genç adam sakin ses tonuyla.
- Beni tanımıyorsun!
- Tan-
- Ne yapıyorsunuz gençler?
Jin'in sesine döndü ikisi de. Yanlış anlaşılmaya müsait olan ortam da Jin ve Sara Emily'nin umrunda bile değil di. Sanki sesini duymamış gibi başka yöne bakıyordu.
Sara kuzeninin bu halini fark etmişti
- Emily,ben eve dönüyorum. Sende benimle gelsene...
- Jimin ile konuşuyorduk. Sen git,ben sonra uğrarım
Soğuk ses tonu gelecek olan tripli günlerin habercisiydi Sara için. Üzgün olsa bile yalnız kalmasının iyi olacağını düşünmüştü.
....
- Biraz gezelim
- İy-
- İyim,kafam yerinde. Belki tanışmak için iyi bir fırsattır
- Tamam...
Saat dilimi 00:00'ı gösterdiği an Jimin Emily'i eğlence mekanına getirmişti. Mekânın içinde çalan yüksek ses şarkı moralini düzeltmekte biraz da olsa yardımcı oluyordu.
Beyin hücrelerine hücum eden yüksek ses düşünmesine de engel oluyordu
Jimin kalabalığın içinde elinden tuttu Emily'nin. Oturmak için masaya ilerlediler ama Emily durdurmuştu.
Sorar gözlerle baktı genç adam.
Emily hala durmaktaydı...
Geri adım atarak kalabalığın içine çekti tekrardan. Şarkı sakince oturmasına engel oluyordu.
Canı dans etmek istiyordu. Sabaha kadar dans etmek. Çünkü bunu yaparsa gözünün önünde sürekli canlanan sahneden biraz uzaklaşacak dı. Buna inandı...
Genç adam seri hareketle bir elini kızın beline götürüp kendine çekti. Eli hâlâ belindeyken diğer eliyle de ensesinden tutarak iyice çekti kendisine.
Kızın başını göğsüne yasladı. Diğer eli ise durmadan belini okşamaktaydı.
- Bu benim ilk dansım
Dedi,genç kız
- Biliyorum
- Senin?
- Son...
Genç kız da sarıldı
Sardı...
Sardılar...
SON
Geldim ablam
Geldim 🌼
Ben geldimmmm
Çok güzel olmuş aşkın her hali vardı 🌼
Teşekkür ederim. Benlik kurgu değildi ama birşekilde çıktı işte
Herzamanki gibi harikalar yaratmışsın
Bide şarkının ismi ne çok hoş geldi?
Teşekkür ederim canım🌌
Kurgunun devamından önce gelen ben bzhdncnfnxjsj
Hoşgeldin))
Jin askerden dönmüş 🤧
He ya döndü)