Видео

Devamın gelsin lütfen çok güzel ❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤

Askm yeni kurguyu ne zaman atıcaksınn

Ben bu kızın hikayelerine bayılıyorum❤❤

Devami artik gelmez degil mi🥲🥲

Devami

OHA MÜPPP LANN BNE BÖYLE GÜZEL HİKAYE GÖRMEDİM.❤❤❤

Çok güzell olmuş p3 gelmelii❤

Kesinlikle part 3 gelmeli bence seri olmali cok guzel inanilmazz 😻💕

Göt göte mi dedi o

Cidden mükemmeldi❤❤

Bunu kim yazdi yaa coikkkk guzel olmus yawrumm🎀

Çooookkk güzeeeelllll❤❤❤❤❤

Bir an yn olecek sandım ama ölmedi, cok guzelolmus

Müq

Ayay cook güzel olmus, ellerine sağlıqk cox beyendeim♡

Okumaya doyamıyorummm

Ulan mükemmel hikayee❤

Böyle güzel bir hikayeye yorum yapılmaması beni şaşırttı mükemmel ötesiydi (belkide bende gözükmüyorlar)

Ay askim hikayende sende olayysiinn😻

Çook güzeldi şey dermişim bir part daha🧚🏻‍♀️

Askim çok güzel olmuşşş❤

200 ABONEYE ULAŞMIŞIZ HEPİNİZE ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUMMM<3<3<3 umarım severek beğenerek okursunuz canlarımmm HİKAYE Arabanın kapısını açmış nemli havaya kendimi bırakmıştım. 5 günlük kiraladığımız villaya bakış atmış ardından diğerlerine yardımcı olmak adına arabanın arkasına ilerlemiştim. Tuttuğumuz yer denize çok yakındı ve buradan kokusunu alabiliyordum. Şimdiden bütün yorgunluğumu atmış gibiydim. Taenin bana uzattığı küçük bavulumu almış jeonla göz teması kurmuştum. Batan güneş gözlerine vuruyor kahverengileri resmen parlıyordu. Arabada yaşadığımız dakikalar aklıma gelmiş gülümsemekten kendimi alamamıştım. Bakışları yüzümde gezerken hafifçe gülümsemiş yanımdan geçip taeye yardım etmeye başlamıştı. Herkesi arkamda bırakarak villaya ilerlemeye başlamıştım. Kapının önünde minayı beklemeye başladım. Yaşayacağımız tatil için şimdiden heyecanlanmaya başlamıştım. Jeonla aramız hala soğuktu fakat en azından birbirimizin yüzüne bakabiliyorduk. Arkamı döndüğümde minanın gülümseyerek yanıma geliyordu. Mn: çok heyecanlıyım. Gülümsemiş onu başımla onaylamıştım. y/n: bu tatilin her şeyi düzelteceğine inanmam normal mı? Göz ucuyla jeona bakmış onun da bana baktığını fark etmemle gözlerimi kaçırmıştım. Mina elindeki anahtarla kapıyı açarken umut dolu soruma yanıt vermişti. Mn: siz barışmamış mıydınız? Derin bir nefes vermiş hala bana bakmakta olan jeona bakmamak için savaşmaya devam etmiştim. y/n: barıştık ama şimdilik. Asıl sorunumuzu çözmeden hiçbir yere varamayacağız. Dudaklarını ince bir çizgi haline getirmiş kapıyı açmıştı. Mina koluma girerken bende bavulumu peşimden sürüklemeye başladım. Jeon artık bizi göremezdi bakışlarının ağırlığından kurtulmuştum. Derin bir nefesle villanın temiz havasını içime çekmiştim. Çok ferahtı ve dışarıdaki basık havadan eser yoktu. Minayla kol kola ahşap merdivenlere ilerledik. Mn: eminim bu tatil aranızdaki sorunları çözmede yardımcı olacak. Modumu yükseltmek istercesine omuz atmıştı. Mn: çok güzel anılar biriktireceğiz çok heyecanlıyım. y/n: bende Zar zor da olsa merdivenlerden bavulları çıkartmış odalara ilerlemiştik. 3 tane oda vardı. Mina ile tae beraber yatacaklarını söylemişlerdi. Fakat jeonun yanıma gelip gelmeyeceğini bilmiyordum. Gelmesini ne kadar istesem de bu konu hakkında ona hiçbir şey demeyecektim. Mina seçtiği bir odaya girerken bende önümdeki beyaz kapıyı açtım. Kocaman camları olan oda gayet büyüktü. Gözüme direk odanın ortasında bulunan iki kişilik yatağa kaydı. Üstünde tertemiz çarşaflarla örtülmüş resmen atlamam için beni kendine çekiyordu. Bavulu arkamda bırakıp camların önüne ilerledim. Arka bahçedeki havuza bakıyordu. Hava karardığı için havuzun ışıkları açıktı ve çok güzel duruyordu. Bahçeyi izlemeye dalmışken kapının oradan gelen seslerle o tarafa döndüm. Jeon derin bakışlarını gözlerime kilitlemişti. Bakışlarım elindeki bavulu ile gözleri arasında gidip gelirken bütün vücudumla ona döndüm. y/n: burada mı kalacaksın. Kaşlarını çatmış benim bavulumu da içeri alarak kapıyı kapatmıştı. Jk: kalmayayım mı? Sorduğu soruyla afallamıştım. y/n: yoo kal yani ben yanımda yatmak isteyip istemeyeceğinden emin değildim. Yavaş adımlarla yanıma gelmiş bir elini yanağıma yerleştirmişti. Dokunuşuyla gözlerim kapanırken parfümünün kokusu burnuma dolmuştu. Jk: bu tatili planladığımızdan beri seninle burada uyuma hayali kuruyorum ve sen emin olmadığını mı söylüyorsun. Yutkunmuş yanağımı tutan elinin üzerine elimi yerleştirmiştim. Bedeninin sıcaklığı kokusu her şeyi beni kendine çekiyordu. Üst vücutlarımızı birbirine yaslamış gözlerimi kahverengi gözlerine kilitlemiştim. y/n: beraber yaşayacağımız her an için çok heyecanlıyım ama... Jk: ama ne? Bakışlarımı kaçırmış göğsüne odaklamıştım. Y/n: ama uyku haplarım konusunda ortak noktaya varamadıkça sanırım içim rahat etmeyecek. Jeon rahatsız bir nefes vermiş ellerini bel boşluğuma yerleştirmişti. Jk: bu ilaç meselesini sonra gündemimiz haline getireceğiz. Bunu arabada da konuşmuştuk ve sende onaylamıştın. y/n: o zaman mantıklı bir karar gibi gelmişti ama şimdi sadece tek istediğim aramızın eskisi gibi olması. Anlaşamadığımız hiçbir konu olmasını istemiyorum. Ortak bir noktada buluşmak böylece huzurlu bir tatil geçirmek istiyorum. Yoksa bütün tatil boyunca bu konu aklımdan çıkmayacak ve sadece moralimi bozacak. Jeon bakışlarını pencereye çevirmiş bir süre dışarıyı izlemişti. Hiçbir şey söylemeden vereceği cevabı bekledim. Jk: y/n... ben hiçbir zaman senin o ilaçları kullanmanı kabullenemeyeceğim. Önce bunu bil. Senin de tek derdin uyumak olduğuna göre bu gece bir deneme yapalım. Tam itiraz etmek için dudaklarımı aralayacaktım ki delici bakışlarıyla sustum ve sözünü bitirmesini bekledim. Jk: o ilaçları kullanmadan uyuyabilmen için elimden geleni yapacağım ve eğer başarılı olabilirsem sende kullanmayı bırakacaksın. Yutkunmuş bende aklımdakileri söylemek adına dudaklarımı aralamıştım. y/n: öncelikle tamam dediğin gibi yapalım ama bu gece olmasın. Şu an çok yorgunum ve gerçekten güzel bir uykuya ihtiyacım var. Jeon dudaklarını büzmüş bir süre düşündükten sonra beni başıyla onaylamıştı. Jk: tamam o zaman yarın gece olsun. y/n: ve eğer başarılı olamazsan ne olacak. Yani yarın gece bana vaat ettiğin gibi uyuyamazsam ne yapacağız. Jk: seni uyutabileceğimden eminim. y/n: jeon peki ya uyuyamazsam. Jk: bunu düşünme. Uyuyacaksın. Kapının çalması ve açılmasıyla jeon ellerini belimden çekmiş kapıya yönelmişti. mina gülümseyerek bize bakıyordu. Mn: hadi yemeğe gelin. Ev sahibi buzdolabını sonuna kadar doldurmuş çok güzel şeyler var. Hadi hadi! Minanın heyecanla merdivenlerden inmesini izlerken gülümsemiş jeona bakmıştım. Jeonda göz kırpmış dudağıma minik bir öpücük kondurmuştu... Mutfağın camından ışıkları yanan havuzu izliyordum. Evde huzurlu bir sessizlik vardı. Tae nin uykusu geldiği için minayla beraber uyumaya çıkmışlardı. Jeonda üstünü değiştirmek için gitmişti. Kendimi bir an çok huzurlu hissetmiştim. Elimdeki bardağı tezgaha bırakmış derin bir nefes almıştım. Jeonla yemekten önce konuştuklarımız aklımdan çıkmıyordu. Ilaç kullanmama alışamayacağını açık açık söylemişti. En azından onun için bir gece denemeyi kabul etmiştim sanki daha önce denememiş gibi. Umudum yoktu fakat bunu jeona söylemenin de anlamı yoktu. Eğer işe yaramazsa ne yapacağımız hakkında bir fikrim yok fakat şu an bunu düşünmek istemiyordum. Emin olduğum tek şey jeona olan sevgimdi ve onun da beni aynı şekilde sevdiğini ve değer verdiğini biliyordum. Hiçbir zaman ilgisini saklayan biri olmamıştı. Bende ona hiç söylemesem de içten içe onun bu ilgisini çok seviyordum. Belime dolanan sıkı kollarla irkilmiş fakat jeon olduğunu anlamıştım. Hafifçe gülümsemiş fakat bakışlarımı havuzdan ayırmamıştım. Jk: uykun var mı? Kulağıma eğilmiş ardından bir kolunu belimden çekip tezgaya dayanmıştı. Başımı olumsuz anlamda sallamış kulak hizamda olan çenesine yaslamıştım. Jk: hmm... ne yapalım istersin. Dudağımın büzmüş tezgahta olan eliyle oynamaya başlamıştım. Jeon kafasını kaldırmış ışıkları parlayan havuzu izlemeye başlamıştı. Mutfakta sadece ikimizin nefes sesleri duyuluyordu. Jk: yüzelim mi? Sorduğu soruyla doğrulmuş kaşlarımı çatmıştım. y/n: şimdi mi? Gülümsemiş çoktan elimi tutmuş beni arka kapıya yönlendirmişti. Jk: evet şimdi Bakışlarımı ikimizin üstünde gezdirmiş ardından karanlıkta parlayan gözlerine bakmıştım. Mutfakta sadece davlumbazdan gelen ışık vardı ve bu ışıkta çok yakışıklı duruyordu. Y/n: üstümüzde kıyafetler var jeon emin misin? Çoktan beni arka bahçeye çıkarmıştı. Elimi sıkıca tutmuş asla bırakmıyordu. Jk: hiçbir şey olmaz sevgilim hadi. Havuzun kenarına gelmiş jeon benim ve kendi cebinden telefonları çıkarmış şezlonglardan birine bırakmıştı. Karşımdaki karizmatik sevgilime baktıkça gülümsememe engel olamıyordum. y/n: şu an ne kadar yakışıklı göründüğünün farkında mısın? Saçların şu an o kadar güzel ki eminim ıslatmak istemezsin. Burnundan gülmüş kaslı kollarını bedenime sarmıştı. Dudaklarını kulağıma yaklaştırmış fısıldayarak konuşuyordu. Jk: iltifatların için çok teşekkür ederim sevgilim ama fikrimi değiştiremezsin. DEVAMI ALTTA

Ay part 2 çabuk gelsinnnnnnnn

Part 2 hemen gelsinnn

Devami gelebilir yaaaa baya iyi çünküü

Prt 2 gelince haber verinn

Part 2 gelsınnn

İzmek istemem ama videonun yarısı arabada geçmiş bence ama çok güzel olmuş ellerine sağlık❤❤

1-Bunun devamı yok. 2-Millete part 2 yazacağım diyip one shot yazdığın şeyi 2 bölümlük gibi göstermişsin. Bu iş böyle yapılmaz. Devamını yazıp atacağım nedir Allah aşkına?? Başarılı bir yazar olmak istiyorsan böyle yapma. Ne abonen artar nede videoların beğenilir.

Bence part 2 gelmeli

Ama burada bitemez bir fena oldum bayıldım ahahhaha

Bence part 2 yap ve yn ile jungkook un kavga lari hakkinda ne konuşacaklarinı tatillerinin nasıl gecicegini yaz ama yine senin kararin

Part 2 yapmalısın

umarım severek beğenerek okursunuz HİKAYE Camdan akıp giden yolu izliyordum. Mina kucağımdaki başını hareket ettirmiş fakat uykusunu bölmeden uymaya devam etmişti. Derin bir nefes vermiş ön koltukta oturan jeona bakmıştım. 2 gün önce kavga etmiştik. Uyumak için uyku ilaçlarıma ihtiyacım vardı ve o bunu anlamamak için elinden geleni yapıyordu. Son kavgamızda her zaman olduğu gibi ilaçlar yüzündendi. Onları kullanmamı istemiyor kendimi zehirlediğimi düşünüyordu. Halbuki ben sadece onlarla uyuyabiliyordum. Kaç kere ilaçlarımı kullanmamayı denemiştim ama olmuyordu işte. Gözüme gram uyku girmiyor geceler korkunç bir hal alıyordu. Bakışlarımı tekrar camdan dışarı çevirdim. Iki gün önce bana söylediği sözler kafamın içinde yankılanıyordu. İKİ GÜN ÖNCE Jk: yine bunları kullandığına inanamıyorum! Dağılan saçlarımı elimle geriye atmış gözlerimi devirmekten kendimi alamamıştım. Sabah sabah gözlerimi kavganın içine açmıştım ve bu hiç hoşuma gitmemişti. y/n: uyuyamıyorum Sinirle elini saçına geçirmişti. Jk: uyuyabilirsin y/n! Illaki uyuyacaksın! Şunları kullanmayı bir bıraksan, kendini zehirlemeyi bir bıraksan uyku düzenin eminim ki yoluna girecektir! Karşıma geçmiş hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi söylenmesi benim de sinirlerimi bozmaya başlamıştı. y/n: denemedim mi sanıyorsun?! Kullanmamayı denedim! Olmuyor işte! Gözüme gram uyku girmiyor! Hayatım mahvoluyor görmüyor musun?! Kararlılıkla bakan gözlerini gözlerimden ayırmadı. Jk: bende sana kendini zehirliyorsun diyorum! Sabah seni uyandırmaya çalıştım, gözünü bir türlü açmadın! Bir gün hiç uyanamayacaksın o olacak! Derin bir nefes vermiş oturduğum yataktan kalkıyordu. y/n: abartıyorsun jeon. Sadece uyuyordum. Jk: abarttığım falan yok! Sana kaç kere söyledim!! Sinirden gerilen bedenine yaklaşmış ellerimi omuzlarına yerleştirmiştim. Sabah sabah tek istediğim sevgilimden güzel bir öpücük almak ve kahvaltı yapmaktı. y/n: tamam jeon. Haklısın sevgilim lütfen şimdi bir şeyler yiyelim. Jeon kaşlarını çatmış benden uzaklaşmıştı. Jk: beni dinlemiyorsun değil mi? Sıkıntıyla nefesimi vermiş omuzlarım düşmüştü. y/n: dinliyorum tabi ki sevgilim. Sadece sonra konuşalım şu an çok açım lütfen. Başını olumsuz anlamda sallamıştı. Jk: ne dersem diyeyim ne yaparsam yapayım senin için hiçbir şey ifade etmiyor. Elindeki kutuyu kucağıma fırlatmış evden çıkmıştı. ŞİMDİ Ağaçlar yolda akıp giderken düşüncelere dalmıştım. Aramızı nasıl düzelteceğim bu saatten sonra ne yapacağım bilmiyordum. Tatilimizi çok önceden planladığımız için ikimizde gitmek zorunda kalmıştık. Mina ile taenin tatilini de bozmamak için jeonla kavga çıkarmamaya karar vermiştim. Bizim tatilimiz kötü geçecek diye diğerlerinkini de zehiretmeye gerek yoktu. Bakışlarım tekrar ön koltukta oturan jk a kaymıştı. Yüz hatları batmakta olan güneş ışığıyla parlıyordu. Onu iki günde çok özlemiştim. Kokusunu dudaklarını her şeyini. Şu an barışmak için her şeyimi verirdim fakat onun barışmak istemediğine emindim. Tae: şurada benzinlik var giriyorum. Jeon başıyla onaylamış ardından benzinliğe girmiştik. Mina kucağımda kıpırdanmış ardından gözlerini açmıştı. Mn: geldik mi? y/n: sadece mola verdik. Kucağımda doğrulurken etrafına bakınıyordu ben ise kemerini açan sevgilimden gözümü alamıyordum. Gözleri gözlerimle buluştuğunda irkilmiş fakat gözlerimi kaçırmamıştım. Bir süre baktıktan sonra arkasını dönmüş taeyle beraber arabadan inmişlerdi. Sıkıntılı bir nefes vererek kapımı açmış bende boğucu havaya kendimi atmıştım. Denize yaklaşatıkça nem artıyordu. Minanın da ardımdan arabadan inmesiyle yanıma gelmiş koluma girmişti. Mn: kahve alacağım gelir misin? Başımla onaylamıştım. Mina diğerlerine de isteyip istemediklerini sormuş benzinliğin içine ilerlemeye başlamıştık. Mn: hala küs müsünüz? Sorduğu soruyla zaten bozuk olan moralim iyice bozulmuştu. y/n: evet, Baksana suratıma bile bakmıyor. Mina elini omuzuma koymuş yavaşça okşamıştı. Mn: bir varalım barışacağınıza eminim. Bu tatil ilişkinizi yenilemek için bir fırsat. Pozitif bakması hoşuma gitmişti fakat ben böyle düşünemiyordum. Ben uyku ilaçlarımı bırakmadığım sürece şimdi barışsak bile yine kavga edecektik. Bende ilaçları bırakamayacağıma göre her şey çok kötü olacaktı. Derin bir nefesle kahve makinasına yürüyen minjiyi takip etmiştim. Aklımdaki kötü düşüncelerle rafları incelemeye başladım. Bir sürü çikolata ve abur cubur vardı. Gözüme ilişen jelibonlarla oraya ilerlemiş bakmaya başlamıştım. Mn: alalım mı canım çekti? Başımla onaylarken hafifçe gülümsemiştim. y/n: benim de, sen kahveleri al ben bunların parasını öderim. Birkaç jelibonu seçmiş kasaya ilerlemiştim. Çalışana parayı verdikten sonra benzinlikten çıkmış arabaya doğru yürümüştüm. Jeonla taehyung sigara içerek konuşuyorlardı. Bana kendimi zehirlediğimi söylüyordu fakat asıl kendisini zehirleyen oydu. Jeonun bakışları beni bulmuş kısa bir süre elimdekilere bakmış ardından dikkatini tekrar taeye vermişti. Yanlarına vardığımda yüzüme yalandan bir gülümseme koymuştum. y/n: jelibon ister misiniz? Tae kare gülüşünü sunmuş başıyla onaylamıştı. Tae: mina nerede? y/n: gelir şimdi kahveleri alıyordu. Bakışlarımı arada bir jeona çeviriyor ardından gideceğimiz yer hakkında konuşan taeye bakıyordum. Jeon yanımdayken ve ben aramıza mesafe koymak zorundayken odaklanmakta zorlanıyordum. Bir süre sonra muhabbeti dinleyemeyeceğimi fark etmiş ve arabaya ilerlemiştim. y/n: ben arabadayım Tae beni başıyla onaylarken jeon hiçbir tepki vermemişti. Beni görmezden gelmesi sinirlerimi bozuyor kalbimi kırıyordu. Arka koltuğa ağırlığımı vermiş ön camdan güneşin batışını izlemeye başlamıştım. En azından tatile gidiyordum değil mi? Birazcık heyecanlı olmalıydım ama onun yüzünden olamıyordum işte. Keşke her şey daha kolay olsaydı... Kapıların açılmasıyla doğrulmuştum. Mina yerine jeonun arka koltuğa oturmasıyla bir süre ona bakmıştım. Bakışları çok kısa bir süre gözlerimde kalmış ardından cama yönelmişti. Mina jeonun yerine geçerken tae de tekrar şoför koltuğuna yerleşmişti. Mina her zamanki gibi radyoyu açmış sesini neredeyse fullemişti. Jeonu umursamamaya çalışarak müziği dinlemeye başlamıştım... Hava iyice kararmış arabadaki müzik çalmaya devam ediyordu. Tamamen karanlığa bürünmüş yolları izliyordum. Arada bir yanımızdan arabalar geçiyordu fakat o kadardı. Başka ev ya da insana dair hiçbir şey yoktu. Bacağımda bir el hissetmemle jeona baktım. Karanlıkta parlayan gözleriyle bana bakıyordu. Yol boyunca ilk defa bana bu kadar uzun bakmıştı. Eli bacağımın üstünde hareket ederken koltukta kaymış yanıma gelmişti. Kalbim benden izinsiz hızlanmaya başlamıştı. Sıcak nefesi tenime vururken dudaklarını kulağıma yaklaştırdı. Jk: tatilimizi mahvetmeyelim. Olur mu? Içime bütün yol boyunca beklediğim heyecan sonunda gelmişti. bende onun yaptığı gibi fısıldamaya başladım. y/n: bence de. Jk: ama hala konuşacaklarımız var Söylediği şey birazcık moralimi bozsa da hala çok heyecanlıydım. y/n: tamam Jeonun eli bacağımın derinliklerine ilerken nefes alışlarım hızlanmaya başlamıştı. Onun yakınlığı ve dokunuşları kontrolümü kaybetmeme neden oluyordu. Şortumun altında çıplak kalan bacağımı okşarken parlayan gözlerimi gözlerimden ayırmıyordu. Duymamaları için sesimi iyice alçaltarak ve jeonun kulağına yaklaşarak konuşmak zorunda kalmıştım. y/n: arabadayız ve şuan arkadaşlarımız önde oturuyor. Jk: müzik yüksek sadece sessiz ol yeter DEVAMI ALTTA

umarım severek beğenerek okursunuz yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorumm . . . . . . HİKAYE Önümde dünyanın sonuna kadar uzanıyormuş gibi görünen tarlayı izlerken kendimi düşüncelere kaptırmıştım. Hayatımızda olan bütün terslikler üst üste gelmiş. Yanımda sessizce arabayı kullanana tae ye baktım. Batmakta olan güneş yüzüne vuruyor hatlarını belli ediyordu. Ona baktığımı fark etmiş yüzünü bana dönmüştü. Bakışları kısa bir süre yüzümde ve şişmiş karnımda gezdikten sonra tekrar önüne dönmüştü. Tae: iyi misin sevgilim? Dudaklarımı birbirine bastırmış oturduğum yerden birazcık dikleşmiştim. Saatlerce arabada oturmak tahmin ettiğimden daha kötüydü. y/n: belim ağrımaya başladı. Ne kadar yolumuz kaldı? Tae: 3 saat. Karşımıza çıkan ilk benzinlikte duracağım merak etme. Başımla onaylamış elimi karnıma götürmüştüm. Sekiz aylık hamileydim. Bir kızımız olacaktı. Doğuma bu kadar yakın uzun yolculuk yapmamam gerektiğini biliyordum fakat zorunda kalmıştık. Babaannem çok hastaydı. Iyileşecek mi emin değildim. Yıllardır onu göremediğim için yanına gitmek istiyordum. Tae beni çok vazgeçirmeye çalıştı fakat geç kalacağımdan korkuyorum. Eğer onu son bir kez göremezsem hayatım boyunca pişman olacaktım. Doğuma zaten daha bir ay vardı. Içimdeki sıkıntıyla derin bir nefes vermiştim. Taenin sıcak elini elimin üzerinde hissettim. Elimi dudaklarına götürmüş minik bir öpücük kondurmuştu. Tae: her şey iyi olacak merak etme. Gülümseyerek söylediği cümleye inanmaktan başka şansım yoktu. Içimde bir sıkıntı vardı. Babaannemi kaybetmekten çok korkuyordum. y/n: korkuyorum. Tae: sters yapmamaya çalış olur mu? Minik bebeğimiz için. Gülümsemiş şişmiş karnıma bakmıştım. Bebeğimizi hissetmek biraz olsun kendimi toparlamama yardımcı olmuştu. Bakışlarımı camdan dışarı yönelttim. Bir köyün yanından geçiyorduk. Tavuklara bakarken gülümsememe engel olamamıştım. Güneşin kızıllığı her yeri sarmıştı. Aşık olduğum adam yanımdaydı. Ben iyiydim ve babaannem iyi olacaktı. Içimi saran pozitiflikle derin bir nefes almıştım. Karnıma ufak bir sancı saplanmıştı. Elimi karnıma götürüp okşadım. Bebeğimin minik ayağını avucumun içinde hissetmemle gülümseyip taeye döndüm. y/n: tekme atıyor. Burnundan gülmüş elini elimi yanına koymuştu. Tekrar karnıma bir sancı saplanmış çok geçmeden taenin heyecanlı sesi arabaya yayılmıştı. Tae: hissettim. Her seferinde aynı heyecanı göstermesi ile gülümsemiştim. Hayatımda gördüğüm en iyi babaydı o. Tae: çok hırçın bir kızımız olacak galiba. Tekrar karnıma bir sancı saplanmıştı fakat bu diğerlerinden daha güçlüydü. Ufak bir inilti bırakıp kaşlarımı çattım. Bakışlarım karnıma kaydı. y/n: galiba haklısın. Karnıma giren bir diğer sancı ile taenin kolunu tutup sıkmıştım. Sancılar gittikçe kuvvetleniyordu. Tae: iyi misin? y/n: canım yanıyor. Çok geçmeden karnıma saplanan ağrı ile inlemiştim. Tae arabayı sağa çekmiş bütün vücuduyla bana dönmüştü. Canım çok acıyordu. Korkmaya başlamıştım. Tae: y/n iyi misin ne oluyor? Derin bir nefes almış dinen sancılar ile birazcıkta olsa sakinlemiştim. y/n: iyiyim galiba. Taenin koluna tırnaklarımı geçirdiğimi yeni fark ediyordum. Elimi gevşetmiş koluna bakmıştım. y/n: kolun. Tae: kolumu boş ver y/n sen iyi olduğuna emin misin? Su ister misin? Başımla onaylamış arka koltuktan uzanıp su almasını izlemiştim. Elimi karnıma götürmüş yavaşça okşamıştım. Canımı çok yaktın kızım sorun ne. Tae su şişesinin kapağını açmış bana uzatmıştı. Suyu almış dudaklarıma götürmüştüm. O an karnıma saplanan şiddetli sancı ile su ellerimden kaymış yüzümü buruşturmuştum. Tae: y/n! Bütün karın kaslarım geriliyordu. Dışarı çıkmak için zorladığını hissetmeye başlamıştım. y/n: taehyung... Tae endişeli gözlerle beni izliyordu. y/n: taehyung galiba doğuruyorum. Karnıma saplanan feci ağrıyla çığlık atmıştım. Nefesim kesiliyordu. Hayır şimdi olmaz. Şu an olamazdı. Tae: ne?! Ellerim deli gibi titriyordu. Bir elimle taenin kolunu diğer elimle oturduğum koltuğu sıkıyordum. y/n: TAE BİR ŞEY YAP!! Karnıma deli gibi sancılar saplanıyordu. Nefes almakta zorluk çekmeye başlamıştım. Kendimi çok çaresiz hissediyordum. Arabanın çalışmasıyla bütün vücudumu koltuğa yaslamıştım. Tae hızla geri dönmüştü. Tae: nefes al y/n sakin ol! Taenin yolda gördüğüm köye gitmeye başladığını fark etmemle karnıma giren ağrıları görmezden gelerek bağırmaya başladım. y/n: HASTANE!! HASTANEYE GİDELİM!! Tae: y/n sakin ol! Eminin köyde bir hastane vardır!! Sakin ol tamam mı sadece nefes al! Tae çok hızlı gidiyordu. Başım dönmeye başlamıştı. Gözlerimden akan yaşlar çenemden damladığında fark ettim ağladığımı. Vücudumdaki acı o kadar fazlaydı ki bebeğime bir şey olduğundan korkuyordum. Daha erkendi. Bu kadar acı çekmem normal mi? Karnıma ardı ardına saplanan sancılarla taenin kolunu sıkmış gözlerimi sıkıca kapatmıştım. Arabada benim çığlıklarım yankılanıyordu. Gözlerimi anlığına açmış köye girdiğimizi görmüştüm. Tae arabayı durdurmuş canımı açmıştı. Tae: karım doğuruyor! En yakın hastane nerede! X: hastane buradan 20 dakika uzakta yetişmez çabuk köyün ebesine gidin. Kulaklarıma gelen sesle bağırmaya başlamıştım. y/n: OLMAZ!! HASTANEYE GİDELİM TAE! Tae bana dönmüş terden ve gözyaşından ıslanmış yanaklarıma ellerini koymuştu. Tae: sevgilim beni dinle! Zamanında hastaneye yetişemeyiz! Lütfen dayan. y/n: AAAAAAAHHH Bacaklarımın arasından sıcak bir sıvının aktığını hissetmiştim. Canım çok yanıyordu. Tae: nerede bu ebe!! X: hemen şu ev Tae tekrar arabayı çalıştırmış bir süre sonra durmuştu. Her yerim ağrıyordu. Sancılarım kesildiğinde hıçkırarak ağlıyor tekrar başladığında çığlık atıyordum. Canım çok yanıyordu ve çok korkuyordum. Nefesim daralıyordu. Kapımın açıldığını hissetmemle ıslak yüzüme rüzgar vurmuştu. Tae kemerimi çözmüş kollarını etrafıma sararak beni kucağına almıştı. Tae: dayan güzelim geldik. Etrafımızda birçok ses vardı fakat sadece taenin sesini ayırt edebiliyordum. Nefes nefesiydi ve beni bir eve sokuyordu. Hızlıca bir odaya girdi ve beni yatağa yatırdı. Karnıma saplanan ağrıyla bağırmaya başladım. Sıkıca kapalı tuttuğum gözlemi açmış taenin endişeli gözleriyle karşılaşmıştım. Kirpikleri ıslaktı ve dudağını ısırıyordu. Tae: derin nefes al güzelim Nefes almak çok zordu. Etrafımda kırklarında bir kadın koşturuyor bir şeyler alıyordu. Odada daha önce görmediğim çok yüz vardı. E: eşofmanını çıkar çabuk. Tae hızlı eşofmanını çıkarmış ardından sırılsıklam olmuş kilodumu çıkarmıştı. Kadın bacaklarımın üzerine bir şey örtmüş ardından önüme geçmişti. Derin derin nefesler almaya çalışıyordum. ellerini dizlerime koymuş gözlerimin içine bakmıştı. E: kızım sana söylediğimde ıkınacaksın duydun mu beni? Ne kadar canın yanarsa yansın ıkınmaya devam et ve nefes almayı unutma. Tamam mı?! Gözlerimden akan yaşlarla onaylamış karnıma giren diğer bir sancıyla daha çığlık atmıştım. Kadın koyduğu örtünün altına girmişti. Taenin elini sıkıyordum. Bakışlarımı başımda dikilen taeye çevirdiğimde o da bakışlarını kadından çekmiş gözlerime kilitlemişti. Bir eliyle saçımı okşamaya başlamıştı. Tae: nefes al sevgilim. Sadece gözlerine bakıyor bütün bu yaşananların bir kabus olmasını diliyordum fakat her şey çok gerçekti. y/n: korkuyorum. Islak alnıma bir öpücük kondurmuş elimi hafifçe sıkmıştı. Tae: inanır mısın bende çok korkuyorum. E: ıkın! Ebe olduğunu tahmin ettiğim kadının sesini duymamla karnıma bir sancı saplanmış bende ıkınmaya başlamıştım. Derimin yırtıldığını hissediyordum ve avazım çıktığı kadar bağırıyordum. Bütün vücudum ağrıyordu. Nefesim kesilene kadar ıkınmaya devam ettim. Nefesim kesildiğinde derin bir nefes almış kendimi serbest bırakmıştım. Kadın örtünün altından çıkmış çatık kaşlarıyla yüzüme bakmıştım. E: sadece bunu mu yapabiliyorsun! Böyle olmaz daha sert! Tamam mı! Şimdi daha sert ıkın! Elimden geldiğince ıkınıyordum fakat acım ve ağrılarım devam ediyordu. Köyde benim çığlıklarım yankılanıyordu. Nefesim kesildiğinde derin bir nefes almış ıkınmaya devam etmiştim. E: kafasını görüyorum daha sert yoksa bebeğini kaybedeceksin!! DAHA SERT! Bütün gücümle ıkınmaya başlamıştım. Derim yırtılıyordu. Canım çok yanıyordu. Gözlerimden yaşlar akıyordu fakat ağlayamıyordum bile. Çığlık atmaktan sesim kısılmıştı. Ne kadar ıkındım bilmiyorum fakat bir süre sonra rahatladığımı hissetmiştim. Ikınmayı bırakmış derin derin nefesler almıştım. Bütün odada bir sessizlik hakimdi. Neden ağlamıyordu. Kadın kucağında kızımda doğrulmuş bir şeyler yapıyordu fakat bacağımdaki örtüden dolayı göremiyordum. Bakışlarımı taeye çevirdim. Ağlayarak o tarafa bakıyordu. Korkmaya başlamıştım. y/n: tae ne oluyor? DEVAMI ALTTA

Devamı ne zaman gelir

🎉🎉🎉🎉🎉🎉🎉🎉🎉🎉🎉🎉🎉🎉🎉🎉🎉🎉🎉🎉🎉🎉

Çok güzel olmuş ellerine sağlık... 💜✨

100 ABONE OLMUŞUZZZ CANLARIMM çok istendi bende özle bölüm yaptım. biraz kısa oldu umarım beğenirsiniz keyifli okumalar HİKAYE Saçımı havluyla kurularken aynada kendi yansımama bakıyordum. Ya ben güzelleşmiştim ya da psikolojik olarak öyle hissediyordum. Jeonla tekrar birlikte olma düşüncesi kalbimde kelebekler uçuşturuyordu. Istemeden yüzümde beliren sırıtmayı fark etmemle kendimi toparladım. Kapının çalmasıyla hızla elimdeki havluyu fırlatıp koşar adımlarla kapıya ilerledim. Kimin geldiğini çok iyi biliyordum ve gülmekten kendimi alamıyordum. Kapıyı yavaşça açmış dağınık saçlarıyla dikilen jeonla karşılaşmıştım. Gülümsememi silmiş yalandan bir ciddilikle gözlerine bakmıştım. Jk: y/n? Far görmüş tavşan gibi gözlerime bakıyor sanki düne dair yaşadıklarımızı hatırlamaya çalışıyor gibiydi. Kapıyı açmış içeri girmesi adına yana çekilmiştim. Başta sorgulayarak yüzüme baktı fakat çok bekletmeden içeri adımladı. Kapıyı kapatıp arkamı döndüğümde bedenlerimizin birbirine çok yakındı. Kaşlarını çatıp aşık olduğum gözlerini gözlerime dikmişti. Jk: dün... dün bana söylediklerin bir rüya mıydı? Hiçbir şey demeden gözlerine bakmaya devam ettim. Çok yakışıklıydı. Yıllar önceki gibi sadece bana ait olması için yanıp tutuşuyordum. Ilişkimizin başlarında onu nasıl kıskandığımı hatırladım. Yanında herhangi bir karşı cins görmem kendimi yiyip bitirmem için yetiyordu. O kadar güzel kız varken beni neden sevdiğini anlayamıyordum. Bunu ona söylediğimde bayıldığım gülümsemesini sunmuş sadece beni seveceğini sevmek için hiçbir sebebe gerek olmadığını söylemişti. Tam olarak dedikleri dün gibi aklımdaydı. Bırak başka kızları hayatıma sen girdiğinden beri gözüm başka kimseyi görmüyor güzelim. Sen benim hayatıma giren en güzel en değerli şeysin böyle gereksiz şeyler için kendini üzmeni istemiyorum, demişti. Bu sözlere o kadar bağlanmıştım ki onu kaybettiğimde bu sözler aklıma geliyor ağlamaktan kendimi alamıyordum. Hala bana sorgulayarak bakan gözlere odaklandığımda hiçbir şey değişmediğini hissetmiştim ve bu içimi huzurla doldurmuştu. y/n: rüya değildi. Sertçe yutkunup zaten çatılı olan kaşlarını iyice çatmıştı. Jk: yani beni affettin mi? Hala inanamıyor gibiydi. Burnumdan gülmüş onun için yanıp tutuşan vücudumu vücuduna daha da yaklaştırmıştım. y/n: seni affettim jeon. Ama şunu bil ki bu saatten sonra herhangi bir hata daha yaparsan bir daha yüzümü dahi göremezsin. Jk: sana yemin ediyorum y/n... bir daha ağlamana, üzülmene izin vermeyeceğim. Bir daha hiçbir şey bizi ayıramayacak. Kararlılıkla gözlerimin içine bakması ile bütün vücudum heyecandan titredi. Ah sevgilim nasıl da özlemişim. Jeonun gözleri dudaklarıma kaymış bir süre orada dolanmıştı. Jk: seni öpmek istiyorum. Bunu izin almak için söylediğinin farkındaydım. Benden izin alması çok hoşuma gitmişti. Kocaman sırıtmış dudaklarıma bakan gözlerine bakmıştım. y/n: öp o zaman Ellerini yavaşça önce omuzuma ardından boynuma çıkarmıştı. Dokunuşuyla yanıp tutuşurken sertçe yutkunmuştum. Nefesi tenime çarpıyordu. Yüzünü yüzüme yaklaştırmış yavaşça dudaklarımızı değdirmişti. O kadar güzel öpüyordu ki bir an dizlerimin bağı çözüldü. Ayakta durmak adına ellerimi pazılarına yerleştirmiş destek almıştım. Dudakları resmen dudaklarımla dans ediyordu. Jk: seni dünden çok yarından az seviyorum... ( bir tane filmde duymuştum çok hoşuma gitti) Öpüşmemizin arasına sıkıştırdığı cümlesi ile zaten hızlı atan kalbim daha da hızlanmış göğüs kafesimi zorlamaya başlamıştı. Bu öpücüğün yatakta biteceğinin farkındaydım ve bunu her şeyden çok istiyordum. Jeon bir elini belime yerleştirmiş alt bedenlerimizin birleşmesini sağlamıştı. Öpüşmemiz derinleşirken bacaklarımın arası sızlamaya kalbim resmen orada atmaya başlamıştı. Vücudum onun için yanıp tutuşuyordu. Bedenlerimizi ayırmadan beni koltuğa yöneltmiş yavaşça yatırmıştı. Ellerim boynunda ve saçlarında geziniyordu. Dudakları dudaklarımdan ayrılmış gözleri tekrar gözlerimle buluşmuştu. Derin bakışları altında erirken öylece zevkten kayan gözlerimle yüzünü incelemiştim. Jk: seni çok özledim... Dudaklarını yavaşça yanağıma bastırmış aynı zamanda kokumu içine çekmişti. Ben altında kıvranırken o kokulu öpücüklerini tenimin her yerine bastırıyordu. Boynuma geçtiğinde nefesi beni huylandırmıştı. Boynumu bükmüş ne zaman kapattığımı fark etmediğim gözlerimi açmıştım. Gözlerimiz buluştuğunda jeon gülümsemiş tekrar yanağımı öpmüştü. Jk: her şeyini seviyorum. Bir daha sensiz kalmayı göze alamam. Artık göt göte yaşayalım benden bir saat bile uzak kalmanı istemiyorum. Gülmüş saçındaki elimi yanağına çekmiştim. Pürüzsüz yanağını başparmağımla okşadığımda gözleri huzurla kapanmıştı. Daha fazla bekleyebileceğimi sanmıyordum. Kafamı kaldırmış resmen öpmem için yalvaran dudaklarını öpmeye başlamıştım. Sanki bu anı bekliyormuş gibi güçlü kolları koltukla arama girmiş yanında küçücük kalan bedenimi kendine çekmişti. Altımda sertleşmiş erkekliğini hissetmemle bütün kontrolümü kaybetmiştim. Öpüşmemiz iyice derinleşmiş derin nefeslerimizin sesleri bütün evi kaplamıştı. Ensesinden onu kendime daha çok çekiyordum. Sanki ne kadar yakın olursak olalım yeterli olmayacakmış gibi geliyordu. Oturmuş beni de kucağına oturtmuştu. Artık bütün ağırlığımla üstünde oturuyordum ve zevkten gözlerim kayıyordu. Jk: daha fazla dayanamayacağım. Jeonun kalın fısıltısı salonu kapladığında heyecandan bayılmak üzereydim... Yatakta yatarken göğsümde uyuyan jeonun düzenli nefesini dinliyordum. Saatin kaç olduğuna dair en ufak fikrim yoktu ama hava yavaştan kararmaya başlamıştı. Jeonun yumuşak saçlarını okşarken yıllar sonra huzuru bütün hücrelerimde hissetmiştim. Jeon hayatımın aşkıydı ve ne olursa olsun onu unutabileceğimi sanmıyordum ki böyle bir şeye gerek de olmayacaktı. Jeonla yaşlanmış halimizi hayal etmemle gülümsemekten kendimi alamadım. Hayatımı onunla geçirmek istediğimi biliyordum ve onun da böyle düşündüğünden emindim. Saçına minik bir öpücük kondurmuş en azından biraz uyumak adına gözlerimi kapatmıştım. nasıl olmuş??

Güzel bir kurgu olmuş, kızın hissettiklerini ben de hissettim, emeğine sağlık

Acilen özel bölüm yapmalısın Vee harika olmuşş 😻

Çok güzel

Yaa devam gelsin yn yanlış anlamış olsun tae onu sevsin🥺

Devamı gelsin

Cogu kisiden iyi yazmissin ellerine sağlık umarım hakettigin begeniyi alirsin

Devamı var mığğğ? Müqqqqqq

umarım severek beğenerek okursunuz yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorumm HİKAYE . . . . . Islak saçlarımı örerken aynadaki bitkin yansımama bakıyordum. Kendimi en son 2 yıl önce bu kadar yorgun hissetmiştim. Sanki hayatımda hiçbir şey değişmemiş üstünden yıllar geçmemiş gibi canım yanıyordu. Hatıralar gözümün önünde canlanıyor kalbime hançerler saplanıyordu. Kapının çalmasıyla ayaklarımı sürükleyerek kapıya ilerledim. Kimin geldiğini bakmadan kapıyı açmış karşımdaki bedene bakmıştım. Jeon dünkü kıyafetleriyle karşımda duruyordu. Hızlıca kapıyı kapatıp beklemeye başladım. Onu görmek istemiyorum. Jk: kendimi açıklamak istiyorum, sen ne kadar istemesen de... Sonra yemin ediyorum istersen giderim. Kapının arkasından boğuk sesi kulaklarıma geliyordu. Gözlerim dolmuştu. Ellerimi yanaklarıma götürüp kendime gelmeye çalıştım. Jk: ne desen, ne yapsan haklısın. Kendimi savunmaya çalışmıyorum ama seni bile isteyerek bırakmadığımı bilmelisin. Ben sana hala aşığım ve senin de hala bana aşık olduğunu biliyorum. Bunu bilmeseydim emin ol bir kere bile karşına çıkmazdım. Kapının ardından derin nefes aldığını duymuş bir elimle kapıya dayanmıştım. Söylediği şeyler beni heyecanlandırıyordu ve bundan nefret ediyordum. Kalbim beklentiyle çarpanken dinlemeye devam ettim. Jk: evlendim ama şu an evli değilim y/n. Annem yalvardı y/n. Annem yalvardı diyorum. Annemin hasta olduğunu biliyordun. Londradaydı. Beni aradı ve bana yalvardı. Minjiyle evlenmem için. Karşı gelmeye çalıştım fakat öleceğini biliyordum. son isteğini gerçekleştirmek istedim. Tek pişmanlığım sana açıklama yapmadan seni bırakmak. Ne diyeceğimi bilemedim. Gerçekten sana nasıl bir açıklama yapacağımı bilemedim ve gittim. Y/n... annem öldü. Onun isteğini gerçekleştirdiğim için pişman değilim. Beni anlamanı istiyorum çünkü sana hala aşığım ve tekrar seninle beraber olmak istiyorum. Yemin ederim y/n artık büyüdüm ve sana yemin ederim eğer beni affedersen seni bir daha bırakmayacağım. Sen git desen bile gitmeyeceğim Duyduklarım ağır geliyordu. Yalan söylemediğini biliyordum. Neden bu kadar eminim bilmiyorum ama hissediyordum işte. Ne yapmam gerektiğini bilmeden öylece kapıda dikildim. Jk: sana hala aşığım... annemi mutlu ettim ve sıra sende. Izin verirsen seni hayatın boyunca mutlu edeceğim. Kapıyı yavaşça aralayıp benimki gibi ıslanmış gözlere baktım. Çok özlemiştim fakat bu kadar çabuk onu affedemezdim. Bana yaşattıklarını unutamıyordum. y/n: zamana ihtiyacım var. Beni çok kırdın. Derin bir nefes vermiş gözünden bir damla yaş süzülmüştü. Jk: farkındayım. Hayatımda yaptığım en büyük hata sana açıklama yapmadan gitmekti. Seni ne kadar özlediğimi tahmin bile edemezsin. Ağzımı açıp iki kelime edemiyordum. Kalbim deli gibi atıyordu. 2 yıl sonra bana yaşattıklarını tekrar yaşamak ağır gelmişti. Derin bir nefes aldım. y/n: şimdi gitmelisin. Başını sallamış kararsızlıkla gözlerini gözlerime gitmişti. Hızla yanaklarımı tutmuş dudaklarıma yapışmıştı. Sıcak dudaklarını tekrar hissetmek başımı döndürüştü. Onu çok özlemiştim. Her şeyden çok. Bir süre öpücüğüne karşılık vermiş ardından dudaklarımızı ayrılmıştım. Kendimi kontrol etmem gerekiyordu. y/N: git... Jeon gözlerini gözlerime kilitlemiş ardından yanağıma zar zor hissettiğim bir öpücük bırakıp arkasının dönmüştü. Geniş omuzlarını izlerken bacaklarımın beni daha fazla taşıyamayacağını hissetmiş kapıyı kapatıp yere çökmüştüm. O gece 2 yıl yaşadıklarımı, jungkooku, ilişkimizi düşünerek saatlerce ağladım. Ona ne kadar sinirli olsam da lanet olsun ki hala aşıktım. Hem de ilk günkü gibi... Kafasını kaldıramayan adamın önünden boş bardağını almış yıkamak üzere tezgahın üstüne bırakmıştım. Gözüme dağınık gelen tezgahı toparlayıp kafamı kaldırdığımda tanıdık bakışlarla karşılaştım. Jeon gelmişti. Kalbim benden izinsiz hızlanmaya başlamış beni öptüğü gecenin görüntüleri gözümün önüne gelmişti. Üstünden bir ay geçmesine rağmen dün gibi hissediyordum. Bu adam beni kendine deli gibi aşık etmişti ve bu işin sonu hiç iyi değildi. Kendimi kontrol ederek jeona dönmüş gözlerimizi birleştirmiştim. y/n: ne istersin? Jk: votka Başımla onaylayıp votkasının doldururken bakışlarımı delici bakışlarından kaçırıyordum. Her an büyüsüne kapılabilirdim. Hiçbir şey değişmemişti. 2 yıl önce benim aşık olduğum jungkooktu, tek fark onun biraz daha olgunlaşmış olmasıydı. Beni zamanında güldüren aptallıkları artık gitmişti. Sebebinin annesini kaybettiği olduğunu tahmin edebiliyordum. Onu dinlerken kalbim parçalara ayrılmıştı. Annesine ne kadar bağlı olduğunu benden iyi kimse bilemezdi. O zamanlar yanında olmak isterdim fakat beni kendisi uzaklaştırmıştı. Sakince bardağı önüne bırakıp diğer müşterilere döndüm... Jeonun dördüncü bardağını doldururken endişeyle dudağımı ısırıyordum. Başını eğmiş öylece ellerine bakıyordu. Doldurduğum bardağı önüne bırakmış ellerimi tezgaha dayamıştım. y/n: jeon daha fazla içmemelisin. Kaşlarını çatmıştı fakat kafasını kaldırıp yüzüme bakmadı. y/n: seni düşündüğüm için diyorum, eve nasıl gideceksin? Jk: bilmiyorum. Derin bir nefes vermiş diğer müşterilere dönecektim ki söylediği şeyle ayaklarım yere çivilendi. Jk: senden başka kimsem kalmadı. Bakışlarımı ona çevirdiğimde gözlerinden damlayan yaşları görmüştüm. Kalbimdeki sızıyla doldurduğum bardaktan bir yudum almasını izledim. Jk: özür dilerim. Ne olur artık affet beni. Sana ihtiyacım var. Canının yandığını görebiliyordum fakat ben onun gibiyken benim yanımda kimse yoktu. Sakince yanına gitmiş elindeki bardağı alıp tezgaha bırakmıştım. y/n: en iyisi ben sana bir taksi tutayım, evine git. Sessizce başıyla beni onaylamış kafasını tezgaha yaslamıştı. Telefonumu çıkarıp bir taksi çağırmış maxe bir bakış atmıştım. O gün yaşananlardan sonra ona her şeyi açıkça anlatmıştım ve ne olursa olsun yanımda olacağını söylemişti. 2 yılda onun gibi değerli bir dost edinmek kendimi şanslı hissettiriyordu. Ne demek istediğimi anladığında sorgulamadan yerime bakmayı kabul etti. Bar kısmından çıkıp jeonun yanına adımladım. Hafifçe omuzuna dokunmuş sabırla kafasını kaldırıp bana bakmasını beklemiştim. y/n: hadi gidelim. Benim yanımda dev gibi kalan vücuduyla ayağa kalkmış yürümeye başlamıştı. O kadar içkiye rağmen gayet dengeli yürümesine aldırmadan peşinden adımladım. Insanları yararak dışarı çıktığımızda jeon duvara yaslanmış beklemeye başlamıştı. Bir süre gecenin sessizliğini dinledikten sonra jeonun sesi kulaklarımı doldurdu. Jk: bu kadar yakınında olup sana dokunamamak çok zor. Bakışlarımı kırmızı gözlerine çevirdim. y/n: kendinde değilsin Soğuktan kızarmış burnunu çekmiş gözlerini gözlerime kilitlemişti. Jk: ne fark eder. Aradaki tek fark hissettiklerimi olduğu gibi söyleyebilmem. Benim duygularım hiçbir zaman değişmedi y/n. Ne minji ile evlenirken ne de ara sokakta sen bana bağırırken. Hala sana deli gibi aşığım, ne yaptın bana? Benim hissettiklerimi onun da hissetmesi içimi biraz olsun rahatlatmıştı. Bana yaşattıklarından sonra bile ben hala onu seviyordum. Gözüm kör olmuştu resmen. Jk: affet beni. Bakışlarına dayanamıyordum. Yavaşça yanına adımladım. O bana ne kadar kıymış olsa da şu an pişmanlığını görebiliyordum. Onun bana yaşattıklarının aksine ben ona kıyamıyordum. Onun bir gözyaşına elimdeki her şeyi verebileceğimin farkındayım, inkar etmenin bir anlamı yoktu. Yavaşça parmak ucuna yükselmiş hafif viski tadı olan dudaklarına dudaklarımı bastırmıştım. Jeon güçlü kollarını belime sarmış öpücüğü daha da derinleştirmişti. Yılların acısını çıkarırcasına birbirimizi öperken nefessiz kalmış dudaklarımızı ayırmıştım. Jk: seni seviyorum. Taksinin geldiğini göz ucuyla görmüş jeondan uzaklaşmıştım. y/n: jeon bana bir söz ver, beni bir daha bırakmayacaksın. Jk: söz veriyorum, y/n söz veriyorum bir damla gözyaşına dünyayı yakarım güzelim. O zamana kadar gözümden akan yaşları fark etmemiştim bile. Hafifçe gülümsemiş elini tutmuştum. y/n: o zaman yarın ayık kafayla beni bul. Şimdi eve gitmelisin. Başıyla onaylamış onu taksiye yönlendirmeme izin vermişti. Kapıyı kapatmış ıslak yanaklarımı kollarımla kurulamıştım. Taksi uzaklaşırken ilk kez sıkıntısız bir nefes alabilmiştim. Yıllar sonra özlediğim huzuru tekrar bulmuştum. Salakça bir gülümsemeyle bara girdiğimde maxin sorgulayan bakışlarıyla karşılaştım. Max: hayırdır, ne bu mutluluk? y/n: affettim. Max emin değilmiş gibi dudağını kemirmişti. Max: emin misin? y/n: beni bir daha üzmeyeceğinden emin olmasaydım suratına bir bakmazdım. Max: aşıksın. Gülmüş boş bardakları toplamaya başlamıştım. y/n: haklısın, aşığım. Max: yine de onunla tanışmak istiyorum. Sen emin olabilirsin ama o gün seni o kadar ağlattıktan sonra benim de emin olmam lazım. Başımla onaylamış ileride bizi bekleyen geleceği hayal etmiştim. y/n: anlaşıldı patron... nasıl olmuşş?

Ya ilk defa bir hikayeyi bu kadar sevdim bayıldım ya

Çok güzel olmuş, kendimi hikayenin içinde hissettim... Baya iyi ama final olmasına üzüldüm... 💜💜💜💜💜

Şuan ders çalışmak yerine bu güzel şaheseri okuyorum 💜