umarım severek beğenerek okursunuz ŞARKIYLA OKUYUN HİKAYE Sıkıntıyla nefes vermiş oturduğum koltuktan kalkmıştım. Hızlı bir kararla kıyafetlerimi değiştirmiş jeonun yakındaki evine ilerlemiştim. Her zaman yaptığı gibi kendini özletmişti. Son aylarda bana soğuk davrandığının farkındaydım ama işlerim yoğun olduğu için çok üstüne gitmemiştim. Birbirimizden çok uzaklaşmıştık. Artık bu ayları telafi etmenin zamanı gelmişti. Çalıştığım şirketten 1 haftalık izin almıştım. Hem kendimi hem de ilişkimizi yenilemeyi planladım. Jeonun evinin önüne gelmiş sakince kapıyı tıklatmıştım. Jeonla sevgililiğimizden beri orada çalışan ha-eun abla kapıyı açmış bana kocaman gülümsemişti. Tek başına evi idare ediyordu. Saygı duymamak elde değildi. Bende gülümsemiş içeri girmiştim. y/n: jungkook evde mi? Ha-eun: evde tatlım hoş geldin. Memnuniyetle gülümsemiş ikinci kata adımlamıştım. Sevgilimi çok özlemiştim. Çalışma odasına yaklaştıkça heyecanlanmıştım. Şimdiden yaşayacağımız bir haftanın hayalini kurmaya başlamıştım. Odanın kapısını tıklatmış önce kafamı içeri sokmuştum. Jeon kafasını kaldırdığında beni görmeyi beklemediği açıktı. Kocaman gülümsememe engel olmamış içeri girmiştim. y/n: ben geldim!! Yanına gitmiş kollarımı boynuna dolamıştım. Kokusunu her şeyini çok özlemiştim. Boynuna kısa bir öpücük kondurmuş bedenimi bedeninden ayırmıştım. Jk: neden geldin? Hiçbir şey olmamış gibi tekrar önündeki kağıtlara dönmüş kaşlarını çatmıştı. Hevesim kırılmıştı fakat belli etmedim. y/n: seni özledim. Hem bir hafta izin aldım birlikte bir şeyler yaparız. Kocaman gülümsememi yüzüme oturtmuştum fakat o görmediği sürece bir anlamı yoktu. Hala yüzüme bakmıyordu. Jk: şu an çok işim var sonra konuşalım. Derin bir nefes vermiş başımla onaylamıştım. Gerçekten meşgul görünüyordu ve rahatsız etmek istemiyordum. Sessizce çalışma odasından çıktım. Bütün enerjim bir anda yok olmuştu. Koşarcasına çıktığım merdivenleri bu sefer hayal kırıklığıyla iniyordum. Fakat pes etmeyeceğim, bu hafta jeonla aramızı düzeltmeye kararlıydım. Akşam yemeğine kadar jeonu rahatsız etmemek adına koltuğa oturmuş televizyondan bir film seçmiştim... Önümdeki yemeyi yemeğe başlamış aynı zamanda jeonla muhabbet açmaya çalışıyordum. y/n: tatlı bir şeyler mi alsak? Benimle kısa bir göz teması kurmuş ardından yemeğe devam etmişti. JK: bu aralar meşgulüm kendin gitmen gerekecek. Somurtmuş elimdeki çatalı bırakmıştım. y/n: 2 saat ayıramaz mısın? Jk: ayıramam Çok net ve kısa cevap vermişti. Beni başından kovmaya çalışıyordu ve sinirlerim bozulmaya başlamıştı. y/n: sevgilim 2 saatte şirket batmaz Derin bir nefes vermişti fakat bana bakmamakta ısrar ediyordu. Jk: y/n meşgulüm diyorum zorlama. Benim onu özlediğim gibi oda beni özlemiyor muydu? Uzun zamandır doğru düzgün oturup konuşmuyorduk bile. y/n: sadece seninle zaman geçirmek istiyorum. Seni özledim. Yemeğini bitirmiş masadan kalkmıştı. Jk: elimden bir şey gelmiyor. Mutfaktan çıktığında kollarımı önümde bağlamış somurtmuştum. Elinden bir şey gelirdi. Isteseydi birlikte vakit geçirebilirdik, zamanını ayarlayabilirdi fakat o benden kaçmayı tercih ediyordu. Bütün iştahım kaçmıştı. Masada oturmuş ilgisini nasıl çekebileceğimi düşünürken aklıma gelen fikirle hızla ha-eun ablanın yanına adımlamıştım. Beni görünce gülümsemiş hafifçe eğilmişti. y/n: abla artık çıkabilirsin. Yarın da gelme ben buralara bakarım. Şaşırmıştı fakat itiraz etmeden eşyalarını toplamış çıkmıştı. Hem çok yoruluyordu bu bahaneyle biraz dinlenirdi. Adımlarımı bu sefer jeonun çalışma odasına yönelttim. Kapıyı tıklattım ve içeri girdim. Jeon kaşlarını çatmış bilgisayarına bakıyordu. Beni görmezden gelmeyi seçmişti. Madem o benden kaçıyordu o zaman bende onun üstüne üstüne giderdim. Sandalyesinin arkasına geçmiş ellerimi omuzlarına yerleştirmiştim. Omuzlarına yavaş yavaş masaj yapmaya başladığımda önce tepki vermemişti fakat bir süre sonra vücudunun rahatladığını hissetmiştim. Ellerimi boynuna götürmüş parmaklarımla masaj yapmaya devam etmiştim. Yorgunlukla nefes verdiğini duyduğumda hafifçe gülümseyip sandalyesine biraz daha yaklaştım. y/n: kendini çok yoruyorsun. Birazcık rahatlaman sana hiçbir şey kaybettirmez. Sakin bir ses tonuyla konuşmaya özen gösterip Ellerimi tekrar omuzlarına indirdim. Kafasını sandalyeye yaslamış ardından gözlerini kapatmıştı. Onu tamamen bir hamur haline getirmem gerekiyordu. Ellerimin altında yeterince yumuşarsa istediğim şekli verebilirdim. Ya da ben öyle umuyordum. Derin bir sessizlikte Yaklaşık 5 dakika masaj yaptıktan sonra dönen sandalyesini kendime çevirmiştim. Jeon gözlerini açmış gözlerime bakmıştı. Eğilmiş özledim dudağını öpmeye başlamıştım. Sandalyesinde gerildiğinin farkındaydım. Ellerimi omuzlarına götürmüş kucağına yerleşmiştim. Jeonun elleri belimi kavradığında dudaklarımızın arasına bir nefes vermiştim. Jeon güçlükle dudaklarımızı ayırmış gözlerini gözlerime dikmişti. Jk: amacının farkındayım. Tek kaşımı kaldırıp ellerimi saç diplerine daldırdım. y/n: neymiş amacım? Jk: kendince benimle “vakit geçirmeye” çalışıyorsun. Buna karşı koyamayacağını biliyordum ve beni o zorlamıştım. y/n: benimle “vakit geçirmeyecek” misin yoksa? Gözleri bir an ihtirasla parladı fakat jeon hızlıca eski haline döndü Jk: yaptığın hoş değil. Kaşlarını çatmıştı. Ciddileşmesine karşılık bende ciddileşmiş vücutlarımız uzaklaştırmıştım. y/n: senin yaptığın hoş mu? Jk: ben ne yapmışım? y/n: benden kaçıyorsun. Seni özledim diyorum. Gözlerini kaçırmış ellerini belimden çekmişti. Hayal kırıklığımın sesime yansımasına dikkat etmeden dudaklarımı araladım. y/n: yine yapıyorsun, Işten başka bir şey düşünmüyorsun. Artık beni sevdiğini bile söylemiyorsun. Jk: seni seviyorum y/n: göster o zaman! Derin bir nefes vermişti. Gözlerimi gözlerinden çekmedim. Jk: mesgulüm Hep aynı bahaneden bıkmıştım. Sinirlenmeye başlıyordum artık. y/n: hiç sanmıyorum. Kucağından kalkmış kapıya adımlamıştım. Jk: y/n hafifçe başımı ona çevirmiştim. Jk: üzgünüm sana soğuk davrandığımın farkındayım fakat elimden bir şey gelmiyor. Sinirle kapının kolunu tuttum. y/n: elinden çok şey gelebilirdi. Sadece yapmaya çalışmıyorsun. Odadan çıkmış salona adımlamıştım. Ilk başta bu odaya girmemim amacı kesinlikle jeonu ayartmaktı ama işler çok ters gitmişti. Ne kadar sinirlensem de bu gece burada kalmak istiyordum. Televizyonu açmıştım fakat hiçbir şeye odaklanamıyordum. Ne zamana kadar böyle devam edecektik zaten aylar olmuştu. Sıkılmaya başlıyordum... Aradan 1 saat geçmişti. Merdivende adım sesleri duymamla jeonun aşağı indiğini anlamıştım. Yanıma gelmiş kendini koltuğa atmıştı. Ikimizde konuşmuyor öylece televizyona bakıyorduk. Bir süre sonra sessizliği bozan jeon oldu. Jk: haklısın. Sana zaman ayırmalıyım. Heyecanlansam da belli etmedim. Hiçbir şey demeden televizyona bakmaya devam ettim. Jk: dediklerini düşündüm ve bence bu iki hafta ilişkimizi toparlamamız için iyi bir fırsat olabilir. Kafamı çevirip gözlerine baktım. Jk: seni kaybetmek istemiyorum. y/n: beni kaybetmeyeceksin. Jeon elini yanağıma götürmüş beni öpmeye başlamıştı. Kalbim deli gibi atıyordu. Ellerimi omuzlarına çıkarmış kucağına yerleşmiştim. Dudaklarımız ayrl8dığında jungkookun gölzeri parlıyordu. Ondan bir farkım olmadığımdan emindim. Sırıtışımı yüzümden silemiyordum. Jk: ne kadar söylemesem de bilmeni istiyorum ki seni seviyorum ve... y/n: ve? Gülümsemiş dudağıma ufak bir öpücük kondurmuştu. Jk: ve seni özledim. ALTTA
DEVAMI Tekrar dudaklarımız birleştiğinde kollarımın jeonun boynuna sarmıştım. Altımdaki sertliği hissedebiliyordum ve iyice tahrik olmaya başlamıştım. Jeon boynumu öperken bir eliyle de belimden beni kendine bastırıyordu. Dudaklarım hazla aralanmıştı. Jeon beni öpmeyi bırakmış ardından dudaklarını aralamıştı. Jk: ha-eun ablayı göndermem lazım. Kalkmak için hareketlenmişti ki omuzlarından tutup onu durdurdum. y/n: ben çoktan gönderdim bile. Yarın da gelmeyecek. Şaşkınca gözlerini kırpıştırmış burnundan gülmüştü. Verdiğimiz bu ufak arayı uzatmamak amacıyla tekrar dudaklarına yapışmıştım. Elini tişörtümün içine sokmuş parmaklarıyla çıplak tenimi okşamıştı. Öpüşmemize dillerimiz de katılırken jeon beni kucağına almış koltuğa yatırmıştı. Ağırlığını üstüme vermeden beni öperken Ellerimi tişörtünün eteklerine götürmüştüm. Yavaşça bedeninden ayırdığım tişörtünden yardımıyla kurtulduğumda vücudunun sıcaklığı her yerimi sarmıştı. Bu adam yanıyordu resmen ve sıcaklığıyla beni de yakıyordu. Ellerimi sırt kaslarına götürmüş bir süre zevkle orada gezdirmiştim. Jeon dizini bacaklarımın arasına koymuş hafifçe bastırmıştı. Dudaklarımı hareket ettirmeyi resmen unutmuş bütün dikkatimi bacaklarımın arasındaki dizine vermiştim. Jeon burnundan gülüp boynuma yöneldi. Hem öpüyor hem de dilini hafifçe tenime dokunduruyordu. Gözlerim kapalı dudaklarının tadını çıkarırken jeon bir elini sırtıma götürmüş vücudumu doğrultmuştu. Amacını anlayıp tişörtümden kurtuldum. Dikkatim hala dizindeydi. Arada sırada bacağını hareket ettiriyor daha çok baskı uyguluyordu. Jeon tekrar bedenimi yavaşça koltuğa yatırmış bu sefer köprücük kemiğime geçmişti. Ellerimi çıplak bedeninde dolaştırıyor anın tadını çıkarıyordum. Jk: gülüşün çok güzel Köprücük kemiğime bir öpücük kondurdu. Jk: gözlerin çok güzel Sütyenimin dışında kalan göğsümü öptü. Jk: ellerin çok güzel Karnımı öptü. Jk: dudakların çok güzel Daha da aşağıya inmeye başladı. Sıcak nefesini tenime veriyordu. Jk: saçların çok güzel Kot pantolonumun düğmelerini açmaya başladı. Gözlerimi açıp beni izleyen gözlerine baktım. Ihtirasla parlıyor resmen alevler kopuyordu. Tek eliyle pantolonumdan kurtulurken göbeğimi öpmeye devam etti. Jk: burnun çok güzel. Pantolonumu yere atmış kendi pantolonunu çıkartmıştı. Bir elimi etrafıma saçılmış saçlarıma götürdüm. Jk: sen çok güzelsin. Yavaşça yukarılara çıkmış yanağımdan öpmüştü. Gözlerini gözlerime kilitledi. Jk: seninle ilgili her şeyi seviyorum. Yavaşça içime girmesiyle gözlerimi sıkıca kapatmış kollarımı jeonun boynuna sarmıştım. Jeonun bir kolu da belimden tutmuş beni kendine daha çok bastırıyordu. Jeon nefesini boynuma verirken ben tamamen kendimi ona bırakmıştım. Sırtımdaki eli sütyenimin kopçasını açmış hızlıca ondan kurtulmuştu. Göğüslerim jeonun sıcak göğsüyle buluştuğunda terlediğimi hissetmeye başlamıştım. Jeon yavaş ilerliyordu fakat istemeden olsa tırnaklarımı omuzlarına batırıyordum. Kulağıma inlemiş yüzünü ince boynuma gömmüştü. Sıcak nefesi her tenime çarptığında kendimden geçiyordum... Koltukta bedenim jeonun bedenin üstünde yatıyordum. Sıcaklığıyla mayışmıştım. Ikimizin de nefesleri düzenli bir hale gelmiş jeon üstümüzü bir battaniyeyle ötmüştü. Eli saçlarımda geziyor narince okşuyordu. Jk: haftaya böyle başladığımız için memnunum. Gülümsememe engel olamamış kapalı gözlerimin ardından konuşmuştum. y/n: bende... Seni seviyorum. Jk: seni seviyorum sevgilim. Huzurla göğsüne iyice sığınmıştım. Saat çoktan gece yarısını geçmişti ve jeon beni çok yormuştu. Çok geçmeden vücudumdaki tatlı yorgunlukla uyuyakalmıştım... nasıl olmuş??
OHA MÜPPP LANN BNE BÖYLE GÜZEL HİKAYE GÖRMEDİM.❤❤❤
canaın💚💚
Cogu kisiden iyi yazmissin ellerine sağlık umarım hakettigin begeniyi alirsin
teşşekürler canımın içi
umarım severek beğenerek okursunuz
ŞARKIYLA OKUYUN
HİKAYE
Sıkıntıyla nefes vermiş oturduğum koltuktan kalkmıştım. Hızlı bir kararla kıyafetlerimi değiştirmiş jeonun yakındaki evine ilerlemiştim. Her zaman yaptığı gibi kendini özletmişti. Son aylarda bana soğuk davrandığının farkındaydım ama işlerim yoğun olduğu için çok üstüne gitmemiştim. Birbirimizden çok uzaklaşmıştık. Artık bu ayları telafi etmenin zamanı gelmişti. Çalıştığım şirketten 1 haftalık izin almıştım. Hem kendimi hem de ilişkimizi yenilemeyi planladım. Jeonun evinin önüne gelmiş sakince kapıyı tıklatmıştım. Jeonla sevgililiğimizden beri orada çalışan ha-eun abla kapıyı açmış bana kocaman gülümsemişti. Tek başına evi idare ediyordu. Saygı duymamak elde değildi. Bende gülümsemiş içeri girmiştim.
y/n: jungkook evde mi?
Ha-eun: evde tatlım hoş geldin.
Memnuniyetle gülümsemiş ikinci kata adımlamıştım. Sevgilimi çok özlemiştim. Çalışma odasına yaklaştıkça heyecanlanmıştım. Şimdiden yaşayacağımız bir haftanın hayalini kurmaya başlamıştım. Odanın kapısını tıklatmış önce kafamı içeri sokmuştum. Jeon kafasını kaldırdığında beni görmeyi beklemediği açıktı. Kocaman gülümsememe engel olmamış içeri girmiştim.
y/n: ben geldim!!
Yanına gitmiş kollarımı boynuna dolamıştım. Kokusunu her şeyini çok özlemiştim. Boynuna kısa bir öpücük kondurmuş bedenimi bedeninden ayırmıştım.
Jk: neden geldin?
Hiçbir şey olmamış gibi tekrar önündeki kağıtlara dönmüş kaşlarını çatmıştı. Hevesim kırılmıştı fakat belli etmedim.
y/n: seni özledim. Hem bir hafta izin aldım birlikte bir şeyler yaparız.
Kocaman gülümsememi yüzüme oturtmuştum fakat o görmediği sürece bir anlamı yoktu. Hala yüzüme bakmıyordu.
Jk: şu an çok işim var sonra konuşalım.
Derin bir nefes vermiş başımla onaylamıştım. Gerçekten meşgul görünüyordu ve rahatsız etmek istemiyordum. Sessizce çalışma odasından çıktım. Bütün enerjim bir anda yok olmuştu. Koşarcasına çıktığım merdivenleri bu sefer hayal kırıklığıyla iniyordum. Fakat pes etmeyeceğim, bu hafta jeonla aramızı düzeltmeye kararlıydım. Akşam yemeğine kadar jeonu rahatsız etmemek adına koltuğa oturmuş televizyondan bir film seçmiştim...
Önümdeki yemeyi yemeğe başlamış aynı zamanda jeonla muhabbet açmaya çalışıyordum.
y/n: tatlı bir şeyler mi alsak?
Benimle kısa bir göz teması kurmuş ardından yemeğe devam etmişti.
JK: bu aralar meşgulüm kendin gitmen gerekecek.
Somurtmuş elimdeki çatalı bırakmıştım.
y/n: 2 saat ayıramaz mısın?
Jk: ayıramam
Çok net ve kısa cevap vermişti. Beni başından kovmaya çalışıyordu ve sinirlerim bozulmaya başlamıştı.
y/n: sevgilim 2 saatte şirket batmaz
Derin bir nefes vermişti fakat bana bakmamakta ısrar ediyordu.
Jk: y/n meşgulüm diyorum zorlama.
Benim onu özlediğim gibi oda beni özlemiyor muydu? Uzun zamandır doğru düzgün oturup konuşmuyorduk bile.
y/n: sadece seninle zaman geçirmek istiyorum. Seni özledim.
Yemeğini bitirmiş masadan kalkmıştı.
Jk: elimden bir şey gelmiyor.
Mutfaktan çıktığında kollarımı önümde bağlamış somurtmuştum. Elinden bir şey gelirdi. Isteseydi birlikte vakit geçirebilirdik, zamanını ayarlayabilirdi fakat o benden kaçmayı tercih ediyordu. Bütün iştahım kaçmıştı. Masada oturmuş ilgisini nasıl çekebileceğimi düşünürken aklıma gelen fikirle hızla ha-eun ablanın yanına adımlamıştım. Beni görünce gülümsemiş hafifçe eğilmişti.
y/n: abla artık çıkabilirsin. Yarın da gelme ben buralara bakarım.
Şaşırmıştı fakat itiraz etmeden eşyalarını toplamış çıkmıştı. Hem çok yoruluyordu bu bahaneyle biraz dinlenirdi. Adımlarımı bu sefer jeonun çalışma odasına yönelttim. Kapıyı tıklattım ve içeri girdim. Jeon kaşlarını çatmış bilgisayarına bakıyordu. Beni görmezden gelmeyi seçmişti. Madem o benden kaçıyordu o zaman bende onun üstüne üstüne giderdim. Sandalyesinin arkasına geçmiş ellerimi omuzlarına yerleştirmiştim. Omuzlarına yavaş yavaş masaj yapmaya başladığımda önce tepki vermemişti fakat bir süre sonra vücudunun rahatladığını hissetmiştim. Ellerimi boynuna götürmüş parmaklarımla masaj yapmaya devam etmiştim. Yorgunlukla nefes verdiğini duyduğumda hafifçe gülümseyip sandalyesine biraz daha yaklaştım.
y/n: kendini çok yoruyorsun. Birazcık rahatlaman sana hiçbir şey kaybettirmez.
Sakin bir ses tonuyla konuşmaya özen gösterip Ellerimi tekrar omuzlarına indirdim. Kafasını sandalyeye yaslamış ardından gözlerini kapatmıştı. Onu tamamen bir hamur haline getirmem gerekiyordu. Ellerimin altında yeterince yumuşarsa istediğim şekli verebilirdim. Ya da ben öyle umuyordum. Derin bir sessizlikte Yaklaşık 5 dakika masaj yaptıktan sonra dönen sandalyesini kendime çevirmiştim. Jeon gözlerini açmış gözlerime bakmıştı. Eğilmiş özledim dudağını öpmeye başlamıştım. Sandalyesinde gerildiğinin farkındaydım. Ellerimi omuzlarına götürmüş kucağına yerleşmiştim. Jeonun elleri belimi kavradığında dudaklarımızın arasına bir nefes vermiştim. Jeon güçlükle dudaklarımızı ayırmış gözlerini gözlerime dikmişti.
Jk: amacının farkındayım.
Tek kaşımı kaldırıp ellerimi saç diplerine daldırdım.
y/n: neymiş amacım?
Jk: kendince benimle “vakit geçirmeye” çalışıyorsun.
Buna karşı koyamayacağını biliyordum ve beni o zorlamıştım.
y/n: benimle “vakit geçirmeyecek” misin yoksa?
Gözleri bir an ihtirasla parladı fakat jeon hızlıca eski haline döndü
Jk: yaptığın hoş değil.
Kaşlarını çatmıştı. Ciddileşmesine karşılık bende ciddileşmiş vücutlarımız uzaklaştırmıştım.
y/n: senin yaptığın hoş mu?
Jk: ben ne yapmışım?
y/n: benden kaçıyorsun. Seni özledim diyorum.
Gözlerini kaçırmış ellerini belimden çekmişti. Hayal kırıklığımın sesime yansımasına dikkat etmeden dudaklarımı araladım.
y/n: yine yapıyorsun, Işten başka bir şey düşünmüyorsun. Artık beni sevdiğini bile söylemiyorsun.
Jk: seni seviyorum
y/n: göster o zaman!
Derin bir nefes vermişti. Gözlerimi gözlerinden çekmedim.
Jk: mesgulüm
Hep aynı bahaneden bıkmıştım. Sinirlenmeye başlıyordum artık.
y/n: hiç sanmıyorum.
Kucağından kalkmış kapıya adımlamıştım.
Jk: y/n
hafifçe başımı ona çevirmiştim.
Jk: üzgünüm sana soğuk davrandığımın farkındayım fakat elimden bir şey gelmiyor.
Sinirle kapının kolunu tuttum.
y/n: elinden çok şey gelebilirdi. Sadece yapmaya çalışmıyorsun.
Odadan çıkmış salona adımlamıştım. Ilk başta bu odaya girmemim amacı kesinlikle jeonu ayartmaktı ama işler çok ters gitmişti. Ne kadar sinirlensem de bu gece burada kalmak istiyordum. Televizyonu açmıştım fakat hiçbir şeye odaklanamıyordum. Ne zamana kadar böyle devam edecektik zaten aylar olmuştu. Sıkılmaya başlıyordum...
Aradan 1 saat geçmişti. Merdivende adım sesleri duymamla jeonun aşağı indiğini anlamıştım. Yanıma gelmiş kendini koltuğa atmıştı. Ikimizde konuşmuyor öylece televizyona bakıyorduk. Bir süre sonra sessizliği bozan jeon oldu.
Jk: haklısın. Sana zaman ayırmalıyım.
Heyecanlansam da belli etmedim. Hiçbir şey demeden televizyona bakmaya devam ettim.
Jk: dediklerini düşündüm ve bence bu iki hafta ilişkimizi toparlamamız için iyi bir fırsat olabilir.
Kafamı çevirip gözlerine baktım.
Jk: seni kaybetmek istemiyorum.
y/n: beni kaybetmeyeceksin.
Jeon elini yanağıma götürmüş beni öpmeye başlamıştı. Kalbim deli gibi atıyordu. Ellerimi omuzlarına çıkarmış kucağına yerleşmiştim. Dudaklarımız ayrl8dığında jungkookun gölzeri parlıyordu. Ondan bir farkım olmadığımdan emindim. Sırıtışımı yüzümden silemiyordum.
Jk: ne kadar söylemesem de bilmeni istiyorum ki seni seviyorum ve...
y/n: ve?
Gülümsemiş dudağıma ufak bir öpücük kondurmuştu.
Jk: ve seni özledim.
ALTTA
DEVAMI
Tekrar dudaklarımız birleştiğinde kollarımın jeonun boynuna sarmıştım. Altımdaki sertliği hissedebiliyordum ve iyice tahrik olmaya başlamıştım. Jeon boynumu öperken bir eliyle de belimden beni kendine bastırıyordu. Dudaklarım hazla aralanmıştı. Jeon beni öpmeyi bırakmış ardından dudaklarını aralamıştı.
Jk: ha-eun ablayı göndermem lazım.
Kalkmak için hareketlenmişti ki omuzlarından tutup onu durdurdum.
y/n: ben çoktan gönderdim bile. Yarın da gelmeyecek.
Şaşkınca gözlerini kırpıştırmış burnundan gülmüştü. Verdiğimiz bu ufak arayı uzatmamak amacıyla tekrar dudaklarına yapışmıştım. Elini tişörtümün içine sokmuş parmaklarıyla çıplak tenimi okşamıştı. Öpüşmemize dillerimiz de katılırken jeon beni kucağına almış koltuğa yatırmıştı. Ağırlığını üstüme vermeden beni öperken Ellerimi tişörtünün eteklerine götürmüştüm. Yavaşça bedeninden ayırdığım tişörtünden yardımıyla kurtulduğumda vücudunun sıcaklığı her yerimi sarmıştı. Bu adam yanıyordu resmen ve sıcaklığıyla beni de yakıyordu. Ellerimi sırt kaslarına götürmüş bir süre zevkle orada gezdirmiştim. Jeon dizini bacaklarımın arasına koymuş hafifçe bastırmıştı. Dudaklarımı hareket ettirmeyi resmen unutmuş bütün dikkatimi bacaklarımın arasındaki dizine vermiştim. Jeon burnundan gülüp boynuma yöneldi. Hem öpüyor hem de dilini hafifçe tenime dokunduruyordu. Gözlerim kapalı dudaklarının tadını çıkarırken jeon bir elini sırtıma götürmüş vücudumu doğrultmuştu. Amacını anlayıp tişörtümden kurtuldum. Dikkatim hala dizindeydi. Arada sırada bacağını hareket ettiriyor daha çok baskı uyguluyordu. Jeon tekrar bedenimi yavaşça koltuğa yatırmış bu sefer köprücük kemiğime geçmişti. Ellerimi çıplak bedeninde dolaştırıyor anın tadını çıkarıyordum.
Jk: gülüşün çok güzel
Köprücük kemiğime bir öpücük kondurdu.
Jk: gözlerin çok güzel
Sütyenimin dışında kalan göğsümü öptü.
Jk: ellerin çok güzel
Karnımı öptü.
Jk: dudakların çok güzel
Daha da aşağıya inmeye başladı. Sıcak nefesini tenime veriyordu.
Jk: saçların çok güzel
Kot pantolonumun düğmelerini açmaya başladı. Gözlerimi açıp beni izleyen gözlerine baktım. Ihtirasla parlıyor resmen alevler kopuyordu. Tek eliyle pantolonumdan kurtulurken göbeğimi öpmeye devam etti.
Jk: burnun çok güzel.
Pantolonumu yere atmış kendi pantolonunu çıkartmıştı. Bir elimi etrafıma saçılmış saçlarıma götürdüm.
Jk: sen çok güzelsin.
Yavaşça yukarılara çıkmış yanağımdan öpmüştü. Gözlerini gözlerime kilitledi.
Jk: seninle ilgili her şeyi seviyorum.
Yavaşça içime girmesiyle gözlerimi sıkıca kapatmış kollarımı jeonun boynuna sarmıştım. Jeonun bir kolu da belimden tutmuş beni kendine daha çok bastırıyordu. Jeon nefesini boynuma verirken ben tamamen kendimi ona bırakmıştım. Sırtımdaki eli sütyenimin kopçasını açmış hızlıca ondan kurtulmuştu. Göğüslerim jeonun sıcak göğsüyle buluştuğunda terlediğimi hissetmeye başlamıştım. Jeon yavaş ilerliyordu fakat istemeden olsa tırnaklarımı omuzlarına batırıyordum. Kulağıma inlemiş yüzünü ince boynuma gömmüştü. Sıcak nefesi her tenime çarptığında kendimden geçiyordum...
Koltukta bedenim jeonun bedenin üstünde yatıyordum. Sıcaklığıyla mayışmıştım. Ikimizin de nefesleri düzenli bir hale gelmiş jeon üstümüzü bir battaniyeyle ötmüştü. Eli saçlarımda geziyor narince okşuyordu.
Jk: haftaya böyle başladığımız için memnunum.
Gülümsememe engel olamamış kapalı gözlerimin ardından konuşmuştum.
y/n: bende... Seni seviyorum.
Jk: seni seviyorum sevgilim.
Huzurla göğsüne iyice sığınmıştım. Saat çoktan gece yarısını geçmişti ve jeon beni çok yormuştu. Çok geçmeden vücudumdaki tatlı yorgunlukla uyuyakalmıştım...
nasıl olmuş??