Öyle bir sistem ki, metaların arka plandaki ortalama üretim miktarını sorgulamadan çılgınca bir köle edasıyla onları değerinin çok üstünde fiyatlara satın alıyoruz. Kimi zaman kampanyalara kimi zaman reklamlara kanıyoruz. İnsanın kendine verdiği değer gerçekten çok sorumsuzca, dümdüz yaşayıp hayatımız boyunca fırsatçıları zengin edip ölüyoruz.
Kullanım değeri dediğinde bir miktar yanlış anlaşılabiliyor bir amaca uygunluğu da katmak gerekiyor bence çünkü böyle bir açıklamada mübadele ile alan koleksiyoncu veya 100-200sene sonraya şarap bırakacak kişiler dışlanıyor bunlar da zamana dayalı bir mübadele değeri oluşturuyor, birde bence Mübadele değerinin rastlantısal ve bütünüyle göreli bir şey olduğunu bastırmak gerekiyor çünkü karşı çıktığı sanılan carl menger gibiler ve şu an onun ekolünü takip edenler çok fazla bu kısmı atlayan insanlar bence.
Emeğine sağlık cevap veriyorum umarım beynim yanmamıştır 19:33 deki alıntıyı 5 dakikada anca anlayabildim çünkü Genel olarak makas ve şarj aletinin kullanım değerlerini kıyaslamaya çalışmanın 2 elma ile 3 armutu toplamaya çalışmak gibi olduğu yani mümkün olmadığı (veya absurd olduğu), kapitalizmin ise metayı salt bir sayı değerine döken şeyin nitelikten bağımsız insan emeği miktarı oldugunu anladım.
ürettiğimiz şeylerin niteliğinden çok, o tezgahın başında geçirdiğimiz zaman önemli (Kapitalde ne kadar bahsediyor bilmiyorum ama yabancılaşmanın da en önemli sebeplerinden biri bu olmalı), bu bölümde hafiften köle olduğumuzu hissettirmeye basladı Marx.
Evet çoğunlukla durum bu şekilde, doğru anlaşılmış. Sadece üretilen şeylerin niteliği de önemli. Ama bu farklı nitelikleri tek bir şeyle ifade etmeyi sağlayan şey fiyattır, mübadele/değişim değeridir. Bu değerin de bir kısmı belirttiğiniz gibi insan emeği miktarından, yani ortalama emek/çalışma süresinden kaynaklanır. Ve evet aslında burası yabancılaşma teorisinin kökenini oluşturmakta. Şimdiden Das Kapital'in devamını da görebiliyoruz :)
Guzel, aydinlaniyoruz.. Tesekkurler... Kitap icin harcanan zaman makas icin harcanan zamandan daha cok ve halen daha ucuz???? Baska hangi parametreler var, sanirim ileriki serilerde ele alinacak.
Yaptığınız iş değerli, sempatik bir sunumunuz var, bir iki noktaya katkı olması amacıyla dikkatinizi çekmek istiyorum: *) Türkçe bize söylendiği gibi "yazıldığı gibi okunan" bir dil değil; -mektedir, -maktadır yazı dili, biz konuşurken daha çok yapar, eder kullanıyoruz. Yapmaktadır, etmektedir denilince kulağa biraz kitabi geliyor. **) Biraz görsellik katılabilir, bir tahtaya nesneleri, gerekli toplumsal emeği, fiyatı koysanız veya bir ekran yansıtsanız orada bunları gösterseniz, kendinizi sağ alt köşeye çekmenizin daha öğretici olacağı kanaatindeyim Teşekkürler
Öyle bir sistem ki, metaların arka plandaki ortalama üretim miktarını sorgulamadan çılgınca bir köle edasıyla onları değerinin çok üstünde fiyatlara satın alıyoruz. Kimi zaman kampanyalara kimi zaman reklamlara kanıyoruz. İnsanın kendine verdiği değer gerçekten çok sorumsuzca, dümdüz yaşayıp hayatımız boyunca fırsatçıları zengin edip ölüyoruz.
Sesli kitap olarak kapitali dinlemeye başladım. Aynı zamanda bu seriyi takip edeceğim. Anlamak gerçekten de emek :) istiyor. Teşekkürler.
Kullanım değeri dediğinde bir miktar yanlış anlaşılabiliyor bir amaca uygunluğu da katmak gerekiyor bence çünkü böyle bir açıklamada mübadele ile alan koleksiyoncu veya 100-200sene sonraya şarap bırakacak kişiler dışlanıyor bunlar da zamana dayalı bir mübadele değeri oluşturuyor, birde bence Mübadele değerinin rastlantısal ve bütünüyle göreli bir şey olduğunu bastırmak gerekiyor çünkü karşı çıktığı sanılan carl menger gibiler ve şu an onun ekolünü takip edenler çok fazla bu kısmı atlayan insanlar bence.
Heyecanla devamını bekliyorum. Emeğinize sağlık. Bu arada anlatımınız gayet açıklayıcı.
Emeğine sağlık cevap veriyorum umarım beynim yanmamıştır 19:33 deki alıntıyı 5 dakikada anca anlayabildim çünkü
Genel olarak makas ve şarj aletinin kullanım değerlerini kıyaslamaya çalışmanın 2 elma ile 3 armutu toplamaya çalışmak gibi olduğu yani mümkün olmadığı (veya absurd olduğu), kapitalizmin ise metayı salt bir sayı değerine döken şeyin nitelikten bağımsız insan emeği miktarı oldugunu anladım.
ürettiğimiz şeylerin niteliğinden çok, o tezgahın başında geçirdiğimiz zaman önemli (Kapitalde ne kadar bahsediyor bilmiyorum ama yabancılaşmanın da en önemli sebeplerinden biri bu olmalı), bu bölümde hafiften köle olduğumuzu hissettirmeye basladı Marx.
Evet çoğunlukla durum bu şekilde, doğru anlaşılmış. Sadece üretilen şeylerin niteliği de önemli. Ama bu farklı nitelikleri tek bir şeyle ifade etmeyi sağlayan şey fiyattır, mübadele/değişim değeridir. Bu değerin de bir kısmı belirttiğiniz gibi insan emeği miktarından, yani ortalama emek/çalışma süresinden kaynaklanır. Ve evet aslında burası yabancılaşma teorisinin kökenini oluşturmakta. Şimdiden Das Kapital'in devamını da görebiliyoruz :)
Emeğinize sağlık devamını bekliyoruz❤
Teşekkürler ✨🌸
teşekkürler, emeğinize sağlık ❤
Emeğinize sağlık.
Süper anlatım. You're the man 👏
Teşekkürler
teşekkürler
Guzel, aydinlaniyoruz.. Tesekkurler... Kitap icin harcanan zaman makas icin harcanan zamandan daha cok ve halen daha ucuz???? Baska hangi parametreler var, sanirim ileriki serilerde ele alinacak.
Tesekkur ederiz 👏
Devamını talep ediyoruz sayın tedarikçimiz
Yeni video Nisan'ın ilk haftasında yayında olacak.
@@berkaygorkemcoskun teşekkürler beklemedeyiz
Neredeee @@berkaygorkemcoskun
Yaptığınız iş değerli, sempatik bir sunumunuz var, bir iki noktaya katkı olması amacıyla dikkatinizi çekmek istiyorum:
*) Türkçe bize söylendiği gibi "yazıldığı gibi okunan" bir dil değil; -mektedir, -maktadır yazı dili, biz konuşurken daha çok yapar, eder kullanıyoruz. Yapmaktadır, etmektedir denilince kulağa biraz kitabi geliyor.
**) Biraz görsellik katılabilir, bir tahtaya nesneleri, gerekli toplumsal emeği, fiyatı koysanız veya bir ekran yansıtsanız orada bunları gösterseniz, kendinizi sağ alt köşeye çekmenizin daha öğretici olacağı kanaatindeyim
Teşekkürler