Merhaba herkese umarım iyisinizdir. Bu hikayede aşkı fazla abartmamayı düşündüm vıcıklık olmasın istedim. Uzun ama normal bi hikaye bana göre. Beğenmezseniz anlarım. Jungkook ile olan Seri'nin 2.bölümü Cuma günü en geç Pazar günü gelir. 2.bölümde biraz kıskançlık birazda kavga olsun ve yeni kişiler:) Bu kadar spoi yeter görüşürüz💜🔮
YORUM 2 Adelya, Namjoon'un gerçekten kıskandığını anladığında, bu durumu daha fazla uzatmak istemedi. Ama biraz daha onunla oyun oynamanın da eğlenceli olabileceğini düşündü. "Teşekkür ederim Namjoon, senin desteğin benim için önemli," dedi tatlı bir gülümsemeyle. Bu sırada Luna da onların yanında belirdi. Kardeşini bu kadar ciddi görmek onun da ilgisini çekmişti. "Namjoon, bu akşam Adelya'nın yeni sevgilisiyle tanışmak istemez misin? Belki arkadaş olursunuz?" diye şaka yollu bir teklif yaptı. Namjoon’un yüzü daha da asıldı. "Hayır, teşekkür ederim," dedi kısaca. Luna, abisinin bu tepkisini ilginç bulmuştu. Normalde bu kadar ciddi olmazdı. Adelya, Namjoon’un bu kadar kötü hissettiğini görünce vicdan azabı duymaya başladı. Onun bu kadar üzülmesini istememişti. Şaka biraz fazla ileri gitmiş gibi hissediyordu. Bu yüzden, onu daha fazla üzmemek adına şakayı açıklamaya karar verdi. "Namjoon, aslında sana bir şey söylemem gerek," dedi hafif bir utangaçlıkla. Namjoon, kafasını kaldırıp Adelya’ya baktı, kalbi hızla çarpmaya başlamıştı. "Ne söylemek istiyorsun?" diye sordu, içinde belirsiz bir umut ışığıyla. Adelya derin bir nefes aldı ve itiraf etti. "Dün söylediğim her şey şakaydı. Sadece seni biraz trollemek istedik. Yeni biriyle tanışmadım." Namjoon, birkaç saniye boyunca ne diyeceğini bilemedi. Kafasındaki bütün o karanlık düşünceler bir anda dağılıvermişti. İlk başta rahatladığı için sevinse de sinirlenmişti biraz çünkü sevdiği kız ona şaka yaparken kendi içinde savaş vermişti neredeyse neyseledi, sonrasında Adelya'nın ona şaka yaptığını fark edince biraz da utandı. “Yani... hepsi şaka mıydı?” diye sordu, hafif bir şaşkınlıkla. Adelya'nın ne kadar zeki ve oyunbaz olduğunu unutmuştu. Adelya, Namjoon’un tepkisinden biraz utanmış olsa da, ona tatlı bir şekilde gülümseyerek, “Evet, şaka. Beni affeder misin?” diye sordu. Namjoon, içten içe rahatlamış ve mutlu olmuştu. Onu affetmemesi mümkün değildi. “Tabii ki affederim. Ama intikamımı almam gerekebilir,” dedi, sonunda yüzüne bir gülümseme yerleştirerek. Bu şaka, aralarındaki bağı daha da güçlendirmişti. Luna, ikisinin arasındaki bu tatlı çekişmeyi izlerken bir şeyler fark etmeye başlamıştı. Namjoon’un Adelya’ya karşı davranışları, ona karşı duyduğu hislerin sıradan olmadığını gösteriyordu. Ama Luna, bu konuda sessiz kalmayı tercih etti, en azından şimdilik. Adelya ve Namjoon, bu küçük şakanın ardından daha da yakınlaşırken, Luna da aralarındaki bu bağın farkına varmaya başlamıştı. Belki de bu küçük şaka, Namjoon’un gerçek hislerini açığa çıkarması için bir fırsat olmuştu. Namjoon, Adelya’nın yaptığı şakayı öğrendikten sonra her şeyin normale döndüğünü düşünse de, hislerinin kontrolünü kaybetmeye başladığını fark etti. Şaka, Adelya’ya olan duygularını daha da belirgin hale getirmişti. Kendisini her ne kadar zorlamış olsa da, onu bir arkadaş gibi görmenin ötesine geçtiğini kabul etmek zorundaydı. Ama bu hislerini ona nasıl açabileceğini bilmiyordu. Adelya’nın tepkisinden korkuyordu; ya o bu hislere karşılık vermezse? Bu, arkadaşlıklarını da riske atardı. Bu düşüncelerle boğuşurken, Adelya ise Namjoon’un davranışlarındaki değişikliği fark etmeye başlamıştı. Şaka sonrası Namjoon, her zamankinden daha düşünceli ve mesafeliydi. Aralarındaki samimiyet artmış gibi görünse de, Namjoon’un içine kapanmış hali Adelya’yı endişelendiriyordu. Onu bu kadar üzmek istememişti. Bir gün, Adelya ve Luna, okul sonrası Namjoon’un da olduğu bir kafede buluştular. Namjoon her zamanki gibi sessizdi, ama Adelya onun yanına oturduğunda biraz daha gergin olduğunu fark etti. İçinde bir şeylerin değiştiğini hissediyordu, ama bu değişimi anlamlandıramıyordu. Luna, abisi ve Adelya arasındaki gerilimi fark etmişti ve bu durumu hafifletmek için bir öneride bulundu. "Bu akşam hep beraber bir film izleyelim mi? Biraz eğleniriz," dedi neşeyle. Adelya bu fikre hemen katıldı. "Harika olur! Namjoon, sen de katılmalısın," dedi ona bakarak. Ancak Namjoon, biraz tereddütle başını salladı. "Olur, ben de gelirim," dedi sessizce. Adelya’nın bu kadar ısrarcı olması onu şaşırtmıştı. Normalde bu tür etkinliklerde bu kadar heyecanlı olmazdı. Akşam olduğunda, Namjoon, Luna ve Adelya, Namjoon’un evinde toplandılar. Luna, en sevdiği romantik komedi filmlerinden birini seçti ve hepsi salonda yerlerini aldılar. Film başladıktan kısa bir süre sonra, Luna kendini uykunun kollarına bıraktı ve koltukta uyuyakaldı. Adelya ve Namjoon, salonda baş başa kaldıklarında aralarındaki hava iyice yoğunlaşmıştı. Filmdeki romantik sahneler, Namjoon’un duygularını daha da karmaşık hale getiriyordu. Artık dayanamayacağını hissetti ve derin bir nefes alarak, içini kemiren o duyguları açığa çıkarmaya karar verdi. "Adelya," dedi, sesi biraz titreyerek. Adelya, Namjoon’un sesindeki ciddiyeti fark edip ona döndü. "Evet, Namjoon?" Namjoon, gözlerini ondan kaçırmadan devam etti. "Dün şaka yaptığında, gerçekten biriyle çıkmaya başlayacağını düşündüğümde... kendimi çok kötü hissettim. Belki sana tuhaf gelebilir ama... seni biriyle paylaşma fikri beni deli etti." Adelya, bu itiraf karşısında şaşkınlıkla Namjoon’a baktı. Bu, beklediği bir şey değildi. Kalbi hızla atmaya başlamıştı. "Namjoon, bunu neden söylüyorsun?" diye sordu, sesi biraz ürkek çıkmıştı. Namjoon, derin bir nefes alarak, nihayet duygularını itiraf etme cesaretini topladı. "Çünkü... Adelya, ben sana karşı hisler besliyorum. Seni çok uzun zamandır seviyorum ama bunu nasıl söyleyeceğimi bilemedim. Ve şimdi, seni kaybetme korkusuyla yüzleşiyorum." Adelya, Namjoon’un bu itirafı karşısında ne diyeceğini bilemedi. Bu kadar yakın olduğu birinin ona aşık olabileceğini hiç düşünmemişti. İçinde bir yerlerde, belki de Namjoon’a karşı farklı duygular beslediğini hissetti ama şimdi, bu kadar ani bir itiraf karşısında kafası karışmıştı. DEVAMI YORUM 3TE...
Yorum 1 Kim Namjoon ile hayal et - Arkadaşının seni seven abisine şaka yaparsın / TB 📌Normalde Çarşamba ve Pazar günleri atmam gerekiyor ama vakit buldum kısa süreliğine de olsa yazayım dedim.TB atmak geldi içimden. Bu hikaye uzun ama içinde bu kez sürekli vıcıklaşma/öpüşme barındırsın istemedim. Yani kim sürekli aynı tarz hikaye yazmak/okumak ister ki? :) ▫️Eğlence amaçlı yazılmıştır ▫️Umarım seversiniz :) 🔸Kim Namjoon -22 🔸Park Adelya - 18 🔸Kim Luna - 18 Hikaye⚡ Park Adelya, şakacı kişiliğiyle tanınan, hayat dolu bir genç kızdı. Onun en yakın arkadaşı Luna ise, abisi Namjoon'u her zaman ciddi ve sakin bir insan olarak görüyordu. Ancak, Luna’nın bilmediği bir şey vardı; Namjoon, aslında Adelya’ya karşı hisler besliyordu. Ama Namjoon, bu duyguları saklamak konusunda ustaydı ve kimsenin, özellikle de Adelya’nın bunu fark etmesine izin vermiyordu. Bir gün, Luna ve Adelya, sıradan bir okul günü sonrasında Luna’nın odasında oturmuş, sohbet ediyorlardı. Adelya, Namjoon’un odasından gelen müzik sesini duyduğunda gözleri parladı. İçinde bir şaka yapma isteği doğmuştu. "Luna" dedi Adelya, şeytani bir gülümsemeyle, "Namjoon'u biraz trollesek nasıl olur? Telefonda bir şaka yapabiliriz." Luna önce biraz tereddüt etti, ama Adelya’nın ısrarlarına dayanamayıp onayladı. “Ne yapacağız peki?” diye sordu merakla. Adelya, Namjoon’u biraz kıskandıracak bir plan hazırlamıştı. “Telefonla arayıp, ona başka biriyle çıktığımı söyleyeceğim. Reaksiyonu görmek eğlenceli olur,” dedi ve hemen telefonunu çıkardı. Namjoon, odasında çalışırken, telefonunun çaldığını gördü. Ekranda Adelya’nın adı yazıyordu ve kalbi bir an için hızlandı. Hemen telefonu açtı. "Adelya? N’aber?" dedi, sesinde saklamaya çalıştığı bir heyecanla. Adelya, sesini mümkün olduğunca doğal ve rahat bir tonda tutarak, "Merhaba Namjoon! Bir şey paylaşmak istedim seninle," dedi. Namjoon’un kalbi küt küt atmaya başlamıştı. "Tabii, söyle bakalım." Adelya, planını devreye sokarak, "Dün akşam biriyle tanıştım ve sanırım onunla çıkmaya başlayacağım," dedi, sanki bu durum onun için oldukça sıradanmış gibi. Namjoon’un yüzü aniden ciddileşti. Kalbindeki kıskançlık hissi giderek büyüyordu. "Biriyle mi tanıştın?" diye sordu, sesi istemsizce biraz sert çıkmıştı. Adelya, Namjoon'un tepkisinden gizlice keyif alarak devam etti. "Evet, gerçekten çok tatlı biri. Sen de tanısan kesin seversin." Namjoon, Adelya'nın bu kadar heyecanla başkasından bahsetmesine içten içe öfkelenmeye başlamıştı. Ama bunu ona belli etmemek için kendini zor tuttu. "Umarım mutlu olursun," dedi, ama sesindeki duygular kontrolsüzce yüzeye çıkmıştı. Adelya, onun sesindeki kıskançlığı fark ettiğinde gülümsemesini tutamadı. Ama oyunu sürdürmek için son bir şey daha ekledi. "Aslında onu bu akşam yemeğe çağıracaktım. Belki sen de gelmek istersin?" Namjoon, bu teklif karşısında ne diyeceğini bilemedi. Onun başka biriyle mutlu olabileceği düşüncesi kalbini sıkıştırıyordu. Ancak, Adelya'ya bunu belli etmek istemediği için, “Belki başka bir zaman,” diyerek telefonu hızlıca kapattı. Adelya ve Luna, telefon görüşmesinden sonra kahkahalara boğuldular. Adelya, Namjoon’un gerçekten kıskandığını hissetmişti, ama şaka olduğunu anlaması için bir süre daha beklemesi gerektiğini düşündü. İçinde bir yerlerde, Namjoon’un bu kadar çabuk teslim olmayacağını biliyordu. Adelya ve Luna, Namjoon'u trollamanın verdiği eğlencenin tadını çıkarırken, Namjoon odasında düşüncelere dalmıştı. Kıskançlık ve hayal kırıklığı, içini kemiriyordu. Adelya’yı başka biriyle düşünmek bile dayanılmazdı. Ancak, onun mutluluğunu gölgelemek istemediği için bu hislerini bastırmaya çalışıyordu. Ama ne kadar uğraşsa da, kafasından Adelya'nın başka biriyle vakit geçirme fikrini atamıyordu. Ertesi gün, Adelya okulda Namjoon’la karşılaştığında, Namjoon’un yüzünde bir gerginlik olduğunu fark etti. Bu, Adelya'nın beklediği bir durumdu ama onu şaşırtan şey, Namjoon’un bu kadar etkilenmiş olmasıydı. "Merhaba Namjoon!" dedi neşeyle. "Dün söylediklerim hakkında ne düşünüyorsun?" Namjoon, soğukkanlı görünmeye çalışarak, "Eğer sen mutluysan, ben de mutluyum," dedi. Ama bu cümleyi kurarken yüzünde bir gerginlik ve içinde fırtınalar kopuyordu. DEVAMI YORUM 2DE...
YORUM 3 (SON) Sessizlik, salonda derinleşti. Namjoon ve Adelya arasındaki duygusal gerilim, her geçen gün daha da belirginleşiyordu. Namjoon, Adelya'ya olan hislerini açtıktan sonra, onunla daha çok vakit geçirmek istiyor, her fırsatta ona yaklaşmaya çalışıyordu. Adelya ise bu yeni durumu anlamaya çalışırken, kendini bir karmaşanın içinde bulmuştu. Namjoon'u üzmek istemiyordu ama ona karşı olan duygularının net olmadığını da biliyordu. Bir gün, Adelya, Luna ile kafede oturmuş sohbet ediyordu. Luna, abisinin son zamanlarda yaşadığı değişimi fark etmiş ve bu konuyu açmak istiyordu. Adelya'nın zihninin başka yerlerde olduğunu fark eden Luna, onu konuya çekmeye çalıştı. "Adelya, abimle son zamanlarda daha fazla vakit geçiriyorsunuz, değil mi?" diye sordu, merakla. Adelya, Luna'nın sorusuyla irkildi. "Evet, öyle oldu," dedi, biraz düşünceli bir şekilde. "Ama son zamanlarda işler biraz karıştı." Luna, Adelya'nın yüzündeki tereddütü fark etti. "Ne demek istiyorsun? Bir şey mi oldu?" diye sordu, endişeyle. Adelya, bir süre duraksadıktan sonra, Luna'ya her şeyi anlatmaya karar verdi. "Geçen akşam, Namjoon bana olan hislerini itiraf etti. Beni sevdiğini söyledi." Luna, şaşkınlıkla gözlerini büyüttü. Bu, hiç beklemediği bir gelişmeydi. "Abim... sana aşık mı?" diye sordu, duyduklarını sindirmeye çalışarak. Adelya, Luna'nın şaşkınlığını gördü ve başını salladı. "Evet, öyle görünüyor. Ama ben de ne hissettiğimi bilmiyorum. Namjoon çok değer verdiğim biri, ama ona karşı olan duygularım karışık." Luna, arkadaşının bu durumdaki zorluklarını anlıyordu. Abisinin Adelya'ya aşık olması, işleriyoldan çıkaracak bir durum yaratmıştı. "Peki, sen ona ne söyledin?" diye sordu, nazikçe. Adelya, Luna'nın sorusunu düşünürken içini bir hüzün kapladı. "Ona hemen bir cevap veremedim. Bu konuda aceleci olmak istemediğimi söyledim. Ama dürüst olmak gerekirse, ona karşı hislerimin ne olduğunu ben de bilmiyorum." Luna, Adelya'nın bu içten itirafını duyduktan sonra ona destek olmak istedi. "Adelya herşeyi boş ver ve kalbinin sesini dinle ne karar verirsen ver ben arkandayım" "İyiki varsın Luna" Bir kaç gün sonra💫 Adelya ve Namjoon buluşmuş ve konuşuyorlardı. Namjoon, Adelya'nın söylediklerini sakin bir şekilde dinliyordu ama içten içe bir hüzün hissetti. Onun tereddütü, Namjoon’un kalbini sıkıştırsa da, onu anlıyordu. Adelya’nın hislerine saygı duymaktan başka yapabileceği bir şey yoktu. "Seni acele ettirmek istemem," dedi Namjoon, Adelya’nın gözlerinin içine bakarak. "Benim için en önemli şey senin mutlu olman. Eğer biraz daha zamana ihtiyacın varsa, beklerim. Ama lütfen, seni üzmek istemediğimi bil." Adelya, Namjoon'un bu kadar anlayışlı olmasından dolayı içten bir rahatlama hissetti. Onun gözlerindeki samimiyeti görmek, Adelya'nın duygularını netleştirmesine yardımcı oluyordu. Ama hâlâ kafasında cevaplayamadığı sorular vardı. "Teşekkür ederim, Namjoon," dedi Adelya, hafif bir gülümsemeyle. "Gerçekten de çok anlayışlısın. Seninle konuşmak her zaman rahatlatıcı oluyor." Namjoon, bu sözler karşısında hafifçe gülümsedi. "Ben de seninle konuşmayı seviyorum," dedi, sıcak bir tonda. "Seninle her şey daha kolay ve anlamlı geliyor." İkisi arasında oluşan bu sıcak atmosfer, bir süre sessizlikle doldu. Sessizlik, onları rahatsız etmek yerine, aralarındaki bağı daha da güçlendirdi. İkisi de birbirlerinin yanında kendilerini güvende hissediyordu, ama bu güven, aralarındaki duygusal karmaşayı tam anlamıyla çözmeye yetmiyordu. Namjoon, konuşmaya devam etti. "Adelya, belki de bu süreci birlikte keşfetmeliyiz. Ne hissediyorsak, bunu birlikte çözebiliriz. Ne dersin?" Adelya, Namjoon’un bu teklifine şaşırdı. Onun bu kadar sabırlı ve anlayışlı olmasına hayran kalmıştı. "Bu harika bir fikir olabilir," dedi düşünceli bir şekilde. "Birbirimize zaman tanıyalım ve neler olacağını görelim." Namjoon, Adelya’nın bu cevabı karşısında içten bir rahatlama hissetti. Onunla bu şekilde ilerlemek, en doğru yol gibi görünüyordu. "Tamam o zaman," dedi gülümseyerek. "Birbirimize zaman tanıyalım ve birlikte neler olacağını görelim." Bu sözlerle, aralarındaki gerginlik bir nebze olsun hafifledi. İkisi de birbirlerine olan duygularını aceleye getirmeden, yavaş yavaş keşfetmeye karar verdiler. Günler geçtikçe, Namjoon ve Adelya, birlikte daha çok vakit geçirmeye başladılar. Küçük buluşmalar, kahve sohbetleri ve birlikte izlenen filmler... Her biri, aralarındaki bağı daha da kuvvetlendirdi. Ama ikisi de, birbirlerine olan hislerini acele etmeden, doğal bir şekilde yaşamak istiyorlardı. Bir gün, Namjoon, Adelya’yı sürpriz bir buluşmaya davet etti. Bu sefer, onun için özel bir şey yapmak istemişti. Birlikte gittikleri bir parkta, Namjoon, Adelya için küçük bir piknik hazırlamıştı. Yalnızca ikisinin olduğu bu an, Namjoon için çok değerliydi. Adelya, bu sürpriz karşısında şaşırmış ve mutlu olmuştu. "Bu harika bir sürpriz, Namjoon," dedi gülümseyerek. "Gerçekten düşüncelisin." Namjoon, Adelya’nın mutluluğunu görmekten dolayı memnundu. "Seninle vakit geçirmekten çok keyif alıyorum. Ve senin mutlu olmanı sağlamak, benim için en önemli şey." Adelya, Namjoon’un bu kadar içten ve dürüst olması karşısında derin bir duygusallık hissetti. Onun yanında kendini güvende ve huzurlu hissediyordu. Belki de onunla daha fazla vakit geçirmek, duygularını daha net anlamasına yardımcı olacaktı. İkisi birlikte oturup, yavaş yavaş batmakta olan güneşi izlerken, Adelya, Namjoon’a olan hislerinin şekillendiğini fark etti. Onun yanında kendini huzurlu hissetmekten öte, onun varlığıyla mutlu oluyordu. Belki de Namjoon’a karşı hissettiği şey, yalnızca dostluk değil, daha derin bir şeydi. Ama Adelya, hislerini acele etmeden keşfetmek istiyordu. Namjoon, ona bu zamanı tanıyacağına söz vermişti ve Adelya, onun bu sözünü tutacağından emindi. Bu düşüncelerle, Adelya, Namjoon’a döndü ve içten bir gülümsemeyle "Sanırım seninle birlikteyken her şey çok daha güzel," dedi. Namjoon, Adelya’nın bu sözleri karşısında içi sevinçle doldu. "Ben de seninle her şeyin daha güzel olduğunu hissediyorum," diye karşılık verdi, onun elini tutarak. Güneşin batışıyla birlikte, ikisi de birbirlerine olan duygularını acele etmeden, doğal bir şekilde keşfetmeye karar verdiler. Belki de bu yolculuk, onları hiç beklemedikleri bir yere götürecekti. Ama bu yolculuğun sonunda ne olursa olsun, ikisi de birbirlerinin yanında olmaktan mutluydu. Ve belki de, bu süreçte kalplerini tamamen birbirlerine açacaklardı. SON⚡ Abi ben mutlu hikaye yazmıyim yaa sonunu mutlu yapamıyorum 😶 Neyseee Bi sonraki kurguda görüşürüz💜
Merhaba herkese umarım iyisinizdir. Bu hikayede aşkı fazla abartmamayı düşündüm vıcıklık olmasın istedim. Uzun ama normal bi hikaye bana göre. Beğenmezseniz anlarım. Jungkook ile olan Seri'nin 2.bölümü Cuma günü en geç Pazar günü gelir. 2.bölümde biraz kıskançlık birazda kavga olsun ve yeni kişiler:) Bu kadar spoi yeter görüşürüz💜🔮
YORUM 2
Adelya, Namjoon'un gerçekten kıskandığını anladığında, bu durumu daha fazla uzatmak istemedi. Ama biraz daha onunla oyun oynamanın da eğlenceli olabileceğini düşündü. "Teşekkür ederim Namjoon, senin desteğin benim için önemli," dedi tatlı bir gülümsemeyle.
Bu sırada Luna da onların yanında belirdi. Kardeşini bu kadar ciddi görmek onun da ilgisini çekmişti. "Namjoon, bu akşam Adelya'nın yeni sevgilisiyle tanışmak istemez misin? Belki arkadaş olursunuz?" diye şaka yollu bir teklif yaptı.
Namjoon’un yüzü daha da asıldı. "Hayır, teşekkür ederim," dedi kısaca. Luna, abisinin bu tepkisini ilginç bulmuştu. Normalde bu kadar ciddi olmazdı.
Adelya, Namjoon’un bu kadar kötü hissettiğini görünce vicdan azabı duymaya başladı. Onun bu kadar üzülmesini istememişti. Şaka biraz fazla ileri gitmiş gibi hissediyordu.
Bu yüzden, onu daha fazla üzmemek adına şakayı açıklamaya karar verdi. "Namjoon, aslında sana bir şey söylemem gerek," dedi hafif bir utangaçlıkla.
Namjoon, kafasını kaldırıp Adelya’ya baktı, kalbi hızla çarpmaya başlamıştı. "Ne söylemek istiyorsun?" diye sordu, içinde belirsiz bir umut ışığıyla.
Adelya derin bir nefes aldı ve itiraf etti. "Dün söylediğim her şey şakaydı. Sadece seni biraz trollemek istedik. Yeni biriyle tanışmadım."
Namjoon, birkaç saniye boyunca ne diyeceğini bilemedi. Kafasındaki bütün o karanlık düşünceler bir anda dağılıvermişti. İlk başta rahatladığı için sevinse de sinirlenmişti biraz çünkü sevdiği kız ona şaka yaparken kendi içinde savaş vermişti neredeyse neyseledi, sonrasında Adelya'nın ona şaka yaptığını fark edince biraz da utandı.
“Yani... hepsi şaka mıydı?” diye sordu, hafif bir şaşkınlıkla. Adelya'nın ne kadar zeki ve oyunbaz olduğunu unutmuştu.
Adelya, Namjoon’un tepkisinden biraz utanmış olsa da, ona tatlı bir şekilde gülümseyerek, “Evet, şaka. Beni affeder misin?” diye sordu.
Namjoon, içten içe rahatlamış ve mutlu olmuştu. Onu affetmemesi mümkün değildi. “Tabii ki affederim. Ama intikamımı almam gerekebilir,” dedi, sonunda yüzüne bir gülümseme yerleştirerek. Bu şaka, aralarındaki bağı daha da güçlendirmişti.
Luna, ikisinin arasındaki bu tatlı çekişmeyi izlerken bir şeyler fark etmeye başlamıştı. Namjoon’un Adelya’ya karşı davranışları, ona karşı duyduğu hislerin sıradan olmadığını gösteriyordu. Ama Luna, bu konuda sessiz kalmayı tercih etti, en azından şimdilik.
Adelya ve Namjoon, bu küçük şakanın ardından daha da yakınlaşırken, Luna da aralarındaki bu bağın farkına varmaya başlamıştı. Belki de bu küçük şaka, Namjoon’un gerçek hislerini açığa çıkarması için bir fırsat olmuştu.
Namjoon, Adelya’nın yaptığı şakayı öğrendikten sonra her şeyin normale döndüğünü düşünse de, hislerinin kontrolünü kaybetmeye başladığını fark etti. Şaka, Adelya’ya olan duygularını daha da belirgin hale getirmişti. Kendisini her ne kadar zorlamış olsa da, onu bir arkadaş gibi görmenin ötesine geçtiğini kabul etmek zorundaydı. Ama bu hislerini ona nasıl açabileceğini bilmiyordu. Adelya’nın tepkisinden korkuyordu; ya o bu hislere karşılık vermezse? Bu, arkadaşlıklarını da riske atardı.
Bu düşüncelerle boğuşurken, Adelya ise Namjoon’un davranışlarındaki değişikliği fark etmeye başlamıştı. Şaka sonrası Namjoon, her zamankinden daha düşünceli ve mesafeliydi. Aralarındaki samimiyet artmış gibi görünse de, Namjoon’un içine kapanmış hali Adelya’yı endişelendiriyordu. Onu bu kadar üzmek istememişti.
Bir gün, Adelya ve Luna, okul sonrası Namjoon’un da olduğu bir kafede buluştular. Namjoon her zamanki gibi sessizdi, ama Adelya onun yanına oturduğunda biraz daha gergin olduğunu fark etti. İçinde bir şeylerin değiştiğini hissediyordu, ama bu değişimi anlamlandıramıyordu.
Luna, abisi ve Adelya arasındaki gerilimi fark etmişti ve bu durumu hafifletmek için bir öneride bulundu. "Bu akşam hep beraber bir film izleyelim mi? Biraz eğleniriz," dedi neşeyle.
Adelya bu fikre hemen katıldı. "Harika olur! Namjoon, sen de katılmalısın," dedi ona bakarak. Ancak Namjoon, biraz tereddütle başını salladı.
"Olur, ben de gelirim," dedi sessizce. Adelya’nın bu kadar ısrarcı olması onu şaşırtmıştı. Normalde bu tür etkinliklerde bu kadar heyecanlı olmazdı.
Akşam olduğunda, Namjoon, Luna ve Adelya, Namjoon’un evinde toplandılar. Luna, en sevdiği romantik komedi filmlerinden birini seçti ve hepsi salonda yerlerini aldılar. Film başladıktan kısa bir süre sonra, Luna kendini uykunun kollarına bıraktı ve koltukta uyuyakaldı.
Adelya ve Namjoon, salonda baş başa kaldıklarında aralarındaki hava iyice yoğunlaşmıştı. Filmdeki romantik sahneler, Namjoon’un duygularını daha da karmaşık hale getiriyordu. Artık dayanamayacağını hissetti ve derin bir nefes alarak, içini kemiren o duyguları açığa çıkarmaya karar verdi.
"Adelya," dedi, sesi biraz titreyerek. Adelya, Namjoon’un sesindeki ciddiyeti fark edip ona döndü. "Evet, Namjoon?"
Namjoon, gözlerini ondan kaçırmadan devam etti. "Dün şaka yaptığında, gerçekten biriyle çıkmaya başlayacağını düşündüğümde... kendimi çok kötü hissettim. Belki sana tuhaf gelebilir ama... seni biriyle paylaşma fikri beni deli etti."
Adelya, bu itiraf karşısında şaşkınlıkla Namjoon’a baktı. Bu, beklediği bir şey değildi. Kalbi hızla atmaya başlamıştı. "Namjoon, bunu neden söylüyorsun?" diye sordu, sesi biraz ürkek çıkmıştı.
Namjoon, derin bir nefes alarak, nihayet duygularını itiraf etme cesaretini topladı. "Çünkü... Adelya, ben sana karşı hisler besliyorum. Seni çok uzun zamandır seviyorum ama bunu nasıl söyleyeceğimi bilemedim. Ve şimdi, seni kaybetme korkusuyla yüzleşiyorum."
Adelya, Namjoon’un bu itirafı karşısında ne diyeceğini bilemedi. Bu kadar yakın olduğu birinin ona aşık olabileceğini hiç düşünmemişti. İçinde bir yerlerde, belki de Namjoon’a karşı farklı duygular beslediğini hissetti ama şimdi, bu kadar ani bir itiraf karşısında kafası karışmıştı.
DEVAMI YORUM 3TE...
Yorum 1
Kim Namjoon ile hayal et - Arkadaşının seni seven abisine şaka yaparsın / TB
📌Normalde Çarşamba ve Pazar günleri atmam gerekiyor ama vakit buldum kısa süreliğine de olsa yazayım dedim.TB atmak geldi içimden. Bu hikaye uzun ama içinde bu kez sürekli vıcıklaşma/öpüşme barındırsın istemedim. Yani kim sürekli aynı tarz hikaye yazmak/okumak ister ki? :)
▫️Eğlence amaçlı yazılmıştır
▫️Umarım seversiniz :)
🔸Kim Namjoon -22
🔸Park Adelya - 18
🔸Kim Luna - 18
Hikaye⚡
Park Adelya, şakacı kişiliğiyle tanınan, hayat dolu bir genç kızdı. Onun en yakın arkadaşı Luna ise, abisi Namjoon'u her zaman ciddi ve sakin bir insan olarak görüyordu. Ancak, Luna’nın bilmediği bir şey vardı; Namjoon, aslında Adelya’ya karşı hisler besliyordu. Ama Namjoon, bu duyguları saklamak konusunda ustaydı ve kimsenin, özellikle de Adelya’nın bunu fark etmesine izin vermiyordu.
Bir gün, Luna ve Adelya, sıradan bir okul günü sonrasında Luna’nın odasında oturmuş, sohbet ediyorlardı. Adelya, Namjoon’un odasından gelen müzik sesini duyduğunda gözleri parladı. İçinde bir şaka yapma isteği doğmuştu.
"Luna" dedi Adelya, şeytani bir gülümsemeyle, "Namjoon'u biraz trollesek nasıl olur? Telefonda bir şaka yapabiliriz."
Luna önce biraz tereddüt etti, ama Adelya’nın ısrarlarına dayanamayıp onayladı. “Ne yapacağız peki?” diye sordu merakla.
Adelya, Namjoon’u biraz kıskandıracak bir plan hazırlamıştı. “Telefonla arayıp, ona başka biriyle çıktığımı söyleyeceğim. Reaksiyonu görmek eğlenceli olur,” dedi ve hemen telefonunu çıkardı.
Namjoon, odasında çalışırken, telefonunun çaldığını gördü. Ekranda Adelya’nın adı yazıyordu ve kalbi bir an için hızlandı. Hemen telefonu açtı.
"Adelya? N’aber?" dedi, sesinde saklamaya çalıştığı bir heyecanla.
Adelya, sesini mümkün olduğunca doğal ve rahat bir tonda tutarak, "Merhaba Namjoon! Bir şey paylaşmak istedim seninle," dedi.
Namjoon’un kalbi küt küt atmaya başlamıştı. "Tabii, söyle bakalım."
Adelya, planını devreye sokarak, "Dün akşam biriyle tanıştım ve sanırım onunla çıkmaya başlayacağım," dedi, sanki bu durum onun için oldukça sıradanmış gibi.
Namjoon’un yüzü aniden ciddileşti. Kalbindeki kıskançlık hissi giderek büyüyordu. "Biriyle mi tanıştın?" diye sordu, sesi istemsizce biraz sert çıkmıştı.
Adelya, Namjoon'un tepkisinden gizlice keyif alarak devam etti. "Evet, gerçekten çok tatlı biri. Sen de tanısan kesin seversin."
Namjoon, Adelya'nın bu kadar heyecanla başkasından bahsetmesine içten içe öfkelenmeye başlamıştı. Ama bunu ona belli etmemek için kendini zor tuttu. "Umarım mutlu olursun," dedi, ama sesindeki duygular kontrolsüzce yüzeye çıkmıştı.
Adelya, onun sesindeki kıskançlığı fark ettiğinde gülümsemesini tutamadı. Ama oyunu sürdürmek için son bir şey daha ekledi. "Aslında onu bu akşam yemeğe çağıracaktım. Belki sen de gelmek istersin?"
Namjoon, bu teklif karşısında ne diyeceğini bilemedi. Onun başka biriyle mutlu olabileceği düşüncesi kalbini sıkıştırıyordu. Ancak, Adelya'ya bunu belli etmek istemediği için, “Belki başka bir zaman,” diyerek telefonu hızlıca kapattı.
Adelya ve Luna, telefon görüşmesinden sonra kahkahalara boğuldular. Adelya, Namjoon’un gerçekten kıskandığını hissetmişti, ama şaka olduğunu anlaması için bir süre daha beklemesi gerektiğini düşündü. İçinde bir yerlerde, Namjoon’un bu kadar çabuk teslim olmayacağını biliyordu.
Adelya ve Luna, Namjoon'u trollamanın verdiği eğlencenin tadını çıkarırken, Namjoon odasında düşüncelere dalmıştı. Kıskançlık ve hayal kırıklığı, içini kemiriyordu. Adelya’yı başka biriyle düşünmek bile dayanılmazdı. Ancak, onun mutluluğunu gölgelemek istemediği için bu hislerini bastırmaya çalışıyordu. Ama ne kadar uğraşsa da, kafasından Adelya'nın başka biriyle vakit geçirme fikrini atamıyordu.
Ertesi gün, Adelya okulda Namjoon’la karşılaştığında, Namjoon’un yüzünde bir gerginlik olduğunu fark etti. Bu, Adelya'nın beklediği bir durumdu ama onu şaşırtan şey, Namjoon’un bu kadar etkilenmiş olmasıydı.
"Merhaba Namjoon!" dedi neşeyle. "Dün söylediklerim hakkında ne düşünüyorsun?"
Namjoon, soğukkanlı görünmeye çalışarak, "Eğer sen mutluysan, ben de mutluyum," dedi. Ama bu cümleyi kurarken yüzünde bir gerginlik ve içinde fırtınalar kopuyordu.
DEVAMI YORUM 2DE...
YORUM 3 (SON)
Sessizlik, salonda derinleşti. Namjoon ve Adelya arasındaki duygusal gerilim, her geçen gün daha da belirginleşiyordu. Namjoon, Adelya'ya olan hislerini açtıktan sonra, onunla daha çok vakit geçirmek istiyor, her fırsatta ona yaklaşmaya çalışıyordu. Adelya ise bu yeni durumu anlamaya çalışırken, kendini bir karmaşanın içinde bulmuştu. Namjoon'u üzmek istemiyordu ama ona karşı olan duygularının net olmadığını da biliyordu.
Bir gün, Adelya, Luna ile kafede oturmuş sohbet ediyordu. Luna, abisinin son zamanlarda yaşadığı değişimi fark etmiş ve bu konuyu açmak istiyordu. Adelya'nın zihninin başka yerlerde olduğunu fark eden Luna, onu konuya çekmeye çalıştı.
"Adelya, abimle son zamanlarda daha fazla vakit geçiriyorsunuz, değil mi?" diye sordu, merakla.
Adelya, Luna'nın sorusuyla irkildi. "Evet, öyle oldu," dedi, biraz düşünceli bir şekilde. "Ama son zamanlarda işler biraz karıştı."
Luna, Adelya'nın yüzündeki tereddütü fark etti. "Ne demek istiyorsun? Bir şey mi oldu?" diye sordu, endişeyle.
Adelya, bir süre duraksadıktan sonra, Luna'ya her şeyi anlatmaya karar verdi. "Geçen akşam, Namjoon bana olan hislerini itiraf etti. Beni sevdiğini söyledi."
Luna, şaşkınlıkla gözlerini büyüttü. Bu, hiç beklemediği bir gelişmeydi. "Abim... sana aşık mı?" diye sordu, duyduklarını sindirmeye çalışarak.
Adelya, Luna'nın şaşkınlığını gördü ve başını salladı. "Evet, öyle görünüyor. Ama ben de ne hissettiğimi bilmiyorum. Namjoon çok değer verdiğim biri, ama ona karşı olan duygularım karışık."
Luna, arkadaşının bu durumdaki zorluklarını anlıyordu. Abisinin Adelya'ya aşık olması, işleriyoldan çıkaracak bir durum yaratmıştı. "Peki, sen ona ne söyledin?" diye sordu, nazikçe.
Adelya, Luna'nın sorusunu düşünürken içini bir hüzün kapladı. "Ona hemen bir cevap veremedim. Bu konuda aceleci olmak istemediğimi söyledim. Ama dürüst olmak gerekirse, ona karşı hislerimin ne olduğunu ben de bilmiyorum."
Luna, Adelya'nın bu içten itirafını duyduktan sonra ona destek olmak istedi. "Adelya herşeyi boş ver ve kalbinin sesini dinle ne karar verirsen ver ben arkandayım" "İyiki varsın Luna"
Bir kaç gün sonra💫
Adelya ve Namjoon buluşmuş ve konuşuyorlardı.
Namjoon, Adelya'nın söylediklerini sakin bir şekilde dinliyordu ama içten içe bir hüzün hissetti. Onun tereddütü, Namjoon’un kalbini sıkıştırsa da, onu anlıyordu. Adelya’nın hislerine saygı duymaktan başka yapabileceği bir şey yoktu.
"Seni acele ettirmek istemem," dedi Namjoon, Adelya’nın gözlerinin içine bakarak. "Benim için en önemli şey senin mutlu olman. Eğer biraz daha zamana ihtiyacın varsa, beklerim. Ama lütfen, seni üzmek istemediğimi bil."
Adelya, Namjoon'un bu kadar anlayışlı olmasından dolayı içten bir rahatlama hissetti. Onun gözlerindeki samimiyeti görmek, Adelya'nın duygularını netleştirmesine yardımcı oluyordu. Ama hâlâ kafasında cevaplayamadığı sorular vardı.
"Teşekkür ederim, Namjoon," dedi Adelya, hafif bir gülümsemeyle. "Gerçekten de çok anlayışlısın. Seninle konuşmak her zaman rahatlatıcı oluyor."
Namjoon, bu sözler karşısında hafifçe gülümsedi. "Ben de seninle konuşmayı seviyorum," dedi, sıcak bir tonda. "Seninle her şey daha kolay ve anlamlı geliyor."
İkisi arasında oluşan bu sıcak atmosfer, bir süre sessizlikle doldu. Sessizlik, onları rahatsız etmek yerine, aralarındaki bağı daha da güçlendirdi. İkisi de birbirlerinin yanında kendilerini güvende hissediyordu, ama bu güven, aralarındaki duygusal karmaşayı tam anlamıyla çözmeye yetmiyordu.
Namjoon, konuşmaya devam etti. "Adelya, belki de bu süreci birlikte keşfetmeliyiz. Ne hissediyorsak, bunu birlikte çözebiliriz. Ne dersin?"
Adelya, Namjoon’un bu teklifine şaşırdı. Onun bu kadar sabırlı ve anlayışlı olmasına hayran kalmıştı. "Bu harika bir fikir olabilir," dedi düşünceli bir şekilde. "Birbirimize zaman tanıyalım ve neler olacağını görelim."
Namjoon, Adelya’nın bu cevabı karşısında içten bir rahatlama hissetti. Onunla bu şekilde ilerlemek, en doğru yol gibi görünüyordu. "Tamam o zaman," dedi gülümseyerek. "Birbirimize zaman tanıyalım ve birlikte neler olacağını görelim."
Bu sözlerle, aralarındaki gerginlik bir nebze olsun hafifledi. İkisi de birbirlerine olan duygularını aceleye getirmeden, yavaş yavaş keşfetmeye karar verdiler.
Günler geçtikçe, Namjoon ve Adelya, birlikte daha çok vakit geçirmeye başladılar. Küçük buluşmalar, kahve sohbetleri ve birlikte izlenen filmler... Her biri, aralarındaki bağı daha da kuvvetlendirdi. Ama ikisi de, birbirlerine olan hislerini acele etmeden, doğal bir şekilde yaşamak istiyorlardı.
Bir gün, Namjoon, Adelya’yı sürpriz bir buluşmaya davet etti. Bu sefer, onun için özel bir şey yapmak istemişti. Birlikte gittikleri bir parkta, Namjoon, Adelya için küçük bir piknik hazırlamıştı. Yalnızca ikisinin olduğu bu an, Namjoon için çok değerliydi.
Adelya, bu sürpriz karşısında şaşırmış ve mutlu olmuştu. "Bu harika bir sürpriz, Namjoon," dedi gülümseyerek. "Gerçekten düşüncelisin."
Namjoon, Adelya’nın mutluluğunu görmekten dolayı memnundu. "Seninle vakit geçirmekten çok keyif alıyorum. Ve senin mutlu olmanı sağlamak, benim için en önemli şey."
Adelya, Namjoon’un bu kadar içten ve dürüst olması karşısında derin bir duygusallık hissetti. Onun yanında kendini güvende ve huzurlu hissediyordu. Belki de onunla daha fazla vakit geçirmek, duygularını daha net anlamasına yardımcı olacaktı.
İkisi birlikte oturup, yavaş yavaş batmakta olan güneşi izlerken, Adelya, Namjoon’a olan hislerinin şekillendiğini fark etti. Onun yanında kendini huzurlu hissetmekten öte, onun varlığıyla mutlu oluyordu. Belki de Namjoon’a karşı hissettiği şey, yalnızca dostluk değil, daha derin bir şeydi.
Ama Adelya, hislerini acele etmeden keşfetmek istiyordu. Namjoon, ona bu zamanı tanıyacağına söz vermişti ve Adelya, onun bu sözünü tutacağından emindi.
Bu düşüncelerle, Adelya, Namjoon’a döndü ve içten bir gülümsemeyle "Sanırım seninle birlikteyken her şey çok daha güzel," dedi.
Namjoon, Adelya’nın bu sözleri karşısında içi sevinçle doldu. "Ben de seninle her şeyin daha güzel olduğunu hissediyorum," diye karşılık verdi, onun elini tutarak.
Güneşin batışıyla birlikte, ikisi de birbirlerine olan duygularını acele etmeden, doğal bir şekilde keşfetmeye karar verdiler. Belki de bu yolculuk, onları hiç beklemedikleri bir yere götürecekti. Ama bu yolculuğun sonunda ne olursa olsun, ikisi de birbirlerinin yanında olmaktan mutluydu.
Ve belki de, bu süreçte kalplerini tamamen birbirlerine açacaklardı.
SON⚡
Abi ben mutlu hikaye yazmıyim yaa sonunu mutlu yapamıyorum 😶
Neyseee
Bi sonraki kurguda görüşürüz💜