Varlık tanımını sadece mahluk ile sınırlarsanız Tanrı o var dışındadır. Ancak varlık ifadesini vacip ve mümkün diye tasnif ederseniz. Vacip varlık mertebesinin Tanrıya özgü olgugunu ifade edersiniz
Konudan bağımsız birşey söyleyeceğim; Bilmem bilir misiniz Barry Cunliffe’ın “Schtyians” adlı bir kitabı var. Sayfa ismini hatırlamıyorum Ama Bir sayfada Bir İskit savaşçısınn Görüntüsünü koymuştu. Aynı ona benziyorsun.
Hocam, eğer mümkünse Azerbaycan etnik kökeniyle ilgili video yapa bilirmisiniz? İrani halklarla ilişkisini, Türklerin şu anki Azerbaycan toprağına gelmeden önce orada yaşayanlar hakkında.Karabağ ve Ermeni konusuna da değinirseniz çok mutlu olurum
Hocam biyerde demiştiniz genetik modellemerde ortaçağ öncesi Anadolu’da Kürt girişi yok. Anlamadığım mesele Medler,Partlar ortaanadoluya kadar hakim olduğu dönemler var neden hiç genetik miras çıkmıyor?
@@NezihSeven Kürt tarihi ve Kürt sorunu ile ilgili videon ve ya yazdığın bir yazı var mı? Yok ise bu konular video fln yapmayı düşünüyor musun ve ya önerebileceğin herhangi bir insan ve ya kaynak var mıdır?
@@NezihSevenAnadoluda Kürt girişi var ama çoğunlukla güneydoğu ile sınırlı partlar perslerle olan savaşı kaybettikten sonra Anadolunun güneydoğu tarafına gönderilmiş,bir tarihçi söylemişti
Su örneğinden gidersek, kapların varlığını nasıl açıklayabiliriz peki? Tasavvuftaki gibi, tek varlık su ise, kaplar da suyun katılaşıp buz haline gelmesiyle oluşmuş olabilir mi? Tek hakiki varlık olan su, önce katılaşıp buza dönüşür ve kapları "yaratır" sonra da onları su ile yani mevcudiyet ile doldurur..
Abi eline sağlık güzel video olmuş.Bir şey soracağım.Bayadır genel olarak dinler tarihi vs. ile ilgili videolar geliyor.Etnoloji,genetik vs. videoları ne zaman gelecek?
Abi bence İran Mitolojisine Pers Mitolojisi denmesi çok saçma.Bi kere sadece Perslerin oluşturduğu hikayelerden oluşmuyor.Tüm İrani Halklar'ın mitolojisi.Sen ne düşünüyorsun abi?
@@mrzee9599 izleyicileri manipüle etme becerisi bakımından DT daha başarılı, ama felsefi anlamda elbette FÇ. Birinin DT'den felsefi anlamda daha başarısız olması için epey uğraşması lazım.
güzel ve açıklayıcı bi video olmuş. ama basit bir yazar ve kitap analojisi sanki çok daha açıklayıcı olabilirmiş gibi geldi. bu örneği kasten seçmediğinizi düşünüyorum. örnek şöyle ki yüzüklerin efendisi evreninde ejderhalar vardır ve cep telefonları yoktur. ama kitabın içinde Tolkien(yazar) yoktur veya vardır demek anlamsız olur. çünkü elbette kitabın her sayfasında yazarın özellikleri içkin olarak vardır. ama onun var oluşu kitabın ötesindedir. sizin bu örneği seçmemenizin sebebi nedir?
Teşekkürler. Verdiğiniz örnek güzel olsa da yalnızca klasik teizmin değil teistik personalizmin tanrısı için de verilebilir gibi görünüyor. Yani şunu demek istiyorum: Yazar-kitap örneğine dayanarak videodaki ilk animasyonda çizginin değil de en büyük varlığın diğer varlıkları yaratmış olduğu ve dolayısıyla onlardan bir anlamda farklı olduğu iddia edilebilir; ama buradan onda mahiyet ve mevcudiyetin bir olduğunu çıkaramayız. Bu nedenle varlıklar ve Tanrı için suyla dolu kaplar ve suyun kendisi örneğini ya da elektrikle yanan ampuller ve elektriğin kendisi örneğini daha işlevsel buluyorum.
@@NezihSeven aslında ben de tam olarak yazarın kitabın sayfaları arasına sığması mümkün olmadığı için bu örneği seviyordum. ama sanırım ne kast ettiğinizi anladım
Bana biraz Elon Musk'ın simülasyon içinde varız (bir çocuğun oynadığı oyunun içinde devre yarı devre gibi) tabir etmişti biraz benzeşik bir anlam buldum
Özellikle felsefi bir geleneğe sahip olan dinlerin birbirinden ortalama bir insanın zannettiği kadar farklı olmadığını, esasen din denilebilecek tek bir evrensel erdem olduğunu ve kişilerin farklı kültürel kodlar içinde bu erdeme farklı derecelerde sahip olabileceğini düşünüyorum. Dinlerin ortalama inananları arasında büyük farklar olabilir, ama azizleri, ermişleri vs. arasında büyük bir fark göremiyorum ve bence önemli olan zaten bu. Diğer dinlere karşı katı bir dışlayıcı pozisyon benimseyenlerin ciddiye alınacak bir tarafı olmadığı kanaatindeyim.
Bir şey düşünmüyorum açıkçası. Üzerine kafa yorduğum bir konu değil. Doğruluğundan emin olamayacağımız birtakım tarihî olaylar ve şahsiyetler hakkında şahitlik etmenin çok anlamlı olduğunu da düşünmüyorum.
Dakika 08.20 ye kadar konuya bir giriş için önsöz niteliğinde bilgilendirmeler yapmışsınız. Dakika 08.22' de "Klasik teistik görüşte tanrının mahiyeti ve vucudiyetinin bir olduğunu" sôylüyorsunuz. Bunun delili nedir? Bir müslüman olarak en basit akide kitaplarımızdanda biliniyorki bu görüş ayrılığı olan derin bir konudur. Hemen ardından dakika 08.25 de şöyle demişsiniz "Çünkü ne olduğu sorusunun yanıtı yani mahiyeti ,içinde mevcudiyetinin zorunluluğunuda barındırır". Burada iki şeye değinilmeli: İlk olarak "çünkü" ile başlayan bu cümle eğer tanrının mahiyeti ile vucudiyetinin bir olmasının nedeni ise bu bir şeyi kendi ile delilendirmektir ve zaten bizatihi kendisinde görüş ayrılığı olan noktayı direkmen musellem, kabul görülmüş sayıp kendi kendinin delili kılmışsınız. İkinci olarak ise tanrının mahiyeti ile vucudiyeti bir olsa dahi bu durumda mahiyeti vucudiyetinin zorunluluğunu kapsamış veya barındırmış olmaz, sadece vucudiyetini barındırıyor olması onun kendi zatından var olduğunu dolayısıylada zorunlu olarak varolduğunu bizlere bildirir çünkü zatın ta kendisinden olan şey zattan ayrılamaz. Anlıyoruzki mahiyeti varlığını barındırıyor ve sonuç olarak zorunlu oluşu anlaşılıyor ki zaten zorunluluk selbi bir sıfattır yani tanrının varlığından kendisine uyumsuz olan şeyleri nefyetmek amaçlı olan bir sıfattır ve haricte varlığı söz konusu değildir. Şu da belirtilmeli ki bu tertib aklidir zamansal değildir. Daha sonra dakika 8.42 de şöyle deniyor " Bizler varoluşa geçen şeyleriz ancak tanrı varoluşun ta kendisidir". Buradaki "varoluşun ta kendisidir" ifadesinden kasıt nedir? Tanrı yaratma fiilinin ta kendisidir ise bunu kabul etmeyiz çünkü bu denli bir safsata kabule açık değildir. Eğer yaratma fiilini gerçekleştiren varlığın ta kendisidir ise bu kabul görülen ve tutulan görüştür. Dakika 9.30 da ise "olumsallığın zamansal nedensellikten bağımsız" olduğunu dile getirmişsiniz. Öncelikle nedenselliğin zamansal ile kayıtlanmasından bahsedeceğim. Nedensellik ne demektir? Kelam kitaplarını okursak eğer nedensellikten kasıt "hiçbir mümkün bir müreccih olmaksızın meydana gelemez" dir. Daha sonra bu manaya gelen nedensellik kavramının zamansal öncelemeye sahip olması zorunlumudur? Yani bu müreccih, seçim sahibi olan mümkün , olumsal varlıkların var veya yok olmasını tercih ederken onlardan zaman olarak önce olmalımıdır? Bunun cevabı ise hayır böyle bir zorunluluk yoktur. Tıpkı zamanın ta kendisinde olduğu gibi: şuan yarını önceliyor ancak bu öncelemesi bir zamana ihtiyaç duymuyor. Eğer duyarsa zamanında bir zamanı olması gerekir ve sözü bu ikinci zamana taşırız ve teselsül meydana gelir. Anlaşılıyor ki birşey diğer birşeyi zatı açısından önceleyebilir, bir zaman olmaksızın. Ki zamanda yaratılmıştır ve bizlerin zamanın öncesinde varolduğunu vehmettiğimiz sonsuz zamanlar diye bir durum yoktur. Bu bizim zamansal önceleme dışında, daha geniş düşünecek olursak zamanın dışında birşey, oluş veya bozuluş düşünememizden kaynaklıdır. Ancak tahayyul edememiz yok olduğunu veya imkansız olduğunu göstermez. Tıpkı tanrının ta kendisinde olduğu gibi. Anlıyoruz ki zamansal nedensellik diye bir kavram yoktur. Daha sonra konuyu olumsallığın zamansal nedensellikten bağlamsız olduğuna getirelim. Varolmak için bir nedene ihtiyaç duyan mümkünün ihtiyaç duyduğu neden: Ya yaratma açısından seçenek sahibi değildir yada seçenek sahibidir. Eğer seçenek sahibi değilse başı olmayan mümkün varlık düşünülebilir. Ama eğer seçenek sahibi ise varlığının bir başlangıcı olmak zorundadır. Çünkü seçimin vuku buluşu ile varolması başlıyor. Bu mesele filozoflar ile islam alimleri arasında vuku bulan gerçekten uzun bir meseledir ve burada zikretmek abes olacaktır. Ancak kısaca doğru olanın seçim sahibi bir tanrı olduğunu söyleyebiliriz. Sizlerin bu konuda bir rasyonel doğruluk iddiasında bulunmanız için evvela tanrının seçim sahibi olmadığını ve varlığın kendisinden isteyip istememesine bakmadan yayıldığını ispatlamanız lazım. Ancak videoda buna dair hiçbirşey yok. Ayrıca bunu kanıtlasanız bile tanrının var ve yokun ötesinde olduğunu söyleyemezsiniz nedenine ise geleceğiz. Dakika 9.57 de "Klasik teistik görüşte tanrı varlıklar kümesi içerisinde yer alan en büyük ve en kudretli varlık değil yokluk ve varlığı ayıran tüm varlıklara mevcudiyet bahşeden o çizginin ta kendisidir" ifadesi geçiyor. Bu söze tanrının seçim sahibi bir varlık olmadığı görüşüyle yaklaşacağım. İfadenizde "klasik tesitik görüşte tanrının ne var ne de yok" olduğunu söylemişsiniz. Bu ise rasyonel olduğunu açıklamaya çalıştığınız iddianın ta kendisidir. Tesitik görüşlerde farklı farklı tanrı anlayışları mevcuddur. Ancak sırf bir görüşün olması o görüşün barındırdığı tanrı anlayışının rasyonel oluşunu bizlere göstermez. Dolayısıyla tesitik görüşte tanrının ne var ne de yok olmasının iddianızı ispatlamakta hiçbir etkisi yoktur. Delil getirmeniz gerek. Bu sözlere binanen getirdiğiniz su ve kap örneklemenize değinmeye gerek yok çünkü gayet açık. Bu tartışmanın lafzi olduğunu söyleyenler hakkında konuşmuşsunuz. Bu konuyu şu şekilde özetleyebiliriz: Var kelimesi ya sadece mümküne kullanılır yada zorunlu ve mümkünede kullanılır. İlk şıkka göre evet tanrı varolamaz ve yokda olamaz ,ancak bu şekilde bir kelime anlayışı duyulagelmiş değildir ve bu anlayışın bir delilide yoktur. Evet herkes istediğini diyebilir ancak konu rasyonel bir zeminde incelendiği için bu sözün bir delili olmalıdır. Çünkü bir kelimeyi hiçbir sebep veya gerekçe olmadan birbaşka anlamda kullanıp bu anlamdan çıkarımlar türetilebiliyorsa bu hertürlü çıkarımın türetilebilmesi gibi bir saçmalığa çıkar. Mesela tanrı var değildir çünkü varolan mümkündür ve tanrı mümkün olamaz o zaman tanrı yoktur çünkü var ile yok arasında olan bir tanrı sözcüğünün benim açımdan bir karşılığı yoktur. Dolayısıyla ilk şık müsbet, olumlama yönünden bir iddiadır bir delile ihtiyaç duyar. İkinci şık ise aprioridir ve delile ihtiyaç duymaz. Eğer duyarsada kısaca şöyle deriz: zorunlu olanın zorunlu olan yönü ya varlığıdır yada bir başka şeydir. Biliyoruzki zorunlu olanın zorunlu olan yönü varlığıdır. Dolayısıyla zorunluluk varlık olmaksızın düşünülemez, tanrıda zorunluluk olmaksızın düşünülemez, neticede tanrı varlık olmaksızın düşünülemez. Dakika 11.54 ise "Oysa klasik teistik görüşte bir varlığın mahiyetinin ve mevcudiyetinin birbirinden farklı şeyler olması o varlığın zorunlu varlık olmadığını işaret eder" demişsiniz. Bu yine bir iddiadır ve delili zikredilmemiş. Evet kitaplarda bu manaya çıkan çeşitli deliller olsada cevap verildiğide görülüyor. Dolayısıyla böyle hassas ve uzun bir konuda net bir yargı varmış gibi konuşmak fazlaca cüret gerektirir. Eğer delil zikretseydiniz bu delil hakkında konuşulurdu. Eğer önceki konularda bu deliller zikredilmişse o zaman şuan delilsiz konuşuyor olmanıza bir mana veririlir ama yinede bu görüşün net doğru olduğu kanaatine varılmaz. Ardından tanrının olumsal, mümkün varlık oluşundan kaynaklı meydana gelen birkaç şeyden bahsetmişsiniz bunlar açık ve konumuz dışıdır. Şuna değinilmelidir ki tanrının tekliği konusu incelenmesi gerekilen bir konudur ve anlattığınız kadar basit değildir. Son kısımda zikrettiğiniz iki kısım ise konumun özü ile alakalı olmadığı için bir cevap vermek gerekli değildir. Sonuç olarak şu denilebilirki: Bazı kabullerin olduğu açıktır (tanrı ne var ne de yoktur gibi). Ancak videodaki iddianız bunun rasyonel oluşudur ve bu rasyonelliğe dair hiçbir delil yoktur. Sadece belirli kabullerden yola çıkarak bu anlayışın rasyonel olduğunu söylemişsiniz ancak bu kabullerin rasyonel olup olmadığı hakkında tek bir söz dahi etmemişsiniz. Adeta bir "tanrı anlayışı" nı tarihsel bilgilendirme gibi aktarıp rasyonellik iddiasında bulunmuşsunuz. Videoya yüzeysel bir cevap.
Kardeş önceki videoları izlememişsin 1. Onları izlemeden bu videoda anlatılanları doğru anlama ihtimalin eğer konuya yabancıysan epey düşük, yazdıklarından da belli ki yabancısın. 2, klasik teizmde Tanrı’nın mevcudiyeti ve mahiyeti birdir, bu bir tartışma konusu falan değil, bunu reddeden klasik teist değildir, teistik personalist falandır.
@@NezihSeven Tabiikide iddia da bulunmak en kolay adımdır ancak bir iddiayı ispat etmek işin en önemli kısmıdır. Diğer videolarınızı izlemem gerektiğini söylemişsiniz. Konuyu basitçe şöyle anlatayım: Ya bu video tanrı ne var nede yoktur iddiasına delil olarak yeterlidir ya da değildir. İlk şık doğru ise bu durumda zikrettiğim itirazlara cevap vermediğiniz sürece sözleriniz iddia makamından düşer. Eğer ikinci şık doğru ise bu durumda rasyonel olduğunu iddia ettiğiniz gerçek hakkında zikrettiğim itirazlarada cevap veren bir oynatma listesi oluşturup bu videoyuda bir tetimme yani bir tamamlayış ve özetleyiş videosu yapmalıydınız. Ancak görüyorumki bu videonun haddi zatında bir delil videosu olduğunu ve izleyip kendiniz ile münazara edilmesini talep etmişsiniz. Ya videonuzun amacını yani bir özetleyiş olduğunu, asıl gerekli delillerin önceden zikredildiğini ve bu videonun tek başına yeterli bir anlamı olmadığını bildirmelisiniz yada itirazlarıma cevap vermelisiniz. Ancak şunuda belirtmeliyim ki bu durum videoya binaen zikredilen münazara çağrınızı boşa çıkarır. İkinci sözünüzde ise tanrının mahiyet ve vucudunun bir olduğunu zikredip bunun klasik teist anlayışı olduğu hakkında tartışma olamayacağını söylemişsiniz. Bu durumuda şöyle açıklayalım: tanrının mahiyeti ile vucudunun ayrı, farklı oluşu ya itirazlarımda temel belirlediğim bir kaidedir yada değildir. İlk şık ise söylediğiniz söz doğrudur ve itirazlarım düşer. İkinci şık doğru ise itirazlarım halen daha varlığını korumakta ve cevap beklemektedir. Malumdur ki yazdığım yazıda tanrının mahiyeti ile vucudiyetinin aynılığının delili nedir demişim? Yani bu itirazlarımdan sadece biri. Temel olarak belirlediğim bir kaide kesinlikle değil. Ek olarak konumuz ya tanrı ne var ne de yoktur sözünün doğru oluşudur veya değildir. Eğer konumuz birinci şık ise bu durumda çeşitli görüşlerin düşünceleri veya kabulleri önemli değil, doğru veya yanlış oluşu önemlidir. Yani klasik teist düşüncesi olması veya olmaması bir delil değildir. Ancak eğer konumuz ikinci şık ise istediğinizi demekte özgürsünüz, neticede bir iddia veya ispatı söz konusu değil. Sonuç olarak iddia etmek basit olandır. Önemli olan ispat etmektir. Konulara uzak olduğumu söylemişsiniz. Buna deliliniz nedir? Söylediklerim ise bilgimin bunlar ile sınırlı olduğuna delil nedir?
@@EmirhanAral videonun içerisinde konuya yabancı olanların önceki videoları izlemeden anlayamayacağını söylüyorum dostum. Anlamsız yazdıkların. Videonun maksadını da anlamamış görünüyorsun. Videoda neden klasik teizmin doğru olduğunu anlatmıyorum ben, ama "eğer" klasik teizm doğruysa bu sözün nasıl anlamlı olabileceğini anlatıyorum. Dolayısıyla mevcudiyet ve mahiyetin neden bir olması gerektiğini ispatlamama gerek yok.
Bilginin sınırlı olduğunun delili klasik teizmde mahiyet ve mevcudiyetin bir olduğunu bilmemen bu arada, onu bir önceki yorumumdan anlamışsındır diye düşünmüştüm. Klasik teizmde ilahi sadelik prensibi vardır, Tanrı mutlak surette tekildir, parçalardan oluşmaz, mahiyet ve mevcudiyet denilen iki ayrı şeyin bir araya gelişi değildir, onda bunlar zaten aynı şeydir. Klasik teizm spesifik bir dinin tekelinde olan bir görüş değil elbette, tüm büyük teistik dinî geleneklerde tarih boyunca düşünürler arasında yaygın olmuş bir görüş. Yani herhangi bir dinin görüşüymüş gibi düşünme sakın, dinler üstü Tanrı’ya yaklaşım biçimlerinden biri, belki denebilir ki en "geleneksel" olanı.
Söylediklerimi anlamadığınızı düşündüren başka noktalar da var bu arada, ama bu videonun sonuncusu olduğu "Klasik Teizme Giriş" oynatma listesinin önceki videolarını da izlerseniz bu yanlış anlaşılmaların en azından ciddi bir kısmının yok olacağını tahmin ettiğimden şimdilik girmiyorum. Yanlış anlaşılmalar olumsallık ve gayri-zamansal nedensellik hakkında.
Videoyu çok beğendim ve bu videoya cevap vermek için yeni bir kanal açtım. Gördüğüm kadarıyla Advaita Vedanta felsefesinin etkisinde bir tanrı kavrayışınız var. Varlık ve yokluk arasındaki ilişkiyi, varlık ve yokluğun dışındaki kategorilerle kıyasladınız (dolu olan - dolu olmayan, siyah olan - siyah olmayan). Varlığın ve yokluğun tanrı için geçerli olamayacağı iddia ettiniz. Var olmak ve yok olmak, dolu olmak ve dolu olmamak kategorilerinden daha yüksek bir soyutlamadır. Var olmak ve yok olmak nitelik ötesi iken ikisi aynı şeymiş gibi değerlendirilemez. Çünkü, dolu olmak ve dolu olmamak da varlık ve yokluk bakımından ifade edilebilir (doluluğun "var/yok" olması.) ama varlık ve yokluk dışındaki şeyler varlık ve yokluğu ifade edemez. Tanrının yokluğunun, varlığı hiçliğe düşüreceği ifadesi de tanrıyı varlık ve yokluk ötesi olmaktan alıkoyuyor. 1) Tanrı var veya yok değilse yokluğu üzerinden nasıl senaryo üretebiliyoruz? 2) Tanrı, varlık veya yokluk sağlamayı (kendi doğasını) var veya yok olan varlıklara yükleyebilir mi? 3) Tanrı, şeylere var olmamayı sağlamayı bıraktığında mı var oluyor; yoksa var olmayı sağladığında mı? 4) Bir varlığın kendisine onun kendi 'kendilik(ğ)'ini kazandırmak çelişki değil midir? (Olmayan bir şeye doğru yönelmek gibi absürt duruyor burası.) 5) Tanrı neden her varlığa aynı kategorileri sağlamıyor? (Sizin verdiğiniz piyano-doluluk örneğinde piyanonun doluluktan eksikliği gibi) Sorularımı video konusu olarak da değerlendirebilirsiniz, yanıtlanmaya değer sorular sorduğumu düşünüyorum.
Merhaba, güzel yorumunuz için teşekkür ederim. Takip ettiğim ekol Advaita Vedānta değil Viśiṣṭādvaita Vedānta, ama bu videoda anlattıklarım tüm klasik teistler için geçerli. 1. "Tanrı ne vardır ne de yoktur" iddiasını videoda anlattığım şekliyle anladığınızdan emin değilim, çünkü olmadığı bir senaryo yok, tüm mümkün evrenlerin Tanrı’ya dayanmak zorunda olduğunu söyledim, çünkü hiçbir olumsal varlık zorunlu varlık olmadan mevcut olamaz. 2. Herhangi bir olumsal varlık zorunlu varlığa dönüşemez. Zorunlu varlığın bir adedi de yoktur. Tüm ikiliklerin ötesindedir. Ama olumsal varlıkların sahip olduğu ne varsa, mevcudiyetleri de dâhil, her bir an zorunlu varlıktan akmaktadır. 3. Tanrı her bir an şeylerin var olmasını sağlıyor. Tanrı şu anda yok olsa (ki bu mümkün değil ama canlandırabilmek adına söylüyorum) tüm mevcudiyet de onunla birlikte yok olur. 4. Bu güzel bir soru. Günümüzde mevcudiyeti bir eylem gibi değil de hâlihazırda verili bir şey gibi düşünüyoruz, ama klasik görüşte var olmak da bir eylemdir. Mevcudiyetin ne şekilde akıyor olabileceğine dair birtakım örnekleri bu video serisindeki daha eski videolarda vermiştim. Belki onlar yardımcı olur, zaten üç videoluk bir seri. 5. Piyanonun tamamen dolu veya dolu değil olabilmesi saçma olurdu. Kullandığımız dildeki kategorilerin pek çoğu zihnimizin dünyayı daha kolay kavrayabilmek için oluşturduğu kategoriler. Hepsi tüm nesneler için geçerli olan gerçekliklere tekabül etmek zorunda değil.
Peki ya yokluk nedir?Hiç var olmayan bir şey nasıl yok olur?Ulaşabildiğimiz tüm maddeler fiziki ve zihinselken nasıl olurda olası bir yokluktan bahsedebiliriz?Ya da vardan gelen bir varlık yokluğu nasıl bilebilir?
@@sergoharyan6728 kara delikler ve ya kara enerji yokluk ile bir değildir, kara deliklerin ve kara enerjinin tam olarak ne olduğunu bilmesekte var oldukları şuan için çok daha kuvvetli. Yokluk aklımızın pek de almadığı bir kavram
Tanrı salt varlıktır ve mahiyetlere bizatihi zatıyla varlık verir desen bile bu bir kelime oyunundan farksız. Molla Sadra da sık sık kitaplarında onun salt varlık olduğunu söyler. Direkt Türkçe tercümelerden örnek vereceksek, Esfarın Literadan çıkan baskısının 2. cildinde, 34. faslın ilk paragrafında açıkça tanrı için varlığın bütünüdür ifadesini kullanıyor. Videoda ''Bu kimileri için bir kelime oyunu olabilir ama ben bu filozofların bunu tercih etmesinin bir nedeni olduğunu düşünüyorum.'' demişsin ama en azından Sadra özelinde meseleye bakacaksak, bu Sadranın sadece bir Allaha övgü dizme biçiminden ibaret.
Allah'ın var olanlar içinden bir "varlık" olmaması mahluk olmadığını, yaratılmışlardan, mevcudattan bir "şey" olmadığını ve mevcudatta denginin, benzerinin olmadığını, tek olduğunu vs anlatır. Yani Allah varlık alemine (mevcudata) ait değildir, bu var olmadığı anlamına gelmez. İslam'ın Allah anlayışı da O'nun vacibü'l vücûd olduğudur, yani zorunlu varlıktır, yokluğu düşünülemez. Bu kastın dışında mantıken Allah'ın hem "var" hem "yok" olduğu iddia edilemez; bu noktada üçüncü hal muhaldir. Malum tartışmacı ise bu iki hususu karıştırdı.
Bu arada bu videoda tarifini yaptığım Tanrı tasavvuru zaten İslam, Hristiyanlık, Yahudilik, Hinduizm, Sihizm vb. pek çok büyük dinin mühim filozoflarınca benimsenen bir tasavvur.
@@NezihSeven Onunda ötesinde kendisi Türkte değil, köyünden sonuçlar var kendisi Rum'dur. Rum olması pek tabii ayıp veya kötü bir şey değildir olamaz. Ancak Türk olmayıp Türk faşisti olması acınası ve komik.
Teşekkürler.
Varlık tanımını sadece mahluk ile sınırlarsanız Tanrı o var dışındadır. Ancak varlık ifadesini vacip ve mümkün diye tasnif ederseniz. Vacip varlık mertebesinin Tanrıya özgü olgugunu ifade edersiniz
Allah vardır. Ancak yarattıklarından farklıdır.
Gayet net ve açıklayıcı bir anlatım olmuş. Teşekkürler.
Konudan bağımsız birşey söyleyeceğim; Bilmem bilir misiniz Barry Cunliffe’ın “Schtyians” adlı bir kitabı var. Sayfa ismini hatırlamıyorum Ama Bir sayfada Bir İskit savaşçısınn Görüntüsünü koymuştu. Aynı ona benziyorsun.
Hocam, eğer mümkünse Azerbaycan etnik kökeniyle ilgili video yapa bilirmisiniz? İrani halklarla ilişkisini, Türklerin şu anki Azerbaycan toprağına gelmeden önce orada yaşayanlar hakkında.Karabağ ve Ermeni konusuna da değinirseniz çok mutlu olurum
qaqa türkler bura gelmeden evelde burda ermeni olmayib narahat olma ermeniler hamisi türkiye erazisinden köçme qaraçi epiyofyalidilar
Hocam biyerde demiştiniz genetik modellemerde ortaçağ öncesi Anadolu’da Kürt girişi yok.
Anlamadığım mesele Medler,Partlar ortaanadoluya kadar hakim olduğu dönemler var neden hiç genetik miras çıkmıyor?
Bir bölgeye hükmetmek başka şey, oranın demografisini değiştirmek başka şey.
@@NezihSeven Kürt tarihi ve Kürt sorunu ile ilgili videon ve ya yazdığın bir yazı var mı? Yok ise bu konular video fln yapmayı düşünüyor musun ve ya önerebileceğin herhangi bir insan ve ya kaynak var mıdır?
Kürtlerin Kökeni başlıklı bir videom var, pek çok videoda Kürtlerin kökenine değindim, canlı yayınlarda siyasete ucundan girdiğimiz de oldu.
@@NezihSeven teşekkürler
@@NezihSevenAnadoluda Kürt girişi var ama çoğunlukla güneydoğu ile sınırlı partlar perslerle olan savaşı kaybettikten sonra Anadolunun güneydoğu tarafına gönderilmiş,bir tarihçi söylemişti
Su örneğinden gidersek, kapların varlığını nasıl açıklayabiliriz peki? Tasavvuftaki gibi, tek varlık su ise, kaplar da suyun katılaşıp buz haline gelmesiyle oluşmuş olabilir mi? Tek hakiki varlık olan su, önce katılaşıp buza dönüşür ve kapları "yaratır" sonra da onları su ile yani mevcudiyet ile doldurur..
mükemmel bir şekilde anladım. teşekkür ederim.
Faydam olduysa ne mutlu bana, bu yorumunuz beni sevindirdi.
Abi eline sağlık güzel video olmuş.Bir şey soracağım.Bayadır genel olarak dinler tarihi vs. ile ilgili videolar geliyor.Etnoloji,genetik vs. videoları ne zaman gelecek?
Çok sıkıldım açıkçası etnoloji muhabbetlerinden. Şimdilik teolojiden devam etmeyi planlıyorum.
Mamoste.Desti te sax be
Tu xweş u war be.
Ezbenî, nifşê me birçî vê agahiyê ye. Ji kerema xwe bêtir bişîne.
Em te pir hez dikin.
çok dolu video teşekkürler.
Nezih bey sizden ricam ölümden sonraki hayat hakkında video çekermisiniz.
Ölüm hakkında bir video vardı: ruclips.net/video/KOXjikRDb2Q/видео.html&t
@@Krsnaquliteşekkür ederim bu video yu farketmemiştim.
Çok kaliteli bir açıklama.
Mükemmel usta
Abi bence İran Mitolojisine Pers Mitolojisi denmesi çok saçma.Bi kere sadece Perslerin oluşturduğu hikayelerden oluşmuyor.Tüm İrani Halklar'ın mitolojisi.Sen ne düşünüyorsun abi?
Aynı senin gibi düşünüyorum.
Hocam Ben kurmancım Y Haplogrubum L-M2533 çıktı.
Daha önce denk geldiniz bu haplogruba?
Denk geldim. BMAC ile ilişkili olması muhtemel.
Tartışma genelinde kimi daha başarılı buldunuz?
Hangi tartışma?
@@NezihSeven Yer6 kanalındaki videodan bahsettim diamond tema fikret çetin
@@mrzee9599 izleyicileri manipüle etme becerisi bakımından DT daha başarılı, ama felsefi anlamda elbette FÇ. Birinin DT'den felsefi anlamda daha başarısız olması için epey uğraşması lazım.
"Vardan da yoktan da ötede bir Var vardır" (Sezai Karakoç)
Martin Heidegger ve felsefesini dair video da gelir mi ilerde Nezih bey?
Video konusundan ilgisiz olacaktır ama soğdların genetik yapısı nasıldı? BMAC oranı ve Doğu Asya Genetik mirası var mıydı/ne kadardı?
güzel ve açıklayıcı bi video olmuş. ama basit bir yazar ve kitap analojisi sanki çok daha açıklayıcı olabilirmiş gibi geldi. bu örneği kasten seçmediğinizi düşünüyorum.
örnek şöyle ki yüzüklerin efendisi evreninde ejderhalar vardır ve cep telefonları yoktur. ama kitabın içinde Tolkien(yazar) yoktur veya vardır demek anlamsız olur. çünkü elbette kitabın her sayfasında yazarın özellikleri içkin olarak vardır. ama onun var oluşu kitabın ötesindedir.
sizin bu örneği seçmemenizin sebebi nedir?
Teşekkürler. Verdiğiniz örnek güzel olsa da yalnızca klasik teizmin değil teistik personalizmin tanrısı için de verilebilir gibi görünüyor. Yani şunu demek istiyorum: Yazar-kitap örneğine dayanarak videodaki ilk animasyonda çizginin değil de en büyük varlığın diğer varlıkları yaratmış olduğu ve dolayısıyla onlardan bir anlamda farklı olduğu iddia edilebilir; ama buradan onda mahiyet ve mevcudiyetin bir olduğunu çıkaramayız. Bu nedenle varlıklar ve Tanrı için suyla dolu kaplar ve suyun kendisi örneğini ya da elektrikle yanan ampuller ve elektriğin kendisi örneğini daha işlevsel buluyorum.
@@NezihSeven aslında ben de tam olarak yazarın kitabın sayfaları arasına sığması mümkün olmadığı için bu örneği seviyordum. ama sanırım ne kast ettiğinizi anladım
Abi kanalına acm yi davet etsene veganlik vb. konuşursunuz. ya da o davet eder belki
Bana biraz Elon Musk'ın simülasyon içinde varız (bir çocuğun oynadığı oyunun içinde devre yarı devre gibi) tabir etmişti biraz benzeşik bir anlam buldum
Kanalın bir daha önüme çıktı. Güzel videoların var fakat sormak istediğim bir soru var senin inanç konusundaki görüşün nedir?
İşte bu. Spasdarim.
Dünya üstünde dini çeşitliğin bulunması ve tek doğru din çatışması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Özellikle felsefi bir geleneğe sahip olan dinlerin birbirinden ortalama bir insanın zannettiği kadar farklı olmadığını, esasen din denilebilecek tek bir evrensel erdem olduğunu ve kişilerin farklı kültürel kodlar içinde bu erdeme farklı derecelerde sahip olabileceğini düşünüyorum. Dinlerin ortalama inananları arasında büyük farklar olabilir, ama azizleri, ermişleri vs. arasında büyük bir fark göremiyorum ve bence önemli olan zaten bu. Diğer dinlere karşı katı bir dışlayıcı pozisyon benimseyenlerin ciddiye alınacak bir tarafı olmadığı kanaatindeyim.
Konuyla alakalı mı değil mi emin değilim. Dediğiniz pek çok şeyi derin araştırmadığım için anlamadım. İsa'nın Tanrılığı Konusu... Ne düşünüyorsunuz?
Bir şey düşünmüyorum açıkçası. Üzerine kafa yorduğum bir konu değil. Doğruluğundan emin olamayacağımız birtakım tarihî olaylar ve şahsiyetler hakkında şahitlik etmenin çok anlamlı olduğunu da düşünmüyorum.
@@NezihSeven Teşekkürler cevap için abi.
Arkadaki Fon gerçek mi ,yeşil ekran mı anlayamadım?
Gerçek :)
Dakika 08.20 ye kadar konuya bir giriş için önsöz niteliğinde bilgilendirmeler yapmışsınız.
Dakika 08.22' de "Klasik teistik görüşte tanrının mahiyeti ve vucudiyetinin bir olduğunu" sôylüyorsunuz. Bunun delili nedir? Bir müslüman olarak en basit akide kitaplarımızdanda biliniyorki bu görüş ayrılığı olan derin bir konudur. Hemen ardından dakika 08.25 de şöyle demişsiniz "Çünkü ne olduğu sorusunun yanıtı yani mahiyeti ,içinde mevcudiyetinin zorunluluğunuda barındırır". Burada iki şeye değinilmeli: İlk olarak "çünkü" ile başlayan bu cümle eğer tanrının mahiyeti ile vucudiyetinin bir olmasının nedeni ise bu bir şeyi kendi ile delilendirmektir ve zaten bizatihi kendisinde görüş ayrılığı olan noktayı direkmen musellem, kabul görülmüş sayıp kendi kendinin delili kılmışsınız. İkinci olarak ise tanrının mahiyeti ile vucudiyeti bir olsa dahi bu durumda mahiyeti vucudiyetinin zorunluluğunu kapsamış veya barındırmış olmaz, sadece vucudiyetini barındırıyor olması onun kendi zatından var olduğunu dolayısıylada zorunlu olarak varolduğunu bizlere bildirir çünkü zatın ta kendisinden olan şey zattan ayrılamaz. Anlıyoruzki mahiyeti varlığını barındırıyor ve sonuç olarak zorunlu oluşu anlaşılıyor ki zaten zorunluluk selbi bir sıfattır yani tanrının varlığından kendisine uyumsuz olan şeyleri nefyetmek amaçlı olan bir sıfattır ve haricte varlığı söz konusu değildir. Şu da belirtilmeli ki bu tertib aklidir zamansal değildir.
Daha sonra dakika 8.42 de şöyle deniyor " Bizler varoluşa geçen şeyleriz ancak tanrı varoluşun ta kendisidir". Buradaki "varoluşun ta kendisidir" ifadesinden kasıt nedir? Tanrı yaratma fiilinin ta kendisidir ise bunu kabul etmeyiz çünkü bu denli bir safsata kabule açık değildir. Eğer yaratma fiilini gerçekleştiren varlığın ta kendisidir ise bu kabul görülen ve tutulan görüştür.
Dakika 9.30 da ise "olumsallığın zamansal nedensellikten bağımsız" olduğunu dile getirmişsiniz. Öncelikle nedenselliğin zamansal ile kayıtlanmasından bahsedeceğim. Nedensellik ne demektir? Kelam kitaplarını okursak eğer nedensellikten kasıt "hiçbir mümkün bir müreccih olmaksızın meydana gelemez" dir. Daha sonra bu manaya gelen nedensellik kavramının zamansal öncelemeye sahip olması zorunlumudur? Yani bu müreccih, seçim sahibi olan mümkün , olumsal varlıkların var veya yok olmasını tercih ederken onlardan zaman olarak önce olmalımıdır? Bunun cevabı ise hayır böyle bir zorunluluk yoktur. Tıpkı zamanın ta kendisinde olduğu gibi: şuan yarını önceliyor ancak bu öncelemesi bir zamana ihtiyaç duymuyor. Eğer duyarsa zamanında bir zamanı olması gerekir ve sözü bu ikinci zamana taşırız ve teselsül meydana gelir. Anlaşılıyor ki birşey diğer birşeyi zatı açısından önceleyebilir, bir zaman olmaksızın. Ki zamanda yaratılmıştır ve bizlerin zamanın öncesinde varolduğunu vehmettiğimiz sonsuz zamanlar diye bir durum yoktur. Bu bizim zamansal önceleme dışında, daha geniş düşünecek olursak zamanın dışında birşey, oluş veya bozuluş düşünememizden kaynaklıdır. Ancak tahayyul edememiz yok olduğunu veya imkansız olduğunu göstermez. Tıpkı tanrının ta kendisinde olduğu gibi. Anlıyoruz ki zamansal nedensellik diye bir kavram yoktur.
Daha sonra konuyu olumsallığın zamansal nedensellikten bağlamsız olduğuna getirelim. Varolmak için bir nedene ihtiyaç duyan mümkünün ihtiyaç duyduğu neden: Ya yaratma açısından seçenek sahibi değildir yada seçenek sahibidir. Eğer seçenek sahibi değilse başı olmayan mümkün varlık düşünülebilir. Ama eğer seçenek sahibi ise varlığının bir başlangıcı olmak zorundadır. Çünkü seçimin vuku buluşu ile varolması başlıyor. Bu mesele filozoflar ile islam alimleri arasında vuku bulan gerçekten uzun bir meseledir ve burada zikretmek abes olacaktır. Ancak kısaca doğru olanın seçim sahibi bir tanrı olduğunu söyleyebiliriz. Sizlerin bu konuda bir rasyonel doğruluk iddiasında bulunmanız için evvela tanrının seçim sahibi olmadığını ve varlığın kendisinden isteyip istememesine bakmadan yayıldığını ispatlamanız lazım. Ancak videoda buna dair hiçbirşey yok. Ayrıca bunu kanıtlasanız bile tanrının var ve yokun ötesinde olduğunu söyleyemezsiniz nedenine ise geleceğiz.
Dakika 9.57 de "Klasik teistik görüşte tanrı varlıklar kümesi içerisinde yer alan en büyük ve en kudretli varlık değil yokluk ve varlığı ayıran tüm varlıklara mevcudiyet bahşeden o çizginin ta kendisidir" ifadesi geçiyor. Bu söze tanrının seçim sahibi bir varlık olmadığı görüşüyle yaklaşacağım.
İfadenizde "klasik tesitik görüşte tanrının ne var ne de yok" olduğunu söylemişsiniz. Bu ise rasyonel olduğunu açıklamaya çalıştığınız iddianın ta kendisidir. Tesitik görüşlerde farklı farklı tanrı anlayışları mevcuddur. Ancak sırf bir görüşün olması o görüşün barındırdığı tanrı anlayışının rasyonel oluşunu bizlere göstermez. Dolayısıyla tesitik görüşte tanrının ne var ne de yok olmasının iddianızı ispatlamakta hiçbir etkisi yoktur. Delil getirmeniz gerek.
Bu sözlere binanen getirdiğiniz su ve kap örneklemenize değinmeye gerek yok çünkü gayet açık.
Bu tartışmanın lafzi olduğunu söyleyenler hakkında konuşmuşsunuz. Bu konuyu şu şekilde özetleyebiliriz: Var kelimesi ya sadece mümküne kullanılır yada zorunlu ve mümkünede kullanılır. İlk şıkka göre evet tanrı varolamaz ve yokda olamaz ,ancak bu şekilde bir kelime anlayışı duyulagelmiş değildir ve bu anlayışın bir delilide yoktur. Evet herkes istediğini diyebilir ancak konu rasyonel bir zeminde incelendiği için bu sözün bir delili olmalıdır. Çünkü bir kelimeyi hiçbir sebep veya gerekçe olmadan birbaşka anlamda kullanıp bu anlamdan çıkarımlar türetilebiliyorsa bu hertürlü çıkarımın türetilebilmesi gibi bir saçmalığa çıkar. Mesela tanrı var değildir çünkü varolan mümkündür ve tanrı mümkün olamaz o zaman tanrı yoktur çünkü var ile yok arasında olan bir tanrı sözcüğünün benim açımdan bir karşılığı yoktur. Dolayısıyla ilk şık müsbet, olumlama yönünden bir iddiadır bir delile ihtiyaç duyar. İkinci şık ise aprioridir ve delile ihtiyaç duymaz. Eğer duyarsada kısaca şöyle deriz: zorunlu olanın zorunlu olan yönü ya varlığıdır yada bir başka şeydir. Biliyoruzki zorunlu olanın zorunlu olan yönü varlığıdır. Dolayısıyla zorunluluk varlık olmaksızın düşünülemez, tanrıda zorunluluk olmaksızın düşünülemez, neticede tanrı varlık olmaksızın düşünülemez.
Dakika 11.54 ise "Oysa klasik teistik görüşte bir varlığın mahiyetinin ve mevcudiyetinin birbirinden farklı şeyler olması o varlığın zorunlu varlık olmadığını işaret eder" demişsiniz. Bu yine bir iddiadır ve delili zikredilmemiş. Evet kitaplarda bu manaya çıkan çeşitli deliller olsada cevap verildiğide görülüyor. Dolayısıyla böyle hassas ve uzun bir konuda net bir yargı varmış gibi konuşmak fazlaca cüret gerektirir. Eğer delil zikretseydiniz bu delil hakkında konuşulurdu. Eğer önceki konularda bu deliller zikredilmişse o zaman şuan delilsiz konuşuyor olmanıza bir mana veririlir ama yinede bu görüşün net doğru olduğu kanaatine varılmaz.
Ardından tanrının olumsal, mümkün varlık oluşundan kaynaklı meydana gelen birkaç şeyden bahsetmişsiniz bunlar açık ve konumuz dışıdır. Şuna değinilmelidir ki tanrının tekliği konusu incelenmesi gerekilen bir konudur ve anlattığınız kadar basit değildir.
Son kısımda zikrettiğiniz iki kısım ise konumun özü ile alakalı olmadığı için bir cevap vermek gerekli değildir.
Sonuç olarak şu denilebilirki: Bazı kabullerin olduğu açıktır (tanrı ne var ne de yoktur gibi). Ancak videodaki iddianız bunun rasyonel oluşudur ve bu rasyonelliğe dair hiçbir delil yoktur. Sadece belirli kabullerden yola çıkarak bu anlayışın rasyonel olduğunu söylemişsiniz ancak bu kabullerin rasyonel olup olmadığı hakkında tek bir söz dahi etmemişsiniz. Adeta bir "tanrı anlayışı" nı tarihsel bilgilendirme gibi aktarıp rasyonellik iddiasında bulunmuşsunuz.
Videoya yüzeysel bir cevap.
Kardeş önceki videoları izlememişsin 1. Onları izlemeden bu videoda anlatılanları doğru anlama ihtimalin eğer konuya yabancıysan epey düşük, yazdıklarından da belli ki yabancısın.
2, klasik teizmde Tanrı’nın mevcudiyeti ve mahiyeti birdir, bu bir tartışma konusu falan değil, bunu reddeden klasik teist değildir, teistik personalist falandır.
@@NezihSeven Tabiikide iddia da bulunmak en kolay adımdır ancak bir iddiayı ispat etmek işin en önemli kısmıdır.
Diğer videolarınızı izlemem gerektiğini söylemişsiniz. Konuyu basitçe şöyle anlatayım:
Ya bu video tanrı ne var nede yoktur iddiasına delil olarak yeterlidir ya da değildir. İlk şık doğru ise bu durumda zikrettiğim itirazlara cevap vermediğiniz sürece sözleriniz iddia makamından düşer. Eğer ikinci şık doğru ise bu durumda rasyonel olduğunu iddia ettiğiniz gerçek hakkında zikrettiğim itirazlarada cevap veren bir oynatma listesi oluşturup bu videoyuda bir tetimme yani bir tamamlayış ve özetleyiş videosu yapmalıydınız. Ancak görüyorumki bu videonun haddi zatında bir delil videosu olduğunu ve izleyip kendiniz ile münazara edilmesini talep etmişsiniz. Ya videonuzun amacını yani bir özetleyiş olduğunu, asıl gerekli delillerin önceden zikredildiğini ve bu videonun tek başına yeterli bir anlamı olmadığını bildirmelisiniz yada itirazlarıma cevap vermelisiniz. Ancak şunuda belirtmeliyim ki bu durum videoya binaen zikredilen münazara çağrınızı boşa çıkarır.
İkinci sözünüzde ise tanrının mahiyet ve vucudunun bir olduğunu zikredip bunun klasik teist anlayışı olduğu hakkında tartışma olamayacağını söylemişsiniz.
Bu durumuda şöyle açıklayalım: tanrının mahiyeti ile vucudunun ayrı, farklı oluşu ya itirazlarımda temel belirlediğim bir kaidedir yada değildir. İlk şık ise söylediğiniz söz doğrudur ve itirazlarım düşer. İkinci şık doğru ise itirazlarım halen daha varlığını korumakta ve cevap beklemektedir.
Malumdur ki yazdığım yazıda tanrının mahiyeti ile vucudiyetinin aynılığının delili nedir demişim? Yani bu itirazlarımdan sadece biri. Temel olarak belirlediğim bir kaide kesinlikle değil.
Ek olarak konumuz ya tanrı ne var ne de yoktur sözünün doğru oluşudur veya değildir. Eğer konumuz birinci şık ise bu durumda çeşitli görüşlerin düşünceleri veya kabulleri önemli değil, doğru veya yanlış oluşu önemlidir. Yani klasik teist düşüncesi olması veya olmaması bir delil değildir. Ancak eğer konumuz ikinci şık ise istediğinizi demekte özgürsünüz, neticede bir iddia veya ispatı söz konusu değil.
Sonuç olarak iddia etmek basit olandır. Önemli olan ispat etmektir. Konulara uzak olduğumu söylemişsiniz. Buna deliliniz nedir? Söylediklerim ise bilgimin bunlar ile sınırlı olduğuna delil nedir?
@@EmirhanAral videonun içerisinde konuya yabancı olanların önceki videoları izlemeden anlayamayacağını söylüyorum dostum. Anlamsız yazdıkların. Videonun maksadını da anlamamış görünüyorsun. Videoda neden klasik teizmin doğru olduğunu anlatmıyorum ben, ama "eğer" klasik teizm doğruysa bu sözün nasıl anlamlı olabileceğini anlatıyorum. Dolayısıyla mevcudiyet ve mahiyetin neden bir olması gerektiğini ispatlamama gerek yok.
Bilginin sınırlı olduğunun delili klasik teizmde mahiyet ve mevcudiyetin bir olduğunu bilmemen bu arada, onu bir önceki yorumumdan anlamışsındır diye düşünmüştüm. Klasik teizmde ilahi sadelik prensibi vardır, Tanrı mutlak surette tekildir, parçalardan oluşmaz, mahiyet ve mevcudiyet denilen iki ayrı şeyin bir araya gelişi değildir, onda bunlar zaten aynı şeydir. Klasik teizm spesifik bir dinin tekelinde olan bir görüş değil elbette, tüm büyük teistik dinî geleneklerde tarih boyunca düşünürler arasında yaygın olmuş bir görüş. Yani herhangi bir dinin görüşüymüş gibi düşünme sakın, dinler üstü Tanrı’ya yaklaşım biçimlerinden biri, belki denebilir ki en "geleneksel" olanı.
Söylediklerimi anlamadığınızı düşündüren başka noktalar da var bu arada, ama bu videonun sonuncusu olduğu "Klasik Teizme Giriş" oynatma listesinin önceki videolarını da izlerseniz bu yanlış anlaşılmaların en azından ciddi bir kısmının yok olacağını tahmin ettiğimden şimdilik girmiyorum. Yanlış anlaşılmalar olumsallık ve gayri-zamansal nedensellik hakkında.
Videoyu çok beğendim ve bu videoya cevap vermek için yeni bir kanal açtım. Gördüğüm kadarıyla Advaita Vedanta felsefesinin etkisinde bir tanrı kavrayışınız var.
Varlık ve yokluk arasındaki ilişkiyi, varlık ve yokluğun dışındaki kategorilerle kıyasladınız (dolu olan - dolu olmayan, siyah olan - siyah olmayan). Varlığın ve yokluğun tanrı için geçerli olamayacağı iddia ettiniz.
Var olmak ve yok olmak, dolu olmak ve dolu olmamak kategorilerinden daha yüksek bir soyutlamadır. Var olmak ve yok olmak nitelik ötesi iken ikisi aynı şeymiş gibi değerlendirilemez. Çünkü, dolu olmak ve dolu olmamak da varlık ve yokluk bakımından ifade edilebilir (doluluğun "var/yok" olması.) ama varlık ve yokluk dışındaki şeyler varlık ve yokluğu ifade edemez.
Tanrının yokluğunun, varlığı hiçliğe düşüreceği ifadesi de tanrıyı varlık ve yokluk ötesi olmaktan alıkoyuyor.
1) Tanrı var veya yok değilse yokluğu üzerinden nasıl senaryo üretebiliyoruz?
2) Tanrı, varlık veya yokluk sağlamayı (kendi doğasını) var veya yok olan varlıklara yükleyebilir mi?
3) Tanrı, şeylere var olmamayı sağlamayı bıraktığında mı var oluyor; yoksa var olmayı sağladığında mı?
4) Bir varlığın kendisine onun kendi 'kendilik(ğ)'ini kazandırmak çelişki değil midir? (Olmayan bir şeye doğru yönelmek gibi absürt duruyor burası.)
5) Tanrı neden her varlığa aynı kategorileri sağlamıyor? (Sizin verdiğiniz piyano-doluluk örneğinde piyanonun doluluktan eksikliği gibi)
Sorularımı video konusu olarak da değerlendirebilirsiniz, yanıtlanmaya değer sorular sorduğumu düşünüyorum.
Merhaba, güzel yorumunuz için teşekkür ederim. Takip ettiğim ekol Advaita Vedānta değil Viśiṣṭādvaita Vedānta, ama bu videoda anlattıklarım tüm klasik teistler için geçerli.
1. "Tanrı ne vardır ne de yoktur" iddiasını videoda anlattığım şekliyle anladığınızdan emin değilim, çünkü olmadığı bir senaryo yok, tüm mümkün evrenlerin Tanrı’ya dayanmak zorunda olduğunu söyledim, çünkü hiçbir olumsal varlık zorunlu varlık olmadan mevcut olamaz.
2. Herhangi bir olumsal varlık zorunlu varlığa dönüşemez. Zorunlu varlığın bir adedi de yoktur. Tüm ikiliklerin ötesindedir. Ama olumsal varlıkların sahip olduğu ne varsa, mevcudiyetleri de dâhil, her bir an zorunlu varlıktan akmaktadır.
3. Tanrı her bir an şeylerin var olmasını sağlıyor. Tanrı şu anda yok olsa (ki bu mümkün değil ama canlandırabilmek adına söylüyorum) tüm mevcudiyet de onunla birlikte yok olur.
4. Bu güzel bir soru. Günümüzde mevcudiyeti bir eylem gibi değil de hâlihazırda verili bir şey gibi düşünüyoruz, ama klasik görüşte var olmak da bir eylemdir. Mevcudiyetin ne şekilde akıyor olabileceğine dair birtakım örnekleri bu video serisindeki daha eski videolarda vermiştim. Belki onlar yardımcı olur, zaten üç videoluk bir seri.
5. Piyanonun tamamen dolu veya dolu değil olabilmesi saçma olurdu. Kullandığımız dildeki kategorilerin pek çoğu zihnimizin dünyayı daha kolay kavrayabilmek için oluşturduğu kategoriler. Hepsi tüm nesneler için geçerli olan gerçekliklere tekabül etmek zorunda değil.
Şu ateistlerin yaratıcının yokluğunu ispat etme çabaları komik
Bence de, ama bu videoyla ne alakası olduğunu anlayamadım.
Ustat miletimin çok önemli bir maraşeli var Babek xurremi kendisi bir taliş onun hakinda video yaparmisin
Talışlara eşk olsun zazalardan salamlar.
@@hurriyetperwer sanada kardeş zazalarada
Peki ya yokluk nedir?Hiç var olmayan bir şey nasıl yok olur?Ulaşabildiğimiz tüm maddeler fiziki ve zihinselken nasıl olurda olası bir yokluktan bahsedebiliriz?Ya da vardan gelen bir varlık yokluğu nasıl bilebilir?
Kara delikleri ve enerjiyi düşün. Bu da öyle birşey olabilir.
@@sergoharyan6728 Ama kara delikler var olan birşey,yok etmiyor.
@@sergoharyan6728 kara delikler ve ya kara enerji yokluk ile bir değildir, kara deliklerin ve kara enerjinin tam olarak ne olduğunu bilmesekte var oldukları şuan için çok daha kuvvetli. Yokluk aklımızın pek de almadığı bir kavram
Yokluk yoktur, öyle bir kavramı da varsayman gerekli değildir. Matematikte ki 0 sayısından farksız. "1" demek ile "1+0" demek arasındaki farka benzer.
Tanrı salt varlıktır ve mahiyetlere bizatihi zatıyla varlık verir desen bile bu bir kelime oyunundan farksız. Molla Sadra da sık sık kitaplarında onun salt varlık olduğunu söyler. Direkt Türkçe tercümelerden örnek vereceksek, Esfarın Literadan çıkan baskısının 2. cildinde, 34. faslın ilk paragrafında açıkça tanrı için varlığın bütünüdür ifadesini kullanıyor. Videoda ''Bu kimileri için bir kelime oyunu olabilir ama ben bu filozofların bunu tercih etmesinin bir nedeni olduğunu düşünüyorum.'' demişsin ama en azından Sadra özelinde meseleye bakacaksak, bu Sadranın sadece bir Allaha övgü dizme biçiminden ibaret.
Allah'ın var olanlar içinden bir "varlık" olmaması mahluk olmadığını, yaratılmışlardan, mevcudattan bir "şey" olmadığını ve mevcudatta denginin, benzerinin olmadığını, tek olduğunu vs anlatır. Yani Allah varlık alemine (mevcudata) ait değildir, bu var olmadığı anlamına gelmez. İslam'ın Allah anlayışı da O'nun vacibü'l vücûd olduğudur, yani zorunlu varlıktır, yokluğu düşünülemez. Bu kastın dışında mantıken Allah'ın hem "var" hem "yok" olduğu iddia edilemez; bu noktada üçüncü hal muhaldir. Malum tartışmacı ise bu iki hususu karıştırdı.
Malum tartışmacının bu ifadeyi herhangi bir şekilde anlayarak kullandığını zannetmiyorum zaten.
Bu arada bu videoda tarifini yaptığım Tanrı tasavvuru zaten İslam, Hristiyanlık, Yahudilik, Hinduizm, Sihizm vb. pek çok büyük dinin mühim filozoflarınca benimsenen bir tasavvur.
Allah muhakkakki var...
Abi nihal atsız hakkında fikirlerin nelerdir?
Sence ne olabilir dostum faşist piçin teki cevabı belli soruları sormayın bana küfrettirmeyin 😂
@@NezihSeven Onunda ötesinde kendisi Türkte değil, köyünden sonuçlar var kendisi Rum'dur. Rum olması pek tabii ayıp veya kötü bir şey değildir olamaz. Ancak Türk olmayıp Türk faşisti olması acınası ve komik.
Sana niye küfredeyim Çağan dostum Nihal Atsız için dedim.
Anladım abi seviliyorsun❤@@NezihSeven
Birader şu bıyıkları da hafiflettin mi tamadır:)
Yıllar önce bir yazıda 'Allah ne iyidir ne kötüdür sadece iyinin ve kötünün yaratıcısıdır' demiştim onu hatırlattı bana bu video.
Kotuluk diye bir kavram yok boş yapmayın ya
Öyle birşey yok ve uğraşacak başka şeyler bulun. Adı üstünde: inanç.
Tmm işte mevzu da o
Sayın hocam Georg Niebuhr'un samiler medler ve persler ortak ata olarak kürtlerden gelir tezini değerlendirir misiniz?
Daha saçma çok az şey var.
@@NezihSeven İslam tarihçisi El Taberi buna benzer bir iddiayı daha önce söylüyor farslarla araplar aynı millet kürtlere de göçebe fars diyerek
@@NezihSeven İslam tarihçisi El Taberi buna benzer bir iddiayı daha önce söylüyor farslarla araplar aynı millet kürtlere de göçebe fars diyerek