Her videoda olduğu gibi bu sefer de sohbet sırasında istemeden de olsa atladığımız, istemeden sonra sonradan yanlış anlamaya sebep de olabilecek noktalar oldu. Bunların bir kısmını alt yazı olarak ekledik ama diğerlerini burada dile getirmek istiyorum. * İyonize etmeyen, yani moleküllerdeki bağları/elektronları koparmayan düşük enerjili fotonlara sahip radyasyon, nasıl ısıtabiliyor maddeleri, bu konuyu pek açmadık. Örneğin mikrodalgaların hangi fiziksel süreç ile yemeği ısıttığını atlamış olduk. Su molekülleri (ve besinlerde olan kimi başka moleküller) polarize moleküller oldukları için dışarıdan uygulanan elektrik alanlar ile döndürülebilirler. Mikrodalgada zamanla değişen bir elektrik alan uygulanarak moleküller bir yönde bir bu yönde döndürülür ve bu sayede kinetik enerji kazanırlar. Sıcaklık maddenin yapıtaşlarının ortalama kinetik enerjisinin bir ölçüsü olduğundan, biz moleküllerin kazandığı enerjiyi besinlerin ısınması olarak gözlemleriz. * Konuşma sırasında sözünü ettiğim TENMAK Nükleer Araştırma Enstitüsü, isminde nükleer enerji vurgusu olsa da aslında nükleer teknolojilerin (atomaltı parçacıklar ve uygulamaları) tamamının çalışıldığı bir merkez. Eski ismi ile Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun Ar-Ge birimlerinin yeniden organizasyonu ile oluşturulmuş, bu bağlamda ülkemizde tarihi 1950lere uzanan bir oluşum. Son 1,5 yılı aşkındır orada çalışma imkanım oldu, tüm çalışanlarına buradan teşekkür etmek isterim. * Uranyum kaynağının yüz yıl ölçeğinde tükeneceğini söylemiştim. Bu tahmin Uluslarası Atom Enerjisi Ajansı'nın (IAEA) daha önceki raporlarına dayanıyor. (Örneğin 2001'deki STI/PUB/1104 raporu) Ancak son yıllarda rezervlerin aramasına hız verilmiş durumda. Hem tüketim, hem de keşif/çıkarma hızlarının nasıl artacağı konusunda uzman değilim, daha uzun bir süre de gidebilir. Her şekilde küresel ısınma derdimizle başa çıkabilmek için elimizde bir süre bizi idare edebilir görünüyor. * @bahadrgergin6334 "ses radyasyonu" ifadesinin yanlış anlamaya sebep verebileceği konusunda uyarmış, ses ile ışığın karıştırılabileceğine dikkat çekmiş. Tabi ki ses ve ışık çok farklı dalgalar, çok farklı fiziksel olgular. Ancak ses radyasyonu ifadesinde de herhangi bir hata yok, sadece benzetme için kullanmadım, literatürde de "sound radiation" veya akustik radyasyon gibi ifadeler kullanılıyor. * Eski tüplü televizyonlarda ekranda görüntü, elektronların bir kaç kilovolta kadar hızlandırılıp manyetik alanlarla yönlendirilip ekranda belli noktalara çarpıştırılması ile oluyordu. Bu yüzden prensipte görünür ışık haricinde de elektromanyetik radyasyon yayıyor olmaları muhtemel. keV ölçeğindeki elektromanyetik ışımalar (yumuşak) x-ışını bölgesidir. Bu bağlamda tüplü televizyon tasarımında dikkatli olmak gerekir. Nitekim 1960larda Amerika'da üretilen kimi tüplü televizyonlarda sorun görülmüş ve 1968'de Amerikan Kongresi bir kanun geçirmiş ve 1970den sonra üretilen tüm televizyonların Gıda ve İlaç İdaresi (Food and Drug Administration) kanalıyla devlet kontrolünden geçirilmesi sağlanmış. Yani benim çocuk olduğum 80lerde annemin uyarısı temkinli olmak açısından doğal karşılanabilir. Ancak videoda sözünü ettiğimiz üzere modern LED ve LCD ekranlarda bu elektron hızlandırıcılar kullanılmıyor. Bu konuyu daha uzun olmakla birlikte tarihsel gelişimine değinmeden çok çabuk yanıtladığım için üzgünüm, bence temkin, araştırma, regülasyon gibi konularda dengeli ve bilinçli yaklaşmanın önemine, bu konularda dengeli yaklaşımlara vurgu yapabileceğimiz bir fırsatı kaçırmış oldum. Üzgünüm. * Nötronları durdurmakta kurşun derken önemli bir hatam oldu. Asıl aktarmaya çalıştığım nokta, nötronları durdurmanın ağır zırhlar gerektiğine vurgu yapmaktı, ancak bu sırada son derece kompleks bir durumu bir akıl tutulmasıyla eksik/yanlış aktarmış oldum. Ağır çekirdekler çok fayda sağlamazlar, nötronlar onlardan genelde elastik olarak saçılır. Nötronların enerjisine göre yavaşlatılmaları ve soğurulmaları için karma yöntemler kullanılır. Örneğin su iyi bir moderatör olarak kullanılabilir, içindeki hidrojen (yani proton) nötronları yavaşlatmakta kullanılabilir, ardından da boron veya kadmiyum gibi nötron tesir kesidi yüksek olan bir element ile soğurulabilir. Ancak kadmiyum örneğinde bu sırada ortaya çıkan gamma ışınlarını durdurmak için gene kurşun kullanmak gerekebilir. @aperion8464 isimli izleyicimize uyarısı için minnettarım.
@@silaspf Anlamlı bir soru, bir benzeri de başka bir yorum altında sorulmuş, yanıtımı buraya da aktarayım: Çekirdekte yeğin nükleer kuvvet ile elektromanyetik kuvvet arasında bir çekişme var. Bu çekişmenin sonucunda çekirdek en düşük enerjili yerleşime göre oluşuyor. Çekirdeği oluşturan alt parçacıkların birbirinden ayrı kendi başlarına uslu uslu durdukları duruma sıfır enerji diyerek başlıyoruz, böyle bir durumda en düşük enerjili yerleşim ise en yüksek mutlak değere sahip, yani aslında en negatif sayı oluyor. Ondan yüzden örneğin kurşundan enerji çekmek mümkün değil. Ancak bu anlatıyı füzyon ile ilgili sohbete bırakmayı tercih ettim. Hem parçalamak, hem de birleştirmek nasıl enerji verebilir, öyle bir durumda parça-birleştir yaparak sonsuz enerji çıkmaz mı gibi konuları konuşurken bu soruya geri döneriz.
xray ve metal dedektörüne yiyecek içecek konulmaması gerektiğine dair inanışı konuşuruz diye başlayıp direk olarak o konuya dönmediniz. Metal dedektöründen su şişesi ile geçtiğim için eşim şişeyi atmamı istemişti. İflah olmaz bir hanımcı olduğum için direk attım ama içten içe bir zararı olmayacağını biliyordum. Keşke daha açıkça konuşsaydınız da ben de eşime gösterip bak diyebilseydim :)
Hocam kızılötesi ışın, gözle görülür ışından daha düşük enerji seviyesine sahip olmasına rağmen Herschel’ın yaptığı deneyde o termometre nasıl daha çok ısınıyor?
Erkcan Hocam videonun başlarında (4.30 civarı) kızılötesinde duran termometrenin daha fazla ısındığını söylemişsiniz. Ancak Kızılötesi ışınların enerjisi daha düşük değil mi? Sonuçta frekansı daha düşük. Farklı maddelerin farklı ışınları soğurma ve yansıtma miktarlarının farklı olduğunu biliyorum ama sanırım deneyde siyah bir yüzeye ışık düşürülüyor. Siyah da bildiğim kadarıyla bildiğimiz renkli spektrumu iyi soğurabilen bir cisim olduğunun göstergesi diye yorumluyorum. Ben mor ışığın olduğu bölgede daha fazla ısınan bir termometre olmasını beklerdim. Beni aydınlatabilirseniz sevinirim. (Edit kendi soruma bir cevap ürettim ama başka merak edenler olur diye yorumu silmeyeceğim) Sanırım bunun sebebi gelen ışığın içinde kızılötesi foton sayısının daha fazla olması ve dolayısıyla her fotonun enerjisi daha düşük de olsa sayıca fazla oldukları için toplamda daha fazla enerji aktarabiliyor. Erkcan Hocam bu tespit doğru mu yanlış mı yorumlayabilirseniz sevinirim.
Hocam, kml tipi lösemi hastasıyım(bcr-abl gen mutasyonu) Çernobilde istanbulda 7 aylık bebektim. Sizce çernobil ile doğrudan ilişkisi var mıdır? (Aynı zamanda hla b27 geninden ankilozan spondilit hastasıyım.)
Erkcan Hoca'nın anlatımına hayran olmamak mümkün değil. Hem üst düzey anlayamadığım kısımları aydınlatıyor, hem de en basit kısımları açıklaması ile bildiklerime de farklı bir perspektif ekliyor. 👏👏👏
BİLİMİ SEVDİREN ADAM GİBİ ADAM helal olsun. saatlerce konuşsun zevkle dinlerim. çocukluk yaşlarımda tanısaydım bilim adamı olurdum kesin. benim gibi cahil birisine bile soluksuz, her kelimesini anlamaya çalışarak izletmesi... daha ne diyeyim. var olun sayınız artsın inşaallah
adı gibi bir kanal gerçekten. uzman konuk tam bir konunun derinine inecek hop başka konuya, tam toparlayacak oluyor, hop kesip bambaşka ilgisiz bir konuya. Maksat her şey flu kalsın. Tebrikler vaadettiğini yapıyor ancak buradan bir konu öğrenilemez, anca kafa karıştırır.
Erkcan Hocam, sizi anlatacak kelime bulamıyorum ❤ 5 saat sürse bile program sanki zaman su gibi akıp geçiyor sizi dinlerken. Anlatım tekniğiniz ve örnekleriniz harika! Edindiğim bilgiler paha biçilemez! Size ve flutv ailesine çok teşekkürler ❤
küçük yumruklardan “istersen milyon tane vur bişey olmaz”metaforuyla hareket edecek olursak..sobada elimizi yakan mekanizmayı tam açığa kavuşturamadık gibi oluyor sanki..orada birşey eksik kaldı gibi hissettim belki de yanılıyorumdur..program yine harika! Devam bilimle kalmaya
Benim de sohbetin videosunu sonradan izlerken eksikliğini hissettiğim güzel bir noktaya temas etmişsiniz. Videoyu böyle dikkatli takip edip düşünce silsilesindeki boşlukları yakalayan izleyicilerin olması nasıl mutlu ediyor anlatamam. Teşekkür ederim. Ne kadar çok dikkat etmeye çalışsam da program önden senaryosu hazırlanmış olan bir belgesel gibi, hatta önden soruların iletildiği bir röportaj gibi bile olmadığı için, ister istemez aralarda böyle atlananlar olabiliyor. Öte yandan şunu da itiraf edeyim ki, ilk videolarda bu durumdan daha çok rahatsız oluyordum, sonradan biraz alıştım: Sohbet havasının getirdiği doğallık bu videoların bilim iletişimi spektrumunda farklı bir renk olarak ortaya çıkmasına fırsat tanıyor. Üstüne sizin yorumunuz gibi yorumlar gelince, sohbet de genişlemiş gibi hissediyorum. Çok uzattım. Bu eksikliğe video altına kendi yazdığım notlarda değindim. Şurada bulabilirsiniz: ruclips.net/video/hbwFFGyMeBk/видео.html&lc=Ugys7DZ15JUyS7Kc9xx4AaABAg
Erkcan hocam, selamlar sevgiler. Mükemmel bir programdı, hem çok ayrıntılı hem de bir o kadar keyifli. Büyük saygılarımla. Her bölümü zannediyorum bir iki defa izledim, ne mükemmel seri.
Valla üniversite veya lise hiç fark etmez ama hayatımın bir döneminde Erkcan hoca ile yüzyüze bir ders yapabilmiş olmak isterdim. Hocam harika anlatıyorsunuz. Bilgiyi bilmekten daha da önemlisi bence onu anlatabilmek, aktarabilmektir çünkü bunu herkes yapamaz. Teşekkür ederiz ve lütfen bu programın devamı sürekli gelsin. :)
Birkaç konuyu ekleyeyim: 1.Uranyum jeokimyasal olarak highly litophile bir elementtir. Yani uzun vadede çekirdek veya mantoda değil kıta kabuğunda zenginleşir. 2. Magma hep olan birşey değildir. Mantonun üzerindeki basıncın azalması, veya ortamın sıcaklığının artması veya ortama katalizör olarak OH iyonunun ulaşması ile oluşur. 3. Kısa ve orta vadede uranyum aramaları (eksplorasyon), tüketim ile eşit veya daha fazla kaynağı ortaya çıkarmakta, ek olarak, toryum ise uranyumdan 3 kat daha bol.
Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler. Üçüncü madde ile ilgili bir notu ben de ekledim bir yorum olarak ancak özellikle ilk iki noktanız konusunda bilgim yoktu. Böyle izleyiciler olması ve paylaşmaları bana da büyük keyif veriyor. Minnettarım.
Bilim okur yazarlığımıza katkılarından ötürü Hocamıza çok teşekkürler. Yekta Kopan, Harun Can gibi ustaları andıran ses tonu ve diksiyonu var. Belgesellerde anlatıcılık (narrator) yapabilir hatta dizi ve filmlerde dublaj da yapabilir. Sıkılmadan dinliyorum.
27:10 burada kritik bir nokta daha var. Evet atmosfer büyük oranda UV ışınları soğuruyor. Işınlar ne kadar eğik gelirse o kadar daha kalın bir atmosferden geçiyor, dolayısıyla daha da soğruluyor. Bu da aslında hem yazın güneşten yanıp kışın yanmamamızı hem de mevsimleri açıklıyor.
17. videodan sonra uzun zaman video gelmeyince herhalde Erkcan hoca emekli oldu dedim geçen ay 18. video gelince soğuk terler döktüm ve şimdi bu video. Hep ayda bir video olsa Erkcan hocam bize zaman ayırabilse ne güzel olur.
Erkcan hocam 25. dakikaya bir ekleme yapayım, eski crt monitörlerde ağır metal tuzlarından imal edilmiş(CdS gibi) fosforlar kullanılıyor, bu yüzden zayıf da olsa bremsstrahlung üretmekteler, crt monitörlerin ön camlarında bu az miktardaki X-rayi absorblamak için yüksek miktarda baryum katılıyor(kurşunlu camlar sararma yapıyor zamanla), bu durum ninelerimizi ilginç bir şekilde haklı yapıyor. Bir de taş evlerde/yeraltında radon gazı birikiminin akciğer kanserine yol açmasına(hem alfa yayması hem de ağır bir soy gaz olması sebebiyle) belki ilerideki programlarda değinebilirsiniz, video sonuna doğru sorulan gaz da muhtemelen radon, deprem öncesinde/sırasında yeryüzüne çıktığıyla ilgili makalelere denk gelmiştim. Bilimsel konuları halkın ve özellikle de gençlerin anlayabileceği şekilde açıklamak gerçekten zor, ancak halkın eğitimsizliğinden faydalanan bir iktidarın çok uzun süredir yönetimde olması sebebiyle(bir z kuşağı ferdi olarak pazar gününü dört gözle beklemekteyim :D), bilimin güzelliklerini okulda öğrenemeyen insanlara aktarabilmek için sizin gibi değerli hocalarımızın böyle güzel içeriklerine ihtiyacımız var. Bir de ileriki bölümlerde X-Ray üretimi/kullanımları ile ilgili bir yayın güzel olabilir, hem de Ankara'da yapılması planlanmış ancak dönemin ODTÜ rektörü gibi kişilerin "ne gerek var ya iş çıkartmayın başımıza" demesiyle Ürdün'de yapılmış olan sesame synchrotronu ve neler kaybettiğimiz üzerine de konuşulabilir, çünkü halkın bu mevzunun öneminden haberdar olabilmesi için ilk başta ne hakkında olduğunun anlatılması lazım. Serinin devamını ilgiyle beklemekteyiz saygılarımla.
Ya gerçekten çok haklısınız. Sohbetin videosunu sonradan izlerken içimi cızlattı bu durum, çok güzel bir fırsatı kaçırmışım. Temkinli olmak ile ilerlemek, bilimsel araştırmaların halka nasıl ulaştığı, sağlıklı şüphecilik ile bilinmeyenden korku arasındaki dengenin nasıl sağlanacağı, bize gelen kulaktan dolma bilgilerin nasıl teyit edilmesi gerektiği gibi noktalara örnek teşkil edebilecek bir ortayı, gole çevirememişim. Videonun altına yazdığım yorumumda bir madde ile tüplü televizyonlardaki radyasyondan söz ettim. Vaktinizi ayırıp böyle bilgilendirici yorumlar yaparak sohbetimizi genişlettiğiniz için çok teşekkür ederim.
Erkcan hocamizi dinlerken( ki performansı da inanılmaz) insanoğlu olarak gercekten inanilmaz bir ilerleme gecirmisiz . Bu kadar çok defoya sahip olmamiza ragmen bu duzeyde ve hizda ilerleme inanilmaz geliyor. Gercekten bu merak , arayis icin herkesin farkli bir motivasyonu olsada insanoğlu gerçekten başarılı bir organizma diyebilir miyiz ilker hocam ?
@Erkcan, ağzınıza sağlık. Nükleer Tıp uzmanıyım. F-18 FDG ve iyot tedavisi kısmını ayrı bir zevkle izledim. O kadar keyifli anlatmışsınız ki videoyu asistanlarımıza gönderip izlemelerini izledim. Radyoaktif tedaviler ve radyoaktif hastanın taburcu edilmesi ile ilgili sorunuza yanıt vermek istiyorum. Hastanın doz hızı belirli bir düzeye inene kadar zırhlanmış hasta odalarında bekliyor. .Bu düzeyin altına düştüğünde ise korunma prensipleri anlatılarak taburcu ediliyor. Korunma prensiplerinden en önemlisi diğer insanlarla mesafe (en az iki metre) bırakmak. Yani radyoaktif kişi, taşıdığı aktivitenin cinsine göre belirlenmiş süre boyunca diğer insanlara yaklaşmaması hakkında uyarılıyor.
ilker beyin krempeynire tapması bizi ilgilendirmiyor biz Hocamızı çok sevdiğimiz için burdayız. Rahatsız olduğum nokta şurası ne zaman konu dini konulara ucundanda değinecek olsa ilker bey tiye alıyor. saygıya davet ediyorum.
Sırf anlatım hoşuma gittiği için dinliyorum . Erkan hocaya teşekkür ederim Hem genel bir malumat sahibi oluyorum, hemde keyifle izliyor zamanımı değerlendirdiğimi zannediyorum. Birde şu ilaçlı gazoz tarifini ne zaman yayınlarsınız ?
hocam atom çekirdeğinin içindeki protonlar için verdiğiniz sıkıştırılmış yay benzetmesi çok güzel ,kafamda daha iyi oturdu peki einstein ın E =mc2 formülünde özetlediği madde eşittir enerjide ki enerji bu enerji mi oluyo ?
Mikrodalganin yiyeceklerin tadını değiştirdiğini düşünüyorum. Elektrikli ocakta pişirmek ve ateşte pisirmek arasındaki fark gibi bir değişim. Ama bir de mikrodalga ile ısıtılıp sogutulan sularla çiçeklerin sulanmasi ve olmesiyle ilgili bir deney vardi bana hic guven vermiyor mikrodalga 😂
Yemeğin tadı ile ilgili fark şaşırtıcı olmaz, çünkü pişirme işlemi, özellikle ateşte pişirme işlemi, ısının besine nasıl verildiğini belirliyor. Ancak şunu söyleyebiliriz ki, mikrodalga ile işlem sırasında yemeği oldukça homojen bir şekilde ısıtıyoruz, o yüzden aslında ateşte pişirme sırasındaki gibi kimyasal değişiklik kolay kolay olmuyor. Bu yüzden daha az lezzetli ama daha bile sağlıklı olabilir. 🙂 Mikrodalga ile ısıtlan suyun bitkilere zarar vermesine pek imkan veremiyorum. Ancak deneyin kaynağını bulup iletebilirseniz, nasıl yapıldığını, kontrollü deney olup olmadığını, bizlerin doğal korkularına hitap edip bu şekilde bir çıkar (para / ilgi / ego tatmini) elde etmeyi hedefleyip hedeflemediğini, deneyin tekrarlanabilir olup olmadığını beraberce araştırabiliriz. Ne dersiniz?
@@Erkcan harikasınız canim hocam çok teşekkür ederim.2 defa link vermeye çalıştım cevabım gönderiliyor sonrasında gözükmüyor what happens to plants when given microwaved water diye aramanizi sizden rica edeceğim. Ama bu eskiden gördüğüm deneyi ararken mısır üzerinde yazilmis bir makaleye de rastladim effect of microwave treated water on the growth of corn diye buna da bakabilirsiniz. Myth busters a da konu olmus ama digerlerinin aksine daha iyi büyümüşler bu su ile :)
Hocam bir düzeltme, 3.5 sene plastiklerin UV yaşlanması üzerine çalıştım. Plastikler için konuşuyorum, daha yüksek şiddette UV radyasyon vermek farklı yaşlanma mekanizmalarını devreye soktuğu için gerçek hayatı yansıtmamaktadır. Bunun yerine yıl içerisinde sadece gündüzleri belirli saatler arası verilen ışıma sürekli belirli bir hesap sonucu (Load Profile Representation) bir miktar arttırılarak test ediliyor. kısacası şiddet arttırmak test süresini kısaltır ve istenilen kriterleri geçer ise, gerçek durumdan daha sert koşul olduğu için, malzeme dayanıklı kabul edilir fakat test başarısız (Test : Sararma, Dayanım kaybı,… vb olabilir) olur ise bu malzeme başarısız olacak manasına gelmez. Overdesign (gereksiz derecede iyi tasarım :pahalı tasarım) yapmamak adına, şiddet arttırmak yerine farklı bir yaklaşım yürütmek gerekiyor.
Erkcan Hocayı dinlemek çok büyük zevk. Yalnız sayın kanal sahibi, şakayı azcık azaltsan mı be? Adam tam bir şey anlatacak “aha neymiş ki acaba?” diyorum bir anda garip ve şaka içeren bir soru bambaşka bir yere götürüyor mevzuyu
kanalı ilk kez gördüm bir bakayım dedim vaktim pek olmadığı için 2xde izledim ona rağmen hoca 2xde anlaşılabilecek güzel bir tonda ve hızda konuşuyor ve anlattıkları bayağı sardı teşekkür ederim
Hocam, mesela Xeroderma Pigmentosa hastalarında o tamir mekanizmaları işlemediği için, Güneş'in etkileri kalıcı oluyor ve bu yüzden güneşe çıkamıyorlar. Normal ışık bile bunları deri kanseri yapabiliyor.
@Erkcan Bir atom çekirdeğinin nötron ile parçalanmasına dair, daha önceki benzer videoların birinde "nifak tohumu sokulur araya" şeklinde üstüne cuk oturan ve bayağı esprili bir benzetme yapmıştınız :) Burada da dedikoducu teyze benzetimini yapmışsınız harika olmuş :)
Her videoda olduğu gibi bu sefer de sohbet sırasında istemeden de olsa atladığımız, istemeden sonra sonradan yanlış anlamaya sebep de olabilecek noktalar oldu. Bunların bir kısmını alt yazı olarak ekledik ama diğerlerini burada dile getirmek istiyorum.
* İyonize etmeyen, yani moleküllerdeki bağları/elektronları koparmayan düşük enerjili fotonlara sahip radyasyon, nasıl ısıtabiliyor maddeleri, bu konuyu pek açmadık. Örneğin mikrodalgaların hangi fiziksel süreç ile yemeği ısıttığını atlamış olduk. Su molekülleri (ve besinlerde olan kimi başka moleküller) polarize moleküller oldukları için dışarıdan uygulanan elektrik alanlar ile döndürülebilirler. Mikrodalgada zamanla değişen bir elektrik alan uygulanarak moleküller bir yönde bir bu yönde döndürülür ve bu sayede kinetik enerji kazanırlar. Sıcaklık maddenin yapıtaşlarının ortalama kinetik enerjisinin bir ölçüsü olduğundan, biz moleküllerin kazandığı enerjiyi besinlerin ısınması olarak gözlemleriz.
* Konuşma sırasında sözünü ettiğim TENMAK Nükleer Araştırma Enstitüsü, isminde nükleer enerji vurgusu olsa da aslında nükleer teknolojilerin (atomaltı parçacıklar ve uygulamaları) tamamının çalışıldığı bir merkez. Eski ismi ile Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun Ar-Ge birimlerinin yeniden organizasyonu ile oluşturulmuş, bu bağlamda ülkemizde tarihi 1950lere uzanan bir oluşum. Son 1,5 yılı aşkındır orada çalışma imkanım oldu, tüm çalışanlarına buradan teşekkür etmek isterim.
* Uranyum kaynağının yüz yıl ölçeğinde tükeneceğini söylemiştim. Bu tahmin Uluslarası Atom Enerjisi Ajansı'nın (IAEA) daha önceki raporlarına dayanıyor. (Örneğin 2001'deki STI/PUB/1104 raporu) Ancak son yıllarda rezervlerin aramasına hız verilmiş durumda. Hem tüketim, hem de keşif/çıkarma hızlarının nasıl artacağı konusunda uzman değilim, daha uzun bir süre de gidebilir. Her şekilde küresel ısınma derdimizle başa çıkabilmek için elimizde bir süre bizi idare edebilir görünüyor.
* @bahadrgergin6334 "ses radyasyonu" ifadesinin yanlış anlamaya sebep verebileceği konusunda uyarmış, ses ile ışığın karıştırılabileceğine dikkat çekmiş. Tabi ki ses ve ışık çok farklı dalgalar, çok farklı fiziksel olgular. Ancak ses radyasyonu ifadesinde de herhangi bir hata yok, sadece benzetme için kullanmadım, literatürde de "sound radiation" veya akustik radyasyon gibi ifadeler kullanılıyor.
* Eski tüplü televizyonlarda ekranda görüntü, elektronların bir kaç kilovolta kadar hızlandırılıp manyetik alanlarla yönlendirilip ekranda belli noktalara çarpıştırılması ile oluyordu. Bu yüzden prensipte görünür ışık haricinde de elektromanyetik radyasyon yayıyor olmaları muhtemel. keV ölçeğindeki elektromanyetik ışımalar (yumuşak) x-ışını bölgesidir. Bu bağlamda tüplü televizyon tasarımında dikkatli olmak gerekir. Nitekim 1960larda Amerika'da üretilen kimi tüplü televizyonlarda sorun görülmüş ve 1968'de Amerikan Kongresi bir kanun geçirmiş ve 1970den sonra üretilen tüm televizyonların Gıda ve İlaç İdaresi (Food and Drug Administration) kanalıyla devlet kontrolünden geçirilmesi sağlanmış. Yani benim çocuk olduğum 80lerde annemin uyarısı temkinli olmak açısından doğal karşılanabilir. Ancak videoda sözünü ettiğimiz üzere modern LED ve LCD ekranlarda bu elektron hızlandırıcılar kullanılmıyor. Bu konuyu daha uzun olmakla birlikte tarihsel gelişimine değinmeden çok çabuk yanıtladığım için üzgünüm, bence temkin, araştırma, regülasyon gibi konularda dengeli ve bilinçli yaklaşmanın önemine, bu konularda dengeli yaklaşımlara vurgu yapabileceğimiz bir fırsatı kaçırmış oldum. Üzgünüm.
* Nötronları durdurmakta kurşun derken önemli bir hatam oldu. Asıl aktarmaya çalıştığım nokta, nötronları durdurmanın ağır zırhlar gerektiğine vurgu yapmaktı, ancak bu sırada son derece kompleks bir durumu bir akıl tutulmasıyla eksik/yanlış aktarmış oldum. Ağır çekirdekler çok fayda sağlamazlar, nötronlar onlardan genelde elastik olarak saçılır. Nötronların enerjisine göre yavaşlatılmaları ve soğurulmaları için karma yöntemler kullanılır. Örneğin su iyi bir moderatör olarak kullanılabilir, içindeki hidrojen (yani proton) nötronları yavaşlatmakta kullanılabilir, ardından da boron veya kadmiyum gibi nötron tesir kesidi yüksek olan bir element ile soğurulabilir. Ancak kadmiyum örneğinde bu sırada ortaya çıkan gamma ışınlarını durdurmak için gene kurşun kullanmak gerekebilir. @aperion8464 isimli izleyicimize uyarısı için minnettarım.
@@silaspf Anlamlı bir soru, bir benzeri de başka bir yorum altında sorulmuş, yanıtımı buraya da aktarayım: Çekirdekte yeğin nükleer kuvvet ile elektromanyetik kuvvet arasında bir çekişme var. Bu çekişmenin sonucunda çekirdek en düşük enerjili yerleşime göre oluşuyor. Çekirdeği oluşturan alt parçacıkların birbirinden ayrı kendi başlarına uslu uslu durdukları duruma sıfır enerji diyerek başlıyoruz, böyle bir durumda en düşük enerjili yerleşim ise en yüksek mutlak değere sahip, yani aslında en negatif sayı oluyor. Ondan yüzden örneğin kurşundan enerji çekmek mümkün değil.
Ancak bu anlatıyı füzyon ile ilgili sohbete bırakmayı tercih ettim. Hem parçalamak, hem de birleştirmek nasıl enerji verebilir, öyle bir durumda parça-birleştir yaparak sonsuz enerji çıkmaz mı gibi konuları konuşurken bu soruya geri döneriz.
xray ve metal dedektörüne yiyecek içecek konulmaması gerektiğine dair inanışı konuşuruz diye başlayıp direk olarak o konuya dönmediniz. Metal dedektöründen su şişesi ile geçtiğim için eşim şişeyi atmamı istemişti. İflah olmaz bir hanımcı olduğum için direk attım ama içten içe bir zararı olmayacağını biliyordum. Keşke daha açıkça konuşsaydınız da ben de eşime gösterip bak diyebilseydim :)
Hocam kızılötesi ışın, gözle görülür ışından daha düşük enerji seviyesine sahip olmasına rağmen Herschel’ın yaptığı deneyde o termometre nasıl daha çok ısınıyor?
Erkcan Hocam videonun başlarında (4.30 civarı) kızılötesinde duran termometrenin daha fazla ısındığını söylemişsiniz. Ancak Kızılötesi ışınların enerjisi daha düşük değil mi? Sonuçta frekansı daha düşük. Farklı maddelerin farklı ışınları soğurma ve yansıtma miktarlarının farklı olduğunu biliyorum ama sanırım deneyde siyah bir yüzeye ışık düşürülüyor. Siyah da bildiğim kadarıyla bildiğimiz renkli spektrumu iyi soğurabilen bir cisim olduğunun göstergesi diye yorumluyorum. Ben mor ışığın olduğu bölgede daha fazla ısınan bir termometre olmasını beklerdim. Beni aydınlatabilirseniz sevinirim. (Edit kendi soruma bir cevap ürettim ama başka merak edenler olur diye yorumu silmeyeceğim) Sanırım bunun sebebi gelen ışığın içinde kızılötesi foton sayısının daha fazla olması ve dolayısıyla her fotonun enerjisi daha düşük de olsa sayıca fazla oldukları için toplamda daha fazla enerji aktarabiliyor. Erkcan Hocam bu tespit doğru mu yanlış mı yorumlayabilirseniz sevinirim.
Hocam harikasınız, keşke enerji bakanımız siz olsanız:)
Bayılıyorum Erkcan hocaya. Müthiş bir anlatım tekniği var. Sabaha kadar dinleyebilirim.
Naçizane bir doktor olarak söylüyorum, hocamızın tıp bilgisi de takdire şayan. Kendisine saygım sonsuz. Teşekkür ediyorum.
eyv
hocam atom alimina ne diyorsunuz zararlimi
Hocam, kml tipi lösemi hastasıyım(bcr-abl gen mutasyonu) Çernobilde istanbulda 7 aylık bebektim. Sizce çernobil ile doğrudan ilişkisi var mıdır?
(Aynı zamanda hla b27 geninden ankilozan spondilit hastasıyım.)
Erkcan hocayı neden senede bir kere görüyoruz ya :) seviyoruz hocamızı daha çok gelsin lütfen
nolur bitmesin bu seri, sabaha kadar anlat dinleyelim hocam
Erkcan Hoca'nın anlatımına hayran olmamak mümkün değil. Hem üst düzey anlayamadığım kısımları aydınlatıyor, hem de en basit kısımları açıklaması ile bildiklerime de farklı bir perspektif ekliyor. 👏👏👏
Merhabalar, peşinen teşekkürümü ve saygılarımı, sevgilerimi sunayım, hepiniz iyi ki varsınız!
Şu basit anlatım ve analojiler takdire şayan. Harikasınız.
Nasıl güzel bitecek şimdi günümüz oh sonunda. Var olun emeği geçen herkes ... Bıktık boş muhabbetlerden . Baharla beraber bilimde gelecek 🍒
Hocanın radyoaktif maddesi mutluluk, sesini duymak bile yüzümü gülümsetiyor teşekkürler
Teşekkür ederim değerli bilgiler için
gündemden bunaldığımız saatlerde ilaç gibi geldi bu içerik. teşekkürler Flu tv ve teşekkürler Erkcan hoca, iyi ki varsınız.
BİLİMİ SEVDİREN ADAM GİBİ ADAM helal olsun. saatlerce konuşsun zevkle dinlerim. çocukluk yaşlarımda tanısaydım bilim adamı olurdum kesin. benim gibi cahil birisine bile soluksuz, her kelimesini anlamaya çalışarak izletmesi... daha ne diyeyim. var olun sayınız artsın inşaallah
Mükemmel bir bölümdü. Çok ama çok teşekkür ediyorum. Lütfen bu seri hiç bitmesin. Başına bir şey gelecek diye videoları arşivliyorum.
Erkcan Hocamızı dinlemeyi bile seçimden sonraya erteliyorum. İç huzuruyla dinlemek istiyorum, güneşli günlerde.
Gel
Genelde tür olarak insan sevmem ama Beynini kullanan insanları çok seviyorum.
adı gibi bir kanal gerçekten. uzman konuk tam bir konunun derinine inecek hop başka konuya, tam toparlayacak oluyor, hop kesip bambaşka ilgisiz bir konuya. Maksat her şey flu kalsın. Tebrikler vaadettiğini yapıyor ancak buradan bir konu öğrenilemez, anca kafa karıştırır.
Ne güzel anlatıyor bu adam ya, keşke işsiz olsa da her gün video gelse Erkcan hocamdan
Erkan hocanın iyi anlatabilmesinin sebebi, kendisinin konuyu çok iyi anlamış olması. Çok iyi anladığı için çok kolay basitleştirerek anlatabiliyor.
Erkcan Hocam, sizi anlatacak kelime bulamıyorum ❤ 5 saat sürse bile program sanki zaman su gibi akıp geçiyor sizi dinlerken. Anlatım tekniğiniz ve örnekleriniz harika! Edindiğim bilgiler paha biçilemez! Size ve flutv ailesine çok teşekkürler ❤
çok teşekkürler, hocamı keyifle, zevkle dinliyoruz gerçekten. iyi ki varsınız.♥
Emeğinize, zamanınıza , sabrınıza sonsuz teşekkürler 😊
Erkcan hocam ... Gerçekten hep anlatsanız bizde dinlesek keşke öyle güzel ki ... Bilim nasıl efsunlu ...
Gene on numara video. Bilale anlatır gibi anlatıyor adam, anlamamak imkansız. Ağzına sağlık Erkcan hocam
Uzun süre sonra erkcan hocayı dinlemek çok güzel. Videoların devamını bekliyoruz 😇
Erkcan hocalı bölümler favorim. Her hafta çıksa keşke
küçük yumruklardan “istersen milyon tane vur bişey olmaz”metaforuyla hareket edecek olursak..sobada elimizi yakan mekanizmayı tam açığa kavuşturamadık gibi oluyor sanki..orada birşey eksik kaldı gibi hissettim belki de yanılıyorumdur..program yine harika! Devam bilimle kalmaya
Benim de sohbetin videosunu sonradan izlerken eksikliğini hissettiğim güzel bir noktaya temas etmişsiniz. Videoyu böyle dikkatli takip edip düşünce silsilesindeki boşlukları yakalayan izleyicilerin olması nasıl mutlu ediyor anlatamam. Teşekkür ederim.
Ne kadar çok dikkat etmeye çalışsam da program önden senaryosu hazırlanmış olan bir belgesel gibi, hatta önden soruların iletildiği bir röportaj gibi bile olmadığı için, ister istemez aralarda böyle atlananlar olabiliyor. Öte yandan şunu da itiraf edeyim ki, ilk videolarda bu durumdan daha çok rahatsız oluyordum, sonradan biraz alıştım: Sohbet havasının getirdiği doğallık bu videoların bilim iletişimi spektrumunda farklı bir renk olarak ortaya çıkmasına fırsat tanıyor. Üstüne sizin yorumunuz gibi yorumlar gelince, sohbet de genişlemiş gibi hissediyorum.
Çok uzattım. Bu eksikliğe video altına kendi yazdığım notlarda değindim. Şurada bulabilirsiniz: ruclips.net/video/hbwFFGyMeBk/видео.html&lc=Ugys7DZ15JUyS7Kc9xx4AaABAg
Bütün bölümler muhteşem ama bu bölüm ayrı güzeldi. Erkcan hocam fiziği hem tanıtıyor hem öğretiyor hem de sevdiriyor. Çok teşekkürler.
Hocamın yeni bölümünü görünce, akşam eve geldiğimde yemekte sulu köfte varmış gibi sevindim.
:)
Hocammm hosgeldiniz,ufkumuz birazcik daha açılacak:)
Erkcan hoca çok kıymetli biri gerçekten çok teşekkür ediyorum paylaştığı tüm bilgiler için.
Senede bir açıp açıp baştan izliyorum. Seneye görüşmek üzere. Teşekkürler.
Teşekkürler Erkcan hocam öğle güzel anlattı ki.. emeklerinize sağlık.
Emeği geçen herkese gönülden teşekkür
Bunun bilimsel bir buluş olmasını sağlamış oluyoruz, bunun aynısını hayaletler için yapamıyoruz. :)) Hocam çok kibar ve çok bilimsel bir insansınız.
Bilgileniyorum. Teşekkür ederim.
Merhabalar, Hocam Füzyon konusunda da program yapmanızı sabırsızlıkla bekliyoruz . Teşekkür ederiz👏👏
Erkcan hocam, selamlar sevgiler. Mükemmel bir programdı, hem çok ayrıntılı hem de bir o kadar keyifli. Büyük saygılarımla. Her bölümü zannediyorum bir iki defa izledim, ne mükemmel seri.
Biyoloji,fizik ve kimya bize böyle birlikte anlatılsaydı bilim insanı olurdum
Valla üniversite veya lise hiç fark etmez ama hayatımın bir döneminde Erkcan hoca ile yüzyüze bir ders yapabilmiş olmak isterdim. Hocam harika anlatıyorsunuz. Bilgiyi bilmekten daha da önemlisi bence onu anlatabilmek, aktarabilmektir çünkü bunu herkes yapamaz. Teşekkür ederiz ve lütfen bu programın devamı sürekli gelsin. :)
Teşekkürler Erkcan Hocam ve Flu TV
Erkcan hoca hoş geldin özledik
Birkaç konuyu ekleyeyim:
1.Uranyum jeokimyasal olarak highly litophile bir elementtir. Yani uzun vadede çekirdek veya mantoda değil kıta kabuğunda zenginleşir.
2. Magma hep olan birşey değildir. Mantonun üzerindeki basıncın azalması, veya ortamın sıcaklığının artması veya ortama katalizör olarak OH iyonunun ulaşması ile oluşur.
3. Kısa ve orta vadede uranyum aramaları (eksplorasyon), tüketim ile eşit veya daha fazla kaynağı ortaya çıkarmakta, ek olarak, toryum ise uranyumdan 3 kat daha bol.
Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler. Üçüncü madde ile ilgili bir notu ben de ekledim bir yorum olarak ancak özellikle ilk iki noktanız konusunda bilgim yoktu. Böyle izleyiciler olması ve paylaşmaları bana da büyük keyif veriyor. Minnettarım.
@@Erkcan ben teşekkür ederim hocam.
Çok güzel anlattı hocamız sağolsun.
Yine şahane anlaşılır bir anlatım.
Hepinize teşekkürler...
Bilim okur yazarlığımıza katkılarından ötürü Hocamıza çok teşekkürler. Yekta Kopan, Harun Can gibi ustaları andıran ses tonu ve diksiyonu var. Belgesellerde anlatıcılık (narrator) yapabilir hatta dizi ve filmlerde dublaj da yapabilir. Sıkılmadan dinliyorum.
ne güzel bir fikir. ben de duymak isterim belgesellerde bu ses renginin enerjisini.
Mükemmel sekilde anlatilmis super ufuk açtı. Tesekkürler Hocam...
Şu stresli günlerde ilaç gibi geldi hocam teşekkürler özledik..
27:10 burada kritik bir nokta daha var. Evet atmosfer büyük oranda UV ışınları soğuruyor. Işınlar ne kadar eğik gelirse o kadar daha kalın bir atmosferden geçiyor, dolayısıyla daha da soğruluyor. Bu da aslında hem yazın güneşten yanıp kışın yanmamamızı hem de mevsimleri açıklıyor.
17. videodan sonra uzun zaman video gelmeyince herhalde Erkcan hoca emekli oldu dedim geçen ay 18. video gelince soğuk terler döktüm ve şimdi bu video. Hep ayda bir video olsa Erkcan hocam bize zaman ayırabilse ne güzel olur.
Erkcan hocam olayları basite indirgeyerek anlatmak konusunda çok çok iyi bir yetenek.
Prof.. Erkcan Özcan hocam için beğeneyim..Daha sonra izlerim..
Erkcan hocam iyi ki varsın.
Hocam analojilerine hayranım ya!
Hocam sağolun Kanada'da laboratuarda FDG-18 üretirken keyifle sizleri dinledim
Erkcan hocam 25. dakikaya bir ekleme yapayım, eski crt monitörlerde ağır metal tuzlarından imal edilmiş(CdS gibi) fosforlar kullanılıyor, bu yüzden zayıf da olsa bremsstrahlung üretmekteler, crt monitörlerin ön camlarında bu az miktardaki X-rayi absorblamak için yüksek miktarda baryum katılıyor(kurşunlu camlar sararma yapıyor zamanla), bu durum ninelerimizi ilginç bir şekilde haklı yapıyor.
Bir de taş evlerde/yeraltında radon gazı birikiminin akciğer kanserine yol açmasına(hem alfa yayması hem de ağır bir soy gaz olması sebebiyle) belki ilerideki programlarda değinebilirsiniz, video sonuna doğru sorulan gaz da muhtemelen radon, deprem öncesinde/sırasında yeryüzüne çıktığıyla ilgili makalelere denk gelmiştim.
Bilimsel konuları halkın ve özellikle de gençlerin anlayabileceği şekilde açıklamak gerçekten zor, ancak halkın eğitimsizliğinden faydalanan bir iktidarın çok uzun süredir yönetimde olması sebebiyle(bir z kuşağı ferdi olarak pazar gününü dört gözle beklemekteyim :D), bilimin güzelliklerini okulda öğrenemeyen insanlara aktarabilmek için sizin gibi değerli hocalarımızın böyle güzel içeriklerine ihtiyacımız var.
Bir de ileriki bölümlerde X-Ray üretimi/kullanımları ile ilgili bir yayın güzel olabilir, hem de Ankara'da yapılması planlanmış ancak dönemin ODTÜ rektörü gibi kişilerin "ne gerek var ya iş çıkartmayın başımıza" demesiyle Ürdün'de yapılmış olan sesame synchrotronu ve neler kaybettiğimiz üzerine de konuşulabilir, çünkü halkın bu mevzunun öneminden haberdar olabilmesi için ilk başta ne hakkında olduğunun anlatılması lazım.
Serinin devamını ilgiyle beklemekteyiz saygılarımla.
Ya gerçekten çok haklısınız. Sohbetin videosunu sonradan izlerken içimi cızlattı bu durum, çok güzel bir fırsatı kaçırmışım. Temkinli olmak ile ilerlemek, bilimsel araştırmaların halka nasıl ulaştığı, sağlıklı şüphecilik ile bilinmeyenden korku arasındaki dengenin nasıl sağlanacağı, bize gelen kulaktan dolma bilgilerin nasıl teyit edilmesi gerektiği gibi noktalara örnek teşkil edebilecek bir ortayı, gole çevirememişim.
Videonun altına yazdığım yorumumda bir madde ile tüplü televizyonlardaki radyasyondan söz ettim. Vaktinizi ayırıp böyle bilgilendirici yorumlar yaparak sohbetimizi genişlettiğiniz için çok teşekkür ederim.
Oh şu seçim gündemi çılgınlığı arasında çok iyi geldi. 👏🏻
Erkcan hocamizi dinlerken( ki performansı da inanılmaz) insanoğlu olarak gercekten inanilmaz bir ilerleme gecirmisiz .
Bu kadar çok defoya sahip olmamiza ragmen bu duzeyde ve hizda ilerleme inanilmaz geliyor. Gercekten bu merak , arayis icin herkesin farkli bir motivasyonu olsada insanoğlu gerçekten başarılı bir organizma diyebilir miyiz ilker hocam ?
@Erkcan, ağzınıza sağlık. Nükleer Tıp uzmanıyım. F-18 FDG ve iyot tedavisi kısmını ayrı bir zevkle izledim. O kadar keyifli anlatmışsınız ki videoyu asistanlarımıza gönderip izlemelerini izledim. Radyoaktif tedaviler ve radyoaktif hastanın taburcu edilmesi ile ilgili sorunuza yanıt vermek istiyorum. Hastanın doz hızı belirli bir düzeye inene kadar zırhlanmış hasta odalarında bekliyor. .Bu düzeyin altına düştüğünde ise korunma prensipleri anlatılarak taburcu ediliyor. Korunma prensiplerinden en önemlisi diğer insanlarla mesafe (en az iki metre) bırakmak. Yani radyoaktif kişi, taşıdığı aktivitenin cinsine göre belirlenmiş süre boyunca diğer insanlara yaklaşmaması hakkında uyarılıyor.
ilker beyin krempeynire tapması bizi ilgilendirmiyor biz Hocamızı çok sevdiğimiz için burdayız. Rahatsız olduğum nokta şurası ne zaman konu dini konulara ucundanda değinecek olsa ilker bey tiye alıyor. saygıya davet ediyorum.
Habersizleri izlerken en sevdiğim geldi:)
Büyüksün Erkcan hocam 👑👑👑
bildirimi görünce havalara uçmam peki erkcan hocam da erkcan hocam
Sırf anlatım hoşuma gittiği için dinliyorum .
Erkan hocaya teşekkür ederim Hem genel bir malumat sahibi oluyorum,
hemde keyifle izliyor zamanımı değerlendirdiğimi zannediyorum.
Birde şu ilaçlı gazoz tarifini ne zaman yayınlarsınız ?
Erkcan hocanin anlatimi çok güzel bu konunun sonraki bölümünü heyecanla bekliyoruz.uzun uzun dinleyebilirim
Harika bir yayın çok teşekkürler.Bir de kitap önerim olacak : Radyum ve Radyoaktivitenin Tarihi --
Yazar: Lucy Jane Santos
bu arada Erkcan Hoca' nin videolarının daha sık aralıklarla gelmesini talep ediyoruz
Yine beş kere izleyeceğim video gelmiş 😅😂😻
Geldi en sevdiğim kanalın en sevdiğim programııı
Bu seri hiç bitmese olmaz mı hocam ya!!!
İlker canikligili hiç sevmesem de gülüşünü seviyorum. Hocam yine süpersiniz. Serpil abla bildiğimiz gibi. Teşekkürler:)
Ben kolay kolay yorum ve beğeni yapmam. Beğeni ve yorumu hak ediyosunuz hocam emeğinize sağlık
Erkcan hocam ile tanışma fırsatını kaçırdım o kadar çok üzülüyorum ki 😢
Erkcan hocamızı Özledik 💛 Bilim, Bilim Tarihi, FİZİK isteruk!
Erkcan Hocam . Zabahaca konuşun dinleriz oyle zevkli sizi dinlemek 🙋👽
Oooo 1 saatlik video yapmışlar. Erkcan hoca ver diğer arkadaşlara teşekkürler.
Offff ilaç gibi düştü beeee. Hastasıyım şu programın.
Harika bir video daha. Sağolun!
In Science We Trust🤘
flutv - olmaz öyle saçma kanal - ilker canikligil ve saz ekibi ❤❤❤
Teşekkür ederim
Harika anlatım👏👏👏çok teşekkürler⚛️
🗽🥇🗽☣☣️ Radioaktiv derece de yararlı bilim adamı Respekt bro anlatım tarzi ve anlaşılmasi mükemmel🥇
Bahsettiğiniz insanlarin ürettiği elementlerede girsek süper olur neden ve nasıl yapılıyor
sabırsızlıkla beklediğim seri.
hocam atom çekirdeğinin içindeki protonlar için verdiğiniz sıkıştırılmış yay benzetmesi çok güzel ,kafamda daha iyi oturdu peki einstein ın E =mc2 formülünde özetlediği madde eşittir enerjide ki enerji bu enerji mi oluyo ?
Mikrodalganin yiyeceklerin tadını değiştirdiğini düşünüyorum. Elektrikli ocakta pişirmek ve ateşte pisirmek arasındaki fark gibi bir değişim. Ama bir de mikrodalga ile ısıtılıp sogutulan sularla çiçeklerin sulanmasi ve olmesiyle ilgili bir deney vardi bana hic guven vermiyor mikrodalga 😂
Yemeğin tadı ile ilgili fark şaşırtıcı olmaz, çünkü pişirme işlemi, özellikle ateşte pişirme işlemi, ısının besine nasıl verildiğini belirliyor. Ancak şunu söyleyebiliriz ki, mikrodalga ile işlem sırasında yemeği oldukça homojen bir şekilde ısıtıyoruz, o yüzden aslında ateşte pişirme sırasındaki gibi kimyasal değişiklik kolay kolay olmuyor. Bu yüzden daha az lezzetli ama daha bile sağlıklı olabilir. 🙂
Mikrodalga ile ısıtlan suyun bitkilere zarar vermesine pek imkan veremiyorum. Ancak deneyin kaynağını bulup iletebilirseniz, nasıl yapıldığını, kontrollü deney olup olmadığını, bizlerin doğal korkularına hitap edip bu şekilde bir çıkar (para / ilgi / ego tatmini) elde etmeyi hedefleyip hedeflemediğini, deneyin tekrarlanabilir olup olmadığını beraberce araştırabiliriz. Ne dersiniz?
@@Erkcan harikasınız canim hocam çok teşekkür ederim.2 defa link vermeye çalıştım cevabım gönderiliyor sonrasında gözükmüyor what happens to plants when given microwaved water diye aramanizi sizden rica edeceğim. Ama bu eskiden gördüğüm deneyi ararken mısır üzerinde yazilmis bir makaleye de rastladim effect of microwave treated water on the growth of corn diye buna da bakabilirsiniz.
Myth busters a da konu olmus ama digerlerinin aksine daha iyi büyümüşler bu su ile :)
Hocam bir düzeltme, 3.5 sene plastiklerin UV yaşlanması üzerine çalıştım. Plastikler için konuşuyorum, daha yüksek şiddette UV radyasyon vermek farklı yaşlanma mekanizmalarını devreye soktuğu için gerçek hayatı yansıtmamaktadır. Bunun yerine yıl içerisinde sadece gündüzleri belirli saatler arası verilen ışıma sürekli belirli bir hesap sonucu (Load Profile Representation) bir miktar arttırılarak test ediliyor. kısacası şiddet arttırmak test süresini kısaltır ve istenilen kriterleri geçer ise, gerçek durumdan daha sert koşul olduğu için, malzeme dayanıklı kabul edilir fakat test başarısız (Test : Sararma, Dayanım kaybı,… vb olabilir) olur ise bu malzeme başarısız olacak manasına gelmez. Overdesign (gereksiz derecede iyi tasarım :pahalı tasarım) yapmamak adına, şiddet arttırmak yerine farklı bir yaklaşım yürütmek gerekiyor.
Erkcan Hocayı dinlemek çok büyük zevk. Yalnız sayın kanal sahibi, şakayı azcık azaltsan mı be? Adam tam bir şey anlatacak “aha neymiş ki acaba?” diyorum bir anda garip ve şaka içeren bir soru bambaşka bir yere götürüyor mevzuyu
Değerli @erkcan Hocam, füzyon reaktörleri konusundaki gelişmelerle ilgili bir program yaparsanız çok mutlu olurum. Teşekkürler
kanalı ilk kez gördüm bir bakayım dedim vaktim pek olmadığı için 2xde izledim ona rağmen hoca 2xde anlaşılabilecek güzel bir tonda ve hızda konuşuyor ve anlattıkları bayağı sardı teşekkür ederim
bu hafta harcadığım en kaliteli 1 saat
Hocam, mesela Xeroderma Pigmentosa hastalarında o tamir mekanizmaları işlemediği için, Güneş'in etkileri kalıcı oluyor ve bu yüzden güneşe çıkamıyorlar. Normal ışık bile bunları deri kanseri yapabiliyor.
1 saatlik Olmaz Öyle Saçma Bilim bölümü ve Erkcan hoca söyleşisi. Daha güzel ne ola bilir?
@Erkcan Bir atom çekirdeğinin nötron ile parçalanmasına dair, daha önceki benzer videoların birinde "nifak tohumu sokulur araya" şeklinde üstüne cuk oturan ve bayağı esprili bir benzetme yapmıştınız :) Burada da dedikoducu teyze benzetimini yapmışsınız harika olmuş :)
Sırf bu tarz programlar artsın diye bu yorumu buraya bırakıyorum 👍👏
Foton'u, ışık paketleri şeklinde düşünebilirsiniz. Ayrıca iki türlü radyasyon vardır. Yani suni ve tabii radyasyon.
çok güzelde keyif alarak izledim ve öğrendim teşekkürler.
Çok Çok Teşekkürler...!
Dedikodu kısmı çok iyi 😂 hocam halk diliyle atomu parçaladı