🦋 Jeon Jungkook Ile Hayal Et |Seni terk eden eski mafya sevgilin düğününe gelir| TB 🦋 Jeon Jungkook & Min Aera 🦋 Aurora'nın Kaleminden 🦋 Şarkıyla okumanızı tavsiye ederim. 🦋 Keyifli Okumalar Dilerim. ` Jeon Jungkook'tan Elimdeki çiçek demetini yüzüme yaklaştırarak derince kokladığımda burnuma doluşan çiçek kokusu bana yine tek bir kişiyi hatırlatmıştı. Onu. Buruk bir tebessüm ederek düğünün yapılacağı bahçe kapısından içeriye adım attım. Adımlarım titrekti en önemlisi kalbim acıyor ve kasılıyordu. Sakinleşmeye çalışarak ilerlemeye başladım davetlilerin arasından. Sakinleşmeliydim. Sakin olmalıydım. Ona son kez veda edebilmem, onu son kez görebilmek için bunu yapmalıydım. Yüzümdeki buruk tebessümü hiç silmeden adımlarımı sürdürdüm. Bahçedeki davetliler büyük bir telaş ve heyecan içerisinde oradan oraya koşuşturuyorlardı. Güler yüzleri ve kahkahaları içime büyük bir nefret doluşturmaya başladı. Onun düğününde mutlu olmaları normalken neden içime bu nefretin düştüğünü anlayamıyordum. Sahi neydi bendeki bu bencillik? Ona yılardır acı yaşatıp şuan onun mutluluğuna bile mutlu olamayacak kadar olan bu bencillik nedendi? Duygusuz piçin tekiydim. Onu yıllar önce bırakıp hayatını tamamiyle kararttığımda duygusuz piçin tekiydim. Onun yıllar önce gözyaşlarını ve bağırışlarını umursamadığım için duygusuz piçin tekiydim. Bencil herifin tekiydim. Yıllar önce bana "Gitme" diyen kadına şuan gitme diyebilecek kadar bencildim. Onun düğününe en mutlu gününe gelecek kadar yüzsüzdüm. Aşktı bu. Kaybedince yokluğunu hisettiğin ama artık eline ulaşamayacak şeydi bu. Gözünü döndürüp sana her şeyi yaptıracak şeydi bu. İnsanı öyle bir yerden vururdu ki, insan bir daha değil yaşamak hiç nefes almamayı dilerdi. Burada bulunarak bile en büyük yüzsüzlüğü yapıyordum. Daha fazla kalmak istemediğimi fark ettiğimde davetlilerin hareketleri hızlandı. Acele etmeliydim. Yıllardır ona gitmeyen ben şimdi gidiyordu. Elimdeki karışık çiçek buketini daha sıkı kavrayarak arka kapıya yöneldim. Adımlarımı hem duyduğum özlemden hemde acele olmam gerektiğinden hızlandırdım. Arka bahçeye geldiğimde hiç kimsenin olmadığını gördüğümde içime su serpildi desem yeridir. Onu zor duruma sokmak en son istediğim şey bile değildi. Gözlerimi etrafta gezdirmeye başladığımda bakış açıma giren görüntüyle kalakaldım. O an her şey durdu. O an kalbim hızlandı. O an gözlerime acı boğazıma buruk bir yumru hücum etti. O an ellerimle birlikte bedenimde titremeye başladı. Etrafına doluşan kızlara gülümsüyordu. Beyaz sade gelinliği, kafasına taktıkları çiçekli tacı ile nasılda güzel duruyordu öyle. Nasıl da peri kızına benziyordu. Gözlerim kendiliğinden dolmaya başladığında dengemi kaybedecek gibi oldum. Bedenim titremeye ve sarsılmaya başlamıştı. Ama gözlerim sadece ona odaklıydı. Kilitlenmiş bir şekilde süzmeye devam ettim onu. Gülerek etrafında dönerek elindeki çiçek buketini havaya kaldırdığında boğazımda oluşan yumru yoğunluğunu arttırdı. Canımı daha fazla yakmak için hissini arttırdı. Beni daha fazla acıtmak için yutkunmamı engelleyecek şekilde büyümeye başladı boğazımda. Etrafındaki kızlar gülüşerek ona sarıldıklarında bir adım attım. Ve bir adım daha. Adımlarım kendiliğinden ilerliyorlardı. Adımlarım ona gitmek için büyük bir acele içeresindeydi. Kollarını doladığı kızların omuzunun üzerinden yüzünü tek görebiliyordum. Gözlerim gözlerindeyken göz bebeklerime değen siyahlar ile kalbim onu ilk kez gördüğüm zaman ki gibi hızlanmaya başladı. Gözleri yıllar sonra gözlerime değdi. Ona koşup sarılacak kadar acıttı gözleri beni. Gülen gözleri gözlerimin en içine baktığı an solduğunda kollarının düştüğünü elindeki çiçeği tutuşunu gevşettiğini gördüm. Gözleri tepkisizce yüzümde gezinip en sonunda yine gözlerimde durdu. Gözler her şeyin sonu ve her şeyin başlangıcıydı. Arkadaşlarından ayrılarak aralarından geçtiğinde bir adım atarak tam karşımda donuklaşmaya başlayan yüz ifadesiyle durdu. Birbirimize baktık. Birbirimize uzunca baktık. Birbirimize yılların özlemi ve kırgınlığıyla baktık öylece. İkimizde konuşamıyor veya adım atamıyorduk. Tutukluyduk. Ona engel olan geleceğiydi, bana engel olan geçmişimizdi. "Aera? Bu kim?" Diye sordu içlerinden beni süzen bir kız. Duymamış gibiydi. Öyle bir donuktu ki duyması imkansızdı. Gözlerinin hafiften dolduğunu gördüğümde benimde gözlerim doldu onun güzelliğine. "Aera?" Diye tekrarladı o kız. İrkilerek kıza dönüp baktığında kendini toparlamaya çalıştı. "Eski bir tanıdık." Dedi kıza bakarken. "Siz içeriye geçip davetliler ile ilgilenin kızlar. Ben hemen geleceğim." Diye eklediğinde kalbimdeki kasılma daha da büyüdü. Eski bir Tanıdık. Eski. Tanıdık. Bu cümleler beynimde tekrar tekrar yankılanmaya başladığında başımı önüme eğerek yüzümü dolan gözlerimi gizlemeye çalıştım. Kızlar ikiletmeden bir bir içeriye geçerken ikimiz tek kalmıştık. Ve yine sessizlik hakimdi. Can yakıcı ve kuytu bir sessizlik. Sessizleşen ortamı topuklulardan çıkan sesler bozdu. "Jeon..." Dediğinde ilk adımı yine o attığı için iç yanağımı dişledim. Benimle konuşmak istememesi bile hakkıydı. Kendime gelmeye çalışarak başımı kaldırdım yavaşça. Masum ve saf bir güzelliğe sahipti. Yine o güzelliğiyle bana bakması kalbimden sanki parçalar koparıp attı. Benden bir açıklama bir cevap bekliyordu biliyordum. Sonuçta yıllar önce o yağmurlu gecede onu tek başına sokakta terk eden bendim. "Neden geldin?" Diye devam ettirmesiyle boğazımdaki yumrunun yoğunluğunu azaltmak için boğazımı temizledim ve o bir zamanlar bakmaya doyamadığım gözlerine baktım. "Neden geri döndün?" Sesi titriyordu. Ruhuyla birlikte seside titriyordu. Hesap sormasını istedim. Ama bunu yapmadı. "Aera..." Dedim ve duraksadım benimde sesimle birlikte ruhum titriyordu. Yıllar sonra ismi ilk kez ağzımdan çıktığında içimi yine buruk bir mutluluk kapladı. "Ben...Biliyorum bencil ve yüzsüzüm. Ama seni son kez görmek için geldim." Dedim yüzlüğümden utanmadan. Halbuki içimde ne fırtınalar kopuyordu. "Beni neden görmek isteyesin ki? Beni yıllar önce terk eden sen neden beni görmek istesin ki? Bana, çığlıklarıma, gözyaşlarıma acımayan sen neden beni görmek istiyor? Daha fazla beni acıtmak için mi?" Dediğinde sessiz kaldım. Buna verecek bir cevabım yoktu çünkü her şeyde haklıydı. Ben ise pişman ve nefret doluydum kendime karşı. Dönülemez bir pişmanlık. "Özür dilerim." Dedim. Ne diyeceğimi bilmiyordum. "Özür dileme benden. Özürünün bir anlamı yok artık. Neden beni görmek istedin?" Diye tekrarlamasıyla dolan gözlerimden bir damla yaş süzülüp elimdeki bukete bulaştı. "Seni özledim. Yüzsüz piçin tekiyim. Ama dayanamadım Aera. Seni son kez bile olsa görmek istedim. Belki gözlerimdeki özlem diner diye." Dedim. Bunları söylerken bile o kadar çok halime acıyor ve utanıyordum ki. Yüzünde minik bir tebessüm oluştu. "Bende seni çok özledim Jeon, zamanında. Ben Sensiz geçirdiğim her yıl için tam 3 kez canıma kıymaya kalkıştım. Ben sana olan aşkımdan ve özlemimden hastanede yattım. O zaman nerdeydin Jeon? O zaman neden beni özlemedin? Neden Dönüp gelmedin? Bana 'Artık bitti. Başka ülkede yeni bir hayat kurmaya gideceğim.' dediğinde neden benimde hayatımı kendinle birlikte götürdün? Bana neden acımadın?" Dedikleriyle başımı sağa sola salladım. "Özür dilerim. Bir faydası olmayacak ama senden çaldığım o hayat için binlerce kez özür dilerim Aera. Sana mutluluklar dilerim. Seni benden daha çok mutlu edecek o adamada minnettarım. Seni o dipsiz kuyudan çekip çıkartacak olan o adama minnettarım." Elimle göz yaşlarımı silerek gülümsemeye çalıştım. Ve elimdeki çiçeği ona uzattım. "Çok güzel olmuşsun. Tam da hayalimdeki gibi. Bu çiçeği benim için kabul etmeni isteyerek bile bencillik yapıyorum. Ama lütfen al ve beni unut Aera. Hayatından tamamen çıkacağım. Senin mutlu olman için bunu yapacağım. Eğer bugünü mahvettiysem affet beni. Dayanamadım işte." Bana dokunmak istemeyeceğini bildiğim için çiçek buketini yere bırakarak doğruldum. Son kez hayatını cehenneme çevirdiğim bu güzel ruhlu kadına bakıp arkamı dönmeden önce fısıldadım. "Hayatında mutluluklar dilerim Ay ışığı."
Devam 1 Dedim son kez. Ve göz yaşlarımın akmasına izin vererek çıkışa doğru ilerlemeye başladım. Aera'dan Gözlerim dolu bir şekilde yere bıraktığı çiçeğe ilerlemeye başladım. Bedenim titriyordu. Onu yıllar sonra görmenin verdiği buruklukla bedenim titriyor ve acıyordu. Yere eğilip çiçeği elime aldığımda derince koklayarak bir damla yaşın akmasına izin verdim. Küçük notu fark ettiğimde elime alarak o çok aşık olduğum el yazısıyla yazdıklarını okumaya başladığımda nefeslerim sıkılaşmaya başladı. 'Aşkın anlamını ve değerini kaybettikten sonra anlayan acınası biriyim ben. Seni hiçbir zaman hakketmedim bunu biliyorum. Bir şeyleri tartışmak için çok geç artık. Çok geç kaldım. Sana mutluluklar dilerim Ay Işığı. Hayatıma ışık katan o ışık. Senden bunu istemeye hakkım yok ama affet beni. Sen herkesi affedecek kadar güzel ruhlu birisin. Ne olursun affet beni. 🌑' Damlayan göz yaşlarım bordo renkli mürekkebi ıslattığında sakinleşmeye çalıştım. Ve o an aklımdan sadece tek bir cümle geçti. 'İki çiçek. Birisi geçmişin pişmanlığıyla tüm ömür boyunca soldu. Diğeri geçmişten aldığı acılarla tekrar açtı. Fakat her ikisindede geçmişten bir parça.' Gittiği yoldan buğulu gözlerimle bakmaya başladığımda içimden tek bir cümle geçti bu seferde. "Ne olursa olsun seni affetim Jeon Jungkook. Herkes bir süreden sonra affedilmeyi hakkediyor. Ben seni tüm geçmişi ezerek afettim." SON Herkes affedilmeyi hakkeder.
Abi çok mükemmellllll❤ hikaye gerçekten duygusal ve içtendi. Senin hikayen tabii ama ben ayrılma sebeplerini ve anını bir flashback olarak okumak isterdim. Birde kiminle evlendiğini bilseydik keşke. Çok duygusal ve güzel olmuş ellerine sağlık🤍
Çoğu kurgunda olduğu gibi ağladım yine.. Duygularını yazarken çok iyi yansıtıyorsun kesinlikle.Her yeni yazdığın kurgu benim yeni favori kurgum oluyor artık o derece.Kanalın 2.ayı kutlu olsun bu aradaa nice başarılara😽💗
Biraz önce 4 yıldır platonik olduğum çocuğun son sevgilisini unutamadığını öğrendim (4 yıldır çok fazla sevgilisi olmuş bundan da haberim yoktu) onun üstüne bunu okumak beni öldürdü diyebilirim ve umarım aera gibi hayatıma devam edebilirim 💔
Resmen o anı yaşıyormuşum gibi geldi....
Herkes affedilmeyi haketmez.
🦋 Jeon Jungkook Ile Hayal Et |Seni terk eden eski mafya sevgilin düğününe gelir| TB
🦋 Jeon Jungkook & Min Aera
🦋 Aurora'nın Kaleminden
🦋 Şarkıyla okumanızı tavsiye ederim.
🦋 Keyifli Okumalar Dilerim.
`
Jeon Jungkook'tan
Elimdeki çiçek demetini yüzüme yaklaştırarak derince kokladığımda burnuma doluşan çiçek kokusu bana yine tek bir kişiyi hatırlatmıştı.
Onu.
Buruk bir tebessüm ederek düğünün yapılacağı bahçe kapısından içeriye adım attım. Adımlarım titrekti en önemlisi kalbim acıyor ve kasılıyordu. Sakinleşmeye çalışarak ilerlemeye başladım davetlilerin arasından.
Sakinleşmeliydim.
Sakin olmalıydım.
Ona son kez veda edebilmem, onu son kez görebilmek için bunu yapmalıydım. Yüzümdeki buruk tebessümü hiç silmeden adımlarımı sürdürdüm. Bahçedeki davetliler büyük bir telaş ve heyecan içerisinde oradan oraya koşuşturuyorlardı. Güler yüzleri ve kahkahaları içime büyük bir nefret doluşturmaya başladı. Onun düğününde mutlu olmaları normalken neden içime bu nefretin düştüğünü anlayamıyordum. Sahi neydi bendeki bu bencillik?
Ona yılardır acı yaşatıp şuan onun mutluluğuna bile mutlu olamayacak kadar olan bu bencillik nedendi?
Duygusuz piçin tekiydim.
Onu yıllar önce bırakıp hayatını tamamiyle kararttığımda duygusuz piçin tekiydim. Onun yıllar önce gözyaşlarını ve bağırışlarını umursamadığım için duygusuz piçin tekiydim.
Bencil herifin tekiydim.
Yıllar önce bana "Gitme" diyen kadına şuan gitme diyebilecek kadar bencildim. Onun düğününe en mutlu gününe gelecek kadar yüzsüzdüm.
Aşktı bu.
Kaybedince yokluğunu hisettiğin ama artık eline ulaşamayacak şeydi bu.
Gözünü döndürüp sana her şeyi yaptıracak şeydi bu.
İnsanı öyle bir yerden vururdu ki, insan bir daha değil yaşamak hiç nefes almamayı dilerdi.
Burada bulunarak bile en büyük yüzsüzlüğü yapıyordum. Daha fazla kalmak istemediğimi fark ettiğimde davetlilerin hareketleri hızlandı. Acele etmeliydim.
Yıllardır ona gitmeyen ben şimdi gidiyordu.
Elimdeki karışık çiçek buketini daha sıkı kavrayarak arka kapıya yöneldim. Adımlarımı hem duyduğum özlemden hemde acele olmam gerektiğinden hızlandırdım. Arka bahçeye geldiğimde hiç kimsenin olmadığını gördüğümde içime su serpildi desem yeridir. Onu zor duruma sokmak en son istediğim şey bile değildi. Gözlerimi etrafta gezdirmeye başladığımda bakış açıma giren görüntüyle kalakaldım.
O an her şey durdu.
O an kalbim hızlandı.
O an gözlerime acı boğazıma buruk bir yumru hücum etti.
O an ellerimle birlikte bedenimde titremeye başladı.
Etrafına doluşan kızlara gülümsüyordu.
Beyaz sade gelinliği, kafasına taktıkları çiçekli tacı ile nasılda güzel duruyordu öyle. Nasıl da peri kızına benziyordu. Gözlerim kendiliğinden dolmaya başladığında dengemi kaybedecek gibi oldum. Bedenim titremeye ve sarsılmaya başlamıştı. Ama gözlerim sadece ona odaklıydı. Kilitlenmiş bir şekilde süzmeye devam ettim onu.
Gülerek etrafında dönerek elindeki çiçek buketini havaya kaldırdığında boğazımda oluşan yumru yoğunluğunu arttırdı. Canımı daha fazla yakmak için hissini arttırdı. Beni daha fazla acıtmak için yutkunmamı engelleyecek şekilde büyümeye başladı boğazımda. Etrafındaki kızlar gülüşerek ona sarıldıklarında bir adım attım. Ve bir adım daha. Adımlarım kendiliğinden ilerliyorlardı.
Adımlarım ona gitmek için büyük bir acele içeresindeydi. Kollarını doladığı kızların omuzunun üzerinden yüzünü tek görebiliyordum. Gözlerim gözlerindeyken göz bebeklerime değen siyahlar ile kalbim onu ilk kez gördüğüm zaman ki gibi hızlanmaya başladı.
Gözleri yıllar sonra gözlerime değdi.
Ona koşup sarılacak kadar acıttı gözleri beni.
Gülen gözleri gözlerimin en içine baktığı an solduğunda kollarının düştüğünü elindeki çiçeği tutuşunu gevşettiğini gördüm. Gözleri tepkisizce yüzümde gezinip en sonunda yine gözlerimde durdu.
Gözler her şeyin sonu ve her şeyin başlangıcıydı.
Arkadaşlarından ayrılarak aralarından geçtiğinde bir adım atarak tam karşımda donuklaşmaya başlayan yüz ifadesiyle durdu.
Birbirimize baktık.
Birbirimize uzunca baktık.
Birbirimize yılların özlemi ve kırgınlığıyla baktık öylece.
İkimizde konuşamıyor veya adım atamıyorduk.
Tutukluyduk.
Ona engel olan geleceğiydi, bana engel olan geçmişimizdi.
"Aera? Bu kim?"
Diye sordu içlerinden beni süzen bir kız. Duymamış gibiydi. Öyle bir donuktu ki duyması imkansızdı. Gözlerinin hafiften dolduğunu gördüğümde benimde gözlerim doldu onun güzelliğine.
"Aera?"
Diye tekrarladı o kız. İrkilerek kıza dönüp baktığında kendini toparlamaya çalıştı.
"Eski bir tanıdık."
Dedi kıza bakarken.
"Siz içeriye geçip davetliler ile ilgilenin kızlar. Ben hemen geleceğim."
Diye eklediğinde kalbimdeki kasılma daha da büyüdü.
Eski bir Tanıdık.
Eski.
Tanıdık.
Bu cümleler beynimde tekrar tekrar yankılanmaya başladığında başımı önüme eğerek yüzümü dolan gözlerimi gizlemeye çalıştım. Kızlar ikiletmeden bir bir içeriye geçerken ikimiz tek kalmıştık. Ve yine sessizlik hakimdi. Can yakıcı ve kuytu bir sessizlik.
Sessizleşen ortamı topuklulardan çıkan sesler bozdu.
"Jeon..."
Dediğinde ilk adımı yine o attığı için iç yanağımı dişledim. Benimle konuşmak istememesi bile hakkıydı. Kendime gelmeye çalışarak başımı kaldırdım yavaşça.
Masum ve saf bir güzelliğe sahipti.
Yine o güzelliğiyle bana bakması kalbimden sanki parçalar koparıp attı.
Benden bir açıklama bir cevap bekliyordu biliyordum.
Sonuçta yıllar önce o yağmurlu gecede onu tek başına sokakta terk eden bendim.
"Neden geldin?"
Diye devam ettirmesiyle boğazımdaki yumrunun yoğunluğunu azaltmak için boğazımı temizledim ve o bir zamanlar bakmaya doyamadığım gözlerine baktım.
"Neden geri döndün?"
Sesi titriyordu. Ruhuyla birlikte seside titriyordu. Hesap sormasını istedim. Ama bunu yapmadı.
"Aera..."
Dedim ve duraksadım benimde sesimle birlikte ruhum titriyordu. Yıllar sonra ismi ilk kez ağzımdan çıktığında içimi yine buruk bir mutluluk kapladı.
"Ben...Biliyorum bencil ve yüzsüzüm. Ama seni son kez görmek için geldim."
Dedim yüzlüğümden utanmadan. Halbuki içimde ne fırtınalar kopuyordu.
"Beni neden görmek isteyesin ki? Beni yıllar önce terk eden sen neden beni görmek istesin ki? Bana, çığlıklarıma, gözyaşlarıma acımayan sen neden beni görmek istiyor? Daha fazla beni acıtmak için mi?"
Dediğinde sessiz kaldım. Buna verecek bir cevabım yoktu çünkü her şeyde haklıydı. Ben ise pişman ve nefret doluydum kendime karşı. Dönülemez bir pişmanlık.
"Özür dilerim."
Dedim. Ne diyeceğimi bilmiyordum.
"Özür dileme benden. Özürünün bir anlamı yok artık. Neden beni görmek istedin?"
Diye tekrarlamasıyla dolan gözlerimden bir damla yaş süzülüp elimdeki bukete bulaştı.
"Seni özledim. Yüzsüz piçin tekiyim. Ama dayanamadım Aera. Seni son kez bile olsa görmek istedim. Belki gözlerimdeki özlem diner diye."
Dedim. Bunları söylerken bile o kadar çok halime acıyor ve utanıyordum ki. Yüzünde minik bir tebessüm oluştu.
"Bende seni çok özledim Jeon, zamanında. Ben Sensiz geçirdiğim her yıl için tam 3 kez canıma kıymaya kalkıştım. Ben sana olan aşkımdan ve özlemimden hastanede yattım. O zaman nerdeydin Jeon? O zaman neden beni özlemedin? Neden Dönüp gelmedin? Bana 'Artık bitti. Başka ülkede yeni bir hayat kurmaya gideceğim.' dediğinde neden benimde hayatımı kendinle birlikte götürdün? Bana neden acımadın?"
Dedikleriyle başımı sağa sola salladım.
"Özür dilerim. Bir faydası olmayacak ama senden çaldığım o hayat için binlerce kez özür dilerim Aera. Sana mutluluklar dilerim. Seni benden daha çok mutlu edecek o adamada minnettarım. Seni o dipsiz kuyudan çekip çıkartacak olan o adama minnettarım."
Elimle göz yaşlarımı silerek gülümsemeye çalıştım. Ve elimdeki çiçeği ona uzattım.
"Çok güzel olmuşsun. Tam da hayalimdeki gibi.
Bu çiçeği benim için kabul etmeni isteyerek bile bencillik yapıyorum. Ama lütfen al ve beni unut Aera. Hayatından tamamen çıkacağım. Senin mutlu olman için bunu yapacağım. Eğer bugünü mahvettiysem affet beni. Dayanamadım işte."
Bana dokunmak istemeyeceğini bildiğim için çiçek buketini yere bırakarak doğruldum. Son kez hayatını cehenneme çevirdiğim bu güzel ruhlu kadına bakıp arkamı dönmeden önce fısıldadım.
"Hayatında mutluluklar dilerim Ay ışığı."
Devam 1
Dedim son kez. Ve göz yaşlarımın akmasına izin vererek çıkışa doğru ilerlemeye başladım.
Aera'dan
Gözlerim dolu bir şekilde yere bıraktığı çiçeğe ilerlemeye başladım. Bedenim titriyordu. Onu yıllar sonra görmenin verdiği buruklukla bedenim titriyor ve acıyordu. Yere eğilip çiçeği elime aldığımda derince koklayarak bir damla yaşın akmasına izin verdim. Küçük notu fark ettiğimde elime alarak o çok aşık olduğum el yazısıyla yazdıklarını okumaya başladığımda nefeslerim sıkılaşmaya başladı.
'Aşkın anlamını ve değerini kaybettikten sonra anlayan acınası biriyim ben. Seni hiçbir zaman hakketmedim bunu biliyorum. Bir şeyleri tartışmak için çok geç artık. Çok geç kaldım. Sana mutluluklar dilerim Ay Işığı. Hayatıma ışık katan o ışık. Senden bunu istemeye hakkım yok ama affet beni. Sen herkesi affedecek kadar güzel ruhlu birisin. Ne olursun affet beni. 🌑'
Damlayan göz yaşlarım bordo renkli mürekkebi ıslattığında sakinleşmeye çalıştım. Ve o an aklımdan sadece tek bir cümle geçti.
'İki çiçek. Birisi geçmişin pişmanlığıyla tüm ömür boyunca soldu. Diğeri geçmişten aldığı acılarla tekrar açtı. Fakat her ikisindede geçmişten bir parça.'
Gittiği yoldan buğulu gözlerimle bakmaya başladığımda içimden tek bir cümle geçti bu seferde.
"Ne olursa olsun seni affetim Jeon Jungkook. Herkes bir süreden sonra affedilmeyi hakkediyor. Ben seni tüm geçmişi ezerek afettim."
SON
Herkes affedilmeyi hakkeder.
@@AurorasssJ1 Diyecek sözüm yok sadece ağlıyorum...
i@@AurorasssJ1heh şeyyyy... Kaçsalarya bunlar affettiyse
@@Gzlelifsem01 Sence affetmiş mi?
Yazdığım cümleler açıkça bunu söylüyor zaten
@@Gzlelifsem01 Anladım ama hepte mutlu sonlu olmaz diye düşünüyorum
lan çok güzel yutkunmayı unuttum çok güzeeeel benim bile boğazımda bi yumru oluştu yutkunamadım hıçkırarak ağladım ah çok güzeeeeeeelll
Bazı hatalar vardır affedemeyiz her kes affedilmeyi hakk etmez
Herkes değer ve sevgiyi hak etmez.
O kadar güzel yazıyorsun ki kelimelere dökmeye söz bulamiyorumm❤❤❤yine her zaman ki gibi harika 🧡🧡🧡
Ne ağlaması askm sadece gözüme -Aurorá- hikayesi kaçdı🥺.
Asırı kaliteli
Döktürmüş yine bizim guzel yazar🥹💝
Guzel bir sondu emegine saglik 🩵
Duyguları cümlelere o kadar iyi döküyorsun ki ben yaşıyormuş gibi oluyorum. Gözlerim doldu. Gerçekten harika olmuş. Eline emeğina sağlık.♡
Abi çok mükemmellllll❤ hikaye gerçekten duygusal ve içtendi. Senin hikayen tabii ama ben ayrılma sebeplerini ve anını bir flashback olarak okumak isterdim. Birde kiminle evlendiğini bilseydik keşke.
Çok duygusal ve güzel olmuş ellerine sağlık🤍
Hayır hayır hayır😭 konuya bak tam ağlamalık hemen okuyorumm
Çoğu kurgunda olduğu gibi ağladım yine.. Duygularını yazarken çok iyi yansıtıyorsun kesinlikle.Her yeni yazdığın kurgu benim yeni favori kurgum oluyor artık o derece.Kanalın 2.ayı kutlu olsun bu aradaa nice başarılara😽💗
wağağağağa çok güzell🥹❤️
Neyseki duygusal biri değilim ama okurken içim bi kötü oldu ya
Ln benim göz yaşları bitdi isdersen senin yerinde ağlaya bilirim 💜
@@azeaz9064 gerek yok ama çok teşekkür ederim♡💋
Çok güzeldii 💞💞💞😭😭😭💍💍💍
Biraz önce 4 yıldır platonik olduğum çocuğun son sevgilisini unutamadığını öğrendim (4 yıldır çok fazla sevgilisi olmuş bundan da haberim yoktu) onun üstüne bunu okumak beni öldürdü diyebilirim ve umarım aera gibi hayatıma devam edebilirim 💔
@@JeonJungkook-hb9rc ❤️🩹 Bu üzdü
@@AurorasssJ1 🥀🥀
Ya bir insan bu kadar güzel kurgu mu yazar yapma bir gün kalpten gideceğim 😢 bayıldımmm eline emeğine sağlık 🤍🤍🤍
Okumaya kaçarrr🏃♀️
2 ciyimm
Sana takıntılı mafya hasta olunca seninle ilgilenir istek kurgum jk ile hayal et yapar mısın 🙏💗💋 kurgu çok iyi
Çok güzeldiii gerçekten bayıldım ama jungkook aşıksa neden bırakmış anlamıyorum, başka ulkede yeni bir hayat kuracağım nedir yaa cidden çok kırıcı.
Ayyy geç kalmışım güzelimm etkileşimlerimi bırakıyorum hemen az sonra gelip okuyup yorumlayacağımm
Lütfen part iki yap Jungkookda mutlu olsun❤❤ Lütfenn
Ben gec kaldim of be okumaya gidiyorum❤
İlk
Cok iyi yazmissin,hissetmis gibi
Hic bir kurguda bu kadar agladigimi hatirlamiyorum🥹🥹
ama bizi ağlatman hiç etik değil
Ay geç kaldım özür dilerim kesin gene ağlıycam ya
😭😭😭😭😭😭😭😭
Ay ama evlendi ya NEDENNN