Bu videoyla rastlaştığıma inanamıyorum. Yıllardır terapist deniyorum devam ediyorum bir süre sonra bırakıyorum. Dönüşümüm için bir yol arıyorum belki bir doktor belki bir insan … ilk kez bulmuşum hissindeyim. Bu şekilde anlatmanız ve bana dokunmanız inanılmaz ! ‘Tesadüf değil , kader değil, bu bir çekim’
Misss gibi tespitler,bilgiler.. Tam da bunu yaşadım.. Sevginin,güvenin,paylaşmanın,şefkatin ne olduğunu bildiğinizde,bilmenin ötesinde kalbinizde hissettiğinizde sahte olanı,olmayanı fısıldıyor size yüreğiniz ne hissederseniz hissedin duramıyorsunuz.. İyi ki🤍🙏🏻🤍
Uzun yıllardır kuzey Avrupa'da yaşıyorum. Buradaki ebeveyn arkadaşlarımın çoğunun çocuk yetiştirişini gözlemleme fırsatım oldu. Söylediklerinize katılmıyorum. Anne babaların çocuklarını ağlatarak büyüttüklerini hiç görmedim. Ben kendim Türkiye'de, ağlatılarak yetiştirildim. Anne-babalar, yani genel olarak insanlar, kendi duygularını anlama ve kontrol etme konusunda Türkiye'de gördüğümden çok daha gelişmişler ve bu sakinlik ve duygusal olgunluk, yetiştirdikleri çocuklara da yansıyor. Buradaki anneler uzun saatler ugrasip çocuklarına dolma sarıp, mantı yapmıyorlar kültürlerinde olmadığı için ama çocuklarını aç bırakmıyorlar. Fiziksel bakım sağlama konusunda zayıf olduğunu söylemek haksızlık olur. Duygusal bakımı sağlama, çocuğu kendisinden bağımsız bir birey olarak algılama, anlama ve tanıma konusunda Türkiye'de gördüklerimden daha ileride olduklarını düşünüyorum. "Gak" dediğinde çocuğa koşmanın çocuğa faydası olacak bir şey olup olmadığından emin değilim. Genelde annelerin paniği çocukları da paniğe sürükler ya da anne paniğe kapılmasın diye çocuk yaşadıklarını anlatamamaya veya anlatamamaya başlar. Ebeveyn bana sağlam, güvenilir, sakin bir bireyden çok, kaygı sarmalı içinde acı çeken ve yardım edilmesi gereken biri gibi geliyor böyle durumlarda ve bunun çocuğun ihtiyaçlarının karşılanmasıyla hiçbir ilgisi yok.
Ben 25 senedir ingilterede yasiyorum cocuk yatakda yatarken bebek agladiginda gidip almamak bir yontemdir burda almazlar alissin diye buda asiri yanlis bir yontem siz hangi ulkede yasiyosunuz bimemedim.onfan sonda heryer kacingan baglanan ondan doluyor sonra bu indanlar gidip ozel iliskilerinde baska indanlara zarar veriyorlar
Ağlatarak büyütmeden kastettiği uyku saati geldi deyip bebeği yatağa bırakıp ağladığında yanına gitmemek ve bebeğe durumu kabul edip susup kendi kendine uyumayı öğretmek. Oysa güvensizliği, yalnızlığı öğretiyorlar. Avrupa bunu ne yazık ki yıllardır yapıyor. Ben Hollandadayım ve anne olduğumda hemşireler bana bu şekilde yapmayı öğrettiler. Ben bunu çok zor bulup bazen uyguladım (maalesef), bazen uygulamadım. Almanya’da da yıllardır gelenek olan bu anlayışın yanlış olduğunu farkedip şu an bebek ve çocuklara daha sıcak davranmaya çalışıyorlar.
Annemle hep çok güzel bir ilişkimiz vardı ve güvenli bağlanma stiline sahibim tam da dediğiniz gibi son 2 ilişkim toksikti ve ben sadece 1-2 ay dayanabildim hele ilki narsist biriydi fakat ben bunu hemen farkedip ayrıldım daha sonra 2 ay kadar bi depresyon sürecim oldu fakat yine anneciğimin desteğiyle bunu da aştım şimdi bu videoyu anneme attım tespitlerinizi çok doğru bulduğunu söyledi ❤
Ben kayıtsız bağlananım. Annem beni okula bırakmıştı, 1. Sınıfım daha, herkes kapıda annesinden ayrılıyor diye ağlıyordu. Ben ağlamıyordum, ona sordum beni bekleyecekmisin diye o da evet dedi. Sonra teneffüs oldu çıktım baktım yok, herkes ağlıyor diye benimde ağlamam gerekir gibi bir his oluştu ağlamaya başladım 10 sn sonra sustum. Aman ev yakın canım isterse giderim diyip normal okul bahçesinde takıldım ama üzülmüştüm, yalan söyledi diye. Şimdi de yalana alerjim var. Bir tane yalan yakalayım ki yakalamaya çalışırım, soğuyorum ya da üzülüyorum.
@@E_oh6ll sevebiliyorum, ilgide gösteriyorum fakat ufacık bir şeyden soğuyabiliyorum. Bu duygu durumundan hiç hoşlanmıyorum, bunu da yaşamamak için ilişkiyi zamana yaymak istiyorum. Bu sebeple tek yol mesafe koymak. Ben duvar yaşatmıyorum ama yinede hemen sınırlarımı aşılmasını istemiyorum. Mesafeli olmak istiyorum. Siz de duvarları aşmak yerine zamana yaymayı deneyebilirsiniz. Hemen evlilik vesaire istiyorsanız zor. Dürüstlük vs için bir şey diyemem o karakter meselesi. İlişki içindeykende sıkılıyorum, darlanıyorum. 2 yıldan sonra iplemiyorum karşı tarafı. Malum hep rahat bırakılmışım, işte çocukken olduğu gibi kendi kararımı alıp kendim uygulamışım. Karşı taraftan fikir talep etmiyorsam vermesinden hoşlanmam. Mesela bu size duvar gibi gelebilir. Bu da böyle bir yaşam formu. Bizler çoğunluğun bağlı/bağımlı hayatlarını izlerken bazen kendimizi eksik bazen ise diğerlerini aciz görüyoruz.
@@E_oh6ll ben 39 yaşındayım ve hiç evlilik yapmadım. Kendimi artık çok iyi tanıyorum. Evlilik gibi bir şey düşünmüyorum. Aynı evde yaşama fikri bile itici geliyor. Hayat planınızda evlilik gibi bir şey düşünüyorsanız, bu kim olursa olsun en başından bu yolu istediğinizi belirtmek ve evlilikle ilgili konularda ucu açık sorular sorarak düşüncesini analiz etmeye çalışın. Çünkü bu sizin zaman kaybınız. Kimseye bu krediyi vermeyin. Haddim değil size akıl vermek ama bizim toplumumuzda en büyük sorun iletişim eksikliği. Konuşulsa bile yapar mısın eder misin gibi kesinlik içeren soru tarzı. O an tabiki yaparım der kişi. Bir de evlilik düşünülen kişiyle cinsel temasta bulunulmaması gerekiyor. O zaten eş olma durumudur. Hem duygular girift halini almamış olacağından karşı tarafın gitmesi durumunda zor duygusal durumlar yaşanmamış olur. Ben nasıl kendimi koruyorum, çabucak soğuma yaşadığım için bağ kurmayı uzatıyorsam siz de kendinizi düşünün, yönetemediğiniz duygu durumuna düşürmeyin kendinizi.
@@E_oh6ll o kişiyi istiyorsanız ortak hobileriniz olmalı ki onla vakit geçireceğiniz zaman artmalı. Bir de böyle kişiler genelde uzak mesafe ilişki yaşarlar. Sizinkinin öyle olma ihtimali çok yüksek.
Sizin böyle biriyle ilişki sürdürme azminizde aslında sizin de bağlanma şekilinizi irdelemeniz gerektiğini gösteriyor. Anne babadan yeterince değerlilik hissi alınamamış olunabilir. Başkalarının davranış ve tutumu benim değerimi biçemez, o kişinin anne olması bile bunu değiştirmez. Kendinizi değerli hissetmediğiniz yerde durmayın. Bu ilişkide mutlu değilsiniz, niye duruyorsunuz ki
@@E_oh6ll güzelim çok gençsiniz. Ben deneyimlerimi kadın olarak aktardım, kayıtsız erkekler çok daha yıpratıcı oluyor. Ayrıca İlişki dediğiniz yakın olur. Bir ilişkiden beklediğiniz şeyleri yazın bir kağıda, ilişki tanımınız olsun ki karşılaştığınız durumlarda neye bakacağınızı bilirsiniz, uymuyorsa görüşmeyi kesmelisiniz. Kesebilmeyi, duygularınızı yönetmeyi öğrenin. Hayatta her zaman lazım olacak bir güç bu. İnsan gözünün önündekini tanıyamıyor kilometrelerce uzaktaki insanla nasıl aynı çatı altında yaşayacaksınız. Sizin de evlilikle ilgili blokajınız var ki sizi nikah masasına oturtmayacak tiplere denk gelip bunu sürdürme eğiliminde oluyorsunuz. Bir an önce o kişiye olan duygularınızı sıfırlamaya çalışın, ayrıl barış ilişki de olmaz. Kaybetme korkusu yok, kaybetme korkusu her zaman kişiye bağlanma minvalinde incelense de bir saygı gösterim şeklidir. Sizi yoyo gibi bir itip bir çekiyor, bu saygısızlığa miye göz yumuyorsunuz? Ben dediğim gibi incitici olmamak için paylaşımlarımda kısıtlı oluyorum. Fakat bir erkeğin duygularını yönetmesi zor. Etraftaki ilişkilere özenip yaklaşacak ya da ego tatmini arayacak sonra yine özüne dönecek. O kişilerin döngüleri böyle.
Dün iş yerine oğlumu da götürdüm, açık ofisteyiz, bir ara söylemeden bir dosya için yan taraf geçtim iki üç dk. sonra geldiğimde ağladığını gördüm. Beni görünce rahatladı. Kaybetme korkusundan mı yaptı? diye düşündüm. Acaba güvenli bağlandığını buradan anlayabilir miyim?? keşke bir test matik olsaydı da anlayabilseydik. çok değerli bilgileriniz için çok teşekkür ediyorum. sevgiler
Her şey kader hocam. Izdırari kader var: insanın iradesi ve kudreti dışında meydana gelen şeyler. Ve ihtiyari kader var: cüz-i irade ile insanın yaptığı tercihler, amellerdir…
Hatta öyküm şöyle devam ediyor; yalan söylememiştir ya … diyip kendimi inandırmaya çalışıyorum. O ilişkide kalmaya çalışıyorum bundan mutlu olmuyorum fakat ona yalan söylemesine gerek olmadığını ispatlamaya çalışıyorum, ama olmıyor ve karşı taraf gerçekten çok rezil bir şekilde gidiyor. Afedersiniz boktan hayatlarına beni alamayacaklarının farkındalar, hayatları neresinden tutsanız elinizde kalır fakat ben bunu umursamıyorum, sevgiye inanıyorum. Evet öğrendim inanmak yetmiyor, almayı bilmek, istemek gerekiyor. Yaptığım gözlemlerde ise insanlar sevgi alış verişini bilmiyor, alma verme dengeleri yok. Bu konuda gelişime kapalılık beni şaşırtıyor. Hayatları bir kaç kalem maddeden oluşuyor, muhasebeleri ona göre
“Yalanı yakalamaya çalışırım.” Demişsiniz. Sonraki tüm yaşananlar aslında biraz bununla ilgili olabilir. “ Kendini gerçekleştiren kehanet.” Bende de benzer şeyler olduğu için yazmak istedim. Problemin kökü hala bizde maalesef 😔 Mutlu bir yaşam diliyorum size.
@@kartanesi07032011 evet öyle ama insanların çoğu yalan konuşur. İnsan ilişkilerinde çok sık rastlanan bir şeydir bu ve artık huy haline gelmiş. En yakın arkadaşımın yalan söylediğini öğrendim, tepki vermedim. İçimde hemen duygularım değişiyor, onu her an silebilirim Hayatımdan çıkarmam an meselesi ama o bunun farkında değil. çünkü onu tüm kusurlarıyla kabul etmem gerektiğine inanıyor. Ben onu kusurlarıyla kabul ederim eyvallahta ben güçlü insanlarla arkadaşlık kurmak istiyorum. Yalan konuşmak bana göre acizlik, yaptığının arkasında durmama, yetişkinlikten uzak bir kavram. Bu konuda ondan bu kadar keskinim. Kusurlarının görünmesinden korkmayacak kadar güçlü ol. Benim özgürlük tanımım bu.
Bu konuyu annenizle konuştunuz mu, merak ettim. Benim de annem gitmişti, yıllar sonra sorduğumda müdürün gönderdiğini, başka türlü aşılamayacağını söylemiş. Gerçekten çok ağlamıştım ben o gün
@@ES-fk5qq anneme sen böyle yapmıştın dediğimde inkar ediyor. Genel tutumu da böyle. İşine gelmeyen bir şey olduğunda inkar eder hemen. Onu hasta bir ruh olarak görmekten başka bir çare yok. Yıllarca suçu kendimde aradıktan sonra…
@@ES-fk5qq ayrıca müdür göndermiş olsa diğerlerinin anneleri orda olmazdı değil mi? Ya da gönderilse bile teneffüs saati belli değil mi? Geri gelebilir 5-10dk yürüme mesafesinde bir yere
Gülcan hanım bütün videolarınızı en az bir defa izledim size özel bir sempatim oluştu zamanla. Videonun sonundaki “bu işin raconu böyleymiş” sözünüz sizi yansıtan bi ip ucu gibi geldi. Sadece paylaşmak istedim. Sevgiler
Masamdaki Kitaplar:)
Lars Svendsen -Korkunun Felsefesi
Freud- Psikanalize Giriş
❤
❤
"Bağlanma" kitabını tavsiye ederim.
@@huseyinrahmi07yazar kim
@@industrialengineer60 amir Rachel
ay ne tatlı bir kadınmış gülcan hoca ya, ilk kez denk geldim ve bayıldım. çok güzel şeyler anlatmış ayrıca
Bu videoyla rastlaştığıma inanamıyorum. Yıllardır terapist deniyorum devam ediyorum bir süre sonra bırakıyorum. Dönüşümüm için bir yol arıyorum belki bir doktor belki bir insan … ilk kez bulmuşum hissindeyim. Bu şekilde anlatmanız ve bana dokunmanız inanılmaz ! ‘Tesadüf değil , kader değil, bu bir çekim’
Misss gibi tespitler,bilgiler..
Tam da bunu yaşadım..
Sevginin,güvenin,paylaşmanın,şefkatin ne olduğunu bildiğinizde,bilmenin ötesinde kalbinizde hissettiğinizde sahte olanı,olmayanı fısıldıyor size yüreğiniz ne hissederseniz hissedin duramıyorsunuz..
İyi ki🤍🙏🏻🤍
Kardeşim “güvenli” bağlanıyor. Bense “kaygılı” bağlanıyorum. Hakikaten her kardeşi farklı aile yetiştiriyor olayı doğru galiba hocam 🥹
Bence bilinclenmistir ondan öyledir.
Bu kadar emeği başka bir çocuğa verseydim şimdiye kadar astronot olurdu en çok maruz kaldığım örnekti
Şahane anlatım, özellikle tarif ederken kullandığınız kelimeler beni benden alıyor..
Ayrışmayı en sade haliyle açıklamanız ışık oldu. Her dakikası çok değerli olan bir video , teşekkürler...💜🌿✨
İradi olarak çekilirken tanıdık bildik tarafa yönelmek... Sizden çok şey öğrendim. Sevgiler
Değerli bilgiler ve akıcı sohbetiniz için teşekkürler fakat bence sunucunun soruları pekiştirici değil aksine konuyu dağıtan şekilde oluyor.
O kadar içimi anlattı ki 😢
Hocam masanızdaki kitapları kameraya çevirseniz hep merak ediyorum❤
Kelime kelime not alınması, içsel özümseme yapılması gereken bir konu özellikle benim gibi kaygılı bağlananlar için
Uzun yıllardır kuzey Avrupa'da yaşıyorum. Buradaki ebeveyn arkadaşlarımın çoğunun çocuk yetiştirişini gözlemleme fırsatım oldu. Söylediklerinize katılmıyorum. Anne babaların çocuklarını ağlatarak büyüttüklerini hiç görmedim. Ben kendim Türkiye'de, ağlatılarak yetiştirildim.
Anne-babalar, yani genel olarak insanlar, kendi duygularını anlama ve kontrol etme konusunda Türkiye'de gördüğümden çok daha gelişmişler ve bu sakinlik ve duygusal olgunluk, yetiştirdikleri çocuklara da yansıyor. Buradaki anneler uzun saatler ugrasip çocuklarına dolma sarıp, mantı yapmıyorlar kültürlerinde olmadığı için ama çocuklarını aç bırakmıyorlar.
Fiziksel bakım sağlama konusunda zayıf olduğunu söylemek haksızlık olur. Duygusal bakımı sağlama, çocuğu kendisinden bağımsız bir birey olarak algılama, anlama ve tanıma konusunda Türkiye'de gördüklerimden daha ileride olduklarını düşünüyorum.
"Gak" dediğinde çocuğa koşmanın çocuğa faydası olacak bir şey olup olmadığından emin değilim. Genelde annelerin paniği çocukları da paniğe sürükler ya da anne paniğe kapılmasın diye çocuk yaşadıklarını anlatamamaya veya anlatamamaya başlar. Ebeveyn bana sağlam, güvenilir, sakin bir bireyden çok, kaygı sarmalı içinde acı çeken ve yardım edilmesi gereken biri gibi geliyor böyle durumlarda ve bunun çocuğun ihtiyaçlarının karşılanmasıyla hiçbir ilgisi yok.
çok güzel yazmışsınız
Ben 25 senedir ingilterede yasiyorum cocuk yatakda yatarken bebek agladiginda gidip almamak bir yontemdir burda almazlar alissin diye buda asiri yanlis bir yontem siz hangi ulkede yasiyosunuz bimemedim.onfan sonda heryer kacingan baglanan ondan doluyor sonra bu indanlar gidip ozel iliskilerinde baska indanlara zarar veriyorlar
Ağlatarak büyütmeden kastettiği uyku saati geldi deyip bebeği yatağa bırakıp ağladığında yanına gitmemek ve bebeğe durumu kabul edip susup kendi kendine uyumayı öğretmek. Oysa güvensizliği, yalnızlığı öğretiyorlar. Avrupa bunu ne yazık ki yıllardır yapıyor. Ben Hollandadayım ve anne olduğumda hemşireler bana bu şekilde yapmayı öğrettiler. Ben bunu çok zor bulup bazen uyguladım (maalesef), bazen uygulamadım. Almanya’da da yıllardır gelenek olan bu anlayışın yanlış olduğunu farkedip şu an bebek ve çocuklara daha sıcak davranmaya çalışıyorlar.
evet bu sekilde cocuklar belki kaygili olmuyor ama kacingan oluyorlar maalesef.
Anlatımlar çok başarılı ve anlaşılır emeğinize sağlık 🙌
Çalışmalarınız çok hızlı, açık ve akıcı. Başarılarınızın devamını dilerim mükemmel bir eğiticisiziniz :)
Teşekkür ederim 🙏çok kıymetli bilgilendirme için🌙🌞
Annemle hep çok güzel bir ilişkimiz vardı ve güvenli bağlanma stiline sahibim tam da dediğiniz gibi son 2 ilişkim toksikti ve ben sadece 1-2 ay dayanabildim hele ilki narsist biriydi fakat ben bunu hemen farkedip ayrıldım daha sonra 2 ay kadar bi depresyon sürecim oldu fakat yine anneciğimin desteğiyle bunu da aştım şimdi bu videoyu anneme attım tespitlerinizi çok doğru bulduğunu söyledi ❤
Ben kayıtsız bağlananım. Annem beni okula bırakmıştı, 1. Sınıfım daha, herkes kapıda annesinden ayrılıyor diye ağlıyordu. Ben ağlamıyordum, ona sordum beni bekleyecekmisin diye o da evet dedi. Sonra teneffüs oldu çıktım baktım yok, herkes ağlıyor diye benimde ağlamam gerekir gibi bir his oluştu ağlamaya başladım 10 sn sonra sustum. Aman ev yakın canım isterse giderim diyip normal okul bahçesinde takıldım ama üzülmüştüm, yalan söyledi diye. Şimdi de yalana alerjim var. Bir tane yalan yakalayım ki yakalamaya çalışırım, soğuyorum ya da üzülüyorum.
@@E_oh6ll sevebiliyorum, ilgide gösteriyorum fakat ufacık bir şeyden soğuyabiliyorum. Bu duygu durumundan hiç hoşlanmıyorum, bunu da yaşamamak için ilişkiyi zamana yaymak istiyorum. Bu sebeple tek yol mesafe koymak. Ben duvar yaşatmıyorum ama yinede hemen sınırlarımı aşılmasını istemiyorum. Mesafeli olmak istiyorum. Siz de duvarları aşmak yerine zamana yaymayı deneyebilirsiniz. Hemen evlilik vesaire istiyorsanız zor. Dürüstlük vs için bir şey diyemem o karakter meselesi. İlişki içindeykende sıkılıyorum, darlanıyorum. 2 yıldan sonra iplemiyorum karşı tarafı. Malum hep rahat bırakılmışım, işte çocukken olduğu gibi kendi kararımı alıp kendim uygulamışım. Karşı taraftan fikir talep etmiyorsam vermesinden hoşlanmam. Mesela bu size duvar gibi gelebilir. Bu da böyle bir yaşam formu. Bizler çoğunluğun bağlı/bağımlı hayatlarını izlerken bazen kendimizi eksik bazen ise diğerlerini aciz görüyoruz.
@@E_oh6ll ben 39 yaşındayım ve hiç evlilik yapmadım. Kendimi artık çok iyi tanıyorum. Evlilik gibi bir şey düşünmüyorum. Aynı evde yaşama fikri bile itici geliyor. Hayat planınızda evlilik gibi bir şey düşünüyorsanız, bu kim olursa olsun en başından bu yolu istediğinizi belirtmek ve evlilikle ilgili konularda ucu açık sorular sorarak düşüncesini analiz etmeye çalışın. Çünkü bu sizin zaman kaybınız. Kimseye bu krediyi vermeyin. Haddim değil size akıl vermek ama bizim toplumumuzda en büyük sorun iletişim eksikliği. Konuşulsa bile yapar mısın eder misin gibi kesinlik içeren soru tarzı. O an tabiki yaparım der kişi. Bir de evlilik düşünülen kişiyle cinsel temasta bulunulmaması gerekiyor. O zaten eş olma durumudur. Hem duygular girift halini almamış olacağından karşı tarafın gitmesi durumunda zor duygusal durumlar yaşanmamış olur. Ben nasıl kendimi koruyorum, çabucak soğuma yaşadığım için bağ kurmayı uzatıyorsam siz de kendinizi düşünün, yönetemediğiniz duygu durumuna düşürmeyin kendinizi.
@@E_oh6ll o kişiyi istiyorsanız ortak hobileriniz olmalı ki onla vakit geçireceğiniz zaman artmalı. Bir de böyle kişiler genelde uzak mesafe ilişki yaşarlar. Sizinkinin öyle olma ihtimali çok yüksek.
Sizin böyle biriyle ilişki sürdürme azminizde aslında sizin de bağlanma şekilinizi irdelemeniz gerektiğini gösteriyor. Anne babadan yeterince değerlilik hissi alınamamış olunabilir. Başkalarının davranış ve tutumu benim değerimi biçemez, o kişinin anne olması bile bunu değiştirmez. Kendinizi değerli hissetmediğiniz yerde durmayın. Bu ilişkide mutlu değilsiniz, niye duruyorsunuz ki
@@E_oh6ll güzelim çok gençsiniz. Ben deneyimlerimi kadın olarak aktardım, kayıtsız erkekler çok daha yıpratıcı oluyor. Ayrıca İlişki dediğiniz yakın olur. Bir ilişkiden beklediğiniz şeyleri yazın bir kağıda, ilişki tanımınız olsun ki karşılaştığınız durumlarda neye bakacağınızı bilirsiniz, uymuyorsa görüşmeyi kesmelisiniz. Kesebilmeyi, duygularınızı yönetmeyi öğrenin. Hayatta her zaman lazım olacak bir güç bu. İnsan gözünün önündekini tanıyamıyor kilometrelerce uzaktaki insanla nasıl aynı çatı altında yaşayacaksınız. Sizin de evlilikle ilgili blokajınız var ki sizi nikah masasına oturtmayacak tiplere denk gelip bunu sürdürme eğiliminde oluyorsunuz. Bir an önce o kişiye olan duygularınızı sıfırlamaya çalışın, ayrıl barış ilişki de olmaz. Kaybetme korkusu yok, kaybetme korkusu her zaman kişiye bağlanma minvalinde incelense de bir saygı gösterim şeklidir. Sizi yoyo gibi bir itip bir çekiyor, bu saygısızlığa miye göz yumuyorsunuz? Ben dediğim gibi incitici olmamak için paylaşımlarımda kısıtlı oluyorum. Fakat bir erkeğin duygularını yönetmesi zor. Etraftaki ilişkilere özenip yaklaşacak ya da ego tatmini arayacak sonra yine özüne dönecek. O kişilerin döngüleri böyle.
Hocam ömrünüze bereket ,harika anlatıyorsunuz👏👏👏masanızdaki kitapların adlarını paylaşırsanız sevinirim.Her paylaşımınızı dönüp dönüp izleyip not alıyorum .Saygılar Efendim❤❤
Muhteşem anlatmışsınız👏👏👏👏👏👏
Dün iş yerine oğlumu da götürdüm, açık ofisteyiz, bir ara söylemeden bir dosya için yan taraf geçtim iki üç dk. sonra geldiğimde ağladığını gördüm. Beni görünce rahatladı. Kaybetme korkusundan mı yaptı? diye düşündüm. Acaba güvenli bağlandığını buradan anlayabilir miyim?? keşke bir test matik olsaydı da anlayabilseydik. çok değerli bilgileriniz için çok teşekkür ediyorum. sevgiler
Çocuk dünyaya getirmek isteyenler; İlişkilerden ya da evlilikten önce “yeterince iyi ebeveyn” konusunda eğitim almalılar! Anne-Baba olma eğitimi
Partnerinle daha sıkı bağlar kurarak ilişkini kuvvetlendirebileceğine inanıyoruz, “Partnerinle Güvenli Bağlanmak” yolculuğumuzla yanındayız💜
Her şey kader hocam.
Izdırari kader var: insanın iradesi ve kudreti dışında meydana gelen şeyler.
Ve ihtiyari kader var: cüz-i irade ile insanın yaptığı tercihler, amellerdir…
Hocam çok teşekkür ederiz tam da bu olayların içinde olarak çok faydalı bilgiler aldım bu bilgiler çok kıymetli gerçekten
Çok güzel bir video gelmiş yine ❤ masanın üzerindeki kitapları ben de çok merak ediyorum🙈 sevgiler
Korkulu Kaçıngan Bağlanma -erkekler için, o zaman nasıl oluyor?
KPSS konusu olduğu için geldim eğitim bilimleri 💕
Hatta öyküm şöyle devam ediyor; yalan söylememiştir ya … diyip kendimi inandırmaya çalışıyorum. O ilişkide kalmaya çalışıyorum bundan mutlu olmuyorum fakat ona yalan söylemesine gerek olmadığını ispatlamaya çalışıyorum, ama olmıyor ve karşı taraf gerçekten çok rezil bir şekilde gidiyor. Afedersiniz boktan hayatlarına beni alamayacaklarının farkındalar, hayatları neresinden tutsanız elinizde kalır fakat ben bunu umursamıyorum, sevgiye inanıyorum. Evet öğrendim inanmak yetmiyor, almayı bilmek, istemek gerekiyor. Yaptığım gözlemlerde ise insanlar sevgi alış verişini bilmiyor, alma verme dengeleri yok. Bu konuda gelişime kapalılık beni şaşırtıyor. Hayatları bir kaç kalem maddeden oluşuyor, muhasebeleri ona göre
“Yalanı yakalamaya çalışırım.” Demişsiniz. Sonraki tüm yaşananlar aslında biraz bununla ilgili olabilir.
“ Kendini gerçekleştiren kehanet.”
Bende de benzer şeyler olduğu için yazmak istedim. Problemin kökü hala bizde maalesef 😔
Mutlu bir yaşam diliyorum size.
@@kartanesi07032011 evet öyle ama insanların çoğu yalan konuşur. İnsan ilişkilerinde çok sık rastlanan bir şeydir bu ve artık huy haline gelmiş. En yakın arkadaşımın yalan söylediğini öğrendim, tepki vermedim. İçimde hemen duygularım değişiyor, onu her an silebilirim Hayatımdan çıkarmam an meselesi ama o bunun farkında değil. çünkü onu tüm kusurlarıyla kabul etmem gerektiğine inanıyor. Ben onu kusurlarıyla kabul ederim eyvallahta ben güçlü insanlarla arkadaşlık kurmak istiyorum. Yalan konuşmak bana göre acizlik, yaptığının arkasında durmama, yetişkinlikten uzak bir kavram. Bu konuda ondan bu kadar keskinim. Kusurlarının görünmesinden korkmayacak kadar güçlü ol. Benim özgürlük tanımım bu.
Bu konuyu annenizle konuştunuz mu, merak ettim. Benim de annem gitmişti, yıllar sonra sorduğumda müdürün gönderdiğini, başka türlü aşılamayacağını söylemiş. Gerçekten çok ağlamıştım ben o gün
@@ES-fk5qq anneme sen böyle yapmıştın dediğimde inkar ediyor. Genel tutumu da böyle. İşine gelmeyen bir şey olduğunda inkar eder hemen. Onu hasta bir ruh olarak görmekten başka bir çare yok. Yıllarca suçu kendimde aradıktan sonra…
@@ES-fk5qq ayrıca müdür göndermiş olsa diğerlerinin anneleri orda olmazdı değil mi? Ya da gönderilse bile teneffüs saati belli değil mi? Geri gelebilir 5-10dk yürüme mesafesinde bir yere
Daha mükemmel anlatılamazdı.
Gülcan hanım bütün videolarınızı en az bir defa izledim size özel bir sempatim oluştu zamanla. Videonun sonundaki “bu işin raconu böyleymiş” sözünüz sizi yansıtan bi ip ucu gibi geldi. Sadece paylaşmak istedim. Sevgiler
Emeğinize sağlık 🌹
Allahim gomleginiz❤nerden acaba?
Teşekkürler 🌼
Hocam bir kitap klubu yapsanız keske❤ ne aydınlanırız❤❤
Enfes bir videoydu yine! Şu üslubunuz yok mu roman okur gibi akıııp gidiyoor🫠
Mukemmeldi
Videolarda masanin üzerindeki kitaplari aciklamalara yazsaniz keske 😍
Hocam kaçıngan bağlanmadan hiç bahsetmediniz sanırım, kayıtsız bağlanma ile aynı şey olmasa gerektir?
Her durumda
kendi ilişki boyutunda Güvendeyim.
Masadaki kitapların isimlerini de yazar mısınız? Çok merak ediyorum❤sevgiler🌸✨
Yky yayinlari Louis breger freud goruntunun ortasindaki karanlik birisi digerini henuz bulamadim
Digeri de can yayinlari roald dahl optum seni
9:27 16:58
Demek ki ondan kalmamışım ve gitmişim.
Disorganize bağlanmadan bahsetmemek büyük eksiklik olmuş.
❤❤
👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻
Bağlanmak enayiliktir! Bağlanmayacaksın, bağın göbeğinde… Canım kendim :))
Anladığım kadarıyla etki hep anneden alınıyor ? Ama bunun farkına varmak sanırım uzun bir zaman alıyor
Apartmanlar o kadar kalitesiz ve cercop ki çocuğunu agladiginsa komsunuz şikayet eder. Nereye yatağa bırakıyorsunuz hanimefendi?
Bu kadar popüler bir konu ancak bu kadar kötü anlatılabilir.
Dışarıda bir dünya var zıp zıp gibi oynayan içimde ise homurtular inanma diye gulen inanmıyorum bana anlatılan tarihte gibi bir şey