Jeon jungkook ile hayal et 'Gizlice erkek yurdunda kalırsın' bölüm 1 - babam için- 🖇jungkook ile hayal et 'Gizlice erkek yurdunda kalırsın' ·Smut yoktur! ·Yazım yanlışı varsa şimdiden özür dilerim ·Kurgudur, gerçek değildir ·Rahatsız edici sahneler olabilir ·Lütfen çalmayınız! ·Eğlemce amaçlı yapılmıştır ·Lütfen hikayeyi film gibi hayal edin *Kafanızı karışıyorsa şarkıyla okumayınız* ❗️Bilgi Notu:yanlış anlaşılma olmasın diye söylüyorum bende biliyorum Amerika'da kadın futbolcu olduğunu ve kadınların futbol oynayabileği üniversiteler olduğunu ama kristen babasının hayali ve daha çok başarılı bir futbolcu olmak için babasın istediği başarılı ve ünlü bir üniversitede okumak istiyor ama istediği üniversite sadece erkeklerin futbol oynayabileceği bir spor üniversitesidir. Şimdi diyeceksiniz kristen neden başka üniversiteye gitmiyor çünkü babasıda o üniversitede okumuş bu kadar spoiler yeterli sonraki bölümlerde anlarsınız.(bu arada fotodaki okulun küçüklüğüne takışmayın 5 katlı olarak hayal edin) 🎧Şarkı ismi: buray - senin yüzünden🎧 🦋/Speed up\🦋 Jeon jungkook - 19 Wizard kristen - 19 📌Konum/yer : Amerika birleşik devletleri Kaliforniya ✍️ Abcdefghi_Imnoqrstuvyz *
Devamı 1 Holly bana düşünmem için biraz zaman tanımıştı. Eğer yaptığım ortaya çıkarsa nasıl olacağını veya yaptığım şeyin ne kadar süreceğini belirlemem için bana zaman tanıdı. kısa bir süre sonra holly beni getirdiği soyunma odasında 1 saat beklettikden sonra geri dönünce bana peruk ve bir kaç erkek kıyafeti getirmişti. Ayrıca kız olduğum anlaşılmasın diye bir erkek isminse anlaşmıştık. İsmimle bağlantılı bir isim. Şimdi ise kıyamadığım uzun ve ince saçlarıma saçımı kısa gösteren peruk takıp peruğu sabitliyorduk. Peruğu sağlam olduğuna kanaat getirince konuştum. Kristen:'holly peruğum olmuş mu? Holly saçımın dışarıda kalan kısımlarını peruğun altına koydu. Kristen:'yakışıklı olmuşmuyum?' Holly:'hayır olmamışsın' Kristen:'ne? Gözüm mü kızarık yarım saattir kapatıcıyla üstünde geçe geçe bir hal oldu yaa' Holly:'hayır ondan değil sen yakışıklı değil çok güzel olmuşsun' Diye güldükten sonra aynadan baktım dudağım biraz fazla kırmızı duruyordu. Masadaki makyaj silme pamuğuyla dudağımdaki bütün makyajı sildim.pamuğu geri koyup holly'e döndüm Kristen:'şimdi yakışıklı olmuş muyum?' Holly hiç bakma gereği duymadan konuştu Holly:'olmuş olmuşta kristen? Beni görmeye geliceksin değil mi?' Kristen:'o da nereden çıktı tabiki gelicem' Holly:'gelmezsen başına bela olurum' Dudak büzüdüm holly bana sım sıkı sarıldı. Kristen:'hey o kadar da uzak olmicam yurdan sonra görüşürüz' Kollarımı holly'den çektim. Kristen:'seni unutmam tamam mı?' Holly:'kayıtlar biter hadi çık' Kristen:'şans dile bana' Holly:'iyi şanslar kris' Gülerek el salladım ve kapıdan çıktım. Son kez saçımın dışarda kalan bir yeri vardır diye iyice saçımı sıkıştırdım. Yurdun kimseye görünmeden çıktım. Taksi önümde durunca içeri bindim. Kristen:'abi ********** üniversitesi' Adam şaşkın şaşkın bana baktı. Sonra anladım. Hafif yalandan öksürdüm Kristen:'öhhö hastayımda biraz' Diyerek tedirgince gülümdsedim. Taksici kafasını anladım anlamında aşağı yukarı salladı. Araba ilerlemeye başladı. Kaydımı geç yaptırmak istemiyordum. Kayıtlar biterse uzun bir süre bekliceyeceğimi biliyordum.kabul edilirsem kalacağım oda arkadaşı seçicem. Bir dakika daha oda arkadaşı var dı. Derin bir iç çektim. Yolu izlerken arabanın durduğunu fark ettim. Geldiğimi anlayınca adama parayı uzatıp dışarı çıktım. Bir kaç saat önce ağlayarak çıktığım üniversiteye tekrar gireceğimi tahmin etmezdim. Derin bir nefes alıp üniversitenin güvenliğine telefonumdan aldığım giriş formunu gösterdim. Kısa bir süre sonra üniversitenin kapısı açıldı. Formanın giyindim omuzları baya genişti. Forma bana büyük gelsede beni cılız göstermiyordu. Son olarak kramponun bağcını bağlayıp vakit kaybetmeden giyinme odasının kilidini açıp dışarı çıktım. Hızlıca asansörün önüne geldim. Düğmeye tıkladım kapı hemen açıldı. Asansöre binip 0'ı tuşladım. geç kalmamayı umuyordum. asansörün kapısı açılınca koşar adımlarla seçmelerin yerine doğru koştum. Maç başlamıştı herkes topun peşinden koşuyordu. Bay gregor beni görünce düdüğü çaldı Düdük:'dütt' Bay gregor düdüğü ağzından çekip konuştu. Bay gregor:'yeni oyuncumuz kris, kris kırmızı takıma geç maç kaldığı yerden 1-0 devam edecek .' Bay gregor'un söylediği şeyden sonra peruğumu biraz daha sıkıştırırken sahaya gidiyordum. Karşı takıma baktığımda asansörde gördüğüm çocuğu gördüm. Beni ezip geçicekmiş gibi bakıyordu. Fazla takmadan bay gregor'un bizi ayarladığı yerde konumunu aldım. Şuanda bay gregor beni ölçmek için tam topun önünde iri yarı adamın sert bakışlarıyle bıraktı. Bu asansördeki çocuktu. Ama ismini bilmiyordum.(jungkook'a aynı anda hem adam hemde çocuk diyen kova yürekli kristen) neyse sonra sorarım diye düşündüm.(seni bakışlarıyla ezen rakibin ismini sorucan oda sana söyleyecek msjsjdjdhhr güleyim bari) adamla bakışıyorduk. Ani bir düdük çalmasıyla topu kaptım. Şuan gerçek bir maç olmadığından bizim yaptığımız her bo- yani haraketi söyleyecek gıcık bir hakem yoktu.(şuan sen bize ondan farklı birşey yapcan)Neyse nerde kalmıştım. Topu kaptığı gibi kalenin kenarından koşmaya başladım. Karşıma çıkan iki adamla topu bacak arasından ileri attım bacağını bacak arasından çekip topu tekrar aldım. Topu götürüyordum. Taki arkamdan gelen Koreli çocuğu görene kadar. Abicim tamam hızlıyız ama o kadarda değil yani. Ani gelişiyle dahada hızlandım. Aşağı✍️
Aşağı gooo👇 Devamı 2 Karşıma çıkan herkesten topu kolayca aldım. Koreli çocuk topa tam benden alacakken kalenin yanında olmamı iyi bir şey olarak gördüm. Topu kaleye doğru vurdum ama Koreli çocuk topa ve ayağıma ani bir vuruş yapmasıyla top direğin oradan sekti. Kaleci topu durdurmak için koştuğunda top çoktan kaleye girmişti. Bende yerde ayağımı kırdığıma yemin edebilirim. Ayağım yamuldu resmen. Kristen:'aghhh!' Bay gregor düdüğü çaldı. Bay gregor:'jungkook sarı kart aldın' İsminin jungkook olduğunu öğrendiğim çocuk bıkkınlıkla bir nefes verdi. Ona inat daha fazla bağırdım. Kristen:'aggghhhhh!!' Bay gregor:'kris git biraz dinlen senin yerine cirus oynar' Bu sözü duyduğumda ayağının acısını umursamadan ayağa zarzor kalktım. Kristen:'iyiyim ben devam edelim lütfen' İsminin jungkook olduğunu öğrendiğim çocuk yandan sırıttı.umursamadan eski yerime geçeceğim sırada bay gregor'un sözüyle kalenin yakınlarında bir yere geçtim. Ne güzel ortada oynuyordum. Kristen:(sessizce)'Gıcık çocuk umarım seninde ayağın kırılır' Diye geçinirken söylediğim şeyin sesli olduğunu anlamam uzun sürmedi yanımdaki çocuk bana garip garip bakmaya başladı. Gülümseyerek aklıma gelen ilk şeyi söykedim içimde kalmıştı. Kristen:'aghh gıcık ayağım umarım seninde ayağın kırılır' Ne diyorum ben yaa. Çocuk garip garip bana baktıktan sonra geri önüne döndü. Düğün çalmasıyla bizim takımdan ismini bilmediğim çocuk topu aldı. Jungkook'da çocuğun peşinden gitti. Çocuk topu kenardan götürürken bir anda ne olduğunu anlamadım bir şekilde topu jungkook aldı. Top bizim kalenin oraya gelirken artık müdahale vaktimin geldiğini düşünüp topun peşinden gittim. Tam ben müdahale yapacağım sırada başka biri jungkook'un götürdüğü topa yan ayak atınca jungkook topu kaleye atmak için hamle yaptı top kaleye girdi. Jungkook'un ayağıda benim gibi yamuldu. Aslında pekde yamulmuş gibi değildi hafif bir sıyrık gibiydi.jungkook'un ağzından küçük bir inilti çıktı. Jungkook:'ıhmm' Top kaleden girerken ben şaşkınla ağzımı açtım. Nasıl girdi o! Hile var ya tanrim ne istiyorsun bir iyiliğimi bir kötülüğümü. Bay gregor'un düdüğü çalmasıyla açık olan ağzımı kapattım. Bay gregor:'klas sarı kart aldın! 2-1 jungkook sen dinlen biraz diğerleri devam edin' Bunu üstüne jungkook itiraz etti. Jungkook:' küçük bir kırıktan zarar gelmez devam edelim' Bay gregor'a emir verir gibi ukalaca konuşması gıcığıma gitmişti.bay gregor ise itiraz etmedi. Düdük çalınca isminin klas olduğunu öğrendiğim çocuk topu aldı. Karşısına çıkan jungkook'a karşı topu yakında olan ismini bilmediğim bir çocuğa topu atacakken jungkook sanki atacağını biliyormuş gibi topa kenardan vurarak hamle yaptı. Buna karşı klas topu jungkook'dan almak için iki kişiyle jungkook'u sıkıştırdılar. Jungkook ani bir hareketle topu kalenin yanındaki oyuncuya attı. Müdahale için gittiğimde çocuk topu hızlıca ama rastgele bir şekilde bizim kaleye attı ama kaleci zıplayarak topu eline aldı. O sırada jungkook'un sinirli olduğu her halinden belli oluyordu.bense kenarda topun bu tarafa bana atmalarını bekliyordum. Bu sefer topun peşinden gidecektim. Ayağım burkuldu diye kenarda heykel gibi bekleyecek değildim. Sonraki tur için kısa bir ara verdik bende o arada yakındaki banka oturdum. Yanıma oturan çocukla kafamı ona çevirdim. Bu çocuk jungkook'un topu attığı çocuktu. Büyük bir ihtimal kendine kızıyordur. Neden kötü atamıyorum diye düşündüğünü düşünüyorum karşı takımda olsa bu gerçek bir maç olmadığı için değerlendirme sonrası takımlar ayrılıcak. Çocukla konuşmaktan zarar gelmeyeceğini düşündüm. Kristen:'ismin ne?' Çocuk bana dönüp çaresizce konuştu. Çocuk:'ne yapocaksın benim gibi işe yaramaz birinin ismini' Kristen:'hiçbir insan işe yaramaz değildir' Çocuk:'ama ben öyleyim dibimdeki topu doğru düzgün kaleye atamıyorum' Diye hüzünlü konuştuğunda elimi onun sırtına koydum. Kristen:'senin suçun değildi,artık ismini söyler misin?' Çocuk:'zhank seninkide kris, sen nasıl o boyda o kadar iyi oynuyorsun. Boyum senden uzun olmasına rağmen bir gol bile atamıyorum.' Kristen:'hey! yetenek boya bakmaz! Hem bir gol bile atamadıysan, mesala kaleciler genelde gol atmazlar ama çok iyi müdahale yaparlar sen de kaleci olmayı deneyebilirsin bir bakarsın çok iyi bir kaleci olursun' Zhank:'ben.. çok iyi bir kaleci olurum, hah denesemde onuda başaramam.' Kristen:'başaramayacağını düşünüyorsan neden bu üniversitede okuyorsun.' Dedim gibi bana çaresizce bakıp banktan kalktı.bende fazla takmadım. O kadar derdimin arasında onu ekleyemem. (Kesin çok derdin vardır) Saçım felan dışarı çıkmasın diye bir kaç kez düzelttikten sonra çalan düdükle banktan kalkdım. Bay gregor'un yanına gittim. Benden sonra bir kaç kişi daha gelmişti. Bay gregor yerlerimizi ayarlamaya başladı. Tahmin edin nerde duruyorum çok şaşıracaksınız ama yine aynı yerde duruyorum. Sıkkınlıkla nefes verdim. Maçın başlamsı için düğün çalmasını bekliyordum. Çalan düdükle topu topu çocuk demekten bıktım x diycem. (x bizim takımda) X topu kaptığı gibi koşmaya başladı. Bende eğer atamaz felan zor durumda kalınca bana pas atar diye yakınlarına ilerledim.oynamakta usta olmasamda tecrübeliydim. Kaç yıldır oynuyordum. Neyse en son çocuğum yakınında pozisyon almıştım.x hala kaleye koşuyordu. X'le birlikte bende kaleye gidiyordum. Karşısına çıkanlardan topu kaçırıyordu. En sonunda bir oyuncu karşısına gelince topu bana attı. Topu aldığım gibi kaleye zarzor ilerlemeye başladım.Tabi karşıma jungkook çıkana kadar topu yakınında olan kişiye vuracağım sırada jungkook topa vurdu. Top düz bir şekilde kenara gitti. Topu almak için bizim takımdan y topu kaptı. Ne kadar hızlı koşuyorlar diye geçirirken y kalenin yakınına geldi. Topa vurmasına engel olan bir adet karşı takım oyuncusu engel oldu. Çok korkak duruyordu. Hemen çocuğun bana rahtça pas atabileceği bir yere gittim. Çocuk bana topu göndermeye çalışıyordu. Hadi ama çok basit! Neden bu kadar zorlanıyor bu. Topu karşı takım oyuncusu alınca hızlı bir şekilde onu takip etmeye başladım.z topu bizim kaleye doğru götürüyordu. Karşısına çıkan bir kaç kişiyi atlatmıştı. Karşısına çıkan iri beden topu bacak arasından yakaladığı gibi topu kaleye sürdü. Hepsini adını bir öğrensem takma isim uydurmam. i adam topu kaleye kadar güzel idare etti bende kalenin orda biri bana pas etsin diye bekliyordum. Karşına iri yarı beden çıkmasıyla bana pas atacağını sandım ama yanımdaki y'e pas attı.. Salak mısın olm bana atsana ben daha yakınım! Hem kaleye kadar götürürdüm niye işi zorluyorsun! Diye kendi kendime konuşurken. Y'nin yakınındakiler çoktan y'nin dibinde topu atmasını bekliyordu. Y ani bir hareketle topu direğin oraya attı tam içimden saydırıcıkken Devamı için👇
Devamı 3 Bir mucize oldu ve top direkten sekip çaprazlamasına kaleye girdi. Sesli bir şekilde nefes alırken kaleci nasıl tutamadı o tapu diye geçirdim içimden topa o kadar çok oyalanmışım ki kaleciyi görmedim. ama eminim ki karşı takımdakiler şuan içlerinden nasıl olur bu diye geçirdiğine emindim. İkinci golümüzü atmamız ilk gole gör daha uzundu diye düşünürken bay gregor'un seslenmesiyle ona döndüm. Bay gregor:'çocuklar maç bitti 2-2 berabere herkes salano gelsin sonuçları açıklayacağım!' Büyük bir ihtimal elindeki defterde değerlendirmeleremiz yazıyordu. Bay gregor okula girdi. Bende hemen saçımın dışarıda kalan bir yeri vardır diye saçımı düzeltip bende hemen jungkook'un oturduğu banka oturdum. kafasını dizlerinin arasına koymuş eli ensesindeydi.baya yorulmuşa benziyordu. ayrıca terlemişti ama çok çekici görünüyordu. Ona bakmaya başladım. Kafasını dizinden kaldırıp bana baktı. Jungkook:'ne var?' Kristen:'sence' Kafasını ne anlamında salladığında sinirle nefes verip konuştum. Kristen:'ayağım kimin yüzünden böyle acaba, bence yapan kişi bir özür dilemeli' Diye çıkıştığımda sırıttı eliyle kendini göstererek Jungkook:'ben mi' Kristen:'yok eben ebem olsa özür dilerde sen diliceksin' Jungkook:'o zaman eben dilesin ben özür dilemem' Kristen:'diliceksin' Jungkook:'dilemicem napıcaksın benim ayağımı mı kırıcaksın' Kristen:(içinden)'Salak zaten benim yüzümden ayağın öyle oldu' Sinsice sırıtırken jungkook bana garip garip bakmaya başladı. Jungkook:':deli olduğunu bilmiyordum sağol' Gülüşüm anında soldu. Tam bir şey diyecekken jungkook'un takımında olan çocuk konuştu Çocuk:'bay gregor herkesi salona çağırdı hızlı olun' Bir süre jungkook'la bakıştıktan sonra Çocuk giderken bende kalktım yolu bilmiyorum sonuçta. topallaya topallaya okula girdim. Jungkook'un arkamdan geldiğini hissedebiliyordum. Çocuk salona geldiğinde bu üniversitede sadece futbol oynanmadığoçını öğrendim. Çünkü baya baya büyük bir basket sahası vardı. Bakışlarımı bay gregor ve önündeki yerde oturan çocuğa çekdim.çocuk içeri girmişti. Bende topallaya topallaya içeri girdim.boş olan yere oturdum. Arkamdan jungkook'da girdi ve yanıma oturdu. Bay gregor elindeki kağıtlara tecrübelerimizi kimin kalacağını kimin ayrılacağını okuyordu. Dikkatle dinlerken jungkook kulağıma sessizce konuştu. Jungkook:(sessizce)' ayağın sakat girerebileceğini düşünüyormusun?' Deyip sırıttı gıcık. Bay gregor bizi aldırmadan kimin kalıp kalmayacağını okuyordu. Henüz bana gelmediği için jungkook'a dönerek konuştum. Kristen:(sessizce)'benden farklı kalır bir yanın yok şuan' Sırıttım.zorla sırıtarak konuştu Jungkook:(sessizce)'ben senin gibi kısa değilim.' Didikten sonra sinirlenmeye başlamıştım. Bay gregor'un adımı seslenmesiyle ona döndüm. Bay gregor:'kris! Hırslı, güçlü, kazanmak için düşünmeden oynayan iyi bir oyuncusun, bir kaç eksiğin olsada zamanla ve öğrene öğrene düzeltebileceğini düşünüyorum.hmm kabul edildin.' Kabul edildin kelimesi duyar duymaz kocaman tebessüm ettim. Hemen jungkook'a döndüm. Şaşırdığı belliydi. Kristen:' evet düşünüyorum çünkü kazandımm.' Sesli söylediğim farkına varınca bay gregor'a döndüm bizi izliyordu. Bir şey demeden önündeki kağıtı biraz arkaya atarak birini arıyormuş ve bulmuş gibi okumaya devam etti. Bay gregor:'jungkook! Zeki, güçlü, zayıf yönlerini saklayan, düşünerek hareket eden iyi bir oyuncudur biraz daha çalırşırsan gerçek ve başarılı bir futbolcu olabilirsin sende kabul edildin.' Şaşırmamaştım kazanacağı belliydi. Jungkook'a döndüğümde bana sırıtarak bakıyordu. Bay gregor konuşunca ona döndük. Bay gregor:'jungkook ve kris hariç kabul edilen herkes kalacak odasını seçsin.' Kristen:'hocam biz?' Bay gregor:'jungkook kris'in ayağına pansuman yap, o iyi bir oyuncu 2 hafta sonra olacak maç için hazırlanması gerekiyor şimdilik revire gidin' Bay gregor gidince sıkıntılı bir nefes verdim. Jungkook havaya söylendi. Jungkook:'sanki tek yaralanan o' Jungkook'a döndüm. Kristen:'yalnız ben *o* değilim' Jungkook:'rakiplerimin ismini söylerim sen o seviyede değilsin' Diyerek ayağa kalktığında hafif topallayark kapının dibine gelince bağırdım. Kristen:'hey nereye gidiyorsun?! bay gregor'a söylerim atar seni!' İlk başta durdu gülme sesi gelince sinirlendim. Yavaşça ayağa kalkdım. Topallayarak jungkook'un arkasından gittim. Onu takip ediyordum. Bir anda bir odaya girdi. Bende içeri girdim.burası revirdi. Revir baya bir büyüktü. Jungkook bir kabine girince bende arkasından girdim. Biraz durdu bende durdum. Kolumu çekti reflex olarak kabindeki yatağa oturdum. Kolumu bırakıp kramponu çıkardı. Ne ara çıkardı. Jungkook düz beyaz uzun çorabıda çıkartınca ayağıma baktı. Kızarmıştı. Masada duran kremi alıp kızaran yere sürdü. Yanınıyordu ağzımdan küçük bir inilti kaçtı. Kristen:'ıhmm' Jungkook bana döndü 3 saniye gözlerime baktı sonra ayağıma döndü. Masada duran bezi alıp ayağıma yavaşça sarmaya başladı. Bende onu izliyordum. Kristen:'jungkook?' Jungkook kafasını kaldırmadan konuştu. Jungkook:'ne var?' Kristen:'özür dilerim' Jungkook:'ne için?' Kristen:'ben.. boşver' Ayağıma bakıp gülmeye başladı. Merakla sordum. Kristen:'ne oldu' Jungkook:'ayağın çok küçük topu nasıl kaleye attın kskskskskks' Sinirlenince ayağımı jungkook'dan çektim. Hala gülüyordu. Çorabımı giyip ayakkabımı aldım. Jungkook'un gülmesi hafifleyince kabinden çıkmıştı. Bende ayakkabımı giyindim. Gıcık nolucak. Ayağa kalkıp topallayarak revirden çıkdım. Üstümü değiştirmeye gidicekken bay gregor'un söyledikleri aklıma geldi. Kalacağımız odayı seçicektik. Vakit kaybetmeden asansörün önüne geldim. 5. Kattaydı. Asansörü bir süre bekledim. Asansör gelince içeri bindim. Holly'e haber vermem lazımdı. Kalacağım odayı seçtikten sonra ararım diye düşündüm.Asansörün 5'e çıkmasını bekledim. Kapı açılınca dışarı çıktım. koridorda sola dönünce bay gregor'un odasının kapısını tıkladım. 'gel' komutunu alınca içeri girdim. İçeride jungkook vardı. Kapıyı kapatıp içeri girdim. Bay gregor:' bende seni bekliyordum.' Bay gregor'un ne demek istediğini anlamadım. Bay gregor:'2 hafta sonraki maç için yarın çalışmaya başlayın' Jungkook sadece susuyordu. Kristen:'peki' Bay gregor:'ha bu arada ikiniz aynı odadasınız oda kalmadı' Jungkook&kristen:'ne?' Bay gregor:çok iyi değil mi iki iyi oyuncu aynı odada ne güzel' Devam edecek... Nasıldı ilk bölümü elimden geldiğince uzun yazmaya çalıştım. Sizce ne olacak? Jungkook kristen'la aynı odada kalınca onun kız olduğunu anlicak mı? Yada ankayacaksa nasıl ve zaman anlayacak? Sınır koymuyorum boş olduğumda devamını yazarım ama lütfen emeğinin karşılığını verin parmaklarım koptu uzun yazıcam diye. Sonraki kurguda görüşürüzzz
![jeon jungkook ile hayal et •okul zorbanın evinde hizmetçi olarak işe başlarsın•[oneshot]](/img/1.gif)
Jeon jungkook ile hayal et 'Gizlice erkek yurdunda kalırsın' bölüm 1 - babam için-
🖇jungkook ile hayal et 'Gizlice erkek yurdunda kalırsın'
·Smut yoktur!
·Yazım yanlışı varsa şimdiden özür dilerim
·Kurgudur, gerçek değildir
·Rahatsız edici sahneler olabilir
·Lütfen çalmayınız!
·Eğlemce amaçlı yapılmıştır
·Lütfen hikayeyi film gibi hayal edin
*Kafanızı karışıyorsa şarkıyla okumayınız*
❗️Bilgi Notu:yanlış anlaşılma olmasın diye söylüyorum bende biliyorum Amerika'da kadın futbolcu olduğunu ve kadınların futbol oynayabileği üniversiteler olduğunu ama kristen babasının hayali ve daha çok başarılı bir futbolcu olmak için babasın istediği başarılı ve ünlü bir üniversitede okumak istiyor ama istediği üniversite sadece erkeklerin futbol oynayabileceği bir spor üniversitesidir. Şimdi diyeceksiniz kristen neden başka üniversiteye gitmiyor çünkü babasıda o üniversitede okumuş bu kadar spoiler yeterli sonraki bölümlerde anlarsınız.(bu arada fotodaki okulun küçüklüğüne takışmayın 5 katlı olarak hayal edin)
🎧Şarkı ismi: buray - senin yüzünden🎧
🦋/Speed up\🦋
Jeon jungkook - 19
Wizard kristen - 19
📌Konum/yer : Amerika birleşik devletleri
Kaliforniya
✍️ Abcdefghi_Imnoqrstuvyz
*
Devamı 1
Holly bana düşünmem için biraz zaman tanımıştı. Eğer yaptığım ortaya çıkarsa nasıl olacağını veya yaptığım şeyin ne kadar süreceğini belirlemem için bana zaman tanıdı.
kısa bir süre sonra holly beni getirdiği soyunma odasında 1 saat beklettikden sonra geri dönünce bana peruk ve bir kaç erkek kıyafeti getirmişti.
Ayrıca kız olduğum anlaşılmasın diye bir erkek isminse anlaşmıştık. İsmimle bağlantılı bir isim.
Şimdi ise kıyamadığım uzun ve ince saçlarıma saçımı kısa gösteren peruk takıp peruğu sabitliyorduk. Peruğu sağlam olduğuna kanaat getirince konuştum.
Kristen:'holly peruğum olmuş mu?
Holly saçımın dışarıda kalan kısımlarını peruğun altına koydu.
Kristen:'yakışıklı olmuşmuyum?'
Holly:'hayır olmamışsın'
Kristen:'ne? Gözüm mü kızarık yarım saattir kapatıcıyla üstünde geçe geçe bir hal oldu yaa'
Holly:'hayır ondan değil sen yakışıklı değil çok güzel olmuşsun'
Diye güldükten sonra aynadan baktım dudağım biraz fazla kırmızı duruyordu. Masadaki makyaj silme pamuğuyla dudağımdaki bütün makyajı sildim.pamuğu geri koyup holly'e döndüm
Kristen:'şimdi yakışıklı olmuş muyum?'
Holly hiç bakma gereği duymadan konuştu
Holly:'olmuş olmuşta kristen? Beni görmeye geliceksin değil mi?'
Kristen:'o da nereden çıktı tabiki gelicem'
Holly:'gelmezsen başına bela olurum'
Dudak büzüdüm holly bana sım sıkı sarıldı.
Kristen:'hey o kadar da uzak olmicam yurdan sonra görüşürüz'
Kollarımı holly'den çektim.
Kristen:'seni unutmam tamam mı?'
Holly:'kayıtlar biter hadi çık'
Kristen:'şans dile bana'
Holly:'iyi şanslar kris'
Gülerek el salladım ve kapıdan çıktım. Son kez saçımın dışarda kalan bir yeri vardır diye iyice saçımı sıkıştırdım.
Yurdun kimseye görünmeden çıktım. Taksi önümde durunca içeri bindim.
Kristen:'abi ********** üniversitesi'
Adam şaşkın şaşkın bana baktı. Sonra anladım. Hafif yalandan öksürdüm
Kristen:'öhhö hastayımda biraz'
Diyerek tedirgince gülümdsedim. Taksici kafasını anladım anlamında aşağı yukarı salladı. Araba ilerlemeye başladı. Kaydımı geç yaptırmak istemiyordum.
Kayıtlar biterse uzun bir süre bekliceyeceğimi biliyordum.kabul edilirsem kalacağım oda arkadaşı seçicem. Bir dakika daha oda arkadaşı var dı. Derin bir iç çektim.
Yolu izlerken arabanın durduğunu fark ettim. Geldiğimi anlayınca adama parayı uzatıp dışarı çıktım. Bir kaç saat önce ağlayarak çıktığım üniversiteye tekrar gireceğimi tahmin etmezdim.
Derin bir nefes alıp üniversitenin güvenliğine telefonumdan aldığım giriş formunu gösterdim. Kısa bir süre sonra üniversitenin kapısı açıldı.
Formanın giyindim omuzları baya genişti. Forma bana büyük gelsede beni cılız göstermiyordu. Son olarak kramponun bağcını bağlayıp vakit kaybetmeden giyinme odasının kilidini açıp dışarı çıktım.
Hızlıca asansörün önüne geldim. Düğmeye tıkladım kapı hemen açıldı. Asansöre binip 0'ı tuşladım. geç kalmamayı umuyordum. asansörün kapısı açılınca koşar adımlarla seçmelerin yerine doğru koştum.
Maç başlamıştı herkes topun peşinden koşuyordu. Bay gregor beni görünce düdüğü çaldı
Düdük:'dütt'
Bay gregor düdüğü ağzından çekip konuştu.
Bay gregor:'yeni oyuncumuz kris, kris kırmızı takıma geç maç kaldığı yerden 1-0 devam edecek .'
Bay gregor'un söylediği şeyden sonra peruğumu biraz daha sıkıştırırken sahaya gidiyordum. Karşı takıma baktığımda asansörde gördüğüm çocuğu gördüm.
Beni ezip geçicekmiş gibi bakıyordu. Fazla takmadan bay gregor'un bizi ayarladığı yerde konumunu aldım. Şuanda bay gregor beni ölçmek için tam topun önünde iri yarı adamın sert bakışlarıyle bıraktı.
Bu asansördeki çocuktu. Ama ismini bilmiyordum.(jungkook'a aynı anda hem adam hemde çocuk diyen kova yürekli kristen)
neyse sonra sorarım diye düşündüm.(seni bakışlarıyla ezen rakibin ismini sorucan oda sana söyleyecek msjsjdjdhhr güleyim bari) adamla bakışıyorduk.
Ani bir düdük çalmasıyla topu kaptım. Şuan gerçek bir maç olmadığından bizim yaptığımız her bo- yani haraketi söyleyecek gıcık bir hakem yoktu.(şuan sen bize ondan farklı birşey yapcan)Neyse nerde kalmıştım.
Topu kaptığı gibi kalenin kenarından koşmaya başladım. Karşıma çıkan iki adamla topu bacak arasından ileri attım bacağını bacak arasından çekip topu tekrar aldım.
Topu götürüyordum. Taki arkamdan gelen Koreli çocuğu görene kadar. Abicim tamam hızlıyız ama o kadarda değil yani. Ani gelişiyle dahada hızlandım.
Aşağı✍️
Aşağı gooo👇
Devamı 2
Karşıma çıkan herkesten topu kolayca aldım. Koreli çocuk topa tam benden alacakken kalenin yanında olmamı iyi bir şey olarak gördüm.
Topu kaleye doğru vurdum ama Koreli çocuk topa ve ayağıma ani bir vuruş yapmasıyla top direğin oradan sekti. Kaleci topu durdurmak için koştuğunda top çoktan kaleye girmişti.
Bende yerde ayağımı kırdığıma yemin edebilirim. Ayağım yamuldu resmen.
Kristen:'aghhh!'
Bay gregor düdüğü çaldı.
Bay gregor:'jungkook sarı kart aldın'
İsminin jungkook olduğunu öğrendiğim çocuk bıkkınlıkla bir nefes verdi. Ona inat daha fazla bağırdım.
Kristen:'aggghhhhh!!'
Bay gregor:'kris git biraz dinlen senin yerine cirus oynar'
Bu sözü duyduğumda ayağının acısını umursamadan ayağa zarzor kalktım.
Kristen:'iyiyim ben devam edelim lütfen'
İsminin jungkook olduğunu öğrendiğim çocuk yandan sırıttı.umursamadan eski yerime geçeceğim sırada bay gregor'un sözüyle kalenin yakınlarında bir yere geçtim. Ne güzel ortada oynuyordum.
Kristen:(sessizce)'Gıcık çocuk umarım seninde ayağın kırılır'
Diye geçinirken söylediğim şeyin sesli olduğunu anlamam uzun sürmedi yanımdaki çocuk bana garip garip bakmaya başladı. Gülümseyerek aklıma gelen ilk şeyi söykedim içimde kalmıştı.
Kristen:'aghh gıcık ayağım umarım seninde ayağın kırılır'
Ne diyorum ben yaa. Çocuk garip garip bana baktıktan sonra geri önüne döndü.
Düğün çalmasıyla bizim takımdan ismini bilmediğim çocuk topu aldı. Jungkook'da çocuğun peşinden gitti. Çocuk topu kenardan götürürken bir anda ne olduğunu anlamadım bir şekilde topu jungkook aldı.
Top bizim kalenin oraya gelirken artık müdahale vaktimin geldiğini düşünüp topun peşinden gittim.
Tam ben müdahale yapacağım sırada başka biri jungkook'un götürdüğü topa yan ayak atınca jungkook topu kaleye atmak için hamle yaptı top kaleye girdi.
Jungkook'un ayağıda benim gibi yamuldu. Aslında pekde yamulmuş gibi değildi hafif bir sıyrık gibiydi.jungkook'un ağzından küçük bir inilti çıktı.
Jungkook:'ıhmm'
Top kaleden girerken ben şaşkınla ağzımı açtım. Nasıl girdi o! Hile var ya tanrim ne istiyorsun bir iyiliğimi bir kötülüğümü. Bay gregor'un düdüğü çalmasıyla açık olan ağzımı kapattım.
Bay gregor:'klas sarı kart aldın! 2-1 jungkook sen dinlen biraz diğerleri devam edin'
Bunu üstüne jungkook itiraz etti.
Jungkook:' küçük bir kırıktan zarar gelmez devam edelim'
Bay gregor'a emir verir gibi ukalaca konuşması gıcığıma gitmişti.bay gregor ise itiraz etmedi.
Düdük çalınca isminin klas olduğunu öğrendiğim çocuk topu aldı. Karşısına çıkan jungkook'a karşı topu yakında olan ismini bilmediğim bir çocuğa topu atacakken jungkook sanki atacağını biliyormuş gibi topa kenardan vurarak hamle yaptı.
Buna karşı klas topu jungkook'dan almak için iki kişiyle jungkook'u sıkıştırdılar. Jungkook ani bir hareketle topu kalenin yanındaki oyuncuya attı.
Müdahale için gittiğimde çocuk topu hızlıca ama rastgele bir şekilde bizim kaleye attı ama kaleci zıplayarak topu eline aldı.
O sırada jungkook'un sinirli olduğu her halinden belli oluyordu.bense kenarda topun bu tarafa bana atmalarını bekliyordum.
Bu sefer topun peşinden gidecektim. Ayağım burkuldu diye kenarda heykel gibi bekleyecek değildim.
Sonraki tur için kısa bir ara verdik bende o arada yakındaki banka oturdum. Yanıma oturan çocukla kafamı ona çevirdim. Bu çocuk jungkook'un topu attığı çocuktu. Büyük bir ihtimal kendine kızıyordur.
Neden kötü atamıyorum diye düşündüğünü düşünüyorum karşı takımda olsa bu gerçek bir maç olmadığı için değerlendirme sonrası takımlar ayrılıcak. Çocukla konuşmaktan zarar gelmeyeceğini düşündüm.
Kristen:'ismin ne?'
Çocuk bana dönüp çaresizce konuştu.
Çocuk:'ne yapocaksın benim gibi işe yaramaz birinin ismini'
Kristen:'hiçbir insan işe yaramaz değildir'
Çocuk:'ama ben öyleyim dibimdeki topu doğru düzgün kaleye atamıyorum'
Diye hüzünlü konuştuğunda elimi onun sırtına koydum.
Kristen:'senin suçun değildi,artık ismini söyler misin?'
Çocuk:'zhank seninkide kris, sen nasıl o boyda o kadar iyi oynuyorsun. Boyum senden uzun olmasına rağmen bir gol bile atamıyorum.'
Kristen:'hey! yetenek boya bakmaz! Hem bir gol bile atamadıysan, mesala kaleciler genelde gol atmazlar ama çok iyi müdahale yaparlar sen de kaleci olmayı deneyebilirsin bir bakarsın çok iyi bir kaleci olursun'
Zhank:'ben.. çok iyi bir kaleci olurum, hah denesemde onuda başaramam.'
Kristen:'başaramayacağını düşünüyorsan neden bu üniversitede okuyorsun.'
Dedim gibi bana çaresizce bakıp banktan kalktı.bende fazla takmadım. O kadar derdimin arasında onu ekleyemem. (Kesin çok derdin vardır) Saçım felan dışarı çıkmasın diye bir kaç kez düzelttikten sonra çalan düdükle banktan kalkdım.
Bay gregor'un yanına gittim. Benden sonra bir kaç kişi daha gelmişti. Bay gregor yerlerimizi ayarlamaya başladı. Tahmin edin nerde duruyorum çok şaşıracaksınız ama yine aynı yerde duruyorum.
Sıkkınlıkla nefes verdim. Maçın başlamsı için düğün çalmasını bekliyordum. Çalan düdükle topu topu çocuk demekten bıktım x diycem. (x bizim takımda) X topu kaptığı gibi koşmaya başladı.
Bende eğer atamaz felan zor durumda kalınca bana pas atar diye yakınlarına ilerledim.oynamakta usta olmasamda tecrübeliydim. Kaç yıldır oynuyordum.
Neyse en son çocuğum yakınında pozisyon almıştım.x hala kaleye koşuyordu. X'le birlikte bende kaleye gidiyordum. Karşısına çıkanlardan topu kaçırıyordu.
En sonunda bir oyuncu karşısına gelince topu bana attı. Topu aldığım gibi kaleye zarzor ilerlemeye başladım.Tabi karşıma jungkook çıkana kadar topu yakınında olan kişiye vuracağım sırada jungkook topa vurdu.
Top düz bir şekilde kenara gitti. Topu almak için bizim takımdan y topu kaptı. Ne kadar hızlı koşuyorlar diye geçirirken y kalenin yakınına geldi.
Topa vurmasına engel olan bir adet karşı takım oyuncusu engel oldu. Çok korkak duruyordu. Hemen çocuğun bana rahtça pas atabileceği bir yere gittim.
Çocuk bana topu göndermeye çalışıyordu. Hadi ama çok basit! Neden bu kadar zorlanıyor bu. Topu karşı takım oyuncusu alınca hızlı bir şekilde onu takip etmeye başladım.z topu bizim kaleye doğru götürüyordu.
Karşısına çıkan bir kaç kişiyi atlatmıştı. Karşısına çıkan iri beden topu bacak arasından yakaladığı gibi topu kaleye sürdü.
Hepsini adını bir öğrensem takma isim uydurmam. i adam topu kaleye kadar güzel idare etti bende kalenin orda biri bana pas etsin diye bekliyordum.
Karşına iri yarı beden çıkmasıyla bana pas atacağını sandım ama yanımdaki y'e pas attı.. Salak mısın olm bana atsana ben daha yakınım! Hem kaleye kadar götürürdüm niye işi zorluyorsun!
Diye kendi kendime konuşurken. Y'nin yakınındakiler çoktan y'nin dibinde topu atmasını bekliyordu. Y ani bir hareketle topu direğin oraya attı tam içimden saydırıcıkken
Devamı için👇
Devamı 3
Bir mucize oldu ve top direkten sekip çaprazlamasına kaleye girdi. Sesli bir şekilde nefes alırken kaleci nasıl tutamadı o tapu diye geçirdim içimden topa o kadar çok oyalanmışım ki kaleciyi görmedim.
ama eminim ki karşı takımdakiler şuan içlerinden nasıl olur bu diye geçirdiğine emindim. İkinci golümüzü atmamız ilk gole gör daha uzundu diye düşünürken bay gregor'un seslenmesiyle ona döndüm.
Bay gregor:'çocuklar maç bitti 2-2 berabere herkes salano gelsin sonuçları açıklayacağım!'
Büyük bir ihtimal elindeki defterde değerlendirmeleremiz yazıyordu. Bay gregor okula girdi. Bende hemen saçımın dışarıda kalan bir yeri vardır diye saçımı düzeltip bende hemen jungkook'un oturduğu banka oturdum.
kafasını dizlerinin arasına koymuş eli ensesindeydi.baya yorulmuşa benziyordu. ayrıca terlemişti ama çok çekici görünüyordu. Ona bakmaya başladım. Kafasını dizinden kaldırıp bana baktı.
Jungkook:'ne var?'
Kristen:'sence'
Kafasını ne anlamında salladığında sinirle nefes verip konuştum.
Kristen:'ayağım kimin yüzünden böyle acaba, bence yapan kişi bir özür dilemeli'
Diye çıkıştığımda sırıttı eliyle kendini göstererek
Jungkook:'ben mi'
Kristen:'yok eben ebem olsa özür dilerde sen diliceksin'
Jungkook:'o zaman eben dilesin ben özür dilemem'
Kristen:'diliceksin'
Jungkook:'dilemicem napıcaksın benim ayağımı mı kırıcaksın'
Kristen:(içinden)'Salak zaten benim yüzümden ayağın öyle oldu'
Sinsice sırıtırken jungkook bana garip garip bakmaya başladı.
Jungkook:':deli olduğunu bilmiyordum sağol'
Gülüşüm anında soldu. Tam bir şey diyecekken jungkook'un takımında olan çocuk konuştu
Çocuk:'bay gregor herkesi salona çağırdı hızlı olun'
Bir süre jungkook'la bakıştıktan sonra Çocuk giderken bende kalktım yolu bilmiyorum sonuçta. topallaya topallaya okula girdim. Jungkook'un arkamdan geldiğini hissedebiliyordum.
Çocuk salona geldiğinde bu üniversitede sadece futbol oynanmadığoçını öğrendim. Çünkü baya baya büyük bir basket sahası vardı.
Bakışlarımı bay gregor ve önündeki yerde oturan çocuğa çekdim.çocuk içeri girmişti. Bende topallaya topallaya içeri girdim.boş olan yere oturdum.
Arkamdan jungkook'da girdi ve yanıma oturdu. Bay gregor elindeki kağıtlara tecrübelerimizi kimin kalacağını kimin ayrılacağını okuyordu. Dikkatle dinlerken jungkook kulağıma sessizce konuştu.
Jungkook:(sessizce)' ayağın sakat girerebileceğini düşünüyormusun?'
Deyip sırıttı gıcık. Bay gregor bizi aldırmadan kimin kalıp kalmayacağını okuyordu. Henüz bana gelmediği için jungkook'a dönerek konuştum.
Kristen:(sessizce)'benden farklı kalır bir yanın yok şuan'
Sırıttım.zorla sırıtarak konuştu
Jungkook:(sessizce)'ben senin gibi kısa değilim.'
Didikten sonra sinirlenmeye başlamıştım. Bay gregor'un adımı seslenmesiyle ona döndüm.
Bay gregor:'kris! Hırslı, güçlü, kazanmak için düşünmeden oynayan iyi bir oyuncusun, bir kaç eksiğin olsada zamanla ve öğrene öğrene düzeltebileceğini düşünüyorum.hmm kabul edildin.'
Kabul edildin kelimesi duyar duymaz kocaman tebessüm ettim. Hemen jungkook'a döndüm. Şaşırdığı belliydi.
Kristen:' evet düşünüyorum çünkü kazandımm.'
Sesli söylediğim farkına varınca bay gregor'a döndüm bizi izliyordu. Bir şey demeden önündeki kağıtı biraz arkaya atarak birini arıyormuş ve bulmuş gibi okumaya devam etti.
Bay gregor:'jungkook! Zeki, güçlü, zayıf yönlerini saklayan, düşünerek hareket eden iyi bir oyuncudur biraz daha çalırşırsan gerçek ve başarılı bir futbolcu olabilirsin sende kabul edildin.'
Şaşırmamaştım kazanacağı belliydi. Jungkook'a döndüğümde bana sırıtarak bakıyordu. Bay gregor konuşunca ona döndük.
Bay gregor:'jungkook ve kris hariç kabul edilen herkes kalacak odasını seçsin.'
Kristen:'hocam biz?'
Bay gregor:'jungkook kris'in ayağına pansuman yap, o iyi bir oyuncu 2 hafta sonra olacak maç için hazırlanması gerekiyor şimdilik revire gidin'
Bay gregor gidince sıkıntılı bir nefes verdim. Jungkook havaya söylendi.
Jungkook:'sanki tek yaralanan o'
Jungkook'a döndüm.
Kristen:'yalnız ben *o* değilim'
Jungkook:'rakiplerimin ismini söylerim sen o seviyede değilsin'
Diyerek ayağa kalktığında hafif topallayark kapının dibine gelince bağırdım.
Kristen:'hey nereye gidiyorsun?! bay gregor'a söylerim atar seni!'
İlk başta durdu gülme sesi gelince sinirlendim. Yavaşça ayağa kalkdım. Topallayarak jungkook'un arkasından gittim. Onu takip ediyordum.
Bir anda bir odaya girdi. Bende içeri girdim.burası revirdi. Revir baya bir büyüktü. Jungkook bir kabine girince bende arkasından girdim.
Biraz durdu bende durdum. Kolumu çekti reflex olarak kabindeki yatağa oturdum. Kolumu bırakıp kramponu çıkardı. Ne ara çıkardı.
Jungkook düz beyaz uzun çorabıda çıkartınca ayağıma baktı. Kızarmıştı. Masada duran kremi alıp kızaran yere sürdü. Yanınıyordu ağzımdan küçük bir inilti kaçtı.
Kristen:'ıhmm'
Jungkook bana döndü 3 saniye gözlerime baktı sonra ayağıma döndü. Masada duran bezi alıp ayağıma yavaşça sarmaya başladı. Bende onu izliyordum.
Kristen:'jungkook?'
Jungkook kafasını kaldırmadan konuştu.
Jungkook:'ne var?'
Kristen:'özür dilerim'
Jungkook:'ne için?'
Kristen:'ben.. boşver'
Ayağıma bakıp gülmeye başladı. Merakla sordum.
Kristen:'ne oldu'
Jungkook:'ayağın çok küçük topu nasıl kaleye attın kskskskskks'
Sinirlenince ayağımı jungkook'dan çektim. Hala gülüyordu. Çorabımı giyip ayakkabımı aldım.
Jungkook'un gülmesi hafifleyince kabinden çıkmıştı. Bende ayakkabımı giyindim. Gıcık nolucak. Ayağa kalkıp topallayarak revirden çıkdım.
Üstümü değiştirmeye gidicekken bay gregor'un söyledikleri aklıma geldi. Kalacağımız odayı seçicektik. Vakit kaybetmeden asansörün önüne geldim.
5. Kattaydı. Asansörü bir süre bekledim. Asansör gelince içeri bindim. Holly'e haber vermem lazımdı. Kalacağım odayı seçtikten sonra ararım diye düşündüm.Asansörün 5'e çıkmasını bekledim.
Kapı açılınca dışarı çıktım. koridorda sola dönünce bay gregor'un odasının kapısını tıkladım. 'gel' komutunu alınca içeri girdim. İçeride jungkook vardı. Kapıyı kapatıp içeri girdim.
Bay gregor:' bende seni bekliyordum.'
Bay gregor'un ne demek istediğini anlamadım.
Bay gregor:'2 hafta sonraki maç için yarın çalışmaya başlayın'
Jungkook sadece susuyordu.
Kristen:'peki'
Bay gregor:'ha bu arada ikiniz aynı odadasınız oda kalmadı'
Jungkook&kristen:'ne?'
Bay gregor:çok iyi değil mi iki iyi oyuncu aynı odada ne güzel'
Devam edecek...
Nasıldı ilk bölümü elimden geldiğince uzun yazmaya çalıştım. Sizce ne olacak? Jungkook kristen'la aynı odada kalınca onun kız olduğunu anlicak mı? Yada ankayacaksa nasıl ve zaman anlayacak?
Sınır koymuyorum boş olduğumda devamını yazarım ama lütfen emeğinin karşılığını verin parmaklarım koptu uzun yazıcam diye. Sonraki kurguda görüşürüzzz
@@Abcdefghi_Imnoqrstuvyzağağağağağa çok çok güzel olmuş ❤
@@Abcdefghi_Imnoqrstuvyz çok güzel olmuş eline sağlık ❤️
Çok güzel olmus ellerine sağlık şu an okuyorum çunku tel yasakti ama şu an elimde ni ha ha ha ( töbe tobe o nasıl gülüş)
okuyunca aklıma my unicorn gırl geldi baya iyi dizi izleyin
Hemen devamını atman gerek çok güzel yazmışsın ellerine sağlık
Part 2 çabuk gelsin lütfen çok güzeldi elerine sağlık
Mükemmel olmuş ellerine sağlık bir an önce ikinci bölümün gelmesini bekliyorum
Hadi ya yeni bölüm yok:(
Çooooooook güzel olmuş❤
Yeni bölüm gelsin çok güzelll❤
ağağağa cok güzel olmuş acilen devamı gelmeliii
Çanım benim çabukçak devamını atar mısıınnnnnnnnnnnn
Devamı gelsin . Ellerine sağlık❤
Devamı neredeeeeeeee part 2 ?????????????????
Devamı gelsinn
Anam daha kimse gelmemiş
Ben gelmişim kardeş
Niye kimse yokk
Part 2 nezaman gelir
Cok mu erken hic kimse yok
Yorum yok
Aaaaaaa çok güzel olmuş lütfen yeni bölüm hemen gelsin❤