Hikaye Burada👇 JJK İle Hayal Et "Fake hesaptan işlettiğin adam karşı daireye yeni taşınan komşun çıkar" |4.Bölüm| •Park Arya: 22• •Jeon Jungkook: 25• •İdolü kötülemek için değildir• •Rahatsız oluyorsanız okumayın• •Kurgudan ibarettir• 🎶Özgün: İstiklal🎶 ~İyi okumalar~ Arya'dan Gözlerim karşımdaki genç kadını süzerken, o da benim gibi afallamıştı. Bilmem kaç dakika öylece birbirimize baktığımız sırada, Jeon mutfaktan çıktı ve kapıda gördüğü kişiyle gözlerinin içi parladı. Jeon: Linda! Senin ne işin var burada? Jeon gelip kadına sarıldı ve tabağı benim elime tutuşturdu. Ben mal gibi ikisine bakarken, adının Linda olduğunu yeni öğrendiğim kadın gülümsedi. Linda: Görüşmeyeli uzun zaman olmuş! Özlemişim seni! Jeon: Bende. Birbirlerinden ayrıldıklarında, ne yaptığımın farkında olmadan tabağı Jeon'un eline tutuşturdum ve genç kadının boynuna atladım. Arya: Linda! Bende seni çok özlemişim yaa! *"Ne yapıyorsun salak!"* Kadını hiçbir şekilde tanımıyordum. Sıkı sıkı boynuna sarılıp, yanağına öpücük kondurdum ve gülümseyerek geri çekildim. Linda ve Jeon afallayarak bana bakıyordu ve ben sadece sırıtmakla meşguldüm. Jeon: Arya, iyi misin sen? Arya: Bomba gibiyim! Mükemmelim! Jeon başını salladı ve şu affedersiniz ama siktiğimin tabağını tekrardan elime tutuşturup Linda'ya döndü. Ardından eliyle bavulu işaret etti. Jeon: Hayırdır Linda? Bavulun falan? Linda mahcupça gülümsedi fakat altında bir sinsilik yatıyordu bu kadının sanki... Linda: Ya sorma! Benim ev sahibi beni evden çıkarttı, babamın malikanesine gidecektim ama biliyorsun liseden beri kavgalıyım. Bende son çare en yakın arkadaşımız Kang'ı arayıp senin evinin adresini sordum ve birkaç günlüğüne sana geldim. Müsaade var mı acaba? Rahatsız etmedim umarım. Bir dakika, bir dakika... Malikane mi? Nasıl yani? Jeon: Yok yok, rahatsız etmedin. Kal tabii bende, hem liseden beri görüşemedik bir türlü. İyi oldu bu. Anladığım kadarıyla Linda ve Jeon lise arkadaşıydı. Fakat nedense benim içim asla rahat değildi. Sanki kızın başka bir derdi vardı. Jeon bavulu müsait bir odaya aldı ve Linda'yı içeri davet etti. En sonunda hepimiz salonda oturduğumuzda, Linda merakla eliyle beni gösterdi. Linda: Bu arkadaş kim? Ona ters bir bakış attım. Jeon: Karşı komşum. Bugün beraber yemek yemeye karar verdik. Hızla araya girdim. Arya: Samimiyiz yani! Çok samimiyiz. Jeon gülmemek için kendini zor tutarken, Linda bozulmuş surat ifadesiyle benden gözlerini kaçırdı. Salonda derin bir sessizlik oluşurken, merakla Linda'ya sordum. Arya: Kaç gün kalacaksın burada Linda? Linda sırıtarak Jeon'a baktı. Linda: Bir ev bulana kadar kalırım herhalde. Sıkıntıyla bir nefes verdim ve hızla elimi salladım. Arya: Ohoo! Senin daha çok günün var. Şimdi bir ev bulacaksın, bunun bir zamanı var; etti sana 1 ay. Sonra eşyalarını seçip alacaksın; etti sana 2 ay. Sonra evini yerleştireceksin, yaşamını kuracaksın; etti sana 3 ay. E sen bayağı bayağı 3 ay burada mı kalacaksın hayatım? Jeon bana hayranlıkla bakarken, Linda'nın modu düşmüştü. Keyifle sırıtıp yerime yayıldım ve hamburgerimden bir ısırık aldım. Linda: Y-yani kalırım herhalde. Değil mi Jeon? Arya: Bok kalırsın! İkisi de bana şaşkınlıkla baktığında, öfkemi sesime yansıtmamaya çalıştım ve sırıttım. Arya: Yani şekerim 3 ay bu kutu gibi evde mi kalınır? Bak, babamın malikanesi var dedin. Demek ki para sıçıyorsun. Git iste babandan para, sana bir otel bulsun. Linda: Babamla konuşmuyorum! Hamburgerimi tabağıma bıraktım. Arya: Senin gururun bir tek babana mı işliyor? Zaten sizin gibi kızlar sevgilisi onu kırdığında tek bir kelime etmeyip gururluyum diye ortalıkta gezerler. Ama bir tek babanıza ya da annenize gurur yaparsınız, değil mi? Verdiğim ayarla birlikte Linda renkten renge girerken, Jeon sadece beni izliyordu. Ortalığı tekrardan derin bir sessizlik kaplarken, keyifle hamburgerimi yedim ve peçeteyle elimi silip ayağa kalktım. Arya: Ben gideyim eve yavaştan. Çalışmam gereken konularım var. Jeon: Ben geçireyim seni. Başımı sallayıp, Linda'ya göz kırptım. Arya: Görüşürüz şekerim! Kendine ve hareketlerine dikkat et. *"Bu Arya kesin Jeon'u kıskandı! Demedi demeyin ha!"* Jeon ile birlikte salondan çıkıp kapının yanına geldiğimde, ona döndüm ve derin bir iç çektim. Jeon: Görüşürüz, dikkat et kendine. Arya: Asıl sen dikkat et. Yatmadan odanın kapısını kilitle, benden söylemesi. Jeon gülmemek için kendini zor tutarken, kaşlarını havaya kaldırıp sordu. Jeon: Neden kilitleyeyim? Arya: Y-yani iti var, hırsızı var! Ansızın bir gece evine girip sana zarar verse kimin ruhu duyacak? Jeon anlamış gibi başını salladı. Jeon: Anladım. Başımı salladım. Arya: Bir şey olursa- Bir anlığına kafamı uzatıp içeriye baktım. Linda oturuyordu. Arya: Bir şey olursa haber ver. Jeon: Tamam. Suratına baktığımda, gülmemek için kendini zorladığı için domatese dönmüştü. Arya: Hadi görüşürüz. Jeon: Görüşürüz. Hızla kendi evime girip kapıyı kapattığımda, kıskandığımı çok mu belli edip etmediğimi sorguluyordum. Evet, Jeon'u deli gibi kıskanmıştım çünkü o kızın Jeon'a olan bakışları bir farklıydı. Sıkıntılı bir nefes verdim. Arya: Zilliye bak zilliye! 3 ay kalacakmış bir de burada! Nah kalırsın, nah! Söylene söylene odama geçtim ve masama oturup bilgisayarımı açtım. Fakat bir yandan da konuları tekrar etmeden önce fake hesaptan Jeon'a mesaj atmak istiyordum. Arya: Şuan cevap vermez ki! Sohbet ediyorlardır onlar! Ya başka bir şey yapıyorlarsa... *"Abart Arya abart!"* Bir anlık hareketimle telefonumu açtım ve fake hesabımdan değil de kendi mesaj uygulamamdan Jeon'a mesaj attım. 💬 -Jeon, ne yapıyorsunuz? Çok geçmeden cevap geldi. 💬 -Sohbet ediyorduk, şimdi de Linda kendine yemek siparişi veriyor. Niye sordun ki? 💬 -Hiç, öylesine. 💬 -Kıskandığını bu kadar belli etmesen mi? Hem merak etme Linda ile aramızda bir şeyin olması söz konusu değil. 💬 -Kim, ben mi? Ben mi seni kıskanacağım? 💬 -Kıskanıyorsun bile. 💬 -Kıskanmıyorum! Hem sen benim tipim değilsin bi' kere! 💬 -Öyle miymiş? 💬 -Öyleymiş! 💬 -Nasılmış senin ideal erkek tipin? 💬 -Sana ne? Sen Linda'nı yalnız bırakma. 💬 -Çıldırtma beni Arya! Söylesene! 💬 -Söylemiyorum! 💬 -Söyleyeceksin! 💬 -Söylemeyeceğim! 💬 -İyi söyleme. Ben Linda'ya bir bakayım. 💬 -Aman aman yalnız bırakma prensesini sakın! 💬 -:). Sinirle telefonu yatağa fırlattım ve derin nefesler alıp sakinleşmeye çalıştım. Beni kıskandırmak için bilerek yapıyordu! Beni sinir etmek onun hoşuna gidiyordu! Aklıma şeytanice bir fikir geldiğinde, bunu nasıl planlayacağımı kafamda oluşturdum. Gülümseyerek sinsice bir kahkaha attım ve bilgisayarıma dönüp mailime gelen konuyu açıp, tekrar etmeden önce mırıldandım. Arya: Siz bu gece görürsünüz! Devamı alttaki yorumda👇
Devamı Burada 1.👇 ★★★ (Gece 23:49) Boy aynasından kendime baktığımda, küçük operasyonum için hazırdım. Planım şöyleydi; binanın bahçesinde uzun bir merdiven vardı. O merdivenle Jeon'un odasına tırmanıp camdan içeri girecektim. Jeon genelde odasının camını açık tutardı ve umarım bu gece de aynısını yapmıştır. Eğer yapmadıysa da balkonundan girecektim içeri. Üstüme siyah bol bir tişört, altıma da kot pantolon giymiştim. Yanıma yedekten tel toka vs. şeyler aldım ve evden çıkarak hızla aşağıya indim. Bahçenin arka tarafına geldim ve hayvan dostlarımız için yapılan kulübenin yanındaki merdiveni kaldırıp, Jeon'un odasına doğru hizaladım. Arya: Haydi bismillah! Sağ ayağımla merdivenin birinci basamağına bastım. Ardından teker teker, dikkatle diğer basamakları da geçtim ve Jeon'un odasındaki camın önünde durdum. Yavaşça aşağı doğru baktığımda, biraz yüksek olduğunu görmüştüm. Arya: Aboo, bu ne kız! Çok yüksek! Daha fazla aşağı bakamadığım için başımı cama çevirdiğimde, şansımın bugün yüzüme güldüğünü hissediyordum. Cam yarıdan açıktı ve odaya girebilme imkanım vardı. Hızla camı sonuna kadar arkaya yasladım ve sıkıca kenarına tutunarak ayağımı içeri soktum. Diğer ayağımı da içeri soktum ve odanın içine tamamıyla girdim. Çok ses çıkmasın diye camı kapattım ve perdeyi çekerek usulca arkama döndüm. Jeon iki kişilik yatağında mışıl mışıl uyuyordu. Arya: Uyurken bile güzel olur mu bir insan ya! Sessizce mırıldandığım sırada, kapalı kapının yanına ilerledim. Kapıyı dediğim gibi kilitlediğini anladığımda gülümsedim. Beni önemsediği ve dikkate aldığı buradan belli oluyordu ve bu çok hoşuma gitmişti. Sırıtmaya devam ederek Jeon'un yanına ilerledim. Fakat üstünde şorttan başka bir şey olmadığını fark ettiğimde afallayarak gözlerimi sonuna kadar açtım. Arya: Ben ne yaptım ya! Neyseleyip yanına ilerledim ve yatakta yanına oturdum. Bir süre onun o bir yandan karizmatik bir yandan da tatlı suratını izledim. Arya: Beni kıskandırmak çok hoşuna gidiyor değil mi? Deli gibi kıskanıyorum oğlum seni! Senin yanındayken kendimi daha iyi hissediyorum. Beni etkiliyorsun. Bazen utanıyorum çünkü insanlar sevdiği insanların yanlarında biraz utanırlar. Derin bir iç çektim ve yataktan kalkıp son kez odayı kontrol ettim. İçim rahatladığında camın oraya geçtim ve kulpu indirdim. Tam camı aralayacağım sırada iki güçlü kol belimi sardı ve beni yatağa yatırarak üstüme çıktı. Gözlerim fal taşı gibi açılırken, heyecandan göğsüm hızla inip kalkıyordu. Üstümde bir adet Jeon vardı ve sırıtarak bana bakıyordu. Elleri hala belimdeydi ve sanki dokunduğu yerlerde fırtınalar kopuyordu. Jeon: Demek insanlar sevdiği insanların yanında utanırlar... Sertçe yutkundum. Jeon: Seni kıskandırmak çok hoşuma gidiyor ve bunu fark etmen beni mutlu etti. Fakat sende beni kıskandırıyorsun ve bu da senin hoşuna gidiyor, fark etmedim sanma sakın miniğim. *"NABIZ 180, NABIZ 180!"* Dudaklarımı araladım. Arya: Miniğim mi? Yüzüme yaklaştı ve burnunu burnuma sürtüp geri çekildi. Jeon: Evet. Sen benim miniğimsin. Kalpten gitmeme çok az kalmıştı. Arya: Ş-şey ben yavaştan gideyim ocakta yemeğim var. Kalkmaya çalıştığım sırada engelledi ve bedenini daha çok bana bastırdı. Jeon: Hayır, gidemezsin. Bu gece kokunla uyuyacağım. Ve ayrıca bana daha ideal erkek tipini söyleyeceksin! Kaşlarımı çattım. Arya: Söylemeyeceğim demiştim! Jeon: Söyleyeceksin! Sırıttım. Arya: Hayır! Söylemeyeceğim. Gittikçe daha çok yaklaşıyordu. Jeon: Söyleyeceksin, miniğim. Arya: Söylemeyeceğim. Dudakları dudaklarıma doğru yaklaştı ve tam değeceği sırada kapının ardından bir ses duyuldu. Linda: Jeon! Bir bakar mısın? Jeon: Hassiktir! Ben panikle Jeon'un altından kaçarken, Jeon hemen dolabının kapağını açtı ve girmemi işaret etti. Girmeden ona parmağımı salladım. Arya: Tişörtünü giymeden kapıyı açma! Yoksa parçalarım seni! Jeon: Tamam! Hızla dolaba girdiğimde Jeon kapağı kapattı ve 5 dakika sonra kapıyı açtı. Sesleri tam duyamasam da boğuk boğuk duyabiliyordum. Linda: Şey, geceliğimin ipini bağlayamadım da... Sen bağlayabilir misin? Yoksa rahat uyuyamıyorum da. Jeon: Tabii. Sinirle mırıldandım. Arya: O geceliğinin ipini senin bir yerine sokmayı bilirdim ben ama dua et şu dolaptan çıkamıyorum yelloz kılıklı! Kısa bir süre sonra odanın kapısı kapandı ve hemen ardından kilitlendi. Jeon dolabın kapağını açtığında hızla çıktım. Jeon ise bir çırpıda tişörtünü çıkardı. Arya: Geceliğinin ipi mi? Jeon: Evet. Jeon bana yaklaşıp kollarını belime dolarken, sinirimi birkaç saniyeliğine unuttum. Jeon: Nerede kalmıştık? Arya: Sana ocağımdaki yemeğin tarifini veriyordum. Jeon: Hm, hm. Beni elimden tutup yatağa uzandırdı. Ardından dibime gelerek başını boynuma gömdü ve kokumu içine çekti. Jeon: Buraya neden geldin miniğim? Arya: Seni görmek için. Gülümsediğini anlayabiliyordum. Uykum yavaştan beni ziyaret etmeye başlamıştı. Derince esnedim. Arya: Uykum geldi. Jeon ellerini saçlarıma getirdi ve narince okşamaya başladı. Jeon: Uyu bebeğim. Ben yanındayım. Dediğini yaptım ve gözlerimi kapattım. Bu gece, hayatımda geçirdiğim en huzurlu geceydi. ☼☼☼ (Ertesi Gün - 15:00) Son dersim de bittiğinde okuldan çıktım ve kaldırımda yürümeye başladım. Dün gece Jeon'un evinde uyumuştum ve sabah erken uyanıp kendi evime geçmiştim. Fakat dün yaşadığımız romantik dakikalar hala aklımdaydı ve hiç gitmiyorlardı. Çantamdan kulaklığımı çıkardığım sırada, telefonum bir bildirim sesiyle titredi. Hızla bir göz gezdirdiğimde, Jeon'dan bir mesaj geldiğini gördüm. Hızla tıkladım. 💬 -Okuldan çıktın mı miniğim? 💬 -Evet, az önce çıktım. 💬 -Konum at, arabayla almaya geleyim seni. 💬 -Tamam. Hızla konumumu attım ve kaldırımda oturup beklemeye başladım. Çok geçmeden önümde siyah bir Mercedes durduğunda, arabaya hayranlıkla bakıyordum. O sırada pürüzsüz cam aşağı indi ve sürücü koltuğunda, güneş gözlüklü oturan havalı Jeon Jungkook'u gördüm. Jeon: Arabama binmek ister misin bebeğim? Güldüm ve kapıyı açıp koltuğa oturdum. Arya: Araban mükemmel ötesi. Jeon: Senin gibi mi? Yanaklarım utançla kızarırken, Jeon gaza bastı ve hızla yolda ilerlemeye başladık. Devamı alttaki yorumda👇
Devamı Burada 2.👇 Jeon: Günün nasıl geçti bakalım? Arya: Fena değildi. *"Bok gibiydi desene ya!"* Jeon: Hmm... Aramızda bir sessizlik oluşurken, Jeon bana dönmeden dudaklarını araladı. Jeon: Yarın Linda birkaç lise arkadaşımızla bar programı düzenlemiş. Benimde gitmemi istiyor. Sen gelmek ister misin, diye soracaktım fakat gelemezsin. Kaşlarımı çattım. Arya: Neden gelemezmişim? Jeon: Yaşın küçük. Arya: Ne küçüğü ya? 22 yaşındayım ben, 22! Jeon başını olumsuz anlamda salladı. Jeon: Orada çok it, sapık, tacizci var. Gelemezsin. Alayla mırıldandım. Arya: Sende gidemezsin o zaman! Jeon: Niyeymiş? Arya: Orada çok yelloz, paçavra, zilli var. Gidemezsin. Jeon sırıttığında bende gülmemek için kendimi zor tuttum. Arya: Bende geleceğim! Jeon: Miniğim olmaz. Arya: Bana ne? Tek başına gidemezsin! Jeon: Of, tamam. Seninle inatlaşmayacağım. Bir zafer işareti yaptığımda Jeon gülümsedi. Aklıma gelen fikirle gülümsedim. Arya: O zaman... alışverişe gidelim! Benim pek bara uygun kıyafetim yok. Jeon bana ters bir bakış attığında ona dil çıkardım. En sonunda başını sallayıp direksiyonu sola kırdı. Jeon: Hay hay, prenses. Yaklaşık 25 dakika sonra cadde üzerinde bir mağazaya geldiğimizde, arabadan indik ve mağazaya girdik. Gözüme çok güzel kıyafetler, elbiseler girmişti çoktan ve gözlerimi kamaştırıyordu her biri. Mağaza görevlisi bizi karşılarken, ben çoktan gözüme bir elbise kestirmiştim. Beyaz, askılı, uzundu ve yırtmacı vardı. Göğüs kısmı biraz büzgülüydü ve fevkalade duruyordu. Heyecanla askısından tutup elime aldım ve Jeon'un yanına koştum. Arya: Jeon! İlk bunu deneyeyim mi? Lütfen! Jeon gülümsedi ve başını salladı. Jeon: Dene güzelim. Çantanı bana ver istersen. Çantamı ona verdim ve deneme odasına doğru yürüdüm. Jeon: Ben bu koltuktayım. Eliyle tam karşımdaki koltuğu gösterdiğinde başımı salladım ve kabine girip üstümü çıkarmaya başladım. Kısa süre sonra elbise üstümdeydi ve çok yakışmıştı bana. Bedenime tam olmuştu ve çok güzel görünüyordu. (Denediği elbise 1: tr.pinterest.com/pin/587508713915820810/ ) Saçımı düzeltip kabinden çıktığımda, Jeon baktığı telefondan başını kaldırıp beni fark etti. Boydan boya beni hayranlıkla süzerken sertçe yutkundu. Arya: Nasılım? Çevremde bir tur dönüp ona baktığımda, başını olumsuz anlamda salladı. Jeon: Olmamış. Omuzlarımı düşürdüm. Arya: Tüh ya. Başka bir tane deneyeyim o zaman. Reyonlarda gözümü gezdirdiğim sırada, tam karşı askılıkta mavi bir mini elbise gözüme çarptı. Hızla ona ilerledim ve askısından tutup Jeon'un karşısına geçtim. Arya: Bunu deniyorum o zaman? Jeon elbiseyi süzdü ve başını olumsuz anlamda salladı. Jeon: Bu çok kısa, olmaz. Omzumu silktim. Arya: Beni ilgilendirmez. Ben bana yakışıp yakışmadığına bakarım. Kabine girip hızlıca elbiseyi giydiğimde, üstümde çok güzel durmuştu her zamanki gibi... (Denediği elbise 2: tr.pinterest.com/pin/604467581259477007/ ) Kabinden çıkıp Jeon'un karşısına tekrardan geçtiğimde, bu sefer gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Elindeki telefon yana düşerken, sırıttım ve etrafımda bir tur döndüm. Arya: Nasılım? Jeon: Çok güzel... Hızla kendini toparlayıp öksürdü ve telefonu tekrardan eline alıp başını iki yana salladı. Jeon: Bu da olmaz. Arya: Ya neden? O zaman bu gidişle hiçbir elbiseyi alamayız ki. Jeon: Kafandan çöp poşeti geçirelim. Ama o da güzelliğini gizleyemez. Gülmemeye çalıştım ve öksürdüm. Arya: Öhm! Bundan sonra deneyeceğim elbiseyi alıyoruz. İtiraz yok! Tam bir şey diyecekti ki bakışlarımla uyardığımda susmak zorunda kaldı. Gözlerim tekrardan reyonlarda gezinirken, gözüme yine çok güzel bir elbise çarptı. Siyahtı ve göğüs kısmı çok hoştu. Karın kısmı biraz transparan gibiydi fakat abartılı da değildi. Ve ayrıca mini değildi ve boyu çok iyiydi. Hızla elbiseye doğru ilerledim ve elime alıp Jeon'a sormadan kabine girdim. (Denediği elbise 3: tr.pinterest.com/pin/680536193707403637/ ) Elbiseyi üstüme geçirip elimi fermuarına uzattım fakat elim sırtıma uzanmıyordu. Çaresizce omuzlarımı indirdim ve Jeon'a seslendim. Arya: Jeon, bir bakabilir misin? Jeon: Efendim, miniğim? Kabinin yanında adım seslerini duyduğumda, kapıyı açtım ve onu içeri aldım. Arya: Şu fermuarımı kapatamıyorum, yardım eder misin? Beni hayranlıkla süzerek başını salladı ve eliyle arkamda ki fermuarı kapattı. Büyük ihtimal gitmeden önce fermuarına ip geçirip evde öyle halledecektim bu fermuar işini. Arya: Bu çok güzel... Bunu istiyorum. Jeon: Evet, sana çok yakıştı. Sana yakışmayan şey mi var zaten? Gülümsedim ve onu kabinden çıkarıp üstümü giyindim. Elbiseyi aldıktan sonra mağazadan çıktık ve tekrar arabaya bindik. Jeon arabayı çalıştırırken dudaklarını araladı. Jeon: Başka bir eksiğin var mı? Arya: Yok, teşekkür ederim. Gülümsedi ve rotayı evimize çevirdi. Kendimi biraz yorgun hissediyordum ve büyük ihtimalle yemeğimi yiyip uyuyacaktım. Jeon: Bu gece de yanıma gelsene. Jeon'un muzipçe sırıtıp dediği şeyle, yanaklarım utançtan kıpkırmızı olmuştu. Arya: Tabii efendim. İkimizde güldüğümüzde, evin yoluna az kalmıştı. Yarım saat sonra kendimi eve attım ve hızla bir salata yapıp iştahla yedim. Telefonumdan fake hesabıma girip Jeon'a mesaj atmak istiyordum fakat çok yorgundum. Hava kararmıştı ve saat 21:10'a geliyordu. Hızla yatağımı hazırladım ve pamuk misali yastığıma başımı koyup gözlerimi kapattım. ☼☼☼ (Ertesi Gün - Saat 19:30) Boy aynasından kendime baktığımda, fevkalade gözüküyordum. Elbisem üstümde çok güzel duruyordu. Altına bantlı, parıltılı, beyaz bir topuklu ayakkabı giymiştim. Saçlarıma dalga vermiş, makyajımı sade ve güzel yapmıştım. Küçük çantama telefonumu koydum ve çalan kapıyı açtım. Karşımda siyah gömlek giymiş, saçlarını dağınık bırakan ve fit vücuduyla gözlerimi şenlendiren Jeon'u görmüştüm. Yanında da yeşil, saten ve yırtmaçlı bir elbise giyip saçlarını kıvırcık yapan Linda'yı... Jeon beni süzüp sertçe yutkunurken, Linda bozulmuştu. Ondan güzel olmama katlanamıyordu. *"Ay parçasıyız ayol!"* Jeon: Çok güzel olmuşsun. Hazır mısın? Gülümseyerek başımı salladım. Arya: Hazırım. Evin kapısını kilitledim ve hep birlikte asansöre bindik. Linda sürekli beni süzüyordu fakat asla konuşmuyordu. Bende ona pes vermiyordum tabii. Binadan çıkıp Jeon'un arabasına bindik ve kemerlerimizi bağlayarak yola hazırlandık. Araba hareket ettiğinde, Jeon telefonuyla uğraşıyordu. Bir yandan da yola bakıyordu. Bir anda çantamdaki telefonumun titremesiyle irkildim ve elime alıp gelen mesaja baktım. 💬 -Alkol içmek yok. Şimdiden söyleyeyim. Mesaj Jeon'dandı. 💬 -Emredersiniz efendim. Başka bir emriniz? Tabii ki de içeceğim! 💬 -İçmeyeceksin. 💬 -İçeceğim. 💬 -Göreceğiz. 💬 -Tamam, göreceğiz. Jeon telefonu bırakıp gaza yüklendiğinde, sırıttım ve yolu izlemeye başladım. Devamı alttaki yorumda👇
Devamı Burada 3.👇 Çok inatçı bir insandım ve kimse benim inadımla başa çıkamazdı. Hep benim dediğim olacaktı ve olmuyorsa da oldururdum. *"Tam bir aslan burcusun Aryaçikom."* Yaklaşık 1 saat sonra bara geldiğimizde, girişte korumalar ve içeriden süzülen parlak ışıklar vardı. Üçümüz birlikte içeri girdiğimizde, bangır bangır çalan yabancı müzik kulağımı okşadı. Jeon beni belimden tutup köşede bir masaya yönlendirdiğinde, masada 5 kişi vardı. Jeon ve Linda hepsiyle sarılıp gülüştükten sonra, masada olan bir kız merakla beni süzdü. x: Siz kim oluyordunuz? Tam cevap vereceğim sırada, Jeon benden önce davrandı. Jeon: Kendisi benim kız arkadaşım Arya. Şaşkınlıkla ona baktığımda bana göz kırpmıştı. Hepsine beni kız arkadaşı olarak tanıttıktan sonra, adının Jaewoo olduğunu yeni öğrendiğim genç adam elimi öptü. Jaewoo: Çok güzelsin Arya. Gülümsedim. Arya: Teşekkür ederim. Jeon dişlerini hafiften sıkıp beni kendine çektiğinde onun yanına oturdum ve direk dansı yapan kızları izlemeye başladım. Masada herkes sohbet ediyordu. Kısa bir süre sonra elinde tuttuğu tepsiyle masaya gelen garson, renk renk içki dolu bardakları masaya koydu ve uzaklaştı. Jeon'a inat içinde pembe renkli olan içki bardağını aldım ve ona göstererek kafama diktim. Fakat boğazımdan geçerken yakıcı bir şekilde geçmesiyle yüzümü buruşturdum ve bardağı masaya koydum. Jeon kulağıma doğru eğildi. Jeon: Sana içme demiştim, değil mi? Tekrardan gözlerinin içine baka baka bu sefer mavi renkli içki bardağını aldım ve gözüne soka soka yavaşça içtim. Sinirle güldü ve ben bitirene kadar beni izlemeye devam etti. Umarım sarhoş olmazdım. *"Bu şekilde devam edersen, olmaman mümkün değil canikom..."* ••• Sayın okurlar, size bir haberim var; deli gibi sarhoş olmuştum! Yarım saatte 25 bardak devirmiştim ve bu başarımdan dolayı kendimle gurur duyuyordum. Yeni bardağımı alıp dudaklarıma götürdüğüm sırada, bir el sertçe bardağı elimden aldı ve masaya koydu. Jeon: Yeter Arya! Çok içtin! Ağzımı devire devire cevap verdim. Arya: Ayoğl, ne varğ beğ! İçerim, canım çektiğ! Jeon: Olmaz. Daha içemezsin. Zorlukla ayağa kalkmaya çalıştım fakat başım dönüyordu. Sendelediğim sırada Jeon da ayağa kalktı ve belimden tutup beni ayakta tuttu. Arya: Karabiberiğiim, vurğ kadeğhlere hadiğ içeliğm! İçeliğm her geceğ! Kendi kendime şarkı söyleyip dans etmeye çalışarak, direk dansı yapan kızların yanına ilerledim ve piste çıkarak ayakta durmaya çalıştım. Jeon arkamdan sesleniyordu fakat onu duyamıyordum. Jeon: Arya, nereye! Direk dansı yapan, mini etekli bir kızın yanına geldiğimde, dansını durdurmadı fakat yavaş hareketlerle yapmaya devam etti. Bende çalan şarkıyla pistte kendi kendime oynayıp, arada direk dansı yapan kıza bulaşıyordum. Arya: Yavruğm benim beğ! Göteğ bak göteğ! Kızın poposuna art arda şaplattığım sırada, iki güçlü kol beni kucağına aldı ve pistten indirip ilerlemeye başladı. Sanırım bu Jeon'du. Jeon: Ne yapıyorsun sen? Kendi kendime güldüm. Fakat önümüzde orta yaşlarda bir adamın durup bana seslenmesiyle ona mayhoş mayhoş baktım. x: Bebeğim, o neydi öyle ya! Bu gece bana da öyle şaplatmak ister misin? Jeon: Ne diyorsun lan sen! Gel ben sana bir şaplatayım! Jeon beni kucağından indirip adama sert bir yumruk attığında, gülerek Jeon'u izliyordum. Adamı resmen ölesiye dövmüştü. Kanlı elini peçeteyle sildi ve gelip beni tekrardan kucağına alıp bardan çıkardı. Devam Edecek... Selam güzellerim! Bu bölümü bayağı uzun yazdım. Umarım sizi eğlendirebilmişimdir ve umarım bu bölümü beğenmişsinizdir. Yorumlarda belirtmeyi unutmayın. Bir dahaki bölümde görüşmek üzere, hoşçakalın. Sizi seviyorum💚
![Blox Fruits Dragon Rework Update [Full Stream]](http://i.ytimg.com/vi/EqDAp8udhm0/mqdefault.jpg)
Hikaye Burada👇
JJK İle Hayal Et "Fake hesaptan işlettiğin adam karşı daireye yeni taşınan komşun çıkar" |4.Bölüm|
•Park Arya: 22•
•Jeon Jungkook: 25•
•İdolü kötülemek için değildir•
•Rahatsız oluyorsanız okumayın•
•Kurgudan ibarettir•
🎶Özgün: İstiklal🎶
~İyi okumalar~
Arya'dan
Gözlerim karşımdaki genç kadını süzerken, o da benim gibi afallamıştı. Bilmem kaç dakika öylece birbirimize baktığımız sırada, Jeon mutfaktan çıktı ve kapıda gördüğü kişiyle gözlerinin içi parladı.
Jeon: Linda! Senin ne işin var burada?
Jeon gelip kadına sarıldı ve tabağı benim elime tutuşturdu. Ben mal gibi ikisine bakarken, adının Linda olduğunu yeni öğrendiğim kadın gülümsedi.
Linda: Görüşmeyeli uzun zaman olmuş! Özlemişim seni!
Jeon: Bende.
Birbirlerinden ayrıldıklarında, ne yaptığımın farkında olmadan tabağı Jeon'un eline tutuşturdum ve genç kadının boynuna atladım.
Arya: Linda! Bende seni çok özlemişim yaa!
*"Ne yapıyorsun salak!"*
Kadını hiçbir şekilde tanımıyordum. Sıkı sıkı boynuna sarılıp, yanağına öpücük kondurdum ve gülümseyerek geri çekildim. Linda ve Jeon afallayarak bana bakıyordu ve ben sadece sırıtmakla meşguldüm.
Jeon: Arya, iyi misin sen?
Arya: Bomba gibiyim! Mükemmelim!
Jeon başını salladı ve şu affedersiniz ama siktiğimin tabağını tekrardan elime tutuşturup Linda'ya döndü. Ardından eliyle bavulu işaret etti.
Jeon: Hayırdır Linda? Bavulun falan?
Linda mahcupça gülümsedi fakat altında bir sinsilik yatıyordu bu kadının sanki...
Linda: Ya sorma! Benim ev sahibi beni evden çıkarttı, babamın malikanesine gidecektim ama biliyorsun liseden beri kavgalıyım. Bende son çare en yakın arkadaşımız Kang'ı arayıp senin evinin adresini sordum ve birkaç günlüğüne sana geldim. Müsaade var mı acaba? Rahatsız etmedim umarım.
Bir dakika, bir dakika... Malikane mi? Nasıl yani?
Jeon: Yok yok, rahatsız etmedin. Kal tabii bende, hem liseden beri görüşemedik bir türlü. İyi oldu bu.
Anladığım kadarıyla Linda ve Jeon lise arkadaşıydı. Fakat nedense benim içim asla rahat değildi. Sanki kızın başka bir derdi vardı. Jeon bavulu müsait bir odaya aldı ve Linda'yı içeri davet etti. En sonunda hepimiz salonda oturduğumuzda, Linda merakla eliyle beni gösterdi.
Linda: Bu arkadaş kim?
Ona ters bir bakış attım.
Jeon: Karşı komşum. Bugün beraber yemek yemeye karar verdik.
Hızla araya girdim.
Arya: Samimiyiz yani! Çok samimiyiz.
Jeon gülmemek için kendini zor tutarken, Linda bozulmuş surat ifadesiyle benden gözlerini kaçırdı. Salonda derin bir sessizlik oluşurken, merakla Linda'ya sordum.
Arya: Kaç gün kalacaksın burada Linda?
Linda sırıtarak Jeon'a baktı.
Linda: Bir ev bulana kadar kalırım herhalde.
Sıkıntıyla bir nefes verdim ve hızla elimi salladım.
Arya: Ohoo! Senin daha çok günün var. Şimdi bir ev bulacaksın, bunun bir zamanı var; etti sana 1 ay. Sonra eşyalarını seçip alacaksın; etti sana 2 ay. Sonra evini yerleştireceksin, yaşamını kuracaksın; etti sana 3 ay. E sen bayağı bayağı 3 ay burada mı kalacaksın hayatım?
Jeon bana hayranlıkla bakarken, Linda'nın modu düşmüştü. Keyifle sırıtıp yerime yayıldım ve hamburgerimden bir ısırık aldım.
Linda: Y-yani kalırım herhalde. Değil mi Jeon?
Arya: Bok kalırsın!
İkisi de bana şaşkınlıkla baktığında, öfkemi sesime yansıtmamaya çalıştım ve sırıttım.
Arya: Yani şekerim 3 ay bu kutu gibi evde mi kalınır? Bak, babamın malikanesi var dedin. Demek ki para sıçıyorsun. Git iste babandan para, sana bir otel bulsun.
Linda: Babamla konuşmuyorum!
Hamburgerimi tabağıma bıraktım.
Arya: Senin gururun bir tek babana mı işliyor? Zaten sizin gibi kızlar sevgilisi onu kırdığında tek bir kelime etmeyip gururluyum diye ortalıkta gezerler. Ama bir tek babanıza ya da annenize gurur yaparsınız, değil mi?
Verdiğim ayarla birlikte Linda renkten renge girerken, Jeon sadece beni izliyordu. Ortalığı tekrardan derin bir sessizlik kaplarken, keyifle hamburgerimi yedim ve peçeteyle elimi silip ayağa kalktım.
Arya: Ben gideyim eve yavaştan. Çalışmam gereken konularım var.
Jeon: Ben geçireyim seni.
Başımı sallayıp, Linda'ya göz kırptım.
Arya: Görüşürüz şekerim! Kendine ve hareketlerine dikkat et.
*"Bu Arya kesin Jeon'u kıskandı! Demedi demeyin ha!"*
Jeon ile birlikte salondan çıkıp kapının yanına geldiğimde, ona döndüm ve derin bir iç çektim.
Jeon: Görüşürüz, dikkat et kendine.
Arya: Asıl sen dikkat et. Yatmadan odanın kapısını kilitle, benden söylemesi.
Jeon gülmemek için kendini zor tutarken, kaşlarını havaya kaldırıp sordu.
Jeon: Neden kilitleyeyim?
Arya: Y-yani iti var, hırsızı var! Ansızın bir gece evine girip sana zarar verse kimin ruhu duyacak?
Jeon anlamış gibi başını salladı.
Jeon: Anladım.
Başımı salladım.
Arya: Bir şey olursa-
Bir anlığına kafamı uzatıp içeriye baktım. Linda oturuyordu.
Arya: Bir şey olursa haber ver.
Jeon: Tamam.
Suratına baktığımda, gülmemek için kendini zorladığı için domatese dönmüştü.
Arya: Hadi görüşürüz.
Jeon: Görüşürüz.
Hızla kendi evime girip kapıyı kapattığımda, kıskandığımı çok mu belli edip etmediğimi sorguluyordum. Evet, Jeon'u deli gibi kıskanmıştım çünkü o kızın Jeon'a olan bakışları bir farklıydı. Sıkıntılı bir nefes verdim.
Arya: Zilliye bak zilliye! 3 ay kalacakmış bir de burada! Nah kalırsın, nah!
Söylene söylene odama geçtim ve masama oturup bilgisayarımı açtım. Fakat bir yandan da konuları tekrar etmeden önce fake hesaptan Jeon'a mesaj atmak istiyordum.
Arya: Şuan cevap vermez ki! Sohbet ediyorlardır onlar! Ya başka bir şey yapıyorlarsa...
*"Abart Arya abart!"*
Bir anlık hareketimle telefonumu açtım ve fake hesabımdan değil de kendi mesaj uygulamamdan Jeon'a mesaj attım.
💬
-Jeon, ne yapıyorsunuz?
Çok geçmeden cevap geldi.
💬
-Sohbet ediyorduk, şimdi de Linda kendine yemek siparişi veriyor. Niye sordun ki?
💬
-Hiç, öylesine.
💬
-Kıskandığını bu kadar belli etmesen mi? Hem merak etme Linda ile aramızda bir şeyin olması söz konusu değil.
💬
-Kim, ben mi? Ben mi seni kıskanacağım?
💬
-Kıskanıyorsun bile.
💬
-Kıskanmıyorum! Hem sen benim tipim değilsin bi' kere!
💬
-Öyle miymiş?
💬
-Öyleymiş!
💬
-Nasılmış senin ideal erkek tipin?
💬
-Sana ne? Sen Linda'nı yalnız bırakma.
💬
-Çıldırtma beni Arya! Söylesene!
💬
-Söylemiyorum!
💬
-Söyleyeceksin!
💬
-Söylemeyeceğim!
💬
-İyi söyleme. Ben Linda'ya bir bakayım.
💬
-Aman aman yalnız bırakma prensesini sakın!
💬
-:).
Sinirle telefonu yatağa fırlattım ve derin nefesler alıp sakinleşmeye çalıştım. Beni kıskandırmak için bilerek yapıyordu! Beni sinir etmek onun hoşuna gidiyordu!
Aklıma şeytanice bir fikir geldiğinde, bunu nasıl planlayacağımı kafamda oluşturdum. Gülümseyerek sinsice bir kahkaha attım ve bilgisayarıma dönüp mailime gelen konuyu açıp, tekrar etmeden önce mırıldandım.
Arya: Siz bu gece görürsünüz!
Devamı alttaki yorumda👇
Devamı Burada 1.👇
★★★
(Gece 23:49)
Boy aynasından kendime baktığımda, küçük operasyonum için hazırdım. Planım şöyleydi; binanın bahçesinde uzun bir merdiven vardı. O merdivenle Jeon'un odasına tırmanıp camdan içeri girecektim. Jeon genelde odasının camını açık tutardı ve umarım bu gece de aynısını yapmıştır. Eğer yapmadıysa da balkonundan girecektim içeri.
Üstüme siyah bol bir tişört, altıma da kot pantolon giymiştim. Yanıma yedekten tel toka vs. şeyler aldım ve evden çıkarak hızla aşağıya indim. Bahçenin arka tarafına geldim ve hayvan dostlarımız için yapılan kulübenin yanındaki merdiveni kaldırıp, Jeon'un odasına doğru hizaladım.
Arya: Haydi bismillah!
Sağ ayağımla merdivenin birinci basamağına bastım. Ardından teker teker, dikkatle diğer basamakları da geçtim ve Jeon'un odasındaki camın önünde durdum. Yavaşça aşağı doğru baktığımda, biraz yüksek olduğunu görmüştüm.
Arya: Aboo, bu ne kız! Çok yüksek!
Daha fazla aşağı bakamadığım için başımı cama çevirdiğimde, şansımın bugün yüzüme güldüğünü hissediyordum. Cam yarıdan açıktı ve odaya girebilme imkanım vardı. Hızla camı sonuna kadar arkaya yasladım ve sıkıca kenarına tutunarak ayağımı içeri soktum.
Diğer ayağımı da içeri soktum ve odanın içine tamamıyla girdim. Çok ses çıkmasın diye camı kapattım ve perdeyi çekerek usulca arkama döndüm. Jeon iki kişilik yatağında mışıl mışıl uyuyordu.
Arya: Uyurken bile güzel olur mu bir insan ya!
Sessizce mırıldandığım sırada, kapalı kapının yanına ilerledim. Kapıyı dediğim gibi kilitlediğini anladığımda gülümsedim. Beni önemsediği ve dikkate aldığı buradan belli oluyordu ve bu çok hoşuma gitmişti.
Sırıtmaya devam ederek Jeon'un yanına ilerledim. Fakat üstünde şorttan başka bir şey olmadığını fark ettiğimde afallayarak gözlerimi sonuna kadar açtım.
Arya: Ben ne yaptım ya!
Neyseleyip yanına ilerledim ve yatakta yanına oturdum. Bir süre onun o bir yandan karizmatik bir yandan da tatlı suratını izledim.
Arya: Beni kıskandırmak çok hoşuna gidiyor değil mi? Deli gibi kıskanıyorum oğlum seni! Senin yanındayken kendimi daha iyi hissediyorum. Beni etkiliyorsun. Bazen utanıyorum çünkü insanlar sevdiği insanların yanlarında biraz utanırlar.
Derin bir iç çektim ve yataktan kalkıp son kez odayı kontrol ettim. İçim rahatladığında camın oraya geçtim ve kulpu indirdim. Tam camı aralayacağım sırada iki güçlü kol belimi sardı ve beni yatağa yatırarak üstüme çıktı.
Gözlerim fal taşı gibi açılırken, heyecandan göğsüm hızla inip kalkıyordu. Üstümde bir adet Jeon vardı ve sırıtarak bana bakıyordu. Elleri hala belimdeydi ve sanki dokunduğu yerlerde fırtınalar kopuyordu.
Jeon: Demek insanlar sevdiği insanların yanında utanırlar...
Sertçe yutkundum.
Jeon: Seni kıskandırmak çok hoşuma gidiyor ve bunu fark etmen beni mutlu etti. Fakat sende beni kıskandırıyorsun ve bu da senin hoşuna gidiyor, fark etmedim sanma sakın miniğim.
*"NABIZ 180, NABIZ 180!"*
Dudaklarımı araladım.
Arya: Miniğim mi?
Yüzüme yaklaştı ve burnunu burnuma sürtüp geri çekildi.
Jeon: Evet. Sen benim miniğimsin.
Kalpten gitmeme çok az kalmıştı.
Arya: Ş-şey ben yavaştan gideyim ocakta yemeğim var.
Kalkmaya çalıştığım sırada engelledi ve bedenini daha çok bana bastırdı.
Jeon: Hayır, gidemezsin. Bu gece kokunla uyuyacağım. Ve ayrıca bana daha ideal erkek tipini söyleyeceksin!
Kaşlarımı çattım.
Arya: Söylemeyeceğim demiştim!
Jeon: Söyleyeceksin!
Sırıttım.
Arya: Hayır! Söylemeyeceğim.
Gittikçe daha çok yaklaşıyordu.
Jeon: Söyleyeceksin, miniğim.
Arya: Söylemeyeceğim.
Dudakları dudaklarıma doğru yaklaştı ve tam değeceği sırada kapının ardından bir ses duyuldu.
Linda: Jeon! Bir bakar mısın?
Jeon: Hassiktir!
Ben panikle Jeon'un altından kaçarken, Jeon hemen dolabının kapağını açtı ve girmemi işaret etti. Girmeden ona parmağımı salladım.
Arya: Tişörtünü giymeden kapıyı açma! Yoksa parçalarım seni!
Jeon: Tamam!
Hızla dolaba girdiğimde Jeon kapağı kapattı ve 5 dakika sonra kapıyı açtı. Sesleri tam duyamasam da boğuk boğuk duyabiliyordum.
Linda: Şey, geceliğimin ipini bağlayamadım da... Sen bağlayabilir misin? Yoksa rahat uyuyamıyorum da.
Jeon: Tabii.
Sinirle mırıldandım.
Arya: O geceliğinin ipini senin bir yerine sokmayı bilirdim ben ama dua et şu dolaptan çıkamıyorum yelloz kılıklı!
Kısa bir süre sonra odanın kapısı kapandı ve hemen ardından kilitlendi. Jeon dolabın kapağını açtığında hızla çıktım. Jeon ise bir çırpıda tişörtünü çıkardı.
Arya: Geceliğinin ipi mi?
Jeon: Evet.
Jeon bana yaklaşıp kollarını belime dolarken, sinirimi birkaç saniyeliğine unuttum.
Jeon: Nerede kalmıştık?
Arya: Sana ocağımdaki yemeğin tarifini veriyordum.
Jeon: Hm, hm.
Beni elimden tutup yatağa uzandırdı. Ardından dibime gelerek başını boynuma gömdü ve kokumu içine çekti.
Jeon: Buraya neden geldin miniğim?
Arya: Seni görmek için.
Gülümsediğini anlayabiliyordum. Uykum yavaştan beni ziyaret etmeye başlamıştı. Derince esnedim.
Arya: Uykum geldi.
Jeon ellerini saçlarıma getirdi ve narince okşamaya başladı.
Jeon: Uyu bebeğim. Ben yanındayım.
Dediğini yaptım ve gözlerimi kapattım.
Bu gece, hayatımda geçirdiğim en huzurlu geceydi.
☼☼☼
(Ertesi Gün - 15:00)
Son dersim de bittiğinde okuldan çıktım ve kaldırımda yürümeye başladım. Dün gece Jeon'un evinde uyumuştum ve sabah erken uyanıp kendi evime geçmiştim. Fakat dün yaşadığımız romantik dakikalar hala aklımdaydı ve hiç gitmiyorlardı.
Çantamdan kulaklığımı çıkardığım sırada, telefonum bir bildirim sesiyle titredi. Hızla bir göz gezdirdiğimde, Jeon'dan bir mesaj geldiğini gördüm. Hızla tıkladım.
💬
-Okuldan çıktın mı miniğim?
💬
-Evet, az önce çıktım.
💬
-Konum at, arabayla almaya geleyim seni.
💬
-Tamam.
Hızla konumumu attım ve kaldırımda oturup beklemeye başladım. Çok geçmeden önümde siyah bir Mercedes durduğunda, arabaya hayranlıkla bakıyordum. O sırada pürüzsüz cam aşağı indi ve sürücü koltuğunda, güneş gözlüklü oturan havalı Jeon Jungkook'u gördüm.
Jeon: Arabama binmek ister misin bebeğim?
Güldüm ve kapıyı açıp koltuğa oturdum.
Arya: Araban mükemmel ötesi.
Jeon: Senin gibi mi?
Yanaklarım utançla kızarırken, Jeon gaza bastı ve hızla yolda ilerlemeye başladık.
Devamı alttaki yorumda👇
Devamı Burada 2.👇
Jeon: Günün nasıl geçti bakalım?
Arya: Fena değildi.
*"Bok gibiydi desene ya!"*
Jeon: Hmm...
Aramızda bir sessizlik oluşurken, Jeon bana dönmeden dudaklarını araladı.
Jeon: Yarın Linda birkaç lise arkadaşımızla bar programı düzenlemiş. Benimde gitmemi istiyor. Sen gelmek ister misin, diye soracaktım fakat gelemezsin.
Kaşlarımı çattım.
Arya: Neden gelemezmişim?
Jeon: Yaşın küçük.
Arya: Ne küçüğü ya? 22 yaşındayım ben, 22!
Jeon başını olumsuz anlamda salladı.
Jeon: Orada çok it, sapık, tacizci var. Gelemezsin.
Alayla mırıldandım.
Arya: Sende gidemezsin o zaman!
Jeon: Niyeymiş?
Arya: Orada çok yelloz, paçavra, zilli var. Gidemezsin.
Jeon sırıttığında bende gülmemek için kendimi zor tuttum.
Arya: Bende geleceğim!
Jeon: Miniğim olmaz.
Arya: Bana ne? Tek başına gidemezsin!
Jeon: Of, tamam. Seninle inatlaşmayacağım.
Bir zafer işareti yaptığımda Jeon gülümsedi. Aklıma gelen fikirle gülümsedim.
Arya: O zaman... alışverişe gidelim! Benim pek bara uygun kıyafetim yok.
Jeon bana ters bir bakış attığında ona dil çıkardım. En sonunda başını sallayıp direksiyonu sola kırdı.
Jeon: Hay hay, prenses.
Yaklaşık 25 dakika sonra cadde üzerinde bir mağazaya geldiğimizde, arabadan indik ve mağazaya girdik. Gözüme çok güzel kıyafetler, elbiseler girmişti çoktan ve gözlerimi kamaştırıyordu her biri.
Mağaza görevlisi bizi karşılarken, ben çoktan gözüme bir elbise kestirmiştim. Beyaz, askılı, uzundu ve yırtmacı vardı. Göğüs kısmı biraz büzgülüydü ve fevkalade duruyordu. Heyecanla askısından tutup elime aldım ve Jeon'un yanına koştum.
Arya: Jeon! İlk bunu deneyeyim mi? Lütfen!
Jeon gülümsedi ve başını salladı.
Jeon: Dene güzelim. Çantanı bana ver istersen.
Çantamı ona verdim ve deneme odasına doğru yürüdüm.
Jeon: Ben bu koltuktayım.
Eliyle tam karşımdaki koltuğu gösterdiğinde başımı salladım ve kabine girip üstümü çıkarmaya başladım. Kısa süre sonra elbise üstümdeydi ve çok yakışmıştı bana. Bedenime tam olmuştu ve çok güzel görünüyordu.
(Denediği elbise 1: tr.pinterest.com/pin/587508713915820810/ )
Saçımı düzeltip kabinden çıktığımda, Jeon baktığı telefondan başını kaldırıp beni fark etti. Boydan boya beni hayranlıkla süzerken sertçe yutkundu.
Arya: Nasılım?
Çevremde bir tur dönüp ona baktığımda, başını olumsuz anlamda salladı.
Jeon: Olmamış.
Omuzlarımı düşürdüm.
Arya: Tüh ya. Başka bir tane deneyeyim o zaman.
Reyonlarda gözümü gezdirdiğim sırada, tam karşı askılıkta mavi bir mini elbise gözüme çarptı. Hızla ona ilerledim ve askısından tutup Jeon'un karşısına geçtim.
Arya: Bunu deniyorum o zaman?
Jeon elbiseyi süzdü ve başını olumsuz anlamda salladı.
Jeon: Bu çok kısa, olmaz.
Omzumu silktim.
Arya: Beni ilgilendirmez. Ben bana yakışıp yakışmadığına bakarım.
Kabine girip hızlıca elbiseyi giydiğimde, üstümde çok güzel durmuştu her zamanki gibi...
(Denediği elbise 2: tr.pinterest.com/pin/604467581259477007/ )
Kabinden çıkıp Jeon'un karşısına tekrardan geçtiğimde, bu sefer gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Elindeki telefon yana düşerken, sırıttım ve etrafımda bir tur döndüm.
Arya: Nasılım?
Jeon: Çok güzel...
Hızla kendini toparlayıp öksürdü ve telefonu tekrardan eline alıp başını iki yana salladı.
Jeon: Bu da olmaz.
Arya: Ya neden? O zaman bu gidişle hiçbir elbiseyi alamayız ki.
Jeon: Kafandan çöp poşeti geçirelim. Ama o da güzelliğini gizleyemez.
Gülmemeye çalıştım ve öksürdüm.
Arya: Öhm! Bundan sonra deneyeceğim elbiseyi alıyoruz. İtiraz yok!
Tam bir şey diyecekti ki bakışlarımla uyardığımda susmak zorunda kaldı. Gözlerim tekrardan reyonlarda gezinirken, gözüme yine çok güzel bir elbise çarptı. Siyahtı ve göğüs kısmı çok hoştu. Karın kısmı biraz transparan gibiydi fakat abartılı da değildi. Ve ayrıca mini değildi ve boyu çok iyiydi.
Hızla elbiseye doğru ilerledim ve elime alıp Jeon'a sormadan kabine girdim.
(Denediği elbise 3: tr.pinterest.com/pin/680536193707403637/ )
Elbiseyi üstüme geçirip elimi fermuarına uzattım fakat elim sırtıma uzanmıyordu. Çaresizce omuzlarımı indirdim ve Jeon'a seslendim.
Arya: Jeon, bir bakabilir misin?
Jeon: Efendim, miniğim?
Kabinin yanında adım seslerini duyduğumda, kapıyı açtım ve onu içeri aldım.
Arya: Şu fermuarımı kapatamıyorum, yardım eder misin?
Beni hayranlıkla süzerek başını salladı ve eliyle arkamda ki fermuarı kapattı. Büyük ihtimal gitmeden önce fermuarına ip geçirip evde öyle halledecektim bu fermuar işini.
Arya: Bu çok güzel... Bunu istiyorum.
Jeon: Evet, sana çok yakıştı. Sana yakışmayan şey mi var zaten?
Gülümsedim ve onu kabinden çıkarıp üstümü giyindim. Elbiseyi aldıktan sonra mağazadan çıktık ve tekrar arabaya bindik. Jeon arabayı çalıştırırken dudaklarını araladı.
Jeon: Başka bir eksiğin var mı?
Arya: Yok, teşekkür ederim.
Gülümsedi ve rotayı evimize çevirdi. Kendimi biraz yorgun hissediyordum ve büyük ihtimalle yemeğimi yiyip uyuyacaktım.
Jeon: Bu gece de yanıma gelsene.
Jeon'un muzipçe sırıtıp dediği şeyle, yanaklarım utançtan kıpkırmızı olmuştu.
Arya: Tabii efendim.
İkimizde güldüğümüzde, evin yoluna az kalmıştı.
Yarım saat sonra kendimi eve attım ve hızla bir salata yapıp iştahla yedim. Telefonumdan fake hesabıma girip Jeon'a mesaj atmak istiyordum fakat çok yorgundum. Hava kararmıştı ve saat 21:10'a geliyordu.
Hızla yatağımı hazırladım ve pamuk misali yastığıma başımı koyup gözlerimi kapattım.
☼☼☼
(Ertesi Gün - Saat 19:30)
Boy aynasından kendime baktığımda, fevkalade gözüküyordum. Elbisem üstümde çok güzel duruyordu. Altına bantlı, parıltılı, beyaz bir topuklu ayakkabı giymiştim. Saçlarıma dalga vermiş, makyajımı sade ve güzel yapmıştım.
Küçük çantama telefonumu koydum ve çalan kapıyı açtım. Karşımda siyah gömlek giymiş, saçlarını dağınık bırakan ve fit vücuduyla gözlerimi şenlendiren Jeon'u görmüştüm. Yanında da yeşil, saten ve yırtmaçlı bir elbise giyip saçlarını kıvırcık yapan Linda'yı...
Jeon beni süzüp sertçe yutkunurken, Linda bozulmuştu. Ondan güzel olmama katlanamıyordu.
*"Ay parçasıyız ayol!"*
Jeon: Çok güzel olmuşsun. Hazır mısın?
Gülümseyerek başımı salladım.
Arya: Hazırım.
Evin kapısını kilitledim ve hep birlikte asansöre bindik. Linda sürekli beni süzüyordu fakat asla konuşmuyordu. Bende ona pes vermiyordum tabii. Binadan çıkıp Jeon'un arabasına bindik ve kemerlerimizi bağlayarak yola hazırlandık.
Araba hareket ettiğinde, Jeon telefonuyla uğraşıyordu. Bir yandan da yola bakıyordu. Bir anda çantamdaki telefonumun titremesiyle irkildim ve elime alıp gelen mesaja baktım.
💬
-Alkol içmek yok. Şimdiden söyleyeyim.
Mesaj Jeon'dandı.
💬
-Emredersiniz efendim. Başka bir emriniz? Tabii ki de içeceğim!
💬
-İçmeyeceksin.
💬
-İçeceğim.
💬
-Göreceğiz.
💬
-Tamam, göreceğiz.
Jeon telefonu bırakıp gaza yüklendiğinde, sırıttım ve yolu izlemeye başladım.
Devamı alttaki yorumda👇
Devamı Burada 3.👇
Çok inatçı bir insandım ve kimse benim inadımla başa çıkamazdı. Hep benim dediğim olacaktı ve olmuyorsa da oldururdum.
*"Tam bir aslan burcusun Aryaçikom."*
Yaklaşık 1 saat sonra bara geldiğimizde, girişte korumalar ve içeriden süzülen parlak ışıklar vardı. Üçümüz birlikte içeri girdiğimizde, bangır bangır çalan yabancı müzik kulağımı okşadı.
Jeon beni belimden tutup köşede bir masaya yönlendirdiğinde, masada 5 kişi vardı. Jeon ve Linda hepsiyle sarılıp gülüştükten sonra, masada olan bir kız merakla beni süzdü.
x: Siz kim oluyordunuz?
Tam cevap vereceğim sırada, Jeon benden önce davrandı.
Jeon: Kendisi benim kız arkadaşım Arya.
Şaşkınlıkla ona baktığımda bana göz kırpmıştı. Hepsine beni kız arkadaşı olarak tanıttıktan sonra, adının Jaewoo olduğunu yeni öğrendiğim genç adam elimi öptü.
Jaewoo: Çok güzelsin Arya.
Gülümsedim.
Arya: Teşekkür ederim.
Jeon dişlerini hafiften sıkıp beni kendine çektiğinde onun yanına oturdum ve direk dansı yapan kızları izlemeye başladım.
Masada herkes sohbet ediyordu. Kısa bir süre sonra elinde tuttuğu tepsiyle masaya gelen garson, renk renk içki dolu bardakları masaya koydu ve uzaklaştı.
Jeon'a inat içinde pembe renkli olan içki bardağını aldım ve ona göstererek kafama diktim. Fakat boğazımdan geçerken yakıcı bir şekilde geçmesiyle yüzümü buruşturdum ve bardağı masaya koydum.
Jeon kulağıma doğru eğildi.
Jeon: Sana içme demiştim, değil mi?
Tekrardan gözlerinin içine baka baka bu sefer mavi renkli içki bardağını aldım ve gözüne soka soka yavaşça içtim. Sinirle güldü ve ben bitirene kadar beni izlemeye devam etti.
Umarım sarhoş olmazdım.
*"Bu şekilde devam edersen, olmaman mümkün değil canikom..."*
•••
Sayın okurlar, size bir haberim var; deli gibi sarhoş olmuştum! Yarım saatte 25 bardak devirmiştim ve bu başarımdan dolayı kendimle gurur duyuyordum.
Yeni bardağımı alıp dudaklarıma götürdüğüm sırada, bir el sertçe bardağı elimden aldı ve masaya koydu.
Jeon: Yeter Arya! Çok içtin!
Ağzımı devire devire cevap verdim.
Arya: Ayoğl, ne varğ beğ! İçerim, canım çektiğ!
Jeon: Olmaz. Daha içemezsin.
Zorlukla ayağa kalkmaya çalıştım fakat başım dönüyordu. Sendelediğim sırada Jeon da ayağa kalktı ve belimden tutup beni ayakta tuttu.
Arya: Karabiberiğiim, vurğ kadeğhlere hadiğ içeliğm! İçeliğm her geceğ!
Kendi kendime şarkı söyleyip dans etmeye çalışarak, direk dansı yapan kızların yanına ilerledim ve piste çıkarak ayakta durmaya çalıştım. Jeon arkamdan sesleniyordu fakat onu duyamıyordum.
Jeon: Arya, nereye!
Direk dansı yapan, mini etekli bir kızın yanına geldiğimde, dansını durdurmadı fakat yavaş hareketlerle yapmaya devam etti. Bende çalan şarkıyla pistte kendi kendime oynayıp, arada direk dansı yapan kıza bulaşıyordum.
Arya: Yavruğm benim beğ! Göteğ bak göteğ!
Kızın poposuna art arda şaplattığım sırada, iki güçlü kol beni kucağına aldı ve pistten indirip ilerlemeye başladı. Sanırım bu Jeon'du.
Jeon: Ne yapıyorsun sen?
Kendi kendime güldüm. Fakat önümüzde orta yaşlarda bir adamın durup bana seslenmesiyle ona mayhoş mayhoş baktım.
x: Bebeğim, o neydi öyle ya! Bu gece bana da öyle şaplatmak ister misin?
Jeon: Ne diyorsun lan sen! Gel ben sana bir şaplatayım!
Jeon beni kucağından indirip adama sert bir yumruk attığında, gülerek Jeon'u izliyordum. Adamı resmen ölesiye dövmüştü. Kanlı elini peçeteyle sildi ve gelip beni tekrardan kucağına alıp bardan çıkardı.
Devam Edecek...
Selam güzellerim!
Bu bölümü bayağı uzun yazdım. Umarım sizi eğlendirebilmişimdir ve umarım bu bölümü beğenmişsinizdir. Yorumlarda belirtmeyi unutmayın. Bir dahaki bölümde görüşmek üzere, hoşçakalın.
Sizi seviyorum💚
@@dreamland_jk yeni bölüm ne zmn ve çokk güzeldiii
@@aria_maria3513 Yeni bölüm 3-4 güne hatta daha erken bile gelebilir ve teşekkür ederim aşkımmmm💋💙
Okurken cok eglendim yeni bolum sabırsızlıkla bekliyorum ❤
💝😘♥
Agaga cook güzell
Bende o sahneyi yazarken çok güldüm sjsjsjs. Çok teşekkür ederiimm güzelimmm💖💋💙
♡
Aaaaaaaaa çok güzel yeni bölüm hemen gelsin lütfenn
Elimden geldiğince hızlı atmaya çalışacağım ve teşekkür ederimm askmm 💙
@@dreamland_jk 💗
Eveeet bir hikayenin daha sonuna geldik devamını merakla bekliycem😊
💖💙💋
Bu ne mükemmelliktir böyle😻 çook güzel❤ yeni bölüm geldiğinde haber verir misiniz?
Çook teşekkür ederiim gülümmm💙 Yeni bölüm geldiğinde mutlaka sana haber vereceğim 💋
Aşkım yeni bölüm geldiiiii haberin olsuuuun😘
@@dreamland_jk teşekkür ederim hemen okumaya gidiyom😘 kesin harika olmuştur💓
@@Kitapaşığı-biri rica ederimm ve teşekkür ederimmm balımm💝
Yaa çok güzeldi hele Aryanın Jeonun evine girmesi ve yaşananlar wohoo
O sahneyi yazarken utançtan evi yedim JSNSJSJSJWJSJS. Çok teşekkür ederim güzelimmm💋💙
@@dreamland_jk niye utanıyon be daha igrenç şeyler yazanlar var çok güzel olmuş aşkom😌😙
@@mrs.jeon9708 Haklısın aşkom teşekkür ederiiiimmmm💋💙
@@dreamland_jk muck
Aşkım seni sık boğaz etmek istemiom ama ne zaman atcan yaaa bekle bekle bekle kendi kendime kafayı yedim jdhdjd
Yaaa aşkım kıyamam sanaa. Bu aralar çok sık evde olup rahat kafayla yazamıyorum bebeğim şükür bu akşam evdeyim bugün yazıp yarın atıcam gülümm
@@dreamland_jk dört gözle bekiyom aşkımm
aşko sen şaka mısınnnn sonları muhteşemdiii özellik le de Arya nın imanlı sözleri
Arya çok imanlı baya baya JSJHSSJJSJJS. Çoook teşekkür ederim balımmmmm💚💋💙
Kiz ben ne okudum öyle ayyyyy bu bölüm mükemmeldi devami ne zaman gelir askomm
Öncelikle teşekkür ederimmm bebişimmm💙 Devamı 3-4 güne hatta daha erken bile gelebilir askomm💋
Yine mükemmmel olmuş be
Çooook teşekkür ederimm balımmmm💚💋💙
Lütfen yeni bölüm yarın gelsin lüüütfeeeeeen yalvarırıııım lütfeen
Aşkım şimdiden yazmaya başladım yeni bölümü eğer bitirirsem söz hemen yayınlayacağım💙💋
Okadar erken geldiğim için hikaye yook
Attım aşkım hikaye sabitte💋
Buarada Arya ne okuyor?
Grafik tasarımcılığı okuyor aşkım