Edebiyatta Yazan İle Yazar Arasındaki Farklar Nelerdir?
HTML-код
- Опубликовано: 4 ноя 2023
- Belirli bir bilgi birikimine, yaşam deneyimine ve iyi okurluğa sahip kişiler kurmaca metinler yazabilir. Bunlar dergilerde, e-dergilerde ve antolojilerde yer alabilir. Hatta bu insanların kitabı ya da kitapları da olabilir. Yine de bu durum kişinin "yazar" olduğu anlamına gelmez. Bir kişi daha kitabı yayımlanmadan da "yazar" olabilir. "Yazan" ile "yazar" arasındaki en temel ayrım, hangi türde kalem oynatılıyorsa o türde metinlerin devamlı surette yazarına gelmesidir. Buna "baraj kapaklarının açılması," diye ifade ediyorum. Bu yaşanılan içsel bir durum olup tamamen kişinin yeteneğiyle açıklanabilir. Yazarlık seviyesinde kurmaca türlerinde kalem oynatabilmek, tamamen doğuştan gelen bir yeteneğin dışavurumudur. Disiplinli bir şekilde devamlı surette yazabilmek, "yazan" ile "yazar" arasındaki farklardan biridir. Yazar için kaleme almak, olmazsa olmaz bir durumdur ve tamamen içten gelir.
Emeğinize sağlık. Özlemiştim bu tür videoları.
Ben de özlemişim.
Bazı yerlerde okuyorum, "edebiyatın yavaş yavaş ölmeye başlaması, diğer sanat dallarına nazaran düşük bir ilgi görmesi" gibi konular hakkında fikirlerinizi merak ediyorum Turhan Bey, sevgiler :)
Edebiyat aslında en ölmeyecek sanat dalı. Bunun nedeniyse ulaşılması kolay ve üretmesi de diğer sanat dallarına göre çok daha ucuz. Ondandır ki diğer sanat dalları gittikçe daha niş bir alana doğru gidecek ama edebiyat aynı şekilde devam edecek. Edebiyattaki temel problem sayının çokluğu, çok yazar, şair ve çok eser var. Bunda da zamanın eleği söz konusu.
Aldığınız notlara hangi sıklıkla bakıyorsunuz?
O kurgu zihnimde dönüp durmuyorsa nota yeniden bakmam, silinip gider. Notun varlığı kurgu detaylarını ve öykü ismini unutmamak adına. Yeterince güçlü değilse başlamam öyküye.
Yetenek kısmına katılmıyorum. William Faulkner, Yahya Kemal, Yaşar Kemal, Attila İlhan ya da Dante Alighieri gibi uçuk kaçık yetenekler olmakla birlikte iyi bir okuyucu ve yazma arzusu olan kimseler de yazar olabilir. Bir hikaye anlatma arzusu varsa ve yazmak isteyen kişi gerizekalı değilse güçlü bir disiplinle yazar olabilir. Yetenekli dediğimiz yazarlara çok nadiren rastlanır. Çalışarak Zülfü Livaneli çok rahat olunur hatta hızlıca aşılabilir de :)
Zülfü Livaneli bir sanatçı. Sanatın bir başka türü olan müzikte çok başarılı bir isim. Orada başarılı olanın edebiyatta başarıya ulaşması da şaşırtıcı değil. Fakat kendisinin popüler kitaplar kaleme alması da bir tercih. Popüler kitapları kaleme alan yazarlar aslında yeteneksizdir ve ancak çok çalıştıkları için yazabiliyorlar gibi bir çıkarımda bulunamayız. İsim olarak Faulkner ya da Yaşar Kemal örneklerine gitmemize gerek yok. Yakın zamanda Mario Levi ve Füruzan'ı kaybettik. Mario Levi hocamdı ve onun edebiyat anlayışını da yazmaya bakışını da gayet yakından biliyorum. Füruzan'ı bilen okuyan okur sayısı kısıtlıdır ama onun da muazzam bir yazar olduğu gerçeği değişmiyor. Öyküde Parasız Yatılı, romandaysa Kırk Yedililer onun yeteneğini görmemiz için yeterli örnekler. Yani örnek verirken çıtayı illa zirveye koymamıza gerek yok.
Bir hikaye anlatma arzusu herkeste var. Hepimiz bir hikaye anlatıcısı olarak doğuyoruz zaten. Fakat kurmaca başka bir iş. Bu yalnızca çalışarak, disiplinle yapılacak bir eylem değil. Öncelikle sayısal, matematiksel bir uğraş. Disiplin ve çok çalışmak bu işte başarmanızı sağlayan unsurlar sadece. Temeliyse kurgulama yeteneğiniz ve dil yaratma beceriniz. Çalışarak yazan olabilirsiniz ama yazar olmak bambaşka bir konu. Kaç kitabınızın yayımlandığının da bir önemi yok. Özcan Ergüder gibi tek kitapla bir kanonun, akımın içinde yer alabilirsiniz. Eskilerden de Ivan Gonçarov, Laurence Sterne bunun güzel örnekleri.
62 Maket Seti gelecek mi
Muhtemelen Ocak gibi gelecek. Bu pazar kısmetse Borges var.
Sevgili Turan Yıldırım dini siyasi ve Felsefi bir şeyler yazıyorum bir gün gelip sizinle paylaşacağım istişare edeceğim not alın lütfen