İnsan gençken okumaya aç oluyor eline ne geçse ayırmadan okuyor fakat yaş ilerledikçe zamanın değerini daha iyi anlıyor.Sipariş ettiğin yemek berbat ve hoşuna gitmedi yemek zorunda mısın? Kitaplar da aynen öyle kitap (SANA göre kötüyse) okuma ,sevmediğin müziği dinleme, hoşlanmadığın filmi izleme (Mina URGAN'ın buna yakın bir cümlesi vardı).Çünki zaman çok değerli zamanını sevdiğin hoşlandığın şeylere harca (Yaşı ilerlemiş bir abiden genç kardeşlerime küçük bir tavsiye)
yusuf levent akbulut Ne güzel ifade etmişsiniz, söylediklerinizi çok mantıklı buldum :) Benim de son dönemlerde üzerine düşündüğüm bir şeydi. Şu an 25 yaşındayım ve son dönemlerde bana çok da iyi gelmeyeceğini hissettiğim, bir duygu uyandırmayan kitaplara devam etmemeyi yeni yeni başarıyorum. Eminim yaşım ilerledikçe sizin bu söylediklerinizi daha iyi anlayacağım ve daha fazla uygulayacağım :)
"Elbette, bir kimseyi bir şeye zorlamak olanaksızdır; kitap, ilk hikayenin ikinci sayfasında, bir daha açılmamak üzere bırakılabilir. Bununla birlikte, yansız kanılarında yanılgıya düşmemek için *eseri sonuna kadar okumak isteyen İNCE OKURLAR da vardır ; sözgelimi, bütün Rus eleştirmenler böyledir. ONLARI HATIRLAYINCA İNSANIN İÇİ FERAHLIYOR. DOSTOYEVSKİ 19 yy. 1800 yılların sonlarından bir not. Tabii siz egonuzu tatmin etmek için çok satanlardan önünüze geleni sipariş vermezseniz ne alıp okuduğunuzu bir kendinize sorarsanız böyle bu şekilde düşünmessiniz bence.
Diğer yorumlardan nazaran en sevdiğim yorum .okadar haklısınız ki zaten iyi bir okur zamanının bütün kitaplarına yetmeyeceği telaşına girip seçici olur zaten .insan her türden okumaya çalışmalıdır ama her kitabı önüne gelen her kitabı okumamalıdır bence *Seçicilik çok önemli*
Ben de yıllar önce Mina Urgan'dan bunu okuyup, sonra kendimi kötü (?) kitapları zorlarken bulunca hatırlardım. Ama yine de nerede bırakacağını iyi tespit etmek lazım.. Biraz zorlamak lazım.. İlk bir kaç sayfa ile bütün kitabı değerlendirmemek lazım. Genç kardeşler yanılgıya düşmesin..
Bence yeterince ilgi görmeyen, insanların konuşmadığı ve sadece Beyaz dişi bildikleri bir yazar var. Jack London. Özellikle Martin Eden o kadar güzeldi ki.
kesinlikle. Jack London'ı anlamanız için adinı çok duymadiğim başka bir kitabı 'Alkolik Anılar'ı okumanızı tavsiye ederim. Hemingway gibi kendi vucudunun, zekâsının kapasitesinin sınırlarını zorlayarak bir süre sonra bu sınirları da kaldırmış birisi. Hemingway'den ayrılan kısmıysa Hemingway aksine zengin ya da varlıklı bir ailede doğmayıp, hayatın en acımasız yanlarını bizzat deneyimlemesi. Alkolik Anılar kitabini bitirdikten sonra çok etkilenmiş, hayat hikayesini daha derinlemesine araştırmıstım. İlham vericiydi, tavsiye edebileceğim diğer kirabıysa yine adı çok zikredilmeyen 'Adem'den Önce'
küçük bir not: Alkolik Anılar'da, Martin Eden'in kısa bir zamanda başarılı bir yazar haline gelişini eleştiren eleştirmenlere de 'Martin Eden, aslında bendim. Benim yazara dönüşme seruvenim hakkındaydı' tarzında bir açıklamayla yanıt veriyor
Sorun Şu ki: Kitap, gerektiğinden fazla abartılır ve okumayan kişinin de aşırı beklentiye girmesine neden olur. Doğal olarak da hayalkırıklığı yaşanır.
Fahrenheit451'i yorumlarken gerçekten de tüm düşüncelerimi dile getirmişsiniz. Dediğiniz gibi asla ve asla kötü bir kitap değil, konusu da özellikle çok güzel fakat okurken bana da kopuk kopuk ve yorucu gelmişti. Ben de sizin gibi bir sayfayı okurken "Acaba ne kaçırdım?" diyip geri dönüyordum sürekli. Size tamamen hak veriyorum o yüzden.
Ben çok bilim kurgu okuyan bir insan değilim ben de kabahati ona bulmuştum.Ama hırsızın hiç mi kabahati yok? Bana o kadar çok övdüler ki ben de "hadi bakalım başliyim bir şekilde devamı gelir heralde" dedim gelmedi.Zor bitirdim.Birine söylemeye de çekiniyordum.Biraz rahatladım açıkçası 🤷
@Nurefşan Kaya yalnız değilsin .Cesur yeni dünyayı da bir yere kadar okuyup yarım bıraktım .Aldoux huxley'in öğrencisi olan Orwell'in 1984 u çok daha iyi bir kitap bence .
Bence Sineklerin Tanrısı çok güzel kitaplardandır. Ben okurken hiç sıkılmamıştım açıkçası. Hele sonlara doğru iyice sürüklüyor. Ve kitabın sonunda karakterlerin temsil ettiği alegorik şeylerle alakalı yazıyı okuyunca kitap iyice devleşiyor. Bence kitap okumayı seven herkesin bir şans vermesi gereken bir kitap.
Bu kitap bir efsanedir bir başyapıt bir başka gerçekten. Günlerce üzerine düşünürsünüz kaç tane analiz yorumu vs okursanız dahi hala keşfedemediğiniz yerler kalıyor. Herkes ama herkes bu kitabı okumalıdır.
Merve Akdeniz ben de öyle ilk okumamda yarim bıraktım 2.kez okumaya basladim geçen akşam. Yine beklediğim gibi olmadı ben de begüm abla gibi cok uzatıldığını düşünüyorum betimlemeler çok etkileyici olmaktan çıkıp siglasmis bence
kitap güzeldi bence akıcılık falan yerindeydi ama abartılmış mı, EVET kesinlikle abartılmış bir kitap. Aynı şekilde zülfü livaneli nin Serenat kitabı da bence fazlasıyla abartılıyor.
sineklerin tanrısını ilk okuduğumda ben de öyle oldum okuyamadım başta ancak edebiyat sınavında çıkınca yine okudum ve araştırdım araştırınca gerçekten ne kadar güzel olduğunu anladım tavsiyem sizin de detaylı detaylı araştırmanız
Neden böyle düşünüyorsunuz? Psikoloji eğitimi lmış insanlar yazmıyorlar mı? Onların bir çok danışanında ortak gördükleri yönlerden yola çıkarak yazdıkları şeyler oluyor. Önemli gördüğümüz bilindik insanların da okuyup etkilendiği kişisel gelişim kitapları oluyor. Mesela Cemil Meriç ve Ali Fuad Başgil'in etkilendiği ve çokça övdükleri Jules Payot İrade Terbiyesi gibi.
Kişisel gelişim kitaplarını seçerek almak lazım. Her kişisel gelişim türündeki kitaplar boş değildir. İhtiyacı olana çok iyi gelebiliyor. Bu kadar ön yargılı olmayın.
Dediğin yazarlar gerçekten çok iyi. Fakat günümüzdeki kişisel gelişimler için aynısını düşünmüyorum. Çoğu çok satanlara giriyor ve insanlar alıyor. Heveslenip başlıyorlar ve o kitabı bitiremiyorlar. Genelde kendilerinde de uygulayamadıkları şeyleri başkalarına anlattıkları için ütopik oluyorlar.
Okuduğum kişisel kitaplarında öğrendiğim, hayatıma uyarladığım, hayatımı olumlu yönde değiştiren çok güzel kitaplar oldu. Bende psikiyatri olan kişileri gereksiz buluyorum. Para kaybı.
Ben de sizin Sineklerin Tanrısı'nı okurken sıkıldığınızı söylemenizden hayal kırıklığına uğradım... İnsan özünde iyi midir kötü müdür tartışmasını arka plana alarak yazılmış, böylesine ağır ve karmaşık bir konuyu çok sürükleyici bir anlatımla sunmuş mükemmel bir kitap. Okuma zevki aşılamaya çalıştığım insanlara önerdiğim birkaç başlangıç kitabından biri Sineklerin Tanrısı.
Sineklerin tanrısı romanının gelmiş geçmiş en güzel alegorik romanlardan biri olduğunu düşünüyorum. Vermek istediği mesajlar bile güzel olması için yeterliydi bence.
Açken iş arkadaşım beni a,hisarında bir köfteciye götürdü tadı öyle enfes geldi ki haftasonu eşimi zorla götürdüm ve sonuç ikimiz içinde fiyasko idi. demekki açken bir yemeğin lezzetini olduğundan farklı oluyormuş. Belki kitaplar içinde böyledir.
Bence bu okurların zevkine yorumlamasına göre değişir. Ben de o kitabı seviyorum ama herkes sevmek zorunda değildir o nedenle şaşırılacak bir durum yok ortada.
Ön yargılı olmamanız tavsiye ederim ben Aeden ve Gör Beni kitaplarını okudum ve oldukça beğendim. Şu üçlemesi Fi Çi Pi çok abartıldığından benimde bi önyargım oluşmuştu.
Fahrenheit 451'in çevirisinde ciddi sıkıntılar var. Bir önceki baskısıyla bile arasındaki farklar var orijinaliyle arasındaki farkları siz düşünün. Blog yazıları da var iki çevirinin ve orijinal metinin kıyaslandığı bakmadıysanız bir göz atabilirsiniz . Dediğiniz gibi çok abartılmış olabilir ama siz çeviriden nasıl eminsiniz?
Fahrenheit 451 kitabini baris ozcanin videosunda gorup almstm yazildgi donemle kitaplardaki hayal gucunu goz onune alarak okumak daha faydali olur die dusunuyorm
Fahrenheit 451 ve Sineklerin Tanrısı hakkında yaptığınız yorumlara katılıyorum. Fahrenheit'ı okurken o kadar koptum ki kitaptan takip edemedim. Çok sevilen bir kitap olduğunu için beklentim de yüksekti ama büyük bir hayal kırıklığı oldu benim için. Sineklerin Tanrısı 'nı da kopmalar yaşadığımdan dolayı hiç anlamamıştım. Çevirmenin kitabın sonunda yazdığını yazıdan neler olduğunu anlayabilmiştim 🙈 Benim gibi düşünen biriyle karşılaştığım için biraz içim rahatladı 😊
Gece uyuyamadığımda izlediğim videolarınızı tekrar açıyorum. Anlatışınız o kadar dinlendirici ki.. Benim abartıldığını düşündüğüm kitapsa ( linç yemeyeceksem) Küçük Prens. Kitap kötü olduğundan kesinlikle değil ama insanların her yerde ilahlaştırdıgını görmek beni uzaklaştırdı. Termosların defterlerin Küçük Prens baskılı satılmasına kadar gitti bu abartı.
"Küçük Prens" başucu kitabımdır. Aslında beğenmemenizin en büyük sebebi belki de beklentiyi yüksek tutmanızdan kaynaklıdır. Mini bir öykü içerisinde felsefi boyutla olayları ele alması müthişti. Tilki ile olan diyalogları özellikle her cümle kendi içinde cok farklı ve derin anlamlara sahip. Ben kitabı okuduğumda böyle dillere düşmüş değildi. Belki de o nedenle çok beğendim. Ve o baskılı kupalar, yastiklar vesaire olsun normalde asla alacağım şeyler değildir ama "küçük prens" görünce benim bile hosuma gidiyor. Örneğin "faunastaki gül" minyatürü inanılmaz hoş duruyor. Bir gün imkanınız olursa tekrar okumanızı tavsiye ederim. Kendim Felsefe grubu öğretmeniyim. Ama bu kadar sempatik felsefe yapan başka bir kitap okumadim. Bir de küçük bir not düşeyim. Okuyanların yüzde doksani kitabın sonunu anlamıyor, bence bi gözden gecirmelisiniz.
@@morcografya Ben de sınıf öğretmeniyim,okuma saatlerimizde bütün sınıfa okudum bu sayede bir kez daha okuma fırsatım oldu. İlk okudugumda bir anlam ifade etmemişti fakat bu sefer her sayfası içime işledi. Sanırım doğru zamanda okumamışım.Fakat sonu biraz muallakta kalmış gibi değil mi?
kitabı beğendim ama bu konuda kesinlikle haklısınız. Algı, gerçekliktir. Belki de kitaptan hiçbir şey anlamayan, sadece okuyup hoşlarına giden birkaç satırın altını çizen hatta hiç sevmeyen insanlar sırf bu kadae büyuk bir kitle tarafından sevildiği için o kitleye katılıp, kitabı aslında bu kitle olmasa koyacakları noktaların çok çok daha üstüne koyup, gerçek hislerini birnevi uyuşturuyorlar. Daha da hoşuma gitmeyense bu kitabı okuyan insanların, sırf bu kitle yüzunden sanki hayatları boyunca okudukları tek kitap bu kitapmış gibi 'abiii okumadım bi ayım iyi geçmez. olur da okumayı unutursam diye dövmesini yaptırdım bakk' tripleri. kitabı bence bir yerden sonra popüler kültür malzemesi haline getiriyorlar. biraz bohem görünmem isteyen 'küçuk prens okudun muuu?'
Fahrenheit 451 i okurken ben anlayamıyorum galiba diye çok üzülmüştüm. Çünkü 10 sayfasını anladıysam sevdiysem sonra ki sayfalarda her şey birbirine giriyordu. Kitabı zoraki bir şekilde bitirmiştim.
ben iran dan sizi takip ediyorum keske kitaplarin ismi ve yazarlarin ismini video nun altinda yazsaniz ve bizde farsca cevirilmis lerini bulsak, cok cok tesekkurler
Cok haklisiniz ne yazik ki Fahrenheit 451 i yarim birakmak zorunda kaldim ki kitaplari yarim birakmayi bu kadar zorda kalmadikca asla tercih etmem. Hatta bir iki alinti cikar diye devam ettirdigim bile olurdu. Ben bu kitaba ne yazikli dayanamadim...
Sizin kitaplar hakkında yorumlarınızı dinlediğimde, iyi bir kitabın, keyifle okunup, sürükleyici olması gerektiğini anlıyorum. Fakat bir Das kapital, Türlerin kökeni, Özgürlüğün ekolojisi, Eski toplum fazlasıyla ciddi, araştırmacı ve sıkıcıdır. Bununla birlikte, düşünceleriyle dünyaya yön vermişlerdir. İyi bir kitabın kıstası, büyük bir zevkle okunması ve akıcı olmasımıdır ? Bu konu bence tartışmaya açık. Sartre’ nin bulantı kitabı içinde hep aynı şeyi duymuşumdur. Fakat kitap dizi, film kıvamının, patlamış mısır keyfini bir tarafa bırakıp, varoluşun tüm gerçekliği ile yüzleştirebilir okuru. Bahsettiğiniz kitaplar, iyi kitaplar demiyorum, yanlış anlaşılmasın. Sizin iyi kitap kıstasınızın, sadece okuması keyifli olmaması gerektiğini düşünüyorum. Kaldıki fahrenheit 451 kitabını, konusu bakımından iyi buluyorken, yazım tarzını kötü bularak, amaçın iyi vakit geçirmek olduğu, konunun ise iyi bir kitap için o kadar da önemli olmadığı gibi bir izlenime kapıldım, sizi dinlerken...
bir konuyu anlatırken yazarın dili kullanış şeklinin en az kitabın konusu kadar önemli olduğunu düşünüyorum, aksi takdirde kafasında inşa ettiği konuyu bize tam anlamıyla anlatması mümkün değil.
bence yazarın zihnindeki fikri tam olarak anlatmaya öncelik vermesi dili daha karmaşık hale de getirebilir. çünkü irdelenen düşünceler derinleştikçe genellikle konu soyut kavramlar çevresinde ilerlemek durumunda kalır. bu da okuyucu için anlaması zor bir metin ortaya çıkarır.
@@bilgehankocak7881 demek istediğim, akıcı veya kolay okunabilen bir dil iyi ve derdini tam olarak anlatabilen bir dil değildir her zaman. karmaşık şeyleri basitleştirmek anlatım için kolaylık sağlar tabi ki ama olayın çok yönlü ve derin bir şekilde irdelenmesinin de ne yazık ki önüne geçer çoğu kez. tabi bu düşüncem daha kurgusal ya da felsefi fikirler için, duygular ve yaşanmışlıklarla dolu metinleri var eden şey zaten yazım dilleridir bana göre de
Vedat Göç tam aklımdakileri yazmışsınız. Sineklerin tanrısı gibi çok büyük ve değerli mesajlar veren bir kitaba sırf betimlemeler uzun diye abartılan kitaplar arasında örnek vermesi bana aynı şeyi düşündürdü. Oysaki o betimlemelerin her biri bir mesajı simgeliyor.
çok haklısınız ama sıkıcı bulduğunuz, okurken sizi içine çekmeyen bir kitabı anlamak da aynı oranda zorlaşabiliyor ya da belki de anlayamadığimız için sıkılıyoruzdur
Abone olmama rağmen çok izleyemiyorum. Çünkü şuan kitap okuyamıyorum. Ama bu videoyu izleyince aynı okuma zevkine sahip olduğum birini takibe aldığım için mutlu oldum. Posta kutusundaki mızıka ve sineklerin tanrısını okudum. Ve hüsrana uğradım. Onca övgüden sonra ,bende mi sıkıntı var, Ya da ince bir sanat var da ben mi kavrayamadım? ,diye bi düşünmüştüm. İçimi rahatlattın.
Normalde bahsettiğiniz kitapların fanatiklerinin tepkileri olması lazımdı yorumlarda. Ama yok. Çünkü muazzam biçimde düşüncelerinizi belirtmişsiniz. Tebrik ederim.
5 лет назад+7
Çok teşekkür ederim, ılımlı yaklaştığımı düşünüyorum yorumlarken belki de bu nedenle linç yemedim. Sevgiler.😊
Fahrenheit 451 kitabı konusunda aynı fikirdeyim. Ben de abartıldığını düşünüyorum. Konusu çok güzel ama ne yazık ki güzel işlendiğini düşünmüyorum. Çok büyük bir hevesle almıştım. Okuduktan sonra çok beğenmediğimi söyleyince arkadaşlarım ısrarla bir daha okutmuştu. Ama ne yazık ki düşüncelerim hâlâ aynı...
Çavdar tarlasında çocuklar adlı kitabı kesin görürüm diye izledim ama videoda yoktu. O kitap hakkında ne düşünüyorsunuz çok fazla satan bir kitap ama ben okuduğumda argo ve küfürden başka bir şey görememiştim.
ben de sineklerin tanrısı kitabında sonlara kadar kitapta beni heyecanlandıracak bir şey olsun diye beklemiştim, beklentilerin çok altındaydı. izlemediyseniz filmine de bi göz gezdirin bence♥
Bazı kişisel gelişim kitaplarının çok yararlı olduğunu ve okura gerçekten önemli şeyler kattıklarını düşünüyorum. Bu kadar önyargılı olmamanızı tavsiye ederim.
Sineklerin tarlası kitabından ben çok etkilenmiştim, okunması gerekli diye düşünüyorum. İnsanın nasilda baştan çıktığına dair bir örnek. Ama uzun dediğiniz gibi.
Fahrenheit 451 bir nebze olsun sineklerin tanrısından daha iyi .sineklerin tanrısını okuduğumda hiç bitmeyecekmiş gibi geliyordu bana diğer kitabları okumadım henüz o yüzden birşey diyemem 😂😂😂
Bu işi ( kitap okuma ) uzun süredir gerçekten severek ve ciddiye alarak yaptığın için çoğunluğun yorumlarını dikkate almadan görüşünü belirtmen çok normal (bende böyle bi görüşü kinyas ve kayra için savunuyorum).Fahrenheit 451 ve Parfümün Dansı abartılmış kitaplar bence de evet
Kitapların belli dönemleri var bana göre 25 yaş altı, 25-35, 35-45 vs vs böyle böyle gider bir de her dönem okunması gereken ve her dönem farklı algı farklı mesaj veren kitaplar var👍🏻 Kitap seçimlerinizi çok beğeniyorum abartı demeyeceğim ama birbirinden daha az değerli olan ya da daha çok değerli olan kitaplar var o kadar diyebilirim👍🏻
Fahrenheit451 konusunda o kadar haklısın ki. Benzer yorumu ben de yapmıştım. Konu çok güzel ama anlatılamamış, aktarılamamış; konu harcanmış diye bozulmuştum. :))) Parfümün Dansı konusuna gelirsek yıllar önce okumuştum ve beni yormuştu, gitmemişti bıraktım. Sonra herkes çok beğeniyor ben neyi kaçırdım diye tekrar başladım ama yine o abartı tadı alamadan bitirmiştim. Güzel paylaşım olmuş, emeğine sağlık. :)
5 лет назад
Sağ olun, güzel kitaplarla karşılaşmak ümidiyle.😊❤
Güzel bir video olmuş, emeğinize sağlık. Sizinle kitaplar konusunda hemen hemen aynı tür veyahut aynı zevklere sahip biri olduğumu daha iyi anladım bu video ile. 21 yaşındayım ve posta kutusundaki mızıka’yı okurken ben de sizin gibi “lisede okusaydım başka düşünürdüm, belki severdim” demiştim bu kitap hakkında ablamla sohbet ederken. Bu kadar abartılmasını ben de anlayamıyorum. Hele gösterdiğiniz sayfaların kağıt israfı bile olduğunu düşünmüştüm.
kişisel gelisim kitaplarının bir çoğunu boş bulsam da senin tum kişisel gelisim kitaplarini boyle genellemen hic hoşuma gitmedi Etkili insanların 7 alışkanlığı dışı ve adi ne kadar kötüyse içi o kadar dolu bi kitap en azindan benim için öyle
William Golding'den özür dile, Klasik Okur! Sineklerin Tanrısı, çocukları anlatmıyordu; insanı, insanın özünü anlatıyordu.. Metinde değil, alt metinde lezzet arayanlar için harikulade bir eserdir. Yorumunuza şaşkınlıkla katılamayacağımı arz ederim.
Videonun sonuda bazı düşüncelerden bahsetmişsiniz. Sizin yöntem ve düşüncelerinizi,aynı zamanda düşünce dünyanızı yansıtan yazarların olduğu bir video görmek isteriz. Zaten o kadar kibar ve mantıklı konuşuyorsunuz ki katılmayanların bile saygıyla oturup dinleyeceklerine eminim.
Farenheit 451 kitapina yorumunuza o kadar cok katiliyorum ki benim gibi birininde boyle dusunmesi mutlu etdi acikcasi beni. O kadar guzel bir konu nasil boyle mahv edildi diye cok üzülmüşdum bitdiyi zaman ,birde bu konuda George Orwell bir kitap yazsaydi nasil bir muazzam kitap çıkardı düşüncesi yedi -bitirdi beni😂
Neden bilmiyorum ama bende çavdar tarlasındaki çocukları okurken aynı hayal kırıklığını yaşadım ayrıca kişisel gelişim kitapları konusunda kesinlikle çok haklısınız 👌🏼
Ben de elif safak.bir turlu kadinin tarzini sevrmedim.havvayi Turkce,pic i ingilizce okudum ama ikisinin de yazarinin ayni oldugunden belli oluyodu bilmeyen birisi bile olsa
Posta Kutusundaki Mızıkayı bende yıllar önce okumuştum daha çok popüler değilken ama gerçekten sonradan insanlar aşırı övünce çok şaşırmıştım kesinlikle çok abartılıyo size katılıyorum👍
Bir fikri, bilimsel araştırmayı ya da ideolojiyi yaymak, bir iddiayı ispatlamak amacıyla yazılmış kitaplar tabii ki sadece o amaçla okunabilir ve okur için de "keyif alma" eşiği düşürülebilir, hatta yok sayılabilir. Fakat söz konusu olan edebiyat ise elbette ki estetik kaygılar kriterler arasında ilk sıralarda olacaktır. Mutlaka her edebi eserin de bir mesajı vardır fakat kullanılan dil, seçilen kelimeler, üslup ve fikre zemin teşkil eden kurgunun kalitesi o fikre zerafet katacak, sadece zihne değil ruha da tesir etmesini sağlayacaktır. Öznel değerlendirme ve tercihlerin üzerinde bir "iyi edebiyat" ın varlığına inanıyorum.
Sineklerin tanrısı bana kaybettiğim kitap okuma alışkanlığımı yeniden kazandıran kitaptır.. Bunun dışında fahrenheit 451 hakkındaki görüşlerinize katılıyorum. O kitap asla bitmiyor
Sineklerin tanrısını çok yeni bitirdim ve ben de kesinlikle beğenmeyenleri anlayamiyorum... uzun diyenleri hiç anlamiyorum mukemmel betimlemeler ve acayip akıcı bir dille yazilmiş bence ne eksik ne fazla ve sonsuzu harika cok severek okudum. Tavsiye edilir
İnsan okuduklarının eseridir. Okurken elbette seçici olmak gerekir ama dünyada çoğu insan sigara içtiği için nasıl ki sigara iyi bir şeydir demiyorsak bir kitap çok okunduğu için o kitabın 'insanda olumlu tesir bırakan' iyi bir kitap olduğunu söyleyemeyiz. Esasen düşünerek, sorgulayarak ve anlamlandırarak okumak gerekli. Bence böylesi daha faydalı olur diye düşünüyorum. Kitapla kalın.
Kesinlikle katılıyorum.Kitap sadece konusuyla değil anlatımıyla da güzel olmalı..Ben anlatımını beğenmediğim kitapları bitiremiyorum maalesef,yarıda bırakıyorum.
Bana böyle hissettiren kitaplar da genç werther'in acıları ve momo oldu. Momo güzel tamam masalsı bir tatlılığı var ama o kadar yani herkesin abarttığını bulamadım ben açıkçası. Genç werther'in acıları zaten tam fiyasko bence o kadar övgüye göre.
Beril Şahin olabilir tabi ki verdiği duyguyu hissedememiş olabilirim fakat bu kitabın dışında imkansız aşkı konu alan kitaplar da okumuştum beni biraz sıktı açıkçası ama haklısınız tecrübelerimizle kitaplardan çıkardığımız anlamlar da değişir😊
@@Anonim.felsefeci hayatımda hiç aşık olmadım hatta aşka da inanmıyorum fakat genç weather'ın acılarını okurken onunla beraber ben de aşık oldum onunla beraber ben de çaresizliğe düştüm ve onunla beraber ben de öldüm.Neden bu kadar etkilendim bilmiyorum ama gerçekten çok beğenerek okuduğum bir kitaptı
Kişisel gelişim kitapları hakkindaki düşüncelerinin altına imzamı atarım, fahrenheit 451 konusunda da haklısın fakat kesinlikle konusu bakimindan okunması gereken bir kitap ve kesinlikle sıkmıyor insanı; lakin sineklerin tanrısı ile zülfü livanelinin kitabini kiyaslaman güldürdü beni. Evet, ağır akan ve biraz sıkıcı bir roman fakat kesinlikle abartılmış bir eser değil. Verdiği mesajı veren çokça eser olabilir ama özgünlük konusu sanatta ne kadar önem taşır anlatmama gerek yok herhalde. Livaneli ile golding arasindaki fark nedir bilir misiniz? Birinin adı zülfü livanelidir ve saçma sapan dünya görüşlerine sahiptir, diğeri de dünyaca ünlü bir yazardır ve bunu hakediyordur.
Fahrenheit 451 hakkında sadece ben böyle düşünmüyormuşum demek ki. Kitap distopya türünde ve benim de bu türde okuduğum ilk kitap. Bu türe aşinalığım olmadığından mıdır bilinmez ama gerçekten çok sıkıldım okurken. Korku desem korku değil, duygusal desem duygusal değil. Ne anlatmaya çalıştığını anlat deseler anladığım halde anlatamam herhalde. Kitabı nasıl çözümlemeye çalıştıysam rüyalarıma girdi o derece 😂 Bu arada kanalınızı henüz keşfettim anlatımınız çok güzel daim olsun inşallah🤲🏻
Fahreniet 451 ve Sineklerin Tanrısı hakkında aynı şeyleri düşünüyormuşuz. Çok beğenilen kitaplar olduğu için okuduğumda biraz hayal kırıklığına uğramıştım
Sineklerin Tanrısı, Kürk Mantolu Madonna ve Çavdar Tarlasında Çocuklar kitabı gibi erken şöhret bulmuş bir kitap. Erken derken, belki üç yüz beş yüz kitaptan sonra keşfedilip okunması gerekirken sosyal medya sayesinde kitap genel bir tanınmışlık seviyesine ulaşınca herkes bir hevesle alıp okumak istiyor ancak anlatım adadaki çocuklar gibi somut bir hikaye gibi gözükse de tamamen metafor(temsil) üzerinden anlatıma sahip. Bu nedenle bu muymuş denilmesi kuvvetle muhtemel. J.D. Salinger’in Çavdar Tarlasını da tavsiye ettiğim birçok kişi bunda ne var demişti. Oysa öyle bir çocuk kitabı daha yazılmadı. Çocuk derken büyükler için bir kitap tabi.
Gösterdiğiniz tüm kitaplarda size katılıyorum. Ve iki ilave yapacağım. Şaşıracaksınız ve belki de kızacaksınız. Kurk mantolu madonna ve çavdar tarlasında çocuklar. Yanlış anlaşılma olmasın kötü demiyorum. Aldıkları övgüyü hak etmiyorlar bence.
Kameranın netlemesi ne yordu be. Az daha videoyu bitiremeyecektim. Neyse farklı ve güzel bir tasnif videosu olmuş. Bu tarz videoların daha fazla olması tercihimdir. Teşekkürler
Begüm Abla, Ali Ural'ın Tek Kelimelik Sözlük ve Güneşimin Önünden Çekil kitaplarını da okumanı öneriyorum. Özellikle Güneşimin Önünden Çekil. Belki bu kitapları beğenirsin, ben beğenmiştim. :)
Ali Ural yüzlerce yazar yetistiren değerli bir insandır. Siz okurken derinleşemediğiniz için birşey anlayamamış olabilirsiniz bunu umuma açık bir alanda dillendirebilmek için o bahsettiğiniz yazarlar kadar ortaya birşeyler koymanız gerekirdi. Ülkemizde yeterince olumsuzluklardan bahseden insan mevcut bence biraz bardağın dolu tarafından bakmaya çalışabiliriz.
Bu konuya değinmek güzel olmuş, benim de piyasada abartıldığını düşündüğüm kitaplar var. Sineklerin tanrısını uzun bir süre önce almıştım ama hep ötelemiştim yakında okumayı düşünüyorum. Okumadan önce Asimovun kitaplarının abartıldığını düşünüyordum ama okuduktan sonra övgüyü hak ettiğini düşünüyorum.👍
Merhaba Begum, Dorian Gray’in , “Cennet’in Kokleri “ adli kitabini sizin bir videonuz uzerine almistim ama cok begenmedim. Keyifli bir okuma olmadi benim icin. Siz bu kitabi okuduysaniz ne dusunuyorsunuz , merak ediyorum. Iyi gunler dilerim.
Beynim yandi orda ve biraktim 10 sene once.ama kitap yarim birakmayi kendime yediremiyorum ve kemdimce yazara degil de kitaba saygisizlik gibi geliyo ve illa bitirmem gerektigini dusunuyorum
Fahrenheit 451 gerçekten de çok sıkıcıydı. Son sayfaları okurken yüreğim darlandı. 1984 sonrası onun gibi sandığım için okudum. Ancak onun tek bir zerresi bile olamaz.
Fahrenheit451'e karşı bir türlü ısınamadığımdan hiç okumaya yeltenmedim. Dediğiniz gibi konusu çok iyi olsa da bir şeyler beni çekmedi ve iyi ki çekmemiş. :) Sineklerin Tanrısı; ironi olarak çocukların üstünden anlatılıyor, tıpkı büyüklerin yaptığı saçmalıkları yapmaya başlıyorlar. Ayrıca en kolay okunan ve anlaşılan Golding kitabı. Sıkıcı geldiyse diğerlerini okumamanızı tavsiye ederim. :) Malcolm Lowry'nin Yanardağın Altında'sını okudunuz mu? Görüşlerinizi merak ediyorum.
Merhaba Begüm seninle kısa bir zaman önce tanışma fırsatım oldu, iyi ki de olmuş.. Şimdi bütün videolarını sırasıyla izliyorum. Sineklerin Tanrı kitabında bende aynı hisse katıldım. Kitap 100 sayfadan oluşabilirmiş bana kalırsa. Yalniz olmadığımı görmek çok güzel :) Kal sağlıcakla 🌸
Sineklerin Tanrısı hakkında ben de böyle düşünmüştüm ve bir de Çavdar Tarlasında Çocuklar kitabının abartıldığını düşünüyorum okuduysanız sizin yorumunuz nedir?
ikisi de alegorik anlatımın hakim olduğu eserler, belki bu yüzden. okuma keyfini arttırmak için ön okuma yapabilirsiniz belki, çavdar tarlasında çocuklar benim en sevdiğim kitaplardandı.
Videolarınızı bir kaç gündür izliyorum çok beğendiğim kitaplar ve keşfetmek istediğim kitaplar oldu bu videoları izlerken. Bu video da espri gücünüzü ve nüktedanlığınızı ortaya koymuş. Başarılar
Fahrenheit için dediklerinize katılmıyorum çevirisinde küçük pürüzlerle beraber bir de kopukluğu distopya olmasından mütevellit Bence distopya sevmemenizden zira tam da bizim toplumumuza göndermeler var
Sineklerin tanrısını okurken, işte şimdi bir şey olacak diye diye kitap bitti. Ortada olaylar ama kayda değer bir şey olmuyordu. Benim abartıldığını düşündüğüm kitapta şeker portakalı. Bu kadar övülecek ne var kitapta asla anlamıyorum.
Şu an sineklerin tanrısını okuyorum ve ilk defa bir kitabı yaklaşık bir bucuk aydır okuyorm. Sürekli ben de mi sorun var diye düşünüyorum. Herkes beğenmiş nobel edebiyat almış vs. Şu an bu videoyu gördüm rahatladım vallahi.
Fahrenheiti o qədər bəyənmişəm ki, yazarın digər kitablarını da oxumağa başlamışam. Sizi sevərək izləyirəm amma bu kitaba olan yorumunuza qatılmıram♥️🙋🏻♀️ Kişisel gelişim kitabları fikrinizdə isə tam haqqlısınız
Lamia ismini görünce mutlu oldum açıkçası. Isminin Reşat Nuri Güntekin'in "Dudaktan Kalbe" isimli kitabında sayısız cefaya katlanan başrolünün ismi olduğunu biliyor muydun? Kesinlikle okumalısın bence hayatına dokunan romanlardan biri olacaktır.
Begüm Hanım merhaba, sizin de tavsiyenizle Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü aldım ama ara verdiğinizi görünce beğenmediğiniz yönünde bir düşünceye kapıldım. Nedir son durum :)
5 лет назад+3
Asla beğenmemem söz konusu değil, kafam çok doluydu hakkını veremeden okumaktan korktuğum için ara verdim. Şimdi devam ediyorum bugün yarın biter.😊
Fahrenheit 451 de bende çeviriden kaynaklı olduğunu düşündüm ama haklısınız sanırım. Bana da kopuk geldi. Sineklerin Tanrısına başlarken çok büyük hevesle başlayıp sonrasında bende sıkılmıştım. Sanırım William Golding sevemedim ben. “Serbest düşüş” ü de okurken çok bunalmıştım. Bence tespitlerde haklısınız. Ben şu anda geriye dönüp bakınca ne kitaplar okumuşum bazılarıyla boşuna vakit kaybetmişim diye düşünüyorum. Ama insan okudukça kalitenin farkına varıyor, eleştiri yapmak için fikir sahibi olmaya başlıyor. Videolarınız ve emeğiniz için teşekkürler ☺️
Fahrenheit 451 kitabının ne yazık ki yeni baskısı, yani sizin okumuş olduğunuz baskısı berbat çevrilmiş. Aslında gayet sürükleyici bir kitap. eski basımını bulursanız onu okumanızı tavsiye ederim.
Böylece övgüyle paylaşılan her kitabı okuma iştahı duyup zamanımızı zihnimizi boş yere meşgul etmenin bir anlamı olmadığını tekrardan fark etmiş oldum... güzel bir sohbetti teşekkürler 😇👍🏻
Çavdar Tarlasında Çocuklar'ı bende birçok kişinin tavsiyesi ve beğenmesi üzerine almıştım. Okunabilir bir kitap ama sizin gibi ben de abartıldığını düşünüyorum.
İnsan gençken okumaya aç oluyor eline ne geçse ayırmadan okuyor fakat yaş ilerledikçe zamanın değerini daha iyi anlıyor.Sipariş ettiğin yemek berbat ve hoşuna gitmedi yemek zorunda mısın? Kitaplar da aynen öyle kitap (SANA göre kötüyse) okuma ,sevmediğin müziği dinleme, hoşlanmadığın filmi izleme (Mina URGAN'ın buna yakın bir cümlesi vardı).Çünki zaman çok değerli zamanını sevdiğin hoşlandığın şeylere harca (Yaşı ilerlemiş bir abiden genç kardeşlerime küçük bir tavsiye)
yusuf levent akbulut Ne güzel ifade etmişsiniz, söylediklerinizi çok mantıklı buldum :) Benim de son dönemlerde üzerine düşündüğüm bir şeydi. Şu an 25 yaşındayım ve son dönemlerde bana çok da iyi gelmeyeceğini hissettiğim, bir duygu uyandırmayan kitaplara devam etmemeyi yeni yeni başarıyorum. Eminim yaşım ilerledikçe sizin bu söylediklerinizi daha iyi anlayacağım ve daha fazla uygulayacağım :)
"Elbette, bir kimseyi bir şeye zorlamak olanaksızdır; kitap, ilk hikayenin ikinci sayfasında, bir daha açılmamak üzere bırakılabilir. Bununla birlikte, yansız kanılarında yanılgıya düşmemek için *eseri sonuna kadar okumak isteyen İNCE OKURLAR da vardır ; sözgelimi, bütün Rus eleştirmenler böyledir. ONLARI HATIRLAYINCA İNSANIN İÇİ FERAHLIYOR.
DOSTOYEVSKİ
19 yy. 1800 yılların sonlarından bir not.
Tabii siz egonuzu tatmin etmek için çok satanlardan önünüze geleni sipariş vermezseniz ne alıp okuduğunuzu bir kendinize sorarsanız böyle bu şekilde düşünmessiniz bence.
Diğer yorumlardan nazaran en sevdiğim yorum .okadar haklısınız ki zaten iyi bir okur zamanının bütün kitaplarına yetmeyeceği telaşına girip seçici olur zaten .insan her türden okumaya çalışmalıdır ama her kitabı önüne gelen her kitabı okumamalıdır bence *Seçicilik çok önemli*
Ben de yıllar önce Mina Urgan'dan bunu okuyup, sonra kendimi kötü (?) kitapları zorlarken bulunca hatırlardım. Ama yine de nerede bırakacağını iyi tespit etmek lazım.. Biraz zorlamak lazım.. İlk bir kaç sayfa ile bütün kitabı değerlendirmemek lazım. Genç kardeşler yanılgıya düşmesin..
Bir taraftan da insan küçükken okuduğu, edebi değeri olmayan set kitapların kötü olduğunu fark etse bile o kitapların o kişide özel bir yanı kalıyor
Bence yeterince ilgi görmeyen, insanların konuşmadığı ve sadece Beyaz dişi bildikleri bir yazar var. Jack London.
Özellikle Martin Eden o kadar güzeldi ki.
kesinlikle. Jack London'ı anlamanız için adinı çok duymadiğim başka bir kitabı 'Alkolik Anılar'ı okumanızı tavsiye ederim. Hemingway gibi kendi vucudunun, zekâsının kapasitesinin sınırlarını zorlayarak bir süre sonra bu sınirları da kaldırmış birisi. Hemingway'den ayrılan kısmıysa Hemingway aksine zengin ya da varlıklı bir ailede doğmayıp, hayatın en acımasız yanlarını bizzat deneyimlemesi. Alkolik Anılar kitabini bitirdikten sonra çok etkilenmiş, hayat hikayesini daha derinlemesine araştırmıstım. İlham vericiydi, tavsiye edebileceğim diğer kirabıysa yine adı çok zikredilmeyen 'Adem'den Önce'
küçük bir not: Alkolik Anılar'da, Martin Eden'in kısa bir zamanda başarılı bir yazar haline gelişini eleştiren eleştirmenlere de 'Martin Eden, aslında bendim. Benim yazara dönüşme seruvenim hakkındaydı' tarzında bir açıklamayla yanıt veriyor
@@clementine7429 Adem'den önce kesinlikle çok güzeldi.
Martin Eden'i sevdiyseniz Deni Kurdu'nu da seversiniz , aynı Beyaz Diş ve Vahşete Çağrı eserleri gibi birbirnin tersi romanlar
Bir kuzey macerası kitabını da öneririm. Dili ağırdı biraz olaylar kopuk ve ince bir kitap. Ama çok katmanlı yoğun bi kitap. Tavsiye ederim
Sorun Şu ki:
Kitap, gerektiğinden fazla abartılır ve okumayan kişinin de aşırı beklentiye girmesine neden olur.
Doğal olarak da hayalkırıklığı yaşanır.
Fahrenheit451'i yorumlarken gerçekten de tüm düşüncelerimi dile getirmişsiniz. Dediğiniz gibi asla ve asla kötü bir kitap değil, konusu da özellikle çok güzel fakat okurken bana da kopuk kopuk ve yorucu gelmişti. Ben de sizin gibi bir sayfayı okurken "Acaba ne kaçırdım?" diyip geri dönüyordum sürekli. Size tamamen hak veriyorum o yüzden.
Cesur yeni dünyada da aynı şeyi yaşamıştım
@haszarathustra ceviri berbat gercekten.. okumadim bile.. ne yazik ki cogu bilimkurgu kitabi o kadar kotu cevirilerle basiyorlar ki.. inanilmaz
Ben çok bilim kurgu okuyan bir insan değilim ben de kabahati ona bulmuştum.Ama hırsızın hiç mi kabahati yok? Bana o kadar çok övdüler ki ben de "hadi bakalım başliyim bir şekilde devamı gelir heralde" dedim gelmedi.Zor bitirdim.Birine söylemeye de çekiniyordum.Biraz rahatladım açıkçası 🤷
+++++
@Nurefşan Kaya yalnız değilsin .Cesur yeni dünyayı da bir yere kadar okuyup yarım bıraktım .Aldoux huxley'in öğrencisi olan Orwell'in 1984 u çok daha iyi bir kitap bence .
Bence Sineklerin Tanrısı çok güzel kitaplardandır. Ben okurken hiç sıkılmamıştım açıkçası. Hele sonlara doğru iyice sürüklüyor. Ve kitabın sonunda karakterlerin temsil ettiği alegorik şeylerle alakalı yazıyı okuyunca kitap iyice devleşiyor. Bence kitap okumayı seven herkesin bir şans vermesi gereken bir kitap.
Bu kitap bir efsanedir bir başyapıt bir başka gerçekten. Günlerce üzerine düşünürsünüz kaç tane analiz yorumu vs okursanız dahi hala keşfedemediğiniz yerler kalıyor. Herkes ama herkes bu kitabı okumalıdır.
*“Kitabın kaderi okurun elindedir."*
Yazanın elindedir.
@@onurgun9486 doğru yazar ile doğru okuyucunun buluşması kitabı değerli kılar
Sineklerin tanrısı’ nı okurken acaba ben de bir sorun mu var diye sürekli düşünmüştüm . Yalnız değilmişim 🐢
Merve Akdeniz ben de öyle ilk okumamda yarim bıraktım 2.kez okumaya basladim geçen akşam. Yine beklediğim gibi olmadı ben de begüm abla gibi cok uzatıldığını düşünüyorum betimlemeler çok etkileyici olmaktan çıkıp siglasmis bence
Sineklerin tanrısı kitabıyla ilgili yoruma nedense sevindim en azından yalnız değilmişim. İki kere okuyup birşey elde edemeyince üzülmüştüm
Aynı şeyi bende düşündüm hatta büyük bir gaflete düşüp 2. Kez okudum betimleme betimleme betimleme ve betimleme
kitap güzeldi bence akıcılık falan yerindeydi ama abartılmış mı, EVET kesinlikle abartılmış bir kitap. Aynı şekilde zülfü livaneli nin Serenat kitabı da bence fazlasıyla abartılıyor.
sineklerin tanrısını ilk okuduğumda ben de öyle oldum okuyamadım başta ancak edebiyat sınavında çıkınca yine okudum ve araştırdım araştırınca gerçekten ne kadar güzel olduğunu anladım tavsiyem sizin de detaylı detaylı araştırmanız
Kişisel gelişim kitapların hakkında o kadar haklısın ki... lütfen okumayın, para kaybı. Bir psikolojik danışman olarak söylüyorum bunu.
Neden böyle düşünüyorsunuz? Psikoloji eğitimi lmış insanlar yazmıyorlar mı? Onların bir çok danışanında ortak gördükleri yönlerden yola çıkarak yazdıkları şeyler oluyor. Önemli gördüğümüz bilindik insanların da okuyup etkilendiği kişisel gelişim kitapları oluyor. Mesela Cemil Meriç ve Ali Fuad Başgil'in etkilendiği ve çokça övdükleri Jules Payot İrade Terbiyesi gibi.
Kişisel gelişim kitaplarını seçerek almak lazım. Her kişisel gelişim türündeki kitaplar boş değildir. İhtiyacı olana çok iyi gelebiliyor. Bu kadar ön yargılı olmayın.
İnsanlar tecrübelerini paylaşıyor ve mantıklı örnekler veriyor.hayal ürünü kitaplar mantıklı geliyor yaşanmışlıklar saçma geliyor ben anlamadım .
Dediğin yazarlar gerçekten çok iyi. Fakat günümüzdeki kişisel gelişimler için aynısını düşünmüyorum. Çoğu çok satanlara giriyor ve insanlar alıyor. Heveslenip başlıyorlar ve o kitabı bitiremiyorlar. Genelde kendilerinde de uygulayamadıkları şeyleri başkalarına anlattıkları için ütopik oluyorlar.
Okuduğum kişisel kitaplarında öğrendiğim, hayatıma uyarladığım, hayatımı olumlu yönde değiştiren çok güzel kitaplar oldu. Bende psikiyatri olan kişileri gereksiz buluyorum. Para kaybı.
Posta kutusundaki mızıka
Fahraneith 451
Sineklerin Tanrısı
Parfümün Dansi
Secret-Sır
Ferrarisini Satan Bilge
@@gktrk3105 + simyaci ve seker portakali
@@gktrk3105 niye?
@@gktrk3105 yorumlarda görüp "he bunlarsa tamam o zaman okumam" diyip geçecekse hiç izlemesin zaten
Sağ olasın ❤️🤗
Ben de sizin Sineklerin Tanrısı'nı okurken sıkıldığınızı söylemenizden hayal kırıklığına uğradım... İnsan özünde iyi midir kötü müdür tartışmasını arka plana alarak yazılmış, böylesine ağır ve karmaşık bir konuyu çok sürükleyici bir anlatımla sunmuş mükemmel bir kitap. Okuma zevki aşılamaya çalıştığım insanlara önerdiğim birkaç başlangıç kitabından biri Sineklerin Tanrısı.
bence bir başlangıç kitabı değildi
.
Sineklerin tanrısı romanının gelmiş geçmiş en güzel alegorik romanlardan biri olduğunu düşünüyorum. Vermek istediği mesajlar bile güzel olması için yeterliydi bence.
Mesajlar her şey kesinlikle müthiş ama çok kasıntıydı bencede😊🌸
Helin Şahin böyle büyük mesajlar ancak bu kadar güzel kurguya yedirilebilirdi diye düşünüyorum 🌼🌼🌼
@@iremaygun2092 🌸😊
gelmiş geçmiş en alegorik roman: kafka dönüşümdür ...
Alegorik ne demek
Açken iş arkadaşım beni a,hisarında bir köfteciye götürdü tadı öyle enfes geldi ki haftasonu eşimi zorla götürdüm ve sonuç ikimiz içinde fiyasko idi. demekki açken bir yemeğin lezzetini olduğundan farklı oluyormuş. Belki kitaplar içinde böyledir.
Bence alakası yok. Evet açken bazı şeyler daha lezzetli gelir ama size kötü gelme sebebi başka şey de olabilir.
sineklerin tanrısı benim okuduğum en güzel kitaplardan biriydi. şaşırttınız.
zübük sen kitap okumamışsın o zmn
@@zvzuzazvmamamam8782 gerizekalı mısın ?
@@zvzuzazvmamamam8782 herkesin zevki ve beğenisi değişebilir buna böyle ergence bir yorum yapman çok saçma
Bence bu okurların zevkine yorumlamasına göre değişir. Ben de o kitabı seviyorum ama herkes sevmek zorunda değildir o nedenle şaşırılacak bir durum yok ortada.
Ben hiçbir beklentim olmadan okuyup çok etkilenmiştim . Anlayarak okumak lazım
Peki "Çavdar Tarlasında Çocuklar" için de abartıldığını düşünen var mı acaba benim gibi?
Katılıyorum sana ben de pek sevmemiştim.
Ben de abartıldığını düşünüyorum
Kitap asla bir yere varmıyor , nasıl bu kadar popüler anlamıyorum
Kesinlikle ızdırap çekerek okumuştum
@@ebrualan8286 kesinlikle bitirince ne bu muymuş yani fikri uyandı
Bu kitabın adını videoda duyarım diye geldim, daha video bitmedi ama yorumunuzu okuyunca çok mutlu oldum, o kitap nedir ya öyle
Benimde nedense Azra Kohen kitaplarina elim asla gitmiyor Azra Kohenin bazı konuşmalarını dinledim çok abartılan bir kadın olduğunu düşünüyorum
Ön yargılı olmamanız tavsiye ederim ben Aeden ve Gör Beni kitaplarını okudum ve oldukça beğendim. Şu üçlemesi Fi Çi Pi çok abartıldığından benimde bi önyargım oluşmuştu.
Azra Kohen kitapları çok güzel . Özellikle Aeden ❤
Fahrenheit 451'in çevirisinde ciddi sıkıntılar var. Bir önceki baskısıyla bile arasındaki farklar var orijinaliyle arasındaki farkları siz düşünün. Blog yazıları da var iki çevirinin ve orijinal metinin kıyaslandığı bakmadıysanız bir göz atabilirsiniz . Dediğiniz gibi çok abartılmış olabilir ama siz çeviriden nasıl eminsiniz?
Haklısınız ben okurken farkettim problem çeviriden kaynaklanıyor.
Fahrenheit 451 kitabini baris ozcanin videosunda gorup almstm yazildgi donemle kitaplardaki hayal gucunu goz onune alarak okumak daha faydali olur die dusunuyorm
vay be Dorian Gray'in Portresi demek ha...
Fahrenheit 451 ve Sineklerin Tanrısı hakkında yaptığınız yorumlara katılıyorum. Fahrenheit'ı okurken o kadar koptum ki kitaptan takip edemedim. Çok sevilen bir kitap olduğunu için beklentim de yüksekti ama büyük bir hayal kırıklığı oldu benim için. Sineklerin Tanrısı 'nı da kopmalar yaşadığımdan dolayı hiç anlamamıştım. Çevirmenin kitabın sonunda yazdığını yazıdan neler olduğunu anlayabilmiştim 🙈 Benim gibi düşünen biriyle karşılaştığım için biraz içim rahatladı 😊
Gece uyuyamadığımda izlediğim videolarınızı tekrar açıyorum. Anlatışınız o kadar dinlendirici ki.. Benim abartıldığını düşündüğüm kitapsa ( linç yemeyeceksem) Küçük Prens. Kitap kötü olduğundan kesinlikle değil ama insanların her yerde ilahlaştırdıgını görmek beni uzaklaştırdı. Termosların defterlerin Küçük Prens baskılı satılmasına kadar gitti bu abartı.
Bencede..
Bende hayalkirikligi yasatti
"Küçük Prens" başucu kitabımdır. Aslında beğenmemenizin en büyük sebebi belki de beklentiyi yüksek tutmanızdan kaynaklıdır. Mini bir öykü içerisinde felsefi boyutla olayları ele alması müthişti. Tilki ile olan diyalogları özellikle her cümle kendi içinde cok farklı ve derin anlamlara sahip. Ben kitabı okuduğumda böyle dillere düşmüş değildi. Belki de o nedenle çok beğendim. Ve o baskılı kupalar, yastiklar vesaire olsun normalde asla alacağım şeyler değildir ama "küçük prens" görünce benim bile hosuma gidiyor. Örneğin "faunastaki gül" minyatürü inanılmaz hoş duruyor. Bir gün imkanınız olursa tekrar okumanızı tavsiye ederim. Kendim Felsefe grubu öğretmeniyim. Ama bu kadar sempatik felsefe yapan başka bir kitap okumadim. Bir de küçük bir not düşeyim. Okuyanların yüzde doksani kitabın sonunu anlamıyor, bence bi gözden gecirmelisiniz.
👍👍👍 yalniz degilsin.
@@morcografya Ben de sınıf öğretmeniyim,okuma saatlerimizde bütün sınıfa okudum bu sayede bir kez daha okuma fırsatım oldu. İlk okudugumda bir anlam ifade etmemişti fakat bu sefer her sayfası içime işledi. Sanırım doğru zamanda okumamışım.Fakat sonu biraz muallakta kalmış gibi değil mi?
kitabı beğendim ama bu konuda kesinlikle haklısınız. Algı, gerçekliktir. Belki de kitaptan hiçbir şey anlamayan, sadece okuyup hoşlarına giden birkaç satırın altını çizen hatta hiç sevmeyen insanlar sırf bu kadae büyuk bir kitle tarafından sevildiği için o kitleye katılıp, kitabı aslında bu kitle olmasa koyacakları noktaların çok çok daha üstüne koyup, gerçek hislerini birnevi uyuşturuyorlar. Daha da hoşuma gitmeyense bu kitabı okuyan insanların, sırf bu kitle yüzunden sanki hayatları boyunca okudukları tek kitap bu kitapmış gibi 'abiii okumadım bi ayım iyi geçmez. olur da okumayı unutursam diye dövmesini yaptırdım bakk' tripleri. kitabı bence bir yerden sonra popüler kültür malzemesi haline getiriyorlar. biraz bohem görünmem isteyen 'küçuk prens okudun muuu?'
Fahrenheit 451 i okurken ben anlayamıyorum galiba diye çok üzülmüştüm. Çünkü 10 sayfasını anladıysam sevdiysem sonra ki sayfalarda her şey birbirine giriyordu. Kitabı zoraki bir şekilde bitirmiştim.
ben iran dan sizi takip ediyorum keske kitaplarin ismi ve yazarlarin ismini video nun altinda yazsaniz ve bizde farsca cevirilmis lerini bulsak, cok cok tesekkurler
Fahrenheit 451’de hiçbir kopukluk sıkıntısı yaşamadım. Çok şaşırdım öyle dediğinize. Belki yanlış zamanda okumuşsunuzdur.
Cok haklisiniz ne yazik ki Fahrenheit 451 i yarim birakmak zorunda kaldim ki kitaplari yarim birakmayi bu kadar zorda kalmadikca asla tercih etmem. Hatta bir iki alinti cikar diye devam ettirdigim bile olurdu. Ben bu kitaba ne yazikli dayanamadim...
Abla bir sonraki video tarih kitapları olsaa çok güzel olurrr. Çünkü bir çok kişi Tarihimizi kitaptan okumak istemiyor sıkıcı buluyorlar 💜💜
Sizin kitaplar hakkında yorumlarınızı dinlediğimde, iyi bir kitabın, keyifle okunup, sürükleyici olması gerektiğini anlıyorum. Fakat bir Das kapital, Türlerin kökeni, Özgürlüğün ekolojisi, Eski toplum fazlasıyla ciddi, araştırmacı ve sıkıcıdır. Bununla birlikte, düşünceleriyle dünyaya yön vermişlerdir. İyi bir kitabın kıstası, büyük bir zevkle okunması ve akıcı olmasımıdır ? Bu konu bence tartışmaya açık. Sartre’ nin bulantı kitabı içinde hep aynı şeyi duymuşumdur. Fakat kitap dizi, film kıvamının, patlamış mısır keyfini bir tarafa bırakıp, varoluşun tüm gerçekliği ile yüzleştirebilir okuru. Bahsettiğiniz kitaplar, iyi kitaplar demiyorum, yanlış anlaşılmasın. Sizin iyi kitap kıstasınızın, sadece okuması keyifli olmaması gerektiğini düşünüyorum. Kaldıki fahrenheit 451 kitabını, konusu bakımından iyi buluyorken, yazım tarzını kötü bularak, amaçın iyi vakit geçirmek olduğu, konunun ise iyi bir kitap için o kadar da önemli olmadığı gibi bir izlenime kapıldım, sizi dinlerken...
bir konuyu anlatırken yazarın dili kullanış şeklinin en az kitabın konusu kadar önemli olduğunu düşünüyorum, aksi takdirde kafasında inşa ettiği konuyu bize tam anlamıyla anlatması mümkün değil.
bence yazarın zihnindeki fikri tam olarak anlatmaya öncelik vermesi dili daha karmaşık hale de getirebilir. çünkü irdelenen düşünceler derinleştikçe genellikle konu soyut kavramlar çevresinde ilerlemek durumunda kalır. bu da okuyucu için anlaması zor bir metin ortaya çıkarır.
@@bilgehankocak7881 demek istediğim, akıcı veya kolay okunabilen bir dil iyi ve derdini tam olarak anlatabilen bir dil değildir her zaman. karmaşık şeyleri basitleştirmek anlatım için kolaylık sağlar tabi ki ama olayın çok yönlü ve derin bir şekilde irdelenmesinin de ne yazık ki önüne geçer çoğu kez. tabi bu düşüncem daha kurgusal ya da felsefi fikirler için, duygular ve yaşanmışlıklarla dolu metinleri var eden şey zaten yazım dilleridir bana göre de
Vedat Göç tam aklımdakileri yazmışsınız. Sineklerin tanrısı gibi çok büyük ve değerli mesajlar veren bir kitaba sırf betimlemeler uzun diye abartılan kitaplar arasında örnek vermesi bana aynı şeyi düşündürdü. Oysaki o betimlemelerin her biri bir mesajı simgeliyor.
çok haklısınız ama sıkıcı bulduğunuz, okurken sizi içine çekmeyen bir kitabı anlamak da aynı oranda zorlaşabiliyor ya da belki de anlayamadığimız için sıkılıyoruzdur
Abone olmama rağmen çok izleyemiyorum. Çünkü şuan kitap okuyamıyorum. Ama bu videoyu izleyince aynı okuma zevkine sahip olduğum birini takibe aldığım için mutlu oldum. Posta kutusundaki mızıka ve sineklerin tanrısını okudum. Ve hüsrana uğradım. Onca övgüden sonra ,bende mi sıkıntı var, Ya da ince bir sanat var da ben mi kavrayamadım? ,diye bi düşünmüştüm. İçimi rahatlattın.
Normalde bahsettiğiniz kitapların fanatiklerinin tepkileri olması lazımdı yorumlarda. Ama yok. Çünkü muazzam biçimde düşüncelerinizi belirtmişsiniz. Tebrik ederim.
Çok teşekkür ederim, ılımlı yaklaştığımı düşünüyorum yorumlarken belki de bu nedenle linç yemedim. Sevgiler.😊
Fahrenheit 451 kitabı konusunda aynı fikirdeyim. Ben de abartıldığını düşünüyorum. Konusu çok güzel ama ne yazık ki güzel işlendiğini düşünmüyorum. Çok büyük bir hevesle almıştım. Okuduktan sonra çok beğenmediğimi söyleyince arkadaşlarım ısrarla bir daha okutmuştu. Ama ne yazık ki düşüncelerim hâlâ aynı...
Çavdar tarlasında çocuklar adlı kitabı kesin görürüm diye izledim ama videoda yoktu. O kitap hakkında ne düşünüyorsunuz çok fazla satan bir kitap ama ben okuduğumda argo ve küfürden başka bir şey görememiştim.
ben de sineklerin tanrısı kitabında sonlara kadar kitapta beni heyecanlandıracak bir şey olsun diye beklemiştim, beklentilerin çok altındaydı. izlemediyseniz filmine de bi göz gezdirin bence♥
Kırk yaşından sonra okuyun. O yaşa kadar da 500 kitap okuyun. Bakalım o zaman da beklentinizin altında kalacak mı😀
"Bir hıyarı ısırdınız ve acı çıktı; sonuna kadar yer misiniz?" Erdal Öz.
Öbür ucundan yerim bir de. Tatlıysa acı gelene kadar yerim değilse yapacak bir şey yok😀
@@eylulazeerdogan8788 Tersinden okumaya başlarım diyorsunuz yani:)
@@ferikable Yok. İyi bir tarafı varsa onu bulmaya çalışırım diyorum :)
Bazı kişisel gelişim kitaplarının çok yararlı olduğunu ve okura gerçekten önemli şeyler kattıklarını düşünüyorum. Bu kadar önyargılı olmamanızı tavsiye ederim.
Sineklerin tarlası kitabından ben çok etkilenmiştim, okunması gerekli diye düşünüyorum. İnsanın nasilda baştan çıktığına dair bir örnek. Ama uzun dediğiniz gibi.
tarla mi?😅
doğrusunu unuttum
@@ayseakay777 😃😃😃Tarla
Fahrenheit 451 konusunda size gerçekten katılıyorum. Güzel yazılsa gerçekten çok iyi bir kitap olabilirdi.
Fahrenheit 451 bir nebze olsun sineklerin tanrısından daha iyi .sineklerin tanrısını okuduğumda hiç bitmeyecekmiş gibi geliyordu bana diğer kitabları okumadım henüz o yüzden birşey diyemem 😂😂😂
Bu işi ( kitap okuma ) uzun süredir gerçekten severek ve ciddiye alarak yaptığın için çoğunluğun yorumlarını dikkate almadan görüşünü belirtmen çok normal (bende böyle bi görüşü kinyas ve kayra için savunuyorum).Fahrenheit 451 ve Parfümün Dansı abartılmış kitaplar bence de evet
Kitapların belli dönemleri var bana göre 25 yaş altı, 25-35, 35-45 vs vs böyle böyle gider bir de her dönem okunması gereken ve her dönem farklı algı farklı mesaj veren kitaplar var👍🏻 Kitap seçimlerinizi çok beğeniyorum abartı demeyeceğim ama birbirinden daha az değerli olan ya da daha çok değerli olan kitaplar var o kadar diyebilirim👍🏻
"Sineklerin Tanrısı" ni şu an okumaktayim; üçte birini bitirdim ve hala "ne zaman o heyecanlı akıcılık başlayacak?" diyordum. Videonuza denk geldim.
Sineklerin Tanrısı kırmızı çizgimdir 👀 büyük bir klasik biliyorum ama ben de Bir İdam Mahkumunun Son Günü’nü çok sevememiştim 🤷🏼♀️
😊
Fahrenheit451 konusunda o kadar haklısın ki. Benzer yorumu ben de yapmıştım. Konu çok güzel ama anlatılamamış, aktarılamamış; konu harcanmış diye bozulmuştum. :)))
Parfümün Dansı konusuna gelirsek yıllar önce okumuştum ve beni yormuştu, gitmemişti bıraktım. Sonra herkes çok beğeniyor ben neyi kaçırdım diye tekrar başladım ama yine o abartı tadı alamadan bitirmiştim.
Güzel paylaşım olmuş, emeğine sağlık. :)
Sağ olun, güzel kitaplarla karşılaşmak ümidiyle.😊❤
Güzel bir video olmuş, emeğinize sağlık. Sizinle kitaplar konusunda hemen hemen aynı tür veyahut aynı zevklere sahip biri olduğumu daha iyi anladım bu video ile.
21 yaşındayım ve posta kutusundaki mızıka’yı okurken ben de sizin gibi “lisede okusaydım başka düşünürdüm, belki severdim” demiştim bu kitap hakkında ablamla sohbet ederken. Bu kadar abartılmasını ben de anlayamıyorum. Hele gösterdiğiniz sayfaların kağıt israfı bile olduğunu düşünmüştüm.
kişisel gelisim kitaplarının bir çoğunu boş bulsam da senin tum kişisel gelisim kitaplarini boyle genellemen hic hoşuma gitmedi
Etkili insanların 7 alışkanlığı dışı ve adi ne kadar kötüyse içi o kadar dolu bi kitap en azindan benim için öyle
William Golding'den özür dile, Klasik Okur! Sineklerin Tanrısı, çocukları anlatmıyordu; insanı, insanın özünü anlatıyordu.. Metinde değil, alt metinde lezzet arayanlar için harikulade bir eserdir. Yorumunuza şaşkınlıkla katılamayacağımı arz ederim.
Videonun sonuda bazı düşüncelerden bahsetmişsiniz. Sizin yöntem ve düşüncelerinizi,aynı zamanda düşünce dünyanızı yansıtan yazarların olduğu bir video görmek isteriz. Zaten o kadar kibar ve mantıklı konuşuyorsunuz ki katılmayanların bile saygıyla oturup dinleyeceklerine eminim.
Farenheit 451 kitapina yorumunuza o kadar cok katiliyorum ki benim gibi birininde boyle dusunmesi mutlu etdi acikcasi beni. O kadar guzel bir konu nasil boyle mahv edildi diye cok üzülmüşdum bitdiyi zaman ,birde bu konuda George Orwell bir kitap yazsaydi nasil bir muazzam kitap çıkardı düşüncesi yedi -bitirdi beni😂
Sineklerin tanrısı kitabını daha yeni bitirdim. Heryerde çok övüldüğü için okumuştum fakat kitap sıkıcıydı sadece son iki bölüm okuması keyifliydi
Neden bilmiyorum ama bende çavdar tarlasındaki çocukları okurken aynı hayal kırıklığını yaşadım ayrıca kişisel gelişim kitapları konusunda kesinlikle çok haklısınız 👌🏼
Orhan Pamuk ya da Azra kohen kitabı bekledim abartılan Kitaplar listesinde..
Ben de elif safak.bir turlu kadinin tarzini sevrmedim.havvayi Turkce,pic i ingilizce okudum ama ikisinin de yazarinin ayni oldugunden belli oluyodu bilmeyen birisi bile olsa
Posta Kutusundaki Mızıkayı bende yıllar önce okumuştum daha çok popüler değilken ama gerçekten sonradan insanlar aşırı övünce çok şaşırmıştım kesinlikle çok abartılıyo size katılıyorum👍
Bir fikri, bilimsel araştırmayı ya da ideolojiyi yaymak, bir iddiayı ispatlamak amacıyla yazılmış kitaplar tabii ki sadece o amaçla okunabilir ve okur için de "keyif alma" eşiği düşürülebilir, hatta yok sayılabilir. Fakat söz konusu olan edebiyat ise elbette ki estetik kaygılar kriterler arasında ilk sıralarda olacaktır.
Mutlaka her edebi eserin de bir mesajı vardır fakat kullanılan dil, seçilen kelimeler, üslup ve fikre zemin teşkil eden kurgunun kalitesi o fikre zerafet katacak, sadece zihne değil ruha da tesir etmesini sağlayacaktır.
Öznel değerlendirme ve tercihlerin üzerinde bir "iyi edebiyat" ın varlığına inanıyorum.
Ben Azra Kohen Gör beni kitabının aşırı abartıldığını düşünüyorum. Linç yemeğim ama bir sürü neden sıraladım 😊
Aldım ve okuyamıyorum çok uzatılmış
Bende resmen kitap süründü durdu elimde🙄
Okumayı çok severim ama tüm cabalarima rağmen bitiremedim. Konusu güzeldi ama bı turlu akmadı,durdu.
Fahrenheit451 konusunda kesinlikle haklısınız kurgusu gerçekten çok iyi ama okurken kitapta eksik bişeyler oldugunu çok hissettirdi bana
Sineklerin tanrısı bana kaybettiğim kitap okuma alışkanlığımı yeniden kazandıran kitaptır.. Bunun dışında fahrenheit 451 hakkındaki görüşlerinize katılıyorum. O kitap asla bitmiyor
Sineklerin tanrısını çok yeni bitirdim ve ben de kesinlikle beğenmeyenleri anlayamiyorum... uzun diyenleri hiç anlamiyorum mukemmel betimlemeler ve acayip akıcı bir dille yazilmiş bence ne eksik ne fazla ve sonsuzu harika cok severek okudum. Tavsiye edilir
İnsan okuduklarının eseridir.
Okurken elbette seçici olmak gerekir ama dünyada çoğu insan sigara içtiği için nasıl ki sigara iyi bir şeydir demiyorsak bir kitap çok okunduğu için o kitabın 'insanda olumlu tesir bırakan' iyi bir kitap olduğunu söyleyemeyiz.
Esasen düşünerek, sorgulayarak ve anlamlandırarak okumak gerekli. Bence böylesi daha faydalı olur diye düşünüyorum. Kitapla kalın.
Kesinlikle katılıyorum.Kitap sadece konusuyla değil anlatımıyla da güzel olmalı..Ben anlatımını beğenmediğim kitapları bitiremiyorum maalesef,yarıda bırakıyorum.
Bana böyle hissettiren kitaplar da genç werther'in acıları ve momo oldu. Momo güzel tamam masalsı bir tatlılığı var ama o kadar yani herkesin abarttığını bulamadım ben açıkçası. Genç werther'in acıları zaten tam fiyasko bence o kadar övgüye göre.
Genç wertherin acılarını okumak için çok uğraştım ama olmadı bir de dostoyevski budala
Genç Werther’in Acıları kitabını hissedebilmek için Werther gibi imkansız bir aşkın peşinde sürükleniyor olmanız lazım
Beril Şahin olabilir tabi ki verdiği duyguyu hissedememiş olabilirim fakat bu kitabın dışında imkansız aşkı konu alan kitaplar da okumuştum beni biraz sıktı açıkçası ama haklısınız tecrübelerimizle kitaplardan çıkardığımız anlamlar da değişir😊
@@Anonim.felsefeci hayatımda hiç aşık olmadım hatta aşka da inanmıyorum fakat genç weather'ın acılarını okurken onunla beraber ben de aşık oldum onunla beraber ben de çaresizliğe düştüm ve onunla beraber ben de öldüm.Neden bu kadar etkilendim bilmiyorum ama gerçekten çok beğenerek okuduğum bir kitaptı
Kişisel gelişim kitapları hakkindaki düşüncelerinin altına imzamı atarım, fahrenheit 451 konusunda da haklısın fakat kesinlikle konusu bakimindan okunması gereken bir kitap ve kesinlikle sıkmıyor insanı; lakin sineklerin tanrısı ile zülfü livanelinin kitabini kiyaslaman güldürdü beni. Evet, ağır akan ve biraz sıkıcı bir roman fakat kesinlikle abartılmış bir eser değil. Verdiği mesajı veren çokça eser olabilir ama özgünlük konusu sanatta ne kadar önem taşır anlatmama gerek yok herhalde. Livaneli ile golding arasindaki fark nedir bilir misiniz? Birinin adı zülfü livanelidir ve saçma sapan dünya görüşlerine sahiptir, diğeri de dünyaca ünlü bir yazardır ve bunu hakediyordur.
Fahrenheit 451 hakkında sadece ben böyle düşünmüyormuşum demek ki. Kitap distopya türünde ve benim de bu türde okuduğum ilk kitap. Bu türe aşinalığım olmadığından mıdır bilinmez ama gerçekten çok sıkıldım okurken. Korku desem korku değil, duygusal desem duygusal değil. Ne anlatmaya çalıştığını anlat deseler anladığım halde anlatamam herhalde. Kitabı nasıl çözümlemeye çalıştıysam rüyalarıma girdi o derece 😂 Bu arada kanalınızı henüz keşfettim anlatımınız çok güzel daim olsun inşallah🤲🏻
Fahreniet 451 ve Sineklerin Tanrısı hakkında aynı şeyleri düşünüyormuşuz. Çok beğenilen kitaplar olduğu için okuduğumda biraz hayal kırıklığına uğramıştım
Sineklerin Tanrısı, Kürk Mantolu Madonna ve Çavdar Tarlasında Çocuklar kitabı gibi erken şöhret bulmuş bir kitap. Erken derken, belki üç yüz beş yüz kitaptan sonra keşfedilip okunması gerekirken sosyal medya sayesinde kitap genel bir tanınmışlık seviyesine ulaşınca herkes bir hevesle alıp okumak istiyor ancak anlatım adadaki çocuklar gibi somut bir hikaye gibi gözükse de tamamen metafor(temsil) üzerinden anlatıma sahip. Bu nedenle bu muymuş denilmesi kuvvetle muhtemel. J.D. Salinger’in Çavdar Tarlasını da tavsiye ettiğim birçok kişi bunda ne var demişti. Oysa öyle bir çocuk kitabı daha yazılmadı. Çocuk derken büyükler için bir kitap tabi.
Simyacı çok abartıldı.Sineklerin Tanrısı'nın dili ağırdı ama mükoydu bence snznaj
Simyacı harika bir kitapti
@@lilyum5732 acayip sıkıcı
@@izzetcagur2716 başlangıcı öyle sonrası çok sürükleyici
@@lilyum5732 okudum ben abla ve sevmedim sananeeeeeeehhhh
Sineklerin Tanrısı biraz fazla uzatilmisti evet ama sonuna kadar gelip de bıraktığı etkiyi düşünürsek bence fazla abartılmış bir kitap değil.
Otomatik Portakal hakkında ne düşünüyorsun ben o kitabın da abartıldığını düşünüyorum ama Sineklerin Tanrısı hakkında yanılıyorsun bence
Aga bu kadın neden bu kadar haklı
Gösterdiğiniz tüm kitaplarda size katılıyorum. Ve iki ilave yapacağım. Şaşıracaksınız ve belki de kızacaksınız. Kurk mantolu madonna ve çavdar tarlasında çocuklar. Yanlış anlaşılma olmasın kötü demiyorum. Aldıkları övgüyü hak etmiyorlar bence.
Otomatik Portakal adlı kötü kitabı gerçekten bunların aralarında görmeyi beklerdim. En azından F.451’ in yerine.
Hocam bence Sineklerin Tanrısı ile ilgili hiç incelemeleri okudunuz mu ? Veya Parfümün Dansı hakkında..
Parfümün dansı için aynı düşünmüyoruz sadece 😊 Karışıklık var ama güzeldi 👍🏻Kitaplarla ve sevgiyle kalınız 📖🌸
Kameranın netlemesi ne yordu be. Az daha videoyu bitiremeyecektim. Neyse farklı ve güzel bir tasnif videosu olmuş. Bu tarz videoların daha fazla olması tercihimdir. Teşekkürler
Fahrenheit konusunda yalnız olduğumu düşünüyordum demekki tek sıkıntı yaşayan ben değilmişim 😂
Begüm Abla, Ali Ural'ın Tek Kelimelik Sözlük ve Güneşimin Önünden Çekil kitaplarını da okumanı öneriyorum. Özellikle Güneşimin Önünden Çekil. Belki bu kitapları beğenirsin, ben beğenmiştim. :)
Ali Ural yüzlerce yazar yetistiren değerli bir insandır. Siz okurken derinleşemediğiniz için birşey anlayamamış olabilirsiniz bunu umuma açık bir alanda dillendirebilmek için o bahsettiğiniz yazarlar kadar ortaya birşeyler koymanız gerekirdi. Ülkemizde yeterince olumsuzluklardan bahseden insan mevcut bence biraz bardağın dolu tarafından bakmaya çalışabiliriz.
Fahrenheit451 i okudum. Hiç beğenmedim... Anlamak için gidip filmini alıp izledim. Sineklerin Tanrısı da beni sıkıntıdan patlattı... Çok haklısınız...
Videoda bahsedilen çoğu kitabı herkes övgüyle bahsettiği için aldım ancak bu durumdan hiç hoşlanmasam da yarım bıraktığım kitaplar oldu ..
Bu konuya değinmek güzel olmuş, benim de piyasada abartıldığını düşündüğüm kitaplar var. Sineklerin tanrısını uzun bir süre önce almıştım ama hep ötelemiştim yakında okumayı düşünüyorum.
Okumadan önce Asimovun kitaplarının abartıldığını düşünüyordum ama okuduktan sonra övgüyü hak ettiğini düşünüyorum.👍
Merhaba Begum,
Dorian Gray’in , “Cennet’in Kokleri “ adli kitabini sizin bir videonuz uzerine almistim ama cok begenmedim. Keyifli bir okuma olmadi benim icin. Siz bu kitabi okuduysaniz ne dusunuyorsunuz , merak ediyorum.
Iyi gunler dilerim.
Duzeltiyorum , ozur dilerim. Romain Gary’nin cennetin kokleri kitabi.
Beynim yandi orda ve biraktim 10 sene once.ama kitap yarim birakmayi kendime yediremiyorum ve kemdimce yazara degil de kitaba saygisizlik gibi geliyo ve illa bitirmem gerektigini dusunuyorum
Fahrenheit 451 gerçekten de çok sıkıcıydı. Son sayfaları okurken yüreğim darlandı. 1984 sonrası onun gibi sandığım için okudum. Ancak onun tek bir zerresi bile olamaz.
Fahrenheit451'e karşı bir türlü ısınamadığımdan hiç okumaya yeltenmedim. Dediğiniz gibi konusu çok iyi olsa da bir şeyler beni çekmedi ve iyi ki çekmemiş. :) Sineklerin Tanrısı; ironi olarak çocukların üstünden anlatılıyor, tıpkı büyüklerin yaptığı saçmalıkları yapmaya başlıyorlar. Ayrıca en kolay okunan ve anlaşılan Golding kitabı. Sıkıcı geldiyse diğerlerini okumamanızı tavsiye ederim. :) Malcolm Lowry'nin Yanardağın Altında'sını okudunuz mu? Görüşlerinizi merak ediyorum.
Merhaba Begüm seninle kısa bir zaman önce tanışma fırsatım oldu, iyi ki de olmuş.. Şimdi bütün videolarını sırasıyla izliyorum. Sineklerin Tanrı kitabında bende aynı hisse katıldım. Kitap 100 sayfadan oluşabilirmiş bana kalırsa. Yalniz olmadığımı görmek çok güzel :) Kal sağlıcakla 🌸
Clarisse, bay Montag mutlu musuz diye sorduğunda, bay Montag gibi ben de hayli düşünmüştüm. Fahrenheit 451 en sevdiğim kitaptır.
Ne güzel en sevdiğim kitap diye bahsettiginiz bir kitap olması, ben hiç karar veremem en sevdiğime.😊
Sineklerin Tanrısı hakkında ben de böyle düşünmüştüm ve bir de Çavdar Tarlasında Çocuklar kitabının abartıldığını düşünüyorum okuduysanız sizin yorumunuz nedir?
Okumadım, fikrim yok.😊
ikisi de alegorik anlatımın hakim olduğu eserler, belki bu yüzden. okuma keyfini arttırmak için ön okuma yapabilirsiniz belki, çavdar tarlasında çocuklar benim en sevdiğim kitaplardandı.
Videolarınızı bir kaç gündür izliyorum çok beğendiğim kitaplar ve keşfetmek istediğim kitaplar oldu bu videoları izlerken. Bu video da espri gücünüzü ve nüktedanlığınızı ortaya koymuş. Başarılar
Fahrenheit için dediklerinize katılmıyorum çevirisinde küçük pürüzlerle beraber bir de kopukluğu distopya olmasından mütevellit Bence distopya sevmemenizden zira tam da bizim toplumumuza göndermeler var
Sineklerin tanrısını okurken, işte şimdi bir şey olacak diye diye kitap bitti. Ortada olaylar ama kayda değer bir şey olmuyordu.
Benim abartıldığını düşündüğüm kitapta şeker portakalı. Bu kadar övülecek ne var kitapta asla anlamıyorum.
Şu an sineklerin tanrısını okuyorum ve ilk defa bir kitabı yaklaşık bir bucuk aydır okuyorm. Sürekli ben de mi sorun var diye düşünüyorum. Herkes beğenmiş nobel edebiyat almış vs. Şu an bu videoyu gördüm rahatladım vallahi.
Fahrenheiti o qədər bəyənmişəm ki, yazarın digər kitablarını da oxumağa başlamışam. Sizi sevərək izləyirəm amma bu kitaba olan yorumunuza qatılmıram♥️🙋🏻♀️ Kişisel gelişim kitabları fikrinizdə isə tam haqqlısınız
Lamia ismini görünce mutlu oldum açıkçası. Isminin Reşat Nuri Güntekin'in "Dudaktan Kalbe" isimli kitabında sayısız cefaya katlanan başrolünün ismi olduğunu biliyor muydun? Kesinlikle okumalısın bence hayatına dokunan romanlardan biri olacaktır.
@@gozlerindekiler okumadım maalesef, amma okurum. Teşekkür ederim🙏🏻
Begüm Hanım merhaba, sizin de tavsiyenizle Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü aldım ama ara verdiğinizi görünce beğenmediğiniz yönünde bir düşünceye kapıldım. Nedir son durum :)
Asla beğenmemem söz konusu değil, kafam çok doluydu hakkını veremeden okumaktan korktuğum için ara verdim. Şimdi devam ediyorum bugün yarın biter.😊
@ Anladım, teşekkürler. Kitabın incelemesi de gelir herhalde :)
Bülbülü Öldürmek! Kesinlikle abartılmış, arka kapağında, basında yer alan metnine bakılarak alındığında hayal kırıklığına uğratacak bir kitap.
Katılıyorum
Bende şuanda onu okuyorum çok durağan sıktı çok beklentiyle başlamıştım
Fahrenheit 451 de bende çeviriden kaynaklı olduğunu düşündüm ama haklısınız sanırım. Bana da kopuk geldi. Sineklerin Tanrısına başlarken çok büyük hevesle başlayıp sonrasında bende sıkılmıştım. Sanırım William Golding sevemedim ben. “Serbest düşüş” ü de okurken çok bunalmıştım. Bence tespitlerde haklısınız. Ben şu anda geriye dönüp bakınca ne kitaplar okumuşum bazılarıyla boşuna vakit kaybetmişim diye düşünüyorum. Ama insan okudukça kalitenin farkına varıyor, eleştiri yapmak için fikir sahibi olmaya başlıyor. Videolarınız ve emeğiniz için teşekkürler ☺️
Lütfen Murathan Mungan değerlendirmesi yapar mısın? Kitap zevklerimiz uyuşuyor seninle..ama ben Mungan delisiyim..senin de görüşlerini duymak isterim..sevgiler..
Fahrenheit 451 kitabının ne yazık ki yeni baskısı, yani sizin okumuş olduğunuz baskısı berbat çevrilmiş. Aslında gayet sürükleyici bir kitap. eski basımını bulursanız onu okumanızı tavsiye ederim.
Kişisel gelişimini tamamlayamamış yazarların yazdığı kitapların satılması ise ayrı bir video konusu olur diye düşünüyorum...
Böylece övgüyle paylaşılan her kitabı okuma iştahı duyup zamanımızı zihnimizi boş yere meşgul etmenin bir anlamı olmadığını tekrardan fark etmiş oldum... güzel bir sohbetti teşekkürler 😇👍🏻
Fahrenheit 451 hakkında bende sizin gibi düşünüyorum... İlk defa bu kitap hakkında hemfikir olduğum birisin bulabilmek sevindirdi doğrusu :D
İlk defa videolarını detaylı bir şekilde izledim ve fikirlerini çok yakın hissettim kendime özellikle son kısımda söylediklerinde çok haklısın😌
Begüm abla Fahrenheit'i yeni okumuştum ve düşüncelerimiz birebir aynı olduğu için çok sevindim. Keşke anlatımı konusu kadar güzel olsaydı 🙏🏼
Çavdar tarlasında çocuklar da hayal kırıklığı yaşamıştım.
Bilemiyorum, okumadim.😌
Çavdar Tarlasında Çocuklar'ı bende birçok kişinin tavsiyesi ve beğenmesi üzerine almıştım. Okunabilir bir kitap ama sizin gibi ben de abartıldığını düşünüyorum.
"Başkalarının gözünde önemsiz olan bir şeyi önemli bulan da her zaman olacaktır. "
-Gogol
Videolarınızdaki gerçekliğiniz için teşekkürler.
Ben aşağıdaki yorumu yazdığımda henüz videoyu sonuna kadar izlememiştim yorumcu da aynı yorumda bulundu ilginç oldu