sanırım en sevdiğim konseptin bu 'yaşam üzerine meditasyonlar' oldu sevgili dilozof. öğrendiklerini sentezleyerek hayatına yayma çaban ve bunu sohbet ediyormuş havasında anlatmanı dinlemek aşırı zevkli.
yaşam kavramı kanundur değişmez.12-65 yaş arası yani aklı olan herkes için yaşam vardır. Dilozofun görüşü yani yaşamın anlamlı olup olmadığı içtihattır kişiden kişiye toplumdan topluma değişir aynı kişi için bile farklı zamanlarda değişir ve ikiside doğrudur eğer yaşam yoktur dense o zaman kanuna aykırı olduğu için yanlış olacaktı.Ancak tarihteki filozoflar ve kanun içtihat farkını bilmedikleri için kendi değişen görüşlerini kanun yani değişmez kabul edip diğer insanları reddeder oysa ikiside doğrudur kendilerinden önceki filozofları yalanlamış kendinden sonrakilerde onu yalanlamıştır oysa hepsi doğrudur filozofların yaşam anlayışıda yaşadığı dönemi ve toplumu ilgilendirir toplum için faydası yoktur Dilozofta videoda olabilirde olmayabilirde diyor yani hiçbirşey söylemiyor bir konuda aynı kişi çelişkili şeyler söylüyorsa hiçbir şey söylemiyor demektir yaşamın ne olduğunu bulmak içinse islam dinine bakmak gerekir Allahın sözü değişmez çünkü Allah hata yapmayan başı sonu olamyan kudreti sonsuz yaratıcıdır 2 görüşten onun kesin hükümlerine aykırı olmayan şey sanattır
Sevgili Dilara, Yaşamın eğer bir anlamı varsa, o anlam onun içerisinde olması gerekir ve bunun muntazam ve sabit bir anlam olması gerekir ve böylece onu arayıp bulmaya çalışmak ile ancak yaşamı “kendimiz için” anlamlı hale getirmeye uğraşabiliriz bu da bir manada bilge olmaya, bilgece yaşamaya iter insanı. Yaşamı kendi belirlediğimiz kriterler ile anlamlı hale getirmek diye bir şey olamaz; kendine bazı uğraşlar bulmak ve o uğraşlarla zaman geçirmek yaşamı anlamlı hale getirmek değildir. Bir şeyin anlamı o şeyin kendisine münhasırdır, kişilerin “Dilara’nın” şeylere verdiği anlam ancak o kişilerin “ Dilara’nın” o şey hakkında öznel sanrıları olabilir.
Kocam halde amelelik yapıyor. Videolarınızı mp3 olarak indirip aksama kadar sizi ve flu tv içeriklerini dinliyor. Iceriklerinizi ağır bir dille anlatmamaniz çok güzel. Hedef kitleye ulaşma cabanuizi takdir ediyoruz eşim ve ben basarilarinizin devamını diliyoruz. Kolay gelsin.
Flu TV izlerken Kubrick'den şöyle bir alıntı duymuştum: "Evrenle ilgili en korkunç gerçek, bize karşı tamamen kayıtsız oluşudur". Daha sonra bu sözün devamı olduğunu öğrendim. "Bu yüzden insanlar olarak kendi yolumuzu aydınlatmak zorundayız". Buradan, Kubrick'in de, tam söylediğiniz gibi, hayatın anlamsız olduğunu ve ona bizim anlam katabilieceğimizi düşündüğü çıkarımını yapmıştım.
Zevkle dinliyorum seni Dilara. Bilgiye olan sevgini, bilgiyi ve bilgeleri sorgulamanı hayranlıkla takip ediyordum. Bu sefer ki konuşman bilge olma yolundaki arayışta sorman gereken en anlamlı soruyu konu edinmiş. Varolma yolculuğunda sana verilen en büyük sermayen olan kısıtlı zaman içerisinde bunun cevabını bulmanı temenni ediyorum. Bu ötelenmeden yaşanması gereken hayatımız için sorulması gereken ilk soruydu. Cevapları nerelerden arayacağımız da önemli tabiki. Bilgi kaynaklarımız rakiplerimizle çürütülmemeli veya eskimemeli. Ya da sevdiğimiz o bilgiden daha doğrusu olmamalı. Yoksa yanlış bilgilere sevdalanmışız demektir.
Evren bize kayıtsız olamaz. Evrendeki her tekillik diğer herşeyle etkileşim halindedir. Uzay, bu etkileşimlerin dengesinden ibaret aslında. Zaten şuan için fizikçiler arasında kabul gören kanı, evrende toplam enerji miktarının değişmediği sadece el değiştirdiği yönünde. Yani etkileşim olmadan bu enerji transferinden bahsedemeyiz :) Daha da ileriye götüreyim, belki kuantumcular size ''sizin kararlarınız ve eylemleriniz enerjiyi maddeye dönüştürmekte etkilidir'' gibi bi önerme bile verebilir ;)
Bu kadar kayıtsız ve sığ insanların arasında böyle derin düşünen ,sorgulayan ,ve bizlere aktaran Dilozof çok çok teşekkürler .Ben emekli 65 yaşında bir öğretmenim .Ben de felsefeyi çok seviyorum ve bilge olmaya çalışıyorum öğrenerek .
14 yaşımda hayata olan mutluluğa, sona bakışımı değiştiren her videosunda rahatladığım başıma gelen kötü veya iyi şeylere yanıt bulduğum çok tatlı bir youtubersın
Ders verecek kadar bilgili değilim ancak okuduğum bir kitapta karşılaştığım anlam kaynakları hakkındaki maddeleri çok doğru buldum, zira onlar sayesinde çok mutlu bir yaşam sürüyorum. (Irvin Yalom'dan aktaran, Prof. Dr. Oğuz Inel, Düşünmek Üzerine Düşünmek, s. 97-98):1 Özgecilik (özellikle hakeden ve değecek kimseleri mutlu ettiğimde...) 2 Bir nedene adanmak (tüm insanlığın kurtuluşu ve mutluluğuna, bazı bireysel ereklere...) 3 Yaratıcılık (hepimiz sanatçı, mucit vs olamayacağımıza göre, diyelim dil öğretim veya öğreniminde yapılan ufak seyler...) 4 Hedonistik çözüm (abartmamak koşuluyla yaşamın güzelliklerini dışlamayıp, zevk almak) 5 Kendini gerçekleştirmek (Maslow'un 'ihtiyaçlar piramidinin en üst basamağına çıkmak) 6 Kendini aşma (gelecek nesillere rehberlik etme kaygısı gibi) Selamlar, sevgiler, saygılar... 🌹🌹🌹👍👍👍❤️❤️❤️👋👋👋👭👭👭
bence hayat cok boktan ve hiç varolmamak seçimi benim elimde olabilseydi.o yüzden çocuk sahibi olmayı düşünmüyorum,var olmamış her çocuğum bana teşekkür edecek.
Felsefe ile yaşamanın bazen ağır bir külfet de doğurduğunu en iyi bilenlerdenim diyebilirim çünkü mekan ve zaman farketmeksizin, zihnen sürekli olarak yoğun bir fırtına halinde yaşamak kimi zaman bizi andan alıkoyan bir etkiye neden olabiliyor. Yine de bu meşakkatli yolda yürüyor olmak, insan yaşamını anlamlandıran yegâne eylemdir. Seni tebrik ediyorum.
pek çok ortak yön gördüm kendimde. ifade etme biçimimiz kökten farklı olsa da motivasyonların özdeşliği sanırım felsefeyi tek bir obje olarak görmek için yeterli.
Dilara abla, yaklaşık 2 yıldır seni takip ediyorum videolarını severek izliyorum ama 2 yılda çok şey oldu psikolojik rahatsızlıklarımda (2 aydır bipolar tanısı kondu doğalmış yaşaman) bana yardımcı oldu sana bu açıdan teşekkür etmek istedim ne zaman çok düşsem sen ve diamond tema çok yardımcı oldunuz. Sadece içimi dökmek istedim eğer okursan teşekkürler okumazsanda canın sağolsun.
Ben 30 yıllık bipolar duygu durum hastası olarak sana naçizane tavsiyem tedavini asla yarım bırakma çünkü bu hastalık bazı dönemlerde iyi olduğunu zannedip tedaviyi sonlandirma durumları olabilir öyle olunca bir ömür bu hastalığı yenemiyor insan iğrenç bir şey sonu şizofrene doğru gidiyor maalesef çok çok geçmiş olsun umarım beni yanlış anlamazsın
@@ates4978 merhaba bilen birine benziyorsun ilaçlar zihnini etkileyip bırakma noktasına geldin mi çünkü sanrılar duymaya başladım bu beni tedirgin ediyor
@@hdrcanaslan7560 bu hastalığın fıtratında var ömür boyu ilaç kullanmak zorundasın doktor kontrolünde mani dönemi farklı depresyon dönemi farklı ara geçişlerde ise iyi hissedersin kendini ilaçları bırakırsan daha kötü ataklar geçirme ihtimali çok yüksek olur iğrenç bir hastalıktır
Süpersin👏 şu giriş sadece '' herkes mutlu da bi Ben miyim arkadaş'' dediğim yere bi dokundu ve rahatlattı. Her zaman sevgi pıtırcığı olmak zorundamıyız yahu? Cansın
Epicurus'un o meşhur sözleri sanırım en doğrusu ölüm konusunda, ölüm varken biz yokuz, biz varken ölüm yok. Böylesi bir bölünmeyi kabul etmek gerekli. Yine de insanı diri tutan en önemli şey başkalarından duymak sezinlediği şeyleri.
Bilgiler, merak ettiklerimiz, fikirlerimiz, üreteceklerimiz, yapmak istediğimiz işler, anlatacaklarımız, öğreneceklerimiz hiç bir zaman bitmeyeceği için ölünce mutlaka yarım kalacak. Daha kötüsü bunca emeğin ölünce yok olacağını düşünmek bile korkutucu. Yarım kalacak bile olsa bu çabanın gayretin, çalışmanın hatta geride bırakacağımız izin ancak İslam'la kıymet bulduğuna inanıyorum. Ve senin gibi zeki, çalışkan, meraklı, donanımlı bir insana müslümanların çok ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Müslümanların sana senin İslam'a ihtiyacın var. Müslüman olunca bütün dertlerin sıkıntıların bitecek mutlu olacaksın, ölümden korkmayacaksın demiyorum bilakis müslüman hesap vereceğini bildiği için yok olup gideceğini düşünen insana göre daha çok dikkatli olur ama umutsuz olmaz. Havf ve Reca. Söylemek istediğim bunca okumalarının çabalarının anlam bulacağı, kalbinin mutmain olacağı. Müslüman olman için dua ediyorum.
Meditasyon videolarında bazı anlar içim konuşuyor gibi hissediyorum. Zamana mahkum varlıklar olarak, aynı zamanda var olmamız da çok büyülü geliyor. Yüreğine sağlık ✨
Efendim, yaşam veya ölüm üzerine bir konuşma bekliyordum ama daha çok ilk 10 dakikasını izlerken sürekli aklınızdaki başkalarını eleştirirken buluyoruz sizi konuşmalarda. Ve ben ve öteki kavramları arasında, kendi içerinizde ötekileştirme kavramı fazlaca yer edinmiş ve kendinizi bu durumda üst bir insan kavramına gizlice atfetmişsiniz.
Böyle videolar bol bol gelmeli, bu tür kriz anlarını ben de hep yaşarım kendimi bildim bileli ve dediklerini duyabilecek insanların olduğunu görmek en güzel ilaçtır her zaman, o ses içte deveran etmeye başladıkça insanı hasta ediyor.
‘Bu konuşma bende bir zuhur buldu! 70 sene de yaşasak,700 senede yaşasak hiç birşey fark etmeyecek. 70 senenin içinde de hayal kırıklıklar,hüzünler, mutluluklar,sevinçler olacak 700 senede de.. Totalde pek bir fark yok.(Yazı tura gelme olasılığında olduğu gibi) Galiba senin,aklımdakilerini yapamayacağım düşünceleri ne mutlu ki boş yere.. Sürekli filtreleme yaparak o güzel “an”ları kaçırıyoruz mâlesef..
Her an keyif alınacak diye bir şey yok, her an keyif almayı beklersek duyarlılık oluşturur, ve keyif almadığımız her an işkenceye dönüşür. Mutluluk da mutsuzluk da bir duygudur, keyif ve keyifsizlik de öyle, acı biber de biberdir, tatlı biber de biberdir.
Bi gece birden uyandım ve dedim ki 30 yaşındasın ve kendini çocuk sanıyosun. Hayat çok hızlı ve yarısı bitti.. Birde ölüm korkusu hissettim. Ama sonra hayatın daha zor olduğu aklıma geldi.. Ölüm sadece ölmektir. Ama hayat belirsizliklerle dolu.. Ölmüş biri acı çekemez, üzülemez, hatta düşünemez. Bundan güzel bişey mi var.
Sevgili Dilara, gene yaramaz çocuk - bilge öğretmen karışımı bir bakış fırlatmışsin ortalığa! Seni seviyor, takdir ediyor ve saygı duyuyoruz. 🌹🌹🌹👍👍👍❤️❤️❤️👋👋👋
güzel tasarlanmış planlanmış ve sunulmuş bir video olmuş gerçekten ,sonlu zamanımız su gibi akıp gitmekte ve ciddi bir kaygı yükü yaratmakta ,youtube da ilk video yayınlamamın üzerinden tam⏳ 14 yıl geçmiş
Video sanki ağlamak üzere olan duyguda çekilmiş. Bu da varoluş ve zaman konusuyla anlam ve dramaturgic bakımdan eşleşmiş. Samimiyetiniz için teşekkürler.
Tuhaf ama ruh ikizi gibi hissediyorum aynı kaygılar, aynı beklemeler, aynı anlamlandırma çabaları… Sanırım aynı kaygıların, benzer ruhların insanları birbirine sarılsa zaman daha az anksiyeteli olacak. ayrıca iyi ki varsın dilozof
Yaşamın bir anlamı olup olmadığını bilemeyiz, anlamlı olmasını umarız bu yüzden kendimizce anlam katmaya çalışırız. Öldükten sonra bir şekilde var da olabiliriz, var olmayadabiliriz. Bu yüzden hayatlarımızı anlamlı kılmaya çalışmakla hiçbir şey kaybetmiş olmayız. Hiççi düşünmek bu anlamda insanın kaygısına kaygı katar.
Kesinlikle katılıyorum ve ekliyorum: Hayatımızı, dünyaya biraz da olsa pozitif etki etmekle kullanmak anlamlı olabilir. Geldim, gördüm, güzelleştirdim, gittim. :)
Dilara seni dinlemeyi çok seviyorum feksefe tarihi serin bir teorik sergi gibi ama bu seri benim hayatima dokunuyor. Öğrenmek anlamak ve uygulamak istedigim öyle çok şey var ki... öldükten sonra zihnimle yaşamaya devam edecegime inaniyorum. Onu iyileştirmek gelistirmek onarmak.... icin zamanınimin surekli azaldigini hissetmek sanki univ. Imtihaninda son 20dk kalan ögrenci modunda kalan butun sorulara göz gezdirip yapabileceği soruyu arayan öğrenci olmak beni hızlı, tedirgin bazen sinirli bazen de umursamaz yapiyor. Seri için, düşüncelerini paylaştığın için samimiyetin ve senin için en değerli olan zamanını ayırdığın için çok teşekkür ederim
MUTLULUĞUN ÖN KOŞULU OLARAK: aşk, para, güç, itibar gibi durakların zahiri olduğunu anlamak için bu hedeflere varmak. Getirdikleri geçici heyecanların zamanla etkisini yitirmesi. O halde, mutluluk diye bir şey var mıdır, varsa nerede bulabiliriz? Bu can alıcı beşeri bir mesele, sadece bugün için değil geçmiş ve geleceğin de konusu, bu nedenle üzerinde durmaya değer. İnsanın, “KÖK PROBLEMİ” üzerinden mutluluğa bakmayı öneririm. Ne demiştik, sevdiklerini bir vesileyle ölüme terk eden insan “hayatın anlamını” kaybetme derdine düşer, ruhundaki ıstırabı hafifletmek için masallara sığınır. Bu, içinde rahat edeceği bir evren, toplum ve insan modeli. Fakat bu kederle içten içe tüm hayatı boyunca hırpalanırken, önünde mutlak gerçeğe yaklaşacağı yılları vardır. SONUÇ: kök problemimiz FANİ OLMAKTIR, mutluluk varsa ÖLÜMSÜZLÜKTEN başka bir şey olamaz. (1) İşte bu nedenle, erkek için kadın, kadın için erkektir, bir araya gelerek kendi genlerini ve kültürlerini aktarabilecekleri çocuklara sahip olurlar. Kadın ve erkek birbirlerine şükran duyarlar. (2) Antik Yunanlılar, ölümsüz yani zamansız eserler bırakarak, daha sonraki nesilleri onurlandıran ve hayat tutunmalarına yardımcı olan, önünde saygıyla eğilecekleri eserler yoluyla da mutlu olmak yolunda anlamlı bir adım atılabileceğini iddia ettiler. Çünkü, kişinin vücudu çürümüş olsa da kendini maddi kültür içine kodlayarak bir süre daha yaşamaya devam eder. (3) İçine girdiğimiz masallara sıkı sıkıya inanmışsak, o masalların öngördüğü ve yine ölümsüzlük ile ilişkili konular var. Mesela, sonsuza kadar cehennemde yanmak ihtimali mutlu etmeyebilir, ama cennete gitmek ihtimali mutlu edebilir. v.g.
Artık zaman kaygısı çekmiyorum. İnsanları ve hayatı da kabullenerek yaşıyorum . Şu an için en büyük sıkıntı, kendimi aradığımdaki benin aldığı kararları sıfırlayıp yeni bir ben yaratmak için gereken zaman! Yine zaman 😀
tam descartes'ın meditasyonlar'ı gibi ilerliyor. o sebeple çok zevk alıyorum izlerken. eşzamanlı düşünme ve bunun paylaşımı çok hoş, izleyen/okuyanı da eşzamanlı düşünmeye davet ediyor... hem keyif aldım, hem düşündüm hem de her an içimdeki ölüme yönelik korku hâlinin fırlayıp beni ele geçireceği korkusunu hissettim izlerken... ama zaman fikri çok hoş, sadece bir şeyi değiştirmiyor. zamana dair bütün bilgi veya farkındalık, sanki yeterli değil gibi geliyor. hiçbir şekilde yaşama dair bir anlam yaratamayacağımı, beni tatmin eden bilgeliğin de geçici olduğunu, çünkü öleceğimi bilmek bir döngü yaratıyor. şahsen şu an "kendinde şey"in bilgisini edinebilir miyiz, bunun üstüne düşünüyorum ve sanki böyle bir bilgi benim için bir anlam yaratabilir gibi geliyor, bir yandan da böyle bir bilginin ediniminin imkansız olduğunu destekleyecek akıl yürütmeler bastırıyor, filan. düşündükçe düşünecek çok şey çıkıyor ve hepsi de karamsar sonuçları destekleyecek şeyler oluyor bu konuda. keşke zihnin çizdiği çemberin dışına çıkabilsek de orada biraz düşünebilsek...
farklı açıdan bir şey söylemek istiyorum. "ölümü bilme döngüsü", "bir şeyin sonlanacağını bilme döngüsü" gibi birçok karamsar olan ve içinden çıkılamaz gibi görünen döngü sayabiliriz. bu tarz soruların net bir cevabı yok, hiçbir zaman olmadı ve olamaz. fakat kim için yok? toplum için yok. cevabı "genel" üzerinden düşünerek bulmaya çalışmak en büyük kavislerden biri. zihnimizin çemberlerine gelirsek, hep böyle çemberler koymadı mı bize zaten? hücreydik, biz büyüdük, çember genişledi. çocuktuk, biz büyüdük, çember genişledi. bazen de büyük çemberin içindeki küçük bir çemberden çıkıp diğer çemberlerle karşılaştık. dünya'dan ay'a yolculuğumuz gibi. çemberler hep vardı, var olmaya devam edecek. bir çemberden çıktığında diğerinde bulacaksın kendini. çemberden kaçmak değil, çemberi tanımak asıl olan. bu kümülatif düzende, spesifik bir şeylerin cevabını bulma haddini görüyoruz bazen kendimizde.
@@aslcanozturk5348 anlamak nedir, bunu düşünmek lazım sanırım. daha sonra bu gibi döngülerin içeriğini anlamaktan ne kastettiğimizi belirleyebilir ve bir şeyi anlamlandırmak için nelere ihtiyaç duyduğumuzu görebiliriz. enteresan açıkçası, cevabı olmayan bir soru sorup ona cevap arıyor gibiyiz. cevaplandırmak, anlamak, üstüne düşünülmesi gereken sözcükler. bunları kullanırken ne düşünüyor ve ne amaçlıyoruz, filan... tanımaya çalıştığım çember bana istediğimi vermeyeceğini söylüyor ama elimde de başka bir şey yok onu tanımaktan başka... en azından onu yapayım diyorum, bakayım onu ne kadar tanıyabiliyorum, belki de yanlış tanıyorumdur da o yüzden söylediğini yanlış anlıyorumdur, olabilir...
50 yaşındayım, artık fazla okumuyorum, alıntılı düşünmeden, alıntılı konuşmadan hoşlanmıyorum... Çok şiir okuyanların şiir yazamadığı gibi, felsefe okuyucularının da düşünmeye ve felsefe yapmaya vakti kalmıyor. Tavsiyem; 10 saat bir kitap mı okudun, en az 30 saat o kitabın iddiaları üzerine düşün, istifade etmekten ziyade çürütmeye çalış... Seyret, dinle, kokla, dokun, tat ve düşün, muhakeme et, sonuçlarına var... En önemli şeyin yaşamaksa ve en korktuğun şey ölmekse; telaşa gerek yok, ölmeyeceksin... Çünkü yaşamadın... İnsanın, uğruna ölebileceği bir şeyi/şeyleri yoksa yaşadığı tartışılır. Gerçekten yaşayanın; ağlayışı, gülüşü ve ölüşü sahicidir. Zamanda ve mekanda işgal ettiği yeri düşünüp, hiçliğini idrak eden İNSAN mertebesine erişmişleri müjdele "onlar mahzun da olmayacaklar"... Bana müsaade, Neşet emmimin "Yolcu" türküsünü dinleyeceğim...
Bizim yaşadığımız stres ve kaygıları inanın hiç bir hayvan yasamiyordur insanlara çok acıyorum.. zeki olmak düşünmek ölümün hastalığın trafik kazasının vs önüne geçmiyor. Her canlı ölümü tadacak hesabı geberecez. Neden kafa yoruyoruz ki her şeye ne anlamı var. Mutlu şekilde ölebiliyormusun en güzeli bu bence..✌️
İnsanlığın kaybedecek zamanı yok. Kaybedecek zamanı olmayanların da postmodernizm, post truth vs. gibi kavramlarla, karmaşa ve mutsuzlukla kaybedecek zamanı yok. Elbette, felsefe hepsi ile ilgilenir... Mutsuzlukta fazla kalmamakta fayda var. Bazen her şeye rağmen yaşadığımız bir gerçek... Mutluluk da sabır ve emek istiyor. Akıl, bilim, vicdan, sanat, spor, erdem ve "anlamlı kılma çabası" bizim için yol gösterici kavramlar.. Vizyon önemli. :)
Hocam çok iyi bir konu anlatıyorsunuz ama her gün 12 saat çalışıyorum inanın hayatı sorgulayacak ne beyin nede zamanım var. Ama yine de teşekkürler yüreğinize sağlık ❤️
Kişisel gelişmekten neden bu kadar korkuyoruz bilmiyorum. Burada kişisel gelişim dediğim temeli olmayan boş motivasyon cümleleri değil. Bu seri benim için oldukça değerli felsefe tarihi bile bu seri sayesinde daha iyi anlamlandırıyorum. Bu videoda konuştuklarında uzun süredir kafamı meşgul eden şeyler. Yaşamın amacı her ne ise bu amaçta bilginin kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum. Sonuçta bir yolu gözümüz kapalı yürüyemeyiz yürüsek bile ezbere bir şekilde yürümüş oluyoruz. O yoldan zevk almamız mümkün olmuyor bu şekilde. Ama görerek yürüdüğümüz anlamlandırabildiğimiz ve bilmeye çalıştığımız bir yoldan süreçten çok daha fazla keyif alıyoruz. Benim fikrimce yaşamaktan zevk almak ya da yaşamın amacına ulaşmak için bilgi şart.Bu yolda bilginin ışığını aydınlattığın için teşekkür ederim dilazof :)
Hayatım boyunca en korktuğum şey olmak istediğim kişi olamadan ölmekti. Olmak istediğim kişi sürekli değişti fakat bu uğurda bir şey yapmayışlarım hiç değişmedi. Sanırım sorunun ne olduğunu artık daha rahat kavrayabiliyorum. Sadece zihnimi boşaltmaya ihtiyacım var zira şu an nerede olduğumu, ne yaptığımı ve kim olduğumu dahi kavrayamıyorum.
Bu sayfaya tedadüfen rast geldim ve sadece bir dakikasına ancak bakabildim ilerledikçe içimi daha önce yaşadığım karanlık duygular bastığından izlemeyemedim özür dilerim. Even insan varoluşundan buyana bir anlam arar. Açlığı ilk hissettiği anda yaşamak için gıda aradığı gibi aklı ruhu ve kalbide yaşamak için anlam diye ifade ettiğimiz manevi gıdayı arayıp durur. Bütün düşünürlerin bazen çok karamsar bazen pek iyimser bazen sitemkar olarak ortaya koyduğu düşünceler insanın önündeki karanlık yolu haritalandırmak yolun varoluş amacının ve yolun üzerindeki tepenin ardında ne olduğunun cevabını arar. Ama bir türlü dinmez içimizdeki anlama dair susuzluğumuz , bütün düşünceler filozofların görüşleri deniz suyu gibi ferahlatır gibi olsada kısa süre içinde daha da yakar bağrımızı daha ruha abı hayatı olan manaya ulaşmaya...
Dilara seni çok seviyorum.. Bazen anlattıklarını hiç anlamadan ; Fransızca bir şarkı dinleyip de hislenir gibi dinliyorum.. iyi ki varsın.. büyük bir terapisin bana..
Derin bir konu üzerine samimi dakikalar vaat eden bir girişten sonra videonun ortasına Cambly yerleştirip lafı oraya getirince samimiyetini yitirmiş bu sohbet, üzüldüm.
bunu hep düşünüyordum ve çıkmaza giriyordum sürekli,,, hani derler ya bir şeylere yetişmeye çalışıyorken hayat tükeniyor diye evet bu çok mantıklıydı ama öte yandan beklemeden yaşamak nasıl mümkündü? aslında son zamanlarda bunu öğrenmişim ama isimlendirememişim gibi hissettim, sanki tüm sisler dağıldı bir anda. çok teşekkürler çok çok çok 🐙💚🌀🌀
Her paylaşımında kendime dair birşeyler buluyorum, kendinden bahsederken sanki benden bahsediyorsun😊 sanırım felsefeci olarak aynı kaygıları yaşıyoruz... iyi ki tanıdım seni dilara iyi ki varsın 💜
Video yayın tarihi mayıs 2022. ben good place’e dün tesadüfen başladım. İyi yer ne kadar sıkıcı nereye kadar her şey seni mutlu edebilir ki diye düşünürken bu videoya denk geldim. Halbuki bir yıldır Dilara’yı dinliyorum.
Girizgahta bilge olmak üzerine sarfettiğiniz sözler güzeldi. Benim için de kâmil insan olmak amacı olmalı insanın ve bundaki motivasyonum zamanın sonlu olması ve sonraki sonsuzluk😍fakat sonsuzlukta sıkılmak olamayacagını Kur'an bize zevk ve lezzetlerin de sonsuz olduğu haberi ile öğreniyoruz.
En en en sevdiğim konsept bu beni en düşünmeye sevk eden ve izlerken en zevk aldığım keşke podcast olsa da böyle bir sahil kenarında yürürken hep dinleyebilsem.
Dilara, yasadiklarini duyunca inanmakta zorlandim. Daha once mail uzerinden sana Belcikayi dusunebilirsin diye yazmistim. O kadar iyi anliyorum ki bahsettigin kalp agrisini, son uc senedir ayni seyleri ben de yasiyorum ve videonu izledikten sonra icime su serptin, iyi ki varsin.
Ölüm ile ilgili benzer bir kaygı taşıyordum sizinle, ama artık "Şu an ölsem bile hiç fark etmez." gibi bir bakış açısı edindim. Hatta bazen evrenin herhangi bir yerinde bir anomali yaşansa dünya 1 saniyede silinecekmiş gibi düşünüyorum. Ani bir ölüm, her şeyin yıkılışı... Bu yüzden sadece yaşamak lazım, kaybedecek bir şeyiniz yokmuş gibi...
Yaşamadan üzerine düşünemiyorum dedin. Bence yaşamadığın şeylerin üzerine de düşünmelisin... Çünki ömür dünyadakı herşeyi kendin yaşayacak kadar uzun değil...😇
Her ne kadar ölüme doğru yaşasak ta, ölüm gibi, geçmişte yaşanmış yanlış, üzücü, kötü anlar için de yapılacak bir şey olmadığından, elden geldiğince doğru ve yanlışları belirleyerek "beklemeden" yaşamak... :)
İnsan doğanın bir parçası olarak bütüne tekrar karışıyor .ölüm ile bilinçli insan formu çürürken bilinç aktarımlı başka birşey olarak devam edecek belkide farklı bir formda.Bu formumuzu tamamladığımızda başka formlarda maddesel olarak devam edicez.evet hatıralarımız duygularımız yeni formda bize eşlik edemeyecek belki ama bu bizi ölmüş yaparmı? Yada bilimin gelişmesi ile bilinçlerimiz saklanabilirmi , aktarılabilinirmi, birleştirilebilinirmi. ? Mümkün olabildiğinde ölüm ne anlam kazanacak kimbilir.
Dikkatimi çeken noktalardan bir tanesi de "var olmadan önceki halinizle, öldükten sonraki halinizin aynı olacağına inanmanız" burada bariz bir hata var; Doğmadan öncesinde herhangi bir iradeniz dolayısıyla sorumluluğunuz yok ancak doğduktan sonra ölüme kadar birçok şey yaparsınız ve iradi olarak sorumlu olursunuz, dolayısıyla ölümden sonraki hayata inanmak daha makul ve mantıklı geliyor diğer türlü gayet boş anlamsız ve tatminsizlik içinde anlam arayan çaresiz bir canlı olmaktan öteye gidemezsiniz, zaten gördüğüm kadarıyla anlamlı ve neşeli hayat çırpınışları var fakat gözlerden anladığım kadarıyla umutsuzluk var, buna rağmen gayret edip çalışmak var. Tabii umutsuzluk doğal geliyor çünkü size göre hayatın kendinde anlam ve amacı yok. Eğer böyle bakarsanız ancak birkaç on seneyi anlamlı nasıl geçirebilirim diye çaresiz bir arayış içinde olursunuz. Çaresiz diyorum çünkü işin neticesinde yok olmayı ve bomboş bir hayatın ya da hiçliğin sizi beklediğine inanıyorsunuz. Bu noktada takribi 30 senelik yaşam ne kadar anlamlı değerli neşeli mutlu bilgece geçerse geçsin anlamsız olacak tatmin etmeyecek, nihai noktada huzursuz ve varoluş krizi baş gösterecektir... Bildiğim kadarıyla tek çıkış yolu hayatın anlamının olduğuna inanmak, hiç olmazsa bu anlamı aramak olmalıdır. Teşekkürler...
Orası dine çıkar, din dışında her şeyi kapsayan bir anlam yok, öyle bir anlamın varlığı bir başka varlığı gerektiriyor, dediğiniz şey Dilara hanımın dindar olmasını beklemek oluyor ki sanırım bu pek olasılık dahilinde değil.
Bir şeyin dinde olması onu hiç kale almamak anlamına mı gelmeli yoksa doğru her yerde olabilir her yere bakmalı dolayısıyla dine de bakmak lazım mı demeli?
@@metinseker7083 Din Salt apaçık bi Gerçek değil, Sadece inanma yoluyla ulaşılıyor, Filozoflar ve Bilim insanları Apaçık gerçeği ararlar, İnanmak ta huzur var evet ama gerçeği aramak bazı insanların kendine çizdikleri bi yol.. İnançsızlık değil bunu adı,Bu gizem insanı çıldırıyor, Ölen hiç kimse ordan bi haber getirmedi..
@@rdvangercek8990 Ben kendi geliştirdiğim tekniğe göre inanıyorum, Allah yaradan var, Tekniğin adı zenginlik teorisi, Dünya da bitkilere ve hayvanlara hükmetme gücü olan insanoğlu sorumlu olmalı mantık bu, Çünkü bu kadar zenginlik öyle alalade,kendi başına tesadüfen olamaz..Ve ayrıca bu teoriye göre de İnsanoğlu aciz ve fakir yaradılışlıdır yani imkanları kısıtlı,Yani bu durumda her şeyi idare eden zengin birisi olmalı.. Çünkü fakirler hiçbir durumda öyle başıboş,avare vurdumduymaz olamaz,Hep bi tedirgin, kaygı içinde olmalı, Fakirlik budur..
Zamanın birgün biteceği kaygısını aşmanın tek yolu bilmektir… Eğer bilirseniz kaygılar yok olur Bilmek okuyarak, öğrenerek, araştırarak olur mu? Öyle ulaşılan bilgi bilmek değil, ezberlemektir. Bilmek hissetmek, anlamak, inanmaktır İnançla, sevgiyle, merhametle kısacası soyut duygularla varoluruz Zaman bitecek… Bunu nerden çıkarıyoruz, ölenler geri gelip zamanın bittiğini kesin bir dille söylediler mi yoksa Zaman bitmeyecek, gerçeğin tam da ortasındayız… Zaten zaman varolma halidir, hep olucaz, yok olmak yasak
Kardeşim bu İnanç meselesi,Felsefe farklı bi dal.. Biraz da gerçeğin, hakikatin peşinden koşmak,yani şöyle derler ben İnanmak istemiyorum,Bilmek istiyorum..Bende inançlı biriyim inançta huzur vardır evet bu doğru,Ama şimdi Buda ya, Hristiyanlığa inanan koyu dindar kişiler de huzur bulurlar.Yani inancın kendisi huzur bulmaktır.. Gerçekse çok başka eminim
Gece işi bitiminde sabah yüzümü yıkarken burnumun kanadığını fark ettim ve aynaya baktım,daha önceleri de hayatımı sorgulamıştım ama üstünde pek durmamıştım ve aynadaki kendime bakarak şunu söyledim:Aslında anlamsız,verilecek cevaplarım sadece başka sorular ortaya çıkarıyordu ve denizin ortasındaki girdap gibi kafamda dönüyordu.Bence bir cevap bulamayacağız yada cevap aslında sadece sorunun kendisi…
Bence çok anlamlı bir iş yapiyorsunuz. Kişisel gelisimle ilgileniyorum. Bir çok alanda ilgileniyorum ama bunun içinde sizde varsınız. Temelini daha iyi oturtabilmem için buna ihtiyacım vardı. Bende ki bu boşluğu siz iyi dolduruyorsunuz🙏 İsmim Dilek Bilir.
kendi var oluş kaygılarımın cevaplarını ve anlam kazanma çabalarımı felsefe ile buldum.boşlukta asılı durmak yerine anlama çabası ile zamanda akıp giderken dönüşüme tanıklık etmenin keyfidir felsefe
krishnamurti gibi doğu felsefecilere de bir değinseniz. varlığın içinde yoklukta bir. varlığı anlamaya çalışırken aslında yokluğu da sorguluyoruz. o halde varlık da yokluk da birbirini tamamlayan şeyler.
Şu yönden katılmıyorum çünkü bir zengin insan zamanı satın alıp kendine vakit ayirabilir bunu en güzel şekilde kullanabilir fakir bi insanın değil zamanı almaya kendini anlamaya bile vakit yoktur bu yüzden dir ki hayatta çok çalışıp zamanı satın alman gerek . Ve şunu de eklemeliyim ölümden sonra mutlaka yaşam vardır öyle olmasa idi dogmazdik zaten çok güzel örnek vermiştin cennette bile bir başka cennet kapısı aynı şey şu anda bizim için de geçerli dünya hayatının sonlanmasi ve başka bir hayatın başlaması demektir . Bazen ölünce bilincimiz yok olup önüne yeni bir bilinç eklenip başka bir evrende yeniden mi var olacağız ancak yaşam bu sekilde anlamlı gibi geliyor bana
Bu dediğimi çok anlaşılır olması niyetiyle söylüyorum. ben, Monoteist biri olarak söylüyorum ki hayatımın çeşitli dönemindeki motivasyon etkilerini angostik olmayan bir ateistten (kendin böyle söylediğin için :) ) alıyorum ve bundan çok memnunum teşekkürler Dilara
Kişisel gelişim tabirini ben de sevmiyorum. Ama sizi uzun zamandır izilyorum ve zihinsel dünyanızdaki gelişimi gördükçe, kendi çocuğum gibi (bir oğlum var) seviniyorum.
Yaşam sonlu desek bile, oysa doğada var olan herşey, sonsuzluğu anlatıyor gibi... Ağaclar büğümeye acele etmiyor... Yeşermeye acele etmiyor... Bir çiçek açmak için acele etmiyor... Hepsi çok yavaş büğüyor, hepsi an-an yeşeriyor... Onlar yaşamın sonsuzluğunu biliyorlar gibi....
"Elimdeki bu hayatla ne yapacağım" sorusu felsefeye sorulabilir fakat felsefeden bunun cevabı beklenemez. Cunku felsefenin buna verecek bir cevabi yoktur.
Bir sonraki konu beni ne mutlu eder? Ya da bir genelleme yapabilirsen bir insanın kaliteli bir yaşam sürmesi için neler yapması gerektiğinj konu edinebilirsin. Mesela; Sanat, zanaat, el işi, hayvan beslemek, öğrenmek, dans etmek, ... ya da hayatındaki erdemleri...
Yaşamın aslında bir anlamı var. Hayvanlar ve bitkiler için olmayabilir. Bu enerjinin ve doğanın kendi geniş çerçevesinde birşeyler oluşuyor, yani bizler ile birlikte doğa değişime uğruyor, bu değişimin ne olacağını biz bilemeyiz, bize yarayacağı anlamına gelmez bu değişim, belkide biz olmayacağız bu değişimler olduğunda. Burada bize düşen görev ise, yaşamı kendimiz için anlamlı yapmak zorundayız, sağlıklı kalabilmek için, mutluluğuda bu sağlığın içine sıkıştırabiliriz, kendimizi sevdiğimiz alanlarda çok iyi motive etmemiz ve o alanın eyleminde aktif olmamız gerekiyor sadece.
Bir şeyin sonlanacak olması onu değersiz yapar. Sonsuz zaman değerlidir. Ayrıca felsefe okuyarak bilge olamassın. Bilge olmak istiyorsan bilim okumalısın. Bilgi her insanın aradığı şeydir.
Hayatın anlami, sürekli bir anlam arayışı, hayata, , ana amlam yükleme, yüklenen anlamın kaybi ve tekrar anlam arayışı, yüklemesi ve kaybı döngûsüdür. Sonuc olarak hayatın mutlak bir anlami yoktur. Milyarlarca insan ve milyarlarca anlam vardir. Her anlamin da zaman içinde bir yaşam süresi vardır.
18:41 acaba horoz kendi öttüğü için mi güneş doğdu sanır, yoksa horozlanan insan mi yapar bunu? 20:36 vakitsiz öten horozun başını keserler; hakikaten horoz ve zaman ve insan denklemi bir şeyler anlattı.
Ölumden sonra bir hiç olacağını düşünen birinin ölmeden önce yapmak istediklerini yapamama kaygısını anlamıyorum ama anlıyorumda.Inşallah özüne ulaşırsın.Çünkü kalbin temiz,mühürlenmemiş.
doğumu zamanın başlangıcı ölümü ise bitişi olarak görmezsek , bu akışın bizden önce ve sonra olmaya devam edeceğini hissettiğimiz de o içimizi kaplayan hiçliğin bizi soktuğu duruma bakıp o tebessüm ile zaman akışına teslim olup bazen hızlı bazen yavaş bazen durarak zamanın her türünü her sevdiğim deneyim ile kombine yapıp , onu yaşayabiliyorum bu şu an için en kabul edilebilir yöntem en azından kaçmadığıma ve korkmadığıma emin olmamı sağlıyor . :)
Bu videonu çox bəyəndim həqiqətən, doğrudur - Dilozof olaraq bir hekayən var amma bu videodakı Dilaranın sanki daha fərqli daha marjinal bir hekayəsi var..
Yaşamı, bir yerde ne kadar da karmaşık, içinden çıkılması zor hatta imkansız hale getirmişsiniz. 3.buçuk dakika sonra yazıyorum bu yorumu ve kapatıyorum ..
sanırım en sevdiğim konseptin bu 'yaşam üzerine meditasyonlar' oldu sevgili dilozof. öğrendiklerini sentezleyerek hayatına yayma çaban ve bunu sohbet ediyormuş havasında anlatmanı dinlemek aşırı zevkli.
yaşam kavramı kanundur değişmez.12-65 yaş arası yani aklı olan herkes için yaşam vardır. Dilozofun görüşü yani yaşamın anlamlı olup olmadığı içtihattır kişiden kişiye toplumdan topluma değişir aynı kişi için bile farklı zamanlarda değişir ve ikiside doğrudur eğer yaşam yoktur dense o zaman kanuna aykırı olduğu için yanlış olacaktı.Ancak tarihteki filozoflar ve kanun içtihat farkını bilmedikleri için kendi değişen görüşlerini kanun yani değişmez kabul edip diğer insanları reddeder oysa ikiside doğrudur kendilerinden önceki filozofları yalanlamış kendinden sonrakilerde onu yalanlamıştır oysa hepsi doğrudur filozofların yaşam anlayışıda yaşadığı dönemi ve toplumu ilgilendirir toplum için faydası yoktur Dilozofta videoda olabilirde olmayabilirde diyor yani hiçbirşey söylemiyor bir konuda aynı kişi çelişkili şeyler söylüyorsa hiçbir şey söylemiyor demektir yaşamın ne olduğunu bulmak içinse islam dinine bakmak gerekir Allahın sözü değişmez çünkü Allah hata yapmayan başı sonu olamyan kudreti sonsuz yaratıcıdır 2 görüşten onun kesin hükümlerine aykırı olmayan şey sanattır
kesinlikle!
Sevgili Dilara, Yaşamın eğer bir anlamı varsa, o anlam onun içerisinde olması gerekir ve bunun muntazam ve sabit bir anlam olması gerekir ve böylece onu arayıp bulmaya çalışmak ile ancak yaşamı “kendimiz için” anlamlı hale getirmeye uğraşabiliriz bu da bir manada bilge olmaya, bilgece yaşamaya iter insanı.
Yaşamı kendi belirlediğimiz kriterler ile anlamlı hale getirmek diye bir şey olamaz; kendine bazı uğraşlar bulmak ve o uğraşlarla zaman geçirmek yaşamı anlamlı hale getirmek değildir. Bir şeyin anlamı o şeyin kendisine münhasırdır, kişilerin “Dilara’nın” şeylere verdiği anlam ancak o kişilerin “ Dilara’nın” o şey hakkında öznel sanrıları olabilir.
Kocam halde amelelik yapıyor. Videolarınızı mp3 olarak indirip aksama kadar sizi ve flu tv içeriklerini dinliyor. Iceriklerinizi ağır bir dille anlatmamaniz çok güzel. Hedef kitleye ulaşma cabanuizi takdir ediyoruz eşim ve ben basarilarinizin devamını diliyoruz. Kolay gelsin.
👍
Size ve eşinize saygılar, selamlar.
Kocanız khk lı sanırım.
Size ve eşinize sevgiler!
Flu TV izlerken Kubrick'den şöyle bir alıntı duymuştum: "Evrenle ilgili en korkunç gerçek, bize karşı tamamen kayıtsız oluşudur". Daha sonra bu sözün devamı olduğunu öğrendim. "Bu yüzden insanlar olarak kendi yolumuzu aydınlatmak zorundayız". Buradan, Kubrick'in de, tam söylediğiniz gibi, hayatın anlamsız olduğunu ve ona bizim anlam katabilieceğimizi düşündüğü çıkarımını yapmıştım.
...
Zevkle dinliyorum seni Dilara. Bilgiye olan sevgini, bilgiyi ve bilgeleri sorgulamanı hayranlıkla takip ediyordum. Bu sefer ki konuşman bilge olma yolundaki arayışta sorman gereken en anlamlı soruyu konu edinmiş. Varolma yolculuğunda sana verilen en büyük sermayen olan kısıtlı zaman içerisinde bunun cevabını bulmanı temenni ediyorum. Bu ötelenmeden yaşanması gereken hayatımız için sorulması gereken ilk soruydu. Cevapları nerelerden arayacağımız da önemli tabiki. Bilgi kaynaklarımız rakiplerimizle çürütülmemeli veya eskimemeli. Ya da sevdiğimiz o bilgiden daha doğrusu olmamalı. Yoksa yanlış bilgilere sevdalanmışız demektir.
Evren bize kayıtsız olamaz. Evrendeki her tekillik diğer herşeyle etkileşim halindedir. Uzay, bu etkileşimlerin dengesinden ibaret aslında. Zaten şuan için fizikçiler arasında kabul gören kanı, evrende toplam enerji miktarının değişmediği sadece el değiştirdiği yönünde. Yani etkileşim olmadan bu enerji transferinden bahsedemeyiz :) Daha da ileriye götüreyim, belki kuantumcular size ''sizin kararlarınız ve eylemleriniz enerjiyi maddeye dönüştürmekte etkilidir'' gibi bi önerme bile verebilir ;)
Bu kadar kayıtsız ve sığ insanların arasında böyle derin düşünen ,sorgulayan ,ve bizlere aktaran Dilozof çok çok teşekkürler .Ben emekli 65 yaşında bir öğretmenim .Ben de felsefeyi çok seviyorum ve bilge olmaya çalışıyorum öğrenerek .
14 yaşımda hayata olan mutluluğa, sona bakışımı değiştiren her videosunda rahatladığım başıma gelen kötü veya iyi şeylere yanıt bulduğum çok tatlı bir youtubersın
Ders verecek kadar bilgili değilim ancak okuduğum bir kitapta karşılaştığım anlam kaynakları hakkındaki maddeleri çok doğru buldum, zira onlar sayesinde çok mutlu bir yaşam sürüyorum. (Irvin Yalom'dan aktaran, Prof. Dr. Oğuz Inel, Düşünmek Üzerine Düşünmek,
s. 97-98):1 Özgecilik (özellikle hakeden ve değecek kimseleri mutlu ettiğimde...) 2 Bir nedene adanmak (tüm insanlığın kurtuluşu ve mutluluğuna, bazı bireysel ereklere...) 3 Yaratıcılık (hepimiz sanatçı, mucit vs olamayacağımıza göre, diyelim dil öğretim veya öğreniminde yapılan ufak seyler...) 4 Hedonistik çözüm (abartmamak koşuluyla yaşamın güzelliklerini dışlamayıp, zevk almak) 5 Kendini gerçekleştirmek (Maslow'un 'ihtiyaçlar piramidinin en üst basamağına çıkmak) 6 Kendini aşma (gelecek nesillere rehberlik etme kaygısı gibi) Selamlar, sevgiler, saygılar... 🌹🌹🌹👍👍👍❤️❤️❤️👋👋👋👭👭👭
Nietzsche geldi aklıma."Hayat övülmesi övünülmesi gereken değil,katlanılması gereken bir şeydir.
bence hayat cok boktan ve hiç varolmamak seçimi benim elimde olabilseydi.o yüzden çocuk sahibi olmayı düşünmüyorum,var olmamış her çocuğum bana teşekkür edecek.
@@soledad5110 saol
Hayat yasanilmamasi gereken bir cereme tum dunya aglarken sizlanirken acken Ben nasil mutlu olabilirim.
@@yukseltiamed8387 dogru yorum yaptin.
Felsefe ile yaşamanın bazen ağır bir külfet de doğurduğunu en iyi bilenlerdenim diyebilirim çünkü mekan ve zaman farketmeksizin, zihnen sürekli olarak yoğun bir fırtına halinde yaşamak kimi zaman bizi andan alıkoyan bir etkiye neden olabiliyor. Yine de bu meşakkatli yolda yürüyor olmak, insan yaşamını anlamlandıran yegâne eylemdir. Seni tebrik ediyorum.
pek çok ortak yön gördüm kendimde. ifade etme biçimimiz kökten farklı olsa da motivasyonların özdeşliği sanırım felsefeyi tek bir obje olarak görmek için yeterli.
Ay uch yorumcluk yapmis ...
Dilara abla, yaklaşık 2 yıldır seni takip ediyorum videolarını severek izliyorum ama 2 yılda çok şey oldu psikolojik rahatsızlıklarımda (2 aydır bipolar tanısı kondu doğalmış yaşaman) bana yardımcı oldu sana bu açıdan teşekkür etmek istedim ne zaman çok düşsem sen ve diamond tema çok yardımcı oldunuz. Sadece içimi dökmek istedim eğer okursan teşekkürler okumazsanda canın sağolsun.
Ben 30 yıllık bipolar duygu durum hastası olarak sana naçizane tavsiyem tedavini asla yarım bırakma çünkü bu hastalık bazı dönemlerde iyi olduğunu zannedip tedaviyi sonlandirma durumları olabilir öyle olunca bir ömür bu hastalığı yenemiyor insan iğrenç bir şey sonu şizofrene doğru gidiyor maalesef çok çok geçmiş olsun umarım beni yanlış anlamazsın
@@ates4978 merhaba bilen birine benziyorsun ilaçlar zihnini etkileyip bırakma noktasına geldin mi çünkü sanrılar duymaya başladım bu beni tedirgin ediyor
@@hdrcanaslan7560 bu hastalığın fıtratında var ömür boyu ilaç kullanmak zorundasın doktor kontrolünde mani dönemi farklı depresyon dönemi farklı ara geçişlerde ise iyi hissedersin kendini ilaçları bırakırsan daha kötü ataklar geçirme ihtimali çok yüksek olur iğrenç bir hastalıktır
Süpersin👏 şu giriş sadece '' herkes mutlu da bi Ben miyim arkadaş'' dediğim yere bi dokundu ve rahatlattı. Her zaman sevgi pıtırcığı olmak zorundamıyız yahu? Cansın
Gerçekten sizle gurur duyuyorum. İyi ki, sizin gibi araştıran, bizlere de değer katan insanlar var.
Epicurus'un o meşhur sözleri sanırım en doğrusu ölüm konusunda, ölüm varken biz yokuz, biz varken ölüm yok. Böylesi bir bölünmeyi kabul etmek gerekli. Yine de insanı diri tutan en önemli şey başkalarından duymak sezinlediği şeyleri.
Bilgiler, merak ettiklerimiz, fikirlerimiz, üreteceklerimiz, yapmak istediğimiz işler, anlatacaklarımız, öğreneceklerimiz hiç bir zaman bitmeyeceği için ölünce mutlaka yarım kalacak.
Daha kötüsü bunca emeğin ölünce yok olacağını düşünmek bile korkutucu.
Yarım kalacak bile olsa bu çabanın gayretin, çalışmanın hatta geride bırakacağımız izin ancak İslam'la kıymet bulduğuna inanıyorum. Ve senin gibi zeki, çalışkan, meraklı, donanımlı bir insana müslümanların çok ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Müslümanların sana senin İslam'a ihtiyacın var.
Müslüman olunca bütün dertlerin sıkıntıların bitecek mutlu olacaksın, ölümden korkmayacaksın demiyorum bilakis müslüman hesap vereceğini bildiği için yok olup gideceğini düşünen insana göre daha çok dikkatli olur ama umutsuz olmaz. Havf ve Reca. Söylemek istediğim bunca okumalarının çabalarının anlam bulacağı, kalbinin mutmain olacağı.
Müslüman olman için dua ediyorum.
Meditasyon videolarında bazı anlar içim konuşuyor gibi hissediyorum. Zamana mahkum varlıklar olarak, aynı zamanda var olmamız da çok büyülü geliyor. Yüreğine sağlık ✨
Zamana mahkum varlıklar olarak, aynı zamanda var olmamız da çok büyülü. Süper söz.
30 yaşında bu kadar donanımlı olmanıza saygılar zorluklar ve güzellikler hayatımızın bir parçası 💐🙏
Efendim, yaşam veya ölüm üzerine bir konuşma bekliyordum ama daha çok ilk 10 dakikasını izlerken sürekli aklınızdaki başkalarını eleştirirken buluyoruz sizi konuşmalarda. Ve ben ve öteki kavramları arasında, kendi içerinizde ötekileştirme kavramı fazlaca yer edinmiş ve kendinizi bu durumda üst bir insan kavramına gizlice atfetmişsiniz.
Böyle videolar bol bol gelmeli, bu tür kriz anlarını ben de hep yaşarım kendimi bildim bileli ve dediklerini duyabilecek insanların olduğunu görmek en güzel ilaçtır her zaman, o ses içte deveran etmeye başladıkça insanı hasta ediyor.
Dün kendi kendime "anlam yüklemeye kafa yormayacak kadar anlamsız yaşamak" diyordum ve bugün karşıma bu video çıktı. Tesadüfe bak.
‘Bu konuşma bende bir zuhur buldu!
70 sene de yaşasak,700 senede yaşasak hiç birşey fark etmeyecek.
70 senenin içinde de hayal kırıklıklar,hüzünler, mutluluklar,sevinçler olacak 700 senede de..
Totalde pek bir fark yok.(Yazı tura gelme olasılığında olduğu gibi)
Galiba senin,aklımdakilerini yapamayacağım düşünceleri ne mutlu ki boş yere..
Sürekli filtreleme yaparak o güzel “an”ları kaçırıyoruz mâlesef..
Her an keyif alınacak diye bir şey yok, her an keyif almayı beklersek duyarlılık oluşturur, ve keyif almadığımız her an işkenceye dönüşür. Mutluluk da mutsuzluk da bir duygudur, keyif ve keyifsizlik de öyle, acı biber de biberdir, tatlı biber de biberdir.
Inanılmazdı. İnanılmaz güzel şekilde düşünceyi sürüklüyorsun. Kavrayacak elleri yaratırkenki heyecanın, endişen, bilmezliğin, ve SORUN, çok güzel.
Şu ana kadar RUclips da izlediğim, ve en çok empati yapabildiğim video bu oldu. Teşekkürler. Yalnız olmadığımı hissettim 25 dakika.
Camblynin kaliteli kanallarla işbirliği yapmasını takdir ediyorum. Gecenin beşinde iyi kafam açıldı. Teşekkürler :)
Bi gece birden uyandım ve dedim ki 30 yaşındasın ve kendini çocuk sanıyosun. Hayat çok hızlı ve yarısı bitti.. Birde ölüm korkusu hissettim. Ama sonra hayatın daha zor olduğu aklıma geldi.. Ölüm sadece ölmektir. Ama hayat belirsizliklerle dolu.. Ölmüş biri acı çekemez, üzülemez, hatta düşünemez. Bundan güzel bişey mi var.
Sevgili Dilara, gene yaramaz çocuk - bilge öğretmen karışımı bir bakış fırlatmışsin ortalığa! Seni seviyor, takdir ediyor ve saygı duyuyoruz. 🌹🌹🌹👍👍👍❤️❤️❤️👋👋👋
güzel tasarlanmış planlanmış ve sunulmuş bir video olmuş gerçekten ,sonlu zamanımız su gibi akıp gitmekte ve ciddi bir kaygı yükü yaratmakta ,youtube da ilk video yayınlamamın üzerinden tam⏳ 14 yıl geçmiş
Video sanki ağlamak üzere olan duyguda çekilmiş. Bu da varoluş ve zaman konusuyla anlam ve dramaturgic bakımdan eşleşmiş. Samimiyetiniz için teşekkürler.
Eskiden korkardım ölüm hissinden bu aralar korku yok gibi merakta yok sadece hayatı yaşamak için çaba gösteriyorum.
Okul yıllarım boyunca felsefe derslerinde hep uyuklayan bana felsefeyi sevdirdiniz! çok değerlisiniz sevgiler.
Tuhaf ama ruh ikizi gibi hissediyorum aynı kaygılar, aynı beklemeler, aynı anlamlandırma çabaları… Sanırım aynı kaygıların, benzer ruhların insanları birbirine sarılsa zaman daha az anksiyeteli olacak. ayrıca iyi ki varsın dilozof
Yaşamın bir anlamı olup olmadığını bilemeyiz, anlamlı olmasını umarız bu yüzden kendimizce anlam katmaya çalışırız.
Öldükten sonra bir şekilde var da olabiliriz, var olmayadabiliriz. Bu yüzden hayatlarımızı anlamlı kılmaya çalışmakla hiçbir şey kaybetmiş olmayız. Hiççi düşünmek bu anlamda insanın kaygısına kaygı katar.
Kesinlikle katılıyorum ve ekliyorum: Hayatımızı, dünyaya biraz da olsa pozitif etki etmekle kullanmak anlamlı olabilir. Geldim, gördüm, güzelleştirdim, gittim. :)
The good place izlemen beni aşırı mutlu etti. Bir videonun yorumlarına yazmıştım sanırım mükemmelsin.
Dilara seni dinlemeyi çok seviyorum feksefe tarihi serin bir teorik sergi gibi ama bu seri benim hayatima dokunuyor. Öğrenmek anlamak ve uygulamak istedigim öyle çok şey var ki... öldükten sonra zihnimle yaşamaya devam edecegime inaniyorum. Onu iyileştirmek gelistirmek onarmak.... icin zamanınimin surekli azaldigini hissetmek sanki univ. Imtihaninda son 20dk kalan ögrenci modunda kalan butun sorulara göz gezdirip yapabileceği soruyu arayan öğrenci olmak beni hızlı, tedirgin bazen sinirli bazen de umursamaz yapiyor.
Seri için, düşüncelerini paylaştığın için samimiyetin ve senin için en değerli olan zamanını ayırdığın için çok teşekkür ederim
videoların o kadar aynı duyguları paylaştığım anda karşıma çıkıyor ki.. gerçekten Dilara iyi ki varsın hiçbir şey diyemiyorum...
Sizden beklediğim bir sohbet.Emeğine sağlık.
MUTLULUĞUN ÖN KOŞULU OLARAK: aşk, para, güç, itibar gibi durakların zahiri olduğunu anlamak için bu hedeflere varmak. Getirdikleri geçici heyecanların zamanla etkisini yitirmesi. O halde, mutluluk diye bir şey var mıdır, varsa nerede bulabiliriz?
Bu can alıcı beşeri bir mesele, sadece bugün için değil geçmiş ve geleceğin de konusu, bu nedenle üzerinde durmaya değer.
İnsanın, “KÖK PROBLEMİ” üzerinden mutluluğa bakmayı öneririm. Ne demiştik, sevdiklerini bir vesileyle ölüme terk eden insan “hayatın anlamını” kaybetme derdine düşer, ruhundaki ıstırabı hafifletmek için masallara sığınır. Bu, içinde rahat edeceği bir evren, toplum ve insan modeli. Fakat bu kederle içten içe tüm hayatı boyunca hırpalanırken, önünde mutlak gerçeğe yaklaşacağı yılları vardır.
SONUÇ: kök problemimiz FANİ OLMAKTIR, mutluluk varsa ÖLÜMSÜZLÜKTEN başka bir şey olamaz.
(1) İşte bu nedenle, erkek için kadın, kadın için erkektir, bir araya gelerek kendi genlerini ve kültürlerini aktarabilecekleri çocuklara sahip olurlar. Kadın ve erkek birbirlerine şükran duyarlar.
(2) Antik Yunanlılar, ölümsüz yani zamansız eserler bırakarak, daha sonraki nesilleri onurlandıran ve hayat tutunmalarına yardımcı olan, önünde saygıyla eğilecekleri eserler yoluyla da mutlu olmak yolunda anlamlı bir adım atılabileceğini iddia ettiler. Çünkü, kişinin vücudu çürümüş olsa da kendini maddi kültür içine kodlayarak bir süre daha yaşamaya devam eder.
(3) İçine girdiğimiz masallara sıkı sıkıya inanmışsak, o masalların öngördüğü ve yine ölümsüzlük ile ilişkili konular var. Mesela, sonsuza kadar cehennemde yanmak ihtimali mutlu etmeyebilir, ama cennete gitmek ihtimali mutlu edebilir.
v.g.
Artık zaman kaygısı çekmiyorum. İnsanları ve hayatı da kabullenerek yaşıyorum . Şu an için en büyük sıkıntı, kendimi aradığımdaki benin aldığı kararları sıfırlayıp yeni bir ben yaratmak için gereken zaman! Yine zaman 😀
Bayıldım ve takipe aldım! Neredeyse 2 katı yaşınızdayım, size bayıldım!
"zaman beni sürükleyen bir nehir, ama nehir benim;
beni parçalayan bir kaplan, ama kaplan benim;
beni tüketen bir ateş, ama ateş benim"
Borges
tam descartes'ın meditasyonlar'ı gibi ilerliyor. o sebeple çok zevk alıyorum izlerken. eşzamanlı düşünme ve bunun paylaşımı çok hoş, izleyen/okuyanı da eşzamanlı düşünmeye davet ediyor... hem keyif aldım, hem düşündüm hem de her an içimdeki ölüme yönelik korku hâlinin fırlayıp beni ele geçireceği korkusunu hissettim izlerken... ama zaman fikri çok hoş, sadece bir şeyi değiştirmiyor. zamana dair bütün bilgi veya farkındalık, sanki yeterli değil gibi geliyor. hiçbir şekilde yaşama dair bir anlam yaratamayacağımı, beni tatmin eden bilgeliğin de geçici olduğunu, çünkü öleceğimi bilmek bir döngü yaratıyor. şahsen şu an "kendinde şey"in bilgisini edinebilir miyiz, bunun üstüne düşünüyorum ve sanki böyle bir bilgi benim için bir anlam yaratabilir gibi geliyor, bir yandan da böyle bir bilginin ediniminin imkansız olduğunu destekleyecek akıl yürütmeler bastırıyor, filan. düşündükçe düşünecek çok şey çıkıyor ve hepsi de karamsar sonuçları destekleyecek şeyler oluyor bu konuda. keşke zihnin çizdiği çemberin dışına çıkabilsek de orada biraz düşünebilsek...
farklı açıdan bir şey söylemek istiyorum. "ölümü bilme döngüsü", "bir şeyin sonlanacağını bilme döngüsü" gibi birçok karamsar olan ve içinden çıkılamaz gibi görünen döngü sayabiliriz. bu tarz soruların net bir cevabı yok, hiçbir zaman olmadı ve olamaz. fakat kim için yok? toplum için yok. cevabı "genel" üzerinden düşünerek bulmaya çalışmak en büyük kavislerden biri.
zihnimizin çemberlerine gelirsek, hep böyle çemberler koymadı mı bize zaten? hücreydik, biz büyüdük, çember genişledi. çocuktuk, biz büyüdük, çember genişledi. bazen de büyük çemberin içindeki küçük bir çemberden çıkıp diğer çemberlerle karşılaştık. dünya'dan ay'a yolculuğumuz gibi.
çemberler hep vardı, var olmaya devam edecek. bir çemberden çıktığında diğerinde bulacaksın kendini. çemberden kaçmak değil, çemberi tanımak asıl olan.
bu kümülatif düzende, spesifik bir şeylerin cevabını bulma haddini görüyoruz bazen kendimizde.
@@aslcanozturk5348 anlamak nedir, bunu düşünmek lazım sanırım. daha sonra bu gibi döngülerin içeriğini anlamaktan ne kastettiğimizi belirleyebilir ve bir şeyi anlamlandırmak için nelere ihtiyaç duyduğumuzu görebiliriz. enteresan açıkçası, cevabı olmayan bir soru sorup ona cevap arıyor gibiyiz. cevaplandırmak, anlamak, üstüne düşünülmesi gereken sözcükler. bunları kullanırken ne düşünüyor ve ne amaçlıyoruz, filan...
tanımaya çalıştığım çember bana istediğimi vermeyeceğini söylüyor ama elimde de başka bir şey yok onu tanımaktan başka... en azından onu yapayım diyorum, bakayım onu ne kadar tanıyabiliyorum, belki de yanlış tanıyorumdur da o yüzden söylediğini yanlış anlıyorumdur, olabilir...
50 yaşındayım, artık fazla okumuyorum, alıntılı düşünmeden, alıntılı konuşmadan hoşlanmıyorum... Çok şiir okuyanların şiir yazamadığı gibi, felsefe okuyucularının da düşünmeye ve felsefe yapmaya vakti kalmıyor. Tavsiyem; 10 saat bir kitap mı okudun, en az 30 saat o kitabın iddiaları üzerine düşün, istifade etmekten ziyade çürütmeye çalış... Seyret, dinle, kokla, dokun, tat ve düşün, muhakeme et, sonuçlarına var... En önemli şeyin yaşamaksa ve en korktuğun şey ölmekse; telaşa gerek yok, ölmeyeceksin... Çünkü yaşamadın... İnsanın, uğruna ölebileceği bir şeyi/şeyleri yoksa yaşadığı tartışılır. Gerçekten yaşayanın; ağlayışı, gülüşü ve ölüşü sahicidir. Zamanda ve mekanda işgal ettiği yeri düşünüp, hiçliğini idrak eden İNSAN mertebesine erişmişleri müjdele "onlar mahzun da olmayacaklar"... Bana müsaade, Neşet emmimin "Yolcu" türküsünü dinleyeceğim...
Ağzına ve aklına sağlık
Sonda yine alıntı yapmışsın dayı😂
@@emreasoglu8757 haklısın...
Huzur veriyorsun nokta 🧿♥️🌷🧿🙏🦅
Bizim yaşadığımız stres ve kaygıları inanın hiç bir hayvan yasamiyordur insanlara çok acıyorum.. zeki olmak düşünmek ölümün hastalığın trafik kazasının vs önüne geçmiyor. Her canlı ölümü tadacak hesabı geberecez. Neden kafa yoruyoruz ki her şeye ne anlamı var. Mutlu şekilde ölebiliyormusun en güzeli bu bence..✌️
İnsanlığın kaybedecek zamanı yok.
Kaybedecek zamanı olmayanların da postmodernizm, post truth vs. gibi kavramlarla, karmaşa ve mutsuzlukla kaybedecek zamanı yok.
Elbette, felsefe hepsi ile ilgilenir...
Mutsuzlukta fazla kalmamakta fayda var. Bazen her şeye rağmen yaşadığımız bir gerçek... Mutluluk da sabır ve emek istiyor.
Akıl, bilim, vicdan, sanat, spor, erdem ve "anlamlı kılma çabası" bizim için yol gösterici kavramlar..
Vizyon önemli. :)
Hocam çok iyi bir konu anlatıyorsunuz ama her gün 12 saat çalışıyorum inanın hayatı sorgulayacak ne beyin nede zamanım var. Ama yine de teşekkürler yüreğinize sağlık ❤️
Harika... Eğer ki doğru zihinsel modda değilsek nerede olduğumuzun hiçbir anlamı yok. İşte bu. 👏
Kişisel gelişmekten neden bu kadar korkuyoruz bilmiyorum. Burada kişisel gelişim dediğim temeli olmayan boş motivasyon cümleleri değil. Bu seri benim için oldukça değerli felsefe tarihi bile bu seri sayesinde daha iyi anlamlandırıyorum. Bu videoda konuştuklarında uzun süredir kafamı meşgul eden şeyler. Yaşamın amacı her ne ise bu amaçta bilginin kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum. Sonuçta bir yolu gözümüz kapalı yürüyemeyiz yürüsek bile ezbere bir şekilde yürümüş oluyoruz. O yoldan zevk almamız mümkün olmuyor bu şekilde. Ama görerek yürüdüğümüz anlamlandırabildiğimiz ve bilmeye çalıştığımız bir yoldan süreçten çok daha fazla keyif alıyoruz. Benim fikrimce yaşamaktan zevk almak ya da yaşamın amacına ulaşmak için bilgi şart.Bu yolda bilginin ışığını aydınlattığın için teşekkür ederim dilazof :)
Hayatım boyunca en korktuğum şey olmak istediğim kişi olamadan ölmekti. Olmak istediğim kişi sürekli değişti fakat bu uğurda bir şey yapmayışlarım hiç değişmedi. Sanırım sorunun ne olduğunu artık daha rahat kavrayabiliyorum. Sadece zihnimi boşaltmaya ihtiyacım var zira şu an nerede olduğumu, ne yaptığımı ve kim olduğumu dahi kavrayamıyorum.
Bu sayfaya tedadüfen rast geldim ve sadece bir dakikasına ancak bakabildim ilerledikçe içimi daha önce yaşadığım karanlık duygular bastığından izlemeyemedim özür dilerim.
Even insan varoluşundan buyana bir anlam arar. Açlığı ilk hissettiği anda yaşamak için gıda aradığı gibi aklı ruhu ve kalbide yaşamak için anlam diye ifade ettiğimiz manevi gıdayı arayıp durur. Bütün düşünürlerin bazen çok karamsar bazen pek iyimser bazen sitemkar olarak ortaya koyduğu düşünceler insanın önündeki karanlık yolu haritalandırmak yolun varoluş amacının ve yolun üzerindeki tepenin ardında ne olduğunun cevabını arar.
Ama bir türlü dinmez içimizdeki anlama dair susuzluğumuz , bütün düşünceler filozofların görüşleri deniz suyu gibi ferahlatır gibi olsada kısa süre içinde daha da yakar bağrımızı daha ruha abı hayatı olan manaya ulaşmaya...
Dilara seni çok seviyorum.. Bazen anlattıklarını hiç anlamadan ; Fransızca bir şarkı dinleyip de hislenir gibi dinliyorum.. iyi ki varsın.. büyük bir terapisin bana..
Derin bir konu üzerine samimi dakikalar vaat eden bir girişten sonra videonun ortasına Cambly yerleştirip lafı oraya getirince samimiyetini yitirmiş bu sohbet, üzüldüm.
Teşekkürler Erkan bey
"Eyvallah"
-Sokrates 2:50
kalite kokan bir video.. harikasın ne denir ki
bunu hep düşünüyordum ve çıkmaza giriyordum sürekli,,, hani derler ya bir şeylere yetişmeye çalışıyorken hayat tükeniyor diye evet bu çok mantıklıydı ama öte yandan beklemeden yaşamak nasıl mümkündü? aslında son zamanlarda bunu öğrenmişim ama isimlendirememişim gibi hissettim, sanki tüm sisler dağıldı bir anda. çok teşekkürler çok çok çok 🐙💚🌀🌀
Her paylaşımında kendime dair birşeyler buluyorum, kendinden bahsederken sanki benden bahsediyorsun😊 sanırım felsefeci olarak aynı kaygıları yaşıyoruz... iyi ki tanıdım seni dilara iyi ki varsın 💜
Video yayın tarihi mayıs 2022. ben good place’e dün tesadüfen başladım. İyi yer ne kadar sıkıcı nereye kadar her şey seni mutlu edebilir ki diye düşünürken bu videoya denk geldim. Halbuki bir yıldır Dilara’yı dinliyorum.
Girizgahta bilge olmak üzerine sarfettiğiniz sözler güzeldi. Benim için de kâmil insan olmak amacı olmalı insanın ve bundaki motivasyonum zamanın sonlu olması ve sonraki sonsuzluk😍fakat sonsuzlukta sıkılmak olamayacagını Kur'an bize zevk ve lezzetlerin de sonsuz olduğu haberi ile öğreniyoruz.
En en en sevdiğim konsept bu beni en düşünmeye sevk eden ve izlerken en zevk aldığım keşke podcast olsa da böyle bir sahil kenarında yürürken hep dinleyebilsem.
Dilara, yasadiklarini duyunca inanmakta zorlandim. Daha once mail uzerinden sana Belcikayi dusunebilirsin diye yazmistim. O kadar iyi anliyorum ki bahsettigin kalp agrisini, son uc senedir ayni seyleri ben de yasiyorum ve videonu izledikten sonra icime su serptin, iyi ki varsin.
Ölüm ile ilgili benzer bir kaygı taşıyordum sizinle, ama artık "Şu an ölsem bile hiç fark etmez." gibi bir bakış açısı edindim. Hatta bazen evrenin herhangi bir yerinde bir anomali yaşansa dünya 1 saniyede silinecekmiş gibi düşünüyorum. Ani bir ölüm, her şeyin yıkılışı... Bu yüzden sadece yaşamak lazım, kaybedecek bir şeyiniz yokmuş gibi...
Yaşamadan üzerine düşünemiyorum dedin. Bence yaşamadığın şeylerin üzerine de düşünmelisin... Çünki ömür dünyadakı herşeyi kendin yaşayacak kadar uzun değil...😇
en sevdiğim Dilozof videosu bu oldu, sanırım uzun süredir varoluşsal sıkıntılar çekiyor olmamdan kaynaklı ama hiç önemli değil 🙃
Hislerime tercüman oldun Dilara! yaşam üzerine meditasyonlar ile yaptığın işlerin en çok da sana yararı varmış gibi geliyor, lütfen devam et.
Her ne kadar ölüme doğru yaşasak ta, ölüm gibi, geçmişte yaşanmış yanlış, üzücü, kötü anlar için de yapılacak bir şey olmadığından, elden geldiğince doğru ve yanlışları belirleyerek "beklemeden" yaşamak... :)
ahh dilaraa. nasıl da dokunuyosun ruhumuza.❤ tesekkur ederriz☀️☀️
İnsan doğanın bir parçası olarak bütüne tekrar karışıyor .ölüm ile bilinçli insan formu çürürken bilinç aktarımlı başka birşey olarak devam edecek belkide farklı bir formda.Bu formumuzu tamamladığımızda başka formlarda maddesel olarak devam edicez.evet hatıralarımız duygularımız yeni formda bize eşlik edemeyecek belki ama bu bizi ölmüş yaparmı? Yada bilimin gelişmesi ile bilinçlerimiz saklanabilirmi , aktarılabilinirmi, birleştirilebilinirmi. ? Mümkün olabildiğinde ölüm ne anlam kazanacak kimbilir.
Dikkatimi çeken noktalardan bir tanesi de "var olmadan önceki halinizle, öldükten sonraki halinizin aynı olacağına inanmanız" burada bariz bir hata var; Doğmadan öncesinde herhangi bir iradeniz dolayısıyla sorumluluğunuz yok ancak doğduktan sonra ölüme kadar birçok şey yaparsınız ve iradi olarak sorumlu olursunuz, dolayısıyla ölümden sonraki hayata inanmak daha makul ve mantıklı geliyor diğer türlü gayet boş anlamsız ve tatminsizlik içinde anlam arayan çaresiz bir canlı olmaktan öteye gidemezsiniz, zaten gördüğüm kadarıyla anlamlı ve neşeli hayat çırpınışları var fakat gözlerden anladığım kadarıyla umutsuzluk var, buna rağmen gayret edip çalışmak var. Tabii umutsuzluk doğal geliyor çünkü size göre hayatın kendinde anlam ve amacı yok. Eğer böyle bakarsanız ancak birkaç on seneyi anlamlı nasıl geçirebilirim diye çaresiz bir arayış içinde olursunuz. Çaresiz diyorum çünkü işin neticesinde yok olmayı ve bomboş bir hayatın ya da hiçliğin sizi beklediğine inanıyorsunuz. Bu noktada takribi 30 senelik yaşam ne kadar anlamlı değerli neşeli mutlu bilgece geçerse geçsin anlamsız olacak tatmin etmeyecek, nihai noktada huzursuz ve varoluş krizi baş gösterecektir...
Bildiğim kadarıyla tek çıkış yolu hayatın anlamının olduğuna inanmak, hiç olmazsa bu anlamı aramak olmalıdır. Teşekkürler...
Orası dine çıkar, din dışında her şeyi kapsayan bir anlam yok, öyle bir anlamın varlığı bir başka varlığı gerektiriyor, dediğiniz şey Dilara hanımın dindar olmasını beklemek oluyor ki sanırım bu pek olasılık dahilinde değil.
Bir şeyin dinde olması onu hiç kale almamak anlamına mı gelmeli yoksa doğru her yerde olabilir her yere bakmalı dolayısıyla dine de bakmak lazım mı demeli?
@@metinseker7083 Din Salt apaçık bi Gerçek değil, Sadece inanma yoluyla ulaşılıyor, Filozoflar ve Bilim insanları Apaçık gerçeği ararlar, İnanmak ta huzur var evet ama gerçeği aramak bazı insanların kendine çizdikleri bi yol.. İnançsızlık değil bunu adı,Bu gizem insanı çıldırıyor, Ölen hiç kimse ordan bi haber getirmedi..
İradi olarak neden sorumluyuz ?
Bu sorumluluğu bize kim ve ne zaman verdi ?
@@rdvangercek8990 Ben kendi geliştirdiğim tekniğe göre inanıyorum, Allah yaradan var, Tekniğin adı zenginlik teorisi, Dünya da bitkilere ve hayvanlara hükmetme gücü olan insanoğlu sorumlu olmalı mantık bu, Çünkü bu kadar zenginlik öyle alalade,kendi başına tesadüfen olamaz..Ve ayrıca bu teoriye göre de İnsanoğlu aciz ve fakir yaradılışlıdır yani imkanları kısıtlı,Yani bu durumda her şeyi idare eden zengin birisi olmalı.. Çünkü fakirler hiçbir durumda öyle başıboş,avare vurdumduymaz olamaz,Hep bi tedirgin, kaygı içinde olmalı, Fakirlik budur..
Zamanın birgün biteceği kaygısını aşmanın tek yolu bilmektir… Eğer bilirseniz kaygılar yok olur
Bilmek okuyarak, öğrenerek, araştırarak olur mu? Öyle ulaşılan bilgi bilmek değil, ezberlemektir.
Bilmek hissetmek, anlamak, inanmaktır
İnançla, sevgiyle, merhametle kısacası soyut duygularla varoluruz
Zaman bitecek… Bunu nerden çıkarıyoruz, ölenler geri gelip zamanın bittiğini kesin bir dille söylediler mi yoksa
Zaman bitmeyecek, gerçeğin tam da ortasındayız…
Zaten zaman varolma halidir, hep olucaz, yok olmak yasak
iyi ki böyle videolar var
Bir tarafım ağlarken bir tarafım saçma buluyor çok değişik bir döngü. Tam böyle hissederken çıktı video karşıma ve tek olmadığımı görmek mutlu etti
Cennette yenilikler sonsuzdur. Keşfedilen şeyler sonsuzdur.
Dolayısıyla orda krizin hiçbiri bulunmaz.
Kardeşim bu İnanç meselesi,Felsefe farklı bi dal.. Biraz da gerçeğin, hakikatin peşinden koşmak,yani şöyle derler ben İnanmak istemiyorum,Bilmek istiyorum..Bende inançlı biriyim inançta huzur vardır evet bu doğru,Ama şimdi Buda ya, Hristiyanlığa inanan koyu dindar kişiler de huzur bulurlar.Yani inancın kendisi huzur bulmaktır.. Gerçekse çok başka eminim
@@curat.Tenebrae mutlak saçma...
Gece işi bitiminde sabah yüzümü yıkarken burnumun kanadığını fark ettim ve aynaya baktım,daha önceleri de hayatımı sorgulamıştım ama üstünde pek durmamıştım ve aynadaki kendime bakarak şunu söyledim:Aslında anlamsız,verilecek cevaplarım sadece başka sorular ortaya çıkarıyordu ve denizin ortasındaki girdap gibi kafamda dönüyordu.Bence bir cevap bulamayacağız yada cevap aslında sadece sorunun kendisi…
"Akıl olmazsa zaman olmaz."Dr.Serdal UĞURLU
Bence çok anlamlı bir iş yapiyorsunuz. Kişisel gelisimle ilgileniyorum. Bir çok alanda ilgileniyorum ama bunun içinde sizde varsınız. Temelini daha iyi oturtabilmem için buna ihtiyacım vardı. Bende ki bu boşluğu siz iyi dolduruyorsunuz🙏 İsmim Dilek Bilir.
Varoluş sancısı yaşadığım şu günlerde çok iyi geldi video🙏
Bilgili insanın çekiciliği de başla oluyor. Aşkla şevkle izledim. 😍
Evet, bence senin için de mümkün :) Sadece biraz zaman gerekiyor, bilgeliğin bir kısmı yaşla geliyor. Senin hoş gidişlerin var zaten.
Öğretileri gerçekte sınanması yoluyla icselleştirebiliyoruz
Bu kadın harika
kendi var oluş kaygılarımın cevaplarını ve anlam kazanma çabalarımı felsefe ile buldum.boşlukta asılı durmak yerine anlama çabası ile zamanda akıp giderken dönüşüme tanıklık etmenin keyfidir felsefe
krishnamurti gibi doğu felsefecilere de bir değinseniz. varlığın içinde yoklukta bir. varlığı anlamaya çalışırken aslında yokluğu da sorguluyoruz. o halde varlık da yokluk da birbirini tamamlayan şeyler.
Şu yönden katılmıyorum çünkü bir zengin insan zamanı satın alıp kendine vakit ayirabilir bunu en güzel şekilde kullanabilir fakir bi insanın değil zamanı almaya kendini anlamaya bile vakit yoktur bu yüzden dir ki hayatta çok çalışıp zamanı satın alman gerek . Ve şunu de eklemeliyim ölümden sonra mutlaka yaşam vardır öyle olmasa idi dogmazdik zaten çok güzel örnek vermiştin cennette bile bir başka cennet kapısı aynı şey şu anda bizim için de geçerli dünya hayatının sonlanmasi ve başka bir hayatın başlaması demektir . Bazen ölünce bilincimiz yok olup önüne yeni bir bilinç eklenip başka bir evrende yeniden mi var olacağız ancak yaşam bu sekilde anlamlı gibi geliyor bana
Etkileyici olmak böyle bir şey sanırım
Bu dediğimi çok anlaşılır olması niyetiyle söylüyorum. ben, Monoteist biri olarak söylüyorum ki hayatımın çeşitli dönemindeki motivasyon etkilerini angostik olmayan bir ateistten (kendin böyle söylediğin için :) ) alıyorum ve bundan çok memnunum teşekkürler Dilara
Sizi dinlemek çok hoş Dilara ❤ İyiki varsınız. Hep düşündürüyorsunuz insanı
Kişisel gelişim tabirini ben de sevmiyorum. Ama sizi uzun zamandır izilyorum ve zihinsel dünyanızdaki gelişimi gördükçe, kendi çocuğum gibi (bir oğlum var) seviniyorum.
Yaşam sonlu desek bile, oysa doğada var olan herşey, sonsuzluğu anlatıyor gibi... Ağaclar büğümeye acele etmiyor... Yeşermeye acele etmiyor...
Bir çiçek açmak için acele etmiyor... Hepsi çok yavaş büğüyor, hepsi an-an yeşeriyor... Onlar yaşamın sonsuzluğunu biliyorlar gibi....
"Elimdeki bu hayatla ne yapacağım" sorusu felsefeye sorulabilir fakat felsefeden bunun cevabı beklenemez. Cunku felsefenin buna verecek bir cevabi yoktur.
Bir sonraki konu beni ne mutlu eder? Ya da bir genelleme yapabilirsen bir insanın kaliteli bir yaşam sürmesi için neler yapması gerektiğinj konu edinebilirsin. Mesela; Sanat, zanaat, el işi, hayvan beslemek, öğrenmek, dans etmek, ... ya da hayatındaki erdemleri...
Yaşamın aslında bir anlamı var. Hayvanlar ve bitkiler için olmayabilir. Bu enerjinin ve doğanın kendi geniş çerçevesinde birşeyler oluşuyor, yani bizler ile birlikte doğa değişime uğruyor, bu değişimin ne olacağını biz bilemeyiz, bize yarayacağı anlamına gelmez bu değişim, belkide biz olmayacağız bu değişimler olduğunda. Burada bize düşen görev ise, yaşamı kendimiz için anlamlı yapmak zorundayız, sağlıklı kalabilmek için, mutluluğuda bu sağlığın içine sıkıştırabiliriz, kendimizi sevdiğimiz alanlarda çok iyi motive etmemiz ve o alanın eyleminde aktif olmamız gerekiyor sadece.
Bir şeyin sonlanacak olması onu değersiz yapar.
Sonsuz zaman değerlidir.
Ayrıca felsefe okuyarak bilge olamassın.
Bilge olmak istiyorsan bilim okumalısın.
Bilgi her insanın aradığı şeydir.
Hayatın anlami, sürekli bir anlam arayışı, hayata, , ana amlam yükleme, yüklenen anlamın kaybi ve tekrar anlam arayışı, yüklemesi ve kaybı döngûsüdür. Sonuc olarak hayatın mutlak bir anlami yoktur. Milyarlarca insan ve milyarlarca anlam vardir. Her anlamin da zaman içinde bir yaşam süresi vardır.
18:41 acaba horoz kendi öttüğü için mi güneş doğdu sanır, yoksa horozlanan insan mi yapar bunu?
20:36 vakitsiz öten horozun başını keserler; hakikaten horoz ve zaman ve insan denklemi bir şeyler anlattı.
Ölumden sonra bir hiç olacağını düşünen birinin ölmeden önce yapmak istediklerini yapamama kaygısını anlamıyorum ama anlıyorumda.Inşallah özüne ulaşırsın.Çünkü kalbin temiz,mühürlenmemiş.
Evrene kıyasla çok kısa olan ömür bu düşüncelerle tükenecek. Öleceğiz ve bir süre sonra bizi kimse hatırlamayacak.
doğumu zamanın başlangıcı ölümü ise bitişi olarak görmezsek , bu akışın bizden önce ve sonra olmaya devam edeceğini hissettiğimiz de o içimizi kaplayan hiçliğin bizi soktuğu duruma bakıp o tebessüm ile zaman akışına teslim olup bazen hızlı bazen yavaş bazen durarak zamanın her türünü her sevdiğim deneyim ile kombine yapıp , onu yaşayabiliyorum bu şu an için en kabul edilebilir yöntem en azından kaçmadığıma ve korkmadığıma emin olmamı sağlıyor . :)
Bu videonu çox bəyəndim həqiqətən, doğrudur - Dilozof olaraq bir hekayən var amma bu videodakı Dilaranın sanki daha fərqli daha marjinal bir hekayəsi var..
Yaşamı, bir yerde ne kadar da karmaşık, içinden çıkılması zor hatta imkansız hale getirmişsiniz. 3.buçuk dakika sonra yazıyorum bu yorumu ve kapatıyorum ..
Yaşam var!, yaşamdan, içeri!...
Hiç bir kimseyi putlaştırmamak, çok önemli.
Her dönemin!, kendine göre!, yönlendiricisi! var, diye düşünüyorum.