Güzel ve aydınlatıcı bir program olmuş, emeği geçen herkese teşekkürler. Özellikle klasik eserlerin ilk etapta bir endüstrinin ürünü olarak ortaya çıktığı tespiti oldukça sıra dışı bir bakıştı, demek ki her şeyde olduğu gibi bu konuda da ekonomik motifler itici güç oluşturuyor/muş. Öte yandan ben edebi klasikleri toplumun geleneklerine benzetiyorum biraz. Şöyle ki, gelenek dediğimiz eylem biçimleri bir toplumun hayatta kalma süresini uzattığı ölçüde gelenek haline geliyor, böyle bir katkıda bulunmuyor ise zaten gelenekleşmiyor. Edebi eserler de benzer biçimde bir toplumun düşünce ve tahayyül dünyasının yaşamını uzatıp onu zenginleştirdiği ölçüde klasikleşiyor, böyle bir katkısı olmayanların ise bugün adını bile bilmiyoruz. Dolayısıyla, klasikler için düşünsel yaşamımızın gelenekleri desem çok da yanılmış olmam herhalde. Sevgiler, saygılar. Dipnot: Tabii ki de buradan yola çıkarak bugünkü dünyamızda yer alan bütün geleneklerin doğru/faydalı olduğunu düşünmüyorum, bazı gelenekler bahsettiğim işlevi kaybetmiş de olsa bazılarınca yaşatılmaya çalışılırlar, ne var ki sancılı biçimde de olsa bir şekilde yok olacaklar.
Bir keresinde şöyle bir yazıya rastlamıştım :"Bizim cemiyetimizde herkes kendi çizdiği yolda ilerliyor.Fakat garb aleminde böyle değildir.Her devlet okullarında klasikleri okutur.Böylece müşterek değerler manzumesi vücuda getiriliyor."
Ben de Türkoloji mezunuyum,bizim hocalarımız da aynı şekilde bir yazar hakkında inceleme yapılacaksa o yazarın ölmesi ve üzerinden 50 geçmiş olması gerektiğini söylerlerdi.
Üçüncü defa seyrediyorum. Ve hala yeni notlar çıkartıyorum. Harika bir söyleşi. Çok teşekkür ederim.
Nefis yayındı sağ olunuz.
Ceren hanım biz teşekkür ederiz. :)
Cok kaliteli yayınlar yapıyorsunuz. Elinize sağlık.
Çok güzel yayındı.
Güzel ve aydınlatıcı bir program olmuş, emeği geçen herkese teşekkürler. Özellikle klasik eserlerin ilk etapta bir endüstrinin ürünü olarak ortaya çıktığı tespiti oldukça sıra dışı bir bakıştı, demek ki her şeyde olduğu gibi bu konuda da ekonomik motifler itici güç oluşturuyor/muş. Öte yandan ben edebi klasikleri toplumun geleneklerine benzetiyorum biraz. Şöyle ki, gelenek dediğimiz eylem biçimleri bir toplumun hayatta kalma süresini uzattığı ölçüde gelenek haline geliyor, böyle bir katkıda bulunmuyor ise zaten gelenekleşmiyor. Edebi eserler de benzer biçimde bir toplumun düşünce ve tahayyül dünyasının yaşamını uzatıp onu zenginleştirdiği ölçüde klasikleşiyor, böyle bir katkısı olmayanların ise bugün adını bile bilmiyoruz. Dolayısıyla, klasikler için düşünsel yaşamımızın gelenekleri desem çok da yanılmış olmam herhalde. Sevgiler, saygılar.
Dipnot: Tabii ki de buradan yola çıkarak bugünkü dünyamızda yer alan bütün geleneklerin doğru/faydalı olduğunu düşünmüyorum, bazı gelenekler bahsettiğim işlevi kaybetmiş de olsa bazılarınca yaşatılmaya çalışılırlar, ne var ki sancılı biçimde de olsa bir şekilde yok olacaklar.
Teşekkürler
Bir keresinde şöyle bir yazıya rastlamıştım :"Bizim cemiyetimizde herkes kendi çizdiği yolda ilerliyor.Fakat garb aleminde böyle değildir.Her devlet okullarında klasikleri okutur.Böylece müşterek değerler manzumesi vücuda getiriliyor."
Teşekkürler, tüm videolarınızı yakından takip ediyoruz. Kültür tarihimiz adına güzel ve nitelikli videolar.
teşekkürler
Çok teşekürler ufkumuzu açtınız.
Ses sorunu da giderilmiş :)
Ben de Türkoloji mezunuyum,bizim hocalarımız da aynı şekilde bir yazar hakkında inceleme yapılacaksa o yazarın ölmesi ve üzerinden 50 geçmiş olması gerektiğini söylerlerdi.
Programın başındaki tanpınara atfedilen sözün kaynağını bulamadım. Bilen birisi cevap verebilir mi rica etsem?
Çok güzel bir tespit.
@@talipcuzdan Hayır maalesef.
@@talipcuzdan O kadar takip edemedim. Mail atılırsa dönüş yapılırdı belki bilemiyorum.
yoktur.... yakıştırma.
“Yavaş yavaş toparlayalım” cengiz aga 😁
Sesi %10 açmanız şart.
Esasen muhafazakarlık modernlik gerektirir.
Aziz nesin de konusun yasar kemal de konusun orhan pamuk da istiyorum. Bol bol konusun beni edebiyata kulture doyurun hadi bakalim
Ben de böyle bir şey istiyorum, ancak sadece dinleyerek doyamayacağız galiba :D
Aziz Nesin iyi de Yaşar Kemal'in fazla abartıldığını düşünüyorum.
Hoca iyi hoş da, iki cümlede bir, “anlatabiliyor muyum?” demesi iyi değil.