(Bir kaç saat sonra)🌛 Taehyung, mutfağa hızlıca girip, “Esha, tatlı hazır mı?” diye sordu. “Bu akşamki şefin değerlendirmesi için mükemmel olmalı.” “Evet, tatlı hazır,” dedim, gülümseyerek. “Tam zamanında bitecek.” Taehyung, diğer yemeklere bakmak için mutfakta dolaşmaya başladı. Aşçı yardımcılarına her şeyin hazır olup olmadığını sordu. Bir yardımcı, bir yemeğin henüz tamamlanmadığını söyledi. Taehyung, sinirli bir şekilde yardımcıya yaklaştı. “Bu yemek neden hala hazır değil?” diye sordu, sesi yüksek ve sertti. Yardımcı şef, biraz çekinerek yanıtladı, "Özür dilerim şef,biraz gecikme oldu. Yemeği en kısa sürede tamamlayacağım.”dedi mahçup bir ses tonunda. Taehyung, gergin bir şekilde “En kısa süre ne demek, ne kadar vaktimiz kaldı görmüyor musun sen? Bu akşam her şey mükemmel olmalı, geç kalamayız!” dedi yüksek bir ses tonunda. Ben de hemen yanına gidip, “Sakin olur musun?” dedim. “Durumu çözebiliriz, gerginlik yaratmanın hiçbir faydası yok.”koluna dokunarak okşadım. Taehyung, derin bir nefes aldı ama gerginliği azalmadı. “Esha, sen de biraz daha dikkatli olmalısın,” dedi, gözlerini bana dikerek. “Bu tür şeyler bizden kaynaklanıyorsa, tüm ekibi etkiler.”kaşlarımı çatarak, "Tamam, Taehyung. Her şey mükemmel olmalı, biliyorum, buradaki herkes biliyor." dedim. "Ama bu kadar gergin olmanı gerektiren bir durum yok. Daha önce bu işi yaptık neyin ne olduğunu bu mutfaktaki herkes biliyor ve hep birlikte çalışıyoruz ve her şeyi beraber yapıyoruz.”dedim. Taehyung’un gözleri iyice daraldı. “Bu kadar rahat davranmak senin işin değil. Her detayı kontrol etmemiz gerekiyor,” dedi, sesinde hala sinirli bir ton vardı. "Ne demek bu işimi ve kendimi bildiğim için rahatım ve demek istediğin şu ki, tek suçlu ben miyim?” dedim, hafif bir kızgınlıkla. "Tüm ekibin üzerine gitmek yerine, belki de hep birlikte çalışıp bir an önce işimizi bitirsek?.”diye eklediğimde Taehyung, derin bir nefes alarak, “Tamam,” dedi, gözleri hâlâ gerilmiş bir şekilde. “Ama bir sonraki sefer daha dikkatli olalım. Bu gece her şeyin kusursuz olması şart.”dedi. Bir an sessizlik oldu, ardından birlikte kalan işleri bitirmek için harekete geçtik. (Yemek için kalan son dokunuşlar) Yemeklerin son dokunuşlarını yapmak için mutfakta yoğun bir şekilde çalışıyorduk. Taehyung, sessizce yemekleri kontrol ederken, yanına yaklaşıp, “Esha, biraz konuşalım mı?” dedi, sakin bir şekilde. Ben, çalışmaya devam ettim ve göz teması kurmaktan kaçındım. Taehyung, gergin bir şekilde, “Seninle olan bu gerilim beni etkiliyor. Sinirli ve gergin olduğum için seni kırdım gerçekten üzgünüm gergin olunca ne dediğimi bilmiyorum biliyorsun,” dedi. Tok bir sesle, “Bu iş ikimiz için de ne kadar önemli, biliyorsun,” dedim. “Sakin kalmak ve işimizi soğukkanlılıkla yapmak en doğrusu. Ki ikimizde deneyimli işini bilen iki şefleriz. Mutfakta biz gergin olursak buradaki ekip arkadaşlarımıza nasıl ön ayak olucaz? Yemek yaparken panik yapmanın hiçbir faydası yok.”dedim tatlıma son dokunuşları yaparken gergin olduğu için böyle davrandığını biliyordum fakat, bu iş ikimiz için de çok önemliydi ve ben buna rağmen sakin kalmaya çalışırken bana bu imayı yapması beni gerçekten kırmıştı. Taehyung, başını sallayarak nazikçe, “Haklısın, özür dilerim. Söz veriyorum daha sakin olacağım hm?” dedi. Ben, hala kırgın bir şekilde, “Her neyse, bunun bir önemi yok. İşine dön,” dedim. Taehyung, bozulmuş bir şekilde başını eğdi ve sessizce işine geri döndü. Aramızdaki gerginlik devam etse de, geceyi başarıyla tamamlamamız için birlikte çalışmak zorundaydık. ... Jungkook, mutfakta enerjik bir şekilde dolaşarak, “Eee gençler, her şey mükemmel görünüyor! Birazdan Jeong Kwan burada olacak. Hazırsınız değil mi?” diye sordu. Taehyung, dikkatle yemekleri kontrol ederek, “Evet, her şey hazır. Git, bekletme adamı,” dedi. Jungkook hızlıca mutfaktan çıktı ve kapı kapanırken, geriye dönüp bir kez daha kontrol ettim. Her şeyin yerli yerinde olduğunu görmek içimi rahatlattı. Taehyung’un yanında sessizce dururken, hazırlıkların tam anlamıyla tamamlandığını düşündüm. Şimdi, Jeong Kwan’ın gelmesini ve her şeyin yolunda olduğunu umarak beklemeye başladık. Bu gece her şeyin mükemmel olmasını diliyordum. Bir süre sonra, mutfaktan salona geçip, üzerime eski kıyafetlerimi giydiğimde Bay Jeong ve Jungkook’u karşılamaya hazırlandık. Taehyung, rahatlamış bir şekilde salonun ortasında durdu ve ben de yanında yer aldım. Kapı açıldığında, Bay Jeong ve Jungkook içeri girdi. Bay Jeong zarif bir şekilde giyinmişti ve odadaki atmosferi hemen hissetti. Jungkook ise enerjik bir şekilde gülümsüyordu. Taehyung, gülümseyerek, “Hoş geldiniz, Bay Jeong Umarım yolculuğunuz iyi geçmiştir.” dedi. Ben de gülümseyerek, “Hoş geldiniz, Bay Jeong." dedim. Bay Jeong, bana nazikçe gülümsedi ve Taehyung’a dönerek, “Gerçekten şanslısın genç adam. Böyle bir iş arkadaşı ve hayat arkadaşı bulmak kolay değil. Yurt dışında olduğumda sürekli beni arayarak iyi dileklerini iletti. Bunu yapmak zorunda değildi, ama geleceğim kesindi. Hem iş hem de karakter açısından mükemmel bir eş adayı. Kaçırma sakın!” dedi, esprili bir şekilde. Ben mahçup bir şekilde gülerek, “Teşekkür ederim ben sadece işimi yapıyorum. Yapmayın böyle, utandırıyorsunuz beni,” dedim. Taehyung, Bay Jeong’a döndü ve gülümseyerek, "Haklısınız. Ona sahip olmak, hayatımda sahip olduğum en büyük şans. Bu restoranı onunla yönetmek, benim için büyük bir ayrıcalık,” dedi ardından bana dönerek, "Gerçekten, dünyanın en şanslı adamıyım. Seninle olmak, her şeyin en iyisini yaşamak demek,” dedi. Taehyung, gözlerimin içine bakarak devam etti "Seninle birlikte bu restoranda çalışmak ve hayallerimizi gerçekleştirmek o kadar güzel ki elini neye atsan güzelleştiriyorsun bunlardan biri de burası aslına bakarsan bir nevi senin sayende burası diğer restoranta dahil adeta evim gibi oldu." Bu sözler karşısında gözlerim doldu, ama gülümsemeyi ihmal etmedim. "Seninle olmak de benim için de büyük şans emin ol. Birbirimize duyduğumuz güven ve aşk sayesinde her şeyin üstesinden gelebiliriz,"dedim. Jungkook, masadaki duygusal anları hafifletmek için komik bir şekilde lafa girdi, "Tamam tamam, romantizm bir kenara. Asıl soru şu: Mutfakta en iyi şefi belirlemek için bir yarışma yapacak mıyız? Kaybeden bulaşıkları yıkar!" Bu sözler herkesi güldürdü. Bay Jeong'ta espriye katılarak, "Bu sizin için de bir değişiklik olur Ee hadi bakalım yemeklere geçelim sırf buraya gelip yemek yiyeceğim diye aç bıraktı beni bu kerata." dedi Jungkook'a bakarak. Jungkook, masum bir ifadeyle ellerini havaya kaldırarak, "Ne yapabilirim? Şeflerimizin becerilerini göstermesi için sizi aç bıraktım ki yemekler daha da leziz gelsin!" dedi. Taehyung, gülerek, "O zaman aç karnına yemeklerin tadı gerçekten daha iyi gelecek. Hazırsanız başlayalım," dedi. Ben de sıcak bir gülümsemeyle, "Umarım beklediğinize değer, Bay Jeong. Bugün sizin için özel tarifler hazırladık," diye ekledim. Herkes sofraya yerleşti ve yemekler sunuldu. Bay Jeong, ilk lokmasını aldıktan sonra memnuniyetle başını sallayarak, "Gerçekten beklediğime değdi. Bu yemekler harika!" dedi. Jungkook, kendinden emin bir şekilde, "Şimdi her gün yemeğe davetliyiz, değil mi?" diye sordu. Taehyung, esprili bir şekilde, "Tabii ki, ama her geldiğinde bulaşıkları senin yıkaman şartıyla!" diye yanıtladı. Bu neşeli sohbet, yemeklerin keyfine varılmasını sağladı ve akşamı daha da özel kıldı ve gece güzel bir şekilde kapandı. Son~🌛 Bir sonraki tek bölümlük için sınırı geçirin 🙌🏻❤️ Sınır~🌛 Like;200 Abone;1,500
(Bir kaç saat sonra)🌛
Taehyung, mutfağa hızlıca girip, “Esha, tatlı hazır mı?” diye sordu. “Bu akşamki şefin değerlendirmesi için mükemmel olmalı.”
“Evet, tatlı hazır,” dedim, gülümseyerek. “Tam zamanında bitecek.”
Taehyung, diğer yemeklere bakmak için mutfakta dolaşmaya başladı. Aşçı yardımcılarına her şeyin hazır olup olmadığını sordu. Bir yardımcı, bir yemeğin henüz tamamlanmadığını söyledi.
Taehyung, sinirli bir şekilde yardımcıya yaklaştı. “Bu yemek neden hala hazır değil?” diye sordu, sesi yüksek ve sertti.
Yardımcı şef, biraz çekinerek yanıtladı,
"Özür dilerim şef,biraz gecikme oldu. Yemeği en kısa sürede tamamlayacağım.”dedi mahçup bir ses tonunda.
Taehyung, gergin bir şekilde
“En kısa süre ne demek, ne kadar vaktimiz kaldı görmüyor musun sen? Bu akşam her şey mükemmel olmalı, geç kalamayız!” dedi yüksek bir ses tonunda.
Ben de hemen yanına gidip,
“Sakin olur musun?” dedim.
“Durumu çözebiliriz, gerginlik yaratmanın hiçbir faydası yok.”koluna dokunarak okşadım.
Taehyung, derin bir nefes aldı ama gerginliği azalmadı.
“Esha, sen de biraz daha dikkatli olmalısın,” dedi, gözlerini bana dikerek.
“Bu tür şeyler bizden kaynaklanıyorsa, tüm ekibi etkiler.”kaşlarımı çatarak,
"Tamam, Taehyung. Her şey mükemmel olmalı, biliyorum, buradaki herkes biliyor." dedim.
"Ama bu kadar gergin olmanı gerektiren bir durum yok. Daha önce bu işi yaptık neyin ne olduğunu bu mutfaktaki herkes biliyor ve hep birlikte çalışıyoruz ve her şeyi beraber yapıyoruz.”dedim.
Taehyung’un gözleri iyice daraldı.
“Bu kadar rahat davranmak senin işin değil. Her detayı kontrol etmemiz gerekiyor,” dedi, sesinde hala sinirli bir ton vardı.
"Ne demek bu işimi ve kendimi bildiğim için rahatım ve demek istediğin şu ki, tek suçlu ben miyim?” dedim, hafif bir kızgınlıkla.
"Tüm ekibin üzerine gitmek yerine, belki de hep birlikte çalışıp bir an önce işimizi bitirsek?.”diye eklediğimde Taehyung, derin bir nefes alarak,
“Tamam,” dedi, gözleri hâlâ gerilmiş bir şekilde.
“Ama bir sonraki sefer daha dikkatli olalım. Bu gece her şeyin kusursuz olması şart.”dedi.
Bir an sessizlik oldu, ardından birlikte kalan işleri bitirmek için harekete geçtik.
(Yemek için kalan son dokunuşlar)
Yemeklerin son dokunuşlarını yapmak için mutfakta yoğun bir şekilde çalışıyorduk. Taehyung, sessizce yemekleri kontrol ederken, yanına yaklaşıp,
“Esha, biraz konuşalım mı?” dedi, sakin bir şekilde.
Ben, çalışmaya devam ettim ve göz teması kurmaktan kaçındım. Taehyung, gergin bir şekilde,
“Seninle olan bu gerilim beni etkiliyor. Sinirli ve gergin olduğum için seni kırdım gerçekten üzgünüm gergin olunca ne dediğimi bilmiyorum biliyorsun,” dedi.
Tok bir sesle,
“Bu iş ikimiz için de ne kadar önemli, biliyorsun,” dedim.
“Sakin kalmak ve işimizi soğukkanlılıkla yapmak en doğrusu. Ki ikimizde deneyimli işini bilen iki şefleriz. Mutfakta biz gergin olursak buradaki ekip arkadaşlarımıza nasıl ön ayak olucaz? Yemek yaparken panik yapmanın hiçbir faydası yok.”dedim tatlıma son dokunuşları yaparken gergin olduğu için böyle davrandığını biliyordum fakat, bu iş ikimiz için de çok önemliydi ve ben buna rağmen sakin kalmaya çalışırken bana bu imayı yapması beni gerçekten kırmıştı.
Taehyung, başını sallayarak nazikçe, “Haklısın, özür dilerim. Söz veriyorum daha sakin olacağım hm?” dedi.
Ben, hala kırgın bir şekilde, “Her neyse, bunun bir önemi yok. İşine dön,” dedim.
Taehyung, bozulmuş bir şekilde başını eğdi ve sessizce işine geri döndü. Aramızdaki gerginlik devam etse de, geceyi başarıyla tamamlamamız için birlikte çalışmak zorundaydık.
...
Jungkook, mutfakta enerjik bir şekilde dolaşarak,
“Eee gençler, her şey mükemmel görünüyor! Birazdan Jeong Kwan burada olacak. Hazırsınız değil mi?” diye sordu.
Taehyung, dikkatle yemekleri kontrol ederek, “Evet, her şey hazır. Git, bekletme adamı,” dedi.
Jungkook hızlıca mutfaktan çıktı ve kapı kapanırken, geriye dönüp bir kez daha kontrol ettim. Her şeyin yerli yerinde olduğunu görmek içimi rahatlattı. Taehyung’un yanında sessizce dururken, hazırlıkların tam anlamıyla tamamlandığını düşündüm. Şimdi, Jeong Kwan’ın gelmesini ve her şeyin yolunda olduğunu umarak beklemeye başladık. Bu gece her şeyin mükemmel olmasını diliyordum.
Bir süre sonra, mutfaktan salona geçip, üzerime eski kıyafetlerimi giydiğimde Bay Jeong ve Jungkook’u karşılamaya hazırlandık. Taehyung, rahatlamış bir şekilde salonun ortasında durdu ve ben de yanında yer aldım.
Kapı açıldığında, Bay Jeong ve Jungkook içeri girdi. Bay Jeong zarif bir şekilde giyinmişti ve odadaki atmosferi hemen hissetti. Jungkook ise enerjik bir şekilde gülümsüyordu.
Taehyung, gülümseyerek, “Hoş geldiniz, Bay Jeong Umarım yolculuğunuz iyi geçmiştir.” dedi.
Ben de gülümseyerek, “Hoş geldiniz, Bay Jeong." dedim.
Bay Jeong, bana nazikçe gülümsedi ve Taehyung’a dönerek,
“Gerçekten şanslısın genç adam. Böyle bir iş arkadaşı ve hayat arkadaşı bulmak kolay değil. Yurt dışında olduğumda sürekli beni arayarak iyi dileklerini iletti. Bunu yapmak zorunda değildi, ama geleceğim kesindi. Hem iş hem de karakter açısından mükemmel bir eş adayı. Kaçırma sakın!” dedi, esprili bir şekilde.
Ben mahçup bir şekilde gülerek,
“Teşekkür ederim ben sadece işimi yapıyorum. Yapmayın böyle, utandırıyorsunuz beni,” dedim.
Taehyung, Bay Jeong’a döndü ve gülümseyerek,
"Haklısınız. Ona sahip olmak, hayatımda sahip olduğum en büyük şans. Bu restoranı onunla yönetmek, benim için büyük bir ayrıcalık,” dedi ardından bana dönerek,
"Gerçekten, dünyanın en şanslı adamıyım. Seninle olmak, her şeyin en iyisini yaşamak demek,” dedi.
Taehyung, gözlerimin içine bakarak devam etti
"Seninle birlikte bu restoranda çalışmak ve hayallerimizi gerçekleştirmek o kadar güzel ki elini neye atsan güzelleştiriyorsun bunlardan biri de burası aslına bakarsan bir nevi senin sayende burası diğer restoranta dahil adeta evim gibi oldu."
Bu sözler karşısında gözlerim doldu, ama gülümsemeyi ihmal etmedim.
"Seninle olmak de benim için de büyük şans emin ol. Birbirimize duyduğumuz güven ve aşk sayesinde her şeyin üstesinden gelebiliriz,"dedim.
Jungkook, masadaki duygusal anları hafifletmek için komik bir şekilde lafa girdi,
"Tamam tamam, romantizm bir kenara. Asıl soru şu: Mutfakta en iyi şefi belirlemek için bir yarışma yapacak mıyız? Kaybeden bulaşıkları yıkar!"
Bu sözler herkesi güldürdü. Bay Jeong'ta espriye katılarak,
"Bu sizin için de bir değişiklik olur Ee hadi bakalım yemeklere geçelim sırf buraya gelip yemek yiyeceğim diye aç bıraktı beni bu kerata." dedi Jungkook'a bakarak.
Jungkook, masum bir ifadeyle ellerini havaya kaldırarak,
"Ne yapabilirim? Şeflerimizin becerilerini göstermesi için sizi aç bıraktım ki yemekler daha da leziz gelsin!" dedi.
Taehyung, gülerek,
"O zaman aç karnına yemeklerin tadı gerçekten daha iyi gelecek. Hazırsanız başlayalım," dedi.
Ben de sıcak bir gülümsemeyle,
"Umarım beklediğinize değer, Bay Jeong. Bugün sizin için özel tarifler hazırladık," diye ekledim.
Herkes sofraya yerleşti ve yemekler sunuldu. Bay Jeong, ilk lokmasını aldıktan sonra memnuniyetle başını sallayarak,
"Gerçekten beklediğime değdi. Bu yemekler harika!" dedi.
Jungkook, kendinden emin bir şekilde,
"Şimdi her gün yemeğe davetliyiz, değil mi?" diye sordu.
Taehyung, esprili bir şekilde,
"Tabii ki, ama her geldiğinde bulaşıkları senin yıkaman şartıyla!" diye yanıtladı.
Bu neşeli sohbet, yemeklerin keyfine varılmasını sağladı ve akşamı daha da özel kıldı ve gece güzel bir şekilde kapandı.
Son~🌛
Bir sonraki tek bölümlük için sınırı geçirin 🙌🏻❤️
Sınır~🌛
Like;200
Abone;1,500
Wuaa geldimm
Hoşgeldinn❤
Ay çok güzel olmuş
Teşekkür ederim ❤
Erken geldimm
Hoşgeldin❤