🐾: Park Haneul' 🍪: Jeon Jungkook 📅 : 31.01.2022 ✍: The Novelist' `...` Haneul , Jeon'a sarıldı ve eşine dönerek gülümsedi. Rahatlaması adına ceketini çıkardı. Fakat gördüğü kan izleriyle endişe kapladı bedenini. Gülümsemesi solarken Jeon konuştu. Jeon: Bir şey olmadı merak etme. Rahatlamış bir ifadeyle nefes verdi Haneul. Bir gün başına ciddi bir şey gelmesinden korkuyordu ama bugün de eve sağ salim döndüğüne şükretmişti. Gömleğinin düğmelerini açarken konuştu genç adam. Jeon: Bay Jeon , yemeğe çağırdı bu akşam. Babasına "Bay Jeon" derdi Jeon. Hep resmiyetten yanaydı. Daha doğrusu ailesinden böyle öğrenmişti. Haneul ise tam tersiydi. Samimiyetten yanaydı. Genç kadın hafifçe başını salladı ve elindeki ceketi bir kenara bıraktı. Jeon: Duşa gireceğim. Ben gelene kadar hazırlanabilirsin. Küçük mırıltılarla onayladı eşini. Ardından yavaş adımlarla yatak odasına ilerledi. İç çekti ve yatağın üzerinde duran silaha göz gezdirdi. En azından bu silahları eve getirmemesi lazımdı. Zira Haneul bu işlerden nefret ederdi. "Bir kere de beni dinlesen Jeon.." Kendi kendine bir şeyler mırıldandı ve silahı çekmeceye koydu. Aynanın karşısına geçti ve hizmetlilerin onun için hazırladığı şık elbiseye baktı. Yüzüne bir gülümseme yerleştirdi ve elbiseyi eline aldı. Üzerine tuttuğunda gayet beğenmişti. Üzerindeki günlük kıyafetlerinden kurtularak naif elbiseyi vücuduna geçirdi. İnce beli bu elbiseyi harika göstermişti. Çilek kokan saçlarını hafif taradı ve açık bıraktı. Gösterişli küpelerini taktı ve dudağına nemlendirici sürdü. Hafif , lavanta kokan parfümünü de boynuna sıktığında hazırdı. Yatağın üzerinden küçük pahalı çantasını aldı ve yavaş adımlarla merdivenlerden aşağı indi. Eşi çoktan hazırlanmış , telefonda konuşuyordu. Haneul'u fark ettiğinde hafifçe gülümsedi. Jeon: Güzel olmuşsun. Haneul tebessüm etti ve eşinin koluna girdi. Jeon nadiren iltifat ederdi ve bugün de o günlerden biriydi. Evden çıkarken beyaz topuklu ayakkabılarını giydi ve arabaya doğru yürüdü. Haneul zarif ve güzel bir kadındı. Bu yüzden Jeon'un annesi onu çok severdi. Arabanın kapısını açarak ön koltuğa oturdu. Çantasından küçük cep aynasını çıkardı ve saçlarını kontrol etti. Dış görünüşüne genellikle önem verirdi. Alımlı bir kadındı sonuçta. `...` Kısa ve sıkıcı yolculuğun ardından arabayı durdurdu Jeon. Derin bir nefes alıp arabadan indi genç kadın. Temiz havanın hoş hissiyatıyla gözlerini kapadı ve gülümsedi. Ardından tekrar Jeon'un koluna girerek büyük malikaneye doğru ilerledi. Kapıyı açan hizmetliye tebessüm edip birlikte içeri girdiler. Ailesinin her zamanki resmî hâlleri üzerlerindeydi. Haneul pastaneden aldığı kurabiye paketini Bayan Jeon'a verdi ve selamlaştılar. Bay Jeon: Hoş geldiniz. "Hoş bulduk Bay Jeon." Yüzüne tatlı olduğunu düşündüğü gülümsemesini yerleştirdi ve Jeon'a baktı. Yüzü asıktı. Üzülüyordu bu hâline. Hiç aile sevgisi görmemişti küçükken. Hep kurallara dayalı yaşamıştı ve bu onu soğuk bir adam yapmıştı. Bayan Jeon: Masaya oturabilirsiniz. Yavaş adımlarla büyük yemek masasına ilerlediler ve sandalyelerinde yerlerini aldılar. Her şeyin bir kuralı olduğu gibi bu evde yemek yemenin de belli kuralları vardı. Bıçak kullanmadan yiyememek gibi. Haneul ilk başta zorlansa da sonradan bu garip ortamlara alışmıştı. Orta ateşte pişmiş biftekten bir parça kesip ağzına attı ve Bayan Jeon'a dönerek gülümsedi. Bayan Jeon'un yemeklerini hep severdi. Gerçekten lezzetli bir eli vardı. "Ellerinize sağlık Bayan Jeon." Bayan Jeon hafif tebessüm ettiğinde yemeğine devam etti. Bay Jeon çatalını seslice bıraktığında tüm bakışlar ona dönmüştü. Eşinin aksine çok suratsız bir adamdı. Bay Jeon: Evliliğiniz nasıl gidiyor ? Jeon: İyi. Dedi Jeon sessizce yemeğini yemeye devam ederken. Kısa ve net olmaya çalışırdı babasına karşı. Çoğunlukla bir kusur bulur , eleştirirdi oğlunu. Küçük bir hata yaptığında günlerce o konu hakim sürerdi evde. Bay Jeon: En kısa sürede bırak mafya işlerini. Şirketi devredeceğim sana. Jeon birkaç saniyeliğine duraksadı ve kızgın bakışlarını babasına çevirdi. Haneul gerilen ortama karşı dudaklarını birbirine bastırdı. Jeon: İstemiyorum. Bay Jeon sesli bir şekilde güldü ve ciddiyetini tekrar takındı. Dilini yanağında gezdirdi. Bu sinirlendiği anlamına geliyordu. Haneul müdahale edecekken Bayan Jeon onu durdurdu. Bay Jeon: Ne demek istemiyorum ? Soran oldu mu ? Jeon: Sevmediğim bir işi neden yapayım ? Bay Jeon: Bana bak serseri ! Dalga mı geçiyorsun ?! Ses tonu epey yüksek çıkınca Haneul titredi. Ailesi ile kavga etmesi en son isteceği şeydi. Bayan Jeon , Bay Jeon'un omzuna dokundu ve sakin olmasını istedi. Bay Jeon: Babana karşı gelmek ne demek ?! Jeon cevap vermeyip yemeğine devam etmişti. Yüzünde hiçbir ifade yoktu ama Haneul kırıldığını anlamıştı. Bay Jeon: Jeon Jungkook ! Jeon hızlıca ayağa kalkmış ve bir süre babasına baktıktan sonra Haneul'a dönmüş ve sakin kalmaya çalışarak konuşmuştu. Jeon: Kalk Haneul , gidiyoruz. Haneul tereddüt ederek ayağa kalktığında Jeon onu bileğinden kavradı ve malikanenin çıkışına doğru ilerledirler. Bay Jeon'un sesi hâlâ duyulurken Haneul dudaklarını dişledi. `...` Kısa bir duştan sonra yatağa girmiş ve yatak başlığına yaslanmış bir şeyler düşünen Jeon'un yanına kıvrılmıştı. Başını omzuna koydu ve ellerini tutarak okşadı. İç çekerek konuştu ardından. "İyi misin ?" Jeon cevap vermeyince kollarını beline sardı. Genç adam kemikli ellerini Haneul'un saçlarında gezdirdi. Eşi ona iyi geliyordu hep. Üzüldüğünde yanında sadece Haneul oluyordu. Haneul huzurla gözlerini kapadı ve konuştu. "Bay Jeon'un dediklerini unut." Bu konuya hiç girmek istemedi Jeon. Sessiz kalarak karısının hoş kokan saçlarını okşamaya devam etti. Yüzünde bir tebessüm oluştu ardından. Jeon: Çiçek kokulum benim. Haneul başını kaldırdı ve kahvelerine baktı Jeon'un. Bir elini eşinin yüzüne çıkardı ve usulca okşadı. Jeon elini tutup gözlerini kapadı ve kıkırdadı. Jeon: Sen nasıl bir şeysin böyle ? Haneul'un kızaran yanaklarına karşı sesli bir kahkaha attı ve başını göğüsüne yasladı. Kötü geçen geceyi çiçek kokulu eşi özel kılmıştı. 🐾 -The End
Off ölücem galiba bu ne güzelliktir . Karşıma çıktığın için çok mutluyum . Daha yeni başlamana rağmen çok güzel yazıyorsun çok beğendim gerçekten . Ellerine kollarına sağlık bebeğim tek kelimeyle B-A-Y-I-L-D-I-M 😁😍🥰😘
🐾: Park Haneul'
🍪: Jeon Jungkook
📅 : 31.01.2022
✍: The Novelist'
`...`
Haneul , Jeon'a sarıldı ve eşine dönerek gülümsedi. Rahatlaması adına ceketini çıkardı. Fakat gördüğü kan izleriyle endişe kapladı bedenini. Gülümsemesi solarken Jeon konuştu.
Jeon: Bir şey olmadı merak etme.
Rahatlamış bir ifadeyle nefes verdi Haneul. Bir gün başına ciddi bir şey gelmesinden korkuyordu ama bugün de eve sağ salim döndüğüne şükretmişti. Gömleğinin düğmelerini açarken konuştu genç adam.
Jeon: Bay Jeon , yemeğe çağırdı bu akşam.
Babasına "Bay Jeon" derdi Jeon. Hep resmiyetten yanaydı. Daha doğrusu ailesinden böyle öğrenmişti. Haneul ise tam tersiydi. Samimiyetten yanaydı. Genç kadın hafifçe başını salladı ve elindeki ceketi bir kenara bıraktı.
Jeon: Duşa gireceğim. Ben gelene kadar hazırlanabilirsin.
Küçük mırıltılarla onayladı eşini. Ardından yavaş adımlarla yatak odasına ilerledi. İç çekti ve yatağın üzerinde duran silaha göz gezdirdi. En azından bu silahları eve getirmemesi lazımdı. Zira Haneul bu işlerden nefret ederdi.
"Bir kere de beni dinlesen Jeon.."
Kendi kendine bir şeyler mırıldandı ve silahı çekmeceye koydu. Aynanın karşısına geçti ve hizmetlilerin onun için hazırladığı şık elbiseye baktı. Yüzüne bir gülümseme yerleştirdi ve elbiseyi eline aldı. Üzerine tuttuğunda gayet beğenmişti.
Üzerindeki günlük kıyafetlerinden kurtularak naif elbiseyi vücuduna geçirdi. İnce beli bu elbiseyi harika göstermişti. Çilek kokan saçlarını hafif taradı ve açık bıraktı. Gösterişli küpelerini taktı ve dudağına nemlendirici sürdü. Hafif , lavanta kokan parfümünü de boynuna sıktığında hazırdı.
Yatağın üzerinden küçük pahalı çantasını aldı ve yavaş adımlarla merdivenlerden aşağı indi. Eşi çoktan hazırlanmış , telefonda konuşuyordu. Haneul'u fark ettiğinde hafifçe gülümsedi.
Jeon: Güzel olmuşsun.
Haneul tebessüm etti ve eşinin koluna girdi. Jeon nadiren iltifat ederdi ve bugün de o günlerden biriydi. Evden çıkarken beyaz topuklu ayakkabılarını giydi ve arabaya doğru yürüdü.
Haneul zarif ve güzel bir kadındı. Bu yüzden Jeon'un annesi onu çok severdi.
Arabanın kapısını açarak ön koltuğa oturdu. Çantasından küçük cep aynasını çıkardı ve saçlarını kontrol etti. Dış görünüşüne genellikle önem verirdi. Alımlı bir kadındı sonuçta.
`...`
Kısa ve sıkıcı yolculuğun ardından arabayı durdurdu Jeon. Derin bir nefes alıp arabadan indi genç kadın. Temiz havanın hoş hissiyatıyla gözlerini kapadı ve gülümsedi. Ardından tekrar Jeon'un koluna girerek büyük malikaneye doğru ilerledi.
Kapıyı açan hizmetliye tebessüm edip birlikte içeri girdiler. Ailesinin her zamanki resmî hâlleri üzerlerindeydi. Haneul pastaneden aldığı kurabiye paketini Bayan Jeon'a verdi ve selamlaştılar.
Bay Jeon: Hoş geldiniz.
"Hoş bulduk Bay Jeon."
Yüzüne tatlı olduğunu düşündüğü gülümsemesini yerleştirdi ve Jeon'a baktı. Yüzü asıktı. Üzülüyordu bu hâline. Hiç aile sevgisi görmemişti küçükken. Hep kurallara dayalı yaşamıştı ve bu onu soğuk bir adam yapmıştı.
Bayan Jeon: Masaya oturabilirsiniz.
Yavaş adımlarla büyük yemek masasına ilerlediler ve sandalyelerinde yerlerini aldılar. Her şeyin bir kuralı olduğu gibi bu evde yemek yemenin de belli kuralları vardı. Bıçak kullanmadan yiyememek gibi. Haneul ilk başta zorlansa da sonradan bu garip ortamlara alışmıştı.
Orta ateşte pişmiş biftekten bir parça kesip ağzına attı ve Bayan Jeon'a dönerek gülümsedi. Bayan Jeon'un yemeklerini hep severdi. Gerçekten lezzetli bir eli vardı.
"Ellerinize sağlık Bayan Jeon."
Bayan Jeon hafif tebessüm ettiğinde yemeğine devam etti. Bay Jeon çatalını seslice bıraktığında tüm bakışlar ona dönmüştü. Eşinin aksine çok suratsız bir adamdı.
Bay Jeon: Evliliğiniz nasıl gidiyor ?
Jeon: İyi.
Dedi Jeon sessizce yemeğini yemeye devam ederken. Kısa ve net olmaya çalışırdı babasına karşı. Çoğunlukla bir kusur bulur , eleştirirdi oğlunu. Küçük bir hata yaptığında günlerce o konu hakim sürerdi evde.
Bay Jeon: En kısa sürede bırak mafya işlerini. Şirketi devredeceğim sana.
Jeon birkaç saniyeliğine duraksadı ve kızgın bakışlarını babasına çevirdi. Haneul gerilen ortama karşı dudaklarını birbirine bastırdı.
Jeon: İstemiyorum.
Bay Jeon sesli bir şekilde güldü ve ciddiyetini tekrar takındı. Dilini yanağında gezdirdi. Bu sinirlendiği anlamına geliyordu. Haneul müdahale edecekken Bayan Jeon onu durdurdu.
Bay Jeon: Ne demek istemiyorum ? Soran oldu mu ?
Jeon: Sevmediğim bir işi neden yapayım ?
Bay Jeon: Bana bak serseri ! Dalga mı geçiyorsun ?!
Ses tonu epey yüksek çıkınca Haneul titredi. Ailesi ile kavga etmesi en son isteceği şeydi. Bayan Jeon , Bay Jeon'un omzuna dokundu ve sakin olmasını istedi.
Bay Jeon: Babana karşı gelmek ne demek ?!
Jeon cevap vermeyip yemeğine devam etmişti. Yüzünde hiçbir ifade yoktu ama Haneul kırıldığını anlamıştı.
Bay Jeon: Jeon Jungkook !
Jeon hızlıca ayağa kalkmış ve bir süre babasına baktıktan sonra Haneul'a dönmüş ve sakin kalmaya çalışarak konuşmuştu.
Jeon: Kalk Haneul , gidiyoruz.
Haneul tereddüt ederek ayağa kalktığında Jeon onu bileğinden kavradı ve malikanenin çıkışına doğru ilerledirler. Bay Jeon'un sesi hâlâ duyulurken Haneul dudaklarını dişledi.
`...`
Kısa bir duştan sonra yatağa girmiş ve yatak başlığına yaslanmış bir şeyler düşünen Jeon'un yanına kıvrılmıştı. Başını omzuna koydu ve ellerini tutarak okşadı. İç çekerek konuştu ardından.
"İyi misin ?"
Jeon cevap vermeyince kollarını beline sardı. Genç adam kemikli ellerini Haneul'un saçlarında gezdirdi. Eşi ona iyi geliyordu hep. Üzüldüğünde yanında sadece Haneul oluyordu. Haneul huzurla gözlerini kapadı ve konuştu.
"Bay Jeon'un dediklerini unut."
Bu konuya hiç girmek istemedi Jeon. Sessiz kalarak karısının hoş kokan saçlarını okşamaya devam etti. Yüzünde bir tebessüm oluştu ardından.
Jeon: Çiçek kokulum benim.
Haneul başını kaldırdı ve kahvelerine baktı Jeon'un. Bir elini eşinin yüzüne çıkardı ve usulca okşadı. Jeon elini tutup gözlerini kapadı ve kıkırdadı.
Jeon: Sen nasıl bir şeysin böyle ?
Haneul'un kızaran yanaklarına karşı sesli bir kahkaha attı ve başını göğüsüne yasladı. Kötü geçen geceyi çiçek kokulu eşi özel kılmıştı.
🐾
-The End
Elerine salık
Şahane tek kelimeyle canisi
Bunun devamını yapar mısın ve ne zaman yeni video gelicek
cicek kokmadigim icin aglamaya gidiyorum
Aman be askim bizde cicek kokulu parfum var veririm kokarsinnn
Bir sorun daha var Jeon bize bakmaz...
@@_Yoonmin_Taekook_Hyunlix_ve en buyuk sorun bu
@@Handebldn evet...
Niye çilek kokmak yerine şampuanım lavantali aglicwm
Sanırım ilk videon ve abone oluyorum çünkü gerçekten muhteşem yazmışsın..
Yerim~🐾
Hikaye aşırı güzel hele sondaki Jeon'un kısa karşı söylemleri eriyip bittim yanii bunun gibi daba nice güzel hikayelere 🤭🥰💜
Güzel duruyor. Okuyayım eleştiri yaparım
Off ölücem galiba bu ne güzelliktir . Karşıma çıktığın için çok mutluyum . Daha yeni başlamana rağmen çok güzel yazıyorsun çok beğendim gerçekten . Ellerine kollarına sağlık bebeğim tek kelimeyle B-A-Y-I-L-D-I-M 😁😍🥰😘
Yerim senii teşekkürler~🐾
B-bu harika !!! İlke göre çok çok çok iyi. Böyle devam. Çok güzel agagagag
Çok teşekkürler meleğim 🐾
Ciddiyim okudugum en MÜKEMMEL hikayelerden biri yeni abone kazandin cnm
Mükemmel olmuşş ahh 🖇🖤
Çok teşekkürler 🐾
Nasıl bu kadar harika olabiliyor, h-harika🖇💖
Sensin harika~🐾
Çok güzeldi... Hani bi an hissedince kıpır kıpır oldum
Mükemmelsin abone oldum gittim haydi hayırlı olsunnn💕💕
Hayırlı olsun bakalım npkabdj
Gone şarkısı jk bu kadarmı yakışır yaaa
Mükemmel olmuş... 🤧💜💜
👍👍👍
Cok guzel olmus💕
Muqqq ba yıl dımmmm
Teşekkürler güzelim~🐾
Merhaba bişey sorabilir miyim?
Tabi
Aman tanrım çok güzeldii
Sen daha güzelsin :)