🌺Jeon Jungkook Ile Hayal Et|Evinde Çalıştığın Anlaşmalı Evli Mafya Sana Aşıktır|TB 🌺Jeon Jungkook× Min Arin 🌺 Aurora'nın Kaleminden 🌺 Şarkıyla okumanızı tavsiye ederim. 🌺 Keyifli Okumalar! ` Evi dolduran zil sesiyle mutfaktaktan aceleli bir şekilde çıkarak çelik kapıya doğru ilerledim. Üzerimdeki beyaz önlükle ellerimi sildiğim sırada kapıya varmıştım. Kim olduğunu bildiğimden delikten bakma zahmetine girmeden kapıya tamamen yaklaşarak kulpunu indirdim. Geriye bir adım çekildiğimde kapıyı tamamen açmamla bakış açıma yorgun ama hala gülümseyen Jeon Bey girdi. "Hoş geldiniz Jeon Bey." Dedim sesimin sevecenli çıkmasını umarak. Çünkü deliler gibi yorgundum ve bu durumda pekte mümkün görünmüyordu. Gözlerimle çoktan buluşmuş gözleri parladığında gülümsemeye devam etti. "Hoş buldum Arin." Sesindeki yorgunluk ve kuruluk onu daha fazla zorlamadan içeriye geçmesi adına yol verdim. Yavaş ve zorlu adımlarla içeriye adımladığında tamamen girmesini bekledikten sonra kapıyı kapatarak ona döndüm. Gözleri üzerimde oyalanırken gülümsemeye devam ediyordu. "Bu saate kadar uyumuş olman gerekiyordu. Neden uyumadın?" Sesindeki şefkatlik bedenimi ürpertirken bende gözlerinin en derinine bakarak dudaklarımı araladım. "Sizi beklemek görevim Bay Jeon. Yemek yemelisiniz. Ayrıca Bayan Jeon..." Diye devam edecektim ki lafımı bölerek bunu engelledi. "Hayır Arin. Beni beklemek zorunda değildin. mesai saatin saatler önce bitmiş olmalıydi. Beni beklemek görevin değil. Odana çekilmiş olmalıydın." Diye sinirle çıkıştığında ses tonundaki o tını beni hafif korkutmaya yetmişti. Gözlerimde gezinen gözleri tek bir noktada sabitlendiğinde konuyu değiştirmek adına gülümseyerek dudaklarımı araladım. "Üzgünüm Bay Jeon. Bir daha size karşı çıkmayacağım ve haddimi aşmayacağım. Yemeğiniz hazır. Yemek yemek isterseniz sofrayı kurmaya geçiyorum. Bayan Jeon yemeğini yedikten sonra odasına çekildi." Açıklamada bulunduğumda az önceye göre daha sakin bir şekilde konuştu. "Bayan Arya'nın yaptıkları ve görüşleri beni ilgilendirmiyor. Biz bu evde yaşayan iki arkadaş gibiyiz. Bunu sende biliyorsun. Bu nedenle bana ne yaptığından her seferinde bahsetmeni istemiyorum." Tekrardan sert çıkışmasına şaşırsamda bunu belli etmeyerek pür dikkat onu dinlemeye devam ettim. Attığı bakışlar altında eziliyor gibiydim. "Ayrıca odana çekilebilirsin. Gün içinde çok yoruluyorsun şimdide mesai saatinin dışındasın. Dinlenmek zorundasın sağlığın için. Bu sebeple sen odana gidebilirsin. Ben bir kaç şey atıştırıp odama gideceğim." Tekrardan sert bir o kadar de keskin bir ses tonuyla konuşmasına anlam veremedim. Dedikleri sakin ve normal şekilde aktarılabilecek cümlelerken sanki tüm öfkesini çıkarır gibi büyük bir sinirle konuşuyordu. Dedikleriyle olduğum yerde hareketlendim. "Bay Jeon bu mümkün değil. Mesai saatinin dışına çıkması umrumda değil çünkü bu benim görevim. Sizinle kalacağım. Yemeğinizi yedikten sonra siz odanıza çekilirsiniz. Bende mutfağı toparladıktan sonra kendi odama çekileceğim. Lütfen itiraz etmeyin." Dedim gözlerine bakarken. Ona göre sesimi sakin ve sabit tutmaya çalışmıştım. İlk kez ona karşı geldiğimin bende farkındaydım. Gözlerinden bu sebeple ateş çıkacak diye düşünürken onun gözlerime baktığı gözleri anlam veremediğim şekilde yumuşadı. Bedenimi birden bire basan panikle elim ayağıma dolaşarak aceleyle kendimi açıklamaya başladım. "Yani şey demek istediğim size karşı gelmek haddime değil. Bunu biliyorum. Ama bu benim görevim. Beni de..." Lafımı tamamlamadan beni kestiğinde bir adım atarak yakınıma girdi. Bu hareketiyle anlam veremediğim bir şekilde kalbim hızlanırken başımı önüme eğerek gözlerine bakmamaya çalıştım. Gerçekten de yanlış anlaşılmasını istemiyordum. "Bana karşı gelmen her zaman hoşuma gidiyor. Ama şuan böyle bir durumda patronun olarak sana uyumayı emrediyorum. Sağlık her şeyden daha değerlidir." Dediğinde nefesini alnımda hissediyordum. Kalbim kuş gibi çarparken nefeslerim sıkılaşmaya başladı. Bu kadar yakın olmamız ne kadar doğruydu? Aklım dediklerini yeni algılarken ne yaptığımı bilmeyerekten sarsak bir şekilde bir adım geriye çekildim. Başımı kaldırarak gözlerine baktım. "Bir daha karşı gelmeyeceğimden emin olabilirsiniz. Ama bugünlük en azından yemeğinizi kurmama izin verin. Hem benden daha çok yorgun görünüyorsunuz." Dedim. Onu gözlerimle ikna etme çabasına girmeme izin vermeden tekrardan sakinleşmiş bir şekilde araladı dudaklarını. "Sana yeniden yenildim ama şuan o kadar yorgunum ki bunun önüne geçmeyeceğim. Bir dahakine asla böyle olmayacak." Dediğinde beynimde yankılanan tek cümle 'Sana yeniden yenildim' oldu. Bu cümle neden böylesine heyecanlandırmıştı ki beni? Kaskatı kesildiğimde yutkunma ihtiyacı hisettim. O banyoya gitmek üzere yanımdan ayrılırken ben tutulmuş bir şekilde kalbimde yerini edinmeye çalışan, korkulu rüyam olan o hisle baş başa kaldım. ... Yemekleri ve mezeleri tabaklara dağıttıktan sonra masaya yerleştirmiştim. Masaya göz gezdirdiğimde tek eksik şeyin içecek bardağının olduğunu fark etmemle hemen bardak çekmecesine yöneldim. Hızlı bir şekilde çekmeceye vararak kulpunu çekip içerisinden bir bardak alarak kapattım. "Arin?" Diyen ses Bay Jeon'a aitti. Arkamı döndüğümde havluyla saçlarını kurutan Bay Jeon'da takılı kaldı gözlerim. Nemli ve ıslak saçlarından damlayan su damlaları tüm dikkatimi dağıtmaya yettiğinde odaklanmaya çalıştım. "Buyrun Jeon Bey." Dedim kendime gelmeye çalışarak. Gözleri gözlerimde durduğunda tebessüm belirdi dudaklarında. "Bana eşlik etmeni istiyorum." Dedi. Dudaklarından dökülen cümle şaşırtmaya yetmişti beni. Gözlerim hafifçe açılırken şaşkınlığımı anlamak zor değildi. "Anlamadım?" Dedim ne diyeceğimi bilmediğim için. Elindeki havluyu sandalyeye fırlatarak yanıma doğru adımlamaya başladığında bedenimi saran heyecanla bir adım geriye çekildim. "Bana yemekte eşlik etmeni istiyorum." Tekralayarak tam dibime girmesiyle bedenim bunun heyecanıyla geriye doğru giderken o halinden memnun bir şekilde bana yaklaşmaya devam ediyordu. Gözlerimin içine bakarken ki gözleri adeta gülerken yüzündede aynı tebessüm mevcuttu. "Jeon Bey..." Dedim kısık bir şekilde. Sesim kendiliğinden kısık çıkarak benı daha da zor duruma düşünürken o bir adım daha atarak tam dibimde bitti. Sırtım duvarla buluşurken yüzüme eğilecekken gelen sesle ikimizinde bakışları orayı buldu. "Arin!" Gelen sesle telaşla o yöne baktım.Bayan Arya uyku mahrumu bir şekilde gözlerini avuşturduğunda beni fark etmemiş görünüyordu. Hızlı bir şekilde Bay Jeon'un önünden çekilerek uzaklaştığımda açılan gözleri irileşti bu hareketimle. "Sen?" Sert çıkan sesiyle başımı önüme eğme ihtiyacı duydum. Yanıma geldiğini gelen adımlardan hissedebiliyordum.
Devam 1 "SENI APTAL! KOCAMA YAKLAŞMAYA NASIL CÜRET EDEBİLİRSIN?" Kükreyerek yüzüme doğru bağırdığında çenemde ellerini hissettim. Çenemi sertçe tutup kaldırarak yüzüne bakmamı sağladı. Bu hareketiyle Çenem kırılacak gibiydi. "Ar-arya Hanım yanlış anla-anladı..." Zorlukla aralanan dudaklarım çenemi daha da sıkmasıyla kapandığında kükremeye devam etti. Çenemi sıkıca tutan elin üstünde bir el gördüğümde bu Bay Jeon'un eliydi. Cenemdeki eli sert bir şekilde çenemden çekerek bedenimi ondan uzaklaştırdı. "SENIN DERDIN NE?! ONA DOKUNMAYA NASIL CÜRET EDEBİLİRSIN?" Diye bağıran kişi Bay Jeon'du. Kadın geriye çekildiğinde bedenimi arkasına alan bir el hissettim. "O HİZMETÇİ PARÇASININ SENI BAŞTAN ÇIKARDIĞI YETMEMIŞ GİBİ BİR DE BANA SAVUNUYOR MUSUN?!" Diye bağırmasıyla gözlerim dedikleriyle hafiften dolarken boğazımda bir yumru hissettim. Omuzlarım sarsılarak çöktüğünde ellerim titremeye başladı. "İNSANLARI KÜÇÜK DÜŞÜRMEKTEN ZEVK ALMAN AKLIMA ERMİYOR. ARİN'IN ÖYLE BİRİSİ OLMADIĞINI İKİMİZDE BİLİYORUZ! AYRICA KİMİNLE NE YAPTIĞIM SENI İLGİLENDİRMEZ! BANA GERÇEK BIR EŞMIŞ MUAMELESİ YAPMAYI KES! AYNI ŞEKİLDE SENIN BAŞKA BIR ADAMLA BENI ALDATIP AMA BENIM SES ÇIKARMADIĞİM GİBİ!" Duyduklarımla dengemi kaybedecek gibi oldum. Aldatmak kelimesi beynimde yankılanıp dururken midemin bulanmaya başlamasıyla bedenime iğrenmek adlı duygu hücum etti. Bay Jeon'un önümde duran elinin titrediğini gördüm. "BU EVLİLİK 1 HAFTA SONRA BİTİYOR OLSA BİLE KONUŞACAĞIM. BENI 2 AYDIR ALDATTIĞINI BİLİYORUM. ANLAŞMALI BIR EVLİLİKTI. BU SANA KARIŞMA HAKKIMI VERMIYORDU VE BEN SUSTUM. BIR BAŞKASI OLSAYDI BU DURUMDA ANLAŞMAYİ FES EDERDI AMA BEN SUSTUM ÇÜNKÜ BENİM İÇİN SENIN HAYATIN ÖNEMLİ DEĞİL. SENIN DE BANA KARIŞMA HAKKIN YOK." Bağırarak söylediği cümleler beynimde sadece bir yankıdan ibaretti. Duyduklarım karşısında şok olmaktan başka yapabileceğim bir şey yoktu. Oluşan kısa bir sessizlikten sonra konuşan kişi Arya Hanım oldu. "Senin de ondan hoşlanman aldatmak değil midir? Üstelik köleden farkı olmayan birisini kendine nasıl yakıştırabiliyorsun? Hiçbir değeri olmayan birisini kendine nasıl yakıştırabiliyorsun?" Sakinleşmiş bir şekilde dedikleriyle bacaklarım titredi. Ve daha çok titredi. Küçüklükten beri yediğim muameleyle bacaklarım daha çok titredi. Kalbim bacaklarımla birlikte titreyerek bana ihanet etti. Gülümsedim. Yine gülümsedim. Bana yakıştıralan o muameleye gülümsedim. İnsanların beni aşağılamasına ve kötülemesine yine gülümsedim. "HADDİNİ AŞIYORSUN ARYA! AĞZINI TOPLA! DEDİKLERİNİN FARKINA VAR! BÖYLE KONUŞMAYA HAKKIN YOK! İNSANLARI KÜÇÜK DÜŞÜRMEYI SEVECEK KADAR ZAVALLISIN! BIR SEYIN DEĞERİNİ MAL VARLIĞIYLA ÖLÇECEK KADAR ACİZSIN! SANA OLAN SAYGIMDAN DOLAYI ONA OLAN AŞKIMI HEP UZAKTAN GÖSTERMEYE ÇALIŞTIM! BU SAATTEN SONRA BENİM YANIMDA HİÇBİR DEĞERİN YOK! KİMSE UMRUMDA DEĞİL! DELİLER GİBİ AŞIK OLDUĞUM KADINLA HAYATIMA KİMSENİN GİRMESİNE IZIN VERMEYECEĞİM! GEREKİRSE BU ÜLKEDEN DEFOLUP GİDECEĞİM AMA İZİN VERMEYECEĞİM!" Deliler gibi aşık olduğum kadın... Aşık olduğum kadın... Kulaklarım duyduğuna inanamıyormuşcasına sessizliğe gömüldü. Denilenlerin hiçbirini duymamaya başladım. O an kulaklarımda yankılanan tek şey kalbimin sesi oldu. Ilk kez değeri olmayan birine yapılan aşk itirafının sesiydi bu. Bu hayatta zavallı olan bir kimsesizin kalbinin heyecandan atan kalbinin sesiydi bu. Tüm her şeyi hissetmeyi bıraktım. "Peki ben acizin ve her şeyi parayla ölçen birisiysem söyle bana. Onun neyini sevdin? Bu kimsesizin neyine aşık oldun? Söyle bana?" "SANA HADDINI AŞMAMANI SÖYLEDİM! ONUN SENDEN DAHA GÜZEL BİR KALBI VAR! BEN ONDA SENDE BULAMADIĞIM HER ŞEYE AŞIK OLDUM! BEN ONUN TÜM BENLİĞİNE AŞIK OLDUM! ONUN HAKKINDA BÖYLE KONUŞMA HAKKINI SANA KİMSE VERMIYOR! ELIMDEN BIR KAZA ÇIKMADAN DEFOL BU EVDEN! BABANADA HER ŞEYİ ANLATIRSIN! SİKİMDE DEĞİL. BOŞANMAYI ÖNE ALACAĞIM. YARIN BELGELER ELİNDE OLUR!" Tüm evi inletecek bir şekilde bağırdığında kadının önünden çekildiğini hissettim. Kapıya doğru ilerlediğinde yüzünün duyduğu utançtan ve sinirden kıpkırmızı olduğu belli oluyordu.Gözleri dolu olan gözlerimle kesiştiğinde dudaklarını kapıdan çıkmadan son kez araladı. "Canın cehenneme!" Evde yankılanan tok sesiyle bedenim daha fazla titremeye başladığında dolu olan gözlerimden bir damla yaş süzülüp zeminle buluştu. Saniyeler içinde yaşanan şeyler kafamdan uçmuş gibiydi. Her şey bir anda gerçekleşirken bedenim bunun şokunu atlatamayacaktı. Kapının sert bir şekilde çarpılmasıyla elimdeki bardak zeminle buluşurken evde yankılanan yüksek ses üzerine arkasını dönmesiyle bakışları beni buldu. Ayaklarımıza kadar dağılan cam kırıklarına dikkat ederek kollarımı tuttuğunu hissettim. Bakışlarımı yüzüne doğru çıkarıp tam gözlerine baktığımda dolu gözlerimden bir damla yaş daha akarak zeminle buluştu. Kollarımdaki elleri belime kaydığında sıkıca sarılarak bedenimi kendine çekti. Kollarında titreyen bedenim yaşadığım ikinci bir şaşkınlıkla kala kaldı. Yüzünü saçlarımda hissettiğimde dudakları saçlarıma korkacaksına değdi. "Özür dilerim. Duyduğun o sikik şeyler için senden çok özür dilerim. Sana yaşattıkları için defalarca kez özür dilerim." Kısık bir şekilde fısıldadığında alnımda hisettim nefesini. Yaşadıklarım gerçekliğini şimdi hissettirirken dudaklarını bastırmasına izin vermeden kolları arasından geriye çekilerek yüzüne baktım. Dolu gözlerim kendini bu sefer defalarca kez bırakmaya başladı. "Bu yanlış. Böyle olmamalı. Özür dilemeniz gerekmez. Bu benim gerçek kimliğim. Bu benim tüm benliğim. Ben size layık bir insan değil olmak yanından dahi geçemem. Zavallı ve kimsesiz birisini hiç kimse istemez.Sizin aşkınızı benden dahi iyi ve güzel kadınlar hakkediyor. Ben acınası biriyim." Dediğimde sesim kısık ve titrek çıkmıştı. Gözlerimden süzülen yaşları umursamadan dudaklarımı araladım tekrardan. "Bayan Arya haklı. Ben size de kendime de bunu yapamam. Soylu bir aileden gelen Jeon Jungkook'un soyadını kirletemem." Bunları söylerken kalbim asla acımadı. Çünkü bir insan duymaya alıştıği şeyleri söylerken acıtmazdi artık. Bu gerçekse hiç acıtmazdı. Kendimi toparlamak adına gözlerimi sildiğimde derin bir nefes aldım. Onun da gözleri dolu doluydu. "Bayan Arya her şeyi açıklayacaktır. İkimiz içinde en iyisini düşüneceğim. En kısa sürede bir iş bulup çıkışımı vereceğim." Daha fazla gözlerine bakmaya dayanamayacağım için yere eğilerek cam parçalarını toplamaya başladım. Elimi acıtmasını umursamadan daha sert davrandım. "Buna izin vermeyeceğim Arin."
Devam 2 Sabit çıkan ses tonu ve kurduğu cümle duraksamama sebep oldu. Benim gibi yere çöktüğünde ellerimi kavrayarak batan camı çıkardı. Kırmızıya bulanan elime parmağını bastırdı. "Zavallı ve kimsesiz olan bu lafları sana söyleyenler." Derken gözlerime baktı. "Sana layık olamayan benim. Senin kalbine layık olamayan benim.Senin benliğine layık olamayan benim. Sana layık olamayan biziz. Sen kimsesiz değilsin. Senin kocaman bir kalbin varken sen kimsesiz değilsin. Senin kimseye ihtiyacın yok. Acınası olanlar seni hissetmeyenler." Gözlerinden bir damla yaş süzülüp elimle buluştuğunda gözlerini ellerime çevirdi. Ellerimi avuç içine iyice alarak dudaklarına yaklaştırarak uzun uzun öpücükler kondurmasıyla gözlerim ve kalbim aynı anda hızlandı. Kimsesi olmayan birisiydim. Bu hayatı sokaklarda geçiren ve ev sıcaklığını hissetmeyen kimsesizdim. Kimse için değerli olmayan o kızı değerli kılmak isteyen oydu. Beni her şeyi kabullenerek savunan oydu. Beni her şeyimle kolları altına alan oydu. Peki ben ne yapmalıydım? Ona sığınmalı mıydım? "Ben senin soyadını kirletemem. Ben seni benliğimle kirletemem." Diye fısıldadım. Kalbim kasılıyordu. Dudaklarını elimden çekti ama elimi bırakmadı. Dolu olan gözleri dolu olan gözlerimi bulduğunda kırık bir tebessüm etti. "Sen beni kirletmezsin ki. Sen beni temizlersin. Senin o tertemiz kalbin beni de temizler." Gözlerimin içine bakarak tekrardan dudaklarını ellerime bastırdı. "Birbirimizden ayrılmak daha kötü olmaz mı? En azından benim için. Bu eve girerken birinin benim için olduğunu bilerek giriyorum. Gülümsediğimde ona layık olan birisi olduğu için hep gülümsüyorum. Beni de düşünemez misin? Bu adam bensiz ne yapar diye düşünemez misin?" Dediğinde gülümsüyordu. Gözyaşlarının arasından parmak uçlarıma uzun bir öpücük verdiğinde mideme kelebekler hücum etti. "Hım? O kalbin içime işlemezse, o gülüşün kalbimi hızlandırmazsa ne yaparım ben?" Diye devam ettiğinde sordukları kendine yönelik gibiydi. Küçük bir çocuk gibi kaçmamı engelleyecek şekilde daha sıkı kavradı elimi. Gözünden bir damla yaş daha süzüldü. "Gidelim buralardan. Yeter ki sen benimle ol. Yeter ki sen beni kabul et. İstediğin yere gidelim. Hayatımızı yeniden kuralım. Yaralarımızı saralım." Dediğinde dudaklarım titremeye başladı. Camlara dikkat ederek bir adım daha attığında nefesi yüzüme çarpıyordu. Kalbim daha da hızlanırken alnını alnıma yaslamasıyla nefeslerimde hızlandı. "Ben..." Kısık bir şekilde fısıldadığımda duraksadım cümlemi tamamlamadan. Bilinmezlik içerisindeydim. Ellerimi bıraktığını hissettiğimde kalbimdede aynı soğukluğu hissettim. Soğuk ve kana bulanmış elleri yavaşça yanaklarımı kavradığında burnunu burnuma değdirdi. "Sadece beni düşünerek cevabını vermeni istiyorum. Kimseyi umursamadan." Dudaklarıma biraz daha yaklaşarak nefesini verdiğinde içimden bir ürperti dalgası yayıldı. Burnuma doluşan kokusuyla başımın döndüğünü hissettim. Gözlerimdeki yaşlar kurmaya yüz tutmuştu. Kalbimde hisettiğim sıcaklık ile gözlerimi yavaşça kapattığımda gülümsediğini hissedebiliyordum. Yavaşça dudaklarını dudaklarıma bastırdığında yanaklarımda ki ellerini çekerek belime bastırdı. Belimi sıkıca kavrayarak kucağına çektiğinde ellerim omuzunda durdu. Kalbim kendini kaybetmişcesine çarpıyordu. ... Sardığı parmağıma öpücük kondurduğunda çekinerek ona baktım. Şuan duyduğum utanç ve çekingenlikten boğuluyor gibiydim. Bakışları elimden gözlerimi bulduğunda utanarak yüzümü başka yöne çevirdim. "Uyamak ister misin?" Diye sorduğunda başımı önüme eğerek aşağı yukarı salladım. "Nasıl istersen." Dedi bana karşılık olarak. Kavradığı elimi bırakmasıyla başımı yavaşça kaldırdım. Kendi yatağının örtüsünü çekerek hazır haline getirmesiyle kaşlarım çatıldı. Önünü bana dönerek gülümsedi. "Beraber uyayacağız bundan sonra." Dedi gülümsemeye devam ediyorken. Başımı tekrardan önüme eğdim. Çekindiğimin o da farkındaydı. Adım seslerini hissettiğimde oturduğum sandalyenin önünde duraksayarak diz çöktü. Ellerimi kavrayarak dudaklarına götürdü. "Çekinmeni istemiyorum." Kısık bir şekilde fısıldadığında ellerimi öpücükler kondurdu. Yavaşça başımı kaldırarak dudaklarımı araladım. "Az önce bey dediğim adamın kollarına gireceğim. Ve bu biraz...geriyor beni." Dedim çekingen bir ses tonuyla. Şuan yaşadığım an gerçek miydi o bile muammaydı hislerimde. Ellerimi kavrayan ellerini yavaşca çekerek hafif doğruldu. Yüzüme doğru yaklaşmasıyla başımı yüzünü görmek için kaldırmıştım ki izin vermeden dudaklarını boynuma bastırdı. Kalbim firarın eşiğindeydi. Derince koklayarak uzun uzun öptükten sonra geri çekildiğinde gözlerimde eş zamanlı olarak aralandı. "Senin için hiç bir zaman bey olmadım. Sende benim için çalışan. Bunu çok iyi biliyorsun. Biliyorum gerici ama bu geceyi geçirdiğimizden sonra daha da rahatlamış olacaksın." Diye fısıldadıktan sonra tamamen geriye çekilerek çöktüğü yerden ayaklandı. Başımı kaldırarak baktığımda elini yavaşça uzatarak tutmam için işaret etti. Tereddütümü bir kenara bırakıp elimi avucuna bıraktım. Gülümseyerek daha sıkı kavrayarak oturduğum yerden ayaklanmamı sağladı. Arkasını bana dönerek yürümesiyle ona eşlik ettim. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Patronum, üstelik eskiden deliler gibi korktuğum adamın kollarında olacaktım. Onun sevgilisi belkide karısı olarak anılacaktım. Bu her ne kadar beni gersede onun kollarında olmak güvenli ve iyi hissettirecekti. Kısa mesafeyi kapatarak yatağa vardığımızda bana öncelik tanıdı. Ne kadar heyecanlansamda bunu unutmaya çalışarak yatağa girdim. Sağ tarafa geçmemle burnuma doluşan mis gibi kokusuyla gülümsedim istemsizce. Yatağa iyice yerleşerek uzandığımda yanıma benim aksime hızlı bir şekilde yatarak bedenime yaklaştı. Biraz ileriye gidip aramızdaki mesafeyi açacekken belimden tutup arkam dönük bir şekilde kendine çekti. Bu hareketiyle nefesimi tutarak tırnaklarımı avuç içime geçirdim. Örtüyü üzerime çekerek bedenimi daha sıkı kavradı. İki kolu belimi sıkıca sarmış bir vaziyetteydi. Nefesini ve dudaklarını aynı anda boynumda hissettim. "Çok güzel kokuyorsun. Mis gibi." Diye fısıldadı. Gözlerimin dolduğunu hisettim. "Çok güzelsin." Dedi dudaklarını tam kulağıma bastırken. Gözlerim yavaş yavaş acıyıp kendini salarken hıçkırmamak için zor tutuyordum kendimi. "İçime işlesin o göz yaşların ve kalbin." Kalbimin bu sözüyle hızlandığını hisettiğim de eş zamanlı yanağıma bastırdı dudaklarını. Kalbim karnımda atıyordu. Gözlerim sadece karşıyı kesiyordu. Bedenimde hisettiğim şefkat ve sevgi o kadar yoğundu ki bunun hasretiyle yanıp tutuştuğumu şimdi anlıyordum. Sakinleşmek adına derin bir nefes alıp yavaşça kolları arasında ona döndüm. Bu hareketimle duraksadığında daha fazlasını istediğim için kollarımı sıkıca bedenine dolayarak başımı göğsüne yasladım. Belimdeki elleri sıkılaştığında saçlarıma dudaklarını bastırdı. Gözlerim yorgunlukla kapanmaya başlarken fısıldadı. "Yarın yeni hayatımızda ilk günümüz. Seni mutlu etmek için elimden geleni yapacağıma söz veriyorum." SON
Oha çok güzel bu gerçekten çok güzel ama keşke bu kız ağlamak yerine orda o kızın ağzını yırtıp saçıni başını yolsaydı ya askm sneden ricam yeni kurguda kız karakteri böyle asi eğlenceli deli dolu yapar mısın birde çekingen olmasın gerçekten böyle kurgular çok seviyorumm
Bir insan bir muameleyi defalarca kez yerse bir şekilde o halde olmasa bile o kişiliğe bürünür. Burada anlatmak istediğim insanların birbiri üzerinde bıraktığı etki:)
🌺Jeon Jungkook Ile Hayal Et|Evinde Çalıştığın Anlaşmalı Evli Mafya Sana Aşıktır|TB
🌺Jeon Jungkook× Min Arin
🌺 Aurora'nın Kaleminden
🌺 Şarkıyla okumanızı tavsiye ederim.
🌺 Keyifli Okumalar!
`
Evi dolduran zil sesiyle mutfaktaktan aceleli bir şekilde çıkarak çelik kapıya doğru ilerledim. Üzerimdeki beyaz önlükle ellerimi sildiğim sırada kapıya varmıştım. Kim olduğunu bildiğimden delikten bakma zahmetine girmeden kapıya tamamen yaklaşarak kulpunu indirdim. Geriye bir adım çekildiğimde kapıyı tamamen açmamla bakış açıma yorgun ama hala gülümseyen Jeon Bey girdi.
"Hoş geldiniz Jeon Bey."
Dedim sesimin sevecenli çıkmasını umarak. Çünkü deliler gibi yorgundum ve bu durumda pekte mümkün görünmüyordu. Gözlerimle çoktan buluşmuş gözleri parladığında gülümsemeye devam etti.
"Hoş buldum Arin."
Sesindeki yorgunluk ve kuruluk onu daha fazla zorlamadan içeriye geçmesi adına yol verdim. Yavaş ve zorlu adımlarla içeriye adımladığında tamamen girmesini bekledikten sonra kapıyı kapatarak ona döndüm. Gözleri üzerimde oyalanırken gülümsemeye devam ediyordu.
"Bu saate kadar uyumuş olman gerekiyordu. Neden uyumadın?"
Sesindeki şefkatlik bedenimi ürpertirken bende gözlerinin en derinine bakarak dudaklarımı araladım.
"Sizi beklemek görevim Bay Jeon. Yemek yemelisiniz. Ayrıca Bayan Jeon..."
Diye devam edecektim ki lafımı bölerek bunu engelledi.
"Hayır Arin. Beni beklemek zorunda değildin. mesai saatin saatler önce bitmiş olmalıydi. Beni beklemek görevin değil. Odana çekilmiş olmalıydın."
Diye sinirle çıkıştığında ses tonundaki o tını beni hafif korkutmaya yetmişti. Gözlerimde gezinen gözleri tek bir noktada sabitlendiğinde konuyu değiştirmek adına gülümseyerek dudaklarımı araladım.
"Üzgünüm Bay Jeon. Bir daha size karşı çıkmayacağım ve haddimi aşmayacağım. Yemeğiniz hazır. Yemek yemek isterseniz sofrayı kurmaya geçiyorum. Bayan Jeon yemeğini yedikten sonra odasına çekildi."
Açıklamada bulunduğumda az önceye göre daha sakin bir şekilde konuştu.
"Bayan Arya'nın yaptıkları ve görüşleri beni ilgilendirmiyor. Biz bu evde yaşayan iki arkadaş gibiyiz. Bunu sende biliyorsun. Bu nedenle bana ne yaptığından her seferinde bahsetmeni istemiyorum."
Tekrardan sert çıkışmasına şaşırsamda bunu belli etmeyerek pür dikkat onu dinlemeye devam ettim. Attığı bakışlar altında eziliyor gibiydim.
"Ayrıca odana çekilebilirsin. Gün içinde çok yoruluyorsun şimdide mesai saatinin dışındasın. Dinlenmek zorundasın sağlığın için. Bu sebeple sen odana gidebilirsin. Ben bir kaç şey atıştırıp odama gideceğim."
Tekrardan sert bir o kadar de keskin bir ses tonuyla konuşmasına anlam veremedim. Dedikleri sakin ve normal şekilde aktarılabilecek cümlelerken sanki tüm öfkesini çıkarır gibi büyük bir sinirle konuşuyordu. Dedikleriyle olduğum yerde hareketlendim.
"Bay Jeon bu mümkün değil. Mesai saatinin dışına çıkması umrumda değil çünkü bu benim görevim. Sizinle kalacağım. Yemeğinizi yedikten sonra siz odanıza çekilirsiniz. Bende mutfağı toparladıktan sonra kendi odama çekileceğim. Lütfen itiraz etmeyin."
Dedim gözlerine bakarken. Ona göre sesimi sakin ve sabit tutmaya çalışmıştım. İlk kez ona karşı geldiğimin bende farkındaydım. Gözlerinden bu sebeple ateş çıkacak diye düşünürken onun gözlerime baktığı gözleri anlam veremediğim şekilde yumuşadı. Bedenimi birden bire basan panikle elim ayağıma dolaşarak aceleyle kendimi açıklamaya başladım.
"Yani şey demek istediğim size karşı gelmek haddime değil. Bunu biliyorum. Ama bu benim görevim. Beni de..."
Lafımı tamamlamadan beni kestiğinde bir adım atarak yakınıma girdi. Bu hareketiyle anlam veremediğim bir şekilde kalbim hızlanırken başımı önüme eğerek gözlerine bakmamaya çalıştım. Gerçekten de yanlış anlaşılmasını istemiyordum.
"Bana karşı gelmen her zaman hoşuma gidiyor. Ama şuan böyle bir durumda patronun olarak sana uyumayı emrediyorum. Sağlık her şeyden daha değerlidir."
Dediğinde nefesini alnımda hissediyordum. Kalbim kuş gibi çarparken nefeslerim sıkılaşmaya başladı. Bu kadar yakın olmamız ne kadar doğruydu? Aklım dediklerini yeni algılarken ne yaptığımı bilmeyerekten sarsak bir şekilde bir adım geriye çekildim. Başımı kaldırarak gözlerine baktım.
"Bir daha karşı gelmeyeceğimden emin olabilirsiniz. Ama bugünlük en azından yemeğinizi kurmama izin verin. Hem benden daha çok yorgun görünüyorsunuz."
Dedim. Onu gözlerimle ikna etme çabasına girmeme izin vermeden tekrardan sakinleşmiş bir şekilde araladı dudaklarını.
"Sana yeniden yenildim ama şuan o kadar yorgunum ki bunun önüne geçmeyeceğim. Bir dahakine asla böyle olmayacak."
Dediğinde beynimde yankılanan tek cümle 'Sana yeniden yenildim' oldu. Bu cümle neden böylesine heyecanlandırmıştı ki beni? Kaskatı kesildiğimde yutkunma ihtiyacı hisettim. O banyoya gitmek üzere yanımdan ayrılırken ben tutulmuş bir şekilde kalbimde yerini edinmeye çalışan, korkulu rüyam olan o hisle baş başa kaldım.
...
Yemekleri ve mezeleri tabaklara dağıttıktan sonra masaya yerleştirmiştim. Masaya göz gezdirdiğimde tek eksik şeyin içecek bardağının olduğunu fark etmemle hemen bardak çekmecesine yöneldim. Hızlı bir şekilde çekmeceye vararak kulpunu çekip içerisinden bir bardak alarak kapattım.
"Arin?"
Diyen ses Bay Jeon'a aitti. Arkamı döndüğümde havluyla saçlarını kurutan Bay Jeon'da takılı kaldı gözlerim. Nemli ve ıslak saçlarından damlayan su damlaları tüm dikkatimi dağıtmaya yettiğinde odaklanmaya çalıştım.
"Buyrun Jeon Bey."
Dedim kendime gelmeye çalışarak. Gözleri gözlerimde durduğunda tebessüm belirdi dudaklarında.
"Bana eşlik etmeni istiyorum."
Dedi. Dudaklarından dökülen cümle şaşırtmaya yetmişti beni. Gözlerim hafifçe açılırken şaşkınlığımı anlamak zor değildi.
"Anlamadım?"
Dedim ne diyeceğimi bilmediğim için. Elindeki havluyu sandalyeye fırlatarak yanıma doğru adımlamaya başladığında bedenimi saran heyecanla bir adım geriye çekildim.
"Bana yemekte eşlik etmeni istiyorum."
Tekralayarak tam dibime
girmesiyle bedenim bunun heyecanıyla geriye doğru giderken o halinden memnun bir şekilde bana yaklaşmaya devam ediyordu. Gözlerimin içine bakarken ki gözleri adeta gülerken yüzündede aynı tebessüm mevcuttu.
"Jeon Bey..."
Dedim kısık bir şekilde. Sesim kendiliğinden kısık çıkarak benı daha da zor duruma düşünürken o bir adım daha atarak tam dibimde bitti. Sırtım duvarla buluşurken yüzüme eğilecekken gelen sesle ikimizinde bakışları orayı buldu.
"Arin!"
Gelen sesle telaşla o yöne baktım.Bayan Arya uyku mahrumu bir şekilde gözlerini avuşturduğunda beni fark etmemiş görünüyordu. Hızlı bir şekilde Bay Jeon'un önünden çekilerek uzaklaştığımda açılan gözleri irileşti bu hareketimle.
"Sen?"
Sert çıkan sesiyle başımı önüme eğme ihtiyacı duydum. Yanıma geldiğini gelen adımlardan hissedebiliyordum.
Devam 1
"SENI APTAL! KOCAMA YAKLAŞMAYA NASIL CÜRET EDEBİLİRSIN?"
Kükreyerek yüzüme doğru bağırdığında çenemde ellerini hissettim. Çenemi sertçe tutup kaldırarak yüzüne bakmamı sağladı. Bu hareketiyle Çenem kırılacak gibiydi.
"Ar-arya Hanım yanlış anla-anladı..."
Zorlukla aralanan dudaklarım çenemi daha da sıkmasıyla kapandığında kükremeye devam etti. Çenemi sıkıca tutan elin üstünde bir el gördüğümde bu Bay Jeon'un eliydi. Cenemdeki eli sert bir şekilde çenemden çekerek bedenimi ondan uzaklaştırdı.
"SENIN DERDIN NE?! ONA DOKUNMAYA NASIL CÜRET EDEBİLİRSIN?"
Diye bağıran kişi Bay Jeon'du. Kadın geriye çekildiğinde bedenimi arkasına alan bir el hissettim.
"O HİZMETÇİ PARÇASININ SENI BAŞTAN ÇIKARDIĞI YETMEMIŞ GİBİ BİR DE BANA SAVUNUYOR MUSUN?!"
Diye bağırmasıyla gözlerim dedikleriyle hafiften dolarken boğazımda bir yumru hissettim. Omuzlarım sarsılarak çöktüğünde ellerim titremeye başladı.
"İNSANLARI KÜÇÜK DÜŞÜRMEKTEN ZEVK ALMAN AKLIMA ERMİYOR. ARİN'IN ÖYLE BİRİSİ OLMADIĞINI İKİMİZDE BİLİYORUZ! AYRICA KİMİNLE NE YAPTIĞIM SENI İLGİLENDİRMEZ! BANA GERÇEK BIR EŞMIŞ MUAMELESİ YAPMAYI KES! AYNI ŞEKİLDE SENIN BAŞKA BIR ADAMLA BENI ALDATIP AMA BENIM SES ÇIKARMADIĞİM GİBİ!"
Duyduklarımla dengemi kaybedecek gibi oldum. Aldatmak kelimesi beynimde yankılanıp dururken midemin bulanmaya başlamasıyla bedenime iğrenmek adlı duygu hücum etti. Bay Jeon'un önümde duran elinin titrediğini gördüm.
"BU EVLİLİK 1 HAFTA SONRA BİTİYOR OLSA BİLE KONUŞACAĞIM. BENI 2 AYDIR ALDATTIĞINI BİLİYORUM. ANLAŞMALI BIR EVLİLİKTI. BU SANA KARIŞMA HAKKIMI VERMIYORDU VE BEN SUSTUM. BIR BAŞKASI OLSAYDI BU DURUMDA ANLAŞMAYİ FES EDERDI AMA BEN SUSTUM ÇÜNKÜ BENİM İÇİN SENIN HAYATIN ÖNEMLİ DEĞİL. SENIN DE BANA KARIŞMA HAKKIN YOK."
Bağırarak söylediği cümleler beynimde sadece bir yankıdan ibaretti. Duyduklarım karşısında şok olmaktan başka yapabileceğim bir şey yoktu. Oluşan kısa bir sessizlikten sonra konuşan kişi Arya Hanım oldu.
"Senin de ondan hoşlanman aldatmak değil midir? Üstelik köleden farkı olmayan birisini kendine nasıl yakıştırabiliyorsun? Hiçbir değeri olmayan birisini kendine nasıl yakıştırabiliyorsun?"
Sakinleşmiş bir şekilde dedikleriyle bacaklarım titredi. Ve daha çok titredi. Küçüklükten beri yediğim muameleyle bacaklarım daha çok titredi. Kalbim bacaklarımla birlikte titreyerek bana ihanet etti. Gülümsedim. Yine gülümsedim. Bana yakıştıralan o muameleye gülümsedim. İnsanların beni aşağılamasına ve kötülemesine yine gülümsedim.
"HADDİNİ AŞIYORSUN ARYA! AĞZINI TOPLA! DEDİKLERİNİN FARKINA VAR! BÖYLE KONUŞMAYA HAKKIN YOK! İNSANLARI KÜÇÜK DÜŞÜRMEYI SEVECEK KADAR ZAVALLISIN! BIR SEYIN DEĞERİNİ MAL VARLIĞIYLA ÖLÇECEK KADAR ACİZSIN! SANA OLAN SAYGIMDAN DOLAYI ONA OLAN AŞKIMI HEP UZAKTAN GÖSTERMEYE ÇALIŞTIM! BU SAATTEN SONRA BENİM YANIMDA HİÇBİR DEĞERİN YOK! KİMSE UMRUMDA DEĞİL! DELİLER GİBİ AŞIK OLDUĞUM KADINLA HAYATIMA KİMSENİN GİRMESİNE IZIN VERMEYECEĞİM! GEREKİRSE BU ÜLKEDEN DEFOLUP GİDECEĞİM AMA İZİN VERMEYECEĞİM!"
Deliler gibi aşık olduğum kadın...
Aşık olduğum kadın...
Kulaklarım duyduğuna inanamıyormuşcasına sessizliğe gömüldü. Denilenlerin hiçbirini duymamaya başladım. O an kulaklarımda yankılanan tek şey kalbimin sesi oldu.
Ilk kez değeri olmayan birine yapılan aşk itirafının sesiydi bu.
Bu hayatta zavallı olan bir kimsesizin kalbinin heyecandan atan kalbinin sesiydi bu.
Tüm her şeyi hissetmeyi bıraktım.
"Peki ben acizin ve her şeyi parayla ölçen birisiysem söyle bana. Onun neyini sevdin? Bu kimsesizin neyine aşık oldun? Söyle bana?"
"SANA HADDINI AŞMAMANI SÖYLEDİM! ONUN SENDEN DAHA GÜZEL BİR KALBI VAR! BEN ONDA SENDE BULAMADIĞIM HER ŞEYE AŞIK OLDUM! BEN ONUN TÜM BENLİĞİNE AŞIK OLDUM! ONUN HAKKINDA BÖYLE KONUŞMA HAKKINI SANA KİMSE VERMIYOR! ELIMDEN BIR KAZA ÇIKMADAN DEFOL BU EVDEN! BABANADA HER ŞEYİ ANLATIRSIN! SİKİMDE DEĞİL. BOŞANMAYI ÖNE ALACAĞIM. YARIN BELGELER ELİNDE OLUR!"
Tüm evi inletecek bir şekilde bağırdığında kadının önünden çekildiğini hissettim. Kapıya doğru ilerlediğinde yüzünün duyduğu utançtan ve sinirden kıpkırmızı olduğu belli oluyordu.Gözleri dolu olan gözlerimle kesiştiğinde dudaklarını kapıdan çıkmadan son kez araladı.
"Canın cehenneme!"
Evde yankılanan tok sesiyle bedenim daha fazla titremeye başladığında dolu olan gözlerimden bir damla yaş süzülüp zeminle buluştu. Saniyeler içinde yaşanan şeyler kafamdan uçmuş gibiydi. Her şey bir anda gerçekleşirken bedenim bunun şokunu atlatamayacaktı. Kapının sert bir şekilde çarpılmasıyla elimdeki bardak zeminle buluşurken evde yankılanan yüksek ses üzerine arkasını dönmesiyle bakışları beni buldu. Ayaklarımıza kadar dağılan cam kırıklarına dikkat ederek kollarımı tuttuğunu hissettim. Bakışlarımı yüzüne doğru çıkarıp tam gözlerine baktığımda dolu gözlerimden bir damla yaş daha akarak zeminle buluştu. Kollarımdaki elleri belime kaydığında sıkıca sarılarak bedenimi kendine çekti. Kollarında titreyen bedenim yaşadığım ikinci bir şaşkınlıkla kala kaldı. Yüzünü saçlarımda hissettiğimde dudakları saçlarıma korkacaksına değdi.
"Özür dilerim. Duyduğun o sikik şeyler için senden çok özür dilerim. Sana yaşattıkları için defalarca kez özür dilerim."
Kısık bir şekilde fısıldadığında alnımda hisettim nefesini. Yaşadıklarım gerçekliğini şimdi hissettirirken dudaklarını bastırmasına izin vermeden kolları arasından geriye çekilerek yüzüne baktım. Dolu gözlerim kendini bu sefer defalarca kez bırakmaya başladı.
"Bu yanlış. Böyle olmamalı. Özür dilemeniz gerekmez. Bu benim gerçek kimliğim. Bu benim tüm benliğim. Ben size layık bir insan değil olmak yanından dahi geçemem. Zavallı ve kimsesiz birisini hiç kimse istemez.Sizin aşkınızı benden dahi iyi ve güzel kadınlar hakkediyor. Ben acınası biriyim."
Dediğimde sesim kısık ve titrek çıkmıştı. Gözlerimden süzülen yaşları umursamadan dudaklarımı araladım tekrardan.
"Bayan Arya haklı. Ben size de kendime de bunu yapamam. Soylu bir aileden gelen Jeon Jungkook'un soyadını kirletemem."
Bunları söylerken kalbim asla acımadı. Çünkü bir insan duymaya alıştıği şeyleri söylerken acıtmazdi artık. Bu gerçekse hiç acıtmazdı. Kendimi toparlamak adına gözlerimi sildiğimde derin bir nefes aldım. Onun da gözleri dolu doluydu.
"Bayan Arya her şeyi açıklayacaktır. İkimiz içinde en iyisini düşüneceğim. En kısa sürede bir iş bulup çıkışımı vereceğim."
Daha fazla gözlerine bakmaya dayanamayacağım için yere eğilerek cam parçalarını toplamaya başladım. Elimi acıtmasını umursamadan daha sert davrandım.
"Buna izin vermeyeceğim Arin."
Devam 2
Sabit çıkan ses tonu ve kurduğu cümle duraksamama sebep oldu. Benim gibi yere çöktüğünde ellerimi kavrayarak batan camı çıkardı. Kırmızıya bulanan elime parmağını bastırdı.
"Zavallı ve kimsesiz olan bu lafları sana söyleyenler."
Derken gözlerime baktı.
"Sana layık olamayan benim. Senin kalbine layık olamayan benim.Senin benliğine layık olamayan benim. Sana layık olamayan biziz. Sen kimsesiz değilsin. Senin kocaman bir kalbin varken sen kimsesiz değilsin. Senin kimseye ihtiyacın yok. Acınası olanlar seni hissetmeyenler."
Gözlerinden bir damla yaş süzülüp elimle buluştuğunda gözlerini ellerime çevirdi. Ellerimi avuç içine iyice alarak dudaklarına yaklaştırarak uzun uzun öpücükler kondurmasıyla gözlerim ve kalbim aynı anda hızlandı.
Kimsesi olmayan birisiydim. Bu hayatı sokaklarda geçiren ve ev sıcaklığını hissetmeyen kimsesizdim. Kimse için değerli olmayan o kızı değerli kılmak isteyen oydu. Beni her şeyi kabullenerek savunan oydu. Beni her şeyimle kolları altına alan oydu. Peki ben ne yapmalıydım? Ona sığınmalı mıydım?
"Ben senin soyadını kirletemem. Ben seni benliğimle kirletemem."
Diye fısıldadım. Kalbim kasılıyordu. Dudaklarını elimden çekti ama elimi bırakmadı. Dolu olan gözleri dolu olan gözlerimi bulduğunda kırık bir tebessüm etti.
"Sen beni kirletmezsin ki. Sen beni temizlersin. Senin o tertemiz kalbin beni de temizler."
Gözlerimin içine bakarak tekrardan dudaklarını ellerime bastırdı.
"Birbirimizden ayrılmak daha kötü olmaz mı? En azından benim için. Bu eve girerken birinin benim için olduğunu bilerek giriyorum. Gülümsediğimde ona layık olan birisi olduğu için hep gülümsüyorum. Beni de düşünemez misin? Bu adam bensiz ne yapar diye düşünemez misin?"
Dediğinde gülümsüyordu. Gözyaşlarının arasından parmak uçlarıma uzun bir öpücük verdiğinde mideme kelebekler hücum etti.
"Hım? O kalbin içime işlemezse, o gülüşün kalbimi hızlandırmazsa ne yaparım ben?"
Diye devam ettiğinde sordukları kendine yönelik gibiydi. Küçük bir çocuk gibi kaçmamı engelleyecek şekilde daha sıkı kavradı elimi. Gözünden bir damla yaş daha süzüldü.
"Gidelim buralardan. Yeter ki sen benimle ol. Yeter ki sen beni kabul et. İstediğin yere gidelim. Hayatımızı yeniden kuralım. Yaralarımızı saralım."
Dediğinde dudaklarım titremeye başladı. Camlara dikkat ederek bir adım daha attığında nefesi yüzüme çarpıyordu. Kalbim daha da hızlanırken alnını alnıma yaslamasıyla nefeslerimde hızlandı.
"Ben..."
Kısık bir şekilde fısıldadığımda duraksadım cümlemi tamamlamadan. Bilinmezlik içerisindeydim. Ellerimi bıraktığını hissettiğimde kalbimdede aynı soğukluğu hissettim. Soğuk ve kana bulanmış elleri yavaşça yanaklarımı kavradığında burnunu burnuma değdirdi.
"Sadece beni düşünerek cevabını vermeni istiyorum. Kimseyi umursamadan."
Dudaklarıma biraz daha yaklaşarak nefesini verdiğinde içimden bir ürperti dalgası yayıldı. Burnuma doluşan kokusuyla başımın döndüğünü hissettim. Gözlerimdeki yaşlar kurmaya yüz tutmuştu. Kalbimde hisettiğim sıcaklık ile gözlerimi yavaşça kapattığımda gülümsediğini hissedebiliyordum. Yavaşça dudaklarını dudaklarıma bastırdığında yanaklarımda ki ellerini çekerek belime bastırdı. Belimi sıkıca kavrayarak kucağına çektiğinde ellerim omuzunda durdu.
Kalbim kendini kaybetmişcesine çarpıyordu.
...
Sardığı parmağıma öpücük kondurduğunda çekinerek ona baktım. Şuan duyduğum utanç ve çekingenlikten boğuluyor gibiydim. Bakışları elimden gözlerimi bulduğunda utanarak yüzümü başka yöne çevirdim.
"Uyamak ister misin?"
Diye sorduğunda başımı önüme eğerek aşağı yukarı salladım.
"Nasıl istersen."
Dedi bana karşılık olarak. Kavradığı elimi bırakmasıyla başımı yavaşça kaldırdım. Kendi yatağının örtüsünü çekerek hazır haline getirmesiyle kaşlarım çatıldı. Önünü bana dönerek gülümsedi.
"Beraber uyayacağız bundan sonra."
Dedi gülümsemeye devam ediyorken. Başımı tekrardan önüme eğdim. Çekindiğimin o da farkındaydı. Adım seslerini hissettiğimde oturduğum sandalyenin önünde duraksayarak diz çöktü. Ellerimi kavrayarak dudaklarına götürdü.
"Çekinmeni istemiyorum."
Kısık bir şekilde fısıldadığında ellerimi öpücükler kondurdu. Yavaşça başımı kaldırarak dudaklarımı araladım.
"Az önce bey dediğim adamın kollarına gireceğim. Ve bu biraz...geriyor beni."
Dedim çekingen bir ses tonuyla. Şuan yaşadığım an gerçek miydi o bile muammaydı hislerimde. Ellerimi kavrayan ellerini yavaşca çekerek hafif doğruldu. Yüzüme doğru yaklaşmasıyla başımı yüzünü görmek için kaldırmıştım ki izin vermeden dudaklarını boynuma bastırdı. Kalbim firarın eşiğindeydi. Derince koklayarak uzun uzun öptükten sonra geri çekildiğinde gözlerimde eş zamanlı olarak aralandı.
"Senin için hiç bir zaman bey olmadım. Sende benim için çalışan. Bunu çok iyi biliyorsun. Biliyorum gerici ama bu geceyi geçirdiğimizden sonra daha da rahatlamış olacaksın."
Diye fısıldadıktan sonra tamamen geriye çekilerek çöktüğü yerden ayaklandı. Başımı kaldırarak baktığımda elini yavaşça uzatarak tutmam için işaret etti. Tereddütümü bir kenara bırakıp elimi avucuna bıraktım. Gülümseyerek daha sıkı kavrayarak oturduğum yerden ayaklanmamı sağladı. Arkasını bana dönerek yürümesiyle ona eşlik ettim. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Patronum, üstelik eskiden deliler gibi korktuğum adamın kollarında olacaktım. Onun sevgilisi belkide karısı olarak anılacaktım. Bu her ne kadar beni gersede onun kollarında olmak güvenli ve iyi hissettirecekti. Kısa mesafeyi kapatarak yatağa vardığımızda bana öncelik tanıdı. Ne kadar heyecanlansamda bunu unutmaya çalışarak yatağa girdim. Sağ tarafa geçmemle burnuma doluşan mis gibi kokusuyla gülümsedim istemsizce. Yatağa iyice yerleşerek uzandığımda yanıma benim aksime hızlı bir şekilde yatarak bedenime yaklaştı. Biraz ileriye gidip aramızdaki mesafeyi açacekken belimden tutup arkam dönük bir şekilde kendine çekti. Bu hareketiyle nefesimi tutarak tırnaklarımı avuç içime geçirdim. Örtüyü üzerime çekerek bedenimi daha sıkı kavradı. İki kolu belimi sıkıca sarmış bir vaziyetteydi. Nefesini ve dudaklarını aynı anda boynumda hissettim.
"Çok güzel kokuyorsun. Mis gibi."
Diye fısıldadı. Gözlerimin dolduğunu hisettim.
"Çok güzelsin."
Dedi dudaklarını tam kulağıma bastırken. Gözlerim yavaş yavaş acıyıp kendini salarken hıçkırmamak için zor tutuyordum kendimi.
"İçime işlesin o göz yaşların ve kalbin."
Kalbimin bu sözüyle hızlandığını hisettiğim de eş zamanlı yanağıma bastırdı dudaklarını. Kalbim karnımda atıyordu. Gözlerim sadece karşıyı kesiyordu. Bedenimde hisettiğim şefkat ve sevgi o kadar yoğundu ki bunun hasretiyle yanıp tutuştuğumu şimdi anlıyordum. Sakinleşmek adına derin bir nefes alıp yavaşça kolları arasında ona döndüm. Bu hareketimle duraksadığında daha fazlasını istediğim için kollarımı sıkıca bedenine dolayarak başımı göğsüne yasladım. Belimdeki elleri sıkılaştığında saçlarıma dudaklarını bastırdı. Gözlerim yorgunlukla kapanmaya başlarken fısıldadı.
"Yarın yeni hayatımızda ilk günümüz. Seni mutlu etmek için elimden geleni yapacağıma söz veriyorum."
SON
Yaa ama çok güzeldilerr🥹💝
.
@@TJCJCRCRJ ?
Abi bıktım ya harbi bıktım her romantik kitaba,filme
Kısacası her ota boka ağlamaktan bıktım ya
Kahretsin bu beni çok ağlattı
Aynı ben ya😂😂😂😂
Allah'ım mükemmel olmuşşş ellerine sağlık sen acemi yazar olduğuna emin misin diğer yazarlara taş çıkarırsın🎀😍
Oha çok güzel bu gerçekten çok güzel ama keşke bu kız ağlamak yerine orda o kızın ağzını yırtıp saçıni başını yolsaydı ya askm sneden ricam yeni kurguda kız karakteri böyle asi eğlenceli deli dolu yapar mısın birde çekingen olmasın gerçekten böyle kurgular çok seviyorumm
Yaparım da burada kız bir şey diyemezdi. Hem açıkça anlattim
Yiaaaa cidden çok güzeldiii
Kız kendini hizmetçi diye çok ezik hissediyomuş ama ya jeon kurtardı resmen
Bir insan bir muameleyi defalarca kez yerse bir şekilde o halde olmasa bile o kişiliğe bürünür. Burada anlatmak istediğim insanların birbiri üzerinde bıraktığı etki:)
@@AurorasssJ1 Evet kesinlikle öyle oluyor bu okullarda yapılan zorbalıklarda bile böyle en sonunda ezik gibi hissediyor kendini çok yazık cidden
@@evrem2189 Maalesef ya. Ama Jeon'un da dediği gibi ârinin saf bir ruhu var
@@AurorasssJ1 Evet önemli olan da o zaten kişinin saf bir kalbe sahip olması 💖
Allah'ım aglayacam çok güzel olmuş o aryada hakkini bilsin lan
Halismisin kızım sennn?
Şu konuda bir hikayeyi her yerde arıyordumm. Onu da nerde buldum Auroramın şaheserinde
~🤍🍒
Senin bu yaptigin hikayeler saka miidurrr❤❤
Yazarım şaşırtmadınız bu kurguda mükemmeldii
Ama çok güzell, kalbim kaldırmıyor bu mükemmelliğii
Aman bu kadar aktif olmak zordunda değilsin bebeğim nasil bazilari aktif değilse sende beklet
UAAAA BU MUKEMMELLIK SAKA MI?? KIZIM BUNEE YAZAR OL SEN ACILL
Helinim bu nasıl güzel kurgu böyle🌸(senin kadar değil ama)💗
Hikaye mük... Kapak mük... Şarkı mük... ölücem ben... :)
Askm sana 4 abone hediye ettim biri tabletimden biri annemin telefonundan diğeri yedek hesabımdan
Yiaaa çok teşekkür ederim bebeğim
@@AurorasssJ1💜
Çok güzeldi. Eline emeğine sağlık canımm.
Şarkının ismi nee??Bu arada kurqu müq olmuş çook beyendimmm❤❤
Son Arzum
Aşşk müqq olmuş sohbet edelim mi 😅❤😊
Şuan müsait değilim birtanem daha sonra olsun mi
@@AurorasssJ1 tmm aşkım
Geceye erteledim 💫 (kesin muhteşem olmuştur)
İlk ask❤ istek aliyomusun abonede olucam😊 Azərbaycan liyam
@@sahinorucov2835 istek almıyorum
Çok güzel olmuş çok romantik🩷🥹
aktiv olman çok güzell💗🎀
BEN BUNU NASIL GÖRMEDİMM
Yine Mükemmel olmuss 💗
Anaa ben niye ağladım ya şimdi 😅
#RUclipsabonelerimiçekme
#RUclipsbeğenilerimiçekme
Offff çok güzellll
ASIIRİ İYİİ
Baya guzel
Simdi okucam ayaya
ilkkkkkk
Peki devamı olucak mı?
Büyük ihtimalle hayır
@@AurorasssJ1 tiamam
Hemen geldimmm cok iyii
ÇOK HARİKA😭
ay şu şarkı..