@@merih1808 evet ama bunu yaparsan aynı zamanda kendinden de uzaklaşırsın. başkaları için yaşadığından dolayi kendi benliğinle hiç varolmamış olursun bir nevi. Bu kötü ama çok kötü mü bilmiyorum. sonuçta başkalarına iyi görünmek gibi bir amacın, motivasyonun var. hiç yoktan iyidir. zaten çoğumuz başkaları için yaşamıyor muyuz...
@@retrogalaksi elbette tüm bunlar teknolojinin ve küreselleşmenin dolayısıyla iletişimin yaygınlaşmamış hali o zamanlar bu durumlar vardı ancak böylesine elimize aldığımız telefonlar gibi değildi
@@justconfused8801bence bu kötü değil. Yani buna ben şartlı evet veriyorum. Başkaları için yaşamayı. Yani başkaları için yaşamaktan kastım başkalarının ne dediğini önemsemek. Ben buna şartlı evet veriyorum. Çünkü başkaları bir şey demese sokakta çıplak gezersin. Bu ve benzeri örneklerde, örnekleri çoğaltmak mümkün, başkalarının ne dediğini önemsemeliyiz. Toplumdan dışlanmamak için, çünkü dışlanırsan asgari ve temel ihtiyaçlarını karşılayamazsın, topluma belli oranda uyum sağlamalısın. Bu uyum da onların ne dediğini ne diyeceğini az biraz önemsemek ile ilgili. Ama onun dışında toplum çoğunluk boktandır. Çoğunluk yani toplum seni aşağı çeker falan filan. Bir cemre Demirel izleyicisi olarak bunları biliyorsunuzdur. Velhasıl kelam ben bu başkalarının ne dediğini önemseme işine şartlı evet veriyorum.
Şu cümle için koca bir kitap yazılır. "Sen başkası için varlık durumuna geliyorsan, başkası için nesneleşmiş oluyorsun" Bayağı iyi ve süzgeçten geçirilmiş bir video hazırlamışsın daha da dikkatli izlemeye başladım artık.
Eğer yeterince objektif bir insansan düşünceni en azından bir kalıba oturttuktan sonra sanki karşıt görüşlüymüş gibi çürütmeye çalışabilirsin. Gerçi bu söylediğim pek de düşünülemeyecek bir şey değil ama ben de aynı sorundan muzdaribim. Bu metot ile düşüncem hakkında en azından bir tık daha özgüvenli oluyorum.
aynen, ayrıca sürekli fikirlerim değişiyor. bazen 1 sene önce youtubeda attığım yorumu okuyunca ne kadar mal mışım ben bile dediğim oluyor. o yüzden susmak en iyisi :D
Yıllardır çektiğim, kendi kendime kafamda kurduğum saçma şeyler, bir gece youtubda karşıma çıkan bu güzel video ile çözülmeye başlıyor. Var ol Hocam saygılarımla
utanç hissi bir insanın gelişmişlik düzeyini gösterir ama dediğin gibi neye odaklısın mesele burda. mesele niyet. kimin gözünden utanıyorsun bunun önemi var. harika tespit kardeşim. sevgiyle kal .
Dalga geçenler olabilir de ben gerçekten senin videolarınla ayakta kalıyorum. Kafamın içi dopdolu,ne ölmek ne nefes almak istiyorum. Seni dinlemek çok huzur verici benim için.
Videolarinda o kadar faydalı şeyler paylaşıyorsun ki insanlar hayatlarında eksik ve yanlış giden şeylere dur demeyi öğreniyorlar.bu yüzden videoların sabırsızlikla bekleniyor.kendine has anlatis biçimini söylememe bile gerek yok seni takip edenler bilir.Allah yolunu açık etsin.
Oha uzun zamandır rastlamamıştım; içimizdeki, kafamızdaki en derinimizdeki konular hakkında bu kadar gerçekçi haklı ve ihtiyaç karşılar elle tutulur sonuçlar verir biçimde konuşan birine.. Gerçekten ama gerçekten Instagram'da çok dolaşıyorum sanırım aptal görmeyi normalleştirdim bu çok hayret verici geldi. Acıyorum la kendime, çok zarar veriyorum harbiden.
O kadar psikolog videoları izledim hiç biri bu kadar etkili olmamıştı bana. Çıkardığım ders şu oldu "ben kimsenin umrunde değilsem neden kimse benim umrumda olsun" Michael Jacksonun dediği gibi "they don't really care about us"
Allah affetsin videonun kapak fotoğrafını görünce delirdin zannettim hocam. 2 yıl sonra gelen edit: şu yorumu sanki ben atmamışım gibi, çok ergence geldi şimdi. Cemre kesin sövmüştür :)
Bloğu beğenerek okuyordum. Şimdi kaynağından, karşımda konuşur gibi dinliyorum. Bu kanal işi baya iyi oldu hocam, elim ayağım karışıyor bildirim gelince. Emeğine sağlık.
Unuttuğum bir şeyi hatırlattın. İnsan bir şeyleri sadece utanç duygusundan, insanlar ne der diye yapmıyorsa ciddi anlamda içinde kötülüklük barındırır ve bu çok tehlikeli kendinisini salabildiği bırakabildiği ortamlarda ise her şeyi yapar. Dini inanç insanı dizginleyen ve nefsi duygularını törpüleyen bir şey önemini tekrardan anladım. İlk defa dinledim ve sayende bazı şeylerin tekrar farkına vardım teşekkürler cemre.
yks'ye gireceğim bu sene profiline baktığımda sende gireceksin herhalde, mutlaka cemrenin videolarını izlemeni öneririm hem insanı rahatlatıyor hem Düşünmeni sağlıyor :)
Ben düşüncelerine pek katılmıyorum bir insan utanıyorsa diğer insanların onun hakkındaki düşüncelerinden ve ya düşünümlerinden utanır bunları düşünrbilen bir insanın içinde salt kötülük olamaz kötülük yapabilecek olan biri sadece kendini düşünür. Dini inanca gelirsek bence insanları törpüleyen değilde tek düze bir insan yaratmaya çalışıldığını düşünüyorum insanları arzularından uzak tutmaya çalışır bence sen bir şey yapmak istiyorsan yaparsın hoşuna giderse devam edersin bu konuda din ne demiş diye pek bakmazsın çünkü yaptığının günah olduğunu düşünmezsin yalnız olunca da bu böyle olur. ( kendi fikirlerim bunlar)
@@youser4815baskasinin kendisi hakkındaki gorusunu onemsemesinin nedeni sadece kendi oz profili ise bu onun kendi ozunde ne yapacağı hakkında net bir şey diyemez. Salt kötülük de yani düşüncene göre değişir sonuçta iyilik ve kötülük kavramları insan zihninde toplumdaki normlara göre gelişebiliyor. Utancı da yalnız başkaları ile elde edebiliyoruz dersek insanin utanc duyup duymaması yuzunden ona salt kötü salt iyi diyemeyiz yalnız eylemin kendisi uzerinden yorum yapabiliriz
Asıl tam tersi sırf dinlerde kötülük yasaklandı diye kötülük yapmıyorsa birisi eğer yasak olmasaydı neler yapardı.Asil iyi olan hiçbir utanma duygusu, yasağı umursama duygusu olmayan insanın vicdanıdır
Utanç insana temelde neden kötü olduğunu tam anlayamadığı olgulara karşı fren mekanizması, hatta bir nevi ceza mekanizması olsun diye konulmuş bir özellik olmalı. Dediğiniz doğru utanç bizim gibi başka canlıların varlıkları yüzünden oluşabilen bir duygu, insanın zaten en başından beri topluluk halinde, sosyal olarak yaşamak üzere yollandığı düşünüldüğünde bu duygunun varlığının nedenini daha iyi anlayabiliriz. Bu bağlamda hem özümüzden gelen hem de sosyal topluma dayanan duyguların olduğunu düşünmek daha doğru olacaktır. İnsanı insan yapan da bence duyguların varlığıdır.
Bu videoyu dönüp dolaşıp tekrar izleyenler elbet geliyordur benim gibi. Cemre abi dedi ya "ölüm var ölüm ölüm", ben ölümün ciddiyetinin hiç kavrayamıyorum öleceğimi ve bunların önemsiz olduğunu kendime hep söylüyorum ama ölümün ciddiyetini asla kavrayamıyorum, biri kafama silah dayasa ciddiye alır mıyım bilmiyorum ama ölümü ciddiye almak için yapabileceğim bir şey varsa ya da benim gibiyseniz yazın lütfen.
Ciddiyeti kavramak senin için tam olarak ne? Misal bir sınavın ciddiyetini nasıl kavrarsın, kriterlerin nelerdir? Bana göre ölümün ciddiyeti ya çok sevdiğin biri ya da bizzat kendin o eşiğe gelince anlaşılıyor. Dilersen mezarlıklara git, o sessizlik ve yalnızlık seni silkeleyebilir. Ya da Ahmet Şerif İzgören'in bir konferansında bahsettiği kitap vardı, ismi aklımda yok ama bu tarz kitaplara bakabilirsin. Ölüm hemşireliği yapan biri, ölmeden önce insanların pişmanlıkları, dile getirdikleri şeyleri derleyip yazmıştı. En iyi farkındalık ya deneyimlemekten ya da deneyimlemiş olanları hissetmekten geçiyor ne yazık ki. Kitabı bulursam yazarım, faydalanırız.
abi dedigin her seyi bir kac gun once dusunmeye basladim neden yalniz kaldigimda kendim gibiyim insanlarla kendim olamiyorum diye dusunuyordum video ilac gibi geldi
neredeyse 1 hafta önce ilk videonu izledim. İlgimi çekti devam ettim, bir çok konusda söylediklerine tamamen katııyorum ayrıca anlatım tarzın, karakterin (en azından videolara yansıttığın) hepsini sevdim, bundan sonra sıkı bir takipçin olacağım .d
''Utançta ben hem aynen başkasının beni gördüğü gibi olduğuma teslim eder hem de başkasının beni gördüğü gibi olmadığımı gösterememenin çaresizliğine düşerim'' diyordu Zeynep Direk hoca.
Çevre koşulları insanları biçimlendiriyor. Trafikte kırmızı ışıkta durmak,kütüphanede sessiz olmak,toplu taşıma araçlarında sigara içmemek gibi gibi. Bir de insan davranışlarının etkisi var. Etrafımızdaki insanların göstereceği tepkiler ve yaklaşımlar neticesinde birey olarak farklı bir durum içerisinde buluruz. Bu gibi şeyler hayatımızdaki özgürlük kavramına bakışı sorgular nitelikte. Özgür doğmadık ve özgürde ölmeyeceğiz.
Bir gün otobüste trafiğin ortasında önerildi bir video. Podcast gibi dinliyorum gerçekten çok güzel sizi dinleyebiliyor olmak. Felsefeyle alakam hiç yok düz vatandaşım dkdk. Birinin olayları detaylarına kadar inceleyip anlatıyor olmasından müthiş keyif aldım
Ahlak algısını bu açıdan hiç düşünmemiştim benim çıkarımım aslında insanların utanç hissi her zaman gözetlendiğini biliyor olması ahlaksızlık ta gözetleyeni pekte takmaması seni dinlemek çok zevkliydi teşekkür ederim kardeşim
Eskiden bu sohbeti agalarla yapardık bir söz şuraya koyayim beni en iyi şekilde tasvir eder "belkide doğada huzur bulmamızın sebebi bizi aldırmıyor olmasıdır" doğada hiç bir kural olmadığı için en kendi olduğumuz zaman doğada olduğumuz zamandır
29:00 da aklıma Dilber Ay'ın filmi geldi. Zorla evlendirildiği kocası tarlaya gelip onu eve çağırmıştı. O gitmek istemeyince 25 30 tane kadının içinde yere fırlatıp onu tekmelemeye başladı. Erkekler de vardı. Kimse dokunmadı kocasına. Kocası "Lanet olsun" edasıyla kızmaya devam ederek gitti. Ardından şöyle bir bağırış oldu. "Aaa, kan var! Dilber kızım iyi misin?" Sonrasında yine bir bağırış "Dilber kızım ne oldu?" Oradaki herkes ne olduğunu zaten biliyordu. İyi ve masum hissetmek için insanların kendi bilinçlerindeki suçluluğa dair iz düşümleri temizleyebildiğini düşünüyorum. "Ben ne yapabilirdim ki?" sorusu oldukça korkunç bir noktada. Şunu kabul etmemiz gerektiğini düşünüyorum; Bizler sandığımız kadar iyi asla olamayız. Çünkü benciliz. Bunda da bir hata görmüyorum. Bundan gocunmuyorum da. Çünkü bu dünya masal diyarı değil. Bunu dürüstçe kabul etmek lazım. Sokakta yaşayan insanları neden evimize almıyoruz? Acı çeken ya da ailesinden şiddet gören insanlara neden kucak açmıyoruz? Çünkü bizler tanrı değiliz. Onları kurtarmak istemiyoruz. Çünkü düzenimiz bozulsun istemiyoruz. Bizde olmayanı veremeyiz. Öyle bir sevgimiz yok. Ayrıca ben sevgiyi bir duygu değil, davranış disiplini olarak görürüm. Sevgi, kendini herhangi bir ayrılığın arasına tutkal olarak sürüp bu parçalanmışlığı bitirmek demek. Bunu başaran tüm emeği sarf etmek demek. Gaddar birinin kalbini yumuşatmak, üzülmüş birinin yüreğine merhem olmak gibi. Ama biz bu emeği vermek istemiyoruz. Çünkü tutkal, tükeniyor! Hiç birimiz kendimizi yapıştırmadan başkalarına bu değerli kaynağı harcamak istemiyoruz. Tabi bir noktada harekete geçmeme eğilimimiz, işe yaramaz bir tutkal sahibi olmamıza neden oluyor. Hiç kullanılmayan tutkal kurur çünkü. Yine Dilber'in durumuna dönersek, onu kocasından alıp ona bakmak hiç kolay değil. Bunun kurtarılan kişideki "yükünü başkasına bırakma alışkanlığı" ihtimali kesinlikle ya bilinç altı ya da direkt düşünce ile biliniyor. Bu kişileri kurtarmanın, sonra onlara rehabilitasyon vermek gibi bir sorumluluk getireceğinin farkındayız. Yapmak istemiyoruz. Düşen biz değilsek, eller birleşsin istemiyoruz. Elden tutmanın sadece biz düşmüşsek gerekli olduğunu düşünüyoruz. "İşimden olursam çocuklarıma bakamam. Ben mutsuz olurum. Param olmazsa arkadaşlarımdan olurum. Susmalıyım! " gibi bir düşünceyi şununla birleştirebiliriz; "Tren raylarında 1 kişi ya da 10 kişi var. Elinde kumanda var. Treni nereye sürersin?" Gibi bir soruyla hepimiz karşılaşmışızdır. Ama genelde 1 kişi sevdiğin, 10 kişi sevmediğin kişiden oluşur. İşini kaybetmek gibi bir konuda, sustuğun şeye bağlı olarak o 1 kişi senin için önemli olmayan kurbandır genelde. İş yerinde sustuğumuz şeyler, tren raylarındaki 10 sevdiğimiz kişiyi kurtarmak anlamına gelebilir. Bu noktada treni hem sevdiğimiz ve hem de kalabalık olan insanların üzerine sürmeyiz. Çoğunluk için 1 kişi kurban edilir bu noktada. Bu nedenle demek istediğim, kötülük tanımı bir yanılsamadır. Utandığımız için susmak ile, bencil olduğumuzu kabul ederek susmak arasındaki farkı anlamalıyız. Utandığımız için susmak, bizi aşağılık biri yapar. Farkında ve bilinçli olarak susmayı seçmek ise, sorumluluk sahibi bir kötü yapar bizi. Aşağılık olmaktansa, kötü olmayı tercih ederim. Sonuçta kaybedeceklerim bu kadar yüksekse, başkası için uçurumdan tek başıma atlayamam. Ama pek çok kişi benimle atlamayı seçebilirse, hasar paylaşımı benim fedakarlığımı azaltır. Uçurumda altıma denk gelen cesetlerle düşüşümü hafifletme ihtimali için riski göze alırım. Ben böyle kötü bir bakış açısıyla doğruyu yapıyorsam bile, kahraman olarak görüleceğim. Çünkü susmadım. Ayrıca paramı, yani ailemi yaşatabilme ve sosyal çevremi kaybetmeme ayrıcalığına sahip olarak bunu yaparım. Böyle bir çözüm bence, pislikle bu kadar içli dışlı olup hiç pis olmadığını düşünen 'id' in gerçek doğasını ortaya koymakta. Yoktan var edemediğin hiç bir şeyi pazarlık yapmadan veremezsin. Verdiğinde bile yaptığın 'pazarlık' bu bir önceki cümleyi çürütebilmenin getirdiği hazdır.
Bu sadece insanların yanında utanma, sosyal medyada da kendisini çok gösterdi bence. Yani şöyle insanlar kalabalık bir yerde düşüncelerinden utanırken ,örneğin twitter da, istediklerini yazar, utanmaz hale geldiler. Çünkü onları ayıplayan kişileri engelleyebilir veya laf sokabilirler. Ya da zaten takipleştikleri, aynı görüşlü insanlar olduğu için yanlış bir şey yaptıklarını düşünmezler.
reis öncelikle değindiğin konular çok hoşuma gidiyor genellikle de mantıklı elbette. ama bir konuda sitem etmek isterim, bir videonda psikolojiyi küçümsemiştin ama değindiğin bu önemli konular genellikle psikoloji temelli. lütfen küçümseme psikolojiyi, o da en az bi sosyoloji kadar adamdır :D
Lise 3. sınıfa giderken insanları yargılamamak üzerine karar almıştım hala devam ediyorum yargılamak yerine durumun, karakterlerin analizini yapıp bireysel çabalarla hedefe ulaşılmasının vicdanen daha rahat hissettirdiğini anladım. 13:00
Bende senin gibiyim kimseyi yargılamıyorum her şeye olabilir, ileride belki ben de yaparım gözüyle bakıyorum. Bu hareketimden dolayı da kendimce hiç kimsenin beni de yargılamayacağını düşündüğüm için mi, yoksa karakterim gereği insanları umursamadığım için mi bilmiyorum ama bir şey yapacağım zaman "insanlar ne düşünür" düşüncesi aklıma hiç gelmiyor.
İnsanların sohbet ederken genelde başkalarını yargıladığını fark ettiniz mi? Sohbet ederken yargılamamaya çalıştığım için karşıdaki insan ile sohbet ilerlemiyor belki benim çevrem sorunludur bilemem.
Cemre bütün videolarını izledim seni çok samimi buluyorum hocam ayrıca sen gülünce ben de gülüyorum, hep gül inşallah. Ben videoların süresini kısaltma derim çünkü ''boş muhabbet(sana göre)'' olduğunu söylediğin yerler de güzel oluyor. Sigarayı azalt-bırak demiycem çünkü sayısız kez duyuyosundur eminim. Ufak bir eleştiri, eleştirdiğin karakter olsun fikir olsun artık her neyse, fazla yargılamadan, anlamaya çalışarak eleştir. Biliyorum kendini kaptırıyosun ve içindeki heyecandan coşuyosun ama daha az yargılarsan hem kendini harap etmemiş olursun hem de karşında o fikirde veya o karakterde bir kimse varsa onu incitmemiş olursun. Sevgiler.
Bir konu üzerine düşünüyorum sonra sen bir video çekiyorsun, konuyla alakalı bir şey söylüyorsun. Ya beynim seçici davranıyor ya da aklımı okuyorsun. Şaka bir yana üçtür aynısı oluyor. Yüksek ihtimalle insanın beynindeki ayna nöronlarıyla alakalı bir durum. Toplum olarak yaşanan olaylara verilen tepkiler çeşitli olsada illaki benzer tepkiler oluyor. Neyse henüz izlemedim tamamını bitince görüşürüz. Kendine iyi davran Allah'a emanet ol. Sende kendine iyi davran bunu okuyan arkadaş.
Önce bi ne yazacagimi sasirdim bu yorumu görünce. .Ama son bi kac seferdir dediginiz sey sadece bu videolar icin olmasa da bana da oluyor.Isin ilginc tarafi böyle bi yorum yazacakken sizin yorumunuzu gördüm.Hadi çık bakalim isin icinden
Neslihan Üstünbaş açıkçası geçen gün Sinan Cananın bir videosunda( ruclips.net/video/57_JBhScn-k/видео.html ) bu konu hakkında bir sözüde bu konuyla alakalı. Bazı olayları gerçekleştirecek herşey hazır hale geliyor , yani örnek vermek gerekirse Fatih'in İstanbul'u fethetmesi için gerçekleşmesi gereken tüm süreç gerçekleşiyor iş sadece atılacak bir adıma kalıyor. Ve bu sürekli bir biçimde hayatın içerisinde tekrar ediyor. Işin içinde acayip bir hikmet var, bu konuda daha öncede bir şeyler araştırmıştım. Hatta morfik alanlar hakkında bir şeyler hatırlıyorum şuan konuya çok odaklanamasam da bir olay bir yerde defalarca gerçekleştiğinde o mekan da bu olayın orada gercekleşmesine alışıyordu. Şunun gibi bir yıldızın yaydığı ışın aynı yerden defalarca geçtiğinde o mekan o ışınların oradan geçmesine alışıyor. Veya beynimizde de bir kelime bize çağrışım yaptığında bu çağrışımı nekadar çok yaparsak beynimizde bu bilgilerin bulunduğu yerler arasındaki bağlar kuvvetleniyor ve bu kelimeleri ezberlememiz de kolaylaşıyor. Örnek vermek gerekirse zıt anlamlı kelimelerin birbirini çağrıştırmasından kaynaklanan hatırlama kolaylığı. Morfik alanlara dönecek olursak dünyada da bazı coğrafyalarda sürekli savaşlar olmuştur orta doğu gibi alanlar. Habil kabil kıssasınında bu coğrafyada gerçekleştiği rivayetleri vardır, İlk kanın akitildiğı yer. Çok odaklanamıyorum şuan fakat belki ileride biraz daha araştırma yapıp bu konu üzerinde kendimi daha iyi ifade edebilecek hale gelebilirim. Insan beyni ve Zihni akilalmaz derecede karmaşık bir yapı yani eğer şuan ki bakış açımdan bakacak olursam keza henüz biraz genç olduğumu düşünüyorum bu konuyu daha iyi anlamak için. Adeta repliklerini söylemeyi bekleyen bir tiyatro oyuncusu gibi sözlerimi söylemek vakti gelinceye kadar beklemek zorundayım. ( Biraz solipstik oldu bu yazı, kendimi istediğim gibi ifade edemiyorum bi saniye, az önce cemre de bahsetti soliptisizmden) şu da aklıma geldi (ruclips.net/video/MJgYjrl7y1E/видео.html) . Bu tarz konular hep ilgimi çekiyor. Beyin ve zihin, kolektif düşünce, toplumların zihinleri.
hocam aynı şekilde bende de böyle bir durum oldu. daha dün akşam kafamın patladığı sıralarda kanala bakayım dedim video var mı diye . bu akşam video başlığını görünce önce bir güldüm, bu yorumla karşılaştıktan sonra içime bişi oturdu sanki . çok gariptir ki birkaç gündür bu konular üzerinde düşünüyodum ve bu akşam böyle bir video paylaşıldı gerçekten ilginç :D
Furkan i Morfik alanlar,fraktal geometri,kaos anlayışı ... Aslında benzer noktalara değiniyor. Sinan Canan saolsun kitaplarinda bu kavramlarla ilk kez karşılaştım ben de , daha bir kac ay önce. Ve gercekten beni cok etkiledi.Mesela daha dün kaos anlayışı bölümünde şunu okudum "Kaos ve ilişkili bilim dallari ile bunlarin ilgilendigi bilgi alanlarina bakildiginda,kaosun; tabiatin dili, tabiattaki geometri ve kuralları, toplumsal olaylarin dinamigi,insan zihni ve isleyisi,tarim ve hayvancilikta dogal yontemler gibi degisik alanlarda acilim sagladigi görülür. " Ve daha nicesi tabi. Düşündüğümüz, belki degismeye çalıştığımiz konuların da böyle karsimiza cikmasi belki de artik degisime hazir olduğumuzu ve bir adim atmamiz gerektigini bize hatirlatiyor.Firsat verilip, önümüze bir yol seriliyor sanki
İşin ilginci hayatım boyunca intiharın akıllıca bir seçim olmadığını düşünmeme rağmen geçenlerde çok ağır bir psikolojik bunalımın içindeyken, ilk defa intihar etmem gerektiğini en istekli biçimde düşünmüştüm. Ve çok ilginç bir şekilde ertesi gün sikko İntihar başlıklı videoyu yayınladı. Ve ben o gün intihardan vazgeçtim... Hayat tuhaf, kasvetli ve zor.
Yaşadığımız yerin temelsizliği, ya da bunun çok tartışmalı olması, normalliği tartışmanın anormalliğini getiriyor dolayısıyla utanmak, beğenilmek vb. kaygılar anlamsızlaşıyor gözümde.
Her seferinde "tam da bu aralar düşündüğüm konuydu bee" diye seviniyorum ama fark ettim ki zaten hep düşünüyormuşum, altında bir şey aramaya gerek yokmuş :DD Kural ihlali şeysini de görmezden gelirsen iyi olur bee bir o kadar da kişiye faydan oluyor sonuçta. bu arada Death Note sahnesi acayip gerçekçi oldu yaa ortama rağmen falan niye öyle oldu ki fsldşkfşlk beklenmedik ve efsaneydi arada açıp eğlenirim ehehe
Bir ortama girince çok utanıyorum birisi ile yan yana olurken yani en yakın arkadaşlarım hariç nadir arkadasliklarim vardır kafa dengim olanlar da benim bu durumu anlar sinif okul ortamı çok kaygim var mesela hoca kalk şunu oku dese boğazım titriyor elim titriyor birden panik atak geçiriyorum içimle boğazım düğümleniyor okuduğum zaman kalbimde bir his oluyor gözlerim doldu dikkat çekmek istemediğim için mutluymuş gibi davranıyorum o sira okuduğum için dalga gecenleri duyuyorum duydugumda her gün o dalgayı düşünürüm git gide utancligim büyür benim küçüklük anlarım dan kaynaklık küçükken ilk okulu fazla okumadım yani annem babam iyi değildi benimle ve ya abimle ilgilenecek zamanı yoktu ikisinin kavga siddet her gün o kavga şiddetleri gördüm şuan kendimi düzelttim eğitim konusuda ilk okulu fazla okumadığım için matematik temelim fazla olmadi bunun için çok hayallerimden vazgeçtim iyi yerlere gelir miyim gelirdim ama insan yapamıyor utangaçligim daha büyüyor ve kendimi beğenmiyorum git gide Acı çekiyor muyum bu durumda evet terapiye hiç gitmedim başka insanlara anlatmak istedim utandım çok şuan da bunları yazarken utanıyorum acaba benim hakkımda kötü birsey mi düşüneceksiniz vb seyler deprem oldu üstüne geçmiş olsun herkese o daha da psikolojimi bozdu daha da kötüyüm keske bende sosyal insan olsam öz güvenim olsa eski anlarimi unutsam keşke bu hayatta keşke kelimesi bana çok ağır geliyor kimsem yok yalnız kaldığım için böyle oldum bence
İnan ne yazacağımı bilemedim ama seni anlıyorum utandığım için kambur duran biriyim. Bunu düzeltmeye çalışıyorum depremi yaşadım elhamdülillah bir şey olmadı ama bir şey yapmaya da gücüm yok gibi bu kanalı gördüm bunu izliyordum.şuan düşüncelerimi aktaracak halim yok tek hissetme diye yazmak istedim kurban gibi hissetmek insanı yoruyor biliyorum.
öncelikle geçmiş olsun, ama inan ki bunu okuyan hiçkimse senin hakkında kötü bir şey düşünmeyecektir, bir şekilde bu kanala yolu düşen birisinin o kadar yargılayıcı olacağını düşünmüyorum ve kimsenin ama kimsenin hayatı mükemmel değil herkesin kendine büyük sorunları oluyor, eski anları unutmak istedikçe daha çok hatırlayacaksın muhtemelen o yüzden bırakmalısın ve ozguven kazanılan bişey, cabalayabilirsin, sınıfındaki dalga geçenlere onları umursamadığını belli et azalacaklardir, kendine dikkat ett!
Dünyayı bir tek utanç kurtarabilir. - Ingmar Bergman... Cemre bey sizden Machiavellinin üzerinde durduğu insanın bencil doğasından ve metaya olan düşkünlüğünden bahsetmenizi istiyorum. Babasının ölümünü, malının çalınmasından daha çabuk unutur ...
17:00 bana sorarsan utanç evrimsel olarak gelişimimizin bir parçası, çünkü insanlar sıcakkanlı hayvanalr grup halinde yaşıyorlar dolayısıyla kendini gruba kabul ettirtmen gerekiyor, güzel görünme isteği, başarılı olmak vb aslında bunun bir parçası, kadınların makyaj merakı erkeklerin ise oyun merakı (başarılı olma dürtüsünü sanal olarak karşılıyorsun) bunun bir parçası.
abi dediğin örneğin aynısını yaşadım. okul çıkışı merdivenlerden inerken pat diye yere düştüm ama öyle bir düştüm kü oturuverdim merdivene. sonra hemen hiçbir şey olmamış gibi sakince kalkıp devam ettim.
Herhalde epeydir bu kadar eğlenceli bir felsefe sohbeti dinlememiştim :D Birazdan girmem gereken bir etik sınavım var ama bir ara videonun konusuyla daha alakalı bir yorum yazmak istiyorum. Bulduğuma sevindim bu kanalı :)
ben ozellikle insanimizin cevresiyle cok ilgili olmasinin iyi bir sey olarak tanimlanmasina, cocuklarimizi da boyle yetistirmenin marifet oldugunun ileri surulmesine, utanc duygusunun veya diger ezik (veya zararli) duygularin "anadolu insani" tanimina zorla yerlestirilmesine ve bunun normallestirilmesine sinir oluyorum.
5 yil sonra gece 2de yine burdayim.O zamanlar utancimdan geberdigim olayi bile hatirlamiyorum.Ama haftalarca bu videoyu izleyip olayi aklima getirip agladigimi hatirliyorum.Eskiden o kadar utanc yasiyordum ki 5 yildir takip etmeme ragmen ilk yorumum oldu.(Iki hesap degistirdim.)Artik hicbir sey umrumda degil.Tek yasam yasiyorum kim beni hatirlar suan gozlerinden dussem diye dusunuyorum.Utanci hayatimdan 2 yilda anca cikartabildim.Hayati boyunca bunla yasayanlari dusunemiyorum…
Başkaları için değilde kendimiz için bir davranışta bulunmak kendimizin ''asıl isteyeceği'', ''ihtiyacı olduğu'' şey ise(kendin olup asıl öyle başkalarına ulaşıyosan ve beğeniliyosan ve eğer ki böyle olmayacaksa hiç olmasın deyip kendini feda bile edebiliyosan) neden bu davranış ya da sürekli davranış biçimi, olması gereken,faydalı olan falan değilde uyulmakla yükümlü ve cehennem korkusuyla mecbur bırakılacağımız bir yöntem olarak yaratıcıdan utanma paketiyle kabul edilmek zorunda?Aristonun orta yolu herşeyde geçerliyse(senin için tabi) o zaman arsız olma konusundaki öğütün de tamamiyle orta yol olduğunda anlamlı,arsız olmanın sınırına varılmasıyla(isteyerek ya da maruz kalarak)falan alakası yok.
Cehennem korkusuyla maruz bırakılan degil mesele. Yaratıcı olacak şeyi söylüyor. Yaptığın davranışların sonucunda neler olacağına haber veriyor ki adil olan da bu. Bu bir cezalandırma değildir. Videoda da denildiği gibi " birini eğitmeye kalkarsanız, tam tersini yapar. Onu yetistirmelisiniz." Eğer yaratıcı bize yasakladığı ve yapmamamız gerektiğini söylediği seylerin sebeplerini açıklamasaydı ve direkt sadece "yapın" denseydi bu korku temelli olurdu, ve eğitmek olurdu. Ama sebepleri de olacak şekilde neler yapılması gerektiği ve (çok normal ve adaletli bir şekilde) yapılmadığı taktirde de bizi nelerin beklediğini açıklıyor. Şuan Yaratıcı size zorla ibadet veya kötülük yaptırıyor mu? Hayır. Bir süre ve akıl veriyor. Sizin sorduğunuz soru biraz bencilce. Kendinizi Yaratıcının yerine koymaktan ne zaman vazgeçerseniz o zaman raylar oturacak.
Zaten yalnız kaldığındaki duygularınla toplum içindeki aynı değilse münafıklık alameti olur. İnsanlar için yaşıyor olmanın belirtisidir. İçerdeki ile dışardakinin tutarlılığı eşittir samimiyet oluyor bu da kurtuluşu getirir.
malesef haklisin... ama cok zor durumlar var. Örnek: bazi cumalar camiye gidiyorsun, aslinda kendince günümüz camilerin sirk yuvasi oldugunu bile bile... ama sevdigin bir kisinin hatrina (örnek yasli baban) gidip namaz boyunca Allahdan yaptigin icin özür diliyorsun... kendinden nefret etsende kendin icin bunu yapiyorsun... sorun kendini ortaya cikardigin vakit cikacak huzursuzluklardan duydugun korku / (begenilmeme korkusu, basta baban ve ailen tarafindan... üzmeme istegi degil bu kacak düsünce)... basta belirttigim gibi malesef haklisin, sonucta asil mesele hayatin anlamini belirleyen Allah...
bana bu duygu çok olağan geliyor. toplumda dominant düşünceye veya yapıya ters bir şeye sahip herkes utanabilir. tek fark kendi davranışını veya düşüncesini topluma bir şekilde kabul ettirme yetisine sahip kişilerdir. bunlar da önderler, liderler ve peygamberler oluyor. utanma insanı hayatta da tutabilen bir şey aslında. görüşlerini açıkça söyleyenlere tarihte neler yapıldığını hepimiz biliyoruz. isa bile çarmıha gerildi. tudor yakıldı. hallacı mansur idam edildi.
"insan yalnızken kendisidir."
Bu kötü haber
@@spoorloos6382 lemme Google it first
@Alparslan Himmler fikir üretmek için o uzvu kullanmıyoruz yalnız ama yine de sen bilirsin
@Alparslan Himmler ok
Ahshdjdn bu kanalda nası bu kadar sikko insan var lan
Kanalın 1. Kuralı:
Kanaldan kimseye bahsetmemek.
2.kuralı:
kanaldan kimseye bahsetmemek.
3.kuralı:
Kanaldan kimseye bahsetmemek.
4.kuralı: kanaldan kimseye bahsetmemek.
6.kuralı: kanaldan kimseye bahsetmemek
7. kuralı:
kanaldan kimseye bahsetmemek
'Kendimizin ne olduğundan çok, başkalarına nasıl göründüğümüzle ilgileniyoruz.' O kadar doğru bir tespit ki...
Başkalarına nasıl göründüğünü önemseyen biriyim, ben buyum. Kendimi böyle tanımlıyorum?
@@merih1808 evet ama bunu yaparsan aynı zamanda kendinden de uzaklaşırsın. başkaları için yaşadığından dolayi kendi benliğinle hiç varolmamış olursun bir nevi. Bu kötü ama çok kötü mü bilmiyorum. sonuçta başkalarına iyi görünmek gibi bir amacın, motivasyonun var. hiç yoktan iyidir. zaten çoğumuz başkaları için yaşamıyor muyuz...
Tespit değil aslında pek çok insanın bildiğini birsey diye düşünüyorum
@@retrogalaksi elbette tüm bunlar teknolojinin ve küreselleşmenin dolayısıyla iletişimin yaygınlaşmamış hali o zamanlar bu durumlar vardı ancak böylesine elimize aldığımız telefonlar gibi değildi
@@justconfused8801bence bu kötü değil. Yani buna ben şartlı evet veriyorum. Başkaları için yaşamayı. Yani başkaları için yaşamaktan kastım başkalarının ne dediğini önemsemek. Ben buna şartlı evet veriyorum. Çünkü başkaları bir şey demese sokakta çıplak gezersin. Bu ve benzeri örneklerde, örnekleri çoğaltmak mümkün, başkalarının ne dediğini önemsemeliyiz. Toplumdan dışlanmamak için, çünkü dışlanırsan asgari ve temel ihtiyaçlarını karşılayamazsın, topluma belli oranda uyum sağlamalısın. Bu uyum da onların ne dediğini ne diyeceğini az biraz önemsemek ile ilgili. Ama onun dışında toplum çoğunluk boktandır. Çoğunluk yani toplum seni aşağı çeker falan filan. Bir cemre Demirel izleyicisi olarak bunları biliyorsunuzdur. Velhasıl kelam ben bu başkalarının ne dediğini önemseme işine şartlı evet veriyorum.
Şu cümle için koca bir kitap yazılır. "Sen başkası için varlık durumuna geliyorsan, başkası için nesneleşmiş oluyorsun" Bayağı iyi ve süzgeçten geçirilmiş bir video hazırlamışsın daha da dikkatli izlemeye başladım artık.
başkalarından utandığım için değil de kendi düşüncelerimden ben bile emin olamadığım , belli bir temele oturtamadığım için kimseye söylemiyorum
Aynısı ,sonra alaya alıyolar ,düşüncwyi sağlamlaştırmadan söyleyemeyeceğiz galiba,ben öyleyim
Eğer yeterince objektif bir insansan düşünceni en azından bir kalıba oturttuktan sonra sanki karşıt görüşlüymüş gibi çürütmeye çalışabilirsin. Gerçi bu söylediğim pek de düşünülemeyecek bir şey değil ama ben de aynı sorundan muzdaribim. Bu metot ile düşüncem hakkında en azından bir tık daha özgüvenli oluyorum.
aynen, ayrıca sürekli fikirlerim değişiyor. bazen 1 sene önce youtubeda attığım yorumu okuyunca ne kadar mal mışım ben bile dediğim oluyor. o yüzden susmak en iyisi :D
kendi düşüncelerime soru sorarak onları çürütmeye çalışıyorum içimde ama ben çürüyorum
@@estefania8993 en iyisi çürümektir
Yıllardır çektiğim, kendi kendime kafamda kurduğum saçma şeyler, bir gece youtubda karşıma çıkan bu güzel video ile çözülmeye başlıyor.
Var ol Hocam saygılarımla
utanç hissi bir insanın gelişmişlik düzeyini gösterir ama dediğin gibi neye odaklısın mesele burda. mesele niyet. kimin gözünden utanıyorsun bunun önemi var. harika tespit kardeşim. sevgiyle kal .
Dalga geçenler olabilir de ben gerçekten senin videolarınla ayakta kalıyorum. Kafamın içi dopdolu,ne ölmek ne nefes almak istiyorum. Seni dinlemek çok huzur verici benim için.
Videolarinda o kadar faydalı şeyler paylaşıyorsun ki insanlar hayatlarında eksik ve yanlış giden şeylere dur demeyi öğreniyorlar.bu yüzden videoların sabırsızlikla bekleniyor.kendine has anlatis biçimini söylememe bile gerek yok seni takip edenler bilir.Allah yolunu açık etsin.
Oha uzun zamandır rastlamamıştım; içimizdeki, kafamızdaki en derinimizdeki konular hakkında bu kadar gerçekçi haklı ve ihtiyaç karşılar elle tutulur sonuçlar verir biçimde konuşan birine.. Gerçekten ama gerçekten Instagram'da çok dolaşıyorum sanırım aptal görmeyi normalleştirdim bu çok hayret verici geldi. Acıyorum la kendime, çok zarar veriyorum harbiden.
O kadar psikolog videoları izledim hiç biri bu kadar etkili olmamıştı bana. Çıkardığım ders şu oldu "ben kimsenin umrunde değilsem neden kimse benim umrumda olsun"
Michael Jacksonun dediği gibi "they don't really care about us"
Yıllardır utandığım için kendim gibi davranamadığımı düşünüyordum meğer kendim gibi davranamadığım için utanıyormuşum..
Bu cümle beni derin düşüncelere soktu Meltem hanım sağ olun
yutuba girdiğimde 'efe aydal cemre demirel tartışma' başlıklı bi vidyo görürsem huzur içinde ölebilirim
evet
Aynı şeyi istiyorum
Efe aydalın olayı felsefe değil ki, hatta ben felsefe bilmem diyor zaten
@@ucanadamsabref-8616 edip yüksel ile felsefe mi yaptı :D
@@ucanadamsabref-8616 din felsefesi falan konuşulmadı, izlememişsin bile aga. Git izle
Allah affetsin videonun kapak fotoğrafını görünce delirdin zannettim hocam.
2 yıl sonra gelen edit: şu yorumu sanki ben atmamışım gibi, çok ergence geldi şimdi. Cemre kesin sövmüştür :)
Utraya Mokri 😂😂😂
Sinavda bildigim yerden gelince ben :)
hahahahah amk
HAHAHAHAHA AMK
editte bahsettiğin mevzuyu çok yaşıyorum şu sıralar lolll
Bloğu beğenerek okuyordum. Şimdi kaynağından, karşımda konuşur gibi dinliyorum. Bu kanal işi baya iyi oldu hocam, elim ayağım karışıyor bildirim gelince. Emeğine sağlık.
"Sahiden, ne çok gülmüşümdür, içinde binlerce kötülük bulunan, ama kendini iyi zanneden zayıflara."
Abi Allah senden razı olsun iyi ki varsın hayata bakış açım değişti
Unuttuğum bir şeyi hatırlattın. İnsan bir şeyleri sadece utanç duygusundan, insanlar ne der diye yapmıyorsa ciddi anlamda içinde kötülüklük barındırır ve bu çok tehlikeli kendinisini salabildiği bırakabildiği ortamlarda ise her şeyi yapar. Dini inanç insanı dizginleyen ve nefsi duygularını törpüleyen bir şey önemini tekrardan anladım. İlk defa dinledim ve sayende bazı şeylerin tekrar farkına vardım teşekkürler cemre.
yks'ye gireceğim bu sene profiline baktığımda sende gireceksin herhalde, mutlaka cemrenin videolarını izlemeni öneririm hem insanı rahatlatıyor hem Düşünmeni sağlıyor :)
Ben düşüncelerine pek katılmıyorum bir insan utanıyorsa diğer insanların onun hakkındaki düşüncelerinden ve ya düşünümlerinden utanır bunları düşünrbilen bir insanın içinde salt kötülük olamaz kötülük yapabilecek olan biri sadece kendini düşünür. Dini inanca gelirsek bence insanları törpüleyen değilde tek düze bir insan yaratmaya çalışıldığını düşünüyorum insanları arzularından uzak tutmaya çalışır bence sen bir şey yapmak istiyorsan yaparsın hoşuna giderse devam edersin bu konuda din ne demiş diye pek bakmazsın çünkü yaptığının günah olduğunu düşünmezsin yalnız olunca da bu böyle olur. ( kendi fikirlerim bunlar)
@@youser4815baskasinin kendisi hakkındaki gorusunu onemsemesinin nedeni sadece kendi oz profili ise bu onun kendi ozunde ne yapacağı hakkında net bir şey diyemez. Salt kötülük de yani düşüncene göre değişir sonuçta iyilik ve kötülük kavramları insan zihninde toplumdaki normlara göre gelişebiliyor. Utancı da yalnız başkaları ile elde edebiliyoruz dersek insanin utanc duyup duymaması yuzunden ona salt kötü salt iyi diyemeyiz yalnız eylemin kendisi uzerinden yorum yapabiliriz
Asıl tam tersi sırf dinlerde kötülük yasaklandı diye kötülük yapmıyorsa birisi eğer yasak olmasaydı neler yapardı.Asil iyi olan hiçbir utanma duygusu, yasağı umursama duygusu olmayan insanın vicdanıdır
Utanç insana temelde neden kötü olduğunu tam anlayamadığı olgulara karşı fren mekanizması, hatta bir nevi ceza mekanizması olsun diye konulmuş bir özellik olmalı. Dediğiniz doğru utanç bizim gibi başka canlıların varlıkları yüzünden oluşabilen bir duygu, insanın zaten en başından beri topluluk halinde, sosyal olarak yaşamak üzere yollandığı düşünüldüğünde bu duygunun varlığının nedenini daha iyi anlayabiliriz. Bu bağlamda hem özümüzden gelen hem de sosyal topluma dayanan duyguların olduğunu düşünmek daha doğru olacaktır. İnsanı insan yapan da bence duyguların varlığıdır.
kanalın ilk kuralı
26:57 Death note prohibited scene
"A Turkish NEET smokes cigarettes and cosplays as Yagami Light (HD)"
AKWJDHAKJWDHJAKWDHWADWA
Lol
feministleri yazdiktan sonra kendi gulusunu yapsa da lightin sinsi gulusune benzemesi 10 numero :D
olm mütüş aq qasbnıfusdbhgoıdv
Hocam ağzına yüreğine sağlık yine üstüne saatlerce düşünülebilecek bir video hazırlamışsın
Hayatımı en çok karartan ve mutsuzluğa mahkum kalmaya sebep olan şey
Yusuf Atılgan'ın Çıkılmayan öyküsünde de utanç ve suçluluk ayrımı cok güzel aktarılmıştı. Okumayanlara tavsiye ederim
Elif bir şey soracağım görürsen yazar mısın.
Tavsiyenden sonra okudum. Çok güzelmiş. Teşekkür ederim 👍
Eyvallah
Yavaşça(?) büyüyen kanal ve bu adam bunu istemiyordu :(
Bu videoyu dönüp dolaşıp tekrar izleyenler elbet geliyordur benim gibi. Cemre abi dedi ya "ölüm var ölüm ölüm", ben ölümün ciddiyetinin hiç kavrayamıyorum öleceğimi ve bunların önemsiz olduğunu kendime hep söylüyorum ama ölümün ciddiyetini asla kavrayamıyorum, biri kafama silah dayasa ciddiye alır mıyım bilmiyorum ama ölümü ciddiye almak için yapabileceğim bir şey varsa ya da benim gibiyseniz yazın lütfen.
bence ölümü ciddiye almak istiyorsan yaşamayı anlamalısın
nihayetinde ölümün ne olduğunu bilmek için ne olmadığını anlamaya başlamak en doğru yol gibime geliyor şimdilik
Ciddiyeti kavramak senin için tam olarak ne? Misal bir sınavın ciddiyetini nasıl kavrarsın, kriterlerin nelerdir?
Bana göre ölümün ciddiyeti ya çok sevdiğin biri ya da bizzat kendin o eşiğe gelince anlaşılıyor. Dilersen mezarlıklara git, o sessizlik ve yalnızlık seni silkeleyebilir. Ya da Ahmet Şerif İzgören'in bir konferansında bahsettiği kitap vardı, ismi aklımda yok ama bu tarz kitaplara bakabilirsin. Ölüm hemşireliği yapan biri, ölmeden önce insanların pişmanlıkları, dile getirdikleri şeyleri derleyip yazmıştı. En iyi farkındalık ya deneyimlemekten ya da deneyimlemiş olanları hissetmekten geçiyor ne yazık ki. Kitabı bulursam yazarım, faydalanırız.
Bronnie Ware - Top Five Regrets of Dying
Yakamoz Yayınları "Ölmeden Önce En Çok Pişman Olduğumuz 5 Şey" şeklinde çevirmiş, güncel baskısı var şu an.
Yaşamı çok seversen ciddiye alırsın ölümü . Yoksa ciddiye alınacak bir sey yok zaten , dinin vs yoksa yani .
Araştırma yaparken rastladım size,hazine buldum gibi bir sevinç yaşıyorum şu an.Teşekkür ederim.😊
evde yalnızken bagırıyorum gülüyorum zıplıyorum toplum icinde de yapmayı hedefliyorum
Yanlış anlamışsın
@@teroristisrailaksadabasknv1128 yok doğru anlamış
Aklaklı olmak zaten bunu gerektirir; yalnızken yapabildigin şeyleri toplumda da çekinmeden yapabilme...
Bu mecrada izlenebilecek nadir kanallardan, ben de yetişebildim nihayet.
"İnsan eğitilmez, yetiştirilir." Sadece bu bile alkışı hak ediyor.
abi dedigin her seyi bir kac gun once dusunmeye basladim neden yalniz kaldigimda kendim gibiyim insanlarla kendim olamiyorum diye dusunuyordum video ilac gibi geldi
Hem güldüm hem öğrendim, hem de sorguladım.. güzel video :)
ilk kural efsaneymis Sikko! :D
İlk seyrim ve keyifli bir şekilde soluksuz izledim.Teşekkürler Cemre bey.
neredeyse 1 hafta önce ilk videonu izledim. İlgimi çekti devam ettim, bir çok konusda söylediklerine tamamen katııyorum ayrıca anlatım tarzın, karakterin (en azından videolara yansıttığın) hepsini sevdim, bundan sonra sıkı bir takipçin olacağım .d
Bu konuyu iyice irdelemek isteyenler; Dostoyevski'den "Yeraltında Notlar" ı okumalı bence.
Ulan okudum da bağlantıyı bu yorumu görünce kurdum
''Utançta ben hem aynen başkasının beni gördüğü gibi olduğuma teslim eder hem de başkasının beni gördüğü gibi olmadığımı gösterememenin çaresizliğine düşerim'' diyordu Zeynep Direk hoca.
çok çok güzel. Eyvallah
Çevre koşulları insanları biçimlendiriyor. Trafikte kırmızı ışıkta durmak,kütüphanede sessiz olmak,toplu taşıma araçlarında sigara içmemek gibi gibi. Bir de insan davranışlarının etkisi var. Etrafımızdaki insanların
göstereceği tepkiler ve yaklaşımlar neticesinde birey olarak farklı bir durum içerisinde buluruz. Bu gibi şeyler hayatımızdaki özgürlük kavramına bakışı sorgular nitelikte.
Özgür doğmadık ve özgürde ölmeyeceğiz.
Bir gün otobüste trafiğin ortasında önerildi bir video. Podcast gibi dinliyorum gerçekten çok güzel sizi dinleyebiliyor olmak. Felsefeyle alakam hiç yok düz vatandaşım dkdk. Birinin olayları detaylarına kadar inceleyip anlatıyor olmasından müthiş keyif aldım
seni mehmet pişkin izlerken keşfettim iyi ki de keşfettim harika birisin keşke reelde tanışıyor olsak
Ahlak algısını bu açıdan hiç düşünmemiştim benim çıkarımım aslında insanların utanç hissi her zaman gözetlendiğini biliyor olması ahlaksızlık ta gözetleyeni pekte takmaması seni dinlemek çok zevkliydi teşekkür ederim kardeşim
Bir şeyin amacı kendi olamaz. Varoluş özden önce gelir konusu çok mantıklı. Bizim, kendimiz için olmadığımızı özetleyen bir cümle derin bakıldığında..
Konuşmanın hızından ve sesinden geçmişte bu tür sıkıntılar çektiğini anladım bilmiyorum ne kadar doğru ben hala çözemedim bu sıkıntıyı
majör depresyon hastası
Tam, havaalanında bir saat sıkılacağım diyordum ki video bildirimi geldi. Adamsın, videolarının devamını bekliyorum.
Aklıma geldiği gün video atan adam gibi adam
bitecek diye izlemiyorum bile ben erteliyorum :D
Öz saygının oluşmasını açıklayabilsek veya hangi ihtiyaçtan doğduğunu savunduğun fikrin kabul edilebilirliğini artırmış oluruz
Eskiden bu sohbeti agalarla yapardık bir söz şuraya koyayim beni en iyi şekilde tasvir eder "belkide doğada huzur bulmamızın sebebi bizi aldırmıyor olmasıdır" doğada hiç bir kural olmadığı için en kendi olduğumuz zaman doğada olduğumuz zamandır
29:00 da aklıma Dilber Ay'ın filmi geldi. Zorla evlendirildiği kocası tarlaya gelip onu eve çağırmıştı. O gitmek istemeyince 25 30 tane kadının içinde yere fırlatıp onu tekmelemeye başladı. Erkekler de vardı. Kimse dokunmadı kocasına. Kocası "Lanet olsun" edasıyla kızmaya devam ederek gitti. Ardından şöyle bir bağırış oldu. "Aaa, kan var! Dilber kızım iyi misin?" Sonrasında yine bir bağırış "Dilber kızım ne oldu?" Oradaki herkes ne olduğunu zaten biliyordu. İyi ve masum hissetmek için insanların kendi bilinçlerindeki suçluluğa dair iz düşümleri temizleyebildiğini düşünüyorum. "Ben ne yapabilirdim ki?" sorusu oldukça korkunç bir noktada.
Şunu kabul etmemiz gerektiğini düşünüyorum; Bizler sandığımız kadar iyi asla olamayız. Çünkü benciliz. Bunda da bir hata görmüyorum. Bundan gocunmuyorum da. Çünkü bu dünya masal diyarı değil. Bunu dürüstçe kabul etmek lazım. Sokakta yaşayan insanları neden evimize almıyoruz? Acı çeken ya da ailesinden şiddet gören insanlara neden kucak açmıyoruz? Çünkü bizler tanrı değiliz. Onları kurtarmak istemiyoruz. Çünkü düzenimiz bozulsun istemiyoruz. Bizde olmayanı veremeyiz. Öyle bir sevgimiz yok. Ayrıca ben sevgiyi bir duygu değil, davranış disiplini olarak görürüm. Sevgi, kendini herhangi bir ayrılığın arasına tutkal olarak sürüp bu parçalanmışlığı bitirmek demek. Bunu başaran tüm emeği sarf etmek demek. Gaddar birinin kalbini yumuşatmak, üzülmüş birinin yüreğine merhem olmak gibi. Ama biz bu emeği vermek istemiyoruz. Çünkü tutkal, tükeniyor! Hiç birimiz kendimizi yapıştırmadan başkalarına bu değerli kaynağı harcamak istemiyoruz. Tabi bir noktada harekete geçmeme eğilimimiz, işe yaramaz bir tutkal sahibi olmamıza neden oluyor. Hiç kullanılmayan tutkal kurur çünkü.
Yine Dilber'in durumuna dönersek, onu kocasından alıp ona bakmak hiç kolay değil. Bunun kurtarılan kişideki "yükünü başkasına bırakma alışkanlığı" ihtimali kesinlikle ya bilinç altı ya da direkt düşünce ile biliniyor. Bu kişileri kurtarmanın, sonra onlara rehabilitasyon vermek gibi bir sorumluluk getireceğinin farkındayız. Yapmak istemiyoruz. Düşen biz değilsek, eller birleşsin istemiyoruz. Elden tutmanın sadece biz düşmüşsek gerekli olduğunu düşünüyoruz.
"İşimden olursam çocuklarıma bakamam. Ben mutsuz olurum. Param olmazsa arkadaşlarımdan olurum. Susmalıyım! " gibi bir düşünceyi şununla birleştirebiliriz; "Tren raylarında 1 kişi ya da 10 kişi var. Elinde kumanda var. Treni nereye sürersin?" Gibi bir soruyla hepimiz karşılaşmışızdır. Ama genelde 1 kişi sevdiğin, 10 kişi sevmediğin kişiden oluşur. İşini kaybetmek gibi bir konuda, sustuğun şeye bağlı olarak o 1 kişi senin için önemli olmayan kurbandır genelde. İş yerinde sustuğumuz şeyler, tren raylarındaki 10 sevdiğimiz kişiyi kurtarmak anlamına gelebilir. Bu noktada treni hem sevdiğimiz ve hem de kalabalık olan insanların üzerine sürmeyiz. Çoğunluk için 1 kişi kurban edilir bu noktada.
Bu nedenle demek istediğim, kötülük tanımı bir yanılsamadır. Utandığımız için susmak ile, bencil olduğumuzu kabul ederek susmak arasındaki farkı anlamalıyız.
Utandığımız için susmak, bizi aşağılık biri yapar. Farkında ve bilinçli olarak susmayı seçmek ise, sorumluluk sahibi bir kötü yapar bizi. Aşağılık olmaktansa, kötü olmayı tercih ederim. Sonuçta kaybedeceklerim bu kadar yüksekse, başkası için uçurumdan tek başıma atlayamam. Ama pek çok kişi benimle atlamayı seçebilirse, hasar paylaşımı benim fedakarlığımı azaltır. Uçurumda altıma denk gelen cesetlerle düşüşümü hafifletme ihtimali için riski göze alırım. Ben böyle kötü bir bakış açısıyla doğruyu yapıyorsam bile, kahraman olarak görüleceğim. Çünkü susmadım. Ayrıca paramı, yani ailemi yaşatabilme ve sosyal çevremi kaybetmeme ayrıcalığına sahip olarak bunu yaparım.
Böyle bir çözüm bence, pislikle bu kadar içli dışlı olup hiç pis olmadığını düşünen 'id' in gerçek doğasını ortaya koymakta.
Yoktan var edemediğin hiç bir şeyi pazarlık yapmadan veremezsin. Verdiğinde bile yaptığın 'pazarlık' bu bir önceki cümleyi çürütebilmenin getirdiği hazdır.
Bir sigara yakıp diğerini söndürüyor ciğerlerin utandırmasın....
Bu sadece insanların yanında utanma, sosyal medyada da kendisini çok gösterdi bence. Yani şöyle insanlar kalabalık bir yerde düşüncelerinden utanırken ,örneğin twitter da, istediklerini yazar, utanmaz hale geldiler. Çünkü onları ayıplayan kişileri engelleyebilir veya laf sokabilirler. Ya da zaten takipleştikleri, aynı görüşlü insanlar olduğu için yanlış bir şey yaptıklarını düşünmezler.
reis öncelikle değindiğin konular çok hoşuma gidiyor genellikle de mantıklı elbette. ama bir konuda sitem etmek isterim, bir videonda psikolojiyi küçümsemiştin ama değindiğin bu önemli konular genellikle psikoloji temelli. lütfen küçümseme psikolojiyi, o da en az bi sosyoloji kadar adamdır :D
Çok sağol hem yararlı hem bilgilendirici arada bir gelip izlicem iyi hissettirdi
10bin abonede hadis kitabı çekilişi yapar mısın?
Kerem Yılmaz ağbi amaç ne lan dyubdjheuhdjiidhijdiijdjoekje
Ahahhahahah hangi tarikatsınız lan siz
Senin videoların sayesinde geç kalmadan kişiliğimi oturtabileceğim galiba.
Lise 3. sınıfa giderken insanları yargılamamak üzerine karar almıştım hala devam ediyorum yargılamak yerine durumun, karakterlerin analizini yapıp bireysel çabalarla hedefe ulaşılmasının vicdanen daha rahat hissettirdiğini anladım. 13:00
Bende senin gibiyim kimseyi yargılamıyorum her şeye olabilir, ileride belki ben de yaparım gözüyle bakıyorum. Bu hareketimden dolayı da kendimce hiç kimsenin beni de yargılamayacağını düşündüğüm için mi, yoksa karakterim gereği insanları umursamadığım için mi bilmiyorum ama bir şey yapacağım zaman "insanlar ne düşünür" düşüncesi aklıma hiç gelmiyor.
@@laftalin Aynen öyle bu mentaliteden sonra kolaylıkla fark edilen bir özgüven artışı da yaşıyorsun.
İnsanların sohbet ederken genelde başkalarını yargıladığını fark ettiniz mi? Sohbet ederken yargılamamaya çalıştığım için karşıdaki insan ile sohbet ilerlemiyor belki benim çevrem sorunludur bilemem.
@@faruk7247 benim çevrem öyle değil en azından yakın arkadaşlarım öyle değil
Saçma
Cemre bütün videolarını izledim seni çok samimi buluyorum hocam ayrıca sen gülünce ben de gülüyorum, hep gül inşallah. Ben videoların süresini kısaltma derim çünkü ''boş muhabbet(sana göre)'' olduğunu söylediğin yerler de güzel oluyor. Sigarayı azalt-bırak demiycem çünkü sayısız kez duyuyosundur eminim. Ufak bir eleştiri, eleştirdiğin karakter olsun fikir olsun artık her neyse, fazla yargılamadan, anlamaya çalışarak eleştir. Biliyorum kendini kaptırıyosun ve içindeki heyecandan coşuyosun ama daha az yargılarsan hem kendini harap etmemiş olursun hem de karşında o fikirde veya o karakterde bir kimse varsa onu incitmemiş olursun. Sevgiler.
Zamanında cok komplex şekilde bulmuştum bu abiyi. Simdi tam hatırlamıyorum ama garipti.. Kaliteli adam.
Ve garip.
Bir konu üzerine düşünüyorum sonra sen bir video çekiyorsun, konuyla alakalı bir şey söylüyorsun. Ya beynim seçici davranıyor ya da aklımı okuyorsun. Şaka bir yana üçtür aynısı oluyor. Yüksek ihtimalle insanın beynindeki ayna nöronlarıyla alakalı bir durum. Toplum olarak yaşanan olaylara verilen tepkiler çeşitli olsada illaki benzer tepkiler oluyor. Neyse henüz izlemedim tamamını bitince görüşürüz. Kendine iyi davran Allah'a emanet ol. Sende kendine iyi davran bunu okuyan arkadaş.
Önce bi ne yazacagimi sasirdim bu yorumu görünce. .Ama son bi kac seferdir dediginiz sey sadece bu videolar icin olmasa da bana da oluyor.Isin ilginc tarafi böyle bi yorum yazacakken sizin yorumunuzu gördüm.Hadi çık bakalim isin icinden
Neslihan Üstünbaş açıkçası geçen gün Sinan Cananın bir videosunda( ruclips.net/video/57_JBhScn-k/видео.html ) bu konu hakkında bir sözüde bu konuyla alakalı. Bazı olayları gerçekleştirecek herşey hazır hale geliyor , yani örnek vermek gerekirse Fatih'in İstanbul'u fethetmesi için gerçekleşmesi gereken tüm süreç gerçekleşiyor iş sadece atılacak bir adıma kalıyor. Ve bu sürekli bir biçimde hayatın içerisinde tekrar ediyor. Işin içinde acayip bir hikmet var, bu konuda daha öncede bir şeyler araştırmıştım. Hatta morfik alanlar hakkında bir şeyler hatırlıyorum şuan konuya çok odaklanamasam da bir olay bir yerde defalarca gerçekleştiğinde o mekan da bu olayın orada gercekleşmesine alışıyordu. Şunun gibi bir yıldızın yaydığı ışın aynı yerden defalarca geçtiğinde o mekan o ışınların oradan geçmesine alışıyor. Veya beynimizde de bir kelime bize çağrışım yaptığında bu çağrışımı nekadar çok yaparsak beynimizde bu bilgilerin bulunduğu yerler arasındaki bağlar kuvvetleniyor ve bu kelimeleri ezberlememiz de kolaylaşıyor. Örnek vermek gerekirse zıt anlamlı kelimelerin birbirini çağrıştırmasından kaynaklanan hatırlama kolaylığı. Morfik alanlara dönecek olursak dünyada da bazı coğrafyalarda sürekli savaşlar olmuştur orta doğu gibi alanlar. Habil kabil kıssasınında bu coğrafyada gerçekleştiği rivayetleri vardır, İlk kanın akitildiğı yer. Çok odaklanamıyorum şuan fakat belki ileride biraz daha araştırma yapıp bu konu üzerinde kendimi daha iyi ifade edebilecek hale gelebilirim. Insan beyni ve Zihni akilalmaz derecede karmaşık bir yapı yani eğer şuan ki bakış açımdan bakacak olursam keza henüz biraz genç olduğumu düşünüyorum bu konuyu daha iyi anlamak için. Adeta repliklerini söylemeyi bekleyen bir tiyatro oyuncusu gibi sözlerimi söylemek vakti gelinceye kadar beklemek zorundayım. ( Biraz solipstik oldu bu yazı, kendimi istediğim gibi ifade edemiyorum bi saniye, az önce cemre de bahsetti soliptisizmden) şu da aklıma geldi (ruclips.net/video/MJgYjrl7y1E/видео.html) . Bu tarz konular hep ilgimi çekiyor. Beyin ve zihin, kolektif düşünce, toplumların zihinleri.
hocam aynı şekilde bende de böyle bir durum oldu. daha dün akşam kafamın patladığı sıralarda kanala bakayım dedim video var mı diye . bu akşam video başlığını görünce önce bir güldüm, bu yorumla karşılaştıktan sonra içime bişi oturdu sanki . çok gariptir ki birkaç gündür bu konular üzerinde düşünüyodum ve bu akşam böyle bir video paylaşıldı gerçekten ilginç :D
Furkan i Morfik alanlar,fraktal geometri,kaos anlayışı ... Aslında benzer noktalara değiniyor. Sinan Canan saolsun kitaplarinda bu kavramlarla ilk kez karşılaştım ben de , daha bir kac ay önce. Ve gercekten beni cok etkiledi.Mesela daha dün kaos anlayışı bölümünde şunu okudum "Kaos ve ilişkili bilim dallari ile bunlarin ilgilendigi bilgi alanlarina bakildiginda,kaosun; tabiatin dili, tabiattaki geometri ve kuralları, toplumsal olaylarin dinamigi,insan zihni ve isleyisi,tarim ve hayvancilikta dogal yontemler gibi degisik alanlarda acilim sagladigi görülür. " Ve daha nicesi tabi. Düşündüğümüz, belki degismeye çalıştığımiz konuların da böyle karsimiza cikmasi belki de artik degisime hazir olduğumuzu ve bir adim atmamiz gerektigini bize hatirlatiyor.Firsat verilip, önümüze bir yol seriliyor sanki
İşin ilginci hayatım boyunca intiharın akıllıca bir seçim olmadığını düşünmeme rağmen geçenlerde çok ağır bir psikolojik bunalımın içindeyken, ilk defa intihar etmem gerektiğini en istekli biçimde düşünmüştüm. Ve çok ilginç bir şekilde ertesi gün sikko İntihar başlıklı videoyu yayınladı. Ve ben o gün intihardan vazgeçtim... Hayat tuhaf, kasvetli ve zor.
Komikti ama oldukça derin ve haklıydı. Teşekkür ederim..
Nasıl yalnızsam senin kanalını keşfettim şimdi videonla konuşuyorum
mikael åkerfeldt nasıl yalnızsam yorumunla konuştum
Yaşadığımız yerin temelsizliği, ya da bunun çok tartışmalı olması, normalliği tartışmanın anormalliğini getiriyor dolayısıyla utanmak, beğenilmek vb. kaygılar anlamsızlaşıyor gözümde.
Abi gözünü seveyim o kadar sigara ne ya , ciğerlerin ölmesin azıcık dur
ne ciğeri aq ciğer kalmadı adam kalbine overclock yaptırmış kalbi hem kanı pompalayıp hem de nefes alıyor
izlemistim, dün kopya cekerken yakalandım cok utanmıstım simdi tekrar izliyom
Ben kopya cektigim icin mattan 53 aldim. utaniyo muyum? yok amk
@@sstellaa777 ben yakalandim
Ulan kaç yıldir kullanıyoruz şu mkdum RUclips'un ama ilk defa bir krallık yapıp karşımıza söyle adamlar çıkartıyor saolsin 😅
Abi death note sahnesi ne muhteşem olmuş ya sjsjsjs uzun zamandır bu kadar gülmemiştim, eyvallah
0:55 kanalın ilk kuralı
Her seferinde "tam da bu aralar düşündüğüm konuydu bee" diye seviniyorum ama fark ettim ki zaten hep düşünüyormuşum, altında bir şey aramaya gerek yokmuş :DD Kural ihlali şeysini de görmezden gelirsen iyi olur bee bir o kadar da kişiye faydan oluyor sonuçta.
bu arada Death Note sahnesi acayip gerçekçi oldu yaa ortama rağmen falan niye öyle oldu ki fsldşkfşlk beklenmedik ve efsaneydi arada açıp eğlenirim ehehe
Bir ortama girince çok utanıyorum birisi ile yan yana olurken yani en yakın arkadaşlarım hariç nadir arkadasliklarim vardır kafa dengim olanlar da benim bu durumu anlar sinif okul ortamı çok kaygim var mesela hoca kalk şunu oku dese boğazım titriyor elim titriyor birden panik atak geçiriyorum içimle boğazım düğümleniyor okuduğum zaman kalbimde bir his oluyor gözlerim doldu dikkat çekmek istemediğim için mutluymuş gibi davranıyorum o sira okuduğum için dalga gecenleri duyuyorum duydugumda her gün o dalgayı düşünürüm git gide utancligim büyür benim küçüklük anlarım dan kaynaklık küçükken ilk okulu fazla okumadım yani annem babam iyi değildi benimle ve ya abimle ilgilenecek zamanı yoktu ikisinin kavga siddet her gün o kavga şiddetleri gördüm şuan kendimi düzelttim eğitim konusuda ilk okulu fazla okumadığım için matematik temelim fazla olmadi bunun için çok hayallerimden vazgeçtim iyi yerlere gelir miyim gelirdim ama insan yapamıyor utangaçligim daha büyüyor ve kendimi beğenmiyorum git gide
Acı çekiyor muyum bu durumda evet terapiye hiç gitmedim başka insanlara anlatmak istedim utandım çok şuan da bunları yazarken utanıyorum acaba benim hakkımda kötü birsey mi düşüneceksiniz vb seyler deprem oldu üstüne geçmiş olsun herkese o daha da psikolojimi bozdu daha da kötüyüm keske bende sosyal insan olsam öz güvenim olsa eski anlarimi unutsam keşke bu hayatta keşke kelimesi bana çok ağır geliyor kimsem yok yalnız kaldığım için böyle oldum bence
İnan ne yazacağımı bilemedim ama seni anlıyorum utandığım için kambur duran biriyim. Bunu düzeltmeye çalışıyorum depremi yaşadım elhamdülillah bir şey olmadı ama bir şey yapmaya da gücüm yok gibi bu kanalı gördüm bunu izliyordum.şuan düşüncelerimi aktaracak halim yok tek hissetme diye yazmak istedim kurban gibi hissetmek insanı yoruyor biliyorum.
öncelikle geçmiş olsun, ama inan ki bunu okuyan hiçkimse senin hakkında kötü bir şey düşünmeyecektir, bir şekilde bu kanala yolu düşen birisinin o kadar yargılayıcı olacağını düşünmüyorum ve kimsenin ama kimsenin hayatı mükemmel değil herkesin kendine büyük sorunları oluyor, eski anları unutmak istedikçe daha çok hatırlayacaksın muhtemelen o yüzden bırakmalısın ve ozguven kazanılan bişey, cabalayabilirsin, sınıfındaki dalga geçenlere onları umursamadığını belli et azalacaklardir, kendine dikkat ett!
Çok güzel konuşmuşsun ağzına sağlık agzindan bal damlıyor umarim istedigin gibi ilerlersin
27:10
"Ama tüm feministleri yazmadım,bir tanesini sağ bıraktım ki geride kalanlara haber versin başına gelenleri."
Dünyayı bir tek utanç kurtarabilir. - Ingmar Bergman... Cemre bey sizden Machiavellinin üzerinde durduğu insanın bencil doğasından ve metaya olan düşkünlüğünden bahsetmenizi istiyorum. Babasının ölümünü, malının çalınmasından daha çabuk unutur ...
ben not alarak izliyorum aga
Uyguladin mı peki hayatında notları
evet kendime bir şeyler kattım @@2aydaAYT
Kimsenin olmadığı odada bazen ölecek derecede utandığım olur
17:00 bana sorarsan utanç evrimsel olarak gelişimimizin bir parçası, çünkü insanlar sıcakkanlı hayvanalr grup halinde yaşıyorlar dolayısıyla kendini gruba kabul ettirtmen gerekiyor, güzel görünme isteği, başarılı olmak vb aslında bunun bir parçası, kadınların makyaj merakı erkeklerin ise oyun merakı (başarılı olma dürtüsünü sanal olarak karşılıyorsun) bunun bir parçası.
abi dediğin örneğin aynısını yaşadım. okul çıkışı merdivenlerden inerken pat diye yere düştüm ama öyle bir düştüm kü oturuverdim merdivene. sonra hemen hiçbir şey olmamış gibi sakince kalkıp devam ettim.
Nihayet bizi de anlayan birileri çıktı diyebildiğim bir kişi
videolarınız çok ilgimi çekti. bi ara sizlerde de astololoji (sözde bilim) konusunu yorumlarımızı isterdim :)
Kanalı yeni keşfettim galiba bağımlısı olacağım 💜
7.36 dk da duygular kendimizden daha önemli kavramını cıkarttım
"...... cünkü insanlar gerizekali. "
(kahkaha attim)
FAVORİ RUclips KANALI♥
Allahım cok mutluyummmmm
Bi tek bende mi oluyo lan yemin ederim
Baştaki kural her kanalda olması gerekiyor
07:53 kendimizde ne olduğundan çok başkalarına nasıl gözüktüğumuz ile ilgileniyoruz
şu adamla oturup saatlerce samimi bir şekilde sohbet ediceksin 10/10
Ben konuşmayı bilmiyorum
@@er3nbayram niye
@@er3nbayram birşey olmaz dinlemekte güzel şey
Herhalde epeydir bu kadar eğlenceli bir felsefe sohbeti dinlememiştim :D Birazdan girmem gereken bir etik sınavım var ama bir ara videonun konusuyla daha alakalı bir yorum yazmak istiyorum. Bulduğuma sevindim bu kanalı :)
Nası geçti sınav ?
Neden diyorum ya neden bu kanalı bu kadar geç keşfettim. :((
Aynen ben de yeni
Kalabalık içinde yalnızken oluyor bana, yalnız kalmak istiyorum ama arkamdan asosyal damgası istemiyorum, ama oluyor:D
ben ozellikle insanimizin cevresiyle cok ilgili olmasinin iyi bir sey olarak tanimlanmasina, cocuklarimizi da boyle yetistirmenin marifet oldugunun ileri surulmesine, utanc duygusunun veya diger ezik (veya zararli) duygularin "anadolu insani" tanimina zorla yerlestirilmesine ve bunun normallestirilmesine sinir oluyorum.
Güzel kanal keşke önceden kesfetseymisimmm abone oluyom gral
Cemre kötülük problemi ve dünyaya neden geldik konulu bir video da çok yararlı olur inşallah çekersin bekliyoruz
Muslim birinin bu soruya cevabı bellidir.
5 yil sonra gece 2de yine burdayim.O zamanlar utancimdan geberdigim olayi bile hatirlamiyorum.Ama haftalarca bu videoyu izleyip olayi aklima getirip agladigimi hatirliyorum.Eskiden o kadar utanc yasiyordum ki 5 yildir takip etmeme ragmen ilk yorumum oldu.(Iki hesap degistirdim.)Artik hicbir sey umrumda degil.Tek yasam yasiyorum kim beni hatirlar suan gozlerinden dussem diye dusunuyorum.Utanci hayatimdan 2 yilda anca cikartabildim.Hayati boyunca bunla yasayanlari dusunemiyorum…
Marksizmi heyecanla bekliyorum.Çav bella reis
Videonun sonu, anlatılanlarla ne kadar uyumlu. :)
12:59 13:03 10 defa geri sarıp tekrar tekrar izledim burayı :D
ELİNE KOLUNA SAĞLIK HOCAM ON NUMARA VİDEO OLMUŞ.
Başkaları için değilde kendimiz için bir davranışta bulunmak kendimizin ''asıl isteyeceği'', ''ihtiyacı olduğu'' şey ise(kendin olup asıl öyle başkalarına ulaşıyosan ve beğeniliyosan ve eğer ki böyle olmayacaksa hiç olmasın deyip kendini feda bile edebiliyosan) neden bu davranış ya da sürekli davranış biçimi, olması gereken,faydalı olan falan değilde uyulmakla yükümlü ve cehennem korkusuyla mecbur bırakılacağımız bir yöntem olarak yaratıcıdan utanma paketiyle kabul edilmek zorunda?Aristonun orta yolu herşeyde geçerliyse(senin için tabi) o zaman arsız olma konusundaki öğütün de tamamiyle orta yol olduğunda anlamlı,arsız olmanın sınırına varılmasıyla(isteyerek ya da maruz kalarak)falan alakası yok.
Cehennem korkusuyla maruz bırakılan degil mesele. Yaratıcı olacak şeyi söylüyor. Yaptığın davranışların sonucunda neler olacağına haber veriyor ki adil olan da bu. Bu bir cezalandırma değildir. Videoda da denildiği gibi " birini eğitmeye kalkarsanız, tam tersini yapar. Onu yetistirmelisiniz." Eğer yaratıcı bize yasakladığı ve yapmamamız gerektiğini söylediği seylerin sebeplerini açıklamasaydı ve direkt sadece "yapın" denseydi bu korku temelli olurdu, ve eğitmek olurdu. Ama sebepleri de olacak şekilde neler yapılması gerektiği ve (çok normal ve adaletli bir şekilde) yapılmadığı taktirde de bizi nelerin beklediğini açıklıyor. Şuan Yaratıcı size zorla ibadet veya kötülük yaptırıyor mu? Hayır. Bir süre ve akıl veriyor. Sizin sorduğunuz soru biraz bencilce. Kendinizi Yaratıcının yerine koymaktan ne zaman vazgeçerseniz o zaman raylar oturacak.
Gayet güzel bir video olmuş eline sağlık.Baya ufuk açıcıydı
Zaten yalnız kaldığındaki duygularınla toplum içindeki aynı değilse münafıklık alameti olur. İnsanlar için yaşıyor olmanın belirtisidir. İçerdeki ile dışardakinin tutarlılığı eşittir samimiyet oluyor bu da kurtuluşu getirir.
malesef haklisin... ama cok zor durumlar var. Örnek: bazi cumalar camiye gidiyorsun, aslinda kendince günümüz camilerin sirk yuvasi oldugunu bile bile... ama sevdigin bir kisinin hatrina (örnek yasli baban) gidip namaz boyunca Allahdan yaptigin icin özür diliyorsun... kendinden nefret etsende kendin icin bunu yapiyorsun... sorun kendini ortaya cikardigin vakit cikacak huzursuzluklardan duydugun korku / (begenilmeme korkusu, basta baban ve ailen tarafindan... üzmeme istegi degil bu kacak düsünce)... basta belirttigim gibi malesef haklisin, sonucta asil mesele hayatin anlamini belirleyen Allah...
bana bu duygu çok olağan geliyor. toplumda dominant düşünceye veya yapıya ters bir şeye sahip herkes utanabilir. tek fark kendi davranışını veya düşüncesini topluma bir şekilde kabul ettirme yetisine sahip kişilerdir. bunlar da önderler, liderler ve peygamberler oluyor.
utanma insanı hayatta da tutabilen bir şey aslında. görüşlerini açıkça söyleyenlere tarihte neler yapıldığını hepimiz biliyoruz. isa bile çarmıha gerildi. tudor yakıldı. hallacı mansur idam edildi.
adam baştan sona beni anlatmış.