Önüme Bir Çığır Geldi - Davut Sulari - Müslüm Ağbaba

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 7 сен 2024
  • Müslüm Ağbaba :
    Önüme bir Çığır geldi bir ucu var Şar içinde
    Aktarlar dükkânın açmış ne istersen var içinde
    Âşık Davut Suları :
    Ben o çığır içre girdim Göründün Didar içinde
    Açtım pazar , metah döktüm Dürr bir güher içinde
    Müslüm Ağbaba:
    Gir dükkâna pazar eyle Hışmın yenıip hezar eyle
    Ay'a , Gün'e Nazar eyle Ay Muhammed Nur içinde
    Aldı Sözü Sulari:
    Ay'a ,güne ettim Nazar füzeler Sema da gezer
    Marifet ilmidir sezer böyle bir hüner içinde
    Müslüm Ağbaba :
    Ay Ali'dir , Gün Muhammed
    Okunan seksen bin ayet
    Balıklar deryaya hasret
    Çarka döner göl içinde
    Âşık Davut Sulari:
    Ay göktedir balık gölde
    Biz gezeriz âlem elde
    Neden Felek koydu dilde
    Bu kadar zahar ( zahir) içinde
    Müslüm Ağbaba:
    Göl içinde çark-ı döner susuzluktan bağrı yanar
    Müminler secdeye iner seyir var seyir içinde
    Aldı Sulari ;
    Ben menzil de görmem hakir , Hakkı zikrediyor zakir
    Ne çeşit Adem bu Fakir ? (kendinden habersiz)
    Kurulmuş şeher (şehir) içinde
    Müslüm Ağbaba:
    Kudretten verdi o balı Bahanesi oldu Arı
    Dinle imdi ahu zar-ı Arı inler bal içinde
    Âşık Davut Sulari:
    Eyübün kurdudur arı , toplar her çiçekten barı
    Bal yapar eyler esrarı, Kudretten şeker içinde💦
    Pir Sultanım e Gaziler
    Alnımızda ak yazılar
    Talip de Pir'in arzular
    Bülbül öter Gül içinde
    Davut Sulari der ,Pir Sultan
    Şimdi döndü terse Cihan
    Ne Pir kaldı, ne taibhan
    Gül dikenle har içinde
    Söz: Pir Sultan Abdal & Âşık Davut Sulari
    Müzik: Âşık Davut Sulari & Müslüm Ağbaba
    Davut Sulari Kimdir?
    Davut Sulari, 1925 yılında Erzincan'ın Çayırlı ilçesi'nde doğdu. Asil adi Davut Ağbaba’dir, Sulari mahlasını genç yaşından itibaren kullanmaktadır. Babası yörenin saygın dedelerinden Veli Aga, annesi Cezayir anadır. Davut Sulari, Seyyit Mahmud Hayrani'nin soyundan gelmektedir ve Kureyşan'lıdır, soy agacı İmam Musa'el Kazım'a, buradan da Hz. Ali ve Hz. Muhammed'e kadar uzanmaktadır. Çok küçük yaşlarda dedesi, bir tasavvuf şairi olan Pir Mehmet Kaltik‘tan saz çalmayı öğrenen, sazla bir ömür tüketen Davut Sulari, güçlü bir söz ustası olmasının yanında usta bir müzisyen özelliğine sahiptir. 17 yaşında pir elinden dolu içer ve "badeli aşıklar" kervanına katılır. 22 yasına geldiğinde pirler önünde sınav vererek babasından dedelik yapma iznini alır.
    Çok yönlü bir kişiliği olan Davut Sulari sazını hemen her konuda konuşturan doğaçlaması çok güçlü usta bir aşıktır. Bir taraftan kendine ait deyişleri özgün ezgi kalıplarıyla müziklendirip halk türküleri repertuarına pek çok türkü kazandırmış, bir taraftan da eski usta âşıkların deyişlerini okumuş ve müzik otoritelerine kaynak kişilik yaparak eski ustaların deyişlerinin repertuarlara girmesini sağlamıştır.
    Alevi-Bektaşi inancı ve kültürüne bağlı aşıkların gezgin aşıklar kolunun son temsilcilerinden olan Davut Sulari, yaşamının sonuna değin bu özelliğini sürdürmüştür. Sulari, Anadolu'nun üç şehri hariç () tüm şehirlerini ve Ortadoğu ülkelerini Leyla adlı atıyla gezmiştir. Ayrıca birçok Avrupa ülkesinde de bulunmuştur. Uğradığı yerlerde kendi kültürünü, bilgisini, görgüsünü aktarmış, oralarda rastladığı kültürel öğeleri de dağarcığına alarak sanatını zenginleştirmiştir. Şiirlerinde Karacoğlan, Pir Sultan Abdal, Yunus Emre ve Erzurumlu Emrah’tan izler bulmak mümkündür. Aşıklık geleneklerinin tümünü yerine getirebilen atışmanın, leb değmezin, taşlamanın, güzellemenin en iyi örneklerini veren Sulari Konya Aşıklar Bayramı etkinliklerinin düzenlenmesine katkı sağlamıştır.
    Yine mesleğini icra ettiği bir sırada Erzurum'da Ali Rahmani'nin aşıklar kahvesinde yakın arkadaşlarıyla söyleşirken rahatsızlanmış, Erzurum Araştırma Hastanesi'ne kaldırılmış, ancak bütün çabalara rağmen hayata döndürülememiştir (18 Ocak 1985). Ardında yeri doldurulamaz sayısız eser bırakmasının dışında, kendisinden sonra gelen pek çok halk aşığınıda etkilemiştir. Aşık Mahsuni Şerif, Aşık Daimi, Aşık Beyhani, Aşık Serdari bunlardan yalnızca birkaçıdır.
    Davut Sulari was born in 1925 in Çayırlı, Erzincan. He was belong to a family of Quraysh whose descendant laid back to Imam Ali and Prophet Muhammed. From very early age, he learned how to play saz from his grandfather who was a poet of mysticism. Along with his skill in improvisation, he was also well known for his fine playing of the saz, and made many recordings. He was the last representative of the old itinerant ashik tradition of traveling from village to village on horseback. He travelled through Anatolia, visited Arabic and Persian countries as well as many European countries. He performed his duties as a faith leader (dede), at the same time he gave concerts and recorded many vinyl and cassettes. The influence of great Anatolian poets such as Karacoğlan, Pir Sultan Abdal and Yunus Emre could be seen in his works. He had numerous successful poems and songs from different types and techniques. He passed away in 1985, and buried in Erzincan. However, he had influenced on many ashiks including but not limited to Aşık Mahsuni Şerif, Aşık Daimi, Aşık Beyhani and Aşık Serdari.

Комментарии • 1

  • @gulaycatal6738
    @gulaycatal6738 Месяц назад +3

    On yaşında rahmetliyle sohbet etmiştim şimdi torun sahibiyim 🙏