125 - OSMANLI TARİHİ - ERZURUM KONGRESİ |M. KEMAL ATATÜRK|
HTML-код
- Опубликовано: 17 сен 2024
- Ayrıcalıklardan yararlanmak için bu kanala katılın:
/ @tarihveturkler
Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919 günü Samsun'a gelişinin ardından yayınladığı Samsun raporu ile bölgede Rum halkının Türk halkına karşı saldırıda bulunduğunu bildirdi. Burada Havza'ya geçerek Havza Genelgesini, Amasya'ya geçerek te Amasya Genelgesini yayınladı. Diğer taraftan Yunan işgali Anadolu içlerine doğru ilerlemeye başlarken Kuva-yı Milliye güçleri direnişe başladı. Mustafa Kemal Paşa, Erzurum'a geldi ve burada Erzurum kongresini gerçekleştirerek önemli kararlar aldı. Burada kendisine Kazım Karabekir yardımcı oldu.
Açtığın yolda gösterdiğin hedefte hiç durmadan yürüyeceğime Ant içerim.
varlığım Türk varlığına armağan olsun
Ne mutlu Türküm diyene..
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK YATTIĞIN YER NUR MEKANIN CENNET OLSUN PAŞAM AĞZINA SAĞLIK ÇOK GÜZEL AMİN İNŞALLAH ❤❤🎉🎉❤❤🎉🎉❤❤🎉❤❤
Gerçekten Azminizi Takdir Ediyorum.125. bölüm, hay Maşşallah.
Kazım Karabekir Paşa mekanınız cennet olsun.
İnkılap tarihi dersi için şiddetle önereceğim kanal♥️ sırada sivas kongresi sabırsızlıkla bekliyoruz.
Abi helal olsun bayadır takip ediyorum seni bozmadan devam ettiriyosun düzenini .Abi bir de özellikle cumhuriyetin ilk yıllarını işlemen çok iyi olur bir yerden sonrası şüphesiz siyasileşicektir ancak sen nerede bırakacağını iyi bilirsin
Mustafa Kemal Paşa, Erzurum kongresinde Temmuz 1919 da yaptığı konuşmanın bir bölümünde şöyle diyor:
*“Anadolu’daki me'muriyetime, bilhassa İngilizler tarafından hazm-ü tahammül olunmayacağı ve dahilden(içeriden) de birçok ifsadat ve tezviratın karışacağı,(İstanbul'da iken) daha o zaman kestirilerek; alenen, gerek Sadrazam Ferit Paşa’ya ve gerekse ricali marufa-i devlete (tanınan tüm devlet adamlarına) söylenmiş ve bilhassa,(Yıldız Sarayında) Zât-ı Akdes-i Hazret-i Padişahi’ye de(Sultan Vahideddin'e de) bilmünasebe, maruzatta bulunmuş idim.”*
*“Bu bâbdaki (Anadoluya gönderilişime dair) esrar (sırların) ve muhaberatın (haberleşmelerin) ve Zât-ı Akdes-i Padişahî (mukaddes padişahın şahsı) ile geçen maruzat (arzların, sunumların) ve müdavelatın (görüş alışverişlerinin), şimdilik neşri (yayını) muvafık (uygun) olmayıp, inşallahü teala, mübarek vatan ve milletin, bilfiil (fiilen) mazhar-ı necat olduğunu (kurtuluşa erdiğini) idrak edince,(padişahımızla aramızdaki bu konuşmaları) kitap halinde intişarı (yayını) ve o zaman bugünkü (Erzurum) Kongre heyet-i muhteremesini (muhterem heyetini) teşkil buyuran zevat-ı kıymetdara da(kıymetli kişilere de), bir hatıra-i millî(Milli hatıra)olarak takdimi mutasavverdir (tarafımdan düşünülmektedir).”*
Kaynak:
----------------------
Fahrettin Kırzıoğlu, Erzurum Kongresi, sayfa 21, 22.
Usta normalde her pazar 12'de yayınlardın ama bugün yayınlanmadı. Bir sorun mu var?
Abi video hazırlıyorsun okadar eline emeğine sağlık abi
Mustafa Kemal Paşa'nın 24 Nisan 1920 tarihinde TBMM'DE yaptığı konuşmasında Sultan Vahideddin ile ilgili şöyle diyor:
*“Padişahımız Efendimiz Hazretleri edayi salât (Namaz kılmak) için Camiye gittikleri zaman kendilerini muhafaza eden kıtaatı askeriye İslâm askeri değildir. İngiliz askeridir. Bu şeraiti elimeye(can yakıcı şartlara) duçar olmuş olan Padişahımızla hususî temas dahi mümkün olamaz. Sureti umumiyede bir şey arzedeyim :*
*Farzedelim ki Padişahımızla resmî ve hususî her türlü temas mümkündür. Ne anlamak istiyoruz? Bu temastan millet; istiklâlini, tamamiyeti mülikiyesini (siyasi bütünlüğünü), Makam-ı Hilâfet ve Saltanatın müstakil ve masun (bağımsız ve dokunulmaz) olmasını vicdanî bir emel telâkki etmiştir. Bunun için burada (Ankara'da) çalışıyoruz ve çalışacağız. Halife-i müsliminin bundan başka bir şey düşünmesine imkân tasavvur ediyor musunuz? Ben şahsan hiç bir şey düşünmem. Zati Şahanenin (Padişah’ımızın) ağzından işitsem mutlaka bunun icbar ve tazyik (zorlama ve baskı) altında olduğuna hükmederim. (…)*
*Daha dün okuduğumuz sâniadan (iftiradan) ibaret olan fetva cümlenizin malûmudur. Hürriyetine, serbestisine sahip olan böyle bir Halife verdirir mi? Cümlenin malûmu olan Hükümetin evamiri muhtacı tefsirdir.*
*Bu kabineden evvel Harbiye Nazırı Fevzi Paşa Hazretleri namus ve haysiyet ve şerefi itibarile kendisini yakından tanıyan arkadaşlarımızın tahtı tasdikında olduğu üzere şüphe ve tereddüt edilmiyecek evsafı güzideye maliktir. Bir emirde: *"İngilizlere hürmet edeceksiniz, İngilizlerin emrini dinliyeceksiniz, böyle hareket etmediğiniz takdirde mahvolacağız, bu tarzı hareketi hamiyeti vataniyenizden rica ederim" diyor ve bazı zaif muhakemeli insanlar ihtimal ki vaziyet başka türlüdür, bu kadar muhterem bir arkadaş böyle desin. Fakat biz böyle bir teeniye lüzum görmedik ve bunun düşman tarafından not edildiğine hükmettik. Kaçırdığı yaveri Salih Bey buraya geldi ve aman dedi. Harbiye Nazırı Fevzi Paşa süngü altında'dır ve İşgalciler zorla imlâ ve imza ettiriyorlar, o emre ehemmiyet vermemesi lüzumunu bildirmek için beni gönderdi dedi ve bu gün o zati şerif tahlisi giriban ediyor, Geyvede bulunuyor. Bir saat evvel kendisile kezalik Dahiliye Nazırı(İç işleri bakanı) Hazim Bey ayni tebliği ediyor. Rüesayı memurini mülkiyeye rica ediyor. "Bütün hissiyat-ı vataniyesine müracaat ederek aman ingilizlere bir şey yapmayınız" diyor. Beyefendiler; şimdi İstanbul muhitine nasıl emniyet edeceğiz ve İstanbul'un uğradığı o tazyiki elimi(can yakıcı baskılar) muvacehesinde biz dahi olsak insanız, bizim karşımıza gelen sözün düşmanlarımız tarafından işidilmiyecek ve işidildiği takdirde duçarı mehalik olmıyacağımıza emniyet ederek nasıl söyliyebiliriz?*
Kaynak
--------------------
T.B.M.M. Gizli Celse Zabıtları, 24 Nisan 1336 (1920), Devre: 1, İçtima(toplantı): 1,
2. in’ikat - 4 ncü celse, Cilt : 1, sayfa 9.
Emeğine yüreğine sağlık hocam Allah başarılarını daim kılsın
Hocam Osmanlı kronolojisinde hangi kaynakları kullanıyorsunuz acaba videolarınız harika insan kaynaklarını merak ediyor cevaplarsanız çok mutlu olurum sevgiler saygılar.
Emege saygı❤
Çok yaşa Osmanlı devleti
Çok güzel anlatmışsınız lakin ufak bir yanlışı düzelteyim Erzurum Kongresinde Manda ve Himaye ilk kez reddedilmiştir.Saygılar seviliyorsunuz
Emeğine sağlık
Sivas Kongresinden sonra Sevr ve büyük taaruzu sabırsızlıkla bekliyorum
Eline sağlık
Emeginize sağlik Osmanlini top yekun anlattiniz için
ellerine sağlık hocam
❤❤❤❤❤❤❤❤
Mustafa Kemal Paşa'nın 24 Nisan 1920 tarihinde TBMM'DE yaptığı konuşmasında Sultan Vahideddin ile ilgili şöyle diyor:
*“Padişahımız Efendimiz Hazretleri edayi salât (Namaz kılmak) için Camiye gittikleri zaman kendilerini muhafaza eden kıtaatı askeriye İslâm askeri değildir. İngiliz askeridir. Bu şeraiti elimeye(can yakıcı şartlara) duçar olmuş olan Padişahımızla hususî temas dahi mümkün olamaz. Sureti umumiyede bir şey arzedeyim :*
*Farzedelim ki Padişahımızla resmî ve hususî her türlü temas mümkündür. Ne anlamak istiyoruz? Bu temastan millet; istiklâlini, tamamiyeti mülikiyesini (siyasi bütünlüğünü), Makam-ı Hilâfet ve Saltanatın müstakil ve masun (bağımsız ve dokunulmaz) olmasını vicdanî bir emel telâkki etmiştir. Bunun için burada (Ankara'da) çalışıyoruz ve çalışacağız. Halife-i müsliminin bundan başka bir şey düşünmesine imkân tasavvur ediyor musunuz? Ben şahsan hiç bir şey düşünmem. Zati Şahanenin (Padişah’ımızın) ağzından işitsem mutlaka bunun icbar ve tazyik (zorlama ve baskı) altında olduğuna hükmederim. (…)*
*Daha dün okuduğumuz sâniadan (iftiradan) ibaret olan fetva cümlenizin malûmudur. Hürriyetine, serbestisine sahip olan böyle bir Halife verdirir mi? Cümlenin malûmu olan Hükümetin evamiri muhtacı tefsirdir.*
*Bu kabineden evvel Harbiye Nazırı Fevzi Paşa Hazretleri namus ve haysiyet ve şerefi itibarile kendisini yakından tanıyan arkadaşlarımızın tahtı tasdikında olduğu üzere şüphe ve tereddüt edilmiyecek evsafı güzideye maliktir. Bir emirde: *"İngilizlere hürmet edeceksiniz, İngilizlerin emrini dinliyeceksiniz, böyle hareket etmediğiniz takdirde mahvolacağız, bu tarzı hareketi hamiyeti vataniyenizden rica ederim" diyor ve bazı zaif muhakemeli insanlar ihtimal ki vaziyet başka türlüdür, bu kadar muhterem bir arkadaş böyle desin. Fakat biz böyle bir teeniye lüzum görmedik ve bunun düşman tarafından not edildiğine hükmettik. Kaçırdığı yaveri Salih Bey buraya geldi ve aman dedi. Harbiye Nazırı Fevzi Paşa süngü altında'dır ve İşgalciler zorla imlâ ve imza ettiriyorlar, o emre ehemmiyet vermemesi lüzumunu bildirmek için beni gönderdi dedi ve bu gün o zati şerif tahlisi giriban ediyor, Geyvede bulunuyor. Bir saat evvel kendisile kezalik Dahiliye Nazırı(İç işleri bakanı) Hazim Bey ayni tebliği ediyor. Rüesayı memurini mülkiyeye rica ediyor. "Bütün hissiyat-ı vataniyesine müracaat ederek aman ingilizlere bir şey yapmayınız" diyor. Beyefendiler; şimdi İstanbul muhitine nasıl emniyet edeceğiz ve İstanbul'un uğradığı o tazyiki elimi(can yakıcı baskılar) muvacehesinde biz dahi olsak insanız, bizim karşımıza gelen sözün düşmanlarımız tarafından işidilmiyecek ve işidildiği takdirde duçarı mehalik olmıyacağımıza emniyet ederek nasıl söyliyebiliriz?*
Kaynak
--------------------
T.B.M.M. Gizli Celse Zabıtları, 24 Nisan 1336 (1920), Devre: 1, İçtima(toplantı): 1,
2. in’ikat - 4 ncü celse, Cilt : 1, sayfa 9.
TURK'UM TÜRK'CÜYÜM ATATÜRK'CÜYÜM. NE MUTLU TURK'UM DIYENE ❤❤❤❤❤❤❤
Mustafa Kemal Paşa, Erzurum kongresinde Temmuz 1919 da yaptığı konuşmanın bir bölümünde şöyle diyor:
*“Anadolu’daki me'muriyetime, bilhassa İngilizler tarafından hazm-ü tahammül olunmayacağı ve dahilden(içeriden) de birçok ifsadat ve tezviratın karışacağı,(İstanbul'da iken) daha o zaman kestirilerek; alenen, gerek Sadrazam Ferit Paşa’ya ve gerekse ricali marufa-i devlete (tanınan tüm devlet adamlarına) söylenmiş ve bilhassa,(Yıldız Sarayında) Zât-ı Akdes-i Hazret-i Padişahi’ye de(Sultan Vahideddin'e de) bilmünasebe, maruzatta bulunmuş idim.”*
*“Bu bâbdaki (Anadoluya gönderilişime dair) esrar (sırların) ve muhaberatın (haberleşmelerin) ve Zât-ı Akdes-i Padişahî (mukaddes padişahın şahsı) ile geçen maruzat (arzların, sunumların) ve müdavelatın (görüş alışverişlerinin), şimdilik neşri (yayını) muvafık (uygun) olmayıp, inşallahü teala, mübarek vatan ve milletin, bilfiil (fiilen) mazhar-ı necat olduğunu (kurtuluşa erdiğini) idrak edince,(padişahımızla aramızdaki bu konuşmaları) kitap halinde intişarı (yayını) ve o zaman bugünkü (Erzurum) Kongre heyet-i muhteremesini (muhterem heyetini) teşkil buyuran zevat-ı kıymetdara da(kıymetli kişilere de), bir hatıra-i millî(Milli hatıra)olarak takdimi mutasavverdir (tarafımdan düşünülmektedir).”*
Kaynak:
----------------------
Fahrettin Kırzıoğlu, Erzurum Kongresi, sayfa 21, 22.
Mustafa Kemal Paşa'nın 24 Nisan 1920 tarihinde TBMM'DE yaptığı konuşmasında Sultan Vahideddin ile ilgili şöyle diyor:
*“Padişahımız Efendimiz Hazretleri edayi salât (Namaz kılmak) için Camiye gittikleri zaman kendilerini muhafaza eden kıtaatı askeriye İslâm askeri değildir. İngiliz askeridir. Bu şeraiti elimeye(can yakıcı şartlara) duçar olmuş olan Padişahımızla hususî temas dahi mümkün olamaz. Sureti umumiyede bir şey arzedeyim :*
*Farzedelim ki Padişahımızla resmî ve hususî her türlü temas mümkündür. Ne anlamak istiyoruz? Bu temastan millet; istiklâlini, tamamiyeti mülikiyesini (siyasi bütünlüğünü), Makam-ı Hilâfet ve Saltanatın müstakil ve masun (bağımsız ve dokunulmaz) olmasını vicdanî bir emel telâkki etmiştir. Bunun için burada (Ankara'da) çalışıyoruz ve çalışacağız. Halife-i müsliminin bundan başka bir şey düşünmesine imkân tasavvur ediyor musunuz? Ben şahsan hiç bir şey düşünmem. Zati Şahanenin (Padişah’ımızın) ağzından işitsem mutlaka bunun icbar ve tazyik (zorlama ve baskı) altında olduğuna hükmederim. (…)*
*Daha dün okuduğumuz sâniadan (iftiradan) ibaret olan fetva cümlenizin malûmudur. Hürriyetine, serbestisine sahip olan böyle bir Halife verdirir mi? Cümlenin malûmu olan Hükümetin evamiri muhtacı tefsirdir.*
*Bu kabineden evvel Harbiye Nazırı Fevzi Paşa Hazretleri namus ve haysiyet ve şerefi itibarile kendisini yakından tanıyan arkadaşlarımızın tahtı tasdikında olduğu üzere şüphe ve tereddüt edilmiyecek evsafı güzideye maliktir. Bir emirde: *"İngilizlere hürmet edeceksiniz, İngilizlerin emrini dinliyeceksiniz, böyle hareket etmediğiniz takdirde mahvolacağız, bu tarzı hareketi hamiyeti vataniyenizden rica ederim" diyor ve bazı zaif muhakemeli insanlar ihtimal ki vaziyet başka türlüdür, bu kadar muhterem bir arkadaş böyle desin. Fakat biz böyle bir teeniye lüzum görmedik ve bunun düşman tarafından not edildiğine hükmettik. Kaçırdığı yaveri Salih Bey buraya geldi ve aman dedi. Harbiye Nazırı Fevzi Paşa süngü altında'dır ve İşgalciler zorla imlâ ve imza ettiriyorlar, o emre ehemmiyet vermemesi lüzumunu bildirmek için beni gönderdi dedi ve bu gün o zati şerif tahlisi giriban ediyor, Geyvede bulunuyor. Bir saat evvel kendisile kezalik Dahiliye Nazırı(İç işleri bakanı) Hazim Bey ayni tebliği ediyor. Rüesayı memurini mülkiyeye rica ediyor. "Bütün hissiyat-ı vataniyesine müracaat ederek aman ingilizlere bir şey yapmayınız" diyor. Beyefendiler; şimdi İstanbul muhitine nasıl emniyet edeceğiz ve İstanbul'un uğradığı o tazyiki elimi(can yakıcı baskılar) muvacehesinde biz dahi olsak insanız, bizim karşımıza gelen sözün düşmanlarımız tarafından işidilmiyecek ve işidildiği takdirde duçarı mehalik olmıyacağımıza emniyet ederek nasıl söyliyebiliriz?*
Kaynak
--------------------
T.B.M.M. Gizli Celse Zabıtları, 24 Nisan 1336 (1920), Devre: 1, İçtima(toplantı): 1,
2. in’ikat - 4 ncü celse, Cilt : 1, sayfa 9.
Osmanli çok yaşa
Mustafa Kemal Paşa, Erzurum kongresinde Temmuz 1919 da yaptığı konuşmanın bir bölümünde şöyle diyor:
*“Anadolu’daki me'muriyetime, bilhassa İngilizler tarafından hazm-ü tahammül olunmayacağı ve dahilden(içeriden) de birçok ifsadat ve tezviratın karışacağı,(İstanbul'da iken) daha o zaman kestirilerek; alenen, gerek Sadrazam Ferit Paşa’ya ve gerekse ricali marufa-i devlete (tanınan tüm devlet adamlarına) söylenmiş ve bilhassa,(Yıldız Sarayında) Zât-ı Akdes-i Hazret-i Padişahi’ye de(Sultan Vahideddin'e de) bilmünasebe, maruzatta bulunmuş idim.”*
*“Bu bâbdaki (Anadoluya gönderilişime dair) esrar (sırların) ve muhaberatın (haberleşmelerin) ve Zât-ı Akdes-i Padişahî (mukaddes padişahın şahsı) ile geçen maruzat (arzların, sunumların) ve müdavelatın (görüş alışverişlerinin), şimdilik neşri (yayını) muvafık (uygun) olmayıp, inşallahü teala, mübarek vatan ve milletin, bilfiil (fiilen) mazhar-ı necat olduğunu (kurtuluşa erdiğini) idrak edince,(padişahımızla aramızdaki bu konuşmaları) kitap halinde intişarı (yayını) ve o zaman bugünkü (Erzurum) Kongre heyet-i muhteremesini (muhterem heyetini) teşkil buyuran zevat-ı kıymetdara da(kıymetli kişilere de), bir hatıra-i millî(Milli hatıra)olarak takdimi mutasavverdir (tarafımdan düşünülmektedir).”*
Kaynak:
----------------------
Fahrettin Kırzıoğlu, Erzurum Kongresi, sayfa 21, 22.
Aga bekliyoruz be serileri geciktirme lutfen 🙏 bekliyoruz ❤
Diğer bölümü isteriz
Я тут всегда с теья бро
I can't be around bottom Mr Boss !
Merhaba girls ! Completely and utterly new me !
İstanbul un işgal yıllarını anlatan bir video güzel olurdu
Ertuğrul Abi Sana bir Sorum Var eğer beni görüyorsan bu M Akif Ersoy'un cenazesi Türkiye'ye defnelirken orada baya bir öğrenci vardı ve Atatürk o öğrencilerin orada olmasına kızmış ve hatta M.Akif'in Cenazesine katılmak istememiş sence neden ve Atatürk ile M.Akif Ersoy'un arası o dönem nasıldı
Ne oluyor size, ey Turkiye. Bir ayda 9 min kisi izlemis, bu ne yaa. Turkiyede her kez izlesin bu tarihiy anlatimi. Unutuyorlar ulkesinin tarihte neler atlattigini. Filmini ceksinler ayni anlatildigi gibi. Kimin dost kimin dusman oldugunu hic bir zaman unutmasinlar. Ben bir Russia vatandasi bi turk olarak chok uzuntu ile izliyorum, daha da izliyecegim.
altınorda çelk
126 bolmum ne zaman?
Herşey iyi güzelde Ertuğrul hocam keske M.Kemal paşanın Erzurum kongresi kapanış konuşmasınıdı ekleseydin bu bölüme.Çünkü millet,M.Kemalin işe nasıl başladığını (1919)
) ve nasıl bitirdiğini(1938) görmüş olurdu.Sen dahil etmemişsin o meşhur Erzurum kongresi kapanış konuşmasını ben ekleyeyim bari.Erzurum Kongresi kapanış konuşması M.Kemal : "En son olarak niyazım şudur ki, Cenab-ı Vacibu'l-amal Hazretleri Habib-i Ekremi hürmetine bu mübarek vatanın sahip ve müdafii ve diyanet-i celile-i Ahmediyye'nin ila-yevmi'l-kıyame haris-i asdakı olan millet-i necibemizi ve makam-ı saltanat ve hilafeti kübrayı masun ve düşünmekle mükellef heyetinizi muvaffak buyursun. Amin kelimeside ona aittir.Yani hülaseten günümüz Türkçesi ile şöyle diyor:Yüce Allahdan en son olarak dileğim odurki;Bu İslam dininin,korucusu ve bayraktarı olan temiz milletimizi kıyamete kadar bu dinin bekçisi ve koruyucusu eyle... Amin.Hoca sanırsınız değil mi? Yada o günün şeyh-ül İslamı sanırsınız... İşte böyle işe başladı M.Kemal.Müslümanmış gibi gözüktü yoksa 1 kişi peşine takılmazdı bunu kendide cok iyi biliyordu.İşe başladığı tarih olan 1919 vefaatı 1938 ve 1938de geldiğimiz nokta Allah demek yasak oldu memlekette.Biz M.Kemal tarihin en büyük aldatıcısıdır dediğimiz zaman,onun zihniyetindeki insanlar bize kızıyor ama hersey acık secik ortada.Söyliyceklerim bu kadar...
Kes
Kaynak?
Erzurum kongresini incele göreceksin
@@gurkansirma25
Mesela ismalamoyetle neyi yasakladı mesela Allah kelimesi yasaklandığı bir belge bul kuranı kerim Türkçe çevrildi millet anlasın diye ezan atatürk döneminde turceye çevrilmesi ismet İnönü yapti mesela siyah teşekkürü yasaklanmasını isteyen TBMM ataturk buna karşı çıkarak yasaklanmamistir tcmm kayıtlarında bulabilirsiniz yazarsan hemen çıkar ztn onun için kadir popcrn gibi deli tahihci olmayan insanlarida dinleme ataturk muslumanmiyfi bilmem ama değilse bile kimsenin dinine karışmaması atatulun devrimlerine yeniliğe bilime karşı çıkan gericiler yok olmuştur
Nutuk’u okuyup olayları farklı ve objektif kaynaklar ile inceledikten sonra en büyük vatan hainliği sizin paşacı zihniyetinizin getirdiği su götürmez bir gerçek. Senin vatanına peşkeş çeken dini alet olarak kullanıp İstanbul’da emperyalist güçlerin gölgesinde saklananlardır, Atatürk deli midir ki hem İstanbul hükümetini hem de itilaf devletlerini karşısına alsın?
Pasif hayatlarınızı nefret ile lüzumsuz bilgilere dayanarak şekillendirmek yerine aklınızı kullanarak geçirin.
16:19
31 AĞUST○S
9.ORDU V SİLA|-|
İŞİ ZORLAŞTIRMAK .
DAHA İYİSİ İÇİN .
SNDZ YAKAR 🌬🔥🔥🔥🖖🏻
yani milletimiz,uğruna yüzyıllardır savaştığı islamı bağımsızlık için feda etti ha,yahu geçin bu işleri
Dinimizi feda etmedik biz
1 laiklik dinsizlik demek değildir
Ezan İsmet inönü zamanında türk eleştirildi
3bu anlattıklarım hiç birinden ata türk mesul değildir kardeş
@@karanlkevreenn18devletin resmi olarak dini yok kardeş
Kardeşim yüzyıllar savaştırma o haritaya baksan orda bağımsız bir halk dinini ingilizerden izin alarak yaşayan bir halk var osmanli hükumeti ilgililerden emir alacak duruma gelmiş istanbul bile ingilizler yönetiyor şimdi bana söyle bu halkı daha iyi vatanı kurtarıp tukiyeyi kuranı daha iyi
Osmanlı cihad ilan ettiğinde bile kimsenin umrunda olmadı araplar bile cihada rağmen isyan ettiler kurşun sıktılar . Milletin işgal tecavüz zulüm gördüğü yerde millet dini mi dusunucekti? Oturdugun yerden sıcak koltugunda bağımsız ülkende yorum yapmak kolay tabi ucube
🇹🇷
Yalan tarihi yazanlar,utansın.