DEVAMI . Lavinya: DEF OL GİT KİM! Sen benden önce yapacaktın ama bu oyunu daha fazla uzatma. Bitti... Başlamamış olan bir şey nasıl biter bilemiyordum ama... Artık yanımda durmana gerek yok. Namjoon: Hayır yapma bunu bak biraz konuşalım gel otur şuraya... Lavinya: Git başımdan! Yere eğildi ve kırık cam parçalarını toplamaya başladı. Elini kesebilir korkusuyla yere çöktüm. Titreyen elleriyle cam parçalarını tutarken ellerinden aldım kırık camları. Namjoon: Ben yaparım... Lavinya: İstemez. Namjoon: Lavi burayı izin ver ben toplayayım... Elini kesersin. İzin ver ha? Lavinya: Sanki çok umrundaymis gibi. Namjoon: Seni seviyorum Lavi... Tekrar tokat attığında gözlerimi kapattım. Lavinya: Çık git evimden. Bakışları bizi gülümseyerek izleyen Renra'yı buldu. Lavinya: Sen de def ol! ఌ︎ Namjoon Kapının önünde öylece beklerken omuzumda hissettiğim elle arkama döndüm. Renra: Bak yine bana kaldın. Ben insaflı biriyim Namu. Yine benimle olabilirsin. Namjoon: Nefret ediyorum senden. Her zaman hayatımı mahvetmek zorunda mısın? Renra: Şimdi sana iyi gelebilirim. Lavinya artık seninle değil bak. Namjoon: O senin arkadaşın. Nasıl böyle diyebilirsin bana? En yakın arkada- Renra: Kimin umrunda? Namjoon: Benim umrumda. O kızı seviyorum Renra. O kızı seviyorum ve senden de nefret ediyorum. Onun yanından geçip gittim ve motoruma binip kaskı ilk defa kullanmadan yola çıktım. ఌ︎Lavinya Bacaklarımı kendime çekmiş ağlarken aklıma gelen isimle telefonumu almak için ayağa kalktım. Masada duran telefonumu aldıktan sonra rehbere girip abimin numarasını buldum. Telefonu ikinci çalışta açmıştı. Jae-Yun: Efendim güzelim? Lavinya: Abi... Jae-Yun: Ne oldu? Neden ağlıyorsun? Lavinya: Kore'ye gelebilir misin? Lütfen... Jae-Yun: Güzelim ne oldu? Annemler nerde? Lavinya: Onlar büyük annemin oradalar. Bir süredir yoklar. Gelmediler daha. Abi lütfen sadece gel. Yanımda birinin olmasına ihtiyacım var. Jae-Yun: Lavi... Oraya sabah beste ancak gelebilirim su an çıkarsam. Lavinya: Lütfen... Jae-Yun: Geliyorum bebeğim. Abin senin göz yaşlarını dindirecek, küçükken yaptığı gibi. ఌ︎ Havaalanına gelmiş öylece bekliyordum. Her an abim gelebilirdi. Saat beşi geçmişti. Gram uyku uyuyamamistim ve abimin geleceği saat yaklaşınca havaalanına gelmiştim. Ağlamaktan çok bitkin düşmüş hissediyordum ama uyuyamazdim da. Lavinya: Neden her şey bu kadar berbat bir hal aldı? Jae-Yun: Güzelim? Duyduğum sesle ayağa kalkmış ve elinde valizi olan abimle göz göze gelmiştik. Hızlı adımlarla yanina adımladım ve kollarımı hemen ona sarıp başımı göğsüne yaslayarak gözlerimi kapattım. Abimde bana sarılırken uykusuzluğum bedenimi sardı. Jae-Yun: Ne oldu? Beni bu kadar özledin mi? Lavinya: Çok kötüyüm... Jae-Yun: Artık buradayım... Bak yanındayım... Lavinya: Abi... Lütfen gitme tekrar. Jae-Yun: Üniversite için gittim sadece. Bir yıl sonra geri gelecektim zaten... Lavinya: Ama benim sana şimdi ihtiyacım var... Abim beni kendinden uzaklaştırıp yüzümü avuçları arasına aldı. Jae-Yun: Eve gidelim ve konuşalım hm? Şu haline bir bak... Uyumadın mi hiç? Gözlerin de şişmiş ve kızarmış. Çok ağladın hm? Uyumadın da... Başımı iki yana salladım. ఌ︎ Abim valizini önce eve bırakmıştı. Bir kaç saat uyuduktan hemen ardından duş almış ve dışarda kahvaltı yapmak için yola çıkmıştık. Şimdi ise saat öğlen olmak üzereydi. Abimle bir parka gelmiştik ve çimlerin üzerinde bir ağacın altında oturmuştuk. Abim sırtını ağaca yaslamıştı ve ben de onun bir dizine uzanmıştım. Saçlarımı okşarken ona bakıyordum. Jae-Yun: O bahsettiğin çocuk senden intikam mı almak istemiş? Dalga mı geçiyorsun? Lavinya: Neden bana böyle yaptı? Yani... Onu sevmemi sağlamak zorunda miydi? Özellikle Renra. Güya en yakın arkadaşım... Jae-Yun: Kalk! Lavinya: Ne? Jae-Yun: O aptal için boyamışsın saçlarını, öyle dedin. Saçlarını düzeltecek ve içmeye gideceğiz! Kore'yi özledim zaten. Abim kalkmami sağladıktan sonra sessizleştim. Jae-Yun: Kardeşimi bir aptalın oyunu yüzünden bu halde görmek İstemiyorum. Yürü. Seni gülerken görmek istiyorum. Başımı sallamakla yetindim ve abim kolunu bana sarıp yürümeye başladı. Jae-Yun: Saçlarını yaptıracağız ilk olarak. Hatırlıyor musun saçlarını hep mavi yapmak istediğini söylerdin ama ben izin vermemiştim. Saçlarını küt kestiriyoruz bebeğim! Ve maviye boyayacağız. Lavinya: Abi~ İstemiyorum. Saçlarımın mor yerlerini kestirsek yeter. Jae-Yun: Yetmez! Yürü hadi. Bekle bakalım- Neydi şu çocuğun adı? Lavinya: Kim Namjoon. Jae-Yun: Hah bekle Kim Namjoon! Fena fail olacaksın. Okullar açılmak üzere zaten. Harika... ఌ︎Namjoon Namjoon: Terk etti beni... Senin suçun bu Rosé! Yoongi: Hadi oradan... Terk mi etti? Namjoon: Neden şaşırıyorsunuz ki? Boynuma mi sarılacaktı? Gurur duy kendinle Rosé! Rosé: BEN Mİ DEDİM GİT SAHTEDEN AŞIK OL DİYE! GİDİP ONUNLA OYNAYIP BENİ SUÇLAYAMAZSIN! DEVAMI ALT YORUMDA
DEVAMI . Namjoon: BİR USB BELLEĞE SAHİP ÇIKAMADIN! Alex: Nasıl aldı ki o kız USB belleği? Rosé: Cafenin orada bir adam kaçarken bana çarptı ve çantamda ne varsa yere döküldü. O sırada almış olabilir ne bileyim! Yoongi: Tartışmak bir şeyi değiştirmez... Namjoon: O videoyu görünce... Kendimden nefret ettim. Ben bu değilim. Kimsenin duygularıyla oynamam. Nasıl yaptım bunu? Seokjin: Arkadaşlarına anlattıktan sonra bizden hepsi nefret edecek... Namjoon: Kimseye bir şey anlatmayacakmış. Jennie: Neden? Ben olsam herkese rezil ederdim. Namjoon: O öyle biri değilmiş işte... Jimin: Gelin içmeye gidelim... Jisoo: Evet. Rosé, ağlama daha fazla... Kuaföre gidelim biz de hadi... Jungkook: Hadi dağılalım o zaman... Namjoon: İstemiyorum... Onunla konuşmak istiyorum. Anlatmam gerek her seyi... Hoseok: O seni şimdi görmek istemez. Daha kötü olur her şey... Zaman ver ona. Taehyung: Düşüncelerini toplar hem. Namjoon: Ya daha kötü olursa? Ya düşüncelerini yanlış yorumlayıp benden nefret ederse? Ryan: Öyle bir şey olmaz... Lisa: Hadi alın siz Namjoon'u içmeye falan gidin. Rosé toparlan hayatım. Alex: Hadi Joon... ఌ︎Lavinya Abimle yürürken karşımızda gelen beden ve arkadaşları ile başımı eğdim. Namjoon: Lavi? Namjoon'u görmezden gelecekken abim duraksadı. Jae-Yun: Evet? Namjoon: Sen kimsin? Jae-Yun: Asıl sen kimsin? Namjoon ve abim birbirlerine bakarlarken abimi ittim. Onunla konuşmak istemiyordum. Lavinya: Gidelim. Hadi... Jae-Yun: Dur bı güzelim. Namjoon: Güzelim mi? Namjoon bana baktığında abimi itmeye çalıştım. Lavinya: Abi gidelim! Seokjin: Gidelim Namu... Seokjin elini Namjoon'un omzuna koydu. Jae-Yun: Tamam, ne bu acele? Abimle hızlı adımlarla ilerlerken arkama bir kerecik baktım. Namjoon dolu dolu gözlerle bana bakıyordu. Onu görmezden gelmeyi seçip abimle köşeyi döndük. Jae-Yun: Dursana! Ne bu acele? Kimdi o? Göz yaşlarım benden habersiz süzülmeye başladığında sağ kolumla gözlerimi gizledim. Lavinya: Neden karşıma çıkmak zorundaydı?! Daha düne kadar yan yanaydık, neden böyle olduk? Abim bana sarıldığında hıçkırıklarım bir bir döküldü dudaklarımdan. Jae-Yun: O muydu? Namjoon yani? Sessiz kaldığımda saçlarımı okşadı ve geri çekilip göz yaşlarımı silip yanaklarımı öptü. Jae-Yun: Eğer gidip onu yumruklamamı istemiyorsan gidelim ama illa gidip onu yumrukla diyorsan bekle burada hemen dönerim. Gidecekken kolunu tuttum. Lavinya: Tamam bak ağlamıyorum. Hadi gidelim. ఌ︎ Koltuğa oturduğumdan bu yana birbirimize kaçamak bakışlar attığımız kızlarla abime baktım. Jae-Yun: Saçlarını küt kestirecek. Ardından da parlak bir mavi renge boyayacak. Kuaför kadın abime flört eder gibi gülümseyince kız kardeş iç güdülerim uyandı. K: Senin saçlara da bir şeyler yapalım mı? Malum pek bir güzel ama- Jae-Yun: Kız kardeşimle ilgilenin. Şurada oturmamın sakıncası olur mu? Abim yan tarafımda olan bekleme koltuğunu işaret ettiğinde kuaför kadın sorun olmayacağını söyledi. Lavinya: Abi~ Soğuk bir şeyler alır mısın? Susadım. Jae-Yun: Beş dakika içinde dönerim. Abim giderken kadın saçlarımı nemlendirdi. Yanıma gelen bedene aynadan baktım. Lisa: Lavi... Konuşabilir miyiz? Lavinya: Hayır. Jennie: Ama gerçekten konuşmak istiyoruz. Lütfen~ Lavinya: Bir daha sizinle konuşmak istediğimi düşünmüyorum. Rosé: Hepsi benim suçum. Lavi Namjoon sana her şeyi anlatacaktı ama- Oturduğum yerden kalktığımda kuaför geriye adım attı. Kızlara göz gezdirdim. Gözlerim tekrar dolarken gülümsedim. Lavinya: Arkadaşız sanmıştım... Nasıl yaparsınız bunu? Ne kadar kötü bir şey farkında mısınız? Ne kadar kırıldım bir gecede biliyor musunuz? Sadece bir kaç saat uyuabildim... Rahat bir uyku uyuyamadım... Bunun hesabını verebilir misiniz? Namjoon verebilir mi bunun hesabını? Lütfen tek dileğim benden uzak durmanız... Lütfen... Jisoo: Nasıl istersen... Ama Namjoon'u dinle olur mu? DEVAMI ALT YORUMDA
DEVAMI . Cevap vermeden yerime otururken kuaför kadın saçlarımı tarayıp nemlendirdi. K: Abin çok tatlı bir adammış. Pek de yakışıklı. Sevgilisi falan var mı? Lavinya: Evli! 4 tane de çocuğu var! Elbette çocuğu falan yoktu ve evli falan da değildi abim ama bu kadına abimi kaptırmaya niyetim yoktu. K: Ne? Abin kaç yaşında? Lavinya: 35! Abim sadece 25 yaşındaydı elbette. Ama bu kadın için yaş pek ifade etmiyordu galiba. Kadın soru sormayı kestiğinde rahatladım. Saçlarımı kesmeye başladığında içeri gelen bedenle bir nebze rahatladım. Abim kolayı açıp bana verdi ve elindeki mor pipeti kolanin ağız kısmına koydu. K: Evli olduğuna çok şaşırdım. Çok da genç duruyorsun. Vay canına... Jae-Yun: Bana mi dediniz? Lavinya: Abi evlisin ve dört çocuğun var ya! 35 yaşındasın. Eh yaslandın tabi? Jae-Yun: Evliyim? Dört tane de çocuğum var ha? Bir de otuz beş yaşındayım? Ne zamandır? K: Ne? Jae-Yun: Evet öyle. Lavi! Abime gülümsediğimde öfkesi uçup gitmişti. Jae-Yun: Seni bu kadar sevdiğim için şanslısın. ఌ︎ Kesilmiş olan saçlarıma bakarken alt dudağım titremeye başlamıştı. Akan göz yaşlarımı el çabukluğu ile silerken arkamda beliren abimle yüzümü avuçlarıma gizledim. Jae-Yun: Saçlarını boyamadan önce kardeşimle biraz konuşsam olur mu? Zor zamanlar geçiriyor da. K: Tabiki. Tatlım sizler içecek ister misiniz? Kuaför kadın Rosé ve diğerlerine doğru giderken abim oturuyor olduğum sandalyeyi geriye çevirdi. Önümde dizleri üzerine çöküp dirseklerini dizlerime koyup ellerimi yüzümden çekip gülümsedi bana. Jae-Yun: Hak etmiyor göz yaşlarını. Ne desem boş eminim ama başka ne yapacağımı bilmiyorum... Lavinya: Saçlarımı mora boyarken çok heyecanlıydım... Şimdi ise mordan eser yok. Kesme dediği saçlarımı kestirdim. Neden bu kadar acıtıyor? Jae-Yun: Bu yüzden buradayım ya... Canın acımasın diye. Bak güzelim sana bunu yaptığı için pişman olacak eminim. Zamanı gelecek bunun da. Ağlama daha fazla hm? Şimdi saçlarını mavi yapalım. Ağlamak yok. Sen benim biriciğimsin tamam mı? Başımı salladığımda ayağa kalktı ve sandalyeyi çevirip aynaya bakmamı sağladı. Göz yaşlarımı silmek istesem bile ağlamadan duramıyordum. Abim iç çekip yanağımı öptü ve kuaför kadına seslendi. Jae-Yun: Pardon! Acaba benim saçlarımı da mavi yapabilir misiniz? K: Evet sanırım bunu yapabiliriz. Lavinya: Ama sen saçlarını bozmaktan nefret edersin. Jae-Yun: Seni ağlarken görmekten daha çok nefret ediyorum güzel kızım. Abim yan tarafımda olan koltuğa oturdu ve bana gülümseyip elini uzattı. Uzattığı elini tutup gülümsediğimde bir kahkaha bıraktı. Jae-Yun: Gül bakalım böyle. Başımı iki yana salladığımda dil çıkardı çocuk gibi. ఌ︎ Saçlarımı laciverte boyatmis aralara da açık mavi attırmıştım. Lisa ve diğerleri saçlarımı o şekilde gördüklerinde birbirlerine bakmış ve işleri bitince de sessizce gitmişlerdi. Abim ücreti öderken aynadaki yansımama bakıyordum. Saç aralarımda mor olsun istiyordum, neden? Abim yanımda durup aynadan bana baktı. Onun da saçları açık maviye boyalıydı. Jae-Yun: Çok güzelsin... Gidelim? Yemek yiyelim hem. Lavinya: Gidelim... Abime sıkıca sarıldım. Lavinya: Geldiğin için teşekkür ederim. Eğer gelmemiş olsan şu an acaba ne halde olurdum? Jae-Yun: Kız kardeşim beni çağıracak ve ben gelmeyeceğim ha? Gülüp ona baktığımda yanaklarımı sıktı. Jae-Yun: Çok güzel büyüdün. ఌ︎ Abimle öğlen yemeği yerken aniden kalkmış ve hemen geri geleceğini söylemişti. Bir süre sonra elinde bir buket papatya ve küçük bir kutu ile gelmesini beklemiyordum. Lavinya: Vay canına! Benim için mi aldın? Jae-Yun: Al bakalım papatyaları. Buketi elinden alıp kokladım. Jae-Yun: Bir başkasından görünce hemen umuda kapılma tamam mı? Sana hep buket ve takı alacak bir abiye sahipsin sen. Elindeki kırmızı kutuyu açtığında gördüğüm tek taş ile gözlerimi ardına kadar açtım. Jae-Yun: Parasız Kore'ye geleceğimi mi sandın? Annemlerin gönderdiği paralar ve kendi çalıştığım yerden aldığım maaştan biriktiriyordum. Yüzüğü parmağıma taktığında dudaklarımı büzdüm. Jae-Yun: Beğenmedin mi? Hemen değiştirip geleyim! Lavinya: Hayır beğendim. Yine de bütün paranı bana harcıyorsun. Bunu isteyemem. Yüzüğü çıkaracakken beni durdurdu. Jae-Yun: O yüzük o elde kalacak. Acıktım. Yemek yiyeceğim. Karşımdaki yerine oturduğunda gülümsedim. Jae-Yun: Bak ne diyeceğim sana. Hazır annemler evde değiller, gel seni minik bir tatile çıkalım. Eğlence merkezinde bir hafta ne dersin? Sonra okulun açılacak zaten. Lavinya; Doğru... Okul... Gideceksin tekrar. Jae-Yun: Son sınıf öğrencisi olarak özel izin kullanabilirim. Hatta kaydımı bir yıllık dondurma hakkım var onu kullanırım. Bu dönemde seni yalniz bırakmak iyi olmaz. Lavinya: Annem demişti... Deniz kızı sevdiği denizlerde boğulur diye... Keşke onu dinlemiş olsaydım. Ağlamamak için bakışlarımı göğe çevirdim ve gözlerimi bir kaç kere kırptım. Jae-Yun: Güzel kızım benim. Ver elini. DEVAMI ALT YORUMDA
DEVAMI . Abime baktım ve ardından uzatmış olduğu elini tuttum. Telefonunu çıkarıp kamerayı açtı. Lavinya: Ne yapacaksın? Jae-Yun: Fotoğrafını çekip Instagram hesabımda paylaşacağım. Lavinya: Ne? Hayır! Jae-Yun: Ne? Sus bakalım. Kamerayı bana çevirdi ve ellerimizi biraz havaya kaldırdı. Jae-Yun: Pırlanta güzel duruyor. Buketi al ve göğüs hizzana kaldır. Abisinin güzeli yazacağım. Lavinya: Off çocuk değilim ben. Jae-Yun: Susar mısın bebeğim? Gülümse bakalım. O böyle diyince istemsizce güldüm. Fotoğrafı çektikten sonra elimi öpüp bıraktı. Jae-Yun: Benim gibi bir abin varken ne yapacaksın sevgiliyi be? Eve gidince eşyalarını topla. Eğlence merkezine gideceğiz. Bir hafta otelde kalırız. Prenses gibi zaman geçirirsin. Lavinya: Bir prenses gibi davranıyorsun zaten bana. Abi, iyi ki varsın. Jae-Yun: Ağlama döverim seni. ఌ︎Namjoon Lisa bir şekilde Lavinya'nın yanındaki abi dediği çocuğun Instagram hesabini bulmuştu. Ama kızlarla bana çocuğun hesabını vermek istemiyorlardı. Alex: Kızlar! Abartmıyor musunuz? Alt tarafı bir hesap işte gösterin gitsin. Lisa: Evet alt tarafı bir hesap ama bir sıkıntı var. Yarım saat önce abisi bir fotoğraf paylaşmış. Taehyung: Yani? Ryan: Çocuk bir şey paylaşmadan önce size mi soracaktı? Ne bu tepki? Jisoo: Size söylemediğimiz bir şey var. Hoseok: Neymiş? Jungkook: En fazla ne olabilir? Jimin: Gösterin bakalım bi. Seokjin: Namjoon bir dur sen önce biz bakalım. Bizimkiler kalkıp telefona baktıklarında şaşkınlıkla birbirlerine baktılar. Jennie: İşte bu. Nasıl anlatsak bilemedik. Rosé: Bizi tersledi. Onunla konuşmak istedik kuaförde ama... Konuşmak istemedi. Yoongi: Namjoon... Rosé: Bakmasan daha iyi. Kaşlarımı merak ve öfkeyle çatıp Lisa'nın elinden sert bir şekilde aldım telefonu... Lisa: Çocuk Lavinya'nın abisiymiş. Üniversite son sınıf öğrencisi. Fransa'da okuyormuş. Ekranda gördüğüm kızı başta bir anlığına tanıyamadım ama sonra duraksadim. Açıklamada yazanlara kaydı gözlerim. "𝚈𝚊𝚛𝚊𝚕𝚊𝚛ｪ𝚗ｪ 𝚜𝚊𝚛𝚖𝚊𝚔 𝚒𝚌̧𝚒𝚗 𝚋𝚞𝚛𝚊𝚍𝚊 𝚘𝚕𝚊𝚌𝚊𝚐̆ｪ𝚖... 𝚂𝚎𝚗 𝚋𝚎𝚗𝚒𝚖 𝚐𝚞̈𝚣𝚎𝚕 𝚔ｪ𝚣ｪ𝚖𝚜ｪ𝚗 𝚟𝚎 𝚔𝚒𝚖𝚜𝚎 𝚜𝚎𝚗𝚒 𝚞̈𝚣𝚎𝚖𝚎𝚣... 𝙷𝚎𝚖 𝚖𝚘𝚛 𝚜𝚊𝚗𝚊 𝚢𝚊𝚔ｪ𝚜̧𝚖𝚊𝚖ｪ𝚜̧𝚝ｪ 𝚑𝚒𝚌̧ 𝚐𝚞̈𝚣𝚎𝚕𝚒𝚖... 𝙷𝚘𝚜̧ 𝚐𝚎𝚕𝚍𝚒𝚗 𝐦𝐨𝐬𝐭 𝐛𝐞𝐚𝐮𝐭𝐢𝐟𝐮𝐥 𝐬𝐡𝐚𝐝𝐞 𝐨𝐟 𝐛𝐥𝐮𝐞 𝙻𝚊𝚟𝚒𝚗𝚢𝚊. Not: Pırlanta ve çiçekleri de ben aldım teşekkürler." Maviydi saçları... Kestirmişti o güzel uzun saçlarını. Fotoğrafı inceledim. Elini bir el tutmuştu. Muhtemelen abisinin eliydi. Lavinya'nın, parmağında parlayan pırlantadan daha fazla parlaması normal miydi? Elinde tuttuğu buket papatya ve yüzündeki o gülümseme... Gözleri dolu doluydu ve kırgınlık vardı. Bir fotoğrafta belli olur muydu ki hisler? Oluyormuş demek ki... Yoongi: Namjoon... Namjoon: Mavi... Mor yok değil mi her hangi bir kısımda? Rosé başını iki yana salladığında dolan gözlerimden süzülen yaşları sildim. Rosé: Çok özür dilerim Namjoon. Rosé ağlıyorken bakışlarım onu buldu. Ayağa kalktım ve Rosé'ye sarıldım. Namjoon: Senin bir suçun yoktu... Rosé: eğer videoyu çekmemiş olsam ya da USB'yi kaybetmemiş olsam böyle olmazdı. Hepsi benim suçum. Hıçkırıklara boğulduğunda geri çıkıp omuzlarını kavradım. Namjoon: Suçun yok dedim. Bir tek suçlu var o da benim. Her şeyi en başında anlatmış olmam gerekiyordu. Bir anlık sinirle söyledim hepsini. Özür dilerim. Seokjin: Lavinya ne olacak? DEVAMI ALT YORUMDA
DEVAMI . Namjoon: Bir şekilde ona kendimi açıklamam gerekiyor. Onu kaybetmek istemiyorum. Yoongi: Namjoon hemen olmaz. Namjoon: Ne yapacağım o zaman? Saçlarına baksana. Beni sevdiğinde mor olacaktı o saçlar. Rosé: Bir günde seni sevmekten vazgeçmiş olamaz. Abisi mutlu olsun diye çabalıyor. Bu gün kızlarla gördük onları. Abisi için mutlu davranıyor. Jennie: Abisi görünce üzülüyor diye bir çok kez kendini durdurdu ağlayacağı zaman. Jimin: Namjoon o seni seviyor dostum. Jisoo: Eğer ona kendini açıklamak istiyorsan ona zaman ver. Jungkook: İkinizin iyiliği için... Gülüp saçlarımı geriye attırdım ve telefonunu Lisa'ya geri verdim. Namjoon: "kızım başaramayacaksın aşık olacak kişi sen olacaksın ben değil" dedim o gece kendi kendime. Hayat çok fena ters köşe yaptı bana. Hoseok: Her şey iyi olacak. Taehyung: Lavinya eninde sonunda seni dinleyecek zaten. Kafanız dağılsın hm? Ryan: Şu Renra umarım o süre içinde Lavinya'ya yaklaşmaz. Bunu fırsat bilip Lavinya'nın aklına girebilir. Uzak kalır umarım. Alex: O Renra denen kız haddini fazla aşıyor. Lisa: Onunla ufak bir konuşma yapsak? Jen sen gel benimle. Rosé: Ben de geleceğim! Jisoo: Ben de! Kızlar hızlı bir şekilde kapıya giderlerken şaşkınlıkla onlara baktık. Jimin: Kaba kuvvet yok! Jennie: Ama kaba söz var~ Seokjin: Ya çocuk musunuz siz!? Kızlar bizi duymamazlıktan gelip evden çıkarken başımı iki yana salladım. Telefonumu aldım ve onun numarasını bulup mesaj kutusuna girdim. Namjoon: Lavi... Konuşalım mı biraz? Aşkım çok özür dilerim. Sesini duymak istiyorum lütfen bak şu mesaja. Her şeyi sana anlatmak istiyorum. Lavi lütfen... Biliyorum inancın bana karşı yoktur ama bir şekilde seninle iletişim kurmak istiyorum. Sevgilim, sen benim her şeyimsin lütfen. Ve saçların... Çok güzel olmuşsun. Mor da çok güzel olmuştu ama Ne dediğimi bilmiyorum. (12:30) Aşkım neden bakmıyorsun mesaja? Seokjin kızıyor bana sürekli. Sana yazmamamı, zaman vermemi söyleyip duruyor bana. Belki haklı ama ben çok kötü hissediyorum. Seninle gezdiğimiz o parka gitmek istiyorum ama bana izin vermiyor hiç biri. Lavi bana iyi gelecek olan sadece seninle olmak şu an. Seninle el ele olduğumuz yerlere gitmek istiyorum. Lütfen sevgilim... (13:56) Güzelim Seokjin telefonumu almaya çalışıyor. Sana yazmamı istemiyormuş ikimizin iyiliği içinmiş. Ben telefonu ona vermek istemiyorum. Sen yanıt vermesen bile sana yazmak istiyorum. Sevgilim bir kerecik sesini duysam lütfen... Bağır bana vur istersen ama beni görmemezlikten gelme lütfen. Lavi çok özledim seni. (15:23) ఌ︎Writer Lisa kollarını kavuşturmuş Renra'ya bakarken Rosé beklenmedik bir anda Renra'yı ittirmisti. Rosé: Yaptığın şey hırsızlık! Renra: Komik! Lavinya'yı kandıran sizlersiniz! DEVAMI ALT YORUMDA
DEVAMI . Lisa: Baksana sen bana! Bir anda ortaya çıkıp iki kişinin hayatını mahvettin farkında mısın? Ve birisi senin yakın arkadasin! Renra: Evime gelip benimle bu şekilde konuşmanız ne kadar doğru ha? Def olun! Jisoo: O zaman polisi arasana! Biz de senin hırsızlık yaptığını söyleyelim hm? Renra: Ben bir şey çalmadım! Rosé: USB bana ait! Onu benden aldın! Renra güldüğünde Lisa dudaklarını yalayıp etrafa bakındı. Ardından elinin Renra'nın yaslanıyor olduğu duvara hemen kafasının yanına çarptı. Lisa: Hayatta üç şeyden nefret ederim Renra. Birincisi aileme zarar verilmesinden. İkinci olarak ailem dediğim insanlara zarar verilmesinden. Sen ikinicisini yaparak hata yaptın. Önceden Namjoon'u aldatarak ona zarar verdin şimdi de sevgilisiyle arasını bozarak. Namjoon, diğerleri ve bu üç kız benim ailem. Renra: Üçüncüsü ne? Yalan söylemek mi? Muhtemelen öyledir. Renra böyle diyince Lisa yutkunmuştu. Renra: Kendi nefret ettiğini kendin yapmadın mi yalan söyleyerek? Jennie: Baksana sen! Neyine bu özgüven? Lisa: Ben biliyorum bu özgüven sebebini. Ama sana bir şey diyeyim mi tatlım? Babanın ortaklık yaptığı o büyük şirket kime ait biliyor musun? Benim aileme ait. Tek seferde şirket babanın elinden alınsa ne yaparsın? Bu özgüvenden eser kalmaz o zaman. Bu saatten sonra ne Namjoon'a yaklaş ne de sevgilisine. Aksi halde şirket diyebileceğin bir şey kalmaz elinde. ఌ︎Lavinya Gelen mesajları üstten okuduktan sonra önümde duran so-ju şişesini alıp içindeki sıvıdan uzun bir yudum almıştım. Jae-Yun: Ne oldu güzelim? Kim yazmış? Lavinya: Namjoon... Abim telefonu önümden aldığında ne yaptığını sorgulamadim. Gülümsemekle yetindim. ఌ︎ Namjoon Mesaja görüldü bilgisi geldiğinde oturduğum yerde dikleştim. Kalbim patlayacak gibi atıyordu. Lavinya: Ne var? Namjoon: Sadece konuşmak istiyorum güzelim. Anlatayım her şeyi lütfen. Lavinya: Dostum ben Lavinya değilim. Namjoon: Ne? Lavinya: Abisiyim ben. Namjoon: Lavinya nerde? Telefon neden sende? Lavinya: Sana hesap vermek zorunda değilim. Bu arada yaptığın şeyle gurur duy... Namjoon: Telefonu ona verir misin? Onunla konuşmam gerekiyor. Lavinya: Yapamam. Ağlıyor senin yüzünden. Tebrik ederim seni. Lavinya'nın isminin ne anlama geldiğini biliyor musun? Namjoon: Bilmiyorum... Lavinya: Ölüm Çiçeği'ne verilen isim. Nasıl başardın bilmiyorum ama Ölüm Çiçeği senin için ölüyor... Namjoon: Çok ağladı mi? Lavinya: Keşke seni yumruklayabilsem. Yazma bir süre. Anlayışla yaklaşmaya çalışıyorum ki anlayışlı olmama gerek yok aslında seni bulup dövmem gerekiyor şu an. Yine de kız kardeşim için duruyorum. Öyle olmasa o yüzünde güzel izler bırakırdım. Yazma katdesime. Bırak aklını toplasın. Namjoon: Saçlarını senin yüzünden boyadi değil mi? Lavinya: :D E herhalde. Uzaklaş şimdi. Bırak kardeşimle vakit geçireyim. ఌ︎Lavinya Abimden telefonumh alıp cebime koyduğumda diğer elimdeki şişeyi aldı. Jae-Yun: Yeter hm? Sarhoş olmanı İstemiyorum. Lavinya: Acı çekmek istemiyorum. Çok sacma. Onu sevmek istemiyorum. Beni göğsüne çekip sarıldığında sessizce süzüldü yaşlar gözlerimden. Jae-Yun: Eve gidelim mi? Duş al kendine gel bi. Sonra hazırlan ve gidelim. Geriye çekilip ona baktım. Lavinya: Eğlence merkezine mi? Jae-Yun: Evet. Sadece ağlama. DEVAM EDECEK Most beautiful shade of blue: Mavinin en güzel tonu.
Ama ben demiştim o USB yi alacak diye.. Sende tam öyle olmayacak demiştin.. Seni yalancı! Ay harbi ağlattın be gözlerim doldu bayağı.. Ay Lavi affet seni seviyor iştee! Ayh üzülüyorum burda yapma böylee ☹😥💜
Çok kötü oldu ama umarım her şey tekrar yoluna girer ikilimiz için.. aklımdan geçmişti Renra'nin bir halt yapacağı dost görünümlü düşman resmen.. Ama Lisa ne güzel ayar verdi süperdi cidden.. ellerine sağlık 💜🥰
DEVAMI
.
Lavinya: DEF OL GİT KİM! Sen benden önce yapacaktın ama bu oyunu daha fazla uzatma. Bitti... Başlamamış olan bir şey nasıl biter bilemiyordum ama... Artık yanımda durmana gerek yok.
Namjoon: Hayır yapma bunu bak biraz konuşalım gel otur şuraya...
Lavinya: Git başımdan!
Yere eğildi ve kırık cam parçalarını toplamaya başladı. Elini kesebilir korkusuyla yere çöktüm. Titreyen elleriyle cam parçalarını tutarken ellerinden aldım kırık camları.
Namjoon: Ben yaparım...
Lavinya: İstemez.
Namjoon: Lavi burayı izin ver ben toplayayım... Elini kesersin. İzin ver ha?
Lavinya: Sanki çok umrundaymis gibi.
Namjoon: Seni seviyorum Lavi...
Tekrar tokat attığında gözlerimi kapattım.
Lavinya: Çık git evimden.
Bakışları bizi gülümseyerek izleyen Renra'yı buldu.
Lavinya: Sen de def ol!
ఌ︎ Namjoon
Kapının önünde öylece beklerken omuzumda hissettiğim elle arkama döndüm.
Renra: Bak yine bana kaldın. Ben insaflı biriyim Namu. Yine benimle olabilirsin.
Namjoon: Nefret ediyorum senden. Her zaman hayatımı mahvetmek zorunda mısın?
Renra: Şimdi sana iyi gelebilirim. Lavinya artık seninle değil bak.
Namjoon: O senin arkadaşın. Nasıl böyle diyebilirsin bana? En yakın arkada-
Renra: Kimin umrunda?
Namjoon: Benim umrumda. O kızı seviyorum Renra. O kızı seviyorum ve senden de nefret ediyorum.
Onun yanından geçip gittim ve motoruma binip kaskı ilk defa kullanmadan yola çıktım.
ఌ︎Lavinya
Bacaklarımı kendime çekmiş ağlarken aklıma gelen isimle telefonumu almak için ayağa kalktım. Masada duran telefonumu aldıktan sonra rehbere girip abimin numarasını buldum. Telefonu ikinci çalışta açmıştı.
Jae-Yun: Efendim güzelim?
Lavinya: Abi...
Jae-Yun: Ne oldu? Neden ağlıyorsun?
Lavinya: Kore'ye gelebilir misin? Lütfen...
Jae-Yun: Güzelim ne oldu? Annemler nerde?
Lavinya: Onlar büyük annemin oradalar. Bir süredir yoklar. Gelmediler daha. Abi lütfen sadece gel. Yanımda birinin olmasına ihtiyacım var.
Jae-Yun: Lavi... Oraya sabah beste ancak gelebilirim su an çıkarsam.
Lavinya: Lütfen...
Jae-Yun: Geliyorum bebeğim. Abin senin göz yaşlarını dindirecek, küçükken yaptığı gibi.
ఌ︎
Havaalanına gelmiş öylece bekliyordum. Her an abim gelebilirdi. Saat beşi geçmişti. Gram uyku uyuyamamistim ve abimin geleceği saat yaklaşınca havaalanına gelmiştim. Ağlamaktan çok bitkin düşmüş hissediyordum ama uyuyamazdim da.
Lavinya: Neden her şey bu kadar berbat bir hal aldı?
Jae-Yun: Güzelim?
Duyduğum sesle ayağa kalkmış ve elinde valizi olan abimle göz göze gelmiştik. Hızlı adımlarla yanina adımladım ve kollarımı hemen ona sarıp başımı göğsüne yaslayarak gözlerimi kapattım. Abimde bana sarılırken uykusuzluğum bedenimi sardı.
Jae-Yun: Ne oldu? Beni bu kadar özledin mi?
Lavinya: Çok kötüyüm...
Jae-Yun: Artık buradayım... Bak yanındayım...
Lavinya: Abi... Lütfen gitme tekrar.
Jae-Yun: Üniversite için gittim sadece. Bir yıl sonra geri gelecektim zaten...
Lavinya: Ama benim sana şimdi ihtiyacım var...
Abim beni kendinden uzaklaştırıp yüzümü avuçları arasına aldı.
Jae-Yun: Eve gidelim ve konuşalım hm? Şu haline bir bak... Uyumadın mi hiç? Gözlerin de şişmiş ve kızarmış. Çok ağladın hm? Uyumadın da...
Başımı iki yana salladım.
ఌ︎
Abim valizini önce eve bırakmıştı. Bir kaç saat uyuduktan hemen ardından duş almış ve dışarda kahvaltı yapmak için yola çıkmıştık. Şimdi ise saat öğlen olmak üzereydi. Abimle bir parka gelmiştik ve çimlerin üzerinde bir ağacın altında oturmuştuk. Abim sırtını ağaca yaslamıştı ve ben de onun bir dizine uzanmıştım. Saçlarımı okşarken ona bakıyordum.
Jae-Yun: O bahsettiğin çocuk senden intikam mı almak istemiş? Dalga mı geçiyorsun?
Lavinya: Neden bana böyle yaptı? Yani... Onu sevmemi sağlamak zorunda miydi? Özellikle Renra. Güya en yakın arkadaşım...
Jae-Yun: Kalk!
Lavinya: Ne?
Jae-Yun: O aptal için boyamışsın saçlarını, öyle dedin. Saçlarını düzeltecek ve içmeye gideceğiz! Kore'yi özledim zaten.
Abim kalkmami sağladıktan sonra sessizleştim.
Jae-Yun: Kardeşimi bir aptalın oyunu yüzünden bu halde görmek İstemiyorum. Yürü. Seni gülerken görmek istiyorum.
Başımı sallamakla yetindim ve abim kolunu bana sarıp yürümeye başladı.
Jae-Yun: Saçlarını yaptıracağız ilk olarak. Hatırlıyor musun saçlarını hep mavi yapmak istediğini söylerdin ama ben izin vermemiştim. Saçlarını küt kestiriyoruz bebeğim! Ve maviye boyayacağız.
Lavinya: Abi~ İstemiyorum. Saçlarımın mor yerlerini kestirsek yeter.
Jae-Yun: Yetmez! Yürü hadi. Bekle bakalım- Neydi şu çocuğun adı?
Lavinya: Kim Namjoon.
Jae-Yun: Hah bekle Kim Namjoon! Fena fail olacaksın. Okullar açılmak üzere zaten. Harika...
ఌ︎Namjoon
Namjoon: Terk etti beni... Senin suçun bu Rosé!
Yoongi: Hadi oradan... Terk mi etti?
Namjoon: Neden şaşırıyorsunuz ki? Boynuma mi sarılacaktı? Gurur duy kendinle Rosé!
Rosé: BEN Mİ DEDİM GİT SAHTEDEN AŞIK OL DİYE! GİDİP ONUNLA OYNAYIP BENİ SUÇLAYAMAZSIN!
DEVAMI ALT YORUMDA
DEVAMI
.
Namjoon: BİR USB BELLEĞE SAHİP ÇIKAMADIN!
Alex: Nasıl aldı ki o kız USB belleği?
Rosé: Cafenin orada bir adam kaçarken bana çarptı ve çantamda ne varsa yere döküldü. O sırada almış olabilir ne bileyim!
Yoongi: Tartışmak bir şeyi değiştirmez...
Namjoon: O videoyu görünce... Kendimden nefret ettim. Ben bu değilim. Kimsenin duygularıyla oynamam. Nasıl yaptım bunu?
Seokjin: Arkadaşlarına anlattıktan sonra bizden hepsi nefret edecek...
Namjoon: Kimseye bir şey anlatmayacakmış.
Jennie: Neden? Ben olsam herkese rezil ederdim.
Namjoon: O öyle biri değilmiş işte...
Jimin: Gelin içmeye gidelim...
Jisoo: Evet. Rosé, ağlama daha fazla... Kuaföre gidelim biz de hadi...
Jungkook: Hadi dağılalım o zaman...
Namjoon: İstemiyorum... Onunla konuşmak istiyorum. Anlatmam gerek her seyi...
Hoseok: O seni şimdi görmek istemez. Daha kötü olur her şey... Zaman ver ona.
Taehyung: Düşüncelerini toplar hem.
Namjoon: Ya daha kötü olursa? Ya düşüncelerini yanlış yorumlayıp benden nefret ederse?
Ryan: Öyle bir şey olmaz...
Lisa: Hadi alın siz Namjoon'u içmeye falan gidin. Rosé toparlan hayatım.
Alex: Hadi Joon...
ఌ︎Lavinya
Abimle yürürken karşımızda gelen beden ve arkadaşları ile başımı eğdim.
Namjoon: Lavi?
Namjoon'u görmezden gelecekken abim duraksadı.
Jae-Yun: Evet?
Namjoon: Sen kimsin?
Jae-Yun: Asıl sen kimsin?
Namjoon ve abim birbirlerine bakarlarken abimi ittim. Onunla konuşmak istemiyordum.
Lavinya: Gidelim. Hadi...
Jae-Yun: Dur bı güzelim.
Namjoon: Güzelim mi?
Namjoon bana baktığında abimi itmeye çalıştım.
Lavinya: Abi gidelim!
Seokjin: Gidelim Namu...
Seokjin elini Namjoon'un omzuna koydu.
Jae-Yun: Tamam, ne bu acele?
Abimle hızlı adımlarla ilerlerken arkama bir kerecik baktım. Namjoon dolu dolu gözlerle bana bakıyordu. Onu görmezden gelmeyi seçip abimle köşeyi döndük.
Jae-Yun: Dursana! Ne bu acele? Kimdi o?
Göz yaşlarım benden habersiz süzülmeye başladığında sağ kolumla gözlerimi gizledim.
Lavinya: Neden karşıma çıkmak zorundaydı?! Daha düne kadar yan yanaydık, neden böyle olduk?
Abim bana sarıldığında hıçkırıklarım bir bir döküldü dudaklarımdan.
Jae-Yun: O muydu? Namjoon yani?
Sessiz kaldığımda saçlarımı okşadı ve geri çekilip göz yaşlarımı silip yanaklarımı öptü.
Jae-Yun: Eğer gidip onu yumruklamamı istemiyorsan gidelim ama illa gidip onu yumrukla diyorsan bekle burada hemen dönerim.
Gidecekken kolunu tuttum.
Lavinya: Tamam bak ağlamıyorum. Hadi gidelim.
ఌ︎
Koltuğa oturduğumdan bu yana birbirimize kaçamak bakışlar attığımız kızlarla abime baktım.
Jae-Yun: Saçlarını küt kestirecek. Ardından da parlak bir mavi renge boyayacak.
Kuaför kadın abime flört eder gibi gülümseyince kız kardeş iç güdülerim uyandı.
K: Senin saçlara da bir şeyler yapalım mı? Malum pek bir güzel ama-
Jae-Yun: Kız kardeşimle ilgilenin. Şurada oturmamın sakıncası olur mu?
Abim yan tarafımda olan bekleme koltuğunu işaret ettiğinde kuaför kadın sorun olmayacağını söyledi.
Lavinya: Abi~ Soğuk bir şeyler alır mısın? Susadım.
Jae-Yun: Beş dakika içinde dönerim.
Abim giderken kadın saçlarımı nemlendirdi. Yanıma gelen bedene aynadan baktım.
Lisa: Lavi... Konuşabilir miyiz?
Lavinya: Hayır.
Jennie: Ama gerçekten konuşmak istiyoruz. Lütfen~
Lavinya: Bir daha sizinle konuşmak istediğimi düşünmüyorum.
Rosé: Hepsi benim suçum. Lavi Namjoon sana her şeyi anlatacaktı ama-
Oturduğum yerden kalktığımda kuaför geriye adım attı. Kızlara göz gezdirdim. Gözlerim tekrar dolarken gülümsedim.
Lavinya: Arkadaşız sanmıştım... Nasıl yaparsınız bunu? Ne kadar kötü bir şey farkında mısınız? Ne kadar kırıldım bir gecede biliyor musunuz? Sadece bir kaç saat uyuabildim... Rahat bir uyku uyuyamadım... Bunun hesabını verebilir misiniz? Namjoon verebilir mi bunun hesabını? Lütfen tek dileğim benden uzak durmanız... Lütfen...
Jisoo: Nasıl istersen... Ama Namjoon'u dinle olur mu?
DEVAMI ALT YORUMDA
DEVAMI
.
Cevap vermeden yerime otururken kuaför kadın saçlarımı tarayıp nemlendirdi.
K: Abin çok tatlı bir adammış. Pek de yakışıklı. Sevgilisi falan var mı?
Lavinya: Evli! 4 tane de çocuğu var!
Elbette çocuğu falan yoktu ve evli falan da değildi abim ama bu kadına abimi kaptırmaya niyetim yoktu.
K: Ne? Abin kaç yaşında?
Lavinya: 35!
Abim sadece 25 yaşındaydı elbette. Ama bu kadın için yaş pek ifade etmiyordu galiba. Kadın soru sormayı kestiğinde rahatladım. Saçlarımı kesmeye başladığında içeri gelen bedenle bir nebze rahatladım. Abim kolayı açıp bana verdi ve elindeki mor pipeti kolanin ağız kısmına koydu.
K: Evli olduğuna çok şaşırdım. Çok da genç duruyorsun. Vay canına...
Jae-Yun: Bana mi dediniz?
Lavinya: Abi evlisin ve dört çocuğun var ya! 35 yaşındasın. Eh yaslandın tabi?
Jae-Yun: Evliyim? Dört tane de çocuğum var ha? Bir de otuz beş yaşındayım? Ne zamandır?
K: Ne?
Jae-Yun: Evet öyle. Lavi!
Abime gülümsediğimde öfkesi uçup gitmişti.
Jae-Yun: Seni bu kadar sevdiğim için şanslısın.
ఌ︎
Kesilmiş olan saçlarıma bakarken alt dudağım titremeye başlamıştı. Akan göz yaşlarımı el çabukluğu ile silerken arkamda beliren abimle yüzümü avuçlarıma gizledim.
Jae-Yun: Saçlarını boyamadan önce kardeşimle biraz konuşsam olur mu? Zor zamanlar geçiriyor da.
K: Tabiki. Tatlım sizler içecek ister misiniz?
Kuaför kadın Rosé ve diğerlerine doğru giderken abim oturuyor olduğum sandalyeyi geriye çevirdi. Önümde dizleri üzerine çöküp dirseklerini dizlerime koyup ellerimi yüzümden çekip gülümsedi bana.
Jae-Yun: Hak etmiyor göz yaşlarını. Ne desem boş eminim ama başka ne yapacağımı bilmiyorum...
Lavinya: Saçlarımı mora boyarken çok heyecanlıydım... Şimdi ise mordan eser yok. Kesme dediği saçlarımı kestirdim. Neden bu kadar acıtıyor?
Jae-Yun: Bu yüzden buradayım ya... Canın acımasın diye. Bak güzelim sana bunu yaptığı için pişman olacak eminim. Zamanı gelecek bunun da. Ağlama daha fazla hm? Şimdi saçlarını mavi yapalım. Ağlamak yok. Sen benim biriciğimsin tamam mı?
Başımı salladığımda ayağa kalktı ve sandalyeyi çevirip aynaya bakmamı sağladı. Göz yaşlarımı silmek istesem bile ağlamadan duramıyordum. Abim iç çekip yanağımı öptü ve kuaför kadına seslendi.
Jae-Yun: Pardon! Acaba benim saçlarımı da mavi yapabilir misiniz?
K: Evet sanırım bunu yapabiliriz.
Lavinya: Ama sen saçlarını bozmaktan nefret edersin.
Jae-Yun: Seni ağlarken görmekten daha çok nefret ediyorum güzel kızım.
Abim yan tarafımda olan koltuğa oturdu ve bana gülümseyip elini uzattı. Uzattığı elini tutup gülümsediğimde bir kahkaha bıraktı.
Jae-Yun: Gül bakalım böyle.
Başımı iki yana salladığımda dil çıkardı çocuk gibi.
ఌ︎
Saçlarımı laciverte boyatmis aralara da açık mavi attırmıştım. Lisa ve diğerleri saçlarımı o şekilde gördüklerinde birbirlerine bakmış ve işleri bitince de sessizce gitmişlerdi. Abim ücreti öderken aynadaki yansımama bakıyordum. Saç aralarımda mor olsun istiyordum, neden? Abim yanımda durup aynadan bana baktı. Onun da saçları açık maviye boyalıydı.
Jae-Yun: Çok güzelsin... Gidelim? Yemek yiyelim hem.
Lavinya: Gidelim...
Abime sıkıca sarıldım.
Lavinya: Geldiğin için teşekkür ederim. Eğer gelmemiş olsan şu an acaba ne halde olurdum?
Jae-Yun: Kız kardeşim beni çağıracak ve ben gelmeyeceğim ha?
Gülüp ona baktığımda yanaklarımı sıktı.
Jae-Yun: Çok güzel büyüdün.
ఌ︎
Abimle öğlen yemeği yerken aniden kalkmış ve hemen geri geleceğini söylemişti. Bir süre sonra elinde bir buket papatya ve küçük bir kutu ile gelmesini beklemiyordum.
Lavinya: Vay canına! Benim için mi aldın?
Jae-Yun: Al bakalım papatyaları.
Buketi elinden alıp kokladım.
Jae-Yun: Bir başkasından görünce hemen umuda kapılma tamam mı? Sana hep buket ve takı alacak bir abiye sahipsin sen.
Elindeki kırmızı kutuyu açtığında gördüğüm tek taş ile gözlerimi ardına kadar açtım.
Jae-Yun: Parasız Kore'ye geleceğimi mi sandın? Annemlerin gönderdiği paralar ve kendi çalıştığım yerden aldığım maaştan biriktiriyordum.
Yüzüğü parmağıma taktığında dudaklarımı büzdüm.
Jae-Yun: Beğenmedin mi? Hemen değiştirip geleyim!
Lavinya: Hayır beğendim. Yine de bütün paranı bana harcıyorsun. Bunu isteyemem.
Yüzüğü çıkaracakken beni durdurdu.
Jae-Yun: O yüzük o elde kalacak. Acıktım. Yemek yiyeceğim.
Karşımdaki yerine oturduğunda gülümsedim.
Jae-Yun: Bak ne diyeceğim sana. Hazır annemler evde değiller, gel seni minik bir tatile çıkalım. Eğlence merkezinde bir hafta ne dersin? Sonra okulun açılacak zaten.
Lavinya; Doğru... Okul... Gideceksin tekrar.
Jae-Yun: Son sınıf öğrencisi olarak özel izin kullanabilirim. Hatta kaydımı bir yıllık dondurma hakkım var onu kullanırım. Bu dönemde seni yalniz bırakmak iyi olmaz.
Lavinya: Annem demişti... Deniz kızı sevdiği denizlerde boğulur diye... Keşke onu dinlemiş olsaydım.
Ağlamamak için bakışlarımı göğe çevirdim ve gözlerimi bir kaç kere kırptım.
Jae-Yun: Güzel kızım benim. Ver elini.
DEVAMI ALT YORUMDA
DEVAMI
.
Abime baktım ve ardından uzatmış olduğu elini tuttum. Telefonunu çıkarıp kamerayı açtı.
Lavinya: Ne yapacaksın?
Jae-Yun: Fotoğrafını çekip Instagram hesabımda paylaşacağım.
Lavinya: Ne? Hayır!
Jae-Yun: Ne? Sus bakalım.
Kamerayı bana çevirdi ve ellerimizi biraz havaya kaldırdı.
Jae-Yun: Pırlanta güzel duruyor. Buketi al ve göğüs hizzana kaldır. Abisinin güzeli yazacağım.
Lavinya: Off çocuk değilim ben.
Jae-Yun: Susar mısın bebeğim? Gülümse bakalım.
O böyle diyince istemsizce güldüm. Fotoğrafı çektikten sonra elimi öpüp bıraktı.
Jae-Yun: Benim gibi bir abin varken ne yapacaksın sevgiliyi be? Eve gidince eşyalarını topla. Eğlence merkezine gideceğiz. Bir hafta otelde kalırız. Prenses gibi zaman geçirirsin.
Lavinya: Bir prenses gibi davranıyorsun zaten bana. Abi, iyi ki varsın.
Jae-Yun: Ağlama döverim seni.
ఌ︎Namjoon
Lisa bir şekilde Lavinya'nın yanındaki abi dediği çocuğun Instagram hesabini bulmuştu. Ama kızlarla bana çocuğun hesabını vermek istemiyorlardı.
Alex: Kızlar! Abartmıyor musunuz? Alt tarafı bir hesap işte gösterin gitsin.
Lisa: Evet alt tarafı bir hesap ama bir sıkıntı var. Yarım saat önce abisi bir fotoğraf paylaşmış.
Taehyung: Yani?
Ryan: Çocuk bir şey paylaşmadan önce size mi soracaktı? Ne bu tepki?
Jisoo: Size söylemediğimiz bir şey var.
Hoseok: Neymiş?
Jungkook: En fazla ne olabilir?
Jimin: Gösterin bakalım bi.
Seokjin: Namjoon bir dur sen önce biz bakalım.
Bizimkiler kalkıp telefona baktıklarında şaşkınlıkla birbirlerine baktılar.
Jennie: İşte bu. Nasıl anlatsak bilemedik.
Rosé: Bizi tersledi. Onunla konuşmak istedik kuaförde ama... Konuşmak istemedi.
Yoongi: Namjoon...
Rosé: Bakmasan daha iyi.
Kaşlarımı merak ve öfkeyle çatıp Lisa'nın elinden sert bir şekilde aldım telefonu...
Lisa: Çocuk Lavinya'nın abisiymiş. Üniversite son sınıf öğrencisi. Fransa'da okuyormuş.
Ekranda gördüğüm kızı başta bir anlığına tanıyamadım ama sonra duraksadim. Açıklamada yazanlara kaydı gözlerim.
"𝚈𝚊𝚛𝚊𝚕𝚊𝚛ｪ𝚗ｪ 𝚜𝚊𝚛𝚖𝚊𝚔 𝚒𝚌̧𝚒𝚗 𝚋𝚞𝚛𝚊𝚍𝚊 𝚘𝚕𝚊𝚌𝚊𝚐̆ｪ𝚖...
𝚂𝚎𝚗 𝚋𝚎𝚗𝚒𝚖 𝚐𝚞̈𝚣𝚎𝚕 𝚔ｪ𝚣ｪ𝚖𝚜ｪ𝚗 𝚟𝚎 𝚔𝚒𝚖𝚜𝚎 𝚜𝚎𝚗𝚒 𝚞̈𝚣𝚎𝚖𝚎𝚣...
𝙷𝚎𝚖 𝚖𝚘𝚛 𝚜𝚊𝚗𝚊 𝚢𝚊𝚔ｪ𝚜̧𝚖𝚊𝚖ｪ𝚜̧𝚝ｪ 𝚑𝚒𝚌̧ 𝚐𝚞̈𝚣𝚎𝚕𝚒𝚖...
𝙷𝚘𝚜̧ 𝚐𝚎𝚕𝚍𝚒𝚗 𝐦𝐨𝐬𝐭 𝐛𝐞𝐚𝐮𝐭𝐢𝐟𝐮𝐥 𝐬𝐡𝐚𝐝𝐞 𝐨𝐟 𝐛𝐥𝐮𝐞 𝙻𝚊𝚟𝚒𝚗𝚢𝚊.
Not: Pırlanta ve çiçekleri de ben aldım teşekkürler."
Maviydi saçları... Kestirmişti o güzel uzun saçlarını. Fotoğrafı inceledim. Elini bir el tutmuştu. Muhtemelen abisinin eliydi. Lavinya'nın, parmağında parlayan pırlantadan daha fazla parlaması normal miydi? Elinde tuttuğu buket papatya ve yüzündeki o gülümseme... Gözleri dolu doluydu ve kırgınlık vardı. Bir fotoğrafta belli olur muydu ki hisler? Oluyormuş demek ki...
Yoongi: Namjoon...
Namjoon: Mavi... Mor yok değil mi her hangi bir kısımda?
Rosé başını iki yana salladığında dolan gözlerimden süzülen yaşları sildim.
Rosé: Çok özür dilerim Namjoon.
Rosé ağlıyorken bakışlarım onu buldu. Ayağa kalktım ve Rosé'ye sarıldım.
Namjoon: Senin bir suçun yoktu...
Rosé: eğer videoyu çekmemiş olsam ya da USB'yi kaybetmemiş olsam böyle olmazdı. Hepsi benim suçum. Hıçkırıklara boğulduğunda geri çıkıp omuzlarını kavradım.
Namjoon: Suçun yok dedim. Bir tek suçlu var o da benim. Her şeyi en başında anlatmış olmam gerekiyordu. Bir anlık sinirle söyledim hepsini. Özür dilerim.
Seokjin: Lavinya ne olacak?
DEVAMI ALT YORUMDA
DEVAMI
.
Namjoon: Bir şekilde ona kendimi açıklamam gerekiyor. Onu kaybetmek istemiyorum.
Yoongi: Namjoon hemen olmaz.
Namjoon: Ne yapacağım o zaman? Saçlarına baksana. Beni sevdiğinde mor olacaktı o saçlar.
Rosé: Bir günde seni sevmekten vazgeçmiş olamaz. Abisi mutlu olsun diye çabalıyor. Bu gün kızlarla gördük onları. Abisi için mutlu davranıyor.
Jennie: Abisi görünce üzülüyor diye bir çok kez kendini durdurdu ağlayacağı zaman.
Jimin: Namjoon o seni seviyor dostum.
Jisoo: Eğer ona kendini açıklamak istiyorsan ona zaman ver.
Jungkook: İkinizin iyiliği için...
Gülüp saçlarımı geriye attırdım ve telefonunu Lisa'ya geri verdim.
Namjoon: "kızım başaramayacaksın aşık olacak kişi sen olacaksın ben değil" dedim o gece kendi kendime. Hayat çok fena ters köşe yaptı bana.
Hoseok: Her şey iyi olacak.
Taehyung: Lavinya eninde sonunda seni dinleyecek zaten. Kafanız dağılsın hm?
Ryan: Şu Renra umarım o süre içinde Lavinya'ya yaklaşmaz. Bunu fırsat bilip Lavinya'nın aklına girebilir. Uzak kalır umarım.
Alex: O Renra denen kız haddini fazla aşıyor.
Lisa: Onunla ufak bir konuşma yapsak? Jen sen gel benimle.
Rosé: Ben de geleceğim!
Jisoo: Ben de!
Kızlar hızlı bir şekilde kapıya giderlerken şaşkınlıkla onlara baktık.
Jimin: Kaba kuvvet yok!
Jennie: Ama kaba söz var~
Seokjin: Ya çocuk musunuz siz!?
Kızlar bizi duymamazlıktan gelip evden çıkarken başımı iki yana salladım. Telefonumu aldım ve onun numarasını bulup mesaj kutusuna girdim.
Namjoon:
Lavi...
Konuşalım mı biraz?
Aşkım çok özür dilerim.
Sesini duymak istiyorum lütfen bak şu mesaja.
Her şeyi sana anlatmak istiyorum.
Lavi lütfen...
Biliyorum inancın bana karşı yoktur ama bir şekilde seninle iletişim kurmak istiyorum.
Sevgilim, sen benim her şeyimsin lütfen.
Ve saçların...
Çok güzel olmuşsun.
Mor da çok güzel olmuştu ama
Ne dediğimi bilmiyorum.
(12:30)
Aşkım neden bakmıyorsun mesaja?
Seokjin kızıyor bana sürekli.
Sana yazmamamı, zaman vermemi söyleyip duruyor bana.
Belki haklı ama ben çok kötü hissediyorum.
Seninle gezdiğimiz o parka gitmek istiyorum ama bana izin vermiyor hiç biri.
Lavi bana iyi gelecek olan sadece seninle olmak şu an.
Seninle el ele olduğumuz yerlere gitmek istiyorum.
Lütfen sevgilim...
(13:56)
Güzelim Seokjin telefonumu almaya çalışıyor.
Sana yazmamı istemiyormuş ikimizin iyiliği içinmiş.
Ben telefonu ona vermek istemiyorum.
Sen yanıt vermesen bile sana yazmak istiyorum.
Sevgilim bir kerecik sesini duysam lütfen...
Bağır bana vur istersen ama beni görmemezlikten gelme lütfen.
Lavi çok özledim seni.
(15:23)
ఌ︎Writer
Lisa kollarını kavuşturmuş Renra'ya bakarken Rosé beklenmedik bir anda Renra'yı ittirmisti.
Rosé: Yaptığın şey hırsızlık!
Renra: Komik! Lavinya'yı kandıran sizlersiniz!
DEVAMI ALT YORUMDA
DEVAMI
.
Lisa: Baksana sen bana! Bir anda ortaya çıkıp iki kişinin hayatını mahvettin farkında mısın? Ve birisi senin yakın arkadasin!
Renra: Evime gelip benimle bu şekilde konuşmanız ne kadar doğru ha? Def olun!
Jisoo: O zaman polisi arasana! Biz de senin hırsızlık yaptığını söyleyelim hm?
Renra: Ben bir şey çalmadım!
Rosé: USB bana ait! Onu benden aldın!
Renra güldüğünde Lisa dudaklarını yalayıp etrafa bakındı. Ardından elinin Renra'nın yaslanıyor olduğu duvara hemen kafasının yanına çarptı.
Lisa: Hayatta üç şeyden nefret ederim Renra. Birincisi aileme zarar verilmesinden. İkinci olarak ailem dediğim insanlara zarar verilmesinden. Sen ikinicisini yaparak hata yaptın. Önceden Namjoon'u aldatarak ona zarar verdin şimdi de sevgilisiyle arasını bozarak. Namjoon, diğerleri ve bu üç kız benim ailem.
Renra: Üçüncüsü ne? Yalan söylemek mi? Muhtemelen öyledir.
Renra böyle diyince Lisa yutkunmuştu.
Renra: Kendi nefret ettiğini kendin yapmadın mi yalan söyleyerek?
Jennie: Baksana sen! Neyine bu özgüven?
Lisa: Ben biliyorum bu özgüven sebebini. Ama sana bir şey diyeyim mi tatlım? Babanın ortaklık yaptığı o büyük şirket kime ait biliyor musun? Benim aileme ait. Tek seferde şirket babanın elinden alınsa ne yaparsın? Bu özgüvenden eser kalmaz o zaman. Bu saatten sonra ne Namjoon'a yaklaş ne de sevgilisine. Aksi halde şirket diyebileceğin bir şey kalmaz elinde.
ఌ︎Lavinya
Gelen mesajları üstten okuduktan sonra önümde duran so-ju şişesini alıp içindeki sıvıdan uzun bir yudum almıştım.
Jae-Yun: Ne oldu güzelim? Kim yazmış?
Lavinya: Namjoon...
Abim telefonu önümden aldığında ne yaptığını sorgulamadim. Gülümsemekle yetindim.
ఌ︎ Namjoon
Mesaja görüldü bilgisi geldiğinde oturduğum yerde dikleştim. Kalbim patlayacak gibi atıyordu.
Lavinya:
Ne var?
Namjoon:
Sadece konuşmak istiyorum güzelim.
Anlatayım her şeyi lütfen.
Lavinya:
Dostum ben Lavinya değilim.
Namjoon:
Ne?
Lavinya:
Abisiyim ben.
Namjoon:
Lavinya nerde?
Telefon neden sende?
Lavinya:
Sana hesap vermek zorunda değilim.
Bu arada yaptığın şeyle gurur duy...
Namjoon:
Telefonu ona verir misin?
Onunla konuşmam gerekiyor.
Lavinya:
Yapamam.
Ağlıyor senin yüzünden.
Tebrik ederim seni.
Lavinya'nın isminin ne anlama geldiğini biliyor musun?
Namjoon:
Bilmiyorum...
Lavinya:
Ölüm Çiçeği'ne verilen isim.
Nasıl başardın bilmiyorum ama
Ölüm Çiçeği senin için ölüyor...
Namjoon:
Çok ağladı mi?
Lavinya:
Keşke seni yumruklayabilsem.
Yazma bir süre.
Anlayışla yaklaşmaya çalışıyorum ki anlayışlı olmama gerek yok aslında seni bulup dövmem gerekiyor şu an.
Yine de kız kardeşim için duruyorum.
Öyle olmasa o yüzünde güzel izler bırakırdım.
Yazma katdesime.
Bırak aklını toplasın.
Namjoon:
Saçlarını senin yüzünden boyadi değil mi?
Lavinya:
:D
E herhalde.
Uzaklaş şimdi.
Bırak kardeşimle vakit geçireyim.
ఌ︎Lavinya
Abimden telefonumh alıp cebime koyduğumda diğer elimdeki şişeyi aldı.
Jae-Yun: Yeter hm? Sarhoş olmanı İstemiyorum.
Lavinya: Acı çekmek istemiyorum. Çok sacma. Onu sevmek istemiyorum.
Beni göğsüne çekip sarıldığında sessizce süzüldü yaşlar gözlerimden.
Jae-Yun: Eve gidelim mi? Duş al kendine gel bi. Sonra hazırlan ve gidelim.
Geriye çekilip ona baktım.
Lavinya: Eğlence merkezine mi?
Jae-Yun: Evet. Sadece ağlama.
DEVAM EDECEK
Most beautiful shade of blue: Mavinin en güzel tonu.
Cooook guzel bi bolumdu ve cok da uzundu 😍 diger bolumu heyecanla bekliyoruuummmm😍 Cok guzel yaziyorsun canim supersin 🤍😘
Teşekkür ederim bebeğim mmuah 💙
Ah bebeğim çok uzun ve çok güzel bir bölümde eline sağlık❤
💙
Çok beğendim ama Renrayı hiç sevmedim umarım kısa sürede hikayeden çıkar,çok güzel olmuş eline emeğine sağlık yeni bölümü sabırsızlıkla bekliyorum(z)
Mmuah 💙
@@fiorenur 💜
OFFFF ELLERİNE SAĞLIK BEBEĞİM VE KRALİÇEM HARİKAAAAA OLMUŞ🖤🤎
TEŞEKKÜR EDERİM MMUAH💙
Cok guzel olmus canim bayagi uzun olmus yüreğine sağlık 💜❄️💜
Teşekkür ederim güzelim 💙
Off bende istiyorum abi ama yok
Neyse harika olmuş ellerine sağlık 💜
💙😌
Ağlattın bizi mutlusun mu? 🥺 Her defasında nasıl bu kadar mükemmel ötesi yazabiliyorsun sen yaaa ❣️❣️
💙💙💙
Ellerine sağlık çok çok güzel olmuş
Teşekkür ederim 💙
Ama ben demiştim o USB yi alacak diye.. Sende tam öyle olmayacak demiştin.. Seni yalancı! Ay harbi ağlattın be gözlerim doldu bayağı.. Ay Lavi affet seni seviyor iştee! Ayh üzülüyorum burda yapma böylee ☹😥💜
Dhskbdsj affetmez ki. nasıl inansın sevdiğine?
Ama abiye eridim ne güzel ilgileniyor kardeşiyle, keşke dedim benim de böyle bir abim olsaydı 🥺💜 tabi bu imkansız bir istem 🤗
Abi gibi olan arkadaşlar>>>>>>>>
@@fiorenur abi gibi olan arkadaşım da yok sanırım 🤗💜
@@gamzehelli350 şey... Bu biraz şans... Sanalda ve realde benim öyle arkadaşlarım var dksndisns
@@fiorenur kesinlikle öyle şans gerçi ya da daha öyle kişilerle henüz karşılaşmamıs olmamdan da kaynaklı olabilir 🤗
@@gamzehelli350 her türlüsü de iyi. İyi geceler dilerim 💙😌
Çok kötü oldu ama umarım her şey tekrar yoluna girer ikilimiz için.. aklımdan geçmişti Renra'nin bir halt yapacağı dost görünümlü düşman resmen.. Ama Lisa ne güzel ayar verdi süperdi cidden.. ellerine sağlık 💜🥰
Mmuah 😌💙
@@fiorenur muahh canım 💜😘
Bir önceki bölümde yazmistim umarım renranin eline geçmez diye neyim ben yaa müneccim falan mı Jajjs
Bskwkshasue
Böyle olacağı belliydi of knj
YB ne zaman gelicek gerçekten çok merak ediyorum devamını
Daha yazmadım bilmiyorum