Seems like the only one who doesn’t see your beauty is the face in the mirror looking back at you. Sen arkaya bakarken diyemeyiz çünkü burda arkaya bakan ne aynaya bakan kişi ne de yansımadaki yüz , hiçbiri arkaya bakmıyor . Ordaki back o anlamda değil kişi bakarken yansımasının ona geri bakmasındaki geri gibi düşünebiliriz . Ayrıca bakarken diyebilmek için bir zaman olması gerekir , örneğin when I was looking at him …… gibi . Bizim cümlemizde fiil zaten looking değil olmak fiili olan “is “ dir . Aynı cümleden bağlaç olmadan iki fiil de olamaz . İki fiilin olmadığını anlarsak looking zaten fiil olsa -ing takısı alıyorsa önünde am / is / Are ya da bunların geçmiş halleri olması lazım gibi gibi , tek başına ing takısı fiil yapmıyor burada . Orada -ing takısı almasının sebebi ise reduction yapılmış kısaltma var sıfat cümleciği kısaltılmış , muhtemelen kısaltılmamış hali ….face in the mirror that looks back at you şeklinde olmalı , aynanın yansımasından sana bakan yüz şeklinde . Tüm cümleye bakarsak , “Güzelliğinin farkında olmayan tek kişi aynanın yansımasından sana bakan yüzünmüş gibi görünüyor “ çok daha doğru olur . Herkes hata yapar , gözünden kaçırabilir . Ben en başta direk bu hatayı görünce bilgilendirmek istedim. İyi günler dilerim
Sanırım sevginin istediğin her şey olduğu doğru çünkü ekstra bir şansmış gibi her şeyi bağışlıyorsun , bunun onda son bulmasını dileyerek ama o seni yağmurda bir hiç gibi terkediyor . I guess it's true that love was all you wanted 'Cause you're givin' it away like it's extra change Hoping it will end up in his pocket But he leaves you out like a penny in the rain Burayı bu şekilde çevirdiğimizde yanlışları bir kenara bırakırsak anlam olarak derinliğini bence yitiriyor . Burası şu şekilde olursa çok daha anlamlı ve doğru olur ; Sanırım sevginin istediğin tek şey olduğu doğru çünkü sevgini fazla para üstüymüş gibi veriyorsun , onun cebinde / onda son bulmasını umarak ama o seni yağmurda bir kuruş gibi terk ediyor . Bence parayı sevgisine karşılık metafor olarak kullanması çok güzel burda . İstediği her şeyin sadece sevgi olması bu yüzden de karşı taraftan sevgi görebilmek için, kendisinin çok daha gereğinden fazla sevgi göstermesi ve onun bunun kıymetini bilmesini beklemesi . Lakin sonunda karşısındakinin onun verdiği onca sevgiyi bir kuruş kadar değersiz görüp bir kenara atması . Ne yazmış , ne güzel yazmış 💕
Bu arada şunu da belirteyim …giving it away like it’s extra change derken ordaki “ extra change “ fazla şansla alakası yok ( extra chance ) olmalıydı öyle olsa . Buradaki change para üstü anlamında . Mesela “keep the change “ dersek bu paranın üstü kalsın demek . Extra change ise atıyorum alışveriş yaptınız 20 TL para üstü almanız lazım ama kasiyer size 25 TL verdi geriye yani size fazla para üstü verdi , vermesi gereğinden daha fazlasını işte bu extra change dir 😇
yine tay yine mukemmellik
Seems like the only one who doesn’t see your beauty is the face in the mirror looking back at you. Sen arkaya bakarken diyemeyiz çünkü burda arkaya bakan ne aynaya bakan kişi ne de yansımadaki yüz , hiçbiri arkaya bakmıyor . Ordaki back o anlamda değil kişi bakarken yansımasının ona geri bakmasındaki geri gibi düşünebiliriz . Ayrıca bakarken diyebilmek için bir zaman olması gerekir , örneğin when I was looking at him …… gibi . Bizim cümlemizde fiil zaten looking değil olmak fiili olan “is “ dir . Aynı cümleden bağlaç olmadan iki fiil de olamaz . İki fiilin olmadığını anlarsak looking zaten fiil olsa -ing takısı alıyorsa önünde am / is / Are ya da bunların geçmiş halleri olması lazım gibi gibi , tek başına ing takısı fiil yapmıyor burada . Orada -ing takısı almasının sebebi ise reduction yapılmış kısaltma var sıfat cümleciği kısaltılmış , muhtemelen kısaltılmamış hali ….face in the mirror that looks back at you şeklinde olmalı , aynanın yansımasından sana bakan yüz şeklinde . Tüm cümleye bakarsak , “Güzelliğinin farkında olmayan tek kişi aynanın yansımasından sana bakan yüzünmüş gibi görünüyor “ çok daha doğru olur .
Herkes hata yapar , gözünden kaçırabilir . Ben en başta direk bu hatayı görünce bilgilendirmek istedim. İyi günler dilerim
💚💚
Sanırım sevginin istediğin her şey olduğu doğru çünkü ekstra bir şansmış gibi her şeyi bağışlıyorsun , bunun onda son bulmasını dileyerek ama o seni yağmurda bir hiç gibi terkediyor .
I guess it's true that love was all you wanted
'Cause you're givin' it away like it's extra change
Hoping it will end up in his pocket
But he leaves you out like a penny in the rain
Burayı bu şekilde çevirdiğimizde yanlışları bir kenara bırakırsak anlam olarak derinliğini bence yitiriyor .
Burası şu şekilde olursa çok daha anlamlı ve doğru olur ;
Sanırım sevginin istediğin tek şey olduğu doğru çünkü sevgini fazla para üstüymüş gibi veriyorsun , onun cebinde / onda son bulmasını umarak ama o seni yağmurda bir kuruş gibi terk ediyor .
Bence parayı sevgisine karşılık metafor olarak kullanması çok güzel burda . İstediği her şeyin sadece sevgi olması bu yüzden de karşı taraftan sevgi görebilmek için, kendisinin çok daha gereğinden fazla sevgi göstermesi ve onun bunun kıymetini bilmesini beklemesi . Lakin sonunda karşısındakinin onun verdiği onca sevgiyi bir kuruş kadar değersiz görüp bir kenara atması .
Ne yazmış , ne güzel yazmış 💕
Bu arada şunu da belirteyim …giving it away like it’s extra change derken ordaki “ extra change “ fazla şansla alakası yok ( extra chance ) olmalıydı öyle olsa . Buradaki change para üstü anlamında . Mesela “keep the change “ dersek bu paranın üstü kalsın demek . Extra change ise atıyorum alışveriş yaptınız 20 TL para üstü almanız lazım ama kasiyer size 25 TL verdi geriye yani size fazla para üstü verdi , vermesi gereğinden daha fazlasını işte bu extra change dir 😇