Ben de tek basima yapacagim isleri tercih ediyorum ama bunun sebebi bence kimse isini dogru durust yapmiyor havzhxbajzbzj. Boyle bir kisilik bozuklugundan habersizdim, bilgiler icin cok tesekkurler 😍💜
Bence bu sorunu azaltmanın temel yolu kendin gibi arkadas kanka bulabilmek böylece birbirine karşılıklı cesaret verebilir ve olaylarin üstüne beraber gidebilirler 20 yaşında İstanbulda yasayan sosyal fobililer varsa arkadas olabiliriz
Erkek arkadaş ım, ona " sevgili " ..."canim" " seni Seviyor um " vs... gibi konuşmamı istemiyor. Sevgi sözcüklerinden rahatsız olan birine nasıl davranmak gerekli .(Cinsel ilişki sırasında bana " seni Seviyor um " diyor) normal konuşmada bu hitapları sevmediğini soyluyur
Ben de benzer durumda olan bir insanım. Gelecek yaz 40 yaşına gireceğim ve uzun süreli bir duygusal ilişki yaşamadım, sadece 3 kısa, yüzyüze görüşme süresi birkaç hafta süren ilişki yaşadım. Birisinde benzer durum bende de vardı. Birincisi, benim açımdan en azından en önemli nokta vakitti. Her ilişki ile ilgili aklımda iyi ve kötü tonla senaryo oluşurdu, ve oluşuyor. Dolayısı ile ilişkiyi adım adım, ilerletmek istiyordum ilişkilerimde. Bu aynı zamanda bir orta yol bulma açısından da gerekiyor. İkincisi, benim açımdan standart sevgi sözlerinin neredeyse hepsi, "canım", "sevgilim", "hayatım" gibi kelimeler itici geliyor. En rahat hissettiğim ilişkiler, ilişkinin standart dramasının olmadığı, bir parça dışarıdan normal gözüken, ama sevginin dolaylı yollardan yapılan ve söylenenlerle gösterildiği ilişkiler. İki şey özellikle beni etkiler, birincisi, yaptığım bir şeyin, aldığım bir şeyin, söylediğim bir sözün bir insanı mutlu ettiğini görmek. Burada da ama ince bir nokta var. Aldığın şey çok güzel demek genellikle bunu göstermez. Senin aldığın kazağı giyeceğim bugün bana çok yakışıyor çok güzel seçmişsin demek mesela çok daha etkilidir. Bana yazdığın yazıda, şu cümledeki şu detay çok hoşuma gitti tarzı bir söz, yazı için teşekkür ederimden daha çok etkiler beni. Şöyle söyleyeyim, geçmişimde yer alan kimi meseleler benim için, "canım", "sevgilim" gibi standart sevgi sözcüklerinin değerini kaybettirdi. Bu bilinçli bir süreç değil, bilinç dışı bir şey. Bu sözleri duyduğumda ben en iyi ihtimalle karşımdaki insan bana karşı kibar olmaya çalışıyor muhtemelen mesajı alıyorum. Kim derse desin ve nasıl derse desin. Üçüncü ve en önemli nokta şu, bir orta nokta bulunmalı. Kaçıngan kişilik bozukluğunun belki en ayırt edici özelliği ilişkinin sorunlu olduğundan korktukları noktada ilişkiden, özellikle bireysel olanlardan kaçmalarıdır. Ben de bu gruptayım. Şöyle bir prensibim var, bir ilişki eğer karşılıklı bir eziyete neden olacaksa hiç olmasın daha iyi. Bunu elbette karşılıklı eziyete neden olma ihtimali düzeyine düşürmek sağlıksız. Ama yine de bir ilişki eğer sizi mutsuz ediyorsa, benim gibi kaçmayacaksanız, sorunla yüzleşin ve çözmeye çalışın. Ki sağlıklı olan aslında o. Eğer "sevgili", "canım", "seni seviyorum" gibi ifadeleri söyleyememek veya size söylenmemesi sizi mutsuz ediyorsa, bunu karşılıklı olarak çözmeye çalışın derim. Bir günde çözülmesini beklemeyin ama karşılıklı olarak çözülmesi için çaba harcayın ve harcanmasını beklerim. Son kertede de bir sorunun ilişki içinde tölere edilip edilemeyeceği sizin ve karşınızdaki insanın kararıdır.
Küçükken babam aşırı sinirliydi. Annemde merhametliydi ama sadece merhametliydi.
Bugün aşırı güvensiz ve tedirginsem, bu yüzden sanırım
Ben de tek basima yapacagim isleri tercih ediyorum ama bunun sebebi bence kimse isini dogru durust yapmiyor havzhxbajzbzj. Boyle bir kisilik bozuklugundan habersizdim, bilgiler icin cok tesekkurler 😍💜
Çözüm olarak ne yapabilirler kaçıngan kişilikten nasıl kurtulunur?
Bence bu sorunu azaltmanın temel yolu kendin gibi arkadas kanka bulabilmek böylece birbirine karşılıklı cesaret verebilir ve olaylarin üstüne beraber gidebilirler 20 yaşında İstanbulda yasayan sosyal fobililer varsa arkadas olabiliriz
Yaşımız yakın ama yaşadığımız yerler çok uzak :(
@@baran5201 valla şans iste
Erkek arkadaş ım, ona " sevgili " ..."canim" " seni Seviyor um " vs... gibi konuşmamı istemiyor. Sevgi sözcüklerinden rahatsız olan birine nasıl davranmak gerekli .(Cinsel ilişki sırasında bana " seni Seviyor um " diyor) normal konuşmada bu hitapları sevmediğini soyluyur
Ben de benzer durumda olan bir insanım. Gelecek yaz 40 yaşına gireceğim ve uzun süreli bir duygusal ilişki yaşamadım, sadece 3 kısa, yüzyüze görüşme süresi birkaç hafta süren ilişki yaşadım. Birisinde benzer durum bende de vardı. Birincisi, benim açımdan en azından en önemli nokta vakitti. Her ilişki ile ilgili aklımda iyi ve kötü tonla senaryo oluşurdu, ve oluşuyor. Dolayısı ile ilişkiyi adım adım, ilerletmek istiyordum ilişkilerimde. Bu aynı zamanda bir orta yol bulma açısından da gerekiyor.
İkincisi, benim açımdan standart sevgi sözlerinin neredeyse hepsi, "canım", "sevgilim", "hayatım" gibi kelimeler itici geliyor. En rahat hissettiğim ilişkiler, ilişkinin standart dramasının olmadığı, bir parça dışarıdan normal gözüken, ama sevginin dolaylı yollardan yapılan ve söylenenlerle gösterildiği ilişkiler. İki şey özellikle beni etkiler, birincisi, yaptığım bir şeyin, aldığım bir şeyin, söylediğim bir sözün bir insanı mutlu ettiğini görmek. Burada da ama ince bir nokta var. Aldığın şey çok güzel demek genellikle bunu göstermez. Senin aldığın kazağı giyeceğim bugün bana çok yakışıyor çok güzel seçmişsin demek mesela çok daha etkilidir. Bana yazdığın yazıda, şu cümledeki şu detay çok hoşuma gitti tarzı bir söz, yazı için teşekkür ederimden daha çok etkiler beni. Şöyle söyleyeyim, geçmişimde yer alan kimi meseleler benim için, "canım", "sevgilim" gibi standart sevgi sözcüklerinin değerini kaybettirdi. Bu bilinçli bir süreç değil, bilinç dışı bir şey. Bu sözleri duyduğumda ben en iyi ihtimalle karşımdaki insan bana karşı kibar olmaya çalışıyor muhtemelen mesajı alıyorum. Kim derse desin ve nasıl derse desin.
Üçüncü ve en önemli nokta şu, bir orta nokta bulunmalı. Kaçıngan kişilik bozukluğunun belki en ayırt edici özelliği ilişkinin sorunlu olduğundan korktukları noktada ilişkiden, özellikle bireysel olanlardan kaçmalarıdır. Ben de bu gruptayım. Şöyle bir prensibim var, bir ilişki eğer karşılıklı bir eziyete neden olacaksa hiç olmasın daha iyi. Bunu elbette karşılıklı eziyete neden olma ihtimali düzeyine düşürmek sağlıksız. Ama yine de bir ilişki eğer sizi mutsuz ediyorsa, benim gibi kaçmayacaksanız, sorunla yüzleşin ve çözmeye çalışın. Ki sağlıklı olan aslında o. Eğer "sevgili", "canım", "seni seviyorum" gibi ifadeleri söyleyememek veya size söylenmemesi sizi mutsuz ediyorsa, bunu karşılıklı olarak çözmeye çalışın derim. Bir günde çözülmesini beklemeyin ama karşılıklı olarak çözülmesi için çaba harcayın ve harcanmasını beklerim. Son kertede de bir sorunun ilişki içinde tölere edilip edilemeyeceği sizin ve karşınızdaki insanın kararıdır.