Siyerin Hikmet ve Felsefesi | Prof. Dr. Tahsin Görgün (5. Ders)

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 18 сен 2024

Комментарии • 11

  • @fatmanursen2034
    @fatmanursen2034 2 года назад +2

    Allah razı olsun

  • @fatmanursen2034
    @fatmanursen2034 2 года назад +3

    Videoları beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayalım kardeşler

  • @gokhant8403
    @gokhant8403 Год назад

    7:25 çok iyi doğru 👏
    Dünyada bir tek yasa kuran veya ülke açan yoktur ki; hayatı Hazreti Muhammed'inki kadar büyük ayrıntılar ve tüm bir gerçeklikle yazılmış olsun.

  • @osman8847
    @osman8847 5 месяцев назад

    Tahsin Görgün Hocamızı daha fazla görmek istiyoruz. Allah razı olsun sizlerden.

  • @user-bo2rb9os8u
    @user-bo2rb9os8u 4 месяца назад

    Allah razı olsun hocam

  • @yasemnceylan878
    @yasemnceylan878 2 года назад

    Allah razı olsun çok önemli bir ders olmuş. Sırayla talebe olarak dinliyorum

  • @aydngurses6619
    @aydngurses6619 5 месяцев назад

    Denizli Buldan‘dan sevgiler Allah razı olsun

  • @mizginn21
    @mizginn21 2 года назад +2

    Felsefe esas itibariyle varlıkla ilgilenir. Haliyle etrafında oluşan veya olan şeylere sorduğu soru “NE” sorusu olacaktır. Hal böyleyken sorumuz “Siyer Nedir?” ile başlayacak ve Siyerin varlık ile ilişkisi bağlamında çeşitlenecektir.
    Hucurat Suresi 7. Ayet bize efendimizin hala bizim aramızda olduğunu ifade eder. Tam bu noktada bir soru daha karşımıza çıkacaktır. “Efendimiz ne anlamda bizim aramızda / nasıl?”
    Birçok batılı yazarın bile hala ifade ettiği şey şudur. Dünya tarihinde efendimizin hayatı kadar teferruatlı bir şekilde hayatı ele alınan başka kimse olmamıştır. Bunu Voltaire, Alois Sprenger vs. tüm batılı şarkiyatçılar ifade eder.
    Bu kadar teferruatlı bir biçimde ele alınan bir hayat manzumesi elbette anlaşılma itibariyle de bize geniş ufuklar açacaktır. Şu soruyu da sormamız icap eder. Siyer tarihte olup biten bir hadise mi yoksa olup bitmeyen hala devam eden bir hadise mi? Hz. Rasulullah’ın ahirette bizi ümmetim olarak bilmesi ve kendinden bilmesi, dolayısıyla bize siyerin tarihte olup biten değil bilakis tarihte olan ancak bitmeyen bir hadiseler toplamı olduğunu ifade eder.
    Peygamberimiz ile aynı hayatı paylaşana sahabe denir. Bu tanımı bugüne kadar genişleterek yorumlamak mümkündür. Dolayısıyla onun ilke ve ahlakını kuşanan her kişi sahabe kıvamını yakalamaya aday kimsedir.
    Acaba siyer sadece Müslümanlar ile alakalı mı yoksa tüm insanlık ile alakalımıdır? İşte bu soruya vereceğimiz cevap bir Alman şair Johann Volfang von Goethe’nin yazdığı Muhammed’in Nağmesi adlı şiirdir.
    Hz. Muhammed’in Nagmesi
    Kayalıklardan fışkıran,
    Su neşe pınanna bakın,
    Bir yıldız çakışı sanki;
    Bulutlar üzerinde
    Yüce ruhlar beslemiş gençliğini,
    Derûnunda koruluktaki kayalıkların.
    Taptaze gençliğiyle,
    Sıyrılıp bulutlardan
    Raks eder gibi iner mermer kayalara
    Haykırır sevincini yine
    Sinesinden asumana.
    Katmış da önüne rengârenk çakılları
    Sürüklüyor dağ geçitlerinden aşağı,
    Ve bir önder azmiyle
    Götürüyor beraberinde,
    Nice kardeş pınarları
    Vadilerden aşağı
    Çiçeklenir geçtiği yerler,
    Ve çimenler
    Soluğuyla yeşerir.
    Lakin eyleyemez onu,
    Ne gölgeli vadiler,
    Ne sevdalı bakışlarla yüze gülerek,
    Dizlerine kapanan çiçekler:
    Basıp ovayı ta içlere kadar ilerler,
    Sonra döne dolana akar gider.
    Yolda oluverir akarsular.
    Ve şimdi gümüş parıltılar içinde
    Girer ovaya,
    Ve onunla parıldar ova,
    Ve ovalardan gelen ırmaklardan
    Ve dağlardan inen derelerden
    Sevinçle bir ses yükselir: Kardeş!
    Kardeş, kardeşlerini de al yanına,
    0 kadim Yaradan’a,
    Kucağını açıp bizi bekleyen
    0 ebedi ummana kavuştur,
    Ah! 0 kollar ki beyhude açılmış,
    Bağrına basmak için hasret çekenleri;
    Zira şu ıssız çölün
    Haris kumları bizi yiyip bitirecek;
    Güneş yukardan kanımızı içecek;
    Bir tümsek engel göle ulaşmamıza!
    Kardeş!
    Al ovalardan bütün kardeşleri,
    Dağlardan bütün kardeşleri al
    Eriştir hepsini yüce Yaradan’a!
    Haydi, gelin hepiniz!­
    Nasıl da coşmakta şevkle;
    Bir nesil ki taşıyor yücelere önderini!
    Parlak zaferlerle ilerlerken,
    Ülkelere ad verir,
    Geçtiği yerlerde şehirler kurulur.
    Durdurulamaz, muttasıl akar köpürerek
    Johann Volfang von Goethe
    18. yy’da aslında birçok batılı aydın Goethe gibi düşünür.
    Siyer-Suret ilişkisi iç yapı ve dış form şeklinde tezahür eder. Kendisini amellerde gösteren ama aslında iç dünyasını yansıtan bir anlayıştır. Hem zahirde hem batında gerçekleşen bir olaydır.
    Siyer; bir hareket tarzı yani bu hareket tarzının fıkha yansıması; dış ilişkiler, uluslar arası ilişkiler şeklinde tezahür etmiştir. Gelenekte varolduğu şeklinde siyeri bu tanımda buluruz.
    Siyer; bilfiil Müslümanların yaşamında sürdürülmüş bir hayat tarzıdır. Varlığını Müslümanların yaşamından alan bir varoluş serüvenidir. Siyer-Sünnet bu ilişkide kendi varlıklarını koruyacaklardır.

  • @umayteg
    @umayteg 3 года назад +1

    54 farz
    14 Zilhicce 1442

  • @ihsandogru4554
    @ihsandogru4554 2 года назад

    Kuran Felsedesi Ne Zaman Gündeme Gelecek?

  • @melahatuslu282
    @melahatuslu282 2 месяца назад

    Allah razı olsun