Rüya Köyü | Çocuk Hikayesi #1

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 7 янв 2025
  • "Rüya Köyü"
    Bir zamanlar, küçük bir kız çocuğu vardı. Bir akşam okuldan eve dönüp yorgun bir şekilde televizyonun karşısına uzandığında, gözleri ağırlaştı. Yavaşça gözlerini kapadı ve sıcacık bir uykuya daldı. Fakat, o uyku… O kadar derindi ki, onu yalnızca bedeni değil, ruhu da başka bir dünyaya götürdü.
    Uykusunda, bir anda farklı bir dünyada buldu kendini. Yumuşacık çimenlerin üzerinde çıplak ayakla yürüyordu. Etrafında dev ağaçlar, rengarenk çiçekler ve mistik bir ışık vardı. Doğanın her bir köşesi, sanki masal kitaplarından fırlamış gibiydi. Her adımda, dünyayı daha derinden hissediyor, etrafındaki güzelliklere hayran kalıyordu.
    Birden, bir grup tavşan belirdi. Tavşanlar, çok uzakta değil, hemen yanındaydılar. Yumuşacık tüyleriyle, sevimliliğiyle etrafını sarmış, ona bakıyorlardı. Gözlerinde bir parıltı, huzurlu bir sıcaklık vardı. Tavşanlar hiç ses etmeden etrafında dolanırken, kız onlara bakarak gülümsedi. Fakat, tavşanlar hiçbir şey söylemiyor, sadece sessizce onun huzurunu paylaşıyorlardı.
    Bir adım daha attığında, büyük bir at yavaşça ona doğru yaklaştı. Atın tüyleri pırıl pırıl parlıyor, gözleri ise derin ve anlamlıydı. Kız, atın yanına gelince, at başını eğdi. Ne söylemek istediği bilinemezdi, ama bakışları, ona bir şeyler anlatıyordu. O an, bir yoldaş gibi, hayvanlarla uyum içinde olduğunu hissetti. Sessizce durup, atın yanında bir süre bekledi.
    Köyün kalbine doğru ilerlerken, yaşlı bir kaplumbağa gördü. Kaplumbağa, büyük bir çınar ağacının altında sakin bir şekilde oturuyordu. Zaman, burada hiç acele etmeden ilerliyordu. Kız, kaplumbağanın yanına oturdu ve bir süre onun derin bakışlarına daldı. Kaplumbağa, ona zamanın hızla akmadığını, sabırla her şeyin yerli yerine oturduğunu hatırlatıyordu. O anda, dünya sadece bu sakin köyden ibaret gibi görünüyordu.
    Bir süre sonra, kız nehrin kenarına doğru yürüdü. Su, berrak ve pırıl pırıl akıyordu. Kırlangıçlar, suyun üzerinden süzülen bir grup halinde, gökyüzünde dans ediyorlardı. Bir kuş, suya yansıyan gökkuşağını izlerken, başka bir grup kuş birbirlerine eşlik ediyordu. Kız, suyun kenarına varıp çıplak ayaklarıyla suyu hissetti. Her damlası ona bir huzur, bir dinginlik getiriyordu. Kırlangıçların sesi, doğanın melodisiyle birleşerek etrafını sarıyordu.
    Zamanla, sabahın ilk ışıkları gökyüzünü aydınlatmaya başladı. Gökkuşağı, tıpkı bir arka plan gibi, bütün köyü aydınlatıyordu. Kız, bu ışıkların altından geçerken, her adımında bir huzur, bir mutluluk buluyordu. Gökyüzü, bembeyaz bulutlarla süslenmişti. Her şey, her an, huzurla doluyordu.
    Fakat, nehir boyunca geçtikçe, küçük kız birdenbire uykusundan uyanmaya başladı. Gözlerini yavaşça açtı, ama hala içindeki huzuru taşıyordu. Rüya köyündeki o güzel hayvanlar, ağaçlar, nehir ve kırlangıçlar, kalbinde bir iz bırakmıştı.
    Ve her gece, uyuduğunda, o masal köyü yeniden bekleyecekti onu. Rüya köyü, hayvanların ve doğanın dilinden daha fazla şeyler öğretecek, ona her zaman huzuru hatırlatacaktı.

Комментарии •