Devamı 4 Çıkan sesi O kadar bitkin ve halsizlik içeriyordu ki Kendime lanet okumuştum binlerce kez. Derin Bir nefes alıp kapı kulpunu indirdiğimde kıyafetlerini çoktan çıkarmış bornozu çoktan giymiş bir şekilde görmüştüm onu. Onunda bakışları beni bulduğunda Elimdeki kıyafetleri gülümseyerek ona uzatmıştım. Ondan Uzak durmayacaktım durmakta istemiyordum. Onu daha fazla kırmak istemiyordum. Hala şaşkındı. Ama kırgındı bunu da biliyordum. Yanına yaklaşıp tam dibinde bittiğimde elimi anlına götürerek ateşini kontrol etmiştim. Az öncekine göre daha iyiydi Düşmüştü şuan. Geri çekildiğimde nefesini tuttuğunu farketmiştim. Elimdeki kıyafetleri eline tutuşturup konuşmuştum boğazımda oluşan yumruya inat. "Bunlar sana olur mu bilmem idare etmeliyiz artık. Kıyafetleri giydikten saçlarını kurut. Sana ilaç alıp mutfakta bekliyor olacağım." Geri çekilip Banyoyunun çıkışına ilerlediğimde Duraksamıştım bana seslenmesiyle. "Arina...Ben...Biz..." "Sonra konuşalım. Şimdi sen daha önemlisin." Kırık bir tebessüm ederek ne tepki vereceğini ne diyeceğini bile beklemeden Çıkmıştım banyodan. Ne diyeceğini gayette iyi biliyordum. Fakat şuan onun sağlığı daha önemliydi benim için. Adımlarımı hızlandırıp Mutfağa gitmiş Dolaptan bir tane ağrı kesici almıştım. Bir bardak su Doldurup masaya bırakmıştım. İki gündür alkolden başka bir şey tüketmediğine emindim. Aç karnına ağrı kesici vermek istemezdim fakat ayakta duramadığı için verecektim. Hiç vakit kaybetmeden Buz dolabına ilerleyip İçerisinden Çorba için gerekli malzemeleri çıkarmaya başlamıştım. Şuan tek isteğim onun sağlığına geri kavuşmasıydı. Ne pahasına olursa olsun. Malzemeleri tezgaha bırakıp buzdolabının kapısını kapatmıştım. İçeriye girmesiyle göz göze gelmiştik. Eliyle nemli saçlarını dağıtırken Bedenimi tamamiyle ona çevirmiştim. "Ağrı kesici ve su." Masaya ilerleyip Ağrı kesici ve suyu alıp ona uzatmıştım. Saçlarındaki eli durduğunda Bakışları önce elimdekileri sonra gözlerimi bulmuştu. Biraz duraksayıp gözlerime donakaldığında Elimdekileri almıştı. Biliyorum şuan Nasıl bu hale geldiğimizi anlamaya çalışıyordu. Elimdeki ağrı kesici hapı ağzına alıp üstüne suyu yudumlamıştı. Suyu yudumladığı sırada Yüzünü buluşturduğunda derin Bir iç çekmiş konuşmuştum suçluluk duygusuyla. "Alkol almaktan boğazını tahriş etmişsin. Sen delirdin mi ya? O yağmurlu havada üşütüp üstüne alkol almışsın. Ölmek mi istiyorsun?" Bardağı masaya bırakıp tekrar dönmüştü bana. "Ben O gün seni üzdüğüm gün öldüm Arina." Demişti kısık bir şekilde. "Ben Delirdim o gün." Diye devam ettiğinde Yaklaşıp elini sıkıca kavramıştım. Şaşkın bakışları birleşmiş elimize gittiğinde Bu sefer konuşan taraf ben olmuştum. "Jeon... Biliyorum ikimizde hatalıyız ve pişmanız. Ve en önemlisi Bir şeylerin farkına vardım artık. Ama şuan çok yorgun ve bitkin gözüküyorsun. Şimdi gidip yatağa uzanıp dinleniyorsun ve ben de o sırada çorbanı yapıyorum. Hadi bakalım." Elini sıkıca kavrayıp yürümeye başladığımda hiçbir şey diyememişti. Uzun koridordan geçip Misafir odasına geldiğimde beni takip etmeye devam ediyordu. Odaya girip elini bırakmadan üstündeki örtüyü çekmiştim. Elini bırakıp beklemeye başladığımda hiçbir şey demeden yatağa uzanmıştı. Örtüyü üzerine örtmüştüm. Yapmasa zorla yaptıracağımı bildiği için ses bile çıkarmıyordu. Yanına yaklaşıp hiç tereddüt etmeden Dudaklarımı alnına bastırıp geri çekilmiştim. "Ateşinde düşmüş. Biraz dinlenip yemek yersen hemen iyileşeceksin." Elimi nemli saçlarında gezdirip geri çekileceğim sırada bileğimi kavramış engellemişti. "Buna o kadar çok ihtiyacım var ki..." Tebessüm etmiş saçlarını okşamaya devam etmiştim. "Dinlenip yemek yemelisin." "Ya sonra...sonra ne olacak ben o duyguları bir daha tatmak istemiyorum." Başımı olumsuz yönde sallamıştım. "Hayır hayır öyle bir şey artık olmayacak Sana söz veriyorum." "Seni..." Demişti yutkunarak. "Seni deliler gibi istiyorum Arina." Gözleri gözlerimde takılı kaldığında Tebessüm ederek saçlarını okşamaya devam etmiştim. Onunda yüzünde minik bir tebessüm oluştuğunda Geri çekilmiştim. "Hadi şimdi uyu çorbanı yapacağım. Sonra konuşacağız." Arkamı dönüp Kapıya doğru ilerlerken yüzümdeki tebessüm daha da büyümüştü. Duygularımız karışılıklı Jungkook... Elimdeki Tepsiyi yavaşça komidine bıraktığımda Gözlerimi Yüzünde gezdirmiştim. Yatağa oturup Elimi uyandırmamaya özen göstererek alnına bastırdığımda Ateşinin tamamiyle düşmüş olması içimi rahatlatmıştı. Elimi yüzünde gezdirmeye devam ettiğimde Yüzüne düşen saçlarını çekmiştim yavaşça. Çok derin Bir uykudaydı uyandırmak istemezdim. ama yemek yemesi gerekiyordu. Yoksa daha çok bitkin düşecekti. Elimi yanağına ilerletip Adını seslenmiştim. "Jungkook?" Hafif yerinde kıpranıp gözlerini yavaşça araladığında elimi yanağından çekmiştim. Hafif doğrulmuştu. Elleriyle gözlerini ovuşturarak boğazını temizlemişti. Bakışları beni bulduğunda tebessüm etmiştim. "Uyandırmak istemezdim ama çorbanı içmelisin ardından da ilaçları." Komidindeki tepsiyi alıp bacaklarına bırakacağım sırada Durdurmuştu beni. "Senin...Senin bana yedirmeni istiyorum." Demişti uyku mahrumu sesiyle.Başımı sallayıp tepsiyi bacaklarıma bırakmıştım. Bedenine biraz daha yaklaşıp Kaşığı elime alıp çorbaya daldırarak bir kaşık aldığımda bakışlarını üzerimde gezdiriyordu. Çorbaya üfleyip Kaşığı ağzına doğru götürdüğümde kaşığı ağzına almış Çorbayı zorlanarak yutmuştu. Dudaklarını yaladığında utanmıştım. "Nasıl olmuş? Beğendin mi?" Demiştim bir kaşık daha alıp ona uzatırken. "Çok güzel olmuş. Elinin değdiği o kadar belli ki." Demişti uzattığım kaşığıda ağzına alırken. Alt dudağımı ısırdığımda Tebessüm etmişti. ...
Devamı 3 "Gidemedim. Yapamadım. Bırakamadım seni. Hayatından Defolup gidemedim. Siktirip gidemedim işte. Ne yaptıysam olmadı." Dudakları titriyordu. Gözlerimden bir damla yaş aktığında Gözlerime Bakarak devam ettirmişti cümlesini. "Sana köpek gibi aşık olduğum için onu da yapamadım. Kendi kendime dedim ki..." Yutkunmuştu. Yutkunmakta bile Zorluk çektiğini fark ettiğimde Nefes almakta zorluk çekmiştim. "Bak siktirip git dedim Seni istemiyor işte dedim." Elini kalbine götürerek işaret ettiğinde devam etmişti ağlamaklı çıkan sesiyle. "Ama Bak burası dinlemedi işte. Burası Bir türlü sözümü dinlemedi. Sakın bana kızma oraya kız ki akıllansın artık." Dolu olan gözlerim Bir bir akarken Onunda dolu olan gözlerinden bir Damla yaş akmıştı. Kendi kendine güldüğünde derin bir iç çekmişti. "Buraya öyle bir kız ki Ne Sana artık aşık olsun ne de senden başkasına aşık olsun." Ağzını yaya yaya konuştuğunda sarhoşluğun verdiği etkiyle Duygu karmaşası yaşıyordu. Titreyen dudaklarımı birbirine bastırıp Daha fazla dayanamayıp yakasından tutarak Kendime çektiğimde Kollarını sıkıca bedenine dolayıp sarılmıştım Büyük bir özlemle. Artık gitmesine izin vermemek istercesine ayrı kalmamak istercesine sarılmıştım bedenine. Başımı boynuna gömüp Alkolün bile etki etmediği kokusunu Derince içime çekmiştim. Onun da kolları belimi bulduğunda sıkıca kavramıştı belimi. Göz yaşlarım şiddetle boynunu ıslatmaya devam ettiğinde Bedenimizi ayırmadan içeriye sokmuştum Kapı büyük bir görültüyle kapanmıştı. Kollarımı her seferinde bedenine daha sıkı sarmak istercesine sarılıyordum. "Bak sen bana sarıldın bende karşılık verdim Sonra bana kızmak yok." Demişi gözyaşlarının arasından gülerken.Konuşacağım sırada bedenindeki sıcaklığı yeni farkettmiştim. Bedeni ateş gibi yanıyordu. Ateşi vardı. Geri çekilip elimle yüzünü kavrayıp ateşini kontrol ettiğim sırada telaşla konuşmuştum. "Ateş gibi yanıyorsun." Baygın gözlerin Bana diktiğinde kıkırdamıştı. "Senin ateşindendir o. Yaktın beni be güzelim." Yüzümde ki tebessüme engel olamamıştım. Yüzü düştüğünde başını boynuma gömüp daha sıkı sarmıştı belimi. Başı boynumda olduğu için boğuk çıkan sesiyle kulaklarımı doldurmuştu. "Çok uykum var. Tam burada Yatmak istiyorum Senin kokunun olduğu bu yerde." Demişti boynuma dahada gömülerek. "Seni o kadar çok düşündüm ki..." Cümlesini uzatarak söylediğinde Alnını alnıma yaslamıştı. "Bak öyle böyle değil Çok düşündüm...Sonra bir çare bulamadım Ve bende gittim deli gibi içtim. İçebildiğim kadar içtim. Delirebileceğim kadar içtim." Demişti sarhoşluğun verdiği etkiyle kahkaha atarak. Bedenini bedenimden uzaklaştırıp Elimden tutarak banyoya ilerlemiştim. Alev Alev yanıyordu ve bu umrunda değildi. Banyoya bedenini zar zor ilerlettiğimde devam ettirmişti cümlesini gülerek. "Barmene dedim ki...Bana Öyle bir sertinden ver ki Unutayım... O da bana dediki istersen zehir iç yinede unutamazsın. Sonra bende dedim ki Ama unutmam lazım yoksa... Yoksa onu düşünmekten kendimi unutacağim Dedim." Tekrar kahkahalara boğulduğunda Bedenini zar zor banyoya sokmuştum. Bu halleri O kadar tatlı geliyordu ki...Kas yığını olan bedenini duşa kabine soktuğumda Başlığı elime almış soğuk suya ayarlamıştım. Hem kendine gelebilmesi için hemde Ateşinin düşmesi için bunu yapmalıydım. "Sonra Saydım baktım ki 5... Yok ya 6 şişe içmişim." Dedi On parmağını açarak. "Delirdin mi sen? Ölseydin ne olacaktı? Hastalanmışsın zaten." Endişeyle kızdığımda Tebessüm etmişti. "Ben zaten senin aşkından deliren, ölen bir adamım." Bakışlarımı kaçırıp birşey dememiş Suyu kıyafetlerine tuttuğumda eliyle engellemeye çalışmıştı. Üşüdüğünü biliyordum fakat bunu yapmam gerekiyordu. Duşa kabine tutunup gözlerini kapattığında suyu saçlarına ilerletmiştim. Yorgundu Ve engelleyemiyordu. Tamamıyla Teslim etmişti kendini. Soğuk suyu bedeninde gezdirdiğimde gözlerim nedensizce yine dolmuştu. Günler önce bu halde olacağımızı söyleseler gülüp geçerdim. Ama nereden bilecektim ki beni bırakıp gittiği gün duygularımın açığa çıkacağını.. Aslında ondan deli gibi hoşlandığımı. Suyu biraz daha bedeninde gezdirmeye devam ettiğim sırada Gözleri kapalı bir şekilde mırıldanmıştı adımı. "Arina.." İsmimin günler sonra dudaklarımdan çıkması buruk bir sevinç doğurmuştu kalbimde. "Hımm?" Bende onun gibi mırıldanmıştım suyu bedenine tutmaya devam ediyorken. "Sana çok aşığım." Boğazımda oluşan yumruyla kalakalmıştım. "Her bir zerrene çok aşığım." Diye devam ettirdiğinde cümlesini yavaş yavaş kendine geldiğini anlamıştım. Daha sakindi şuan. Birşey demeden suyu kapatıp arkamı dönmüştüm. Konuk bornozunu alıp Tekrar önümü ona döndüğümde Kızarmış gözlerini açmış beni süzüyordu. Bakışlarımız kesiştiğinde bornozu ona uzatmıştım. Nasıl bu halde olduğumuzu çözmeye çalışıyordu Bana gönderdiği bakışlardan anlamıştım. Gözlerime bakıp bornozu almaya tereddüt ettiğinde Tebessüm etmiştim gözlerimin dolduğu sırada. Onu çok üzmüştüm belli ki. Bornozu eline bırakıp arkamı dönmüştüm daha fazla yüzüne bakmamak için yoksa Kendimi tutamayıp ağlayacaktım bundan emindim. Banyonun çıkışına ilerlerken konuşmuştum. "Üstündekileri çıkar ve bornozu giy Üstüne birkaç birşey alıp geleceğim." Banyodan tamamen çıkıp adımlarımı Misafirler için olan odaya ilerletmiştim. Dolu dolu olan gözlerim Taşmak için can atıyorlardı adeta. Titreyen dudaklarımı birbirine bastırıp Misafir odasının kapısını açıp içeriye girmiştim. Yandaki dolaba ilerleyip kapağını açtığımdam Bir damla yaş dökülmüştü bile. Benim yüzümden bu haldeydi. Beni sevmeyi Seviyordu Fakat ben ona hep Zarar veriyor gibi hissediyordum. İçerisinden iç çamaşırı ve pijama takımını alıp kapısını kapatmıştım. Gözlerimi silip burnumu çekip onu daha fazla bekletmemek adına çıkışa ilerlemiş Odadan çıkmıştım. Banyoya ilerleyip kapısını tıklatmıştım yavaşça. "Gelebilir miyim?" "Evet..."
Devamı 5 Suyu içip bardağı komidine bıraktığında Gözlerini tekrar gözlerime kenetlemişti. Yatakta iyice oturur pozisyona gelip Konuşmuştu dilini damağında gezdirerek. "Arina Sarhoştum...Ve kendime engel olamayınca burada buldum. Rahatsızlık verdiysem özür dilerim." Demişti mahçup bir şekilde. "İyiki geldin. Yoksa ben dayanamayacaktım ve gelecektim. Telefonlarıma cevap vermediğin için kaç gündür çok merak ettim seni. Çok özür dilerim Jungkook. O gün kendime hakim olamadım. Çok sinirliydim gözüm dönmüştü Ağzımdan ne çıktığını bilmiyordum. Sonradan çok pişman oldum. Tekrardan özür dilerim. Bazı şeylerin farkına o günden sonra vardım. Ve en önemlisi O ettiğimiz kavgadan sonra sana karşı duygularım olduğunu Ve bunu sensiz kaldığım zaman çok daha net Bir şekilde anladım. İki gündür Hep seni düşündüm. Hatta...Beni bırakıp gittiğini bile düşündüm. Ben çok pişmanım. Biliyorum Bir yönden haklıyım Ama Aşkına saygılı olmalıydım. Yemin ederim ki o laflar isteyerek çıkmamıştı ağzımdan." Gözlerim dolduğunda başımı eğmiştim. Bir elini belimde hissettiğimde Bedenimi kendine iyice yaklaştırmıştı. Diğer eliyle çenemi kavradığında Alnını alnıma yaslamıştı. "Hayır hayır. Üzme kendini ve özür de dileme benden. İnkar etmeyeceğim O lafları duyduktan sonra Kendimi çok bok gibi hissettim Çok kırıldım Ve Delirdim. Ama sevgilin olmadığım halde kıskançlık krizine girip duyduklarıma hakim olamadım ve arkadaşına sataştım. Özür dilerim O an onun sana dokunması benim sana dokunamamam...Delirtti beni. Daha sonra olan oldu. zaten geçmiş geçmişte kaldı. Artık düşünme bunları tamam mı? Yarın arkadaşından özür dilemeye gideceğim ve bir daha Sen istemedikçe birşey yapmayacağım." Başımı kaldırıp gözlerine baktığımda dolu gözlerim akmaya başlamıştı bile. Başını olumsuz anlamda sallayıp Yüzümü iki eliyle kavrayıp göz yaşlarımı silmişti. "Şşş Ağlama. Hayır hayır." Diye yüzüme fısıldadığında derin bir nefes alıp burnumu çekmiştim. "Hem ben az yanlış duymadım değil mi? Bana karşı duyguların olduğunu söyledin Değil mi sanki öyle anladım. Umarım doğru anlamışımdır lütfen doğru anlamış olayım." Diye mırıldandığında göz yaşlarım silip tebessüm etmiştim "Doğru anladın. Sana aşık oldum ve ben bunu ayrı kaldığımız da anladım. Sensiz kaldığımda anladım." Demiştim utanarak. Bakışlarım tekrar gözlerini bulduğunda Gülümsemişti. Dudaklarını dudaklarımda hissettiğimde kalbim çıkacak gibi olmuştu. Yüzümü kavradığı iki elini belime indirip beni kaldırarak yatağa uzandırdığında üstümdeki yerini almıştı. Bir elini sıkıca bacağıma sardığında kollarım boynunu bulmuştu Diğer elini yanağıma çıkartıp okşamaya başlamıştı. Nefesimiz kesilene kadar Büyük bir tutkuyla öpmüştü beni. Dudakları dudaklarımda büyük bir aşkla gezinmişti. Nefes nefese çekildiğimizde Alnını alnıma yaslamış derin nefesler alarak aralanmıstı nemli ve sıcak dudakları. "Hiç bir zaman demekten bıkmadığım ve bıkmayacağım gibi Seni çok seviyorum." Dudakları dudaklarımın üzerindeyken konuşmuştum bende nefes nefese. "Bende Öyle Jungkook. Bende seni çok seviyorum. Ve bunu anladığım da korktum geç olmasından korktum." Tebessüm etmişti. "Arina sensiz yapabileceğimi nasıl düşündün? Sana geleceğimi bilmeliydin." Benimde yüzümde tebessüm oluşurken saç diplerini okşamıştım. "Aşk itirafınızı da aldığınıza göre şimdi uyku vakti." Yorgundu ve ben daha fazla yormak istenmiyordum dinlenmesi gerekiyordu. Dudaklarıma büyük bir öpücük bırakıp Birazcık sürünüp başını boyun ve göğüs arama koyduğunda Bedenini tamamiyle üstüme bırakmıştı. Kollarını sıkıca sarıp mırıldanmıştı kısık çıkan sesiyle. "Bu gece böyle uyuyalım. Kokunla doyasıya uyumak istiyorum." Gülümsemiştim o görmese bile. Elimle örtüyü tamamiyle üstüne örtüp Saçlarını okşamaya başlamıştım. Saçlarına öpücükler kondurduğum sırada Tekrar mırıldanmıştı uyku mahrumu sesiyle. "Güzelim... Hatırlıyor musun Sana birşey demiştim." Sesimi çıkarmayıp merakla beklediğimde devam etmişti. "Gör bak Eninde sonunda Kollarıma geleceksin, Peşimden sevgilim diye koştuğun günleri göreceğim. Ama bu seferde ben naz yapacağım. Hatırlatırım sana. Demiştim. Bak şimdi kollarımdasın ve benim sevgilimsin Jeon Jungkook'un sevgilisi. Ama sadece sana naz yapmadım direkt geldim kollarına. Yine yenildim sana." Gülmüştüm. "Yine mi yenildin bana?" Soruyu sorduğumda Konuşmuştu uykuya dalacağının yakın olduğunu belli eden sesiyle. "Evet Herzaman yenildiğim gibi yine yenildim sana." SON
Küçükken benim de deliler gibi aşık olduğum ve peşinden koştuğum bir çocuk vardı . O ne kadar beni istemesede ben onu istiyordum , dedim ya çocuktum istediğimin olucağını sanıyordum . Meğersem yanılmıśım... O beni hep kırdı , aşşağıladı ve küçük düşürdü ama ben ona olan sevgimi hiç azaltmadım . Şu anda ise bazı duygusal aşk şarkıları dinlerken kendimi öyle bir kaptırıyorum ki her an onun o siması gözümün önüne geliyor... Ben küçük halimle çok tatlı kızdım hatta onun söylediklerine dayanırsam ben onun çok hoşuna gidebilecek bir kızmışım ama şöyle birşey var ki ben onun beni her halimle kabul etmesini istediğim için onun en nefret ettiği kız tipine dönüşmüştüm ... Ama bi gün onu ailesiyle "BİR DAHA O PAÇOZ KIZLA GÖRÜŞMİCEKSİN ! ANLADIN MI BENİİİİ !!! " diye bağırınca sanki o kişi benmişim gibi hissetmiştim ve umarımda o kişi benimdir ... ( Deniz eğer beni seviyorsan bana yaz bul beni , seni čok özledim Can tanem 💔💔💔)
🍷JJK ile hayal et | Takıntılı aşığın ile ettiğin büyük kavga sonucu sarhoş olup kapına dayanır| 🍷JJK × Kim Arina 🍷Abone olup Like Atmayı unutmayın! 🍷Bir sonra ki kurgu için Sınır 15 Abone 15 like 🍷Aurora'nın Kaleminden 🍷Keyifli okumalar dilerim ^^ ` Şiddetli yağan yağmuru umursamadan Sinirle kafeden çıktığımda elimdeki Kahve bardağını yere fırlatmıştım. Çantamı iyice kavrayıp Kafeden hızlı adımlarla uzaklaşıyordum. Peşimden Geliyor adımı sesleniyor bağırıp çağırıyordu. Bu zerre umrumda değildi. Artık benim için o diye birisi yoktu. bu saatten sonra Varlığı bitmişti benim için. Sinirle karşıdaki Otobüs durağına ilerlerken Kolumun çekilmesiyle arkamı dönüp bakmıştim. kolumu çekeceğim sırada Daha sıkı kavramış bizi yolun ortasından çekmişti. Kaldırıma çıktığımızda kolumu elinden kurtarmış Sinirle bağırmaya başlamıştım Dışardaki insanları ve delicesine bizi ıslatan yağmuru umursamadan. "SEN NE YAPTIĞINI SANIYORSUN HA?! HANGİ HAKLA BANA KARIŞABİLİYORSUN? YETER ARTIK YETER BIRAK ŞU PEŞİMİ. GİTTİĞİM HER YERDE PEŞİMDESİN REZİL EDİYORSUN BENİ. SEVDİKLERİME ARKADAŞLARIMA. NEDEN BUNU YAPIYORSUN BANA YA?!" Yüzüne haykırdığımda Buruk Bir tebessüm etmişti. Tanrım sen sabır ver bana. Neyin kafasını yaşıyordu bu. Elimdeki çantayı sinirle ıslak zemini umursamadan parke zemine fırlatıp ona yaklaşmıştım. Elimi göğsüne yerleştirip sinirle geriye ittiğimde hafif sendelemiş tebessümüne devam etmişti. "DİLİNİ Mİ YUTTUN BU SEFERDE? YOK ASLINDA NE GÜZEL AZ ÖNCE KONŞUYORDUN. YANIMA GELİNCE DİLİNİ Mİ YUTUYORSUN? SANA DİYORUM CEVAP VERSENE BANA. NE YAPTIĞINI SANIYORSUN SEN?!" Gözlerimi gözlerine dikip bağırmaya devam ettiğimde Göğsündeki elimi eliyle kavramış ıslak tişörtünün üzerinden kalbine bastırmış konuşmuştu Ses tonunu yükselterek. "NE YAPMIŞIM YA BEN? BEN SENİ SEVMEKTEN BAŞKA NE YAPMIŞIM? BEN SANA AŞIK OLMAKTAN BAŞKA NE YAPMIŞIM? SÖYLESENE SEN. SÖYLE BANA BEN SANA HAYVAN GİBİ KÖPEK GİBİ AŞIK OLMAKTAN BAŞKA NE YAPMIŞIM? SEN BENİ HER SEFERİNDE TERSELEYİP REDDETTİĞİN HALDE BEN SANA GELMEKTEN BAŞKA NE YAPMIŞIM? BEN SEN BANA BİR ŞANS VER DİYE, BENİ HERKESİ ALDIĞIN FAKAT BENİ ALMADIĞIN O HAYATINA AL DİYE PEŞİNDE PERVANE OLMAKTAN BAŞKA NE YAPMIŞIM SÖYLESENE BANA?!" Gözleri her bir zerremi ezberlemek ister gibi yüzünde gezinirken Elimin altında olan kalbinin deli gibi çarpması İlk kez bedenimde yoğun bir Duygu doğurmuştu ona karşı. Yağan yağmur Bedenlerimizi sırılsıklam yapmaya devam ettiğinde bir adım daha yaklaşmıştı bana. Kalbinin üzerindeki elimi daha sıkı kavrayıp gözlerini bir saniye olsa bile gözlerimden çekmişti. "Söyle Bana. Söyleki bu Kalbimde artık beni delirtmeyi bıraksın." Biraz öncekine kıyasla Daha sakin çıkmıştı ses tonu. Gözleri gözlerime büyük bir aşkla bakıyordu ama aynı zamanda birazda bitmişlik içeriyordu. Elimi elinden çekip Konuşmuştum ses tonumu sakin ve sabit tutmaya çalışarak. "Sana kaç kez Söylediğim Halde beni dinlemiyorsun ki. SANA DEFALARCA KEZ BANA KARŞI OLAN TAKINTINI BİTİRMENİ PEŞİMİ BIRAKMANI SÖYLEDİM." Ses tonum az önce yaşananlar akımla geldikçe Yükselmeye devam etmişti. Birşey demeden bana bakmaya devam ederken elimi su damlayan saçlarımdan geçirip Sıkıntılı bir nefes vermiş devam ettirmiştim cümlemi. "SANA YAKLAŞMAYA ÇALIŞTIKÇA PİŞMAN EDİYORSUN HER SEFERİNDE BENİ. HATA YAPTIM BUGÜN SENİ O KAFEYE ARKADAŞLARIMLA EĞLENMEYE GÖTÜREREK EN YAKIN ARKADAŞIMI SIRF ELİME DOKUNDUĞU İÇİN ÇOCUĞU DÖVDÜN ÜSTELİK DEMEDİĞİNİ BIRAKMADIN. BENİ TÜM HERKESE REZİL ETTİN. SANA DURMANI SÖYLEDİĞİM HALDE BENİ DİNLEMEYİP DEVAM ETTİN. YARIN ARKADAŞIMIN YÜZÜNE NASIL BAKACAĞIM?! YARIN ONCA YAŞANANDAN SONRA NASIL BAKACAĞIM ARKADAŞIMIN YÜZÜNE!?" Yoldan geçen insanların bakışlarını umursamadan bir kez daha ittirmiştim göğsünü. "İŞTE SEN BUSUN. SEN YAPABİLECEĞİN TEK ŞEY BU ANLIYOR MUSUN? VE BÖYLE DAVRANDIĞIN SÜRECE BU ÇOCUKSU DAVRANIŞLARINI DÜZELTMEDİĞİN SÜRECE SENİNLE DEĞİL BİRLİKTE OLMAK YÜZÜNE BİLE BAKMAYACAĞIM!" Gözleri dolduğunda Benimde gözlerim dolmuştu. Bundan sonra çok pişman olacaktım biliyordum. Şuan öfkeli olduğum için bunlar ağzımdan öfkeyle saçılıyordu. Ve ben biliyordum ona böyle bağırıp aşkını ayaklarım altına aldığım için pişman olacağımı. Ama Bana karşı büyük bir aşk beslemesi Herşeyime Arkadaşlarıma karışabileceği anlamına gelmiyordu. Bu davranışları sergileyebileceği anlamına gelmiyordu. Gözleri gözlerimdeyken Dolmuş olan gözlerinden akan gözyaşı damlası yağan yağmur damlaları karışıp gitmişti bile. "Özür dilerim..." Demişti titreyen sesiyle. Bir damla gözyaşı daha... Ve bir damla daha.. Bir adım uzaklaşıp devam ettirmişti cümlesini kırgınlık ve pişmanlık içeren sesiyle. "Sana aşık olduğum için, Duygularıma hakim olamayıp seni dinlemediğim için, Gününü mahvettiğim için, Arkadaşına seni rezil ettiğim için, Çocuksu olduğum için özür dilerim. Sana karşı olan aşkım adına senden özür dilerim. zaafım olduğun içinde özür dilerim. Duygularıma hakim olamayıp sana aşık olduğum için ise defalarca kez özür dilerim." Benimde göz yaşlarım benden bağımsız akmaya başladığında yüzündeki acı tebessümü gizlemeden devam ettirmişti cümlesini. "Seni Deli gibi kıskanıp kendime hâkim olamadığım için Özür dilerim...Ama Bir daha gününün mahvolmasına izin vermeyeceğim... Çünkü hayatından tamamıyla çıkacağım. istediğin herşeyi yapabilirsin artık. Hayatından Sırf sen mutlu ol diye üzülme diye defolup gideceğim." Pişmanlığım şimdiden kendini belli ettiğinde Ona bir adım atmıştım ki geri çekmişti kendini. "Ağlama... Benim için ağlamana dayanamam ki ben... Lütfen ağlama Kalbime ağrı giriyor." Bu haldeyken bile hala beni düşünmesi Kalbimi param parça etmişti. Şuan deli gibi pişmanlık duyan da bendim. Haklıydım Hemde sonuna kadar. Ama ona böyle yapmamalıydım bana olan aşkını ve takıntısını bildiğim hâlde. "Sana sadece Son kez ve tek birşey soracağım..." Demişti Islanan ellerini umursamadan göz yaşlarını silerken. Sırılsıklamdık. Ve ben üşümeye başlıyordum. Gözleri gözlerime öyle bir bakmıştıki başım dönmüştü. Ona karşı birşeyler hissettiğimi anlamanın verdiği çaresizlik bedenimi ele geçirmişti bile. "Birazcık bile olsa mı beni sevmedin... Birazcık olsa da mı bana acıyıp beni sevmedin?" Demişti Hüzünle. Ona acıdığımı mı düşünüyordu? Duyduklarım karşısında kalbime giren ağrıyla göz yaşlarım ikiye katlanmıştı.Bedenim tirtitremeye başladığında Gülümsemiştim Acı ve buruktu bu gülümseme. Hayal kırıklığı ama yine de pişmanlık içermeyen bir gülümsemeydi bu. "J-jeon... Bunu da nereden çıkardın?" Diyebilmiştim sadece. Şuan ne yapacağımı bilmiyordum. Ne hissettiğimi ne diyeceğimi bilmiyordum.Üstündeki deri ceketi çıkartıp bana yaklaştığında bir damla gözyaşı daha akıtmıstı. Ceketi omuzlarıma bırakacağı sırada aklına birşey gelmiş gibi duraksamıştı olduğu yerde. "Peki Ben anladım anlayacağımı. Tiksinmezsin değil mi?" Dudaklarım titremeye başladığında İşte o an hissettmiştim o duyguyu. Nefret. Kendime karşı büyük bir nefret besliyordum. "J-jeon yapma böyle..." Demiştim titreyen sesimle. Umursamayıp ceketi omuzlarıma sarıp Elini omuzlarımdan çekmeden titrek nefesler vererek aralamıştı dudaklarını. "Ben seni sevmekten hiç bir zaman pişman olmayacağım...Ve sevmeyi de bırakmayacağım." Göz pınarlarım tekrar dolduğunda onunda göz pınarlarından yaşlar süzülmüştü. "Jeon...Ben" Son kez gözlerime bakıp ellerini omuzlarımdan çekmiş yoldan geçen taksiyi durdurmuştu. Kapısını açıp tekrar aralanmıştı dudakları. "Montumu çöpe atarsın...Daha fazla üşütmeden evine git." Soğuk buz gibi çıkıyordu artık sesi. Taksi kapısı açık beklerken zar zor aralamıştım dudaklarımı. "J-jeon Bak... Cidden öyle demek istemedim. Ama Beni çok sinirilendir-" Lafımı bölen Titreyen sesi olmuştu. "Tekrardan özür dilerim herşey için." Bedenimi Arabaya ittirmişti yerden aldığı çantamla birlikte. kapıyı kapattığında sıcak bir gözyaşı damlası daha süzülmüştü soğuk boynumdan aşağıya. Gözlerine son kez baktığımda araba çalışmaya başlamıştı. Camdan dışarıya baktığımda son gördüğüm şey sinirle ayağını çöp kutusuna savurmasıydı.Gözyaşlarım daha da şiddetlendiğinde Burnuma gelen buram buram kokusuyla bu kokuyu içime hapsetmek ister gibi derin bir nefes almıştım. Ona tamda bu zamanda tutulmuş olamazdım değil mi? Dolu gözleri gözlerimin önüne geldiğinde başımı koltuğa yaslayıp iç çekmiştim. Kahretsin! Haksız olsa bile sert davranmamalıydım ona. "Hanımefendi Eviniz?" Gözyaşlarımı silip boğazımı temizlemiştim. "Ah Tabiki." ...
Devamı 2 ... Dairemin kapısına ulaştığımda bir yandan titreyen ve ıslak ellerimde çantamın fermuarını açmaya çalışırken bir yandan da hıçkırarak deli gibi ağlıyordum. Lanet olsun Hayatımda geçirdiğim en bok gibi bir gündü. Sinirle anahtarı çantadan sonunda çıkarabilirmiş kapı deliğine sokmuştum. Kapıyı açıp su damlayan saçlarımı ve kıyafetlerimi umursamadan direkt eve girmiş kapıyı arkamdan kapatmıştım. Kapıyı kapattığım gibi yere çöküp daha sesli hıçkırıklar bırakmam bir olmuştu. Jeon... Jeon Jungkook... Aylardır peşimden gezen takıntılı aşığım... Herşey aylar önce Karşılaştığımız partide başlamıştı. İlk o benimle tanışmak istemişti ve bende kabul etmiştim. O günden sonra telefon numaramı almış bana sık sık mesaj atar ve aramış olurdu. Çok takmazdım. Birkaç ay önce bana açıldığında aramıza biraz mesafe koymak istemiştim. Fakat o ben mesafe koydukça daha çok yakınımda olmaya başlamıştı. Bu durum o kadar ilerlemişti ki her iş çıkışı beni almaya gelir Arkadaşlarıma karışır olmuştu. Takıntı haline getirmişti beni. Bugünde Onunla vakit geçirmek istemiştim ve onu iki arkadaşımla buluşacağımız kafeye çağırmıştım. Jungkook'ta bunu kabul etmişti. Kafedeyken herşey iyi ilerlerken En yakın erkek arkadaşımın elime dokunmasıyla beraber ona küfürler savurmuş ve Dövmüştü...Ne kadar çok haklı olsamda Ona o lafları söylememeliydim. Aşkını ayaklar altına alıp Hemde ona karşı birşeyler Hissetmeye başlamışken Aşkını ayaklar altına alıp ezmemeliydim. Bu yönden pişmandım. Üstümdeki ceketine sinmiş kokusu daha da ağlamama sebep oluyordu. Lanet olası kalbimin şimdi aklı başına gelmişti. Bu itirafı kendime yapacağım aklımın ucundan bile geçmezdi onu kaybetmek istemiyordum. Fakat o bana hayatımdan çıkacağını söylediği aklıma geldiğinde Ağlamam yine hızlanıyordu. Hıçkırıklar eşliğinde çöktüğüm yerden zorlukla doğrulup Lambayı açmıştım. Bu ıslak kıyafetlerle kalıp hasta olmak istemiyordum. Hem rahatlamam için Bir duşta alsam iyi olacaktı. ... Elimdeki Kahve bardağının kulpunu dökmemek adına daha sıkı kavramıştım. Yoksa yorgunluktan dökmemek konusunda kendime güvenmiyordum. Oturma odasına geçip koltuğa oturmadan önce kahve kupasını masaya bırakıp koltuğun üstündeki katlı battaniyeyi Açmış bedenime sarıp koltuğa bağdaş kurarak oturmuştum. Üstümde kışlık sweatshirt olmasına rağmen hala üşüyordum. Kahve kupasına uzanıp kulpunu sıkıca parmaklarım arasına hapsedip Dudaklarıma doğru götürmüştüm. Dumanı üstünde tüten kahveden büyük bir yudum almış kurumuş olan boğazımı ıslatmasına izin vermiştim. Başımı koltuk başlığına yakalayarak gözlerimi kapatmıştım. Derin bir nefes firar etmişti dudaklarım arasından. Eve geleli saatler olmasına rağmen Beynim ve kalbim hâlâ onunla birlikteydi. Yağmur dinmişti. Fakat Hâla onu düşünüyordum. İkimizde fena ıslanmıştık Ve onun hasta olmasından korkuyordum. Gözlerimi açtığımda Karşımdaki telefonuma uzanmıştım ki Açmayacağı düşüncesiyle uzattığım eli geri çekmiştim. Seslice oflamıştım. Şuan çok karışık bir durumdaydım ve ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum Bildiğim Tek birşey vardı O da onu şimdiden deliler gibi özlemiş ve merak etmiştim. Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Ve istesemde şuan evine gidemezdim. Elimdeki Kahveden bir yudum alarak önümdeki sehpaya bırakmıştım. Bağdaş pozisyondan uzanır pozisyona geçmiş Üstümdeki battaniyeye daha çok sığınmıştım. Yatağıma gidemeyecek kadar Yorgun ve halsizdi bedenim. Tek ihtiyacım uyumaktı. Gözlerim yavaş yavaş kapanırken Düşündüğüm şey ona dediğim o cümlelerdi. Pişmanlık içeren cümleler... 2 GÜN SONRA/ AKŞAM SAATLERİNDE Elimdeki çamaşırları tamamiyle katlayarak çamaşır sepetine yerleştirmiştim. Ayaklanıp uzun koridora doğru ilerlerken aklım hala 2 gün önceki yaşananlardaydı. Dediği gibi de yapmıştı. Ne aramış ne de evime gelmişti. Onu defalarca kez aramama rağmen hiçbir şekilde dönüş yapmamıştı telefonlarıma. Göz pınarlarımın tekrar dolduğunu hissettiğimde gözlerimi birkaç kez kırpıştırıp Adımlarımı hızlandırarak odama girmiştim. Lambayı açmadan Dolabıma ilerlemiş kapısını açarak kıyafetlerimi yerleştirmeye başlamıştım. 2 gündür tek düşündüğüm oydu Aklım fikrim hep Jungkook'taydı. Deli gibi merak ediyordum onu. Dediği gibi yapmışmıydı yani? Hayatımdan çıkmış mıydı? Beni öylece bırakıp aşkını gömmüş müydü? Kıyafetler arasından Elime Jungkook'un montu geldiğinde tebessüm etmiştim. Montu Odamdaki vestiyere bırakarak Dolabın kapısını kapatıp odamdan çıkmıştım. Canım yanıyordu fazlasıyla. Banyoya ilerlediğim sırada Aklıma aylar önce söylediği sözler geldiğinde yüzümde acı bir tebessüm oluşmuştu. "Gör bak Eninde sonunda Kollarıma geleceksin, Peşimden sevgilim diye koştuğun günleri göreceğim. Ama bu seferde ben naz yapacağım. Hatırlatırım sana." Gülerek söylediği bu cümle beynimde yankı yaparken gözlerim tekrar dolmuştu. Son 2 günde ne olmuştu bana böyle. Yüzüne bağırıp çağırdığım Bu adam ne aklımdan ne de gönlümden çıkar olmuştu. Sepeti banyoya bırakıp kapısını kapatmıştım ki Çalan kapıyla yerimde duraksamıştım. Hava kararmıştı ve bu saatte kimseyi beklemiyordum. Kapı yavaş yavaş bir çalıp bir dururken Adımlarımı seri tutarak kapıya ilerlemiştim. Kapının tekrar çalmaya başlamısıyla Kapının deliğinden baktığımda gördüğüm sima kalp atışlarımı hızlandırmıştı. Jungkook...? Hiç duraksamadan Kapı kolunu indirip kapıyı açtığımda Burnuma gelen yoğun alkol kokusuyla Yüzümü buruşturmam bir olmuştu. Onunda Baygın bakışları beni bulmuştu. İki elini duvara yaslayıp tutunuyordu. Bedenini süzdüğüm sırada Hâlâ o gün ki kıyafetleri ile olduğunu fark ettiğimde kaşlarım çatılmıştı. Ne yani iki gündür hiç eve gitmemiş miydi? Endişeyle bakışlarımı tekrar yüzüne çıkardığımda Gözlerinin dolu olduğunu farketmiştim. Çok sarhoş olduğu her halinden belli oluyordu. Dudakları kızarmış Saçları dağınıktı. Gözleri şişti Ve bakışları baygındı. Benimde gözlerim dolduğunda derin bir nefes vermiş aralanmıştı kırmızı ve nemli dudakları.
Sınırımızın Dolmasına son 2 Beğeni! Destekleriniz için teşekkür ederim. Yorum yaparak duygu ve düşüncelerinizi belirtirseniz Çok daha mutlu olurum. Sınır dolduktan hemen sonra mini bir seriye başlamayı planlıyorum. Tekrardan teşekkür ederim❤
İnanamıyorumm mükemmeldiiii o kadar ayrıntılı ve güzel yazmışsın ki bir yerde kendimi tutamayıp ağlayacaktım hayatımda okuduğum en güzel hayal et olabilir bayıldımmm🤩 hiç bu kadar ayrıntılı bir şekilde yazan görmemiştim bu hikaye beni benden aldı
Hayal et videoları gerçekten hoşuma gitmezdi ama bunun saçma bir şekilde yapmayan yazdığını yaşatan kişilerle çok farklı oluyor. Çok güzeldi senin gibi aşkları hiçte klişe değil ve insanı meraklandırıyor. Bu çok hoşuma gitti daha iyisini hak ediyorsun umarım başarabilirsin güzelim 😽💗
@@AurorasssJ1 kurgudaki konu da takıntılı, takıntılı konuları da severim, ben genel olarak takıntılıyım galiba Benim birşeyim olanlar ayvayı yedi gdgshsjjxnls
Devamı 4
Çıkan sesi O kadar bitkin ve halsizlik içeriyordu ki Kendime lanet okumuştum binlerce kez. Derin Bir nefes alıp kapı kulpunu indirdiğimde kıyafetlerini çoktan çıkarmış bornozu çoktan giymiş bir şekilde görmüştüm onu. Onunda bakışları beni bulduğunda Elimdeki kıyafetleri gülümseyerek ona uzatmıştım. Ondan Uzak durmayacaktım durmakta istemiyordum. Onu daha fazla kırmak istemiyordum. Hala şaşkındı. Ama kırgındı bunu da biliyordum. Yanına yaklaşıp tam dibinde bittiğimde elimi anlına götürerek ateşini kontrol etmiştim. Az öncekine göre daha iyiydi Düşmüştü şuan. Geri çekildiğimde nefesini tuttuğunu farketmiştim. Elimdeki kıyafetleri eline tutuşturup konuşmuştum boğazımda oluşan yumruya inat.
"Bunlar sana olur mu bilmem idare etmeliyiz artık. Kıyafetleri giydikten saçlarını kurut. Sana ilaç alıp mutfakta bekliyor olacağım."
Geri çekilip Banyoyunun çıkışına ilerlediğimde Duraksamıştım bana seslenmesiyle.
"Arina...Ben...Biz..."
"Sonra konuşalım. Şimdi sen daha önemlisin."
Kırık bir tebessüm ederek ne tepki vereceğini ne diyeceğini bile beklemeden Çıkmıştım banyodan. Ne diyeceğini gayette iyi biliyordum. Fakat şuan onun sağlığı daha önemliydi benim için. Adımlarımı hızlandırıp Mutfağa gitmiş Dolaptan bir tane ağrı kesici almıştım. Bir bardak su Doldurup masaya bırakmıştım. İki gündür alkolden başka bir şey tüketmediğine emindim. Aç karnına ağrı kesici vermek istemezdim fakat ayakta duramadığı için verecektim. Hiç vakit kaybetmeden Buz dolabına ilerleyip İçerisinden Çorba için gerekli malzemeleri çıkarmaya başlamıştım. Şuan tek isteğim onun sağlığına geri kavuşmasıydı. Ne pahasına olursa olsun. Malzemeleri tezgaha bırakıp buzdolabının kapısını kapatmıştım. İçeriye girmesiyle göz göze gelmiştik. Eliyle nemli saçlarını dağıtırken Bedenimi tamamiyle ona çevirmiştim.
"Ağrı kesici ve su."
Masaya ilerleyip Ağrı kesici ve suyu alıp ona uzatmıştım. Saçlarındaki eli durduğunda Bakışları önce elimdekileri sonra gözlerimi bulmuştu. Biraz duraksayıp gözlerime donakaldığında Elimdekileri almıştı. Biliyorum şuan Nasıl bu hale geldiğimizi anlamaya çalışıyordu. Elimdeki ağrı kesici hapı ağzına alıp üstüne suyu yudumlamıştı. Suyu yudumladığı sırada Yüzünü buluşturduğunda derin Bir iç çekmiş konuşmuştum suçluluk duygusuyla.
"Alkol almaktan boğazını tahriş etmişsin. Sen delirdin mi ya? O yağmurlu havada üşütüp üstüne alkol almışsın. Ölmek mi istiyorsun?"
Bardağı masaya bırakıp tekrar dönmüştü bana.
"Ben O gün seni üzdüğüm gün öldüm Arina."
Demişti kısık bir şekilde.
"Ben Delirdim o gün."
Diye devam ettiğinde Yaklaşıp elini sıkıca kavramıştım. Şaşkın bakışları birleşmiş elimize gittiğinde Bu sefer konuşan taraf ben olmuştum.
"Jeon... Biliyorum ikimizde hatalıyız ve pişmanız. Ve en önemlisi Bir şeylerin farkına vardım artık. Ama şuan çok yorgun ve bitkin gözüküyorsun. Şimdi gidip yatağa uzanıp dinleniyorsun ve ben de o sırada çorbanı yapıyorum. Hadi bakalım."
Elini sıkıca kavrayıp yürümeye başladığımda hiçbir şey diyememişti. Uzun koridordan geçip Misafir odasına geldiğimde beni takip etmeye devam ediyordu. Odaya girip elini bırakmadan üstündeki örtüyü çekmiştim. Elini bırakıp beklemeye başladığımda hiçbir şey demeden yatağa uzanmıştı. Örtüyü üzerine örtmüştüm. Yapmasa zorla yaptıracağımı bildiği için ses bile çıkarmıyordu. Yanına yaklaşıp hiç tereddüt etmeden Dudaklarımı alnına bastırıp geri çekilmiştim.
"Ateşinde düşmüş. Biraz dinlenip yemek yersen hemen iyileşeceksin."
Elimi nemli saçlarında gezdirip geri çekileceğim sırada bileğimi kavramış engellemişti.
"Buna o kadar çok ihtiyacım var ki..."
Tebessüm etmiş saçlarını okşamaya devam etmiştim.
"Dinlenip yemek yemelisin."
"Ya sonra...sonra ne olacak ben o duyguları bir daha tatmak istemiyorum."
Başımı olumsuz yönde sallamıştım.
"Hayır hayır öyle bir şey artık olmayacak Sana söz veriyorum."
"Seni..."
Demişti yutkunarak.
"Seni deliler gibi istiyorum Arina."
Gözleri gözlerimde takılı kaldığında Tebessüm ederek saçlarını okşamaya devam etmiştim. Onunda yüzünde minik bir tebessüm oluştuğunda Geri çekilmiştim.
"Hadi şimdi uyu çorbanı yapacağım. Sonra konuşacağız."
Arkamı dönüp Kapıya doğru ilerlerken yüzümdeki tebessüm daha da büyümüştü. Duygularımız karışılıklı Jungkook...
Elimdeki Tepsiyi yavaşça komidine bıraktığımda Gözlerimi Yüzünde gezdirmiştim. Yatağa oturup Elimi uyandırmamaya özen göstererek alnına bastırdığımda Ateşinin tamamiyle düşmüş olması içimi rahatlatmıştı. Elimi yüzünde gezdirmeye devam ettiğimde Yüzüne düşen saçlarını çekmiştim yavaşça. Çok derin Bir uykudaydı uyandırmak istemezdim. ama yemek yemesi gerekiyordu. Yoksa daha çok bitkin düşecekti. Elimi yanağına ilerletip Adını seslenmiştim.
"Jungkook?"
Hafif yerinde kıpranıp gözlerini yavaşça araladığında elimi yanağından çekmiştim. Hafif doğrulmuştu. Elleriyle gözlerini ovuşturarak boğazını temizlemişti. Bakışları beni bulduğunda tebessüm etmiştim.
"Uyandırmak istemezdim ama çorbanı içmelisin ardından da ilaçları."
Komidindeki tepsiyi alıp bacaklarına bırakacağım sırada Durdurmuştu beni.
"Senin...Senin bana yedirmeni istiyorum."
Demişti uyku mahrumu sesiyle.Başımı sallayıp tepsiyi bacaklarıma bırakmıştım. Bedenine biraz daha yaklaşıp Kaşığı elime alıp çorbaya daldırarak bir kaşık aldığımda bakışlarını üzerimde gezdiriyordu. Çorbaya üfleyip Kaşığı ağzına doğru götürdüğümde kaşığı ağzına almış Çorbayı zorlanarak yutmuştu. Dudaklarını yaladığında utanmıştım.
"Nasıl olmuş? Beğendin mi?"
Demiştim bir kaşık daha alıp ona uzatırken.
"Çok güzel olmuş. Elinin değdiği o kadar belli ki."
Demişti uzattığım kaşığıda ağzına alırken. Alt dudağımı ısırdığımda Tebessüm etmişti.
...
Devamı 3
"Gidemedim. Yapamadım. Bırakamadım seni. Hayatından Defolup gidemedim. Siktirip gidemedim işte. Ne yaptıysam olmadı."
Dudakları titriyordu. Gözlerimden bir damla yaş aktığında Gözlerime Bakarak devam ettirmişti cümlesini.
"Sana köpek gibi aşık olduğum için onu da yapamadım. Kendi kendime dedim ki..."
Yutkunmuştu. Yutkunmakta bile Zorluk çektiğini fark ettiğimde Nefes almakta zorluk çekmiştim.
"Bak siktirip git dedim Seni istemiyor işte dedim."
Elini kalbine götürerek işaret ettiğinde devam etmişti ağlamaklı çıkan sesiyle.
"Ama Bak burası dinlemedi işte. Burası Bir türlü sözümü dinlemedi. Sakın bana kızma oraya kız ki akıllansın artık."
Dolu olan gözlerim Bir bir akarken Onunda dolu olan gözlerinden bir Damla yaş akmıştı. Kendi kendine güldüğünde derin bir iç çekmişti.
"Buraya öyle bir kız ki Ne Sana artık aşık olsun ne de senden başkasına aşık olsun."
Ağzını yaya yaya konuştuğunda sarhoşluğun verdiği etkiyle Duygu karmaşası yaşıyordu. Titreyen dudaklarımı birbirine bastırıp Daha fazla dayanamayıp yakasından tutarak Kendime çektiğimde Kollarını sıkıca bedenine dolayıp sarılmıştım Büyük bir özlemle. Artık gitmesine izin vermemek istercesine ayrı kalmamak istercesine sarılmıştım bedenine. Başımı boynuna gömüp Alkolün bile etki etmediği kokusunu Derince içime çekmiştim. Onun da kolları belimi bulduğunda sıkıca kavramıştı belimi. Göz yaşlarım şiddetle boynunu ıslatmaya devam ettiğinde Bedenimizi ayırmadan içeriye sokmuştum Kapı büyük bir görültüyle kapanmıştı. Kollarımı her seferinde bedenine daha sıkı sarmak istercesine sarılıyordum.
"Bak sen bana sarıldın bende karşılık verdim Sonra bana kızmak yok."
Demişi gözyaşlarının arasından gülerken.Konuşacağım sırada bedenindeki sıcaklığı yeni farkettmiştim. Bedeni ateş gibi yanıyordu. Ateşi vardı. Geri çekilip elimle yüzünü kavrayıp ateşini kontrol ettiğim sırada telaşla konuşmuştum.
"Ateş gibi yanıyorsun."
Baygın gözlerin Bana diktiğinde kıkırdamıştı.
"Senin ateşindendir o. Yaktın beni be güzelim."
Yüzümde ki tebessüme engel olamamıştım. Yüzü düştüğünde başını boynuma gömüp daha sıkı sarmıştı belimi. Başı boynumda olduğu için boğuk çıkan sesiyle kulaklarımı doldurmuştu.
"Çok uykum var. Tam burada Yatmak istiyorum Senin kokunun olduğu bu yerde."
Demişti boynuma dahada gömülerek.
"Seni o kadar çok düşündüm ki..."
Cümlesini uzatarak söylediğinde Alnını alnıma yaslamıştı.
"Bak öyle böyle değil Çok düşündüm...Sonra bir çare bulamadım Ve bende gittim deli gibi içtim. İçebildiğim kadar içtim. Delirebileceğim kadar içtim."
Demişti sarhoşluğun verdiği etkiyle kahkaha atarak. Bedenini bedenimden uzaklaştırıp Elimden tutarak banyoya ilerlemiştim. Alev Alev yanıyordu ve bu umrunda değildi. Banyoya bedenini zar zor ilerlettiğimde devam ettirmişti cümlesini gülerek.
"Barmene dedim ki...Bana Öyle bir sertinden ver ki Unutayım... O da bana dediki istersen zehir iç yinede unutamazsın. Sonra bende dedim ki Ama unutmam lazım yoksa... Yoksa onu düşünmekten kendimi unutacağim Dedim."
Tekrar kahkahalara boğulduğunda Bedenini zar zor banyoya sokmuştum. Bu halleri O kadar tatlı geliyordu ki...Kas yığını olan bedenini duşa kabine soktuğumda Başlığı elime almış soğuk suya ayarlamıştım. Hem kendine gelebilmesi için hemde Ateşinin düşmesi için bunu yapmalıydım.
"Sonra Saydım baktım ki 5... Yok ya 6 şişe içmişim."
Dedi On parmağını açarak.
"Delirdin mi sen? Ölseydin ne olacaktı? Hastalanmışsın zaten."
Endişeyle kızdığımda Tebessüm etmişti.
"Ben zaten senin aşkından deliren, ölen bir adamım."
Bakışlarımı kaçırıp birşey dememiş Suyu kıyafetlerine tuttuğumda eliyle engellemeye çalışmıştı. Üşüdüğünü biliyordum fakat bunu yapmam gerekiyordu. Duşa kabine tutunup gözlerini kapattığında suyu saçlarına ilerletmiştim. Yorgundu Ve engelleyemiyordu. Tamamıyla Teslim etmişti kendini. Soğuk suyu bedeninde gezdirdiğimde gözlerim nedensizce yine dolmuştu. Günler önce bu halde olacağımızı söyleseler gülüp geçerdim. Ama nereden bilecektim ki beni bırakıp gittiği gün duygularımın açığa çıkacağını.. Aslında ondan deli gibi hoşlandığımı. Suyu biraz daha bedeninde gezdirmeye devam ettiğim sırada Gözleri kapalı bir şekilde mırıldanmıştı adımı.
"Arina.."
İsmimin günler sonra dudaklarımdan çıkması buruk bir sevinç doğurmuştu kalbimde.
"Hımm?"
Bende onun gibi mırıldanmıştım suyu bedenine tutmaya devam ediyorken.
"Sana çok aşığım."
Boğazımda oluşan yumruyla kalakalmıştım.
"Her bir zerrene çok aşığım."
Diye devam ettirdiğinde cümlesini yavaş yavaş kendine geldiğini anlamıştım. Daha sakindi şuan. Birşey demeden suyu kapatıp arkamı dönmüştüm. Konuk bornozunu alıp Tekrar önümü ona döndüğümde Kızarmış gözlerini açmış beni süzüyordu. Bakışlarımız kesiştiğinde bornozu ona uzatmıştım. Nasıl bu halde olduğumuzu çözmeye çalışıyordu Bana gönderdiği bakışlardan anlamıştım. Gözlerime bakıp bornozu almaya tereddüt ettiğinde Tebessüm etmiştim gözlerimin dolduğu sırada. Onu çok üzmüştüm belli ki. Bornozu eline bırakıp arkamı dönmüştüm daha fazla yüzüne bakmamak için yoksa Kendimi tutamayıp ağlayacaktım bundan emindim. Banyonun çıkışına ilerlerken konuşmuştum.
"Üstündekileri çıkar ve bornozu giy Üstüne birkaç birşey alıp geleceğim."
Banyodan tamamen çıkıp adımlarımı Misafirler için olan odaya ilerletmiştim. Dolu dolu olan gözlerim Taşmak için can atıyorlardı adeta. Titreyen dudaklarımı birbirine bastırıp Misafir odasının kapısını açıp içeriye girmiştim. Yandaki dolaba ilerleyip kapağını açtığımdam Bir damla yaş dökülmüştü bile. Benim yüzümden bu haldeydi. Beni sevmeyi Seviyordu Fakat ben ona hep Zarar veriyor gibi hissediyordum. İçerisinden iç çamaşırı ve pijama takımını alıp kapısını kapatmıştım. Gözlerimi silip burnumu çekip onu daha fazla bekletmemek adına çıkışa ilerlemiş Odadan çıkmıştım. Banyoya ilerleyip kapısını tıklatmıştım yavaşça.
"Gelebilir miyim?"
"Evet..."
Devamı 5
Suyu içip bardağı komidine bıraktığında Gözlerini tekrar gözlerime kenetlemişti. Yatakta iyice oturur pozisyona gelip Konuşmuştu dilini damağında gezdirerek.
"Arina Sarhoştum...Ve kendime engel olamayınca burada buldum. Rahatsızlık verdiysem özür dilerim."
Demişti mahçup bir şekilde.
"İyiki geldin. Yoksa ben dayanamayacaktım ve gelecektim. Telefonlarıma cevap vermediğin için kaç gündür çok merak ettim seni. Çok özür dilerim Jungkook. O gün kendime hakim olamadım. Çok sinirliydim gözüm dönmüştü Ağzımdan ne çıktığını bilmiyordum. Sonradan çok pişman oldum. Tekrardan özür dilerim. Bazı şeylerin farkına o günden sonra vardım. Ve en önemlisi O ettiğimiz kavgadan sonra sana karşı duygularım olduğunu Ve bunu sensiz kaldığım zaman çok daha net Bir şekilde anladım. İki gündür Hep seni düşündüm. Hatta...Beni bırakıp gittiğini bile düşündüm. Ben çok pişmanım. Biliyorum Bir yönden haklıyım Ama Aşkına saygılı olmalıydım. Yemin ederim ki o laflar isteyerek çıkmamıştı ağzımdan."
Gözlerim dolduğunda başımı eğmiştim. Bir elini belimde hissettiğimde Bedenimi kendine iyice yaklaştırmıştı. Diğer eliyle çenemi kavradığında Alnını alnıma yaslamıştı.
"Hayır hayır. Üzme kendini ve özür de dileme benden. İnkar etmeyeceğim O lafları duyduktan sonra Kendimi çok bok gibi hissettim Çok kırıldım Ve Delirdim. Ama sevgilin olmadığım halde kıskançlık krizine girip duyduklarıma hakim olamadım ve arkadaşına sataştım. Özür dilerim O an onun sana dokunması benim sana dokunamamam...Delirtti beni. Daha sonra olan oldu. zaten geçmiş geçmişte kaldı. Artık düşünme bunları tamam mı? Yarın arkadaşından özür dilemeye gideceğim ve bir daha Sen istemedikçe birşey yapmayacağım."
Başımı kaldırıp gözlerine baktığımda dolu gözlerim akmaya başlamıştı bile. Başını olumsuz anlamda sallayıp Yüzümü iki eliyle kavrayıp göz yaşlarımı silmişti.
"Şşş Ağlama. Hayır hayır."
Diye yüzüme fısıldadığında derin bir nefes alıp burnumu çekmiştim.
"Hem ben az yanlış duymadım değil mi? Bana karşı duyguların olduğunu söyledin Değil mi sanki öyle anladım. Umarım doğru anlamışımdır lütfen doğru anlamış olayım."
Diye mırıldandığında göz yaşlarım silip tebessüm etmiştim
"Doğru anladın. Sana aşık oldum ve ben bunu ayrı kaldığımız da anladım. Sensiz kaldığımda anladım."
Demiştim utanarak. Bakışlarım tekrar gözlerini bulduğunda Gülümsemişti. Dudaklarını dudaklarımda hissettiğimde kalbim çıkacak gibi olmuştu. Yüzümü kavradığı iki elini belime indirip beni kaldırarak yatağa uzandırdığında üstümdeki yerini almıştı. Bir elini sıkıca bacağıma sardığında kollarım boynunu bulmuştu Diğer elini yanağıma çıkartıp okşamaya başlamıştı. Nefesimiz kesilene kadar Büyük bir tutkuyla öpmüştü beni. Dudakları dudaklarımda büyük bir aşkla gezinmişti. Nefes nefese çekildiğimizde Alnını alnıma yaslamış derin nefesler alarak aralanmıstı nemli ve sıcak dudakları.
"Hiç bir zaman demekten bıkmadığım ve bıkmayacağım gibi Seni çok seviyorum."
Dudakları dudaklarımın üzerindeyken konuşmuştum bende nefes nefese.
"Bende Öyle Jungkook. Bende seni çok seviyorum. Ve bunu anladığım da korktum geç olmasından korktum."
Tebessüm etmişti.
"Arina sensiz yapabileceğimi nasıl düşündün? Sana geleceğimi bilmeliydin."
Benimde yüzümde tebessüm oluşurken saç diplerini okşamıştım.
"Aşk itirafınızı da aldığınıza göre şimdi uyku vakti."
Yorgundu ve ben daha fazla yormak istenmiyordum dinlenmesi gerekiyordu. Dudaklarıma büyük bir öpücük bırakıp Birazcık sürünüp başını boyun ve göğüs arama koyduğunda Bedenini tamamiyle üstüme bırakmıştı. Kollarını sıkıca sarıp mırıldanmıştı kısık çıkan sesiyle.
"Bu gece böyle uyuyalım. Kokunla doyasıya uyumak istiyorum."
Gülümsemiştim o görmese bile. Elimle örtüyü tamamiyle üstüne örtüp Saçlarını okşamaya başlamıştım. Saçlarına öpücükler kondurduğum sırada Tekrar mırıldanmıştı uyku mahrumu sesiyle.
"Güzelim... Hatırlıyor musun Sana birşey demiştim."
Sesimi çıkarmayıp merakla beklediğimde devam etmişti.
"Gör bak Eninde sonunda Kollarıma geleceksin, Peşimden sevgilim diye koştuğun günleri göreceğim. Ama bu seferde ben naz yapacağım. Hatırlatırım sana. Demiştim. Bak şimdi kollarımdasın ve benim sevgilimsin Jeon Jungkook'un sevgilisi. Ama sadece sana naz yapmadım direkt geldim kollarına. Yine yenildim sana."
Gülmüştüm.
"Yine mi yenildin bana?"
Soruyu sorduğumda Konuşmuştu uykuya dalacağının yakın olduğunu belli eden sesiyle.
"Evet Herzaman yenildiğim gibi yine yenildim sana."
SON
Ayy buda çok iyiii
Küçükken benim de deliler gibi aşık olduğum ve peşinden koştuğum bir çocuk vardı . O ne kadar beni istemesede ben onu istiyordum , dedim ya çocuktum istediğimin olucağını sanıyordum . Meğersem yanılmıśım... O beni hep kırdı , aşşağıladı ve küçük düşürdü ama ben ona olan sevgimi hiç azaltmadım . Şu anda ise bazı duygusal aşk şarkıları dinlerken kendimi öyle bir kaptırıyorum ki her an onun o siması gözümün önüne geliyor... Ben küçük halimle çok tatlı kızdım hatta onun söylediklerine dayanırsam ben onun çok hoşuna gidebilecek bir kızmışım ama şöyle birşey var ki ben onun beni her halimle kabul etmesini istediğim için onun en nefret ettiği kız tipine dönüşmüştüm ... Ama bi gün onu ailesiyle "BİR DAHA O PAÇOZ KIZLA GÖRÜŞMİCEKSİN ! ANLADIN MI BENİİİİ !!! " diye bağırınca sanki o kişi benmişim gibi hissetmiştim ve umarımda o kişi benimdir ...
( Deniz eğer beni seviyorsan bana yaz bul beni , seni čok özledim Can tanem 💔💔💔)
cok iyiii
İlk defa bu kadar mükemmel bir hikaye okudum
🍷JJK ile hayal et | Takıntılı aşığın ile ettiğin büyük kavga sonucu sarhoş olup kapına dayanır|
🍷JJK × Kim Arina
🍷Abone olup Like Atmayı unutmayın!
🍷Bir sonra ki kurgu için Sınır
15 Abone
15 like
🍷Aurora'nın Kaleminden
🍷Keyifli okumalar dilerim ^^
`
Şiddetli yağan yağmuru umursamadan Sinirle kafeden çıktığımda elimdeki Kahve bardağını yere fırlatmıştım. Çantamı iyice kavrayıp Kafeden hızlı adımlarla uzaklaşıyordum. Peşimden Geliyor adımı sesleniyor bağırıp çağırıyordu. Bu zerre umrumda değildi. Artık benim için o diye birisi yoktu. bu saatten sonra Varlığı bitmişti benim için. Sinirle karşıdaki Otobüs durağına ilerlerken Kolumun çekilmesiyle arkamı dönüp bakmıştim. kolumu çekeceğim sırada Daha sıkı kavramış bizi yolun ortasından çekmişti. Kaldırıma çıktığımızda kolumu elinden kurtarmış Sinirle bağırmaya başlamıştım Dışardaki insanları ve delicesine bizi ıslatan yağmuru umursamadan.
"SEN NE YAPTIĞINI SANIYORSUN HA?! HANGİ HAKLA BANA KARIŞABİLİYORSUN? YETER ARTIK YETER BIRAK ŞU PEŞİMİ. GİTTİĞİM HER YERDE PEŞİMDESİN REZİL EDİYORSUN BENİ. SEVDİKLERİME ARKADAŞLARIMA. NEDEN BUNU YAPIYORSUN BANA YA?!"
Yüzüne haykırdığımda Buruk Bir tebessüm etmişti. Tanrım sen sabır ver bana. Neyin kafasını yaşıyordu bu. Elimdeki çantayı sinirle ıslak zemini umursamadan parke zemine fırlatıp ona yaklaşmıştım. Elimi göğsüne yerleştirip sinirle geriye ittiğimde hafif sendelemiş tebessümüne devam etmişti.
"DİLİNİ Mİ YUTTUN BU SEFERDE? YOK ASLINDA NE GÜZEL AZ ÖNCE KONŞUYORDUN. YANIMA GELİNCE DİLİNİ Mİ YUTUYORSUN? SANA DİYORUM CEVAP VERSENE BANA. NE YAPTIĞINI SANIYORSUN SEN?!"
Gözlerimi gözlerine dikip bağırmaya devam ettiğimde Göğsündeki elimi eliyle kavramış ıslak tişörtünün üzerinden kalbine bastırmış konuşmuştu Ses tonunu yükselterek.
"NE YAPMIŞIM YA BEN? BEN SENİ SEVMEKTEN BAŞKA NE YAPMIŞIM? BEN SANA AŞIK OLMAKTAN BAŞKA NE YAPMIŞIM? SÖYLESENE SEN. SÖYLE BANA BEN SANA HAYVAN GİBİ KÖPEK GİBİ AŞIK OLMAKTAN BAŞKA NE YAPMIŞIM? SEN BENİ HER SEFERİNDE TERSELEYİP REDDETTİĞİN HALDE BEN SANA GELMEKTEN BAŞKA NE YAPMIŞIM? BEN SEN BANA BİR ŞANS VER DİYE, BENİ HERKESİ ALDIĞIN FAKAT BENİ ALMADIĞIN O HAYATINA AL DİYE PEŞİNDE PERVANE OLMAKTAN BAŞKA NE YAPMIŞIM SÖYLESENE BANA?!"
Gözleri her bir zerremi ezberlemek ister gibi yüzünde gezinirken Elimin altında olan kalbinin deli gibi çarpması İlk kez bedenimde yoğun bir Duygu doğurmuştu ona karşı. Yağan yağmur Bedenlerimizi sırılsıklam yapmaya devam ettiğinde bir adım daha yaklaşmıştı bana. Kalbinin üzerindeki elimi daha sıkı kavrayıp gözlerini bir saniye olsa bile gözlerimden çekmişti.
"Söyle Bana. Söyleki bu Kalbimde artık beni delirtmeyi bıraksın."
Biraz öncekine kıyasla Daha sakin çıkmıştı ses tonu. Gözleri gözlerime büyük bir aşkla bakıyordu ama aynı zamanda birazda bitmişlik içeriyordu. Elimi elinden çekip Konuşmuştum ses tonumu sakin ve sabit tutmaya çalışarak.
"Sana kaç kez Söylediğim Halde beni dinlemiyorsun ki. SANA DEFALARCA KEZ BANA KARŞI OLAN TAKINTINI BİTİRMENİ PEŞİMİ BIRAKMANI SÖYLEDİM."
Ses tonum az önce yaşananlar akımla geldikçe Yükselmeye devam etmişti. Birşey demeden bana bakmaya devam ederken elimi su damlayan saçlarımdan geçirip Sıkıntılı bir nefes vermiş devam ettirmiştim cümlemi.
"SANA YAKLAŞMAYA ÇALIŞTIKÇA PİŞMAN EDİYORSUN HER SEFERİNDE BENİ. HATA YAPTIM BUGÜN SENİ O KAFEYE ARKADAŞLARIMLA EĞLENMEYE GÖTÜREREK EN YAKIN ARKADAŞIMI SIRF ELİME DOKUNDUĞU İÇİN ÇOCUĞU DÖVDÜN ÜSTELİK DEMEDİĞİNİ BIRAKMADIN. BENİ TÜM HERKESE REZİL ETTİN. SANA DURMANI SÖYLEDİĞİM HALDE BENİ DİNLEMEYİP DEVAM ETTİN. YARIN ARKADAŞIMIN YÜZÜNE NASIL BAKACAĞIM?! YARIN ONCA YAŞANANDAN SONRA NASIL BAKACAĞIM ARKADAŞIMIN YÜZÜNE!?"
Yoldan geçen insanların bakışlarını umursamadan bir kez daha ittirmiştim göğsünü.
"İŞTE SEN BUSUN. SEN YAPABİLECEĞİN TEK ŞEY BU ANLIYOR MUSUN? VE BÖYLE DAVRANDIĞIN SÜRECE BU ÇOCUKSU DAVRANIŞLARINI DÜZELTMEDİĞİN SÜRECE SENİNLE DEĞİL BİRLİKTE OLMAK YÜZÜNE BİLE BAKMAYACAĞIM!"
Gözleri dolduğunda Benimde gözlerim dolmuştu. Bundan sonra çok pişman olacaktım biliyordum. Şuan öfkeli olduğum için bunlar ağzımdan öfkeyle saçılıyordu. Ve ben biliyordum ona böyle bağırıp aşkını ayaklarım altına aldığım için pişman olacağımı. Ama Bana karşı büyük bir aşk beslemesi Herşeyime Arkadaşlarıma karışabileceği anlamına gelmiyordu. Bu davranışları sergileyebileceği anlamına gelmiyordu. Gözleri gözlerimdeyken Dolmuş olan gözlerinden akan gözyaşı damlası yağan yağmur damlaları karışıp gitmişti bile.
"Özür dilerim..."
Demişti titreyen sesiyle.
Bir damla gözyaşı daha...
Ve bir damla daha..
Bir adım uzaklaşıp devam ettirmişti cümlesini kırgınlık ve pişmanlık içeren sesiyle.
"Sana aşık olduğum için, Duygularıma hakim olamayıp seni dinlemediğim için, Gününü mahvettiğim için, Arkadaşına seni rezil ettiğim için, Çocuksu olduğum için özür dilerim. Sana karşı olan aşkım adına senden özür dilerim. zaafım olduğun içinde özür dilerim. Duygularıma hakim olamayıp sana aşık olduğum için ise defalarca kez özür dilerim."
Benimde göz yaşlarım benden bağımsız akmaya başladığında yüzündeki acı tebessümü gizlemeden devam ettirmişti cümlesini.
"Seni Deli gibi kıskanıp kendime hâkim olamadığım için Özür dilerim...Ama Bir daha gününün mahvolmasına izin vermeyeceğim... Çünkü hayatından tamamıyla çıkacağım. istediğin herşeyi yapabilirsin artık. Hayatından Sırf sen mutlu ol diye üzülme diye defolup gideceğim."
Pişmanlığım şimdiden kendini belli ettiğinde Ona bir adım atmıştım ki geri çekmişti kendini.
"Ağlama... Benim için ağlamana dayanamam ki ben... Lütfen ağlama Kalbime ağrı giriyor."
Bu haldeyken bile hala beni düşünmesi Kalbimi param parça etmişti. Şuan deli gibi pişmanlık duyan da bendim. Haklıydım Hemde sonuna kadar. Ama ona böyle yapmamalıydım bana olan aşkını ve takıntısını bildiğim hâlde.
"Sana sadece Son kez ve tek birşey soracağım..."
Demişti Islanan ellerini umursamadan göz yaşlarını silerken. Sırılsıklamdık. Ve ben üşümeye başlıyordum. Gözleri gözlerime öyle bir bakmıştıki başım dönmüştü. Ona karşı birşeyler hissettiğimi anlamanın verdiği çaresizlik bedenimi ele geçirmişti bile.
"Birazcık bile olsa mı beni sevmedin... Birazcık olsa da mı bana acıyıp beni sevmedin?"
Demişti Hüzünle. Ona acıdığımı mı düşünüyordu? Duyduklarım karşısında kalbime giren ağrıyla göz yaşlarım ikiye katlanmıştı.Bedenim tirtitremeye başladığında Gülümsemiştim Acı ve buruktu bu gülümseme. Hayal kırıklığı ama yine de pişmanlık içermeyen bir gülümsemeydi bu.
"J-jeon... Bunu da nereden çıkardın?"
Diyebilmiştim sadece. Şuan ne yapacağımı bilmiyordum. Ne hissettiğimi ne diyeceğimi bilmiyordum.Üstündeki deri ceketi çıkartıp bana yaklaştığında bir damla gözyaşı daha akıtmıstı. Ceketi omuzlarıma bırakacağı sırada aklına birşey gelmiş gibi duraksamıştı olduğu yerde.
"Peki Ben anladım anlayacağımı. Tiksinmezsin değil mi?"
Dudaklarım titremeye başladığında İşte o an hissettmiştim o duyguyu. Nefret. Kendime karşı büyük bir nefret besliyordum.
"J-jeon yapma böyle..."
Demiştim titreyen sesimle. Umursamayıp ceketi omuzlarıma sarıp Elini omuzlarımdan çekmeden titrek nefesler vererek aralamıştı dudaklarını.
"Ben seni sevmekten hiç bir zaman pişman olmayacağım...Ve sevmeyi de bırakmayacağım."
Göz pınarlarım tekrar dolduğunda onunda göz pınarlarından yaşlar süzülmüştü.
"Jeon...Ben"
Son kez gözlerime bakıp ellerini omuzlarımdan çekmiş yoldan geçen taksiyi durdurmuştu. Kapısını açıp tekrar aralanmıştı dudakları.
"Montumu çöpe atarsın...Daha fazla üşütmeden evine git."
Soğuk buz gibi çıkıyordu artık sesi. Taksi kapısı açık beklerken zar zor aralamıştım dudaklarımı.
"J-jeon Bak... Cidden öyle demek istemedim. Ama Beni çok sinirilendir-"
Lafımı bölen Titreyen sesi olmuştu.
"Tekrardan özür dilerim herşey için."
Bedenimi Arabaya ittirmişti yerden aldığı çantamla birlikte. kapıyı kapattığında sıcak bir gözyaşı damlası daha süzülmüştü soğuk boynumdan aşağıya. Gözlerine son kez baktığımda araba çalışmaya başlamıştı. Camdan dışarıya baktığımda son gördüğüm şey sinirle ayağını çöp kutusuna savurmasıydı.Gözyaşlarım daha da şiddetlendiğinde Burnuma gelen buram buram kokusuyla bu kokuyu içime hapsetmek ister gibi derin bir nefes almıştım. Ona tamda bu zamanda tutulmuş olamazdım değil mi? Dolu gözleri gözlerimin önüne geldiğinde başımı koltuğa yaslayıp iç çekmiştim. Kahretsin! Haksız olsa bile sert davranmamalıydım ona.
"Hanımefendi Eviniz?"
Gözyaşlarımı silip boğazımı temizlemiştim.
"Ah Tabiki."
...
😅
❤❤❤❤❤❤❤
Devamı 2
...
Dairemin kapısına ulaştığımda bir yandan titreyen ve ıslak ellerimde çantamın fermuarını açmaya çalışırken bir yandan da hıçkırarak deli gibi ağlıyordum. Lanet olsun Hayatımda geçirdiğim en bok gibi bir gündü. Sinirle anahtarı çantadan sonunda çıkarabilirmiş kapı deliğine sokmuştum. Kapıyı açıp su damlayan saçlarımı ve kıyafetlerimi umursamadan direkt eve girmiş kapıyı arkamdan kapatmıştım. Kapıyı kapattığım gibi yere çöküp daha sesli hıçkırıklar bırakmam bir olmuştu.
Jeon...
Jeon Jungkook...
Aylardır peşimden gezen takıntılı aşığım...
Herşey aylar önce Karşılaştığımız partide başlamıştı. İlk o benimle tanışmak istemişti ve bende kabul etmiştim. O günden sonra telefon numaramı almış bana sık sık mesaj atar ve aramış olurdu. Çok takmazdım. Birkaç ay önce bana açıldığında aramıza biraz mesafe koymak istemiştim. Fakat o ben mesafe koydukça daha çok yakınımda olmaya başlamıştı. Bu durum o kadar ilerlemişti ki her iş çıkışı beni almaya gelir Arkadaşlarıma karışır olmuştu. Takıntı haline getirmişti beni. Bugünde Onunla vakit geçirmek istemiştim ve onu iki arkadaşımla buluşacağımız kafeye çağırmıştım. Jungkook'ta bunu kabul etmişti. Kafedeyken herşey iyi ilerlerken En yakın erkek arkadaşımın elime dokunmasıyla beraber ona küfürler savurmuş ve Dövmüştü...Ne kadar çok haklı olsamda Ona o lafları söylememeliydim. Aşkını ayaklar altına alıp Hemde ona karşı birşeyler Hissetmeye başlamışken Aşkını ayaklar altına alıp ezmemeliydim. Bu yönden pişmandım. Üstümdeki ceketine sinmiş kokusu daha da ağlamama sebep oluyordu. Lanet olası kalbimin şimdi aklı başına gelmişti. Bu itirafı kendime yapacağım aklımın ucundan bile geçmezdi onu kaybetmek istemiyordum. Fakat o bana hayatımdan çıkacağını söylediği aklıma geldiğinde Ağlamam yine hızlanıyordu. Hıçkırıklar eşliğinde çöktüğüm yerden zorlukla doğrulup Lambayı açmıştım. Bu ıslak kıyafetlerle kalıp hasta olmak istemiyordum. Hem rahatlamam için Bir duşta alsam iyi olacaktı.
...
Elimdeki Kahve bardağının kulpunu dökmemek adına daha sıkı kavramıştım. Yoksa yorgunluktan dökmemek konusunda kendime güvenmiyordum. Oturma odasına geçip koltuğa oturmadan önce kahve kupasını masaya bırakıp koltuğun üstündeki katlı battaniyeyi Açmış bedenime sarıp koltuğa bağdaş kurarak oturmuştum. Üstümde kışlık sweatshirt olmasına rağmen hala üşüyordum. Kahve kupasına uzanıp kulpunu sıkıca parmaklarım arasına hapsedip Dudaklarıma doğru götürmüştüm. Dumanı üstünde tüten kahveden büyük bir yudum almış kurumuş olan boğazımı ıslatmasına izin vermiştim. Başımı koltuk başlığına yakalayarak gözlerimi kapatmıştım. Derin bir nefes firar etmişti dudaklarım arasından. Eve geleli saatler olmasına rağmen Beynim ve kalbim hâlâ onunla birlikteydi. Yağmur dinmişti. Fakat Hâla onu düşünüyordum. İkimizde fena ıslanmıştık Ve onun hasta olmasından korkuyordum. Gözlerimi açtığımda Karşımdaki telefonuma uzanmıştım ki Açmayacağı düşüncesiyle uzattığım eli geri çekmiştim. Seslice oflamıştım. Şuan çok karışık bir durumdaydım ve ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum Bildiğim Tek birşey vardı O da onu şimdiden deliler gibi özlemiş ve merak etmiştim. Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Ve istesemde şuan evine gidemezdim. Elimdeki Kahveden bir yudum alarak önümdeki sehpaya bırakmıştım. Bağdaş pozisyondan uzanır pozisyona geçmiş Üstümdeki battaniyeye daha çok sığınmıştım. Yatağıma gidemeyecek kadar Yorgun ve halsizdi bedenim. Tek ihtiyacım uyumaktı. Gözlerim yavaş yavaş kapanırken Düşündüğüm şey ona dediğim o cümlelerdi. Pişmanlık içeren cümleler...
2 GÜN SONRA/ AKŞAM SAATLERİNDE
Elimdeki çamaşırları tamamiyle katlayarak çamaşır sepetine yerleştirmiştim. Ayaklanıp uzun koridora doğru ilerlerken aklım hala 2 gün önceki yaşananlardaydı. Dediği gibi de yapmıştı. Ne aramış ne de evime gelmişti. Onu defalarca kez aramama rağmen hiçbir şekilde dönüş yapmamıştı telefonlarıma. Göz pınarlarımın tekrar dolduğunu hissettiğimde gözlerimi birkaç kez kırpıştırıp Adımlarımı hızlandırarak odama girmiştim. Lambayı açmadan Dolabıma ilerlemiş kapısını açarak kıyafetlerimi yerleştirmeye başlamıştım. 2 gündür tek düşündüğüm oydu Aklım fikrim hep Jungkook'taydı. Deli gibi merak ediyordum onu. Dediği gibi yapmışmıydı yani? Hayatımdan çıkmış mıydı? Beni öylece bırakıp aşkını gömmüş müydü? Kıyafetler arasından Elime Jungkook'un montu geldiğinde tebessüm etmiştim. Montu Odamdaki vestiyere bırakarak Dolabın kapısını kapatıp odamdan çıkmıştım. Canım yanıyordu fazlasıyla. Banyoya ilerlediğim sırada Aklıma aylar önce söylediği sözler geldiğinde yüzümde acı bir tebessüm oluşmuştu.
"Gör bak Eninde sonunda Kollarıma geleceksin, Peşimden sevgilim diye koştuğun günleri göreceğim. Ama bu seferde ben naz yapacağım. Hatırlatırım sana."
Gülerek söylediği bu cümle beynimde yankı yaparken gözlerim tekrar dolmuştu. Son 2 günde ne olmuştu bana böyle. Yüzüne bağırıp çağırdığım Bu adam ne aklımdan ne de gönlümden çıkar olmuştu. Sepeti banyoya bırakıp kapısını kapatmıştım ki Çalan kapıyla yerimde duraksamıştım. Hava kararmıştı ve bu saatte kimseyi beklemiyordum. Kapı yavaş yavaş bir çalıp bir dururken Adımlarımı seri tutarak kapıya ilerlemiştim. Kapının tekrar çalmaya başlamısıyla Kapının deliğinden baktığımda gördüğüm sima kalp atışlarımı hızlandırmıştı. Jungkook...? Hiç duraksamadan Kapı kolunu indirip kapıyı açtığımda Burnuma gelen yoğun alkol kokusuyla Yüzümü buruşturmam bir olmuştu. Onunda Baygın bakışları beni bulmuştu. İki elini duvara yaslayıp tutunuyordu. Bedenini süzdüğüm sırada Hâlâ o gün ki kıyafetleri ile olduğunu fark ettiğimde kaşlarım çatılmıştı. Ne yani iki gündür hiç eve gitmemiş miydi? Endişeyle bakışlarımı tekrar yüzüne çıkardığımda Gözlerinin dolu olduğunu farketmiştim. Çok sarhoş olduğu her halinden belli oluyordu. Dudakları kızarmış Saçları dağınıktı. Gözleri şişti Ve bakışları baygındı. Benimde gözlerim dolduğunda derin bir nefes vermiş aralanmıştı kırmızı ve nemli dudakları.
Bu hikayeyi bıkmadan tekrar tekrar okuyorum böyle hikayeler daha fazla yapar mısın lütfennn aşırı sarıyor❤😊
Aşkı gercekten hissettirdi...
Ellerine sağlık. Daha fazla video gelsin lutfen
Ben az once ne okudum? Çok özel bir şaheser resmen. Jungkook un aşkı o kadar güzelki çok etkilendimmm.
Sağol bebeğim
Sınırımızın Dolmasına son 2 Beğeni!
Destekleriniz için teşekkür ederim.
Yorum yaparak duygu ve düşüncelerinizi belirtirseniz Çok daha mutlu olurum.
Sınır dolduktan hemen sonra mini bir seriye başlamayı planlıyorum.
Tekrardan teşekkür ederim❤
Oha ama yaa bu kadar da olmaz yaa nasıl detaylar lan bunlar yazarlar yazmıyor bu kadar güzel off muqdüü❤
İnanamıyorumm mükemmeldiiii o kadar ayrıntılı ve güzel yazmışsın ki bir yerde kendimi tutamayıp ağlayacaktım hayatımda okuduğum en güzel hayal et olabilir bayıldımmm🤩 hiç bu kadar ayrıntılı bir şekilde yazan görmemiştim bu hikaye beni benden aldı
Çoook tatlıydı , mutsuz son olacak sandım başta tatlıya bağlanmasına sevindim
Teşekkür ederim ❤
Kötü sonlara gelemiyorum kiii
Oluşan sıkıntı nedeniyle birkaç kez yükleyip silmek zorunda kaldım. eksiklik varsa belirtin Bebişler.
Şimdi sıra bunda😉
@@AysnVliyeva-cg1dv 😽
ay devam 1 yokk
@@Stau_Jeongguk buldun mu
Offf niye ağladım ben bu kadar yaaa 🥺 ellerine sağlık gerçekten harika olmuş 🎀
Teşekkür ederimmm beğenmene sevindimm ❤
En sevdigim hikayeyi tekrar okumaya, tekrar aglamaya geldim🤚🏻
Bu çocukların aşkları gerçekte de çok güzel olacak yaa valla hiç şüphem yok bundan.. ellerine sağlık 💜
Hayal et videoları gerçekten hoşuma gitmezdi ama bunun saçma bir şekilde yapmayan yazdığını yaşatan kişilerle çok farklı oluyor. Çok güzeldi senin gibi aşkları hiçte klişe değil ve insanı meraklandırıyor. Bu çok hoşuma gitti daha iyisini hak ediyorsun umarım başarabilirsin güzelim 😽💗
Çok teşekkür ederim Umarım ki.
Beğenmene sevındımmm
@@AurorasssJ1 Rica ederim 🎀🎀
YA SEN DELİ MİSİN BE BU NEEEEE YUMUŞ YUMUŞ OLDUMM HARİKA BİR ŞEY BUUUU ELLERİNE SAĞLIKKK
Mükemmel olmuş. Ellerine sağlık, hikayeye aşık olacaktım az kalsın fjfjfjfjf
Sağol bebeğim
Uzun zamandır böyle bir hikaye okumadım mükemmel olmuş ❤❤🥹🥹
Teşekkür ederimm
Yazar olmalısın cidden yavaş yavaş o yolda yürümeye başlamışsın 🫂
Ağlamaktan harab oldum bune yaa böyle hikaye mi olur yaa😭
Mükemmeldi söyleyecek söz bulamıyorum 🎉🎉💜💜
Çok güzeldi, biraz ağladım ama değerr🤧
Çok güzel olmuş ellerine sağlık 🥹❤️
ayayayay benim guzelim yazarda guzel olmazmii cok guzel olmus balamm
Ellerine Sağlık olsunnn çokkkkkk amaa çokkkk güzelll ve mükemmellll❤️🩹❤️🔥🦋
Sağol bebeğim
Çok iyi olmuşş
Yine okuyacağım işte ama bu sefer kendimi jungkookun yerine koyarak😭
@@evrem2189 kız sen harbi takıntılısın bu kurguya wondoejdidd
@@AurorasssJ1 kurgudaki konu da takıntılı, takıntılı konuları da severim, ben genel olarak takıntılıyım galiba
Benim birşeyim olanlar ayvayı yedi gdgshsjjxnls
@@AurorasssJ1 hem senin kanalına ilk yorum yaptığım kurgu da bu çok değerli çookkkk
@@evrem2189 Oajdidjdjdjd
Anladim
HARİKA OLMUS
Teşekkür ederimmmm
Zirlayarak okudum.
:D
Çokkkkk güzel yazıyorsun. Bayıldım. Mükemmel O kadar çok iyi yazıyorsun ki beni ağlatıyorsun.❤❤❤❤ 🥰😍💖🎀
Teşekkür ederim güzelim
@@AurorasssJ1 💖🎀💝
Cokselll olmus ellerine saglikk❤️🩵
Teşekkür ederim