Louis-Ferdinand Céline a Meudon 1959 parte 1 sub ita
HTML-код
- Опубликовано: 18 мар 2011
- Céline risponde alle domande di Louis Pauwels
nel 1959 per la trasmissione "En francais dans le texte"
poi mai andata in onda.
Traduzione: Andrea Lombardi
Sottotitoli: Thomas Gianardi
per
www.louisferdinandceline.com
quando sono veramente furioso, torno a cercare i maestri. grazie.
Il + grande scrittore francese in assoluto.
Un Genio cristallino, spirito libero come le sue creature, che aveva per amici...
Thank you Celine, we miss you !
Grazie!!! Ecco quando youtube è fonte di miracoli!
Céline è un miracolo
Ormis toujours le cautionnement , d'un certain nombre de personnes honnètes armées de bon sens et de reconnaissance à l'encontre de l'oeuvre de Céline , il faut etre également admiratif de sa Femme , d 'avoir su soutenir un tel génie , sans quoi je suis à peu près certain que cet homme n'aurait pu aboutir son oeuvre . Aujourd'hui ce serait beaucoup plus difficile qu'un tel écrivain renaisse ,que ce soit en matière de littérature , d'art, de cinéma , en un mot, s'affiliant à la grandeur de l'humanité , car il se trouve que ce type de Femme a totalement disparue aujourd'hui. Les hommes de talents existent toujours , mais ne sont plus soutenu moralement. Ils perdent leurs forces et leurs substances de se battre contre une solitude dévastatrice......................
*Hormis *honnêtes *être *disparu *à se battre
❤
Grazie veramente per questo video e questa traduzione.
A vederlo viene voglia di andare a prenderlo ma non c’è più e questo mi angoscia perché non c’è da nessun altra parte al mondo uno come lui...
Il genio nelle prime parole. E a seguire.
Passionnant, merci de tout coeur !
milioni di uomini e donne nascono e muoiono ogni giorno, inutilmente.
ma non lui che, è vero, è un miracolo.
qualcuno a cui si dovrebbe desiderare poter assomigliare
Emozione pura
Ilprimo genio dopo Shakespeare.Io ho scritto la sua biografia-1200 pagine, per Mursia e saggi su di lui per Solfanelli-e ho vissuto con lui una vita oltre le righe,inimmaginabile!
Ancora nessuno ti ha ringraziato per aver uppato questo video!?
Bene, lo faccio io ringraziandoti di questa essenziale intervista per comprendere il genio di Céline.
Salve, pourriez-vous m'éclairer quant à la réputation de Céline en Italie ? Bonne journée à vous !
@@SilverSF2 in two words: genius and fascist.
@@SilverSF2 la réputation d'un génie de la litérature, mon ami
on s'en fou très bien de toutes ces conneries politiques, il y a beaucoup de celiniens comme Andrea Lombardi et des autres qui défendent son oeuvre... c'est dès annèes 60 aves l'introduction de Carlo Bo, critique littéraire et francophile, à la nouvelle -à l'époque- édition de Mort à crédit qui Céline est entré de droit dans la literature qui compte, aussi dans la culture italienne où le Parti Comuniste était souverain, comme il l'était depuis la 2nd Guerre Mondiale. Je crois c'est la meme reputation que vous avez de l'homme en France, meme si cette "politically correct culture" comme on l'appelle dans les Etats Unis travaille contre hommes de l'histoire de Céline, mais l'amour pour son oeuvre est trop forte et présent, Céline ne morira jamais.
@@SilverSF2 J'èspere que je vous aie donné un compte exhaustif
Un très grand écrivain
CELINE UNO GRANDE grazie PER il video
mille grazie per i sottotitoli...da tempo li attendevo..! grazie ancora!
fascinant personnage
Ti voglio bene Celine, grazie di tutto
grazie mille anche da parte mia!
Génial Céline, même quand il parle de lui.
Caro il mio Ferdinando cosa potresti dire di questo mondo....goditi la pace.....
Grazie per questo video
Grazie di cuore.
Effettivamente qui era leggermente esaurito. Un genio unico. Uno stile assurdo ,efficace ,perfetto.... Hanno scoperto degli inediti.di Celine
Incredibile, si parla di oltre 690fogli .
grazie 1000!!! :)
grazie !!!
Per favore ricaricate anche la seconda parte dell'intervista sottotitolata in italiano che non so per quale ragione è stata rimossa. Grazie
Che soggetto ! Di questa mescola Ne nasce uno ogni 50 anni
É come stare in Morte a Credito...
Signori, ecco a voi...la Scrittura!
le plus grand écrivain du 20ème siècle, et davantage ...
Grazie Matteo, correggeremo alla prima occasione! "Mea Culpa" ;-) per gli errori!
Andrea Lombardi
Ci sono un po' di errori di traduzione ma nel complesso è molto buono, complimenti.
È un altro grande della letteratura francese fu Drieu La Rochelle, peccato che non vi siano interviste su di lui.
quel drôle de personnage
raph je t aime
Si vede che passava tutto il giorno a lavorare... Parla come scrive
tra realtà e sardonismo, Celine sapeva come trattare la sua immagine.
"j ai eu douze patrons, treize misères...
Lacloche et pas lacoste et Vagner pas vakerner dans les traductions, il me semble que c'était un bijoutier.
Louis-Ferdinand Céline’in Meudon’daki evinin önüne geldiğimizde, ilk gördüğümüz bu tabela, Louis-Ferdinand Céline'in eşi Lucette Almanzor'a ait. Onunla birçok zorluklardan geçti. Biliyor ki, bir dahi ile yaşamak ‘oldukça’ zor. Çalılıkların arasında kaybolmuş, işte Doktor Destouches’un tabelası. Louis-Ferdinand Céline’in ismi aslında, ‘’Destouches’’tur. O bir doktor. Yoksulların doktoru. Her gün, öfkeyle dolu ve sefalet içinde. İşte burada. Bu gerçek yoldaşlar, melez ve kızgın köpekler. Her birine ‘’benim küçük babam’’ diye sesleniyor, büyük bir şefkatle. En yakın dostu, bu papağan. Sohbetimiz sırasında sesler duyacaksınız. Çünkü Céline gerçekten de öfkeli havlamalar arasında yaşıyor, çalışıyor ve hayal kuruyor, aynı zamanda bu ironik kuşun ıslıklarını dinliyor. Aynı zamanda danışma odası da olan ofisi, zemin katta bulunuyor. Oldukça ilginç bir danışma odası. Sabahtan akşama kadar, bu masada yazıyor. Oluşturacağı, iki bin beş yüz sayfalık el yazması bir kitap için; seksen bin sayfa dolduruyor, mandallarla bir araya getiriyor. Pek yemek yemiyor. Su içiyor. Sigara içmiyor. Zar zor uyuyor. Çalışıyor.
Louis-Ferdinand Céline, siz tuhaf bir kişiliksiniz.
+ Evet
- Tutkuları harekete geçiriyorsunuz; gerek eserlerinizle, gerek fikirlerinizle, gerek tavırlarınızla. Sık sık yanlış anlaşıldığınızı söylüyorsun.
Bu, insanların sizi daha iyi anlaması için iyi bir fırsat.
Kendinizi tek kelime ile tanımlamanız gerekse, ne söylerdiniz?
+ Eh, şöyle ki, diğerlerinden daha çok çalışıyorum, gerisi hiç. Tam olarak böyle düşünüyorum. Tamamen anlaşmazlık içinde olduğumuz sorular. Bunlar reklamcılığın suçları.
Çünkü reklamcılık yapan modern dünyanın dehşetidir. Bu nedenle, önemli olanın yalnızca nesne olduğunu bilerek alçakgönüllülüğün taraftarı olacağım. Önünüzde bir cihaz var.
Umuyorum muhteşemdir, ama her şeyden öte, bunu yapan adam ilk başta can sıkıntısı çekti, belki boynuzlanmıştı, belki pedofiliydi, belki keldi*, belki çiftcinsliydi, belki de boğazı ağrıyordu. Hiçbir şey bilmiyorum! Ama cihazı işe yarıyor. Kanıt. değil mi? Beni ilgilendiren bu cihaz. Bunu yapan adam beni ilgilendirmiyor. Diğer görüş canımı sıkıyor.
-Bunca özelliğinizin yanında Parisli bir askerdiniz. Ses tonunuz, davranışlarınız, tepkileriniz, aynı zamanda aksanınız da Parise özgü. Belki biraz da banliyöden kaynaklıdır. Nerede doğdunuz?
+Courbevoie Seine’de doğdum. Com du Vin. 27 Mayıs 1894’te.
-Peki uzun bir süre mi kaldınız?
+10 sene.
-10 sene mi?
+10 sene, evet. 10 sene. Tabii bana öyle söylediler, çünkü sonuçta 2 yaşındayken belirgin anılarımız yoktur.
-Aileniz ne iş yapıyordu?
+Ailem… Annem modacıydı, dantel yapıyordu. Ama Courbevoie’da işler yürümüyordu. Bu yüzden dükkanını kapatmak zorunda kaldı. Bu yüzden ayrıldı, mağaza görevlisi olarak annesinin yanına gitti, Provence Sokağı’na.
-Ya babanız?
+Babam yazışma memuruydu. Çünkü diplomalıydı, babam. Ve bununla birlikte babamın edebi zevkleri vardı. Mürekkep yalamış bir adamdı. La Fayette Sokağı’ndaki Phoenix İtfaiye Servisi’nde yazı memuruydu.
-Peki Courbevoie Sokağı’nda nerelere gittiniz?
+Passage Choiseul’a gittim. O zaman Passage Choiseul daha güzeldi. Çok gaz lambası vardı. Akşam saat 4’ten itibaren çalışmaya başlayan 360 gaz lambası vardı. Tüm o sokak lambaları çalışırken gazın içindeydik. Bir gaz zilinin altında büyüdüm. İşte böyle.
-O zamanlar çok tatlı, sevecen bir çocuk muydunuz? Ya da…
+Tatlı ya da sevecen olmak konusunda bir şansım yoktu. Tokatla büyümüştüm. Çünkü tokat gerekliydi. Çünkü, o zamanlar öyleydi. Tokatlarla büyüdük. Ve sonra, ‘’Sessiz ol!’’, ‘’Sen bir serserisin!’’ vb.
-Annenizi seviyor muydunuz?
+Bu soruyu kendime hiç sormadım. Her şey bir anda geçti. Herkes boğazının derdindeydi. Değil mi? Bir şeyi hatırlıyorum: Akşamları pencereyi aydınlatan tek bir gaz lambası vardı çünkü bir diğeri dolu değildi. Bu yüzden iki lambadan birinde yaşıyorduk, diğeri bomboştu.
Yani böyle sorular sorulmazdı. Karmaşık olmayan sorular soruyorduk. Değil mi? Mideye indirecek bir şey bulma endişesindeydik.
Ah! bir şey daha hatırlıyorum. Şöyle ki, evimizde erişte yapıyorduk. Peki niye erişte yapıyorduk? Çünkü erişte bulabildiğimiz tek yiyecekti. Ve kokusuz pişebilen tek yemekti. Çünkü danteller, özellikle eski olanlar kokuları tutar. Bu yüzden, koku korkusuyla yaşadım. Bu nedenle et, balık ya da herhangi bir şey söz konusu değildi. Erişte! Erişte!
Yani annem, zavallı kadın, bir merdivenimiz vardı. Değil mi?
-Sakattı- Katlara çıkabilmek için.. Tirbuşon gibi böyle. Olabildiğince az çıkmak için ve bulaşık çıkartmamak için erişteyi az yağlı yiyorduk, çok az.
-Passage Choiseul’da çokça doğa manzaraları var mıdır?
+Hiç yok.
-Doğa, gökyüzü ve temiz hava hakkında çok az şey bilen Paris’ten küçük bir çocuk. Doğayı nasıl öğrendiniz?
+ Mezarlıkta. Büyükannem öldüğünde mezarını görmek için. Mezarlıkta. Ve sonra, Square Louvois'de, çünkü orası benim okulumdu. Sonra…
-Okulunuz yakın mıydı?
+ Square Louvois’da.
-Dersleriniz nasıldı? Ne tarz çalışmalar yaptınız?
+ Diplomamı alıncaya kadar okudum, üniversiteyi bitirdim.
-Anne ve babanız sizi hangi mesleğe yönlendiriyordu?
+ Annemin arzusu, bir mağazanın satış müdürü olmamdan yanaydı. onun için daha prestijli bir şey yoktu. Babama gelince, sefalet olduğunu düşündüğü için okula gitmemi istemiyordu. Açıkça görebiliyordu çünkü o da bu durumdaydı.
-Doktor olmayı size ne düşündürdü?
+ Ah! Benim doktor olmaya duyduğum hayranlık.
Doktorları harika buluyordum.
+ Küçükken yazar olmanın önemli olduğunu düşünüyor muydunuz?
- Ah! hiç öyle düşünmüyordum! Bunu saçma buluyordum. Önemsiz bir şey gibi görünüyordu. Neden? Birçoğundan sadece biri olurdum. bu bana olağan dışı geliyor. Babam bu işi ciddi buluyordu.
+Devlet sınavını ne zaman geçtiniz?
- Devlet sınavının bir parçasını savaştan önce geçtim, beni çağırmalarından hemen önce. 1912'de. Ama sonra 1918'e kadar diplomamı alamadım.
+Ancak bu sertifikanızı beklediğiniz süre içerisinde başka sınavınız yok muydu?
-Kendi kendimi eğittim. Elimdeki mevcut kaynaklarla.
+O zamanlar ne yapıyordunuz?
- Her yere koşturan bir çocuktum. Kuryeydim ve her yerde çıraktım. Lacoste'daydım, Raymonds'daydım, Vackerner'daydım. Söylendiği gibi, ‘’on iki iş, on üç sefalet…’’
Ben de öyle düşünüyorum ve çok şey yaptım. Çok aktiftim. Kendime yapacak çok iş verdim. Şimdi, şimdi burada bir topalım. Böylece oturuyorum. Değil mi?
tu me manques
Il "merito" va diviso 50 e 50 con Andrea Lombardi del blog lf-celine.blogspot.com che ha fatto la traduzione dal francese...
grazie ancora :)
Esiste ancora?
ma esiste l'intervista integrale sottotitolata in italiano?
0:30
12 lavori, 13 miserie? è così il detto?
pauvre enfance mdr
La seconda parte?
grazie !!!