MESLEKLER // SEN NE DİYON #18 // "SEN NE DİYON KAHVEHANE ADLI PROGRAMA HOŞ GELDİNİZ! "
HTML-код
- Опубликовано: 6 сен 2024
- Orjinal üçlü oturdu meslek tercihlerinizi konuştu. Hayatınızı değiştirecek birbirinden ilginç bilgiler içeren bu videoda hem eğlenecek, hem öğreneceksiniz.
Gelecek hafta için "hayatınızda yediğiniz en büyük kazık neydi?" sorusunun cevabını bekliyoruz. Sizi öpüyoruz! Mck.
---
SEN NE DİYON’un TÜM BÖLÜMLERİNİ İzleyin!: goo.gl/sFFhU3
Geekyapar’a Abone Olun, Yeni Bölümleri Kaçırmayın!: goo.gl/4E9U4I
Geekyapar’ın Sitesini Ziyaret Edin!: goo.gl/J9wdHq
Facebook’ta Bir Like’ınız Varsa, Alırız!: goo.gl/zAzQL6
---
Sen Ne Diyon?; Can Türkdoğan, Ömercan Güldal ve Can Sungur’un sunumuyla, yok efendim konuklarıyla, yok efendim çiçek tanesi yorumuyla her Salı saat 20:00 civarı karşınızda. Siz yorum atıyorsunuz, Geekyapar ekibi muhabbetini çeviriyor.
CS ORTADA OLMAZSA VİDEO GARİP GELİYOR.
Atalay Umut Erel bende bi sorun var diyordum sonunda buldum :D
oda ve ortam değiştiği içinde garip geldi biraz aslında
Aynen pozisyonunuzu değiştirmeyin
Cs kalmadıktan sonra ne anlamı varki be abi.
Videonun ağırlık noktası değiştiği için öyle duruyor
Beni flörtümden ayıran video...
Can Sungur kanaldan ayrıldı ama hala bana kız borcu var
6 ay sonra gelen edit: Hala borcu var
@Maksat Garyagdyyev Aynen o elaman
Keşke tekrar çekseler 1 böbreğimi verebilirim tekrar çekmeleri için
@@deniztopcu5137 ohh boyyy
Eve kız attım ama kötü bi niyetim yoktu
@@mehmetnuriduru8310 evet o benim
7 yil olmus nerdeyse tir 160bin tlymis o zaman inanilmaz su an o fiyata telefon alirsin
Bir gün 5 yaşındaki kardeşim ağlıyor diye oyuncak almaya çıkmıştık. illa Elsa bebeği istiyordu. bir bebek bulduk 25 liraydı annem bu pahalı dedi kardeşim beğenmişti ama annem pahalı dediği için başka yere gittik. Sonra bir bebek daha gördük bebeğin gözü hafif kaymış elleri yok ve bezdendi göbeğine bastığında let it go şarkısının ilk iki cümlesini söylüyordu
annem ucuz diye hemen kasaya gitti annem kartı uzatırken anam birden "160tl" dedi annem donup kalmıştı benim gözüm karardı. annem "ozaman başka bebek bakalım" dediği anda kardeşim kendini yere attı ve ağlamaya bağırmaya başladı. bebeğe aşık olmuştu resmen. yanımdan hiç ayiricam diye bağırıyordu. annem tamam demek zorunda kaldı. Adam parayı çektiği anda yüzünde iğrenç bir gülümseme vardı. annem küfrediyordu ben beynimden vurulmuş gibiydim nefes alamıyor ve kendime gelemiyordum. oradan çıktık ve eve gittik. canım aciyordu.
ertesi gün kardeşim oyuncağı parkta unuttu. yazarken bile tansiyonum çıkıyor
acını anlıyorum ama bir yandan da kahkaha attım kb
The Kita Ahahahahaha
takma kafana let it goooooo
destekleriniz için saolun direniyorum dostlarım 🙃😩😢
kanka kusura bakma fena moralim bozuldu ama sonu çok komikti umarım unutursun bu korkunç anıyı
okul müdür yardımcısı olduğum okulda bir öğretim yılı daha bitmişti göz göre göre. bunun efkarıyla okulun önünde elim cebimde, ufka bakarak çubuk kraker yiyor ve soğuk havadan dolayı nefesimle havadan buhar çıkarıyordum. bir yandan da izlediğim bir uzaylı filmi düşünüyordum. çok güzel bir film idi.
aniden önümde bir grup öğrenci belirdi. belli ki bu sene mezun olan öğrencilerimdendi bu harika öğrenciler. iyi kalpli ve müthiş bir insan olduğum için "diploma için mi geldiniz?" diye sordum gülen yüzüm ve enfes ses tonumla.
pis bir herif olsa idi "beşer lira atın" derdi ama ben demedim. ne kadar saygıdeğer bir insan olduğumu o an belli ettiğimi düşündüm.
"evet hocam" dediler hep bir ağızdan. beni gördükleri için çok mutlu olduklarını düşünmüştüm. zira ben öğrencilerimi görmüş olmaktan ziyadesiyle mes'ud idim.
ben de aralarındaki mevcut sohbeti bozmamak ve keyiflerini kaçırmamak adına odamın anahtarını uzattım, aralarından en cana yakınlıktan uzak olanına. belli ki birbirlerini ve beni çok seviyorlardı ama anahtarı aralarında en az sevilenine verirsem, onun da bir nebze saygınlığı artar ve arkadaşlıkları pekişir diye düşündüm. fevkalade bir kalbim var.
"talep eder ve uygun görürseniz benim odamdan diplomalarınızı alabilirsiniz. bana ihtiyacınız yok. koskoca adamlar olmuşsunuz" dedim babacan bir tavırla ve yumuşak sesimle. "odadan çıkarken kapımı kilitlerseniz ne kadar mutlu olacağımı size tarif edemem çocuklar" diye ekledim. "anahtarımı da geri getirirsiniz değil mi keratalar" diye de eklemedim değil.
okullarında belki de son günlerini yaşayan bu öğrencilerimin gidişlerini izledim. ne kadar da hayat dolu idiler. sonra çubuk krakerimin bittiğini fark edip yere atıp ezdim. bir süre daha bekledikten sonra içeriye giden öğrencilerimin geri gelmediğini fark ettim. ya başlarına bir şey geldiyse? ya odamda yanlış yerleştirdiğim bir eşya yüzünden hepsi yere düşmüş ve bayılmışlarsa? benim yüzümden bu kadar acıya katlanmalarına gönlüm razı olmazdı. bir buçuk saat bekledikten sonra koşarak odama gittim. kapı kilitli idi. öğrencilerimin hepsi içeride bayılmış ve bayılmanın etkisiyle kapı kilitlenmiş idi diye düşünüp telaşlandım ve çilingir çağırıp beklemeye başladım. içeriden gelen kokular hayra alamet değildi. belli ki içeride çok kötü bir olay yaşanmıştı.
çilingir geldi ve omuzlayarak kapıyı açtı. teşekkür edip yolladım çilingiri. içeriye girdiğimde ise, odada kimsenin olmadığını gördüm. sürpriz yapmak istemiş olmalılar ki, masamın üzerinde kek görünümlü bir şey vardı. o an duyduğum mutluluğu size anlatmaya kelimelerim kifayetsiz kalır. çilingiri geri çağırdım ve sarılıp ağladık. sonra çilingiri tekrar yolladım.
daha sonra bana hazırlanan bu müthiş sürprize doğru yaklaştım. masanın yanındaki devetabanı çiçeğimin yaprakları eksilmişti son gördüğüme göre. belki de bu sürprizi hazırlayan öğrencilerim gözyaşlarını silmişti yapraklara. feda olsun diye düşündüm.
belli ki türkiyede olmayan ve kokusu ülkemizdekilere göre farklı olan bir çeşit pasta hazırlamışlardı bana. üstelik bir diplomanın üzerine konmuş vaziyetteydi. belli ki öğrencim "hocama diplomam feda olsun. o yeter ki bu sürprizin mutluluğunu yaşasın" diyerek pastayı diplomasının üzerine koymuş ve gözden kaybolmuştu. çilingiri tekrar çağırdım ama bu sefer sarılıp ağlamadan geri yolladım. çünkü bu sürprizin tadını çıkarmak için daha fazla vakit kaybetmek niyetinde değil idim.
pastanın üzerinde olduğu diplomaya baktım o sevgi dolu öğrencimin yüzünü tekrar görmek için. fakat bir sorun vardı. gelen öğrencilerin hepsi erkek cinsiyetine mensup idiler fakat diploma bir kız öğrenciye aitti. bunun üzerine pastaya dikkat kesildiğimde ise pastada kuru fasülye zarına benzer partiküllerin bulunduğunu gördüm. ve o an anladım ki haylaz öğrencilerimden birisi masama sıçmıştı.
fantastik bir durum yaşamış olduğum şüphesine kapılsam da bu durum bana gerçekçi gelmişti. çok kalbim kırıldı. belki diplomalardan birini yırtsalardı, ne bileyim, notlarını değiştirselerdi, karalasalardı, attırsalardı kalbim bu kadar kırılmazdı. hatta tükürseler bile... fakat masama sıçılması, bu üstün kişiliğime ve öğrecilerime olan ekstrem güvenime karşı kırıcı bir davranıştı. bana atılan bu kazığı hiç unutmadım.
Bu yorum neden tutmadı ya harika yorum, eski bölümleri izleyenler anlar
@@dorukkzloglu evet ya müthiş bi yorum hele o 5 lira olayı :)
@@atillaomur4911Şahane bir yorum Türk Edebiyatından bir roman okuyormuş gibi oldum
sen ne diyon nerde?
Sen ne diyonun en iyi bölümlerinden biri yıl 2019 hala keyifle izliyorum.
Can Sungur'un iç Sesi :3 2020 hala izliyorum
-kaneki
hacı ben de
ben direk bütün bölümleri tekrar tekrar izliyorum en büyük korkum bir gün bölümlerin silinecek olması MSLDMKSMC
dışarıda corona ben burada yıl 2020 hala izliyorum.
Yil 2078 gelecekten geldim ve hala izliyorum
ortaokuldayım ve deli gibi jackie chan hastasıyım o zamanlar. (şu an çin'de çince öğretmenliği üzerine master yapıyorum, öyle bi hastalık yani o zamanlardan kalma). jackiechankids diye de bir forum var, en popüler üyesiyim oraların. admin de jackie'nin ofisinde çalışıyor, biz de beş çocuk toplandık farklı ülkelerden dedik jackie'ye bir hatırat hazırlayalım. ispanyol başladı deftere yazmaya, italyana yolladı, italyan hintliye yolladı, hintli amerikalıya. amerikalı da bana, en son da ben yazdım yazımı. vesikalığımı da yapıştırdım sayfama, yolladık çin'e. sonrasında haber geldi adminden, jackie çok beğendi yolladığınızı ve her sayfayla fotoğraf çektirdi size özel diye. biz çıldırıyoruz sevinçten tabii. düşünsene jackie benim vesikalığımla yanak yanağa poz vermiş. neyse bekledik kadının fotoları atmasını. bir yayınlandı, abi 4 sayfayla poz var. benimkiyle yok. (not düşeyim: adminle daha öncesinde başka bi konuda atışmıştık, adı kate'di hala hatırlarım beni sevmezdi çok). ben tabii yataklara düştüm, hesap sordum, dedi o anda işi çıktı gitti seninkiyle çektiremedi. bahaneye gel. aradan 12 sene geçti, hala aklıma geldikçe o kadına söverim bana attığı kazık için. ve hayır adamın dibinde yaşamama rağmen hala adamla karşılaşamadım.
Bir döngüye girdim bölümleri tek tek izliyorum bitiyor tekrardan başlıyorum.
İmdat!
Hayatım da yediğim en büyük kazığı, OSCAR yayını diye millete haber verip, sonra ekipman arızası diye yalan uydurup soluğu kebapçıda alan Geekyapar! ekibi attı. O değilde Berna neden pide yedi merak ettim.
Tost yemişti diye hatırlıyorum
sucuk ekmek değil miydi
fil hortumuydu
Ferhat Eryüksel ben de kebapçıda hep pide yiyorum nedense.
at eti yemişti kesin bilgi
Pandaları karşına aldın Ömercan... #pandalardanözürdileömcöm
Hayatımda yediğim en büyük kazık değil ama hiç unutamadığım bir kazık. 2 senelik kız arkadaşımla tartışmıştık yani aramız biraz limoniydi. Yine de o gün buluşacaktık. Bende yanına giderken onun gönlünü almak için bir şey yapayım dedim. Normalde gönlünü almak adına hep ona kırmızı gül alırdım. Ama o aldığım güller hep solup çöpe giderdi. Bende bu sefer sonsuza kadar saklayabileceği bir gül vermek istedim ona. İnterneti açtım ve nasıl origami den gül yapabileceğimi öğrendim. İlk bir kaç deneme de beceremedim sinirlenip yırtıp attım, ama sonuncusunda başarmıştım. Buluşma vakti gelince ona origamiden yaptığım gülü verdim. Eline aldı, baktı ve alaycı bir tavırla güldü. ''Bu ne?'' dedi. ''Sana hep solan güller alırdım ama bu sefer solmayanını yaptım tıpkı aşkımız gibi sonsuza dek solmasın'' dedim. Bana dediği şey: ''5 lira verip çiçekçiden gül alamadın mı?'' oldu. Ve gülü bana geri verdi. Bende o sinirle gülü yırtıp attım.
Sayın Geekyapat ekibi bu yorumu göreceğinizi sanmam ama haberiniz olsun Rick and Morty 5. sezon 4. bölüm at mastürbasyonu makinesi ile alakalıydı.
Sadece gözümden 1 damla yaş aktı belirtmek istedim...
Ya özledim bu videoları can sungur buradayken iyiydi.
can sungurun olduğu zamanlar kanalın altın çağıydı
Niye ayrıldı ki
@@yunusemrealptekin9172 burasi hobi mekaniydi, pesinde gittigi hobileri son buldu/bok tadi vermye basladi doctor who ve rick and morty gibi falan iste bu isi ana is olarak yapmaya basladi kendi kanalinda
8.sınıfa geçtiğim yaz gece vakti büfe önünde bi arkadaşımla halısahaya gitmek üzere 2 arkadaşımızı bekliyoduk. Büfe kapalıydı. 5 dakika bekledikten sonra siren sesleriyle bangır bangır 2 polis arabası geldi. Ellerinde silahlarla 'Durun yerinizde' dediler. Ben şaşkınlıkla donup kalmışken, arkadaşım koşmak değil adeta uçuyordu. 2 polis arkasından koştu ama yetişemedi. Beni polis arabasına alıp tüm mahalleyi dolaştırdılar. Arkadaşım kayıptı. Polis merkezinde 3 saat ağlayarak durumu açıklamaya çalışmıştım sonra da bişey olmadığını öğrenip beni saldılar. 1 ay boyunca hem ev cezası hem yaşadığım şoktan dışarı çıkamadım. Sonra bi gün o arkadaşla karşılaştığımda 'Polislerden haz etmem' diyerek açıklama yaptı. O gün bugündür çocukla 2 kelime etmedim.
sungurun panda taklidi yaparken pandaya benzediği gerçeği 🐼
Adam önceden uyarmış CT 10:45 "İnşaat sektörü patlayacak." demiş hakikaten patladı helal olsun.
Gercekten ya
Benim yediğim en büyük kazık veya kazıklar şunlar. Lise dönemimde Annemgil ilk defa beni şehir dışıba geziye göndermişlerdi. Şehir dışı dediğim yerde Bursa. Ben Kayseride yaşıyorum neyse. Gittik gezdik falan öğretmenlerimiz hediye almamız için bizi Koza han'a götürdü. Benimde içimden geldi. Bir sevgi pıtırcığı oldum o an galiba o yüzden gözüm hiç bir şey görmedi. Anneme babama ve kardeşime hediye alayım dedim. Anneme tuğralı bir şal beğendim sordum iyi midir bir sorun çıkmaz değil mi diye ordaki abla yok bir sorun çıkmaz iyi bir marka dedi. Ben o şal'a 30 tl verdim çıktım. Arkadaşlarıma da hiç sormadım nerden aldınız ne kadar'a aldınız diye. Eğer sormuş olsaydım kazıklandığı anlayacaktım ve bu durumu yerinde kökünden halledecektim. Kayseri'de yaşıyorum ama bir Kayserili olamamışım. Babama'da bir tesbih alayım dedim. Girdim bir mağzaya bakıyorum tesbihlere babamda ametis taşıydı galiba üzeri gri mıknatıs görümlü bir taş işte ondan tesbihi olsun isterdi bunu bize sürekli söylerdi. Kendi almak istemiyordu heralde. Zaten bizde alsak o da alsa para yine ondan çıkmış oluyor. Ben bir tesbih beğendim böyle püskülünde tuğra var falan. Sonra sordum bu ametis taşı değil mi diye. Evet evet bu tesbihin taşı solmaz, kavlama yapmaz iyi bir taştır dedi. Bende fiyat sordum 80 dedi. Abi bir indirim yap Kayseri'den geliyorum falan dedim. İşte onu dememem lazımdı adam da zaten anladı heralde yabancı olduğumu. Sonra pazarlık falan derken sana 60 olur dedi. Sonra ben onu aldım çıktım. Bende bir hava, bir dik yürüyüş, bir kabarma nasıl pazarlık yaptım bee dercesine.Neyse sonra aradan bir kaç gün geçti eve geldim. Annem ve babama hediyesini verdim ama kardeşime hediye almayı unuttuğumu fark ettim o okuldaydı o gün. Ben de anneme dedim unutmuşum ona hediye almayı diye annem dedi burdan al ordan aldım dersin dedi. Bende çıktım dışarı bir kırtasiye ye girdim bursa temalı bir not defteri buldum bir de kalem aldım çıktım. O gelince hediyesini verdim babam da akşam geldi ona da verdim hesiyesini. Neyse gel zaman gi zaman Annemin şalı kirlendi makineye attı. Şal makineden çıktığında artık üzerinde tuğra şekli yoktu siyah lekeler vardı boyuda kısalmıştı hiç bir şey olmaz denilen şal bu hale geldi. Bu arada da babamın tesbihinin boncuklarının rengi değişti üzeri kavladı falan biz bu tesbihi her zaman gümüş takı ve altınlarımızı aldığımız yere götürdük baksınlar niye böyle oldu diye. Adam baktı abi sen buna kaç para verdin dedi. Babamda ven almadım büyük kızım hediyesi dedi. Sonra adam abi sen bunu at ben sana 30 liraya daha iyisini vereyim dedi.Abi ametis mametis değil afedersinde seni kandırmışlar bacım dedi. Ve ben orda bir yutkundum öylece kala kaldım. Yani bu hikayeden en karlı çıkan kerdeşim oldu o defterini ve kalemini seve seve kullandı. Olan bana ve babamın paralarına oldu o günden sonra anneme babama süpriz hediye almadı doğum günlerinde hep para verdim istediklerini alsınlar diye ve hala da para veriyorum. Bir ihtimal belki bu video yu izliyorsa o amca ve abla sizin benn ........................ anladınız siz onu.
Bu videoyu ilk makine mühendisliği öğrencisiyken izlemiştim. Hala makine mühendisi öğrencisiyim.
Lol
üniversite öğrencisiyken bir sevgilim vardı. ilk ve son sevgilimdi. bu kız tekirdağ daydı ben ankarada okuyodum. Öğrenci halimle boğazımdan kesip gidiş dönüş otobüs parası biriktiriyordum ki 7 ay süren ilişkimizde sadece 2 kere yanına gidebildim ama çok seviyodum onu özlemek bile güzeldi ve ben onunla evlenebilirdim. O zamanlar "hayatıma sadece bir kadın girsin ve sonsuza kadar onunla yaşayayım" diyordum ne safmışım ki ben onunla 2. bululmamızdan sonra ankaraya döndüğümde 2 hafta sonra "seni sevmedim ama sevmeye çalıştım" dedi. İşte o an boğazımdan kestiğim paralar, 7 ay süren inişli çıkışlı zorlu ilişkimiz gözümün önüne geldi. Bir gün kafam attı ve canı yansın istedim ve ona aldığım hediyeleri postayla göndermesini istedim ve bana doğumgünümde o hediyeleri yolladı. erkek halimle hüngür hüngür ağladım.7 aylık ilişkinin 6 ay acısını çektim. ağlamadığım günlere şükrettim ama onu unutabilmek için başka bir kızın da kalbini kırıp oyalayan şerefsizlerden olmadım.
Efsane ekip. Böylesi bir daha gelmez
ben bu videoyu ilk izlediğimde lise öğrencisiydim, ne meslek yapacağım belli değildi. şimdi mekatronik mühendisiyim hayat ne garip.
@The Phenom mekatronik okuması zor bir mühendislik, her mühendislik alanından ders aldığın için hepsiyle alakalı bilgin oluyor ama hiçbirinde ustalaşmıyorsun. elektronik, mekanik, yazılım ve malzeme dersleri alıyorsun. bölümün amacı robotik ve otomasyon sistemleri üzerine uzmanlaşmış mühendis yetiştirmek, bu yüzden çok farklı iş imkanları var. dersimize giren mekatronik mühendisi bir hocamız vardı, vestelin manisadaki fabrikası için televizyon montajı esnasında lehim yapan bir otomasyon sistemi yapıp vestele satmıştı. şu an çalışan başka bir mekatronik mühendisi arkadaşımda ankaradaki man fabrikasında otomasyon kontrol mühendisliği yapıyor mesela. bende demir çelik fabrikasında çalışıyorum, fabrikaya limandan gelen ham madde için nakliye operasyonu amiriyim, daha kaba tabirle limandaki vinç sistemlerini kontrol ediyorum. yani gördüğün gibi çok çeşitli iş imkanları çıkabilen bir mühendislik.
@The Phenom ne demek, rica ederim. sana da sınavda başarılar :)
@@esgulis peki öneriyor musun mekatronik mühendisliğini, mantıklı mı?
@@alperkerimkaragoz4659 ilgi alanına göre değişir. şimdiki aklım olsaydı makine ya da yazılım okurdum. elektrik elektronik derslerini vermek çok zordu ilgi alanım da değildi.
Bu bölüm bir çiftin ayrılmasına neden oldu.
işte sonunda buldum vörç vörç bölümünü
15 yaşında falandım, abim ise ozaman 29 yaşındaydı. Çarşıda yolda yürüyorduk. Bir tane tanımadığım 9-10 yaşındaki bir çocuk benim yanımda yürümeye başladı, şişko patata yarım kilo salata şarkısını söyleyip, benimle şişkooo şişkooo diye dalga geçmeye başladı. Abimde ordan çocuğa "buda benim tombalak kardeşim dedi". Hem abimin öyle demesine, hemde ufak çocuğun benimle öyle dalga geçmesine çok bozuldum. Çocuğa gerçekten zarar vermeyecektim ama gitmesi için yüksek sesle "git lan burdan" dedim. Sonra abim bana "ne bağırıyon lan çocuğa" deyip çocuğun önünde, bütün çarşının ortasına acayip derecede tekme tokat dövmeye başladı. Ama nasıl dövüyor, düşmanın olsa böyle dövmez. Suratım mosmor oldu. Etraftaki esnaflar tuttu en son. Sonra babam onu şu uzun sert plastik boruların biriyle dövdü. Şuan 21 yaşındayım, abim 35 yaşında. O gün bugündür abimle asla konuşmadım. Dilemediği özür, atmadığı takla kalmadı, hala konuşmam, konuşmayacamda. Düğününe bile gitmedim. Şerefsiz...
Yazık olmuş, geçmiş olsun...
İyi yapmışsın boşver.
oha
Cidden mi be..
Geçmiş olsun
Ayağımda kırmızı deri ayakkabılar vardı. Sokakta bir ayakkabı boyacısı yolumu kesip on lira istedi, verdim; acelem olduğunu ve ayakkabılarımı boyatmak istemediğimi söyleyip gidecektim ama "İyiliğin karşılığı verilmezse olmaz!" deyip ayakkabılarımı boyamak için tutturdu, ben de, "Peki ama çabuk olun lütfen." deyip ayakkabılarımı boyamasına izin verdim. İşini bitirdikten sonra da "Borcunuz yirmi lira" gibi bir şey deyip paramı aldı. Böylece otuz lira ve yaklaşık on dakika kaybetmiş, bir çift de SİYAHA boyanmış kırmızı DERİ ayakkabı edinmiş oldum... O sokağın köşesindeki çizgiromancının sahibiyle aram çok iyiydi, o ayakkabı boyacısı da sürekli aynı sokakta çalışıyormuş. :) Ben dersaneye gidiyordum oradan çıkınca, çizgiromancı da sokaktan birilerini toplayıp boyacıyı dövmeye koyuldu, onu bir daha görmedim.
20 lira verip Kotü çocuğa gitmiştim
holişitnegabiçmadifakeçdinigga aman allahım adres ver ben 50₺ vereyim hayrına
Alex Ruthbone eyw bro dusunmen yeter 😅😅
jsnsmmsksk üzüldüm aq
Sen o filmin derinliğini anlayamamışsın .s.s dfsdfsagsdajsfa
adamsınız ya , arkadaslarla arada GEEKYAPAR GECESI yapiyoruz , sen ne diyonları çıktığında izlemiyoruz , birikiyor bi kac bölüm, gece boyunca sen ne diyon izliyoz, iyi gidiyor 👏
rick and morty'nin 3. sezonunun aralık 2016 gibi geleceğini okuyup, 2017'nin Mart'nın sonuna gelmek hayatımda yediğim en büyük kazık sanırım
Doğa brava
Şu yorumdan günler sonra yeni bölümün gelmesi de evrenin bir kıyağı olmalı
sen ne diyon serisinde kaçıncı turum bilmiyorum, yemek yerken izlememem gerektiğini bilmeme rağmen her seferinde yemek yerken izliyorum. bu programın böyle bir etkisi var bende
10:41 "çünkü inşaat sektörü bir noktada patlayacak" inşaat sektörüne yatırım yaptığımız için ülke ekonomik krize girdi. @Geekyapar!
Patladı.
valla sahaya harç döktü resmen!
küçüklükten beri gelen bi resim yeteneği var bende nedense çevremde de bana resmini çizdirmedik insan kalmadı bundan 4 ay önce de yeni tanıștığım bir arkadașım benden kız arkadașının resmini cizmemi istedi bende kıramadım tamam dedim cizdim beğenmedim tekrar ciz diyerek aynı resmi 4 defa cizdirdi abartısız 1 hafta uğraștım sonra tamam dedi resmi vericeğim gün çocuk kız arkadıșından ayrılmıș beni aradı ve resimleri at dedi o günden beri artık kimseye resim falan çizmiyorum
Çok fena sen ne diyon loopuna girdim iş yaparken bütün bölümleri ardı ardına dinliyorum umarım psikolojim bozulmaz.
Yediğim en büyük kazık sevgilimle beraber tiyatroya gitmek için 2 bilet almıştım o ise başka bir erkekle buluşup beni aldatmıştı yanan bilete değil de yanan yüreğime üzülüyorum.
öncelikle merhaba ben kendimi bildim bileli hep uzun bir çocuktum şu an 17 yaşındayım ve boyum 2.12 falan 13 yaşıma kadar asosyaldim ve ailem beni basketbola başlattı ve bu yaşlarda türkiyede tek uzun çocuk olduğumu keşfettim 2000 liydim ve boyum 2.05 ti inanılmaz neyse işte burda bana hep profesyonel sporcu olacağını empoze ettiler galatasarayda oynadım ibb sk da oynadım ama bana sporcu özgüveni geldikçe okulu saldım ve bu sene okulumu bıraktım 2 seneye sözleşme imzalayıp oyuncu olucam zaten diyip ama hiçte öyle olmadı arkamdan işler çevrildi kendi tuttukları çocukları yükseltme çabaları içine girdiler sabah akşam filmlerdeki gibi harika bir koçla çalıştım bana destek veriyordu birbirimize söz vermiştik ama sezonun ortasında bizim takımın koçluğundan atılınca olan oldu idmana bile zor sokmaya başladılar ısınmaya zar zor sokuluyordum artık kendi çocuklarını alıyorlardı idmana ve ocak ayı transfer sezonu biter bitmez benimle birlikte 6 çocuğu takımdan attılar bari transfer sezonunda atsaydınız şu an be yapıcağımı bilmiyorum hayallerim bir anda yıkıldı çaresizim.
of pastırma 1000tl diyo
10:33 Can Sungur un bu tarz hareketleri çok hoşuma gidiyor 12:53
Şu 9.999.999 in 1 kasetleri bilirsiniz. Herkes onlardan kazık yemiştir ama en büyüğünü ben yedim sanırım. Sene 2005. Çakma bir NES sahibiyim yani "Ateri" anlicağınız. O zamanlar yaşım küçük tabi anlamıyorum kasetten falan. Annem bana ayda 2 kaset alma hakkı koymuştu ve kaset alabileceğim 2 tane bir milyoncu vardı sadece. Ben her ay gider "bu sefer farklı olacak, bu sefer içindeki oyunların hepsi farklı olacak, olmasa bile kasetin üzerindeki oyunlardan olacak" diye diye aynı kasetten 14 tane almışım. Bunu büyüyüp, bir gün eski kolileri karıştırırken fark ettim. Renkleri ve resimleri farklı da olsa bütün kasetler meğer aynıymış. Amma safmışım :(
Umut Mert Can 2005 yılında NES oynamak nedir? Konsol çıkalı 22 yıl olmuş.
Herkesin zevkleri vs farklıdır. Ayrıca belki durumu yoktur konsol almak için NES daha ucuz gelmiştir
6 yaşında falandım. O zamana kadar ne oyun oynamşım ne oyun görmüşüm. Zaten anne-baba pahalı şeyler almaz o yaştaki çocuğa. Oyunlarla bu şekilde tanıştım sonra ps2 diye falan devam ettik....
NES bile değildi onun çakmasıydı dsfvbcxbfdbxc
Annemden boşandıktan sonra başka bir kadınla evlenen babamın, sen annenle istediğin zaman görüşebilirsin diyip, anneler gününde harika bir balıkçıda annemle yemek yerken mekanı basip, annemi omzundan ve karnından vurması. Sebebini halen bilmiyoruz. Kendisi 3 yıldır hapiste.(not: hayal ürünü değildir)
Normalde ders çalışmaktan nefret eden biri olarak ygs lys e lise sonda çalışmaya başladım. Çünkü babamdan sabah akşam şu öğüdü alıyordum "Tıpı kazan gerisi kolay" Bu kazık mı diyebilirsiniz. Cevap olarak artık olmayan saç köklerim burnunuza girer insallah.
Sen ne diyon 19 ve yeşil koltuklar nerede ?
10.45'i izleyin dostlar. CT inşaat sektörünün biteceğini öngörmüş
Eski sevgilimle kendi aptalligimdan ayrildigim bir sirada en yakin arkadasimdan buyuk bir hancer yedim. Teselli ayagina sevgili oldular. Su an hala birlikteler ve ben o zamandan beri yalnizim. Artik pek umrumda da degil zaten..
60 lira verip 3 şeker 1 silgi iki kalem bir kalemtraş almak lanet olsun ÖSYM ye
Doğukan Yıldız Ama kalemtras veriyorlar nerden baksan 20 lira var o
artık 140 lira verip 2 şeker alıyon
140 lira verip virüs kapıyorsun ekstra şeker ve kalem de alıyorum knk ben daha karlıyım sanki
Selamlar, sanırım en büyük kazığı dedemlerden yedim. 89'da Bulgaristan'da mübadele süreci başladığında akrabalarımız Danimarka olsun, İsviçre olsun, Almanya olsun Avrupa'nın türlü türlü güzel ülkelerine gitmişler. Peki ya bizimkiler... Abi ülkemi seviyorum en azından sevmeye çalışıyorum da Danimarka ya, İsviçre yaaaaa :(
16:28 abi bu işte çok para var
Lisede yemiştim arkadaş grubum bir tane kız senden hoşlanıyor git konuş falan diye beni gaza getirdiler içlerinden biri özellikle ısrar etti hatta kız kendi ağzıyla hoşlanıyorum dedi kanki diye beni gazladı bi öğle arası kıza bi iki dakika konuşalım mı dedim. kız olur dedi sonrasında işte ben de sana boş değilim falan dedim o da saçmalama öyle bir şey yok kim dedi sana bunu deyince tepemden aşağı kaynar sular döküldü çok utangaçtım. sonrasında işin aslı ortaya çıktı bana özellikle ısrar eden çocuk meğerse kızla kendi mesajlaşıyormuş mesajlaşmaları kız arkadaşı görünce onun şifresini bildiğimi ve kızla bu şekilde konuştuğumu söylemiş. sevgilisi de inanmamış olacak ki kesinlemek için beni bu şekilde kullanmış. thats the kazık its the kazık ulan dertlendim dost kazığı beyler...
8.sınıfa gidiyordum 1 yıl boyunca peşinden koştuğum bir kız vardı. Hergün onun sınıfına gidip tahtaya seni seviyorum yazıyordum sabağın 5 inde kalkıp gül bulup ona vermiştim yere atmıştı yinede peşini bırakmamıştım günlük 3 tl harçlığım vardı 30tl lik bir bileklik aldım ona onuda parçalamıştı lakin bana koyan 8 yıllık en yakın arkadaşımın okul basamaklarından inerken kıza dayayıp elinden tutması olmuştu.
Not: şuan arkadaşımla hala yakınız kız bozukmuş be abi
Bir gün kız arkadaşımla buluşmaya giderken sokakta lüx bir spor bir araba yanımda durdu ve "Selamun Aleyküm kardeşim 2 dakika var mı "dedi. Ben her ihtimale karşı "yok" dedim ve yürümeye devam ettim. Adam arkamdan "Aleyküm selam" deseydin bari diye bağırdı. Ben de dönüp "Aleyküm selam hocam nedir senin derdin" dedim. O da" kardeşim arabaya benzin almam lazım şu parfümleri sana vereyim diye durdum" dedi. Tabiki de inanmadım. Araba bu iş için müthiş bi kılıf benzinse muhabbetin devamı için efso palavraydı. Ben de (!!!almayacağımı bilerek!!!) yanaştım. 212, diesel, lacoste parfümlerini çıkararak; "Gümrükte çalışıyorum bu mallar awmlere gidiyor bende kendime 3-5 ayırıyorum al birini 100 kağıt ateşle benzin alsam yeter"dedi. Gülerek "hadi iyi günler" dedim devam ettim. Adam ısrarcı çıktı ve "kaç paran var" dedi. Cebimde 85 lira param vardı ve 50'likle 10'luğu ince bir bilek hareketiyle kalan 25 tlden sıyırdım ve "25 liram var 5 i yol parası 20 lira çıkar" dedim. o da "al birini işim görülsün" dedi. Hemen parayı uzattım. Adam işin pirî olduğu için "50 at hepsini bırakayım" dedi. Tanesi 100 liraydı ve 1ini 20ye alıp 30 lira daha atarsam hepsini alacaktım. Sabırsız davranarak, çıkardım cebimden 50 lirayı "ver dedim 20yi al 50yi hayrını gör". Bunu duyan hoca durur mu yapıştırmış cevabı "50 daha at dedim ben sana" dedi.Ben param yok dediğim adama 50 lira daha çıkarmanın mahcubiyetiyle parayı verdim ve torbayı alıp eve gittim. tam "tanesi 100 lira diyodu keriz 70 e 3 tane patlattım" diyordum ki paketi açmamla yediğim kazığı farketmem bir oldu. Kutunun içinden hacı kolonyası çıktı.......................
RUclips'un en değerli serisi. 1 yıl arayla tekrar tekrar izliyorum. Emeğinize sağlık.
Makedonya'da havaalanında 0.5L'lik suya 12 TL verdim :(
Burak Salihoğlu feelsbadman
Burak Salihoğlu ben 4€ vermiştim bir suya havaalanında sanırım yaklaşık 16 lira ediyor
Kanka Makedonya da BMW M5 8.000€ :D
oha
üzülme şu anda 28 lira
arkadaşlarla kahve içelim
diye girdiğimiz mekanda waffle+kahve yaptık 3 kişi 120 tl ödedik ben kendiminkini ödediğim yetmezmiş gibi birde kızınkinide ödedim 3 gün topal gezdikten sonra durumu düşüne düşüne kanser oldum kemoterapi paramı denkleştirmek için akşam 7 den sonra metrobüslerde dileniyorum günde 300 tl kaldırıyorum okuyup parçacık fiziği mühendisimi olayım bana hesap kitleyip hayata bakış açımı değiştiren arkadaşlarımın hepsine sevgiler (40 tl yi getir artık pelinsu)
2:45 Bu kez de Geekyapar bildi - The Simpsons S34E3 17.17
Hayatımda en büyük kazığı yıllar önce şu liseyi kazan gerisi kolay dediklerinde yedim herhalde şimdi de üniversteyi kazan rahatlarsın diyorlar güvenemiyorum...
Münevver Öncel ünide 2. sene bitiyor hiç rahat bir yanını göremedim 😒
Murat Tiper Bu kazığa da alıştırdım kendimi artık daha geçmeden üniversite bitsin diye hayal kurmaya başladım ☹️
Münevver Öncel kendini o kadar da yıpratmana gerek yok öğrenci olmak güzel şey hele üniversitede. tüm zorluklara rağmen 😊
eee sonuç ne oldu bakalım üniversite rahat mı zor mu
Hayatımın en büyük kazığı bir sene konuştuğum çocuğun , benimle konuşmayı bıraktıktan sonra 11 kızla daha konuştuğunu öğrenmem oldu. Kızlarla arkadaşım diye acımı paylaşırken hepsinden "Oha biz çıkıyoooooruuuzzz..z.z.z.z.z.z..." duydum. Umarım hepinizi kazığa oturtur. Aşufteler.
Bir öğretmen olarak CS'nin 31:47 deki tespitinin altına imza atarım.
Efsanevi at muhabbeti :)
Birkaç ay önce dershaneden eve dönmek için otobüse binmiştim. Bindikten sonra doğal olarak akbilimi bastım. yanımdaki dayı kendi akbilinde yeterli bakiye olmadığını ve bir tane daha akbil basmamı istedi. Ben de insanlık olsun diye bastım tabi. Sonra otobüs şöförü tutturdu sen sadece bi tane bastın diye. Dedim abi ben adam için falan da bastım, tam abi bi tane bassam niye orda tam bastığım gözüksün benimki öğrenci kartı diye, adam daha cümleme bile başlamadan öyle bi bakış attı ki otobüsten atıcak sandım ve o anki minik tırsmam ve günün yorgunluğu ile birlikte işi uzatmayıp 3. Kez akbil bastım ve normalde 1,15₺ olan dönüşüm bana 1,15+2,30+2,30=5,75'e patlamıştı. Onun için akbil bastığım dayının da bozuğu yokmuş zaten o da ayrı bi lezzetti.
Ortaokuldaydım her öğlen olduğu gibi eve yemek yemeğe gidiyorduk arkadaşımla.Yolun sonlarında arkadaşım kendi evine sapar ben kendi evime sapardım.Fakat bu öğlen farklıydı.Tuhaf görünümlü bir adam yaklaşıp aniden saati sordu,arkadaşımla birbirimize baktık ikimizinde telefonu vardı ben saatime bakıp söyledim.Bu arada yol ara sokaktaydı.Arkadaşımın evine sapacağı yerde oluyordu bu olay.Saati söyledikten sonra adam ben ve arkadaşım uzun süre bakıştık.Ve arkadaşım hadi görüşürüz diyip kaçtı anında evine.Ben adamla kaldım.Yoluma devam ettim.Adam bi kaç saniye sonra yaklaşıp muhabbet açmaya başladı.Konuyu gözlüklerime getirdi.Ver bakayım şu gözlükleri deniyim dedi.Vermedim gözlüğümü o kadar para verdim sonuçta.Adam zorla aldı.Evime gelene kadar bana eşlik etti benim gözlüklerimle.Dedim evim burası ver artık gözlüğümü adam vermedi.Ben evimin önünde duruyorum adam bana bakarak uzaklaşıyordu benim gözlüklerimle.En sonunda ver artık uzatma demiştim gözlüklerin fiyatı aklıma geldikçe.Adam 5 lira istedi ve 200 liralik gözlüğümü adamdan 5 liraya aldım.Yani sonuca gelecek olursak arkadaşımın beni anında satması ve (adam bana göre çok büyüktü bu arada)adamın bana 200 liralık gözlüğü 5 liraya satması hiç aklımdan çıkmaz.
Sinemalardaki mısır ve kolalar. O yüzden gider marketten alır öyle girerim.
Ulan çok duygusal günümdeyim aklıma geldi yazayım dedim. Babamın ilgisizliğinden dolayı iyice içime kapandığım 13 yaşlarımda babam sana bir şey aldım demişti bende koşarak falan gittim yanına. Yolda mı bulmuş, bedavaya mı vermişler bilmiyorum sarı bir fener getirmişti. 3 farklı yanabiliyordu ışıkları falan. Sonra bir kestim umudu, dertler oldu duman beyler. O gün bugündür nasıl kırıldıysam (tam olarak kazıkmı bilemiyorum) her hatırladığımda bu anıyı gözlerim dolar, o gün o adamın yanına giderken ki gülümseyişimi, heyecanımı hatırlar bir nebze daha utanırım o adamdan. Teselli meselli istemem sizden eyvallah ben mutsuzluğuma aşıkken.
Yalniz bak simdi ikinci tur izlerken dikkat ediyorum. Yeni videolarda ceconun esprilerini begenmeyen ömcör ayni esprileri catir catir kendi yapiyor
Hayatımdaki en büyük kazığı şu Playstation 1'in çok bulunduğu zamanlar yemiştim o zamanlar çok fazla Tekken oynuyordum ve zamanla Tekken 1,2,3 derken artık 4.oyunu istiyordum fakat 4.oyunun Playstation 2 için çıktığını bilmiyordum.Bir gün şu PC ve PS1 oyunları satan CD'ci dükkanlarından birine gittiğimde hayalimdeki oyunu görmüştüm Tekken 4! Hem de PS1 için yazıyordu! Hemen cebimdeki harçlığımla oyunu alıp koşa koşa eve gidiyordum.Sonunda o beklediğim oyunu oynayabilecektim! Eve geldim konsola oyunun cdsini taktım ve konsolu çalıştırdım ilk o sony girişi ve müziği daha sonra ise o açılma aşamasındaki bekleyiş geldi ardından siyah ekran geldi artık istediğim o 4.oyunu oynayabilecektim..Fakat birşeylerin ters gittiğini hissedebiliyordum oyunun girişindeki namco presents yazısı tekken 3deki ile aynı görünüyordu şaşırmıştım ve kendimi ''heralde değişik birşey bulamadılar'' diyip geçiştirdim fakat start tuşuna basıp o koskoca Tekken 3 yazısını görünce çok büyük bir hayal kırıklığına uğramıştım hayatım koca bir yalandan ibaret olmuştu.İçeriğine göz attığımda ise aradaki tek farkın tüm karakterin açık olmasıydı....Lanet olsun sana CD'ci lanet olsun hayallerimle oynayan adam...
İlkokul 3 de beden dersinde boş boş arkadaşlarla gezerken bir arkadaşın sınıfımızda ki kızlardan birini tuvalette kilitlemiş olduğunu gördüm (kız yan sınıfın öğretmeninin kızıydı bundan
dolayı kendisinde fazladan bir
özgüven vardı) ben yaşıma göre fazla mantıklı bir şekilde “kanka dur öğretmene söyler” diyerek kızı kurtardım ama kız hırsla çıkar çıkmaz suratıma şlank diye geçirdi kendimi toparlayamadan kolumdan sanki güreşciymiş gibi bir güçle çekiştirildigimi fark ettim kız beni annesinin ve benim öğretmenimin yanına götürdü ve beni şikayet etti. Ben ağlamaklı bir şekilde yardım etmeye çalıştığımı söylerken kız lafımı kesip bağırarak bana kızmaya devam ediyordu ve tabi ki hocalar bana inanmadı iki öğretmen ve küçük kız beni çok güzel azarladılar ve bu sırada asıl suçlu arkadaşım sessizce etrafta geziniyordu
6 sene önce bütün pastırmanın fiyatı 1000 liraymış üstüne üstlük 1000 liraya koltuk ve mikrofon alınabiliyormuş
1tl verip tuvalete girmiştim. Kızlar tuvaleti tamiratta olduğu için erkekler tuvaletine girmek zorunda kalmıştım...Ve kapıdaki teyze bana bunu söylememişti!!
her sene tadı bir başkalaşıyor her sene açıp izliyorum
ömercan abi cıkolatan bitter mi , sütlümü olsun. asla unutmucam
Seninle olsa da nasıl olursa olsun.
Sene 2013... Ukrayna'ya uçak mühendisliği okumak için gittim. Gittikten 2 ay sonra iç savaş çıktı ve geri dönmek durumunda kaldım. Aldığım rusça eğitiminin seviyesi ise cs go oynayan standart bir insanın rusça seviyesi ile aynı. ''Rush b suka blet!!!!'' Hayatın bana en büyük kazığı bu şimdilik.
Yuh... CS 3 yıl önceden death stranding'i öngörmüş 🤣🤣🤣
Gözlerimin bana attığı bir kazığı anlatmak istiyorum. Ertesi gün Biyoloji sınavım olduğu bir gün okuldan gelip o yorgunlukla uyudum. Uykudan kalktığımda saat 23:00 civarıydı ve sınav olduğu yeni aklıma geliyordu. Hemen telefonumu çıkarıp 1 saat video izleyip geri yatayım ne öğrensem kar diye düşünüp, Biyoloji kanallarından birine girdim ve videoyu izlemeye koyuldum. Bir saat sonunda konuyu anlamıştım ama video başlığının "12.Sınıf - Ekoloji" olduğunu gördüm. Tek sorun 9.sınıf olmamdı. Hayatımda hiç bir saat boyunca sikildiğimi hissetmemiştim. Teşekkürler gözüm ve beynim.
Bence bundan büyük kazık zor bulunur.Arkadaşımdan 1 lira borç istemiştim.Bana olmadığını söylemişti.Aradan 5 dakika geçmeden yanına gelip 3 lira borç isteyen bizden 4 yaş küçük çocuğa 5 lira verip üstü senin olsun demişti.Arkadaşımla bir daha konuşmadım.
Sen ne diyonun en iyi bölümlerinden biri yıl 2022 hala keyifle izliyorum.
kazık olur mu bilemem ama eskişehirde ki sevgilim (ben istanbulda yaşıyom)yıl başı günü süpriz yapmaya gittiğimde beni başkasıyla aldatırken yakaladım koymuştu be abi
Bende öğretmen izleyicilerinizden biriyim çok severek izliyorum ve aşırı eğleniyorum izlerken. Hayatımda yediğim en büyük kazığa gelince 3 senelik erkek arkadaşımın askerdeyken bana beni özlediğini yazıp evlenme teklif ederken aynı sırada üniversitede sınıfından bir kıza evlencek misiniz sorusu üzerine ne evlenmesi ya sona yaklaştık demesi yine aynı sırada eski sevgilisiyle yazışması ve benim bunları bir tesadüf sonucu öğrenmem 🙄
Ne ara 4 yıl oldu ya!?
Şu video sayesinde hayatımın aşkını buldum. Her yerinizden öpüyorum Geekyapar ailesi!!
Eğer kazıktan sayılıyosa dişimin arasına kaçan patlamış mısır kabuğunu çıkarmaya çalışırken. Kürdanın yumuşaması sonucundan kürdandan kopan 1 adet kıymığı yuttuktan sonra. Kürdanı yavaş yavaş ıslatıp. Kopan küçük kıymıkları yemiştim. yediğimm en büyük kazık odur
Benim yediğim en büyük kazık hınzır patlamış mısır kabuğundandır. Anlatması gerekirse. Patlamış mısır patlatılıp, film izlenen günlerin birinde film biter. Ama hınzır patlamış mısır kabuğu dişle diş etimin arasına girmiştir.
İlk başta "Elim ile çıkartırım" demiştim ama nafile. Ben bu işi "dilim ile hallederim" dedim. Nedense, oysa eminim ki o hınzır dişle yanağın arasında. Ve o durum da dilimle çıkaramam. Neyse o da işe yaramadı anlıycağınız.
Bende kendimi o son kadim çareye baş vurdum. Güvenim tam bir şekilde "Diş fırçası!" diyerek, diş fırçama koştum. Dişim çok ağrımaya başlamıştı. Ve çözümün bu olduğuna emindim ama olmadı. Hınzır kabuğun yüzey alanı çok düzdü. Diş fırçasının tellerinin giremeyeceği kadar düz. Diş fırçası ne kadar uğraşırsam uğraşıyım yeterli sürtünmeyi elde edemediğinden bir işe yaramıyodu. Aksine patlamış mısırı derinlere doğru itiyodu ve ağrıyı artırıyodu ve umutsuzca diş fırçasını da yerine bıraktım. Diş fırçasının gözleri, yorgum ve macunsuz. Sanki yeni sirkeye batırmış gibi pırıl pırıl yapmıştım.
Umutsuzluğun içine kapılmışken son bir umut gördüm son bir ışık. Işıklar içinde ki bir kadın uzaktan bana doğru geliyodu her adımında mutfak lambası biraz daha gözümü alıyodu. Koridorun en uzak kısmından bana doğru gelirken, içimde çiçekler açtığını hisediyodum. Annem yanıma geldiğinde yumuşak bir sesle "Al kürdan getirdim" dedi ve kürdanı bana verdi. Ben kürdanı alıp hınzır patlamış mısır kabuğu ile uğraşmaya başladım. Önce kabuğu, dişle kürdan arasına sıkıştırıp yukarıya doğru çekmeyi denedim. Sonuç; hiç bir işe yaramadı. Aklıma kürdanı diş ile kabuk arasındaki boşluğa sokup kanırtmak geldi. Sonuç: kabuk zincirleme olarak diş etini kanırtıp ağrıyı artırıyodu. Kabuğun diş etime girdiği yere kürdanı da sokmak da geldi. Ama o kalın kürdan diş zaten kabuk yüzünden az yer kalan diş etime girmek için çok kalındı. dişimi yerinden çıkarabilecek kader kalın. Sonra kabuğu kürdanla dürtmeye başladım. Hiç bir işe yaramıyodu ve kürdan ıslanmaya başlamıştı. Bir süre daha geçtikten sonra kürdan gözümde büyümüş ve bir kazığa benzemişti. Ve büyük kazığın parçaları ıslanmaktan ötürü kopmaya başladı. ve ben dişimin ağrısın unutup kürdanı deli gibi yemeye başladım. Kürdanı tükürükle ıslatıyordum. Ardından yeterince ıslanan kıymılar sökülüyodu. Dişlerin arasına kaçırmadan o kıymıkları yemek. sanki ahenkle yapılan bir dans. Bir porsiyon Kürdanı bitirdikten sonra hınzır patlamış mısır kabuğu da gitmişti. Ve işte yediğim en büyük kazık o kürdandı. Ama bana o kazığı yediren kabuğunda sonu kötü oldu.
-Bu hikaye Çok fazla abartılmış, Hatsizce dramatize edilmiş ve birden fazla hikayenin kolajlanmasından oluşmuştur. ama %100 Gerçektir
Bu hikayenin Esas sorunu nedir?
A: Sebebsizce dramatize edilmesi.
B: İçinde hiç komikli filan bir şey olmayışı
C: Yazarın betimlemelerine aşık oluşu
Ç: Çok uzun
D: Yazarın bu olayı çok ciddiye alması
E: Yazar tıravmalarını anlatmış burda
F: Yazar yardım istiyo olabilir
G: Bence biz bunun felsefesini anlamadık
Ğ: G kitabını okusaydın anlardın
H: Ğ kitabını 2 kere okudum anlamadım
I: Malsın o zaman
İ: Bütün alfabenin söyliycek bi şeyimi var sunsun. Sonra "Ah YGS" "Vah LYS". Sadece Doğrular konuşsun
Yazar: Saat 2 buçuk ulan Allah'sızlar. Ne yazam Ne? Bu saate bu kadar yaratıcılığa sahibim. siz doğru duşlara basdığıma dua edin.
Geçen sene Erasmus için 6 aylığına Almanya Paderborn'a gitmiştim. Ev sahibim de Alman bir kız, bana evde bir odasını kiralamıştı. Evde 3 oda var ve benden başka 2 Alman daha o odalarda kalıyor. Türkiye'deki apart sistemi yani. Ben de Almanya'ya çok ani bir kararla, hiç birikimim olmadan gitmiştim. Maddi durumum da pek iç açıcı değildi. Aylık her şey dahil 210 Euro kira veriyordum ve bir de 200 Euro depozito vermiştim. O 200 Euro'nun benim için o zamanki değerini şöyle anlatayım; günde yalnızca 2-5 Euro arası harcayabiliyordum, yani günde sadece 1 öğün yemek yiyebiliyordum. Orada kaldığım 6 ay boyunca yalnızca hazır dondurulmuş pizza, nutella ve makarna yiyebilmiştim. Hiç bir yeri gezemedim. Insomnia oldum ve depresyona girdim. Küçük bir iPhone 4'ten başka hiç bir teklonojik cihaza da sahip değildim. 6 ay boyunca kısılı kaldığım odamı müthiş temiz ve özenli tutmuştum. Hiç bir eşyada hiç bir zarar vesaire de kesinlikle yoktu. Türkiye'ye döndüm. Ev sahibimden depozitomu istedim ama yatağa kusmuşsun leke olmuş, perdeler yırtılmış, dolabın kapağı zarar görmüş gibi çeşitli bahaneler uydurarak bana yenilerini alacağını söyledi ve kalan parayı göndereceğini söyledi. Daha sonra alışveriş yapmış ve 5 euro kalmış 200 Euro depozitodan, banka hesap bilgilerini ver göndereyim dedi. Ben de bir yerlerine sok o 5 Euro'yu dedim. Hayatımda yediğim en büyük kazık budur ve kişiliğimi değiştirmiştir, artık kimseye kolay kolay güvenmiyorum. Keşke odanın fotoğraflarını çekseydim diye rüyalarıma bile giriyor zaman zaman. Ama gelin görün ki Almanya'yı özlemediğim tek bir gün bile yok, bıraksalar şimdi giderim.
13:25 at muhabbeti 🦕
sen ne dionu legionun heni bölümünden daha sabırsızlanarak bekliyen tek ben miyim
biz dönüp dönüp bu SND videolarını izliyoruz ya, geekyapar! hala buradan para kazanıyor haliyle. Acaba CS payını istiyor mudur? öyle aklıma geldi anlık.
Bir gün babam ve amcam eve KİRPİ ile gelmişlerdi ve küçüğüm tabii saatlerce etrafında dolaşıp, konuşup hayvana bağlanmıştım. Akşam kirpiyi su dolu leğende görünce tepine tepine ağlamıştım tabii. Kirpi tehlike anında top haline geldiği için kesip yiyebilmek için ilk önce boğmak gerekirmiş. O zaman et yemekten soğumadıysam başka türlü de soğuyamam herhalde. Bak yine tüyler diken oldu, minnoş kirpim!
13:25 At mastürbasyonu muhabbeti, her seferinde aramatan yoruldum (neden aradığımı sormayın)
Beni flörtümden ayıran muhabbet
@@themanofsteel7385 abi yıllar oldu sakin ol artık
@@themanofsteel7385 her gece bunun için ağlıyormuşsun gibi duruyor ıuhgvcxjhg
@@ailnstrn_697 yıllar acıya çözüm mü be kardeş
@@imaginedamien6380 o kadar belli mi
15:34
saat 20.01 de yayına girdi hani 20.00 dı yalancısın geekyaparasofdhıasjdf
böyle yalancı insanları izlediğime utanıyorum unsub unfollow
Avusturya'nın şinitzeli mehşur dediler biz de 3 arkadaş Viyana sokaklarına düştük. Sokakta ilerlerledikçe fiyat üstel bir şekilde artıyordu. Dedim ki; daha fazla gitmeyelim, ortalama olana gidelim. Bir mekana girdik, içerisi karanlıktı ve çok romantikti. Sanki yukarıda "buraya gelmek için yeterli seviyede değilsiniz" yazıyordu. Sonra en ucuz olan bir mekana gittik. İçerisi çok ferahtı, beyaz duvarlar mavi işlemeler falan. Bu beni düşündürüyordu. Garson geldi, turist olduğumuz belliydi. Nerelisiniz dedi. - Önceden anlaşmıştık - Kıbrıs dedik. Gülümsedi, arkadaş kuzey dedi, suratı düştü. Siprarişimizi aldı, sonra tam 3 tane zeytin getirdi. Ben iyice kıllandım, bir akdeniz havası vardı. Sonra yukarı baktım ve şok oldum. Biz, Viyana Şinitzeli yemek için Viyana'da bir Yunan lokantasına gelmiştik. Artık çok geçti, yemeği yedik. Bildiğin şinitzeldi amk ama baya büyüktü. Arkadaşlarım bitiremedi. Sonra hesap geldi. Zeytinler, içecekler derken kişi başı 70₺ para ödedik. Çıkarken garson bahşişi sordu, dahil değil mi dedim. Onu nakit alıyoruz dedi. Üstüne bir de garsona 5€ ateşledim. Hala fişi duruyor.
daha önceden bakkaldan 3 tane ekmek almıştım ekmekler 1 liraydı,normalde 75 kuruş.neyse 1 gün sonra ekmeklerin yine 75 kuruş olduğunu gördüm.Bende sinirlendim tabi,okuldayken bakkalın çocuğunun çantasını çalmıştım,ve içinden 1 lira alıp çantayı geri geri verdim
ya siz pandalara gömdünüz ama pandaların da bir adalet anlayışı vardır sizi gibi maymundan bozmalar !
göz hakkı
Anlatacaklarım için en büyük kazık diyemem ancak kalbime dragon stone sokulmuş gibi bir hissiyat oluştu. Bu videoyu izleyip güzelce like attıktan sonra youtube da bir videoya rastladım. CS ygs-lys tavsiyeleri veriyordu. Okulunda mutlu olamayan ve bu okulunun onu hayallerine götürmeyeceğini hisseden her insanın yapmaması gerektiği gibi okulu bıraktım. Tavsiye videosuda haliyle dikkatimi çekti ancaaak tam olarak 2.10 da dediği 'hayallerinizi kovalayın bullshitine lütfen kapılmayın' ve ardından gelen 'dünya ekonomisi' ile başalayn cümleden sonra videoya devam edemedim. Bu yorumlar karşısında yaralıyım arkadaşlar, sesimi duyuramıyorum. Her şeyin özü hayale dayanmıyor mu, bu kanal bu diziler... Geeklikte başlarda hayal değil miydi ?
vörç vörç vörç
Üniversite 1. sınıf 2. dönemde ders seçimi sırasında seçmeli seçmeye çalışıyordum çok yakın olduğum bir arkadaşım bana gelip "kanka gel almanca seçelim zaten kolay dil liseden biliyoruz en alt sınıf almanca hocada yardım ediyor" falan dedi kafama girdi. Bütün bir dönem hoca gram yardım etmedi son final sınavında artık notlar hafif hafif belli oluyor arkadaşla sınava tam giricez dedim "kanka hoca yardım edicek mi?" Ama şakayla soruyorum cevap belli zaten kocaman bir NEIN. Arkadaşım bana döndü ve dedi ki "kanka ben dersi alalım diye demiştim onu. Demesem almazdın al diye dedim" dedi. Sonuç olarak ders ortalamamı düşürdü ve sonuç olarak okul yarım dönem uzadı.
Bir keresinde babam "Kazık kadar oldun yeter artık" demişti.
eyyy parçacık fizikçisi olan abimiz. bende parçacık fizikçisi olmak istiyorum ne yapmalıyım (ildeki en iyi lisedeyim).
Öğretmenim ve 2020 de burdayım jskdklf
Hayatımda ilk kez yerli bir içeriğe bu kadar güldüm, baya underrated bir kanal bence
4:15 bütün pastırmanın iyisi 1000tl :(((
😢
geekyaparin yeşil koltukları değiştirmesi... ne güzel ısınmaya başlamıştım o koltuklara
abi benim ilkokulda tanıştığım bi kız vardı çocukluğumuz beraber geçti bununla servisimiz de aynıydı çok eğlenirdik salak salak işler yapardık çocukluğun getirdiği şeyler o zamanlar bunun bi sevgilisi vardı evleri de yakındı anlatırdı sürekli küçükken bişey hissetmemiştim buna karşı gayet normal bir şekilde dinlerdim sonra okul bitti biz uzun bir süre görüşemedik okulunu 2 3 mahalle yukarıdakiyle değiştirmişlerdi yaklaşık bir yıl sonra bu kızla bir şekilde daha konuşmaya başladık ve beraber olduk ama yaşlarımız hala ufak olduğu için ciddi bişey değildi benim ilk deneyimimdi. 3 aylık bi sürenin ardından ben çok sıkıldığım için konuşmayı kestim ve net bir şekilde ayrılmak istediğimi belirttim. o da sıkılmıştı. bir yıllık bir süre daha geçtikten sonra yine beraber olduk biz bu sefer daha iyiydik ama hala o çocuksuluğumuzu üzerimizden atamamıştık yaş olarak olgunluğa erişememiştik. yine ayrıldık. bir yıl sonra bir avm de karşılaştık. salak gibi birbirimize baktık. bir yıl sonra ilk defa bir sosyal medya hesabını takip etmiştim. göndermeler yapıyordu beni özlediğini ima ediyordu. ben de özlemiştim. beraber olduk yeniden. küçüktük hala ama büyüyorduk. üç yıl boyunca sürdürdük ilişkimizi birbirimizin elinde büyümüştük. bir gün kavga ettik bana yazmıyordu sebebini anlayamıyordum. ayrılalım diye bir mesaj aldım. sebebini sordum öyle gerekiyo cevabını aldım. çok sorguladım anlam veremedim ama elimden bişey gelmezdi. 3 yıllık ilişkinin sonunda bitik haldeydim. ayrıldıktan 1 ay sonra öğrendim ki son bir ayımız boyunca beni aldatmış. hem de biz küçükken bana anlattığı sevgilisiyle. zor toparladım ama çok geçti üzerinden. ikinizin de canı sağolsun bana böyle deneyimler yaşattığın için eyvallah
Tyler Durden Nedendir bilmem ama bunu okuduktan sonra ağlamaklı oluverdim. Ki ben 18 yaşındayım ve hayatımda hiç kimseyle çıkmadım. Ama duygulandım niyeyse. Hiç üzülme dostum, Televizyon ve DVDler varken kızlar kimin umurunda öyle değil mi?
Bir arkadaşıma 50 lira borç vermiştim. Birkaç hafta bekleyip konunun açılmaması üzerine 'kardeşim yanlış anlama ama sana borç vermiştim uygun olduğun zaman getirir misin' dedim. Arkadaşım aşırı derecede unutkan bir insan olduğundan paramı alamadım. Bir kere daha hatırlatmıştım ama sonuç değişmedi. Zaten bende bir daha söylemedim. Her aklıma geldiğinde üzülürüm.