𐙚 𝑌𝑎𝑙𝑛ı𝑧𝑐𝑎 𝑘𝑢𝑟𝑔𝑢𝑑𝑎𝑛 𝑖𝑏𝑎𝑟𝑒𝑡𝑡𝑖𝑟. “𝗞𝗮𝗺𝗽𝘁𝗮𝘆𝗸𝗲𝗻 𝗦𝗲𝗿𝗶 𝗞𝗮𝘁𝗶𝗹 𝗦𝗲𝗻𝗶 𝗞𝗮𝗰̧ı𝗿ı𝗿” ✩ 𝘔𝘪𝘯 𝘠𝘰𝘰𝘯𝘨𝘪 𝟤𝟨 ⋆ 𝘒𝘪𝘮 𝘔𝘪𝘯𝘫𝘢𝘦 𝟤𝟤 ✩ Toplanan insanlar bir şeyler söyleyip bana su uzatıyorlardı. Yaşadığım olaydan söylenen şeyleri idrak edemiyordum. “Hanımefendi iyi olduğunuza emin misiniz? Yardımcı olabiliriz size.” Israrla sorunan sorularla yavaş yavaş kendime geliyordum. Bu durumu nasıl açıklayabilirim ki? “Teşekkür ederim bayım, iyiyim.” Betim benzim attığı için verdiğim cevaptan pek tatmin olmamıştı. “Emin misiniz?” “Eminim, gerçekten.” Yığıldığım yerde yanımdaki insandan destek alarak kalktım. Kurtulmanın verdiği rahatlıkla bir oh çekerken yanıma gelen polisleri gördüm. Kahretsin, bir de bunlarla uğraşması vardı değil mi? “Hanımefendi!!” Yanıma yaklaşan polislerden birisi seslendi. “Bir problem mi var?” “Hayır yok memur bey.” Arkadaki topluluğu göstererek, “Pek öyle görünmüyor.” “Şey… kamp yapıyorken bir kurt gördüğümü sandım. Korktum, kaçarken de kendimi yolun ortasına yığılırken buldum.” “Pekâlâ.” Bana ve insanlara bakıp araçlarına ilerlediler. Tanrım, bu gün şanslı bir gün müydü? Aksine şansız bir gün müydü? Yolun kenarından ilerlemeye başladım, arada sırada arkama bakıyordum. Psikolojim yerle bir olmuştu resmen! Geçen arabaların farlarının gözlerimi ağrıtmasıyla gözlerimi kısıp uzağa baktım, taksi geldiğini gördüm. “Tanrım sana minnettarım!” Elimle işaret yapıp taksinin durmasını bekledim. “Yolculuk yapacağınız yer nedir hanımefendi?” “Hongdae.” Çatlayan başımı soğuktan buğulanan cama yasladım. İnanması güç bir gündü. Resmen izlediğim gerilim filmlerini aratmıyordu!! Evim çok uzakta değildi 6-7 dakikaya evde olurdum. - Siteye yaklaşmamızla cebimden çıkan 10 won’u uzattım. Kahretsin! Anahtarım çadırda kalmıştı. Bir bu eksikti gerçekten. Taksiden inip sitenin girişindeki güvenliğe gittim. “Bay Kang iyi akşamlar. Anahtarımı kaybettim, sizde yedek anahtar var mı?” “İyi akşamlar Bayan Kim. Maalesef yedek anahtarlar Bayan Park’da.” “Bayan Park temizlik odasında mı?” “Hayır, 5 dakika önce çıktı.” “Siz Bayan Park’ın evini biliyor musunuz acaba?” “Bukchon semtinde, *** kafenin olduğu binada oturuyor. Kime sorsanız yardımcı olur.” Gece gece bir de bununla uğraşacaktım. Offf!!! “Pekâlâ, teşekkür ederim Bay Kang.” Bukchon semti ile Hongdae arası 20 dakika sürüyordu. Hiç gözüm kesmiyordu ama otele verecek param da kalmamıştı. Mecburdum.. Caddenin içerisinde kendimi güvenli hissediyordum. Hongdae çok kalabalık bir semtti. Burada kimse bana zarar veremezdi. Zaman geçtikçe semtten uzaklaşıyordum, insanlar yavaşla azalıyordu. Yolda tek yürümemle bir an ‘çığlık atsam kimse duymaz beni burada’ düşüncesiyle ürkmeye başlamıştım. Gecenin 3’ü olmuştu çoktan! Bukchon’a yaklaşıyorken arkamdan sesler geldi. Hızlıca arkama baktım, kimse yoktu. Gerçekten psikolojim bozulmuştu. Bukchon çok ara sokakları olan bir yerdi. *** kafe mahalle arasında kalıyordu. Geceleri özellikle de tek mahalle aralarında dolaşmayı sevmiyordum. Gözlerim *** kafeyi arıyorken de bir gözüm arkada yürüyordum. Muhtemelen bugünkü yaşadıklarımı birine anlatsam kesinlikle inanmazdı. Mahalle arasına girdim, oldukça sessiz ve ıssızdı. Adımlarım kulaklarımda yankılanırken hiçbir dükkanın kamerasının olmadığını fark ettim. Çok saçmaydı. Ensemde nefesini hissediyordum. “Küçük aklınla benden kurtulabileceğini mi sandın, he?” Hassiktir. Koca bir hassiktir hemde. Neyin içine düşmüştüm ben? “Yoongi.” “Kes sesini, şu sokağa geç.” Kaçacak halim kalmamıştı. Karşıdaki sokağa geçtik. “Ne istiyorsun benden?” “Sadece..” üzerime doğru geldi, geri geri gidiyorken sırtım duvara çarptı. Kulağıma fısıldadı. “Biraz eğlenmeyi.” Ellerimle göğsünden ittirdim. “Sen beni ne zannediyorsun? Nasıl duruyorum oradan? Salak falan mı zannediyorsun lan beni!” “Hmm, buradan çok güzel gözüküyorsun aslında.” Sinir bozucu şekilde güldü. “Ne saçmalıyorsun? Bırak beni.” “Bugün beni çok sinirlendirdin sence de bir cezası olmalı değil mi?” Yüzümüzün arasındaki mesafeyi kapatıp dudaklarıma yaklaştı. Refleks ile tokat attım. Kemikli ellerini çenesine getirip, sinirle güldü, dilini yanağına bastırdı. “Hırçın bebeğim benim. En çok da bu cesur hallerine bitiyorum.” Elini saçıma atarken diğer eliyle bileklerimin sarmıştı. “Ömrün boyunca bana itaat edeceksin. Çünkü sen benimsin. Saçların, gözlerin, öpülesi dudakların.. tamamen bana aitsin!” ༯ 𝓢𝓞𝓝 ༯
AGAGAGAAGGG OKUMAK İSTEMİYORUM ÇÜNKÜ BİTERSE ÇOK HEYECANLANİCAMM
OKUMADAN SORUYORUM YENİ BÖLÜM GELİR DEMİİ🤧
@MyCrushJenn1ee Oyyy💗💗 Maalesef aşkım iki bölümlüktü.. Benzer konularla çok seri gelicekk😽💝
𐙚 𝑌𝑎𝑙𝑛ı𝑧𝑐𝑎 𝑘𝑢𝑟𝑔𝑢𝑑𝑎𝑛 𝑖𝑏𝑎𝑟𝑒𝑡𝑡𝑖𝑟.
“𝗞𝗮𝗺𝗽𝘁𝗮𝘆𝗸𝗲𝗻 𝗦𝗲𝗿𝗶 𝗞𝗮𝘁𝗶𝗹 𝗦𝗲𝗻𝗶 𝗞𝗮𝗰̧ı𝗿ı𝗿”
✩ 𝘔𝘪𝘯 𝘠𝘰𝘰𝘯𝘨𝘪 𝟤𝟨 ⋆ 𝘒𝘪𝘮 𝘔𝘪𝘯𝘫𝘢𝘦 𝟤𝟤 ✩
Toplanan insanlar bir şeyler söyleyip bana su uzatıyorlardı. Yaşadığım olaydan söylenen şeyleri idrak edemiyordum.
“Hanımefendi iyi olduğunuza emin misiniz? Yardımcı olabiliriz size.” Israrla sorunan sorularla yavaş yavaş kendime geliyordum. Bu durumu nasıl açıklayabilirim ki?
“Teşekkür ederim bayım, iyiyim.” Betim benzim attığı için verdiğim cevaptan pek tatmin olmamıştı.
“Emin misiniz?”
“Eminim, gerçekten.” Yığıldığım yerde yanımdaki insandan destek alarak kalktım.
Kurtulmanın verdiği rahatlıkla bir oh çekerken yanıma gelen polisleri gördüm.
Kahretsin, bir de bunlarla uğraşması vardı değil mi?
“Hanımefendi!!” Yanıma yaklaşan polislerden birisi seslendi. “Bir problem mi var?”
“Hayır yok memur bey.” Arkadaki topluluğu göstererek, “Pek öyle görünmüyor.”
“Şey… kamp yapıyorken bir kurt gördüğümü sandım. Korktum, kaçarken de kendimi yolun ortasına yığılırken buldum.”
“Pekâlâ.” Bana ve insanlara bakıp araçlarına ilerlediler. Tanrım, bu gün şanslı bir gün müydü? Aksine şansız bir gün müydü?
Yolun kenarından ilerlemeye başladım, arada sırada arkama bakıyordum. Psikolojim yerle bir olmuştu resmen!
Geçen arabaların farlarının gözlerimi ağrıtmasıyla gözlerimi kısıp uzağa baktım, taksi geldiğini gördüm. “Tanrım sana minnettarım!”
Elimle işaret yapıp taksinin durmasını bekledim. “Yolculuk yapacağınız yer nedir hanımefendi?”
“Hongdae.”
Çatlayan başımı soğuktan buğulanan cama yasladım. İnanması güç bir gündü. Resmen izlediğim gerilim filmlerini aratmıyordu!!
Evim çok uzakta değildi 6-7 dakikaya evde olurdum.
-
Siteye yaklaşmamızla cebimden çıkan 10 won’u uzattım. Kahretsin! Anahtarım çadırda kalmıştı. Bir bu eksikti gerçekten.
Taksiden inip sitenin girişindeki güvenliğe gittim. “Bay Kang iyi akşamlar. Anahtarımı kaybettim, sizde yedek anahtar var mı?”
“İyi akşamlar Bayan Kim. Maalesef yedek anahtarlar Bayan Park’da.”
“Bayan Park temizlik odasında mı?”
“Hayır, 5 dakika önce çıktı.”
“Siz Bayan Park’ın evini biliyor musunuz acaba?”
“Bukchon semtinde, *** kafenin olduğu binada oturuyor. Kime sorsanız yardımcı olur.” Gece gece bir de bununla uğraşacaktım. Offf!!!
“Pekâlâ, teşekkür ederim Bay Kang.” Bukchon semti ile Hongdae arası 20 dakika sürüyordu. Hiç gözüm kesmiyordu ama otele verecek param da kalmamıştı. Mecburdum..
Caddenin içerisinde kendimi güvenli hissediyordum. Hongdae çok kalabalık bir semtti. Burada kimse bana zarar veremezdi.
Zaman geçtikçe semtten uzaklaşıyordum, insanlar yavaşla azalıyordu. Yolda tek yürümemle bir an ‘çığlık atsam kimse duymaz beni burada’ düşüncesiyle ürkmeye başlamıştım. Gecenin 3’ü olmuştu çoktan!
Bukchon’a yaklaşıyorken arkamdan sesler geldi. Hızlıca arkama baktım, kimse yoktu. Gerçekten psikolojim bozulmuştu.
Bukchon çok ara sokakları olan bir yerdi. *** kafe mahalle arasında kalıyordu. Geceleri özellikle de tek mahalle aralarında dolaşmayı sevmiyordum.
Gözlerim *** kafeyi arıyorken de bir gözüm arkada yürüyordum. Muhtemelen bugünkü yaşadıklarımı birine anlatsam kesinlikle inanmazdı.
Mahalle arasına girdim, oldukça sessiz ve ıssızdı. Adımlarım kulaklarımda yankılanırken hiçbir dükkanın kamerasının olmadığını fark ettim. Çok saçmaydı.
Ensemde nefesini hissediyordum. “Küçük aklınla benden kurtulabileceğini mi sandın, he?” Hassiktir. Koca bir hassiktir hemde.
Neyin içine düşmüştüm ben?
“Yoongi.”
“Kes sesini, şu sokağa geç.”
Kaçacak halim kalmamıştı. Karşıdaki sokağa geçtik. “Ne istiyorsun benden?”
“Sadece..” üzerime doğru geldi, geri geri gidiyorken sırtım duvara çarptı. Kulağıma fısıldadı. “Biraz eğlenmeyi.”
Ellerimle göğsünden ittirdim. “Sen beni ne zannediyorsun? Nasıl duruyorum oradan? Salak falan mı zannediyorsun lan beni!”
“Hmm, buradan çok güzel gözüküyorsun aslında.” Sinir bozucu şekilde güldü.
“Ne saçmalıyorsun? Bırak beni.”
“Bugün beni çok sinirlendirdin sence de bir cezası olmalı değil mi?” Yüzümüzün arasındaki mesafeyi kapatıp dudaklarıma yaklaştı. Refleks ile tokat attım. Kemikli ellerini çenesine getirip, sinirle güldü, dilini yanağına bastırdı.
“Hırçın bebeğim benim. En çok da bu cesur hallerine bitiyorum.”
Elini saçıma atarken diğer eliyle bileklerimin sarmıştı. “Ömrün boyunca bana itaat edeceksin. Çünkü sen benimsin. Saçların, gözlerin, öpülesi dudakların.. tamamen bana aitsin!”
༯ 𝓢𝓞𝓝 ༯
Şimdi havaya ucucammm yine mi bittiii yeni bölüm gelcek miii
@ İki bölümlüktü.. elimde bu konuyla çok seri var düzenlemeleri yapıp atacağım🩷
@@rroutee tamamm diğerlerini bekliyoruuummm senin hikayelerini okurken kalbim çıkacakmiş gibi oluyo (otizimliyim) 😰🤧
@ Yeriimmm🥹💖💝
@@rroutee 🤧😚
Aşkım lütfeeen lütfen dwvamını yap ölürüm sana lütfan
@HappyYoongi-w6o Aşkım maalesef iki bölümlüktü… ama benzer konularda seriler yükleyeceğim🩷🩷
@jeongr4s olur aşkım ama lütfen onlar daha uzun olsun 🤩😍🤩
@jeongr4s bu arada yeni abonem hayırlı olsun
@ Seriler uzun olacakkk💝💝
@HappyYoongi-w6o Aayyyy🥹🫶🏻💝
Çok güzel olmuş 😊😊😊
Çook teşekkür ederimm🩷🩷
YUHHH 😻😻