Rammstein konserine gitmek için Leipzig'de bir bar'a gittim ve dürüst olmak gerekirse, barda selamlaştığım bir kıza sırf "yürümek" için bira ısmarlamıştım. Türkiye'den geldiğim ilk haftaydı. Alışmıştım Kadıköy'de bir biraya 18 lira vermeye falan, burada 3.5 euroydu ve bana sayı olarak aşırı ucuz geliyordu. Bir de bizde hesabı erkek öder kuralına da bir nevi takılmıştım. Aslında enayilikten de değil, bence buluşmaya teklif eden öder hesabı ya da karşısındakinin işsiz, güçsüz durumu göz önünde bulundurulduğunda ödenir diye algılıyordum vs... İşte her neyse, Almanya'da sanki 3.5 lira veriyorum gibi hissettim. Rakam o kadar küçüktü benim için. Hiç zoruma da gitmedi. İnsan kendini maddi olarak güvende hissetti vs... Kız ise şaşkındı, uzaylı görmüş gibi bakıyordu. Romantik ve düşünceli insansın demişti. Ben de alışık değilim böyle iltifatlara, kesin benimle dalga geçiyor demiştim. İyice gerilmiştim. Sonra zamanla defalarca görüştük ama dil yüzünden çok patladım. Yine de ondan öğrendiğim kelimeleri, Almanca kursunda öğrenemedim. Aslında bira barda da pahalıymış. Marketlerde 70 cent civarındalar :) *** Bir diğeri de STR trenlerinde otomata para atan adamın 20 cent kadarı eksikti, biletini alamadı. Bir de bilirsiniz, az miktar olunca yüksek paraları da kabul etmiyor otomat. 5 euro bile dahil olsa. Bitte/Buyur dedim, ben attım. "Neden attın?" ya da "Neden yardım ettin?" falan dedi. İşine karıştım diye korktum. Senin de videoda dediğin gibi adamı mı utandırdım dedim farkında olmadan ben de utandım. Kızıyor, sandım. :D Sonra hızlıca kendi biletimi alıp "Almanca bilmiyorum" dedim kaçtım hemen :D Sonra geldi defalarca teşekkür etti. Sohbet falan ettik. Alışık değiliz dedi. Ben onları övdüm, o beni övdü. Öyle geçti ama bir an sanki karşımda 2. Dünya Savaşı filmlerindeki SS subayları dikilir de kızar ya, sanki öyle bir hisle korkup kaçtım. :D :D :D *** Bir diğeri "Wie geht's Ihnen?" derdim. "Siz" diye kibar olurdum. Meğersem "Sie" kısmı ilk kez gördüğün ve samimiyet kurmadığın kişilere denirken, bir de yaşlılara söylenen kelimeymiş. "Du" kısmını kullanınca da sanki emir verir gibi hissediyorum. O kısım çok önemli. Ha bir de "Ich habt dich" demek önemli. Benim gibi mal gibi hemen "Ich liebe dich" demeyin. :D Derseniz Google Translate açın, onun çeviri hatasıymış gibi davranın :D *** Bir de o ilk anlattığım kız arkadaşımı evine bırakana kadar onunla yürüdüm. Bunu aşırı düşüncecilik ve ilgisellik olarak algıladı. Sıradandı oysa. Bir şey olacağına da değil, alışkanlık ve iyi hissetme biçimiydi. *** Akbil basma, para verme, yemek ısmarlama, buyrun önden gibi fedakarlık konusunda cidden harika ülkeyiz. Gel gör ki birçok sorun yaşamadan da duramayan ülkeyiz. Ama şu yer konusunda mecburiyetmiş gibi algılayanlar olunca bu güzel hisleri ettiğine de pişman olabiliyor insan. Ha benim canım istiyor yaparım yine. Np. Ayrıca Julia iyi ki ülkemizdesin, iyi ki böyle kanalın var. Sen de bizdensin :) - Sayende ben de şu videolarda birçok şey öğrenip, Türkçe konuşan bir arkadaşımla muhabbet ediyormuşum gibi hissediyorum.
asla almanyadan kopma.. burda ekonomi cok kötü ben almanyada dogup bügüdüm ama sınır dışı edildim bir cok suc işledigim icin.. cok rahattım.. burda insanlar aclık icinde.. ancak türkiyede savaş cıkarsa gel ülken icin savaş ama bu başımızda olanların kölesi olma.. bizim vatan en güzel vatandır ve insanları en güzel insanlarıdır ama hükümet yedi bitirdi cennet vatanımızı. erdoganı sevmeyen hain oluyormuş. halbuki almanyada yaşayan türkiyeye anca seneden seneye tatile gelen gercek hain kendisi olan insandır. erdogana tapanlar türkiyede ekonomi cok güzel diyenler.. avrupa bizi kıskaniyor diyenler ama tatil haric ayak basmaya korkanlar 4 haftadan fazla kalmaktan cekinenler.. burda yaşam sürdürmekten korkanlar gercek haindir.. askerlik yapmamak icin alman vatandaşlıgı alanlar.. dürüst davranıp ülkemiz ne halde oldugunu bilincinde oldugunu.. hükümetin yalancı oldugunu bilip gurbete kalanlar.. sizin icin en güzelini istiyorum siz gelmeyin kalın tatile gelin keyfinizi cıkarın... ama digerleri... türkiye ekonomisi kötü dedigin zaman sana kızan.. şükret.. erdogana dua et diyen gurbetciler.. inshallah buraya sürülürsünüz.. kalmas artık 2 euroya kuşbaşı.. maasın yarısına 2el araba almak.. maasın 4/1 ne 5 yıldız otel tatili yapmak.. bunları görmesin ozaman.... ben 16 yıl yaşadım almanyada aslen Trabzonluyum.. ama gercek memleketim Almanya kalacak.. savaş harici türkiyeye ayak basmak istemiyorum.. ancak hükümet kendine gelip ekonomiyi düzeltene kadar ve alım gücü artana kadar..
4 года назад+7
@@orhanozdemir7801 Bu arada ben de aslen Trabzonluyum. Ekonominin dibini Türkiye'de yaşadığım için ev kurması, araba alması falan fazla zamanımı almadı. Tecrübeliydim ama bu saatten sonra geri dönersem hayata küserim. Demek istediğini net bir şekilde anlıyorum. Avrupa'nın kıskanacağı tek şey var. O da Türkiye'nin iklimi, coğrafyası vs. ancak aptalların ve hainlerin yönetiminde olduğu için maalesef bunun değerini bilemiyoruz. Oysa gerçekten akıllı insanlar yönetseydi, maddi konuda da, medeni konuda da kıskanılacak seviyeye gelirdik ki gel gör ki Menderes zamanından beri böyle. Burada kendim için elimden geleni de yapıyorum. Dil seviyem B1 oldu şimdilik. Geldiğim günden beri de çalışıp vergimi veriyorum. Eğitimimi de alıyorum vs. Pandemi sürecindeki mecburi izinler haricinde de devlete kişisel olarak kuruş harcatmadım. Bir aylık kiramı ödediler o kadar. Çalışma izni vermişsiniz ve bunu kullanıyorum diyorum. Paranız sizde kalsın diyorum vs. :) Daha beterini görmüş biri olarak pekte zor gelmedi bunlar bana. Üniversite zamanında parasız kalıp 20 lirayla 20 makarna alıp, 15 gün dayandığımı da bilirim. Ayıp olmazsa suçların neydi ki? Sınır dışı edilecek kadar? Bir kere ben de polislik oldum. Mültecilerden biri içip içip saldırmıştı. Ben de karşılık vermiştim. Diğerleri gibi çekip gitmedim. Hata ettim. Sadece ifadem alındı ve mağdur olarak bunu yaptığım biliniyordu. Karşı taraftan şikayetçi oldum o kadar. Bu yüzden hafiften korktum şu an. :)
@@orhanozdemir7801 kafan iyimi oğlum senin Milletin kimi tuttuğunu eleştireceğine kendin Adam olsaydında sürgün yemeseydin Daha bu kafayla gidersen çok çile çekersin sen
Almanya'ya ilk gidişimde eşimleydim. Küçücük ilkokul çocuklarının trene binip evlerine gitmesine şaşırdık. Sonradan anladık ki tren yolları Almanya'da pek çok yere gidiyor. Ayrıca çocuklar rahatsız edilme endişesi taşımadan güvenli seyahat ediyor.
Almanya'da en çok şaşırdığım konuların başında insanların birbirlerine karşı mesafeli yaklaşımı ve arkadaşlık etmenin çok zor olmasıdır. Aslında çoğu tanıştığım insan güler yüzlüydü ama işyerinde yan yana oturduğum Alman arkadaşlar bile bir sene sonunda tamamen bir yabancı gibi davranıyorlardı. Bir de paranın ve zamanın değerini çok iyi biliyorsunuz. Biz Türkler o konuda biraz fazla savruk davranıyoruz. Bu sebeple de Almanya'da insan gücü ile yapılan herşey pahalı
Hoparlörsüz dogal insan sesisiyle bir ezan huzur verici terapi gibidir fakat hoparlörlüsü rahatsiz edicidir ses kirligi yapar Ezanin bütün kutsalligini güzelligini bitirir fakat bizim insanimiz bunu itiraf edemez ezana saygisizlik ettigini düsünür yabancilarda haliyle nezaketen dile getiremezler
Bugüne kadar camiden çok kilise gezip kilisede dua etmişimdir ben de. O da Allah’ın evi, ne olacak. :) yalnız Sofya’daydı sanırım aynı gün içinde hem camiye hem kiliseye hem de sinagoga gittim. Sinagogda dua ederken çok değişik hissettim, mimarisi de içerideki hissiyatı da çok farklı oranın. O gün beni 3 dinin ibadethanelerine götüren Allah’a ayrıca şükür ettim.
Şimdilik aklıma gelenler: 1) Almanya'daki ilk aylarımda bisikletle göl kıyısında gezerken bir böğürtlen öbeği görüp dadandım. Çılgınca yerken birdenbire bir amcanın anadan doğma elleri belinde beni izlediğini farkettim. Meğer çıplaklar için ayrılmış göl kıyısıymış orası. 2) Kuzey Almanya'dayım. Yeryüzünün bu kadar düz olabileceğini hiç düşünmezdim. Yüksek bina da olmadığından gündoğumu ile günbatımını uzun süredir izleyemiyorum. Özlem içindeyim. Ancak Türkiye'ye dönünce izleyebileceğim sanırım. 3) yaşgünü olan kişiye pasta almak yerine, o kişinin herkese pasta alması. İlk başlarda çok yadırgamıştım. Duygusal olarak ters gelse de, mantıksal olarak uygun geliyor bir yandan. Yılda çok kez yaşgünü pastası düşüneceğine bir kez düşünmüş oluyorsun, o da kendininki. Böylesi daha kolay.
Günaydın Julia.Bende Münihe ilk geldiğim zamanlar yağmurun her gün yağdığına ve sokaklarda kimselerin olmayışına şaşırmıştım.Zamanla alışıyor insan😉🙋♀️
❤️❤️❤️ Sizin bakış açınızdan kendi alışkanlıklarımızı duyunca fark ediyorum böyle şeyleri, ilginç bir bakış açısı katıyorsunuz biz izleyenlere de. Pazar günlerini artık dört gözle bekliyoruz 😊
@@dlkakdag7013 bu neyi değiştirir? Ben buraya videoda anlatılanı dinlemeye geldim. Geri kalanı beni ilgilendirmez. Benim birilerinin siyasi görüşlerine karşı alacağım tavıra karışma cürretini nereden buluyorsunuz acaba? Eğer sevmiyorsanız izlemeyebilirsiniz.
@@dlkakdag7013 kimi savunduğu veya savunmadığı beni ilgilendirmiyor. Politika konuşmak istiyorsanız politik videoların yorumlarına gitmenizi tavsiye ederim. Kimin videosuna yorum yapacağımıza da karışmayın.
@@dlkakdag7013 kimse kimseyi övmüyor. Bir içerik üretilmiş ben de tükettim ve beğendim. Bu kadar. Lütfen beni ve diğer insanları rahat bırakın bundan sonra.
Pizza dükkanları Türkiye'ye ilk geldiğinde insanlar ne olduğunu bilmediği için ilgi çekmiyor ve pizzacılar iflas ediyor. Daha sonra ninja kaplumbağalar çizgi filmi Türk tv'lerinde gösterime girince iflas eden pizzacılar yeniden pizza dükkanları açıyorlar ve bu sefer zengin oluyorlar. Türkiye de pizza o çizgifilm sayesinde tanındı
@@user-vn5ff1my6k Yoo eksik hatirlamiyor. Aynen soyledigi gibi oldu. Ninja kaplumbagalar Turkiye'de ilk ciktiginda ana haber bultenlerine bile konu oldu. Aslinda sadece Turkiye'de degil ayni anda butun dunyada meshur oldu, tum dunyada pizza satislari patladi. Halbuki sacma sapan bi cizgi filmdi. Gerci o zaman yasim da biraz ilerledigi icin cok ta ilgimi cekmemisti..
@@FurkanN1453 sallamayın ben çocukken pastanelerde bile karışık pizza yerdik. 1987-88. hatta 7 eleven diye bir market vardı. dilim pizza satılırdı o tarihlerde. alırdın mikrodalgada ısıtır verirlerdi. her yerde pizza vardı.
Merhabalar, Almanya benim gördüğüm yedinci ülke, burada en çok şaşırdığım ; insanların birçoğunun karşılıksız neredeyse hiçbir şey kabul etmemesi , pazarların öğlen vaktinde kapanması (Fransa ve Yunanistan da aynı)İnternet yoluyla kullanmadıkları eşyaları hediye (zu verschenken )etmeleri ve en önemlisi çocuklara karşı hoşgörülü davranılması.Sözleşme (internet/cep telefonu gsm operatörü vs.) iptali için en az üç ay öncesinden başvuru yapılması bir de ev ararken kendimizi tanıtan kısa bir mail yazmak .Şimdilik aklıma gelenler bu kadar 🤗
@@muyesserylmaz5623Almanlar çocukları pek sevmez demek biraz acımasızca bir değerlendirme oldu bence.Almanlar kendilerinden başka kimseyi sevmezler yani çocuklara karşı düşmanlarmış gibi anlaşılmasın.Çocukları sever ve değer verirler doğrusu..
Almanya Dresden' e gitmiştim bir seferinde. Geceleri sokaklar bomboştu. O kadar şaşırmıştık ki anlatamam 1 Allahın kulu bile yoktu sokaklarda. Çok ilginç gelmişti.
Belcikada okudum bi dönem ve yurtta kaldim sonra bi alman arkadasim kek yapmış bizde 3 arkadaş oturuyorduk bizede ikram etti ve gece mesaj attı kek yiyenler 2€ bana atsın diye ve şok geçirdim böyle bir şey turkiyede çok çok ayıp.
@@user-vn5ff1my6k para icin yapmatigini dusunmuyorum ama alman arkadaşlarımın yarısı böyle kuruşu kuruşuna hesapliyor ortak bisey alinca mesela ama yarısı normal hatta bizdeki tabak boş gitmez mantigiyla bisey ikram edince onlarda biseu ikram ediyor.
Yurtdışına ilk gittiğimde 15 dk da bir çan sesi duymak ilginçti. 15 geçe 1 kere, yarımda iki kere, 45 geçe 3 kere ve saat başı 4 kere çana vuruluyordu. Otomatik olarak. Aslında zaman kontrolü açısından farkındalık yaratıyor güzel bir uygulama.
Ben yurtdışında belli aralıklar yaşamış biri olarak, hem öğrenci oldum hem de çalıştım. Almanya'da öğrenci olmuştum ve bu gerçekten çok faydalı ve bir o kadar da eğitici oldu. Açıkçası en çok şaşırdığım nokta her üniversite öğrencisinin istisnasız İngilizce bilmesiydi. Ayrıca İngilizcenin yanında 3.bir dil daha biliyorlardı. Diğer bir durum ise bana Almanlar da dahil olmak üzere diğer gittiğim yerler için söylenen insanların soğuk olması durumu sadece bir önyargı bence. Zira birçok kişiyle tanıştım ve hiç böyle bir şeyle karşılaşmadım. Son olarak Almanlar gerçekten çok disiplinli çalışıyorlar. Sadece çalışıyorlar demiyorum bak her şeye zaman ayırıyorlar. Plan ve program gerçekten önemli.
Hı almanyada çok şaşırdığım şey evlerin içinde tuvalet olmayışıydı merdiven çıkışlarında tuvalet vardı ve başka dairede oturan insanlarla aynı tuvaletı kullanıyorlardı.tabiki her evde değil ama çoğu eski yapılarda....
Türkçe'de; Yaşlıysa, iş yerinde yeni tanışınca, iş yerinde üstünse, mağazalarda, alışveriş yaparken, tüm kamusal alanlarda, devlet dairelerinde, tüm yeni tanışılan kişilerle SİZ kullanıyoruz. Samimiysen, günlük iş arkadaşınsa, normal arkadaşınsa, yakın aile bireyiyse vs. SEN kullanıyoruz. Yine de sen ve siz kullanımı, cümlenin amacına göre politik/kişisel çıkar amaçlı olarak farklı kullanılabiliyor :) Örneğin, bir loktantada iyi hizmet almanın, garsonu tanımaktan geçtiğini düşünüyorsak, samimiyet kurmak için "Şefim, bana bir bakabilir misin?" demeyi tercih ediyoruz, "Bakar mısınız?" demek yerine :) Ya da bir politikacıysak ve bir yaşlı teyzemizle samimi bir görüntümüz olsun istiyorsak, halka yakın gözükmek istiyorsak; "Nasılsınız?" yerine, "Teyzecim, nasılsın?" diyebiliyoruz :) Bir başka örnek verecek olursam; hiç tanımadığımız bir satıcı ile bir anda aşırı samimileşebiliyoruz, mesela bir ürün alırken, pazarlığa tabi bir ürün ise, "Abicim, bak sen yabancı değilsin, vallahi şu kadar verebilirim, evde çocuklar aç aç" seviyesine bir anda inebiliyoruz :)
Yeni tanıştığın birine siz diye hitap etmek Türkiye'de bir nezaket ifadesidir. Bazen de karşıdaki kişiye nezaket ifadesi olarak hocam denilir. Senli benli konuşma daha çok bir kişiyle samimiyet kurulduktan sonra yapılır.
1-İranda bana ilginç gelen şeylerden birisi,evlerdeki pencere camları ayna şeklindeydi 2- İran da kız-erkeklerin tanışma şekli ‘caddelerde araçla gezme ‘dor dor’ tur atma şeklindeydi. İlginç gelmişti.
4 года назад+21
3.kural olmadı diğerleri doğru...Bir durum çok ilginç , biz memlekette yasarken halkımız ve memleketimizden çok şikayet ederiz gurbete çıkalım en fazla 6 ay ile 1 yıl içinde halkımızın ve memleketimizin kıymetini anlarız. Anlattığınız bir çok madde bizim insancıllığımızın belirtisidir, muhabbetimizin, sıcaklığı mızın göstergesidir bunu ancak gurbete çıkınca ne kadar önemli olduğunu anlarız.
Almanyada şaşırdığım şeylerden biri vardı ki hala anlatırım. Bir göle yüzmeye gitmiştik yakınımızdaki ailenin babaları hiç çekinmeden hem kendi ailesinin hem de herkesin görebileceği şekilde mayosunu değiştirmişti 🤭
Julia şu garson olayı çok iyi ya... ben almanyada’ki komşunun ismini yıllar sonra öğrendim, sen Türkiye’deki garsonların ismini 2 dk içerisinde öğreniyorsun 🤣
Zevk meselesi, ben hem Amerikan tarzı hem Türk tarzı yemekler seviyorum. Bunun için kültürümüz elden gidiyor diye zırlamayın. Ki zaten Türk kültürünün sadece yemeklerden ibaret sanılması, reklamının yapılması çok sinir bozucu
Annem ile beraber izliyoruz o sobaya bayılıyor :) yine süpersin Julia ben şu an Türkiye deyim ama Almanya yı çok özledim pandemi bitse de gitsek bavyera da doya doya koşup bisiklet sürsek :))
1 yıl önce Leipzig'e gitmiştim (Almanya'ya ilk gidişimdi). Havalimanında pasaporttan geçtim, (afedersiniz) bir tuvalete gideyim dedim. Taharet musluğu olmamasını bekliyordum ama pisuvarlar arasında da bölme olmamasını beklemiyordum. Hala garip gelmekte.
Ülkemiz kültürü o kadar zengindir ... tarih açısından da zengin kültürümüz vardır bizim kültürümüzde misafir, insanın başının üstünde yeri var . Tarihimizde ise hunlardan başlayıp Osmanlı'ya kadar viyana önlerine kadar geniş bir tarih kültürümüz var. Ülkemizin güzelim yemek kültürü yabancılaşmaya gdiyor... . ülkemizde daha anlatamayacağım 1001 çeşit güzellik bulunmakta...
İzmir liyim iş için 15 günlüğününe Elazığ a gittim 7 kez minibüse bindim 4 ün de yol ücreti almadılar misafir olduğum için, ikisinde telefonumun zil sesi İzmir marşı olduğu içindi
siz-sen konusuna gelince o yaşadığın yere göre değişebilir, mesela ankaranın bazı yerlerinde bırak siz demeyi " laa nördün " diye yeni tanıştığın kişinin ensesine tokat bile atarlar ama dostça bi davranış olarak, öyle kavga niyetiyle değil
Türkiyede devlet kurumlarinda, hatta Almanyada elciliklerde sen diye hitap eden cok, rahatsiz edici bi durum, ama kardesi gibi, arkadasi gibi sen diye hitap eden memurlar da var, bu baya mutlu edici
Muhteşem bir video daha ne kadar güzel bir şey yapmışsın farklı bir dil ve farklı bir kültürü tanımakla benimde çok hoşuma gidiyor bu bende macaristanı tanımak istiyorum ama dili zor gibi bakalım umarım bir şeyler öğrenebilirim
Ismarlamazsak rahatsız hissediyoruz kendimizi , niye böyle harbiden bilmiyoruz ama illa ısmarlamalıyız . Sevdiğim nadir özelliklerden , zararlı olsa da seviyorum bu özelliğimizi :)
Julia, İspanya, Fransa, Portekizdeki pizza hamurunu getirtip öyle pizza yaptır biz türkler için restoranında. Çok değişik lezzetli geliyor o sokak aralarındaki 4frommage'lı ve sucuk, sosisli, extra zeytinyağ veriyorlar yanına.
Türkiye genelinde yemek kültürü Amerikanlaşmadı Julia.. Siz İstanbul'un sınırlı sayıdaki semtlerinde zaman geçirdiğiniz için zihninizde yanlış bir algı oluşmuş.. Türkler geleneksel yemek kültürünü sürdürüyor.. Türkiye'yi dolaşın, göreceksiniz..
@@cihankrk6235 Öyle bir şey yok, yani kültür nedir bunu düşünmek lazım ''Abi dünya mutfağı falan'' da yok zaten ortada. Amerikanların kendilerine has yemek kültürü var gayet, barbekü bazlı, genelde kalabalık aileler için tasarlanmış ateşte et pişirme yöntemleri falan mangal dediğin şey, bizim ülkede tapılan bir şey ama ortalama bir Amerikalı'nın çeyreği kadar bunun kültürü yok bizde mesela. Bunun üzerinden ''Onların kültürü yok'' demek garip çünkü bizim yemek kültürümüzün kaçta kaçı bize ait? Türk mutafağı dediğin şey Levanten, Yunan, Pontus Rumu ve Türk yemek kültürünün karması bir şey. Bizdeki daha eski onlarınki daha yeni, o zaman bizde kültür var onlarda yok gibi bir mantık olamaz. Bu ben merkezci anlayışı bırkmamız lazım bu kafa yapısı tam Amerikan işi mesela.
@@cihankrk6235 Bi kaçtane saray yemeği hariç Türk yemeklerinin yüzde sekseni özellikle osmanlı dönemi azınlıklarından bizim damak tadımıza göre şekillenip öylece bize geçmiş gibi mesela trakyanın yemekleri balkan sofrasından egenin ot ağırlıklı yemekleri giritli ve diğer yunanlardan doğunun yemekleri iran ırakta aynıları var kebaplar tatlılar bile aynı akdeniz ve iç anadolu yörük ve bozkır kültürü çoğu orta asyadaki atalarımızdan, karadeniz mutfağı da gürcü ve pontus rumlarından çok etkilendiği apaçık bunlar coğrafyadan değil azınlıklardan ee amerikada nüfusun yarısı karma millet özellikle güney amerikalılar olmak üzere asyalılar da çok fazlalar yani normal orda çin tayvan restoranı olması sen burda boşnak börekçisi arnavut ciğercisi görünce şaşırıyormusun bazı şeyleri fazla sahiplenip onlarda kültür yok şu yok bu yok diye üstten üstten laflar etmenin hiç manası yok her milletin kendine has bir kültürü var ve kızın dediği gibi starbuckslar mc donaldslar pizzacılar bizim kültürümüz değil ama çok yerde var nerdeyse her metropelde rahatlıkla buluyorsun
Siz kibarlık içindir biriyle çok yakın olursan oma sen dersin ve ya biri seni kendine yakın görürse senin iyi biri olduğunu düşünürse sen diyebilir ama genelde saygı için siz kullanılır
Bence de bunlari kendi Alman vatandaslarina da anlat. bize anlatman cok birseye yaramiyor. Biz kendimizi az cok biliyoruz. Ama yine de keyifle seyrediyoruz
Ilk almanyaya geldiğimde yaşlıların bisiklet sürmesine,çalışmasına ve benden genc dinamik olmalarına cok şaşırdım.yayalara yol verilmesine trafik kurallarına uyulmasına ,yeşil ışık yanmadan yayaların gecmemesine cok şaşırdım.ben de biraz zor alıştım.bisiklet yollarının olmasina heryerde köylerde bile ve yayalarin bisiklet yolunda mümkün olduğunca yürümemesine,bebekten yaşlıya herkes bisiklet vb.sürüyor.eski araba görmemeye,her yer lüks son model arac dolu.hatta hic görmediğim ilginç değişik model arabalar.insanların herkese selam vermesine,randevusuz çat kapi birine gidilmemesine,hastanede çalışanların güler yüzlü olmasına, herkese eşit davranılmasına ve bakımın cok iyi olmasina(özellikle dogum servisi)her milletten herkesin almanyada yaşamasına.Amerikan,cin,Japon,İtalyan...,her yerin yeşillik binaların olmamasına ihtiyaç olmasına rağmen.trenle ulaşıma küçücük köylere bile gitmesine hayranım.havaraylara,havada giden trenler.sokaklarda hayvan gezmemesine kedi köpek gibi.en sevdigimde bu çöp konteynerindan kedi çıkmıyor 😊ve herkesin özellikle yaşlıların torunundan cok kedi köpeğiyle gezmesine cok şaşırdım.daha varsa aklima gelmiyor su anda.ama gerçekten dünyanın bir numaralı ülkesi.sistemde her anlamda guzel işliyor.bastan savma değil.
Almanya'nın neresini anlatıyorsun ki? Bizim burda, alman arkadaşlar arası, bir birinizi davet ederiz. Güney Almanya daha tuhaf galiba. Bizim kuzeyde gayet normal birşey.
Benim de sabah ve akşamları çan sesi duymam ilk başta ilginc Histi. Açıkçası sevdim de, farklı bir yerde olma hissini Eski kafa olmamak lazım Alman icin can sesi Türk icin ezan sesi değil artık vatanında olduğun hissi , bu çok orta çağ kafası
sen-siz kullanımı kültüre göre değişir. yeni nesilimiz siz filan demezler bu daha çok eski istanbul kültürüyle ilgili veya şehirli kültürü demeliyim. yakın olmadıkları, tanımadıkları kişilere siz diye hitap ederlerdi istanbul kültürüne sahip kişiler. siz diyen kişi de çoğunlukla neden kullandığını bilmeden kullanıyordur bence, ilkesel bir tutum değil de savunma amaçlı mesela bir hanım kızımız tanımadığı bir erkekle konuşmak zorundaysa arasına mesafe koyabilmek için siz diyebilir. yurtdışı deneyiminde almanya ya gitmiştim ama küçüktüm pek hatırlamıyorum, zaten ekonomik nedenlerden dolayı biz türklerin orta ve dar gelirli kısmı hayatlarında hiç yurtdışını görmezler.
Siz daha kibar gibi geliyo kulağa sen dersen daha nasıl desem biraz kaba gibi çıkıyo tabi arkadaşın değilse yeni tanıştığın biriyse siz daha kibar karşılanıyor
"Siz" kibarlık ve resmiyet birlikte. Ancak sen kabalık değildir. Yalnızca hiç tanımadığına siz diyerek saygı ve resmiyet olur. Resmi olmayı sevmeyenler de senli konuşur.
Biz her 15 dakikada Kilisenin Can sesini duyuyoruz ve hic sasirmiyoruz liebe Julia cünkü Almanyada yasiyoruz yani Hristiyan bir ülkede 😉 VLG aus Stuttgart
julia almanya da ezan okumak yasak oldugu icin almanya daki camilerde duymaman normal hatta bir cok camiinin minare dikmeside görüntü kirliligi bahanesi ile engelleniyor ama kiliseler icin sorun olmuyor tabiki (Çan kulesi ) . selamlar saygilar julia seviliyorsun .
Ya üf üst - üste yorum yaptım ama kusura bakma: Acaba julia sen stand-up yapmayı düşünmez misin? Türkiye'de. Sadece şu kültür şoku yaşadığın adaptasyon hikayelerini anlattığın bir sahne yapsan emin ol millet gülmekten kırıl bence. Çünkü bir çok stand - up gösterilerinin konusu kültürler arası uyuşmazlıkların yarattığı çatışmalar iken. Bunu gerçekten deneyimlemiş birinci ağızdan insanların dinlemesi emini komedinin dozunu arttıracaktır.
4:11 belki de 2 dünya savasi sonrasinda cok yokluk yasadigi icin dedeleriniz nineleriniz, kisa sürede yetisen ve yendiginde de kolayca doyuran karbonhidrat bakimindan zengin olan patatesi cok tüketiyorlar. patates ve havucun cok tüketildigine ben de sasirmistim Almanyada =)
Rammstein konserine gitmek için Leipzig'de bir bar'a gittim ve dürüst olmak gerekirse, barda selamlaştığım bir kıza sırf "yürümek" için bira ısmarlamıştım. Türkiye'den geldiğim ilk haftaydı. Alışmıştım Kadıköy'de bir biraya 18 lira vermeye falan, burada 3.5 euroydu ve bana sayı olarak aşırı ucuz geliyordu. Bir de bizde hesabı erkek öder kuralına da bir nevi takılmıştım. Aslında enayilikten de değil, bence buluşmaya teklif eden öder hesabı ya da karşısındakinin işsiz, güçsüz durumu göz önünde bulundurulduğunda ödenir diye algılıyordum vs... İşte her neyse, Almanya'da sanki 3.5 lira veriyorum gibi hissettim. Rakam o kadar küçüktü benim için. Hiç zoruma da gitmedi. İnsan kendini maddi olarak güvende hissetti vs... Kız ise şaşkındı, uzaylı görmüş gibi bakıyordu. Romantik ve düşünceli insansın demişti. Ben de alışık değilim böyle iltifatlara, kesin benimle dalga geçiyor demiştim. İyice gerilmiştim. Sonra zamanla defalarca görüştük ama dil yüzünden çok patladım. Yine de ondan öğrendiğim kelimeleri, Almanca kursunda öğrenemedim.
Aslında bira barda da pahalıymış. Marketlerde 70 cent civarındalar :)
***
Bir diğeri de STR trenlerinde otomata para atan adamın 20 cent kadarı eksikti, biletini alamadı. Bir de bilirsiniz, az miktar olunca yüksek paraları da kabul etmiyor otomat. 5 euro bile dahil olsa. Bitte/Buyur dedim, ben attım. "Neden attın?" ya da "Neden yardım ettin?" falan dedi. İşine karıştım diye korktum. Senin de videoda dediğin gibi adamı mı utandırdım dedim farkında olmadan ben de utandım. Kızıyor, sandım. :D Sonra hızlıca kendi biletimi alıp "Almanca bilmiyorum" dedim kaçtım hemen :D Sonra geldi defalarca teşekkür etti. Sohbet falan ettik. Alışık değiliz dedi. Ben onları övdüm, o beni övdü. Öyle geçti ama bir an sanki karşımda 2. Dünya Savaşı filmlerindeki SS subayları dikilir de kızar ya, sanki öyle bir hisle korkup kaçtım. :D :D :D
***
Bir diğeri "Wie geht's Ihnen?" derdim. "Siz" diye kibar olurdum. Meğersem "Sie" kısmı ilk kez gördüğün ve samimiyet kurmadığın kişilere denirken, bir de yaşlılara söylenen kelimeymiş. "Du" kısmını kullanınca da sanki emir verir gibi hissediyorum. O kısım çok önemli. Ha bir de "Ich habt dich" demek önemli. Benim gibi mal gibi hemen "Ich liebe dich" demeyin. :D Derseniz Google Translate açın, onun çeviri hatasıymış gibi davranın :D
***
Bir de o ilk anlattığım kız arkadaşımı evine bırakana kadar onunla yürüdüm. Bunu aşırı düşüncecilik ve ilgisellik olarak algıladı. Sıradandı oysa. Bir şey olacağına da değil, alışkanlık ve iyi hissetme biçimiydi.
***
Akbil basma, para verme, yemek ısmarlama, buyrun önden gibi fedakarlık konusunda cidden harika ülkeyiz. Gel gör ki birçok sorun yaşamadan da duramayan ülkeyiz. Ama şu yer konusunda mecburiyetmiş gibi algılayanlar olunca bu güzel hisleri ettiğine de pişman olabiliyor insan. Ha benim canım istiyor yaparım yine. Np.
Ayrıca Julia iyi ki ülkemizdesin, iyi ki böyle kanalın var. Sen de bizdensin :) - Sayende ben de şu videolarda birçok şey öğrenip, Türkçe konuşan bir arkadaşımla muhabbet ediyormuşum gibi hissediyorum.
@Merdan Akın ne mutlu sana
asla almanyadan kopma.. burda ekonomi cok kötü ben almanyada dogup bügüdüm ama sınır dışı edildim bir cok suc işledigim icin.. cok rahattım.. burda insanlar aclık icinde.. ancak türkiyede savaş cıkarsa gel ülken icin savaş ama bu başımızda olanların kölesi olma.. bizim vatan en güzel vatandır ve insanları en güzel insanlarıdır ama hükümet yedi bitirdi cennet vatanımızı. erdoganı sevmeyen hain oluyormuş. halbuki almanyada yaşayan türkiyeye anca seneden seneye tatile gelen gercek hain kendisi olan insandır. erdogana tapanlar türkiyede ekonomi cok güzel diyenler.. avrupa bizi kıskaniyor diyenler ama tatil haric ayak basmaya korkanlar 4 haftadan fazla kalmaktan cekinenler.. burda yaşam sürdürmekten korkanlar gercek haindir.. askerlik yapmamak icin alman vatandaşlıgı alanlar..
dürüst davranıp ülkemiz ne halde oldugunu bilincinde oldugunu.. hükümetin yalancı oldugunu bilip gurbete kalanlar.. sizin icin en güzelini istiyorum siz gelmeyin kalın tatile gelin keyfinizi cıkarın... ama digerleri... türkiye ekonomisi kötü dedigin zaman sana kızan.. şükret.. erdogana dua et diyen gurbetciler.. inshallah buraya sürülürsünüz.. kalmas artık 2 euroya kuşbaşı.. maasın yarısına 2el araba almak.. maasın 4/1 ne 5 yıldız otel tatili yapmak.. bunları görmesin ozaman.... ben 16 yıl yaşadım almanyada aslen Trabzonluyum.. ama gercek memleketim Almanya kalacak.. savaş harici türkiyeye ayak basmak istemiyorum.. ancak hükümet kendine gelip ekonomiyi düzeltene kadar ve alım gücü artana kadar..
@@orhanozdemir7801 Bu arada ben de aslen Trabzonluyum. Ekonominin dibini Türkiye'de yaşadığım için ev kurması, araba alması falan fazla zamanımı almadı. Tecrübeliydim ama bu saatten sonra geri dönersem hayata küserim. Demek istediğini net bir şekilde anlıyorum. Avrupa'nın kıskanacağı tek şey var. O da Türkiye'nin iklimi, coğrafyası vs. ancak aptalların ve hainlerin yönetiminde olduğu için maalesef bunun değerini bilemiyoruz. Oysa gerçekten akıllı insanlar yönetseydi, maddi konuda da, medeni konuda da kıskanılacak seviyeye gelirdik ki gel gör ki Menderes zamanından beri böyle. Burada kendim için elimden geleni de yapıyorum. Dil seviyem B1 oldu şimdilik. Geldiğim günden beri de çalışıp vergimi veriyorum. Eğitimimi de alıyorum vs. Pandemi sürecindeki mecburi izinler haricinde de devlete kişisel olarak kuruş harcatmadım. Bir aylık kiramı ödediler o kadar. Çalışma izni vermişsiniz ve bunu kullanıyorum diyorum. Paranız sizde kalsın diyorum vs. :) Daha beterini görmüş biri olarak pekte zor gelmedi bunlar bana. Üniversite zamanında parasız kalıp 20 lirayla 20 makarna alıp, 15 gün dayandığımı da bilirim. Ayıp olmazsa suçların neydi ki? Sınır dışı edilecek kadar? Bir kere ben de polislik oldum. Mültecilerden biri içip içip saldırmıştı. Ben de karşılık vermiştim. Diğerleri gibi çekip gitmedim. Hata ettim. Sadece ifadem alındı ve mağdur olarak bunu yaptığım biliniyordu. Karşı taraftan şikayetçi oldum o kadar. Bu yüzden hafiften korktum şu an. :)
Yorumu okurken bi an seyahatname okur gibi oldum ne yazmışsın be arkadaş :D
@@orhanozdemir7801 kafan iyimi oğlum senin
Milletin kimi tuttuğunu eleştireceğine kendin Adam olsaydında sürgün yemeseydin
Daha bu kafayla gidersen çok çile çekersin sen
Almanya'ya ilk gidişimde eşimleydim. Küçücük ilkokul çocuklarının trene binip evlerine gitmesine şaşırdık. Sonradan anladık ki tren yolları Almanya'da pek çok yere gidiyor. Ayrıca çocuklar rahatsız edilme endişesi taşımadan güvenli seyahat ediyor.
Almanya'da en çok şaşırdığım konuların başında insanların birbirlerine karşı mesafeli yaklaşımı ve arkadaşlık etmenin çok zor olmasıdır. Aslında çoğu tanıştığım insan güler yüzlüydü ama işyerinde yan yana oturduğum Alman arkadaşlar bile bir sene sonunda tamamen bir yabancı gibi davranıyorlardı. Bir de paranın ve zamanın değerini çok iyi biliyorsunuz. Biz Türkler o konuda biraz fazla savruk davranıyoruz. Bu sebeple de Almanya'da insan gücü ile yapılan herşey pahalı
Bunları lütfen almanca olarak paylaş sayende belki önyargılar bir nebze de olsa azalır.
Almanya da Yabancılara karşı önyargı azalır? Siz Almanya da 2 gündür yaşıyorsunuz heralde😂
Hoparlörsüz dogal insan sesisiyle bir ezan huzur verici terapi gibidir fakat hoparlörlüsü rahatsiz edicidir ses kirligi yapar Ezanin bütün kutsalligini güzelligini bitirir fakat bizim insanimiz bunu itiraf edemez ezana saygisizlik ettigini düsünür yabancilarda haliyle nezaketen dile getiremezler
Bunu din dersinde dediğimde , bütün okul tarafından kafir ilan edilmiştim fnfmfmfmöf
Huzur veriyorsun, samimiyet sorulsa ilk aklima gelen sen olursun. Teşekkürler emeklerin icin.
@@dlkakdag7013 varmı iddianı kanıtlıyacak vidiyo varsa bizimle paylaşmki herkes bilsin
Almanyada kaldığım ev kilisenin hemen dibindeydi sabahları çalan çan sesiyle uyanıp sabah namazı kıldığım oluyordu. Degisik hissettiriyordu
Abi o kafadan bende istiyorum:D
🤣🤣
Bugüne kadar camiden çok kilise gezip kilisede dua etmişimdir ben de. O da Allah’ın evi, ne olacak. :) yalnız Sofya’daydı sanırım aynı gün içinde hem camiye hem kiliseye hem de sinagoga gittim. Sinagogda dua ederken çok değişik hissettim, mimarisi de içerideki hissiyatı da çok farklı oranın. O gün beni 3 dinin ibadethanelerine götüren Allah’a ayrıca şükür ettim.
Şimdilik aklıma gelenler:
1) Almanya'daki ilk aylarımda bisikletle göl kıyısında gezerken bir böğürtlen öbeği görüp dadandım. Çılgınca yerken birdenbire bir amcanın anadan doğma elleri belinde beni izlediğini farkettim. Meğer çıplaklar için ayrılmış göl kıyısıymış orası.
2) Kuzey Almanya'dayım. Yeryüzünün bu kadar düz olabileceğini hiç düşünmezdim. Yüksek bina da olmadığından gündoğumu ile günbatımını uzun süredir izleyemiyorum. Özlem içindeyim. Ancak Türkiye'ye dönünce izleyebileceğim sanırım.
3) yaşgünü olan kişiye pasta almak yerine, o kişinin herkese pasta alması. İlk başlarda çok yadırgamıştım. Duygusal olarak ters gelse de, mantıksal olarak uygun geliyor bir yandan. Yılda çok kez yaşgünü pastası düşüneceğine bir kez düşünmüş oluyorsun, o da kendininki. Böylesi daha kolay.
Günaydın Julia.Bende Münihe ilk geldiğim zamanlar yağmurun her gün yağdığına ve sokaklarda kimselerin olmayışına şaşırmıştım.Zamanla alışıyor insan😉🙋♀️
❤️❤️❤️ Sizin bakış açınızdan kendi alışkanlıklarımızı duyunca fark ediyorum böyle şeyleri, ilginç bir bakış açısı katıyorsunuz biz izleyenlere de. Pazar günlerini artık dört gözle bekliyoruz 😊
@@dlkakdag7013 bu neyi değiştirir? Ben buraya videoda anlatılanı dinlemeye geldim. Geri kalanı beni ilgilendirmez. Benim birilerinin siyasi görüşlerine karşı alacağım tavıra karışma cürretini nereden buluyorsunuz acaba? Eğer sevmiyorsanız izlemeyebilirsiniz.
@@dlkakdag7013 kimi savunduğu veya savunmadığı beni ilgilendirmiyor. Politika konuşmak istiyorsanız politik videoların yorumlarına gitmenizi tavsiye ederim. Kimin videosuna yorum yapacağımıza da karışmayın.
@@dlkakdag7013 kimse kimseyi övmüyor. Bir içerik üretilmiş ben de tükettim ve beğendim. Bu kadar. Lütfen beni ve diğer insanları rahat bırakın bundan sonra.
@@dlkakdag7013 Biliyorum zaten. Ama beni sadece ürettiği içerik ilgilendiriyor. Teşekkürler
Pizza dükkanları Türkiye'ye ilk geldiğinde insanlar ne olduğunu bilmediği için ilgi çekmiyor ve pizzacılar iflas ediyor. Daha sonra ninja kaplumbağalar çizgi filmi Türk tv'lerinde gösterime girince iflas eden pizzacılar yeniden pizza dükkanları açıyorlar ve bu sefer zengin oluyorlar. Türkiye de pizza o çizgifilm sayesinde tanındı
Çocuğum elinin altında internet var. Öğren gel sana çikolata alacam hayde
@@user-vn5ff1my6k Yoo eksik hatirlamiyor. Aynen soyledigi gibi oldu. Ninja kaplumbagalar Turkiye'de ilk ciktiginda ana haber bultenlerine bile konu oldu. Aslinda sadece Turkiye'de degil ayni anda butun dunyada meshur oldu, tum dunyada pizza satislari patladi. Halbuki sacma sapan bi cizgi filmdi. Gerci o zaman yasim da biraz ilerledigi icin cok ta ilgimi cekmemisti..
@@FurkanN1453 aynen
benim de çocukluk hayalimdi pizza çizgi filmden dolayı
@@FurkanN1453 sallamayın ben çocukken pastanelerde bile karışık pizza yerdik. 1987-88. hatta 7 eleven diye bir market vardı. dilim pizza satılırdı o tarihlerde. alırdın mikrodalgada ısıtır verirlerdi. her yerde pizza vardı.
Merhabalar,
Almanya benim gördüğüm yedinci ülke, burada en çok şaşırdığım ; insanların birçoğunun karşılıksız neredeyse hiçbir şey kabul etmemesi , pazarların öğlen vaktinde kapanması (Fransa ve Yunanistan da aynı)İnternet yoluyla kullanmadıkları eşyaları hediye (zu verschenken )etmeleri ve en önemlisi çocuklara karşı hoşgörülü davranılması.Sözleşme (internet/cep telefonu gsm operatörü vs.) iptali için en az üç ay öncesinden başvuru yapılması bir de ev ararken kendimizi tanıtan kısa bir mail yazmak .Şimdilik aklıma gelenler bu kadar 🤗
eveet, pazarlarin aksama kadar acik kalmasi benim tr'de cok pratik buldugum seylerden:) yorumunuz icin tesekkürler
Almanlar çocukları pek sevmez,
@@muyesserylmaz5623Almanlar çocukları pek sevmez demek biraz acımasızca bir değerlendirme oldu bence.Almanlar kendilerinden başka kimseyi sevmezler yani çocuklara karşı düşmanlarmış gibi anlaşılmasın.Çocukları sever ve değer verirler doğrusu..
4 yildir Almanyada yaşıyorum. Almanyanin bu kadar sessiz olmasi hâla şaşirtiyor beni :)
Klişe şeylerden değil daha farklı konulardan bahsetmişsin, bu tarz videolar genelde birbirine çok benziyo ama bu güzel olmuş
Almanya Dresden' e gitmiştim bir seferinde. Geceleri sokaklar bomboştu. O kadar şaşırmıştık ki anlatamam 1 Allahın kulu bile yoktu sokaklarda. Çok ilginç gelmişti.
Çünkü herkes sabah ile gider
Dresdenlilerin psikolojileri bozuk ikinci dünya savaşında maf etmişler orayı
Belcikada okudum bi dönem ve yurtta kaldim sonra bi alman arkadasim kek yapmış bizde 3 arkadaş oturuyorduk bizede ikram etti ve gece mesaj attı kek yiyenler 2€ bana atsın diye ve şok geçirdim böyle bir şey turkiyede çok çok ayıp.
@@user-vn5ff1my6k evet hala duruyo mesajlasma
@@user-vn5ff1my6k para icin yapmatigini dusunmuyorum ama alman arkadaşlarımın yarısı böyle kuruşu kuruşuna hesapliyor ortak bisey alinca mesela ama yarısı normal hatta bizdeki tabak boş gitmez mantigiyla bisey ikram edince onlarda biseu ikram ediyor.
Lsndşşncvklsjsşdnşdmdidmdşs ben buna çok güldüm
@@user-vn5ff1my6k bana çok takıntılı bir hareket gibi geliyor 3 kuruşun hesabını yapmak
Yurtdışına ilk gittiğimde 15 dk da bir çan sesi duymak ilginçti. 15 geçe 1 kere, yarımda iki kere, 45 geçe 3 kere ve saat başı 4 kere çana vuruluyordu. Otomatik olarak. Aslında zaman kontrolü açısından farkındalık yaratıyor güzel bir uygulama.
Ben yurtdışında belli aralıklar yaşamış biri olarak, hem öğrenci oldum hem de çalıştım. Almanya'da öğrenci olmuştum ve bu gerçekten çok faydalı ve bir o kadar da eğitici oldu. Açıkçası en çok şaşırdığım nokta her üniversite öğrencisinin istisnasız İngilizce bilmesiydi. Ayrıca İngilizcenin yanında 3.bir dil daha biliyorlardı.
Diğer bir durum ise bana Almanlar da dahil olmak üzere diğer gittiğim yerler için söylenen insanların soğuk olması durumu sadece bir önyargı bence. Zira birçok kişiyle tanıştım ve hiç böyle bir şeyle karşılaşmadım. Son olarak Almanlar gerçekten çok disiplinli çalışıyorlar. Sadece çalışıyorlar demiyorum bak her şeye zaman ayırıyorlar. Plan ve program gerçekten önemli.
Hı almanyada çok şaşırdığım şey evlerin içinde tuvalet olmayışıydı merdiven çıkışlarında tuvalet vardı ve başka dairede oturan insanlarla aynı tuvaletı kullanıyorlardı.tabiki her evde değil ama çoğu eski yapılarda....
Türkçe'de;
Yaşlıysa, iş yerinde yeni tanışınca, iş yerinde üstünse, mağazalarda, alışveriş yaparken, tüm kamusal alanlarda, devlet dairelerinde, tüm yeni tanışılan kişilerle SİZ kullanıyoruz.
Samimiysen, günlük iş arkadaşınsa, normal arkadaşınsa, yakın aile bireyiyse vs. SEN kullanıyoruz.
Yine de sen ve siz kullanımı, cümlenin amacına göre politik/kişisel çıkar amaçlı olarak farklı kullanılabiliyor :)
Örneğin, bir loktantada iyi hizmet almanın, garsonu tanımaktan geçtiğini düşünüyorsak, samimiyet kurmak için "Şefim, bana bir bakabilir misin?" demeyi tercih ediyoruz, "Bakar mısınız?" demek yerine :)
Ya da bir politikacıysak ve bir yaşlı teyzemizle samimi bir görüntümüz olsun istiyorsak, halka yakın gözükmek istiyorsak; "Nasılsınız?" yerine, "Teyzecim, nasılsın?" diyebiliyoruz :)
Bir başka örnek verecek olursam; hiç tanımadığımız bir satıcı ile bir anda aşırı samimileşebiliyoruz, mesela bir ürün alırken, pazarlığa tabi bir ürün ise, "Abicim, bak sen yabancı değilsin, vallahi
şu kadar verebilirim, evde çocuklar aç aç" seviyesine bir anda inebiliyoruz :)
Aynen
1yıldır Berlin’de yaşıyorum ve insanların köprü altı, yol kenarı yada apartman köşelerine işemelerine hala alışamadım 😂
Ben de burada yapıyorlar sanıyordum :D
O işleri yapanlar, bu taraftan gidenlerdir
@Gökdeniz ikisinide yapmasalar olmuyormu
Kışın saat 15.00'te akşam olması yazın ise 23.00'te hala havanın aydınlık olması.
Yeni tanıştığın birine siz diye hitap etmek Türkiye'de bir nezaket ifadesidir. Bazen de karşıdaki kişiye nezaket ifadesi olarak hocam denilir. Senli benli konuşma daha çok bir kişiyle samimiyet kurulduktan sonra yapılır.
1-İranda bana ilginç gelen şeylerden birisi,evlerdeki pencere camları ayna şeklindeydi
2- İran da kız-erkeklerin tanışma şekli ‘caddelerde araçla gezme ‘dor dor’ tur atma şeklindeydi. İlginç gelmişti.
3.kural olmadı diğerleri doğru...Bir durum çok ilginç , biz memlekette yasarken halkımız ve memleketimizden çok şikayet ederiz gurbete çıkalım en fazla 6 ay ile 1 yıl içinde halkımızın ve memleketimizin kıymetini anlarız. Anlattığınız bir çok madde bizim insancıllığımızın belirtisidir, muhabbetimizin, sıcaklığı mızın göstergesidir bunu ancak gurbete çıkınca ne kadar önemli olduğunu anlarız.
Aynen 😄😂😂👍😂😂
Ses tonun çok dinlendirici. ASMR videosu çeksen müthiş olur! :)
Almanyada şaşırdığım şeylerden biri vardı ki hala anlatırım. Bir göle yüzmeye gitmiştik yakınımızdaki ailenin babaları hiç çekinmeden hem kendi ailesinin hem de herkesin görebileceği şekilde mayosunu değiştirmişti 🤭
Ben de birine akbil basınca parasını almıyorum. İstemden genlerimize işlemiş...
julia yurtdışına çıkmak bizim için hayal seni dinliyoruz yeter bize. Teşekkürler cana yakın paylaşımın için.
Seni seviyoruz,Selam Antalya'dan...
Julia şu garson olayı çok iyi ya... ben almanyada’ki komşunun ismini yıllar sonra öğrendim, sen Türkiye’deki garsonların ismini 2 dk içerisinde öğreniyorsun 🤣
Avrupada beni şasırtan şey, sakinlik, duraganlık. Ne bağıran çağıran var, ne trafik var, ne darbe var, ne polis var. Tek kelimeyle can sıkıcı.
Hahah
tek kelimeyle can sıkıcı anlıyorum babacım
Ben yabancı değil Türk'üm fakat bu ülke de her şey beni şaşırtıyor. Şaşırmak için yabancı bir insan olmaya gerek yok.
O da bir şey mi? Ruslar inanılmaz formal. 80 yaşında profesör 18 yaşında öğrenciye "Beyefendi" falan diyorlar
Amerikanlaşmış doğru çok doğruve çok acı hele starbucks kahveden anlamayalar cenneti sdadsa
Zevk meselesi, ben hem Amerikan tarzı hem Türk tarzı yemekler seviyorum. Bunun için kültürümüz elden gidiyor diye zırlamayın. Ki zaten Türk kültürünün sadece yemeklerden ibaret sanılması, reklamının yapılması çok sinir bozucu
Süper bir kanal. Lütfen videoların devamı gelsin :)
Bir yabancının gözü bu kadarmı güzel olur.
Annem ile beraber izliyoruz o sobaya bayılıyor :) yine süpersin Julia ben şu an Türkiye deyim ama Almanya yı çok özledim pandemi bitse de gitsek bavyera da doya doya koşup bisiklet sürsek :))
1 yıl önce Leipzig'e gitmiştim (Almanya'ya ilk gidişimdi). Havalimanında pasaporttan geçtim, (afedersiniz) bir tuvalete gideyim dedim. Taharet musluğu olmamasını bekliyordum ama pisuvarlar arasında da bölme olmamasını beklemiyordum. Hala garip gelmekte.
Alaturka varmi kanka
@@baybarsbaba6729 maalesef:)
@@hakan.sahinler oww 😂😂
ask olsun Julia, Hoca o kadar haydi namaza diyor, sen uyuyor musun :)
Patatesin 🥔 anavatanı'nı herkes bilmez, siz biliyorsunuz 👏👏👏 Çok kitap okumuşsunuz sanırım, Türkçe'de çok kitap okuyanlara kitap kurdu denir 🙂
Julia, çok şekersin, bal gibisin, çok tatlısın...... Almanca iltifatlarla Türkçe iltifatları karşılaştıran bir video yapsan hoş olmaz mı?
O sizin şekerliğinizdir 😅 bence mis gibi konu bulmuşsunuz, teşekkürler
Ya mükemmel türkçen var güzel insan.
Julia videolarını çok beğeniyorum. İyi ki varsın.
Ülkemiz kültürü o kadar zengindir ... tarih açısından da zengin kültürümüz vardır bizim kültürümüzde misafir, insanın başının üstünde yeri var . Tarihimizde ise hunlardan başlayıp Osmanlı'ya kadar viyana önlerine kadar geniş bir tarih kültürümüz var. Ülkemizin güzelim yemek kültürü yabancılaşmaya gdiyor... . ülkemizde daha anlatamayacağım 1001 çeşit güzellik bulunmakta...
İzmir liyim iş için 15 günlüğününe Elazığ a gittim 7 kez minibüse bindim 4 ün de yol ücreti almadılar misafir olduğum için, ikisinde telefonumun zil sesi İzmir marşı olduğu içindi
@Murat Ç kesinlikle öyleler
Samimi Arkadaşlar kız veya erkek fark etmez, kol kola girerek yolda yürürler ve bunlara " Kanka " derler 😊
O franchaise kafe hızlı yemek işine ben hala şaşırıyorum. Asla alışamayacağım :))
Senin paran burada geçmez! Dndndndn
siz-sen konusuna gelince o yaşadığın yere göre değişebilir, mesela ankaranın bazı yerlerinde bırak siz demeyi " laa nördün " diye yeni tanıştığın kişinin ensesine tokat bile atarlar ama dostça bi davranış olarak, öyle kavga niyetiyle değil
Müzik sesi bastırmış. AYrıca arkada müzik olunca hızlı versiyonda izleyemiyoruz.
ne kadar tatlı konuşuyorsun yaa :'(
Türkiyede devlet kurumlarinda, hatta Almanyada elciliklerde sen diye hitap eden cok, rahatsiz edici bi durum, ama kardesi gibi, arkadasi gibi sen diye hitap eden memurlar da var, bu baya mutlu edici
Avusturya Innsbruck da her Cumartesi öğlen saat 12 de siren çalıyor. Savaş çıktı zannetmiştim. Ve hala niye siren çalıyorlar bilmiyorum.
Muhteşem bir video daha ne kadar güzel bir şey yapmışsın farklı bir dil ve farklı bir kültürü tanımakla benimde çok hoşuma gidiyor bu bende macaristanı tanımak istiyorum ama dili zor gibi bakalım umarım bir şeyler öğrenebilirim
Kendi güzel kalbi güzel nazik Julia hanım hayatınızda başarılar dilerim. Türkçe raconunu iyi kullanıyorsunuz.
neden bu kadar güzelsin
londra nin full gri olmasindan usandik ...yildik bittik olduk...saygilar
ddfjghdfjk hiç mi güneş yok abi
Ismarlamazsak rahatsız hissediyoruz kendimizi , niye böyle harbiden bilmiyoruz ama illa ısmarlamalıyız . Sevdiğim nadir özelliklerden , zararlı olsa da seviyorum bu özelliğimizi :)
Senin gibi yabancıyı yerim ben, siz yabancı degilsiniz, Almanya bizim baştaçımız..
Julia, İspanya, Fransa, Portekizdeki pizza hamurunu getirtip öyle pizza yaptır biz türkler için restoranında. Çok değişik lezzetli geliyor o sokak aralarındaki 4frommage'lı ve sucuk, sosisli, extra zeytinyağ veriyorlar yanına.
Samimiyet güzel birşey. Keşke Almanyada da olsa.
Türkiye genelinde yemek kültürü Amerikanlaşmadı Julia.. Siz İstanbul'un sınırlı sayıdaki semtlerinde zaman geçirdiğiniz için zihninizde yanlış bir algı oluşmuş.. Türkler geleneksel yemek kültürünü sürdürüyor.. Türkiye'yi dolaşın, göreceksiniz..
Gördüğünü söylüyor. Amerika'daki halkın yemek kültürü de değişken ona bakarsan
@@cihankrk6235 Öyle bir şey yok, yani kültür nedir bunu düşünmek lazım ''Abi dünya mutfağı falan'' da yok zaten ortada.
Amerikanların kendilerine has yemek kültürü var gayet, barbekü bazlı, genelde kalabalık aileler için tasarlanmış ateşte et pişirme yöntemleri falan mangal dediğin şey, bizim ülkede tapılan bir şey ama ortalama bir Amerikalı'nın çeyreği kadar bunun kültürü yok bizde mesela.
Bunun üzerinden ''Onların kültürü yok'' demek garip çünkü bizim yemek kültürümüzün kaçta kaçı bize ait? Türk mutafağı dediğin şey Levanten, Yunan, Pontus Rumu ve Türk yemek kültürünün karması bir şey. Bizdeki daha eski onlarınki daha yeni, o zaman bizde kültür var onlarda yok gibi bir mantık olamaz.
Bu ben merkezci anlayışı bırkmamız lazım bu kafa yapısı tam Amerikan işi mesela.
@@cihankrk6235 Bi kaçtane saray yemeği hariç Türk yemeklerinin yüzde sekseni özellikle osmanlı dönemi azınlıklarından bizim damak tadımıza göre şekillenip öylece bize geçmiş gibi mesela trakyanın yemekleri balkan sofrasından egenin ot ağırlıklı yemekleri giritli ve diğer yunanlardan doğunun yemekleri iran ırakta aynıları var kebaplar tatlılar bile aynı akdeniz ve iç anadolu yörük ve bozkır kültürü çoğu orta asyadaki atalarımızdan, karadeniz mutfağı da gürcü ve pontus rumlarından çok etkilendiği apaçık bunlar coğrafyadan değil azınlıklardan ee amerikada nüfusun yarısı karma millet özellikle güney amerikalılar olmak üzere asyalılar da çok fazlalar yani normal orda çin tayvan restoranı olması sen burda boşnak börekçisi arnavut ciğercisi görünce şaşırıyormusun bazı şeyleri fazla sahiplenip onlarda kültür yok şu yok bu yok diye üstten üstten laflar etmenin hiç manası yok her milletin kendine has bir kültürü var ve kızın dediği gibi starbuckslar mc donaldslar pizzacılar bizim kültürümüz değil ama çok yerde var nerdeyse her metropelde rahatlıkla buluyorsun
Siz kibarlık içindir biriyle çok yakın olursan oma sen dersin ve ya biri seni kendine yakın görürse senin iyi biri olduğunu düşünürse sen diyebilir ama genelde saygı için siz kullanılır
Patatesin Almancasi güzel bir kelime.
Bence de bunlari kendi Alman vatandaslarina da anlat. bize anlatman cok birseye yaramiyor. Biz kendimizi az cok biliyoruz. Ama yine de keyifle seyrediyoruz
Maşşallah çok tatlısınız 😄
Ilk almanyaya geldiğimde yaşlıların bisiklet sürmesine,çalışmasına ve benden genc dinamik olmalarına cok şaşırdım.yayalara yol verilmesine trafik kurallarına uyulmasına ,yeşil ışık yanmadan yayaların gecmemesine cok şaşırdım.ben de biraz zor alıştım.bisiklet yollarının olmasina heryerde köylerde bile ve yayalarin bisiklet yolunda mümkün olduğunca yürümemesine,bebekten yaşlıya herkes bisiklet vb.sürüyor.eski araba görmemeye,her yer lüks son model arac dolu.hatta hic görmediğim ilginç değişik model arabalar.insanların herkese selam vermesine,randevusuz çat kapi birine gidilmemesine,hastanede çalışanların güler yüzlü olmasına, herkese eşit davranılmasına ve bakımın cok iyi olmasina(özellikle dogum servisi)her milletten herkesin almanyada yaşamasına.Amerikan,cin,Japon,İtalyan...,her yerin yeşillik binaların olmamasına ihtiyaç olmasına rağmen.trenle ulaşıma küçücük köylere bile gitmesine hayranım.havaraylara,havada giden trenler.sokaklarda hayvan gezmemesine kedi köpek gibi.en sevdigimde bu çöp konteynerindan kedi çıkmıyor 😊ve herkesin özellikle yaşlıların torunundan cok kedi köpeğiyle gezmesine cok şaşırdım.daha varsa aklima gelmiyor su anda.ama gerçekten dünyanın bir numaralı ülkesi.sistemde her anlamda guzel işliyor.bastan savma değil.
Aşırı samimi.
Harikasin Julia💖
Julia Abla video atmış ve buradayım
bizde ısmarlama uğrunda dayak atarlar, bizde ısmarlama ciddi iştir
Ismarlama onurla alakalı bir şey...
@@rfk8983 haysiyet meselesi, 10 sene sonra namus meselesi bile olur
Almanlar günahını bile vermezler.
@@esmaozturk4394bilemiyom soyadaşım, hiç tanımam
@@sadrialsk4185 tanımadığın daha iyi. Ama Julia gibi azda olsa istisnaları var.
00:49 bizde zorla öyle şey olmaz adettir bize kötülük yapmazssa iyi davranırız elimizden geldiği kadar
Julia Hanım , bence artık Anadoluya inmelisiniz
Julia hanım, bende Berlinde otobüse her kapıdan binilmesine şaşırmıştım.
Almanca alt yazı koymalısın artık ..
Daha yavaş anlat bence. Videoların hemen bitmesin 😊
Ben de yurtdışına gidince en çok ezan sesini özlüyorum.
Türkler olarak sarılarak kolkola yürümek bunlar genelde hem saygıyı hemde sevgiyi anlam ifade etmektedir.
Yayınlara Almanca alt yazı ekleseniz ne iyi olur 🙏🏽😍
Almanya'nın neresini anlatıyorsun ki? Bizim burda, alman arkadaşlar arası, bir birinizi davet ederiz. Güney Almanya daha tuhaf galiba. Bizim kuzeyde gayet normal birşey.
Benim de sabah ve akşamları çan sesi duymam ilk başta ilginc Histi. Açıkçası sevdim de, farklı bir yerde olma hissini
Eski kafa olmamak lazım Alman icin can sesi Türk icin ezan sesi değil artık vatanında olduğun hissi , bu çok orta çağ kafası
Tesekkurler
Julia her şey prüfüng müfüng'tür
😂😂😂😂😂😂
Müthiş bir kültür kirliliği var şu an bizde evet ki bence bir iki nesil sonra bu olay daha da kötüye gidecek ne yazık ki
Alman bir hocam var aynı sizin gibi Türkçe konuşuyor 😀
sen-siz kullanımı kültüre göre değişir. yeni nesilimiz siz filan demezler bu daha çok eski istanbul kültürüyle ilgili veya şehirli kültürü demeliyim. yakın olmadıkları, tanımadıkları kişilere siz diye hitap ederlerdi istanbul kültürüne sahip kişiler. siz diyen kişi de çoğunlukla neden kullandığını bilmeden kullanıyordur bence, ilkesel bir tutum değil de savunma amaçlı mesela bir hanım kızımız tanımadığı bir erkekle konuşmak zorundaysa arasına mesafe koyabilmek için siz diyebilir. yurtdışı deneyiminde almanya ya gitmiştim ama küçüktüm pek hatırlamıyorum, zaten ekonomik nedenlerden dolayı biz türklerin orta ve dar gelirli kısmı hayatlarında hiç yurtdışını görmezler.
o ben oluyorum.
Neden evde ayakkabilarinizi çıkartmiyorsunuz?
Siz daha kibar gibi geliyo kulağa sen dersen daha nasıl desem biraz kaba gibi çıkıyo tabi arkadaşın değilse yeni tanıştığın biriyse siz daha kibar karşılanıyor
"Siz" kibarlık ve resmiyet birlikte. Ancak sen kabalık değildir. Yalnızca hiç tanımadığına siz diyerek saygı ve resmiyet olur. Resmi olmayı sevmeyenler de senli konuşur.
Bu videolara Almanca ve İngilizce alt yazilar koyarsaniz daha cok kitleye ulasir. 👍
Juliacım ben Almanya'ya geldim herkes kırmızı ışıkta duruyor çok şaşırmıştım
Belcika'dan selamlar
Biz her 15 dakikada Kilisenin Can sesini duyuyoruz ve hic sasirmiyoruz liebe Julia cünkü Almanyada yasiyoruz yani Hristiyan bir ülkede 😉
VLG aus Stuttgart
Ezan sesi son 20 yıl bangır bangır.
julia almanya da ezan okumak yasak oldugu icin almanya daki camilerde duymaman normal hatta bir cok camiinin minare dikmeside görüntü kirliligi bahanesi ile engelleniyor ama kiliseler icin sorun olmuyor tabiki (Çan kulesi ) . selamlar saygilar julia seviliyorsun .
Evet kültür çatışması çok var. O yüzden esnaf amcalardan alışveriş yapıyorum...
on est tous là : tous pour un , un pour tous avec Juliaaaaaaaaaaa ! dünyanin sekizinci harikasi ;)
:D
ilk gittigimde Avustralyadaki kargalarin asiri yuksek sesli bagirmalarina cok sasirmistim.
niyeki acaba.
Ya üf üst - üste yorum yaptım ama kusura bakma: Acaba julia sen stand-up yapmayı düşünmez misin? Türkiye'de. Sadece şu kültür şoku yaşadığın adaptasyon hikayelerini anlattığın bir sahne yapsan emin ol millet gülmekten kırıl bence. Çünkü bir çok stand - up gösterilerinin konusu kültürler arası uyuşmazlıkların yarattığı çatışmalar iken. Bunu gerçekten deneyimlemiş birinci ağızdan insanların dinlemesi emini komedinin dozunu arttıracaktır.
4:11 belki de 2 dünya savasi sonrasinda cok yokluk yasadigi icin dedeleriniz nineleriniz, kisa sürede yetisen ve yendiginde de kolayca doyuran karbonhidrat bakimindan zengin olan patatesi cok tüketiyorlar. patates ve havucun cok tüketildigine ben de sasirmistim Almanyada =)