İMAM BİRGİVİ - İmam Birgivi Hazretleri - İmam Birgivi Kimdir? - İmam Birgivi Mehmet Efendi

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 10 сен 2024
  • Hakkı söylemekten çekinmeyen, dürüst ve tavizsiz bir ilim adamı; İmam Birgivi Hazretlerinin hayatı...
    İmam Birgivî, 16.asırda, Osmanlı Devleti’nin sınırlarını en geniş hale getirdiği ilim, kültür ve sanatta zirveye ulaştığı bir dönemde yaşamış âlimlerimizdendir.
    İmam Birgivî’nin asıl adı Mehmet olup 27 Mart 1523’te Balıkesir’de doğdu. Babası Ali Efendi, âlim ve Fâzıl bir müderris, sahib-i irşâd bir şeyh idi. Balıkesir’in Çay mahallesinde olan kabri, “Zihin Dede” adıyla bugün bile büyük bir hürmetle ziyaret edilir. Kabrinin başucundaki taş çanakta biriken yağmur suları, Kur’an okumaya başlayacak çocuklara zihinleri açılsın diye içirilir.
    İSTANBUL’DA EĞİTİM ALDI
    İmam Birgivî, ilk öğrenimini babasının yanında yaptı. Ondan Arapça, mantık ve diğer bazı ilimleri okudu, bu arada Kur’an’ı ezberledi. Daha sonra İstanbul’a giderek Haseki medresesine devam etti. Dönemin tanınmış âlimlerinden “Kızıl Molla” diye bilinen Abdurrahman Efendi’den ders alarak icâzet (diploma) aldı ve medreselerde müderrisliğe başladı.
    Kanunî döneminde, hocası Abdurrahman Efendi’nin aracılığıyla Edirne Kassâm-ı askerîsi(Kassâm-ı askerî: Yeniçeri Ocağı efradı ve subaylarından olup ölenlerin mirasına dair işlemlerle ilgilenen komisyondaki, devletin tayin ettiği “şer’i memur” demektir.) olan İmam Birgivî, görevi sırasında medresede ders okutmayı da sürdürdü. Ayrıca camilerde vaaz ediyor, halkı Kur’an ve sünnete uymaya dâvet ediyordu.
    ŞEYH ABDULLAH KARAMANİ’YE İNTİSAP ETTİ
    Daha sonra Kassâm-ı askerîlik görevinden ayrılarak İstanbul’a geldi. Ve Bayramiye tarikatı şeyhlerinden Abdullah Karamanî’ye intisap etti. Şeyhinin tavsiyesine uyan İmam Birgivî, kassâm-ı askerî iken kazandığı 4 bin dirhemi sahiplerine geri vermek için, Edirne’ye gitti. Oradaki Eski Camiî’de bekleyerek, kendilerinden kassamlık ücreti almış olduğu kimselerin gelmesi için dellâl bağırttı. Gelenlere, kassam defterindeki kayıtlara göre, paralarını geri ödedi. Bulamadığı kimselerin paralarını ise şehrin fakirlerine dağıttı. Böylece onlarla helallaştı.
    İstanbul’da bir süre daha müderrislik yapan İmam Birgivî’yle Sultan II. Selim’in hocası Ataullah Efendi arasında kuvvetli bir dostluk kurulmuştu. Ataullah Efendi de Birgili idi ve kasabasına büyük bir medrese inşa etmişti. Mehmet Efendi’den Birgi’ye yerleşerek hizmetine orada devam etmesini istedi. Bu düşünceyi, şeyhi Karamanî de uygun gördü ve müridinin irşad faaliyetlerine Birgi’de devam edebilmesi için ona izin verdi.
    BİRGİVİ ADI NEREDEN GELİYOR?
    İlmî ehliyetiyle kısa zamanda meşhur olan İmam Birgivî’den ders almak isteyen pek çok talebe, ülkenin her tarafından buraya akın etmeye başladı.
    Ömrünün geri kalan kısmını Birgî’de talebe yetiştirme, halkı irşad ve eser yazmakla geçirmesi sebebiyle “Birgivî“ lakabıyla tanındı.
    60’dan fazla eserin sahibi olan İmam Birgivî’nin, Osmanlı müellifleri içinde en dikkat çekici özelliği, yaşadığı devrin güncel meseleleri hakkında kalem oynatmış olmasıdır. Bu sebeple onun eserleri, çağının sosyal hayatını yansıtması bakımından da büyük önem taşır. Eserlerinde insanların ihtiyaç duyduğu konuları işlemeye özen göstermiştir.
    İMAM BİRGİVİ’NİN SORDUĞU FETVA
    Ayrıca şiirin câiz olduğunu kabul etmesine rağmen onunla ilgilenmedi. Ona göre şiir yazmak, belâgat ve fesahat göstermek gibi şeyler, dünya ehlinin riyasıydı. Bununla beraber İmam Birgivî’ye ait olduğu söylenen aşağıdaki manzumede, Ebussuud Efendi’ye sorduğu bir fetva yer almaktadır:

Комментарии • 4