devamı 🖇 İçimden gelivermişti ona sarılmak. Şaşırmış olmalıydı ki donup kalmıştı. "Tebrik ederim. Baba oldun Taehyung." dememle elleri sırtıma çıktı. Çok uzatmadan ayrılırken "Teşekkür ederim Jiwon." demesiyle yine tebessüm ettim yine. Birkaç adım ondan uzaklaşmıştım ki ismimi duydum tekrardan onun o bir zamanlar içimi şenlendiren sesinden. "Jiwon." Tekrar ona döndüm. Bu sefer o bana birkaç adım yaklaştı. "Ben gerçekten teşekkür ederim." "İşim bu." derken hafifçe kıkırdadım. "Söyleyecek çok şey var ama hepsinin şu an çok anlamsız olacağı kesin. Bu yüzden kesinlikle söylemem gereken bir şey var ki o da gerçekten üzgünüm ve tüm kalbimle özür diliyorum." Lafını keser gibi söze başladım. "Senin de söylediğin gibi şu an hepsi çok anlamsız olur Taehyung. Eğer bir şeyler için gerçekten üzgünsen kızına da karına da çok iyi bak, belki böylelikle telafi edersin. Senden gelecek özüre ihtiyacımın kalmayacağı kadar çok zaman geçti. Bundan sonra senden tek isteğim onları asla üzmemen olur. Onları hayatından kaçırma ve tüm sevgini onlara ver. Bunu kesinlikle hak ediyorlar." Bakışlarımı bir anlığına yere indirip tekrardan ona döndüm. "Kızın çok güzel. Güzelliğini annesinden almış." Gülümsedim ve elimi omzuna çıkarıp patpatladım. O da bana kocaman sırıtarak cevap verdi. İçimde ne ona karşı ne de Hyeri'ye karşı nefret, kin veya öfke gibi olumsuz duygular yoktu. İnsanın büyümesi için bazı şeyleri yaşaması ve hissetmesi gerekiyordu. Hayat denilen olayı deneyimlerimiz inşaa ediyordu sonuçta. Ve ben de başıma geleni hakkıyla yaşamıştım tabii ki; küfrederek, ağlayarak, dağıtıp bağırıp çağırarak, nefret ederek.. ama her duygunun da bir son kullanma tarihi olmalıydı. Sonsuza kadar olumsuz duygularla yaşayamazdım. Bu deneyimimdeki herkesi affedip yoluma bakmaya koyulmuştum. Çünkü kötü duyguları özgürleştirmezsek hayatımızda yük olurlardı. Ben de bu yükle yaşamak istemiyordum. Hyeri ve bebek ile sabaha kadar asistanım ve hemşireler ilgilenmişti. Ben de birkaç kez kan değerlerini kontrol etmek için odalarına uğramıştım. Neyse ki bebek de kendisi de gayet sağlıklıydı. Şimdi de saat dokuza geliyordu, nöbetim bitmek üzereydi ve aşırı yorgundum. Hemen eve gitmek istiyordum. Ama ondan önce yeni çekirdek ailenin odasına uğramak istedim. Odaya büyük bir gülümsemeyle girdiğimde ikisinin de bakışları beni buldu. Hyeri bebeğini emzirirken bebek ne kadar da hoşnuttu bu durumdan.. Yanakları çok sevilesiydi. "Ben sizi tebrik etmek istedim." Hyeri bana yıllardır tanışık olmamıza rağmen ilk kez içten bir şekilde gülümseyecek gibi olmuştu ki kendini engelledi. Somurtuk ve memnunsuz surat ifadesi etrafında ben varken hep onunla olacaktı muhtemelen. "Umarım çok sağlıklı bir hayatı olur. Şansı bol olsun." Yine de gülümsedim. "Teşekkürler." dedi Hyeri ve o an bu lafın onun ağzından çıkmış olmasına resmen afalladım. Zaten yüzüme bakmıyordu, bebeğini izliyordu. Taehyung bana dönüp başıni hafifçe öne eğdi ve tebessüm etti. Artık odadan çıkma zamanımın geldiğini hissettiğimde bir şey demeden kapıya yöneldim. Bu aileye gerçekten de mutlu, huzurlu ve sağlıklı bir hayat diliyordum. Odama girip üzerimi değiştirdim ve çantamı da alıp hastaneyi bir an önce terk etmeye koyuldum. Yirmi dört saat içinde aldığım kafeinin haddi hesabı yokken her an bayılacak gibiydim. "Joon!" Hastanenin tam önünde dikilmiş sevgilimi görmemle neredeyse atletler kadar hızlı koştuğuma emindim. "Birkaç dakika daha gelmeseydin özleminden kafayı sıyıracaktım." Dudağına birkaç kısa öpücük bıraktım kollarımı boynuna sararken. "İşe gideceksin sanıyordum." Belime sarılan kollarıyla bedenlerimizin arasında mesafe kalmamıştı. "Birkaç saat bekleyebilir herhalde. Bir de bu bitkin halinle yollarda daha da yorul istemedim." Omzuma sardığı kolu ve beline sardığım kolumla yan yana arabaya doğru yürümeye başladık. "Ee nasıldı bensiz bir gün?" "Hayattan soğutan cinsten." derken saçlarıma öpücük bıraktı. Biraz daha göğsüne sokulup kokusunu soludum. "Hmm.. o kadar diyorsun." "O kadar diyorum. Evde bile çalıştım, o kadar kötü." derken cebinden arabanın anahtarını çıkardı ve kilidini açtı. Ön koltuğun kapısını binmem için açtı. "Çok mu yoğundu?" "Aslında hayır ama baktım sevgilim yok ben de çalışayım dedim." Alnıma öpücük bıraktı. "İyi yapmışsın." dedikten sonra arabaya bindim. O da arkamdan kapıyı kapattı. O da bindikten sonra kemerlerimizi takarken "Senin nasıldı?" diye sordu. "Yorucu, gerçekten yorucu. Randevular, toplantılar.. dün gece de bir doğum oldu, bu kadar işte." "Sana güzel bir kahvaltı hazırlayalım." dedikten sonra arabayı çalıştırdı. Yol boyu işten güçten, havadan sudan, takip ettiğimiz dizinin yeni sezonunun çıkacağı haberinden konuştuk ve 'safe ve comfort' hissettiren çalma listemizi dinledik. Haftasonuna bizim için aldığı tiyatro ve sergi biletlerinden bahsetti bir de. Namjoon'u çok seviyordum. Her şeyi birbirine uyumlu bir çift olmasak da -ki normal olan bu- saatlerce sıkılmadan sohbetini edebileceğimiz muhabbetlerimize sahiptik. Fikirlerimize değer veriyorduk; duygularımıza, isteklerimize. Benimle bir şeylerini paylaşırkenki heyecanını görmeyi seviyordum. Kötü bir gün geçirdiğimde beni göğsünde sakinleştirmesini, kavga ederken bile sesimizi yükseltmememizi, belime sarılarak bana şarkılar mırıldanmasını, sabah uyandığındaki kokusunu, gamzesini öpmeyi.. onunla ilgili her bir detaya aşıktım. Karşımıza bize göre ve doğru birinin mutlaka çıkacağını düşünüyordum. Onunla karşılaşana kadar bir sürü acı çekmemiz gerekecekti belki ama o her şeye değecekti. Bundan emindim. Eve girer girmez nefis kokular duyumsadım. "Duşunu hızlı al. Çöreğimiz pişmiş bile." Bu sefer burnumun ucunu öptü. "Hmm, hızlı mı alayım? Birlikte alırız diye düşünmüştüm.." Sırıtırken yavaşça ve adım adım ondan uzaklaşıyordum. "Emin ol o duşa birlikte girersek akşama kadar çıkamayız güzelim." derken kısıldıkça yok olan gözleriyle bana gamzelerini sundu. _Beni oraya gömün!!_ "Tamam kaçtım ben de zaten." Kıkırdayarak banyoya koşarken arkamdan söylenişlerini duydum. "Kaç hemen zaten." -sonn 🌷 -bu sıralar namjoon aklımı fena çeliyor.. çok fena olmaya başladım ben bu adama.. hele indigo'dan sonra ayrı bir hayranlık duymaya başladım.. indigo'dan en sevdiğiniz parça hangisi oldu?? -joon gibi bir boyfriend 🤲😭🤲 -nysee umarım beğenmişsinizdir ve fikirlerinizi benimle paylaşırsanız çok sevineceğim. -en sevdiğiniz yer neresiydi? -en etkilendiğiniz yer neresiydi? -siz Jiwon'un yerinde olsaydınız ne yapardınız? -aaaa 3k olmama çok az kalmışş -@bone olursanız çok sevinirimm 👉👈 -vakit ayırdığınız için teşekkür ederim. bir sonrakinde görüşene kadar kendinize çok çok çok çok iyi bakın. luv ya 🧡
Biasim namjoon oldugu icin cok mutluyum cunku hikayeleri genelde yok Cok guzeldii Eee insallah bi joon ile hayal et gelir Namjoon yaniii tabi aklini fena celer hashahhshh 💞💕😘
Jiwonun yaptığı doğruydu zaten ama bir sahnede yaptığını desteklemedim ben olsam tabikide işimi yapardım ama doğumdan sonra gidip beni aylarca aptal yerine koyan,aldatan birini asla ama asla sarılıp tebrik etmezdim o kadar rahat bir insan olamam. Tm doğumunu yaptım ve benim ordaki işim bitti.Benim düşüncem bu yönde ben aynı durumda olsaydım yazdıklarımın aynısını yapardım ama herkesin düşünce yapısı farklı tabikide çok güzel olmuş bu arada💞
Bu kurguyu çok beğendim en önemlisi bir doktor olarak görevinin önüne hiçbir şeyi geçirmedi aynı zamanda kzıın aşmış olması ve sohbet muhabbet edeceği yeni birini hayatına alması çok güzel
Aslında çok mutluyum ana karakter için ama ben aldatan insanların kalbindeki temizliğe asla inanmam onlar kirli bir sevgiyle sever hem aldattığı kişiyi hemde birlikte aldattığı kişiyi.Aldatan bir insan zaten her ikisinide sevmemiştir aslında ya da ciddi bir sorunu vardır pskolojik olarak.Ben çok masum bir düşüncemi bilmiyorum ama insanların kalbini kıracaklarını bile bile o davranışı yapanlara çok acıyorum.Elbette öfkeleniyorum ama öfke geçici bir duygu.Bu insanların pskolojik destek almaları gerektiğine inanıyorum.Ya da insanlar gerçekten kötü ve ben kendimi buna inandırmak istemiyorum.
Bi adamın arkasından kendini daha fazla harap etmemiş olmasına sevindim cidden, bi an kapı önünde sevgilisiyle vs sarılmalarını Tae'nin görmesini ve nasıl naif bir insanı kaçırdığını anlamasını istedim ellerine sağlık 💜💜 ama niyeyse Tar ile Hyeri'nin evlilikleri uzun sürmez gibime geldi 😌
Kafayı yemeceeeeeee 🫠 Namjoonnnnn aşk adamım gerçekten böyle bir boyfriend olacağını biliyorum minik kelebeğim 🥹🫰🏻Zaten Namjoon aşığı bir insanım ama İndigo'dan sonra daha Bi aşık oldum ve en sevdiğim şarkısı Change pt.2 🫶🏻💜
Taehyung ile Hayal Et"Seni Aldatan Eski Sevgilinin Eşinin Doğumunu Yaptırırsın"TekBölümlük ✒️: Yonca in NY ❤️🩹✨️ [...] Yirmi dört saatlik nöbetimin çoğu gitmiş azı kalmıştı. Şu geceyi de atlattım mı iki günlük güzel bir dinlenme beni bekliyordu. Randevularım saat yirmideki son hasta ile bitmişti ve şu an saatin gösterdiği 00.16'ya kadar birkaç evrak işi, kitap okuma, kahve içme ve asistanlarla uğraşma ile geçmişti. Devamlı hastalarımızın takibini incelediğimiz haftalık toplantımızı da yapmıştık. "Hocam, acile hasta geldi. Doğum başlamış sanırım." "Sanırım mı?" sandalyemden aceleyle kalkıp askımdaki önlüğüme uzandım. "O kadar sene okul okudunuz hala doğumun başlayıp başlayamadığını anlayamıyor musunuz?!" sitemle konuşurken hızlı adımlarla odamdan çıktık. Bu gece kadın doğum için nöbetteki tek uzman bendim. Aceleyle acile geldiğimizde sedyeye yatırılmış hastayı gördüm. Olamaz, hayır. Şaka olsun lütfen. Başka hastane mi kalmadı, Tanrım. Telaş içinde eşinin elini sıkıca kavramış Taehyung'u gördüm. Sakinleşmek adına birlikte nefes alıp veriyorlardı. Başında birkaç hemşire iğne ve serum işleriyle uğraşmaya başlamıştı bile. "Hocam doğum başlamış." dedi içlerinden biri. "İçeriye alın, geliyorum hemen." derken kulaklarıma resmen işkence eder gibi bir bağırtı ulaştı. "Seni istemiyorum!" "Başka doktor yok Hyeri!" Sinirlerimi durduk yere bozmaya çalışan kadının oyununa gelmeden profosyonelce bu işi bitirmeliydim. "Seni istemiyorum dedim!" dedi tekrardan. Söz konusu kendi bebeğiyken nasıl olur da böyle düşüncesizce laflar edebilirdi ki. "Hayatım, lütfen sırası değil." dedi Taehyung gözlerini bana çıkartamazken. E tabii yüzü yoktu sonuçta bana bakmaya. "Bebeğin doğmak istiyor ama sen kendim doğururum diyorsan gidebilirim. Ama böyle bir şey pek de mümkün olmadığına göre çeneni kapatsan çok iyi olur." Odadan çıkarttıklarında ben de peşlerinden hazırlanmaya gittim. Steril kıyafetlerimi giydikten sonra derin bir nefes alıp birkaç yudum su içtim. Doğum odasına girmek üzereyken koridorda bir o tarafa bir bu tarafa telaşlı bir şekilde yürüyen Taehyung'u fark ettim. Birkaç saniyeliğine de olsa onu izlediğimi fark etmiş olacak ki bakışları bir anda gözlerime geldi. Suratı ifadesiz ve soğuktu ama içten içe çok endişeli olduğunu biliyordum. Söz konusu olan kişiler sevdiği kadın ve öz çocuğuydu sonuçta. O ifadesizlikte bana söylemek isteyip de söylemeye çekindiği çok fazla şey de gördüm. Ama neyse ki hiçbiriyle zerre ilgilenmeyecek kadar üzerinden geçmiştim onun. Daha fazla vakit kaybetmemek için hızla doğum odasına girdim. Hyeri ağlamaya, ıkınmaya ve derin nefesler alıp vermeye başlamıştı bile. "Bize zarar vermeyeceksin değil mi?! En yakın hastane burasıydı ve yemin ederim senin olduğunu bilseydim Taehyung'un en uzak hastaneye sürmesini isterdim arabayı!" Şu neredeyse canından olabileceği kadar sıkıntılı bir durumda bile bana laf atmayı nasıl başarıyordu? Ucunda bebeğinin canı varken hala bana olan nefretini belli etmeye çalışıyordu. Benden bu kadar nefret etmesini sağlayacak ne yapmış olabilirdim? Aylarca ap₺al yerine konan, kandırılan, arkasından gülüp eğlenilen kısacası aldatılan bendim sonuçta. Ki ben bile ondan nefret etmiyordum artık. Gençliğimin kırık duygularını orada bırakmıştım, çok genç günlerimde. "Aptallığından hiçbir şey kaybetmemişsin." diye fısıldadıktan sonra sesimi yükselterek "Hadi devam et, kafası görünüyor." dedim sözlerini dikkate almadan. Sakinleştiriciler ve uyuş₺urucular ile acısını azaltmaya çalışıyorduk. Bir kolumu uzattım. "Sıkabilirsin, yardımcı olacaktır." Eli koluma hiç tereddütsüz uzandı ve aşırı derecede sıkmaya başladı. Diğer elimle asistan doktoru yönlendirip ona yardım ediyordum. Sonunda doğum bittiğinde hemşiremiz bebeği alıp küveze koydu. Kolumdaki eli gevşedi. Birazdan ilaçların etkisiyle hafif bir baygınlık durumuna geçecekti, bu onun dinlenmesi içindi. Asistan doktoruma yapması gereken şeyleri tarif ederken küveze yaklaştım. Bu hissi seviyordum; Tanrı'nın mucizesine ortak olabilmeyi.. bir bebeğin dünyadaki ilk anlarına, ilk güzelliğine, ilk nefeslerine, o dupduru haline şahit olmayı.. Eldivenlerimi çıkarttıktan sonra her doğumdan sonra içimde beliren o tatlı hüzün karşısında tebessüm ederek odadan çıktım. Aniden karşımda beliren Taehyung ile gülümsemem büyüdü. İçimden gelivermişti ona sarılmak. Şaşırmış olmalıydı ki donup kalmıştı. "Tebrik ederim. Baba oldun Taehyung." dememle elleri sırtıma çıktı. Çok uzatmadan ayrılırken "Teşekkür ederim Jiwon." demesiyle yine tebessüm ettim yine. Birkaç adım ondan uzaklaşmıştım ki ismimi duydum tekrardan onun o bir zamanlar içimi şenlendiren sesinden. "Jiwon." Tekrar ona döndüm. Bu sefer o bana birkaç adım yaklaştı. "Ben gerçekten teşekkür ederim." . . . . devamı y0rumda 🖇 . . . .
devamı 🖇
İçimden gelivermişti ona sarılmak. Şaşırmış olmalıydı ki donup kalmıştı. "Tebrik ederim. Baba oldun Taehyung." dememle elleri sırtıma çıktı. Çok uzatmadan ayrılırken "Teşekkür ederim Jiwon." demesiyle yine tebessüm ettim yine.
Birkaç adım ondan uzaklaşmıştım ki ismimi duydum tekrardan onun o bir zamanlar içimi şenlendiren sesinden. "Jiwon." Tekrar ona döndüm. Bu sefer o bana birkaç adım yaklaştı. "Ben gerçekten teşekkür ederim."
"İşim bu." derken hafifçe kıkırdadım. "Söyleyecek çok şey var ama hepsinin şu an çok anlamsız olacağı kesin. Bu yüzden kesinlikle söylemem gereken bir şey var ki o da gerçekten üzgünüm ve tüm kalbimle özür diliyorum."
Lafını keser gibi söze başladım. "Senin de söylediğin gibi şu an hepsi çok anlamsız olur Taehyung. Eğer bir şeyler için gerçekten üzgünsen kızına da karına da çok iyi bak, belki böylelikle telafi edersin. Senden gelecek özüre ihtiyacımın kalmayacağı kadar çok zaman geçti. Bundan sonra senden tek isteğim onları asla üzmemen olur. Onları hayatından kaçırma ve tüm sevgini onlara ver. Bunu kesinlikle hak ediyorlar."
Bakışlarımı bir anlığına yere indirip tekrardan ona döndüm. "Kızın çok güzel. Güzelliğini annesinden almış." Gülümsedim ve elimi omzuna çıkarıp patpatladım. O da bana kocaman sırıtarak cevap verdi.
İçimde ne ona karşı ne de Hyeri'ye karşı nefret, kin veya öfke gibi olumsuz duygular yoktu. İnsanın büyümesi için bazı şeyleri yaşaması ve hissetmesi gerekiyordu. Hayat denilen olayı deneyimlerimiz inşaa ediyordu sonuçta. Ve ben de başıma geleni hakkıyla yaşamıştım tabii ki; küfrederek, ağlayarak, dağıtıp bağırıp çağırarak, nefret ederek.. ama her duygunun da bir son kullanma tarihi olmalıydı. Sonsuza kadar olumsuz duygularla yaşayamazdım. Bu deneyimimdeki herkesi affedip yoluma bakmaya koyulmuştum. Çünkü kötü duyguları özgürleştirmezsek hayatımızda yük olurlardı. Ben de bu yükle yaşamak istemiyordum.
Hyeri ve bebek ile sabaha kadar asistanım ve hemşireler ilgilenmişti. Ben de birkaç kez kan değerlerini kontrol etmek için odalarına uğramıştım. Neyse ki bebek de kendisi de gayet sağlıklıydı. Şimdi de saat dokuza geliyordu, nöbetim bitmek üzereydi ve aşırı yorgundum. Hemen eve gitmek istiyordum. Ama ondan önce yeni çekirdek ailenin odasına uğramak istedim.
Odaya büyük bir gülümsemeyle girdiğimde ikisinin de bakışları beni buldu. Hyeri bebeğini emzirirken bebek ne kadar da hoşnuttu bu durumdan.. Yanakları çok sevilesiydi.
"Ben sizi tebrik etmek istedim." Hyeri bana yıllardır tanışık olmamıza rağmen ilk kez içten bir şekilde gülümseyecek gibi olmuştu ki kendini engelledi. Somurtuk ve memnunsuz surat ifadesi etrafında ben varken hep onunla olacaktı muhtemelen. "Umarım çok sağlıklı bir hayatı olur. Şansı bol olsun." Yine de gülümsedim.
"Teşekkürler." dedi Hyeri ve o an bu lafın onun ağzından çıkmış olmasına resmen afalladım. Zaten yüzüme bakmıyordu, bebeğini izliyordu. Taehyung bana dönüp başıni hafifçe öne eğdi ve tebessüm etti.
Artık odadan çıkma zamanımın geldiğini hissettiğimde bir şey demeden kapıya yöneldim. Bu aileye gerçekten de mutlu, huzurlu ve sağlıklı bir hayat diliyordum.
Odama girip üzerimi değiştirdim ve çantamı da alıp hastaneyi bir an önce terk etmeye koyuldum. Yirmi dört saat içinde aldığım kafeinin haddi hesabı yokken her an bayılacak gibiydim.
"Joon!" Hastanenin tam önünde dikilmiş sevgilimi görmemle neredeyse atletler kadar hızlı koştuğuma emindim.
"Birkaç dakika daha gelmeseydin özleminden kafayı sıyıracaktım." Dudağına birkaç kısa öpücük bıraktım kollarımı boynuna sararken. "İşe gideceksin sanıyordum." Belime sarılan kollarıyla bedenlerimizin arasında mesafe kalmamıştı.
"Birkaç saat bekleyebilir herhalde. Bir de bu bitkin halinle yollarda daha da yorul istemedim." Omzuma sardığı kolu ve beline sardığım kolumla yan yana arabaya doğru yürümeye başladık. "Ee nasıldı bensiz bir gün?"
"Hayattan soğutan cinsten." derken saçlarıma öpücük bıraktı. Biraz daha göğsüne sokulup kokusunu soludum. "Hmm.. o kadar diyorsun."
"O kadar diyorum. Evde bile çalıştım, o kadar kötü." derken cebinden arabanın anahtarını çıkardı ve kilidini açtı. Ön koltuğun kapısını binmem için açtı. "Çok mu yoğundu?"
"Aslında hayır ama baktım sevgilim yok ben de çalışayım dedim." Alnıma öpücük bıraktı. "İyi yapmışsın." dedikten sonra arabaya bindim. O da arkamdan kapıyı kapattı. O da bindikten sonra kemerlerimizi takarken "Senin nasıldı?" diye sordu. "Yorucu, gerçekten yorucu. Randevular, toplantılar.. dün gece de bir doğum oldu, bu kadar işte."
"Sana güzel bir kahvaltı hazırlayalım." dedikten sonra arabayı çalıştırdı. Yol boyu işten güçten, havadan sudan, takip ettiğimiz dizinin yeni sezonunun çıkacağı haberinden konuştuk ve 'safe ve comfort' hissettiren çalma listemizi dinledik. Haftasonuna bizim için aldığı tiyatro ve sergi biletlerinden bahsetti bir de.
Namjoon'u çok seviyordum. Her şeyi birbirine uyumlu bir çift olmasak da -ki normal olan bu- saatlerce sıkılmadan sohbetini edebileceğimiz muhabbetlerimize sahiptik. Fikirlerimize değer veriyorduk; duygularımıza, isteklerimize. Benimle bir şeylerini paylaşırkenki heyecanını görmeyi seviyordum. Kötü bir gün geçirdiğimde beni göğsünde sakinleştirmesini, kavga ederken bile sesimizi yükseltmememizi, belime sarılarak bana şarkılar mırıldanmasını, sabah uyandığındaki kokusunu, gamzesini öpmeyi.. onunla ilgili her bir detaya aşıktım.
Karşımıza bize göre ve doğru birinin mutlaka çıkacağını düşünüyordum. Onunla karşılaşana kadar bir sürü acı çekmemiz gerekecekti belki ama o her şeye değecekti. Bundan emindim.
Eve girer girmez nefis kokular duyumsadım.
"Duşunu hızlı al. Çöreğimiz pişmiş bile." Bu sefer burnumun ucunu öptü. "Hmm, hızlı mı alayım? Birlikte alırız diye düşünmüştüm.." Sırıtırken yavaşça ve adım adım ondan uzaklaşıyordum. "Emin ol o duşa birlikte girersek akşama kadar çıkamayız güzelim." derken kısıldıkça yok olan gözleriyle bana gamzelerini sundu.
_Beni oraya gömün!!_
"Tamam kaçtım ben de zaten." Kıkırdayarak banyoya koşarken arkamdan söylenişlerini duydum. "Kaç hemen zaten."
-sonn 🌷
-bu sıralar namjoon aklımı fena çeliyor.. çok fena olmaya başladım ben bu adama.. hele indigo'dan sonra ayrı bir hayranlık duymaya başladım.. indigo'dan en sevdiğiniz parça hangisi oldu??
-joon gibi bir boyfriend 🤲😭🤲
-nysee umarım beğenmişsinizdir ve fikirlerinizi benimle paylaşırsanız çok sevineceğim.
-en sevdiğiniz yer neresiydi?
-en etkilendiğiniz yer neresiydi?
-siz Jiwon'un yerinde olsaydınız ne yapardınız?
-aaaa 3k olmama çok az kalmışş
-@bone olursanız çok sevinirimm 👉👈
-vakit ayırdığınız için teşekkür ederim. bir sonrakinde görüşene kadar kendinize çok çok çok çok iyi bakın. luv ya 🧡
Biasim namjoon oldugu icin cok mutluyum cunku hikayeleri genelde yok
Cok guzeldii
Eee insallah bi joon ile hayal et gelir
Namjoon yaniii tabi aklini fena celer hashahhshh
💞💕😘
@@Siladgan teşekkür ederim 😘💕
Jiwonun yaptığı doğruydu zaten ama bir sahnede yaptığını desteklemedim ben olsam tabikide işimi yapardım ama doğumdan sonra gidip beni aylarca aptal yerine koyan,aldatan birini asla ama asla sarılıp tebrik etmezdim o kadar rahat bir insan olamam. Tm doğumunu yaptım ve benim ordaki işim bitti.Benim düşüncem bu yönde ben aynı durumda olsaydım yazdıklarımın aynısını yapardım ama herkesin düşünce yapısı farklı tabikide çok güzel olmuş bu arada💞
Bu kurguyu çok beğendim en önemlisi bir doktor olarak görevinin önüne hiçbir şeyi geçirmedi aynı zamanda kzıın aşmış olması ve sohbet muhabbet edeceği yeni birini hayatına alması çok güzel
Aslında çok mutluyum ana karakter için ama ben aldatan insanların kalbindeki temizliğe asla inanmam onlar kirli bir sevgiyle sever hem aldattığı kişiyi hemde birlikte aldattığı kişiyi.Aldatan bir insan zaten her ikisinide sevmemiştir aslında ya da ciddi bir sorunu vardır pskolojik olarak.Ben çok masum bir düşüncemi bilmiyorum ama insanların kalbini kıracaklarını bile bile o davranışı yapanlara çok acıyorum.Elbette öfkeleniyorum ama öfke geçici bir duygu.Bu insanların pskolojik destek almaları gerektiğine inanıyorum.Ya da insanlar gerçekten kötü ve ben kendimi buna inandırmak istemiyorum.
Evet beni Namjoon'un gamzelerine gömün (ironi dememe gerek yok heralde)
Jiwon'nun takılı kalmaması güzeldi.
Bi adamın arkasından kendini daha fazla harap etmemiş olmasına sevindim cidden, bi an kapı önünde sevgilisiyle vs sarılmalarını Tae'nin görmesini ve nasıl naif bir insanı kaçırdığını anlamasını istedim ellerine sağlık 💜💜 ama niyeyse Tar ile Hyeri'nin evlilikleri uzun sürmez gibime geldi 😌
*Ey hayat!* 😄
*Senden çok bir şey istemiyorum* 😄
*Joon gibi bir manit ver yeter* 🤧
*Çook tatlıydı.*
*Ellerine Sağlık Yonciş hanım* 🙈💜
#ytyorumsilme
aynen ya çok bir şey istemiyoruz 😅 teşekkür ederim bebek 💕
Taehyung ile hayal et değil de Namjoon ve Taehyung ile hayal et olmuş hikaye😇😀
Aynen, güzel oldu ama ehe
@@yoncainny7454 Ayneeennn
elbet hepimiz doğru kişiyi bulacağız demi hmm?
Agagagagagagaga cok guzel olmuss yagggg bayildimm guzelimmm ellerine emegine saglik💖
İlk
Hikayelerini her zaman okuyom
Ya dakikada burdayim
Gamze demeee- atla dese atlar öl dese ölürümmm-NET
Ne demiyim😂
İlk miyim
Kafayı yemeceeeeeee 🫠 Namjoonnnnn aşk adamım gerçekten böyle bir boyfriend olacağını biliyorum minik kelebeğim 🥹🫰🏻Zaten Namjoon aşığı bir insanım ama İndigo'dan sonra daha Bi aşık oldum ve en sevdiğim şarkısı Change pt.2 🫶🏻💜
Devamını bekliyorum💗💗
devamı yok canım, tek bölümlük bu
@@yoncainny7454 şey yorumlarda bekliyorum anlamında söylemiştim açıklamada devamı yorumlarda demiştin ya o yüzden
@@kpopploverr hiiii tamam bebeğim
Geldim
hoşgeldinn
Ben olsam onları gördüğüm gibi istifa ederim ksskskdk
yoh artık ksbzmskdn
Muq olmus
teşekkür ederim kuzu
Açıklamayı yoruma yazarmısın ask
Taehyung ile Hayal Et"Seni Aldatan Eski Sevgilinin Eşinin Doğumunu Yaptırırsın"TekBölümlük
✒️: Yonca in NY
❤️🩹✨️
[...]
Yirmi dört saatlik nöbetimin çoğu gitmiş azı kalmıştı. Şu geceyi de atlattım mı iki günlük güzel bir dinlenme beni bekliyordu.
Randevularım saat yirmideki son hasta ile bitmişti ve şu an saatin gösterdiği 00.16'ya kadar birkaç evrak işi, kitap okuma, kahve içme ve asistanlarla uğraşma ile geçmişti. Devamlı hastalarımızın takibini incelediğimiz haftalık toplantımızı da yapmıştık.
"Hocam, acile hasta geldi. Doğum başlamış sanırım."
"Sanırım mı?" sandalyemden aceleyle kalkıp askımdaki önlüğüme uzandım. "O kadar sene okul okudunuz hala doğumun başlayıp başlayamadığını anlayamıyor musunuz?!" sitemle konuşurken hızlı adımlarla odamdan çıktık.
Bu gece kadın doğum için nöbetteki tek uzman bendim.
Aceleyle acile geldiğimizde sedyeye yatırılmış hastayı gördüm. Olamaz, hayır. Şaka olsun lütfen. Başka hastane mi kalmadı, Tanrım.
Telaş içinde eşinin elini sıkıca kavramış Taehyung'u gördüm. Sakinleşmek adına birlikte nefes alıp veriyorlardı. Başında birkaç hemşire iğne ve serum işleriyle uğraşmaya başlamıştı bile. "Hocam doğum başlamış." dedi içlerinden biri. "İçeriye alın, geliyorum hemen." derken kulaklarıma resmen işkence eder gibi bir bağırtı ulaştı.
"Seni istemiyorum!"
"Başka doktor yok Hyeri!" Sinirlerimi durduk yere bozmaya çalışan kadının oyununa gelmeden profosyonelce bu işi bitirmeliydim. "Seni istemiyorum dedim!" dedi tekrardan. Söz konusu kendi bebeğiyken nasıl olur da böyle düşüncesizce laflar edebilirdi ki.
"Hayatım, lütfen sırası değil." dedi Taehyung gözlerini bana çıkartamazken. E tabii yüzü yoktu sonuçta bana bakmaya. "Bebeğin doğmak istiyor ama sen kendim doğururum diyorsan gidebilirim. Ama böyle bir şey pek de mümkün olmadığına göre çeneni kapatsan çok iyi olur."
Odadan çıkarttıklarında ben de peşlerinden hazırlanmaya gittim. Steril kıyafetlerimi giydikten sonra derin bir nefes alıp birkaç yudum su içtim. Doğum odasına girmek üzereyken koridorda bir o tarafa bir bu tarafa telaşlı bir şekilde yürüyen Taehyung'u fark ettim. Birkaç saniyeliğine de olsa onu izlediğimi fark etmiş olacak ki bakışları bir anda gözlerime geldi. Suratı ifadesiz ve soğuktu ama içten içe çok endişeli olduğunu biliyordum. Söz konusu olan kişiler sevdiği kadın ve öz çocuğuydu sonuçta.
O ifadesizlikte bana söylemek isteyip de söylemeye çekindiği çok fazla şey de gördüm. Ama neyse ki hiçbiriyle zerre ilgilenmeyecek kadar üzerinden geçmiştim onun.
Daha fazla vakit kaybetmemek için hızla doğum odasına girdim. Hyeri ağlamaya, ıkınmaya ve derin nefesler alıp vermeye başlamıştı bile.
"Bize zarar vermeyeceksin değil mi?! En yakın hastane burasıydı ve yemin ederim senin olduğunu bilseydim Taehyung'un en uzak hastaneye sürmesini isterdim arabayı!" Şu neredeyse canından olabileceği kadar sıkıntılı bir durumda bile bana laf atmayı nasıl başarıyordu? Ucunda bebeğinin canı varken hala bana olan nefretini belli etmeye çalışıyordu. Benden bu kadar nefret etmesini sağlayacak ne yapmış olabilirdim?
Aylarca ap₺al yerine konan, kandırılan, arkasından gülüp eğlenilen kısacası aldatılan bendim sonuçta.
Ki ben bile ondan nefret etmiyordum artık. Gençliğimin kırık duygularını orada bırakmıştım, çok genç günlerimde.
"Aptallığından hiçbir şey kaybetmemişsin." diye fısıldadıktan sonra sesimi yükselterek "Hadi devam et, kafası görünüyor." dedim sözlerini dikkate almadan.
Sakinleştiriciler ve uyuş₺urucular ile acısını azaltmaya çalışıyorduk. Bir kolumu uzattım. "Sıkabilirsin, yardımcı olacaktır." Eli koluma hiç tereddütsüz uzandı ve aşırı derecede sıkmaya başladı. Diğer elimle asistan doktoru yönlendirip ona yardım ediyordum.
Sonunda doğum bittiğinde hemşiremiz bebeği alıp küveze koydu. Kolumdaki eli gevşedi. Birazdan ilaçların etkisiyle hafif bir baygınlık durumuna geçecekti, bu onun dinlenmesi içindi. Asistan doktoruma yapması gereken şeyleri tarif ederken küveze yaklaştım.
Bu hissi seviyordum; Tanrı'nın mucizesine ortak olabilmeyi.. bir bebeğin dünyadaki ilk anlarına, ilk güzelliğine, ilk nefeslerine, o dupduru haline şahit olmayı..
Eldivenlerimi çıkarttıktan sonra her doğumdan sonra içimde beliren o tatlı hüzün karşısında tebessüm ederek odadan çıktım. Aniden karşımda beliren Taehyung ile gülümsemem büyüdü.
İçimden gelivermişti ona sarılmak. Şaşırmış olmalıydı ki donup kalmıştı. "Tebrik ederim. Baba oldun Taehyung." dememle elleri sırtıma çıktı. Çok uzatmadan ayrılırken "Teşekkür ederim Jiwon." demesiyle yine tebessüm ettim yine.
Birkaç adım ondan uzaklaşmıştım ki ismimi duydum tekrardan onun o bir zamanlar içimi şenlendiren sesinden. "Jiwon." Tekrar ona döndüm. Bu sefer o bana birkaç adım yaklaştı. "Ben gerçekten teşekkür ederim."
.
.
.
.
devamı y0rumda 🖇
.
.
.
.
İlk