bu yorgunluk ve bitkinlik durumu kendini kendine kanıtlamaya çalışan insanda değil daha çok kendini başkasına kanıtlamaya çalışan insanlarda olur gibi geliyor
Ben de kendi okulumda bir kitap kulübü kurma aşamasındayım. Bu sonsuz kafa karışıklıkların hepimizi sardığı ve bizzat böyle bir jenerasyonda doğan bizlerin kendimizi geliştirmeye yanlış yollardan yöneldiği bu günlerde kendimi doğal ve gerçek bir yaşama yöneltmek istiyorum. Anlattıklarınızdan çok etkilendim, çünkü ben de her günümü yetersiz olduğuma inanarak, hatta etrafımdaki insanların bana çabalıyorsun ve gayet iyisin dedikleri halde nispeten iyi yapabildiğim şeyleri bile bu duygu sebebiyle yapamadığımı fark ediyorum. Kitap kulübünüze göz atmak ve özellikle sizin önerdiğiniz kitapları kulübümüzde okuyabileceğimizi düşünüyorum. Söylediğiniz detoksları en azından 2 saat okuyup tartışacağımız bir ortamla bile hayatımıza yavaşça eklemek istiyorum. 20'li yaşlarımızda bu sanal kıyametin içinde 'yaşayabilmek' için çabalayacağımız günlere yürümek dileğiyle...
Daha iyi ol, daha iyi görün, daha iyi anne ol, daha zayıf ol, daha çok oku, daha iyi yemek yap, daha pozitif ol, daha enerjik ol... Daha sıradan olma hakkımı kendime geri veriyorum, teşekkür ederim Dilara. Harikasın, her zamanki gibi.
Video boyunca aklıma Rousseau'nun "İnsan için özgürlüğün istediğini yapmaktan çok istemediğini yapmamak olduğuna her zaman inanmışımdır. " sözü geldi. Yine çok güzel bir videoydu, teşekkürler.
Hayatının altının, üstünden daha kötü olduğunu nerden biliyorsun , (söyleyen;şems galiba) onun için sen yinede telofondan da vazgeçme , fazla vakit geçirme😇
❤ fikirlerinizi %99 katılıyorum. Aziz manuel kitabını okudunuz mu tekrar ediyorum. Kusura bakmayın. Sevgiler saygılar sunarım. İnsan çevresinde çıkarcılar oldukça %100 depresyondan çıkamaz.
Mutluluğun acelesi varmış da biz koşmazsak ona yetişemeyecekmişiz gibi hissettirdiler. Hissettirmeye devam ediyorlar. Işık gibi aydınlatıyorsun bizleri Pelin. Emeğine sağlık.
Ihtiyacım olan video. Eskiden kendimi instagramdaki insanlarla kıyaslamazdım çünkü onların yaşantılarına, rutinlerine dair bir merakım, hevesim yoktu. Ama simdi oyle hissetmiyorum; hissettiğim şey kadın bile olabilmek için sürekli çabalamam gerektiği. Dişil enerjiler, sürekli bakım yapan, yüzlerine onlarca şey süren, olumlamalar paylaşan kadınlar beni o kadar yoruyor ki..
Evet, kesinlikle. Ben de bir dönem sizin gibi hissettim ama sonra sokaktaki insanlara biraz daha dikkatli bakınca kimsenin aşırı bakımlı-'mükemmel' görünmediğini fark ettim, o yüzden artık kendime yüklenmiyorum
Kendi başarı tanımını hiç düşünmemişken, toplumun, okulunun, işinin senden beklediği şeyleri olması kişilerin başarıyı onların beklentisini yerine getirmek zannediyor. Bu şekilde kendimizden kopuk ve başkalarının hedefleri için mücadele edip elde ettiğimizde de yeterli tatmini elde edemiyoruz anlamsız şekilde. Teşekkür ederim video için
Çok güzel bir video. Aklımda şu cümle canlandı, "Sen her şeyi başarırsın. Bunda problem yok, sen kendine rağmen bir şeyleri başarabilir misin?" insan kendine rağmen bir şeyleri başarabilmeli bu devirde. Asıl sınav bu gerçekten
Ben gerçekten bu aşırı bilgi ve uyaran denizi içerisinde, çalışma hayatı olsun, özel hayat olsun, "yapmak istediklerim ve yapmam gerekenler" içerisinde boğulmuş durumdayım. "Performans öznesi" çok doğru çünkü sürekli daha fazlası isteniyor(bu konuda bence sadece kişinin kendisi değil,çevre baskısı da söz konusu). Zaman yönetimi, kaynak yönetimi, verimlilik...O koşuşturmaca içerisinde artık bazen ölmek istiyorum çünkü sadece o zaman huzur bulabilecekmişim gibi geliyor. 😔
Tükenmişlik sendromunu yeni atlatmış biri olarak tüm bu tespitlerin doğru olduğuna inanıyorum. Hem aileden hem de toplumdan performans odaklı baskıların sonucu kaçınılmaz oluyor. Keşke başarı yerine sanat, müzik, nezaket, vicdan da yarış yapmayı öğrensek öğretilse. Harika bir içerik olmuş yine Pelin tebrikler... 👏💙🙏
Şuan çoğu insanın ağzından (eminim herkes bir kere duymuştur) "ben senin yaşındayken o kadar çalışıyordum ki yemek yemeye fırsatım bile olmuyordu" Şeklinde kendini yetersiz hissettiren o sihirli cümleleri duymuştur. Şuan ise çalışmadığımız her dakika için vicdan azabı çeker bir haldeyiz. En iyiyi elde edebilmek için en normalini kaçırıyoruz aslında . Emeklerine sağlık ❤
Videonun 19. dakikasında 2018den beri 4 gün bile iş yapmadan duramadığını söyledin, özgürleştiğini zannettiğini ama aslında öyle olmadığını söyledin. Fakat halkın çoğunluğu ve senin aranda bir fark var, sen yaptığın işten zevk alıyorsun. Bazı insanlar işkoliktir, bunu yapmadan duramazlar. Sen boş zamanında da araştırmayı, kitap okumayı seviyorsun. Yani senin molan hiçbir şey yapmadan kahve içip akşama kadar oturmak değil, en iyi yaptığın şeyi, seni mutlu eden şeyi yapmaya devam etmek, yani işin. Bunları söylerken her işin zorlukları olduğunun bilincinde söylüyorum. Ama Türkiyedeki çoğu insana baktığımızda ucu ucuna geçindikleri için mola veremiyorlar. Adam haftanın 6 günü çalışıyor sevmediği o işte. Bütün gün yorulunca yatağına "oh be verimli bi gündü güzel yoruldum" diyerek değil "yine 6da kalkıcam anasını satayım" diyerek giriyo. Yılda 2 hafta izni var ve onu değerlendirmek için tatile gidemiyo, iş döneminde pazar günleri ne yapıyosa o 2 haftalık tatilinde de aynı şeyi yapıyo. Tatilde "Kafa dinlemek için 2 haftam var" diyerek bakmıyo olaya, bakamaz, "2 hafta sonra yine işe gidicem" diye düşünüyor. Bu şartlar gereği maalesef halkta anın tadını çıkarma, ara verme, hayatın kendisinin tatlı yorgunluğunu hissetme gibi düşünceleri canlandırmak pek mümkün değil.
Diğer türlüsü kendi potansiyelimi öldürmek, yaşam standartlarımı düşürmek, pes etmek ve sıradanlaşmak olarak geldiği için sürekli kendimle bir savaş halindeyim aslında. Oysaki bir yanımın mutluluğun buralarda değil de küçük anlarda saklı olduğunu sürekli hatırlatmasına rağmen..
Her bir şey yapmadığım zaman kendimi çok suçlu hissediyordum. Bu videoya girmeden önce bile içimden bu video bittikten sonra hemen kahvemi alıp akşama kadar ders çalışırım, kitap okurum, spor yaparım diye düşünüyordum :D Çok iyi denk geldi. Fark ettim ki bunca zamandır daha iyi olma mecburiyetimden dolayı kendime acı çektiriyormuşum. Hiçbir şey yapmayıp uyuduğum zamanlar bile kendimi çok kötü hissedip ertesi günü yapamadıklarımın iki katını bugün yapacağım diyerek kendime inanılmaz derecede yüksek hedefler koyuyordum.. Bu farkındalığı bende yarattığın için çok teşekkür ederim ablam💜
Sosyal medyayı kullanmayı bırakalı 7 sene oldu. Ne twitter, ne instagram ne de herhangi sosyal bir platformda hesabım yok. Ve önceki hayatımı hatırlayınca korkunç geliyor, o zihnin kaotik yapısı, sürekli yaşadığım dengesiz ruh halleri. Şimdi daha çok içsel ve ruhsal yolcuğumla ilgileniyorum. İnsanlara da tek bir şey tavsiye etsem, sosyal medyadan uzaklaşmalarını ve uzak bir hayat yaşamalarını tavsiye ederim. İçinize dönün; çünkü ihtiyacınız olan her şey orda.
Bende öyle yaptm tam 3 ay geçti kendimi huzurlu hissediyorum sosyal medya beni tam popüler kültürün kölesi yapmıştı şuan daha iyiyim sanki bu dünyaya ait değilmiş hissi gibi işime yarılacak aktivitelere yöneldim doğayla iç içe oldum içsel huzuru bulma çabasındaym çok şey öğrendm ama hala eksik hissedyrm kendimi kitaplara yöneldim tabikide kendimi yormadan yapıyorum bütün bunları egomun benim hayatımı mahfetmesine izin vermiyorum
ben de 6 yıldır kullanmıyorum, kullanmayı da düşünmedim düşünmüyorum kesinlikle insanın kendiyle olan savaşının, yetersizliğinin büyük bir temelini özellikle sosyal medyadaki kıyaslamalar çok etkiliyor.
@@mirats8314 Kesinlikle öyle. Herkes kendine sahte bir benlik ve dünya yaratıyor orda. Ve ona inanıyor. Bu çok tehlikeli bir durum. Yani sosyal medyadaki profillere bakınca herkesin hayatı olduğundan daha mükemmelmiş gibi yansıtılıyor, oysa gerçekte hiç öyle değil. Ben de bu sahteliğe tahammül edemediğim için ve bana iyi gelmeyen çok fazla sebepten dolayı silmiştim bütün hesaplarımı.
Dikkat dağınıklığı nedeniyle videoyu 6-7 seferde, geri sararak izledim fakat hepsini bitirebildim. Pek çok konuya katılıyorum, değerli çıkarımlardan ve bizimle paylaşmandan dolayı çok teşekkür ederim değerli Dilara.
Beyindeki etkileri bağımlılık konusunda tam olarak böyle zaten, bir yandan da odaklanma becerisini yok edip alzheimer gibi beyni kucultuyor. Cok ciddi bir hastalık aslında ama herkeste olduğu için fazlasıyla normallesmis durumda. Distopyada yaşıyoruz haberimiz bile yok.
Son podcasti dinlerken aklıma geldi. Bir söz kullanmıştın orada. Başarılı olmak mutlu olmaktır diye. Başkası olarak mutlu olamayacağımızı deneyimledik veya deneyimliyoruz hala. Halbuki olduğumuz kişi olarak mutlu olabilirsek her şey daha da güzel gözüküyor. Kendine iyi geleni yapabilmek yerine kopyalama kültüründen faydalanmak daha da zarar veriyor. Kitap kulübünde 4. kitap olarak seçtiğimiz Palyatif Toplum ve Yorgunluk Toplumu ile alakalı bu video okurken bizi daha da bilinçli okumaya itecek. İnceleme yazılarını heyecanla bekliyor olacağım.
'Ben' yapamıyorum hissi öyle ağır geliyor ki, yirmilerimde yaşlı hissediyorum ama bir yandan da mükemmellik kaygısını atamıyorum, ikisinin arasında boğulmadan kalmak zor.
Olumsuzluğa tahammülümüzün olmamasıyla çok fazla olumsuz şeye maruz kaldığımız için bunun şiddetini artıracak eylemlerden kaçınmak farklı mı diye düşündürttü bu video. Gerçekten olumsuzlukla baş etme becerimiz mi düştü yoksa yakın çevremizden çok uzakta yaşanan kötülükler/olumsuzluklar bile bize çok rahat ulaşabildiği için, gücümüzün yetmediği şeyler için zihnimizde verdiğimiz savaş reel hayatımızdaki olumsuzluklara galip geldiği için mi böyle oldu ayırt edemiyorum. Harika video olmuş, teşekkürler.❤
Sevgili Dilara, yine çok güzel bir video olmuş. Özellikle bu videonun konusu da günümüz insanı için nokta atışı olmuş, ilaç gibi geldi. Çok teşekkürler, iyi ki varsın. ❤
Şu videoyu bile kaç kere durdurarak izledim farklı işler yaptım böldüm sürekli, inanılmaz bir durumdayız toplum olarak. Son derece güzel bir video olmuş emeğinize sağlık❤
Saygıdeğer üstadım; + Tüm video boyunca, Söylediğin her kelime, Şahsım'da düşünce ve algıya dair, anlattıklarınızla tercüman olurcasına; algı ve objektifinizi betimleyerek şahsımda anlamaya hâkim kıldı. Aynı Çerçevenin; ışık kırığından bakıyormuşuz :) hani bazen insan bir şey okurken, okuduğu cümlenin noktasından sonra, aa ben bunu zaten biliyordum,. derizya içimizden.. Oysaki onu pekiştirinceye değin biliyor olduğumuzu, bilmiyor oluruz.. gibi geldi bu anlatımın. . anlıcağın çok iyi geldi..😊Sevgiler üstad 🎉 Ağzına sağlık
Videoyu izledikten sonra müthiş bir hafifleme hissi geldi. Henüz konular hakkında kendi düşüncelerimi toparlayıp yorum yapabilecek ruh halinde değilim ama içten bir teşekkür etmek istiyorum. ❤
Hocam merhaba. Muhteşem bir öğreti olmuş. Yalnız ve yalnızlıktan yorulmuş biri olarak sağlıklı bir iletişim ve ilişki kurabileceğim bir insan bulamadım. Ruhen yorgun ama kişisel olarak güneşin doğuşu ve batışını hissetmekten asla vazgeçmiyorum. Anlatımınız ve gelişim videonuz beni mutlu etti. Tşk ederim
Kutsal performans uğruna bireyin kendi kaynaklarını yağmalaması ve de bunu gelişim uğruna yapıyor olması ile vücudumuzda bir yarayı ya da bir hastalığı iyileştirmek için harekete geçen savunma hücrelerimizin kendine saldırması analojisinin altını çizdiğimizde bu çağın sorununu otoimmun hastalık olarak da adlandırabiliriz .
Vay be ! Ne güzel anlattın öyle, iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır sözünün vücut bulmuş halisin bu da senin güvenilirliği ve dürüstlüğünü daha da artıran bir şey, tebrik ederim.
Merhaba Dilara hn. Az önce Nilay Örnek’in podcastinde Sayın Kuçuradi’yi dinledim,sizden de bahis açıldı. Kuçuradi ded ki “ felsefeyi karşındakinin diliyle anlatmak” önemlidir. Bunu benim için siz yapıyorsunuz 🙏 .Kuçuradi’nin dili bana geçmedi ,tamamen benden kaynaklı. Ez cümle yaptığınız iş çok kıymetli,akademi çevresindeki tüm mobinglere karşı size güç diliyorum. İyi ki varsınız🍀
Sevgili Dilara o kadar güzel bir bölüm olmuş ki. Kendimi gördüm anlatılarında. 6-7 yıl önce kişisel gelişim kitapları okuyup, kanallarını talip ederek sürekli mutlu olmaya çalıştım. Bunu yapmaya çaba gösterirken içimde öfke kızgınlık yükseldi kendime karşı. Niçin yapamıyorum? Mutlu olmam gerekir ama deli gibi ağlamak istiyorum. "Korona günlerinde" 😀online mindfulness eğitimi almaya başlamamla budizmle tanıştım. Sakinleştim, dinginleştim. Şimdi genel olarak çok mutluyum. Mutsuzluk, huzursuzluk geldiğinde onu da hoş karşılıyorum. Panik olmuyorum. Çabuk gidiyor ama 😀
Bu videonun pazar günü gelmiş olması bi farkli oldu benim için özellikle düşünmek için çok güzel bir gün ayrıca videodaki bazı kelimeler o kadar ilgimi çekti ki YENİLENEBİLİR EFOR gibi her hareketimi belki de duygularimi bile yenilenebilir sürdürülebilirlik açısından kendime fayda şeklinde nasıl kullanabileceğime bakacağım tesekkür ederim yeni bir farkındalık için
Byung Chul Han kitaplarını çıkar çıkmaz alır okurum. Han, çağa ve modern toplumlara MR çeker, önümüze sunar. En son Sürünün İçinde: Dijital Dünyaya bakışlar ve Hiperkültürellik kitabını okudum. Sizin de ağzınıza sağlık, harika bir alaşım yapmışsınız. Evet'ler ve hayır'larımız elimizde olsun.
Videoyuizlerken 'iyi de Dilara sen de tam olarak bahsettiğin şeyleri yapmıyormusun' cümlesini içimden geçirdiğim anda kendini örnek verip aslında ben de sizler gibiydim ve bunun bilince vardım diyebilmen öyle içten ve samimi gerçeklik kattı ki.. teşekkürler Dilara,iyi ki varsın 🌼
Bu harika bir video olmuş Pelin hanım.Uzun zamandir düşündüğüm ama tam ifade edemediğim konuyu çok güzel ozetlemişsiniz. Karanlıkta bir ışık gibi parliyorsunuz.Tesekkurler.
Ben de kişisel gelişim zırvalarınının sadece kişiye zarardan başka hiçbir şey vermediğini düşünüyorum. Hepimiz mükemmel ebeveyn, mükemmel eş, mükemmel çalışan, mükemmel şoför, mükemmel konuşmacı, mükemmel yemek yapan vs. vs. olmaya çalışıyoruz. Teknoloji geliştikçe daha az çalışmamız gerekirken daha çok üretiyor ve kendimizi daha çok yoruyoruz. Karşılığında da doğru düzgün hiçbir şeyin sahibi olamıyoruz. Kendimizin ve ailemizin gelecek kaygılarıyla boğuşup duruyoruz. Herkes mükemmelliğe oynadığı ve bunda da başarısız olduğu için ne kendini ne de yanındakini mutlu edebiliyor. Bir de diğer mükemmel olamayanlar tarafından linç edilmek de işin cabası. Yaşadığımız hiçbir anın kıymetini bilemez hale geldik. Güzel bir anı yaşarken bile kaçırdığımız anların telaşına düşmeye başladık. Eskiden ayda bir yaptığımız herhangi bir etkinliğin verdiği keyfi şimdi haftada bir yapsak dahi alamıyoruz. Resmen her anlamda bir çöküş yaşıyoruz. Bu durumdan toplum olarak bir şekilde kurtulmamız lazım. Bu anlamda tespitleriniz ve tavsiyeleriniz gerçekten değerli. Teşekkürler.
gerçekten sürekli kişisel gelişim diyen ve her şeyi yapmaya çalışan insanlardan ve öyle olmamızı isteyenlerden çok sıkıldım.harika bir video,teşekkürler💜
Videoya yeni başladım ve daha tamamını izlemedim. Konudan ve içerikten bağımsız olarak düzenlenmiş hali bile 28 dk 29 sn süren bir video hazırlamış olmanın motivasyonu neyse işte o kaynağın alnından öper, diz çöker, minnet duyarım. 💋💋
Kendime bir motto belirlemiştim. ‘Hayat boyu gelişim’ açıkçası bu videodan sonra bunu biraz sorguluyorum. Çünkü kendime oluşturmuş olduğum baskının farkındayım. Ve gerçekten zorluyor. Ama her defasında ‘yapabilirim’ diyip devam ediyorum. Sanırım bu düşünceyi biraz törpülemem gerekiyor.
Hayat boyu gelişim yanlış değil;ancak yarış atı gibi değil,her adımın tadını çıkarmak kaydı ile. Şöyle diyebiliriz;güzel bir domates ektin bu senin için bir gelişme çünkü ilk defa yapıyorsun,ama O domates in meyvesini tadını çıkararak yiyeceksin. Gibi. Selamla
Düşüncenize sonuna kadar saygı duymakla birlikte anı yaşamakla aynı kapıya çıktığını hissettirdi bana. Takdir edersiniz ki sizinde bahsettiğiniz gibi disipliner bir ailede büyümüş Y kuşağı olarak öyle canınızın istediğinde ben çalışmıyorum deme lüksüne sahip değiliz. Kendi adıma söylüyorum, bakmakla yükümlü olduğum bir evladım ve ailem var. Ve depresif bir ailede büyümüş çocuk olarak ben acıdan beslenmeyi öğrenmişim. Hayatıma edindiğim felsefe görmek istediğim kişiliği (babalık, arkadaşlık,eş vs.) yansıtmaya çalışıyorum. Ve hayatta ki tek yarışım kendimle. İnsan psikolojisi mutlu olduğunda farkındalığı yükselince huzura kavuşuyor. Sizin dediğiniz abartılı yaşamlar elbetteki dediklerinizi destekler nitelikte ancak insan olmanın özünde çocuk kalabilmek yatıyor. O yüzden kimin ne olduğu önemli değil benim için içindeki çocuk ruhu nasıl asıl önemli olan bu. Paylaşım için teşekkür ederim.
Teşekkürler Pelin Dilara ❤ insanların kendine uyguladığı baskılar, iradelerini yok saymaları ve hayır demeyi bilmemeleri bireysel ve toplumsal olarak narkoz altında oluşumuz ve bunların reçetesi. Emeğin için tekrar teşekkür ederim.
eskiden her sene filmekimine giderdim, izleyeceğim filmleri listeler sonra da onlar hakkındaki fikirlerimi defterime yazardım,beş yıl önce evlendim, anne oldum, her şeyi aynı anda yapmaya çalışırken kim olduğumu unuttum, bu videoyu izlerken senelerdir filmekimine gitmediğimi idrak ettim😢
Ben bazı insanların ses tonu, diksiyonları, beden dili ve mimiklerini kullanışları gibi faktörler sebebiyle asıl anlatmaya çalıştıklarına odaklanamıyorum. İçeriklerini çok beğensem de malesef siz de onlardan birisiniz. Yine de bu videoyu pür dikkat odaklanarak dinlemeye çalıştım çünkü konu dikkatimi çekti, tebrik ederim dinleyebildiğim kadarıyla güzel içerik
tamamen sizinle aynı fikirdeyim bu konuda günümüz dünyasında bireyselleşme yolunda bir insandan o kadar şey bekleniyor ki ben dahi bu yükün altında eziliyorum yine kendime verdiğim görevlerle yapabilirim bilinciyle. Özellikle sosyal medyada her şeyin en iyisini en güzelini her gün görmek de bu yorgunluğa bir tugla daha ekliyor. Eskiden insanlar bu kadar rekabeti değildi kendine yollarında yaşayıp gidiyorlardı ama şimdi biz herkesin hayatını görebiliyoruz ne yaptıklarını nasıl yaşadıklarını 1. bölümümüzü onların 20. bölümüyle karşılaştırıyoruz nasıl bitsin bu yorgunluk
Merhaba, bu senin bana göre en güzel ve doğru, düşüncelerime hitap eden videolarından biriydi, genelde videolardaki bilgilerle çatışma yaşarım kendi içimde ancak bu videodaki tüm söylemlerine % 💯 katılıyorum. Teşekkürler dilozof 👏🏾
Merhaba Dilara hanım teşekkürler böyle bir video hazırladığınız için. Hep geçmişi düşününce aklıma önceden paramız olmadığı, telefonumuz olmadığı, komşuluğun çok iyi olduğu zamanlar aklıma geliyor. Instagram denilen şey de bizi böyle bir hale getirmiş olabilir. Yani sıradan ve mutluyduk. Böylece kimse kimseyle yarışmıyor, yalnızca anı yaşıyordu. O donemin de sıkıntıları elbetteki vardı fakat bu dönemki gibi yanilsamalar ile dolu değildik. Üzüntüyü, sevinci unuttuk be. Her şey yapaylaşmış gibi sanki. Paran yoksa bir hiçsin gibi bakılıyor. Merteben yoksa bir hiçsin. Ama her şeyden önce insan olarak çok değerli her insan. Keşke duygularımızı kabullensek ve kandırmadan kendimizi, yaşasak şu hayatın içinde.
Bir şeyi kendi istediğimiz için mi yapıyoruz/istiyoruz yoksa başkaları yapıyor/istiyor diye mi? Bir şeyi gerçekleştirmeye mecbur hissetmeden önce kendimize bunu sormalıyız sanırım. Bu çağın özgür ol, durma, ilerle, her şeyi yapabilirsin baskılarına karşı ancak kendimiz ve ötekini olabildiğince derinlemesine tanıyarak, araya keskin ve net bir çizgi çekerek aşabiliriz diye düşünüyorum
Yeni yakın okumuştum ve çok beğenmiştim yorgunluk toplumunu. Üzerine konuşan birini dinlemek çok hoşuma gitti ❤ çok keyifli bir videoydu emeklerinize sağlık 🌸
Nereden bildiniz meraklı olduğumu diyelim ve videonun başında el hareketlerinizle anlatma tarzınız ve verdiğiniz ilham için teşekkür ediyorum.❤ Bu arada hoşgeldiniz İngiltere’ye.
Ben istesem varya neler neler yapardım, ama istemiyorum yalanı yerine. Ben her şeyi yapamam ama yapabileceklerim var ve onlar diğerlerinden daha az değerli değil gerçeğine tutunmak daha güzel değil mi? Bu arada şu anki başarını o elinden geleni yapan, başarıyı zorlayan dilozofa borçlusun. Öyle olmasaydı nasıl olurdu sorusunun cevabı ise kimsede yok. Toksik pozitiflik ifadesine bayıldım. Nefret, şiddet gibi duygulara yer olmasın ama hüzün, yas olsun.
Diyet yapıyorum spor yapıyorum terapiye gidıyorum. Ders çalışıyorum. O kadar performans kaygısı güdüyorum ki. Çok uzun bir süreç çünkü etkisini hemen göremeyeceğim şeyler. O yüzden sabırla yola devam etmek çok zor oluyor. Bu video biraz içimi rahatlattı. Teşekkürler
Dilozof olarak çıktığın bu yolculukta bizlerle paylaştığın deneyimler ve Türkçeyi en güzel kullanan insan olarak büyülemeye devam ediyorsun güzel insan 🤗❤
Her şeyi yapabilme olasılığımız, onları yapmaya muktedir olduğumuzu belirtirken bir yandan da bizi yapmaya itekliyor kısacası ve burada yönetimin, toplumun etkisi büyük. Bir şeyi yapabilmeye yetkinsin diye onu yapmak zorunda değilsin, sınırlı hayatında kendine uygun 1-2 alan bulup oralarda derinleşmek ve ardından diğer alanları bu temel disiplinin çerçevesinde bağlantılayarak deneyimlemek, inşa etmek daha makul.
Merhaba , anlatımınız etkili ve aydınlatıcı. Teşekkür ederiz. Ben de filozofun kitaplarını okumaya çalışıyorum. Ayfer Tunç'un Dünya Ağrısı adlı romanı filozofun yorgunluk toplumu, ben yorgunluğu bağlamında incelemeye çalıştım. Güney dergisinin 107. sayısında Welt Schmerzen başlığıyla çıkmıştı.
Kitap kulübümüzden haberdar mısınız? İncelemek ve üye olmak için: pelindilaracolak.substack.com/about
bu yorgunluk ve bitkinlik durumu kendini kendine kanıtlamaya çalışan insanda değil daha çok kendini başkasına kanıtlamaya çalışan insanlarda olur gibi geliyor
Söylemleriniz arasında okuduğum cesur yeni dünya kitabı geldi aklıma kitaptaki soma …
Ben de kendi okulumda bir kitap kulübü kurma aşamasındayım. Bu sonsuz kafa karışıklıkların hepimizi sardığı ve bizzat böyle bir jenerasyonda doğan bizlerin kendimizi geliştirmeye yanlış yollardan yöneldiği bu günlerde kendimi doğal ve gerçek bir yaşama yöneltmek istiyorum. Anlattıklarınızdan çok etkilendim, çünkü ben de her günümü yetersiz olduğuma inanarak, hatta etrafımdaki insanların bana çabalıyorsun ve gayet iyisin dedikleri halde nispeten iyi yapabildiğim şeyleri bile bu duygu sebebiyle yapamadığımı fark ediyorum. Kitap kulübünüze göz atmak ve özellikle sizin önerdiğiniz kitapları kulübümüzde okuyabileceğimizi düşünüyorum. Söylediğiniz detoksları en azından 2 saat okuyup tartışacağımız bir ortamla bile hayatımıza yavaşça eklemek istiyorum. 20'li yaşlarımızda bu sanal kıyametin içinde 'yaşayabilmek' için çabalayacağımız günlere yürümek dileğiyle...
Yaşamak değil, beni bu telaş öldürecek..
- Özdemir Asaf -
Orhan Veli Kanık diye biliyorum ama aydınlatırsanız cok sevinirim
@@AdileYusuf-lo2zs İnternete bakınca genel olarak Özdemir Asaf'ın adı geçiyor 🤷♂️
Daha iyi ol, daha iyi görün, daha iyi anne ol, daha zayıf ol, daha çok oku, daha iyi yemek yap, daha pozitif ol, daha enerjik ol... Daha sıradan olma hakkımı kendime geri veriyorum, teşekkür ederim Dilara. Harikasın, her zamanki gibi.
Her zamanki gibi "harika olmama baskısı hakkını" başkarına da verebilmen dileğiyle
@@sercanba3432 Herkesin önce kendine tanıması gereken bir hak gibime geldi. Bir başkasına böyle haklar vermek belki haddimiz bile değildir.
Bir psikolog buna ..daha virüsü diyordu.
Video boyunca aklıma Rousseau'nun "İnsan için özgürlüğün istediğini yapmaktan çok istemediğini yapmamak olduğuna her zaman inanmışımdır. " sözü geldi. Yine çok güzel bir videoydu, teşekkürler.
İstediğini yapabilmek için istemedigi seyleri yapmak zorunda olmak daha gercekci bi yaklasim gibi geliyor. 😊
Internette vakit gecirdigim her saniye boyle hissediyorum, sanki elime telefonu hic almayinca daha huzurlu ve mutluyum. Zihnimi korkunc dolduruyor.
Kesinlikle
@@yidmutlu kesinlikle
Hayatının altının, üstünden daha kötü olduğunu nerden biliyorsun , (söyleyen;şems galiba) onun için sen yinede telofondan da vazgeçme , fazla vakit geçirme😇
❤ fikirlerinizi %99 katılıyorum. Aziz manuel kitabını okudunuz mu tekrar ediyorum. Kusura bakmayın. Sevgiler saygılar sunarım. İnsan çevresinde çıkarcılar oldukça %100 depresyondan çıkamaz.
Alma o zaman
Mutluluğun acelesi varmış da biz koşmazsak ona yetişemeyecekmişiz gibi hissettirdiler. Hissettirmeye devam ediyorlar. Işık gibi aydınlatıyorsun bizleri Pelin. Emeğine sağlık.
Ihtiyacım olan video. Eskiden kendimi instagramdaki insanlarla kıyaslamazdım çünkü onların yaşantılarına, rutinlerine dair bir merakım, hevesim yoktu. Ama simdi oyle hissetmiyorum; hissettiğim şey kadın bile olabilmek için sürekli çabalamam gerektiği. Dişil enerjiler, sürekli bakım yapan, yüzlerine onlarca şey süren, olumlamalar paylaşan kadınlar beni o kadar yoruyor ki..
Evet, kesinlikle. Ben de bir dönem sizin gibi hissettim ama sonra sokaktaki insanlara biraz daha dikkatli bakınca kimsenin aşırı bakımlı-'mükemmel' görünmediğini fark ettim, o yüzden artık kendime yüklenmiyorum
@@mimoso_7773 Çok haklısınız. Ne zaman instagramda kaybolsam kendime sokağa çıkmayı hatırlatıyorum 😅
Kendi başarı tanımını hiç düşünmemişken, toplumun, okulunun, işinin senden beklediği şeyleri olması kişilerin başarıyı onların beklentisini yerine getirmek zannediyor. Bu şekilde kendimizden kopuk ve başkalarının hedefleri için mücadele edip elde ettiğimizde de yeterli tatmini elde edemiyoruz anlamsız şekilde. Teşekkür ederim video için
Çok güzel bir video. Aklımda şu cümle canlandı,
"Sen her şeyi başarırsın. Bunda problem yok, sen kendine rağmen bir şeyleri başarabilir misin?"
insan kendine rağmen bir şeyleri başarabilmeli bu devirde. Asıl sınav bu gerçekten
Ben gerçekten bu aşırı bilgi ve uyaran denizi içerisinde, çalışma hayatı olsun, özel hayat olsun, "yapmak istediklerim ve yapmam gerekenler" içerisinde boğulmuş durumdayım. "Performans öznesi" çok doğru çünkü sürekli daha fazlası isteniyor(bu konuda bence sadece kişinin kendisi değil,çevre baskısı da söz konusu). Zaman yönetimi, kaynak yönetimi, verimlilik...O koşuşturmaca içerisinde artık bazen ölmek istiyorum çünkü sadece o zaman huzur bulabilecekmişim gibi geliyor. 😔
@@pelintoksavul9586 al benden de o kadar
Tükenmişlik sendromunu yeni atlatmış biri olarak tüm bu tespitlerin doğru olduğuna inanıyorum. Hem aileden hem de toplumdan performans odaklı baskıların sonucu kaçınılmaz oluyor. Keşke başarı yerine sanat, müzik, nezaket, vicdan da yarış yapmayı öğrensek öğretilse.
Harika bir içerik olmuş yine Pelin tebrikler...
👏💙🙏
Pskiyatr nasıl tanı koydu? ben de tükenmiş hissediyorum merak ettim
Şuan çoğu insanın ağzından (eminim herkes bir kere duymuştur) "ben senin yaşındayken o kadar çalışıyordum ki yemek yemeye fırsatım bile olmuyordu" Şeklinde kendini yetersiz hissettiren o sihirli cümleleri duymuştur. Şuan ise çalışmadığımız her dakika için vicdan azabı çeker bir haldeyiz. En iyiyi elde edebilmek için en normalini kaçırıyoruz aslında . Emeklerine sağlık ❤
Seni çok iyi anlıyorum. Benim çevrem de böyle. Hep geç kalmışşsın hissi yayıyorlar bize.
Videonun 19. dakikasında 2018den beri 4 gün bile iş yapmadan duramadığını söyledin, özgürleştiğini zannettiğini ama aslında öyle olmadığını söyledin. Fakat halkın çoğunluğu ve senin aranda bir fark var, sen yaptığın işten zevk alıyorsun. Bazı insanlar işkoliktir, bunu yapmadan duramazlar. Sen boş zamanında da araştırmayı, kitap okumayı seviyorsun. Yani senin molan hiçbir şey yapmadan kahve içip akşama kadar oturmak değil, en iyi yaptığın şeyi, seni mutlu eden şeyi yapmaya devam etmek, yani işin. Bunları söylerken her işin zorlukları olduğunun bilincinde söylüyorum. Ama Türkiyedeki çoğu insana baktığımızda ucu ucuna geçindikleri için mola veremiyorlar. Adam haftanın 6 günü çalışıyor sevmediği o işte. Bütün gün yorulunca yatağına "oh be verimli bi gündü güzel yoruldum" diyerek değil "yine 6da kalkıcam anasını satayım" diyerek giriyo. Yılda 2 hafta izni var ve onu değerlendirmek için tatile gidemiyo, iş döneminde pazar günleri ne yapıyosa o 2 haftalık tatilinde de aynı şeyi yapıyo. Tatilde "Kafa dinlemek için 2 haftam var" diyerek bakmıyo olaya, bakamaz, "2 hafta sonra yine işe gidicem" diye düşünüyor. Bu şartlar gereği maalesef halkta anın tadını çıkarma, ara verme, hayatın kendisinin tatlı yorgunluğunu hissetme gibi düşünceleri canlandırmak pek mümkün değil.
Diğer türlüsü kendi potansiyelimi öldürmek, yaşam standartlarımı düşürmek, pes etmek ve sıradanlaşmak olarak geldiği için sürekli kendimle bir savaş halindeyim aslında. Oysaki bir yanımın mutluluğun buralarda değil de küçük anlarda saklı olduğunu sürekli hatırlatmasına rağmen..
Bu ülke enerjimi emdi yok etti.
Her bir şey yapmadığım zaman kendimi çok suçlu hissediyordum. Bu videoya girmeden önce bile içimden bu video bittikten sonra hemen kahvemi alıp akşama kadar ders çalışırım, kitap okurum, spor yaparım diye düşünüyordum :D Çok iyi denk geldi. Fark ettim ki bunca zamandır daha iyi olma mecburiyetimden dolayı kendime acı çektiriyormuşum. Hiçbir şey yapmayıp uyuduğum zamanlar bile kendimi çok kötü hissedip ertesi günü yapamadıklarımın iki katını bugün yapacağım diyerek kendime inanılmaz derecede yüksek hedefler koyuyordum.. Bu farkındalığı bende yarattığın için çok teşekkür ederim ablam💜
tam olarak bensin 🥺 sürekli birşey yapmam gerekiyor diye hissediyorum yapmayınca da kötü hissediyorum nasıl aşarız bu durumu
@@Uyumakistiyoruum İşte nasıl aşabiliriz'in cevabı son kısımda var
@@Uyumakistiyoruumilerde ÇOOOKKKK UYUYACAĞIZ.
Sosyal medyayı kullanmayı bırakalı 7 sene oldu. Ne twitter, ne instagram ne de herhangi sosyal bir platformda hesabım yok. Ve önceki hayatımı hatırlayınca korkunç geliyor, o zihnin kaotik yapısı, sürekli yaşadığım dengesiz ruh halleri. Şimdi daha çok içsel ve ruhsal yolcuğumla ilgileniyorum. İnsanlara da tek bir şey tavsiye etsem, sosyal medyadan uzaklaşmalarını ve uzak bir hayat yaşamalarını tavsiye ederim. İçinize dönün; çünkü ihtiyacınız olan her şey orda.
Umarım cevrenizdekiler de sosyal medya kullanmiyordur.
Bende öyle yaptm tam 3 ay geçti kendimi huzurlu hissediyorum sosyal medya beni tam popüler kültürün kölesi yapmıştı şuan daha iyiyim sanki bu dünyaya ait değilmiş hissi gibi işime yarılacak aktivitelere yöneldim doğayla iç içe oldum içsel huzuru bulma çabasındaym çok şey öğrendm ama hala eksik hissedyrm kendimi kitaplara yöneldim tabikide kendimi yormadan yapıyorum bütün bunları egomun benim hayatımı mahfetmesine izin vermiyorum
ben de 6 yıldır kullanmıyorum, kullanmayı da düşünmedim düşünmüyorum kesinlikle insanın kendiyle olan savaşının, yetersizliğinin büyük bir temelini özellikle sosyal medyadaki kıyaslamalar çok etkiliyor.
@@mirats8314 Kesinlikle öyle. Herkes kendine sahte bir benlik ve dünya yaratıyor orda. Ve ona inanıyor. Bu çok tehlikeli bir durum. Yani sosyal medyadaki profillere bakınca herkesin hayatı olduğundan daha mükemmelmiş gibi yansıtılıyor, oysa gerçekte hiç öyle değil. Ben de bu sahteliğe tahammül edemediğim için ve bana iyi gelmeyen çok fazla sebepten dolayı silmiştim bütün hesaplarımı.
Pazar günü kahvaltı yaparken bu tarz videolar izlemek çok hoş oluyo bana göre .😊Teşekkürler 🙏🏻
Dikkat dağınıklığı nedeniyle videoyu 6-7 seferde, geri sararak izledim fakat hepsini bitirebildim. Pek çok konuya katılıyorum, değerli çıkarımlardan ve bizimle paylaşmandan dolayı çok teşekkür ederim değerli Dilara.
@@Storyyofmylife Al benden de o kadar. Videoyu yarıda bırakmak zorunda kaldım şimdi tekrar başa alıp izleyeceğim.
İzlerken yavaşlatın anlamak daha kolaylaşa bilir.
Muhteşem bir video olmuş👏🏻Farkındalıklarınıza,bilgi birikiminıze ve anlatımınıza hayranım.
Sosyal medya yeni bir uyuşturucu türü olarak nitelendirilebilir mi? Neden olmasın
Beyindeki etkileri bağımlılık konusunda tam olarak böyle zaten, bir yandan da odaklanma becerisini yok edip alzheimer gibi beyni kucultuyor. Cok ciddi bir hastalık aslında ama herkeste olduğu için fazlasıyla normallesmis durumda. Distopyada yaşıyoruz haberimiz bile yok.
Son podcasti dinlerken aklıma geldi. Bir söz kullanmıştın orada. Başarılı olmak mutlu olmaktır diye. Başkası olarak mutlu olamayacağımızı deneyimledik veya deneyimliyoruz hala. Halbuki olduğumuz kişi olarak mutlu olabilirsek her şey daha da güzel gözüküyor. Kendine iyi geleni yapabilmek yerine kopyalama kültüründen faydalanmak daha da zarar veriyor. Kitap kulübünde 4. kitap olarak seçtiğimiz Palyatif Toplum ve Yorgunluk Toplumu ile alakalı bu video okurken bizi daha da bilinçli okumaya itecek. İnceleme yazılarını heyecanla bekliyor olacağım.
'Ben' yapamıyorum hissi öyle ağır geliyor ki, yirmilerimde yaşlı hissediyorum ama bir yandan da mükemmellik kaygısını atamıyorum, ikisinin arasında boğulmadan kalmak zor.
Boşa vakit harcadığımı fısıldayıp duran o sesin sustuğu nadir videolardan biriydi. Teşekkürler Dilara.
Olumsuzluğa tahammülümüzün olmamasıyla çok fazla olumsuz şeye maruz kaldığımız için bunun şiddetini artıracak eylemlerden kaçınmak farklı mı diye düşündürttü bu video. Gerçekten olumsuzlukla baş etme becerimiz mi düştü yoksa yakın çevremizden çok uzakta yaşanan kötülükler/olumsuzluklar bile bize çok rahat ulaşabildiği için, gücümüzün yetmediği şeyler için zihnimizde verdiğimiz savaş reel hayatımızdaki olumsuzluklara galip geldiği için mi böyle oldu ayırt edemiyorum. Harika video olmuş, teşekkürler.❤
Teşekkür ederim, düşüncelerimi bir araya getirip birleştirmemi sağladın. 😇
Aklıma bir yük hayvanına dönüşerek yüksekleri fethedemezsin sözü geldi.
Şu sıralar gerçekten ihtiyaç duyduğumuz bir konu üzerine güzel bir video olmuşş… yine harikasın Dilara❤️
Sevgili Dilara, yine çok güzel bir video olmuş. Özellikle bu videonun konusu da günümüz insanı için nokta atışı olmuş, ilaç gibi geldi. Çok teşekkürler, iyi ki varsın. ❤
Şu videoyu bile kaç kere durdurarak izledim farklı işler yaptım böldüm sürekli, inanılmaz bir durumdayız toplum olarak. Son derece güzel bir video olmuş emeğinize sağlık❤
Saygıdeğer üstadım;
+ Tüm video boyunca,
Söylediğin her kelime,
Şahsım'da düşünce ve algıya dair, anlattıklarınızla tercüman olurcasına; algı ve objektifinizi betimleyerek şahsımda anlamaya hâkim kıldı. Aynı Çerçevenin; ışık kırığından bakıyormuşuz :) hani bazen insan bir şey okurken, okuduğu cümlenin noktasından sonra, aa ben bunu zaten biliyordum,. derizya içimizden.. Oysaki onu pekiştirinceye değin biliyor olduğumuzu, bilmiyor oluruz.. gibi geldi bu anlatımın. . anlıcağın çok iyi geldi..😊Sevgiler üstad 🎉
Ağzına sağlık
Şu an o kadar ihtiyacım olan bir video olucak ki...Hemen ütü yaparken dinlemeye başlıyorum ❤
Videoyu izledikten sonra müthiş bir hafifleme hissi geldi. Henüz konular hakkında kendi düşüncelerimi toparlayıp yorum yapabilecek ruh halinde değilim ama içten bir teşekkür etmek istiyorum. ❤
Aslında hep düşündüğümüz ama bir türlü kafamızda toparlayamadığımız şeylere kuşbakışı "öylece" bakmak rahatlamış hissettirdi.teşekkürler!
Inanilmazsin,bazı düşünceler şimdi kafamda oturdu.Koreli filozof (alman eğitimli )Harika.
Hocam merhaba. Muhteşem bir öğreti olmuş. Yalnız ve yalnızlıktan yorulmuş biri olarak sağlıklı bir iletişim ve ilişki kurabileceğim bir insan bulamadım. Ruhen yorgun ama kişisel olarak güneşin doğuşu ve batışını hissetmekten asla vazgeçmiyorum. Anlatımınız ve gelişim videonuz beni mutlu etti. Tşk ederim
Muhteşem! Bambaşka bir farkındalık kazandırdınız, teşekkür ederim. Kitabı da attım fava 💯
Tam su zamanlarda ihtiyacim olan video teşekkürler ❤️
Kutsal performans uğruna bireyin kendi kaynaklarını yağmalaması ve de bunu gelişim uğruna yapıyor olması ile vücudumuzda bir yarayı ya da bir hastalığı iyileştirmek için harekete geçen savunma hücrelerimizin kendine saldırması analojisinin altını çizdiğimizde bu çağın sorununu otoimmun hastalık olarak da adlandırabiliriz .
Vay be ! Ne güzel anlattın öyle, iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır sözünün vücut bulmuş halisin bu da senin güvenilirliği ve dürüstlüğünü daha da artıran bir şey, tebrik ederim.
Merhaba Dilara hn.
Az önce Nilay Örnek’in podcastinde Sayın Kuçuradi’yi dinledim,sizden de bahis açıldı.
Kuçuradi ded ki “ felsefeyi karşındakinin diliyle anlatmak” önemlidir.
Bunu benim için siz yapıyorsunuz 🙏 .Kuçuradi’nin dili bana geçmedi ,tamamen benden kaynaklı.
Ez cümle yaptığınız iş çok kıymetli,akademi çevresindeki tüm mobinglere karşı size güç diliyorum.
İyi ki varsınız🍀
Tam zamanında çok iyi geldiniz. Çok teşekkür ederim 🤍🤍🤍
Iyiki varsın dilara ❤yağmurlu bir yürüyüş gününde yine en iyi eşlikçim oldun 😊
Dinledim ve hafifledim. Teşekkürler.
Çok iyiydi.. Kaç zamandır zihnimde olan cümlelerin yorumunu dinledim adeta.. Dinleyici olarak çok iyiydim anlatıcıdan ötürü 😊❤
Sevgili Dilara o kadar güzel bir bölüm olmuş ki. Kendimi gördüm anlatılarında. 6-7 yıl önce kişisel gelişim kitapları okuyup, kanallarını talip ederek sürekli mutlu olmaya çalıştım. Bunu yapmaya çaba gösterirken içimde öfke kızgınlık yükseldi kendime karşı. Niçin yapamıyorum? Mutlu olmam gerekir ama deli gibi ağlamak istiyorum. "Korona günlerinde" 😀online mindfulness eğitimi almaya başlamamla budizmle tanıştım. Sakinleştim, dinginleştim. Şimdi genel olarak çok mutluyum. Mutsuzluk, huzursuzluk geldiğinde onu da hoş karşılıyorum. Panik olmuyorum. Çabuk gidiyor ama 😀
Bu videonun pazar günü gelmiş olması bi farkli oldu benim için özellikle düşünmek için çok güzel bir gün ayrıca videodaki bazı kelimeler o kadar ilgimi çekti ki YENİLENEBİLİR EFOR gibi her hareketimi belki de duygularimi bile yenilenebilir sürdürülebilirlik açısından kendime fayda şeklinde nasıl kullanabileceğime bakacağım tesekkür ederim yeni bir farkındalık için
Byung Chul Han kitaplarını çıkar çıkmaz alır okurum. Han, çağa ve modern toplumlara MR çeker, önümüze sunar. En son Sürünün İçinde: Dijital Dünyaya bakışlar ve Hiperkültürellik kitabını okudum.
Sizin de ağzınıza sağlık, harika bir alaşım yapmışsınız. Evet'ler ve hayır'larımız elimizde olsun.
@@okuryazar-yazarokur ben de şimdi sizden gördüm siparis verdim:)
Zamanlamasi guzel bir videoydu. Tesekkurler. Performans nesnesi yerinde bir tanimlama. Bazimiz maymununa donustuk bile.
Tekrar tekrar izlenmesi gereken dopdolu bir video olmuş, tebrikler.
Videoyuizlerken 'iyi de Dilara sen de tam olarak bahsettiğin şeyleri yapmıyormusun' cümlesini içimden geçirdiğim anda kendini örnek verip aslında ben de sizler gibiydim ve bunun bilince vardım diyebilmen öyle içten ve samimi gerçeklik kattı ki.. teşekkürler Dilara,iyi ki varsın 🌼
Günümüzde ışık tutan çok güzel bir video olmuş emeğinize sağlık yeni bir yazarla tanıştırdınız bizleri❤
Bireysel sandığım sorunumun aslında sistemden kaynaklandığını fark ettim videonuz sayesinde. Teşekkür ederim.
Bu harika bir video olmuş Pelin hanım.Uzun zamandir düşündüğüm ama tam ifade edemediğim konuyu çok güzel ozetlemişsiniz.
Karanlıkta bir ışık gibi parliyorsunuz.Tesekkurler.
Ben de kişisel gelişim zırvalarınının sadece kişiye zarardan başka hiçbir şey vermediğini düşünüyorum. Hepimiz mükemmel ebeveyn, mükemmel eş, mükemmel çalışan, mükemmel şoför, mükemmel konuşmacı, mükemmel yemek yapan vs. vs. olmaya çalışıyoruz.
Teknoloji geliştikçe daha az çalışmamız gerekirken daha çok üretiyor ve kendimizi daha çok yoruyoruz. Karşılığında da doğru düzgün hiçbir şeyin sahibi olamıyoruz. Kendimizin ve ailemizin gelecek kaygılarıyla boğuşup duruyoruz. Herkes mükemmelliğe oynadığı ve bunda da başarısız olduğu için ne kendini ne de yanındakini mutlu edebiliyor. Bir de diğer mükemmel olamayanlar tarafından linç edilmek de işin cabası.
Yaşadığımız hiçbir anın kıymetini bilemez hale geldik. Güzel bir anı yaşarken bile kaçırdığımız anların telaşına düşmeye başladık. Eskiden ayda bir yaptığımız herhangi bir etkinliğin verdiği keyfi şimdi haftada bir yapsak dahi alamıyoruz. Resmen her anlamda bir çöküş yaşıyoruz. Bu durumdan toplum olarak bir şekilde kurtulmamız lazım. Bu anlamda tespitleriniz ve tavsiyeleriniz gerçekten değerli. Teşekkürler.
Harika bir video olmuş elinize sağlık.Yeni bir bakış açısı kazandırdı bu bilgiler bana.🙏🌸🥰
Bu bölüm spotide vardı galiba dinledim hatta birkaç kere dinlemiştim. Önce oraya gelmesi isabetli olmuş ❤
Ufak Tefek Çeviriler kanalı beni buraya getirdi. Zaten bildiğim bir yerdi ya, iyi ki gelmişim. Oldukça verimli oldu benim açımdan. Emeğinize sağlık.
10 20 defa tekrar beğen butonuna tıklayasim geldi emeğinize sağlık çok keyifli bir bölüm olmus❤
Müthiş tespitler, zihnimde bir kaç kapı açtınız, teşekkür ederim 🌼
Teşekkürederim. Aydinlatici, bilgi verici ve farkindalik yaratici.
gerçekten sürekli kişisel gelişim diyen ve her şeyi yapmaya çalışan insanlardan ve öyle olmamızı isteyenlerden çok sıkıldım.harika bir video,teşekkürler💜
Videoya yeni başladım ve daha tamamını izlemedim. Konudan ve içerikten bağımsız olarak düzenlenmiş hali bile 28 dk 29 sn süren bir video hazırlamış olmanın motivasyonu neyse işte o kaynağın alnından öper, diz çöker, minnet duyarım. 💋💋
Gunumuzun bu hastaligina yakalandigimi bu videoda anladim.resekurler dilara.
Yine her zamanki gibi tam ihtiyacım olan anda ihtiyacım olan video 🤍 iyi ki varsın Dilara
Yaşamak değil, bu telaş beni öldürecek.
Özdemir ASAF
Kendime bir motto belirlemiştim. ‘Hayat boyu gelişim’ açıkçası bu videodan sonra bunu biraz sorguluyorum. Çünkü kendime oluşturmuş olduğum baskının farkındayım. Ve gerçekten zorluyor. Ama her defasında ‘yapabilirim’ diyip devam ediyorum. Sanırım bu düşünceyi biraz törpülemem gerekiyor.
Hayat boyu gelişim yanlış değil;ancak yarış atı gibi değil,her adımın tadını çıkarmak kaydı ile. Şöyle diyebiliriz;güzel bir domates ektin bu senin için bir gelişme çünkü ilk defa yapıyorsun,ama O domates in meyvesini tadını çıkararak yiyeceksin. Gibi. Selamla
Çok güzeldi çooook
Fevkalade etkilendim
Süpersiniz❤
Düşüncenize sonuna kadar saygı duymakla birlikte anı yaşamakla aynı kapıya çıktığını hissettirdi bana. Takdir edersiniz ki sizinde bahsettiğiniz gibi disipliner bir ailede büyümüş Y kuşağı olarak öyle canınızın istediğinde ben çalışmıyorum deme lüksüne sahip değiliz. Kendi adıma söylüyorum, bakmakla yükümlü olduğum bir evladım ve ailem var. Ve depresif bir ailede büyümüş çocuk olarak ben acıdan beslenmeyi öğrenmişim. Hayatıma edindiğim felsefe görmek istediğim kişiliği (babalık, arkadaşlık,eş vs.) yansıtmaya çalışıyorum. Ve hayatta ki tek yarışım kendimle. İnsan psikolojisi mutlu olduğunda farkındalığı yükselince huzura kavuşuyor. Sizin dediğiniz abartılı yaşamlar elbetteki dediklerinizi destekler nitelikte ancak insan olmanın özünde çocuk kalabilmek yatıyor. O yüzden kimin ne olduğu önemli değil benim için içindeki çocuk ruhu nasıl asıl önemli olan bu.
Paylaşım için teşekkür ederim.
Cocukluk insanlikmi oluyor,neden?Cocuklar birbirlerini daha cok kiskanirlar,Küfür ederler,Kavga ederler,dövüsürler ufak tefek sebeplerden dolayi.Pek cok Cocuk birisini garip buldugunda Alay ederler,gülerler,döverler(bende icine kapanik,pek konusmayan,evden cikmayan,bisey yapmadigimdan dolayi o hale kücüklükten beri düsmüsüm).Dolaysiyla pek cok insanin özellikle kültürlü,medeni,entelektüel olan insanlarin cocuklari pekte mahsum kilmalalirini anlayamiyorum! Cocuklarin yetiskinlere göre,hayvanlarla pekte farki yok, dolaysiyla asil Insanlik Iyilik degil,aksine Kötülük olmasi lazim,aksi taktirde celiskili oluyor!
Dün tükenmişlik hissini çok kötü yaşadım inşallah aynı şeyi tekrar yaşamam çünkü çok kötü bir sınırdan döndüm.
Teşekkürler Pelin Dilara ❤ insanların kendine uyguladığı baskılar, iradelerini yok saymaları ve hayır demeyi bilmemeleri bireysel ve toplumsal olarak narkoz altında oluşumuz ve bunların reçetesi. Emeğin için tekrar teşekkür ederim.
Her zamanki gibi aydınlatıcı bir video olmuş. İnternette geçirdiğim en kaliteli saatler senin videoların Dilara teşekkürler ❤️
ahhh! yapabilirim ama yapmayı tercih etmiyorum. çok iyi geldi bu video. teşekkür ederim. sevgiler
Kalite beni ağlatacak. Çok teşekkür ederim.
Abart abart
@@kpopunmuthissarkilari7467 abartı falan değil hiç de alakası yok. Harika bir iş yapıyor.
@@egoistapes tamam
@@kpopunmuthissarkilari7467 ok bye
Son zamanlarda izlediğim en iyi video, ciddi bir aydınlanma yaşadım kendi adima teşekkür ederim 😊
Aydınlatıcı bir video olmuş ❤
eskiden her sene filmekimine giderdim, izleyeceğim filmleri listeler sonra da onlar hakkındaki fikirlerimi defterime yazardım,beş yıl önce evlendim, anne oldum, her şeyi aynı anda yapmaya çalışırken kim olduğumu unuttum, bu videoyu izlerken senelerdir filmekimine gitmediğimi idrak ettim😢
Ben bazı insanların ses tonu, diksiyonları, beden dili ve mimiklerini kullanışları gibi faktörler sebebiyle asıl anlatmaya çalıştıklarına odaklanamıyorum. İçeriklerini çok beğensem de malesef siz de onlardan birisiniz. Yine de bu videoyu pür dikkat odaklanarak dinlemeye çalıştım çünkü konu dikkatimi çekti, tebrik ederim dinleyebildiğim kadarıyla güzel içerik
tamamen sizinle aynı fikirdeyim bu konuda günümüz dünyasında bireyselleşme yolunda bir insandan o kadar şey bekleniyor ki ben dahi bu yükün altında eziliyorum yine kendime verdiğim görevlerle yapabilirim bilinciyle. Özellikle sosyal medyada her şeyin en iyisini en güzelini her gün görmek de bu yorgunluğa bir tugla daha ekliyor. Eskiden insanlar bu kadar rekabeti değildi kendine yollarında yaşayıp gidiyorlardı ama şimdi biz herkesin hayatını görebiliyoruz ne yaptıklarını nasıl yaşadıklarını 1. bölümümüzü onların 20. bölümüyle karşılaştırıyoruz nasıl bitsin bu yorgunluk
Merhaba, bu senin bana göre en güzel ve doğru, düşüncelerime hitap eden videolarından biriydi, genelde videolardaki bilgilerle çatışma yaşarım kendi içimde ancak bu videodaki tüm söylemlerine % 💯 katılıyorum. Teşekkürler dilozof 👏🏾
😢😮😮😮😮😢😮umutsuzum. Gelecek beni korkutuyor. Ozgurluklerimiz azaliyor! Ev araba tatil fiyatlari gida giyim fiyatlari.....
Bu videodan anladığım şu ki iç ve dış hayatımız dengede olmalı! Dengeler değiştiğinde ise, artık biz, biz değiliizdir!
Merhaba Dilara hanım teşekkürler böyle bir video hazırladığınız için. Hep geçmişi düşününce aklıma önceden paramız olmadığı, telefonumuz olmadığı, komşuluğun çok iyi olduğu zamanlar aklıma geliyor. Instagram denilen şey de bizi böyle bir hale getirmiş olabilir. Yani sıradan ve mutluyduk. Böylece kimse kimseyle yarışmıyor, yalnızca anı yaşıyordu. O donemin de sıkıntıları elbetteki vardı fakat bu dönemki gibi yanilsamalar ile dolu değildik. Üzüntüyü, sevinci unuttuk be. Her şey yapaylaşmış gibi sanki. Paran yoksa bir hiçsin gibi bakılıyor. Merteben yoksa bir hiçsin. Ama her şeyden önce insan olarak çok değerli her insan. Keşke duygularımızı kabullensek ve kandırmadan kendimizi, yaşasak şu hayatın içinde.
Bir şeyi kendi istediğimiz için mi yapıyoruz/istiyoruz yoksa başkaları yapıyor/istiyor diye mi? Bir şeyi gerçekleştirmeye mecbur hissetmeden önce kendimize bunu sormalıyız sanırım. Bu çağın özgür ol, durma, ilerle, her şeyi yapabilirsin baskılarına karşı ancak kendimiz ve ötekini olabildiğince derinlemesine tanıyarak, araya keskin ve net bir çizgi çekerek aşabiliriz diye düşünüyorum
Harika bir videoydu, çok teşekkürler. İyi ki varsın. Son 2 dakika çok güzeldi.
onca işimin arasında -literally- nefes alamadığımı fark edip kendime 25 dakikalık zaman ayırıp izledim. Çok iyi geldi.
Yeni yakın okumuştum ve çok beğenmiştim yorgunluk toplumunu. Üzerine konuşan birini dinlemek çok hoşuma gitti ❤ çok keyifli bir videoydu emeklerinize sağlık 🌸
Nereden bildiniz meraklı olduğumu diyelim ve videonun başında el hareketlerinizle anlatma tarzınız ve verdiğiniz ilham için teşekkür ediyorum.❤ Bu arada hoşgeldiniz İngiltere’ye.
Han'in hemen hemen tum kitaplarinii okumustum sizde içeriği bu sevdigim yazar uzerine yapinca dikkatimi çekti. Tesekkurler
Ben istesem varya neler neler yapardım, ama istemiyorum yalanı yerine. Ben her şeyi yapamam ama yapabileceklerim var ve onlar diğerlerinden daha az değerli değil gerçeğine tutunmak daha güzel değil mi? Bu arada şu anki başarını o elinden geleni yapan, başarıyı zorlayan dilozofa borçlusun. Öyle olmasaydı nasıl olurdu sorusunun cevabı ise kimsede yok. Toksik pozitiflik ifadesine bayıldım. Nefret, şiddet gibi duygulara yer olmasın ama hüzün, yas olsun.
Diyet yapıyorum spor yapıyorum terapiye gidıyorum. Ders çalışıyorum. O kadar performans kaygısı güdüyorum ki. Çok uzun bir süreç çünkü etkisini hemen göremeyeceğim şeyler. O yüzden sabırla yola devam etmek çok zor oluyor. Bu video biraz içimi rahatlattı. Teşekkürler
Çağımız düşünürlerinin tespitlerini dinlemeyi seviyorum, hayatlarımıza birer ayna gibiler. Özellikle de geçmiş hayatlarla karşılaştırıldığında.
Dilozof olarak çıktığın bu yolculukta bizlerle paylaştığın deneyimler ve Türkçeyi en güzel kullanan insan olarak büyülemeye devam ediyorsun güzel insan 🤗❤
Teşekkur ederim. Çok iyi geldi. En sağlam masa 3 ayaklıdır. Söylediğinizi bu 3 ayaga indirebilirsiniz belki.❤❤❤
Bize zarar veren dış etkenlere “Dur-Hayır” diyerek kendimize “Evet” deriz. Eğer bunu egoist olmadan dengeleyebilirsek, mutlu ve sağlıklı oluruz.
Yapabiliyor olmak yapmayı gerektirmez. Bu annemin mottosudur. Annem felsefenin içinden geçmiş meğer:)
Her şeyi yapabilme olasılığımız, onları yapmaya muktedir olduğumuzu belirtirken bir yandan da bizi yapmaya itekliyor kısacası ve burada yönetimin, toplumun etkisi büyük. Bir şeyi yapabilmeye yetkinsin diye onu yapmak zorunda değilsin, sınırlı hayatında kendine uygun 1-2 alan bulup oralarda derinleşmek ve ardından diğer alanları bu temel disiplinin çerçevesinde bağlantılayarak deneyimlemek, inşa etmek daha makul.
Merhaba , anlatımınız etkili ve aydınlatıcı. Teşekkür ederiz. Ben de filozofun kitaplarını okumaya çalışıyorum. Ayfer Tunç'un Dünya Ağrısı adlı romanı filozofun yorgunluk toplumu, ben yorgunluğu bağlamında incelemeye çalıştım. Güney dergisinin 107. sayısında Welt Schmerzen başlığıyla çıkmıştı.