saçın üstü açılmaya başlamış (check) sinekkaydı tıraş (check) entelektüel kişilik (check) ciddi ve düşünceli bir yüz ifadesi (check) burun eğri (check) tebrikler romalı siyasetçi konsül seçimlerinden önce flu tv'de.
Önceleri flutvyi kaliteli zaman geçirdiğim bir youtube kanalı olarak görürken, şu an tarihten felsefeye, tıptan, sinemacılığa kadar en kaliteli içerikleri öğreten, ufkumu açan bir online üniversite olarak görmekteyim. Eyyyy ilker canikligil sen bu halkı aydınlatarak, ne yapmak nereye varmak istemektesin!!!
“Olmaz öyle saçma ...” serisi ile sanattan tarihe kadar birçok konuda kendi dilimde entelektüel sohbetleri dinleme şansını sunduğu için İlker Canikligil’e teşekkür ederim. Dil bir bariyer değil artık ama özellikle genelde sosyal bilimler olan bu alanlarda özümsenen evrensel değerler, kültürden ve coğrafyadan bağımsız ele alındığında eksik kalıyor. Ülkemizdeki alanında öncü düşünürlerin sentezleri ile bu açığın kapatılması büyük bir adım.
Hocam FluTv bütün içeriklerin hayvan gibi iyi olduğu hayvan gibi iyi bir mecra haline geldi, söylemek isterim. Haftalardır sohbetlerdeki doyuruculuğun keyfinden çatlıyorum.
İlker Canikligil: Ömer aşık oluyo ama iyi çocuk diye gitmiyo, burdan ne öykü olcak abi? Ezel: “Ömer iyi çocuktu ama fena bir kusuru vardı. İnsanlara fazla güveniyordu. Sırf seviyor diye onları tanıdığını zannediyordu. Eğer geri dönüp söyleyebilseydim söylerdim. ‘Ömer’ derdim her ihanet sevgi ile başlar...”
28:08 Joker’in planında insanları öldürmek yok ki. İnsanların bozulmaya, kötü olmaya meyilli olduğunu ortaya çıkarma amacı var. Kendi bassaydı hepsi ölebilirdi ama o suçlular ve sivillerin kötülüğe yatkınlık farkı olmadığını göstermeye çalışıyor. Batman’i de kendisini öldürmesi için defalarca zorluyor. ‘’Delilik yer çekimi gibidir, yalnızca itmek yeterlidir’’
Sondaki gemi sahnesinde Joker'in bütün ideolijisi yalanlaniyor aslinda, insanlar zor duruma düştüklerinde kötü yanlarını belli ederler fikri, onlari pimi cekmeye goturmesi gerekirken her iki gemi de nasıl oluyorsa müthiş bir erdemle iyiliği seçiyor. Joker'in savunduğu ve bizim için de filmi iyi kılan bu ideoloji sonda çöpe gidiyor. Bir tek Harvey Dent, müstakbel eşi öldürüldükten sonra sapıtıyor o kadar. O da bi zahmet yani...
@@josephspoon2640 aslında teorisi boşa çıkmıyor. Filme göre, en iyiler daha çabuk kötülüğe bulaşır, çünkü kötülükle savaşmayı seçerler ve bundan daha çok etkilenirler. Gemide ki insanlar arasında suçlular da olsa hepsi normal insan. Aralarında harvey dent gibi doğruluğa bu kadar saplanmış bir insan gösterilmedi. Joker'in zaten gemi planı başarısız olsa bile hala "yedek bir planı" olduğunu söylemesi ve yerçekimi ile ilgili sözü ve gülmeye devam etmesi, teorisinin yanılmadığını anlatıyor bize. Joker'in teorisi filmin sonunda doğrulanıyor yani.
03:06 Farkında olmadan İlker hocanın en hassas olduğu şeylerden birine laf söyledi. Çok eski takipçilerden biri olarak bir bilgilendirme yapayım İlker hocanın bu dünyada dayanamadığı iki şey vardır. 1-Mikrofon ve ses olayları 2-Şatosu için söylenen hadsiz sözler.
Düşününce şöyle bir çelişki ortaya çıkıyor: Kötülük daima içinde bir iyilik barındırma zorunluluğuna sahip. (Flulaştırılmış Örn: Yumruklarına karşılık vermeyen bir adamı dövdüğünde her ne kadar ona kötülük (?) yapmış olsan da arzularını kırbaçlamadığın için arzularına, dolayısıyla kendine iyilik yapmış oluyorsun.)
5:00 dk.da "İyi" kelimesinin orhun yazıtlarından gelen şekli ile "etki" anlamı taşıdığını belirttiniz. Ben de bu "iyi" kavramını çok sevdim. İngilizce'deki "good" (iyi) kelimesinin "god" (tanrı) kelimesinden geldiği ve "iyi"nin tanrısal olduğu anlamı olduğu görüşü doğru ise dillerin ve dillerin oluştuğu halkların evrensel sandığımız en temel kavramlarda bile ne kadar farklı düşünce, yaşam farklılığına sahip olduğunu gösteriyor.
Gerçekten süper insanlarsınız bence bir gün annesinin mezarına giderken çiçek çalan bi genç gördüm o gün tüm kavramlar birden belirsizleşti ne iyilik kaldı ne kötülük sizin deyiminizle artık flu tv saygılar
Sizi izlerken farklı bakış açıları yakalayabilmek, empati kurabilmek ve sizin zihinlerinize girebilmeye çalışmak bana acayip keyif veriyor. Seçimin aslında bir ilizyon olup olmadığı, kitle kontrolü ve manipülasyon hakkında konuştuğunuz bir videoyu izlemeyi çok isterdim.
İlker hocam çok güzel bölüm olmuş ☺️ ömerin de sempatik kişiliği her bölümde daha çok ortaya çıkıyor, ilk bölümlerde biraz soğuk gibiydi şimdi çok sempatik geliyor. İkinize de sevgiler, daha çok bölüm bekliyoruz.
Bu kadraj çok güzel. Ekranda ufak tefek başka ayrıntıların olması, aşırı yakın çekim olmaması daha dinlenebilir, izlenebilir yapıyor. Bir dr indan kendini daha çok orada, ortamda hissediyor.
Nasil bu kadar keyifli oluyor bir program anlamiyorum kafayi yiyorum, izlerken hep yuzumde bir gulumseme sanki her yeni cumlede kafamda yeni ufuklar acilacakmis gibi bir heyecanla izledim.Emeginize Saglik
Ömer Hocam, yine epey gecikerek de olsa “Kötülük” programınızı da severek izledim. Naçizane ek/önerme olarak: 2 temel amacımız olan yaşama ve üremeyi yerine getirebilmek için bir sürünün parçası olmamız dolayısıyla sürünün -taleplerine/varolma hikayesine- uygun davranmamız zorunluluğunun, iyilik-kötülük tanımlarımızı doğrudan belirlediğini düşünüyorum. Örn: Sürünün taleplerine/hikayesine uygun/göre yeterli davrananı “iyi”, aykırı/göre yetersiz davrananı “kötü” olarak tanımlıyoruz “temel” olarak. Bu noktada temel dertlerimiz: 1-Sürüyü işletebilmek için hala hiyerarşiden başka bir mekanizma bulamamış olmamız. 2-Hiyerarşinin “yönetici/seçkin” “çatı katı”nı denetlemeyi ise hala yeterince beceremiyor oluşumuz. Bu yüzden yönetimin “art niyetli insanların” eline geçmesini bir türlü önleyemememiz. Sürü büyüyüp karmaşıklaştıkça “çatı katı”nın denetimi çok daha zor ama çok daha hayati hale geliyor. 3-Ait olduğumuz ve/veya ait olduğumuzu -sandığımız- sürülerin aslında yine tüm üyelerinin varolabilmek için birbirine muhtaç daha büyük TEK bir sürü olduğunu hala yeterince kavrayamamış olmamız. Buradan nasıl çıkılır sorusuna naçizane cevabım ise yine her zaman olduğu gibi; Varolan kötü (yani yetersiz ve AKILSIZ) durumun “Çatı katı” başta olmak üzere yeterince insana yeterince zarar (bugüne kadar hep korkunç derecede oldu bu “yeterince zarar”...) vermesi sonucunda “Mecburen Mecburiyetten”(MFÖ ; ) düzelmesi yani “daha az kötü olması”. Bizim açımızdan umudum ise; Günümüz “çatı katı sakinleri”nin -çıkarlarının- bundan 10 sene öncesine dahi kıyasla çok daha fazla -birbirine bağımlı- hale gelmiş olmasının topyekün bir 3. Dünya Savaşı’na izin vermemesi, umarım... Programa emek verenlere teşekkür ederim.🖖
22:58 şahsen benim o tür karakterleri sevmemin en büyük nedeni kendilerince iyi-kötü sınıflandırmasının dinler gibi insanlar tarafından uydurulduğuna inanmaları ve aynı ESG gibi sadece kendi çıkarların gözetmeleri hozom.
İyilik ve kötülük, güneş sisteminin dünya gezegeninde yaşayan insan türünün uydurduğu iki kavramdır. İnsanların iyi olarak kabul ettiği şey, başka bir galakside başka bir gezegende yaşayan canlılar için kötü olabilir. Bir davranış iyi veya kötü değildir sadece insanlara göre iyi veya kötüdür mutlak bir evrensel kanun değildir. Sonuç olarak iyi-kötü, güzel-çirkin vb kavramlar asla ama asla mutlak doğru değildir kişiden kişiye ve türden türe değişir bu nedenle hiç kimse kötü değildir iyi de değildir.
Ömer hoca zihnimde adeta "ulan bu adamla yersiz ve zamansız karşılaşsam bile bana çok kral felsefe yapacak" fikri uyandırıyor. artık çağdaş filozoflarda arayacağım tek nitelik bu fikir olacak galiba
Son 20 yıldır kötülükten bu kadar muzdarip oldugumuz bir dönemde, kötülüğün övülüp iyiliğin yerildiği bir felsefi sohbet dinlemek baya ilginçti. Son yıllarda küresel sistemin empoze etmeye çalıştıgı fikirlerin ve algıların bir felsefeci tarafından bile ne kadar iyi bir şekilde özümsenebileceğini görmek beni bir hayli şaşırttı. İyiliğin sıkıcı veya kolay birşey oldugunu düşünmenin, kötü bir film karakterini bu sıkıcılıktan uzak olarak algılamanın ve kötü şeyler yapabildiği için onu izlerken heyecan duymanın çok da sağlıklı bir kafa yapısı oldugunu düşünmüyorum. Genelde bu tarz şeylerden hoşlanan karşılaştıgım insanların çogu duygu ve empati anlamında yoksun kişiler oluyor. Çocukluk çağlarında gerçek bir iyiliğe, merhamete önemli ölçüde maruz kalmış ve bünyesinde bunu barındıran biri ne demek istediğimi anlayacaktır. Bir insanın iyi veya kötü biri olmasında içinde büyüdüğü ortam çok büyük rol oynar. Büyürken iyilikle fazla karşılaşmamış veya bu konuda ebeveynlerinde tutarsız davranışlara şahit olan bir birey, yaşı ilerledikçe davranışlarında ve seçimlerinde hep kötülüğe meyilli olacaktır, aynı şekilde büyümüş ama bunun tam tersini yapabilen kişi davranışsal ve karaktersel anlamda bir fark ortaya koyar ve burda kötü olmaya karşı bir direnç / alışılmışın dışında bir tavır vardır. Dolayısıyla kötülük içeren davranışı sergilemek kolaydır ve iyi olmak zordur. İyilik, vicdan, merhamet bunlar küçümsenecek değil, yüceltilecek kavramlardır, çünkü insanla robot insan arasındaki farkı yaratan ve dunyayı hala az da olsa yaşanabilir kılan bu "insan" özelliklerdir. Vahşi doğada yaşamadıgımız ve bilinç sahibi varlıklar oldugumuz için kötü olmak bir tercih meselesidir. Aynı şekilde etrafımda yetişkin bazı insanların gunluk hayatta yaptıkları kötülükleri gördükçe (bu birini bully'lemekten tutun, ufak çıkar hesaplarıyla karşısındakini kandırmaya çalışmasına kadar bir çok davranış örnek verilebilir) ülke yönetiminden şikayet etmeleri bana baya komik ve tutarsız geliyor çünkü yönetimle ilgili şikayet ettikleri şeylerin bir çoğunu kendi küçük hayatlarında başkalarına her fırsatta uyguluyorlar. Ancak iyiliği bünyesinde barındıran biri kötülük yapabileceği ve bu durumun onun menfaatine olacağı durumlarda bile bilinçli bir şekilde kötülüğü tercih etmeyecektir. Bu onun sıkıcı veya kötülerden daha az zeki oldugunu değil daha yüksek bir bilinç seviyesinde yaşamını sürdüren bir insan oldugunu gösterir. Ömer hocayı genel olarak dinlemekten çok keyif alsam da bu sohbetin hiçbir noktasına katılmadım.
Sevgili flutv yapımcıları, programın ders gibi deil diyalog formatında olması çok keyifli oluyor. Arada fizoloflara göndermeler de yapılsa zevkten dört köşe oluruz (1 kere yapıldı ama yetmez :))
öncelikle böyle kaliteli vidiolar çektiğiniz için sizi tebrik ederim böyle kaliteli insanları 43 yaşındayım ilkokul mezunuyum hiç bir televizyonlarda ve başka yerlerde görmedik dinlemedik şayet görüp dinleseydik Oxford üniversitesin,den mezundum :)
Durdura durdura sindire sindire dinlemek bu olsa gerek ve bu fırsatı tanıyan kimse kötü olamaz sen çok iyi bir insansın İlker bey bunu hissediyorum 👏❤👏❤
Ömer Aygün , Ömer Aygün'ün ensesi ve İlker Canikligil'i içeren süper bir program olmuş. Edit notu : Omelas'ı terk edenler öyküsünü okumanızı öneririm. Ursula üstadın müthiş eseridir.
Canlı tanımı ve canlı kalma güdümüz üzerinden de değerlendirmek gerekir bence, tüm canlılarda bebekler rakiplerini eleyip hayatta kalmak ve daha fazla kaynağa ulaşmak isterler, aksini yapan hayatta kalamayacağı için varoluşuyla çelişir. Kötülük canlının tanımında vardır bence, birlik olma güdümüz sebebiyle de iyiliği yaratıyoruz, bana göre iyilik, özümüzdeki kötülüğü bastırabilme yetisidir. bu yüzden iyilikten gurur duyuyoruz, pazarlıyoruz vs.... kötülük beleş :)))
bence kötülük yapmak iyilik yapmaktan -görece- daha pahalı,bunu sadece videoda bahsedilen korku ile ceza bağlamında değil daha çok ne kazanıp ne kaybedilebileceği ile bağdaştırıyorum.Yine videoda değinilen bir konu olarak işlevsel bir birlikteliği düşünüyorum aşk,iş vs. kötülük güven kırıcı bi olay olduğu için yapıyı kökten yıkıyor ve doğal olarak işlevseli işlevsize dönüştürüyor.Yıkmak yapmaktan daha zor olduğu için ölümcül darbe vurulan ortaklık kendine gelemiyor böylece uzun vadede marjinal maliyet marjinal faydayı geçiyor.Tabii insanlar genelde kısa dönem maliyet/fayda oranına bakıp kötülük yapıyor,bu da kötülüğün maliyetini görmelerini engelliyor.
@@basarsubas5535 Haklısınız, uzun vadede (ki akılcı olan da budur) kötülüğün maliyeti fazladır. Maalesef güdü ile hareket etmek akılla hareket etmekten daha kolay gelebiliyor insanlara , ve canlının güdüsünde medeni insanın kötülük olarak tanımladığı her şey var. marifet bu güdüleri akılla yer değiştirebilmektir bence, yoksa hepimiz diğer canlıları yiyerek (yok ederek) hayatta kalabiliyoruz. Yorumunuz için teşekkür ederim ayrıca, çok memnun oldum...
Flu Tv gibi kaliteli icerikler üreten ve izlenen bir kanal oldugunu görmek, kendim de videolar paylasan biri olarak motive ediyor beni... RUclips Turkiye ne yazik ki cogunlukla kalitesiz icerikler egemenliginde. Bu yuzden tebrik ediyorum sıyrilmayi basardigin icin Flu tv! Yolun acik olsun🙋🏼♀️😊✌
Arkadaşlar bu serideki videoları bir kez izleyip geçmeyin lütfen belirli bir süre sonra tekrar gelin, izleyin farklı şeyler bulacaksınız, anlayacaksınız. Benim bu videodan anladıklarımla ilgili bir şeyler yazmak istiyorum. Bu videoda hocamız iyi ve kötü kelimelerini köklerine inerek anlamlandırmaya çalıştı ki bu çok ufuk açıcı bir deneyimdi benim için. İyi esasında işleyen, işe yarayan, güçlü gibi olgularla yan yana düşünüldüğünde çok daha anlaşılabilir oluyor kötü için de aynı şekilde işe yaramaz, dandik gibi kelimeler daha iyi bir kavrayış sağlıyor. Hocamızın burada kullandığı kelimelerin köküne inme yöntemi bence sahip olduğumuz kültür mirasından faydalanma, atalarımızın tecrübelerinden birkaç bilgi alabilme işine yarıyor. Bu serinin 14.videosunu bu videodan hemen önce izlemiştim ve orada da hocamız geçmiş tecrübelerin sözle aktarılmasının oldukça zor olduğunu, bizim kelimeleri, cümleleri iyi bir tecrübe aktarım aracı olarak görürken uygulamada yani gerçekte hiç de öyle olmadığına değindi. Geçmişteki tecrübelerden faydalanmak ve kendine bir şeyler katmak isteyen insanın herhangi bir konuyu irdeleyip kurcalaması gerekmekte dedi hocamız. Ki bu sözcüğün kökenine doğru inerek hiç tanımadığımız binlerce, milyonlarca insanın tecrübelerine nasıl ulaşabileceğimizi ve bunlardan nasıl faydalanabileceğimizi oldukça güzel bir şekilde göstermiş oldu. Söylediğiniz her şeyi anlamaya çalışıyorum hocam ancak bu videoda da bahsettiğiniz gibi hakikat karşıma çıktığında onu fark edebilir miyim acaba sorusunu soruyorum kendime. Ve şunu fark ediyorum neye bakarsam bakayım her baktığımda farklı şeyler görüyorum. Benim için hakikat bir anda önümde biten bir şey gibi değil de inşa edilen sürekli değişen bir olgu. Yani bana göre hakikati belirli aralıklarla görsem her gördüğümde farklı bir şey ifade edecek benim için ve şöyle geliyor belki de hiçbir zaman aynı şeyi göremeyecek hiçbir insan aynı hakikate baktığında. Yaşanılan hayat tecrübesinin farklılığı her zaman farklı bir taraf bulunmasına sebep olacak algımızda. Ufkumu açtığınız bu harika sohbet serisi için çok teşekkür ediyorum.
Flu tv bölümleri gitgide daha fazla kafa acmaya başladı. Bu konuda tebrikler. Bence bu bölümün bir devamı olması lazım. Orada da tanri, şeytan, kötülük problemi ve günah konularını isleyebilirsiniz. Bir bu kadar daha konuşulacak konu var orada.
25:55'te bahsettiğiniz şey Star Wars evrenindeki Sith lordlarında yok siz bur odaya 10 tane jedi koyun birleşip sithlerle savaşırlar ama bir odaya 10 tane sith koyun birbirleriyle savaşıp tek sith olmaya çalışırlar
323k olup aldigi paralari bu kadar kanala yatiran baska hicbir kanal yok amrikan kulturu ile yetisen kanalin en kisa zamanda milyonlari bulma dilegiyle ilker hocam ideolümsun😍
İyilik ve kötülük, güneş sisteminin dünya gezegeninde yaşayan insan türünün uydurduğu iki kavramdır. İnsanların iyi olarak kabul ettiği şey, başka bir galakside başka bir gezegende yaşayan canlılar için kötü olabilir. Bir davranış iyi veya kötü değildir sadece insanlara göre iyi veya kötüdür mutlak bir evrensel kanun değildir. Sonuç olarak iyi-kötü, güzel-çirkin vb kavramlar asla ama asla mutlak doğru değildir kişiden kişiye ve türden türe değişir bu nedenle hiç kimse kötü değildir iyi de değildir.
Kötülük denilince benim aklıma “normalleştirmek” geliyor. Büyüdüğümüz toplumda ahlak bakımın kötü olan bir şey normalse o bana kötü olarak görünmez ve ben yaptığımı normal zannederim. City Of God filmi buna çok güzel bir örnek olabilir. Oradaki çocuklar için uyuşturucu satmak veya birini öldürmek kötülük olamaz, gayet normaldir.
Program için teşekkürler. 1. Bertrand Russell’dan kabaca özetlersem: Kişinin eyleminin iyi veya kötü olması için doğru ve yanlış kavramlarına bakmamız gerek. Yani kişi kendisince yanlış olan eylemi yapıyorsa bu kötülüktür. Bebeklerin kötü olup olmamasına bu açıdan bakabiliriz; henüz ahlaki bir yapıları olmadığı için tüm hareketlerini arzuları şekillendiriyor dolayısı ile buna kötülük diyemeyiz. Ömer bey de bebeklerin “bencilliği” ile yetişkinlerinkinin farkından bahsederek bu fikre atıf yaptı. 2. Hristiyanlığın doğuştan günahkarlığı, yeni doğanın kötü olmasından değil insan olmasından kaynaklıdır. Tanrı için günahlı olmak demek sadece kötü olmak demek değildir.(Hristiyanlıktaki günah kavramı ile Müslümanlıktaki farklı) Hristiyanlığa göre kötü olmayan birisi de günahkar olabilir. 3. Son olarak İlker bey’in kötülüğü korku önleyebilir sözüne Mustafa Kemal’in 1924 yılından bir cevabı var: “Tehdit esasına dayanan ahlak bir fazilet olmadığı gibi itimada da şayan değildir.”
Güzel bir program olmuş. Ilker hocanın "kötülüğün insanlığı sürükleyen tarafı" hakkındaki sözlerine katılmak zorundayım. Goethe'nin Faust'u çok güzel bir örnek. İnsandaki demonic yön dönüşümün ve harekete geçmenin dürtüsü olmuş gibidir. Medeniyetlerin kan ve gözyaşı ile inşa edilmesi bizim için "iyi" yahut "meşrû" olmak zorunda değil ama bu bir gerçek olarak önümüzde yatıyor. iyi yayınlar dilerim.
Çok "iyi" bir içerik olmuş, az izleniyor diye vazgeçmeyin hocam. :)
4 года назад
Harika program. Diğer yandan o kadar yüklü ki zaman zaman videoyu durdurup uzun uzun düşünme ihtiyacı hissettim. Sonra kendi kendime öfkeden yahut vicdan azabından bağımsız olarak bu sorgulamaları ne kadar az yaptığımı fark ettim. 😊
Dinlediğim en ‘güzel’ sohbetlerden. bunca şeyin arasında kendi içimize bakabilmeyi ve sorular sorabilmeyi hatırlattığınız için teşekkürler ,kötü adamlar. /Görüşmek üzere hocam\.
Videonun özü, Thomas Hobbes ve John Lock'un toplum sözleşmesinin kökeni ve sebeplerine dair fikirlerinin yeniden yorumlanması gibi. Bir yanda korkudan beslenen Hobbes'cu doğa durumunu, diğer yanda iyilik ve insanların işbirliği üzerinde oluşan yapının devlet tarafından suistimal edilmesi savunuluyor. Oldukça keyifli bir çalışma olmuş.
Son bır senedır içinden çıkamadığım konu.Maruz kaldığım konular ise ,yaptığının sorumluluğunu almak yerine ben iyi niyetliydim diyen 40 yaşındaki kişiler,beni düşündüğünü iddia edip aslında kendi menfatini sağlayan arkadaşlar, enayilik ile iyilik arasındaki farkı anlayamamıs insanlar.Tüm bunların sonunda vardığım sonuç , bu iyilik cehenneminde kötü olmak benim zihnimin kaçış planı.Evet ben kötü biriyim,ve artık bahanem yok.
Bir argümandaki pek önemli olmayan bir bilgiyi düzeltmek isterim. Doğru kökenleme *iyi* < *edgü* < *ed* (varlık, mal, eşya) şeklinde [M.Erdal, 1991][F.Bozkurt, 2005][Starostin, 2000][Leksika(Ru), 1997][Şçerbak(Ru), 1997]. Kökenlemeyi yaparken söylediğiniz *iyi* < *eyü* < *eygü* < *edgü* kısmından sonra onun *ét-* eyleminden geldiği savı yañlış (Nişanyan gözden kaçırmış). Eski Türkçede *edgü* kısa ve açık e içerirken *ét-* eylemi uzun ve kapalı e içerir, yani öyle olsaydı Türkçenin fonotaktiğine aykırı bir eşitlik olurdu ve bunun ayrıca açıklanması gerekir. Bu arada *ét-* fiili bugün "yapmak, etmek" anlamında olsa da Eski Türkçedeki anlamı "düzenlemek" tir.
Bence mikrofon seçimini kendisi yaptigi için en iyisi en kalitelisini bulmaya calisiyor ve bulduguna inanıyor. Burada mukemmeli arama ve bulmak bunu becermek yani aslinda kisilikle ilgili birseyler de bulabiliriz burada gerçi konu mikrofon olunca freudyen bakarsak konu baya farkli yerlere gidebilir.
Kötülük doğuştandır dediğimizde, insanları yaptıkları davranışlar dolayısıyla nasıl yaptırıma tabii tutacağız, nasıl cezalandıracağız ? bir kere bu büyük bir problem. Ayrıca, kötülüğe doğadan gelen bir karakteristik olarak bakmakla, ''kötülük'' yapanları kötülük yapmaya iten dışsal mekanizmalara atfettiğimiz değeri azaltmak zorunda kalırız gibi geliyor.
İnsan bence iyi kalpli doğar ama büyüdükçe içindeki sevgi iyi düşünce azalmaya basliyo, ben 30 yaşa kadar hep iyi biri olduğumu düşünürdüm öyle davranirdim ama artık kötü birine donustum. Çünkü içimdeki sevgi öldü.
geri bildirim vermek amacıya şunları söylemek isterim. iyi bir konuşma olmasıyla birlikte, kötülük tanımlamaları nasıl yapıldı? filozoflar kötülük hakkında ne söylemiş? psikoloji kötülükle ilgili hangi deneyleri yapmış? kötülük üzerine hangi soruyu sormalıyım ve düşünmeliyim? gibi sorduğum birçok soruya yanıt alamadım :) şimdi bunların hepsi üzerine bir araştırma yapmam gerek :)) daha çok disipline ve daha derin bilgiye ulaşma yeteneğinizin takipçisiyiz :)
Kötülük konusunun işlenip de meselenin psikolojisine girilmemesi, Muzaffer Şerif, Stanley Miller, Hannah Arent vs.'nin adlarının geçmemesi ne kötü:) Hatta Phillip Zimbardo'nun Şeytan Etkisi kitabından alıntılar yapılamaması ne eksik!
insanlarin benimsemedigi,kabulenemedigi, Üretdigi , eser ,eglim,kast,art niyet dir Kötülük den Kötülük dogar,Bazen kötülük duruma göre iyilige Cevrilebilir.
İlker abi son bir kaç yıldır herhangibir yayın camiasında gördüğüm en güzel görsel ambians olmuş. Daha saniye 26 ama yazmak istedim. Kanalınızı severek takip ediyor ve öneriyorum ama Oytun hocayı beklemekten yorulduk artık bir bölüm bekliyoruz
Insanlara olan nefretiniz sizi adalet duygunuzdan uzaklaştırmasın(ayet) ben bilginin tutumun omurgası olduğuna eminim (yani problem cehalet)birde esneklik değişime karşı olumluluk
ya ilker hocam şu sarkastik ekspresyonist tavrınızı çok seviyorum. yaşam boyu temel mood'umuz budur. sokrates'in aforizmasını biraz değiştirerek mizahsız hayat, yaşanmaya değer değildir diyorum shshshhs
Gerçek kötü diye bir şey olamaz, sonuçta tarım devriminden bu yana dizayn edilen soyut kavramların çerçevesi içinde belirleniyor tüm ahlaki kurallar. İnsan hayvanı ne anlasın iyiden kötüden.
İlker "peki napalım hocam" Canikligil
saçın üstü açılmaya başlamış (check)
sinekkaydı tıraş (check)
entelektüel kişilik (check)
ciddi ve düşünceli bir yüz ifadesi (check)
burun eğri (check)
tebrikler romalı siyasetçi konsül seçimlerinden önce flu tv'de.
wow
Gerçekten de 😅
@@gundogankazanc9241 yazdıklarımdan bunları anladıysanız üzülürüm, neyse size hayırlı olsun.
@@gundogankazanc9241 üstad iyi niyetinizi anladım da ben felsefi bir gönderme yaptım. Romali siyasetçi derken.
Çok iyi 😄💯
Önceleri flutvyi kaliteli zaman geçirdiğim bir youtube kanalı olarak görürken, şu an tarihten felsefeye, tıptan, sinemacılığa kadar en kaliteli içerikleri öğreten, ufkumu açan bir online üniversite olarak görmekteyim. Eyyyy ilker canikligil sen bu halkı aydınlatarak, ne yapmak nereye varmak istemektesin!!!
bunlar hortumu kendilerine bağladı :)
@@baltazar-mv2wv EKKDKFMDNDMMMENDMDNDNDMMDDM
😂😂
“Olmaz öyle saçma ...” serisi ile sanattan tarihe kadar birçok konuda kendi dilimde entelektüel sohbetleri dinleme şansını sunduğu için İlker Canikligil’e teşekkür ederim. Dil bir bariyer değil artık ama özellikle genelde sosyal bilimler olan bu alanlarda özümsenen evrensel değerler, kültürden ve coğrafyadan bağımsız ele alındığında eksik kalıyor. Ülkemizdeki alanında öncü düşünürlerin sentezleri ile bu açığın kapatılması büyük bir adım.
Hocam FluTv bütün içeriklerin hayvan gibi iyi olduğu hayvan gibi iyi bir mecra haline geldi, söylemek isterim. Haftalardır sohbetlerdeki doyuruculuğun keyfinden çatlıyorum.
"iyilik çok sıkıcı"
- ilker canikligil.
İlker Canikligil: Ömer aşık oluyo ama iyi çocuk diye gitmiyo, burdan ne öykü olcak abi?
Ezel: “Ömer iyi çocuktu ama fena bir kusuru vardı.
İnsanlara fazla güveniyordu. Sırf seviyor diye onları tanıdığını zannediyordu. Eğer geri dönüp söyleyebilseydim söylerdim. ‘Ömer’ derdim her ihanet sevgi ile başlar...”
Arkadaki yayvan ilker canikligil'in, asiri ozguvenli oturusu ve elini kolunu savura savura sorularini sormasini izlemek cok keyifliydi.
Mikrofon konusu açılınca içimden: "İlker Hoca asla mikrofonlarina laf ettirmez yalnız." dedim ki Hocamızdan misilleme geldi. 😁
İ.C: Miloşeviç'i savundun
Ö.A: Hayır. Savunmadım
İ.C: Çıkar göster
17:08 arayan olur belki :)
AHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHA ÇOK GÜLDÜM
Terbiyesiz adam!
Alçak ,puşt!
Arada kahkahalar attığım felsefe söyleşisi. Yorumum bu kadar. Ayakta alkışlıyorum.
😆😆😆😆
Arkada ayna olma fikri harika, diğer serileri böyle yapın😃👌🏻🦅
@@metink516 😬
Ben sevdim bu hocayi. Sir Ilker , esgyi yalin alpayi ve bu hocamizi bi araya getir. Kopsun kiyamet
28:08 Joker’in planında insanları öldürmek yok ki. İnsanların bozulmaya, kötü olmaya meyilli olduğunu ortaya çıkarma amacı var. Kendi bassaydı hepsi ölebilirdi ama o suçlular ve sivillerin kötülüğe yatkınlık farkı olmadığını göstermeye çalışıyor. Batman’i de kendisini öldürmesi için defalarca zorluyor. ‘’Delilik yer çekimi gibidir, yalnızca itmek yeterlidir’’
Sondaki gemi sahnesinde Joker'in bütün ideolijisi yalanlaniyor aslinda, insanlar zor duruma düştüklerinde kötü yanlarını belli ederler fikri, onlari pimi cekmeye goturmesi gerekirken her iki gemi de nasıl oluyorsa müthiş bir erdemle iyiliği seçiyor. Joker'in savunduğu ve bizim için de filmi iyi kılan bu ideoloji sonda çöpe gidiyor. Bir tek Harvey Dent, müstakbel eşi öldürüldükten sonra sapıtıyor o kadar. O da bi zahmet yani...
@@josephspoon2640 aslında teorisi boşa çıkmıyor. Filme göre, en iyiler daha çabuk kötülüğe bulaşır, çünkü kötülükle savaşmayı seçerler ve bundan daha çok etkilenirler. Gemide ki insanlar arasında suçlular da olsa hepsi normal insan. Aralarında harvey dent gibi doğruluğa bu kadar saplanmış bir insan gösterilmedi. Joker'in zaten gemi planı başarısız olsa bile hala "yedek bir planı" olduğunu söylemesi ve yerçekimi ile ilgili sözü ve gülmeye devam etmesi, teorisinin yanılmadığını anlatıyor bize. Joker'in teorisi filmin sonunda doğrulanıyor yani.
@@josephspoon2640 hatta harvey dentin masada söylediği "ya kahraman olarak ölürsün yada hain olduğunu görecek kadar yaşarsın" sözü sırtta bu yüzden.
03:06 Farkında olmadan İlker hocanın en hassas olduğu şeylerden birine laf söyledi. Çok eski takipçilerden biri olarak bir bilgilendirme yapayım İlker hocanın bu dünyada dayanamadığı iki şey vardır. 1-Mikrofon ve ses olayları 2-Şatosu için söylenen hadsiz sözler.
Allahım bölüme bak muhabbetlere bak. Tr'de buna ve daha fazlasına ihtiyaç var. Helal olsun Flu TV
Düşününce şöyle bir çelişki ortaya çıkıyor: Kötülük daima içinde bir iyilik barındırma zorunluluğuna sahip. (Flulaştırılmış Örn: Yumruklarına karşılık vermeyen bir adamı dövdüğünde her ne kadar ona kötülük (?) yapmış olsan da arzularını kırbaçlamadığın için arzularına, dolayısıyla kendine iyilik yapmış oluyorsun.)
"Korku ve utançtan tatil alıp kendimize biraz güvenmemiz gerek." Bu güzel bir son olmuş.
"Bu kötülük ne menem bişeyse; kimse üstüne almıyor ama hep bi kötüler var" ILKER CANIKLIGIL
5:00 dk.da "İyi" kelimesinin orhun yazıtlarından gelen şekli ile "etki" anlamı taşıdığını belirttiniz. Ben de bu "iyi" kavramını çok sevdim. İngilizce'deki "good" (iyi) kelimesinin "god" (tanrı) kelimesinden geldiği ve "iyi"nin tanrısal olduğu anlamı olduğu görüşü doğru ise dillerin ve dillerin oluştuğu halkların evrensel sandığımız en temel kavramlarda bile ne kadar farklı düşünce, yaşam farklılığına sahip olduğunu gösteriyor.
Gerçekten süper insanlarsınız bence bir gün annesinin mezarına giderken çiçek çalan bi genç gördüm o gün tüm kavramlar birden belirsizleşti ne iyilik kaldı ne kötülük sizin deyiminizle artık flu tv saygılar
Sizi izlerken farklı bakış açıları yakalayabilmek, empati kurabilmek ve sizin zihinlerinize girebilmeye çalışmak bana acayip keyif veriyor.
Seçimin aslında bir ilizyon olup olmadığı, kitle kontrolü ve manipülasyon hakkında konuştuğunuz bir videoyu izlemeyi çok isterdim.
Türkiye'den iyi bir iş çıkmaz yıkılmıştır. Harika sohbetler...
İlker hocam çok güzel bölüm olmuş ☺️ ömerin de sempatik kişiliği her bölümde daha çok ortaya çıkıyor, ilk bölümlerde biraz soğuk gibiydi şimdi çok sempatik geliyor. İkinize de sevgiler, daha çok bölüm bekliyoruz.
Bu kadraj çok güzel. Ekranda ufak tefek başka ayrıntıların olması, aşırı yakın çekim olmaması daha dinlenebilir, izlenebilir yapıyor. Bir dr indan kendini daha çok orada, ortamda hissediyor.
Hayvan gibi şeyediyorsunuz... Sürekli birbirinden güzel ve kaliteli videolar geliyor, Flu TV kendini aştı...
Nasil bu kadar keyifli oluyor bir program anlamiyorum kafayi yiyorum, izlerken hep yuzumde bir gulumseme sanki her yeni cumlede kafamda yeni ufuklar acilacakmis gibi bir heyecanla izledim.Emeginize Saglik
Ömer Hocam,
yine epey gecikerek de olsa “Kötülük” programınızı da severek izledim.
Naçizane ek/önerme olarak:
2 temel amacımız olan yaşama ve üremeyi yerine getirebilmek için bir sürünün parçası olmamız dolayısıyla sürünün -taleplerine/varolma hikayesine- uygun davranmamız zorunluluğunun,
iyilik-kötülük tanımlarımızı doğrudan belirlediğini düşünüyorum.
Örn: Sürünün taleplerine/hikayesine uygun/göre yeterli davrananı “iyi”, aykırı/göre yetersiz davrananı “kötü” olarak tanımlıyoruz “temel” olarak.
Bu noktada temel dertlerimiz:
1-Sürüyü işletebilmek için hala hiyerarşiden başka bir mekanizma bulamamış olmamız.
2-Hiyerarşinin “yönetici/seçkin” “çatı katı”nı denetlemeyi ise hala yeterince beceremiyor oluşumuz.
Bu yüzden yönetimin “art niyetli insanların” eline geçmesini bir türlü önleyemememiz. Sürü büyüyüp karmaşıklaştıkça “çatı katı”nın denetimi çok daha zor ama çok daha hayati hale geliyor.
3-Ait olduğumuz ve/veya ait olduğumuzu -sandığımız- sürülerin aslında yine tüm üyelerinin varolabilmek için birbirine muhtaç daha büyük TEK bir sürü olduğunu hala yeterince kavrayamamış olmamız.
Buradan nasıl çıkılır sorusuna naçizane cevabım ise yine her zaman olduğu gibi;
Varolan kötü (yani yetersiz ve AKILSIZ) durumun
“Çatı katı” başta olmak üzere yeterince insana yeterince zarar (bugüne kadar hep korkunç derecede oldu bu “yeterince zarar”...) vermesi sonucunda “Mecburen Mecburiyetten”(MFÖ ; ) düzelmesi yani “daha az kötü olması”.
Bizim açımızdan umudum ise;
Günümüz “çatı katı sakinleri”nin -çıkarlarının- bundan 10 sene öncesine dahi kıyasla çok daha fazla -birbirine bağımlı- hale gelmiş olmasının topyekün bir 3. Dünya Savaşı’na izin vermemesi, umarım...
Programa emek verenlere teşekkür ederim.🖖
22:58 şahsen benim o tür karakterleri sevmemin en büyük nedeni kendilerince iyi-kötü sınıflandırmasının dinler gibi insanlar tarafından uydurulduğuna inanmaları ve aynı ESG gibi sadece kendi çıkarların gözetmeleri hozom.
Kelimenin kökeninden analiz yapmak o kadar güzel bir analiz ki ağzına sağlık hocam ne güzel bir vidyoydu
"Bir kelimenin anlamı, onun dildeki kullanımıdır" diyen wittgenstein'dan dil felsefesi üzerine çokça okuma yapmak mümkün.
@@eyjafjallajokull1130 özellikle hangi kitabı?
İyilik ve kötülük, güneş sisteminin dünya gezegeninde yaşayan insan türünün uydurduğu iki kavramdır. İnsanların iyi olarak kabul ettiği şey, başka bir galakside başka bir gezegende yaşayan canlılar için kötü olabilir. Bir davranış iyi veya kötü değildir sadece insanlara göre iyi veya kötüdür mutlak bir evrensel kanun değildir. Sonuç olarak iyi-kötü, güzel-çirkin vb kavramlar asla ama asla mutlak doğru değildir kişiden kişiye ve türden türe değişir bu nedenle hiç kimse kötü değildir iyi de değildir.
Ömer Hoca'yı çok seviyoruz. Bu programı yaptığınız için teşekkürler.
"Karpman'in drama ucgeni", is ve ozel hayattaki kotulugu & rolleri anlamak icin guzel bir metot/uygulama.
Bayılıyorum bayılıyorum bayılıyorum ve yeniden bayılıyorum felsefe serisine ! Lütfen bu seriyi bitirmeyin, bogomilleri üzmeyin...
Ömer hoca zihnimde adeta "ulan bu adamla yersiz ve zamansız karşılaşsam bile bana çok kral felsefe yapacak" fikri uyandırıyor. artık çağdaş filozoflarda arayacağım tek nitelik bu fikir olacak galiba
Son 20 yıldır kötülükten bu kadar muzdarip oldugumuz bir dönemde, kötülüğün övülüp iyiliğin yerildiği bir felsefi sohbet dinlemek baya ilginçti. Son yıllarda küresel sistemin empoze etmeye çalıştıgı fikirlerin ve algıların bir felsefeci tarafından bile ne kadar iyi bir şekilde özümsenebileceğini görmek beni bir hayli şaşırttı. İyiliğin sıkıcı veya kolay birşey oldugunu düşünmenin, kötü bir film karakterini bu sıkıcılıktan uzak olarak algılamanın ve kötü şeyler yapabildiği için onu izlerken heyecan duymanın çok da sağlıklı bir kafa yapısı oldugunu düşünmüyorum. Genelde bu tarz şeylerden hoşlanan karşılaştıgım insanların çogu duygu ve empati anlamında yoksun kişiler oluyor.
Çocukluk çağlarında gerçek bir iyiliğe, merhamete önemli ölçüde maruz kalmış ve bünyesinde bunu barındıran biri ne demek istediğimi anlayacaktır. Bir insanın iyi veya kötü biri olmasında içinde büyüdüğü ortam çok büyük rol oynar. Büyürken iyilikle fazla karşılaşmamış veya bu konuda ebeveynlerinde tutarsız davranışlara şahit olan bir birey, yaşı ilerledikçe davranışlarında ve seçimlerinde hep kötülüğe meyilli olacaktır, aynı şekilde büyümüş ama bunun tam tersini yapabilen kişi davranışsal ve karaktersel anlamda bir fark ortaya koyar ve burda kötü olmaya karşı bir direnç / alışılmışın dışında bir tavır vardır. Dolayısıyla kötülük içeren davranışı sergilemek kolaydır ve iyi olmak zordur.
İyilik, vicdan, merhamet bunlar küçümsenecek değil, yüceltilecek kavramlardır, çünkü insanla robot insan arasındaki farkı yaratan ve dunyayı hala az da olsa yaşanabilir kılan bu "insan" özelliklerdir. Vahşi doğada yaşamadıgımız ve bilinç sahibi varlıklar oldugumuz için kötü olmak bir tercih meselesidir.
Aynı şekilde etrafımda yetişkin bazı insanların gunluk hayatta yaptıkları kötülükleri gördükçe (bu birini bully'lemekten tutun, ufak çıkar hesaplarıyla karşısındakini kandırmaya çalışmasına kadar bir çok davranış örnek verilebilir) ülke yönetiminden şikayet etmeleri bana baya komik ve tutarsız geliyor çünkü yönetimle ilgili şikayet ettikleri şeylerin bir çoğunu kendi küçük hayatlarında başkalarına her fırsatta uyguluyorlar. Ancak iyiliği bünyesinde barındıran biri kötülük yapabileceği ve bu durumun onun menfaatine olacağı durumlarda bile bilinçli bir şekilde kötülüğü tercih etmeyecektir. Bu onun sıkıcı veya kötülerden daha az zeki oldugunu değil daha yüksek bir bilinç seviyesinde yaşamını sürdüren bir insan oldugunu gösterir.
Ömer hocayı genel olarak dinlemekten çok keyif alsam da bu sohbetin hiçbir noktasına katılmadım.
Kötülük gülerek tartisilmayacak kadar ciddi bir konudur..
Ömer Aygün yine insaflı bir bilinmezci...
Sevgili flutv yapımcıları, programın ders gibi deil diyalog formatında olması çok keyifli oluyor. Arada fizoloflara göndermeler de yapılsa zevkten dört köşe oluruz (1 kere yapıldı ama yetmez :))
Bu kanalda ne konuşulursa konuşulsun filmler üzerinden konuşulması çok hoşuma gidiyor.
öncelikle böyle kaliteli vidiolar çektiğiniz için sizi tebrik ederim böyle kaliteli insanları 43 yaşındayım ilkokul mezunuyum hiç bir televizyonlarda ve başka yerlerde görmedik dinlemedik şayet görüp dinleseydik Oxford üniversitesin,den mezundum :)
Durdura durdura sindire sindire dinlemek bu olsa gerek ve bu fırsatı tanıyan kimse kötü olamaz sen çok iyi bir insansın İlker bey bunu hissediyorum 👏❤👏❤
Bence kanalın en iyi bölümlerinden biriydi, tebrikler. Ayrıca açıklamalardaki detaylı öneriler de çok iyi olmuş, teşekkürler. :)
Ömer Aygün , Ömer Aygün'ün ensesi ve İlker Canikligil'i içeren süper bir program olmuş.
Edit notu : Omelas'ı terk edenler öyküsünü okumanızı öneririm. Ursula üstadın müthiş eseridir.
Kısa mı, uzun mu, nette bulurmuyum
@@Mandosi0 ekşi sözlükte omelas'ı terk edip gidenler başlığında mevcut. Muhtemelen okuması 10 dakika civarı sürer.
çok sıkı bir muhabbet olmuş, ne güzel geldi sabah sabah. teşekkür ederim ikinize de.
Daha çok felsefe🖤
@Alp sıkı takipçisiyim :)
Canlı tanımı ve canlı kalma güdümüz üzerinden de değerlendirmek gerekir bence, tüm canlılarda bebekler rakiplerini eleyip hayatta kalmak ve daha fazla kaynağa ulaşmak isterler, aksini yapan hayatta kalamayacağı için varoluşuyla çelişir. Kötülük canlının tanımında vardır bence, birlik olma güdümüz sebebiyle de iyiliği yaratıyoruz, bana göre iyilik, özümüzdeki kötülüğü bastırabilme yetisidir. bu yüzden iyilikten gurur duyuyoruz, pazarlıyoruz vs.... kötülük beleş :)))
bence kötülük yapmak iyilik yapmaktan -görece- daha pahalı,bunu sadece videoda bahsedilen korku ile ceza bağlamında değil daha çok ne kazanıp ne kaybedilebileceği ile bağdaştırıyorum.Yine videoda değinilen bir konu olarak işlevsel bir birlikteliği düşünüyorum aşk,iş vs. kötülük güven kırıcı bi olay olduğu için yapıyı kökten yıkıyor ve doğal olarak işlevseli işlevsize dönüştürüyor.Yıkmak yapmaktan daha zor olduğu için ölümcül darbe vurulan ortaklık kendine gelemiyor böylece uzun vadede marjinal maliyet marjinal faydayı geçiyor.Tabii insanlar genelde kısa dönem maliyet/fayda oranına bakıp kötülük yapıyor,bu da kötülüğün maliyetini görmelerini engelliyor.
@@basarsubas5535 Haklısınız, uzun vadede (ki akılcı olan da budur) kötülüğün maliyeti fazladır. Maalesef güdü ile hareket etmek akılla hareket etmekten daha kolay gelebiliyor insanlara , ve canlının güdüsünde medeni insanın kötülük olarak tanımladığı her şey var. marifet bu güdüleri akılla yer değiştirebilmektir bence, yoksa hepimiz diğer canlıları yiyerek (yok ederek) hayatta kalabiliyoruz. Yorumunuz için teşekkür ederim ayrıca, çok memnun oldum...
Flu Tv gibi kaliteli icerikler üreten ve izlenen bir kanal oldugunu görmek, kendim de videolar paylasan biri olarak motive ediyor beni... RUclips Turkiye ne yazik ki cogunlukla kalitesiz icerikler egemenliginde. Bu yuzden tebrik ediyorum sıyrilmayi basardigin icin Flu tv! Yolun acik olsun🙋🏼♀️😊✌
Aslinda FluTVye bir de sehayat basligi super gider.
Bi kitle de emin olun o kalitesiz icerikleri izlemiyor. Siz de devam edin sevdiginiz bildiginiz yoldan.
@@ilkercikrikcili8830 olmaz oyle sacma gezi :D
@@rasimunver7254 hahahah
Flu TV de kaliteli filan değil ya da kaliteli olduğu için izlemiyoruz. Eğlenceli olduğu için izliyoruz
Arkadaşlar bu serideki videoları bir kez izleyip geçmeyin lütfen belirli bir süre sonra tekrar gelin, izleyin farklı şeyler bulacaksınız, anlayacaksınız.
Benim bu videodan anladıklarımla ilgili bir şeyler yazmak istiyorum. Bu videoda hocamız iyi ve kötü kelimelerini köklerine inerek anlamlandırmaya çalıştı ki bu çok ufuk açıcı bir deneyimdi benim için. İyi esasında işleyen, işe yarayan, güçlü gibi olgularla yan yana düşünüldüğünde çok daha anlaşılabilir oluyor kötü için de aynı şekilde işe yaramaz, dandik gibi kelimeler daha iyi bir kavrayış sağlıyor.
Hocamızın burada kullandığı kelimelerin köküne inme yöntemi bence sahip olduğumuz kültür mirasından faydalanma, atalarımızın tecrübelerinden birkaç bilgi alabilme işine yarıyor. Bu serinin 14.videosunu bu videodan hemen önce izlemiştim ve orada da hocamız geçmiş tecrübelerin sözle aktarılmasının oldukça zor olduğunu, bizim kelimeleri, cümleleri iyi bir tecrübe aktarım aracı olarak görürken uygulamada yani gerçekte hiç de öyle olmadığına değindi. Geçmişteki tecrübelerden faydalanmak ve kendine bir şeyler katmak isteyen insanın herhangi bir konuyu irdeleyip kurcalaması gerekmekte dedi hocamız. Ki bu sözcüğün kökenine doğru inerek hiç tanımadığımız binlerce, milyonlarca insanın tecrübelerine nasıl ulaşabileceğimizi ve bunlardan nasıl faydalanabileceğimizi oldukça güzel bir şekilde göstermiş oldu.
Söylediğiniz her şeyi anlamaya çalışıyorum hocam ancak bu videoda da bahsettiğiniz gibi hakikat karşıma çıktığında onu fark edebilir miyim acaba sorusunu soruyorum kendime. Ve şunu fark ediyorum neye bakarsam bakayım her baktığımda farklı şeyler görüyorum. Benim için hakikat bir anda önümde biten bir şey gibi değil de inşa edilen sürekli değişen bir olgu. Yani bana göre hakikati belirli aralıklarla görsem her gördüğümde farklı bir şey ifade edecek benim için ve şöyle geliyor belki de hiçbir zaman aynı şeyi göremeyecek hiçbir insan aynı hakikate baktığında. Yaşanılan hayat tecrübesinin farklılığı her zaman farklı bir taraf bulunmasına sebep olacak algımızda.
Ufkumu açtığınız bu harika sohbet serisi için çok teşekkür ediyorum.
Flu tv bölümleri gitgide daha fazla kafa acmaya başladı. Bu konuda tebrikler. Bence bu bölümün bir devamı olması lazım. Orada da tanri, şeytan, kötülük problemi ve günah konularını isleyebilirsiniz. Bir bu kadar daha konuşulacak konu var orada.
Ilker Hocam 'bu video kötü' diye yorum yapacaktim 20 dakikadir dusunuyorum toplamda 1 saatim gitti donup kaldım naptiniz bana
25:55'te bahsettiğiniz şey Star Wars evrenindeki Sith lordlarında yok siz bur odaya 10 tane jedi koyun birleşip sithlerle savaşırlar ama bir odaya 10 tane sith koyun birbirleriyle savaşıp tek sith olmaya çalışırlar
Ateş, alev, ışık, karanlık bunlar aynı şeye verilmiş farklı sıfatlardır; şeytan=özgürlük=bilgi.
323k olup aldigi paralari bu kadar kanala yatiran baska hicbir kanal yok amrikan kulturu ile yetisen kanalin en kisa zamanda milyonlari bulma dilegiyle ilker hocam ideolümsun😍
İyilik ve kötülük, güneş sisteminin dünya gezegeninde yaşayan insan türünün uydurduğu iki kavramdır. İnsanların iyi olarak kabul ettiği şey, başka bir galakside başka bir gezegende yaşayan canlılar için kötü olabilir. Bir davranış iyi veya kötü değildir sadece insanlara göre iyi veya kötüdür mutlak bir evrensel kanun değildir. Sonuç olarak iyi-kötü, güzel-çirkin vb kavramlar asla ama asla mutlak doğru değildir kişiden kişiye ve türden türe değişir bu nedenle hiç kimse kötü değildir iyi de değildir.
Kötülük denilince benim aklıma “normalleştirmek” geliyor. Büyüdüğümüz toplumda ahlak bakımın kötü olan bir şey normalse o bana kötü olarak görünmez ve ben yaptığımı normal zannederim. City Of God filmi buna çok güzel bir örnek olabilir. Oradaki çocuklar için uyuşturucu satmak veya birini öldürmek kötülük olamaz, gayet normaldir.
Tebrik ederim güzel tespit...
o bana kötü olarak görünmez ve ben yaptığımı normal zannederim' Bilmiyorsan Kötülük değildir. normal olduğu için ZAN'nediyorsan, kötülüktür.
Bu seriye bayildim. ❗Kanal gittikce daha da mukemmellesiyor. Mimarlikla ilgili de bir program olursa mukemmel otesi olacak 👏👏👏👏
Program için teşekkürler.
1. Bertrand Russell’dan kabaca özetlersem: Kişinin eyleminin iyi veya kötü olması için doğru ve yanlış kavramlarına bakmamız gerek. Yani kişi kendisince yanlış olan eylemi yapıyorsa bu kötülüktür. Bebeklerin kötü olup olmamasına bu açıdan bakabiliriz; henüz ahlaki bir yapıları olmadığı için tüm hareketlerini arzuları şekillendiriyor dolayısı ile buna kötülük diyemeyiz. Ömer bey de bebeklerin “bencilliği” ile yetişkinlerinkinin farkından bahsederek bu fikre atıf yaptı.
2. Hristiyanlığın doğuştan günahkarlığı, yeni doğanın kötü olmasından değil insan olmasından kaynaklıdır. Tanrı için günahlı olmak demek sadece kötü olmak demek değildir.(Hristiyanlıktaki günah kavramı ile Müslümanlıktaki farklı) Hristiyanlığa göre kötü olmayan birisi de günahkar olabilir.
3. Son olarak İlker bey’in kötülüğü korku önleyebilir sözüne Mustafa Kemal’in 1924 yılından bir cevabı var: “Tehdit esasına dayanan ahlak bir fazilet olmadığı gibi itimada da şayan değildir.”
İyilik flu tv yi bize getiren akıl iyiki varsınız müthiş adamlar
Güzel bir program olmuş. Ilker hocanın "kötülüğün insanlığı sürükleyen tarafı" hakkındaki sözlerine katılmak zorundayım. Goethe'nin Faust'u çok güzel bir örnek. İnsandaki demonic yön dönüşümün ve harekete geçmenin dürtüsü olmuş gibidir. Medeniyetlerin kan ve gözyaşı ile inşa edilmesi bizim için "iyi" yahut "meşrû" olmak zorunda değil ama bu bir gerçek olarak önümüzde yatıyor. iyi yayınlar dilerim.
Bi arkadaşımın amcası ölüm döşeğindeyken, arkadaşıma verdiği son ve hayattaki tek öğüt; "Kötülükten gördüğüm iyilği, başka hiçbir şeyden görmedim."
her konuyla alakalı şaka yollu gibi görünse de mantıklı sorular soran, entelektüel gibi entelektüel İlker Canikligil.
Çok "iyi" bir içerik olmuş, az izleniyor diye vazgeçmeyin hocam. :)
Harika program. Diğer yandan o kadar yüklü ki zaman zaman videoyu durdurup uzun uzun düşünme ihtiyacı hissettim. Sonra kendi kendime öfkeden yahut vicdan azabından bağımsız olarak bu sorgulamaları ne kadar az yaptığımı fark ettim. 😊
Bazen dinleyemiyorum sadece izliyorum ve çok zevkli sizleri izlemek
Harika bir sohbet olmuş, sayenizde yine keyifli bir beyin jimnastiği yaptık. Daha çok felsefe videosu istiyoruz. Teşekkürler:)
Ahlak ödev değildir, ahlak akıl gibi zihinde kurulur, kurulmalıdır. En azından adapte olabilmek de bir tür kurulumdur.
Dinlediğim en ‘güzel’ sohbetlerden. bunca şeyin arasında kendi içimize bakabilmeyi ve sorular sorabilmeyi hatırlattığınız için teşekkürler ,kötü adamlar. /Görüşmek üzere hocam\.
İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır.
İyi ile kötü arasındaki farkı çıkarlar belirler. Aslanın kendi kabilesine iyi görünmesinin ceylan açısından hiçbir ehemmiyeti yoktur.
30:48
+Sen iyi bir adama benziyorsun.
- Benziyorum ama kötülerin yapabileceği şeylerden birisi de budur.
Videonun özü, Thomas Hobbes ve John Lock'un toplum sözleşmesinin kökeni ve sebeplerine dair fikirlerinin yeniden yorumlanması gibi. Bir yanda korkudan beslenen Hobbes'cu doğa durumunu, diğer yanda iyilik ve insanların işbirliği üzerinde oluşan yapının devlet tarafından suistimal edilmesi savunuluyor. Oldukça keyifli bir çalışma olmuş.
Son bır senedır içinden çıkamadığım konu.Maruz kaldığım konular ise ,yaptığının sorumluluğunu almak yerine ben iyi niyetliydim diyen 40 yaşındaki kişiler,beni düşündüğünü iddia edip aslında kendi menfatini sağlayan arkadaşlar, enayilik ile iyilik arasındaki farkı anlayamamıs insanlar.Tüm bunların sonunda vardığım sonuç , bu iyilik cehenneminde kötü olmak benim zihnimin kaçış planı.Evet ben kötü biriyim,ve artık bahanem yok.
Ne kadar kıymetli bir iş yaptığınızın acaba farkında mısınız? Ellerinize, emeğinize, bilgilerinize sağlık!
arada bahsi geçen çeşitli konular üzerine en az dört beş program çıkarmış valla. maşallahınız var. 💣
Bir argümandaki pek önemli olmayan bir bilgiyi düzeltmek isterim.
Doğru kökenleme *iyi* < *edgü* < *ed* (varlık, mal, eşya) şeklinde [M.Erdal, 1991][F.Bozkurt, 2005][Starostin, 2000][Leksika(Ru), 1997][Şçerbak(Ru), 1997].
Kökenlemeyi yaparken söylediğiniz *iyi* < *eyü* < *eygü* < *edgü* kısmından sonra onun *ét-* eyleminden geldiği savı yañlış (Nişanyan gözden kaçırmış). Eski Türkçede *edgü* kısa ve açık e içerirken *ét-* eylemi uzun ve kapalı e içerir, yani öyle olsaydı Türkçenin fonotaktiğine aykırı bir eşitlik olurdu ve bunun ayrıca açıklanması gerekir.
Bu arada *ét-* fiili bugün "yapmak, etmek" anlamında olsa da Eski Türkçedeki anlamı "düzenlemek" tir.
sen kötü değilsin sadece olmaya çalışıyorsun
Bence mikrofon seçimini kendisi yaptigi için en iyisi en kalitelisini bulmaya calisiyor ve bulduguna inanıyor. Burada mukemmeli arama ve bulmak bunu becermek yani aslinda kisilikle ilgili birseyler de bulabiliriz burada gerçi konu mikrofon olunca freudyen bakarsak konu baya farkli yerlere gidebilir.
keşke bu videoları ortaokulda falan izleseydik, şuan için yüzeysel kalıyor ancak o zaman başvuracağımız kavramları bulmak daha kolaylaşırdı sanırım
Kötülük doğuştandır dediğimizde, insanları yaptıkları davranışlar dolayısıyla nasıl yaptırıma tabii tutacağız, nasıl cezalandıracağız ? bir kere bu büyük bir problem. Ayrıca, kötülüğe doğadan gelen bir karakteristik olarak bakmakla, ''kötülük'' yapanları kötülük yapmaya iten dışsal mekanizmalara atfettiğimiz değeri azaltmak zorunda kalırız gibi geliyor.
İnsan bence iyi kalpli doğar ama büyüdükçe içindeki sevgi iyi düşünce azalmaya basliyo, ben 30 yaşa kadar hep iyi biri olduğumu düşünürdüm öyle davranirdim ama artık kötü birine donustum. Çünkü içimdeki sevgi öldü.
Kesinlikle en iyi bölüm bu olmuş.Teşekkürler...
geri bildirim vermek amacıya şunları söylemek isterim. iyi bir konuşma olmasıyla birlikte, kötülük tanımlamaları nasıl yapıldı? filozoflar kötülük hakkında ne söylemiş? psikoloji kötülükle ilgili hangi deneyleri yapmış? kötülük üzerine hangi soruyu sormalıyım ve düşünmeliyim? gibi sorduğum birçok soruya yanıt alamadım :) şimdi bunların hepsi üzerine bir araştırma yapmam gerek :))
daha çok disipline ve daha derin bilgiye ulaşma yeteneğinizin takipçisiyiz :)
Kötülük konusunun işlenip de meselenin psikolojisine girilmemesi, Muzaffer Şerif, Stanley Miller, Hannah Arent vs.'nin adlarının geçmemesi ne kötü:) Hatta Phillip Zimbardo'nun Şeytan Etkisi kitabından alıntılar yapılamaması ne eksik!
ahekjhezkejh xd o tarafini da sizden duyalim bari, adam bu kadarini anlatti en azindan
Ömer hocam süpersiniz. İlker bey çok teşekkürler.
ee bu sohbet baya keyifli :/ ben keyif aldım emeği geçenlere teşekkür ediyorum
insanlarin benimsemedigi,kabulenemedigi, Üretdigi , eser ,eglim,kast,art niyet dir Kötülük den Kötülük dogar,Bazen kötülük duruma göre iyilige Cevrilebilir.
İlker abi son bir kaç yıldır herhangibir yayın camiasında gördüğüm en güzel görsel ambians olmuş. Daha saniye 26 ama yazmak istedim. Kanalınızı severek takip ediyor ve öneriyorum ama Oytun hocayı beklemekten yorulduk artık bir bölüm bekliyoruz
İlker hozom her fırsatta nihuhahah diye girmeniz çok hoşuma gitti. Başarılar.
0:12 hoca soru sorarken ağzı oynamıyor.
Hi james
@@ashdkajbusvwjsizh5187 Hi.
RUclips'daki içeriği en kaliteli kanallardan biri emeğinize sağlık
Birçok farlı görüş ifade etmesine rağmen hiçbir sonuca varılmayan program , işte Flu TV .
“Öyle ama zaten bugünün dünyasında biz bilmeden düğmelere basıyoruz”
İlker Canikligil
Müthiş iyi bir bölümdü ve hiç sıkılmadım. 👌 Flu tivi iyilikle bizi esir ediyor İlker Hocam!
İlker bey kesinlikle doğru söylüyor 🧚
Insanlara olan nefretiniz sizi adalet duygunuzdan uzaklaştırmasın(ayet) ben bilginin tutumun omurgası olduğuna eminim (yani problem cehalet)birde esneklik değişime karşı olumluluk
15:00 daha çok bireysel bir bencillik değilde türsel zorunlu bir bencillik var. diğer türleri yiyip hayatta kalıyoruz onlarda bizi yemek istiyor.
Kötülük iyilik mevzusunu çok iyi işleyen bir anime yapımı var "Monster" öneririm
linkini bıraksanız
Teşekkürler bir bakıcam
Alper Karaduman 👍🏻👍🏻
@Karoshi animelerde bütçesizlikten dolayi animasyonlar duragan ve akiciliktan uzaktir. 1x5 hatta bazen 2x idealdir pek cogu icin.
ya ilker hocam şu sarkastik ekspresyonist tavrınızı çok seviyorum. yaşam boyu temel mood'umuz budur. sokrates'in aforizmasını biraz değiştirerek mizahsız hayat, yaşanmaya değer değildir diyorum shshshhs
Güzel bir sohbet olmuş. Teşekkürler :)
Hannah Arendt Kötülüğün sıradanlığı muhteşem kitap ve film
Gerçek kötü diye bir şey olamaz, sonuçta tarım devriminden bu yana dizayn edilen soyut kavramların çerçevesi içinde belirleniyor tüm ahlaki kurallar. İnsan hayvanı ne anlasın iyiden kötüden.