Normalde Yanny duyuyordum. Bu videonun en başında "laurel" duydum. İlker, "Bi de bazı insanlar böyle duyuyor" dediğinde yine laurel duydum. Dedim, "olmaz öyle saçma şey." Sonra bu videoyu telefondan açtım. Her şey yoluna girmişti. Artık yanny duyuyordum. Bilgisayardan, tekrar bu videoda kaldığım yerden devam edeyim dedim. Bu sefer bilgisayardan yanny duymaya başladım. Sonra telefona geçtim. İnanılmaz, laurel. Art arda 4 kere oynattığı kısımda "laurel-laurel-laurel-yanny" duyar oldum. Temel'in askerde laz olduğu anlaşılmasın diye fındık demeyi öğrenip de komutanı "fıstık de bakim" deyince "fistuk" demesi gibi oldu bizim iş. Şimdi her yerden bir laurel bir yanny duyuyorum. Teşekkürler Flu Tv. Delirttiniz beni.
Böyle zamanlarda, bu ülkede... Bu zengin içerikler inanın insana ilaç gibi geliypr. İyi ki varsın Flu Tv. Lütfen daha çok çekiniz❤️ kendi adına size teşekkür ederim.
Konuşurken Ömer Hocamızın o kadar kaygan bir zeminden bahsedip sonunda bu kadar güvenilir olması da ayrı bir çelişkiye bizi götürdü. Bizzat bir çelişki dersi olmuş...emeklerinize sağlık...kendi adıma minnettarım
Türkçedeki 'r' sesinin 'j' veya 'ş' ye dönüşünü yıllardır fark ederim. Birkaç kişiye bundan söz ettiğimde benimle dalga geçilmişti... Bu konu bahanesiyle kendime sarıldım, teşekkürler 🙌
Bir şeyi bilmek mümkün müdür sorusu öyle bir yere sokuyor ki insanı çıkılamayacak bir kuyu gibi. Karantinaya rağmen hizmetleriniz için teşekkürler İlker Hocam ve Flu tv ailesi.
24:07 'de şakasını yaptığınız hayalet arkada kendini gösteriyo :) resmen size siz konuşun konuşun ben varım geziyorum buralarda sizin bilmediğiniz daha çok şey var diyo bize :)
Descartes: Duyularımıza güvenemeyiz, akıl yürütme ile emin olabileceğimiz tek şey "var olduğumuzdur", çünkü emin olabildiğimiz tek şey düşünebiliyor olmamızdır. Düşünüyorsak o halde varız. Bunun dışında sahip olabileceğimiz her kanı duyularımızın bir yanılsaması olabilir. Ama varolduğumuz fikri bir yanılsama olamaz, çünkü bunları düşünebiliyoruz.
İyi ki varsın Flu Tv! Gönül ister ki daha çok destek olalım kanala ama öğrenci bütçemiz ile bu kadar destek verebiliyoruz. Bir gün God Mode seviyesinde destek verebileceğimiz ümidiyle🎓👑
2017 yılında lisede aldığım "felsefe" dersi adı altında verilen felsefe tarihinin bıraktığı büyük delikleri yavaş yavaş kapatıyor bu seri benim için. İyi ki her ay KYK kredimden 2.5tl 2.5tl bağış yapıyorum. İyi ki varsın Flu TV.
Hocam (ve kanaliniza can veren tum calisan arkadaslar), Oncelikle emeginiz icin tesekkur etmek istiyorum. Kanalinizi gecen hafta Felsefe serisinin ilk bolumu ile kesfettim. Sahsen benim de felsefeye buyuk ilgim vardir. Omer Hocam ile konusmaniz acayip hosuma gitti; bilhassa formatiniz, yani bilgi aktarimini eglenceli bir sekilde yapabilmeniz, ve kendinizi cok ciddiye almamaniz... Bu unsurlar, ozellikle dijital ortamda ogrenme icin, bence essiz seviyede onem tasirlar. Birinci felsefe bolumu icin tek endisem bolumun yetersiz uzunlukta olusu ve fazla kesim yapilmis olmasi idi. Bu ikinci bolum ile endisemin bir kismini rahatlamis buluyorum. Omer Hocam ile bu seferki sohbetiniz icin daha akici, rahat, ve anlasilir diyebilirim. "Lutfen daha da uzun yapin!" desem fazla mi konusmus olurum acaba? Neyse... dogru yolda ilerliyorsunuz gibime geldi, ve icten bir sevinc ile doldum tastim. Enteresan programinizin devamini dort gozle bekliyorum. Eminim diger izleyecileriniz de benzer bir kaniya varmistir. Sag olun ve saglikli kalin bu garip zamanlarda! Kolay gelsin. -Murat
felsefe her ne kadar gerekli bir şey olsa da işe yaramayan bişeydir. Her kafadan bir ses çıkar ama herkes kendi perspektifinden realiteyi yorumlar. Sonuca götüren ve gerçek bilme hissini edinebileceğimiz, içselleştirebileceğimiz metodlara yönelmemiz lazım.
"what is real? How do you define real? If you're talking about what you can feel, what you can smell, what you can taste and see, then real is simply electrical signals interpreted by your brain. " Ben giydiyorum. Bir de "kavanozdaki adam" var. Ahmet Mekin. Güzel film.
9:15 Mikromegas'ı yıllar önce okuyup üzerine ödev falan yapmıştım. Hatırladığım kadarıyla o kısa hikaye bir anlamda bilimle görelilikten kurtulunduğu fikrine dayanıyordu. Hatta Kraliyet Bilim Topluluğunun bir gezisine falan denk geliyordu. Sonra elmas kolyesi düşüyordu. Elmas kolyeden mercek yapıp bzimkileri görüyordu dev.Bizim çok küçük insan, devin boyundan gezegeninin boyunu falan hesaplıyordu. Dev şaşırıyordu vs.
Barış Özcan'ın videosunda Yanny diye duyuyordum açık ve net. Burada (telefon ve bilgisayar) tamamen Laurel duydum. Vocebulary .com'daki orijinal kayıtta da Laurel duyuyordum. Herhalde herkesin farklı anladığı kaydı değil de o kaydı kullanmışsınız.
Müthiş videolar. Ayrıca ilker beyin nasıl her şeyi bildiğini kıskançlıkla anlamıyorum. Artık kanalın bütün videolarını bitirdikten sonra ikinci kez izliyorum. Hava hanımı ve profesörleri aynı hayranlıkla izliyorum. Çok tebrik ederim
4:30 "Tanrı balığı yaratmasaydı, İncil'in tadı bizim damağımıza çok daha tatlı gelecekti" dedi sandım. Ulan bu Egeliler balığa tatlı gözüyle bakıyorlar, refaha bak dedim bi an... Sonra da İncil ne alaka dedim... Acilen karantinadan çıkmam lazım!
10:16 her ne zaman postmodernizmin kapılarının açıldığını görsem, cereyan yapmasın diye kapatır, jean piaget ve saussure okumlamalarıma dönmek isterim.
Kendi başıma gelmese asla inanmazdım. Kesinlikle ve kesinlikle sadece yanni duyarken - izlediğim bir videoda bahsedildiği üzere - iyi bir kulaklıkla dinleyince laurel duyar ve bu seferde kesinlikle yanni duyamaz oldum. dalgıçların kulak açma hareketi ve üstüne biraz yüksek volume ile spotifydan müzik dinleyerek tekrar yannileşebildim :) ısrarlı denemelere devam ettikten bir süre sonra aynı anda iki kelimeyi birden duyabildiğim bir dönem de oldu. sağa mı sola mı döndüğü anlaşılamayan balerin gif'i gibi beyin araları dolduruyor. görsel oyunlara çok alışmıştık ama bunu bir de işitme duyusunda yaşamak hem ürkütücü hem de zihin açıcı oldu (sonra kendimi burada buldum)
Görelilikten bahsederken Körler ve Fil alegorisinden de bahsetseniz güzel olurdu. Hint felsefesinde Anekantavada ve Syadvada kavramları binlerce yıl önce göreliliği dile getirmişti.
doğru bilgi tektir göreli değildir sadece onu algılayanların algıları görelidir mesela bana göre bu gün hava çok sıcaktır bir başkasına göre çok soğuktur bu göreliliktir ama gerçek ise bu gün hava 20 santigrat derecedir ve bu kişilere göre değişemez
Aslında hava durumunu veya sıcaklığı ölçtüğün alet belirli bir yanılma payı ile çalışır. Yani ölçüm aletinin 20°C göstermesi maalesef doğru bir bilgi değil. Örneğin burada söyleyebileceğin şey hava yüzde 5 yanılma payıyla 20 derecedir olabilir. Ancak bu durumda da hava 19 derece diyen de 19.5, 19.67, 19.956 ya da 20 diyen kişi de doğruyu söylemiş olacaktır. Bu bağlamda maalesef tek bir doğru sonuca ulaşamamış oluyorsun. Yani, bilgi tek midir?
Hoca Descartes'ın o meditasyonlarında tanrıyı kanıtladığını söylemesi hakkında ne düşünüyor onada değinseydiniz.
4 года назад
Hem Ömer Bey'in hem İlker Bey'in ilgi alanına girebilir; hakkında konuşmanızın oldukça keyifli olacağını düşündüğüm bir konu geldi aklıma, değinir misiniz sormak istedim. Her insan renkleri farklı görüyor fakat isimlerini referans renklerden öğrendiği için, farklı gördüğümüz renkleri birbirimizle aynı adlandırıyor olabilir miyiz? (Ana renkler farklı, ara renkler de o farklı ana renklerden oluşacak şekilde olabilir mi?)
Ilker hocam ilk dinledigimde Laurel duymustum. Daha sonra Baris Ozcan videosunda sizin yaptiginiz gibi seslerle oynadiginda hem yanni hem de laurel i duyabilmistim. 1hafta kadar once esim dinlettiginde Yanni duydum. Simdi siz, seslerle oynadiginiz halde her ikisinde de Laurel seklinde duydum. Yani farkli zamanlarda duyum degisebiliyor. Ilginc geldi, paylasmak istedim.
Ömer hocama bir soru sormak istiyorum. Bahsedilen düşünce deneyi özelinde "Şüphe ediyorum öyleyse varım" önermesi, "Düşünüyorum öyleyse varım" önermesinin bir adım daha önünde gelmiyor mu? Yani bizim varlığımıza yönelik kanıt arama çabası düşünmekten ziyade şüphe etmeyle başlamıyor mu? Şüphe etmek, düşünmenin yapıtaşı değil mi? Amatör bir felsefe tarihi okuyucusu olarak takıldığım ve içinden çıkamadığım noktalardan birisi bu oldu. Siz de "İşkilleniyorum öyleyse varım" diyince sormak istedim. Not: Descartes'ın mınınıyım, St. Augustinus adamdır.
Hayata sağır olarak başlamamış olsam da bir raddeden sonra işitme aleti kullanmam gerekti Bu durum ses ve söz ikilisine inanılmaz bir pespektif kazandırdı Sözcük bütünüyle tamamlanmadan kelimenin başlayan sesleri step step ilerlerken nihai sözcüğün NE söyleyeceğine dair oluşan varsayımlar üzerinden işlem üreten bir mekanizma olduğunu böylece keşfettim... Yani sesten hızlı düşünce ve veya olasılık üreten bellek /bilinç ikilisi; konuşmacıdan bir adım önde ilerlemek zorundadır ki işitme problemi en aza indirilebilsin. .. İşitme konusundaki bir diğer algı Bükücü ise Kelimenin hangi harfle bittiği meselesi Havada asılı kalan son sessiz gibi titreşim/akustik alanı yüksek harfler Genelde kelimenin baş seslerine bulaşma kaynaşma eğilimindedir... Elbette işitmek aslen kendisini kullanageldiğimiz kelime dagarcığına da tutunduğundan Kollektif değil kişiseldir.. Sözün uçuculuğu yani akustik algısı yanında Yazının kalıcılığı son noktayı koymaya yetr Zira işitsel iletişime dayalı algı seçki kaosunu Sadece görselle yani yazı ile aşabiliyoruz.... Eh Dervişin fikri ile zikri meselesi malumunuzdur....l
İzlerken canikligil’in “vanilla sky” tavsiyesini dikkate alıp hemen baştan izledim. Yetmedi yıllarca dinlediğim “What if god was one of us” ı sanki ilk defa dinlermiş gibi dinledim. Ekşi’de film ile ilgili yorumları okurken filmi anlamak için “carl gustav jung” u muhakkak okuyun tavsiyesi üzerine şuanda jung okuyorum. Nasıl bir gırdabın içine girdim ? :)
Burada qualia konsepti hakkında da konuşulsa çok lezzetli olurmuş. Belki sonraki videolarda vardır. (Vsauce'un bir videosu vardı konuyla ilgili "Is your red the same as my red" başlıklı)
Ömer hocanın arkasında kitaplık olmadığı için yeterince verim alamadım videodan. umarım sonraki videoda arkasına kitaplığı alır, yoksa bile yeşil ekranla falan ekleyin İlker hocam böyle olmaz.
Ben de Oğuz Atay'ın dediği gibi felsefeyi bırakmıştım ne güzel hep İlker hocanın başından çıkıyor bunlar: "Felsefe kitapları okumayı denedi. Bir süre sonra, iki kere ikinin dört olduğundan kuşkulanmaya başladığı için bıraktı."
6:00 "optik bilmesi lazım" derken, kafama takılan soru "optik bilmesi mi lazım" yoksa "ilk baş farklı ışığı keşfetmesi mi lazım?" diye soru takıldı. optik bilse de mağaradaki adam, bunu gölgelerin yansımasına göre kullanmayacak mı? yani güneş veya herhangi başka bir ışık gelmeyecek, gördükleri kadar yorumlayıp, sonrasında kesinlik dışı olan bilim felsefesine yol açabilir. yine de ışığın keşfine gider mi bilemedim açkçası, veya kaynağına, temeline, özüne.
İzledikten sonra aklıma geldi; günümüzde internet aracılığı ile bunca farklı kültüre ve algıya bu kadar kolay ulaşınca, sanırım insanlar alışabileceklerinden çok daha şiddetli bir şekilde görecelilikle tanıştılar. Düşünmek de çoğunluk için zor bir aktivite olduğundan olması gerek; bu göreceliliği, algılamak ve de çözmeye çalışmak yerine basit bir yol çizerek ''Her şey göreceli, o zaman her şey doğru'' gibisinden bir mantık hatası doğdu. Bunu ahlakın göreceli olması üzerinden, seri katilleri masum çıkarmaya çalışanlarda da görmüştüm. Yaşımdan ötürü sosyal medya öncesi bir dünya nasıldı bilemiyorum fakat; insanların artık, bir şeyler üretirken pek de kalite kaygısı gütmediklerini düşünüyorum. ''Ben bir işi yapıyorsam, o işi iyi yapıyorumdur'' gibi bir tavırları var ve bu durumu az önce bahsettiğim şeye bağlamak mantıklı olur gibi geldi. İnsanlar, göreceliliğin kendilerinde yıkıcı bir etki yaratabileceği konusunda yaşadıkları korku sebebiyle, her şeye saygı duyulması gerektiğine dair sağlıksız bir yargıya kapıldılar ve bu konuda eleştirel olan insanlar, bir şeyi beğenmediklerini dile getiren insanlar, bu sanal duvarların gerçekliğini sarstıkları için sosyal medya linçlerine maruz kalıyorlar.
Sn. İlker hocam öncelikle tekrar geçmiş olsun . geçen gün fark ettim aylar var ifa kanalına hiç bakmamışım . ifa sizden sonra varlığını kaybetmiş anladığım kadarıyla . olmaz öyle saçma şeylerin bütün bölümleri sizin şu an ki kanalınızda mı bilmiyorum şimdi bakacam . ya hocam umarım öyledi . özellikle ilk sezonun sekizinci bölümü olan . "sen bu işi bedava yap" gerisi gelecek bölümü benim için hayata anlam katan bir bölüm oldu saygılar umarım tamamını okursunuz :)
Ben felsefe konusunda Richard Feynmancıyım (nobel ödüllü teorik fizikçi) ama düşünmek, akıl yürütmek, dünyaya başka açılardan bakmaya çalışmak nefis bir aktivite. "The philosophy of science is as useful to scientists as ornithology is to birds.” “We can’t define anything precisely. If we attempt to, we get into that paralysis of thought that comes to philosophers… one saying to the other: you don’t know what you are talking about! The second one says: what do you mean by ‘talking’? What do you mean by ‘you’? What do you mean by ‘know’?”
Open your Eyes(1997), Vanilla Sky'dan (2001) cok daha iyi, Vanilla Sky, sizin de PazarTesi Show - FluTV Şekerleri B08'de bahsettiginiz gibi duygusal angajman yaratarak tam bir Amerikan sinemasi ornegi segilemistir.
Program yapacağınız uzmanları seçerken nasıl bir züreç izliyorsunuz acaba. İlginç geldi sadece. Kafa yapısı olarakmı aynı yöndeyiz yoksa bir kere aynı yönde gittinizde akışına mı kapılmış durumdayım. Güzel amma kendimi kandırmadığmdan nasıl emin olacağım))
"CERN hayaletlerin var olmadığı gösterdi" demek yıllarca çalışmalarını CERN de yapan bir parçacık fizikçisi olarak bana çok saçma geldi (ki bu arada tabiki hayaletlere filan inanmıyorum). CERN deki parçacık detektörleri faklı parçacıkları hassasiyetler ölçmek için geliştirilmiş üst teknolojik aygıtlar. Yani belli parçacıkları ölçebiliyoruz (mesela proton, nötron, mezonlar, jetler, müon, elektron, foton, tau, vs.). Nötrinolar detektörler ile etkileşmiyor ama fiziksel korunum yasalarından varlığı kestirebiliyoruz. Hayalet konusunda ben burada aslında ben bir ikilem de görüyorum. Demek ki Brain Cox hayaletlerin hangi tür parçacıklardan oluştuğunu biliyor ve detektör parçaları ile "hayaletlerin" nasıl etkileşebileceğini kestirebiliyor. Yani aslında fiziksel madde olarak onları var kabul ediyor. Sonra da bak göremedik demek ki yok diyor. Bana çok çok saçma geldi.
araba al sat yapsan daha çok kazanırdın, senin kadar zeki olsam ekspertiz açardım, günde 10 araba baksam, 200den 2000tl yapar. yazın cern e tatile giderdim.
İş yerindeki speakerda "laurel" evdeki ve telefonumdaki speakerlarda "yani" duyuyorum. Kulağınızla ilgili olmayabilir. Sesi üreten ses sisteminin karakteri ile ilgili gibi görünüyor
Zihnimizde b ya da g harflerini loral kelimesinin önüne koyarsak ve o harfleri de duymaya çalışmayı kendimizi zorlarsak , sanki o harflerinde olduğunu zann edebiliriz telaffüz zamanı [bloral] ya da [gloral ] gibi
afsin tekin yanlış anlama lütfen Mahfi hocayı koruduğumdan değil fakat şu koca dünyaya geldin gidiyorsun bir çivi çaktın mı da o silktiğimin klavyesinden gevşek gevşek tespit yapıyorsun, merak ettim özel sektörde aldığın kişisel riskleri
doğru olan tek şey bir ses çıktığı gerisi varsayım .yani kaynağa gitmek gerekiyor. kaynak ne diyorsa o. eğerki kaynak bir görüş imkanı vermiyorsa böyle işin taaa deyip konuyu kapatıyoruz.
Peki, düşündüğümden nasıl emin olabilirim? Bence bu noktada da soru işareti var. Bunu az önce düşünüp yazdığım hissi bende var ama öyle bir durum aslında gerçekleşmemiş de olabilir. Ben sadece davranışı gerçekleştirip bunu öncesinde düşündüğümü zannediyor olabilir miyim?
Ömer Hocam sarı t-shirt size çok yakışmış.
göz doktoruna git kardeşim ne sarısı. kırmızı t shirt
Mahmut Sami Şimşekli ironi yapmış slk mor olduğunu hepimiz biliyoruz
T-shirt yok ki
Deli taklidi yorumlar bak, porn acting 100%
Sarinin en güze tonlarından biri bende çok severim
Normalde Yanny duyuyordum. Bu videonun en başında "laurel" duydum. İlker, "Bi de bazı insanlar böyle duyuyor" dediğinde yine laurel duydum. Dedim, "olmaz öyle saçma şey." Sonra bu videoyu telefondan açtım. Her şey yoluna girmişti. Artık yanny duyuyordum. Bilgisayardan, tekrar bu videoda kaldığım yerden devam edeyim dedim. Bu sefer bilgisayardan yanny duymaya başladım. Sonra telefona geçtim. İnanılmaz, laurel. Art arda 4 kere oynattığı kısımda "laurel-laurel-laurel-yanny" duyar oldum. Temel'in askerde laz olduğu anlaşılmasın diye fındık demeyi öğrenip de komutanı "fıstık de bakim" deyince "fistuk" demesi gibi oldu bizim iş.
Şimdi her yerden bir laurel bir yanny duyuyorum.
Teşekkürler Flu Tv. Delirttiniz beni.
ben de hep yanny duyuyordum bu videoda laurel duydum
Resident sound engineer’in antropoloji hipotezine bakınız lütfen🙈😂🖖
ben cepten de lorel duydum
Böyle zamanlarda, bu ülkede... Bu zengin içerikler inanın insana ilaç gibi geliypr. İyi ki varsın Flu Tv. Lütfen daha çok çekiniz❤️ kendi adına size teşekkür ederim.
Mağaralarımıza çomak sokup, dürttüğünüz için teşekkürler 🥳 Sayenizde bugün de düşündük ❤️🤓
Ömer bey'in neden arka planı kütüphane değil? olmaz böyle terbiyesizlik! çağ dışı bir proğram. (evet proğram)
Ben "moron" olarak duydum. Bir psikanalist bunu projektif test olarak yorumlayıp kendimden nefret ettiğim sonucunu çıkarır mıydı acaba?
evet
Bende moron duydum
Konuşurken Ömer Hocamızın o kadar kaygan bir zeminden bahsedip sonunda bu kadar güvenilir olması da ayrı bir çelişkiye bizi götürdü. Bizzat bir çelişki dersi olmuş...emeklerinize sağlık...kendi adıma minnettarım
Türkçedeki 'r' sesinin 'j' veya 'ş' ye dönüşünü yıllardır fark ederim. Birkaç kişiye bundan söz ettiğimde benimle dalga geçilmişti... Bu konu bahanesiyle kendime sarıldım, teşekkürler 🙌
Bir şeyi bilmek mümkün müdür sorusu öyle bir yere sokuyor ki insanı çıkılamayacak bir kuyu gibi. Karantinaya rağmen hizmetleriniz için teşekkürler İlker Hocam ve Flu tv ailesi.
24:07 'de şakasını yaptığınız hayalet arkada kendini gösteriyo :) resmen size siz konuşun konuşun ben varım geziyorum buralarda sizin bilmediğiniz daha çok şey var diyo bize :)
:)
Descartes: Duyularımıza güvenemeyiz, akıl yürütme ile emin olabileceğimiz tek şey "var olduğumuzdur", çünkü emin olabildiğimiz tek şey düşünebiliyor olmamızdır. Düşünüyorsak o halde varız. Bunun dışında sahip olabileceğimiz her kanı duyularımızın bir yanılsaması olabilir. Ama varolduğumuz fikri bir yanılsama olamaz, çünkü bunları düşünebiliyoruz.
İyi ki varsın Flu Tv! Gönül ister ki daha çok destek olalım kanala ama öğrenci bütçemiz ile bu kadar destek verebiliyoruz. Bir gün God Mode seviyesinde destek verebileceğimiz ümidiyle🎓👑
emrah safa gürkan ile başladığım flu tv yolculuğum, hız kesmeden devam ediyor. böyle içeriklere hasretmişiz. lütfen devam.
2017 yılında lisede aldığım "felsefe" dersi adı altında verilen felsefe tarihinin bıraktığı büyük delikleri yavaş yavaş kapatıyor bu seri benim için. İyi ki her ay KYK kredimden 2.5tl 2.5tl bağış yapıyorum. İyi ki varsın Flu TV.
sana burs verebilecek kişiye, bursundan 2,5 tl veriyor olman! böyle saçmalıklarla beynini meşgul edip, gerçekleri görmeni engelliyor. bu yüzden ESG.
Şimdi dikkatimi çekti ^^
Reis yeni sezon ne zaman başlayacak
Hocam (ve kanaliniza can veren tum calisan arkadaslar),
Oncelikle emeginiz icin tesekkur etmek istiyorum. Kanalinizi gecen hafta Felsefe serisinin ilk bolumu ile kesfettim. Sahsen benim de felsefeye buyuk ilgim vardir. Omer Hocam ile konusmaniz acayip hosuma gitti; bilhassa formatiniz, yani bilgi aktarimini eglenceli bir sekilde yapabilmeniz, ve kendinizi cok ciddiye almamaniz... Bu unsurlar, ozellikle dijital ortamda ogrenme icin, bence essiz seviyede onem tasirlar. Birinci felsefe bolumu icin tek endisem bolumun yetersiz uzunlukta olusu ve fazla kesim yapilmis olmasi idi. Bu ikinci bolum ile endisemin bir kismini rahatlamis buluyorum. Omer Hocam ile bu seferki sohbetiniz icin daha akici, rahat, ve anlasilir diyebilirim. "Lutfen daha da uzun yapin!" desem fazla mi konusmus olurum acaba? Neyse... dogru yolda ilerliyorsunuz gibime geldi, ve icten bir sevinc ile doldum tastim. Enteresan programinizin devamini dort gozle bekliyorum. Eminim diger izleyecileriniz de benzer bir kaniya varmistir. Sag olun ve saglikli kalin bu garip zamanlarda!
Kolay gelsin.
-Murat
Felsefe acayip birşey Laurel-Yanny gibi tırt görünen bir başlığı zevkle 26dk izledim. Flu TV bizi ile geçirdi...
2,3B kişi laurel ya da yanni olarak duyarken; 48 kişi de keşkül olarak duymuş.
felsefe her ne kadar gerekli bir şey olsa da işe yaramayan bişeydir. Her kafadan bir ses çıkar ama herkes kendi perspektifinden realiteyi yorumlar. Sonuca götüren ve gerçek bilme hissini edinebileceğimiz, içselleştirebileceğimiz metodlara yönelmemiz lazım.
Zihni uyandıran bir sohbet olmuş, teşekkürler
"what is real? How do you define real? If you're talking about what you can feel, what you can smell, what you can taste and see, then real is simply electrical signals interpreted by your brain. " Ben giydiyorum. Bir de "kavanozdaki adam" var. Ahmet Mekin. Güzel film.
9:15 Mikromegas'ı yıllar önce okuyup üzerine ödev falan yapmıştım. Hatırladığım kadarıyla o kısa hikaye bir anlamda bilimle görelilikten kurtulunduğu fikrine dayanıyordu. Hatta Kraliyet Bilim Topluluğunun bir gezisine falan denk geliyordu. Sonra elmas kolyesi düşüyordu. Elmas kolyeden mercek yapıp bzimkileri görüyordu dev.Bizim çok küçük insan, devin boyundan gezegeninin boyunu falan hesaplıyordu. Dev şaşırıyordu vs.
Barış Özcan'ın videosunda Yanny diye duyuyordum açık ve net. Burada (telefon ve bilgisayar) tamamen Laurel duydum. Vocebulary .com'daki orijinal kayıtta da Laurel duyuyordum. Herhalde herkesin farklı anladığı kaydı değil de o kaydı kullanmışsınız.
Karantinada özlemini duyduğum muhabbetler ya. Harikasınız.
Müthiş videolar. Ayrıca ilker beyin nasıl her şeyi bildiğini kıskançlıkla anlamıyorum. Artık kanalın bütün videolarını bitirdikten sonra ikinci kez izliyorum. Hava hanımı ve profesörleri aynı hayranlıkla izliyorum. Çok tebrik ederim
4:30 "Tanrı balığı yaratmasaydı, İncil'in tadı bizim damağımıza çok daha tatlı gelecekti" dedi sandım. Ulan bu Egeliler balığa tatlı gözüyle bakıyorlar, refaha bak dedim bi an... Sonra da İncil ne alaka dedim... Acilen karantinadan çıkmam lazım!
8:47 özgür turhan'dan mı bahsediyor acaba ahahhahah
KDKDJFJDJDJDJFJ
10:16 her ne zaman postmodernizmin kapılarının açıldığını görsem, cereyan yapmasın diye kapatır, jean piaget ve saussure okumlamalarıma dönmek isterim.
Konuyu daha iyi anlayabilmek için Aldous Huxley'nin The Doors of the Perception kitabını okumak lazım gibi
Neden?
12:46 nihayet tek başıma delirmediğim ortaya çıktı. teşekkürler
Muhteşşşem sohbetti daha sık gelsin bu konsept lütfen
16:52 - 18:13 saygılar hocam.
İlker hocam sonraki programda erdem , mutluluk , zaman , bilgi , varoluş vs spesifik kavramlar ile ilgili sorular ve hocanın yorumlarını bekliyoruz .
19:25 Source Code (2011) da benzer bir film. Tavsiye edelim yeri gelmişken.
İzledim 1 hafta önce. Mükemmeldi.
Kendi başıma gelmese asla inanmazdım. Kesinlikle ve kesinlikle sadece yanni duyarken - izlediğim bir videoda bahsedildiği üzere - iyi bir kulaklıkla dinleyince laurel duyar ve bu seferde kesinlikle yanni duyamaz oldum. dalgıçların kulak açma hareketi ve üstüne biraz yüksek volume ile spotifydan müzik dinleyerek tekrar yannileşebildim :) ısrarlı denemelere devam ettikten bir süre sonra aynı anda iki kelimeyi birden duyabildiğim bir dönem de oldu. sağa mı sola mı döndüğü anlaşılamayan balerin gif'i gibi beyin araları dolduruyor. görsel oyunlara çok alışmıştık ama bunu bir de işitme duyusunda yaşamak hem ürkütücü hem de zihin açıcı oldu (sonra kendimi burada buldum)
Yine çok başarılı bir bölüm. Adamsın Flu TV!
Platon'un mağara analojisi değil de alegorisi daha doğru bir kullanım olmaz mı hocam? sevgiler,saygılar.
24:14 hayalet miydi o hocanın önünde kapıdaki🤔
Görelilikten bahsederken Körler ve Fil alegorisinden de bahsetseniz güzel olurdu. Hint felsefesinde Anekantavada ve Syadvada kavramları binlerce yıl önce göreliliği dile getirmişti.
Örnekler önemli değildir. Konuyu pek çok örnek, şahsın zihnine yakınlaştırabilir. Dediğiniz gibi daha bir çok örnek bulunup sıralanabilir tabi.
Daha çok bölüm çekin lütfen dünyamızı genişletiyosunuz
Müthiş keyifli sohbetti be . Ömer hocam süpersin
23:13 'de sağ omzunun üstüne bakın
doğru bilgi tektir göreli değildir sadece onu algılayanların algıları görelidir mesela bana göre bu gün hava çok sıcaktır bir başkasına göre çok soğuktur bu göreliliktir ama gerçek ise bu gün hava 20 santigrat derecedir ve bu kişilere göre değişemez
Aslında hava durumunu veya sıcaklığı ölçtüğün alet belirli bir yanılma payı ile çalışır. Yani ölçüm aletinin 20°C göstermesi maalesef doğru bir bilgi değil. Örneğin burada söyleyebileceğin şey hava yüzde 5 yanılma payıyla 20 derecedir olabilir. Ancak bu durumda da hava 19 derece diyen de 19.5, 19.67, 19.956 ya da 20 diyen kişi de doğruyu söylemiş olacaktır. Bu bağlamda maalesef tek bir doğru sonuca ulaşamamış oluyorsun. Yani, bilgi tek midir?
Hoca Descartes'ın o meditasyonlarında tanrıyı kanıtladığını söylemesi hakkında ne düşünüyor onada değinseydiniz.
Hem Ömer Bey'in hem İlker Bey'in ilgi alanına girebilir; hakkında konuşmanızın oldukça keyifli olacağını düşündüğüm bir konu geldi aklıma, değinir misiniz sormak istedim.
Her insan renkleri farklı görüyor fakat isimlerini referans renklerden öğrendiği için, farklı gördüğümüz renkleri birbirimizle aynı adlandırıyor olabilir miyiz?
(Ana renkler farklı, ara renkler de o farklı ana renklerden oluşacak şekilde olabilir mi?)
Yarınki felsefe ödevimden önce son bir descartes geçelim! teşekkürler flu tv! (buradan duyduğum bir şeyleri kullanırsam hakkınızı helal edin :)
bunu helal olsun olarak kabul ediyorum. ama kullanırsam bağış da yapacağım söz :)
Ilker hocam ilk dinledigimde Laurel duymustum. Daha sonra Baris Ozcan videosunda sizin yaptiginiz gibi seslerle oynadiginda hem yanni hem de laurel i duyabilmistim.
1hafta kadar once esim dinlettiginde Yanni duydum. Simdi siz, seslerle oynadiginiz halde her ikisinde de Laurel seklinde duydum. Yani farkli zamanlarda duyum degisebiliyor. Ilginc geldi, paylasmak istedim.
"Öğrenerek ilerlerseniz, mağaradan çıkmak mümkün." 😂😂
o da göreceli :)
6 kişi denedik yaşlar 9, 13, 13, 42, 47. 13 yaşındaki kızım yanni duydu bizler lorın duyoruz. Deney telefondan kulaklı yapıldı. Kulaklığı çıkarım telefonun hoperlaründen dinleyince herkes loren duydu. Tekrar kulaklıkla dinlediğimizde kızım tekrar yanni duymaya başladı. Eylendik velhasıl.
Hocam Saint Joseph’de bu şartlar altında bile günde 8 saat ders işliyoruz, ne düşünüyorsunuz
Gerçekten mi, helal olsun. Kalite, disiplin budur işte
Dönerj diyor tüm yabanci arkadaslarim benim yüzümden. Sorun bende saniyordum, sizden de duyunca sevindim✌🏻
Ömer hocama bir soru sormak istiyorum. Bahsedilen düşünce deneyi özelinde "Şüphe ediyorum öyleyse varım" önermesi, "Düşünüyorum öyleyse varım" önermesinin bir adım daha önünde gelmiyor mu? Yani bizim varlığımıza yönelik kanıt arama çabası düşünmekten ziyade şüphe etmeyle başlamıyor mu? Şüphe etmek, düşünmenin yapıtaşı değil mi? Amatör bir felsefe tarihi okuyucusu olarak takıldığım ve içinden çıkamadığım noktalardan birisi bu oldu. Siz de "İşkilleniyorum öyleyse varım" diyince sormak istedim.
Not: Descartes'ın mınınıyım, St. Augustinus adamdır.
Bu programı disipline etmeniz gerek bence, ikinizde iyisiniz ama bunun verimli sonuç vermesi kendiliğinden beklenemez.
Hayata sağır olarak başlamamış olsam da bir raddeden sonra işitme aleti kullanmam gerekti
Bu durum ses ve söz ikilisine inanılmaz bir pespektif kazandırdı
Sözcük bütünüyle tamamlanmadan kelimenin başlayan sesleri step step ilerlerken nihai sözcüğün NE söyleyeceğine dair oluşan varsayımlar üzerinden işlem üreten bir mekanizma olduğunu böylece keşfettim...
Yani sesten hızlı düşünce ve veya olasılık üreten
bellek /bilinç ikilisi; konuşmacıdan bir adım önde ilerlemek zorundadır ki işitme problemi en aza indirilebilsin. ..
İşitme konusundaki bir diğer algı Bükücü ise
Kelimenin hangi harfle bittiği meselesi
Havada asılı kalan son sessiz gibi
titreşim/akustik alanı yüksek harfler
Genelde kelimenin baş seslerine bulaşma kaynaşma eğilimindedir...
Elbette işitmek aslen kendisini kullanageldiğimiz kelime dagarcığına da tutunduğundan
Kollektif değil kişiseldir..
Sözün uçuculuğu yani akustik algısı yanında Yazının kalıcılığı son noktayı koymaya yetr
Zira işitsel iletişime dayalı algı seçki kaosunu
Sadece görselle yani yazı ile aşabiliyoruz....
Eh Dervişin fikri ile zikri meselesi malumunuzdur....l
İzlerken canikligil’in “vanilla sky” tavsiyesini dikkate alıp hemen baştan izledim. Yetmedi yıllarca dinlediğim “What if god was one of us” ı sanki ilk defa dinlermiş gibi dinledim. Ekşi’de film ile ilgili yorumları okurken filmi anlamak için “carl gustav jung” u muhakkak okuyun tavsiyesi üzerine şuanda jung okuyorum. Nasıl bir gırdabın içine girdim ? :)
Burada qualia konsepti hakkında da konuşulsa çok lezzetli olurmuş. Belki sonraki videolarda vardır. (Vsauce'un bir videosu vardı konuyla ilgili "Is your red the same as my red" başlıklı)
Descartes "Dekart" şeklinde telaffuz edilmiyor mu ? Bu başlık üzdü.
teşekkür ederim umarım en kısa sürede yeni bölüm gelir
Çizdiği resimlerin hepsinin ortasında dağ olan bir gergedanın karikatürü gelldi aklıma.
Ömer hocanın arkasında kitaplık olmadığı için yeterince verim alamadım videodan. umarım sonraki videoda arkasına kitaplığı alır, yoksa bile yeşil ekranla falan ekleyin İlker hocam böyle olmaz.
23:13 de hocanın sol omuzun üstüne bakın, mevzu ile baglantılı olarak...
Ben de Oğuz Atay'ın dediği gibi felsefeyi bırakmıştım ne güzel hep İlker hocanın başından çıkıyor bunlar: "Felsefe kitapları okumayı denedi. Bir süre sonra, iki kere ikinin dört olduğundan kuşkulanmaya başladığı için bıraktı."
6:00 "optik bilmesi lazım" derken, kafama takılan soru "optik bilmesi mi lazım" yoksa "ilk baş farklı ışığı keşfetmesi mi lazım?" diye soru takıldı. optik bilse de mağaradaki adam, bunu gölgelerin yansımasına göre kullanmayacak mı? yani güneş veya herhangi başka bir ışık gelmeyecek, gördükleri kadar yorumlayıp, sonrasında kesinlik dışı olan bilim felsefesine yol açabilir. yine de ışığın keşfine gider mi bilemedim açkçası, veya kaynağına, temeline, özüne.
Pazar günümü şenlendirdiğiniz için teşekkürler Flu TV!
- Ömer hocam bu arada yeşil gömlek yakışmış :D
İlker bey, biraz da Deleuze lütfen.
İzledikten sonra aklıma geldi; günümüzde internet aracılığı ile bunca farklı kültüre ve algıya bu kadar kolay ulaşınca, sanırım insanlar alışabileceklerinden çok daha şiddetli bir şekilde görecelilikle tanıştılar. Düşünmek de çoğunluk için zor bir aktivite olduğundan olması gerek; bu göreceliliği, algılamak ve de çözmeye çalışmak yerine basit bir yol çizerek ''Her şey göreceli, o zaman her şey doğru'' gibisinden bir mantık hatası doğdu. Bunu ahlakın göreceli olması üzerinden, seri katilleri masum çıkarmaya çalışanlarda da görmüştüm. Yaşımdan ötürü sosyal medya öncesi bir dünya nasıldı bilemiyorum fakat; insanların artık, bir şeyler üretirken pek de kalite kaygısı gütmediklerini düşünüyorum. ''Ben bir işi yapıyorsam, o işi iyi yapıyorumdur'' gibi bir tavırları var ve bu durumu az önce bahsettiğim şeye bağlamak mantıklı olur gibi geldi. İnsanlar, göreceliliğin kendilerinde yıkıcı bir etki yaratabileceği konusunda yaşadıkları korku sebebiyle, her şeye saygı duyulması gerektiğine dair sağlıksız bir yargıya kapıldılar ve bu konuda eleştirel olan insanlar, bir şeyi beğenmediklerini dile getiren insanlar, bu sanal duvarların gerçekliğini sarstıkları için sosyal medya linçlerine maruz kalıyorlar.
Analitik felsefe ve bilim felsefesi bölümü süper olur hocam
Ömer bey, Deleuze'ün, Descartes'ın meşhur "Düşünüyorum öyleyse varım" vecizesine itirazı hakkında ne düşünüyor? Keşke Deleuze'den de bahsetseydi.
Biraz etrafıma baktım, herkes "yanny" ve "laurel"dan başka her şeyi duyuyor.
23:45 ve 24:07 'de bahsedilen hayalet gercekten gözüküyor :)
ee
Şüphe, merakla beraber olduğunda dengede kalabilir diye düşünüyorum.
Sn. İlker hocam öncelikle tekrar geçmiş olsun . geçen gün fark ettim aylar var ifa kanalına hiç bakmamışım . ifa sizden sonra varlığını kaybetmiş anladığım kadarıyla . olmaz öyle saçma şeylerin bütün bölümleri sizin şu an ki kanalınızda mı bilmiyorum şimdi bakacam . ya hocam umarım öyledi . özellikle ilk sezonun sekizinci bölümü olan . "sen bu işi bedava yap" gerisi gelecek bölümü benim için hayata anlam katan bir bölüm oldu saygılar
umarım tamamını okursunuz :)
Uykum varken yanni ayılınca laurel duyduğumu fark ettim :) bu ne anlama geliyor?
Ben felsefe konusunda Richard Feynmancıyım (nobel ödüllü teorik fizikçi) ama düşünmek, akıl yürütmek, dünyaya başka açılardan bakmaya çalışmak nefis bir aktivite.
"The philosophy of science is as useful to scientists as ornithology is to birds.”
“We can’t define anything precisely. If we attempt to, we get into that paralysis of thought that comes to philosophers… one saying to the other: you don’t know what you are talking about! The second one says: what do you mean by ‘talking’? What do you mean by ‘you’? What do you mean by ‘know’?”
Open your Eyes(1997), Vanilla Sky'dan (2001) cok daha iyi, Vanilla Sky, sizin de PazarTesi Show - FluTV Şekerleri B08'de bahsettiginiz gibi duygusal angajman yaratarak tam bir Amerikan sinemasi ornegi segilemistir.
Olmaz Öyle Saçma Ekonomi de bekliyoruz
İşkilleniyorum öyle ise varım.
Bir ayakkabı vardı ben görmek istediğimi görebiliyordum ama biri baskın çıkmaya çalışıyordu. Aynı karede ve zamanda bu ilginç gelmişti.
Çok güzel bi bölümdü ama hocamız artık videonun açılış ve kapanışında kendi temasını hak ediyor
Eee Hocam, korona felsefeyi etkiler demek kolay, sıkıysa söyleyin nasıl etkiler?
- (İlker Canikligil'in müthiş ses değiştirme tekniği ile)
Sohbete yine bekleriz . 2 programda tamam 🗽
O bu değilde videonun mükemmelliğinin yanında Xenon da zamanında ne güzel söylemiş
8 kere beğenmek mümkün mü
İlker abi Nebuch sizin videonuza videoyla yorumladı. videosu video Blog 219.1
Program yapacağınız uzmanları seçerken nasıl bir züreç izliyorsunuz acaba. İlginç geldi sadece. Kafa yapısı olarakmı aynı yöndeyiz yoksa bir kere aynı yönde gittinizde akışına mı kapılmış durumdayım. Güzel amma kendimi kandırmadığmdan nasıl emin olacağım))
"CERN hayaletlerin var olmadığı gösterdi" demek yıllarca çalışmalarını CERN de yapan bir parçacık fizikçisi olarak bana çok saçma geldi (ki bu arada tabiki hayaletlere filan inanmıyorum). CERN deki parçacık detektörleri faklı parçacıkları hassasiyetler ölçmek için geliştirilmiş üst teknolojik aygıtlar. Yani belli parçacıkları ölçebiliyoruz (mesela proton, nötron, mezonlar, jetler, müon, elektron, foton, tau, vs.). Nötrinolar detektörler ile etkileşmiyor ama fiziksel korunum yasalarından varlığı kestirebiliyoruz.
Hayalet konusunda ben burada aslında ben bir ikilem de görüyorum. Demek ki Brain Cox hayaletlerin hangi tür parçacıklardan oluştuğunu biliyor ve detektör parçaları ile "hayaletlerin" nasıl etkileşebileceğini kestirebiliyor. Yani aslında fiziksel madde olarak onları var kabul ediyor. Sonra da bak göremedik demek ki yok diyor. Bana çok çok saçma geldi.
araba al sat yapsan daha çok kazanırdın, senin kadar zeki olsam ekspertiz açardım, günde 10 araba baksam, 200den 2000tl yapar. yazın cern e tatile giderdim.
Cox hayaletleri var edecek bir platform olsa gorurduk dedi.
@@flu Hayaletleri var edecek platform ne demek, anlayamadım?
@@omegapolat Eğer insan sevdiği işi yaparsa başarılı oluyor. Eminim araba işine girseydim 2 ayda batırırdım.
@@omegapolat abi bu nasıl vizyondur ya. paraya kısa yoldan ulaşmak istiyorsan sana başka meslekler de önerebilirim
The answer, my friend, is blowing in the wind
İş yerindeki speakerda "laurel" evdeki ve telefonumdaki speakerlarda "yani" duyuyorum. Kulağınızla ilgili olmayabilir. Sesi üreten ses sisteminin karakteri ile ilgili gibi görünüyor
ben çok temiz bir şekilde laurel daha doğrusu güzel türkçemizle lorıl duyuyorum
Zihnimizde b ya da g harflerini loral kelimesinin önüne koyarsak ve o harfleri de duymaya çalışmayı kendimizi zorlarsak , sanki o harflerinde olduğunu zann edebiliriz telaffüz zamanı [bloral] ya da [gloral ] gibi
Oha ! Olmaz öyle saçma şey in Felsefe serisi :) çok güzel !
26 yaşındayım "Yanni" duyamıyorum. Kulakları çabuk eskittim galiba 😓
İlker abi Mahfi Eğilmez hocayla olmaz öyle saçma ekonomi yapsan harika olur:)
Oğuz Gülen Atilla Yeşilada da iyi olurdu
Mahfi eğilmez'in tüm bilgileri kitabi. Komple teori. Özel sektorde hiç çalışmamiş, risk almamis, batmamis! Bos konusanlarin başıdır kendisi..
büyülerin hastasıyım patronusun ustasıyım Atillaya Yeşilada da iyi olurda fakat onun kanalı var
afsin tekin yanlış anlama lütfen Mahfi hocayı koruduğumdan değil fakat şu koca dünyaya geldin gidiyorsun bir çivi çaktın mı da o silktiğimin klavyesinden gevşek gevşek tespit yapıyorsun, merak ettim özel sektörde aldığın kişisel riskleri
@@oguzgulen bu yazdiginin psikiyatride bi ismi var ama onu ara sen bul ;) bisiler öğrenmiş olursun
doğru olan tek şey bir ses çıktığı gerisi varsayım .yani kaynağa gitmek gerekiyor. kaynak ne diyorsa o. eğerki kaynak bir görüş imkanı vermiyorsa böyle işin taaa deyip konuyu kapatıyoruz.
Vanilya sky mı daha izlenesi yoksa orjinal İspanyol versiyonu mu?
2.5 tl ye alınabilecek şeylerden biri.
bence bir sonraki konu hayalet vb algısı üzerine olmalı.
Ben hep Laurel duydum fakat sanki arkadan bir kadın daha kısık bir sesle Yanni de diyor gibi.
Peki, düşündüğümden nasıl emin olabilirim? Bence bu noktada da soru işareti var. Bunu az önce düşünüp yazdığım hissi bende var ama öyle bir durum aslında gerçekleşmemiş de olabilir. Ben sadece davranışı gerçekleştirip bunu öncesinde düşündüğümü zannediyor olabilir miyim?
source code da bahsettiğiniz filmlere benziyor