O halde, Rabbimizin bu ayeti ve Peygamberimizin ayeti tefsirine göre ... Günümüzdeki Yöneticirin Serbest Yasak ( Haram-helal ) belirledikleri malum, bu yöneticileri vekil olarak başımıza getirmek, küfür değil midir ? Bismillahirrahmanirrahim Onlar Allah’ı bırakıp din bilginlerini, abidlerini ve Meryem oğlu Mesih’i rabler edindiler. (Oysa) onlar yalnızca bir olan ilaha ibadet etmekle emrolunmuşlardı. O’ndan başka (ibadeti hak eden) hiçbir ilah yoktur. (Allah) onların şirk koştuklarından münezzehtir. (9/Tevbe Suresi, 31) ( “(...) Adiy, Medine’ye geldi. O, Tay kavminin lideriydi. Boynunda gümüş bir haçla Resûlullah’ın (sav) huzuruna girdi. Resûlullah (sav) Tevbe Suresinin 31. ayetini okuyordu. Adiy, Peygamber’e (sav): ‘Onlar, din adamlarına tapmadılar ki!’ dedi. Resûlullah (sav): ‘Evet, fakat din adamları, onlara helali haram, haramı helal kıldılar. Onlar da tabi oldular. Bu, onların, din adamlarına ibadetidir.’ buyurdu.” (Tirmizi, 3095; İbni Ebi Hatim, 10057-10058)
Osmanlı Devleti'nin Son Şeyhül-İslâm'ı MUSTAFA SABRİ şöyle der: "Şayet devlet İslâm çizgisinden çıkarak, "dinin emirlerine itaat etmek hükümetin işi değildir. Bu ancak toplumun işidir" derse, bu durum dini devletten ayırmaktır. Böyle bir durumda devlet İslâm'dan irtidat etmiştir. Şayet toplum böyle bir hükümetten razı olursa veya hükümet parlamentoda toplumun vekâletini alarak kanun yapacaksa, hükümet mürted olduğu gibi, toplum da mürted olur. Bu durumda hem o hükümetin, hemde o ümmetin üzerine şu ayet tatbik edilir: 'Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.' (Maide, 44) Laiklik ilkesini kabul eden bir siyasi rejim, İslâm hükümlerine başkaldırmış demektir. Dolayısıyla öncelikle bu hükümet irtidat etmiş, sonra da bu idareye itaat edenler tek tek mürtedleşmişlerdir. Siyasi idarede görev alanlar tek tek mürted olduğu gibi, bu hükümete itaat eden kitleler de irtidata düşmüş olurlar."(Mevkifu'l-Akl, 4/280) Allah'ın Ulûhiyetine karşı, kendine göre kanun yapan ve ulûhiyetini ilan edenlerin küfrünü beyan eden, sayısız Selef ve Halef âlimleri vardır. Mesela : İbn Hazm - İbn Teymiyye - İbn Kayyım - Kadi Beyzavî - Şevkanî - Cessas - Abdülkadir Udeh - Seyyid Kutub - Muhammed Kutub - Dr. Yusuf Kardevî - Muhammed bin Cafer Kiram - Muhammed Emin Şenkıtî - Muhammed bin İbrahim - Şeyh Abdullah bin Humeyt - Dr. Nuaym Yasin - Cemaleddin Kasımî - Reşid Rıza - Mevdudî - ve daha niceleri ... Şunu iyi bilelim ki, tüm Ehl-i ilim parlamentolarda kendi arzularına göre kanun vaz' edenleri tekfir etmekte, niyetlerine bakmamakta ve acaba İslam'ı hükümleri inkâr etti mi, etmedi mi diye de araştırmamaktadırlar. Bu tahrifçi Tâğut yardakçıları şayet bu ayeti (Maide, 44) kendilerine göre tahrif etseler, acaba Nisa 60-65, Şûrâ 21, Kehf 26, Yusuf 40, Muhammed 25-26, En'am 121, Âl-i İmran 64, Maide 51 vb. nice ayetleri nasıl tahrif edebilirler ki?¿
@@gokhangokhan3711 Haram ile Şirk'i karıştırmayın. Haram işlemek insanı günahkar, Şirk, Allah'a Ortak koşmak ise Müşrik yapar. Haram işleyen kimsenin Tövbe etmesine gerek yoktur, pişman olup tekrar yapmaması yeterlidir fakat Şirk koşan kimse Şirkini terk edecek, Pişman olduğunu ( yapmış olduğu şirke göre değişir ) tövbe edecek, tekrar yapmamaya azm edecek ve Tekrardan dine Kelime-i şehadet getirerek girecek.
Allahü teala razı olsun efendim
Âmin efendim teşekkür ederiz cumanızda mübarek olsun inşallah
İSTE BU İCİN ACİLİR RABBİM BUNLARA HAYİRLİ OMUR VERSİN
Allahü teala razı olsun
İyiki varsınız
💕
O halde, Rabbimizin bu ayeti ve Peygamberimizin ayeti tefsirine göre ... Günümüzdeki Yöneticirin Serbest Yasak ( Haram-helal ) belirledikleri malum, bu yöneticileri vekil olarak başımıza getirmek, küfür değil midir ?
Bismillahirrahmanirrahim
Onlar Allah’ı bırakıp din bilginlerini, abidlerini ve Meryem oğlu Mesih’i rabler edindiler. (Oysa) onlar yalnızca bir olan ilaha ibadet etmekle emrolunmuşlardı. O’ndan başka (ibadeti hak eden) hiçbir ilah yoktur. (Allah) onların şirk koştuklarından münezzehtir.
(9/Tevbe Suresi, 31)
( “(...) Adiy, Medine’ye geldi. O, Tay kavminin lideriydi. Boynunda gümüş bir haçla Resûlullah’ın (sav) huzuruna girdi. Resûlullah (sav) Tevbe Suresinin 31. ayetini okuyordu. Adiy, Peygamber’e (sav): ‘Onlar, din adamlarına tapmadılar ki!’ dedi. Resûlullah (sav): ‘Evet, fakat din adamları, onlara helali haram, haramı helal kıldılar. Onlar da tabi oldular. Bu, onların, din adamlarına ibadetidir.’ buyurdu.” (Tirmizi, 3095; İbni Ebi Hatim, 10057-10058)
Osmanlı Devleti'nin Son Şeyhül-İslâm'ı MUSTAFA SABRİ şöyle der:
"Şayet devlet İslâm çizgisinden çıkarak, "dinin emirlerine itaat etmek hükümetin işi değildir. Bu ancak toplumun işidir" derse, bu durum dini devletten ayırmaktır. Böyle bir durumda devlet İslâm'dan irtidat etmiştir. Şayet toplum böyle bir hükümetten razı olursa veya hükümet parlamentoda toplumun vekâletini alarak kanun yapacaksa, hükümet mürted olduğu gibi, toplum da mürted olur. Bu durumda hem o hükümetin, hemde o ümmetin üzerine şu ayet tatbik edilir: 'Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.' (Maide, 44) Laiklik ilkesini kabul eden bir siyasi rejim, İslâm hükümlerine başkaldırmış demektir. Dolayısıyla öncelikle bu hükümet irtidat etmiş, sonra da bu idareye itaat edenler tek tek mürtedleşmişlerdir. Siyasi idarede görev alanlar tek tek mürted olduğu gibi, bu hükümete itaat eden kitleler de irtidata düşmüş olurlar."(Mevkifu'l-Akl, 4/280)
Allah'ın Ulûhiyetine karşı, kendine göre kanun yapan ve ulûhiyetini ilan edenlerin küfrünü beyan eden, sayısız Selef ve Halef âlimleri vardır. Mesela : İbn Hazm - İbn Teymiyye - İbn Kayyım - Kadi Beyzavî - Şevkanî - Cessas - Abdülkadir Udeh - Seyyid Kutub - Muhammed Kutub - Dr. Yusuf Kardevî - Muhammed bin Cafer Kiram - Muhammed Emin Şenkıtî - Muhammed bin İbrahim - Şeyh Abdullah bin Humeyt - Dr. Nuaym Yasin - Cemaleddin Kasımî - Reşid Rıza - Mevdudî - ve daha niceleri ...
Şunu iyi bilelim ki, tüm Ehl-i ilim parlamentolarda kendi arzularına göre kanun vaz' edenleri tekfir etmekte, niyetlerine bakmamakta ve acaba İslam'ı hükümleri inkâr etti mi, etmedi mi diye de araştırmamaktadırlar. Bu tahrifçi Tâğut yardakçıları şayet bu ayeti (Maide, 44) kendilerine göre tahrif etseler, acaba Nisa 60-65, Şûrâ 21, Kehf 26, Yusuf 40, Muhammed 25-26, En'am 121, Âl-i İmran 64, Maide 51 vb. nice ayetleri nasıl tahrif edebilirler ki?¿
Hocam annem babam küfrü anlamını bilmiyorlar valla
Ben yanlislika sirk yaptim güzel kiza bakmak sevabdir dedim tövbe etsem kabul olur mu
Tabi ki olur kardeşim. Şirkin affedilmeyeni tevbesiz ölen kişi içindir.
@@gokhangokhan3711
Haram ile Şirk'i karıştırmayın. Haram işlemek insanı günahkar, Şirk, Allah'a Ortak koşmak ise Müşrik yapar.
Haram işleyen kimsenin Tövbe etmesine gerek yoktur, pişman olup tekrar yapmaması yeterlidir fakat Şirk koşan kimse Şirkini terk edecek, Pişman olduğunu ( yapmış olduğu şirke göre değişir ) tövbe edecek, tekrar yapmamaya azm edecek ve Tekrardan dine Kelime-i şehadet getirerek girecek.
Ne kadarda acıklayıcı oldu. Ne soyleyın ne anlattın?
Toplumu Şirk'ten sakındırmak için Günümüzdeki Şirk'lerden neden örnekler vermezler acaba