Dudağıma kapanmadan hemen önce tavanda gördüğüm şeyle çığlık attığımda tüm atmosfer bozuldu. Hızlıca toparlanıp sorunun ne olduğunu anlamadığında yine kapıları ve camları kontrol ediyordu. "Ne olduğunu söyle bana." Parmağımla yukarıyı işaret ettim. Tavana baktığında gördüğü şeyle yüzü tiksintili bir hal aldı. Kocaman bir örümcek sallanır vaziyette bizi izliyordu. Gerçekten çok büyüktü. "Evinde tarantula mı besliyorsun!? Ne kadar vahşi bir adamsın?" "Onun orada ne işi var ya?" İkimiz de tavanı izlerken konuşuyorduk. "Sıkılmış gelmiştir, kasetçilik yapacaktır belki. Alıp at şunu!" Gözleri bu sefer etrafı taradığında yataktan çıktı. "Gözünün önünden ayırma, bir şeyler bulup geleceğim." "Olmaz, beni yalnız bırakma, yer bu beni." "Abartma yavrum." "Taehyung çok büyük." Ters bir bakış attı. Ne demiştim? "Sen büyük görmemişsin." diye mırıldanınca küfür edip omzuna geçirdim bir tane. Yine de bensiz içeri gittiğinde devasa yaratıkla bakışıyordum. Çok geçmeden elinde süpürge ve faraşla döndüğünde rahat bir nefes aldım. Yatağın üzerine çıkıp dikkatle yaklaştı. "Şu siktiğimin evreninde her şey mi bize karşı olur?" Sinirle söyleniyordu, haksız sayılmazdı. "Önüne bak! Al şunu!" Yatakta toplanmış halime bir bakış atıp yukarı uzandı. "Ben de onu yapıyorum zaten. Örümcek sever gibi bir halim mi var?" Süpürgeyle örümceği faraşa itip önünü kapattı. "Örümcek değil o, tarantula!" "Kapıyı aç." Fırlayıp koşarak kapıyı açtığımda hemen arkamdaydı. Elindekileri dışarı doğru fırlatıp geri girdiğinde hemen kapıyı kapattım. "O neydi öyle? Canavarlara yem olacaktık." Bir süre beni izledi. Alttan alttan baktım. "Ne?" Kafasını yana eğip güldü. "Dokunmaya korkuyorum. Rahat nefes alamıyoruz." Kıkırdadığımda çoktan kucağına yerleşmiştim. Belimi sardığında kollarımı boynuna doladım. "Neden öldürmedin?" Saçımdaki parmaklarıyla okşamaya başladı. "Kızabilirdin." Şaşkınca geri çekilip yüzüne baktım. Bana ve düşüncelerime gerçekten değer veriyordu. Dudağına uzandığımda ensemden tutup beklemeden kendine çekti. Kucağında biraz daha yükseltirken boynundaki ellerimi sıkılaştırıp destek aldım. "Bizi hiçbir şeyin bölemeyeceği bir yer bul." Öpüşlerimin arasında fısıldadığımda başıyla onaylayıp aynı odaya geri götürdü. "Tekrar bir şey çıkarsa." dedi, kaşları çatık ve yüzü sertti. "Öldürürüm. Şimdiden anlaşalım." Kafamı salladım. Bu sefer tüm odada gezindi bakışları. "Güvenli mi?" "Başka nefes alan varlık gözükmüyor." Kıkırdadığımda sırtım yeniden yatakla buluştu. "Şimdi." dedim heyecanla. "Bizi gerçekten kimse bölmeyecek mi?" Onun da gözleri parlıyordu. "Hayır. Hem bunu düğün gibi düşün. Hiçbir çift ilk gecesinde rahatsız edilmez." Dudaklarımı dişlediğimde bakışları kaydı. "Artık sevişecek miyiz?" Gülüp kafasını eğdiğinde nazikçe çenemi tuttu. "Ve sen böylesine narinken bu nasıl olacak hiçbir fikrim yok." Dudaklarım şaşkınca aralandığında kalbim deli gibi atıyordu. "Kıyamıyor musun?" Anlamamış gibi sorduğum soruyla içten bir tebessüm gönderdi. "İncitmekten korkuyorum." Dudak büzdüm umursamaz görünmeye çalışırken. "Daha önce kimse böyle bir şey düşünmedi." Parmakları aynı naziklikle çenemi okşadı. "Ben herkes yerine düşüneceğim." Kaşlarım çatılırken dudaklarımı ıslattım. Ensesinden tutup kendime çektiğimde arada santimler kalan dudağına fısıldıyordum. "Eğer kendini bana böylesine alıştırdıktan sonra gidersen Kim Taehyung... O zaman seni yine öldürürüm." "Gidersem, çoktan ölüm kararımı almışımdır." Kaşlarım daha çok çatıldığında söylediğinin hiçbir zaman gerçekleşmemesini diledim. "Böyle saçma sapan konuşursan-" Dudağıma çıktı parmakları. Yüzüne eğlenceli bir tavır gelmişti. "Ne olur?" Gülümsedim. "Seninle sevişmem." Afalladığında kahkaha atmaya başlamıştım. "Ama bunun için benimle dağ evine kaçtın." "Hayır." dedim cilveyle. "Beni sen kaçırdın." Yine gülümsedi. "Ve buna karşı çıkmadın. Hadi şu işi amacına ulaştıralım." Eli elbise fermuarına uzandığında nefesimi tutup bekledim. Saniyeler sonra yere fırlattığında sevmediğini anlamıştım. Büyük ihtimalle kendi seçmediği içindi. Gerçi böyle şeylere takılır mıydı? Bilmiyordum. Sütyenime uzandığında onu da çıkarmasına izin verdim ve sonrasında kalan son parçayı da. Karşısında ilk defa çıplak değildim ama ilk defa bu denli kızardığıma emindim. Gülerek baktı suratıma. "Bundan sonra hep kızaracak mısın?" Yüzümü ellerimle kapatıp karşı çıktığımda sesli gülüşünü duydum. Hayır, utanmıyordum. "Ben de seni soymak istiyorum." Yamuk bir gülüş gönderip kollarını iki yana açtığında elim gömlek düğmelerine gitti. Bir asır gibi süren çabadan sonra sonunda çıkardığımda eşsiz vücuduna yine bakıyordum. Gözlerim izlerde oyalandı. Benim gibi olmasını ilk günden beri seviyordum. Pantolon Kemerini çıkardığımda o da pantolonundan kurtuldu ve beklemeden diğerini de sıyırdığımda o da benim gibi çıplak kaldı. Ağırdan falan almak istemiyordum. Bu adamı sabaha kadar hissetmek istiyordum. Bu kadarı artık hakkımdı. Hakkımızdı. "Canın ufacık dahi yanarsa, duruyoruz." Göz devirdim. "Küçük bir kız değilim!" "Öylesin." Tekrar konuşacağım sırada kızlığımın üzerindeki eliyle duraksadım. Parmakları derinlere doğru yola çıkarken onun için çoktan hazırdım. Fark ettiğinde şaşkınca yüzüme baktı.
"Benim için mi ıslandın?" "Hayır tabii ki! Örümcek için hepsi." Göz devirdiğimde acısı yine benden çıktı. Ellerimi dudaklarıma kapattığımda iniltimi zar zor bastırmıştım. Anlamadığım bir şekilde kaşları çatıldı. "Bak, bir konuda anlaşalım." "Bana anlaşma deme!" Duymazdan geldi ya da umursamadı. "İnlerken sesini saklamayacaksın." İsteğiyle şaşırırken yüzüne baktım birkaç saniye. Açıklamıştım oysa neden sessiz olduğumu. Elimde olan bir şey de değildi, tercihimde. Ayrıca bağırırsam... Böyle bir ihtimali hiçbir zaman düşünmemiştim. "Elimde değil." "Elinde olacak. Öyle alışacaksın." "İyi de, neden?" "Ben öyle istiyorum." "Her istediğini yapıyor muyum?" Sırıttı. "Bilmem, sen söyle." Gerçekten kukla gibi oynatıyordu beni. Gözlerimi kapatıp titrek nefesler aldığımda yaptığından oldukça memnun görünüyordu. "T-tamam." Duran parmaklarıyla sırıtarak yüzüme bakmaya devam etti. Durmasını istemiyordum. O ise oyun derdindeydi. Hayır, aslında beni eğitiyordu. Farkındalıkla gözlerim daha da açılırken gerçekten bunun zamanı değildi. Her an bir engel çıkacak gibi hissediyordum. "İşlerini hep böyle yarım mı bırakırsın?" Parmakları tekrar harekete başladığında ani gelen irkilme dışında tepki vermedim. "Hiçbir işimi yarım bırakmam." Durdu birkaç saniye yüzüme bakıp düşünür gibi oldu ve kafasını eğdi. "Bırakmazdım." Babamı kastediyordu. Yüzüme istemsiz bir gülümseme yayılırken benim için bir taviz daha vermiş olduğunu öğrenmek içimi kıpır kıpır etmişti. Zaten kıpır kıpırdım. Kafamı salladım anlamış gibi. Parmağı tamamen içime girdiğinde aynı anda sesli bir nefes verdik. İlk deneyimim olacaktı, ama o... Bilemiyordum, sadece bu konularda fazla sabırlı bir adam gibi durmuyordu. Aklımdan geçenleri mi okudu bilmiyorum ama ikinci parmağını girişimde hissedince yutkundum. "Beni fazlasıyla zorlayan bir gece olacak." Gözlerindeki yoğun isteği bende de görüyordu, biliyordum. "Ben..." Kelimeleri düzgün seçmek için birkaç saniye bekledim. "Daha önce hiç böyle şeyler olmamıştı. Tüm dengemi ve hayatımı bozdun Kim Taehyung." Gülümsedi, içinde çok şey barındırıyırdu sanki. "Emin ol, dengeleri şaşan tek sen değilsin." İki parmağı da tamamen içimde yerini aldığında yavaş hareketleri gerçekten incitmeye korkar gibiydi. O an ben de bir şeyden çok korktuğumu fark ettim. Onu kaybetmekten ölesiye korkuyordum. Artık olmazdı. Neyse ki bunu rahatça söylemiştim. "Ana odaklan. Başka şeyler düşünme." Yüzüne şaşkınca baktım, yine güldü. "Aklını okumuyorum. Ama sen her şeyi yüzüne yansıtıyorsun küçük kızım." Elimde olmadan dudaklarımı içeri kıvırıp gülümsedim. "Peki, şimdi şu ilk gecenin hakkını verelim." Kafamı sallayıp onu onayladığımda aslında beni alıştırmak için beklediğini fark ettim. Parmaklar içimde makas gibi açılıp kapanırken tüm bedenim kızlığımdan yayılan uyartıyla kasıldı. Birkaç defadan sonra daha sertleştiğinde nefes almak için dudaklarımı araladım ama aradan kaçan iniltiye hazırlıksız yakalanmıştım. Bakışları dudaklarımı buldu. Ama artık çok geçti, ellerim tekrar dudaklarımı kapatmıştı. Kaşları çatıldı. "Ellerini uzat bana." Avcunu açıp önüme getirdi, otoriter sesi yine itiraz kabul etmeyecekti. Dediğini yaptım, avcu içinde küçük kalan bileklerimi sıkı ama nazik bir şekilde tuttuğunda birden üzerime çıktı. Ellerimi başımın üzerinde sabitlediğinde karnıma çarpan organını bilerek biraz daha sürtüğünde boğazımdan hırıltılı bir nefes kaçmıştı. Üzerimdeki hakimiyeti o kadar fazlaydı ki, kendimi ona bu kadar vermiş olmak beni bile şaşırttı, siktir gerçekten ne zaman bu kadar eline düşmüştüm? Parmakları hareketine devam ederken her seferinde sınırlarımı biraz daha zorluyordu. Beni kendine hazırlamak için yaptığını biliyordum. Öte yandan hissettiğim heyecan, işte ona kelimeler yetmezdi. Altında kıpırdanıp kendimi biraz daha eline ittim. Daha ne kadar devam edecekti bilmiyorum ama dudaklarımı birbirine bastırmaktan kan oturmuştu. İnatçı ruhum burada bile benimleydi. Ona güveniyor ve dinliyordum ama bu istediği alışkanlıklarımı değiştirmekti ve zordu. "Kendini rahat bırak." Hemen ardından belirli bir noktaya hissettiğim dokunuşlarıyla o kadar yüksek sesle inledim ki, ben bile inanamamıştım. "A-ahh Taehyung!" Adını duyduğu için mi, kendimi tutmadığım için midir bilinmez, dudakları usulca iki yana kıvrıldı. Bir şey söyleyecek gibi olsa da vazgeçti. Parmakları bedenimden uzaklaşırken nefes nefese kaldığımı yeni fark ediyordum. Eli bileklerimi serbest bıraktı ama ben hareket ettirmeden başımın üzerinde tutmaya devam ettim. Onu izlerken bacaklarımı nazikçe tutup iki yana daha fazla açtığında arasına biraz daha yerleşti ve kaldırıp beline doladı. "Ellerin bir daha ağzına gitmeyecek." Cevap vermedim. O da dinlemedi. Şişkin erkekliğine bakmamak için çaba gösteriyordum çok büyüktü, içime girmesine imkan yok gibiydi, mahvolacaktım. Ve bunu sonuna kadar istiyordum.
Ve bunu sonuna kadar istiyordum. Vajina dudaklarımda gezindi parmakları, araladığındada yeterince hazırladığı yuvasını gördü. Ucunu hissettim önce, nefesimi tutmuş beklerken boydan boya sürttü kendini. Gözlerimi yumup ondan saklanmadan inledim. Hoşuna gittiğini biliyordum ama bakacak kadar kendimde değildim. Beni bozguna uğratan ise bunun daha başlangıç olduğunu bilmekti. Yavaşça içime kaydığında onu sıkıca saran benliğim başta can yakıcıydı. Onun da en az benim kadar zorlandığını görebiliyordum. Sadece bekledim. Konuşamadık ama ikimiz de birbirimize süre verdiğimizi bilerek bekledik. "Taehyung." Sesimi zorlukla bulduğumda bakışları bana döndü. Alnındaki terler ve dağılmış saçlarıyla çok daha karşı konulmazdı. Ne diyeceğimi bilemeden bakmaya devam ettim. Zorlu birkaç nefesin ardından biraz daha ilerledi derinlerime. Tutunmak istedim, ellerim refleksle kollarındaki kaslarına çıktı. Dizleri üzerinde durduğunda beline sarılı bacaklarımı biraz daha kaldırdı, yan tarafındaki yastığa uzanıp popomun altına yerleştirdiğinde pozisyonumuz daha rahattı. Biraz daha ve biraz daha itti kendini. Delirecek gibiydim, nasıl mümkündü bilmiyorum ama içimdeki doluluk her zerremi kaplıyor gibiydi. Titrek nefesler eşliğinde yüzüne bakmaya devam ettim ama kendi kendine konuşuyor veya bir şeyler sayıyordu. Neden yapıyordu? Tamamen yerleştiğinde gerçekten nefesim kesilecek sandım. Gözlerimiz birbirini bulduğunda yavaşça git gel yapmaya başladı. Bedenimi kendi hareketleriyle sarsarken altında kıvranmaya başlamıştım. Hissettiğim acı veya korkular yavaşça yok oluyordu. "H-hızlan." Ritim arttığında dudağımı dişledim. Bedenlerimizin birbirine çarpışı bunu her gün istememe neden olacaktı. Saçma sapan şeylere bağlanma özelliğim vardı. Yeni bir bağımlılık gibi düşünebilirdim. Bu sefer beni dinlemeden hızlandı. Ağzımdan kaçan iniltiler daha büyük çığlıklara dönüşürken zevkten öleceğim sandım. Bu böyle devam etti, en sevdiğim şeylerden biri de onu hissetmek olmuştu. Bu geceden sonra ikimizin de başı belaya girecekti çünkü aynı tutku ve istek gözlerinde olduğu gibi duruyordu. Bunu çok sevmiştim, söyleyecektim de ama dudaklarım aralandığında inlemeden başka bir şey çıkmadı. Ellerim sırtına tırmandı. Tutunurken istemeden tırnaklarımı kullandığımda ikimiz de inledik. Gözlerime öyle bir baktı ki eriyip bittiğimi hissettim. Kızacak mıydı ellerimi hareket ettirdiğim için? Ne saçmalıyordum? O böyle biri değildi. Geçmişten gelen travmalardan kurtulmam gerekecekti. Tekrar sert bir giriş yaptığında kafamı arkaya atıp tırnaklarımı daha sert geçirdim. Yine beraber inlediğimizde gülüşünü duymuştum. Ya da beynimin uydurmasaydı. "Çıldırcağım." Kısık gözlerimle onu izlerken nefes almak bile zor geliyordu. Aynı noktayı tekrar bulduğunda bu sefer çığlık attım. "H-hızlı!" Bunu bekliyormuş gibi derin nefesler eşliğinde hızla girip çıkarken vücudum da onunla savruluyordu. Hızını kesmeden devam etti, bu sefer çıldıracak olan bendim. Bir süre sonra bacaklarım titremeye başladığında hırıltılı nefeslerini duyuyordum. Sona yaklaşıyorduk. Son vuruşlarını yapıp rahatlamama yardım ettikten sonra kendini de kenarda rahattı ve yanıma yığıldı. Göğsüm hızla inip kalkarken hiçbir şey düşünecek gibi değildim, dünya bile umrumda değildi. Sadece dokunuşları, sevişleri ve öpüşleri vardı... Bana yaklaştığında kafamı tutup göğsüne yasladı ama o da benim gibi nefes almakta zorlanıyordu. "Bağımlılık yaptın." Şaşkınca baktım. Gerçekten şu zihin okuma işini bırakmalıydı. "O zaman hep yapalım." Kollarımı ona doladığımda erkeksi gülüşünü duydum. Biraz daha soluklandıktan sonra tekrar üzerime çıktı. Biliyordum yetmemişti. Gülümsedim, ne olacaksa çoktan razıydım. Yorulana kadar, yani ben yorulana kadar devam ettik, odanın her köşesinde ve banyoda birbirimizi hissederken hayatımın en güzel gecesi ve saatleriydi. İçimde ona karşı olan bütün duygular kabarırken yanımdaki bedenine sarıldım. Hava aydınlanmak üzereydi. Sevgiyle saçımı öpüp beni kendine daha çok çekti, saklamak ister gibi sardı. Kolları altıda eridim ve yorgunlukla gözlerimi kapattım. Son hatırladığım saçlarımı okşayıp bir şeyler mırıldanıyor olmasıydı....
Abi böyle bir şey yok ya vallahi çokk güzel yazıyorsun ve bu kurgunun bitmesini hiç istemiyorum ellerine emeğine sağlık bebeğim başarılarının her daim devamını dilerim bir tanesinn💋💋💖
İstek alıyo musun bilmiyorum ama bi hikâye isteğim var Eğer yakın zamanda yeni bi hikâyeye başlicaksan ve fikrin yoksa Taehyung ile hayal et ve vampirle alakalı yapar mısın? Yapamazsan anlarım sorun değil ve daha iyi misin?
@@cynosurecattyiyi olmana sevindim Ama JJK yazmışsın ben Tae biaslı olduğum için diğer hikâyeleri okumuyorum (şey diyomuşum “ben sadece Taeyle olanları okurum öyle yazacaksın” falan ahqkaks tabii ki de öyle bişey yok) eğer hikâye direk Jungkook ve Y/n arasındaysa okumam (yanlış anlama lütfen )
Dudağıma kapanmadan hemen önce tavanda gördüğüm şeyle çığlık attığımda tüm atmosfer bozuldu. Hızlıca toparlanıp sorunun ne olduğunu anlamadığında yine kapıları ve camları kontrol ediyordu.
"Ne olduğunu söyle bana." Parmağımla yukarıyı işaret ettim. Tavana baktığında gördüğü şeyle yüzü tiksintili bir hal aldı.
Kocaman bir örümcek sallanır vaziyette bizi izliyordu. Gerçekten çok büyüktü.
"Evinde tarantula mı besliyorsun!? Ne kadar vahşi bir adamsın?"
"Onun orada ne işi var ya?" İkimiz de tavanı izlerken konuşuyorduk.
"Sıkılmış gelmiştir, kasetçilik yapacaktır belki. Alıp at şunu!" Gözleri bu sefer etrafı taradığında yataktan çıktı.
"Gözünün önünden ayırma, bir şeyler bulup geleceğim."
"Olmaz, beni yalnız bırakma, yer bu beni."
"Abartma yavrum."
"Taehyung çok büyük." Ters bir bakış attı. Ne demiştim?
"Sen büyük görmemişsin." diye mırıldanınca küfür edip omzuna geçirdim bir tane.
Yine de bensiz içeri gittiğinde devasa yaratıkla bakışıyordum. Çok geçmeden elinde süpürge ve faraşla döndüğünde rahat bir nefes aldım. Yatağın üzerine çıkıp dikkatle yaklaştı.
"Şu siktiğimin evreninde her şey mi bize karşı olur?" Sinirle söyleniyordu, haksız sayılmazdı.
"Önüne bak! Al şunu!" Yatakta toplanmış halime bir bakış atıp yukarı uzandı.
"Ben de onu yapıyorum zaten. Örümcek sever gibi bir halim mi var?" Süpürgeyle örümceği faraşa itip önünü kapattı.
"Örümcek değil o, tarantula!"
"Kapıyı aç." Fırlayıp koşarak kapıyı açtığımda hemen arkamdaydı. Elindekileri dışarı doğru fırlatıp geri girdiğinde hemen kapıyı kapattım.
"O neydi öyle? Canavarlara yem olacaktık." Bir süre beni izledi. Alttan alttan baktım.
"Ne?" Kafasını yana eğip güldü.
"Dokunmaya korkuyorum. Rahat nefes alamıyoruz." Kıkırdadığımda çoktan kucağına yerleşmiştim. Belimi sardığında kollarımı boynuna doladım.
"Neden öldürmedin?" Saçımdaki parmaklarıyla okşamaya başladı.
"Kızabilirdin." Şaşkınca geri çekilip yüzüne baktım. Bana ve düşüncelerime gerçekten değer veriyordu.
Dudağına uzandığımda ensemden tutup beklemeden kendine çekti. Kucağında biraz daha yükseltirken boynundaki ellerimi sıkılaştırıp destek aldım.
"Bizi hiçbir şeyin bölemeyeceği bir yer bul." Öpüşlerimin arasında fısıldadığımda başıyla onaylayıp aynı odaya geri götürdü.
"Tekrar bir şey çıkarsa." dedi, kaşları çatık ve yüzü sertti. "Öldürürüm. Şimdiden anlaşalım." Kafamı salladım. Bu sefer tüm odada gezindi bakışları.
"Güvenli mi?"
"Başka nefes alan varlık gözükmüyor." Kıkırdadığımda sırtım yeniden yatakla buluştu.
"Şimdi." dedim heyecanla. "Bizi gerçekten kimse bölmeyecek mi?" Onun da gözleri parlıyordu.
"Hayır. Hem bunu düğün gibi düşün. Hiçbir çift ilk gecesinde rahatsız edilmez." Dudaklarımı dişlediğimde bakışları kaydı.
"Artık sevişecek miyiz?" Gülüp kafasını eğdiğinde nazikçe çenemi tuttu.
"Ve sen böylesine narinken bu nasıl olacak hiçbir fikrim yok." Dudaklarım şaşkınca aralandığında kalbim deli gibi atıyordu.
"Kıyamıyor musun?" Anlamamış gibi sorduğum soruyla içten bir tebessüm gönderdi.
"İncitmekten korkuyorum." Dudak büzdüm umursamaz görünmeye çalışırken.
"Daha önce kimse böyle bir şey düşünmedi." Parmakları aynı naziklikle çenemi okşadı.
"Ben herkes yerine düşüneceğim." Kaşlarım çatılırken dudaklarımı ıslattım. Ensesinden tutup kendime çektiğimde arada santimler kalan dudağına fısıldıyordum.
"Eğer kendini bana böylesine alıştırdıktan sonra gidersen Kim Taehyung... O zaman seni yine öldürürüm."
"Gidersem, çoktan ölüm kararımı almışımdır." Kaşlarım daha çok çatıldığında söylediğinin hiçbir zaman gerçekleşmemesini diledim.
"Böyle saçma sapan konuşursan-" Dudağıma çıktı parmakları. Yüzüne eğlenceli bir tavır gelmişti.
"Ne olur?" Gülümsedim.
"Seninle sevişmem." Afalladığında kahkaha atmaya başlamıştım.
"Ama bunun için benimle dağ evine kaçtın."
"Hayır." dedim cilveyle. "Beni sen kaçırdın." Yine gülümsedi.
"Ve buna karşı çıkmadın. Hadi şu işi amacına ulaştıralım." Eli elbise fermuarına uzandığında nefesimi tutup bekledim. Saniyeler sonra yere fırlattığında sevmediğini anlamıştım. Büyük ihtimalle kendi seçmediği içindi. Gerçi böyle şeylere takılır mıydı? Bilmiyordum.
Sütyenime uzandığında onu da çıkarmasına izin verdim ve sonrasında kalan son parçayı da. Karşısında ilk defa çıplak değildim ama ilk defa bu denli kızardığıma emindim. Gülerek baktı suratıma.
"Bundan sonra hep kızaracak mısın?" Yüzümü ellerimle kapatıp karşı çıktığımda sesli gülüşünü duydum. Hayır, utanmıyordum.
"Ben de seni soymak istiyorum." Yamuk bir gülüş gönderip kollarını iki yana açtığında elim gömlek düğmelerine gitti. Bir asır gibi süren çabadan sonra sonunda çıkardığımda eşsiz vücuduna yine bakıyordum. Gözlerim izlerde oyalandı. Benim gibi olmasını ilk günden beri seviyordum. Pantolon Kemerini çıkardığımda o da pantolonundan kurtuldu ve beklemeden diğerini de sıyırdığımda o da benim gibi çıplak kaldı.
Ağırdan falan almak istemiyordum. Bu adamı sabaha kadar hissetmek istiyordum. Bu kadarı artık hakkımdı. Hakkımızdı.
"Canın ufacık dahi yanarsa, duruyoruz." Göz devirdim.
"Küçük bir kız değilim!"
"Öylesin." Tekrar konuşacağım sırada kızlığımın üzerindeki eliyle duraksadım. Parmakları derinlere doğru yola çıkarken onun için çoktan hazırdım. Fark ettiğinde şaşkınca yüzüme baktı.
"Benim için mi ıslandın?"
"Hayır tabii ki! Örümcek için hepsi." Göz devirdiğimde acısı yine benden çıktı. Ellerimi dudaklarıma kapattığımda iniltimi zar zor bastırmıştım. Anlamadığım bir şekilde kaşları çatıldı.
"Bak, bir konuda anlaşalım."
"Bana anlaşma deme!" Duymazdan geldi ya da umursamadı.
"İnlerken sesini saklamayacaksın." İsteğiyle şaşırırken yüzüne baktım birkaç saniye. Açıklamıştım oysa neden sessiz olduğumu. Elimde olan bir şey de değildi, tercihimde. Ayrıca bağırırsam... Böyle bir ihtimali hiçbir zaman düşünmemiştim.
"Elimde değil."
"Elinde olacak. Öyle alışacaksın."
"İyi de, neden?"
"Ben öyle istiyorum."
"Her istediğini yapıyor muyum?" Sırıttı.
"Bilmem, sen söyle." Gerçekten kukla gibi oynatıyordu beni. Gözlerimi kapatıp titrek nefesler aldığımda yaptığından oldukça memnun görünüyordu.
"T-tamam." Duran parmaklarıyla sırıtarak yüzüme bakmaya devam etti. Durmasını istemiyordum. O ise oyun derdindeydi. Hayır, aslında beni eğitiyordu. Farkındalıkla gözlerim daha da açılırken gerçekten bunun zamanı değildi. Her an bir engel çıkacak gibi hissediyordum.
"İşlerini hep böyle yarım mı bırakırsın?" Parmakları tekrar harekete başladığında ani gelen irkilme dışında tepki vermedim.
"Hiçbir işimi yarım bırakmam." Durdu birkaç saniye yüzüme bakıp düşünür gibi oldu ve kafasını eğdi. "Bırakmazdım." Babamı kastediyordu. Yüzüme istemsiz bir gülümseme yayılırken benim için bir taviz daha vermiş olduğunu öğrenmek içimi kıpır kıpır etmişti. Zaten kıpır kıpırdım.
Kafamı salladım anlamış gibi.
Parmağı tamamen içime girdiğinde aynı anda sesli bir nefes verdik. İlk deneyimim olacaktı, ama o... Bilemiyordum, sadece bu konularda fazla sabırlı bir adam gibi durmuyordu. Aklımdan geçenleri mi okudu bilmiyorum ama ikinci parmağını girişimde hissedince yutkundum.
"Beni fazlasıyla zorlayan bir gece olacak." Gözlerindeki yoğun isteği bende de görüyordu, biliyordum.
"Ben..." Kelimeleri düzgün seçmek için birkaç saniye bekledim. "Daha önce hiç böyle şeyler olmamıştı. Tüm dengemi ve hayatımı bozdun Kim Taehyung." Gülümsedi, içinde çok şey barındırıyırdu sanki.
"Emin ol, dengeleri şaşan tek sen değilsin." İki parmağı da tamamen içimde yerini aldığında yavaş hareketleri gerçekten incitmeye korkar gibiydi. O an ben de bir şeyden çok korktuğumu fark ettim. Onu kaybetmekten ölesiye korkuyordum. Artık olmazdı. Neyse ki bunu rahatça söylemiştim.
"Ana odaklan. Başka şeyler düşünme." Yüzüne şaşkınca baktım, yine güldü.
"Aklını okumuyorum. Ama sen her şeyi yüzüne yansıtıyorsun küçük kızım." Elimde olmadan dudaklarımı içeri kıvırıp gülümsedim.
"Peki, şimdi şu ilk gecenin hakkını verelim." Kafamı sallayıp onu onayladığımda aslında beni alıştırmak için beklediğini fark ettim. Parmaklar içimde makas gibi açılıp kapanırken tüm bedenim kızlığımdan yayılan uyartıyla kasıldı.
Birkaç defadan sonra daha sertleştiğinde nefes almak için dudaklarımı araladım ama aradan kaçan iniltiye hazırlıksız yakalanmıştım. Bakışları dudaklarımı buldu. Ama artık çok geçti, ellerim tekrar dudaklarımı kapatmıştı. Kaşları çatıldı.
"Ellerini uzat bana." Avcunu açıp önüme getirdi, otoriter sesi yine itiraz kabul etmeyecekti. Dediğini yaptım, avcu içinde küçük kalan bileklerimi sıkı ama nazik bir şekilde tuttuğunda birden üzerime çıktı. Ellerimi başımın üzerinde sabitlediğinde karnıma çarpan organını bilerek biraz daha sürtüğünde boğazımdan hırıltılı bir nefes kaçmıştı.
Üzerimdeki hakimiyeti o kadar fazlaydı ki, kendimi ona bu kadar vermiş olmak beni bile şaşırttı, siktir gerçekten ne zaman bu kadar eline düşmüştüm? Parmakları hareketine devam ederken her seferinde sınırlarımı biraz daha zorluyordu. Beni kendine hazırlamak için yaptığını biliyordum.
Öte yandan hissettiğim heyecan, işte ona kelimeler yetmezdi. Altında kıpırdanıp kendimi biraz daha eline ittim.
Daha ne kadar devam edecekti bilmiyorum ama dudaklarımı birbirine bastırmaktan kan oturmuştu. İnatçı ruhum burada bile benimleydi. Ona güveniyor ve dinliyordum ama bu istediği alışkanlıklarımı değiştirmekti ve zordu.
"Kendini rahat bırak." Hemen ardından belirli bir noktaya hissettiğim dokunuşlarıyla o kadar yüksek sesle inledim ki, ben bile inanamamıştım.
"A-ahh Taehyung!" Adını duyduğu için mi, kendimi tutmadığım için midir bilinmez, dudakları usulca iki yana kıvrıldı.
Bir şey söyleyecek gibi olsa da vazgeçti. Parmakları bedenimden uzaklaşırken nefes nefese kaldığımı yeni fark ediyordum.
Eli bileklerimi serbest bıraktı ama ben hareket ettirmeden başımın üzerinde tutmaya devam ettim. Onu izlerken bacaklarımı nazikçe tutup iki yana daha fazla açtığında arasına biraz daha yerleşti ve kaldırıp beline doladı.
"Ellerin bir daha ağzına gitmeyecek." Cevap vermedim. O da dinlemedi. Şişkin erkekliğine bakmamak için çaba gösteriyordum çok büyüktü, içime girmesine imkan yok gibiydi, mahvolacaktım. Ve bunu sonuna kadar istiyordum.
Ve bunu sonuna kadar istiyordum. Vajina dudaklarımda gezindi parmakları, araladığındada yeterince hazırladığı yuvasını gördü. Ucunu hissettim önce, nefesimi tutmuş beklerken boydan boya sürttü kendini. Gözlerimi yumup ondan saklanmadan inledim. Hoşuna gittiğini biliyordum ama bakacak kadar kendimde değildim. Beni bozguna uğratan ise bunun daha başlangıç olduğunu bilmekti.
Yavaşça içime kaydığında onu sıkıca saran benliğim başta can yakıcıydı. Onun da en az benim kadar zorlandığını görebiliyordum. Sadece bekledim. Konuşamadık ama ikimiz de birbirimize süre verdiğimizi bilerek bekledik.
"Taehyung." Sesimi zorlukla bulduğumda bakışları bana döndü. Alnındaki terler ve dağılmış saçlarıyla çok daha karşı konulmazdı. Ne diyeceğimi bilemeden bakmaya devam ettim. Zorlu birkaç nefesin ardından biraz daha ilerledi derinlerime. Tutunmak istedim, ellerim refleksle kollarındaki kaslarına çıktı. Dizleri üzerinde durduğunda beline sarılı bacaklarımı biraz daha kaldırdı, yan tarafındaki yastığa uzanıp popomun altına yerleştirdiğinde pozisyonumuz daha rahattı. Biraz daha ve biraz daha itti kendini.
Delirecek gibiydim, nasıl mümkündü bilmiyorum ama içimdeki doluluk her zerremi kaplıyor gibiydi. Titrek nefesler eşliğinde yüzüne bakmaya devam ettim ama kendi kendine konuşuyor veya bir şeyler sayıyordu. Neden yapıyordu?
Tamamen yerleştiğinde gerçekten nefesim kesilecek sandım. Gözlerimiz birbirini bulduğunda yavaşça git gel yapmaya başladı. Bedenimi kendi hareketleriyle sarsarken altında kıvranmaya başlamıştım. Hissettiğim acı veya korkular yavaşça yok oluyordu.
"H-hızlan." Ritim arttığında dudağımı dişledim. Bedenlerimizin birbirine çarpışı bunu her gün istememe neden olacaktı. Saçma sapan şeylere bağlanma özelliğim vardı. Yeni bir bağımlılık gibi düşünebilirdim. Bu sefer beni dinlemeden hızlandı. Ağzımdan kaçan iniltiler daha büyük çığlıklara dönüşürken zevkten öleceğim sandım.
Bu böyle devam etti, en sevdiğim şeylerden biri de onu hissetmek olmuştu. Bu geceden sonra ikimizin de başı belaya girecekti çünkü aynı tutku ve istek gözlerinde olduğu gibi duruyordu.
Bunu çok sevmiştim, söyleyecektim de ama dudaklarım aralandığında inlemeden başka bir şey çıkmadı. Ellerim sırtına tırmandı. Tutunurken istemeden tırnaklarımı kullandığımda ikimiz de inledik. Gözlerime öyle bir baktı ki eriyip bittiğimi hissettim. Kızacak mıydı ellerimi hareket ettirdiğim için? Ne saçmalıyordum? O böyle biri değildi. Geçmişten gelen travmalardan kurtulmam gerekecekti.
Tekrar sert bir giriş yaptığında kafamı arkaya atıp tırnaklarımı daha sert geçirdim. Yine beraber inlediğimizde gülüşünü duymuştum. Ya da beynimin uydurmasaydı.
"Çıldırcağım." Kısık gözlerimle onu izlerken nefes almak bile zor geliyordu. Aynı noktayı tekrar bulduğunda bu sefer çığlık attım.
"H-hızlı!" Bunu bekliyormuş gibi derin nefesler eşliğinde hızla girip çıkarken vücudum da onunla savruluyordu. Hızını kesmeden devam etti, bu sefer çıldıracak olan bendim.
Bir süre sonra bacaklarım titremeye başladığında hırıltılı nefeslerini duyuyordum. Sona yaklaşıyorduk. Son vuruşlarını yapıp rahatlamama yardım ettikten sonra kendini de kenarda rahattı ve yanıma yığıldı. Göğsüm hızla inip kalkarken hiçbir şey düşünecek gibi değildim, dünya bile umrumda değildi. Sadece dokunuşları, sevişleri ve öpüşleri vardı...
Bana yaklaştığında kafamı tutup göğsüne yasladı ama o da benim gibi nefes almakta zorlanıyordu.
"Bağımlılık yaptın." Şaşkınca baktım. Gerçekten şu zihin okuma işini bırakmalıydı.
"O zaman hep yapalım." Kollarımı ona doladığımda erkeksi gülüşünü duydum. Biraz daha soluklandıktan sonra tekrar üzerime çıktı. Biliyordum yetmemişti.
Gülümsedim, ne olacaksa çoktan razıydım.
Yorulana kadar, yani ben yorulana kadar devam ettik, odanın her köşesinde ve banyoda birbirimizi hissederken hayatımın en güzel gecesi ve saatleriydi. İçimde ona karşı olan bütün duygular kabarırken yanımdaki bedenine sarıldım. Hava aydınlanmak üzereydi. Sevgiyle saçımı öpüp beni kendine daha çok çekti, saklamak ister gibi sardı. Kolları altıda eridim ve yorgunlukla gözlerimi kapattım. Son hatırladığım saçlarımı okşayıp bir şeyler mırıldanıyor olmasıydı....
@@cynosurecatty SONUNDA SEVİŞTİLER!!! YAZARIM!! HARİKAYDI!!!!!🤩🤩🤩🤩🤩🤩🤩🤩🤩🤩👍👍👍👍👍👍🥳🥳🥳🎉🎉🎉👍💜
@@V.iolettegercekten... herkes rahat bir nefes aldı hakzksls
@@cynosurecatty İnanamazsın😂🤦♀️
Yazarım harikaydı ve teşekkürler 1 günde iki tane seri ellerine sağlık 🦋
😽😽😽💜
ohaa çook güzell olmuşş müthiiişşş
Ellerine saglikkk sonundaaa
😽
Abi böyle bir şey yok ya vallahi çokk güzel yazıyorsun ve bu kurgunun bitmesini hiç istemiyorum ellerine emeğine sağlık bebeğim başarılarının her daim devamını dilerim bir tanesinn💋💋💖
teşekkür ederim askmmmm 😭🫶🏻💜💕😽❤️🔥✨🩵
@@cynosurecattyRica ederim bebeğim ne demekk💋 💖💘💞
Harika,muhteşem bu seri hiç bitmesin ya
bitecek 😢
@@cynosurecatty peki yeni bölüm gelicek mi lütfen gelsin
gelecek ama konu bulamıyorum dvsjcakxlüş
@@cynosurecatty ay çok mutlu oldum şuan şey olabilir mesela kızı kaçırabilirler ya da anne ve babası öğrensinler onları kandırdıklarını
bakalım bakalım
Sonundaa cok guzel olmuss
😽😽
Ayyyyayy buda gelmişşşş. Hemen okuyorummmm.
Kaçırdım😢ama hemen okicam kesin mükemmeldir best yazarım❤
Erken atmısım zaten 😽❤️🔥
@@cynosurecatty 💕💓
Woağg videoooo
Sonunda yaaaa hemen okuyup geliyorummmmmmmm
AYYYYY ALLAH'IM ÇILDIRIYORUM
BİLDİRİMİ GÖRÜNCE BİR MUTLU OLDUM ANLATAMAM HEMMEN OKUYORUMM BEBEĞİM💋💋
tüm okurlar olarak rahat bi ohh dedik bence
ben de dedim...
@@cynosurecattyY/n de dedi..
Ohhh be sonunda🙏
Ayyyyy uçtummmm anammmm hemen okuyorum
AY YENŞ BÖLÜM GELDİİİİİİ YEEEEY
yeyy
Sonunda seviştiler kız yerine ben rahatladim vallahi
Tebrikler isteğine kavuşdun
@@Niginizz sonundaaaa
@@Alminawest senin instaya noldu
inanır mısın ben de rahatladım...
@@cynosurecatty inandım
OHHHH BEEE ÇOK ŞÜKÜR YARABBİ SONUNDA SEVİŞTİLER ARTIK RAHATÇA ÖLEBİLİRİM
😶😶🤭
SONUNDA YEPİİİİİİİİ
SONUNDAAAAAAAAA!!!!!!!!!!!🎉🎉🎉🎉🎉🎉🎉
SONUNDAAAAA!
CANİM SEN NERELERDESİNN
burdayım burdaaa
@@cynosurecatty iyi iyiiii tp de atmıyorsun bir şey oldu sandim
İstek alıyo musun bilmiyorum ama bi hikâye isteğim var
Eğer yakın zamanda yeni bi hikâyeye başlicaksan ve fikrin yoksa Taehyung ile hayal et ve vampirle alakalı yapar mısın?
Yapamazsan anlarım sorun değil ve daha iyi misin?
daha iyiyim teşekkür ederim ama vampir kurgusunda zaten Taehyung da olacak, tüm bölümlerde
@@cynosurecattyiyi olmana sevindim
Ama JJK yazmışsın ben Tae biaslı olduğum için diğer hikâyeleri okumuyorum (şey diyomuşum “ben sadece Taeyle olanları okurum öyle yazacaksın” falan ahqkaks tabii ki de öyle bişey yok) eğer hikâye direk Jungkook ve Y/n arasındaysa okumam (yanlış anlama lütfen )
oku ve gör 👌🏻🙃
@@cynosurecattyyaaa ne demek istediğini anlamıyorum ikisi mi şey yapıyo kıza (👀)
İLK BEYENİ İLK YORUM SABİT
ilkk
YESS ❤🎉😽❤️🔥✨🫶🏻
Şimdi iyi misin? Hastalığın geçti mi?
evett 🥲😽
@@cynosurecatty💖💝