@@eren00840 Müslüm Gürsesi severek dinlerim ama bir dönemler Orhan Gencebay Ferdi Tayfur rekabeti vardı mahalleler sol sağ diye ayrılırken Orhancılar Ve Ferdiciler diye ayrıldığı yıllarıda gördük. tabi Müslüm Gürses geç parlamasından kaynaklı yoksa 3 ü de Sevip saydığımız sanatçılar
seni yaratan Allaha kurban olayım Kralların Kralı Orhan Baba,dünyada senden bir tane daha yok yıllardır eskimeyen şarkıların ile gönüllerde taht kurmuş eşi benzeri olmayan değerli bir hazinesin sen.iyiki Yüce Rabbimiz yaratmış seni.
Herkese nasip olmayacak paraya ve şöhrete kavuştun ama hala sana bu kadar çok güzellikleri bahşeden Rabbine resmen hakaret küfür ve isyan ediyorsun. Bedeli ağır olur.....
1. “Zâlimlerin hiçbir dostu ve sözü dinlenecek şefaatçısı yoktur.” (Mü’min sûresi, 18) Âyetin baş tarafının anlamı şöyledir: “Ey Muhammed! Onları, yüreklerin ağıza geleceği, tasadan yutkunacakları, yaklaşan kıyamet günü ile uyar.” Zulüm ve haksızlık yapanlar, dünyada, bu zulümlerine yardımcı olan bir takım bayağı kişiler bulabilirler. Zulümlerini de belli bir süre devam ettirmeleri mümkün olabilir. Fakat zulüm ebedî olmaz. Zâlimler, yaptıkları zulüm ve haksızlıkların cezasını Allah’ın huzurunda mutlaka görürler. Bu cezaya bazı kere dünyada da çarptırıldıkları olur. Onların bu hali başkalarına ibret olmaları içindir. Âhirette, hesabın görüleceği günde, zâlimlerin ne bir dostu, ne de Allah’ın huzurunda kendilerine şefaatçı olacak bir yardımcısı bulunacaktır. Zâlimle dost olmak ve zulmüne göz yummak da zulümdür. 2. “Zulmedenlerin yardımcısı olmaz.” (Hac sûresi, 71) Bu âyet-i kerîmenin baş tarafı şöyledir: “Onlar, Allah’ı bırakıp, Allah’ın kendisine hiçbir delil indirmediği, kendilerinin dahi hakkında bilgi sahibi olmadıkları şeylere tapıyorlar.” Allah’ı bırakıp da hiçbir güç ve kuvveti olmayan cansız eşyalara, putlara ve bir takım ölümlü canlılara tapanlar, şirke düşmüş olurlar. Şirk ise en büyük zulümdür. Allah, zâlimleri kıyamet gününde dostsuz ve yardımcısız azap içinde bırakacaktır. Dünyada yaptıkları zulüm ve haksızlıkların cezasını orada çekecekler ve kendilerine merhamet olunmayacaktır. Çünkü onlar, Allah’ın kullarının haklarına tecâvüz etmişler ve Allah’ın emirlerini dinlememişlerdir. 1. Zulümden sakınıp kaçınınız Câbir radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Zulümden sakınıp kaçınınız. Çünkü zulüm, kıyamet gününde zâlime zifiri karanlık olacaktır. Cimrilikten de sakınınız. Çünkü cimrilik sizden önceki ümmetleri helâk etmiş, onları birbirlerinin haksız yere kanlarını dökmeye, haramlarını helâl saymaya sevketmiştir.” (Müslim, Birr 56) Zulüm nedir? Zulüm, bir şeyin gereğini değil de zıddını yapmak, hakkı yerli yerine koymamak diye tarif edilir. Zulüm, başkasının hakkı üzerinde haksız bir tasarrufta bulunmak, herhangi bir konuda haddi aşmaktır. Haksız yere başkasının malını almak, ırzına, namusuna sataşmak gibi uygunsuz davranışlar, zulüm diye adlandırılır. Zulüm, adâletin zıddıdır. Adâlet bir fazilet, zulüm ise bir zillet, faziletsizlik, gayr-i ahlâkîlik ve haysiyetsizliktir. İslâm, yeryüzünde adâleti hâkim kılmayı, zulmün her çeşidini ortadan kaldırmayı hedefler, mensublarını, özenle zulümden sakındırır. Zulmün kıyamet gününde karanlıklar olması, zâlimin o gün karanlıklar içinde kalarak yolunu bulamaması, zulmünün cezasının, şiddetli ve dehşetli olacağı anlamındadır. Zâlimler, dünyada zulmettiklerinin hayatlarını karartmış, onlara âdeta dünyayı zindan etmişlerdir. Şimdi burada hesap gününde karşılaştıkları acıklı manzara, mazlumlara yaptıklarının kendi başlarına gelmesinden başka bir şey değildir. Zulüm, çoğunlukla Allah’dan başka dostu ve yardımcısı olmayan zayıflara, biçarelere yapılır. Bunu yapanlar ise kalbleri kararmış, Allah korkusundan mahrum kimselerdir. Çünkü kalblerinde Allah korkusu olsa ve hidâyet nurundan nasibleri bulunsa yaptıklarının sonunu düşünürler. İşte böyle kimselerin kıyamet günündeki cezaları, dünyada yaptıklarının karşılığıdır. Hadîs-i şerifte, Peygamber Efendimiz’in mü’minlerin sakınmalarını, uzak durmalarını istediği ikinci konu cimriliktir. Cimrilik sebebiyle helâk oluş, bu dünyada olabileceği gibi, âhirette de olabilir. Hadisde geçen ve cimrilik diye dilimize aktardığımız “şuh” kelimesi, şiddetli cimriliği, sadece malda değil, her işte ve her iyilikte cimri davranmayı ifade eder. Cimrilik, dinimizin kötü karşıladığı ve helak edici huylardan saydığı bir davranıştır. Üstün ahlâk ve fazilet olan cömertliğin zıddıdır. Allah cömertleri över, cimrileri ise kötüler. Cimri, gerçekte Allah’ın olan malı, mülkü, ihsan edilen iyilikleri, Allah’ın kullarına vermekten yüz çeviren kimsedir. Allah, insanın bu kötü hasletlerini şöyle anlatır: “De ki: “Siz, Rabbimin rahmet hazinelerine sahip olsaydınız, o zaman bile, harcamakla tükenir endişesiyle elinizi sıkı tutardınız; insanoğlu zaten daima cimridir” [İsrâ sûresi (17), 100]. Cömertlik yerli yersiz saçıp savurmak değildir. Allah’ın kullarına, dikkatlice ve nimetin kıymetini bilerek vermektir. Nitekim, Cenâb-ı Hak bu konuda şu ölçüye uymamızı buyurur: “Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme, büsbütün de açıp tutumsuz olma, yoksa pişman olur, açıkta kalırsın” [İsrâ sûresi (17), 29]. Zenginler cimri davranır, fakirler de sabırsız olurlarsa, toplumun düzeni ve dengesi bozulur. Çünkü bir toplum içinde hem zenginler hem de fakirler bulunur. Bunların birbirlerine yardımcı olmaları gerekir. Aksi takdirde, tarihin her döneminde ve günümüzde de örnekleri görüldüğü gibi, toplumda çatışmalar, kan dökmeler başlar. Bu ise bir toplumun helâkine sebeb olur. İnsanlar kan dökmeyi, haramları helal saymayı meşru görmeye başlarlar. Zenginle fakir arasındaki mesafe açıldıkça, zulüm artar ve her çeşidi icrâ edilmeye başlar. Zulmün artması ve yayılması ise, yıkılışa yaklaşıldığının alâmeti sayılır. O halde cimrilik de zulmün sebeblerinden biridir. Zulümle bir arada zikredilmesinin böyle bir alâkaya dayandığını söyleyebiliriz.
Varsa yoksa babaların babası Türk müziğinin gördüğü en yüksek rütbesi olan O R H A ♥️ N B A B A
Bu ülkede FERDİ TAYFUR ve ORHAN GENCEBAY her zaman BARCELONA & REAL MADRİD etkisi yaratmıştır ve yüzyıllarca unutulmayacak 2 büyük devdir.👍
Orhan Gencebay kazanır.
Orhan Gencebay tekler
Saygı duyarım kardeşim benim de Baba Müslüm üde unutmayalım ❤😢❤
Üç ası arabesk dünyasının diyelim öyle çok güzel olur ❤❤❤
@@eren00840 Müslüm Gürsesi severek dinlerim ama bir dönemler Orhan Gencebay Ferdi Tayfur rekabeti vardı mahalleler sol sağ diye ayrılırken Orhancılar Ve Ferdiciler diye ayrıldığı yıllarıda gördük. tabi Müslüm Gürses geç parlamasından kaynaklı yoksa 3 ü de Sevip saydığımız sanatçılar
Ara muzikte ölmeyen hic yaşamasin!!
nefis bir yorum olmuş...inanılmaz gerçekten 35 yıldır dinlerin..hala aynı tadında..kalbe dokunan bir elektro bağlama.
@@slmylmz1969 kalite düşkünüsünüz😉
Büyük usta Ali Tekintüre ne sözler yazdın böyle senin Allah’ına kurban be…
Orhan baba da zaten ses yorum tartışılmaz ömrü uzun olsun.
seni yaratan Allaha kurban olayım Kralların Kralı Orhan Baba,dünyada senden bir tane daha yok yıllardır eskimeyen şarkıların ile gönüllerde taht kurmuş eşi benzeri olmayan değerli bir hazinesin sen.iyiki Yüce Rabbimiz yaratmış seni.
Sen mucizesin daha ne diyeyim bitiriyorsun insanı BABA
ALİ TEKİNTÜRE AGABEYİZ VE BABASULTAN ORHANAĞBEYİMİN YÜREĞİNE EMEĞİNE SAĞLIK
Bu şarkıyı insan dinleyecek diye hiç mi düşünmediniz...
Babanın efsane parçalarında birisi
Büyüksün be Orhan Baba ❤😢❤
Muhteşem bir eser yüreğine sağlık Orhan Abi
Allah herkese her isteyene gönlüne göre versin .
kelimelerin bittiği yer orhan abimmmmm
Kalbinden geçenler kaleminden nede güzel çıkmış büyük usta Ali Tekintüre mekanın cennet olsun.
Gönlüm aşk vurgunu ömrüm dert yorgunu ziyan olup gitti yıllarım benim Yarabbim..
👍👍👍👍 çok güzel bir şarkı insanı maf ediyor of Orhan abi şu şarkıyı dinleyin ey dostlar
Seni seviyorum Orhan Baba Unutma 👈
Kral Orhan Gencebay nokta.
adamin dibi sin orhan abi
Kral Gencebay
Nedir bu zulüm yetmedi sensizlik yerle bir etti beni sevdigim
Orhan gencabay Şarkilar hayatin bir gercegidir arkadaslar selamlar orhan babaya allah uzun omur versin ben veysal Çorumlu Orhanci
Bu nasıl bir protest yapıdır dibe vurdun resmen
Dünya zülüm olmasaydı
Dünya mutkuluktan
Kendi zülümünü yaratmazfmdı
Ne sarki bee
Kime uzandıysa boş kaldı elim kralsın kıral
gülmemiş gözlerin sahibi benimm..(
Ağlaya ağlaya rakımı içiyorum paramparçayım
Bu Yaşta Bukadar Keder Çekemiyorum Allahım NEDEN NEDEN NEDEN :(
Aggggggg baba boyle muzikler yaptigin icin var olasin
Bu şarkı kısaca hayatımı özetlemiş.
yavuz çizmecioğlu evet
NEDEN
nediiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiir nedir Tanrım oooooof bu zulüm
NEDİR BU ZULÜM
İSYAN OLMASIN AMMA NEDİR BU ZULÜM ÜSTÜNE BİRDE ORHAN BABANIN ZULMÜ
Şöyle baktım m.özer iskender yorumu yok geri çıktım 😀
Aynen bro
Orhan gencebay şarkıları çok ağır diğerlerine gore
Ezgicim sana gelsin canım 😘
Sözler çok ağır...
😭😭😭
bıktım nedir bu zulum bitsin hersey yeter
cizdigim kader yolu böyle mi olcakti
neden
ASPAVA&SAMPİ&5506& BİTEZ 3S SENİ SEVİYORUM SONER BBS BABA&&LARA
BAY BAY BY GENCEBAY&&SONERHANBAY
ZİYANKAR&İSYANKAR&
Biri cevap versin neden be
Herkese nasip olmayacak paraya ve şöhrete kavuştun ama hala sana bu kadar çok güzellikleri bahşeden Rabbine resmen hakaret küfür ve isyan ediyorsun. Bedeli ağır olur.....
Küfür???hakaret???nerede sövüyor söyler misiniz?
Müslümanın naz makamı vardır bilader .Çok sevmekten kaynaklanır bu durum ...
1. “Zâlimlerin hiçbir dostu ve sözü dinlenecek şefaatçısı yoktur.” (Mü’min sûresi, 18)
Âyetin baş tarafının anlamı şöyledir: “Ey Muhammed! Onları, yüreklerin ağıza geleceği, tasadan yutkunacakları, yaklaşan kıyamet günü ile uyar.”
Zulüm ve haksızlık yapanlar, dünyada, bu zulümlerine yardımcı olan bir takım bayağı kişiler bulabilirler. Zulümlerini de belli bir süre devam ettirmeleri mümkün olabilir. Fakat zulüm ebedî olmaz. Zâlimler, yaptıkları zulüm ve haksızlıkların cezasını Allah’ın huzurunda mutlaka görürler. Bu cezaya bazı kere dünyada da çarptırıldıkları olur. Onların bu hali başkalarına ibret olmaları içindir. Âhirette, hesabın görüleceği günde, zâlimlerin ne bir dostu, ne de Allah’ın huzurunda kendilerine şefaatçı olacak bir yardımcısı bulunacaktır. Zâlimle dost olmak ve zulmüne göz yummak da zulümdür.
2. “Zulmedenlerin yardımcısı olmaz.” (Hac sûresi, 71)
Bu âyet-i kerîmenin baş tarafı şöyledir: “Onlar, Allah’ı bırakıp, Allah’ın kendisine hiçbir delil indirmediği, kendilerinin dahi hakkında bilgi sahibi olmadıkları şeylere tapıyorlar.” Allah’ı bırakıp da hiçbir güç ve kuvveti olmayan cansız eşyalara, putlara ve bir takım ölümlü canlılara tapanlar, şirke düşmüş olurlar. Şirk ise en büyük zulümdür. Allah, zâlimleri kıyamet gününde dostsuz ve yardımcısız azap içinde bırakacaktır. Dünyada yaptıkları zulüm ve haksızlıkların cezasını orada çekecekler ve kendilerine merhamet olunmayacaktır. Çünkü onlar, Allah’ın kullarının haklarına tecâvüz etmişler ve Allah’ın emirlerini dinlememişlerdir.
1. Zulümden sakınıp kaçınınız
Câbir radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Zulümden sakınıp kaçınınız. Çünkü zulüm, kıyamet gününde zâlime zifiri karanlık olacaktır. Cimrilikten de sakınınız. Çünkü cimrilik sizden önceki ümmetleri helâk etmiş, onları birbirlerinin haksız yere kanlarını dökmeye, haramlarını helâl saymaya sevketmiştir.” (Müslim, Birr 56)
Zulüm nedir?
Zulüm, bir şeyin gereğini değil de zıddını yapmak, hakkı yerli yerine koymamak diye tarif edilir. Zulüm, başkasının hakkı üzerinde haksız bir tasarrufta bulunmak, herhangi bir konuda haddi aşmaktır. Haksız yere başkasının malını almak, ırzına, namusuna sataşmak gibi uygunsuz davranışlar, zulüm diye adlandırılır.
Zulüm, adâletin zıddıdır. Adâlet bir fazilet, zulüm ise bir zillet, faziletsizlik, gayr-i ahlâkîlik ve haysiyetsizliktir. İslâm, yeryüzünde adâleti hâkim kılmayı, zulmün her çeşidini ortadan kaldırmayı hedefler, mensublarını, özenle zulümden sakındırır.
Zulmün kıyamet gününde karanlıklar olması, zâlimin o gün karanlıklar içinde kalarak yolunu bulamaması, zulmünün cezasının, şiddetli ve dehşetli olacağı anlamındadır. Zâlimler, dünyada zulmettiklerinin hayatlarını karartmış, onlara âdeta dünyayı zindan etmişlerdir. Şimdi burada hesap gününde karşılaştıkları acıklı manzara, mazlumlara yaptıklarının kendi başlarına gelmesinden başka bir şey değildir.
Zulüm, çoğunlukla Allah’dan başka dostu ve yardımcısı olmayan zayıflara, biçarelere yapılır. Bunu yapanlar ise kalbleri kararmış, Allah korkusundan mahrum kimselerdir. Çünkü kalblerinde Allah korkusu olsa ve hidâyet nurundan nasibleri bulunsa yaptıklarının sonunu düşünürler. İşte böyle kimselerin kıyamet günündeki cezaları, dünyada yaptıklarının karşılığıdır.
Hadîs-i şerifte, Peygamber Efendimiz’in mü’minlerin sakınmalarını, uzak durmalarını istediği ikinci konu cimriliktir. Cimrilik sebebiyle helâk oluş, bu dünyada olabileceği gibi, âhirette de olabilir. Hadisde geçen ve cimrilik diye dilimize aktardığımız “şuh” kelimesi, şiddetli cimriliği, sadece malda değil, her işte ve her iyilikte cimri davranmayı ifade eder. Cimrilik, dinimizin kötü karşıladığı ve helak edici huylardan saydığı bir davranıştır. Üstün ahlâk ve fazilet olan cömertliğin zıddıdır. Allah cömertleri över, cimrileri ise kötüler. Cimri, gerçekte Allah’ın olan malı, mülkü, ihsan edilen iyilikleri, Allah’ın kullarına vermekten yüz çeviren kimsedir. Allah, insanın bu kötü hasletlerini şöyle anlatır:
“De ki: “Siz, Rabbimin rahmet hazinelerine sahip olsaydınız, o zaman bile, harcamakla tükenir endişesiyle elinizi sıkı tutardınız; insanoğlu zaten daima cimridir” [İsrâ sûresi (17), 100].
Cömertlik yerli yersiz saçıp savurmak değildir. Allah’ın kullarına, dikkatlice ve nimetin kıymetini bilerek vermektir. Nitekim, Cenâb-ı Hak bu konuda şu ölçüye uymamızı buyurur:
“Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme, büsbütün de açıp tutumsuz olma, yoksa pişman olur, açıkta kalırsın” [İsrâ sûresi (17), 29].
Zenginler cimri davranır, fakirler de sabırsız olurlarsa, toplumun düzeni ve dengesi bozulur. Çünkü bir toplum içinde hem zenginler hem de fakirler bulunur. Bunların birbirlerine yardımcı olmaları gerekir. Aksi takdirde, tarihin her döneminde ve günümüzde de örnekleri görüldüğü gibi, toplumda çatışmalar, kan dökmeler başlar. Bu ise bir toplumun helâkine sebeb olur. İnsanlar kan dökmeyi, haramları helal saymayı meşru görmeye başlarlar. Zenginle fakir arasındaki mesafe açıldıkça, zulüm artar ve her çeşidi icrâ edilmeye başlar. Zulmün artması ve yayılması ise, yıkılışa yaklaşıldığının alâmeti sayılır. O halde cimrilik de zulmün sebeblerinden biridir. Zulümle bir arada zikredilmesinin böyle bir alâkaya dayandığını söyleyebiliriz.