Orwell'in 1984 ünü, 1984 de 19 yaşındayken okudum. Sonra da filmini izledim. Her ne kadar CIA tarafından Stalin rejimini eleştirmek amacı ile George Orwell'e yazdırılmış olduğu söylense de şu anda bu romanı yaşıyoruz. Tek fark Big Brother'ın adı internet olması. Aslında Orwell romanın adını 2020 koysaydı tam otururdu.
9.sınıftayken ramazan ayında zaman geçsin diye okumustum. O hafta çarpılmış gibi hissettim resmen. Sonra kitabı kaybedip kütüphane için tekrar satın almam gerekti. Aldığım kitabı da tekrar okuyup öyle vermistim. Yani özel bir yeri var. O (6yıl önce) zaman bu kadar popüler miydi bilmiyorum? Şu anda detayları unuttuğumu fark ettim ama aklımda kalan en önemli sonuç kütüphaneden aldığınınz kitabı kaybetmeyin! nsnsndndnsdndndnd Kitaptaki dünyaya hiç olmadığımız kadar yakın olduğumuzdur.
Üçüncü sınıf dünya ülkeleri bunu sürekli yaşıyor.ne kadar cahil ve bilinçsiz bir toplum olursanız yonetilmeniz ve somurulmeniz bir o kadar kolay olur. GUGUK DEVLETLERINDE OLDUĞU GIBI.
Belki de her şeyden bunalmışlığın bi’ göstergesiydi otobüste en arka koltukta oturup cam kenarından insanları izlemek. Şehrin gürültüsünü duymamak için kulaklıklığı takarak yüksek sesle müzik dinlemek. Toplumun oluşturduğu baskılar yüzünden aniden kaçıp gitme isteği. Bi’ anlık gaza gelinip yapılmış hatalar, pişmanlıklarla dolu geçen yıllar. Düzensiz bir sistemde, bir düzen oluşturarak yaşama tutunma çabası. Renkli umutlarını siyah takım elbise giyerek, siyah asfalt üzerinde işe giderek, aylık maaşa satmak. Sonuç: Sadece kan pompalayan bir kalp, sırıtan yüz kasları, gülümsemeye gardiyan kesilmiş hüzünlü hatıralar, durduk yerde başlayan ağlama krizleri, yemeklerin mezesi olmuş intihar ilaçları, aklını kemiren parodoks sorular. Sisteme geri dönmen için yazılmış reçeteler. Mutlu bir hayatının olduğunu sana empoze eden televizyon programları. Uyuman için nini söyleyen haber spikerleri, daha fazla tüketerek sistemin kölesi haline getiren reklamlar. Takvime bakmaya ihtiyaç duymayacağın bir yaşam rutini. Hayatının ne kadar değersiz olduğunu küfür gibi yüzüne vuran trafik. Deli olmana neden olaçak korna sesleri ve bunlar yetmezmiş gibi, kendisini Tanrı sanan şeref yoksunu patronun koltuğuna yaylanarak, işe 5 dakika geç kaldığın için seni azarlaması ve bi’ yandan söyledikleri si#inde olmasa bile üzgün bir surat ifadenle yere bakarak hayatını sorgulamak. “Ben böyle sistemin ta anasını #erim!” diye kapıyı suratına kapatmayı çok isterdim ama iki aydır ödeyemediğim kira borcum, zorunlu olarak sırıtarak kapıyı kapatmaya ikna eder.BOKTAN BİR GÜN. AHMAKİZM ahmakizm.blogspot.com/
Ancak ondan nefret ederek ölmene de izin verilmiyor. Önce düşünceler değişecek ve onu seveceksin. İşte o zaman ölmene izin verilecek. Özgürlük düşünmemektir, özgürlük kölellik, kölelik özgürlüktür!!!
“Büyük Birader diye biri var mı?” “Tabii ki var. Parti var. Büyük Birader, Parti’nin cisme bürünmüş halidir.” “Peki, ama benim var olduğum gibi mi var?” “Sen yoksun ki,” dedi O’Brien.
George Orwell Sosyalist olmasına rağmen sol-sağ farketmez, her otoriter rejimin sonunda aynı baskı makinesine dönüşebileceği konusunda çok iyi bir analiz yapmış. Okullarda okutulması, tartışılması gereken bir kitap, özellikle bizim gibi özgürlüklere hasret bir toplum için çok kıymetli.
ben kitabı okuduktan sonra, bizim yöneticilerin bu kitabı açıp; "ulan bunu yapmamışız, bunu da deneyelim" dediklerine inanıyorum. Özellikle 1984 ve Hayvan Çiftliği kitaplarındaki argümanlar tanıdık geliyor...
Hayvan çiftliğiyle söyledikleri bakımından çelişmesi yüzünden benziyor ama Cesur Yeni Dünya ile alakası çok az en çok 1984e benziyor kitap okuduğunuzu belli etmek için aptal aptal yorumlar yapmayın
Erwin Rommel Bugünün soması uyuşturucular, insanlar medya vb şeyler sayesinde şartlandırılıyor, aile denen şey neredeyse yok, insanlar yavaş yavaş makineleşiyor, cinsellik hat safhaya çıkmış serbest piyasa arşa çıkmış ve sen diyorsun ki aptal aptal yorum yapma.
Özellikle şu fetö olaylarında bunu hissetmiştim. Filmde ve kitapta belli ülkelerle dostluk kurup belli ülkelerle de savaşıyorlardı. Bir gün dostluklar ve savaşlar yön değiştirince bütün geçmiş haberleri ve bilgileri değiştirip, aslında bunlarla savaştaydık onlarla dosttuk diyorlardı. Şimdi internet yasası işin içine girince de, iyice "big brother is watching you" olacak.
Distopya türü , bulunduğunuz sistemi , düzeni , sadece yönetim anlamında değil en ufak insan ilişkileri bazında sorgulamayı isteyen insanlar için birebir bir türdür. - Cesur Yeni Dünya - Damızlık kızın öyküsü - Hayvan çiftliği - Fahrenheit 451 - Zaman makinesi - Dava - Filler sultanı ile kırmızı sakallı topal karınca - Otomatik portakal vs.
@@boronez6487 Genelde baskıcı , otoriter bir yönetim, olumsuz koşullar içindeki toplum gibi olguların resmedildiği kitaplar distopya turune dahil ediliyor. Listeye bu yüzden eklemek istedim.
1984'teki gözetim şekli panoptikon'dur. Günümüzde ise bu gözetim süper panoptikon seviyesine çoktan ulaşmıştır. Her ne kadar evlerimizde tele-ekran'lar olmasa da telefonlarımız var.
Bir düşünelim aceba biz bu duruma nasıl geldik. Ülke olarak hep bir dış düşman arayıp suçu ona atıp kendi kabahatlerimizi görmezden gelme hastalığı var bence bizde. Bir söz vardır " Nasıl olursanız öyle idare edilirsiniz" diye.
kitapta bir şey dikkatimi çekmişti Winston demişti ki geleceğimi ben değiştiremiyecem belki ama değişeceğine inanıyorum, bu düzeni bozacaklarına inanıyorum gibi bir şey söylemişti. bence orada düzeni değiştirecek olan bizlerden bahsediyordu çünkü kendisi de insanları yazmış olduğu kitabı okuyarak değiştireceğine inanıyordu. aslında o kitapta da bize bu düzene ayak uydurmamız gerektiğinden bahsetmiş.
Bütün vatandaşlara zorunlu olarak okutulması gereken bir kitap. Bu kitabı okumayanlara kimlik bile verilmemeli. Çok sert girdim :) Belki de benden çok acımasız bir yönetici olurdu :) Hadi biraz da komplo teorisi üretelim.... Bu videonun 15 Temmuzdan 1 gün sonra 16 Temmuzda yayınlanmasının özel bir anlamı var mı?
Kimisi herkese nutuk okutur, kimisi *1984* okutur , kimisi Kuran okutur , kimisi İncil ... Arkadaşın ifadesine biraz daha uzaktan bakarsak bu yöntemler zaten uygulanıyor. Toplumda her bir vatandaşı doktrine etmek , düzeni sağlamanın yollarından biridir . Distopya eleştirisi yapılan bir videoda herkese 1984 okutmaya yönelik bir yorum yapmak da trajikomik bence. Normal şartlar altında toplumdaki tüm bireyleri iyi eğitmek için spesifik kitaplar okutmak absürt bir yöntem. (Film-kitap-roman...) düşünce dağıtımlarının genel amacı birinin veya birilerinin propagandasını yaymaktır. İyi veya kötü/doğru veya yanlış olsun . Eğer iyi yetişmiş vatandaşlar istiyorsan onlara düşünceyi değil doğru düşünmeyi öğretmen lazım. *Komplo teorileri* düşünce egzersizi olabileceği gibi doğru düşünmeyi bilmeyen insanların kafasını karıştırmak için kullanılan bir propaganda aracı.
"Biricik umut proleterlerdeydi. Buna sımsıkı sarılmak zorundaydınız. Söylendiğinde akla yatkın geliyordu, ama sokakta yanınızdan geçen insanlara bir göz attığınızda, bunun bir inançtan öteye gitmediğini görüyordunuz."
Saygun hoca belli ki görüntü işleme ve ilgili alanlardaki gelişmeleri çok geriden takip ediyor. Çin'de havaalanlarındaki ya da Çin'in vatandaşlık skoru üzerine geliştirdiği yeniliklere bakabilir.
Esas olan 05:20 - 05:40 arası .Benim hakikaten aklımı kurcalayan bir soru(n) . Herkes eleştirir ,şikâyet eder,"işte tam da günümüz!" der. Demesi kolay da...
"Büyük bir dehşetle okuyorsunuz" dedi videoda başta konuşan adam. Tam orada "heh işte evet aynen" dedim. Kitabı büyük bir dehşetle okumuştum. Öyle ki okuduğum satırların devamındaki gece kitaptaki derin esaret, kabusum olmuştu. O gece kitabı kabusumda yaşadım ve uyandığımda aynı dehşeti hissediyordum.
"Bunun böyle olacağına ilişkin bir kanıt var mı ortada? Ya böyle olması gerektiğine ilişkin bir neden?" "Hayır. Yalnızca böyle olacağına inanıyorum. Başaramayacağınızı biliyorum. Evrende bir şey var, bilemiyorum, bir ruh, bir cevher, işte onu hiçbir zaman yenemeyeceksiniz." "Tanrı'ya inanıyor musun, Winston?" "Hayır." "O zaman, bizi yeneceğini söylediğin bu cevher nedir?" "Bilmiyorum. İnsan ruhu." "Peki, sen kendini insan olarak mı görüyorsun?" "Evet." "Sen insansan, Winston, son insansın. Senin soyun tükendi, yerini biz aldık. Bir başına olduğunun farkında mısın? Sen tarihin dışındasın, yoksun."
Lisede felsefe dersinde ütopya, karaütopya konusu tartışılırken adı geçen filmlerdendi. Hemen izledim tabii. Zaten küçüklüğümden beri bilimkurgu aşığıyım. Bugüne dek izlemediğim ne var yoksa hemen izlemeye ve tabii ki okumaya çalışıyorum. Dünyadaki yöneticileein de bunlardan ilham aldığını düşünüyorum. Sanırım en bariz röntgenci birader şu an Çin ve en çaktırmayanı sinsi birader Almanya görünüyor.
Muse grubunun Resistance adında bir şarkısı var. Solist Matt Bellamy şarkının sözlerini 1984'ten esinlenerek yazmış. Çok güzel bir şarkı, tavsiye ederim
Videonun sonundaki sosyoloğun olaya yaklaşımı maalesef kısıtlı bir çerçevede. "Çok büyük bir veri var abi nasıl kontrol edecekler bunu" demiş. Her an değil zaten, ihtiyaç olduğunda izlenebileceği gerçeği var. Geleceğin başbakanının bugün bilgileri big dataya kaydediliyor. Görüntüleri, sesleri, yazıları, mesajları.. Bu gelecekte ülke adına önemli işler yapmak isteyen herkesin analiz edilebileceği manasına gelir. İnsanları teker teker izlemeye analiz etmeye gerek yok (ki kuantum teknolojisi ve yapay zeka ile bu zaten yakın zamanda gerçekleşecek). Onları yönetenler hakkinda bilgi sahibi olmak dahi yeterlidir. DW nin akıl daniştiği ve bir de boğaziçi mezunu sosyologlar bile böyleyse bizim vay halimize.
Peki bugün önemsenmeyen veriler. Birgün bu kişi önemli biri haline gelirse eski verileri ortaya çıkartılabilir mi. Gerçekten bu kadar büyük bir datayı yıllarca kaydedebiliyorlar mı?
Barış kelimesinii savaşa çevirmeye çalıştıklarını hatırlıyorum 7-8 sene geçti. Bu detay günümüzde barışla aynı kökene sahip İslamın savaşı akla getirmesini sağlamaya çalışan medyayı hatırlatıyor.
Yönler değiştikçe zamanında dost olanlar düşman olarak empoze edildi ve tarih değiştirildi, en azından kayıtlarda öyle yapılmaya çalışıldı. Ve sanırsam da başarıldı...
Kitabı okumadım, Tiyatro Oyunu'na gitmiştim. Oyunu'nu izlemiştim. Rutkay Aziz oynuyordu. İzlerken bile Korkunçtu. Gerçi şu anda içinde yaşıyoruz zaten. Siyasal İslam'cı bir Rejim, ülkeyi kapalı, dünyada tek başına kalmış, yalnız, Otokratik bir hale getirmiş durumda. Şu ülkede içinde yaşıyoruz zaten..
"Aşırı fazla veri var. Bu veriyi kim işleyecek?" Bu sözlerin cevabı için yapay zeka vs. sistemlere bakılabilir. Milyar nüfuslu Çin'in sosyal kredi sistemine bakarsanız aslında işlenmesinin çok da zor olmadığını da görürsünüz, ne işlere yarayabileceğini de..
kesinlikle öyle milyonlarca insanın kullandığı uygulamalardaki veriler toplanıyor ve analiz ediliyor. Daha sonra da pazarlama şirketlerine satılıyor bugünkü teknoloji ile çok zor bir şey değil.
Bu kitabı her yerde aradım bulamadım meğerse hemen dibinde imiş sosyal hocamda derste bu kitap ile ilgili bir örnek verdim oda bu kitap mı dedi onda olduğu nu öğrenince hayava uçtum resmen
dizinin adi black mirror. 4:18 ile 4:25 arasi gösterilen bölümlerin adlari ise sirayla: men against fire (sezon 3 bölüm 5), san junipero (sezon 3 bölüm 4) ve nosedive (sezon 3 bölüm 1)
1984 Stalin dönemi SSCB’nin bir eleştirisiydi. Reel sosyalizmin çözülüşünün üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen diktatoryel distopyaların, teknoparanoyanın bu kadar popüler olması; liberalizmin yaratması beklenen “özgürlük” konseptinin altının ne kadar boş olduğunu ve hatta liberalizm ile faşizm arasındaki açı farkının hiç de düşünüldüğü kadar fazla olmadığını gösteriyor.
Evet liberalizmin özgürlük anlayışı o kadar boş ki kanada diktatörlük ile yönetilip halk fikrini özgürce sunduğunda idam ediliyor japonya dünyanın en faşist ülkesi amerikada ise siyahiler ise hala KKK tarafından çarmıha gerilip yakılıyor .d
@@Killshotsosa444 Kanada iç siyasetinde liberal özgürlükler hakim olabilir ama Suudi Arabistan'daki vahhabi diktatörlüğe en çok silah satan 2-3 ülkeden biri aynı zamanda. ABD'de geçtiğimiz aylarda olanlarıysa takip etmedin sanırım.
Furkan Bircan o da kanadanın beka meselesi silah satmak özgürlüğe ters değil sonuçta talep varsa ürün çıkarmak elinden geliyorsa yapılmayacak bir şey değil her liberal hükümet hümanist olmak zorunda değil
1984 kitabını okudunuz mu? Sizin fikriniz nedir?
Okudum ve çok güzeldi çok etkilenmistim
Orwell'in 1984 ünü, 1984 de 19 yaşındayken okudum. Sonra da filmini izledim. Her ne kadar CIA tarafından Stalin rejimini eleştirmek amacı ile George Orwell'e yazdırılmış olduğu söylense de şu anda bu romanı yaşıyoruz. Tek fark Big Brother'ın adı internet olması. Aslında Orwell romanın adını 2020 koysaydı tam otururdu.
9.sınıftayken ramazan ayında zaman geçsin diye okumustum. O hafta çarpılmış gibi hissettim resmen. Sonra kitabı kaybedip kütüphane için tekrar satın almam gerekti. Aldığım kitabı da tekrar okuyup öyle vermistim. Yani özel bir yeri var. O (6yıl önce) zaman bu kadar popüler miydi bilmiyorum? Şu anda detayları unuttuğumu fark ettim ama aklımda kalan en önemli sonuç kütüphaneden aldığınınz kitabı kaybetmeyin! nsnsndndnsdndndnd
Kitaptaki dünyaya hiç olmadığımız kadar yakın olduğumuzdur.
Kapitalist propagandası diyebilirim. Tabi okunmalı o ayrı.
yüzyıllık yalnızlık ne kitapmış aq
kitapta bir sözü hiç unutmuyorum '''toplumu bilincli bir şekilde bilinçsizleştirmek '''' biz tamda bunu yaşıyoruz
Üçüncü sınıf dünya ülkeleri bunu sürekli yaşıyor.ne kadar cahil ve bilinçsiz bir toplum olursanız yonetilmeniz ve somurulmeniz bir o kadar kolay olur. GUGUK DEVLETLERINDE OLDUĞU GIBI.
Belki de her şeyden bunalmışlığın bi’ göstergesiydi otobüste en arka koltukta oturup cam kenarından insanları izlemek. Şehrin gürültüsünü duymamak için kulaklıklığı takarak yüksek sesle müzik dinlemek. Toplumun oluşturduğu baskılar yüzünden aniden kaçıp gitme isteği. Bi’ anlık gaza gelinip yapılmış hatalar, pişmanlıklarla dolu geçen yıllar. Düzensiz bir sistemde, bir düzen oluşturarak yaşama tutunma çabası. Renkli umutlarını siyah takım elbise giyerek, siyah asfalt üzerinde işe giderek, aylık maaşa satmak. Sonuç: Sadece kan pompalayan bir kalp, sırıtan yüz kasları, gülümsemeye gardiyan kesilmiş hüzünlü hatıralar, durduk yerde başlayan ağlama krizleri, yemeklerin mezesi olmuş intihar ilaçları, aklını kemiren parodoks sorular. Sisteme geri dönmen için yazılmış reçeteler. Mutlu bir hayatının olduğunu sana empoze eden televizyon programları. Uyuman için nini söyleyen haber spikerleri, daha fazla tüketerek sistemin kölesi haline getiren reklamlar. Takvime bakmaya ihtiyaç duymayacağın bir yaşam rutini. Hayatının ne kadar değersiz olduğunu küfür gibi yüzüne vuran trafik. Deli olmana neden olaçak korna sesleri ve bunlar yetmezmiş gibi, kendisini Tanrı sanan şeref yoksunu patronun koltuğuna yaylanarak, işe 5 dakika geç kaldığın için seni azarlaması ve bi’ yandan söyledikleri si#inde olmasa bile üzgün bir surat ifadenle yere bakarak hayatını sorgulamak. “Ben böyle sistemin ta anasını #erim!” diye kapıyı suratına kapatmayı çok isterdim ama iki aydır ödeyemediğim kira borcum, zorunlu olarak sırıtarak kapıyı kapatmaya ikna eder.BOKTAN BİR GÜN. AHMAKİZM
ahmakizm.blogspot.com/
@@HzAhmak-nx5jmo kadar güzel betimlemişsin ki...
''Belki de özgürlük Büyük Biraderden nefret ederek ölmektir. Evet özgürlük tam manasıyla buydu işte''
-George Orwell 1984
Ancak ondan nefret ederek ölmene de izin verilmiyor. Önce düşünceler değişecek ve onu seveceksin. İşte o zaman ölmene izin verilecek. Özgürlük düşünmemektir, özgürlük kölellik, kölelik özgürlüktür!!!
@@aysetuncer3436 Özgürlük, iki kere iki dört eder diyebilmektir. Buna izin verilirse, arkası gelir.
@@aysetuncer3436Tamam işte o yüzden ya düşünce polisine yakalanmamak ya da intihar :)
“Büyük Birader diye biri var mı?”
“Tabii ki var. Parti var. Büyük Birader, Parti’nin cisme bürünmüş halidir.”
“Peki, ama benim var olduğum gibi mi var?”
“Sen yoksun ki,” dedi O’Brien.
bir aralar Biri Bizi Gözetliyor vardı
Raydançıkantreninobsesifmakinisti TV programından bahsediyor dostum. Eskiler.
Winston: BRUH
Daha yeni okudum bu kısmı, mükemmel.
Öyle bir kuruluş olsa bu yorumu yazamazdın
George Orwell Sosyalist olmasına rağmen sol-sağ farketmez, her otoriter rejimin sonunda aynı baskı makinesine dönüşebileceği konusunda çok iyi bir analiz yapmış. Okullarda okutulması, tartışılması gereken bir kitap, özellikle bizim gibi özgürlüklere hasret bir toplum için çok kıymetli.
Ayn öyle katılıyorum 👏
Hayvanlar ciftligi kitabını okuyan gulerek okur çünkü ayni hayati yaşıyoruz çünkü 🤣🤣🤣
SIRNAK 73 domuzlar her işi bok etti 😆
@@DarkSectionciftligi karıştıran herseyi yapan o kaçan domuzdu 🤣🤣🤣
Kuran okuturlar okullarda :)
ben kitabı okuduktan sonra, bizim yöneticilerin bu kitabı açıp; "ulan bunu yapmamışız, bunu da deneyelim" dediklerine inanıyorum. Özellikle 1984 ve Hayvan Çiftliği kitaplarındaki argümanlar tanıdık geliyor...
sence bizim yönetici kitap okuyor mudur
"insanların düşüncelerine, sevgilerine nüfuz eden bir rejim" ne kadar da tanıdık..
Dimi?
1984 ü iki kere okudum en az üç kere dinledim şuan yaşadıklarımız tıpa tıp aynısı değil fakat kötü bir kopyası gibi...
Ayhan Plüton daha çok Cesur Yeni Dünyaya benziyor bence.
Hayvan çiftliğiyle söyledikleri bakımından çelişmesi yüzünden benziyor ama Cesur Yeni Dünya ile alakası çok az en çok 1984e benziyor kitap okuduğunuzu belli etmek için aptal aptal yorumlar yapmayın
Erwin Rommel Bugünün soması uyuşturucular, insanlar medya vb şeyler sayesinde şartlandırılıyor, aile denen şey neredeyse yok, insanlar yavaş yavaş makineleşiyor, cinsellik hat safhaya çıkmış serbest piyasa arşa çıkmış ve sen diyorsun ki aptal aptal yorum yapma.
Şuan yaşadığımız durumlar aslında 1984 ile birebir aynı sadece daha da modernize olmuş halini yaşıyoruz,ama kimse bunun farkında değil... :)
Yakında iyi kopyaya dönüşebilir.
Özellikle şu fetö olaylarında bunu hissetmiştim. Filmde ve kitapta belli ülkelerle dostluk kurup belli ülkelerle de savaşıyorlardı. Bir gün dostluklar ve savaşlar yön değiştirince bütün geçmiş haberleri ve bilgileri değiştirip, aslında bunlarla savaştaydık onlarla dosttuk diyorlardı. Şimdi internet yasası işin içine girince de, iyice "big brother is watching you" olacak.
Filmin ismi nedir?
@Cenk Varol Devrim 1945-1955 Arasında oldu
@@user-ur3fp4zq5s tüm dünyaya değil. Üç adet ülke var. Ve bu üç ülke de de Avrasyada da olduğu gibi farklı sistemler var
Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar daha eşittir!
Bu 1984 den değil Hayvan Çifliğinden
@@HakanKUnal aynı konuyu işliyo tek farkı 84 de yozlaşmış bi tiranlık yok
@@andreacavalcanti6857 ikisi de staline sövüyor
@@nitrogen_1881hayır Stalin'e değil kendisi açıklıyor kapital bile olsa totaliter rejimlere bunları yazmış
Distopya türü , bulunduğunuz sistemi , düzeni , sadece yönetim anlamında değil en ufak insan ilişkileri bazında sorgulamayı isteyen insanlar için birebir bir türdür.
- Cesur Yeni Dünya
- Damızlık kızın öyküsü
- Hayvan çiftliği
- Fahrenheit 451
- Zaman makinesi
- Dava
- Filler sultanı ile kırmızı sakallı topal karınca
- Otomatik portakal vs.
vesaireye örnek olarak Zamyatin'in "Biz" kitabını ya da Phillip K.Dick'ten "Androidler Elektrikli Koyun Düşleri mi" yi de ben eklemiş olayım
@@obiwansuavi Biz'i kesinlikle bu yapıtların atası olarak görüyorum.
Jack London-Demir Ökçe
Hayvan çiftliği distopya değil ki o reel sosyalizme bi eleştiri kitap daha cok 2.dünya savaşını ve öncesini sembollerle anlatiyor
@@boronez6487 Genelde baskıcı , otoriter bir yönetim, olumsuz koşullar içindeki toplum gibi olguların resmedildiği kitaplar distopya turune dahil ediliyor. Listeye bu yüzden eklemek istedim.
"Düşünce polisliği, Orwell döneminde korkulan bir distopik düşünceydi; şimdi ise gerçek."
Nerde gerçek
@@FaiqFeteliyev Ülkücüler her daim hükümetlerin tasmalı mafyası (düşünce polisi) olmuştur. Bugünse islamcıların tasmalısı olmuş vaziyetteler.
@@valkriyecain7704 İslamcılılar derken?? Dinimi bu tür kötü sıfatlarla anmanız rahatsız etti.
@@senkimsinavel0097 Müslümanlar demiyor islamcılar diyor. Aynı şey değil bunlar.
@@medusaogluburan İslam dinimiz olduğuna göre İslamcılar kelimesi bu anlamada . Ha sen başka bir şeyi kasdetmis diyorsan bilemicem normal olarak.
1984'teki gözetim şekli panoptikon'dur. Günümüzde ise bu gözetim süper panoptikon seviyesine çoktan ulaşmıştır. Her ne kadar evlerimizde tele-ekran'lar olmasa da telefonlarımız var.
Evrenselliğini korumuş bir kitap. Tüm dünya ülkelerine geçmiş içinde düşünseniz; şimdi içinde düşünseniz uyan bir kitapdır.
Bilinçleninceye kadar asla başkaldırmayacaklar; ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemezler.
Yevgeniy Zamyatin'in "Biz" kitabını da kesinlikle tavsiye ederim. En fazla 2 gününüzü alır.
Zamyatin i okuyunca 1984 ün kötü bir versiyon olduğunu idrak ediyorsunuz zaten.
Filmde oynayan John Hurt, daha sonra V for Vendetta'da diktatör başkanı oynadı.
Adam big brother mevkisine erişmiş tam bj başarı hikayesi
George Orwell gelsinde distopya görsün!
kitap yazıldığında okuyanı sarsmıştır ama yazılışının üzerinden yıllar geçtikten sonra okunduğunda daha sert etki gösterdiği kesin.
Bir düşünelim aceba biz bu duruma nasıl geldik. Ülke olarak hep bir dış düşman arayıp suçu ona atıp kendi kabahatlerimizi görmezden gelme hastalığı var bence bizde. Bir söz vardır " Nasıl olursanız öyle idare edilirsiniz" diye.
Evet halklar,uluslar,topluluklar adına tabi ki dosdoğru bir laf Ümit Özat senin tırnaklarla alıntıladığın cümle
Yediremiyorlar boku dışarıya atmaya çalışıyorlar.
@Hamza Eski hadis kelimenin tam anlamiyla söz demektir zaten.
Bilincleninceye kadar asla baskaldıramayacaklar, ama baskaldırmadan da bilinclenemezler.
Orwell efsanedir. Adam zamanında 84 kitabını yazdı ve tespit gibi tepsit yaptı güncelliğini hâlâ koruyor ..
kitapta bir şey dikkatimi çekmişti Winston demişti ki geleceğimi ben değiştiremiyecem belki ama değişeceğine inanıyorum, bu düzeni bozacaklarına inanıyorum gibi bir şey söylemişti. bence orada düzeni değiştirecek olan bizlerden bahsediyordu çünkü kendisi de insanları yazmış olduğu kitabı okuyarak değiştireceğine inanıyordu. aslında o kitapta da bize bu düzene ayak uydurmamız gerektiğinden bahsetmiş.
Ne yani? Bu düzen asla değişmez mi? Gerçek hayatta da mı değişmeyecek? Öylece ot gibi yaşayacak mıyız?
@@bigcungusg7539Değişmesi zor kitapta da diyor ya sonsuza kadar büyük birader var olacak parti var olacak diye
Ben de katılıyorum ne yazık ki
Bütün vatandaşlara zorunlu olarak okutulması gereken bir kitap. Bu kitabı okumayanlara kimlik bile verilmemeli. Çok sert girdim :) Belki de benden çok acımasız bir yönetici olurdu :)
Hadi biraz da komplo teorisi üretelim.... Bu videonun 15 Temmuzdan 1 gün sonra 16 Temmuzda yayınlanmasının özel bir anlamı var mı?
aşırı abartılacak bir kitap değil hayatında ilk kez kitap okuyorsun galiba
@@hasanu.1117 Çok beğenmiş demekki. İnsan sevdiği şeyi abartır normal bir şey bu.
@@hasanu.1117 adam ol lan.
Kimisi herkese nutuk okutur, kimisi *1984* okutur , kimisi Kuran okutur , kimisi İncil ... Arkadaşın ifadesine biraz daha uzaktan bakarsak bu yöntemler zaten uygulanıyor. Toplumda her bir vatandaşı doktrine etmek , düzeni sağlamanın yollarından biridir . Distopya eleştirisi yapılan bir videoda herkese 1984 okutmaya yönelik bir yorum yapmak da trajikomik bence. Normal şartlar altında toplumdaki tüm bireyleri iyi eğitmek için spesifik kitaplar okutmak absürt bir yöntem. (Film-kitap-roman...) düşünce dağıtımlarının genel amacı birinin veya birilerinin propagandasını yaymaktır. İyi veya kötü/doğru veya yanlış olsun . Eğer iyi yetişmiş vatandaşlar istiyorsan onlara düşünceyi değil doğru düşünmeyi öğretmen lazım. *Komplo teorileri* düşünce egzersizi olabileceği gibi doğru düşünmeyi bilmeyen insanların kafasını karıştırmak için kullanılan bir propaganda aracı.
@@djan0889 çok güzel anlatmışsın helal olsun kız olsam ilk sana verirdim
Yıllara önce Filmini seyretmiştim ve geçen sene de kitabını okudum,muhteşemdi.1984 ile Fahrenheit 451 birlikte okunursa her şey daha netleşiyor.
"Biricik umut proleterlerdeydi. Buna sımsıkı sarılmak zorundaydınız. Söylendiğinde akla yatkın geliyordu, ama sokakta yanınızdan geçen insanlara bir göz attığınızda, bunun bir inançtan öteye gitmediğini görüyordunuz."
1984ün
önce kitabını okudum.
sonra tiyatrosunu izledim.
sırada bugün filmi var.
nerde izledin tiyatrosunu bende gideyim belki tekrar gelebilir
@@johhnysinsreyiz5996 johnny abi sen türkçe biliyor muydun ya
Rez
Kitabı okurken adeta o dünyanın içinde yaşıyormuşum gibi geldi. George Orwell, çok gerçekçi yazmış. Hala etkisinden çıkamıyorum.
Son 20 yılın Türkiye siyasetinin özeti gibi bir kitap.Buzdolabını biz getirdik diyecek kadar cürretkar bir iktidarımız var hamdolsun...
Şuan içindeyiz yaşıyoruz Akape sayesinde!
2020 sonunda Dune bekliyoruz. Gerçekten de Ütopya ve Distopyaların popüleritesi artıyor.
David lyinch in dune filmiyle ilgisi var mı
Gerçekten türünün çok iyi bir örneği ve popülerliğini yitirmeyecek bir kitap.
Saygun hoca belli ki görüntü işleme ve ilgili alanlardaki gelişmeleri çok geriden takip ediyor. Çin'de havaalanlarındaki ya da Çin'in vatandaşlık skoru üzerine geliştirdiği yeniliklere bakabilir.
Ben boşuna demedim tanıdığım herkese bu kitabı özellikle okuyun diye!!:)
Aynen ama öncesinde hayvan çiftliği okunmalı
Aynı şeyi yapıyorum biliyormusun? Herkes okusun istiyorum bu kitabı.
@@pinkyyfloydyy5318 hayvan çiftliğini daha sonra okumak daha iyi bence
Daha yeni okudum yorum için teşekkürler
Cidden kitab gerçek hayatla uyuşuyor,parti=yönetici partiler,büyük birader =yönetici kişi
Çok iyi anlatmışsınız 🤍🌸👍🏻👊🏻
Kıtabı okudum 17 yaşındayım fakat 50 yaşıma gelsem bir kez daha okurum
Esas olan 05:20 - 05:40 arası .Benim hakikaten aklımı kurcalayan bir soru(n) . Herkes eleştirir ,şikâyet eder,"işte tam da günümüz!" der. Demesi kolay da...
Karanlığın olmadığı bir yerde buluşacak mıyız acaba
1984 romanıyla günümüz türkiyesi arasında benzerlikler var ama aynı demek aşırı abartı
kitabı okudum şimdi içinde yaşıyorum. hayaldi gerçek oldu
AK PARTİ
ruclips.net/video/YZQq_ZL4BJk/видео.html RTE İS WATCHİNG YOU
2023 türkiyesini anlatıyor
"Büyük bir dehşetle okuyorsunuz" dedi videoda başta konuşan adam. Tam orada "heh işte evet aynen" dedim. Kitabı büyük bir dehşetle okumuştum. Öyle ki okuduğum satırların devamındaki gece kitaptaki derin esaret, kabusum olmuştu. O gece kitabı kabusumda yaşadım ve uyandığımda aynı dehşeti hissediyordum.
"Bunun böyle olacağına ilişkin bir kanıt var mı ortada? Ya böyle olması gerektiğine ilişkin bir neden?"
"Hayır. Yalnızca böyle olacağına inanıyorum. Başaramayacağınızı biliyorum. Evrende bir şey var, bilemiyorum, bir ruh, bir cevher, işte onu hiçbir zaman yenemeyeceksiniz."
"Tanrı'ya inanıyor musun, Winston?"
"Hayır."
"O zaman, bizi yeneceğini söylediğin bu cevher nedir?"
"Bilmiyorum. İnsan ruhu."
"Peki, sen kendini insan olarak mı görüyorsun?"
"Evet."
"Sen insansan, Winston, son insansın. Senin soyun tükendi, yerini biz aldık. Bir başına olduğunun farkında mısın? Sen tarihin dışındasın, yoksun."
Black mirror'dan kesitler çok güzel olmuş ❤️
Black Mirror Efsaneydi gercekten.
Hangisi
Lisede felsefe dersinde ütopya, karaütopya konusu tartışılırken adı geçen filmlerdendi. Hemen izledim tabii. Zaten küçüklüğümden beri bilimkurgu aşığıyım. Bugüne dek izlemediğim ne var yoksa hemen izlemeye ve tabii ki okumaya çalışıyorum. Dünyadaki yöneticileein de bunlardan ilham aldığını düşünüyorum. Sanırım en bariz röntgenci birader şu an Çin ve en çaktırmayanı sinsi birader Almanya görünüyor.
Kitabı okuduktan sonra herkes film arıyor galiba benim gibi.
Önemli olan o verinin toplanması, işlenmesi değil.. Bugün işlenmez senin verin ama yarın bir gün güçlendiğinde dönüp bakıp işlerler merak etmeyin.
Muse grubunun Resistance adında bir şarkısı var. Solist Matt Bellamy şarkının sözlerini 1984'ten esinlenerek yazmış. Çok güzel bir şarkı, tavsiye ederim
Videonun sonundaki sosyoloğun olaya yaklaşımı maalesef kısıtlı bir çerçevede. "Çok büyük bir veri var abi nasıl kontrol edecekler bunu" demiş. Her an değil zaten, ihtiyaç olduğunda izlenebileceği gerçeği var. Geleceğin başbakanının bugün bilgileri big dataya kaydediliyor. Görüntüleri, sesleri, yazıları, mesajları.. Bu gelecekte ülke adına önemli işler yapmak isteyen herkesin analiz edilebileceği manasına gelir. İnsanları teker teker izlemeye analiz etmeye gerek yok (ki kuantum teknolojisi ve yapay zeka ile bu zaten yakın zamanda gerçekleşecek). Onları yönetenler hakkinda bilgi sahibi olmak dahi yeterlidir. DW nin akıl daniştiği ve bir de boğaziçi mezunu sosyologlar bile böyleyse bizim vay halimize.
black mirrorla bunu pekiştirmeniz cok güzel olmuş
Çiftdüşün kavramı da güzeldi.
Kitabın logosundaki V ile, winston karakterinin V for Vendetta filminde BAŞKAN rolünü oynaması çok ironik
okuduğum kitapların en en iyisi
Arkaya koyduğunuz görüntüler çok saçma olmuş.
Peki bugün önemsenmeyen veriler. Birgün bu kişi önemli biri haline gelirse eski verileri ortaya çıkartılabilir mi. Gerçekten bu kadar büyük bir datayı yıllarca kaydedebiliyorlar mı?
Mükemmel olmuş resmen
Ne kitaptı bee. Efsaneee
1984 ün filmi mi varmış la ilk kez gördüm
Her kes hakkini talep etmedikce hak etmedigini teklif ederler zorla 😢
Barış kelimesinii savaşa çevirmeye çalıştıklarını hatırlıyorum 7-8 sene geçti. Bu detay günümüzde barışla aynı kökene sahip İslamın savaşı akla getirmesini sağlamaya çalışan medyayı hatırlatıyor.
Hocam ,biraz açabilir misiniz? "Barış kelimesini savaşa çevirmeye çalıştıklarını hatırlıyorum " cümlesini.🙏
@@eliftas5541Herifler Barış Bakanlığı kurmuş ondan bahsediyo
Geçmişimizi gelecekmizi unutun. Bu günmüzü anlatan bir kitap
Hem dünümüz hem de bugünümüz.
Yönler değiştikçe zamanında dost olanlar düşman olarak empoze edildi ve tarih değiştirildi, en azından kayıtlarda öyle yapılmaya çalışıldı. Ve sanırsam da başarıldı...
Kitabı okumadım, Tiyatro Oyunu'na gitmiştim. Oyunu'nu izlemiştim. Rutkay Aziz oynuyordu.
İzlerken bile Korkunçtu.
Gerçi şu anda içinde yaşıyoruz zaten. Siyasal İslam'cı bir Rejim, ülkeyi kapalı, dünyada tek başına kalmış, yalnız, Otokratik bir hale getirmiş durumda.
Şu ülkede içinde yaşıyoruz zaten..
George orwell saygılar.
cok uzun zaman önce okumuştuk hatirladik bu videoyla
ulan ne kitap be gerçekten çok etkilendim
“Düşünce suçu ölüm tehlikesi yaratmaz, Düşüncesuçunun kendisi ölümdür”
Savaş barış demektir, çok dehşet verici
Çok güzel bir video
2023=Yeni 1984
"Aşırı fazla veri var. Bu veriyi kim işleyecek?" Bu sözlerin cevabı için yapay zeka vs. sistemlere bakılabilir. Milyar nüfuslu Çin'in sosyal kredi sistemine bakarsanız aslında işlenmesinin çok da zor olmadığını da görürsünüz, ne işlere yarayabileceğini de..
kesinlikle öyle milyonlarca insanın kullandığı uygulamalardaki veriler toplanıyor ve analiz ediliyor. Daha sonra da pazarlama şirketlerine satılıyor bugünkü teknoloji ile çok zor bir şey değil.
Kitap çok güzeldi yanlız
Bu dünyada 1984 de cesur yeni dünya da fahrenheit 451 de biraz var.
Günümüze cok benziyor
Black Museum Ne güzel bir bölümdü
Black mirror un özeti gibi
Büyük birader anı öyle bir andır ki
1984 geleceği görmek değildir bence olabilecek ihtimâllerin fazla seçeneğinin olmayışıdır.
Bu kitabı her yerde aradım bulamadım meğerse hemen dibinde imiş sosyal hocamda derste bu kitap ile ilgili bir örnek verdim oda bu kitap mı dedi onda olduğu nu öğrenince hayava uçtum resmen
Süperrrrr
Gözetlenmeye gerek duyulmayan hayatlar, ve söz bitti.
Big Brother oldu Uzun Abi
delikanlı bunun filmi varmış ama hiç bir yerde bulamadım.yardımcı olabilirmisin
RUclips da aratın var
aaa Filmi de mi varmıs??
Bence izleme kitap daha güzel
Mağara
Videonun sonlarında konuşan arkadaşa Data Mining ve Machine Learning konularını incelemesini öneririm. Söylemleri 90'lı yıllardan kalma.
Big data Big brother 😂😂
denk geldi... blutv de var. Bugün yarın izleyeceğim
Çok büyük bir yazar gerçekten
4:18 - 4:25 arasindaki dizinin adı ve müziğin adını bilen varsa paylaşabilir mi?
black mirror dizi
Black Mirror'dan farklı bölümler
Enes Tekin sadece 2. Bölümü izledim aşırı depresif zekice bi dizi
dizinin adi black mirror. 4:18 ile 4:25 arasi gösterilen bölümlerin adlari ise sirayla: men against fire (sezon 3 bölüm 5), san junipero (sezon 3 bölüm 4) ve nosedive (sezon 3 bölüm 1)
@@wolfbaron59 son iki sezonda bile etkileyici konular işlenmiş bir dizi.
çin şu anda 1984 ün allahını yaşıyor
Hahaha (:
Me encanta este libro! Por favor subirlo en español!!!!
mecidiyeköy de rutkay aziz oyanmıştı... bayağı iyiydi
Winstonlara selam olsun.
mralboroyı unutmayalım
ingsos’ta yok o.
Peki ya O'brienler :D
Teyip bizi gözlüyor.
Skckfkcsksgk
kim mi filtreleyecek? süper bilgisayarlar çıktığında o datalar az bile gelecek onlara. daha fazla data bile isteyecekler.
Düşünce suçu ölüm gerektirmez,düsünce sucunun kendisi ölümdür.
Ablacm sen ne diyon
Girdim spoliler aldım, daha kitabın yarisindayim
Bu kitabı son 5 gunde inceliyordum ve 5 gun once bu video yayinlanmis sanki biri beni izliyor gibi.
Big brother is watching you...
@@yagmurk.2220 bunu yazmaya gelmiştim
1984 Stalin dönemi SSCB’nin bir eleştirisiydi. Reel sosyalizmin çözülüşünün üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen diktatoryel distopyaların, teknoparanoyanın bu kadar popüler olması; liberalizmin yaratması beklenen “özgürlük” konseptinin altının ne kadar boş olduğunu ve hatta liberalizm ile faşizm arasındaki açı farkının hiç de düşünüldüğü kadar fazla olmadığını gösteriyor.
Evet liberalizmin özgürlük anlayışı o kadar boş ki kanada diktatörlük ile yönetilip halk fikrini özgürce sunduğunda idam ediliyor japonya dünyanın en faşist ülkesi amerikada ise siyahiler ise hala KKK tarafından çarmıha gerilip yakılıyor .d
@@Killshotsosa444 Kanada iç siyasetinde liberal özgürlükler hakim olabilir ama Suudi Arabistan'daki vahhabi diktatörlüğe en çok silah satan 2-3 ülkeden biri aynı zamanda. ABD'de geçtiğimiz aylarda olanlarıysa takip etmedin sanırım.
Furkan Bircan o da kanadanın beka meselesi silah satmak özgürlüğe ters değil sonuçta talep varsa ürün çıkarmak elinden geliyorsa yapılmayacak bir şey değil her liberal hükümet hümanist olmak zorunda değil