Devaammmm (Balo günü saat 16.30) Mia: Yardım perisi geldi. Buyrun haşmetlim? "Ehem çok sevgili yardım perim, hazırlanmam da bana yardım eder misiniz?" Mia: tabii ki efenim Mia odada otururken hızlıca banyoya girip çıktım. Saçlarımı kurutup elbisemi giydim. Bu sırada saat 5 olmuştu bile. Mia yanıma gelip önce saçlarımı yaptı. Saçlarıma 35 dakika uğraşmıştı. "Kızım hızlan geç kalacam ha" Mia: ay tamam uğraşıyorum işte! Oyalanmadan ne cok ağır ne cok hafif bi makyaj yapmıştı. Ayna da kendime bakınca gözlerim ardına kadar açıktı. "Çok güzelim be" Mia: cidden çok güzel oldun Amy. Gülümseyerek ona döndüm. "Mia çok teşekkür ederim. Bunun karşılığını alacaksın merak etme" Dedikten sonra ayakkabımı ve çantamı alıp odadan çıktık. Telefonumdan saatime baktığımda saat 6 yi 5 geçiyordu. Telefonumun hafif melodisi çalmaya devam ederken arayan kişiye baktım. Elim ayağım birbirine dolaşmıştı arayanı görünce. "Efendim" Suga: Mesaj attım görmedin. Konum atsan hani gelmem için. " Ha tamam hemen atıyorum" Konumu atarken aşağıya çoktan inmiştim. Ve iner inmez babamla karşılaştım. Baba: Prensesim bu ne güzellik? "Teşekkür ederim kralım." Baba: Geldi mi şu arkadaşın? "Gelmek üzere. Ayrıca baba korkmana gerek yok. Bişey olmaz" Baba: Nasıl korkmayayım kızım. Sizin başınıza bişey gelirse ben naparım? Sizler benim canımsınız... Babama sarılarak veda ettim. Ardından mia ve annemle de vedalaştım. Saat 18.28 olmuştu. Büyük salonun kapısına doğru ilerledim. Kapıyı açtıktan sonra bahçede ki korumaların yanlarından geçerek dış kapıya vardım. Korumanın birisi kapıyı açınca kalbimin yerinden çıkacağını hissettim. Suga arabasına yaşlanmış şekilde beni bekliyordu. Üstünde siyah pantolon siyah gömlek vardı. Suga: Çok güzel olmuşsun. "Teşekkür ederim" Hafif bir tebessüm ile yanına ilerledim. Arabanın kapısını açtı ben bindikten sonra kapattı. Kendisi de binince gitmek için hazırdık. Suga: Güzel olmuşsun olmasına da sence de biraz fazla kısa ve dar değil mi? Şuan sevinç çığlığı atmamak için kendimi zor tutuyordum. "Yok bence iyi" Suga: Sen bilirsin ama bakan olursa günah benden gitti. Tek olsam şimdi kalkmış sevinç dansımı yapıyor oluyordum ama yanımda Suga olduğu için kılımı bile kıpırdamadan oturuyordu. Kısa süre sonunda salona varmıştık. Arabadan inip salonun önünde durduğumda yanıma geldi ve kolunu uzattı. Bende fırsatı kaçırmayıp girdim koluna. Normalde odundur ama şu son 2 gündür kendisine bişey olmuştu. Salona adımımızı atarken bize bakanların sayısı artmıştı. Okulun popüler kişisinin yanında beni görünce şaşırmışlardı. Bazıları sinirli bazıları şaşkın şekilde bakıyordu. Sınıfımızın olduğu masayı bulup yanlarına gittik. Dong: Oooo bakıyorum da kol kola geziyorsunuz Kolumu çekeceğim sırada Suga bırakmayarak elimi tuttu. Suga: Evet ve bundan sizene! Utanıyordum ve yüzümün kızarmaması için dua ediyordum. Bı süre burada oturup sohbet ettik. Sonrasında tüm okul olarak üst kata çıktık. Asıl şimdi başlıyordu balo. Önce normal bi şekilde eğlendik ardından dans müziği çaldı. Herkes dans ederken ben dans etmemeyi tercih ediyordum. Sevmezdim dans etmeyi. Yanıma gelen kişi ile yüzümü buruşturdum. Alex: Selam güzelim. Dans edelim mi? "Hayır teşekkürler" Alex: Neden ama? Ben boşum bakıyorum sende boşsun. Suga: Boş olduğunu kim söyledi? Diyerek kolumdan tutarak beni ayağa kaldırdı. Suga: Bi daha görmeyeyim seni buralarda! Alex giderken Suga da bileğimden tutup beni peşinden götürüyordu - sürüklüyor desek daha doğru olur- Asansöre binip aşağıya inerken suga söyleniyordu ki söylenmesini asansörün bi anda durup ışıkların kesilmesi bozdu. Suga: Amy "Efendim suga" Suga: Bişey itiraf edicem Bunları söylerken hızlı hızlı nefes alıyordu. Bense korkuma yenik düşmemeye çalışıyordum. "Söyle" Suga: Bunu bi tek sen bileceksin. Hiçbir seyden korkmuyor gibi gözüksem de en büyük korkum karanlık ve biz şuan karanlıktayız. Beynim olanları algılamaya çalışırken bi de söyledikleri gelince daha zorlaşmıştı işler. Kendimi toparlayıp suga ya döndüm. Karanlık da az da olsa yüzünü seçebiliyordum. "Suga sakin ol bizi kurtarmaya gelecekler. Güçlü kalmalısın" Asansörün kapısına vurup bağırıyordum fakat duyan olmuyordu müziğin sesi yüzünden. Suga: Amy "Burdayım" Suga: Yanıma gel lütfen Karanlığa alışan gözlerim Suga nin nerde olduğunu görünce yanına gitmemi sağladı. Beni kolumdan tutup aşağı çekti. Suga: Gitme nolursun. Komik gelebilir ama lütfen yanımdan ayrılma. "Daima yanındayım" Kolunu belime sararak kendine yaklaşmamı sağladı. Sonrasında diğer kolunu da sarıp kafasını göğsüme yasladı. Ben hala neye uğradığıma şaşırıyordum. Elimi saçlarının arasına gezdirdim. Sevdiğim adam kollarımın arasında bı asansörde mahsur kalmıştık. Suga: Amy "Burdayım" Suga: Amy "Burdayım Suga" Bu ve bunun gibi konuşmalar aramızda onlarca kez geçmişti. Suga: Amy "Burdayım" Suga: Sana sahip olduğum için çok şanslıyım. "Nasıl-" Demeye kalmadan Suga nin nefesi düzenli hale gelmişti. Uyuduğunu düşündüm. Ama bi anda uyuyamazdı. "Suga uyan" "Cevap ver" "Suga duyuyor musun?" "Kendine gel" "Korkutuyorsun beni" Bayıldığını anlayınca korkudan ne yapacağımı bilemez hale geldim. Kapıya yaklaşıp vurmaya başladım. Çantamı da arbada bırakmıştım yani telefonum da oradaydı. Kapıya büyük bi güçle vurmaya devam ederken Suga nin mırıldandığını duydum. "Suga iyi misin?" Suga: İyiyim.. sanırım " Ne demek bu" Suga: Karanlıktayız "Ha evet karanlık ama korkma gelirler şimdi bizi kurtarmaya" Artık yüzünü daha net görüyordum. Karanlık artık bana hiç geliyordu. Yüzündeki korkuyu görünce işin ciddiyetini biraz daha anladım. Yanına iyice yaklaşıp kollarımı boynuna sardım. O da belime kollarını sardı. İyi geleceğini düşünmüştüm. Suga: Sana gerçekten hayranım. İyi kalbin, enerjin, mutluluğun, umudun ... Herseyinle sana hayranım. Bazen diyorum keşke senin gibi olsam, pozitif birisi olsam, senin gibi umut dolu bir insan olsam... Bunları çok düşünüyorum. Ama nasıl yapacağımı bilemiyorum.. "İstersen sana yardımcı olurum" Suga: Teşekkür ederim Amy. Şuan da yanımda olduğun için, bana yardımın için ve beni sevdiğin için.. " Her zama- bi dakika NE! Sen nerden biliyorsun ya!?" Suga: Gözlerin herşeyi anlatıyor. Nasıl saf, temiz bir aşkın olduğunu, nasıl sevdiğini.. herşeyi gösteriyorlar. En basiti sevmesen şuan bunları dinlemezdin. "Bak bu doğru. Ama herkes ben değil" Yüzünde küçük bir tebessüm oluşmuştu. Öğrenmişti, bu iyi bişeydi ama karşılığıni bilmiyordum. Suga: Yani diyorum ki aşkının karşılığını almak istiyorsan bu çocuğu kabul etmen lazım. "Ohooo ben onu çoktan kabul ettim de kendilerinin haberi yok" Minik bir kahkaha attı. Gülüşüne bende güldüm. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Dudağıma küçük bi buse kondurup -etkisi büyük olandan- geri çekildi. Ellerimi tutup Suga: Bu çocuk sana çok minnettar güzelim...
Devaammmm
(Balo günü saat 16.30)
Mia: Yardım perisi geldi. Buyrun haşmetlim?
"Ehem çok sevgili yardım perim, hazırlanmam da bana yardım eder misiniz?"
Mia: tabii ki efenim
Mia odada otururken hızlıca banyoya girip çıktım. Saçlarımı kurutup elbisemi giydim. Bu sırada saat 5 olmuştu bile. Mia yanıma gelip önce saçlarımı yaptı. Saçlarıma 35 dakika uğraşmıştı.
"Kızım hızlan geç kalacam ha"
Mia: ay tamam uğraşıyorum işte!
Oyalanmadan ne cok ağır ne cok hafif bi makyaj yapmıştı. Ayna da kendime bakınca gözlerim ardına kadar açıktı.
"Çok güzelim be"
Mia: cidden çok güzel oldun Amy.
Gülümseyerek ona döndüm.
"Mia çok teşekkür ederim. Bunun karşılığını alacaksın merak etme"
Dedikten sonra ayakkabımı ve çantamı alıp odadan çıktık. Telefonumdan saatime baktığımda saat 6 yi 5 geçiyordu. Telefonumun hafif melodisi çalmaya devam ederken arayan kişiye baktım. Elim ayağım birbirine dolaşmıştı arayanı görünce.
"Efendim"
Suga: Mesaj attım görmedin. Konum atsan hani gelmem için.
" Ha tamam hemen atıyorum"
Konumu atarken aşağıya çoktan inmiştim. Ve iner inmez babamla karşılaştım.
Baba: Prensesim bu ne güzellik?
"Teşekkür ederim kralım."
Baba: Geldi mi şu arkadaşın?
"Gelmek üzere. Ayrıca baba korkmana gerek yok. Bişey olmaz"
Baba: Nasıl korkmayayım kızım. Sizin başınıza bişey gelirse ben naparım? Sizler benim canımsınız...
Babama sarılarak veda ettim. Ardından mia ve annemle de vedalaştım. Saat 18.28 olmuştu. Büyük salonun kapısına doğru ilerledim. Kapıyı açtıktan sonra bahçede ki korumaların yanlarından geçerek dış kapıya vardım. Korumanın birisi kapıyı açınca kalbimin yerinden çıkacağını hissettim. Suga arabasına yaşlanmış şekilde beni bekliyordu. Üstünde siyah pantolon siyah gömlek vardı.
Suga: Çok güzel olmuşsun.
"Teşekkür ederim"
Hafif bir tebessüm ile yanına ilerledim. Arabanın kapısını açtı ben bindikten sonra kapattı. Kendisi de binince gitmek için hazırdık.
Suga: Güzel olmuşsun olmasına da sence de biraz fazla kısa ve dar değil mi?
Şuan sevinç çığlığı atmamak için kendimi zor tutuyordum.
"Yok bence iyi"
Suga: Sen bilirsin ama bakan olursa günah benden gitti.
Tek olsam şimdi kalkmış sevinç dansımı yapıyor oluyordum ama yanımda Suga olduğu için kılımı bile kıpırdamadan oturuyordu.
Kısa süre sonunda salona varmıştık. Arabadan inip salonun önünde durduğumda yanıma geldi ve kolunu uzattı. Bende fırsatı kaçırmayıp girdim koluna. Normalde odundur ama şu son 2 gündür kendisine bişey olmuştu.
Salona adımımızı atarken bize bakanların sayısı artmıştı. Okulun popüler kişisinin yanında beni görünce şaşırmışlardı. Bazıları sinirli bazıları şaşkın şekilde bakıyordu. Sınıfımızın olduğu masayı bulup yanlarına gittik.
Dong: Oooo bakıyorum da kol kola geziyorsunuz
Kolumu çekeceğim sırada Suga bırakmayarak elimi tuttu.
Suga: Evet ve bundan sizene!
Utanıyordum ve yüzümün kızarmaması için dua ediyordum. Bı süre burada oturup sohbet ettik. Sonrasında tüm okul olarak üst kata çıktık. Asıl şimdi başlıyordu balo. Önce normal bi şekilde eğlendik ardından dans müziği çaldı. Herkes dans ederken ben dans etmemeyi tercih ediyordum. Sevmezdim dans etmeyi. Yanıma gelen kişi ile yüzümü buruşturdum.
Alex: Selam güzelim. Dans edelim mi?
"Hayır teşekkürler"
Alex: Neden ama? Ben boşum bakıyorum sende boşsun.
Suga: Boş olduğunu kim söyledi?
Diyerek kolumdan tutarak beni ayağa kaldırdı.
Suga: Bi daha görmeyeyim seni buralarda!
Alex giderken Suga da bileğimden tutup beni peşinden götürüyordu - sürüklüyor desek daha doğru olur- Asansöre binip aşağıya inerken suga söyleniyordu ki söylenmesini asansörün bi anda durup ışıkların kesilmesi bozdu.
Suga: Amy
"Efendim suga"
Suga: Bişey itiraf edicem
Bunları söylerken hızlı hızlı nefes alıyordu. Bense korkuma yenik düşmemeye çalışıyordum.
"Söyle"
Suga: Bunu bi tek sen bileceksin. Hiçbir seyden korkmuyor gibi gözüksem de en büyük korkum karanlık ve biz şuan karanlıktayız.
Beynim olanları algılamaya çalışırken bi de söyledikleri gelince daha zorlaşmıştı işler. Kendimi toparlayıp suga ya döndüm. Karanlık da az da olsa yüzünü seçebiliyordum.
"Suga sakin ol bizi kurtarmaya gelecekler. Güçlü kalmalısın"
Asansörün kapısına vurup bağırıyordum fakat duyan olmuyordu müziğin sesi yüzünden.
Suga: Amy
"Burdayım"
Suga: Yanıma gel lütfen
Karanlığa alışan gözlerim Suga nin nerde olduğunu görünce yanına gitmemi sağladı. Beni kolumdan tutup aşağı çekti.
Suga: Gitme nolursun. Komik gelebilir ama lütfen yanımdan ayrılma.
"Daima yanındayım"
Kolunu belime sararak kendine yaklaşmamı sağladı. Sonrasında diğer kolunu da sarıp kafasını göğsüme yasladı. Ben hala neye uğradığıma şaşırıyordum. Elimi saçlarının arasına gezdirdim. Sevdiğim adam kollarımın arasında bı asansörde mahsur kalmıştık.
Suga: Amy
"Burdayım"
Suga: Amy
"Burdayım Suga"
Bu ve bunun gibi konuşmalar aramızda onlarca kez geçmişti.
Suga: Amy
"Burdayım"
Suga: Sana sahip olduğum için çok şanslıyım.
"Nasıl-"
Demeye kalmadan Suga nin nefesi düzenli hale gelmişti. Uyuduğunu düşündüm. Ama bi anda uyuyamazdı.
"Suga uyan"
"Cevap ver"
"Suga duyuyor musun?"
"Kendine gel"
"Korkutuyorsun beni"
Bayıldığını anlayınca korkudan ne yapacağımı bilemez hale geldim. Kapıya yaklaşıp vurmaya başladım. Çantamı da arbada bırakmıştım yani telefonum da oradaydı. Kapıya büyük bi güçle vurmaya devam ederken Suga nin mırıldandığını duydum.
"Suga iyi misin?"
Suga: İyiyim.. sanırım
" Ne demek bu"
Suga: Karanlıktayız
"Ha evet karanlık ama korkma gelirler şimdi bizi kurtarmaya"
Artık yüzünü daha net görüyordum. Karanlık artık bana hiç geliyordu. Yüzündeki korkuyu görünce işin ciddiyetini biraz daha anladım. Yanına iyice yaklaşıp kollarımı boynuna sardım. O da belime kollarını sardı. İyi geleceğini düşünmüştüm.
Suga: Sana gerçekten hayranım. İyi kalbin, enerjin, mutluluğun, umudun ... Herseyinle sana hayranım. Bazen diyorum keşke senin gibi olsam, pozitif birisi olsam, senin gibi umut dolu bir insan olsam... Bunları çok düşünüyorum. Ama nasıl yapacağımı bilemiyorum..
"İstersen sana yardımcı olurum"
Suga: Teşekkür ederim Amy. Şuan da yanımda olduğun için, bana yardımın için ve beni sevdiğin için..
" Her zama- bi dakika NE! Sen nerden biliyorsun ya!?"
Suga: Gözlerin herşeyi anlatıyor. Nasıl saf, temiz bir aşkın olduğunu, nasıl sevdiğini.. herşeyi gösteriyorlar. En basiti sevmesen şuan bunları dinlemezdin.
"Bak bu doğru. Ama herkes ben değil"
Yüzünde küçük bir tebessüm oluşmuştu. Öğrenmişti, bu iyi bişeydi ama karşılığıni bilmiyordum.
Suga: Yani diyorum ki aşkının karşılığını almak istiyorsan bu çocuğu kabul etmen lazım.
"Ohooo ben onu çoktan kabul ettim de kendilerinin haberi yok"
Minik bir kahkaha attı. Gülüşüne bende güldüm. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Dudağıma küçük bi buse kondurup -etkisi büyük olandan- geri çekildi. Ellerimi tutup
Suga: Bu çocuk sana çok minnettar güzelim...
Çok güzel yazmışsın sakın bu kanalı bırakma eminim ki büyür sadece sabır ellerine sağlık♡