Demokrat Parti Ekonomisi: Kalkınma mı Dışa Bağımlılık mı? I Türkiye Ekonomi Tarihi #2
HTML-код
- Опубликовано: 27 июл 2024
- Türkiye'nin politik ekonomi tarihini incelemeye devam ediyoruz. Bu videoda Mehmet Yaşar Altundağ, bizi 2 Dünya Savaşı'na ve hemen akabinde iktidara gelen Demokrat Parti dönemine götürüyor. 2. Dünya Savaşı'yla beraber gözden iyice düşen CHP'ye odaklanan Yaşar, devamında Demokrat Parti'nin başta getirdiği ekonomik ve siyasal gelişmenin sebeplerini inceliyor. Daha sonrasında bu gelişme yıllarının neden hazin bir şekilde son bulduğunu tartışıyor. Adnan Menderes, Marshall yardımları, tarımda makineleşme, siyasal liberalizm ve darbenin etrafında Türkiye'nin çetrefilli bir tarihi.
00:00 - Giriş
01:10 - 2.Dünya Savaşı'nın Türkiye'ye etkisi.
03:25 - Mutsuzlar ittifakı: Tek Parti'ye yönelik öfkeler.
07:06 - Demokrat Parti iktidara gelirken dünyada yaşanan gelişmeler.
09:15 - 1947-53 Mucizesi: Demokrat Parti'yle yükseliş.
12:01 - Paranın kaynağı nereden? ABD mi tarım ülkesi olmamızı istedi?
14:04 - 1954 sonrası ekonomik daralma.
16:00 - Ekonomik krizi takip eden siyasi krizi. 60 Darbe'sine giden süreç.
18:32 - DP'yi anlamak. Neden tarım?
19:49 - DP'nin Türkiye'ye uzun vadede etkileri.
Kavramlar
-american isolationism
-ethos
-Keynesyen iktisat
-Varlık Vergisi
-27 Mayıs darbesi
Kaynakça:
-Şevket Pamuk, Türkiye'nin 200 Yıllık Ekonomi Tarihi
-Korkut Boratav, Türkiye'nin Ekonomi Tarihi
-Hakan Yılmaz, Democracy from above (1997)
-Şahin Yeşilyurt, Varlık Vergisi hakkında bir değerlendirme (2016)
-İlkay Sunar, Populism and patronage (1990)
-32. Gün Demirkırat belgeseli
Ayrıcalıklardan yararlanmak için bu kanala katılın:
/ @49w
Ya da aşağıdaki bağlantı üzerinden patronumuz olun.
/ kirkdokuzw
Sosyal Medya:
/ discord
/ kirkdokuzw
/ kirkdokuzw
/ kirkdokuzw
O zaman demokrasinin riskli yani siyasetçiyi uzun vadeli isler yapmak yerine kisa vadeli popülist faydası gecici politikalara itiyor diyebilir miyiz ?
Kurumlar bagımsız olmalıdır
Almanya'da hiç te öyle olmuyor değil mi? Çünkü Avrupalılar durumu fark ederek siyasileri kurumlarla sınırlandırdılar. bugün bir alman politikacı alman üniversitelerinin içine edecek hamleler yapamaz. Yapmaya kalkarsa karşısına üniversiteler, mahkemeler, bürokrasi dikilir ve alman politikacı yeter söz milletin gibi ucuz laflarla bu işten yırtamaz değil mi?;)
demokrasilerde güçler ayrılığı vardır. Atama yoluyla değil kurum içi seçilme yoluyla kurumlar içi "kanunlar ve anayasa çerçevesinde" siyasi rekabet bu tekelleşmeyi, popülistliği engeller. Bizimki gibi demokratik gözüken kleptokrasilerde devlet içi kurumlar kanuna ve anayasaya aykırı şekilde kadrolaştırılmıştır.
1983 - 1987 ve 2002 - 2013 dönemlerini dört gözle bekliyorum.
Harika bir bölümdü. Objektif değerlendirmeler ile dolu. Umarım bu serinin devamı gelir.
Bir sonraki bölümü heyecanla bekliyorum
Çok güzel hazırlanmış emeğinize sağlık devamını merakla bekliyoruz ....teşekkürler
Harika bir seri emeğinize sağlık. Özellikle Özal dönemini heyecanla bekliyorum
Yine çok güzel bir video olmuş, emeğinize sağlık
DEVAMI GELSİİİNNN MÜKEMMEL
bu kanal da senin videoların daha aydınlatıcı ve dinlenebilir. emeğine saglık MEHMET YAŞAR ALTINDAĞ
Çok güzel bir video olmuş. Şimendifer ve otoban ayrımı yapmanız güzel bir sınıflandırma olmuş iki dönemdeki ekonomik anlayışın farklılıklarını gösterebilmek için. Demokrat Parti’nin tek partili ekonomik politikalarına tepki olarak seçilmesine rağmen aslında Demokrat Parti hükümetinin tarıma dayalı liberal ekonomi politikalarının büyük bir çoğunun ılımlı bir seviyede de olsan çoktan İkinci Dünya Savaşı sonrası CHP hükümetinde de olduğunu söyleyererek iki hükümet arasında bir süreklilik olduğunun göstermeniz harika bir tespit.
Fakat ben de demokrasinin Türkiye’de oldukça dışarıdan baskı ile ve tepeden geldiğini düşünenlerdenim. Brezilya’da da benzeri bir vaka yaşandı. Orada da İki Savaş Arası Dönem ve İkinci Dünya Savaşı döneminde Getulio Vargas’ın kurduğu bir popülist diktatörlük öncülüğünde bir içe kapanma ve devletçi sanayileşme hamleleri gerçekleşiyor. Partilerin yasak olduğu bir parlamenter diktatörlük bu. Vargas'ın iktidara gelişi Sütlü Kahve Dönemi (Cafe Com Leite) olarak adlandırılan dönemin bitimine denk gelir. Bu Sütlü Kahve Dönemi'nde São Paulo ve Minas Gerais eyaletlerinde süt ve kahve ticaretiyle zenginleşip Brezilya siyasetini kendi çıkarlarına göre oldukça manipülatif bir şekilde kontrol eden bu oligarşik tarım burjuvasinin hükümranlığı vardı. İki oligarşik kesim sırayla iktidarı birbirleri arasında değiştiriyorlardı, bir São Paulo'dan bir Minas Gerais'ten başkan seçiliyordu. Fakat son São Paulolu başkan Washington Luis kurala uymayıp yine kendi koltuğunu Minas Geraisli bir isime değil de São Paulolu bir aday olan Julio Prestes'e bırakmaya çalışınca bir anayasal kriz çıkmış ve Getulio Vargas Minas Gerais oligarşisinin desteğini alarak Prestes'e karşı yarışmış ama kaybetmiştir. En sonunda ise Prestes'in başkanlığını kabul etmeyip ardından anlaştığı askerlerle darbe yapmış, isyan eden São Pauloları Paulista Savaşı olarak adlandırılan bir iç savaşta yenerek devrimini korumuş ve 1937 yılında da bir askerin içerisindeki komünist ayaklanmayı bahane edip kendi kendine darbe yaparak totaliter sayılabilecek bir anayasayı geçirerek Yeni Devlet (O Estado Novo) olarak bilinen kendi diktatöryel rejimini kalıcılaştırmıştır. Bu dönemde de bahsettiğim içe kapalı sanayi hamleleri ile Brezilya’yı bir sanayi ülkesi yapmayı başarmış, Brezilya’nın görece teknolojik anlamda modernleşmesini ve ekonomik anlamda kalkınmasını sağlamıştır. Bütün bu süreç boyunca da içeride komünizm tehdidine karşı Brezilyalı faşist hareket olan İntegralistleri desteklemiş (bunlar dünyadaki en fazla üyeye sahip olan oldukça kuvvetli bir faşist hareketti), dış politikada da bir müddet Müttefikler’den ve SSCB’den uzak durup Faşist İtalya ve Nazi Almanyası ile dirsek temasında bulunmuştur. Aynı Türkiye gibi İkinci Dünya Savaşı’na uzun bir müddet katılmamış, fakat tarafsız da kalmamış iki tarafa da oynamıştır. Yine Türkiye gibi savaşa Müttefikler’in kazandığı belli olunca katılmıştır, sadece Türkiye sembolik olarak savaşa katılırken Brezilya ciddi bir şekilde biraz daha erken bir zamanda, 1942 yılında (ABD’nin savaşa girdiği dönem) ABD’nin baskısıyla İkinci Dünya Savaşı’na Müttefikler’in yanında katılmış, hatta Avrupa’ya dahi az sayıda olsa da asker yollamıştır. Bunun sonucunda da ABD ve Batı dünyasına savaş sonrasında yakınlaşmış, zamanında yerleştirdiği bütün o faşist İntegralistleri devlet kadrolarından atmış ve sanki hiçbir zaman faşistlerle işbirliği yapmamış, aslında hep Batı yanlısı liberallermiş gibi kendilerini göstererek Batı’nın özgür dünyasında yer almaya çalışmış. Bu dönemde ekonomide kısmen liberalleşmeye gidilmiş, ABD ile ticaret anlaşmaları yapılmış ve ABD’den yatırımlar gelmiş, Vargas da merkez-sol Brezilya İşçi Partisi (PTB) ve merkez-sağ Brezilya Sosyal Demokrat Parti (PSDB) olmak üzere iki partiyi bizzat açarak çok partili bir demokratik sisteme geçiş yapmıştır. Tabi ABD Vargas’ın pek İkinci Dünya Savaşı öncesi faşizm yanlısı bir diktatör olduğunu unutmayacak ve hep ona biraz mesafeli yaklaşacaktır. Daha sonra da Brezilya’nın kalkınmacı politikalarından pek taviz vermemesi, ABD'nin taleplerine karşı gelip Brezilya petrolünü özelleştirmemesi ve ticarette korumacılıkta ısrar etmesi ABD ile arasının bozulmasına sebep olacak, kendi askerinden ABD’nin de desteklediği bir darbenin mağduru olacak ve bu darbe sonrasında sert bir şekilde yarattığı kişilik kültü yok edilecektir. İlginçtir, ilk demokratik seçimlerde ABD yanlısı UDN partisine karşı kendi kurduğu partilere oy isteyecek (hem PTB'ye, hem de PSDB'ye) ve o partilerden PTB içerisinde önce senatör, sonrasında ise oldukça anti-ABD bir dış politika ve devletçi popülist ekonomi politikaları üzerinden kampanya yaparak eski düşmanı komünistlerle gayriresmi bir ittifak içinde seçilip başkanlığa geri dönecek, fakat sonrasında yeniden ABD destekli bir darbe ile karşılaşmaktan korkacak ve UDNli rakiplerine uygulanan bir suikastin ortaya çıkması sonucu başkanken bir mektup yazarak intihar edecektir (çok büyük ihtimal bu suikast meselesinden haberi vardı, hatta belki emri Vargas bile vermiş olabilir ve bundan dolayı yargılanacağından korkup yolun sonuna geldiğini anlayınca intihar etti.).
Burada Türkiye ve Brezilya arasında birebir aynı olmasa da ilginç bir paralellik görüyorum. İki ülke de ekonomik olarak sanayileşmede geç kalmış ülkeler olduğundan savaştan uzak durdular, çıkarlarına göre Mihver ülkelerine yanaşmaktan çekinmediler ve sonrasında İkinci Dünya Savaşı bitince bir anda aslında hep totaliteryanizm karşıtı, Batı yanlısı ülkelermiş gibi kendilerini tanıttılar kazananlar takımında yer alabilmek için. Bu benzerliği burada yazmamın sebebi bu iki ülkeyi kıyaslayınca liberal ekonomiye geçişin ve demokrasinin getirilişinin aslında bir paket olarak geldiğinin farkına varıyorum ve asıl amacın daha çok Batı dünyasına « Biz aslında Batı’nın değerlerini benimsiyoruz, hiçbir zaman o Nazilerden, faşistlerden yana olmadık » diyerek bir çeşit geçmişini saklama çabası olarak görüyorum. Yani özet olarak Türkiye ve Brezilya'nın siyasi sistemindeki ve ekonomi politikalarındaki radikal değişimleri, uluslararası koşullar İkinci Dünya Savaşı sonrasında değişince değişmek zorunda kalan dış politikadaki dönüşümün bir uzantısı olarak görüyorum. O sebeple Batı'nın baskısı ile ekonomide liberalleşme ve iç siyasette demokratikleşmenin geldiği kanısındayım. Türkiye’de de, Brezilya’da da bir halk hareketi olarak değil de tepeden bir diktatörlükten demokrasiye geçiş kitle partilerinin eksikliğine ve kadro partilerinin siyasete hakim olmasına sebep oldu (Örneğin Birleşik Krallık'taki, Yeni Zelanda'daki veya Avustralya'daki gibi işçi sendikalarının kurduğu bir İşçi Partisi yok bu ülkelerde). Bu olay da bu iki ülkede uzunca bir süre gerek demokrasi kültürüne, gerekse kültürel olarak dışlayıcı bir elitist siyasi yapıya sahip olmasına ister istemez sebep olmuştur diye düşünüyorum.
Çok düşünmüşün
Kamera bu kadar yakın olmak zorundamı, ağzının içine girmesekte olur bence
Dönemi anakronizmden uzak ve objektif bir şekilde yorumlamışsınız teşekkürler
Türkiye nezaman yükselişe geçse iç savaş ve darbeyle düşürülüyor.darbe yönetimi ikiyuz yılımızı aldı Belkıs de daha fazla .bu darbe yönetimi başa iş yapacak kim geçse ya astirdilar ye zehirlediler.Allah içinizdeki zalimleri kahretsin
Çok güzel anlatmışsınız, bilgilendirme için teşekkürler
Bu nasil guzel bir kanalmış ya 👍 oldukça da objektif geldi
Tebrik ediyorum basarili bir video olmus. Buram buram emek kokuyor. Bilmedigim konulari ogrenerek fikir sahibi olmami sagladiniz. Ancak videodaki bilgi yuku cok fazla, kisitli zamanda Turkiyenin ekonomik donusumunu en fazla bilgi ile vermek icin ugrasmissiniz. Ogrendiklerimi sindirebilmek icin sardirarak tekrar tekrar izledim. Ama olsun keyifle izledim. Elinize saglik.
Ağzına sağlık. Çok başarılı bir içerik hazırlanmış.👏👏👏
Maalesef sizinle yeni tanıştım içerikler sunum harika teşekkür ediyorum
nasıl olurda bugüne kadar bu güzel kanalı görmem fark etmem😢içerikleriniz çok güzel izlerken zaman nasıl geçti anlamadım kısaca bayıldım sizeeeeeee
yaşar'ın ses tonu ve anlatımı bal olsaymış, bi sonraki bölümü sabırsızlıkla bekliyorum ellerinize sağlıkk çok güzel seri
Kanalınızı keşfedeli çok olmuyor ben de herkes gibi odtü ve boğaziçi videolarıyla keşfettim ama tüm videolarınız mükemmel insanın izledikçe izleyesi geliyor tebrikler
Harika bir seri oluyor. Süreç asıl şimdi başlıyor. Serinin devamını ihmal etmeyin lütfen
Yaşar gelmese nice olurdu bu 49W’nin hali.Elinize sağlık. Çok okuyorsunuz, gözlere de kolay gelsin diyorum.Belki bir gün bu videolar için kaynak derlemesi, not alma süreci, özütleme vs nasıl yapılıyor, hangi programlar kullanılıyor ya da kağıt kalem mi çalışılıyor bununla ilgili bir video gelir…
Bilgilendirici bir bölüm olmuş. Emeğinize sağlık. Ufak bi isteğim olacak 1 videonuzda bu tarz videoları hazırlarken nasıl kaynak buluyosunuz vs. gibi teknik ve insanların kendinin de araştırıp bulabileceği bir video yapar mısınız?
Boğaziçi'den sevgiler.
Merhabalar. Ben de Boğaziçi'nde okuyorum. POLS 246 Turkish Politics dersinin okumalarına kütüphaneden ulaşırsanız Türkiye tarihi hakkında çok fazla bilgi edebileceğinizi düşünüyorum. Zaten bu videoda referans verilen okumaların çoğu bu derste okutuluyor. Ayrıca Şevket Pamuk ve Korkut Boratav gibi ülkemizin önemli iktisatçılarının kitaplarını okuyarak da Türkiye iktisat tarihi hakkında oldukça bilgi elde edebilirsiniz. Şimdiden iyi okumalar :)
Çok başarılı video... Umarım sizi ileride yeni nesil 32. gün olarak görürüz.
Çok iyi anlatmışsınız.
Çok başarılı buldum... Tebrikler.
Harikaydı.
yeni kesfettim soluksuz izledim tesekkurler
Daha dün kanalınızda demokrat parti ile ilgili video var mı diye göz gezdirmiştim. Bugün videoyu atmışsınız. :) Sizin seviyenizde dönemleri objektif anlatan kanal yok.
Emeğinize sağlık…
SUPERSINIZ
hocamm ,harikasınız! hacettepe iktisattan selamlar
yarin sinavim var henuz 2.26 dayim ama harika anlatiyorsunuz ilk defa yorum yazan biri olarak iyi ki bu videoyu gormuşüm
mükemmel
Altın yıllar demişsiniz ama bütçe açık veriyor. Bence batmaya başlayan titanikte orkestranın çalmaya devam etmesi gibi bu dönem.
olum bu serinin kalite reel mi lan? siz politikacılar olmasanız ekonomistler olarak ekonomi tarihi öğrenemeyecez valla. araştırma işini çok iyi yapıyosunuz
Baya iyi
Çok iyi
bence anlatım sırasında arkada müzik olmamalı çünkü genelde ilgimi çeken konuları derliyorsunuz ve ben onlara odaklanmak istiyorum :)
Hocam bu dönemlerde sağlık politikaları nasıldı ? Bu konuyla ilgili bir video yayınlayabilir misiniz ?
çok tanıdık
önce lberal sonra diktatörleşme patterni: oligarşinin tunç yasası.
bununla ilgili de video hazırlanabilir.
yaşar nasıl bir transfer oldu böyle kanala ya, tebrikler ömer iyi hamle =)
Hanginiz dinliyor bakayım the do yu keratalar, güzel gitmiş arka fona.
diğer bölümde pekin ördeği perinçekede değininiz.
10:11 arkada çalan şarkı the dø despair hangover & ecstasy mi??
Çok tanıdık yaw
insan biraz daha fazla istatistik arıyor ama. emtia fiyatlarının vs artışını gösterseniz biraz daha iyi olur
Objektif gibi. Tanrım bu arkadaşların ilgi alanındaki konuları bu arkadaşların yeterliliğinde, gerçek , objektif çalışacak anlatacakları görebilecekmiyim.
Abi üniversite mühendislik okurken yüksek lisans için top 10 üniversitesiden onay almak için ne yapmak gerekiyordu
Emeğiniz için teşekkürler. Türkiye'nin 3 milyar usd Marshall yardımı aldığıyla ilgili kaynağınız nedir? internette 137 ila 225 milyon usd civarı rakamlar var.
iyi güzel emek vermişsiniz LÜTFEN DİKKAT 14.30 dk.larında yüzüme tükürdün.
Şu anki yaşadığımız olaylara çok benziyor enteresan 😂🧐
Münazara koçlarım bu videoyu önerdiler çok yararlı buldum teşekkürler
münazara koçu ne la nerde okuyonuz
Bu anlatım bugünü aynen anlatıyor çok benzer
menderes dönemi ile şuanki dönem benziyor muş😮
Bugünlerin baş mimarı !
Halkın büyük bi oranıyla başa gelen kimseler gücü tam şekilde ele alınca güç zehirlenmesi yaşanıyor bu her dönemde geçerli.
tarımla zenginleşeceğiz kısmı biraz yanlış algıya sebep oluyor tarımla sonsuza kadar zenginleşemezsin oradaki asıl ifade biz daha tarımdaki potansiyelimizi gerçekleştirmeden sanayiye bir sürü kaynak ayırırsak yanlış bir kaynak aktarımı olur önce tarımda yapabileceğimiz yatırımları yapalım böylece daha çok çıktı alalım ondan sonraki zenginleşme ile sanayiye ve hizmete geçeriz ifadesi var orada yoksa tarımla sonsuza kadar nereye zenginleşeceksin yap buğdayı sat para geldi yeni traktör al birdaha yap sat çiftlik evini geliştir birdaha yap sat baraj yap birdaha yap sat aa bakmışsın tarımda yapacak bir şey kalmamış artık yeni yatırım alanlarına geçersin yani tarımla zenginleşeceğiz sanayi ile zenginleşeceğiz birbirinin alternatifi değil sadece o sırada hangisinde daha fazla potansiyel var diye sorup ona yönelirsin sonra diğerine geçersin verimlilik hesabı var yani yoksa yok bunu seçtim yok şunu seçtim gibi bir kıyafet giyme değil ki
Cavid Bey'e göre, ülkede sanayinin gelişmesini arzu etmek, büyük bir
vatani istektir. Fakat, bütün "muamelât-ı beşeriye"yi yöneten bir kanun vardır ki
bunun uygulanması, insanı tedbirli hareket etmeye mecbur eder. Fertlerin
hayatında olduğu gibi milletlerin de hayatındaki gayesi, az çalışmakla çok daha
iyi sonuca ulaşmaktır. "Şuubât-ı iktisâdiyyemizi tetkik, daha doğrusu sanat mı
ziraat mı" sorusu cevaplandırılmak istendiğinde de bu düzenin rehberliğine
ihtiyaç vardır. 2 6
Büyük sanayi kurmak için yeterli vasıtalar yoktur (sermaye, bilim vs.).
Bilim adamlarını, sermayeyi dışarıdan getirmek mecburiyeti vardır. Ayrıca,
sanayii geliştirmek için batıdan gelecek sanayi ürünlerine gümrük kapıları
kapatılacak mı? Zannediliyor ki "san'at, san'at içindir" teorisi, ekonomik alanda
uygulamaya konabilir.
harika anlatmışsın.cumhuriyet döneminden izlemeye devam edeyim.
İkinci dünya savaşından sonra Türkiye, Avrupanın gıda ambarı görevini gördü bu dönemde sadece gıda ürünleri değil bir takım madenler de çıkan hammadeler işlenmeden Avrupaya satıldı.Türkiye sadece tarım alanında yoluna devam etti halbuki biz zaten Atatürk döneminden itibaren tarıma dayalı sanayi politikası yürütüyorduk bi sonraki aşamamız makineleşme olmalıydı . her ne kadar kalkınıyor gbii görünsede aslında dışa bağımlı bir ülke haline geldi zamanla tabi o dönem ABD ile yapılan güya yardım anlaşmalarıda bizim dışa bağımlı olmamızda büyük önem arz ediyor çünkü ABD nin belirlediği ülkelere ürünlerimizi satabiliyorduk buda sürekli ABD ve bizim aramızda gerginlik yaratıyordu.
Hocam harika bir bölümdü yalnız marshall yardımlarından Türkiye’nin 3 milyar $ alması bana biraz abartılı geldi Demir
Desene yılardır ayni hikayeyi yaşıyoruz yaşadık
Toprak reformu çok daha öncesinden planlanan ve yapılmaya çalışılan bir reform.
itü videosu ne zaman
Yine aynı döngüyü yaşıyoruz.
Hazırı ye, tüket ve borçlan.
Üzümünü ye bağını sorma toplumu.
Savaş vakti enflasyon yüzde 60 şu an neden yüksek
Despair hangover and Ecstasy ( The Dø )
chemin de fer demenin bir sebebi var mı demiryolu yerine?
👏👏👏👏👏👏👍👏👏
🖐️🖐️
Beğenmeden edemedim. Ama moratoriumdan pek bahsedilmemiş ben onu merak ediyordum
Bir ekonomik tetıkcının ıtırafları 1-2-3 okuyun. Günümüzü ve öncesini çok iyi anlayacaksınız.
Tarih tekerrürden ibarettir sadece Türkiye de mi geçerli son 350 yıldır hep aynı değişen tek şey teknoloji 😅
video güzel. insan menderes hakkından ister istemez bir yargı koymak istiyor. neden idamına maalesef dediniz mesela ? diktatör değil miydi bu adam ? baskı sorunu nasıl çözülecekti o zaman ?
türkiye gibi yeni yeni modernleşen bir ülkenin başbakanını asması dünya imajını ciddi bir şekilde kötü etkiledi, ben de m*nd*r*s’i hiç sevmem ama idamı iyi değildi gerçekten
türkiye gibi yeni yeni modernleşen bir ülkenin başbakanını asması dünya imajını ciddi bir şekilde kötü etkiledi, ben de m*nd*r*s’i hiç sevmem ama idamı iyi değildi gerçekten
eğer türkiye demokratik bir ülkeyse darbe ve idama her türlü karşı olmamız gerekir. Yoksa zaten monarşiden farkımız kalmaz. Eğer bu kadar hatası varsa halk bir sonraki seçim başa geçirmemeli
@@cemgurlevik492 diktatör seçimle gitmez ya hani yasaları ihlal eder ve seçimleride manipüle eder buna nasıl bir çözüm getirilmeli ? menderes seçim de hile ile yine seçilebilirdi.
@@cemgurlevik492 kısaca seçilmiş padişahı idam etmek kötü müdür ?
Bütün cümleler 32. Günden alınmış duruyor, tarih aynı tekerrür etmiş olabilir fakat daha yaratıcı bir araştırma ile farklı bilgilere ulaştırmanız daha verimli olurdu kanaatimce.
14.37 cameraya tukurdu
Bugünden bir farkı yok
Arkadaki ses aşırı rahatsız edici
Demokrat parti bir partiye benziyor ama hangi parti unuttum
Güney Kore gibi sanayileşme sağlanmadan önce çok partili demokrasiye geçilmemeliydi…
14:35 tükürüyor burda
Demokrasiye 50de değil 70de falan geçseydik Arjantin değil Güney Kore gibi olabilirdik 🚬
91 sscb yıkılana kadar askeri vesayet go brr
Hadi hadi itiraf edelim... Demokrat Parti olmasaydı ve Türkiye o yıllarda çok partili demokrasiye geçmeseydi şu an çok daha iyi bir konumda olurduk.
Enflasyon savaş vakti 60% ise
bugün neden 120%?
Bu zamanda çok hırsız var o yüzden
Düşün işte zoru başardılar…
@@harunakn482 zoru değil, çalmak kolaydı bunu başardılar
tarih tekerrürden ibarettir
@14:36 Seyircisinin yüzüne tüküren RUclipsr...
13:17 :/ :(
Günümüzün önemi.
Kusura bakmayın ama bunları anlatmanıza gerek yoktu birkaç değişiklikle zaten yaşıyoruz maalesef (o günkü tarımın yerini bu gün inşaat aldı bedava kredilerle insanlar evler arabalar aldı Servet vergisi yerine kredi vasıtasıyla Servet transferi yapılarak paralar müteahhitlerin cebinine girdi)
Adnan Menderes’le beraber sosyal çürüme başladı. Turgut Özal’la devam etti. Erdoğan ile arşa çıktı… İyi ki Erdoğan, Adnan Menderes döneminde gelmemiş. Gelseydi ezanın Arapça olmasından daha fazlası olur padişahım çok yaşaya geri dönerdik
Sosyal çurume nedir..Kim neden ve nasiĺ baslatmis birkac ornek verilirse kavrami daha rahat anlayip yorumlayabiliriz
Çelik ağlarla mı örülmüş 😂
Bu gunkileri görünce onlar bosubosuna. Asilmis
Ne güzel di mi vay beee Marshal yardımları ile bu ülke ABD ye bağlanmış. Bu kadar politik taraflı olunur.. Traktör versin.. Eee mazot bağımlılığı eee yedek parça da bedava vermiş mi..
Yaşar solcuymuş bu videoda onu öğrendik
Aklın yolu bir
Hikaye aynı. AKP'nin geliş hikayesi ve gidiş hikayesi çok benziyor. Farklılık zaman dilimlerinin farklılığından. Demek ki Türk lirasının aşırı değer kaybını engelledikten sonra aşırı değer kazanmasının da önüne geçmeliyiz. Tüketimi ve bağlılığı da artırıyor. Afyon oluyor bir nevî. O afyon iktidar değişimlerini mümkün kılmıyor.
Mao dan, leninden sonra gelenlere bakım birde Atatürk’ten sonra gelenler.
Videonun sonunda, chp yi özgürlükçü, demokrat partiyi despotik nasıl gösterdiniz hayret ettim açıkcası.
abi çok güzel anlatıyorsunuz da acaba ne kadar taraflı anlatıyorsunuz diye içim içimi yiyor. malum son 20 yıldır medya leş. ya yalaka ya da şuursuz muhalefet modunda... bu yüzden yıprandım çok kuşkucuyum
Adnan Menderes ve Celal Bayar Allah rahmet eylesin. Katilleri de kınıyorum. Bu ikili olmasa Anıtkabir inşaatı herhalde 2000 yılında biterdi.
Marshall yardımlarının amacı yardımlaşma değil, yanlış anlatma
TEK AMAC ;AMERIKANIN ULKEYI KOLONILESTIRMESIDIR...