✩ 𝐼𝑑𝑜𝑙𝑙𝑒𝑟𝑖 𝑘𝑜̈𝑡𝑢̈𝑙𝑒𝑚𝑒𝑘 𝑔𝑖𝑏𝑖 𝑏𝑖𝑟 𝑎𝑚𝑎𝑐𝚤𝑚 𝑦𝑜𝑘𝑡𝑢𝑟 ✩ 𝐹𝑖𝑘𝑖𝑟𝑘𝑒𝑟 𝑜̈𝑧𝑔𝑢̈𝑛𝑑𝑢̈𝑟 ✒️ 𝐵𝑎𝑏𝑎𝑛 𝑠𝑒𝑛𝑖 𝑚𝑎𝑓𝑦𝑎𝑦𝑎 𝑠𝑎𝑡𝑎𝑟 ✩✩✩ ☘︎ 𝐾𝑖𝑚 𝑇𝑎𝑒ℎ𝑦𝑢𝑛𝑔 ~ 28 ☘︎ 𝑃𝑎𝑟𝑘 𝑇𝑎𝑒𝑟𝑖𝑛 ~ 20 🧸 𝐼𝑠𝑡𝑒𝑘 𝑘𝑢𝑟𝑔𝑢𝑑𝑢𝑟, 𝑏𝑒𝑔̆𝑒𝑛𝑚𝑒𝑛𝑖𝑧 𝑑𝑖𝑙𝑒𝑔̆𝑖𝑦𝑙𝑒... 🪄𝐾𝑒𝑦𝑖𝑓𝑙𝑖 𝑜𝑘𝑢𝑚𝑎𝑙𝑎𝑟... 𝐻𝑖𝑘𝑎𝑦𝑒: 'Baba' kelimesinin anlamı ne demekdi? Bu kadar değerli bir kelimeyi kimler hakk ederdi? Herkes söylerdi bu kelimenin hakkını kimse veremez diye. Küçüktüm, anlamamıştım. Büyüdükce ne demek istediklerini anlamıştım. Her şeyin farkına varmıştım. Hayatımın tozpembe olduğunu düşünürdüm...ama bu sadece 7 yaşıma kadar geçerliymiş. Hayatımı tozpembeden kapkaranlık bir yere çevirmeyi başaran insan benim özbeöz babamdı. 13 yıldır hayatı bana zindan eden adam benim babamdı. Yaşıyordu, ama bir yanım hep baba sevgisi istiyordu, baba özlemi çekiyordu, baba şefkati arıyordu. Yokluk çekiyordum. Hem maddi, hem manevi. Babam vardı, ama yok gibiydi. Hayattaydı, ama hayatımda değildi. Babası hayattayken babasızlık çekmek çok koyuyor insana...Keşke benim babam da sevseydi beni, sarsaydı beni sıkıca kolları arasına. Saçlarımı okşayıp, öpüp, koklasaydı. Keşke ben de babamın prensesi olsaydım. Bir kız çocuğunun yetim kalması için illa babasının ölmesi gerekmiyormuş. Babam hayatta olmasına rağmen yetimdim ben...her defasında düştüğümde elimi tutacak bir babam yoktu çünkü. O eli geri çevirip, yine beni yere düşüren babamdı zaten...Babası onu sevmeyince dünyaya küsermiş insan, öyle bir şey işte benimki de...Benim babam ölmedi, benim babam beni istemedi... Yine dayak yediğim günlerden biriydi. Bana her zamanki gibi şiddet uyguladıktan sonra evin bodrum katına getirip, üstüme kapıyı kitleyip gitmişti, yine... Korkuyordum...çünkü çok karanlıktı. Korkuyordum...çünkü çok yalnızdım. Korkuyordum...çünkü annem yanımda yoktu. Korkuyordum...çünkü babam yanımda yoktu. Korkuyordum...çünkü beni seven kimse yoktu. Çaresizdim. Ne yapacağımı bilmiyordum. Nereye gideceğimi, kime gideceğimi bilmiyordum. Bu hayatta yapayalnızdım. Ölüp gitsem kimsenin ruhu duymazdı. Benim için üzülen kimse olmazdı. Arkamdan ağlayan kimse olmazdı. Çok canım yanıyordu... Artık acı çekmek istemiyordum. Ölmek istiyordum. Kurtulmak istiyordum bu lanet olası yerden. Ya da bir mucize olurmuydu ki? Beni bu acımasız hayatımdan çekip kurtaran olurmuydu ki? Kapkaranlık hayatımı yeniden tozpembeye dönüştüren olurmuydu ki? Çok uykum vardı...yere uzanıp güzel şeyler olmasını umarak kendimi yine kabus dolu karanlığa hapsettim... ... Birinin beni sarsmasıyla zorlukla gözlerimi açıp etrafa baktım. Gelen babamdı...Sinirli bir şekilde yüzüme bakıyordu. Saçımdan tutup ayağa kaldırdı beni. Canım acımıştı... B: Seni lanet olası kız! Çabuk hemen yukarı çık ve hazırlan. Gidiyorsun. "N-ne-nereye?" B: Evleniyorsun! "N-ne?" B: Duydun! Şimdi hemen çık, üzerini değiştir, kendine çeki düzen ver. Adam yukarda seni bekliyor. "H-hayır...h-ha-hayır. Ya-yapma...B-ben e-evlenmek i-istemiyorum." B: Sana sordum mu istiyormusun, istemiyormusun diye? Ha?! "L-lütfen y-yapma baba. A-acı bana. Y-yalvarırım. B-ben d-daha o-okuyorum. L-lütfen." B: Fazla oldun sen artık! Ne okumasından bahediyorsun, ha?! Okuyupta ne yapacaksın?! Evlen, git evinin kadını ol. Hem senden kurtulmuş olurum, hem de bir sürü param olur. "L-lanet adam. Sattın mı beni?" B: Sana söz hakkı vermedim. Hadi şimdi defol yukarı. Adama gözükmeden çık odana. Gebertirim seni! Çık! "T-ta-tamam..." Merdivenlerden yukarı çıktım, adamın biri salonda oturmuş, etrafı süzüyordu. Sırtı dönük olduğu için beni görmüyordu. Tedirgin adımlarla odama doğru gitmeye başladım. Umarım beni görmezdi. Odama vardığımda kapıyı kitledim ve yere çöktüm. Ağlamaya başladım...Neyin içine düşmüştüm ben böyle. Bunları yaşayacak ne yapmıştım ben? Neden bu kadar kötülük benim başıma geliyordu sadece? İnsandım ben de...benim de bir kalbim vardı. Ruhen ve fiziksel olarak çökmüştüm artık. Her şey fazlasıyla üstüme geliyordu. Nefes alamıyordum... Bir umut belki o adam bana iyi davranırdı...belki bu hayattan beni çekip kurtarırdı...sadece öyle olmasını umuyordum. Çünkü artık dayanacak gücüm kalmamıştı. Yorulmuştum fazlasıyla. Biraz sakinleşerek banyoya geçtim ve elimi-yüzümü yıkayıp, tekrar odama geldim. Eskimiş dolabımın kırık kapağını açarak içinden en normal olan kıyafetimi alıp giyinmeye başladım. Odamdan dışarı çıkarak salona doğru ilerledim. Babam olacak herif ve biraz önceki adam bir şeyler konuşuyordu. Sessizce onları dinliyordum. Babamın beni çağırmasıyla korkmaya başladım; B: Buraya gel güzel kızım. Güzel kızım? Adama iyi görünmek için maskelenmişti anlaşılan. Yanlarına gittim yavaş adımlarla. Yüzlerine bakmıyordum. Adamın sesini duymamla içimde bir ürperme olmuştu. Sesi fazlasıyla derin ve kalındı... Tae: Yüzüme bakarmısınız küçük hanım? Fazlasıyla nazik konuşması biraz da olsa, sakinleşmemi sağlamıştı. Başımı yavaşca kaldırıp adamın yüzüne baktım. Çok gençti...sandığımdan daha gençti hem de. Babam olacak herifin beni yaşlı bir adama sattığını sanıyordum...Adam güldü, ne güzel gülüyordu. Adamın yüzüne öylece baktığım aklıma gelince utandım...bu yüzden gülüyordu. Elimden nazik bir şekilde tutarak konuşmaya başladı; Tae: Hadi gidelim, hmm?
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-1 Sadece başımı salladım. Önden yürüyerek evden dışarı çıktık. Gördüğüm bir sürü arabayla gözlerim irice açıldı. Bu adam neyin nesiydi? Arabalardan birinin önüne geldik ve kapıyı açıp, ilk önce benim binmemi bekledi. Arabaya bindikten sonra kapıyı kapatıp, kendisi de diğer taraftan bindi. Şoför arabayı çalıştırdı ve hayatımın mahv olduğu bu evden uzaklaşmaya başladık. Bilmiyordum yeni hayatımın benim için nasıl olacağını...iyi mi olurdu? Yoksa kötü mü? Yoksa dahada mı beter? İkimizden de ses çıkmıyordu. Başımı eğmiş, kucağımdaki ellerimle oynuyordum. Ellerimin üzerine konan ellerle başımı kaldırıp yan tarafıma baktım. Adam bana gülümseyerek bakıyordu. Gözlerim doldu...ilk kez biri bana gülümseyerek bakıyordu. Sinirli bir şekilde değil, ya da her an bana vuracakmış gibi değil. Adam gözlerimin dolduğunu fark edince yüzü düştü ve telaşlı bir şekilde konuşmaya başladı; Tae: Ne oldu? İyimisin? Başımı olumsuz bir şekilde sağa-sola salladım. Gözümden düşen yaşlarla ellerini ellerimden çekip yüzüme getirdi ve silmeye başladı. Çok nazik davranıyordu...Ben alışık değildim buna. Tae: Şşş, ağlama. Sorun yok. Benden korkuyorsan eğer...Ahh, bak...korkma benden. Tamam mı? Sana asla zarar vermem ben. Güven bana. "B-ben...bana b-böyle d-davranılmasına a-alışık d-değilim..." Tae: Güzelim benim...Her şeyden haberim var. Ne yaşadığını biliyorum. Her şeyi biliyorum. O adamın sana neler yaptığını biliyorum. "N-ne?" Tae: Bunları uzun-uzun konuşacağız zaten. İlk önce eve varmalıyız. Yine hiç bir şey söylemedim, sadece başımı sallamakla yetindim. Bu adam kimdi? Nereden biliyordu benim yaşadıklarımı? Ama bir şeyi çok iyi anladım...Bu adam benim hayatımı kurtarmakla kalmadı, hem de hayatım olacaktı... ... Bir süre sonra bir evin önünde durduk. Bahçe kapısı olduğu düşündüğüm büyük kapılar açılınca biraz daha ilerledik. Burası bahçeydi. Araba durdu ve şoför inip adamın kapısını açtı. Ben beklemeden kapıyı açıp inecektim ki, adamın hangi ara gelip kapımı açtığını anlayamadım. Elini uzatmış, tutmamı beklemişti. Biraz tereddüd etsem de , tuttum ve arabadan indim. Etrafa bakmaya başladım. Burası çok güzeldi ama... pin.it/6QsA91ywT (𝒃𝒐̈𝒚𝒍𝒆 𝒃𝒊𝒓 𝒆𝒗 𝒐𝒍𝒅𝒖𝒈̆𝒖𝒏𝒖 𝒅𝒖̈𝒔̧𝒖̈𝒏𝒖̈𝒏) Adam elimden tuttu ve eve doğru ilerlemeye başladık. Kapıya varıp, zili çaldı ve açılmasını bekledik. Kapıyı hizmetçi olduğunu düşündüğüm bir kız açtı, kızın anında yüzü düşmüştü. Fazla önemsemedim ve içeri girdik. Adam hizmetçi kıza doğru döndü ve sert sesiyle konuşmaya başladı; Tae: Biz odamdayız. Sakın rahatsız etmeyin. H: E-emredersiniz efendim. Kızın kekeleyerek konuşması dikkatimi çekmişti. Yine de fazla önemsemedim. Adam beni çekiştirerek yukarı çıkarmaya başladı. Bir odanın önüne gelince durduk. Kapıyı açıp kenara çekildi ve önce benim geçmem için kenara çekildi. Yavaş ve bir o kadarda korkak adımlarla odaya girdim. Etrafa bakmaya başladım. Her şey siyahtı, ama çok hoştu. Ferah bir havası vardı... pin.it/6bFDkkTTG Kendisi de içeri girdikten sonra kapıyı kapattı, ona doğru döndüm. Bana yine gülümseyerek bakıyordu. Çok güzel gülüyordu...ve şimdi fark ediyorum da, aynı zamanda çok yakışıklıydı. Ahh, ne söylüyorum ben. Kendine gel Taerin. Yine elimden tuttu ve yatağın önüne getirdi. Omuzlarımdan tutarak oturmamı sağladı. Kendisi de yanıma oturdu, yine ve yine ellerimden tuttu. Bu adamın ellerimle derdi neydi? Konuşmaya başlamasıyla dikkatlice onu dinlemeye başladım; Tae: Buraya neden geldiğini biliyorsundur? "B-babam...söyledi. Sizinle e-evlenecekmişim." Tae: Doğru söylemiş. "Beni b-bırakamazmısınız? İzin verin gideyim buralardan." Tae: Seni nasıl bıraka bilirim güzelim? Yıllardır hasretinle ölüp-biterken seni nasıl bırakırım? Aşkından yanıp-tutuşurken seni kendimden nasıl uzaklaştırırım? "S-siz n-neler söylüyorsunuz?" Tae: Duydun işte. Sana aşığım. Bu bir aylık, 3 aylık bir şey değil. Ben sana dört yıldır aşığım. Dört yıldır seviyorum seni. Dört yıldır koruyorum seni her şeyden. Ama...seni babandan koruyamamışım. Babanın sana şiddet uyguladığını bilmiyordum. Çünkü ben seni sadece dışardayken görüyordum , hem de uzaktan. Beni yanlış anlamanı istemiyorum. Ben takıntılı biri değilim. Acımasız ve ya kötü biri de değilim. Senin evini gözetlemedim hiç bir zaman. Bana bu konuda güvene bilirsin. "P-peki...nasıl öğrendiniz bunu?" Tae: Babanı barda bir kadınla konuşurken duydum...kadın çocuğu olup-olmadığını sordu. Baban da bir kızım var, ama işe yaramazın teki, sürekli dayak yiyor ama yine de akıllanmıyor dedi. "B-bunu o mu s-söyledi gerçekten?" Tae: Ahh, hayır güzelim. Ağlama. Lütfen ağlama. Dayanamam gözyaşlarına... "Babam hayattayken babasızlık çektim ben. Varlık içinde yokluk gibi bir şeydi. Babam beni hiç bir zaman sevmedi. Kızım diye bağrına basmadı asla. Saçlarımı okşamadı. Bana masal anlatmadı. Beni kucağında uyutmadı. Sarılmadı bana. Uyumadı benimle. Yanımda olmadı hiç bir zaman." Tae: Seni anlıyorum güzelim. Seni çok iyi anlıyorum. Ben de aynı senin çektiğin acıları çektim. Ama şimdi bak nerelerdeyim. Zengin bir iş adamıyım, aynı zamanda mafyayım, şirketlerim var, evlerim, arabalarım var. Çok güçlüyüm.
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-2 "M-mafya mı?" Tae: Lütfen bunun için benden korkma, ya da uzaklaşma. Ben sana asla zarar vermem. Ben masum insanlara asla zarar vermem. Bana inan... "A-anladım..." Tae: Sana neden bunları söyledim biliyormusun? "H-hayır." Tae: Örnek veriyorum sana. Sen de ilerde çok güçlü bir kadın olacaksın. Zengin olacaksın, senin de evlerin, arabaların olacak. Asla yokluk çekmeyeceksin. Bunun için sana ben yardım edeceğim. Sana ömrümün sonuna kadar hep destek olacağım. Hep yanında olacağım. "S-size g-güvene bilirmiyim?" Tae: Tabiiki de. Bana sonsuz güven. "Size güveneceğim." Tae: Bunu duyduğuma sevindim. Ahh, bak adımı söylemeyi unuttum. Ne şaşkınım. Benim adım Taehyung. "Benim adım-..." Tae: Taerin... "Adımı biliyorsunuz." Tae: Evet, biliyorum tabiiki de. Aşık olduğum kadının adını neden bilmeyecekmişim... "Siz bana aşıkmısınız gerçekten?" Tae: Gerçekten aşığım. Çok hem de. Kelimelerle anlatamayacağım kadar çok. Senin için canımı bile vermeye hazırım. "Hayır! Söylemeyin böyle şeyler. Ö-ölmeyin." Tae: Şşş, tamam. Söylemiyorum. Korkma. Artık sizli-bizli konuşmayı bırak, hmm? "Ahh, t-tamam. Taehyung?" Tae: Adım ağzına ne güzel de yakıştı öyle? "Ş-şey..." Tae: Utanma benden. İlerde kocan olacağım senin. Benden asla çekinme, tamam mı? Şimdi ne söylüyordun sen? "B-babam...o ne olacak? Beni buradan a-almaz değil mi?" Tae: Tabiiki de hayır. Buna asla, ama asla izim vermem. Zaten o çok iyi bir cezayı hakketti. Onunla işim var... "Ona ne yapacaksın?" Tae: Sen orasını düşünme. Asıl konu...ben sana benimle evleneceksin dedim ama...sana sormadım hiç...belki istemezsin.. "Ben okuluma devam etmek istiyorum." Tae: Güzelim, okuluna zaten devam edeceksin. Ama aynı okulda değil. Oradan transfer edileceksin. "Gerçekten okumama izin verecekmisin?" Tae: Elbette. Neden izin vermeyeceğimi düşündün? "B-bilmem. Bazı kocalar öyle yapıyor ya. Hiii kocam mı dedim?" Tae: Ahahaha...evet, kocam dedin. Çok tatlısın güzelim. Kocan olacağım... "Şimdi biz...evlenecekmiyiz?" Tae: Sen istiyormusun? "Bilmiyorum. Daha bugün tanıştık. Çok ani olmadı mı? Seni mutlu ede bilirmiyim? Ya seni sevemezsem? Ya seni üzersem?" Tae: Eğer kendini hazır hissetmiyorsan acelesi yok güzelim. Senin kararların benim için çok önemli. Ne karar verirsen ver, saygı duyacağım. İnan bana beni asla üzmezsin. Ben seni seviyorum, benim sevgim ikimizi de yeter. Ben seninle yalnızca seni sevdiğim için değil, o şerefsiz babandan korumak için evlenmek istiyordum. Ama ben seni beklerim. Sen kendini ne zaman hazır hissedersen o zaman evleniriz, hmm? "Doğru söylüyorsun. Tamam. Evlenelim...Seninle evlenmek istiyorum ben." Tae: Ne? Güzelim, bak. Sana bu konuda baskı yaptığımı düşünmüyorsun değil mi? "Hayır, asla. Bunu kendim istiyorum. Kendi kararım. Evlenelim." Tae: Güzelim benim. Beni ne kadar mutlu ettin biliyormusun? "Seni mutlu edebildiğime sevindim." Tae: Seni seviyorum... "Seni sevmeye çalışacağım..." ... Aradan bir hafta kadar süre geçmişti. Yarın Taehyung'la evlenecektik. Çok heyecanlı ve gergindim. Garip hissediyordum. Hayatım bir hafta içinde çok değişmişti. Evlendikten sonraki hayatımı düşünemiyorum bile. Duygularım karmakarışıktı...ne hissettiğimi tam kestiremiyordum. Ama mutlu olduğumu hissediyordum. İki gün önce Taehyung benim için bir gelinlik şipariş vermişti. Ama akşam gelinliğin yandığını görmüştük. Biri yapmış olmalıydı, ama kimin yaptığını bulamamıştık. Çok üzülmüştüm...Taehyung bunu halledeceğini ve bana yeni bir gelinlik alacağını söylemişti. Bu akşam gelinliği getirecektiler. Bunun için ayrı bir heyecanlıydım. Odada oturmaktan sıkıldığım için aşağı indim, canım çikolatalı çilek çekmişti. Tam mutfağa girecekken adımı duymamla olduğum yerde durdum. İçerdeki hizmetçi kızlar bir şeyler konuşuyordu. Asla birilerinin konuşmalarını dinlemezdim, ama konuşmada benim adım geçtiyse eğer, işin içinde bir şey vardır...Duyduklarımla donup kalırken ne yapacağımı bilemedim. En iyisi Taehyung'u beklemekti...geri odama çıktım ve yatağa oturup, Taehyung'u beklemeye başladım. ... Aşağıdan gelen kapı ziliyle Taehyung'un geldiğini anlamıştım. Aşağıya inmedim. Onun yukarı çıkmasını bekledim. Açılan kapıyla başımı çevirdim ve onu gördüm. Elinde büyük bir şey vardı. Elbise gibi... Tae: Güzelim? Ne yapıyorsun? "Hoşgeldin. Hiç öyle oturuyordum." Tae: Hoşbuldum. Neden karşılamadın beni bugün? "Aşağıya inmek istemedim." Tae: Neden? Bir sorun mu var? "Aslında var...ama nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum." Tae: Ne oluyor güzelim? "İlk sen söyle. Elindeki ne?" Tae: Çok mu merak ediyorsun? "Evet." Tae: Hmm, hadi bak bakalım. Elindekini yatağa bıraktı ve açmam için işaret verdi. Ben de yavaşca fermuarı açtım ve karşılaştığım gelinlikle yüzümdeki kocaman gülümsemeye engel olamadım. Ama bu çok güzeldi...öncekinden daha güzeldi hem de... pin.it/5JfpvTmia Ama bu kadar ağır gelinliyi nasıl taşıdı tek başına? Ona doğru döndüm ve ani gelen istekle sarıldım. Elleri havada kaldı, bir süre sonra o da sardı ellerini belime.
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-3 "Çok teşekkür ederim Taehyung." Tae: Rica ederim güzelim. Sen her şeyin en güzeline layıksın. Beğendin değil mi? "Evet, çok güzel. Ama Taehyung, bu kadar ağır gelinliyi nasıl taşıdın tek başına?" Tae: Zor olmadı...Senin kocan güçlü biri. Bu kasları görüyormusun? Bak, bunları ben yapmak için yıllarımı verdim. "Çok komiksin Taehyung..." Tae: Yaa, öylemiyim küçük hanım? "Evet..." Tae: Dur, sen bir şey söyleyecektin. Neydi? "Ş-şey...ben biraz önce bir şey duydum. Mutfakta...çalışanlar aralarında konuşurken." Tae: Ne duydun güzelim? Söyle bana. "Bana inan lütfen. Ben doğruyu söylüyorum." Tae: Sana inanıyorum ben. Hadi anlat, korkma. "Gelinliği o kız y-yakmış Taehyung." Tae: Ne? Hangisi? "M-minji..." Tae: Demek o yapmış ha? Görür şimdi o. "Taehyung lütfen ona bir şey yapma." Tae: Merak etme güzelim. Taehyung odadan çıkıp, hızlı adımlarla aşağıya indi. Ben de peşinden gittim. Mutfağa girip Minji'i yanına çağırdı. Tae: Minji! Minji: B-buyurun Bak Kim? Tae: Hangi cüretle kadınımın gelinliyine zarar verirsin? Sana bu cesaret nereden geliyor?! Minji: Bay K-kim...ben.. Tae: Ne yaptığını çok iyi biliyorum. Şimdi defol evimizden! Kovuldun! Minji: B-bay Kim...hayır. Y-yapmayın, lütfen... Tae: Dua et ki, sadece kovmakla kaldım. Taerin engel olmasaydı eğer, sana yapacaklarımı asla tahmin edemezdin. Defol şimdi! Minji ağlayarak gittikten sonra Taehyung bana döndü. Ellerini yüzüme koyup, dolan gözlerimden akmakta olan gözyaşlarıma baktı; Tae: Ağlama güzelim. Neden ağlıyorsun? "B-benim yüzümden işsiz kaldı." Tae: Asla kendini suçlama. Bu onun kendi hayasıydı. Diğer çalışanlara sora bilirsin, geçmişte yaptıkları hatalar yüzünden ne kadar çok çalışanı işten çıkardığımı... "A-ama..." Tae: Şşş, aması yok. Şimdi hadi yukarı odaya..Erken uyu bugün. Yarın bizim için çok yorucu olacak. İyice dinlenmelisin. "T-tamam." ... Tanrım...neden bu kadar heyecanlıydım... Hem çok sevinçli, hem de fazla stresliydim. Avuç içlerim terleyip duruyordu. Aynanın karşısında kendime bakıyordum, gelinlik çok güzeldi...hayallerimdeki gibi bir gelinlikti. Kapı çalmış, içeri Taehyung girmişti. Fazla yakışıklı olmuştu; pin.it/5WdnFi4Nb Karamel rengi saçlarını öne atmıştı, bu onu daha bir yakışıklı yapıyordu. Bu bir haftada bana o kadar iyi davranmıştı ki, içimde ona karşı küçük sevgi kıvılcımları oluşmuştu bile. Bir haftada bile bana ne kadar değer verdiğini göstermişti, bana sevgisini çokca hissettirmişti. Karanlık hayatıma ışık getirmişti. Ona bir şans verecektim. Onu sevmeyi deneyecektim, sevecektim. Bu adam benim karşıma çıkan bir mucizeydi. Tae: Güzelim...sen...çok güzelsin. Gözlerimi kamaştırdın güzelliğinle. "Teşekkür ederim Taehyung-shii. Sen de çok y-yakışıklı olmuşsun. Saçların da havalı olmuş." Tae: Ben de teşekkür ederim. Hayatıma girmeyi kabul ettiğin için, kadınım, hayatımın bir parçası olmayı kabul ettiğin için. Seni ömrümün sonuna kadar sevip, koruyacağıma yemin ederim. Sana kraliçelerin yaşadığı gibi bir hayat sunucağıma yemin ederim. Asla üzülmene, kırılmana ve ağlamana izin vermeyeceğim. Sana söz veriyorum. Seni seviyorum güzelim... "Sana inanıyorum Taehyung. Ve...ben de seni...seviyorum." El-ele tutuşarak düğün salonuna doğru ilerlemeye başladık. Yeni hayatımıza doğru adımlamaya başladık... ✰ 6 𝑦𝚤𝑙 𝑠𝑜𝑛𝑟𝑎✰ "Taehyung, baksana ne kadar güzel..." Tae: Kızımız tıpkı sana benziyor bebeğim. "Hayır, kızımız babasına benziyor." Tae: Hiçte bile. Baksana, annesi gibi güzel ve tatlı. "Hayır işte Taehyung, aynı sen. Hem baksana gözünün altında ve burnunda beni var. Seninkiler gibi." Tae: Bebeğim illaki, benim kopyamı doğurmak istiyorsan, oğlumuz olsun, hmm? Ne dersin? Bir tane oğlumuz olsun, o da bana benzesin. Hadi bir tane daha çocuk yapalım. "Saçmalama Taehyung ya. Neyim ben? Doğum makinesi mi? Bebeğimiz bir aylık Taehyung. Ben en azından kızımız 5 yaşına gelene kadar ikinci bir çocuk doğurmam." Tae: Ben illaki oldururum. "Hayır Taehyung! Olmaz dedim!" Tae: Tamam ya... bağırma hem, kızımı korkutacaksın. "Bakıyorum da kızın oldu, karını unuttun." Tae: Seni hiç unuta bilirmiyim benim güzeller güzelim..Sen benim birtanemsin, sevdiğimsin. Seni çok seviyorum bebegimin annesi... "Ben de seni çok seviyorum bebeğimin babası..." ~𝑆𝑂𝑁~
Ağağağağağa Min-ji mi ama bu nasıl olur benim en iyi arkadaşım neden bu hikaye de kötü karakter ühühüh 😭😭 bu arada hikaye mük olmuş ❤❤ ama keşke Min-ji yerine Rebeka falan koysaydın düşmenımın hikayede kötü karakter olması iyi olurdu
Aşkım benim hikaye isteğim olacaktı şimdi konu: -ben arkadaşımın abisine aşık oluyorum abi de (Taehyung) ve ben ona aşıkken onun sevgilisi olacak onun sevgilisi onu aldatacak ben onu teselli falan edeceğim sonra bana aşık olduğunu anlayacak ama hemen öne aktarmayacak sonra Tae arkadaşına beni sevdiğini söyleyecek Tae'nin arkadaşı ise benim arkadaşımın sevgilisi olacak (JK ve arkadaşım💕) işte onlar bizi bir klübeye kapatıp çöpçatanlık yapacaklar ve bizde sevgili olacağız (Çok uzun anlattım galibaa..)
@@TaeLa_Kim ilk anlamadım ama sonra ne demek istediğini anladim. Yazarim güzelim. Ama geç gele bilir. Elimde daha bir kaç tane istek var. Onları yazdiktan sonra gelecek ssninki❣️
✩ 𝐼𝑑𝑜𝑙𝑙𝑒𝑟𝑖 𝑘𝑜̈𝑡𝑢̈𝑙𝑒𝑚𝑒𝑘 𝑔𝑖𝑏𝑖 𝑏𝑖𝑟 𝑎𝑚𝑎𝑐𝚤𝑚 𝑦𝑜𝑘𝑡𝑢𝑟
✩ 𝐹𝑖𝑘𝑖𝑟𝑘𝑒𝑟 𝑜̈𝑧𝑔𝑢̈𝑛𝑑𝑢̈𝑟
✒️ 𝐵𝑎𝑏𝑎𝑛 𝑠𝑒𝑛𝑖 𝑚𝑎𝑓𝑦𝑎𝑦𝑎 𝑠𝑎𝑡𝑎𝑟
✩✩✩
☘︎ 𝐾𝑖𝑚 𝑇𝑎𝑒ℎ𝑦𝑢𝑛𝑔 ~ 28
☘︎ 𝑃𝑎𝑟𝑘 𝑇𝑎𝑒𝑟𝑖𝑛 ~ 20
🧸 𝐼𝑠𝑡𝑒𝑘 𝑘𝑢𝑟𝑔𝑢𝑑𝑢𝑟, 𝑏𝑒𝑔̆𝑒𝑛𝑚𝑒𝑛𝑖𝑧 𝑑𝑖𝑙𝑒𝑔̆𝑖𝑦𝑙𝑒...
🪄𝐾𝑒𝑦𝑖𝑓𝑙𝑖 𝑜𝑘𝑢𝑚𝑎𝑙𝑎𝑟...
𝐻𝑖𝑘𝑎𝑦𝑒:
'Baba' kelimesinin anlamı ne demekdi? Bu kadar değerli bir kelimeyi kimler hakk ederdi? Herkes söylerdi bu kelimenin hakkını kimse veremez diye. Küçüktüm, anlamamıştım. Büyüdükce ne demek istediklerini anlamıştım. Her şeyin farkına varmıştım. Hayatımın tozpembe olduğunu düşünürdüm...ama bu sadece 7 yaşıma kadar geçerliymiş. Hayatımı tozpembeden kapkaranlık bir yere çevirmeyi başaran insan benim özbeöz babamdı. 13 yıldır hayatı bana zindan eden adam benim babamdı. Yaşıyordu, ama bir yanım hep baba sevgisi istiyordu, baba özlemi çekiyordu, baba şefkati arıyordu. Yokluk çekiyordum. Hem maddi, hem manevi. Babam vardı, ama yok gibiydi. Hayattaydı, ama hayatımda değildi. Babası hayattayken babasızlık çekmek çok koyuyor insana...Keşke benim babam da sevseydi beni, sarsaydı beni sıkıca kolları arasına. Saçlarımı okşayıp, öpüp, koklasaydı. Keşke ben de babamın prensesi olsaydım. Bir kız çocuğunun yetim kalması için illa babasının ölmesi gerekmiyormuş. Babam hayatta olmasına rağmen yetimdim ben...her defasında düştüğümde elimi tutacak bir babam yoktu çünkü. O eli geri çevirip, yine beni yere düşüren babamdı zaten...Babası onu sevmeyince dünyaya küsermiş insan, öyle bir şey işte benimki de...Benim babam ölmedi, benim babam beni istemedi...
Yine dayak yediğim günlerden biriydi. Bana her zamanki gibi şiddet uyguladıktan sonra evin bodrum katına getirip, üstüme kapıyı kitleyip gitmişti, yine...
Korkuyordum...çünkü çok karanlıktı.
Korkuyordum...çünkü çok yalnızdım.
Korkuyordum...çünkü annem yanımda yoktu.
Korkuyordum...çünkü babam yanımda yoktu.
Korkuyordum...çünkü beni seven kimse yoktu.
Çaresizdim. Ne yapacağımı bilmiyordum. Nereye gideceğimi, kime gideceğimi bilmiyordum. Bu hayatta yapayalnızdım. Ölüp gitsem kimsenin ruhu duymazdı. Benim için üzülen kimse olmazdı. Arkamdan ağlayan kimse olmazdı.
Çok canım yanıyordu...
Artık acı çekmek istemiyordum. Ölmek istiyordum. Kurtulmak istiyordum bu lanet olası yerden.
Ya da bir mucize olurmuydu ki? Beni bu acımasız hayatımdan çekip kurtaran olurmuydu ki? Kapkaranlık hayatımı yeniden tozpembeye dönüştüren olurmuydu ki?
Çok uykum vardı...yere uzanıp güzel şeyler olmasını umarak kendimi yine kabus dolu karanlığa hapsettim...
...
Birinin beni sarsmasıyla zorlukla gözlerimi açıp etrafa baktım. Gelen babamdı...Sinirli bir şekilde yüzüme bakıyordu. Saçımdan tutup ayağa kaldırdı beni. Canım acımıştı...
B: Seni lanet olası kız! Çabuk hemen yukarı çık ve hazırlan. Gidiyorsun.
"N-ne-nereye?"
B: Evleniyorsun!
"N-ne?"
B: Duydun! Şimdi hemen çık, üzerini değiştir, kendine çeki düzen ver. Adam yukarda seni bekliyor.
"H-hayır...h-ha-hayır. Ya-yapma...B-ben e-evlenmek i-istemiyorum."
B: Sana sordum mu istiyormusun, istemiyormusun diye? Ha?!
"L-lütfen y-yapma baba. A-acı bana. Y-yalvarırım. B-ben d-daha o-okuyorum. L-lütfen."
B: Fazla oldun sen artık! Ne okumasından bahediyorsun, ha?! Okuyupta ne yapacaksın?! Evlen, git evinin kadını ol. Hem senden kurtulmuş olurum, hem de bir sürü param olur.
"L-lanet adam. Sattın mı beni?"
B: Sana söz hakkı vermedim. Hadi şimdi defol yukarı. Adama gözükmeden çık odana. Gebertirim seni! Çık!
"T-ta-tamam..."
Merdivenlerden yukarı çıktım, adamın biri salonda oturmuş, etrafı süzüyordu. Sırtı dönük olduğu için beni görmüyordu. Tedirgin adımlarla odama doğru gitmeye başladım. Umarım beni görmezdi. Odama vardığımda kapıyı kitledim ve yere çöktüm. Ağlamaya başladım...Neyin içine düşmüştüm ben böyle. Bunları yaşayacak ne yapmıştım ben? Neden bu kadar kötülük benim başıma geliyordu sadece? İnsandım ben de...benim de bir kalbim vardı. Ruhen ve fiziksel olarak çökmüştüm artık. Her şey fazlasıyla üstüme geliyordu. Nefes alamıyordum...
Bir umut belki o adam bana iyi davranırdı...belki bu hayattan beni çekip kurtarırdı...sadece öyle olmasını umuyordum. Çünkü artık dayanacak gücüm kalmamıştı. Yorulmuştum fazlasıyla.
Biraz sakinleşerek banyoya geçtim ve elimi-yüzümü yıkayıp, tekrar odama geldim. Eskimiş dolabımın kırık kapağını açarak içinden en normal olan kıyafetimi alıp giyinmeye başladım. Odamdan dışarı çıkarak salona doğru ilerledim. Babam olacak herif ve biraz önceki adam bir şeyler konuşuyordu. Sessizce onları dinliyordum. Babamın beni çağırmasıyla korkmaya başladım;
B: Buraya gel güzel kızım.
Güzel kızım? Adama iyi görünmek için maskelenmişti anlaşılan. Yanlarına gittim yavaş adımlarla. Yüzlerine bakmıyordum. Adamın sesini duymamla içimde bir ürperme olmuştu. Sesi fazlasıyla derin ve kalındı...
Tae: Yüzüme bakarmısınız küçük hanım?
Fazlasıyla nazik konuşması biraz da olsa, sakinleşmemi sağlamıştı. Başımı yavaşca kaldırıp adamın yüzüne baktım. Çok gençti...sandığımdan daha gençti hem de. Babam olacak herifin beni yaşlı bir adama sattığını sanıyordum...Adam güldü, ne güzel gülüyordu. Adamın yüzüne öylece baktığım aklıma gelince utandım...bu yüzden gülüyordu. Elimden nazik bir şekilde tutarak konuşmaya başladı;
Tae: Hadi gidelim, hmm?
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-1
Sadece başımı salladım. Önden yürüyerek evden dışarı çıktık. Gördüğüm bir sürü arabayla gözlerim irice açıldı. Bu adam neyin nesiydi? Arabalardan birinin önüne geldik ve kapıyı açıp, ilk önce benim binmemi bekledi. Arabaya bindikten sonra kapıyı kapatıp, kendisi de diğer taraftan bindi. Şoför arabayı çalıştırdı ve hayatımın mahv olduğu bu evden uzaklaşmaya başladık. Bilmiyordum yeni hayatımın benim için nasıl olacağını...iyi mi olurdu? Yoksa kötü mü? Yoksa dahada mı beter?
İkimizden de ses çıkmıyordu. Başımı eğmiş, kucağımdaki ellerimle oynuyordum. Ellerimin üzerine konan ellerle başımı kaldırıp yan tarafıma baktım. Adam bana gülümseyerek bakıyordu. Gözlerim doldu...ilk kez biri bana gülümseyerek bakıyordu. Sinirli bir şekilde değil, ya da her an bana vuracakmış gibi değil. Adam gözlerimin dolduğunu fark edince yüzü düştü ve telaşlı bir şekilde konuşmaya başladı;
Tae: Ne oldu? İyimisin?
Başımı olumsuz bir şekilde sağa-sola salladım. Gözümden düşen yaşlarla ellerini ellerimden çekip yüzüme getirdi ve silmeye başladı. Çok nazik davranıyordu...Ben alışık değildim buna.
Tae: Şşş, ağlama. Sorun yok. Benden korkuyorsan eğer...Ahh, bak...korkma benden. Tamam mı? Sana asla zarar vermem ben. Güven bana.
"B-ben...bana b-böyle d-davranılmasına a-alışık d-değilim..."
Tae: Güzelim benim...Her şeyden haberim var. Ne yaşadığını biliyorum. Her şeyi biliyorum. O adamın sana neler yaptığını biliyorum.
"N-ne?"
Tae: Bunları uzun-uzun konuşacağız zaten. İlk önce eve varmalıyız.
Yine hiç bir şey söylemedim, sadece başımı sallamakla yetindim. Bu adam kimdi? Nereden biliyordu benim yaşadıklarımı? Ama bir şeyi çok iyi anladım...Bu adam benim hayatımı kurtarmakla kalmadı, hem de hayatım olacaktı...
...
Bir süre sonra bir evin önünde durduk. Bahçe kapısı olduğu düşündüğüm büyük kapılar açılınca biraz daha ilerledik. Burası bahçeydi. Araba durdu ve şoför inip adamın kapısını açtı. Ben beklemeden kapıyı açıp inecektim ki, adamın hangi ara gelip kapımı açtığını anlayamadım. Elini uzatmış, tutmamı beklemişti. Biraz tereddüd etsem de , tuttum ve arabadan indim. Etrafa bakmaya başladım. Burası çok güzeldi ama...
pin.it/6QsA91ywT (𝒃𝒐̈𝒚𝒍𝒆 𝒃𝒊𝒓 𝒆𝒗 𝒐𝒍𝒅𝒖𝒈̆𝒖𝒏𝒖 𝒅𝒖̈𝒔̧𝒖̈𝒏𝒖̈𝒏)
Adam elimden tuttu ve eve doğru ilerlemeye başladık. Kapıya varıp, zili çaldı ve açılmasını bekledik. Kapıyı hizmetçi olduğunu düşündüğüm bir kız açtı, kızın anında yüzü düşmüştü. Fazla önemsemedim ve içeri girdik. Adam hizmetçi kıza doğru döndü ve sert sesiyle konuşmaya başladı;
Tae: Biz odamdayız. Sakın rahatsız etmeyin.
H: E-emredersiniz efendim.
Kızın kekeleyerek konuşması dikkatimi çekmişti. Yine de fazla önemsemedim. Adam beni çekiştirerek yukarı çıkarmaya başladı. Bir odanın önüne gelince durduk. Kapıyı açıp kenara çekildi ve önce benim geçmem için kenara çekildi. Yavaş ve bir o kadarda korkak adımlarla odaya girdim. Etrafa bakmaya başladım. Her şey siyahtı, ama çok hoştu. Ferah bir havası vardı...
pin.it/6bFDkkTTG
Kendisi de içeri girdikten sonra kapıyı kapattı, ona doğru döndüm. Bana yine gülümseyerek bakıyordu. Çok güzel gülüyordu...ve şimdi fark ediyorum da, aynı zamanda çok yakışıklıydı. Ahh, ne söylüyorum ben. Kendine gel Taerin. Yine elimden tuttu ve yatağın önüne getirdi. Omuzlarımdan tutarak oturmamı sağladı. Kendisi de yanıma oturdu, yine ve yine ellerimden tuttu. Bu adamın ellerimle derdi neydi? Konuşmaya başlamasıyla dikkatlice onu dinlemeye başladım;
Tae: Buraya neden geldiğini biliyorsundur?
"B-babam...söyledi. Sizinle e-evlenecekmişim."
Tae: Doğru söylemiş.
"Beni b-bırakamazmısınız? İzin verin gideyim buralardan."
Tae: Seni nasıl bıraka bilirim güzelim? Yıllardır hasretinle ölüp-biterken seni nasıl bırakırım? Aşkından yanıp-tutuşurken seni kendimden nasıl uzaklaştırırım?
"S-siz n-neler söylüyorsunuz?"
Tae: Duydun işte. Sana aşığım. Bu bir aylık, 3 aylık bir şey değil. Ben sana dört yıldır aşığım. Dört yıldır seviyorum seni. Dört yıldır koruyorum seni her şeyden. Ama...seni babandan koruyamamışım. Babanın sana şiddet uyguladığını bilmiyordum. Çünkü ben seni sadece dışardayken görüyordum , hem de uzaktan.
Beni yanlış anlamanı istemiyorum. Ben takıntılı biri değilim. Acımasız ve ya kötü biri de değilim. Senin evini gözetlemedim hiç bir zaman. Bana bu konuda güvene bilirsin.
"P-peki...nasıl öğrendiniz bunu?"
Tae: Babanı barda bir kadınla konuşurken duydum...kadın çocuğu olup-olmadığını sordu. Baban da bir kızım var, ama işe yaramazın teki, sürekli dayak yiyor ama yine de akıllanmıyor dedi.
"B-bunu o mu s-söyledi gerçekten?"
Tae: Ahh, hayır güzelim. Ağlama. Lütfen ağlama. Dayanamam gözyaşlarına...
"Babam hayattayken babasızlık çektim ben. Varlık içinde yokluk gibi bir şeydi. Babam beni hiç bir zaman sevmedi. Kızım diye bağrına basmadı asla. Saçlarımı okşamadı. Bana masal anlatmadı. Beni kucağında uyutmadı. Sarılmadı bana. Uyumadı benimle. Yanımda olmadı hiç bir zaman."
Tae: Seni anlıyorum güzelim. Seni çok iyi anlıyorum. Ben de aynı senin çektiğin acıları çektim. Ama şimdi bak nerelerdeyim. Zengin bir iş adamıyım, aynı zamanda mafyayım, şirketlerim var, evlerim, arabalarım var. Çok güçlüyüm.
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-2
"M-mafya mı?"
Tae: Lütfen bunun için benden korkma, ya da uzaklaşma. Ben sana asla zarar vermem. Ben masum insanlara asla zarar vermem. Bana inan...
"A-anladım..."
Tae: Sana neden bunları söyledim biliyormusun?
"H-hayır."
Tae: Örnek veriyorum sana. Sen de ilerde çok güçlü bir kadın olacaksın. Zengin olacaksın, senin de evlerin, arabaların olacak. Asla yokluk çekmeyeceksin. Bunun için sana ben yardım edeceğim. Sana ömrümün sonuna kadar hep destek olacağım. Hep yanında olacağım.
"S-size g-güvene bilirmiyim?"
Tae: Tabiiki de. Bana sonsuz güven.
"Size güveneceğim."
Tae: Bunu duyduğuma sevindim. Ahh, bak adımı söylemeyi unuttum. Ne şaşkınım. Benim adım Taehyung.
"Benim adım-..."
Tae: Taerin...
"Adımı biliyorsunuz."
Tae: Evet, biliyorum tabiiki de. Aşık olduğum kadının adını neden bilmeyecekmişim...
"Siz bana aşıkmısınız gerçekten?"
Tae: Gerçekten aşığım. Çok hem de. Kelimelerle anlatamayacağım kadar çok. Senin için canımı bile vermeye hazırım.
"Hayır! Söylemeyin böyle şeyler. Ö-ölmeyin."
Tae: Şşş, tamam. Söylemiyorum. Korkma.
Artık sizli-bizli konuşmayı bırak, hmm?
"Ahh, t-tamam.
Taehyung?"
Tae: Adım ağzına ne güzel de yakıştı öyle?
"Ş-şey..."
Tae: Utanma benden. İlerde kocan olacağım senin. Benden asla çekinme, tamam mı? Şimdi ne söylüyordun sen?
"B-babam...o ne olacak? Beni buradan a-almaz değil mi?"
Tae: Tabiiki de hayır. Buna asla, ama asla izim vermem. Zaten o çok iyi bir cezayı hakketti. Onunla işim var...
"Ona ne yapacaksın?"
Tae: Sen orasını düşünme. Asıl konu...ben sana benimle evleneceksin dedim ama...sana sormadım hiç...belki istemezsin..
"Ben okuluma devam etmek istiyorum."
Tae: Güzelim, okuluna zaten devam edeceksin. Ama aynı okulda değil. Oradan transfer edileceksin.
"Gerçekten okumama izin verecekmisin?"
Tae: Elbette. Neden izin vermeyeceğimi düşündün?
"B-bilmem. Bazı kocalar öyle yapıyor ya.
Hiii kocam mı dedim?"
Tae: Ahahaha...evet, kocam dedin. Çok tatlısın güzelim. Kocan olacağım...
"Şimdi biz...evlenecekmiyiz?"
Tae: Sen istiyormusun?
"Bilmiyorum. Daha bugün tanıştık. Çok ani olmadı mı? Seni mutlu ede bilirmiyim? Ya seni sevemezsem? Ya seni üzersem?"
Tae: Eğer kendini hazır hissetmiyorsan acelesi yok güzelim. Senin kararların benim için çok önemli. Ne karar verirsen ver, saygı duyacağım. İnan bana beni asla üzmezsin. Ben seni seviyorum, benim sevgim ikimizi de yeter. Ben seninle yalnızca seni sevdiğim için değil, o şerefsiz babandan korumak için evlenmek istiyordum. Ama ben seni beklerim. Sen kendini ne zaman hazır hissedersen o zaman evleniriz, hmm?
"Doğru söylüyorsun.
Tamam. Evlenelim...Seninle evlenmek istiyorum ben."
Tae: Ne? Güzelim, bak. Sana bu konuda baskı yaptığımı düşünmüyorsun değil mi?
"Hayır, asla. Bunu kendim istiyorum. Kendi kararım. Evlenelim."
Tae: Güzelim benim. Beni ne kadar mutlu ettin biliyormusun?
"Seni mutlu edebildiğime sevindim."
Tae: Seni seviyorum...
"Seni sevmeye çalışacağım..."
...
Aradan bir hafta kadar süre geçmişti. Yarın Taehyung'la evlenecektik. Çok heyecanlı ve gergindim. Garip hissediyordum. Hayatım bir hafta içinde çok değişmişti. Evlendikten sonraki hayatımı düşünemiyorum bile. Duygularım karmakarışıktı...ne hissettiğimi tam kestiremiyordum. Ama mutlu olduğumu hissediyordum. İki gün önce Taehyung benim için bir gelinlik şipariş vermişti. Ama akşam gelinliğin yandığını görmüştük. Biri yapmış olmalıydı, ama kimin yaptığını bulamamıştık. Çok üzülmüştüm...Taehyung bunu halledeceğini ve bana yeni bir gelinlik alacağını söylemişti. Bu akşam gelinliği getirecektiler. Bunun için ayrı bir heyecanlıydım.
Odada oturmaktan sıkıldığım için aşağı indim, canım çikolatalı çilek çekmişti. Tam mutfağa girecekken adımı duymamla olduğum yerde durdum. İçerdeki hizmetçi kızlar bir şeyler konuşuyordu. Asla birilerinin konuşmalarını dinlemezdim, ama konuşmada benim adım geçtiyse eğer, işin içinde bir şey vardır...Duyduklarımla donup kalırken ne yapacağımı bilemedim. En iyisi Taehyung'u beklemekti...geri odama çıktım ve yatağa oturup, Taehyung'u beklemeye başladım.
...
Aşağıdan gelen kapı ziliyle Taehyung'un geldiğini anlamıştım. Aşağıya inmedim. Onun yukarı çıkmasını bekledim. Açılan kapıyla başımı çevirdim ve onu gördüm. Elinde büyük bir şey vardı. Elbise gibi...
Tae: Güzelim? Ne yapıyorsun?
"Hoşgeldin. Hiç öyle oturuyordum."
Tae: Hoşbuldum.
Neden karşılamadın beni bugün?
"Aşağıya inmek istemedim."
Tae: Neden? Bir sorun mu var?
"Aslında var...ama nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum."
Tae: Ne oluyor güzelim?
"İlk sen söyle. Elindeki ne?"
Tae: Çok mu merak ediyorsun?
"Evet."
Tae: Hmm, hadi bak bakalım.
Elindekini yatağa bıraktı ve açmam için işaret verdi. Ben de yavaşca fermuarı açtım ve karşılaştığım gelinlikle yüzümdeki kocaman gülümsemeye engel olamadım. Ama bu çok güzeldi...öncekinden daha güzeldi hem de...
pin.it/5JfpvTmia
Ama bu kadar ağır gelinliyi nasıl taşıdı tek başına? Ona doğru döndüm ve ani gelen istekle sarıldım. Elleri havada kaldı, bir süre sonra o da sardı ellerini belime.
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-3
"Çok teşekkür ederim Taehyung."
Tae: Rica ederim güzelim. Sen her şeyin en güzeline layıksın. Beğendin değil mi?
"Evet, çok güzel. Ama Taehyung, bu kadar ağır gelinliyi nasıl taşıdın tek başına?"
Tae: Zor olmadı...Senin kocan güçlü biri. Bu kasları görüyormusun? Bak, bunları ben yapmak için yıllarımı verdim.
"Çok komiksin Taehyung..."
Tae: Yaa, öylemiyim küçük hanım?
"Evet..."
Tae: Dur, sen bir şey söyleyecektin. Neydi?
"Ş-şey...ben biraz önce bir şey duydum. Mutfakta...çalışanlar aralarında konuşurken."
Tae: Ne duydun güzelim? Söyle bana.
"Bana inan lütfen. Ben doğruyu söylüyorum."
Tae: Sana inanıyorum ben. Hadi anlat, korkma.
"Gelinliği o kız y-yakmış Taehyung."
Tae: Ne? Hangisi?
"M-minji..."
Tae: Demek o yapmış ha? Görür şimdi o.
"Taehyung lütfen ona bir şey yapma."
Tae: Merak etme güzelim.
Taehyung odadan çıkıp, hızlı adımlarla aşağıya indi. Ben de peşinden gittim. Mutfağa girip Minji'i yanına çağırdı.
Tae: Minji!
Minji: B-buyurun Bak Kim?
Tae: Hangi cüretle kadınımın gelinliyine zarar verirsin? Sana bu cesaret nereden geliyor?!
Minji: Bay K-kim...ben..
Tae: Ne yaptığını çok iyi biliyorum. Şimdi defol evimizden! Kovuldun!
Minji: B-bay Kim...hayır. Y-yapmayın, lütfen...
Tae: Dua et ki, sadece kovmakla kaldım. Taerin engel olmasaydı eğer, sana yapacaklarımı asla tahmin edemezdin. Defol şimdi!
Minji ağlayarak gittikten sonra Taehyung bana döndü. Ellerini yüzüme koyup, dolan gözlerimden akmakta olan gözyaşlarıma baktı;
Tae: Ağlama güzelim. Neden ağlıyorsun?
"B-benim yüzümden işsiz kaldı."
Tae: Asla kendini suçlama. Bu onun kendi hayasıydı. Diğer çalışanlara sora bilirsin, geçmişte yaptıkları hatalar yüzünden ne kadar çok çalışanı işten çıkardığımı...
"A-ama..."
Tae: Şşş, aması yok. Şimdi hadi yukarı odaya..Erken uyu bugün. Yarın bizim için çok yorucu olacak. İyice dinlenmelisin.
"T-tamam."
...
Tanrım...neden bu kadar heyecanlıydım...
Hem çok sevinçli, hem de fazla stresliydim. Avuç içlerim terleyip duruyordu. Aynanın karşısında kendime bakıyordum, gelinlik çok güzeldi...hayallerimdeki gibi bir gelinlikti. Kapı çalmış, içeri Taehyung girmişti. Fazla yakışıklı olmuştu;
pin.it/5WdnFi4Nb
Karamel rengi saçlarını öne atmıştı, bu onu daha bir yakışıklı yapıyordu.
Bu bir haftada bana o kadar iyi davranmıştı ki, içimde ona karşı küçük sevgi kıvılcımları oluşmuştu bile. Bir haftada bile bana ne kadar değer verdiğini göstermişti, bana sevgisini çokca hissettirmişti. Karanlık hayatıma ışık getirmişti. Ona bir şans verecektim. Onu sevmeyi deneyecektim, sevecektim. Bu adam benim karşıma çıkan bir mucizeydi.
Tae: Güzelim...sen...çok güzelsin. Gözlerimi kamaştırdın güzelliğinle.
"Teşekkür ederim Taehyung-shii. Sen de çok y-yakışıklı olmuşsun. Saçların da havalı olmuş."
Tae: Ben de teşekkür ederim. Hayatıma girmeyi kabul ettiğin için, kadınım, hayatımın bir parçası olmayı kabul ettiğin için. Seni ömrümün sonuna kadar sevip, koruyacağıma yemin ederim. Sana kraliçelerin yaşadığı gibi bir hayat sunucağıma yemin ederim. Asla üzülmene, kırılmana ve ağlamana izin vermeyeceğim. Sana söz veriyorum. Seni seviyorum güzelim...
"Sana inanıyorum Taehyung. Ve...ben de seni...seviyorum."
El-ele tutuşarak düğün salonuna doğru ilerlemeye başladık.
Yeni hayatımıza doğru adımlamaya başladık...
✰ 6 𝑦𝚤𝑙 𝑠𝑜𝑛𝑟𝑎✰
"Taehyung, baksana ne kadar güzel..."
Tae: Kızımız tıpkı sana benziyor bebeğim.
"Hayır, kızımız babasına benziyor."
Tae: Hiçte bile. Baksana, annesi gibi güzel ve tatlı.
"Hayır işte Taehyung, aynı sen. Hem baksana gözünün altında ve burnunda beni var. Seninkiler gibi."
Tae: Bebeğim illaki, benim kopyamı doğurmak istiyorsan, oğlumuz olsun, hmm? Ne dersin? Bir tane oğlumuz olsun, o da bana benzesin. Hadi bir tane daha çocuk yapalım.
"Saçmalama Taehyung ya. Neyim ben? Doğum makinesi mi? Bebeğimiz bir aylık Taehyung. Ben en azından kızımız 5 yaşına gelene kadar ikinci bir çocuk doğurmam."
Tae: Ben illaki oldururum.
"Hayır Taehyung! Olmaz dedim!"
Tae: Tamam ya... bağırma hem, kızımı korkutacaksın.
"Bakıyorum da kızın oldu, karını unuttun."
Tae: Seni hiç unuta bilirmiyim benim güzeller güzelim..Sen benim birtanemsin, sevdiğimsin. Seni çok seviyorum bebegimin annesi...
"Ben de seni çok seviyorum bebeğimin babası..."
~𝑆𝑂𝑁~
Ağağağağağa Min-ji mi ama bu nasıl olur benim en iyi arkadaşım neden bu hikaye de kötü karakter ühühüh 😭😭 bu arada hikaye mük olmuş ❤❤ ama keşke Min-ji yerine Rebeka falan koysaydın düşmenımın hikayede kötü karakter olması iyi olurdu
Teşekkür ederim@@fallen_celestials_group
MÜKEMMEL OLUCAHİNA EMİNİM
Bekliyorum eminim güzeliğinden ❤
Çokseell olmuş 🥹 her zaman ki gibi , ellerine sağlıkkk💕💖
@@istudying438 teşekkür ederim❣️
@@winterrbeaar ne demek efendim lafı bile olmaz💖
Ya çok tatalıydııı agagagaga bayıldımm ellerine emeğine sağlık bebeğim💋💖
Teşekkürlerrr💝
@@winterrbeaar Rica ederim 💕
Anamm kimleri görüyoruz ya
cokkkkkkkkkk guzel yapmıssın ve anlatımına bayıldımmmmmm
@@lara-t7c1l teşekkür ederimmm
Beklemedeyimm eminim bu hikayede hepsi gibi müthiştirrr❤
Abi ya ilkim diye geldim🤦🏻nesye ikinciyim tarihe geçmeli woaa,bekliyoruzzzz💕
İkinci benim😂
@@yoongi.manyağı.7 lan olum gidin ötede oynayın(!)ikinci benim👍🏻
Kavga etmeyin lütfennn🫣
@@winterrbeaar sjsjsjsjsjsjsjs okurlarının kavgasını izleyen bir adet yazar nasıl hisseder sjsjsjsjsjsjjsjs
@@winterrbeaar yok canem şakalaşıyoruz zaten ironi yapıyorem👍🏻 6 gün önceki topluluğna bakarmısınnn?
Geldimmmm🎉🎉🎉🎉🎉❤❤❤
Çokseldi ya 🎉😊❤
@@Jimininserçeparmağı teşekkur ederimm😽
@@winterrbeaar rica ederim 😇💜
Ohaa ağağağa hikaye çok güzel olmuş ellerine sağlık 💗💗
@@Army_Blink-Stay.olan.biri. teşekkür ederimm🎀
Aaa çok güzel olmuş minnoşum benim 💞
Teşekkür ederimm🩷
Çok güzel olmuş canım ablam .
Kastenmi böyle yapıyorsun?
Hikayenin güzelliyinden ölmemimi istiyorsun?
@@Black_Quenn-tae teşekkür ederimm🤭
@@winterrbeaar rica ederim balım 🤗
Çok güzel balımmmmm❤❤❤❤
@@JeonJungkook_Jjk teşekkür ederimm🫶🏻
Hikayeni sabırsızlıkla bekliyorum ❤❤❤❤
Aa minnoşum benim 💞
Aşk okumadım ama şimdi okuyom eminim ki cok guzel olmuşdur şimdiden ellerine sağlık💕
İlk🎉
Geciktim yine off.
Hikaye yookkk
Yorumlarda var
@Mirna-m5p erken geldim mânâ sında demek istemiştimm sjsjsjsjsjjs😅
@@Meganie_shinee 😂😂
Hikaye nerde ?????
@@eminealbayrak8817 alttaki yoruma bak, eğer gozukmüyorsa, yeniden ata bilirim🫶🏻
Aşkım benim hikaye isteğim olacaktı şimdi konu:
-ben arkadaşımın abisine aşık oluyorum abi de (Taehyung) ve ben ona aşıkken onun sevgilisi olacak onun sevgilisi onu aldatacak ben onu teselli falan edeceğim sonra bana aşık olduğunu anlayacak ama hemen öne aktarmayacak sonra Tae arkadaşına beni sevdiğini söyleyecek Tae'nin arkadaşı ise benim arkadaşımın sevgilisi olacak (JK ve arkadaşım💕) işte onlar bizi bir klübeye kapatıp çöpçatanlık yapacaklar ve bizde sevgili olacağız
(Çok uzun anlattım galibaa..)
@@TaeLa_Kim ilk anlamadım ama sonra ne demek istediğini anladim. Yazarim güzelim. Ama geç gele bilir. Elimde daha bir kaç tane istek var. Onları yazdiktan sonra gelecek ssninki❣️
@@winterrbeaar tamam aşkım. Acele değil ne zaman boşsan o zaman yaz balım.🎀✨️
Hiç beğeni yoktu ben de beğenim dedim
☺️ 🥰
Hikaye nerdee
@@Scrayxxw lütfen aşağıdaki yoruma bak, eğer görünmüyorsa yeniden yükleyeyim
@@winterrbeaar görünmüyor maaleseff
Yeniden yükleyecemm@@Scrayxxw
Yeniden yükledim, görünüyor mu?
@@winterrbeaar evett sagoll
Abla seri katil ile bir hikaye yazar mısın lütfen
@@MinYoongi-x99 güzelim eğer böyle bjr hikaye gelirse, soft yaparım. Çünkü ben böyle kanlı, kavgalı şeyler yazamam, kandan falan korkuyorumm🥹❤️🩹
Bişe dıcem abla senin Snapchat var mı
@@zeynepokur558 evet var. Ama sadece fotoğraf çekiyorum onunla. Eğer konuşmak istersen pintime yaza bilirsin❣️
Pinti ???
Pinti nedir senle konuşmak istiyom arkadaş olabiliriz
Pinterest. Bilmiyormusun?@@zeynepokur558